Hayatlarını, çalışmalarını,buluş ve eserlerini okuyup öğrendiğiniz bilim adamlarının çoğu,mikroskoplar, teleskoplar , bir takım makineler ya da laboratuar aletleriyle çalışmışlardır. Sorunlarını çözmek,düşüncelerini,tasarılarını,fikirlerini gerçekleştirip uygulamak için deneyler yapmışlardır.
Albert Einstein (Aynştayn)başka tür bir bilim adamıdır. İcatlarını, buluşlarını laboratuarda değil, kafasının içinde,aklında yapan kuramsal (teorisyen) bir fizikçidir.Aynştayn, teorilerini ispatlamak için deneyler yapmak gereğini duymamıştır. Bütün dehasını,yeteneklerini,fikirlerini geliştirmek karşısına aldığı soru ve sorunları cevaplayıp çözümlemek , düşüncelerini matematik formüllerine dönüştürmek, böylece ortaya koymak yolunda harcamıştır.
Aynştayn’ın bazı teorileri, bu teorilerin ileri sürüldüğü , ortaya konulduğu zamanın çok ilerisindedir.Öyle ki,söz konusu teorilerin uygulamaya dökülebilmesi için, bilimsel araç ve gereçlerin daha gelişmiş, daha mükemmellerinin icat edileceği zamana kadar uzun yılların geçmesi gerekmişti. Bu teorilerden birinde hiç kimsenin görmemiş olduğu belirli bir yıldızın varlığı öne sürülüyordu. Bir başka teori, evrende bulunan bütün maddelerin en küçük parçası,bölünmez cüzü olarak kabul edilen atomla ilgiliydi. Gerçekte atomun daha küçük zerreciklerden oluştuğu açıklanıyordu. Nitekim her iki teorinin de doğru olduğu ispatlanmıştır.
Albert Aynştayn,dünyaya,insanlığa,evrenin kanunlarının açıklanmasında yardımcı ve yararlı olan sayısız yeni matematiksel formül vermiştir. Işık, enerji, hareket, yerçekimi, uzay ve zaman gibi esrarengiz kavramlar konusunda, bunların anlaşılması,çözümlenmesi bakımından,dünyaya Aynştayn kadar yararlı olmuş bir kimse daha yoktur.
Aynştayn, Almanya’da küçük bir şehir olan Ulm’da doğmuştu. Babasının küçük bir elektrik aletleri fabrikasına sahip olduğu Münih şehrinin varoşlarında (dış, kenar mahallelerinde)yetişti. Çocukken.ilerde nasıl bir adam olacağının en ufak belirtilerine sahip değildi. Öğretmenleri onu “donuk,zihni tersine işleyen” bir çocuk diye tanımlıyorlardı.
Gerçekte Aynştayn son derece zekiydi.12 yaşındayken kendi kendine geometri öğrenmişti.
ATOM BOMBASININ TEMEL FORMÜLÜ
2. Dünya Savaşı’na kesin son sağlayan atom bombası, Aynştayn’ın 1905 yılında ortaya koyduğu bir gerçeğin ürünüdür. Eskiden bir maddenin yaratılamayacağı ve yok edilemeyeceği kuramı geçerliyken, Aynştayn maddenin enerjiye ,enerjinin de maddeye dönüşebileceğini ileri sürmüştür.
E =enerji M= kitle C=ışığın hızı
olarak kabul edildiğinde,bu gerçeği
E=MC2
formülü ile ortaya koymuştur.
Babası fabrikada çalışması için zorladı.Fakat Aynştayn öğrenimine devam etmek arzusundaydı. Özellikle matematik ve fizikle ilgileniyordu.
Bir fizik öğretmeni olmağa karar verdi. İsviçre’de Zürih şehrine gitti. Orada Politeknik Akademisi’ne girdi. İyi dereceyle mezun oldu. Öğrenimini tamamlarken,sonradan eşi olacak Mileva Mareç adında bir öğrenciyle de tanışmıştı.
Okulu bitirdikten sonra fizik öğretmeni olarak uygun bir iş bulamadı. Özel dersler veriyordu ama el ine, geçen para azdı. Ancak o da güçlükle boğazına yetiyordu. 1902 yılında, İsviçre Patent Ofisinde memur oldu. İşin parası azdı ama kolaydı. Çok az vaktini alıyor, asıl ilgilendiği şeylerle meşgul olabilmesi için bol zamanı kalıyordu.
Bundan sonraki üç yılın her dakikasını,zaman ve uzay konusunda yeni matematiksel açıklamalar getirecek bazı formüller üzerinde harcadı. 1905 yılında henüz 26 yaşındayken, kendine dünya ölçüsünde ün kazandıracak olan “İzafiyetin Özel Teorisi” isimli eserini bastırdı. Bazı bilim adamları,bu eseri “dünya tarihinde en önemli belge” diye tanımışlardır.
Aynştayn’ın İzafiyet Teorisi, bilim adamı arkadaşları arasında pek coşkuyla karşılanmadı. Bunun nedeni, onların kendi çalışma ve eserlerindeki nice yanlış ve yanıltının ortaya dökülmesiydi. 1912 de karşı tavır silindi.Herkes onun büyüklüğünü kabul etti. Teorisi çok karmaşıktı. Fakat matematikçilerin ve fizikçilerin uzun yıllardan beri bocaladıkları,çözümleyemedikleri sayısız sorunu cevaplandırıyordu.
İsviçre Patent Dairesindeki silik,belirsiz katip,dünya çapında ün kazanmıştı. Avrupa üniversitelerinde dersler vermeğe çağrıldı. Profesörlerden biri “yeni bir Kopernik doğmuştur” dedi. 1914 yılında, Berlin Üniversitesinde fizik profesörü oldu. Orada, Nobel Armağanını kazandığı 1921′e kadar dokuz yıl kaldı.
1933 yılında ansızın bütün hayatı yön değiştirdi. Adolf Hitler adında hırslı,kana susamış bir çılgın, Almanya’da diktatör olmuştu.Hitler ve omuzdaşları,”üstün Cermen ırkı” saplantısıyla Yahudilere karşıydılar. Aynştayn Hitler’e ve Nazilerin zorbalıklarına, zulümlerine karşı bir tavır takındı. Hitler de onun evini yıktırdı, malına mülküne el koydu.Tutuklanması için büyük paralar vaat etti. Dünyanın onurlandırdığı Aynştayn,yersiz,yurtsuz bir mülteci durumuna düşmüştü. Sonra Amerika’dan çağrıldı. 1933 yılında Princeton’a geldi. 22 yıl orada yaşadı. 1940 yılında Amerikan vatandaşlığına geçti.
1945 yılında 2. Dünya Savaşını sonuçlandıran atom bombası Amerikalılar tarafından atıldığı zaman,Aynştayn bilimin ölüm ve yıkımlar amacıyla kullanılmasından büyük üzüntüye kapıldı. Bütün uluslara bir çağrıda bulundu.Barışçı bir dünya devletinin kurulmasını istedi. 1955 de öldüğü zaman 76 yaşındaydı.
1 Yorumlarınız: