Eaton Labmebrt Sendromu Nedir?

Eaton labmebrt sendromu:
Presinaptik membranda voltaj bağımlı kalsiyum kanallarına karşı oluşan antikorlara bağlı asetilkolin salınımında bozukluk vardır. Myastenia gravisten farklı olarak derin tendon refleksleri azalmış veya kaybolmuştur. En sık akciğerin küçük hücreli ca’sına bağlı olarak gelişir. Tanısında EMG’de repetitif sinir stimülasyon testi ile konur.
Read more

Demans (Bunama) Nedir?

Demans
Demans, bilinç düzeyinde değişim olmaksızın önceden kazanılmış entellektüel yeteneklerin kaybedilmesi olarak tanımlanabilir. En sık olarak Alzheimer hastalığı ve vasküler tutuluma ikincil ortaya çıkan demans nedenidir.
Read more

Trigeminal Nevralji Nedir? Tedavisi

TRİGEMİNAL NEVRALJİ
Trigeminal sinirin inerve ettiği alanlarda ataklar halinde gelen ağrıdır
Bayanlarda sıktır
Genç bir hastada trigeminal nevralji saptanmış ise multipl skleroz düşünülmeli (ilk belirtisi olabilir)
Tedavisi: karbamazepindir. Etkisiz olduğu durumlarda fenitoin ve baklofen kullanılabilir.
Cerrahi tedavisinde rhizotomi yapılabilir.
Read more

İstem Dışı Hareketler Nelerdir?


İstem dışı hareketler:
tremor:
Statik tremor vardır. İstrahatte oluşur. En çok ellerde olur. Saniyede 5-10 frekanslıdır. Düşük amplitüdlüdür
Koreik hareketler:
Ekstremitelerde istem dışı, frekansı düşük, amplitüdü büyük, kaçak hareketlerdir
Atetoid hareket:
Jawa dansı benzeri hareket
Hemiballismus:
Vücudun bir yarısında uzayda konum tespitinde güçlük sonucu ortaya çıkan istem dışı hareket
Trosiyon spazmı:
Boyun ve gövde kaslarında görülür
Flepping tremor:
Elde kanat çırpması şeklinde görülen istemsiz hareket
Read more

Duyu Sistemi Ve Hastalıkları Nedir?

DUYU SİSTEMİ
1.      YÜZEYEL DUYU: Görme, işitme, tat ve koku (kranial sinirler) ve
a.     Ağrı: Çıplak sinir uçları
b.     sıcak: Ruffini reseptörü
c.     Soğuk: Krausse reseptörleri
d.     hafif dokunma duyusu: Merkel cisimcikleri ve kıl hücreleri
Yüzeyel duyu yolları: A (ağrı duyusu) ve C (yanma duyusu) lifleri-MS arka kök lateral kısım-posteroleteral fasikül(lissauer traktusu) ependim kanalında çapraz yapar ve lateral spinotalamik traktus ile yukarı ilerler. Talamus-pariyatal loba ulaşır
1.      DERİN DUYU:
a.     Pozisyon: Kas iğciği, golgi tendon organları
b.     Vibrasyon:
c.     Basınç: Pacini cisimciği
Derin duyu yolları: Yüzeyel duyu şeklinde ms girer. Dorsal kolon nükleusları ile sinaps yapar. Dorsal sipinoserebral yol ile yukarıya ilerler. Serebelluma gelir.
Koldan gelen lifler fasikulus kuneatus, bacaktan gelenler fasikulus grasilisi oluşturur. Medullada çapraz yaparlar. Talamus- talamokortikal lifler ile pariatal lobun post santral girusunda sonlanır.
Derin duyu patalojileri: Esas olarak pariyatal lob patolojilerinde görülür
Stereognozi: ele alınan bir cismi tanımama
Barognozi: ağırlığın hissedilmemesi
Grafestezi: İki nokta ayırımını yapamama
Topognozi: Vücut kısımlarını tanımama, sağını solunu bilememe gibi
Read more

