D. NOKTALAMA İŞARETLERİYazıda duygu, düşünce ve isteklerin kolayca anlaşılması için birtakım işaretler kullanılır. Bu işaretlere noktalama işaretleri denir. Noktalama işaretleri yazıda sözün anlam gücünü artırmak ve sözün vurgu, ton gibi özelliklerini belirtmek üzere kullanılır.
Belli başlı noktalama işaretleri şunlardır:
a. Nokta (.) :
*Nokta bir duygu, düşünce ve isteği tam olarak anlatan cümlenin sonuna konur.
Cumhuriyet 29 Ekim 1923’te ilân edildi.
Ak akçe kara gün içindir.
Hepsinin gözleri güzeldir.
* Kısaltmalardan sonra kullanılır. Prof. (profesör), Dr. (Doktor), Cad. (Cadde), Alb. (Albay) T. (Türkçe), Fr. (Fransızca) vb.
Ancak bazı kısatmalardan sonra nokta kullanılmaz.
TDK (Türk Dil Kurumu) TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) MEB (Millî Eğitim Bakanlığı) vb.
* (i)nci anlamında sayılardan sonra sıra bildirmek için kullanılır.
IV. Murat, II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmet), 20. cadde, 21. yüzyıl
* Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları ayırmak için kullanılır.
1.6.2006, 19.5.1919, 1.10.2006
Tarihlerde ay adı yazıyla gösterildiğinde araya nokta konmaz.
1 Haziran 2006, 19 Mayıs 1919, 1 Ekim 2006
* Bir yazıda madde numaralarından sonra konur.
I. 1. A. a.
II. 2. B. b.
b. Virgül (,) :
*Bir cümlede arka arkaya sıralanan eş görevli sözcükleri ve sözcük gruplarını ayırmak için kullanılır.
Nedir o elmaslar, yakutlar, akikler, zümrütler, şunlar bunlar?
Sait Faik Abasıyanık
* Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır.
O gün bu gündür dülger balığı, denizlerin görünüşü pek dehşetli, fakat huyu pek uysal, pek zavallı bir yaratığıdır.
Sait Faik Abasıyanık
* Uzun cümlelerde yüklemden uzak kalan ögeleri belirtmek için kullanılır.
* Cümle içinde ara sözleri ayırmak için kullanılır.
Şimdi, efendiler, müsade buyurursanız, size bir sual sorayım.
Atatürk
* Hitap için kullanılan sözcüklerden sonra kullanılır.
Sayın Başkan,
Değerli arkadaşım,
Sevgili kardeşim,
Efendiler,
* Anlama güç katmak amacıyla kullanılan sözcükler arasında kullanılır.
Kanun diye, kanun diye kanun tepelerdi.
Tevfik Fikret
c. Noktalı virgül ( :
*Cümle içinde virgül bulunan eşit bölümleri, türleri birbirinden ayırmak için kullanılır.
Türkçeden, tarihten yedişer; fizikten, kimyadan beşer numara aldı.
*Biçimce aynı, anlamca birbirine bağlı cümleler arasında kullanılır.
Vatan için ölmek de var;
Fakat borcun yaşamaktır.
Tevfik Fikret
Çok çalışmalıyız; çünkü başarının anahtarı çalışmaktır.
d. İki nokta ( :
*Açıklanacak cümlelerden sonra kullanılır.
Halk şiirinin türleri şunlardır: Koşma, semai, mani, türkü vb.
* Yazıda karşılıklı konuşmanın başlayacağını, birisinin söze başlayacağını belirtmek için kulanılır.
Dizdarbaşı:
- Ali Usta dükkanı arayacağız, dedi.
Koca Ali cevap verdi:
- Niçin?
Ömer Seyfettin
* Edebî eserlerde karşılıklı konuşma bölümlerinde konuşan kişinin adından sonra kullanılır.
Kavuklu: Anlayamadım
Pişekar: Canım beni tanımadığına hayret ediyorum.
e. Üç nokta (...) :
*Tamamlanmamış cümlelerin sonunda kullanılır. Cümleye susma anlamı katar.
- Anneniz nasıl oldu?
- Onu dün...
* Kaba sayıldığı için veya bir başka nedenden dolayı açıklanmak istenmeyen sözlerin yerine üç nokta konur.
* Bir metinde alınmayan cümle veya bölümlerin yerine kullanılır.
* Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayaline bırakıldığını göstermek için kullanılır.
Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...
Faruk Nafiz Çamlıbel
Onlarda neler neler var: Atlar,arabalar, uşaklar...
f. Soru işareti (?) :
*Soru anlamı bildiren cümlelerin sonunda kullanılır.
– Beyim, dedi. Bunu satmıyor musunuz?
– Hangisini?
– Şu keçeyi canım!
Kenan Hulusi Koray
* Bilinmeyen yer, tarih vb. durumları belirtmek için kullanılır.
* Bir bilginin kuşkuyla karşılandığı durumlarda kullanılır.
Ankara’ya üç(?) saatte gelmiş.
g. Ünlem işareti (!) :
*Sevinç, coşku, heyecan, şaşma gibi duyguları anlatan cümlelerden sonra kullanılır.
Ey Türk Gençliği!
Yaşa! Varol!
– Nasıl yaparsın bunu!
* Seslenme ve hitap sözlerinden sonra kullanılır.
