kısa özet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kısa özet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Anlatıma Hazırlık Aşaması Nasıldır? (Dil ve Anlatım)


 Anlatıma Hazırlık
Bir duyguyu ve düşünceyi veya konuyu sözlü ya da yazılı olarak aktarmaya anlatım denir. Anlatıma başlamadan önce iyi bir hazırlık yapılması gerekir. Çünkü belli bir sıra takip edilmez ise anlatımda istenilen başarı elde edilemez.

Anlatım Sırası
1-) Konu tespit edilir.
2-) Konunun niçin anlatılacağına karar verir.
3-) Konu anlatılırken hangi yöntemleri kullanacağını belirler.
4-) Konu hakkında gözlemler, araştırmalar yapılmalıdır.
5-) Konuyla ilgili notlar almalıdır.
6-) Ansiklopedi, gazete, kitap, dergi ve internet gibi kaynaklardan yararlanır.

Gözlem : Bir nesnenin , olayın veya bir gerçeğin niteliklerinin bilinmesi amacıyla dikkatli ve planlı olarak ele alınıp incelenmesine gözlem denir. Gözlem ayrıntıları keşfetmektir. Gözlemlerde görsel ögeler ve nitelikli sözler sık kullanılır.

Plan : Bir işin veya eserin gerçekleştirilebilmesi için uyulması tasarlanan düzenlenen plana, plan denir.

Dipnot : Metinde geçen herhangi bir bilgi ile ilgili olarak sayfa altına veya çalışmanın sonuna konulan açıklama ve kaynak bilgisine dipnot denir. Dipnot koymanın amacı ileri sürülen görüşlerin doğruluğunu ve tutarlılığını ortaya koymaktır.

Özet Çıkarmak : Bir yazı, konu, söz veya filmin içeriğini kısaltarak özünü vererek daha az sözle anlatmaya özet çıkarma denir.

Anlatımda Tema : Öğretici veya edebi eserlerde işlenen konu düşünce veya görüşe tema denir. Ölüm, aşk özgürlük, ayrılık gibi kavramlar birer temadır.

Konu : Hakkında konuşulan , söz söylenen, fikir yürütülen, yazı yazılan her hangi bir olay, düşünce veya duruma konu denir. Konu temanın sınırlandırılmış halidir. Örneğin sevgi bir temadır. İnsan sevgisi bir konudur.

Konu ile Tema Arasındaki Farklar : Tema soyut, genel ve geniş bir kavramdır. Konu ise somut, özel ve dar bir kavramdır.
Read more

Sunum, Tartışma ve Panel Nedir? Konu Anlatımı, Ders Notları (Dil ve Anlatım)


Sunum Ve Tartışma
Sunum : Bilgileri yenileyen pekiştiren hatırlatan önemli noktaları öne çıkaran bir çalışma sonucunu açıklayan yapılan araştırmaların anketlerin sonuçlarını değerlendiren önemli olay ve olguları dile getirmek üzere yapılan konuşmalara sunum denir.

Sunum Yapacak Kişinin Özellikleri ;

1-) Güncel bir konu seçmeli
2-) Sunumda farklı kaynaklardan faydalanmalı
3-) Sunumdan önce prova yapmalı
4-) Ciddi ağırbaşlı olmalı ve beden dilini iyi kullanmalı
5-) Konuşurken ses tonunu iyi ayarlamalı
6-) Telaffuzuna dikkat etmeli, sunum sırasında izleyicilerin sorularını kibarca cevaplamalı

Tartışma : Bir grubu veya toplumun çoğunluğunu ilgilendiren, önceden belirlenen bir konu hakkında farklı düşünceleri olan kişilerin konuyla ilgili görüşlerini açıklamak, sorunu çözmek muhatabın zayıf yönlerini bulmak amacıyla yaptıkları karşılıklı konuşmalara tartışma denir. 

Tartışmada Başkanın Görevleri ;
  • Konuyu özellikleri ve sınırlarıyla izleyiciye aktarır.
  • Konuşmacılara eşit süreler verir.
  • Konuşmacıların konu dışına çıkmalarını engeller.
  • Konuşmacılara tarafsız davranır.
  • Tartışma sonucunu kısa cümlelerle rapor haline getirir.  
Tartışma Çeşitleri : Münazara, panel, açık oturum, forum, bilgi şöleni

Tartışma Yönteminin Aşamaları ;

1-) Tartışılıcak konu belirlenir.
2-) Tartışma, sorular ile yönlendirilir.
3-) Kullanılıcak araç-gereçler belirlenir.
4-) Tartışma yapılıcak fiziksel ortam hazırlanır.
5-) Tartışma sonunda bir değerlendirme yapılır ve sonuç bildirisi hazırlanır. 

Panel : Bir konunun farklı yönleri konusunda uzman olan kişiler tarafından tartışmak maksadıyla yapılan karşılıklı konuşmalara panel denir.
  • Panelde bir başkan bulunur.
  • Bilimsel, sosyal ve siyasi konularda düzenlenebilir.
  • Tartışma bir sohbet havası içinde gerçekleşir.
  • Panellerde genellikle 3-6 arasında konuşmacı bulunur.
  • Başkan konuşulucak konuyu açıklar ve konuşmacıları tanıtır.
  • Konuşmacıların ne kadar süreyle, hangi sırayla konuşacaklarını belirtir.
  • Her konuşmacıya eşit süre verir.
  • Zorunlu haller dışında konuşmacıların sözünü kesmez. 
Read more

Anlatımda Sınırlandırma Nedir? Konu Anlatımı, Ders Notları (Dil ve Anlatım)


Anlatımda Sınırlandırma
  İletimde iletiyi gönderene gönderici, iletiyi alana alıcı, iletiyi gönderme şekline kanal, iletişimin gerçekleştiği ortama bağlam, alıcının verdiği cevaba dönüt denir.Yazıda sözü edilen kavrama konu denir. Konu sınırlandırılmassa yazı yazmak güçleşir. Yazılı anlatımın yapılabilmesi için düşüncelerin anlatış amacına ve yazarın tavrına göre sınırlanması gerekir. Yazıya başlarken önce hangi konu hakkında yazı yazılacağı sonra yazının amacı yani ana fikri belirlenir. Yazının sınırları bu amaca göre daraltılır. Daha sonra ise konuya ve amaca uygun bir anlatım biçimi belirlenir. Yazının başlığıda buna bağlı olarak konur. Anlatımda sınırlandırma iletişimde yer alan ögelerin imkanlarıyla yapılır. Soyut temalar bağlam, kişi, zaman, ifade ve anlatma biçimi gibi yollarla somut hale getirilir.

Anlatımın ve Anlatıcının Amacı
  Sanatçının kendi ifade tarzına duyuş ve düşünüşteki farklılığına üslup: yazının yazılış amacına ise ana düşünce denir. Yazı ana düşünceye göre şekillenir. Her yazının bir amacı vardır. Makale bir bilgiyi aktarır, Şiir duyguları yansıtır. Yazının amacı bilgi aktarmaktır. Şairin amacı ise duyguları dile getirmektir. Yazar veya şair iletişim ögelerinin görevlerine göre anlatımın amacını belirler. Örneğin " Su 2 Hidrojen 1 Oksijenden oluşur. Maddenin 3 halinden biridir."  Bu cümleler alıcıya bilgi vermek için kullanılmıştır. Bu nedenle üslup bildirmelidir. Sözcükler terim anlamıyla, dil ise göndergesel işleviyle kullanılır, aktarmayı amaçlar bu nedenle üslup sanatsaldır. Burada sözcükler mecaz anlamıyla dil ise şiirsel işleviyle kullanılır. Felsefi metinlerde ise anlatıcının amacına göre dil kavram ağırlıklıdır. Bu bağlamda dil iletişimin en etkili ögesidir.
Read more

Anlatımda Anlatıcının Tavrı Nasıldır? Konu Anlatımı, Ders Notları (Dil ve Anlatım)


Anlatımda Anlatıcının Tavrı
Her anlatıcı ; mizacı, aldığı eğitim, yaşadığı çevre , toplumsal konumu gereği farklı birikime ve bakış açısına sahiptir. Bu nedenle aynı varlık kavram ya da olay farklı anlatıcılar için farklı anlamlar taşıyabiliyor. Çünkü her anlatıcı her şeye aynı açıdan bakma anlatıcının tavrı 2 unsurla açıklanabilir.

1-) Olay durum ve nesnelere bakış açısı anlatıcının anlatım (ifade) tarzı.
Anlatıcı iletisini sunarken öznel yada nesnel tavır takınır. Anlatıcının bu tavrını anlatımın konusu ve anlatımın muhatap olduğu kitle belirler. Anlatıcı soyut yada somut özellikler içerebilir. Anlatıcı kendine göre bir yaklaşım belirler ve anlatımın özelliklerini buna göre belirler. Sözlü yahut yazılı iletişimde anlatıcıyla anlatılan obje veya husus arasındaki ilişki anlatımı etkiler. Çünkü bunlar anlatıcının dışındaki unsurlardır.

Öznel Anlatım : Nesnelerin, olayların, durumların, kişilerin onlara yüklediği nitelikler ve anlamlar kişilerin bakış açısına göre değişir. Bireysel görüş ve değerlendirmeleri içeren anlatımlar özneldir. Bir anlatıcı ; olay, durum, kişi, yada nesneyi kendi özelliklerinden yola çıkarak değil, onların anlatıcıda uyandırdığı duygu, düşünce ve hayallerden yola çıkarak anlattığında öznel anlatımı kullanmış olur. Öznel anlatımda yorum vardır.

Nesnel Anlatım : Nesnelerin, olayların, durumların kendine özgü belli nitelikleri vardır. Bunlar anlatandan anlatana göre değişmez. Bunların gerçekliği, evrensel, değişmeyen deneylerle kanıtlanan gerçekliklerdir. Bilgiler anlatımlar nesnel anlatımlardır. Nesnel taşıyan , kişisel duygu ve düşünce içermeyen yargılara yer verilir.

Doğrudan Anlatım : Bir anlatımda anlatıcının  gözlemlerini algıladıklarını  ve deneyimlerini araya baika birini katmadan ifade etmesidir. Doğrudan anlatımlar bir sözün değiştirilmeden söylendiği gibi  aklatarıldığı cümlelerdir. Sözü aktarılan kişinin anlatımında hiç bir değişiklik yapılmaz. Doğrudan anlatımın kullanıldığı metinlerde tek anlam vardır. Muhatapi amaç ve mesaj açıktır. Doğrudan anlatımda örneklendirme, ispatlama, kanıtlama, açıklama tesvir ve tahlil yöntemleri kullanılır.

Dolaylı Anlatım : Başkalarına ait görüş ve sözlerin anlatıcının ağzından ifade edilmesidir. Bu anlatımın anlatıcının başkasından öğrendiklerini, duyduklarını ifade etmek için başvurduğu anlatımdır.
Read more

Orhun (Göktürk) Kitabeleri Nelerdir? Ders Notları, Konu Anlatımı (Edebiyat)

Türk edebiyatının edebi değer taşıyan ilk yazılı belgeleridir. Göktürkler bu kitabeler yardımıyla Türk milletine seslenmiş kendi düştükleri yanılgılardan gelecek kuşakların ders çıkarmasını istemiştir.
Orhun ırmağının eski yatağında bulunduğu için bu kitabelere Orhun Kitabeleri de denir. Göktürkler bu kitabelere Ebedi Taş anlamına gelen Bengü Taş adını vermiştir. Bu kitabeler günümüzde kuzey doğu Moğolistan da bulunmaktadır. Orhun Kitabeleri 3 tanedir.