Hirschsprung Hastalığı Nedir? Aganglionik Megakolon Belirtisi , Tedavi

HİRSCHSPRUNG HASTALIĞI (Aganglionik megakolon)
· Yenidoğanda en sık rastlanılan (%20) intestinal obstrüksiyon nedenidir.
· Down sendromlu hastalarda sık görülür.
· Rektum ve rektosigmoid bölgede (bazı hastalarda terminal ileuma kadar
uzunabilir) Meissner ve Auerbach otonomik pleksuslarına ait parasempatik
ganglion hücreleri yoktur.
· Ganglion hücrelerinin yokluğuna bağlı olarak peristaltik hareketlerin azalması
fonksiyonel tıkanmaya neden olur. İçerik proksimalde birikerek megakolona
neden olur.
· Mekonyum çıkışında gecikme, karın şişliği ve safralı kusma görülür.
· Rektal tuşede rektumun boş olması oldukça spesifiktir.
· Rektal biyopside ganglionların yokluğunun gösterilmesi ve asetilkolin esteraz
ın artışı ile kesin tanı konulur.
Read more

Wilson Hastalığı Nedir? Tedavisi

WİLSON HASTALIĞI
· OR bir hastalıktır.
· Beyin ve KC de dejeneresyon ve Keyser-Flesher halkası ile karakterizedir.
· Temel hasar Kc hücrelerinin mikrozomlarında bakırın serbestleştirilip safraya
atılamamasındandır.
· Serum seruloplazmin düzeyi azalmıştır. Serum Cu düzeyi artar, KC
biopsisinde Cu düzeyi artmış ve idrarda atılan Cu miktarı da artmıştır.
· Tedavide D-penisiliamin, Zn kulanılabilir.
Read more

Kronik Hepatit Nedenleri Nelerdir?

KRONİK HEPATİT NEDENLERİ
1. Kronik viral hepatit
a. HBV
b. HCV
c. HDV
2. Otoimmun hepatitler
3. İlaca bağlı
4. Metabolik hastalıklar
a. Wilson
b. Alfa-I-antitripsin eksikliği
c. Trozinemi
d. GSD tip IV
e. Kistik fibroz
f. Galaktozemi
FULMİNAN HEPATİT NEDENLERİ
1. En sık hepatit virusleri özellikle de HBV
2. İİaçlar
3. Mantarlar (A. falloides)
4. Metabolik hastalıklar
5. Hipoksi
6. Reye sendromu
7. Mitokondrial hastalıklar
Read more

Schwachman Sendromu Nedir?

SCHWACHMAN SENDROMU
· Ekzokrin pankreas yetersizliği ve kemik iliği tutulumu ile gelişen fakat nedeni
bilinmeyen bir hastalıktır. Steatore, 2 ay ile bir yaş arasında belirgin hale gelir.
· Ağır nötropeni ve trombositopeni ile birlikte hafif bir anemi vardır.
Read more

Whipple Hastalığı Nedir? Tedavisi

WHİPPLE HASTALIĞI
· Whipple basili (Tropheryma whippelii) tarafından oluşturulan sistemik bir
hastalıktır.
· İnce barsak duvarı kalın ve ödemlidir. Villöz yapı bozulur. Lamina propriada
PAS (+) yoğun makrofaj infiltrasyonu tipiktir.
· Kronik ishal, ateş, anemi, tartı kaybı vardır
· Tedavide 1 yıl kadar antibiyotik (penisilin, tetrasiklin, trimetoprim, sefazolin,
vankomisin vb) kullanılır.
Read more

Çölyak Hastalığı Nedir? Tedavisi

Çölyak hastalığı:
· 4 – 6 ayda karışık beslenmeye geçişte glutenli besinlerin alınmasından
sonra gelişir.
· Kronik diyare, karın şişliği ve büyüme geriliği ile karakterizedir. (KLASİK
TRİAD)
· Tanı için antigliadin IgG (AGA), IgA ve antiendomisium IgA (EMA)
bakılmalıdır. ( IgA eksikliğinde yanlış negatiflik gelişebilir !!! )
· Histopatolojik olarak epitel de ve lamina propriada lenfosit artışı,
villuslarda küntleşme veya düzleşme ve kript hipertrofisi saptanır.
· Tek tedavi ömür boyu glutensiz beslenmektir.
Read more

İshan Kusma Nedir? Gastroenteritler Nedir?