– Ak tolgalı Beylerbeyi haykırdı: İlerle!
Yahya Kemal Beyatlı
* Bir söze alay, kinaye ve küçümseme anlamı kazandırmak içinde kullanılır.
Çok bilgili (!) olduğunu söylüyor.
Evi biriktirdiği (!) parayla almış.
h. Kısa çizgi (-) :
*Sözcükler bölünürken satır sonunda kullanılır.
* Dil bilgisinde sözcüklerde kök ve ekleri ayırmak için kullanılır.
baş-kan “başkan” baş-ar-mak “başarmak” baş-ak “başak”
* Eski harflerle yazılmış metinlerdeki tamlama ve bileşik sözcüklerin Latin harflerine çevrilmesinde ögeleri ayırmak için kullanılır.
Divanü Lûgati’t - Türk
bi-çâre
Hakimiyet-i Milliye
menfaat-perest vb.
* Bazı terim, kuruluş ve şehir adları arasında kullanılır.
Eğitim-öğretim, ad-soyad
Fen-Edebiyat Fakültesi vb.
Türkçe- Fransızca Sözlük
Ankara- İstanbul yolu vb.
* Matematikte çıkartma işareti olarak kullanılır.
27 - 17 = 10
ı. Uzun çizgi (–) :
*Satır başında konuşmaları göstermek için kullanılır.
– Buraya yeni mi taşındınız?
– Kaç yaşındasın?
* Tiyatro eserlerinde konuşanın adından sonra kullanılır.
SÜTÇÜ– Hanım abla kaç litre süt alacaksın?
PİŞEKAR– Sana oraya git demedim, zihninden orasını bir geçir.
KAVUKLU– Zihnimin gözü ufaktır geçmez efendim.
i. Tırnak işareti (“...”) :
*Herhangi bir metinden ya da başka bir kişiden alınan bölümleri ve sözleri göstermek için kullanılır.
Deveye, “Neden boynun eğri?” diye sormuşlar. O da “Nerem doğru ki?” demiş.
* Özel olarak belirtilmek istenen sözleri göstermek için kullanılır.
Tam bir cümlenin sonuna “nokta” konur.
j. Ayraç (Parantez) ( ( ) ) :
*Cümlenin yapısıyla ilgili olmayan açıklama ve sözler ayraç içine alınır.
Bilim, teknik (uygulayım) alanındaki yayınlar...
* Tiyatro eserlerinde konuşanın hareketlerini, durumunu açıklamak için kullanılır.
Kavuklu- Pekâla (Düşünür.) Buldum, ne olacak?
k. Kesme işareti ( , ) :
*Özel adlardan sonra getirilen iyelik ve hâl eklerini ayırmak için kullanılır.
Atatürk’ün doğduğu ev.
Ankara’nın kuzeyinde
Çankaya Köşkü’ne
Çalıkuşu’nda
Ancak kurum ve kuruluş adlarında; akım çağ ve dönem adlarında; ay ve gün adlarında ve deyimlerde geçen özel adlarda kesme işareti kullanılmaz.
Türk Dil Kurumuna Açıköğretim Lisesi Müdürlüğüne, Türk Halk Edebiyatının, Millî Edebiyat Akımının, 23 Nisanda, Alinin külahını Veliye (giydirmek) vb.
Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekle kesme işaretiyle ayrılmaz.
*Yabancı özel adlardan sonra getirilen çokluk ve yapım ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Nice’ler (Nisler) Bordeaux’lu (Bordokslu)
*Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için kullanılır.
MEB’in, TDK’nin, TV’ye kğ’dan, mm’yi, cm’den
*Cümlede rakamları ayırmada kullanılır.
Cumhuriyet 29 Ekim 1923’te ilân edildi.
2’inci kat,
1972’de doğdum.
1966’dan 2002’ye kadar İstanbul’da oturduk.
* Manzum yazılarda ölçü gereği düşürülen harfin yerine kullanılır.
Şu karşıki yüce dağlar
Acep bizim dağlar m’ola?
Kara yaslı benim anam
Oğul der de ağlar m’ola?
Sümmani
Belli başlı noktalama işaretleri şunlardır:
a. Nokta (.) :
*Nokta bir duygu, düşünce ve isteği tam olarak anlatan cümlenin sonuna konur.
Cumhuriyet 29 Ekim 1923’te ilân edildi.
Ak akçe kara gün içindir.
Hepsinin gözleri güzeldir.
* Kısaltmalardan sonra kullanılır. Prof. (profesör), Dr. (Doktor), Cad. (Cadde), Alb. (Albay) T. (Türkçe), Fr. (Fransızca) vb.
Ancak bazı kısatmalardan sonra nokta kullanılmaz.
TDK (Türk Dil Kurumu) TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) MEB (Millî Eğitim Bakanlığı) vb.
* (i)nci anlamında sayılardan sonra sıra bildirmek için kullanılır.
IV. Murat, II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmet), 20. cadde, 21. yüzyıl
* Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları ayırmak için kullanılır.
1.6.2006, 19.5.1919, 1.10.2006
Tarihlerde ay adı yazıyla gösterildiğinde araya nokta konmaz.
1 Haziran 2006, 19 Mayıs 1919, 1 Ekim 2006
* Bir yazıda madde numaralarından sonra konur.
