12. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 191 Soruları ve Cevapları ( Ekoyay Yayınları )

A.  Aşağıdaki cümlelerin sonuna yargılar doğru ise "D", yanlış ise "Y" yazınız.
•  Münazarada bir görüşün doğruluğu değil, savunulmasındaki başarı değerlendirilir.      ( D   )
•  Münazarada iddiaları çürütme demagoji yoluyla yapılır.                                               (  Y  )
•  Münazarada amaç inandırıcı olmak, jüriyi etkilemektir.                                                 (  D  )
•  Münazarada düşüncenin nasıl savunulduğu değil, doğruluğu önemlidir.                        (  Y  )
 
B.  Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri doldurunuz.
•  Karşıt görüşlü iki grubun önceden belirlenen bir tez ya da konu hakkında düşüncelerini jüri ve dinleyici önünde savunmasına....münazara... denir.
•  Münazara..ÜÇER.... kişilik karşıt görüşleri savunan iki grup ve....ÜÇ...... kişilik jüriden meydana gelir.
•  Münazarayı..başkan... yönetir.
•  Münazara öğrenciye..tartışma-eleştirme-düşünce savunma- bir tezi çürütme.. yeteneği kazandırır.
 
C.  Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları yanıtlayınız.
1.  Aşağıdakilerden hangisi münazara jürisinin değerlendirme ölçütleri arasında yer almaz?
A)   Konuşmacıların sunuş tarzı
B)   Kanıt ve açıklamaların inandırıcılığı
C)   Konuşma yeteneği
D)   Laf kalabalığı ile karşı grubu susturabilme özelliği
E)  Karşı tezlere verilen cevapların doyuruculuğu

2.  Aşağıdakilerden hangisi münazara konusu olamaz?
A)   Çok gezenin mi, çok okuyanın mı bilgili olacağı
B)   Savaşta kılıcın mı, bilginin mi üstün olduğu
C)   Başarısızlığın nedenlerinin neler olduğu
D)   Turizmin gelişmesinde paranın mı, eğitimin mi önemli olduğu
E)  Başarıda çalışmanın mı, şansın mı önemli olduğu
 
3. Bu parçada yazar söylediklerini inandırıcı kılmak için aşağıdakilerden özellikle hangisine başvurmuştur?
A) Alıntı yapma                               B) Örnek verme                              C) Tanımlama
D) Karşılaştırma                              E) Betimleme
1992/ÖYS
Read more

2014 Yerel Seçim Hile Yapıldı Mı?

İş­te o iddialar:
- İs­tan­bul Av­cı­lar Şe­hit Be­kir Bal­cı­oğ­lu Or­ta­oku­lu­’n­da 2124 nu­ma­ra­lı san­dı­ğın baş­ka­nı, oku­ma yaz­ma bil­me­yen bir va­tan­da­şın rı­za­sı ol­ma­dan bir par­ti­ye mü­hür bas­tı. Du­ru­mun fark edil­me­si üze­ri­ne çı­kan tar­tış­ma son­ra­sı tu­ta­nak tu­tu­la­rak oy ip­tal edil­di.
- İs­tan­bul Zey­tin­bur­nu Dr. Re­şit Ga­lip İl­ko­ku­lu­’n­da san­dık gö­rev­li­si­nin san­dık baş­ka­nı hak­kın­da gör­me en­gel­li bir ki­şiy­le bir­lik­te ka­bi­ne gi­re­rek oy kul­lan­dırt­tı­ğı hak­kın­da tu­ta­nak tu­tul­du.
- İs­tan­bul Mar­ma­ra Üni­ver­si­te­si Göz­te­pe Kam­pü­sü­’n­de 2 si­vil gi­yim­li po­lis gö­rev­li ka­ğı­dı gös­ter­me­den oy kul­lan­ma­ya ça­lış­tı. Mü­şa­hit­ler tu­ta­nak tut­tu.
- İs­tan­bul Bah­çe­li­ev­ler Ne­ba­hat Kes­kin İl­ko­ku­lu­’n­da AKP mü­şa­hi­di­nin po­lis eş­li­ğin­de oy kul­lan­dı­ğı ra­por­lan­dı.
- An­ka­ra­’nın Çan­ka­ya il­çe­sin­de bir san­dık baş­ka­nı, san­dık­lar açıl­ma­dan ön­ce, kul­la­nıl­mış bir oyu yak­tı.

- Er­zu­ru­m’­un Ya­ku­ti­ye il­çe­sin­de mü­hür­ler pu­su­la­nın or­ta­sı­na denk ge­le­cek şe­kil­de ba­sı­lın­ca ko­nu tar­tış­ma ya­rat­tı. Gö­rev­li­ler ev­de mü­hür­le­nen oy pu­su­la­la­rı için tu­ta­nak ha­zır­la­dı.
Read more

Sahrap Soysal Kabak Burma Tatlısı Nasıl Yapılır?

Sahrap Soysal Kabak Burma Tarifi
Kabak Burma Tatlısı
  • 4 adet balkabağı
  • 1 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ceviz içi
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1 çay bardağı ayçiçek yağı
Ayrıca;
  • 1 paket baklavalık yufka
Şurup için;
  • 5 su bardağı su
  • 1 çay bardağı tozşeker
Yapılışı:

Önce 4 adet balkabağını rendeliyorsunuz, sonra üzerine 1 çay bardağı toz şeker, 1 su bardağı ceviz içi, 1 tatlı8 kaşığı tarçın ve 1 çay bardağı ayçiçek yağı ilave edip bir kabın içerisinde iyice karıştırıyorsunuz. Daha sonra kare şeklindeki baklava yufkasına hazırladığınız içi uzunlamasını koyup sarıyorsunuz ve bor cama koyup fırına atıp kızarıncaya kadar pişiriyorsunuz. Daha sonra, önceden 5 su bardağı su ve 1 çay bardağı toz şeker ile kaynatıp hazırladığımız şerbeti soğuduktan sonra burma tatlısının üzerine döküyorsunuz.
Read more

Mutfağım Eskişehir Sorpa Çorbası Nasıl Yapılır?

Mutfağım Eskişehir Sorpa Çorbası
  • 1.5 kg ön kol kemikli et
  • Yarım kg yoğurt
  • 2 yemek kaşığı un
  • 1 demet taze nane
  • 1 demet taze soğan
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ
Yapılışı:

Kuzu eti kendi suyunu bırakıp çekene kadar kavrulur. Üzerine su eklenip kaynatılır. Arada bir üzerinde oluşan kef (köpük) alınır. Et pişince suyu süzülüp soğumaya bırakılır. Diğer tarafta yoğurt işe un çırpılıp süzgeçten geçirilir. Yoğurt ile et suyu karıştırılır. Et kemiklerinden ayrılır. Çorba tenceresinde sıvıyağ ısıtılıp taze nane ve taze soğanın yeşil kısımları hafifçe kavrulur. Üzerine et, yoğurt-et suyu karışımı eklenir. Devamlı karıştırılarak pişirilir. Son olarak tuzu eklenir.
Read more

Mutfağım Eskişehir Sivrihisar Baklavası Nasıl Yapılır?

Mutfağım Eskişehir Sivrihisar Baklavası
  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • Tuz
  • Yarım limonun suyu
  • 1 şişe maden suyu
  • Aldığı kadar un
İç harcı için:
  • 250 gram iri çekilmiş ceviz içi
Üzeri için:
  • 250 gram tereyağı
  • 1 su bardağı sıvıyağ
Şerbet için:
  • 6 su bardağı şeker
  • 6.5 su bardağı su
  • Çeyrek limon

Yapılışı:
Baklava hamuru için tüm malzeme bir kaba alınıp yoğurulur. Hamur 8 parçaya bölünür. 8 parça kendi içinde 10 bezeye ayrılır. Bezeler nişasta ile kahve tabağı büyüklüğünde açılır. Açılan 10 beze üst üste yerleştirilip servis tabağı büyüklüğünde açılır. Kare şeklinde kesilip içine ceviz koyularak muska şeklinde kapatılır. Yağlanmış fırın tepsisine dizilir. Üzerine eritilmiş tereyağı ve sıvıyağ karışımı gezdirilir. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirilir. Şerbet için şeker, su ve limon kaynatılır. Kızaran baklavalar soğukken üzerlerine soğuk şerbet gezdirilir
Read more

Mutfağım Eskişehir Kavurma Börek Nasıl Yapılır?

Mutfağım Eskişehir Kavurma Börek
Hamur için:
  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 su bardağı su
  • Tuz
  • Aldığı kadar un
Açmak için:
  • 1 kase un
  • 1 kase nişasta
Üzeri için:
  • 250 gram tereyağı
1 su bardağı sıvıyağ
İç harcı için:
  • Yarım kg kıyma
  • 1.5 su bardağı pirinç
  • 2 su bardağı su
  • Tuz, karabiber

Yapılışı:
Hamur için tüm malzeme bir kaba alınıp yoğurulur. Hamur 9 bezeye bölünür. Her beze kendi içinde 3′e bölünür. Hamurlar un-nişasta karışımı ile açılır. Tereyağı eritilip dinlendirilir. Üstteki yağ kısmı alınıp altta kalan sulu kısım atılır. Eritilen tereyağı sıvıyağ ile karıştırılır. Açılan 3 kat hamurun üzerine yağ karışımı sürülüp üst üste yerleştirilir ve rulo şeklinde sarılır. Rulo 3 parmak enlilikte kesilir. Hamurlar yuvarlanıp açılır. İç harç için kıyma kavrulur. Pirinç,su ve baharatlar eklenip pişirildikten sonra demlendirilir. Hamurlar açılıp kıymalı harçtan konulup yuvarlak şekilde kapatılır. Kenarları kıvrılarak kapatılır. Önceden ısıtılmış 170 derece fırında pişirilir.
Read more

10. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 163 Soruları ve Cevapları ( Ekoyay Yayınları )

SAYFA 163

2. etkinlik: “Anadolu Selçukluların Altın Sikkeleri” ve “Sen Nerenin Pehlivanısın Yiğit?” adlı metinlerden hangisinin açıklama, aydınlatma ve bilgi verme amacıyla yazıldığını belirtiniz.

“Anadolu Selçukluların Altın Sikkeleri" adlı metin açıklama, aydınlatma ve bilgi verme amacıyla yazılmıştır.

3. etkinlik: “Anadolu Selçukluların Altın Sikkeleri” ve “Sen Nerenin Pehlivanısın Yiğit?” adlı metinleri dil ve anlatım yönünden karşılaştırarak metinler arasındaki farklılıkları açıklayınız.

4. etkinlik: “Anadolu Selçukluların Altın Sikkeleri” adlı metinde dilin hangi işlevde kullanıldığını açıklayınız.


Read more

10. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 162 Soruları ve Cevapları ( Ekoyay Yayınları )

ÖĞRETİCİ ANLATIM - ZARFLAR konusu
HAZIRLIK
1. Ansiklopedilerle romanları bilgi verme, estetik zevk kazandırma ve kullanılan dil bakımından karşılaştırınız. Ulaştığınız sonuçları sınıfta arkadaşlarınızla paylaşınız.

Ansiklopediler, bilgi vermeyi amaçlayan türlerdir. Ansiklopedilerde yalın bir dil kullanılır. Dil göndergesel işlevdedir. Romanlar, sanat ürünleridir, kurmaca metinlerdir. Romanlarda sözcükler genellikle yan ve mecaz anlamda kullanılır. Dil sanatsal ve heyecana bağlı işlevde kullanılır. Ansiklopedilerde bilgilendirme; romanlarda ise estetik zevk kazandırma amaçlanır.

2. Bilgi vermek amacıyla yazılan metinlerin dil ve anlatım özelliklerinin nasıl olması gerektiğini söyleyiniz.

Bilgi vermek amacıyla yazılan metinlerde sözcükler genellikle gerçek anlamında kullanılır. Sanatlı söyleyişe yer verilmez. Dil göndergesel işlevde kullanılır. Anlatılmak istenen açık bir şekilde verilir. Yoruma kapalı bir anlatım vardır.

3. Öğretici metin türlerinin anlaşılması ve yorumlanabilmesi için okuyucularda ne gibi özellikler olmalıdır?


Öğretici metin türlerinin anlaşılması ve yorumlanabilmesi için okuyucunun ele alınan konuyla ilgili az çok bilgi sahibi olması gerekir. Örneğin lise geometri ders kitabındaki "açılar" konusunun anlaşılabilmesi için bu konuyla ilgili temel bilgilere sahip olunması gerekir.
Read more

Fatma Toru Kimdir? İlk Türbanlı Belediye Başkanı

FATMA TORU'UN ÖZ GEÇMİŞİ
Toru, 1972 yılında Konya'da doğudu. İlk ve orta öğrenimini Konya'da tamamladı. 1994'te Selçuk Ünversitesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Harita ve Kadastro Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Meram Belediyesinde, Çaybası Kentsel Dönüsüm Projesi sorumlusu olarak görev yapmıştı. Fatma Toru, Evli ve 2 çocuk annesi.
Read more

2014 Çift Saatlerin Anlamları Nelerdir?


" 01 : 01 " >> >> Seni seviyor..
--------------------------------------------------------
" 02 : 02 " >> >> Seni beğeniyor.
--------------------------------------------------------
" 03 : 03 " >> >> Yavaş yavaş sana aşık olmak üzere.. 
--------------------------------------------------------
" 04 : 04 " >> >> Seni çok sevdiği anlamına geliyor. 
--------------------------------------------------------
" 05 : 05 " >> >> Senden nefret ettiği anlamına geliyor. 
--------------------------------------------------------
" 06 : 06 " >> >> Gün kötü anlamında. 
--------------------------------------------------------
" 07 : 07 " >> >> Sevmek için seni çaba gösteriyor. (yani elinden geleni yapıyor
--------------------------------------------------------
" 08 : 08 " >> >> Harika bir gün . 
--------------------------------------------------------
" 09 : 09 " >> >> O seni üzecek. 
--------------------------------------------------------
" 10 : 10 " >> >> Senden ayrılma düşüncesinde. 
--------------------------------------------------------
" 11 : 11 " >> >> Sana bir sürpriz yapacak.
--------------------------------------------------------
" 12 : 12 " >> >> Tamamen kalpten seni seviyor. 
--------------------------------------------------------
" 13 : 13 " >> >> Seni kıskanıyor. 
--------------------------------------------------------
" 14 : 14 " >> >> Sana çıkma teklifinde bulunacak. 
--------------------------------------------------------
" 15 : 15 " >> >> Eski sevgilini göreceksin. 
--------------------------------------------------------
" 16 : 16 " >> >> Seni aldatıyor. 
--------------------------------------------------------
" 17 : 17 " >> >> Onunla ilgili düşüncelerin gerçek olacak.
--------------------------------------------------------
" 18 : 18 " >> >> Hiç şüphesiz yüzde - yüz seni seviyor. 
--------------------------------------------------------
" 19 : 19 " >> >> Seni öpmek istiyor. Hazırlıklı ol 
--------------------------------------------------------
" 20 : 20 " >> >> Desti izdivacına talip evlenmeyi düşünmekte 
--------------------------------------------------------
" 21 : 21 " >> >> Aklında sen varsın şu an. 
--------------------------------------------------------
" 22 : 22 " >> >> Sana sıcak bir kahve ısmarlayacak . 
--------------------------------------------------------
" 23 : 23 " >> >> Deliler gibi aşık sana.
--------------------------------------------------------
" 00 : 00 " >> >> İşte şu an seni rüyasında görüyor.
Read more

Kemal Kılıçdaroğlu CHP'den İstifa Ett Mi ?

İSTİFA ETTİ
AK Parti’nin genel seçime dönüşen bu yarışı kazandığını ilan etmesinin ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisini bırakma kararı aldı.
PARTİLİLER İKNA ETMEYE ÇALIŞIYOR

Bazı CHP’liler Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu kararından döndürmek için çalışıyorlar.
Read more

30 Mart 2014 Saatler Ne Zaman İleri Alınacak ?

Saatler ne zaman ileri alınacak? 
(Yaz Saati Uygulaması Ne Zaman Başlıyor?) 
2014 Yaz saati uygulaması hangi tarihte başlıyor? 
Saatler ne zaman ileri alınacak? 

Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla tüm yurtta saatler 31 Mart 2014 Saat 03.00 da 1 saat ileri alınacak.
Read more

Kapatılan Youtube'a Nasıl Girilir ?

Youtube ve Twitter'a Nasıl Girebiliriz?
Google Chrome tarayıcınıza ZenMate uygulmasını yükleyerek Twitter ve Youtube'a girmeye devam edebilirsiniz. Uygulamayı indirmek için Tıklayın!
Read more

Fatih Altaylı Neden İstifa Etti? Fatih Altaylı Veda Mektubu

Habertürk'teki görevinden istifa eden Fatih Altaylı, köşesinden yazdığı bu yazı ile veda etti. İşte Altaylı'nın kaleminden veda öyküsü..
Bitirmek daha da zor. 
Bundan tam 5 yıl 29 gün önce, sizlerin karşısına yepyeni ve daha önce örneği yapılmamış bir gazeteyle çıktık. 
Habertürk ile. 
Herkesin "Tutmaz, olmaz" dediği Habertürk 1. ayı dolmadan 200 binli satış rakamlarına ulaştı. Takip eden dönemde 400 binleri geçti. 
Sadece bununla da kalmadı, Türkiye'nin en etkin iki, bilemediniz üç gazetesinden biri haline geldi. 
Türkiye'nin en zorlu, en karmaşık, en çalkantılı günlerinde doğdu ve o çalkantılı denizlerde yüzmeyi, ilerlemeyi başardı. 
Her gün güçlendi. Kimi keyifli, kimi keyifsiz pek çok olay yaşadık bu 4 yılda. Hem kendi içimizde, hem de Türkiye'de ve hatta dünyada. 
Türkiye'nin en haberci gazetesi haline geldik ki, bunu diğer gazetelerin sorumlu makamlarında oturan dostlarımız, arkadaşlarımız söyledi. 
Bu 5 yıl boyunca gazetemi medya kavgalarından uzak tuttum. Bu mesleği yapan tüm gazetelere ve gazetecilere, birkaçı hariç, saygı duymaya çalıştım. 
Bu gazete benim için bir iddiaydı. 
Yeni, yepyeni bir gazete yapılabileceğini gösterme iddiası. 
Turgay Ciner'in sağladığı imkânlarla bunu müthiş bir ekiple birlikte başardık.
Arada beni çok üzen ayrılıklar yaşadık. 
Sevindiren buluşmalarımız oldu. 
Başka bir zaman diliminde 20 yıla sığmayacak olayları 5 yılda gördük. 
Ve bugünlere geldik. 
Bugünler dediğim ne peki!
Gazeteciliğin, benim bildiğim gazeteciliğin olmadığı günlere. 
Çok üzülerek izliyorum ki, artık "militan gazetecilik" dönemi başladı. 
Bu benim "serseri ve özgür ruhuma" hiç uygun değil. 
Ne gençliğimde, ne yaşlılığımda bir sabit fikrin esiri olmadım. 
Bundan böyle de olmaya niyetim yok. 
Bu gazetenin de olmaya niyeti yok. 
Ama ben verdiği sözlerden dönmeyen birisiyim. 
Bu gazete yayın hayatına başlamadan verdiğim röportajlarda, daha sonra yazdığım yazılarda, konuştuğum her yerde "5 yıl" dedim. 
Bu görev için kendime 5 yıllık süre biçtim. 
Turgay Ciner bana Sabah Gazetesi'nin başına geçmemi önerdiği zaman da ona "5 yıl" demiştim. Ama arada kilometreyi sıfırlamak zorunda kaldığımız bir haksızlık yaşayınca "Habertürk'te yeniden bir 5 yıl" dedim. 
Bu 5 yıl aslında 29 gün önce doldu. 
Ama ben bugün, 29 günlük bir gecikmeyle sizlerden müsaade istiyorum. 
Habertürk Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmenliği görevini bugün itibarıyla bıraktım. 
Bu kararıma sağolsun Turgay Ciner de büyük saygı gösterdi. 
Beni hangi şartlarda, nasıl bu görevde tuttuğunu bildiğim için ona rağmen böyle bir kararı alamazdım. 
Bu kararıma üzülenler olacak mıdır bilmiyorum ama sevinenler olacağından hiç kuşkum yok. 
Ama çok da sevinmesinler. 
Bu gazetenin sahibi "Yeter" deyinceye kadar bu gazetede yazmaya devam edeceğim. 
Kendimi çocuğunun evinde, kendini çocuklarının sevgi dolu kollarına bırakmış bir baba gibi hissedeceğimi umarak. 
Bu güzel gazeteyi yapan, güzelim çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. 
Onlarla başardım. 
Benden sonra benim yaptığım görevi kim yapacak bilmiyorum. 
Ondan tek isteğim, beyaz bir kâğıdı Habertürk yapan arkadaşlarıma layık oldukları sevgiyi ve özeni göstermesi olacak. 
Dün editör arkadaşlarımla "veda" konuşmasını yaparken onlara söylediğim bir şeyi sizlere tekrarlamak istiyorum. 
İçinde bulunduğumuz bu grup asla "namussuzluk" yapmadı. 
Gazetesini asla habercilikten başka amaçlarla kullanmadı. Biz de bunun rahatlığı içinde gazetecilik yaptık.
Bundan sonra da yapmaya devam edeceksiniz. 
Ben de yazılarımla bu gazetenin bir parçası olmaya devam edeceğim. 


NE ZAMAN ADAM OLURUZ? 

Başlamayı bildiğimiz kadar bırakmayı da bildiğimiz zaman.
Read more

2014 Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı Başvuru Son Günü Ne Zaman?

Milli Eğitim Bakanlığı'nca (MEB) 5, 6, 7, 9, 10 ve 11. sınıflara yönelik 22 Haziran'da yapılacak 2014 yılı Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (PYBS) başvuruları, 28 Mart Cuma günü sona erecek.


2014 PYBS Başvuru ve Uygulama e-Kılavuzuna göre, 5, 6, 7, 9, 10 ve 11. sınıflara yönelik PYBS, 22 Haziran saat 10.00'da, tüm il merkezleri ile başvuru sayısına göre gerekli görülen ilçe merkezlerinde yapılacak. Sınav yurt dışında ise sınava girecek en az 10 öğrenci olmak kaydıyla; Lefkoşa, Riyad, Medine, Cidde, Tebük, Kuveyt, Aşkabat, Taşkent, Bakü ve Bişkek'te gerçekleştirilecek.

5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11. sınıfların sınav başvurusu, 28 Mart Cuma sona erecek. Başvuru iş ve işlemleri http://www.meb.gov.tr, http://oges.meb.gov.tr veya https://e-okul.meb.gov.tr internet adreslerinden yapılacak.

Ancak, 8. sınıf öğrencileri ayrıca PYBS'ye katılmayacak; sadece başvuru şartları ile ilgili belgelerini bu tarihler arasında okul müdürlüklerine ibraz edecekler.

Parasız yatılılık ve bursluluk hakkından yararlanmak için sınava giren öğrenciler, 6-15 Ağustos 2014 tarihleri arasında okul müdürlüklerine başvurarak tercihlerini yapacaklar. Tercih yapmayan öğrenciler bu haklarından yararlanamayacak. 8. sınıf öğrencileri için ayrıca PYBS yapılmayacak; bu öğrencilerin ortak sınavlardan aldığı puanlar kullanılarak parasız yatılılığa ve bursluluğa yerleştirme işlemleri yapılacak.

Parasız yatılılık veya bursluluk hakkından yararlanmak isteyen 8. sınıf öğrencileri, başvuru şartlarını öğrenmek üzere halen eğitim gördükleri okul müdürlüklerinden bilgi alarak, başvuru için gerekli belgeleri hazırlayacaklar. Tercih döneminde ise tercihlerini okul müdürlüklerinden yapacak.

Öğrenciler PYBS Kılavuzuna http://www.meb.gov.tr ve http://oges.meb.gov.tr internet adreslerinden ulaşabilecek. Sınav başvurusunun yapılabilmesi için öncelikle öğrencinin e-Okul sisteminde kayıtlı ve bilgilerinin güncel olması gerekiyor. Açık öğretim lisesi, mesleki açık öğretim lisesi ve açık öğretim ortaokulu öğrencileri parasız yatılılık ve bursluluktan yararlanamayacak. Tutuklu ve hükümlü öğrenciler parasız yatılılık ve bursluluk sınavına başvuramayacaklar.

Özel öğretim kurumlarında öğrenim gören öğrenciler PYBS'ye müracaat edebilecekler; ancak sınavı kazananlar MEB'e bağlı resmi okul/kurumlarında (ortaokul, imam hatip ortaokulları ile ortaöğretim kurumları) öğrenimlerine devam etmeleri halinde bu haklarından yararlanabilecekler.

Parasız yatılılık ve bursluluk kaydını kılavuzda belirtilen kayıt süresi içerisinde yaptırmayan öğrenciler bu haklarından vazgeçmiş sayılacak. Parasız yatılılığa hak kazandığı okula süresi içinde parasız yatılı kaydını yaptırmayan öğrencilerin ilgili yönetmelik gereğince parasız yatılılıktan bursluluğa geçirilmesi mümkün olmayacak. Parasız yatılı olarak öğrenimine devam eden öğrencilere ayrıca burs verilmeyecek.

Başvuru yapabilmek için diğer koşulların yanı sıra ailenin 2013 yılı yıllık gelir toplamından fert başına düşen net miktarın 2014 Mali Yılı için tespit edilen 6 bin 150 TL'yi geçmemesi şartı gerekiyor. Geliri bu rakamı geçenlerin, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında yer alanlar hariç hangi kontenjan grubunda olursa olsun PYBS başvuruları kabul edilmeyecek.

Özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilerin sınavlarda engel durumlarına uygun hizmet alabilmeleri ve bu öğrencilerin bilgilerinin sisteme işlenmesi amacıyla; okul müdürlüğünün/velinin, bağlı bulunduğu Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğüne müracaat etmesi zorunlu olacak. Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinin adreslerine ilişkin bilgilere http://orgm.meb.gov.tr/alt_sayfalar/kurum.asp internet adresinden ulaşılabilecek.

Tek oturum olarak yapılacak sınavda 100 soru sorulacak, sınav süresi 120 dakika olacak. PYBS sonuçları, 21 Temmuz 2014'de açıklanacak.
Read more

11. Sınıf Edebiyat Sayfa 160 Soruları ve Cevapları ( Yıldırım Yayınları )

SAYFA 160:

2.ETKİNLİK:
I.GRUP:
Milli Edebiyat Döneminde dönemin sosyal ve siyasi şartları bu dönemdeki öğretici metinlere önem verilmiştir.Amaç milli, milliyetçi, tarihi, ilmi konularda halkı aydınlatmak ve onlara bilgi vermektir.
II.GRUP:
Çağdaşlaşmak ve milliyetçilik fikri daha önceki dönem metinlerinde ve günümüzde de ele alınmaktadır.

III.GRUP:
Metnin ana fikri dönemin gerçekliğiyle ilişkilidir.
2.Ortaya konan düşüncelerde çelişki ve tutarsızlık yoktur.
3.Metindeki ifadeler kesin ve açıktır.
4.Milli lisan ifadesiyle yabancı etkilerden uzak Türk dili anlatılıyor.Milli edebiyat döneminde önceki dönemlerden (Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati'de bireysel temalar işlendiğinden dil kapalı ve ağır)farklı olarak halkı bilinlendirmek, aydınlatmak amaçlandığından Milli Edebiyatçılar sade dile çok önem vermişlerdir.

3.ETKİNLİK:
ASRİLİK VE MİLLİYETPERVERLİK adlı metinde gündelik hayatla ilgili kelimelerden,yeni terimlerden faydalanılmıştır.

5.Metinde halkın yaşama tarzından ve tarihten gelen değerlere önem verilmiştir.Milli bilincin kaybedilmemesi, çağdaşlığın sadece kılık kıyafetle olmayacağı, "düşünmek ve çalışmak" anlamında da Avrupayı yakalamak gerektiği fikirleri bunu örneklendirmektedir.

b)Metinde yazar  Türk tarihi ve halk kültürünü yoğun bir biçimde işlenmiş, bunları sade bir dille anlatılmıştır.

6. Metin öğretici metin geleneğine (makale) göre yazılmıştır.


4.ETKİNLİK:
,MEHMET FUAT KÖPRÜLÜ (1890 -1966)
Sanatı ve Eserleri
  •  Edebiyat tarihçisi, araştırmacı ve siyasetçidir.
  • Üniversite yıllarında şiire ilgi duyan sanatçı, Batı edebiyatıyla ilgili araştırmalar yapmıştır.
  •  Sanat hayatına Fecr-i Âtî topluluğunda şiir yazarak başlamış, daha sonra Millî Edebiyat akımına katılmıştır.
  • Millî Edebiyat hareketine katıldıktan sonra, sanatsal içerikli eserlerden ziyade, bilimsel eserler yazmış, modern yöntemler kullanarak Avrupai tarzda edebiyat tarihçiliğinin temellerini at­mıştır.
  • Türk edebiyatını bilimsel yöntemlerle inceleyen ilk bilim ada­mıdır.
  • İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine geçtikten sonra edebiyat ve edebiyat tarihi ile ilgili önemli çalışmalar yap­mış; Bu doğrultuda "Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar", "Türk Edebiyatı Tarihi", "Divan Edebiyatı Antolojisi", "Türk Saz Şairleri" gibi eserleri kaleme almıştır.
  • Türklerin kendi kültür ve medeniyetinin yabancılardan öğ­renilmesine karşı çıkan sanatçı; Türk edebiyatı tarihi, Türk medeniyeti ve kültür tarihi, Türk dili, Türk sanatı ve müziği alanlarında incelemeler yaparak eserler yazmıştır.
  • Yaptığı edebiyat tarihi çalışmalarıyla birçok sanatçıyı bilim dünyasına kazandırmıştır.
  • Bilimsel tarihçiliğin ilk örneklerini veren sanatçı, çeşitli uygar­lıkların etkisinde kaldıkları için farklılık gösteren Türk boyları­nın edebiyatlarını bir bütün olarak ele almıştır.
  • Ziya Gökalp'ın çıkardığı "Yeni Mecmua"da hece vezniyle ve millî konuları işleyen şiirler yazmıştır.
  • Şairlerimiz ve şiirleri üzerine yaptığı tanıtma ve incelemelerini daha çok "Yeni Mecmua"da yayımlamıştır.
  • Özellikle edebiyat tarihi konusunda yaptığı çalışmalarıyla tanınan sanatçı, Türk edebiyatı tarihinin kurucusu sayılmış; edebiyatı "tarih-eser-şahıs" üçgeninde modern ve bilimsel yöntemlerle incelemiştir.
  • Eserlerini Millî Edebiyat'ın dil anlayışına uygun olarak sade bir Türkçe ve akıcı bir üslupla yazmıştır.

Makale
Hayat-ı Fikriye, Bugünkü Edebiyat
İnceleme -
mdebiyat
Tarihi
Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Edebiyat Araştırmaları, Türk Edebiyatı Tarihi (2 cilt), Türk Saz Şairleri, Divan Edebiyatı Antolojisi, Türk Dili ve Edebiyatı Hakkında Araştırmalar, Bugünkü Edebiyat, Azeri Edebiyatına Ait Tetkikler, Türkiye Tarihi, Tevfik Fikret ve Ahlakı
Şiir
Mektep Şiirleri


bu yazı http://www.edebiyatfatihi.net/ sitesinden alınmıştır.
Read more

11. Sınıf Edebiyat Sayfa 159 Soruları ve Cevapları ( Yıldırım Yayınları )

1.METİN
a.Makale
ASRİLİK VE MİLLİYETPERVERLİK
1a) Metnin yazılma amacı okuyucuyu bilgilendirmek ve aydınlatmaktır.
b)Metnin oluşmasına imkan sağlayan zihniyet milliyetçilik akımı ve milli bilinçtir.



1.ETKİNLİK:
METNİN TEMASI: ÇAĞDAŞLAŞMAK VE MİLLİYETÇİLİKTİR.
İLETİSİ: Çağdaşlaşmak milli nitelikleri kaybetmeden Avrupa'nın ilerlemiş milletler seviyesine çıkmaktır.
Metindeki sözcük>sözcük grupları >cümleler> ve paragraflar metnin iletisini anlamlandırmak ve anlatmak için bir araya getirilmiştir.

bu yazı edebiyatfatihi.net sitesinden alınmıştır.
Read more

11. Sınıf Edebiyat Sayfa 158 Soruları ve Cevapları ( Yıldırım Yayınları )

YILDIRIM YAYINLARI 11.SINIF EDEBİYAT ÇÖZÜMLERİ
SAYFA 158:

HAZIRLIK:

1) Öğretici metin türleri makale,deneme,fıkra, biyografi,eleştiri gibi türlerdir.Bunlardan deneme,fıkra,makale,eleştiri gibi türler ilk kez Tanzimat edebiyatında ortaya çıkmıştır
2) Hedeflenen okuyucu kitlesi ve amaçlar, öğretici metinlerde dilin göndergesel işleviyle kullanılmasına, sebep olmaktadır.

3) Milli Edebiyat Döneminin sosyal ve siyasi şartları bu dönemdeki öğretici metinlerin milli, milliyetçi, tarihi, ilmi konuları işlediğini göstermektedir.
4) Bir toplumu millet yapan temel özellikler, dil ve kültür birliğidir.


2. Soru Detayları
Tanzimat Dönemiyle birlikte; Batı'dan alınan anlatmaya bağlı edebî metinlerden roman, hikâye; göstermeye bağ­lı edebî metinlerden tiyatro türlerinin ilk örnekleri verilmeye başlanmıştır. Öğretici metinlerden deneme, makale gibi türler de ilk defa Tanzimat Döneminde görülmüştür.
NOT: Öğretici metin türlerinin gelişmesinde en önemli rolü gazete üstlenmiştir. Tanzimat Dönemi sanatçıları yazdıkları öğretici metinleri gazetelerde yayımlayarak düşüncelerini geniş halk kit­lelerine ulaştırabilmişlerdir.

Öğretici metinlerde temel amaç aynı olsa da (Temel amaç öğreticilik, bilgi vermektir.) öğretici metinler farklı türle­re ayrılır. Öğretici metinlerin farklı türlere ayrılmasında en önemli etken, metinde işlenen konu ve konunun niteliği­dir.


A. TARİHÎ METİNLER
* Tarih; toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anla­tan, bu olaylar arasındaki ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her milletin kurduğu medeniyetleri, kendi iç sorunlarını inceleyen bilimdir.
* İnsanların, geçmişi öğrenme istekleri, tarih biliminin doğmasını sağlamıştır. Tarih bilimi; insan topluluklarının ya­şayışlarını, mücadelelerini, siyasi olaylarını, kültür ve uygarlıklarını inceler. Tarih bu olayları incelerken sebep sonuç ilişkileri üzerinde durur. Olayları ilişkilendirir, olayın geçtiği yeri ve zamanı belirler. Olayları belgelere da­yalı olarak anlatır. Belgelere dayalı bir anlatım söz konusu olduğundan tarihî metinlerde yorum ya da izlenim­ler değil nesnel bilgiler aktarılır.
* Bilgiyi aktarmak amaçlandığından tarihî metinlerde yalın ve duru bir anlatıma başvurulur.
* Tarihî metinlerle tarihî bir olayı ele alan edebî metinler karıştırılmamalıdır. Edebî metinler kurmacadır tarihî me­tinler ise belge niteliği taşır ve nesnel verilere bağlı olarak oluşturulur. Bu durumda tarihî bir olayı ele alan ro­man ve öyküler tarihî metin değil, sanat eseridir. Bu metinlerde amaç öğretmek, nesnel bilgi vermek değil; sa­nat, güzellik yaratmaktır.

B. FELSEFİ METİNLER
* Felsefe sözcüğü, Yunancada phileo (sevgi) ve sophia (bilgelik) sözcüklerinin bir araya gelmesiyle oluşur. Phi-leosophia (bilgelik sevgisi ya da hikmet arayışı), Yunanlı düşünürler için "bilgiyi sevmek, bilginin ardından koş­mak" anlamına gelir.
* Felsefe; varlık ve düşünmeyi oluşturan ilkeler, gerçeklik ve nedenselliğin araştırılmasıdır. Belirli bir konuda yo­ğun, sistematik ve yaratıcı olarak düşünmektir. Felsefe; düşündürür, sorgulatır, soru sorar ve cevabını arar.
* Felsefeyi diğer bilimlerden ayıran en önemli özelliği, mantıksal delillere ve akıl yürütmeye dayanmasıdır.
* Felsefe konularını ve problemlerini ele alan metinlere ise felsefi metin denir.
* Bilimsel metinler, terimler kullanarak bilimsel buluş ve gerçeklikleri işler. Felsefi metinlerde ise önemli olan kav­ramlardır. Felsefede, düşünce, kavramlar kullanılarak ortaya konur.
* Felsefede; "varlık", "bilgi" ve "değer" kavramları üzerinde düşünülür ve bu problemlere yanıtlar aranır.

C BİLİMSEL METİNLER
* Bilim; evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten ya­rarlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgidir.
* Bilim; genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgidir.
* Bilimsel metinler, bilimsel bilgi ve buluşları aktarmak amacıyla yazılan metinlerdir. Bilimsel makaleler, konferans raporları, değerlendirme yazıları, toplantı özetleri vb. bilimsel metinlerdir.

Ç GAZETE ÇEVRESİNDE GELİŞEN METİN TÜRLERİ
1. MAKALE
* Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete ve dergi yazılarına makale denir.
* Makale; bilgi vermek, bir düşüncenin savunuculuğunu yapmak amacıyla yazılır.
* Makalede yazar, düşüncelerini okuyucuya kabul ettirmeyi amaçladığından kanıtlayıcı bir anlatıma başvurur.
* Makalede öne sürülen yargılar nesnel verilerle güçlendirilir; tanımlama, örnekleme, tanık gösterme, karşılaştır­ma gibi yollarla açıklanıp kanıtlanır.
* Düşünceye dayalı bir metin türü olduğundan ve herhangi bir konuda okuyucunun kanılarının değiştirilmesi amaçlandığından makalede yalın ve duru bir anlatım kullanılır; sanatlı ve soyut ifadelerden uzak durulur. Bel­gelerden yararlanılabilir.
* Makaleler; sanat, edebiyat, siyaset, bilim ve insanla ilgili her konuda yazılabilir.
* Makale, alanında belli bir bilgi birikimine sahip kişilerce araş­tırma ve incelemeye bağlı olarak yazılır.
* Edebiyatımızdaki başlıca makale yazarları şunlardır: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Şemsettin Sami, Hüseyin Cahit Yalçın, Ziya Gökalp, Fuat Köprülü, Sü­leyman Nazif, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Ka­ray, Falih RıfkıAtay, Ahmet Hamdi Tanpınar...

