Örneğin,ormanlarda tüm bitki,hayvan ve mikroskobik canlılar uyum içinde yaşar.Çevreyi oluşturan canlı halkalardan birinin yok olması,diğer canlıların olumsuz etkilenmesine neden olur.(Besin zinciri)
Örneğin,ormanların yok olmasının çevreye çeşitli etkileri vardır;
* Ormanda yaşayan canlı türleri yok olur.
* Hava kirliliği artar.
* Yağışlar azalır.
* Erezyon artar.
İnsanların Çevreye Etkileri
Kullandığımız yakıtlardan kül ve zehirli gaz gibi atıklar açığa çıkar. Baca ve egzozlardan çıkan zehirli gazların birleşmesi sonucu asit yağmurları oluşur.
Asit yağmurları temas ettiği bitki örtüsünün yok olmasına,insanlarda deri ve akciğer hastalıklarına neden olur. Çevre kirliliğini azaltmak için yüksek kalorili,kül ve zehirli gaz çıkışı az olan yakıtlar kullanılmalıdır.(doğal gaz,taş kömürü...)Deniz kazaları ile denize dökülen petrol,su üzerine yayılır. Su üzerine yayılan petrol kısa sürede temizlenmediğinde suyun güneş ışığı ve hava ile temasının kesilmesine neden olur. Bu olay suda yaşayan canlıları olumsuz etkiler.
Atık Çeşitleri
Çevreye atılan ve doğal dengeyi bozan zararlı maddelere atık denir.
Kağıt,bitki kalıntıları,sofra artığı,hayvan leşleri ve doğal gübre gibi organik (canlı kökenli) atıklar mikroorganizmalar tarafından parçalanarak yeniden tabiata kazandırılır. Fakat bu atıklar,çevreye atıldığında mikropların üremesine de uygun ortam oluşur.
Cam şişe,teneke kutu,petrol,plastik,pet şişe,deterjan,tarım ilacı ve pil gibi maddeler tabiatta kalıcı kirliliğe neden olur.
Kalıcı kirliliğe neden olan atık maddelerin rasgele çevreye atılmaması ve sanayide yeniden kullanımı sağlanmalıdır. Cam,kağıt,teneke,pil ve plastik sanayide yeniden kullanılır.
Kirlilikten Etkilenenler
Su
Hava
Toprak
Kirleten Kaynaklar
Zehirli Maddeler
Radyoaktif Maddeler
Petrol Ve Petrol Ürünleri
Evsel Ve Kentsel Atıklar
Endüstriyel Atıklar
Gürültü
1-) Suyun Canlılar İçin Önemi
Canlıların hayatlarını devam ettirebilmeleri için suya ihtiyaçları vardır. Hücrenin büyük bir bölümü (2/3) sudan meydana gelmiştir. Hücrede meydana gelen biyokimyasal olaylar için su gereklidir. Ayrıca dünyanın ¾ ü suyla kaplıdır. Bu suların ancak %0,003 ü içilecek niteliktedir. İçilecek su kaynakları,yer yüzü suları/baraj,göl,gölet) ve yer altı suları (kaynar,artezyenler)dır.
Su Kirliliğinin Sebepleri
Endüstriyel kuruluşlarca bırakılan artıklar (petrol, boya, deterjan, ağır metaller, kanalizasyon...)
Tarımda kullanılan zehirler ve fazla kullanılan gübreler
Hayvansal ve evsel artıklar
Sulara bırakılan kurşun,civa
Lağımların sulara karışması
Su Kirliliğinin Önlenmesi
Arıtma tesisleri kurulmalı ve özenle işletilmeli
Belirli yerlerde nüfus artışının önüne geçilmeli
İnsanlar bilinçlendirilmeli
Su kaynaklarının korunması için iyi politikalar geliştirilmeli,plan ve programlar yapılmalı
Hava ve toprak kirliliğine sebep olan faktörler ortadan kaldırılmalıdır
2-) Havanın Canlılar İçin Önemi
Hava,canlılar için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Özellikle havada bulunan oksijen canlılarda besinlerin yıkımında rol oynadığından çok önemlidir.
Havada bulunan gazların;
%78 i Azot
%21 i Oksijen
%1 i Diğer gazlardan oluşur.
Hava Kirliliği Ve İnsan Sağlığına Etkileri
Hava kirliliğine sebep olan etkenler şunlardır;
Sanayiden çevreye bırakılan gazlar
Araçların egzosundan çıkan gazlar
Fosil yakıtlardan (petrol,kömür vs.)çıkan gazlar
Fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan karbondioksit, azot oksitleri,kükürt oksitleri asit yağmurlarına neden olur.
Hava kirliliğinin zararları bitki,hayvan ve insanlara daha fazladır.
İnsanlarda hava kirliliği;
Solunum yolu rahatsızlıkları
Astım-bronşite
Vücudun savunma mekanizmasının zayıflamasına neden olur.
Hava Krililiğinin Önlenmesi İçin Neler Yapılabilir?
Hava kirliliğinin en önemli nedenlerinden olan fosil yakıtlar olabildiğince az kullanılmalı. Bunun yerine doğalgaz, güneş enerjisi, jeotermal enerji vb. enerjilerin kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.