GASTROENTERİTLER
Viral Gastroenteritler
En sık etken rotavirüslerdir. Diğer etkenler; norwalk , astrovirüs, ECHO virüs,
Coxsakie virüs , adenovirüs, coronavirüslerdir.Bu ishalde sadece ince bağırsaklar
tutulmuştur, mide ve kalın bağırsak hastalığa katılmaz. Yaygın villus hasarı vardır.
Klinik olarak 24-48 saatlik bir inkübasyon döneminden sonra, ani başlangıç
vardır. Kendiliğinden birkaç günde geçer.
Enterotoksijenik E.coli: İnce bağırsak mukozasına bağlanır ve enterotoksini
üreterek cAMP ya da cGMP aktive ederek sekretuar ishale yol açar. Enterosit hasarı
yoktur.
Enteropatojenik E.coli: Bağırsak mukozasına bağlanarak mikrovillusları
hasara uğratır, invazif değildir, toksin üretmez. gaitada PNL saptanır.
Enterohemorajik E.coli: Bağırsak mukozasına bağlanır ve sitotoksin üretir.
Mikrovillus hasarı vardır. Hemolitik üremik sendrom, trombotik trombositopenik
purpurayla birlikte olan serotipleri vardır.
Enteroinvazif E.coli: Shigellaya benzer bir tablosu vardır. Hem ince hem
kalın bağırsak mukoza hücreleri hasarlanmıştır. Kanlı, mukuslu lapa gibi dışkı, karın
ağrısı, tenesmus ve ateş toksik bir tablo mevcuttur.
Enteroaderent E.coli: Ne toksin üretirler, ne de mukozayı istila ederler. Kronik
diare nedeni olarak gösterilmektedir.
Campylobacter Jejuni
Ø Yeterince pişirilmemiş kontamine etlerin alınmasıyla veya hayvanlardan direkt
temasla bulaşır.
Ø Ateş çok yüksek olup çocuk toksik bir tablodadır. İlk birkaç günde
hematokezya görülebilir.
Ø Bağırsık dışındaki bir bulgusu da reaktif artrit olup HLA B27 antijeni olanlarda
daha sık tutulur.
Ø Teşhisi gaita kültürüyledir. Direkt gaita incelemesinde eritrosit ve lökosit
mevcuttur.
Pseudomembranöz Kolitis(PMC)
Antibiyotik kullanımıyla birlikte kalın bağırsakta inflamasyon mevcuttur. Etken
Clostridium difficile toksinidir. Özellikle klindamisin , amoksisilin, ampisilin ,
sefalosporin , kloramfenikol ve tetrasiklin kullanımında görülür. Antibiyotik alımından
4-10 gün sonra ani başlayan ishal vardır antibiyotik kesildikten sonraki 10 haftaya
kadar uzayabilir. Tedavide metranidazol veya vancomisin kullanılmaktadır.
Yersinia enterocolitica
Enteroinvazif ishal yapar. Terminal ileumda ülserasyon, mezenterik LAP ile
karekterizedir. Kanlı gaita, teresmus, sağ alt kadranda apandisiti taklit eden karın
ağrısı, poliartrit, eritema nodosum gibi bulguları görülebilir.
Salmonella enteriti
Salmonella enfeksiyonlarında en sık görülen Salmonella gastroenteritidir.
İnkübasyon süresi 8-72 saattir. Lökosit sayısı yüksektir, gaitada parçalı lökosit
fazladır. Gaita kültüründe üreme saptanır. Ampisilin veya amoksisilin veya
kloramfenikol, trimetoprim+sülfametaksazol seçilecek antibiyotiklerdir. Tedavi süresi
5-7 gündür.
Shigella gastroenteriti
S.dysenteriae bağırsak villuslarını hasarlandıran ekzotoksin üretir. Kalınbarsak
başlangıç bölümlerini tutar. Fekal-oral yolla bulaşır. İnkübasyon süresi 1-3 gündür ve
komplikasyon gelişmezse hastalık 3-7 gün sürer.
Klinik bulguları günde 10-25 kez olabilen sulu kanlı ishal Lökosit sayısı kanda
yüksektir, gaitada parçalı lökosit sayısı fazladır, gaita kültüründe üreme saptanır.
Tedavide trimetoprium/sülfametaksazol veya ampisilin, dirençli vakalarda da
nalidiksik asit, ciprofloksasin veya norfloksasin kullanılır.
Giardiazis
Çoğu vakada ishal yoktur. Genellikle ishal olunca akut başlangıç yoktur, 5-10
gün içinde bulantı, karın ağrısı, karın distansiyonu, pis kokulu ve hafif sulu dışkı gibi
semptomlar ortaya çıkar.
Amebiazis
Ø Enteroinvazif ishale yol açar. Hastalık kist formunun fekal oral yolla bulaşması
ile geçer.
Ø Karın ağrısı, tenesmus, kanlı mukuslu gaita, ateş gelişir.
Serolojik tetkiklerden indirekt hemaglütinasyon (IHA) testi asemptomatik
hastaların yarısından çoğunda pozitiftir.
Read more