Tanzimat Edebiyatında Makale:
Makale, edebiyatımıza Tanzimat Döneminde gazeteyle birlikte girmiştir. Makale türünün doğması ve yaygınlaşması gazetesayesinde olmuştur.
Türk edebiyatındaki ilk makale, Şinasi'nin "Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi"dir. Bu makalede Şinasi; gaze­tenin önemini, yazı dilinin yeninden düzenlenmesi gerektiğini ve halkın anlayabileceği bir düzeyde olması ge­rektiğini vurgulamıştır.
Daha sonra Namık Kemal, Ziya Paşa, Recaizade Mahmut Ekrem ve diğer Tanzimat sanatçıları da sanat ve edebiyatla ilgili çeşitli makaleler yazmışlardır.
Namık Kemal, 1876'daTasvir-i Efkâr da yayımladığı "Lisan-ı Osmanî'nin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülaha­zatı Şâmildir" adlı makalesinde edebiyatın gerçek sorunlarını ilk kez dile getirmiştir. Namık Kemal bu makale­de; yazı dilinin anlaşılır olması gerektiği, konuşma diline yaklaştırılması gerektiği, divan edebiyatının somut ger­çekleri yansıtmadığı gibi konular üzerinde durmuştur.
Ziya Paşa, 1868'de "Hürriyet" gazetesinde yayımlanan "Şiir ve İnşa" adlı makalesinde; ulusal değerlerimizi yansıtan halk edebiyatının örnek alınması gerektiğini dile getirir ve yapıtların, halkın anlayabileceği bir dille ortaya konması gerektiğini vurgular.

2. ELEŞTİRİ
* Bir edebiyat veya sanat eserinin her yönüyle anlaşılmasını sağlamak ve değerlendirmek amacıyla yazılan ya­zı türüne eleştiri denir.
* Eleştiri; bir sanat eserini tüm yönleriyle çözümleyerek açıklayan, onun olumlu ve olumsuz yönlerini ortaya ko­yan çok yönlü yazıdır.
* Eleştiriler genelde nesneldir ancak öznel eleştiriler de vardır.
* Eleştirmen, değerlendirmeleriyle yazara ve okura kılavuzluk yapar.
* Edebiyatımızdaki başlıca eleştiri yazarları şunlardır: Namık Kemal, Hüseyin Cahit Yalçın, Cenap Şehabettin, Ali Canip Yöntem, Ahmet Hamdı Tanpınar, Mehmet Kaplan, Cemil Meriç, Nurullah Ataç, Memet Fuat...
Tanzimat Edebiyatında Eleştiri:
Türk edebiyatında ilk eleştirinin Tanzimat Döneminde yazıldığını söylemek doğru değildir ancak Batılı anlama­da eleştiri, yani edebî eleştirinin ilk örnekleri bu dönemde verilmiştir. Tanzimat'tan önceki eleştiriler, İslami ede­biyatın sadece yazı tekniğinden söz eden eserlerden oluşmaktaydı.
Tanzimat Döneminde eleştiri; öncelikle divan şiiri aleyhinde birtakım düşünceleri taşır. Bunların başında Namık Kemal'in eleştirileri gelir. Namık Kemal; 1866'da "Tasvir-i Efkâr" gazetesinde yazdığı "Lisan-ı Osmanî'nin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazatı Şâmildir"adlı uzun makalesinde edebiyatımızın gerçek sorunlarını di­le getirir ve divan edebiyatını eleştirir. Bunun dışında Namık Kemal'in; zamanında yayımlanmamış olan "Talim-i Edebiyat Risalesi" ile "Celalettin Harzemşah Mukaddimesi" vardır.
Divan edebiyatına yapılan eleştiriler bakımından aynı daire içine girebilecek yazılardan biri de Ziya Paşa'nın "Şiir ve İnşa (1868)"makalesidir.
Ziya Paşa'nın; yeni devrin ilk antolojisi olan "Harabat" uzun manzum mukaddimesi ile tekrar divan şiirine dönü­şünü, ona sempatisini göstermesi, hatta divan şiirinin kısa bir muhasebesini yapması üzerine Namık Kemal, Ziya Paşa'nın "Harabat" adlı eserini, "Tahrib-i Harabat" ve "Takip" adlı eserleriyle eleştirir.
Recaizade Mahmut Ekrem, edebiyatta genç nesle öncülük eden hocalığı ve teorik yazılarıyla önem kazanır. Recaizade'nin; konuları yeni kategorilere yerleştirmesi, edebiyattan estetiğe ve psikolojiye doğru bir çıkış ara­ması bakımından önemli olan "Talim-i Edebiyat" adlı eseri büyük ilgi görmüştür. Özellikle yeni şiir için bir be­yanname sayılabilecek "Takdir-i Elhan"ı ve "Zemzeme"mukaddimesi devrin teorik kitaplarının önemlilerindendir.
Edebiyat tarihlerine genelde eski edebiyat taraftarı olarak geçen ancak yenileşen edebiyatımızın temsilcileri arasında bulunan Muallim Naci'nin Recaizade Mahmut Ekrem'le giriştiği, daha sonra taraftarlarının devam et­tirdiği tartışmalar, şiirin gelişmesi ve eleştiri türü açısından çok önemlidir. Muallim Naci, bu konudaki düşünce­lerini, Ekrem'in "Zemzeme"sine karşılık olarak "Demdeme"adı altında toplar. "Istılahat-ı Edebiyye"si ise es­ki geleneğin son belagat (düzgün anlatma) kitabı olarak kalacaktır. Fakat onun eleştiri alanında asıl dikkati çe­ken görüşleri Beşir Fuat'ı tanıdıktan sonra başlar. Edebiyat üzerine karşılıklı yazışmalarından oluşan"İntikad", birbirinden çok farklı dünya görüşlerinin sahibi olan iki kişinin, medenî bir çerçevede tartışmalarını göstermesi bakımından üzerinde durulması gereken bir eserdir.