1-) Tonyukuk Yazıtı (720-725)
Tonyukuk 2. Göktürk kağanlığı döneminde görev yapmış bir vezirdir kendi sağlığında kendisi tarafından diktirilmiştir.

2-) Kültigin Yazıtları (732)
731 yılında Kültiginin ölümü üzerine  ağabeyi Bilge Kağan tarafından diktirilmiştir. Konuşan Bilge Kağan' dır. Türk - Çin ilişkilerini tarihi olayları, savaşları anlatmıştır.

3-) Bilge Kağan Yazıtları (734)
Bilge Kağan' ın ölümü üzerine oğlu Tengri Kağan tarafından diktirilmiştir.


  • Orhun abideleri Göktürk alfabeleriyle yazılmıştır. Türkler tarih boyunca Göktürk, Uygur, Arap, Kril, Latin alfabelerini kullanmıştır.
  • Göktürk alfabesi 38 harfli 26 sı ünsüz 4 ü ünlü 8 i de birleşik harflidir.
  • 9. Yüzyıldan itibaren Uygur alfabesini kullanmışlardır.
  • 14 harfli Uygur alfabesi 11 ünsüz 3 ünlü harften oluşur.
  • Orhun Abideleri ilk defa 1893 yılında Danimarka' lı bilgin Thomson tarafından çözülerek dünyaya tanıtılmıştır.
  • Göktürk Kitabelerinin yazarı Yolluk Tigin' dir. Bu kitabelerin üslupça en güzeli Kül Tigin Yazıtı dır. Bilge Kağan adına dikilen kitabe eşsiz bir nutuk örneğidir.
Doğal Destanlar
İgar : Rus
Nibelungen : Alman
Manas : Kırgızlar (En uzun Destan)
Şehname : İran
Şito : Japon
Kalevela : Finliler
Gılgamış : Sümerler
Mahabonata , Ramayana : Hintliler
Bozkurt, Ergenekon, Oğuz Kağan .. : Türkler

Uygur Metinleri : Göktürk Devleti' nin yıkılmasından sonra kurulan Uygur Hanlığı döneminden kalan taş ve kağıt üze
rine yazılmış çeşitli metinlerdir.
Read more

İngilizce'de This, These, That, Those, Here, There Nedir? Ders Notları, Konu Anlatımı (İngilizce)

İngilizcede bir şeyi gösterirken kullanılan sıfatlar ve zamirlerdir.

This: Tekil ve yakınımızda olan nesneleri göstermek için kullanılır.

This book is really good. = Bu kitap gerçekten eski.
This game will be hard. = Bu oyun zor olacak.


That: Tekil ve uzakta olan nesneleri gösterme için kullanılır.

That house is beautiful. = Şu ev güzel.
I don't understand that word. = Şu kelimeyi anlamadım


These: Konuşmacının yakınında olan, çoğul nesneleri gösterirken ya da onlardan bahsederken kullanılır.

These chips are cold. = Bu kızartmalar soğuk
I am enjoying there lessons. = Bu derslerden zevk alıyorum


Those: Uzağımızda olan çoğul nesnelerden bahsederken kullanılır.

What are those birds? = Şu kuşlar nedir?
Those potatoes weren't very nice. = Şu patatesler hoş değil.




Here: Yakınımızda olan şeylerden söz ederken here kullanırız.

Here is the pencil in my hand. = Kalem elimde

There : Bizden uzak olan nesneler için there kullanırız.

Could you bring me the seat over there? = Bana oradaki sandalyeyi getirirmisin?
I am living the house over there. = Oradaki evde yaşıyorum.

"That, this, these ve those" işaret sıfatlarını isimsiz olarak kullandığımızda da "pronoun" yani zamir yerine geçerler:


Bir kaç örnek:
This is my friend Doris.= Bu benim arkadaşım Doris.
Those are very nice.= Şunlar çok hoş. That is my car. = Bu benim arabam.

Kaynak : http://www.ingilizcem.org 
Read more

11. ve 12. Yüzyıllarda İslamiyet ve Türk Kültürü , Ders Notları, Konu Anlatımı (Edebiyat)

Türkler orta asyada yaşadığı dönemde çadır kültürü veya çadır medeniyeti denilen bir hayat sürmekteydiler. Atlı göçebe denilen bu yaşayış tarzı Türkler'in İslamiyeti kabulüne kadar sürmüştür.

Türkler 751 yılında yapılan Talas savaşıyla İslamiyetle tanıştılar. Bu savaş Müslüman Araplarla Çinliler arasında oldu Türkler Araplara yardım ederek savaşın kazanılmasını sağladı. Bu savaştan sonra Araplarla Türkler arasında gerek ticari gerekse kültürel etkileşim başlamış oldu.

Müslümanlığı kabul eden ilk Türk devleti Karahanlılardır. 10. yüzyılın ilk yarısında hükümdar Satuk Buğra Han Müslümanlığı kabul etti. Türkler' de kitleler halinde Müslüman olmaya başladı.

Türkler İslamiyet' i kabul ettikten sonra şehirlerde toplanmış, kültür ve medeniyet merkezi kurmuşlardır. Camiyi şehrin merkezi kabul eden anlayış hakim olmuştur. İbadet edilen bu mekanların yanına hastane ve kütüphane, medrese gibi yapılar yapılmış, sosyal ve kültürel mekanlar oluşturulmuştur. Bu yapıların bütününe külliye ismi verilir. Ticaret alanları, külliyelerin yakınlarında kurulmuştur.


Yeni Kültürün Edebiyata Yansıması
Türkler İslamiyeti kabul ettikten sonra Kur'an ' ı Kerim ve temel kitapları Arapça olmasından dolayı Arapça öğrenmişlerdir. Medreselerde bilim dili Arapçadır. Edebiyat dili Farsça olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Bu durum Anadolu Selçuklu' larından sonra kurulan Anadolu Beyliklerine kadar sürmüştür. 15 Mayıs 1207 tarihinde Karaman oğlu Türkçe' yi devlet dili olarak ilan etmiştir. 

Osmanlı Devleti' nin kurulmasından sonra Türkçe İmparatorluk dili olmuştur. 15. yüzyıldan sonra Arapça - Farsça Türk Diline kurallarıyla Türk Diline girmiştir.

Geçiş Dönemi Eserleri
1-) Kutat-gu Bilig = Yusuf Has Hacip
2-) Atebetül-Hakayık = Edip Ahmet Bin Yük Neki
3-) Divan-ı Lügat-it Türk = Kaşgarlı Mahmut
4-) Divan-ı Hikmet = Ahmet Yesevi



1-) Kutat -gu Bilig = Yusuf Has Hacip
Kutlu bilgi anlamına gelir. Adaletli, erdemli, ahlaklı olmayı amaçlayan bir toplumun konuşmasını söylemek isteyen edebiyatımızın ilk siyaset örneğidir. Mesnevi nazım biçimiyle yazılmıştır. 6645 beyittir. Edebiyatımızın ilk mesnevisidir. Hakaniye lehçesi kullanılmıştır. Aruz ölçüsü kullanılmıştır. Didaktik (öğretici) bir eserdir.
Karahanlı hükümdarı, Tubgaç Buğra Han' a sunulmuştur. Hakaniye (Karahanlı) Türkçesiyle yazılmıştır.

Ödülmiş = Akıl, Zeka = Vezirin oğlu
Ay-Toldu = Saadet = Veziri sembolize eder.
Kün-Togdı = Adalet = Hükümdar
Odgurmuş = Akıbet ( Hayatın Sonu) =Vezirin oğlunun arkadaşı

2-) Atebetül-Hakayık
Karahanlı (Hakaniye) diliyle yazılmıştır. Yazarı Edip Ahmet Bin Yükneki dir. Bu yazar bir din adamıdır fakat başarılı bir şair değildir. Eserini aruz ölçüsüyle ve mesnevi tarzıyla yazmıştır. Eserin ismi hakikatlerin eşiği anlamına gelir. Eserde 44 beyit 1001 dörtlük vardır. Edip Ahmet eserinde bilim öğrenmenin faydalarını cömertliğin övülmesini, cimriliğin yerilmesini, alçak gönüllülüğü ve bunun gibi konuları anlatmıştır. Bu açıdan eser didaktik bir nasihatnamedir. Eserde bolca arapça ve farsçaya rastlamak mümkündür. Edip Ahmet son olarak bu eseri adının yaşaması, eserden faydalanılması, gelecek kuşaklara hatıra kalması amacıyla yazmıştır.

3-) Divan-ı Hikmet
Ahmet Yesevi yazmış olduğu şiirlerini topladığı kitaba Divan-ı Hikmet adını vermiştir. Ahmet Yesevi Türklere Müslüman' lığı ve tasavvufu öğretmek için Hikmet denilen şiirler yazdı. Bu şiirler 10.000 lerce seveni tarafından bütün Türk coğrafyasında halka öğretildi. Ahmet Yesevi' nin Hikmetleri İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatı nazım şekillerinden İlahi'nin ilk örnekleri olarak kabul edilir.
  • Ahmet Yesevi Dini-Tasavvufi Türk halk şiirinin kurucusu kabul edilir.
Şiirleri dörtlüklerle, hece ölçüsüyle yazılmıştır. Dili sadedir.

4-) Divan-i Lugat-i Türk
1071 yılında Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır. Bağdat halifesine sunulmuştur. Eserin anlamı Türk dillerinin sözlüğüdür. Türkçe' nin ilk sözlüğüdür. Yazar Doğu Türkistan' dan Hazar çevresinde yaşayan bütün Türk boylarını gezerek eserini oluşmuştur. Farklı Türk Boylarındaki kelimeleri karşılaştırmalı sunmuştur.
Lehçelerin gramer yapılarıyla ilgilide bilgiler vermiştir. Ayrıca Türk kültürü coğrafyası ve tarihine ilişkin bilgilerde eserinde mevcuttur. Bu eserde eski Türk edebiyatına ait sagu, koşuk, sav, gibi eserler günümüze kadar ulaşmıştır. Türk Boyları haritası yer almaktadır. Türkçe' nin ilk ansiklopedik kaynağıdır. Kaşgarlı Mahmut bu eserini arapçanın yoğun olarak kullanıldığı dönemde Türkçe' ye sahip çıkmak ve Araplara Türkçe' yi öğretmek amacıyla yazmıştır.

Read more

Anlatımda Bakış Açısı Nedir? Konu Anlatımı, Ders Notları (Dil ve Anlatım)


Anlatımda Bakış Açısı
1-) Kahraman Bakış Açısı : Hikaye veya romanlardaki olaylar, eserdeki kahramanlardan birinin bakış açısıyla anlatılıyorsa birinci kişi (ben-biz) ağazından anlatım söz konusudur.

Örnek : Babam her sabah biz uyanmadan, karanlıkta kalkıyor, hiç bir şey yemeden ekmeğini alıp yola çıkıyordu. Akşam hava kararırken yalıdan dönen toplayıcılarla oda dönerdi. Her gün altı liraya kadar gündelik alıyordu galiba. O parayla köyün bakkalından yiyecek öteberi alırdık.

2-) Gözlemci Bakış Açısı : Gözlemci kişinin (o) bakış açısıyla yapılan anlatımda anlatıcı , gördüklerini anlatan bir şahit konumundadır. Bu yöntemde anlatıcı, öykü kahramanından daha az şey bilir. Anlatıcı, hikayedeki kişilerin aklından geçenleri bilmez, nesnel bir tavır takınır. Olan bitenler okuyucuya kamera sessizliğiyle aktarır.

Örnek : Erkekler düğün evindeki bir odaya tıkılmışlardı. Kapıdan başka hiç bir yerden ışık almayan , toprak tabanlı odanın kenarında alçak bir sekinin üstünde şehirden getirdiği iki misafiriyle hancı Yakup Ağa oturmuştu. Düğün sahibi güveyinin büyük kardeşi - dört yana koşup ortalığı idare, misafirlere ikram ediyor, kapıya yakın bir yerde panikleyip duran ihtiyar bir aşığa :" Ne duruyorsun çalsana ! " diye sesleniyordu. Yirmi beş otuz kişi küçük odanın kenarlarına sıkışıp oturmuşlar ve ortada ancak bir buçuk adım eninde ve boyunda bir yer : açık bırakmışlardı.

3-) Hakim / Tanrısal / İlah Bakış Açısı : Anlatıcı hikayelerde herşeyi biliyor, zaman ve mekan engeli tanımadan herşeyi görüyorsa hakim/tanrısal bakış açısı söz konusudur.Hakim bakış açısı olan anlatıcı, hikayelerde kahramanların psikolojik hallerini, akıllarından geçirdiklerini bil. Okura anlattığı yerin özellikleri ayrıntıl bilgi verebilir. Anlatım, üçüncü kişi "o" ile yapılır.

Örnek : "Sermet Bey, bir hafta sıbra kalabalık ailesiyle köşke taşındı. Halis bir zevk ehliydi. Her gece çalgı, çağanak, yemek, içmek, keyif, sofa gırla giderdi. Daima kadın akrabalarından kadın erkek 4-5 misafiri bulunuyordu. Sermet Türkiye' liydi fakat Avrupalıların "gündüz cefa gece sefa " düsturumu kabul etmişti. Çocukları mektebe giderdi. Kızlarını büyük ticarethanelere katip diye yetiştirmişti.
Read more

Anlatımın Özellikleri Nelerdir? Ders Notları, Konu Anlatımı (Dil ve Anlatım)


Anlatımda dilin kurallarına uymak gerekir. Anlatımın kendi içinde farklı yöntemleri vardır. Anlatım kişiliğin bir göstergesidir. Çünkü her anlatıcı kendine özgü bir dil kullanır.

İyi bir anlatımda bulunması gereken özellikler :
  • Anlatım açık ve net olmalıdır.
  • Dilin kurallarına uygun olmalıdır.
  • Karmaşık ve anlaşılması güç cümlelerden kaçınılmalıdır.
  • Dil sade, gösterişsiz ve süssüz olmalıdır.
Anlatımda Açıklık : Anlatılacak halin ve olayın betimlenecek görünüşün, sezginin, dile getirilecek duygunun ve düşüncenin açık ve net bir şekilde belirmesidir. Anlatımın açık olabilmesi için virgülün kullanım yerine dikkat edilmelidir.
  • Gerekli yerlerde tamlayan kullanılmalıdır.
  • Yanlış karşılaştırmalar yapılmamalıdır.
  • Kelimeler anlamlarına ve dilin kurallarına uygun kullanılmalıdır.
Anlatımda Akıcılık : Sözlü veya yazılı ifadenin hiç bir engele uğramadan akıp gitmesi ses akışını bozan söylenmesi güç seslere yer verilmemesi ve gereksiz söz tekrarlarından kaçınılmasıdır.

Anlatımda Duruluk : Kelime ve cümle düzeyinde gereksiz ifadelere yer verilmemesi karmaşık cümle yapılarından kaçınılması gerekli yerlerde deyim ve terimlerin kullanılmaması ile oluşan bir anlatımdır. Kısaca duruluk gereksiz kelime, kelime grubu ve eklere yer verilmemesidir.

Anlatımda Yalınlık : Metnin ve dil ifadesinin sade, gösterişsiz olması kullanılmayan söz ve söz öbeklerine yer verilmemesi söylenmek istenilenin kısa ve kesin ifadelere aktarılmasıdır.

Anlatımda Doğallık : Anlatımda kişinin yapmacık olmadan, candan ve yürekten davranmasıdır.
Anlatımda Tutarlılık : Kişinin anlatııklarının daha önce söyledikleriyle çelişmediği anlatımdır.
Anlatımda Özgünlük : Anlatım nitelikleri bakımından, benzerlerinden farklı ve üstün bir tarzı olan anlatımdır.
Anlatımda İnandırıcılık : Anlatılanların mantık çerçevesine oturması, kanıtlanabilmesi ve nesnel olmasıdır.
Anlatıma Etkileyicilik : Kişi de algılayış ve davranış değişikliği yapan metinlerdir.
Anlatımda Sürükleyicilik : Anlatımda merak duygusunun sürekli uyanık tutulmasıdır.

Anlatımda İlginçlik : Anlatımda daha önce söylenenlerden yazılanlardan farklı konular yakalanmasıdır. Bu anlatımda kıvrak bir zeka ve kendine özgü bir dil kullanılmalıdır.

Anlatımda Bağlaşıklık : Bir metinde dil ögelerinin dil bilgisi kurallarına uyularak yan yana getirilmesiyle oluşan bir kavramdır. Bağlaşıklığa uyulmadığı takdirde cümle içerisinde anlatım bozukluğu ortaya çıkabilir. Bunlar bazen bir ekin bazende bir kelimenin eksikliğinden kaynaklanabilir.
Örnek : Yanlış : Bu sabah istasyon onunla karşılaştım.    Doğru : Bu sabah istasyonda onunla karşılaştım
              Yanlış : Sütü az, çayı hiç sevmem                      Doğru : Sütü az severim, çayı hiç sevmem.

Anlatımda Bağdaşıklık : Dil ögelerinin ifade ettiği durum ve hususlar arasındaki bağlantılarına bağdaşıklık denir. Bağdaşıklığa uyulmadığı takdirde anlamsal olarak anlatım bozuklukları ortaya çıkar.
Örnek : Yanlış : Çam fidanlarını özenle ektiler.   Doğru : Çam fidanlarını özenle diktiler.

Anlatımda Bağdaştırma : Kelimelerin yeni bir anlam ifade etmek için yan yana getirilerek oluşturduğu söz gruplarına bağdaştırma denir. Yaygın olan ifadelerle oluşturulmuş bağdaştırmalara alışılmış bağdaştırma birbiriyle uyuşmayan kelimelerden meydana gelen bağdaştırmalara alışılmamış bağdaştırma denir.
Örnek : Dilsiz hayaller ( Alışılmamış Bağdaştırma )
             Dilsiz insan ( Alışılmış Bağdaştırma )

Anlatımda Bağlam : Kelime, kelime gruplarının ya da cümlelerin metinde bulunduğu yere bağlı olarak farklı anlamlar kazanmasına denir.
Örnek : Bugün hava çok soğuk, bizi soğuk karşıladı.
Read more

Mektup Nedir? Mektup Türleri (Dil ve Anlatım)


  • Bir şeyi haber vermek sormak istemek veya duyguları bildirmek için birine çoğunlukla posta yoluyla gönderilen zarf içine konmuş kağıtlara Mektup denir. Mektuplar yazılış amaçlarına göre üçe ayrılır.

    1-) Özel Mektuplar : Akraba, arkadaş, tanıdık veya meslektaş olmaları yönüyle aralarında ilişki bulunan kişilerin birbirlerine yazdıkları mektuplara denir. Öğretici Metinler içerisinde yer alan mektup giriş, gelişme, sonuç bölümlerinden oluşur.

    Mektup Türlerinin Değişmez Özellikleri
    • Mektup temiz ve düzgün bir kağıda siyah veya mavi mürekkepli kalem ile yazılır.
    • Mektubun yazıldığı yer ve tarih kağıdın sağ üst köşesine yazılır.
    • Mektup bir hitap sözüyle başlar. Bu hitap mektuplaşan kişilerin samimiyet derecesine göre değişir. (Sevgili Kardeşim, Saygıdeğer Dostum)
    • Mektubu yazan kişinin adı ve soyadı kağıdın sağ alt köşesine yazılır ve altına imza atılır.
    • Mektubu yazan kişinin adresi sol alt köşeye yazılır. Ama karşı taraf mektubu yazan kişinin adresini biliyorsa bu yazılmayabilir.
    • Yazımı tamamlanan mektup temiz bir zarfa konur, göndericinin adresi sol üst köşe alıcının adresi ise sağ alt köşe de yer alacak şekilde yer alır.
    2-) Resmi Mektuplar : Kamu, kurum ve kuruluşlarıyla kamu hizmeti veren tüzel kişi niteliği kazanmış oda, sendika, baro, meslek birliği gibi çeşitli kuruluşların vatandaşların veya kurumlara gönderdikleri resmi içerikli her türlü yazıya resmi mektup denir. Bu mektupların yazılış biçimleri yönetmelik veya genelgelerle belirlenmiştir. Samimiyetten uzak yalın ve açık bir dille yazılır. Emredici anlatım kullanılır. Daktilo ve Bilgisayar yazısı tercih edilir.

    Dilekçe : Çeşitli dilek, ihbar ve şikayetlerin bildirilmesi veya herhangi bir konuda bilgi talep edilmesi için resmi makamlara yazılan mektuplarıdır.

    Dilekçenin Özellikleri 
    • Temiz düzgün bir kağıda bilgisayarla veya mürekkepli bir kalemle yazılmalıdır.
    • Dilekçenin verileceği makamın adı, kağıt ortalanarak yazılır. Kelimelerin ya hepsi büyük yazılır yada baş harfleri büyük yazılır.
    • Dilekçe metni makam ve yer adı yazıldıktan sonra satırbaşı yapılarak yazılmaya başlanır ve şu tür ifadelerle sonlandırılır. (Gereğini arz ederim, Durumu bilgilerinize arz ederim.)
    • Dilekçe metni yazıldıktan sonra sağ alt köşeye imza altınada ad soyad yazılır.
    • Dilekçenin yazıldığı tarih ya sağ üst köşeye yazılır, yada imzanın üstüne tarih yazılır.
    • Dilekçe sahibinin adresi Dilekçe metninin bir kaç satır altına sol köşeye yazılır.
    •  Bazı dilekçelerde ek bilgiler bulunabilir. Bu ekler adres bölümünün altına belirtilir.
    3-) İş Mektubu : Ticari işletmelerin birbirlerine vatandaşlara veya vatandaşların ticari işletmelere gönderdikleri hizmet, ,iş ve ticaret konulu mektuplara denir. İş mektuplarında sipariş, satış, borç alıp verme isteği, teklif, bilgi isteme bir ürün yada hizmetle ilgili şikayet dile getirme gibi konular ele alınır.
Read more

Doğal Sistemler Nelerdir? Coğrafyanın Dalları | Kısa Özet


DOĞAL SİSTEMLER  ŞUNLARDIR:

