Türkler 751 yılında yapılan Talas savaşıyla İslamiyetle tanıştılar. Bu savaş Müslüman Araplarla Çinliler arasında oldu Türkler Araplara yardım ederek savaşın kazanılmasını sağladı. Bu savaştan sonra Araplarla Türkler arasında gerek ticari gerekse kültürel etkileşim başlamış oldu.
Müslümanlığı kabul eden ilk Türk devleti Karahanlılardır. 10. yüzyılın ilk yarısında hükümdar Satuk Buğra Han Müslümanlığı kabul etti. Türkler' de kitleler halinde Müslüman olmaya başladı.
Türkler İslamiyet' i kabul ettikten sonra şehirlerde toplanmış, kültür ve medeniyet merkezi kurmuşlardır. Camiyi şehrin merkezi kabul eden anlayış hakim olmuştur. İbadet edilen bu mekanların yanına hastane ve kütüphane, medrese gibi yapılar yapılmış, sosyal ve kültürel mekanlar oluşturulmuştur. Bu yapıların bütününe külliye ismi verilir. Ticaret alanları, külliyelerin yakınlarında kurulmuştur.
Yeni Kültürün Edebiyata
Yansıması
Türkler İslamiyeti kabul ettikten sonra Kur'an
' ı Kerim ve temel kitapları Arapça olmasından dolayı Arapça öğrenmişlerdir.
Medreselerde bilim dili Arapçadır. Edebiyat dili Farsça olarak
kullanılmaya başlanmıştır.
Bu durum Anadolu Selçuklu' larından sonra kurulan
Anadolu Beyliklerine kadar sürmüştür. 15 Mayıs 1207 tarihinde Karaman oğlu
Türkçe' yi devlet dili olarak ilan etmiştir.
Osmanlı Devleti' nin kurulmasından sonra Türkçe
İmparatorluk dili olmuştur. 15. yüzyıldan sonra Arapça - Farsça Türk
Diline kurallarıyla Türk Diline girmiştir.
Geçiş Dönemi Eserleri
1-)
Kutat-gu Bilig = Yusuf Has Hacip
2-) Atebetül-Hakayık =
Edip Ahmet Bin Yük Neki
3-) Divan-ı Lügat-it
Türk = Kaşgarlı Mahmut
4-) Divan-ı Hikmet =
Ahmet Yesevi
1-) Kutat -gu Bilig = Yusuf Has Hacip
Kutlu
bilgi anlamına gelir. Adaletli, erdemli, ahlaklı olmayı amaçlayan bir toplumun
konuşmasını söylemek isteyen edebiyatımızın ilk siyaset örneğidir. Mesnevi nazım
biçimiyle yazılmıştır. 6645 beyittir. Edebiyatımızın ilk
mesnevisidir. Hakaniye lehçesi kullanılmıştır. Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
Didaktik (öğretici) bir eserdir.Karahanlı hükümdarı, Tubgaç Buğra Han' a sunulmuştur. Hakaniye (Karahanlı) Türkçesiyle yazılmıştır.
Ödülmiş = Akıl, Zeka = Vezirin oğlu
Ay-Toldu = Saadet = Veziri sembolize eder.
Kün-Togdı = Adalet = Hükümdar
Odgurmuş = Akıbet ( Hayatın Sonu) =Vezirin oğlunun arkadaşı
2-) Atebetül-Hakayık
Karahanlı (Hakaniye)
diliyle yazılmıştır. Yazarı Edip Ahmet Bin Yükneki dir. Bu yazar bir din
adamıdır fakat başarılı bir şair değildir. Eserini aruz ölçüsüyle ve mesnevi
tarzıyla yazmıştır. Eserin ismi hakikatlerin eşiği anlamına gelir. Eserde
44 beyit 1001 dörtlük vardır. Edip Ahmet eserinde bilim öğrenmenin
faydalarını cömertliğin övülmesini, cimriliğin yerilmesini, alçak gönüllülüğü ve
bunun gibi konuları anlatmıştır. Bu açıdan eser didaktik bir nasihatnamedir.
Eserde bolca arapça ve farsçaya rastlamak mümkündür. Edip Ahmet son olarak bu
eseri adının yaşaması, eserden faydalanılması, gelecek kuşaklara hatıra kalması
amacıyla yazmıştır.
3-) Divan-ı Hikmet
Ahmet Yesevi yazmış
olduğu şiirlerini topladığı kitaba Divan-ı Hikmet adını vermiştir. Ahmet Yesevi
Türklere Müslüman' lığı ve tasavvufu öğretmek için Hikmet denilen şiirler yazdı.
Bu şiirler 10.000 lerce seveni tarafından bütün Türk coğrafyasında halka
öğretildi. Ahmet Yesevi' nin Hikmetleri İslamiyet etkisinde gelişen Türk
edebiyatı nazım şekillerinden İlahi'nin ilk örnekleri olarak kabul edilir.- Ahmet Yesevi Dini-Tasavvufi Türk halk şiirinin kurucusu kabul edilir.
4-) Divan-i Lugat-i Türk
1071 yılında
Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır. Bağdat halifesine sunulmuştur.
Eserin anlamı Türk dillerinin sözlüğüdür. Türkçe' nin ilk sözlüğüdür.
Yazar Doğu Türkistan' dan Hazar çevresinde yaşayan bütün Türk boylarını gezerek
eserini oluşmuştur. Farklı Türk Boylarındaki kelimeleri karşılaştırmalı
sunmuştur.Lehçelerin gramer yapılarıyla ilgilide bilgiler vermiştir. Ayrıca Türk kültürü coğrafyası ve tarihine ilişkin bilgilerde eserinde mevcuttur. Bu eserde eski Türk edebiyatına ait sagu, koşuk, sav, gibi eserler günümüze kadar ulaşmıştır. Türk Boyları haritası yer almaktadır. Türkçe' nin ilk ansiklopedik kaynağıdır. Kaşgarlı Mahmut bu eserini arapçanın yoğun olarak kullanıldığı dönemde Türkçe' ye sahip çıkmak ve Araplara Türkçe' yi öğretmek amacıyla yazmıştır.
0 Yorumlarınız