Kara Ahmet Paşa Nasıl Öldü?

Elif Naci'nin 1963 yılında Hayat Dergisi'nde kaleme aldığı "Topkapı Sarayı Cinayetleri" dizisinde bu kez, Hürrem Sultan ile Rüstem Paşa'nın ikinci Veziriazam kurbanı Kara Ahmet Paşa'nın öldürülmesini okuyacaksınız...

**********

Kanuni'nin, Hürrem'den dünyaya gelen oğlu Selim'in veliaht olabilmesi için, Mahidevran adındaki cariyeden doğan Mustafa'nın ortadan kalkması gerekiyordu. Damat Makbul İbrahim Paşa'nın (Pargalı) katli de, bu imkanı sağlamış oldu.
Rüstem Paşa ile Hürrem Sultan, bu işi fevkalade maharetle başardılar. Pargalı İbrahim Paşa'nın öldürülmesi hadisesi, halk üzerinde hiç de fena bir tesir yapmadı ama, Mustafa'nınki öyle olmadı. Halk ve ordu arasında şiddetle başgösteren hoşnutsuzluk büyüdü, büyüdü ve nihayet Rüstem Paşa'nın azliyle sükunet bulabildi. 

(Solda: Kara Ahmet Paşa'nın vezirlerle son toplantısını yaptığı Kubbealtı...)


Rüstem'in yerine Veziriazamlığa getirilecek adamın, dürüst ve sevilen bir sima olması lazımdı. Burada Kara Ahmet Paşa'dan daha münasibi olamazdı. Kara Ahmet Paşa, zaten Şehzade Mustafa'nın yakını idi.
Hatta bir rivayete göre Paşa, Şehzade'nin öldürüleceğini gizlice haber almış, babasının davetine gitmemesini bile tavsiye etmişti. Bunun için de, veziriazamlık kendisine teklif olunduğu zaman, başına bir felaket gelmesi ihtimalini düşünerek, önce kabul etmemişti.
Kanuni ısrar edince, razı oldu. Kara Ahmet Paşa, adil,  insaflı, hayırsever bir vezir ve ordunun teveccühünü kazanmış bir kumandandı. Aynı zamanda Yavuz Sultan Selim'in kızı ve Kanuni Süleyman'ın kardeşi Fatma Sultan'la evliydi.Şehzade Mustafa vakası biraz unutulduktan sonra, Rüstem Paşa'nın tekrar iş başına gelmesi lazımdı. Nasıl olacaktı bu iş? Ahmet Paşa'nın bertaraf edilmesi kabil değildi. Bir adamın durup dururken öldürülmesi zor bir işti.
Kanuni Sultan Süleyman, böyle kirli işlere girişmek istemiyordu. Ama, Hürrem ve Rüstem bu işi kafalarına koymuşlar, çare düşünüyorlardı. Hürrem, Mihrimah ve Rüstem (Mihrimah Sultan ile Rüstem Paşa evliydi), bu üçlü kumpanya, baş başa verdi. Aslı esası olmayan bir takım iftiralar uydurdular. Mısır halkını ağır vergiye mahkûm ettiğini, Düzme Mustafa vakasında parmağı olduğunu iddia ederek. Padişah'tan, Kara Ahmet Paşa'nın katli fermanını aldılar.
1553 senesi Kasım'ının altıncı günü, Topkapı Sarayı Kubbealtı vezirlerinin toplantısı vardı... Günlerden cuma idi... Kara Ahmet Paşa, Kubbealtı vezirleriyle mühim memleket işlerini uzun uzun görüşmüştü. Meclis sona ereceği sırada, Çavuşbaşı Padişah'ın kendisini arz odasında beklediğini haber verdi. Divandan sonra zaten Veziriazam'ın, arz odasına giderek, Hünkar'a devlet işleri hakkında malumat vermesi adetti. 

(Solda: Kara Ahmet Paşa'nın divan kararlarını, Padişah'a arzetmek üzere Babüssaade'ye doğru yürüdüğü yol.)
Veziriazam, elinde birtakım evrak ye dosyalarla Ağalar Kapısı'na doğru yürüdü. Kapıya yaklaştığı sırada, Bostancıbaşı, öteki vezirlerin durmalarınısöyledi. Herkes fevkalâde bir hadisenin olacağını anlamış gibiydi. Paşa, yalnız olarak kapıdan girdi. Babüssaade'nin iki yanında gizlenmiş olan cellatlar, fırlayıp Veziriazam'ın üzerine çullandı ve birkaç dakikada işini bitiriverdi.
Topkapı'da, Kara Ahmet Paşa'nın ölümünden sonra, Kanuni tarafından tamamlanmış bir camii vardır ki, kendisi bu caminin cadde üzerinde bulunan türbesinde gömülüdür.
Mektep, medrese gibi bir hayli hayratı olan Kara Ahmet Paşa'nın, bir iftira yüzünden öldürülmesi, Osmanlı tarihinde, kıymetli bir Veziriazam'ın harcanmasına sebep olmuştur.


(Yazan: Elif Naci - 1963)
Load disqus comments

0 Yorumlarınız