 Litosfer(Taş Küre): Doğal unsurların başında dağlar, tepeler, platolar, ovalar ve vadiler gibi çeşitli yer şekilleri gelir. Yerşekilleri çeşitli özellikteki taş ve tabakalardan oluşurlar. Yer kabuğunun bu katı bölümü taş küre (litosfer) olarak ta ifade edilir. 
Hidrosfer(Su Küre):   Ç evremizde a karsular, göller ve denizler kaynak suları ve yeraltında   da su bulunmaktadır. Bunların hepsine birden su küre (hidrosfer) denir.
Atmosfer(Hava Küre):   Çeşitli gazların karışımı olan atmosferdeki hava, insanların yanı sıra diğer canlıların yaşayabilmeleriiçin ilk koşuldur.  
Biyosfer(Canlılar Küresi):   Çevremizdebitkiler ve hayvanlar da vardır. Bunlar biyosferi oluşturur. Bu canlı unsurlarla birlikte çevrenin şimdiye kadar belirtilmiş olan unsur larının hepsi birlikte doğal sistemleri   oluş tururlar
Coğrafya Biliminin Yararlandığı Diğer Bilim Dalları : 
1. Astronomi : Uzay bilimi
2. Jeoloji : Yer Bilimi
3. Jeofizik : Dünyanın iç yapısının inceleyen bilim dalı
4. Hidroloji : Sular bilimi
5. Meteoroloji: Atmosfer olaylarını inceleyen bilim dalı
6. Kartografya :Harita bilimi
7. Zooloji : Hayvan bilimi
8. Botanik : Bitki bilimi
9. Antropoloji : İnsan bilimi
10.Etnoloji : İnsan ırklarını inceleyen bilim dalı
11.Sosyoloji : Toplum inceleyen bilim dalı
12.Demografi : Nüfus bilimi

COĞRAFYANIN BÖLÜMLERİ 
Coğrafya incelemiş olduğu konuları göre iki bölüme ayrılmaktadır :
1. Genel Coğrafya
A. Fiziki Coğrafya
a) Jeomorfoloji
b) Klimatoloji
c) Biyocoğrafya
d) Hidrografya
B. Beşeri Coğrafya
C. Ekonomik Coğrafya
2. Yerel Coğrafya
A) Bölge Coğrafyası
B) Ülke Coğrafyası
C) Kıta coğrafyası
Read more

Aöf 4. Sınıf Denetim Ünite 1 Ders Notları



2013 Denetim Güz Dönemi Final Sınavı Deneme Soruları ve Cevapları
http://nettebuldum.blogspot.com/2013/02/2013-denetim-guz-donemi-final-snav.html


Denetim 5. Ünite Ders Notları
http://nettebuldum.blogspot.com/2013/02/denetim-5-unite-ders-notlar-2013-final.html
Denetim 6. Ünite Ders Notları
http://nettebuldum.blogspot.com/2013/02/denetim-6-unite-ders-notlar-2013-aof.html
Denetim 7. Ünite Ders Notları
http://nettebuldum.blogspot.com/2013/02/denetim-7-unite-ders-notlar-2013-aof.html
Denetim 8. Ünite Ders Notları
http://nettebuldum.blogspot.com/2013/02/denetim-8-unite-ders-notlar-aof-2013.html


Denetim Dersi. 1 Ünite Güz Dönemi Ara Sınavında Çıkması Muhtemel Sorular;
http://nettebuldum.blogspot.com/2012/11/denetim-dersi-1-unite-2013-guz-donemi.html
1. Ünite soruları ve cevapları için
3.Ünite Ders Notları
http://nettebuldum.blogspot.com/2012/12/aof-4-snf-denetim-dersi-3-unite-ders.html


4. Sınıf Denetim Güz Dönemi Ara Sınav 2. Ünite Soruları ve Cevapları


http://nettebuldum.blogspot.com/2012/12/aof-4-snf-denetim-guz-donemi-ara-snav-2.html



Merhabalar. Açık ögretim işletme 4. Sınıf derslerinden olan Denetim dersi 1. Ünite ders notları özetiyle karşınızdayız. Bu yazı nettebuldum.blogspot.com yazarları tarafından özet haline getirilmiş bir yazıdır. Yani internette hiç bir yerde yoktur. Lütfen sitelerinize alırken kaynak olarak blog sayfamızı gösteriniz, en azından bunu yapın :) umarım işinize yarar, iyi çalışmalar
Bu arada Denetim 1. sınavı 1-4 ünitelerden sorumlu olacaksınız tüm ders notları ve sorular sayfamızda olacaktır.




Denetim Ünite 1
Denetim; İktisadi faliyet ve olaylara ilişkin iddiaların önceden belirlenmiş ölçütlere uygunluğunu sağlamak amacıyla denetçilerin nesnel bir biçimde kanıt topladığı ve sonuçları değerlendirerek yazdıkları bir raporla bilgi kullanıcılarına illettikleri süreçtir.

Denetimi Gerekli Kılan Nedenler
1-) Çıkar Çatışması
                        > Devlet
                      > Yatırımcılar
Bilgi Üretim =  > Bilgi Kullanıcı > Kredi
                  > Ortak
                     > Sendikacılar

2-) Bilgi kullanıcıları 1. elden bilgiye sahip değildir.
3-) Muhaseve Sşsten her geçen gün karmaşıklaıyor.
4-) Ekonomik Olay ve kararlar toplumun tüm kesimlerini etkiliyor.

Konu ve Amaca Göre Denetim Türleri

1) Finansal Tablo Denetimi => Ölçüt, GENEL KABUL GÖRMÜŞ MUHASEBE İLKELERİ
2) Faliyet Denetimi => Etkinlik ve Verimlilik
3) Uygunluk Denetimi => Uyulup uyulmadıpı > Uygun olup olmadığı  Ölçüt; Kanun, Tüzük, Yönetmelik, Emir ve Talimatlar, Sirket Sözleşmeleri, 3. Kişi ile yapılan sözleşme

Denetcinin Türüne Göre Denetim
1) Bağımsız Denetçi;  Bağımsız Dış Denetim
2) İç Denetim ; İç Denetim
3) Kamu ( Devlet ) Denetimi; Kamu Denetimi
İsimlerinde de çıkarabileceğimiz kadar kolay bir başlık.

Genel Kabul Görmüş Denetim Standartları

Genel Standart (Kişisel )
Mesleki Dikkat
Eğitim Yeterlilik
Bağımsızlık ( Sosyal Sorumluluk)

Çalışma Alanı
Planlama
İç Kontrol
Kanıt Toplama

Raporlama Standartı
Tutarlılık
Uygunluk
Görüş Bildirme
Yeterli Açıklama

Bilinmesi Gerekenler; 

Ekonomik faliyetlere ilişkin savlarla, kabul edilmiş ölçütler arasındaki uygunluğun derecesinin denetçi bilgi kullanıcılarına denetim raporunda iletir.

Denetim türleri finansal tablo denetimi, uygunluk denetimi ve faliyet denetimidir. Denetçi türleri ise dış denetçi iç denetçi ve devlet denetçileridir.


Ülkemizde muhasebeçilik mesleği serbest muhasebeci mali müşavir odaları ve yeminli mali müşavir odaları olmak üzere iki ana ayrımdan örgütlenmiştir. Bu odaların bağlı olduğu üst örgütlenme ise türkiye serbest muhasebeci mali müşavirler ve yeminlik mali müşavirler odaları birliği ( TÜRMOB)dur. Türmob uluslararası muhasebeciler federasyonu IFAC üyesidir.

Kaynak; Nettebuldum.blogspot.com


Read more

İntibah Romanının İncelenmesi ve etkinlikleri


“İntibah” romanı sosyal ve siyasal olaylar.. 
1. Sosyal Hayat: Kadınların feraceli ve çarşaflı olarak gezmeleri, eğitim ve öğretime önem verildiği, insanların gezi yerlerini sevdiklerini ile ilgili bilgi sahibi olabiliriz.
Siyasi Hayat: Bu metinde yok.

2. “İntibah” adlı romanın yazıldığı dönemde, halkı edebiyatla eğitme anlayışı hâkimdi. Romanın kahramanı Ali Bey, devrinin iyi yetişmiş fakat hayat tecrübesi olmayan gençlerini temsil etmektedir. Yazar, kitaba alınan bölümde romanın yazıldığı döneme hâkim olan zihniyeti ne ölçüde yansıtabilmiştir (Bu soruyu cevaplandırırken Tanzimat Dönemindeki sosyal yaşantı hakkında edindiğiniz bilgileri de kullanınız.)?
2. Romanı genel olarak düşündüğümüzde Ali Bey döneminde bulunan bütün özellikleri yansıtmaktadır. Mesela dönemin eğlence yerlerinden biri  olan Çamlıca mekanı çok güzel ele alınmıştır. Tanzimat’ta sosyal hayatta kadın erkek herkes Batılılaşma sevdalısı içindedir. Bu metinde biz sadece Ali Bey nasıl bir eğitim aldığını görebilmekteyiz. Bu o dönemin zihniyetine uygun düşer.


Kaynak; http://soruvecevap.blogcu.com/intibah-romaninin-incelenmesi-ve-etkinlikler/13187263
Read more

9.Sınıf Edebiyat Sayfa 101- 105 Soruları ve Cevapları Fırat Yayıncılık


Anlatmaya Bağlı Edebî Metinleri İnceleme Yöntemi
HAZIRLIK
1. Aşağıdaki paragrafları okuyunuz. Bu paragraflardan hangileri sosyal ve siyasi bir olayı anlatmaktadır?
1. Namık Kemal’ ait olan 2. metin sosyal ve siyasi bir olay anlatmaktadır.
2. Sınıfınıza getirdiğiniz metinleri okuyunuz. Metinlerin, yazıldıkları dönemin sosyal, siyasi, ekonomik yapısını ve sanat anlayışını yansıtıp yansıtmadığını belirleyiniz.
2.

3. Görsel ögelerdeki nesneler arasında nasıl bir ilişki vardır? Bir öyküde veya romanda böyle parça bütün ilişkisi kurulabilir mi? Tartışınız. Tartışmanız sonucu ortaya çıkan görüşü tahtaya yazınız.
3. Resimler arasında bir ilişki vardır. Bu ilişki parça – bütün ilişkisidir. Roman ve öyküde de bu ilişki söz konusudur. Roman ve hikayede anlatılanlar geniş bir olay dizisi olarak meydana geldiği için anlatılan parçalardan bütüne ulaşılarak anlatılır.

4. Bir olayı anlatırken zihninizde nasıl bir sıralama yaparsınız? Açıklayınız.
4. Olayları oluş sırasına göre anlatırız. Olayın bir başından bir sonundan anlatmayız. Bir sıralanış ya da oluş sırası vardır ve bunu dile getiririz.

5. Okuduğunuz hikâyenin olayını / olaylarını belirtiniz.
5.

6. Okuduğunuz bir masal ya da hikâyeyi, olaylarını esas alarak bölümlere ayırınız. Ayırdığınız bu eser bölümlerinin birbiriyle ilişkisini inceleyiniz. Metin bölümlerinin çevresinde oluşan ve onlara metin içindeki anlamlarını kazandıran temel çatışmayı bulunuz.
6.

7. “Şiddetin eğiticilik yönü olmadığı”nı anlatan bir afiş, bir hikâye, bir sinema filmi, bir heykel ya da bir atasözü arasında nasıl bir ilişki vardır? Tartışınız. Tartışmanız sonucunda ortaya çıkan görüşü tahtaya yazınız.
7. Tema olarak aynı olsalar da anlatım tarzları aynı değildir. Hikayede tasvir betimlemeler ön plana çıkarken sinemada ise buna göre yok, onun insan zihninde canlandırdığı görsel olarak ele almak durumundadır.

8. Fotoğraflardaki görüntüler birbirinin aynı mıdır? Neden?
8. Zaman olarak farklı dilimlerde olduğu için mekan aynı olsa da farklı resimler gibi görünmektedir.

9. Fotoğraflarda gördüklerinizi defterinize yazınız. Yazdıklarınızı birbirinize okuyunuz. Fotoğraflarda herkes aynı ayrıntılara mı dikkat etmiştir? Açıklayınız.
9. Aynı ayrıntılara dikkat etmeyiz. Birinde gece olunca ay ve ışık gibi şeyler dikkat çekerken diğerinde yani gündüz de ise mekanın kendisi dikkat çekmektedir.

