2013 İş Bankası Sınavı Soruları ve Cevapları

MALİYE
1. Geniş anlamda ve dar anlamda kamu harcamasını açıklayınız.
2. Genel ve Katma Bütçe nedir? Aralarındaki fark nedir?
VERGİ
1. Kurumlar Vergisi Mükelleflerini açıklayınız.
2. Muafiyet ve İstisna nedir? Aralarındaki farkı açılayınız.
MEDENİ HUKUK
1. İkametgah nedir? Unsurları nelerdir? Kimler zorunlu İkametgaha tabidir?
2. Zilyetlik nedir? Unsurları nelerdir? Zilyetliğin korunmasındaki zilyetlik davaları nelerdir?
BORÇLAR HUKUKU
1. Borcu sona erdiren haller nelerdir? Bunlardan ibrayı açıklayınız.
2. İbra sözleşmesi şekle tabi midir?
3. Tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmeyi açıklayınız. Taraflardan hangisi öncelikle olarak korunmaktadır? Açıklayınız.
İKTİSAT
1. Para politikası araçları nelerdir? Etkilerini açıklayınız.
2. Kamu finansman açığı nedir? Bu açık nasıl giderilir?
a) Merkez Bankasından borçlanılır ise sonuç ne olur?
b) İç piyasadan borçlanılır ise sonuç ne olur?
3. Kalkınma politikası nedir? Amacı nelerdir?
EKONOMİ SORULARI
1. Tam rekabet piyasasında, piyasa fiyatı ortalama genel masraflar asgarisinin altında iken, firma kârını nasıl en çoklaştırır? Anlatınız.
2. Bir ülkenin ödemeler dengesi açığı ya da fazlası sabit kur sistemi ve serbestçe dalgalanan kur sistemi altında nasıl ortadan kalkar? Anlatınız.
3. Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 01 Ocak 1996 tarihinde kurulan gümrük birliğini iktisadi açıdan değerlendiriniz.
4. Döviz kuru, reel kur, ihracat, ithalat, faiz haddi ve sermaye hareketleri arasındaki ilişkileri açıklayınız.
Not: Her soru 25 puandır.
BİLGİSAYAR SORULARI
1. Zamanında ödenmesi halinde 15.000.000.- TL olan vergi borcunun bir yıl ertelenmesi halinde gelecek yıl ödenmesi gereken tutar; 20.000.000 TL daha sonraki yıl ödenmesi halinde de 30.000.000 TL olacaktır. Banka faiz oranının %40 olduğu bir dönemde vergi borcunun ödenmesi konusunda nasıl bir karar verirsiniz. Bilgisayar Mantığına göre problemin çözüm aşamalarını adım adım sıralayınız ve örnek problemi çözerek karar veriniz. (40 puan)
2. Bilgisayarla yapılabilecek işlemleri ana başlıklar halinde sadece sıralayınız. (10 puan)
3. “A” anüiteyi (anapara+faiz), “P” dönem başında yatırılan anaparayı “i” faiz oranını ve “N” ise periyot sayısını temsil etmek üzere bileşik faiz problemi A=P (1+i) şeklinde verilmektedir.
Yüzde yüz faiz oranı ve beş yıl süre ile her yıl başında yatırılan “1000 TL” gibi bir sabit tutarın beş yıl sonunda ulaşacağı toplam değeri, yukarıdaki formülde sadece “N” değerini değiştirerek hesaplayacak bir hesaplama sürecini bilgisayar mantığına göre madde madde tanımlayınız. Yine aynı değeri kağıdınız üzerinde hesaplayınız. (30 puan)
4. Aşağıdaki kavramları birer cümle ile açıklayınız. (10 puan)
Bit, Byte, RAM, ROM, EPROM, PROM, ENIAC-1, Feedback, Abacus
5. “İşletim Sistemi Programı” kavramını kısaca tanımlayınız ve bildiğiniz işletim sistemi programlarının adını yazınız. (10puan)
PAZARLAMA SORULARI
1. Elektronik Ticaret (E-Commerce) nedir? Geleneksel Pazarlama tekniklerinden farkı nedir? Elektronik Ticaret’in Türkiye’deki şansını değerlendiriniz. (25 puan)
2. Müşteri Odaklı Pazarlama anlayışının belirleyici özellikleri nelerdir? Bu anlayışın diğer yaklaşımlarından (satış odaklı, ürün odaklı gibi) farkı nedir? Türkiye’de Müşteri Odaklı Pazarlama’yı iyi uygulayan bir, iyi uygulamayan bir firmayı örnek veriniz. (25 puan)
3. Türkiye’de perakende ticarete ne oluyor? Bu sektörde meydana gelen değişmeler nereden kaynaklanıyor? Bu değişmelerin bankacılığa yansıması nasıl olabilir? (25 puan)
4. Bir firmada Pazarlama birimi ile Üretim ve Finans birimleri arasında hangi anlaşmazlıklar ve sürtüşmeler çıkabilir? Bunları önlemenin ve çıktıklarında gidermenin yolları nelerdir? (25 puan)
GENEL YETENEK SORULARI
1. Aşağıdaki bileşik sözcüklerden hangisi yapı yönünden, öteki dördünden farklıdır?
a) yurtsever
b)ısıölçereşdeğer
c)eşdeğer
d) uçaksavar
e) uyurgezer
2 .( I) 3 5 10 12 24
( II) 4 7 21 24 72
(III) 5 9 36 40 160
Yukarıdaki sayı dizleri bir kurala göre oluşturulmuştur.Aşağıdakilerden hangisi bu kurala uymaktadır?
a) 6 11 33 38 114
b) 6 11 22 27 54
c) 6 12 17 85 255
d) 6 11 22 66 71
e) 6 11 55 60 300
3. ? 17 22 20 25 22 27 23
Yukarıdaki sıralamada soru işaretinin yerine aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
a ) 25
b) 20
c) 22
d) 23
e) 18
4. 18 23 13 19 11 18 ?
Yukarıdaki sıralamada soru işaretinin yerine ne gelmelidir?
a) 28
b) 26
c) 13
d) 12
e) 10
cevaplar: 1) e 2) e 3) e 4) d
MÜLAKATTA DİKKAT ETMENİZ GEREKENLER
Eskiyi kötülemeyin
Soru: Çalıştığınız şirketten niye ayrılmak istiyorsunuz?
Niçin iş aradığınız yahut eski şirketinizden niye ayrıldığınız söz konusu olacak ve size eski patronunuzla, yöneticilerinizle bir sorununuz olup olmadığı sorulacaktır. Eskileri şikayet etmekten kaçının. Aksi takdirde, mülakatı yürüten “Yarın bizim hakkımızda da böyle konuşur” diye düşünecektir.
Böyle bir soruyla karşılaştığınızda, daha fazla sorumluluk almak istediğinizi, ama çalıştığınız (eski) şirkette bunun mümkün olmadığını; hayatınızda yeni bir “challange” yaşayacak bir döneme geldiğinizi düşündüğünüzü; farklı bir sektörü tanımak ve deneyim kazanmak istediğinizi söylemek daha tehlikesizdir. Yani geçmişi değil, geleceği konuşun.
Sağlam referans gösterin
Soru: Açıp konuşsam, eski yöneticiniz sizin hakkınızda ne söyleyebilir?
Böyle bir sorudan maksat, tepkilerinizi ölçmektir. Hazırlıksız yakalanmış yahut bu sorudan rahatsız olmuş intibaı vermeyin. Yoksa karşınızdakinin konuyu deşeceğinden hatta söz konusu referansları arayacağından şüpheniz olmasın. Eğer eski şirketinizle, yöneticinizle bir sorununuz olmadıysa, konuyu mülakatçının bilmesini istediğiniz çalışmalarınıza, niteliklerinize ve becerilerinize getirin. Tabii abartmadan.
Eski şirketinizde sorunlar yaşadıysanız hatta kavgalı ayrıldıysanız, şeffaf davranmak daha akılcı olacaktır. “Şu şu sorunlarımız oldu. Açıp konuşsanız eski yöneticim size şöyle diyecektir” diyerek, kısaca olayı izah edin ve karşınızdakini ikna etmeye çalışın.
Dikkat: Size böyle bir soru sorulmazsa, konuyu siz açıp da ayağınıza kurşun sıkmayın!
Kusur mu, ne kusuru?
Soru: Bana üç yetkinliğinizi ve üç kusurunuzu sayar mısınız?
Yetkinlikleri saymak kolaydır da (nasılsa CV’nizi hazırlarken bu konuya uzun uzun kafa patlatmışsınızdır) kusurlarınız hakkında konuşmak kolay değildir. Uzmanlar “Sadece ve sadece düzeltilebilir kusurlardan bahsedin” diyorlar. Kusurlarınızı kısaca söyleyin, hemen konuyu bunları ortadan kaldırmak için neler yapacağınıza – hatta mümkünse ne yapmakta olduğunuza – getirin.