Larengomalazi, Trakeomalazi, Bronşiektazi Nedir? Tedavi Yolları


SOLUNUM YOLLARI KONJENİTAL HASTALIKLAR
LARENGOMALAZİ
· Özellikle hayatın ilk 6 haftasında görülen persistan stridorun en sık nedenidir.
· 2 yaş civarında düzelir.
· Laringoskopide inspirasyon sırasında omega şeklindeki epiglottisin kollabe
olmasının görüntülenmesi ile kesin tanı konur.

SOLUNUM YOLLARI KONJENİTAL HASTALIKLARI
TRAKEOMALAZİ
· Trakeanın kıkırdak yapısının yeterli gelişememesi
gelişmemesi sonucu görülür.
· En sık görülen yapısal ve dinamik anomalidir.
· Tanı sinefloroskopi veya bronkoskopi ile konur.

BRONŞİEKTAZİ
· Bronş ve bronşiollerin kronik nekrotizan enfeksiyonudur ve hava yollarının
anormal dilatasyonu ile sonuçlanır.En sık alt lobları tutar.
· En sık ve tipik bulgu pürülan balgamdır. Çomak parmak görülebilir.
· Çekilen akciğer grafisinde ekmek içi görünümü ve BT’de taşlı yüzük görünümü
tipiktir.

Read more

Bebeklerde Vitamin Eksikliği Nedir? Nasıl Önlenir?