I. 1. A. a.
II. 2. B. b.
b. Virgül (,) :
*Bir cümlede arka arkaya sıralanan eş görevli sözcükleri ve sözcük gruplarını ayırmak için kullanılır.
Nedir o elmaslar, yakutlar, akikler, zümrütler, şunlar bunlar?
Sait Faik Abasıyanık
* Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır.
O gün bu gündür dülger balığı, denizlerin görünüşü pek dehşetli, fakat huyu pek uysal, pek zavallı bir yaratığıdır.
Sait Faik Abasıyanık
* Uzun cümlelerde yüklemden uzak kalan ögeleri belirtmek için kullanılır.
* Cümle içinde ara sözleri ayırmak için kullanılır.
Şimdi, efendiler, müsade buyurursanız, size bir sual sorayım.
Atatürk
* Hitap için kullanılan sözcüklerden sonra kullanılır.
Sayın Başkan,
Değerli arkadaşım,
Sevgili kardeşim,
Efendiler,
* Anlama güç katmak amacıyla kullanılan sözcükler arasında kullanılır.
Kanun diye, kanun diye kanun tepelerdi.
Tevfik Fikret
c. Noktalı virgül ( :
*Cümle içinde virgül bulunan eşit bölümleri, türleri birbirinden ayırmak için kullanılır.
Türkçeden, tarihten yedişer; fizikten, kimyadan beşer numara aldı.
*Biçimce aynı, anlamca birbirine bağlı cümleler arasında kullanılır.
Vatan için ölmek de var;
Fakat borcun yaşamaktır.
Tevfik Fikret
Çok çalışmalıyız; çünkü başarının anahtarı çalışmaktır.
d. İki nokta ( :
*Açıklanacak cümlelerden sonra kullanılır.
Halk şiirinin türleri şunlardır: Koşma, semai, mani, türkü vb.
* Yazıda karşılıklı konuşmanın başlayacağını, birisinin söze başlayacağını belirtmek için kulanılır.
Dizdarbaşı:
- Ali Usta dükkanı arayacağız, dedi.
Koca Ali cevap verdi:
- Niçin?
Ömer Seyfettin
* Edebî eserlerde karşılıklı konuşma bölümlerinde konuşan kişinin adından sonra kullanılır.
Kavuklu: Anlayamadım
Pişekar: Canım beni tanımadığına hayret ediyorum.
e. Üç nokta (...) :
*Tamamlanmamış cümlelerin sonunda kullanılır. Cümleye susma anlamı katar.
- Anneniz nasıl oldu?
- Onu dün...
* Kaba sayıldığı için veya bir başka nedenden dolayı açıklanmak istenmeyen sözlerin yerine üç nokta konur.
* Bir metinde alınmayan cümle veya bölümlerin yerine kullanılır.
* Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayaline bırakıldığını göstermek için kullanılır.
Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...
Faruk Nafiz Çamlıbel
Onlarda neler neler var: Atlar,arabalar, uşaklar...
f. Soru işareti (?) :
*Soru anlamı bildiren cümlelerin sonunda kullanılır.
– Beyim, dedi. Bunu satmıyor musunuz?
– Hangisini?
– Şu keçeyi canım!
Kenan Hulusi Koray
* Bilinmeyen yer, tarih vb. durumları belirtmek için kullanılır.
* Bir bilginin kuşkuyla karşılandığı durumlarda kullanılır.
Ankara’ya üç(?) saatte gelmiş.
g. Ünlem işareti (!) :
*Sevinç, coşku, heyecan, şaşma gibi duyguları anlatan cümlelerden sonra kullanılır.
Ey Türk Gençliği!
Yaşa! Varol!
– Nasıl yaparsın bunu!
* Seslenme ve hitap sözlerinden sonra kullanılır.
– Ak tolgalı Beylerbeyi haykırdı: İlerle!
Yahya Kemal Beyatlı
* Bir söze alay, kinaye ve küçümseme anlamı kazandırmak içinde kullanılır.
Çok bilgili (!) olduğunu söylüyor.
Evi biriktirdiği (!) parayla almış.
h. Kısa çizgi (-) :
*Sözcükler bölünürken satır sonunda kullanılır.
* Dil bilgisinde sözcüklerde kök ve ekleri ayırmak için kullanılır.
baş-kan “başkan” baş-ar-mak “başarmak” baş-ak “başak”
* Eski harflerle yazılmış metinlerdeki tamlama ve bileşik sözcüklerin Latin harflerine çevrilmesinde ögeleri ayırmak için kullanılır.
Divanü Lûgati’t - Türk
bi-çâre
Hakimiyet-i Milliye
menfaat-perest vb.
* Bazı terim, kuruluş ve şehir adları arasında kullanılır.
Eğitim-öğretim, ad-soyad
Fen-Edebiyat Fakültesi vb.
Türkçe- Fransızca Sözlük
Ankara- İstanbul yolu vb.
* Matematikte çıkartma işareti olarak kullanılır.
27 - 17 = 10
ı. Uzun çizgi (–) :
*Satır başında konuşmaları göstermek için kullanılır.
– Buraya yeni mi taşındınız?
– Kaç yaşındasın?
* Tiyatro eserlerinde konuşanın adından sonra kullanılır.
SÜTÇÜ– Hanım abla kaç litre süt alacaksın?
PİŞEKAR– Sana oraya git demedim, zihninden orasını bir geçir.