“Kabul edilebilir kusurlar” meyanında, mesela, delege etmekte zorlandığınız, fazla otoriter davranmaya eğiliminiz olduğu, bir karar vermeden önce kılı kırk yarma alışkanlığınız, dış görünüşünüze fazla önem vermeniz… sayılabilir ve size puan da kazandırılabilir.
Dikkat: Saydığınız kusurların, başvurduğunuz görevle çelişmemesine dikkat edin. Açıklık derken işi kaçırmayın. Mesela kriz masası için bir yönetici aranıyorsa, “hızlı karar almakta zorlanıyorum” demek pek hayırlı olmayabilir.
Kötü durum senaryosu
Soru: Yöneticiniz sizin görüşlerinizi hiç dikkate almıyor, ne yaparsınız?
Kişiliğiniz ve davranışlarınız hakkında karşınızdakini aydınlatacak bir soru. Soru bir varsayım içerdiği, bir senaryo olduğu için, kaçamak cevaplarla kurtulmanız da mümkün değil.
Böyle bir soru karşısında “Benim fikirlerim her zaman yerindedir; dikkate almıyorsa bu karşımdaki yöneticinin salaklığını gösterir” yahut “Yöneticim fikirlerimi dikkate almıyorsa, demek ki ben dikkate değer bir şey önerememişim” gibi uç cevaplara yer yok. “Önerilerimi bir kere daha gözden geçiririm. Eğer fikirlerimde ısrar ediyorsam, bu kez ’acaba önerilerimi yöneticime doğru ifade edemedim mi?’ diye sorgularım. Olmadı, görüşlerimi niye dikkate almadığını, nerede yanlışımı gördüğünü sorar, anlamaya çalışırım. Belki de benim bilmediğim bilgilere sahiptir, dikkate alması gereken farkla öncelikleri vardır” iyi bir cevap olabilir.
Hazırlıklı olmanız gereken benzer sorular: “Saat 18’de size sabah teslim etmeniz gereken bir iş verilirse ne yaparsınız?” yahut “Altınızda çalışan birisi verdiğiniz talimatları uygulamazsa ne yaparsınız?”
Yabancı dil tuzağı
Soru: May we continue this conversation in English?
Tam da heyecanınızı atmışken, mülakatçı yabancı bir dilde konuşmaya başlıyor. Eğer CV’de yabancı dil bilginizi abartmadıysanız (ki genelde biraz uçulur) sorun yok. İngilizce soruya Türkçe olarak “Ay pardon hazırlıksız yakalandım da biraz…” gibi bir cevap vermeyin, maça 1-0 yenik çıkarsınız. Mülakatçı, yabancı dili bildiği kadarıyla rahat ve tereddütsüz konuşan bir adaya daha anlayışlı davranacaktır.
Temel kuralı unutmayın: CV’nize yabancı dil bilgilerinizi “doğru ve dürüst” olarak aktarın. Mesela ’Excellent’ demek ’ada dili gibi’ demektir, unutmayın!
Motivasyon mu, verimsizlik mi
Soru: Çalışma kapasiteniz yüksek midir?
Tabii ki herkes bu soruya ’evet’ cevabı verecektir. Ama cevabınızdan karşınızdaki mülakatçı ne sonuç çıkaracaktır acaba, o bilinmez. Akşam geç saatlere kadar kalıp çalışıyorsanız, bu sizin dikkatinizi ve direncinizi kaybetmeden uzun saatler çalışabildiğiniz ve motive olduğunuz anlamına mı gelir… yoksa, işinizi zamanında bitiremediğiniz, yetiştiremediğiniz anlamına mı?
En iyisi “Verimli ve yoğun çalışmayı, iş yerinde geç saatlere kadar kalmaya tercih ederim. Ama acil bir durum varsa, iş baskısı ve stres beni genelde etkilemez” gibi bir cevap iyidir.
CV’de boşluk olmasın
Soru: CV’nizde niye 2007 senesi hakkında bilgi yok?
CV’nizde, özel veya mesleki hayatınızda bir tatsız dönemi atlamayı denediniz ve mülakatçı tabii ki bu boşluğu fark etti ve size soruyor. Panik yapmayın, yalana davranmayın. Bir uzman “Hayatta yaşayabileceğimiz kazalardan sorumlu olmayabiliriz; ama bunlara verdiğimiz tepkiden sorumluyuz” diyor. Yani ezilip büzülmeden, kısaca “O dönemde şöyle bir hastalık geçirdim” yahut “Şu kadar ay işsiz kaldım” diyebilirsiniz; ama “Bu dönemi şu şekilde değerlendirdim” (eğitim aldım, staj yaptım, yeni ilişkiler kurdum vs) de diyebilmelisiniz.