A vitamini eksikliği:
Belirtileri:
· Gece körlüğü, kseroftalmi (Konjiktivanın kuruması), keratomalazi (Korneanın
bulanıklaşması)
· Bitot lekeleri (Bulber konjiktivada gri parlak plaklar)
· Fotofobi, deride foliküller hiperkeratozis
· Büyüme geriliği, enfeksiyonlara direncin azalması, apati, anemi, HSM
· Piyüri ve hematüri (üriner sistemdeki epitel hücrelerde meteplazi sonucu)
· Kemik yapımında ve dişlerde mine tabakasının oluşumunda yetersizlik
A vitamini fazlalığı:
· Akut A hipervitaminoz: 100.000 mg’ın üstünde alındığı durumlarda görülür.
· Bulantı, kusma,leterji, kabarık fontanel, papil ödem , kranial sinir paralizileri,
pseudotümör cerebri olabilir.
· Kronik hipervitaminozis: İştahsızlık , kilo alamama, kaşıntı, kemiklerde
ağrılı şişlikler, alopesi, hepatomegali, intrakranial basınç artışı, kraniotabes,
uzun kemiklerde hiperostozis
D Vitamini Eksikliği (RİKETS-RAŞİTİZM)
· Hızlı büyüyen kemikte ilk bulgu kraniotabestir.
Belirtileri:
· Kraniotabes ,ön fontanel genişlemesi
· Kaput quadratum, frontal bosing, başta terleme
· Kostokondral eklemlerde raşitik rozariler
· El-ayak bileklerinde genişleme (metafizlerde genişleme)
· Kalıcı dişlerin çıkmasında gecikme
· Harrison oluğu (Toraksin alt kenarında yumuşamış kostaların diafragma
tarafından çekilmesine bağlı)
· Kifoz, skolyoz,kifoskolyoz, genu varum (O-bacak), genu valgum (X-bacak)
· Tetani, konvülziyonlar, hipotoni ,karın –mide barsak kaslarında zayıflık
· Kabızlık, yaş ağaç kırıkları
E Vitamini
· Eksikliği: Kreatinüri, düz kaslarda fokal nekroz, kas güçsüzlüğü görülür.
Kwashoiorkordaki anemiden sorumlu tutulur. Prematürelerde Vit E eksikliği
hemolitik anemiye neden olabilir. Prematürelerdeki retniopatiden de Vit E
eksikliği sorumlu tutulmaktadır.
· Fazlalığı: Pıhtılaşma süresinde uzamaya neden olabilir. (K vitamini aktivitesini
engelleyerek) hipertansiyon,tromboflebit, pulmoner emboli, tiroid hormon
salgılanmasında azalma ve serum trigliserid artışı , gonadal bozukluklar, diğer
toksisite bulgulardır.
K VİTAMİNİ
· Eksikliği: Kanama hastalığına neden olur. Yenidoğan döneminde uygulanan
K vitamini profilaktik olarak eksikliği önler.
VİTAMİN B1 (Thiamin)
· Eksikliğinde Beriberi denilen tablo ortaya çıkar.
· Fatal beriberi: Kalp periferik sinirler, cilt altı doku ve seroz kaviteler asıl olarak
etkilenir. Dilate kardiomyopati, kalpte yağlı dejenerasyon vardır. Ödem, seröz
efüzyon, periferik sinirlerde dejenerasyon (Wallerian dejenarasyon) görülür.
· İnfantil Beriberi: Akut kalp dilatasyonu, konvülsiyon ani ölüm olur.
· Kuru (Nöropatik) Beriberi: Nörolojik bulgular ön plandadır. Polinörit, periferal
nörit, parestezi, anestezi, ağrı, hareket güçlüğü, DTR kaybolması, vibrasyon
duyu kaybı, ataksi, derin duyu kaybı görülür.
· Yaş (Kardiak) Beriberi: Beslenme bozukluğu, dispne, kusma, taşikardi,
ödem ve hipotoni vardır. İdrarda albümin pozitif olabilir.
· Tiamin eksikliğinin en önemli göstergesi , tiamin verilmesi sonrası klinik
tablonun düzelmesidir.
VİTAMİN B2 (Riboflavin)
· Eksikliği: Fotofobi, bulanık görme, glossit, çeliozis, magenta dili, konjiktivit,
korneada vaskülarizasyon artışı görülür.
VİTAMİN B3 (Niasin)
· Eksikliğinde Pellegra denilen klinik tablo ortaya çıkar.
Pellegra: çocuklarda nadirdir. Klasik 3D belirtisi; Diare, dermatit, demans
· Boyundaki lezyona casal gerdanlığı adı verilir
· Niasin Fazlalığında vazodilatasyona bağlı ciltte kızarıklık ve yanma hissi
vardır.
VİTAMİN B6 (Piridoksin)
· Eksikliğinde; konvülziyon, periferik nöritis, dermatitis, mikrositer-hipokromik
anemi, hiperglisinemi , çeliozis, glossit, hiperakalemi, mesane taşları , antikor
yapımında azalma görülür.
· Fazlalığında sensorial nöropati yapar.
VİTAMİN B12 (Siyanokobalamin)
· Vit B12 eksikliğini tesbit etmede en duyarlı test idrarda metilmalonik asitinin
artışının gösterilmesidir.
· Vit B12 Eksikliği (Konjentinal Pernisyöz Anemi): Anemi; iştahsızlık,
halsizlik, dil düz, kırmızı, ağrılı (glossit) ataksi, parestezi, hiporefleksi, Babinski
(+) liği, klonus görülür.
FOLİK ASİT (Folat)
· Eksikliği: Megaloblastik anemi en sık 4-7 ay arasında ortaya çıkar. İrritabilite,
yetersiz kilo alımı, kronik diare tabloya eşlik eder.
· Makrositik anemi, retikülosit sayısında azalma, nötropeni, trombositopeni,
hipersegmente nötrofiller vardır.
· Kronik folik asit eksikliği en güvenilir olarak eritrosit folik asit düzeyleri ile
anlaşılır. İdrarda FIGLU artar.
· Gebelikte; fetus ihtiyacını karşılamak için hamilelere folik asit desteği gerekir.
Nöral tüp gelişimi fetal hayatta folik asit desteğine bağlıdır.
BİYOTİN
· Eksikliğinde; dermatit, sebore, anoreksi, kas ağrıları, uykuya eğilim, alopesi,
halüsinasyonlar, organik asitlerin birikmesi sonucu hiperestezi görülür.
VİTAMİN C (Askorbik Asit)
· Eksikliği (Skorbüt) : Kollojen ve kondrotin sülfat yapımı bozukluğuna bağlı
olarak, kanamaya eğilim, dentin oluşumunda bozukluk, enkondral kemik
yapımında bozukluk görülür.
· Kemikler kolay kırılgan hale gelir. Subperiostal kanama özellikle femur ve tibia
ucunda sıktır.
· İrritabilite , takipne, iştahsızlık, alt ekstremitelerde generalize bir hassasiyet,
buna bağlı pseudoparaliziler olabilir.
· Dişetleri kaba ve kanamaya meyillidir. Ekstremitelerde ödem, subperiostal
kanama olur.
· Kostokondral eklemlerde keskin kenarlı rozariler olur.
· Yara iyileşmesi gecikir. Sjögren sendromuna benzer bir klinik tablo yapabilir.
· Radyolojik olarak; uzun kemiklerin distalinde özellikle diz bölgesinde korteks
azalmış, metafizlerde düzensiz kalınlaşma vardır.
· Epifiz merkezleri buzlu cam görünümünde ve beyaz bir halka ile çevrili
(Frankel hattı)dir.
Mineral Eksiklikleri
Kalsiyum: Eksikliğinde; kemik mineralizasyon defektleri, osteomalazi,
osteoporoz tetani, rikets, büyüme geriliği oluşur. Fazlalığında; kalp blokları, poliüri,
polidipsi, böbrek taşları görülür.
Fosfor: Eksikliğinde ; LBW(Düşük doğum ağırlıklı) bebeklerde rikets, kas
güçsüzlüğü görülebilir.
Magnezyum: Eksikliğinde tetani, hipokalsemi, hipokalemi görülür
Çinko: Eksikliğinde boy kısalığı, demir eksikliği anemisi, hepatosplenomegali,
hipogonadizm, akrodermatitis entereopatika, immün sistem bozuklukları, fazlalığında
HDL azalması, diare görülür.
Akrodermatitis Enteropatika; Otozomal resesiftir. Barsaktan çinko
absorsiyon bozukluğu vardır. Karakteristik deri lezyonları (vezikülobüllöz derilezyonları , egzema) , saç ve tırnakların dökülmesi, yara iyileşmesinde gecikme ,
büyüme geriliği, fotofobi , blefarit, steatore ve diare gibi belirtileri vardır.
Bakır:
Menkes Hastalığı: Barsaktan bakır emiliminin bozuk olduğu, kalıtsal bir
hastalıktır. Progresif mental bozukluk, serebral dejenerasyon, tipik saç ve deri
bulguları, hipotermi, Aortada elastin dejenarasyonu klinik bulgulardır. Serum ve
karaciğerde bakır düşüktür.
Wilson Hastalığı: Bakırın karaciğerden safraya ekskresyonu bozuktur.
Dolaşımda fazla olarak bulunan bakır karaciğer, böbrek, beyin, kornea gibi
organlarda birikir. Otozomal resesif görülür.
Selenyum: Eksikliğinde (Keshan hastalığı) kardiyomyopati, fazlalığında
mukoz membranlarda irritasyon, sindirim bozuklukları görülebilir.
Read more

Protein – Enerji Malnutrisyonu Nedir?


Protein – Enerji Malnutrisyonu
Üç tip PEM vardır;
1. Marasmus ; enerji alımı yetersizliği
2. Kwashiorkor; protein alımı yetersizliği
3. Marasmik kwashiorkor; hem marasmus hem de kwashiorkor bulguları
biraradadır.
· Kas kitlesi ve vücut yağı azalmıştır. Serum kreatinin düzeyi azalır.
· Total vücut sıvısı ve ekstrasellüler sıvı hacmi azalır.
· Kwashiorkorda,trigliserit depolanması sonucu karaciğerde yağlanma ve
nekroz vardır.
· Hipoalbuminemi nedeniyle kortizol bağlanması azalmış, serbest kortizol
artmış, somatomedinler azalmıştır. TSH artar.
· Glukoza insülin cevabı azalmıştır. Bazal büyüme hormonu ACTH artar.
· Hipoglisemi ve karbonhidrat intoleransı vardır.
· Normokrom normositer anemi vardır.
· Lökosit sayısı normal veya azalmış, enfeksiyona nötrofil cevabı azalmıştır.
Hücresel ve humoral immünite bozuktur. Enfeksiyonlara yatkınlık artar.
· Glomerüler filtrasyon hızı azalır. Barsakta villuslar atrofik hale gelir. Laktoz
intoleransı ve sIgA azalma nedeniyle enfeksiyon riski artar.
· Hipotermiye eğilim vardır (Kalori alım azlığı)
Marasmus ve Kwashirkorların Özellikleri
Marasmus Kwashirkor
Etipatogenez Kronik açlık Özellikle protein azlığı
(özellikle kalori azlığı)
Apati + + + +
Anoreksi Az veya çok + + +
Ödem Yok - + +
Yüz Zayıf (Voltaine yüzü) Aydede yüzü
Hipotoni + + +
Derialtı yağı Çok azalmış Normal veya azalmış
Deri ve saç değişikliği Normal veya kuru + + +
Karaciğer Normal Büyük
Anemi - +
Wellcome Sınıflaması :
Ödem
(+) (-)
Yaşa Göre Ağırlık %60-80 Kwashiorkor Düşük Kilolu
%60’dan az Marasmik Marasmus
Kwashiorkor
PEM Komplikasyonları:
- Anemi - Hipoglisemi
- Hipotermi - Dehidratasyon
- Enfeksiyon - Sıvı-elektrolit dengesizliği
- Cilt lezyonları
Read more

