Eskişehir-Kütahya Muharebelerinde beklenenden daha hızlı bir şekilde ilerleyen Yunan ordusu lojistik sıkıntılar başladığı için Sakarya ırmağının batısında geçici olarak durmuş ve bir süre beklemeye başlamıştır.Bu bekleyiş sırasında Yunan ordusunun amacı son saldırıyı yapmak için İzmir limanından gelen lojistik yardımı almak ve Türk ordusunu ağır bir yenilgiye uğratarak Ankara’yı ele geçirmektir.bu sırada Türk ordusunun toparlanma ihtimalini de göze alan yunan ordusu yaklaşık 100 Km’lik geniş bir alana yayılarak Türk ordusunun gücünü bölmeyi amaçlamıştır.
14 Ağustosta yeniden ilerlemeye başlayan Yunan birlikleri Sakarya ırmağının doğusuna geçince Türk ordusuyla karşılaşmışlardır.
Sakarya savaşı bir ölüm kalım savaşı olarak nitelendirilebilir.Çünkü bu savaş kaybedilecek olursa Ankara işgal edilecek TBMM çok zor bir duruma düşecektir.Bu nedenle ordu komutanları Türk askerlerini yüreklendirmeye çalışmışlardır.Türk ordusu ile Yunan ordusu arasındaki güç dengesi Yunan ordusu lehine idi.Bu fark ancak Türk askerinin yiğitlik ve kahramanlığı ile kapatılabilirdi.Mustafa Kemal Paşa durumun önemini komutanlara çektiği telgraflarla anlatılmıştır.Bu muharebelerde Mustafa Kemal Paşanın uyguladığı harp taktiği çok dikkat çekicidir.Bu taktik Yunan generalleri tarafından çözülememiş ve Yunan ordusunun mağlup edilmesinde etkili olmuştur.Mustafa Kemal Paşanın komutanlara çektiği telgraftaki:”hattı müdafaa yoktur.Sathı müdafaa vardır.O satıh bütün vatandır” şeklindeki emri bu taktiği özetler niteliktedir.
Sakarya Muharebesi 22 gün 22 gece sürmüştür.Düşman saldırısını durdurmayı başaran Türk ordusu 11 Eylülde büyük bir karşı saldırı başlatarak 13 Eylülde yunan cephesinin bozularak dağılmasını sağlamıştır.Böylece Türk ordusu tam bir zafer kazanmıştır.Bu zafer TBMM’nin hem iç politikada hem de dış politikada otoritesini artırmıştır.
Sakarya meydan Muharebesinin sonuçları:
• Avrupalı devletler karşısında 1683’teki II.Viyana kuşatmasından beri süregelen geri çekilme Sakarya zaferi ile sona ermiştir.
• Sakarya savaşı Türk ordusu adına Kurtuluş savaşındaki son savunma savaşı olmuştur.Türk ordusu bu savaştan sonra taarruza geçmiştir.
• Azerbaycan Gürcistan ve Ermenistan devletleriyle 13 Ekim 1921’de Kars antlaşması imzalanmış böylece Kafkas sınırımız kesinlik kazanmıştır.
• İtilaf devletleri arasındaki görüş ayrılıkları artmıştır.Bunun sonucu olarak Fransa ile 20 ekim 1921’de Ankara antlaşması imzalanmıştır.
• 22 Ekim 1921’de İngiltere ile “esir değişimi antlaşması” imzalanmıştır.uluslar arası eşitlik ilkesine uygun bir şekilde imzalanan bu antlaşmayla daha önce Malta’ya sürgün edilmiş olan Türk esirleri Anavatan’a dönmeleri sağlanmıştır.2 Ocak 1922’de Ukrayna ile “Dostluk” antlaşması imzalanmıştır.
• II.İnönü savaşı sonrasında başlayan İtalyan ordusunun Anadolu’dan çekilmesi Sakarya Muharebesinden sonra tamamlanmıştır.
• Mustafa kemal Paşaya TBMM tarafından Gazilik unvanı ile “mareşallik” rütbesi verilmiştir.
• Yunan ordusu itilaf devletlerinden aldığı desteği kaybetmiştir.
• İtilaf devletleri TBMM’ye barış yapma teklifinde bulunmuşlar fakat TBMM misak-ı milliye uymayan bu teklifi imzalamayı kabul etmemiştir.
• Sakarya savaşından sonra yaklaşık bir yıl boyunca yunan ordusuyla büyük bir savaş yapılmamıştır.Türk ordusu bu zaman dilimini çok iyi değerlendirerek tekalif-i Milliye emirlerini bütün yurt çapında uygulayarak ordunun taarruz gücüne kavuşmasını sağlamıştır.
• Yunan ordusu Sakarya savaşından sonra yeni bir saldırı yapmaktan vazgeçmiştir.Ele geçirmiş olduğu yerleri kaybetmemek amacıyla savunma önlemleri almaya başlamıştır.
Ankara antlaşması(20 Ekim 1921)
Güneydoğu Anadolu’da Kuvay-ı Milliye güçlerine karşı üstünlük sağlayamayan Fransa Sakarya savaşının Türk ordusu tarafından kazanılması üzerime TBMM ile Ankara antlaşmasını imzalamıştır.
Ankara antlaşmasını bazı maddeleri şunlardır:
• Bu antlaşma ile iki taraf arasındaki silahlı çatışmalar sona erecektir.
• İki tarafta karşılıklı olarak ellerindeki esirleri serbest bırakacaktır.
• Hatay(Antakya) ve İskenderun özerklik verilmesi koşuluyla Fransa yönetimindeki Suriye’ye bırakılacaktır.
Antlaşmanın Önemi:
• Güney cephesi kapanmıştır.Buradaki birlikler batı cephesine aktarılmıştır.
• Fransa TBMM’yi ve Misak-ı Milliyi tanıyan ilk itilaf devleti olmuştur.
• İtilaf devletleri arasındaki fikir ayrılıkları daha da artmıştır.Bu durum Anadolu’daki direniş gücünü artırmıştır.
• Hatay’ın Fransa yönetimindeki Suriye’ye bırakılmasıyla Misak-ı Milli’den ikinci taviz verilmiştir
0 Yorumlarınız