Bu boşluk eğer sizin kararınızsa (çocuğumla ilgilenmek için, formasyonumu tamamlamak için, şahsi bir projemi gerçekleştirmek için) bunu başlı başına bir tecrübe olarak aktarın. Kazançlarınızı sıralayın.
Özel yaşam – iş yaşamı
Soru: İş hayatı-özel hayat dengesi sizin için ne kadar önemli?
Aslında, bu sorunun altında yatan gerçek soru şu: “Bu iş sizin için ne kadar önemli? Bu iş için neleri feda etmeye hazırsınız?” Dikkat: “Bu iş için ölürüm” havasına girmek, “Her şeyi feda etmeye hazırım” demek yanlış bir strateji olabilir, geri tepebilir. Eğer başvurduğunuz iş (şirket birleşmesi uzmanlığı, risk yöneticiğili gibi) “zaman zaman özel hayatı yok farz etmeyi gerektiren” türden bir iş değilse, kendinizi süpermen diye yutturmaya kalkmayın. Ya size inanmazlar ya da (daha da kötüsü) söylediğinizi doğru sanırlar, yarın beklerler!
Ayrıca, hayatta işinden başka şeyi düşünmeyen bir aday, sanıldığının aksine, mülakatçının üzerinde çok olumlu bir intiba bırakmaz. En iyisi, zaten en doğrusu, iş yaşamı – özel yaşam dengesini sağlayacak kadar iyi organize olduğunuzu, bu dengenin iş hayatında başarılı olmak için şart olduğunu söylemek. Eklemeyi de unutmayın: Tabii acil ve önemli bir durumda, gerekli fedakarlığı yapmayı da bilirim!
Bir mülakat klasiği
Soru: Kendinizi 5 yıl sonra nerede görüyorsunuz?
Her adaydan, başvurduğu şirketin kültürü ve sunduğu imkanlar hakkında asgari bir ön-bilgi edinmiş olması beklenir. 5-10 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz, gibi bir soruya cevap vermek için, bu şart. Şirkette turn-over yüksekse, şirket dışında bir gelecek beklediğinizi söylemek yanlış olmaz. CEO’nun şirkette stajyer olarak çalışmaya başladığını biliyorsanız, şirkette uzun süre çalışmaktan ve yükselmekten bahsedebilirsiniz. (Bu sayede bir ön-araştırma yaptığınız da anlaşılır.)
Ama abartıp karşınızdakini (özellikle müstakbel yöneticinizse) korkutmayın; ona “6 aya kalmaz seni koltuğundan ederim” tavrı yapmayın. Yani dikkatli davranmakta, yeteri kadar muhteris ama gözü ihtirastan kararmış intibaı vermemekte fayda var. Uzun vadeli beklentileri, umutları olan; kendini geliştirmek, sorumluluk almak, yükselmek isteyen ama bunu başarmak için yoluna çıkanı ezmeye kalkmayacak, dengeli bir aday (gibi) olun.
Özel yaşam, hassas konu
Soru: Medeni durumunuz hakkında biraz bilgi verir misiniz?
Hassas bir soru. Özellikle de çocuk doğurma yaşında genç bir kadına sorulduğu zaman. (O kadar ki kimi ülkelerde mevzuat mülakatta bu soruyu yasaklıyor.) Bu gerekçeyle cevap vermekten kaçınmalı mı? Bu da sakıncalı olabilir. En iyisi “Bu hassas bir soru, ama sormak zorundasınız, sizi anlıyorum”. Ondan sonra özel yaşam-iş yaşamı dengesinin önemi hakkında bir iki kelime edip, soruya çok açık cevap vermekten kaçınabilirsiniz.
Cevap vermek gerekirse, genç bir kadın ne demeli? “Çocuk yapmayı düşünüyorum” derseniz, müstakbel işvereni (doğum izni sebebiyle) korkutabilirsiniz. Aksini söylerseniz, bu kez de özel hayatınızın “tuhaf olduğunu” düşünebilir. En iyisi “Henüz bir karar vermiş değilim” diye sıyrılmak. Hatta ortam müsaitse “Bir kedim var, daha ona bakmayı bile beceremiyorum” türünden bir espri de işe yarayabilir.
Load disqus comments

0 Yorumlarınız