KAVUKLU– Zihnimin gözü ufaktır geçmez efendim.
i. Tırnak işareti (“...”) :
*Herhangi bir metinden ya da başka bir kişiden alınan bölümleri ve sözleri göstermek için kullanılır.
Deveye, “Neden boynun eğri?” diye sormuşlar. O da “Nerem doğru ki?” demiş.
* Özel olarak belirtilmek istenen sözleri göstermek için kullanılır.
Tam bir cümlenin sonuna “nokta” konur.
j. Ayraç (Parantez) ( ( ) ) :
*Cümlenin yapısıyla ilgili olmayan açıklama ve sözler ayraç içine alınır.
Bilim, teknik (uygulayım) alanındaki yayınlar...
* Tiyatro eserlerinde konuşanın hareketlerini, durumunu açıklamak için kullanılır.
Kavuklu- Pekâla (Düşünür.) Buldum, ne olacak?
k. Kesme işareti ( , ) :
*Özel adlardan sonra getirilen iyelik ve hâl eklerini ayırmak için kullanılır.
Atatürk’ün doğduğu ev.
Ankara’nın kuzeyinde
Çankaya Köşkü’ne
Çalıkuşu’nda
Ancak kurum ve kuruluş adlarında; akım çağ ve dönem adlarında; ay ve gün adlarında ve deyimlerde geçen özel adlarda kesme işareti kullanılmaz.
Türk Dil Kurumuna Açıköğretim Lisesi Müdürlüğüne, Türk Halk Edebiyatının, Millî Edebiyat Akımının, 23 Nisanda, Alinin külahını Veliye (giydirmek) vb.
Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekle kesme işaretiyle ayrılmaz.
*Yabancı özel adlardan sonra getirilen çokluk ve yapım ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Nice’ler (Nisler) Bordeaux’lu (Bordokslu)
*Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için kullanılır.
MEB’in, TDK’nin, TV’ye kğ’dan, mm’yi, cm’den
*Cümlede rakamları ayırmada kullanılır.
Cumhuriyet 29 Ekim 1923’te ilân edildi.
2’inci kat,
1972’de doğdum.
1966’dan 2002’ye kadar İstanbul’da oturduk.
* Manzum yazılarda ölçü gereği düşürülen harfin yerine kullanılır.
Şu karşıki yüce dağlar
Acep bizim dağlar m’ola?
Kara yaslı benim anam
Oğul der de ağlar m’ola?
Sümmani
ÜNİTE IV SÖZCÜK (KELİME) BİLGİSİ
A. SÖZCÜKTE YAPIYukarıdaki metni inceleyiniz. Metinde her bir sözcüğün bir anlamı, bir kısmının da görevi olduğunu göreceksiniz. Uyan, bak, vur, iç sözcüklerinin bir anlamı, ki sözcüğünün de bir görevi vardır. Yukarıdaki metinde görüldüğü gibi sözcüğün yapısında hem kök hem de ekler yer almaktadır. Kök sözcük: Sözcüğün ek almamış, başka bir sözcükle birleşmemiş ya da türetilmemiş yalın durumudur. Yukarıda incelediğiniz metinde, ağaç, yaprak, iç, güneş, uyan, bak sözcükleri kök durumundadır. Sözcüğün ek almış durumuna gövde denir.
Türkçede kendi başına anlamı olan ya da cümle kuruluşuna yarayan sözlere sözcük denir.
Yukarıdaki metinde uyan, bak, bir, sabah güneş, vur, iç sözcüklerinin her birinin anlamı vardır. “ki” sözcüğü ise uyandım, baktım ile bir sabah arasında bağ kurmaktadır. Yani sözcüğün cümlede bir bağlama görevi vardır. Bu sözcükler uyan-dım, bak-tım, vur-muş, iç -ime vb. ekler ile birleşerek cümleyi anlamlı bir hâle getirmiştir. Uyan-dım sözcüğünde; uyanma eylemi,eylemin zamanı ve eylemi yapan kişi belirtilmektedir. Baktım sözcüğünde de aynı şekilde eylem, eylemin zamanı ve kişisi bellidir. Metinde güneş bir varlığı, kuş-lar, ağaç-lar da bu varlıkların çoğulunu göstermektedir.Türkçede iki türlü kök sözcük vardır: İsim kökü ve fiil kökü. İsim soyundan gelen sözcük köklerine isim kökü; fiil soyundan gelen sözcük köklerine de fiil kökü denir. El, göz, ok, taş, dış, ağaç, tepe, deniz sözcükleri isim kökü; gülmek, içmek, bilmek, taşmak, vb. fiil köküdür. Türkçede hem isim hem de fiil kökü olan sözcükler de vardır. Bu durum daha çok sesteş (eş sesli) sözcüklerde görülür.
iç- içmek
dil- dilmek
acı- acımak
taş- taşmak vb.
Siz de hem isim hem fiil kökü olarak kullanılan sözcüklere örnekler bulunuz. Aşağıdaki metni inceleyiniz. Fiil ve isim köküne örnek sözcükler bulunuz.
Aşağıdaki metinde hem isim hem de fiil kökü durumunda olan sözcükleri gösteriniz. Anlamlarını söyleyiniz.
