Uçağın Bulunuşu, Uçağın İcadı, Wright Kardeşler


1900 yıllarına doğru, bir gün Orville Wright (Örvil Rayt), Ohio (Ohayo)’ daki Dayton şehrinin kütüphanesinde bir kitap okumuştu. Bunda bir adamın motorsuz uçağa benzer bir araçla, yani kocaman bir uçurtma ile uçtuğundan söz ediliyordu. Orville Wright bu büyük başarıya hayran oldu, kendisi de uçmak istedi. Onun bu merakı, kardeşi Wilbur (Vilbur)’u da sardı. İki kardeş, uçak yapmak için çalışmaya başladılar. Wright kardeşler bisikletçilikle uğraşırlardı. Dükkânlarının içinde dolambaçlı bir tünel açtırdılar; bu tünelde oluşan rüzgârın kanatlar üzerinde nasıl etkiler yapacağını denemeye başladılar. Ayrıca uçurtmalar üzerinde de denemeler yaptılar. Artık hep bunlarla uğraşıyor ve yaptıkları uçak taslaklarını ilerletiyorlardı. En sonunda büyük bir uçurtma, yani motorsuz bir uçak yapmayı başardılar. Sonra bir de motor yaptılar. Bunları 1903 yılının 17 Aralık günü Kuzey Carolina (Karolayna)’da bir yere götürdüler. Burada motoru uçurtmaya yerleştirdiler, yani uçurtmayı uçak şekline soktular. İki kardeş bu uçakla ilk defa hangisinin uçacağını kura ile tayin ettiler. Kurayı Orville kazandı.
Çok soğuk ve güneşsiz bir gündü; kesici bir rüzgâr esiyordu; uçağın etrafındaki beş kişi ısınmak için kollarını açıp kapıyor ve yerlerinde sıçrıyorlardı. Fakat bu şiddetli soğuğa rağmen, Orviile uçağa fazla ağırlık yükletmemek için sırtına palto bile almadı. Saat onu tam beş geçe Orviile Wright uçağa bindi. Makine gürledi, aksırıp öksürdü ve uçak yükseldi; havada ileri gitti, yana kaydı; on iki saniye uçtuktan sonra 30-35 metre ileriye kondu. Olay, fevkalâde önemliydi ve medeniyet tarihinde bir dönüm noktası teşkil ediyordu. Yüzyılların rüyası, nihayet gerçekleşiyordu: İnsanlar, kendilerini toprağa bağlayan zincirleri kırmış, gökyüzünde uçmaya başlamışlardı.
İnsanoğlunun uçma hevesi, insanlık tarihi kadar eskidir. Buna rağmen uçaklar ve çeşitli hava araçları 2 yüzyıldır havada…
Modern teknolojinin gelişmesinden önce insan bu eski isteğini yerine getirebilmek için kuşları taklit ederek sonuca varmaya çalışıyordu. Kanatlı araçlar, kanat takan insanlar vs.. tarihte sık rastlanılan olaylardan bazılarıdır.
Yapılan ilk kanatlı alete “Ornithopter” adı verilmiştir. Basit bir ornithopter ağır, hantal, tekerlekli ve kanatları olan bir araçtı. Zarif değildi. Estetik bakımından birçok problemi vardı. Ağır olması yerden kalkmasını zorlaştırıyordu.
Bu problemlerle sağlıklı bir şekilde uçmak imkansızdı. Uçmak için daha değişik yolları düşünmeyen başlayan insanlar daha “hafif” bir çözüm buldular. Balon… Teoride herşey tamamdı. Balonun içindeki gaz, havadan daha hafif olacağı için uçuş gerçekleşebilecekti. Ancak çıkacak bir rüzgarın bu “hafif” balonu nereye götüreceği belli değildi. Aynı şekilde nasıl ineceği de ayrı bir tartışma konusuydu. İnsanoğlu her seferinde olduğu gibi yine hayalkırıklığı içindeydi. Bu işle uğraşan insanlar sadece kuşları seyrederek yetineceklerdi anlaşılan….
Wright Kardeşler Sahneye çıkıyor…..
Ohio, Daytonlu iki bisiklet ustası olan Wilbur ve Orville Wright, 1899′da kuşların nasıl uçtukları hakkında kendilerine ipucu verebilecek herşeyi sistemli bir şekilde incelemeye başladılar. Bilimsel eserlerde ve eski insanların deneyimleri arasında kendi işlerine yarayacak hiçbirşey olmadığını kısa sürede anlayan Wright kardeşler sadece Berlin yakınlarındaki bir tepe üstünden planörle uçuş denemeleri yapan ve bu konuda çok dikkatli notlar tutan Alman mühendisi Otto Lilienthal’in çalışmaları vardı.