10. Sınıfınıza getirdiğiniz masal ve hikâye bölümlerini okuyunuz. Bu bölümlerin anlatıcılarını belirlemeye çalışınız.
10.

11. Destan, masal, hikâye ve roman türlerinden hangisinin bir diğerine örnek olduğu konusunda yaptığınız araştırmaya göre anlatmaya bağlı metin türlerinden hangisi ilk önce oluşturulmuştur? Bu türün etkisi romanlarda var mıdır? Belirtiniz.
11. Destanlar diğerlerinden daha önceki dönemlerde ortaya çıkmıştır.  Anlatmaya bağlı özellikler ve olay örgüsü, yer , zaman, mekan gösterme konusunda örneklik teşkil etmiştir.

12. Aşağıdaki paragraflardan hangisi farklı yorumlara daha açıktır? Niçin?
12. “PİRE MAHMUT’UN SEVDASI” isimli metin yoruma açıktır. Çünkü sanatsal metindir. Sanatsal metinler de okuyucunun bilgisine ve kültürüne göre okuyucudan okuyucuya farklılık gösterir.
13. Sait Faik Abasıyanık’ın hikâyesini okuyunuz. Okuduğunuz hikâyeden yazarın özel yaşamı hakkında hangi bilgileri edindiniz? Açıklayınız.
13.

14. Aşağıda verilen yazıyı okuyunuz. Yazarın hikâyelerinde yaşamından izler olup olmadığını belir­tiniz.
14. Verilen metinde Sait Faik’in hayatı üzerine anlatılanlar vardır. Yaşamından izleri görebilmekteyiz.

ÇÖZÜMLEME / İNCELEME
1. metin
İNTİBAH
1. “İntibah” romanından alınan bu bölümde hangi sosyal ve siyasal olaylar hakkında bilgi edindiniz? Aşağıya yazınız.
1. Sosyal Hayat: Kadınların feraceli ve çarşaflı olarak gezmeleri, eğitim ve öğretime önem verildiği, insanların gezi yerlerini sevdiklerini ile ilgili bilgi sahibi olabiliriz.
Siyasi Hayat: Bu metinde yok.

2. “İntibah” adlı romanın yazıldığı dönemde, halkı edebiyatla eğitme anlayışı hâkimdi. Romanın kahramanı Ali Bey, devrinin iyi yetişmiş fakat hayat tecrübesi olmayan gençlerini temsil etmektedir. Yazar, kitaba alınan bölümde romanın yazıldığı döneme hâkim olan zihniyeti ne ölçüde yansıtabilmiştir (Bu soruyu cevaplandırırken Tanzimat Dönemindeki sosyal yaşantı hakkında edindiğiniz bilgileri de kullanınız.)?
2. Romanı genel olarak düşündüğümüzde Ali Bey döneminde bulunan bütün özellikleri yansıtmaktadır. Mesela dönemin eğlence yerlerinden biri  olan Çamlıca mekanı çok güzel ele alınmıştır. Tanzimat’ta sosyal hayatta kadın erkek herkes Batılılaşma sevdalısı içindedir. Bu metinde biz sadece Ali Bey nasıl bir eğitim aldığını görebilmekteyiz. Bu o dönemin zihniyetine uygun düşer.

2. metin
TELGRAF
İlhan TARUS

3. “Telgraf” adlı metinde köylünün hangi sorunu işlenmektedir? Cumhuriyetten sonra yazılan eserlerde köyün ve köylünün sorunlarını işleme anlayışı ve metnin yazıldığı dönemde tartışılan ülke sorunlarını eserde ne ölçüde verilebilmiştir? Açıklayınız.
3. Köylünün su probleminin işlemiştir. Döneminin zihniyetini yansıtmıştır. Özellikle  su işlerine bakan memurların köylü ve halka karşı olan ilgisizleri çok güzel dile getirilmiştir.

4. “Telgraf” adlı metinde yazarın köylülerin eğitimini, kültürünü, yaşam tarzını yansıttığı cümlelerden birini aşağıya yazınız.
“…Çocuk korkusu değil ha! İki adım geriden toprak göçürüverir aşağı… Kaç insan gitti böyle böyle…
…Uluova’nın su sıkıntısını, Mısır’daki sağır sultan bile duymuştu.
— Anam, canavarlar mı basıy acab?
— Babam, dağ üstümüze mi yıkılıy?” gibi cümleler kullanılmıştır.

5. a. Sınıfınızda iki grup oluşturunuz. Gruplarınızla “İntibah” ve “Telgraf” adlı metinlerin yazarlarının, metinleri yazdıkları dönemdeki kültür ve sanat hayatıyla ilgilenip ilgilenmediklerini tartışınız. Tartışmanız sonucunda vardığınız karar, metinde anlatılanlarla uyum sağlıyor mu? Açıklayınız.
a. Her iki metinde yazıldıkları dönemin kültür hayatıyla ilgilenmişlerdir. O dönemden izleri bulabilmekteyiz. Metinlerle anlatılanlar yazıldıkları ya da anlatıldıkları dönemle uyum sağlıyor.

b. “İntibah” ve “Telgraf” adlı metinlerin, bu konuda yaptığınız araştırmadan hareketle yazıldıkları dönemin sosyal, ekonomik, siyasi yapısını ve sanat anlayışını nasıl yansıttıklarını belirtiniz. Bu eserlerde sadece sosyal ya da ekonomik yapı hakkında bilgi vardır diyebilir misiniz? Tartışınız. Ulaşılan görüşü tahtaya yazınız.
b. Bu döneme sosyal, ekonomik, siyasi yapısını ve sanat anlayışları kurmaca gerçeklik olarak ele alınmıştır. Ama yazarlar içinde bulunduğu dönemin özelliklerini eserlere ister istemez aktarırlar. Mesela Telgraf metninde kompresör ve motopomplar geçmekte bu da bize yakın tarihimizde yazıldığı gösterir. İşte yazar böyle kelimelerle dönemin özelliklerini ister istemez anlatmak durumunda kalır.
Kaynak: http://edebiyatogretmeniyiz.com
Read more

Koca Duha Oğlu Deli Dumrul'un Hikayesi Etkinlikleri



“Aksoylu Timsaha Karşı” ve “Koca Duha Oğlu Deli Dumrul’un Hikâyesi” adlı metinlerin ortak yönlerini aşağıya yazınız.
b. Olağanüstü özellikler vardır.
İnsan dışındaki varlıklar eserlerde kişi olarak kullanılmıştır.
Olay örgüsü, yer, zaman ve kişi unsurundan oluşmuştur.
Edebi metin özellikleri gösterirler.
Kullanılan kelimeler mecaz ve yan anlamlıdır.
Bir anlatıcısı vardır.

c. Bu metinlerin anlam ve birimlerini belirleyiniz. Anlam birimlerini belirlerken olay, kişi, mekân unsurlarının metinde nasıl kullanıldıklarından hareket ediniz.
c. Kişi, mekan ve zaman unsurları birleşerek metin olay örgüsünü oluşturmuştur.

ç. Bu metinlerin anlam birimlerini belirlerken metnin hangi unsurlarının bir arada bulunması gerektiğini belirtiniz.
Ç. Olay örgüsü, yer, zaman, kişi…

d. Metnin anlam birimleri arasında nasıl bir ilişki vardır? Belirtiniz.
d. Bu anlam birimleri arasında en önemlisi olay örgüsüdür. Zaten bu metinlerin diğer ismi olay çevresinde gelişen edebi metinlerdir. Olay örgüsü;  yer, zaman ve kişinin birleşiminde oluşur.

e. Bu metinlerin olaylarını tespit edip metinlerin kaçar olay içerdiğini belirtiniz.
e. Birden fazla iç içe geçmiş durumdadır.

7. “Adaya Vapur” adlı metni okuyunuz. Metnin kenarlarında boş bırakılan yerlere paragraflardaki olayları yazınız.
7.İstanbul’da Adalara giden bir adamın vapur içindeki düştüğü durumu anlatır. Memur olmaya giden roman kahramanımız gittiği yerde nerde kalacağınız ve neler yapacağınız düşünürken bir güzel kız gelir ve ona gemini Adalar’a gidip gitmediğini sorar. O da bilemez, kızarır, utanır ve gemideki diğer insanlar komik duruma düşer.

8. Sınıfınızda dört gruba ayrılınız. “Adaya Vapur” metnindeki olayların nedenini ve bu olayların sonucunu bularak olay örgüsünü çıkarınız ve şemalaştırınız. Grup sözcüleri, gruplarının hazırladığı olay örgüsü şemasını tahtaya çizsin. Çizilen şemalardaki benzerlik ve farklılıkları bulunuz.
8.
  • Çocuğun memur olarak atanması
  • Gemiyle Adalar’a gitmesi
  • Yol boyunca nerde kalacağını  ve akrabalarıyla ilgili durumları düşünmesi
  • Kendisini bekleyen bütün belirsizliklere rağmen neşesini ve mutluluğunu koruması
  • Şehirli güzel bir kızın buna bu gemi Adalar’a gidiyor mu diye soru sorması
  • Cevap veremeyen kahramanımız utanması ve komik duruma düşmesi

9. “Aksoylu Timsaha Karşı”, “Koca Duha Oğlu Deli Dumrul’un Hikâyesi” ve “Adaya Vapur” adlı metinlerin yazarları gördükleri, duydukları vb. olayları konu olarak işlerken ne gibi değişikliklerle vermişlerdir? Metinlerden örneklerle açıklayınız.
9. “Aksoylu Timsaha Karşı”, “Koca Duha Oğlu Deli Dumrul’un Hikâyesi” ve “Adaya Vapur” yazarlar kendi hayatlarında gördükleri konuları eserlerine alırlarken olduğu gibi anlatmazlar. Onları kendi içlerinde değiştirerek kurgulayarak anlatırlar. Olduğu gibi anlatmak bilimsel ya da öğretici metinlerin  işi olarak göze çarpar. Ama yazarlar kurmaca gerçekliği kullanmak zorundadır.

10. “Adaya Vapur” adlı metindeki karşılaşma yaşanmamış olsaydı hikâyenin sonu aynı şekilde mi biterdi? Yazar kendi istediği gibi bir son oluşturabilmek için mi olay örgüsünü böyle düzenlemiştir? Tartışınız. Tartışmanız sonucunda hikâyelerde olay örgüsünün hangi amaçla düzenlendiğini belirtiniz.
10. Aynı şekilde yaşanmazdı. Çünkü yazar olayın sonucu bu karşılaşmaya bağlamıştır. Buna göre düzenlenmiştir. Hikayedeki olayların düzenlenme elbette ki bir şeyler öğretmek değil, olayları, durumları ve düşünceleri anlatıp estetik zevk vermek için yazılmıştır.

11. “Aksoylu Timsaha Karşı” adlı metinde olduğu gibi tilki ve timsahın soylarıyla, geçmişleriyle övünmeleri mümkün müdür? Bu metinde yazar, insanlarla ilgili hayal, tasarı ve izlenimlerini nasıl dile getirmiştir? İnsana özgü gerçekliğin bu metinde verilirken değiştirilip değiştirilmediğini tartışınız. Tartışmanız sonucu oluşan fikri tahtaya yazınız.
11.Mümkün değildir. Anlatılmak istenenin hayvanlar üzerinden alegori yapmıştır. İnsana özgü gerçeklik kişileştirme yoluyla ele alınmıştır.