Yarsana
Çağlar sular yarsana
Gam çekme **** gönül
Bulunmaz mı yar sana
Çünkü Ferhat’ım dersin
Su dağları yarsana
(Cinaslı Mâni)
EKLER
Sözcük türetmeye veya sözcüklerin görevlerini belirtmeye yarayan parçalara (takılara) ek denir. Türkçede eklerden bir kısmı eklendiği sözcüğün anlamını değiştirerek yeni anlamda sözcükler türetir. Bir kısmı da sözcüğün cümledeki görevini belirler. Türkçede yapım ekleri ve çekim ekleri olmak üzere iki tür ek vardır.
A. YAPIM EKLERİ
İsim ya da fiil köklerine eklenerek yeni anlamda sözcükler türeten eklere yapım ekleri denir. Yapım ekleri dört türlüdür.
1. İsimden isim yapma ekleri: İsim kök veya gövdelerine eklenerek yeni anlamda sözcükler türeten eklerdir.
-ak eki; başak,
-kan eki; başkan
-çı eki; bin işçi, bir başçı vb.
-lık eki; ağaç-lık, odun-luk, zeytin-lik, göz-lük, kitap-lık, şeker-lik boş-luk vb.
-ci/-çi eki; şeker- ci, göz-cü, av-cı
-li eki; şeker-li, tat-lı, tuz-lu, akıl-lı, us-lu vb.
-lik eki; genç-lik, bek-çi-lik, pazar-lık vb.
-suz/-suz eki; su-suz, ana-sız, baba-sız, tatsız, kol-suz ölçü-süz
-daş eki; arka-daş karın-daş (kardeş) soy-daş, yol-daş, meslek-taş, sır-daş vb.
2. İsimden fiil yapma ekleri: İsim kök veya gövdelerine getirilerek fiil türeten eklerdir.
-lan/-len eki; canlanmak, hastalanmak, hoşlanmak. can-la-n-, hasta-la-n-, hoş-la-n-,
-lamak/-lemek, eki; taşla-mak, sula-mak, karşıla-mak temizle-mek, üf-le-mek, vb.
-l eki; ince- ince-l-, -kısa- kısa-l-kısalmak, doğrulmak doğru- doğru-l-
-al/-el eki; az- az-al-mak ; çok- çoğ-al-mak, düz- düz-el-mek, kör- el- mek, bun-bun-al-mak, azalmak, düzelmek, çoğalmak, kinelmek, bunalmak vb.
- ak- ağar-, boz- bozar- yaş-ar-
-ar/-er eki; ağarmak, bozarmak, yaşarmak, başarmak, morarmak vb.
baş-ar- mor-morar-, gök-göker-
-damak eki; fısıldamak, şırıldamak, fısıl-fısılda- (şırıl) şırıl- şırılda-
-ık/-ik eki; ac-ık- geç- gecik- acukmak, gecçikmek, gözükmek, birikmek, vb.
3. Fiilden isim yapma ekleri: Fiil kök ve gövdelerinden isim yapmak için kullanılan eklerdir. Bu eklerin belli başlıları şunlardır:
- mak/mek eki; aç-mak, yazmak, okumak, beklemek, başlat-mak, düşün-mek vb.
-ma/-me eki; yazma, okuma, duruşma, uzama, gelme, gitme.
-ış/-iş eki;alış-veriş, çekil-iş, otur-uş, dur-uş, gül-üş, yürü-yüş, gör-üş vb.
-mek eki; alım- satım, geçim, takım, yazım, ölüm, uçur-um, doğum, yudum
(yut-um) giy-im, bil-im, sev-im, düğ-üm vb.
- gi/ - gı eki; vergi, görgü, sil-gi, al-gı, bilgi
duygu-, sor-gu, sar-gı, sez-gi, çizgi vb.
gın/-gin eki; dal-gın, salgın, bilgin, olgun
gir-gin, azgın, kes-kin, dur-gun vb.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Siz de başka örnekler bulunuz.
-gar/-gen eki; alıngan, çekin-gen, üret-ken, çalış-kan
-gın-/gin- eki; ol-gun, er-gin yor-gun, dur-gun vb.
bez-gin vb.
-ıcı/-ici eki; yap-ıcı, sat-ıcı besle-y-ici, ver-ici
geç-ici, yüz-ücü uç-ucu kur-ucu vb.
-ç eki; kıskan-ç, iğren-ç, inan-ç, sevin-ç gülün-ç
-ak /-ek eki; açık, yatık, çökük, döşek, dilek, dönek, tapınak, durak, sıgınak oturak
-n eki; tütün, yığın, bütün uzun, ekin, akın, gelin vb.
- a/-e eki; yar-a, oy-a, öt-e, “öte yaka”
-tı/-ti; -tu/-tü eki; ak-ın-tı, gez-in-ti, süprüntü, çöküntü, üzüntü, görüntü
-anak/- enek eki; görenek, gelenek, yığınak, olanak, seçenek, değnek vb.
4. Fiilden fiil yapma ekleri: Fiil kök ve gövdelerinden fiil yapmak için kullanılan eklerdir.
-ma- /-me- (olumsuzluk eki); olmamak, gezmemek, gezinmemek, başlamamak, eritmemek, bilmemek
-n- eki; al-ınmak, öğren-mek, gezin-mek, tutun-mak, sürünmek, aran-mak, tıkan-mak, taşın-mak, söylen-mek
- l eki; düşül-mek, seçil-mek, görül-mek, korkul-mak, eğlenil-mek, yatıl-mak
-ş eki; dövüş-mek, tanış-mak, atış-mak, uçuşmak, gülüş-mek, ağlaş-mak, koşuş-mak, bölüş-mek vb.