Lilienthal kuşların uçmalarını çok yakından incelediği için planörünün bir kuşu andırmasına fazla şaşmamak gerekir. Fakat o içlerinde ünlü ressam ve geçtiğimiz aylarda CircumSpice’ta hayatını okuduğunuz Leonardo Da Vinci’nin de olduğu birçoklarını cezbeden tuzağa, yani kuş uçuşunu temsil eden kanat çırpma olayının cazibesine kapılmadı. Lilienthal uçabilecek bir uçağın havayla temas halinde olan sabit bir kanadı olması gerektiğini gösterdi. Kararlı bir uçuşu gerçekleştirebilmek için gerekli kontrol sadece onun söylediği böyle bir kanat tarafından sağlanabilirdi ve bu konuda Wright kardeşler de onunla uyuşuyordu.
Wilgur ve Orville Wright bilimsel öğrenim görmemişler liseden daha yüksek bir okuldan da ayrı gitmemişlerdi. Fakat uçma alanındaki çalışmalarını ilerlettirken kendi bilimsel yönlerini de model uçaklar, uçurtmalar, insan taşıyan planörler ile yaptıkları yüzlerce deney sayesinde bu konuda bilimsel bir eser hazırlayacak kadar ilerlettiler. Hatta hazırladıkları 200′den çok farklı tipteki kanatları denemek için bir rüzgar tüneli dahi yaptılar. Wright kardeşlerin 17 Aralık 1903′te Orville’in kontrolünde havalanan ilk uçağı aerodinamik ses teorisine bağlı kalınarak yapılmıştı. Otto Lillienthal ve Wright Kardeşler uçak dizaynı kurumunu kurdular. Bundan sonraki her şey hava içinden geçişi ile uçapğın havalanmasını sağlayan sabit kanat doktrininin bir devamıydı. Fakat kanat kontrol edilemiyordu. Wright kardeşler, iyi bir uçak dizaynınnda kanadın ani esen şiddetli rüzgarların zararlı etkisiyle sert havanın aşağı ve yukarı çekici etkisine karşın pilotun düzeltmesiyle kanadın daha uygun bir vaziyet almasını sağlayan bir mekanizma bulunması gerektiğini anladılar. Kuşları gözleyerek sert havalarda uçuş düzeylerini korumak için kanat uçlarını nasıl büktüklerini not aldılar. Kanat bükmeyi planörlerinin kanatlarının uçaklarını bir mekanizma yardımıyla eğerek taklit ettiler. Deneylerinden bunun işe yarayacağını tahmin etmişlerdir. Gerçekten de işe yaramıştır. Kanat eğmenin uçuş aerodinamiğini nasıl etkilediğini doğru bir şekilde tahmin ettiler ve anladılar. Wright Kardeşler artık uçabilen bir uçak yaratmışlardı. Yeni görevleri ise onu nasıl uçuracaklarını öğrenmekti. Bunu onlara gösterebilecek ne bir kitap ne de bir öğretmen vardı. Fakat nasıl dizayn yapılacağını öğrendikleri gibi bunu da öğrendiler.Yavaş yavaş ve metotlu bir şekilde uçakla dönüş yapabileceklerinden çok zaman önce emin olmuşlardı. Daha ilk denemelerinde uçak tam bir daire dönüşünü kolaylıkla tamamlayarak havalandıkları noktanın yanına indi. Uçak dizaynını diğerleri Wright kardeşlerinin seviyesine gelinceye kadar bir süre olduğu yerde saydı. Pilotun kanadın üzerine yatık bir şekilde yatık bir şekilde durmaktan kurtarıp oturmasını sağlayacak bir yer yapılması gibi zorunlu bir takım şeyler gerekiyordu. Wright kardeşler pilotun oturabildiği bir uçak dizaynı hazırladılar. Ayrıca bir de iniş takımı yaparak kendilerini ilk uçuşlarında yanlarında taşıdıkları tekerlekli kriko ve monoraydan kurtardılar
Bu arada 1909′de Manş Denizini ilk defa uçarak geçen Fransız Louis Bleriot, 1. Dünya savaşının en başarılı avcı uçağını ve savaş sonrasını ulaştırma işlerinde büyük üstünlük sağlayan 3 motorlu uçağını yapan Hollandalı Anthony Fokler ,Glenn Curtiss ve Glenn Martin gibi diğer tasarımcılar olarak belirmeye başladılar. Bu kişilerin düşüncelerinin yeni ve çekici endüstri dalına girmesiyle uçak dizaynı değişmeye ve yerine oturmaya başladı.
Dünya giderek küçülüyor, ve bu küçülmeyi sağlayan büyük etmenlerden biri uçağın icadı. Artık lüks olmaktan çıkan uçaklar, ulaşımın demirbaşlarından olmaya başladılar. Gelişen teknoloji ve sosyal imkanlar sayesinde, gelecekte bir gün her şehrimizde bir hava alanı olduğunu düşünmek hayal gücümüzün değil gerçeğin eseri olacağa benziyor.

Load disqus comments

0 Yorumlarınız