12. “Aksoylu Timsaha Karşı”, “Koca Duha Oğlu Deli Dumrul’un Hikâyesi” ve “Adaya Vapur” adlı metinlerdeki olayların benzeri olaylar çevrenizde yaşanıyor mu? Bu olayları yaşayan insanlara benzer kişiler çevrenizde yaşıyor mu? Normal hayatta yaşanan gerçeklikle edebî metinlerde anlatılan gerçekliğin benzerlik ve farklılıklarını aşağıya yazınız.
12. “Aksoylu Timsaha Karşı”, “Koca Duha Oğlu Deli Dumrul’un Hikâyesi”  metinlerinde olay çevremizde rastlanmazken “Adaya Vapur” metnindeki olayın benzerine çevremizde rastlayabiliriz. Adaya Vapur metnindeki kişilere  var ama diğerlerini göremeyiz. Normal hayatın gerçekliği ile edebi metinlerin gerçekliği aynı olmaz. Normal hayattaki gerçeklik net ve nesnelken edebi metinlerdeki gerçeklik kurmaca olup göreceli yani özneldir. Yoruma açıktır.

13. Aşağıdaki tipler, “Aksoylu Timsaha Karşı”, “Koca Duha Oğlu Deli Dumrul’un Hikâyesi” ve “Adaya Vapur” adlı metinlerin hangisinde vardır? Karşısına yazınız.
13.
Yalan söyleyen, övünen : Aksoylu Timsaha Karşı
Dobra konuşan : Koca Duha Oğlu Deli Dumrul’un Hikâyesi
Sonunu hesaplamadan konuşan, cahil : Koca Duha Oğlu Deli Dumrul’un Hikâyesi
Geleceğe ilişkin hayalleri olan ama bazı insanlar yüzünden hayallerinden vazgeçen : Adaya Vapur

14. “Adaya Vapur” adlı metindeki gencin arkadaşı, olayların içinde hangi özelliğiyle yer almıştır? Buna göre “arkadaş”a tip mi karakter mi diyebilirsiniz? Nedenleriyle açıklayınız.
14. Olayların akışına yardımcı olmak amacıyla figüratif kadro olarak yer almaktadır. Burada arkadaş tip’tir. Çünkü bütün özelliği ile benzer nitelikteki insanlara tip denir. Yani buradaki insana benzer çok sayıda kişiyi görebilmekteyiz.

15. Aşağıdaki metinlerdeki olayların geçtiği mekânları aşağıya yazınız.
15.
Aksoylu Timsaha Karşı : Su boyunda
Koca Duha Oğlu Deli Dumrul’un Hikâyesi : Kuru bir çay  üzeri, ev gibi mekanlar…
Adaya Vapur :Gemi

Yazdığınız bu mekânların hangisini haritadan gösterebilirsiniz? Bu mekân metinde ayrıntılı olarak anlatılmış mıdır? Mekân bir binada mı, bir sokakta mıdır? Ayrıntılı olarak tasvir edilmiş midir? Niçin?
“Aksoylu Timsaha Karşı”, “Koca Duha Oğlu Deli Dumrul’un Hikâyesi”ndeki yerleri gösteremeyiz ama Adaya Vapur metninde izah edilen gösterebiliriz. Yine Adaya Vapur metninde ayrıntılı olarak anlatılmışken bu mekanlar diğer iki mekan tasvirler çok verilmemiş. (Olayların nerde geçtiği sorusuna yukarıda cevap verilmiştir.)

16. “Aksoylu Timsaha Karşı” adlı metindeki tilki ile timsahın su boyunda buluştuğu ve ikinci metindeki Deli Dumrul’un çayın üstüne köprü yaptırdığı zamanı gün, ay ve yıl olarak belirtiniz. Metinlerdeki zaman gerçek yaşamdaki zaman gibi niçin tarihe, saate dayanmıyor? Görüşlerinizi belirtiniz.
16. Hangi zaman diliminde olduğunu bilemiyoruz. Zaman kavramları saat, tarih olarak verilmemiştir.

17. “Koca Duha Oğlu Deli Dumrul’un Hikâyesi” adlı metnin kişileri, zamanı ve mekânı hakkındaki düşüncelerinizi yazılı olarak anlatınız, yazdığınız metni sınıfta okuyunuz.
17. Deli Dumrul, hikayenin gerçek kahramanıdır ve bütün olaylar onun etrafında şekillenir. Diğer karakterler ise asıl kahramanımıza yardımcı niteliğe sahip kişilerdir. Mekan kuru bir çayın üzerinde ve evde geçmektedir. Zaman ise net olarak bilinmemektedir.

18. “Adaya Vapur” adlı metindeki memur ile bir gündüz vakti İstanbul arasında bir bütünlük var mıdır? “Aksoylu Timsaha Karşı” adlı metindeki tilki niçin memur olma hayali kuramıyor? Açıklayınız.
18. Aksoylu Timsaha Karşı metnindeki insana ait gerçeklik insan dışındaki varlıklarla ifade edildiği için onlar memur olma hayali kuramazlar. Adaya Vapur metnindeki kişilerse günümüzdeki insanlarla uyum sağlamaktadır.

Kaynak:http://edebiyatogretmeniyiz.com
Read more

9.Sınıf Edebiyat Sorular ve Cevapları Sayfa 112 -120 Fırat Yayıncılık


Anlatmaya Bağlı Edebî Metinleri İnceleme Yöntemi
6. metin
BOŞ BİLGİ
20. “Boş Bilgi” adlı masalın olaylarını ve temel çatışmasını bularak aşağıya yazınız.
20. Pin Man isimli gencin en büyük tutkusu kimsenin yapmadığı işi yapmaktır. Bunun için ne yaparım diye düşünürken ejderha yapmaya karar verir. Birinden bunun eğitimini alır. Beş yıl boyunca çok ağır koşullarda bu işi yapar ama bu işi öğrendikten sonra işe girmek isterr. Şehre geldiğinde  bir tüccar ne işi yapabileceğini sorar. Ejderha avcılığı yapacağını söyleyince kimse böyle bir ihtiyacı olmadığı için işsiz kalır.
Temel Çatışma: Faydalı ve Faydasız Bilgi

21. Sıraladığınız olaylardan ve masalın başlığından yola çıkarak masalı meydana getiren birimlerin ortak paydası nedir? Bulunuz. Bulduğunuz ortak paydayı metnin teması diyebilir misiniz? Niçin?
21.  Olay örgüsü, yer, zaman, kişi , anlatım ve temel çatışmadır. Bütün bunlar başlıkla birlikte temayı ele verir.

7. metin
KOCAÖKÜZ’ÜN ÖLÜMÜ
22. “Koca Öküz’ün Ölümü” adlı metnin temasını ve bu temayı besleyen düşünceleri aşağıya yazınız.
22. Teması          “Koca Öküz’ün  Ölümü”dür. Bu temayı besleyen düşünceleri olay örgüsünün hikayenin başından  sonuna kadar öküzün kaybolması ve ölüsünün bulunması üzerine kurulmuştur.

23. “Koca Öküz’ün Ölümü” adlı metinden, yazıldığı dönemdeki köylülerin yaşamı hakkında neler öğrendiniz? Bu bilgiler metnin temasıyla hangi yönlerden ilişkilidir?
23. Hayvancılıkla geçiniyorlar, fakir bir yaşamaları var. Yaşamları kendi yetiştirdikleriyle sağlayan insanlar. Öküzün ölümü fakir olan aileyi çok etkilemiştir çünkü ellerinde en önemli varlıklardan biridir ki temayı ve köylülerin yaşamını birbirinden ayrı düşünemeyiz.

24. “Boş Bilgi” ve “Koca Öküz’ün Ölümü” adlı metinlerin hangisinin teması döneminin sosyal yaşamını ve düşünce tarihini daha iyi yansıtmaktadır? Nedenleriyle açıklayınız.
24. Koca Öküz’ün Ölümü daha iyi yansıtmıştır. Çünkü diğer metinde anlatılan daha evrensel bir konu olup hemen hemen her devirde boş bilgi konusuna değinilebilir ama Koca Öküz’ün Ölümü metninde konu ve tema sadece o dönemin sosyal yaşamı anlatmaktadır.

25. “Alişimin Kaşları” ve “Bin Bir Gece Masalları” adlı metinleri okurken metinlerdeki olayları kimlerin gördüğüne dikkat ediniz. Olayları gören kişinin anlatımıyla metinlerin altındaki boşluklara birer paragraf ekleyerek hikâyeyi ve masalı devam ettiriniz.
25.
8. metin
ALİŞİMİN KAŞLARI
9. metin
BİN BİR GECE MASALLARI

26. “Alişimin Kaşları” adlı metnin anlatıcısı yazar mıdır? Anlatıcı kurmacanın içinde varlığı söz konusu olan bir kişi midir? Tartışınız. Tartışmanız sonucunda belirlediğiniz anlatıcıyı tahtaya yazınız.
26. Edebî metinlerde anlatıcı, kurmacanın sınırları içinde varlığından söz edilen kişidir. Anlatıcı, yazar ile kurmaca metin arasındaki kişidir.

27. “Bin Bir Gece Masalları” adlı metnin anlatıcısı Şehrazat mıdır, masalı yazıya geçiren kişi midir? Bu metni birinci tekil kişi ve ikinci tekil kişinin ağzından anlatınız. Anlattığınız metin, masalın anlatımına niçin benzemedi? Görüşünüzü belirtiniz.
27.  Burada anlatıcı Şehrazat’ın ağzından anlatan kişidir. Şehrazat değildir. Üçüncü bir şahıstır. Bu metni birinci tekil kişi ve ikinci tekil kişinin ağzından anlatılamaz; çünkü  o merkezli bir anlatım kullanılmıştır.

10. metin
ANNE KALBİ
I. “Yüksekkaldırım’da hayat başlamıştı. Dükkânının camlarını temizleyen bir radyocu, gazetesini aldı, çayını söyledi, simitçiyi beklemeye başladı. Tünelden, sıcak sıcak bir makine kokusu yayıldı.”
(c. Paragraftaki anlatıcı, bir kamera tarafsızlığıyla olup biteni ifade ediyor. Gözlemci, anlatıcının bakış açısıyla olayı anlatıyor. n )

II. “Alaaddin’in anası böylece satmak için lambayı alıp gidecekken onu pek kirli bulmuş ve Alaaddin’e ‘Oğlum, ilkin pek kirli olan bu lambayı temizleyeyim; böylece daha parlak olur, daha da fazla para getirir!’ demiş.”
(a. Paragraftaki anlatıcı her şeyi biliyor. İlahî bakış açısıyla olayı anlatıyor. )

III. “Tam on iki yıldır senden haber alameyordum. Ah, ne kadar özledim seni… Geceleri hep düşüme giriyorsun… Ağlayıp duruyorum akşam sabah, garip garip, ‘Ahmed’im, yavrum!’ diye diye.”
(b. Paragraftaki anlatıcının bilgisi, kahramanların birinin bilgisiyle sınırlıdır. Kahraman, anlatıcının bakış açısıyla olayı anlatıyor. n)

28. Yukarıdaki paragrafların anlatımını a, b, c seçeneklerinde verilen bilgilerle eşleştiriniz.
a. Paragraftaki anlatıcı her şeyi biliyor. İlahî bakış açısıyla olayı anlatıyor. n
II. “Alaaddin’in anası böylece satmak için lambayı alıp gidecekken onu pek kirli bulmuş ve Alaaddin’e ‘Oğlum, ilkin pek kirli olan bu lambayı temizleyeyim; böylece daha parlak olur, daha da fazla para getirir!’ demiş.”

b. Paragraftaki anlatıcının bilgisi, kahramanların birinin bilgisiyle sınırlıdır. Kahraman, anlatıcının bakış açısıyla olayı anlatıyor. n
III. “Tam on iki yıldır senden haber alameyordum. Ah, ne kadar özledim seni… Geceleri hep düşüme giriyorsun… Ağlayıp duruyorum akşam sabah, garip garip, ‘Ahmed’im, yavrum!’ diye diye.”

c. Paragraftaki anlatıcı, bir kamera tarafsızlığıyla olup biteni ifade ediyor. Gözlemci, anlatıcının bakış açısıyla olayı anlatıyor.
I. “Yüksekkaldırım’da hayat başlamıştı. Dükkânının camlarını temizleyen bir radyocu, gazetesini aldı, çayını söyledi, simitçiyi beklemeye başladı. Tünelden, sıcak sıcak bir makine kokusu yayıldı.”