- r eki; düşürmek, pişirmek, yatırmak, göçürmek, doyurmak, duyurmak
-t eki; aratmak, düzeltmek, yükseltmek, yürütmek, akıtmak, sapıtmak, acıtmak, darıtmak, kızartmak, söyletmek vb.
- d ı r- / - d i r-; -dur/-dür- eki; yedirmek, açtırmak, buldurmak, döndürmek, yatıştırmak, geciktirmek, yazdırmak, sevdirmek, öptürmek, artırmak vb.
-ar- /-er eki; koparmak, çıkarmak, gidermek vb.E ANLATIM 2
B. ÇEKİM EKLERİÇekim ekleri bağlandığı sözcükle diğer sözcükler arasında ilgi kuran eklerdir.
Bu ekler sözcüğün anlamını, çeşidini değiştirmez, görevini belirler.
“Türkçe ağzımda annemin sütüdür.”
Yahya Kemal Beyatlı
Yukarıdaki cümlede, “Türkçe, ağız, anne, süt” sözcükleri kendi başlarına bir anlam ifade etmezler. Bu sözcükler arasında bağ kuran “-mda, -min, -üdür” ekleri sözü anlamlı hâle getirmektedir.
Çekim ekleri şunlardır:
1. Çokluk ekleri: Tekil olan varlıklara eklenen -lar/-ler ekleridir.
ağaç-lar, kuş-lar, çiçek-ler, kalem-ler, dağlar, okul-lar vb.
2. İyelik ekleri: İyelik ekleri eklendiği ismin karşılığı olan varlığın kime ait olduğunu gösteren eklerdir.İLVE ANLATIM 2
Tekil 1. kişi - m
2. kişi - n
3. kişi - ı, i, u, -ü, -sı, -si, -su, sü
Çoğul 1. kişi -mız, -miz, -muz, -müz
2. kişi -nız, -niz, -nuz, -nüz
3. kişi - ları, -leri
çamta-m ev-im kardeş-im
çanta-n ev-in kardeş-in
çanta-sı ev-i kardeş-i
çanta-mız ev-imiz kardeş-imiz
çanta-nız ev-iniz kardeş-iniz
çanta-ları ev-leri kardeş-leri
3. Aitlik eki: - ki
yerde-ki (yerdeki taş)
dolapta-ki (dolaptaki yiyecek)
elbisede-ki leke (elbisedeki leke)
4. Durum ekleri: Cümlede isimlerin yüklendiği görevi belirleyen; ismin cümle içerisinde öteki sözcüklerlerle olan ilişkisini belirleyen eklerdir. Durum ekleri şunlardır:
a. Yalın durum (hâl): ağaç, çiçek, okul, sıra dağlar, taşlar vb.
b. Yönelme durumu (-e, durumu): ağaç-a, sıra-ya, okul-a, dağlar-a, taşlar-a
c. Belirtme durumu (- i durumu): ağaç-ı, sıra-yı, çiçeğ-i, okul-u, dağlar-ı, taşlar-ı
ç. Kalma durumu (-de durumu): ağaç-ta, sıra-da, çiçek-te, okul-da, dağlar-da, taşlar- da
d. Çıkma durumu (-den durumu): ağaç-tan, sıra-dan, çiçek-ten, okul-dan, dağlar-dan, taşlar-dan vb.İLVE ANLATIM 2
5. Tamlama ekleri: okul-un kapı-sı, bahçe-nin ağaçlar-ı, Türk bayrağ-ı Ayşe’nin baba-sı vb.
6. Fiil çekiminde kullanılan kip ve kişi ekleri
gidiyor-um, okul açıl-dı çalış-acak-ım, söyle-di-m görecek-sin vb
A. SÖZCÜKTE YAPIYukarıdaki metni inceleyiniz. Metinde her bir sözcüğün bir anlamı, bir kısmının da görevi olduğunu göreceksiniz. Uyan, bak, vur, iç sözcüklerinin bir anlamı, ki sözcüğünün de bir görevi vardır. Yukarıdaki metinde görüldüğü gibi sözcüğün yapısında hem kök hem de ekler yer almaktadır. Kök sözcük: Sözcüğün ek almamış, başka bir sözcükle birleşmemiş ya da türetilmemiş yalın durumudur. Yukarıda incelediğiniz metinde, ağaç, yaprak, iç, güneş, uyan, bak sözcükleri kök durumundadır. Sözcüğün ek almış durumuna gövde denir.
Türkçede kendi başına anlamı olan ya da cümle kuruluşuna yarayan sözlere sözcük denir.