Bebekte Beslenme Nasıl Yapılmalı?


Süt Çocuğunun Beslenmesi
· Prolaktin süt sentezini yapar. Ayrıca kortizol, insulin, tiroksin, büyüme hormonu
ve PTH’da süt yapımına katkıda bulunur.
Anne Sütü:
· Sütlerde bulunan iki ana protein whey ve kazeindir.
· Anne sütünün %70-80’inin whey proteinleri, inek sütünün ise ancak %20-
30’unu whey proteinleri oluşturur. Kazein proteinin sindirimi daha zordur.
· Anne sütündeki whey proteininin önemli kısmını  laktoalbümin, laktoferrin,
lizozim, immünoglobulünler ve serum albumini oluşturur.
· Anne sütü protein kompenenti giderek azalır.
· Anne sütünde beta laktoglobulin bulunmaz. İnek sütünde bulunan bu protein
inek sütü allerjisinden sorumlu proteindir.
· Anne sütündeki konsantrasyonu en yüksek proteinler glutamik asit ve taurindir.
· Anne sütündeki sistin/metionin oranı inek sütüne göre daha yüksektir.
· Anne sütünde fenilalanin ve tirozin düşük konsantrasyonlarda bulunur
· Anne sütünün ortalama kalori değeri 70 kcal/dl’dir.
· Anne ve inek sütünün yağ içerikleri birbirine yakındır. Emzirmenin sonuna
doğru yağ miktarı artar, doygunluk hisseden çocuk emmeyi bırakır.
· Anne sütünün % 98’i triglisentlerdir. En fazla oleik ve palmitik asit bulunur.
· Kolostrumda daha fazla olan esansiyel yağ asitleri beyin gelişimi,
myelinizasyon, retnial fonksiyonlar ve hücre proliferasyonunun normal
olmasını sağlar.
· Anne sütünün şekeri laktozdur. Laktoz, barsak florasının oluşumunda ve
zararlı olmayan laktobasillus bifidusun çoğalmasında rol oynar.
· Mineral içeriği bakımından da anne sütü inek sütünden üstündür.
· İnek sütünde 3 kat daha fazla bulunan sodyum böbreklere fazla solüt yük
oluşturur.
Anne sütünde Ca++ inek sütüne göre düşüktür ancak fosfor konsantrasyonu
daha düşük olduğundan emilimi yüksektir.
· Demir anne sütünde daha düşük konsantrasyonda bulunur ancak
bioyararlanımı yüksek olduğundan %50’si barsaklardan emilir.
· Anne sütünde A,E,C vitaminleri inek sütüne göre yüksektir.
· Anne sütünde K vitamini düşüktür
· D vitamini de anne sütünde düşük olduğu için, D vitamini desteği yeni
doğanlarda yapılmalıdır. Kolostrumun E vitamini düzeyi yüksektir.
Anne Sütündeki büyüme faktörleri
- Epidermal büyüme faktörü
- Sinir büyüme faktörü
- İnsülin , insülin benzer büyüme faktörü
- Meme kaynaklı büyüme faktörü
- Koloni stimüle edici faktör
- Eritropoetin
- Taurin, etanolamin ve fosfoetonalaminin de büyümeyi düzenleyici etkisi
vardır.
Anne sütündeki en önemli aktif enzim Lipazdır.
· İçerdiği salgısal IgA özellikle respiratuar ve gastrointestinal enfeksiyonlara
karşı koruyucudurlar.
· Sütte IgA ilk günlerde yüksek konsantrasyondadır.
· Anne sütünde IgG ve IgM de düşük konsantrasyonlarda bulunmaktadır.
· Anne sütünde direkt etkili antimikrobial faktörler (bakterial ve viral
antikorlar),anti inflamatuar faktörler (kompleman, makrofajlar, IgA), immün
sistemi modüle eden biyoaktif faktör (Lizozim, laktoferrin,
Read more

Bebeğin Aylık Gelişimi Nedir?


BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ


Vücut Ağırlığı: Yenidoğan ağırlığı 2500-4000 gr, ortalama 3300 gr dır.
Yenidoğan doğumu takiben ilk haftalarda %5-10 arasında ağırlık kaybeder, bu
fizyolojiktir, patolojik değildir.
İlk 5 ayda - Doğum kilosunun 2 katına
1 yaşta -
2 yaşta -


Doğum kilosunun 3 katına
Doğum kilosunun 4 katına çıkar.
2 yaş-puberta arasında yılda toplam 2-2.5 kg artış olur.
Boya Göre Ağırlık: Vücut ağırlığı , aynı boydaki sağlıklı, büyümesi normal
olan bir çocuğun ağırlığı ile karşılaştırılır.
Boy: Fetal dönem dışında ilk 2 yaş boy uzamasının en fazla olduğu
dönemdir. Yenidoğan boy ortalaması 50 cm dir. (47-54 cm).
4 yaşında doğum boyunun 2 katına
12 yaşında doğum boyunun 3 katına ulaşır.
2 yaşından sonra ; Boy= (Yaş (yıl) x 6) +77

Baş Çevresi : Yenidoğanın baş çevresi 35 cm’dir.
Mikrosefali nedenleri
Ailevi
Beyin büyümesini etkileyen hastalıklar
§ Sendromlar (Down, Tirizomi 18)
§ Radyasyon
§ Menenjit , ensefalit
§ Malnütrisyon
§ HİE
Kronik enfeksiyon (TORCH)
Makrosefali nedenleri
BOS obstrüksiyonu
Kafa içinde yer işgal eden kİtle-lezyonlar


Kol Çevresi : Yenidoğanda ortalama 10.5 cm dir.
Kemik Gelişimi: Kemik gelişmesi embriyonel dönemle başlar, büyüme devam
ettiği sürece sürer.
İlk 3 ayda -
Diz
3 aydan sonra - El bilek grafileri ile ölçümler yapılır.

Diş Gelişimi: Genellikle ilk önce alt orta kesiciler 5-10 ay civarında çıkar. 12
aylık çocukta genellikle 8 süt dişi vardır. Kalıcı dişler 5-7 yaşında ilk molarlar
olacak şekilde çıkar.
Read more

Beşşar Esad " Keşke Türk Uçagını Düşürmeseydik"


Cumhuriyet Gazetesi'ne konuşan Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Suriye tarafından düşürülen Türk uçağı için "Keşke düşürmeseydik" dedi.

"TÜRK OLDUĞUNU SONRADAN ÖĞRENDİK"

Esad, Çakırözer'in silahsız bir uçağı neden düşürdünüz sorusuna "Uçak İsrail uçaklarının sürekli kullandığı koridoru kullanıyordu. Radarlarımızda göremediğimiz ve bilgi de verilmediği için askerler düşürdü. Türkiye'ye ait olduğunu sonra öğrendik" şeklinde yanıt verdi.
Uluslararası hava sahasında düşürmüş olsalar özür dilemekten çekinmeyeceklerini belirten Esad "Yüzde yüz, keşke düşürmeseydik diyorum"diye konuştu.

"ACİL DURUMDA ARAYACAK KOMUTAN BİLE YOK"

"Türkiye'de genelkurmay başkanı değiştikten sonra hükümet bizimle ilişkiyi yasakladı" diyen Esad, "Acil durumda arayacak bir Türk komutanın telefonu bile yok elimizde. İlişkiler kesilmeseydi sorunu büyümeden çözerdik" dedi.

CENEVRE GÖRÜŞMELERİ

Cenevre görüşmelerinde çıkan ortak metni değerlendiren Esad, "Suriye halkının kararına saygı vurgusu var. O da benim için yeterli" ifadesini kullandı.

FÜZE KALKANI GÖNDERMESİ

Esad, "Koltuğu düşünmüş olsaydım Amerika'nın telkin ve talimatlarını yerine getirirdim. Petro-dolarların peşinden koşardım. Ama daha önemlisi ülkemde füze kalkanı kurmasına izin verirdim." şeklinde konuştu.
Read more