29. “Alişimin Kaşları”, “Bin Bir Gece Masalları” ve “Anne Kalbi” adlı metinlerin hangisine tasvirlere hangisinde tahlillere, hangisinde açıklamalara yer verilmiştir? Metinlerin anlatıcıları bu anlatım tekniklerini kullanırken dile nasıl bir değer yüklemişlerdir?
“Matbaanın kapısındaki gürültü biraz hafifledi.”
“Boğaz vapurları diğer yandan köprüye yaslanmışlar, tatlı bir sabah uykusuna dalmışlardı.”
“Amanın dünyalar benim oldu.”
“… selam göndermişsin.”
29 Bunlar dile mecazi anlamlar yüklemiştir. Bunların yapılmasındaki amaç anlatılan kişi, eşya ya da duruma karşı detayları daha iyi anlatmaktır.

30. Yukarıdaki cümlelerde koyu yazılmış kelimeler hangi anlamlarda kullanılmıştır? İncelenen metinlerde dilin hangi işlevi ön plana çıkmıştır? Özellikle “Anne Kalbi” adlı metinde sizin duygularınızı etkileyen cümleler var mıdır? Böyle anlatımda dil hangi işlevdedir? “Anne Kalbi”, “Bin Bir Gece Masalları” ve “Alişimin Kaşları” adlı metinleri birbirinden ayıran dil özellikleri nelerdir?
30. Heyecan Bildirme işlevinde kullanılmıştır. Kullanılan kelimelerle anlatıcının kullanmış olduğu ifadeler bu üç metni birbirinden ayırır. Mesela Bin Bir Gece Masalları’nda anlatım diğerlerinden farklıdır.

31. Bildiğiniz bir yeri anlatınız. Anlatımınızda “Alişimin Kaşları” adlı metindeki gibi benzetmeler, mecazlar, çok anlamlı, yan anlamlı kelimeler kullandınız mı? Sizce metinlerin dili konuştuğunuz dilden ne gibi farklılıklar gösteriyor? Metinlerden örnekler vererek soruyu cevaplandırınız.
31. Cevabı size kalmış…

32. “Alişimin Kaşları” ve “Anne Kalbi” adlı metinleri tabloda verilen ölçütlere göre inceleyiniz. Metinlerden bu ölçütlere uyan örnekler bularak yazınız. Örnek bulamadığınız bölümü boş bırakınız.
32.
Ölçütler Alişimin Kaşları Anne Kalbi
Ünlemlere ve yansıma seslere yer verilmiş.   xxx
Deyimler,   tamlamalar, kalıplaşmış sözler kullanılmış. xxx  
Çok anlamlı kelime ve kelime grupları   kullanılmış. xxx  
Yöresel konuşma dilini veren   kelimeler kullanılmış.   xxx
Sıfatlar kullanılmış. xxx xxx
Benzetmeler   yapılmış. xxx xxx
Duyguları ifade eden kelimeler kullanılmış.   xxx
Kurallı cümleler kurulmuş. xxx  
Haber cümleleri kullanılmış. xxx  
Sebep sonuç bildiren cümleler kullanılmış.   xxx

11. metin
KALEVALA
33. “Kalevala” adlı metinde şiir ve düz yazının birlikte kullanılmasının nedeni ne olabilir?
33. Bir destan özelliği taşır. Destanlar en eski metinlerdir. Anlatımın olduğu yerler düzyazıyken ozanların dile getirildiği bölümler şiir şeklinde söylenerek anlatıma akıcılık ve etkileyicilik kazandırılmıştır.

34. “Kalevala” adlı metindeki olaylar, olayları yaşayan kişiler hangi olağanüstü özelliklere sahiptir? Metindeki olağanüstü özellikler metnin oluşturulduğu tarihî dönemdeki insanların yaşayışları ve inançları hakkında hangi bilgileri edinmenizi sağladı?
34. “Gökyüzünde yaşayan hava tanrıçası İlmatar, sudan ve rüzgârdan hamile kalır. Coşkun denizlerin sularında yıllarca çalkalanır, ıstırap çeker. Efsanevi bir kuş, İlmatar’ın dizine yuva yapar ve yumurtalarını buraya bırakır. Yumurtalar kırılınca denize dökülür. Yumurtaların parçalarından gökyüzü, güneş, ay ve bulutlar oluşur. İlmatar da yeryüzünü yaratır. Otuz yıl sonra ölümsüz ozan Vainamoinen (Veynemöynen)’i doğurur.”
Yukarıda anlatılan bölüm bunun olağanüstü bir metin olduğunu gösteriyor. Hangi dönemde yazıldığı ve yaşadığı dönemle ilgili bilgiye gelince destanlar mitolojik dönemde yazılırlar , toplumların ilkel döneminde dile getirilirler.

35. a. “Kalevala Destanı”, Elias Lönnrot tarafından 1827-1837 yılları arasında Fin topraklarında derlenmiş ve 1849’da yayımlanmıştır. Sizce destandaki olaylar 1800’lü yıllara mı yoksa daha önceki yıllara mı aittir? Bunu nereden anladınız?
a. Daha önceki yıllarda aittir. Çünkü buradaki olağanüstü özellikleri dile getirmek için insanların mitolojik dönemde yaşaması gerekir. İlkel toplumlarda meydana gelir. Özellikle dünyanın  bir kuş yumurtasından yaratıldığı fikri bu ilkel dönemin zihniyetini gösterir.
Kaynak:http://edebiyatogretmeniyiz.com
Read more

9.Sınıf Edebiyat Soruları ve Cevapları Sayfa 120-131 (Fırat Yayıncılık)


PADİŞAH İLE ÇOCUKLARI
b. “Kalevala” ve “Padişah ile Çocukları” adlı metinlerin birbirlerine benzeyen özelliklerini bulunuz.
b.
  • Her ikisi de kurmaca ve sanatsal metindir
  • Her ikisi anonimdir.
  •  
  • Kaynak:http://edebiyatogretmeniyiz.com
  • Her ikisinde de olağanüstü özellikler var.
  • Her ikisinde dört unsur olay olay örgüsü, yer, zaman ve mekan vardır.
  • Her ikisi de olay çevresinde gelişen edebi metinlerdir.
  • Her ikisinde bir anlatıcı vardır.
  • Her ikisinde de dilin işlevlerinde heyecan bildirme işlevi kullanılmıştır.
  • Her ikisinde kullanılan kelimeler mecaz ve yan anlam bakımından zengindir.

36. “Kalevala Destanı”nın bir bölümünü “Padişah ile Çocukları” adlı masalın sonuna ekleyerek okuyunuz. Bu durumda masalın anlatımında nasıl bir değişim olduğunu söyleyiniz.
36. Her  ne kadar ikisinde de anlatım varsa da Padişah ve Çocukları isimli metinde anlatım rivayet üzerine kuruludur ve ister istemez anlatımda değişim olur.

13. metin
KARINCALAR
37. “Karıncalar” adlı metinde yazarın kullandığı mitolojik özellikleri aşağıya yazınız. Metin, incelediğiniz hangi metinle bu yönden benzerlik göstermektedir? Belirtiniz.
37. Karıncalar metninde geçen Pan ismi Antik Yunan mitolojisinde doğayı temsil eden en büyük güçtür. Metin mitolojik unsurları barındırması yönünden Kalevala destanı ile benzerlik gösterir.

38. “Karıncalar” adlı hikâyenin girişi (serim) masalla benzerlik gösteriyor mu? Niçin? Edebî türler geliştikçe metin yapılarında nasıl bir değişim olmuştur? Metinlerden örneklerle soruyu cevaplandırınız.
38. Bir benzerlik gösteriyor. Edebi türler geliştikçe bir önceki etkilenir ve zaman içerisinde değişim gösterirler. Mesela önce destanlar vardır ve destan halk hikayesine geçilir. Geçiş hemen olmaz. Geçiş esnasında önce manzum olan destanlar zaman yerini düzyazı ve manzum karışık olan halk hikayesine bırakır.

39. “Kalevala”, “Padişah ile Çocukları” ve “Karıncalar” adlı metinlerde kullanılan kelimeler, metinlerin cümle yapıları, anlatıcıları ve anlatıcının olaya bakış açısı aynı mıdır? İnceleyiniz. “Karıncalar” adlı metin, üç metnin tarihî süreci içerisinde en son oluşturulan metin olduğuna göre bu metinde diğer anlatı türlerinin hangi özellikleri korunmuştur?
39. Aynı değildir. Yapıları bakımından Padişah ve Çocukları ile Karıncalar metni düzyazı Kalevala ise hem  düzyazı hem manzum şeklinde yazılmıştır. Karıncalar metni bir hikayedir ve en son yazılmıştır ama anlatıcı, yapı ve konu bakımından bir öncekilerden etkilenmiştir. Mesela hepsi anlatmaya bağlı türdür ve hepsinde de dört unsur olan olay, yer, zaman ve kişi vardır. Ama değişen şey biraz hikayenin diğerlerine nazaran günümüze yakın bir gerçekliğe sahip olmasıdır.

40. a. Aşağıda adları yazılı metinlerle ilgili olan tabloyu doldurunuz.
Metin   Adları Kendinden   Önce Oluşan Metnin Türü Hangi   Türden Etkilendiği Kendinden   Sonra Yazılan Hangi Türe Kaynaklık Edebileceği
Kalevala YOK YOK Masal, Efsane, Hikaye,   Halk Hikayesi…
Padişah ile   Çocukları Destan Destan Efsane, Hikaye, Halk   Hikayesi…
Karıncalar Destan, Masal, Efsane,   Hikaye, Halk Hikayesi, Mesnevi… Destan, Masal, Halk   Hikayesi YOK


b. “Kalevala”, “Padişah ile Çocukları” ve “Karıncalar” adlı metinler yirmi yıl sonra yazılacak bir metne kaynaklık edebilir mi? Tartışınız, tartışmanız sonucunda ulaştığınız yargıyı tahtaya yazınız.
b. Edebilir ama kesinlikle eder diyemeyiz.

41. Samim Kocagöz hangi geleneğe bağlı kalarak “Karıncalar” adlı metni yazmıştır?
41. Hikaye geleneğiyle yazmış ama destan kültüründen etkilenmiştir.

14. metin
BEN
42. “Ben” metnini özetleyerek aşağıya yazınız.
42.
Metni özetlerken metnin tamamını niçin yazmadınız? Özetlemede metnin anlamının nasıl oluştuğunu açıklayınız.
Hikaye, olay ağırlık bir hikaye olarak yazılmamış, daha çok durum hikayeciliği olarak yazılmıştır. Günlük hayatın içerisinde insanın düşündüğü, hayal ettiği iç dünyası ele alındığı için metni özetlemek zor olabilir. Oysa ki olaylar birbirini ardınca devam etmiş olsaydı bir şekilde özetlenebilirdi.

43. “Ben” adlı metni bir kez daha okuyunuz. Metni ikinci kez okuduğunuzda ilk okuduğunuzdan farklı olarak hangi ayrıntılar dikkatinizi çekti? Bu ayrıntılar arkadaşlarınızın da dikkatini çekmiş mi?
43. Cevabı size kalmış…

44. Edebî metinlerdeki yan anlamlar, metnin birkaç kez okunmasıyla daha iyi anlaşılır. Siz “Ben” adlı metni ilk okuduğunuzda mı yoksa ikinci okuyuşunuzda mı daha iyi anladınız? Neden?
44. Metin daha önce dediğimiz durum hikayeciliği ile yazıldığı için ilk okunuşta hemen anlamlandıramayabilir; çünkü insanın neler hissettikleriyle beraber acaba bu hikaye neden yazılmıştır diye sorarız  ve bu durumda herkes aynı yanıtı veremeyebilir.


15. metin
ALÜMİNYUM
45. “Alüminyum” adlı metinde yan, mecaz anlamlı kelimeler kullanılmış mıdır? Bilimsel eserlerle edebî metinlerdeki eserlerin birbirinden anlam yönünden farklılıkları nelerdir? Sıralayınız.
45. Kullanılmamıştır. Çünkü öğretici metindir. Anlam yönünden farklılık  yoktur . Sanatsal metinlerle öğretici metinler aynı olayı ya da nesneyi anlatırlar ama bir kurmaca ve sanatsal anlatırken diğeri bilimsel şekilde anlatır.

46. “Ben” ve “Alüminyum” adlı metinlerden anladıklarınızı kısaca anlatınız. Sizin ve arkadaşlarınızın anlatımlarında niçin farklılıklar oluştu? Açıklayınız.
46. Ben metninde farklılık olabilir; ama Alüminyum metninde farklılık olmaz. Çünkü bir nesneldir, diğeri özneldir.

16. metin
BE-DÎDEN-İ SÜHEYL BE-NAKŞ-I KUBBE
47. “Ben” adlı hikâye ile “Be – Dîden-i Süheyl Be – Nakş-ı Kubbe” adlı mesneviyi aşağıdaki özelliklere göre karşılaştırıp istenen bilgileri tabloya yazınız.
Aranacak   Özellikler Ben Mesnevi
Metnin yapısı nasıl oluşmuştur? Düzyazı Manzum – Beyit
Metnin anlatımı nasıl oluşmuştur? Sanatsal bir anlatımı   var. Betimleme ve öyküleme kullanılmıştır. Şiirsel ve imgelerle   örülüdür.
Metnin teması nedir? Kişinin iç dünyası Suheyl’in Kendini Kubbe   Görmesi
Metinden ne öğrendiniz?
Yoruma açıktır Suheyl Kendini Aşkla   Kubbede Görmesi

48. Mesnevide şair, söylediklerinden başka neleri anlatmak istemiş olabilir? Metinde açıkça dile getirilmiş olanlarla açıkça dile getirilmemiş olanları da düşünerek metinden anladıklarınızı açıklayınız.
48. Mesnevide şair aşk ateşiyle kendini başka bir alemde görmüş olabilir. Oraya da ulaşmak için Suheyl ile aynı duygulara sahip olmak gerekir, demek istiyor olabilir.

49. “Ben” adlı metnin ilk paragrafındaki kelime ve kelime gruplarını anlamları yönünden inceleyiniz. İncelediğiniz kelime ve kelime gruplarında çok anlamlı kelimeler varsa belirleyiniz. Bunların metne anlam yönünden ne kazandırdığını açıklayınız.
49.

50. “Ben” adlı metinde yazar, gerçekten bilmediği bir şehirde kaybolmuş bir insan mıdır? Yoksa metnin kahramanı mı kaybolmuş bir insandır? Belirtiniz. Metinde edebî gerçeklik nasıl verilmiştir? Açıklayınız.
50. Metnin kahramanı kaybolmuş bir insandır. Metindeki yazarın yarattığı kahramandır. Burada edebi gerçeklik kurmaca gerçeklik olarak verilmiştir.

51. Aşağıda adları verilen üç metinle ilgili istenen bilgileri tabloya yazınız.
Aranacak   Özellikler Ben Alüminyum Be   – Dîden-i Süheyl Be- Nakş-ı Kubbe
Metnin yazılış amacı nedir? Estetik zevk vermek Bilgi vermek Estetik zevk vermek
Metnin yazılış amacı, metindeki anlamda nasıl   etkili olmuştur? Üç metninde yazılış   amacıyla metindeki yapılan aynı doğrultudadır.
Metnin yazılış amacı, sezdirmek istediği anlam değerini   verebilmiş midir?
Okuyucunun  kültürüne , bilgisine göre değişir Okuyucunun  kültürüne , bilgisine göre değişmez,   dolayısıyla vermiştir. Okuyucunun  kültürüne , bilgisine göre değişir


17. metin
ÇATIŞMA
52. Sait Faik Abasıyanık hakkında Hazırlık bölümünde verilen bilgiye göre yazar hangi liseyi bitirmiştir? Paragrafta bu lisenin adı geçiyor mu? Yazarın hikâyedeki kendi tasviri o günün gençlerinin giyimine uygun mudur? Hikâyede olay nerelerde geçmektedir? Bu mekânlar yazarın yaşamının geçtiği yerler midir? Bunu hikâyedeki hangi paragraflardan anladınız?
52. Liseyi İstanbul Erkek Lisesinde başlayıp Bursa Erkek Lisesinde tamamlamıştır. İstanbul Lisesi olarak geçiyor. Yazarın tasvir ettiği o döneme uygun görülüyor. Yazarın yaşadığı yerlerdir. Aşağıdaki ifadelerden :
“Ben evlenmedim. Tabi çocuğum da olmadı. Ama varsa… Olabilir a. (…) O kadını hayal meyal görüyorum. Ben o zamanlar İstanbul Lisesinde talebe idim. Gülhane Parkı’nda tanışmıştık. Zor başlamıştı sevgimiz. Ama sonra, onun tarafından gelen, gitgide büyüyen ve benim sevgimi miniminicik eden bir aşkla bitmişti.
Orada, Kuruçeşme’deki koruda, ağaçların altına yatardım.”

53. Sait Faik Abasıyanık niçin İstanbul ve Adalar’da geçen bir olayı hikâye olarak yazmış olabilir?
53. Yaşamının geçtiği yerler buralardır ve yazdığı diğer yazılara bakılırsa İstanbul , Adalar ve Burgaz Ada gibi yerleri anlatır.

54. “Çatışma” adlı hikâyenin teması nedir? Bu temanın, yazarın yaşamındaki yerini hikâyeden örneklerle açıklayınız.
54. Sevgilinin yüzünden iki kişinin  karşı karşıya gelmesi. Eserin içeriğine bakılırsa yazarın hayatında önemli bir yeri vardır. Birebir kendi hayatından anlatmıştır.

55. Sait Faik Abasıyanık’ın “Çatışma” adlı hikâyesinden edindiğiniz bilgiye göre yazar, nasıl bir yaşam sürmüştür?
55. Birini sevmiş ama onu da başkası için bırakmış ve sevgiyi de her zaman içinde taşıyan biri.

56. “Çatışma” adlı hikâyeden, yazarın yaşadığı yıllardaki sosyal, siyasal olaylar hakkında bilgi edinebildiniz mi? Neden?
56. Siyasi olaylar hakkına bilgi sahibi olmasak da sosyal yaşamı gençlerin kılık kıyafet tasvirlerin yola çıkarak bir nebze olsun bilgi sahibi olabiliriz.

57. Yazar hakkında yaptığınız araştırmalardan edindiğiniz bilgilere göre Sait Faik Abasıyanık’ın hikâyelerinde günlük hayattan ve yaşamından izler ne ölçüde yer almıştır? Metinden de örneklerle açıklayınız.
57. Sait Faik, yaşamı itibariyle İstanbul , Adalar ve Burgaz Ada gibi yerlerde yaşamıştır ve eserlerinde de en çok buralardan bahsetmiştir. Balıkçıları ve balıkçı kahvelerini çok sevip oradaki insanları tasvir etmiştir.

58. Bu bölümde incelediğiniz “İntibah”, “Telgraf”, “Bin Bir Gece Masalları”, “Kalevala”, “Be-Dîden-i Süheyl Be-Nakş-ı Kubbe” adlı metinleri aşağıdaki özelliklere göre karşılaştırarak istenen bilgileri yazınız.

Aranacak   Özellikler
İntibah
Telgraf
Bin   Bir Gece Masalları
Kalevala
Be-Dîden-i   Süheyl Be-Nakş-ı Kubbe
Metnin   teması
Son Pişmanlık Fayda Vermez
(Kitabın bütününe göre cevap verilmiştir.)
Köylünün su problemi
Alaaddin’in Lambası
Dünyanın yaratılışı
Aşk
Metindeki   olay örgüsünün
nasıl   oluştuğu
Dönemin sosyal, siyasi özellikleri dikkate   alınarak olay örgüsü yer, zaman ve mekan etrafında oluşmuştur.
Dönemin sosyal, siyasi özellikleri dikkate   alınarak olay örgüsü yer, zaman ve mekan etrafında oluşmuştur.
Olağanüstü olaylardan yola çıkarak anlatılmıştır.
Olağanüstü olaylardan yola çıkarak anlatılmıştır.
Olağanüstü olaylardan yola çıkarak anlatılmıştır.
Olayın   insana özgü hangi gerçekliği verdiği
İnsana özgü gerçeklikle verilmiştir.
İnsana özgü gerçeklikle verilmiştir.
İnsana özgü gerçeklik yoktur.
İnsana özgü gerçeklik yoktur.
İnsana özgü gerçeklik yoktur.
Kişi-zaman-mekân   bütünlüğünün nasıl oluşturulduğu
Kişi ve mekan bütünlüğü sağlanmış ve okuyucuyu   rahatsız edici bir tarafın yoktur.
Kişi ve mekan bütünlüğü sağlanmış ve okuyucuyu   rahatsız edici bir tarafın yoktur.
Kişi , zaman ve mekan kavramları gerçeğe uygun   değildir.
Kişi , zaman ve mekan kavramları gerçeğe uygun   değildir.
Kişi , zaman ve mekan kavramları gerçeğe uygun   değildir.
Dil   özellikleri
Yer yer Arapça ve Farsça kelimeler vardır.
Yabancı kelimelerden uzaktır.
Yabancı kelimelerden uzaktır.
Yabancı kelimelerden uzaktır.
Arapça ve Farsça kelimelerle yüklüdür.
Metinde   tasvir ve tahlil olup olmadığı
Tasvirler var.
Tasvirler var.
Tasvirler var.
Tasvirler var.
Yoğun bir şekilde olmasa da var.
Metinde   dilin hangi işlevde kullanıldığı
Heyecan bildirme işlevinde kullanılmış.
Heyecan bildirme işlevinde kullanılmış.
Heyecan bildirme işlevinde kullanılmış.
Heyecan bildirme işlevinde kullanılmış.
Şiirsel işlevde kullanılmıştır.
Metnin
hangi
edebiyat
geleneğiyle
oluşturulduğu
Batı Etkisinde Türk Edebiyatıyla yazılmış olup   roman geleneğidir.
Batı Etkisinde Türk Edebiyatıyla yazılmış olup   hikaye geleneğidir.
Masal geleneğiyle yazılmıştır.
Destan geleneğiyle yazılmıştır.
Mesnevi geleneğiyle yazılmıştır.


Read more