Yukarıdaki metinde uyan, bak, bir, sabah güneş, vur, iç sözcüklerinin her birinin anlamı vardır. “ki” sözcüğü ise uyandım, baktım ile bir sabah arasında bağ kurmaktadır. Yani sözcüğün cümlede bir bağlama görevi vardır. Bu sözcükler uyan-dım, bak-tım, vur-muş, iç -ime vb. ekler ile birleşerek cümleyi anlamlı bir hâle getirmiştir. Uyan-dım sözcüğünde; uyanma eylemi,eylemin zamanı ve eylemi yapan kişi belirtilmektedir. Baktım sözcüğünde de aynı şekilde eylem, eylemin zamanı ve kişisi bellidir. Metinde güneş bir varlığı, kuş-lar, ağaç-lar da bu varlıkların çoğulunu göstermektedir.Türkçede iki türlü kök sözcük vardır: İsim kökü ve fiil kökü. İsim soyundan gelen sözcük köklerine isim kökü; fiil soyundan gelen sözcük köklerine de fiil kökü denir. El, göz, ok, taş, dış, ağaç, tepe, deniz sözcükleri isim kökü; gülmek, içmek, bilmek, taşmak, vb. fiil köküdür. Türkçede hem isim hem de fiil kökü olan sözcükler de vardır. Bu durum daha çok sesteş (eş sesli) sözcüklerde görülür.
iç- içmek
dil- dilmek
acı- acımak
taş- taşmak vb.
Siz de hem isim hem fiil kökü olarak kullanılan sözcüklere örnekler bulunuz. Aşağıdaki metni inceleyiniz. Fiil ve isim köküne örnek sözcükler bulunuz.
Aşağıdaki metinde hem isim hem de fiil kökü durumunda olan sözcükleri gösteriniz. Anlamlarını söyleyiniz.
Yarsana
Çağlar sular yarsana
Gam çekme **** gönül
Bulunmaz mı yar sana
Çünkü Ferhat’ım dersin
Su dağları yarsana
(Cinaslı Mâni)
EKLER
Sözcük türetmeye veya sözcüklerin görevlerini belirtmeye yarayan parçalara (takılara) ek denir. Türkçede eklerden bir kısmı eklendiği sözcüğün anlamını değiştirerek yeni anlamda sözcükler türetir. Bir kısmı da sözcüğün cümledeki görevini belirler. Türkçede yapım ekleri ve çekim ekleri olmak üzere iki tür ek vardır.
A. YAPIM EKLERİ
İsim ya da fiil köklerine eklenerek yeni anlamda sözcükler türeten eklere yapım ekleri denir. Yapım ekleri dört türlüdür.
1. İsimden isim yapma ekleri: İsim kök veya gövdelerine eklenerek yeni anlamda sözcükler türeten eklerdir.
-ak eki; başak,
-kan eki; başkan
-çı eki; bin işçi, bir başçı vb.
-lık eki; ağaç-lık, odun-luk, zeytin-lik, göz-lük, kitap-lık, şeker-lik boş-luk vb.
-ci/-çi eki; şeker- ci, göz-cü, av-cı
-li eki; şeker-li, tat-lı, tuz-lu, akıl-lı, us-lu vb.
-lik eki; genç-lik, bek-çi-lik, pazar-lık vb.
-suz/-suz eki; su-suz, ana-sız, baba-sız, tatsız, kol-suz ölçü-süz
-daş eki; arka-daş karın-daş (kardeş) soy-daş, yol-daş, meslek-taş, sır-daş vb.
2. İsimden fiil yapma ekleri: İsim kök veya gövdelerine getirilerek fiil türeten eklerdir.
-lan/-len eki; canlanmak, hastalanmak, hoşlanmak. can-la-n-, hasta-la-n-, hoş-la-n-,
-lamak/-lemek, eki; taşla-mak, sula-mak, karşıla-mak temizle-mek, üf-le-mek, vb.
-l eki; ince- ince-l-, -kısa- kısa-l-kısalmak, doğrulmak doğru- doğru-l-
-al/-el eki; az- az-al-mak ; çok- çoğ-al-mak, düz- düz-el-mek, kör- el- mek, bun-bun-al-mak, azalmak, düzelmek, çoğalmak, kinelmek, bunalmak vb.
- ak- ağar-, boz- bozar- yaş-ar-
-ar/-er eki; ağarmak, bozarmak, yaşarmak, başarmak, morarmak vb.
baş-ar- mor-morar-, gök-göker-
-damak eki; fısıldamak, şırıldamak, fısıl-fısılda- (şırıl) şırıl- şırılda-
-ık/-ik eki; ac-ık- geç- gecik- acukmak, gecçikmek, gözükmek, birikmek, vb.
3. Fiilden isim yapma ekleri: Fiil kök ve gövdelerinden isim yapmak için kullanılan eklerdir. Bu eklerin belli başlıları şunlardır:
- mak/mek eki; aç-mak, yazmak, okumak, beklemek, başlat-mak, düşün-mek vb.
-ma/-me eki; yazma, okuma, duruşma, uzama, gelme, gitme.
-ış/-iş eki;alış-veriş, çekil-iş, otur-uş, dur-uş, gül-üş, yürü-yüş, gör-üş vb.
-mek eki; alım- satım, geçim, takım, yazım, ölüm, uçur-um, doğum, yudum
(yut-um) giy-im, bil-im, sev-im, düğ-üm vb.
- gi/ - gı eki; vergi, görgü, sil-gi, al-gı, bilgi
duygu-, sor-gu, sar-gı, sez-gi, çizgi vb.
gın/-gin eki; dal-gın, salgın, bilgin, olgun
gir-gin, azgın, kes-kin, dur-gun vb.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Siz de başka örnekler bulunuz.
-gar/-gen eki; alıngan, çekin-gen, üret-ken, çalış-kan
-gın-/gin- eki; ol-gun, er-gin yor-gun, dur-gun vb.
bez-gin vb.