D. KİŞİSEL HAYATI KONU ALAN METİN TÜRLERİ
1. HATIRA (ANI)
* Toplumda belli bir yer edinmiş kişilerin başından geçen ya da tanık oldukları olayları anlattıkları yazı türüne ha­tıra (anı) denir.
* Anılar, çoğu zaman, onları yazan kişinin de karışıp rol aldığı olaylara dayanan yazılardır. Bu nedenle anının an­latımı birinci kişinin ağzından yapılır.
* Anı, yaşanmakta olanı değil; yaşanmışı konu alır.
* Anı; tarihî gerçeklerin öğrenilmesine katkı ağlar. Yazarın, unutulmasını istemediği gerçekleri kalıcı kılar. Anı tü­ründe; gelecek kuşaklara ders vermek, tarih ve kamuoyu karşısında hesaplaşmak amacı da vardır.
* Anı; kişinin yaşamının belli bir sürecini içine alır ve gerçekçi, yalın bir anlatımla yazılır. Yazarın mesleğine, eği­limlerine göre siyasi, edebî, askerî ve sosyal bir içerik taşıyabilir.
Tanzimat Edebiyatında Hatıra:
Hatıra, Tanzimat'tan önceki dönemlerde de edebiyatımızda görülen bir türdür ancak eski edebiyatımızda fazla önemsenmeyen bu tür, Tanzimat'la birlikte ön plana çıkmıştır.
Tanzimat Dönemindeki başlıca hatıra yazarları şunlardır: Namık Kemal (Magosa Hatıraları), Ziya Paşa (Def-ter-i Amal), Muallim Naci (Ömer'in Çocukluğu), Akif Paşa (Tabsıra) ...

2. GEZİ YAZISI
* Genelde bir edebiyatçının; gezip gördüğü yerlerdeki şehirleri, gelenek ve görenekleri, doğal ve tarihî güzellik­leri, kültürel unsurları vb. sanatsal bir anlatımla kaleme aldığı metinlere gezi yazısı denir.
* Yazar gezi yazısını; gözlem, inceleme ve bilgileri bir araya getirerek oluşturur.
* Gezi yazısında yazar; gördüklerine, yorumlarını da katabilir.
* Gezi yazısında akıcı ve sade bir dil kullanılır.
* Edebiyatımızdaki başlıca gezi yazarları şunlardır: Evliya Çelebi, Ahmet Mithat Efendi, DirektöÂli Bey, Cenap Şehabettin, Ahmet Haşim, Falih Rıfkı Atay, Reşat Nuri Güntekin, Oktay Akbal...

Tanzimat Edebiyatında Gezi Yazısı
Şeydi Ali Reis'in "Mir'atül Memalik (Memleketlerin Aynası)" ve Evliya Çelebi'nin "Seyahatname" adlı eser­leri bu türün ilk örnekleridir.
Gezi yazısının edebiyatımızdaki ilk örnekleri "seyahatname"lerdir ancak asıl gezi yazıları, Batılılaşma süreciyle birlikte Avrupa'ya -özellikle Fransa'ya- giden sanatçı ve aydınlarımızın Avrupa şehirleriyle ilgili yazdıklarıdır.
Tanzimat Dönemi sanatçıları, devlet adamı kimlikleriyle ya da zorunlu olarak yurtdışına çıkmışlar ve bu gezile­rini kaleme almışlardır.
Tanzimat Dönemi'nde Ahmet Mithat Efendi'nin Avrupa gezisini anlattığı "Avrupa'da Bir Cevelan", bir av ge­zisini anlattığı "Sayyadane Bir Cevelan" eserleri önemlidir.

3. MEKTUP
* Temel anlamıyla mektup; haber vermek, sormak, istemek veya duyguları bildirmek için birine çoğunlukla pos­ta yoluyla gönderilen metindir.
* Bir yazın türü olarak mektup, kişinin iç dünyası yansıtması ve düşüncelerini paylaşması bakımından önemlidir.
Mektup, yazılış amacına göre türlere ayrılır:

a)   Özel Mektup
* İnsanların, çeşitli konulardaki duygu ve düşüncelerini paylaşmak amacıyla yakınlarına (akraba, eş, dost, arka­daş) yazdıkları mektuplardır.
* Özel mektuplarda gizlilik esastır, bu mektup türü sadece yazanla okuyanı ilgilendirir.
* Özel mektuplar sade bir dil ve içten bir anlatımla kaleme alınır.

b)   Edebî Mektup
* Sanatçıların herhangi bir konudaki duygu ve düşüncelerini açıkladıkları, savundukları mektuplardır. Edebî mek­tuplar da özel mektuplar gibi bir kişiye yazılır (Bu kişi de genelde sanatçıdır.) ancak asıl amaç bu duygu ve dü­şünceleri herkese duyurmaktır.
* Edebî mektuplardan; yazıldığı dönemin sanat ve edebiyat olayları ve tartışmaları hakkında bilgi edinmek müm­kündür.

c)   İş Mektubu
* Bir iş gereği ticari kurum ya da kişilere yazılan mektuplardır. Bu mektuplarda işle ilgili konular dile getirilir.

d)   Resmî Mektup
* Devletin farklı kurumlarının kendi aralarında ya da kişi ve kurumlarla yazışmaları gerektiğinde kullanılan mek­tuplardır.

e)   Açık Mektup
* Herhangi bir kişiye gönderilmeyip basın yoluyla açıklanan mektuplardır.
* Edebiyatımızdaki önemli mektuplar: Namık Kemal (Namık Kemal'in Hususi Mektupları), Abdülhak Hamit Tar-han (Mektuplar), Ahmet Mithat Efendi - Muallim Naci (Muhaberat ve Muhaverat), Ziya Gökalp (Limni ve Malta Mektupları), Halikarnas Balıkçısı(Mektuplarıyla Halikarnas Balıkçısı), Nazım Hikmet (Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektuplar), Ahmet Hamdı Tanpınar (Mektuplar), Cahit Sıtkı Tarancı (Ziya'ya Mektuplar), Nurullah Ataç (Okuruma Mektuplar)...

Tanzimat Edebiyatında Mektup:
Tanzimat Dönemi sanatçılarının çeşitli nedenlerle (elçilik görevi, sürgün hayatı vb.) yurt dışında yaşamaları "mek­tup" türünün bu dönemde önem kazanmasını sağlamıştır.

Tanzimat Dönemindeki önemli mektuplar şunlardır: Ahmet Mithat Efendi ve Muallim Naci "Muhaberat ve Mu­haverat (Haberleşmeve Konuşmalar)", Abdülhak Hamit Tarhan "Mektuplar", Namık Kemal "Namık Ke­mal'in Hususi Mektupları"


bu yazı http://www.edebiyatfatihi.net/ sitesinden alınmıştır.
Read more