-ıcı/-ici eki; yap-ıcı, sat-ıcı besle-y-ici, ver-ici
geç-ici, yüz-ücü uç-ucu kur-ucu vb.
-ç eki; kıskan-ç, iğren-ç, inan-ç, sevin-ç gülün-ç
-ak /-ek eki; açık, yatık, çökük, döşek, dilek, dönek, tapınak, durak, sıgınak oturak
-n eki; tütün, yığın, bütün uzun, ekin, akın, gelin vb.
- a/-e eki; yar-a, oy-a, öt-e, “öte yaka”
-tı/-ti; -tu/-tü eki; ak-ın-tı, gez-in-ti, süprüntü, çöküntü, üzüntü, görüntü
-anak/- enek eki; görenek, gelenek, yığınak, olanak, seçenek, değnek vb.
4. Fiilden fiil yapma ekleri: Fiil kök ve gövdelerinden fiil yapmak için kullanılan eklerdir.
-ma- /-me- (olumsuzluk eki); olmamak, gezmemek, gezinmemek, başlamamak, eritmemek, bilmemek
-n- eki; al-ınmak, öğren-mek, gezin-mek, tutun-mak, sürünmek, aran-mak, tıkan-mak, taşın-mak, söylen-mek
- l eki; düşül-mek, seçil-mek, görül-mek, korkul-mak, eğlenil-mek, yatıl-mak
-ş eki; dövüş-mek, tanış-mak, atış-mak, uçuşmak, gülüş-mek, ağlaş-mak, koşuş-mak, bölüş-mek vb.
- r eki; düşürmek, pişirmek, yatırmak, göçürmek, doyurmak, duyurmak
-t eki; aratmak, düzeltmek, yükseltmek, yürütmek, akıtmak, sapıtmak, acıtmak, darıtmak, kızartmak, söyletmek vb.
- d ı r- / - d i r-; -dur/-dür- eki; yedirmek, açtırmak, buldurmak, döndürmek, yatıştırmak, geciktirmek, yazdırmak, sevdirmek, öptürmek, artırmak vb.
-ar- /-er eki; koparmak, çıkarmak, gidermek vb.E ANLATIM 2
B. ÇEKİM EKLERİÇekim ekleri bağlandığı sözcükle diğer sözcükler arasında ilgi kuran eklerdir.
Bu ekler sözcüğün anlamını, çeşidini değiştirmez, görevini belirler.
“Türkçe ağzımda annemin sütüdür.”
Yahya Kemal Beyatlı
Yukarıdaki cümlede, “Türkçe, ağız, anne, süt” sözcükleri kendi başlarına bir anlam ifade etmezler. Bu sözcükler arasında bağ kuran “-mda, -min, -üdür” ekleri sözü anlamlı hâle getirmektedir.
Çekim ekleri şunlardır:
1. Çokluk ekleri: Tekil olan varlıklara eklenen -lar/-ler ekleridir.
ağaç-lar, kuş-lar, çiçek-ler, kalem-ler, dağlar, okul-lar vb.
2. İyelik ekleri: İyelik ekleri eklendiği ismin karşılığı olan varlığın kime ait olduğunu gösteren eklerdir.İLVE ANLATIM 2
Tekil 1. kişi - m
2. kişi - n
3. kişi - ı, i, u, -ü, -sı, -si, -su, sü
Çoğul 1. kişi -mız, -miz, -muz, -müz
2. kişi -nız, -niz, -nuz, -nüz
3. kişi - ları, -leri
çamta-m ev-im kardeş-im
çanta-n ev-in kardeş-in
çanta-sı ev-i kardeş-i
çanta-mız ev-imiz kardeş-imiz
çanta-nız ev-iniz kardeş-iniz
çanta-ları ev-leri kardeş-leri
3. Aitlik eki: - ki
yerde-ki (yerdeki taş)
dolapta-ki (dolaptaki yiyecek)
elbisede-ki leke (elbisedeki leke)
4. Durum ekleri: Cümlede isimlerin yüklendiği görevi belirleyen; ismin cümle içerisinde öteki sözcüklerlerle olan ilişkisini belirleyen eklerdir. Durum ekleri şunlardır:
a. Yalın durum (hâl): ağaç, çiçek, okul, sıra dağlar, taşlar vb.
b. Yönelme durumu (-e, durumu): ağaç-a, sıra-ya, okul-a, dağlar-a, taşlar-a
c. Belirtme durumu (- i durumu): ağaç-ı, sıra-yı, çiçeğ-i, okul-u, dağlar-ı, taşlar-ı
ç. Kalma durumu (-de durumu): ağaç-ta, sıra-da, çiçek-te, okul-da, dağlar-da, taşlar- da
d. Çıkma durumu (-den durumu): ağaç-tan, sıra-dan, çiçek-ten, okul-dan, dağlar-dan, taşlar-dan vb.İLVE ANLATIM 2
5. Tamlama ekleri: okul-un kapı-sı, bahçe-nin ağaçlar-ı, Türk bayrağ-ı Ayşe’nin baba-sı vb.
6. Fiil çekiminde kullanılan kip ve kişi ekleri
gidiyor-um, okul açıl-dı çalış-acak-ım, söyle-di-m görecek-sin vb
0 Yorumlarınız