Karayolu taşımacılığı yerine demiryolu ve deniz taşımacılığına ağırlık verilmelidir.Büyük kentlerde toplu taşıma hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır. Böylece otomobil egzoslarının neden oılduğu kirlilik azaltılabilir.
Sanayi kuruluşlarının atıklarını havaya vermeleri önlenmelidir.
Yeşil alanlar arttırılmalı, orman yangınları önlenmelidir.
Ozon tabakasına zarar veren maddeler kullanılmalıdır.
Toprağın Canlılar İçin Önemi
Yeryüzünün en üst tabakasını oluşturan örtüye toprak denir. Toprak tüm canlıların besin ve hayat kaynağıdır. Bitkiler;insan ve hayvanların,toprakta bitkilerin besin kaynağıdır. Çünkü bitkiler ihtiyaç duyduğu inorganik besin ve suyu topraktan alırlar. Toprağın canlılara sağladığı faydalardan biri de yer altı sularının süzülerek canlıların kullanabileceği hale getirilmesidir.(doğal arıtma)
Toprak Kirliliği
Toprak kirliliğine neden olan başlıca etmenler;
Ev, iş yeri ve hastahane atıkları,
Radyoaktif atıkla
Hava kirliliği sonucu oluşan asit yağmurları,
Gereksiz yere ve aşırı miktarda yapay gübre, tarım ilacı vb. kullanılması.
Tarımda gereksiz yere ya da aşırı hormon kullanımı
Suların kirlenmesi. Su kirliliği toprak kirliliğine neden olurken, toprak kirliliği de özellikle yer altı sularının kirlenmesine neden olur.
Toprak Kirliliğinin Önlenmesi İçin Neler Yapılabilir?
Toprak kirliliğinin önlenmesi için yapılabilecek bazı şeyler şunlardır;
Verimli tarım topraklarında yerleşim ve sanayi alanları kurulmamalı yeşil alanlar arttırılmalıdır.
Ev ve sanayi atıkları toprağa zarar vermeyecek şekilde toplanıp depolanmalı ve toplanmalıdır.
Yapay gübre ve tarım ilaçlarının kullanılmasında yanlış uygulamalar önlenmelidir.
Nükleer enerji kullanımı bilinçli şekilde yapılmalıdır.
Ses Kirliliği
Sanayileşme ve modern teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan çevre sorunlarından biri de ses kirliliğidir. Gürültü de denilen ses kirliliği, istenmeyen ve dinleyene bir anlam ifade etmeyen sesler ya da insanı rahatsız eden düzensiz ve yüksek seslerdir. Ses kirliliğinin yaratan önemli etmenler;
Sanayileşme
Plansız kentleşme
Hızlı nüfus artışı
Ekonomik yetersizlikler
İnsanlara, gürültü ve gürültünün yaratacağı sonuçları konusunda yeterli ve etkili eğitimin verilmemiş olmasıdır.
Ses kirliliği, insan üzerinde çok önemli olumsuz etkiler yaratır. Bu etkileri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
İşitme sistemine etkileri: Ses kirliliği işitme sistemi üzerinde, geçici ve kalıcı etkiler olmak üzere iki çeşit etki yapar. Ses kirliliğinin geçici etkisi, duyma yorulması olarak da bilinen işitme duyarlılığındaki geçici kayıplar şeklinde olur. Duyma yorulması düzelmeden tekrar gürültüden etkilenilmesi ve etkileşmenin çok fazla olması durumunda işitme kaybı kalıcı olur.
Fizyolojik etkileri: İnsanlarda görülen stresin önemli bir kaynağı ses kirliliğidir. Ani olarak oluşan gürültü insanın kalp atışlarında (nabzında), kan basıncında (tansiyonunda), solunum hızında, metabolizmasında, görme olayında bozulmalar yaratır. Bunların sonucunda uykusuzluk, migren, ülser, kalp krizi gibi olumsuz durumlar ortaya çıkar. Ancak en önemli olumsuzluk kulakta yaptığı tahribattır.
Psikolojik etkileri: Belirli bir sınırı aşan gürültünün etkisinde kalan kişiler, sinirli, rahatsız ve tedirgin olmaktadır. Bu olumsuzluklar, gürültünün etkisi ortadan kalktıktan sonra da sürebilmektedir.
İş yapabilme yeteneğine etkileri: Özellikle beklenmeyen zamanlarda ortaya çıkan ses kirliliği, iş veriminin düşmesi, kendini işine verememe ve hareketlerin engellenmesi şeklinde performansı düşürücü etkiler yapar. Gürültünün öğrenmeyi ve sağlıklı düşünmeyi de engellediği deneylerle saptanmıştır.
Ülkemizde, insanları gürültünün zararlı etkilerinden korumak için gerekli önlemleri içeren ve çevre yasasına göre hazırlanmış olan "Gürültü kontrol yönetmeliği" uygulanmaktadır. Ancak yönetmeleğin hedeflerine ulaşabilmesi için insanların bu konuda eğitilmeleri ve bilinçlendirilmeleri gerekir.
Ses Kirliliğinin Önlenmesi İçin Neler Yapılabilir?
* Ses kirliliği aşağıdaki uygulamalarla önlenebilir;
* Otomobil kullanımını azaltacak önlemler alınmalıdır.
* Ev ve iş yerlerinde ses geçirmeyen camlar(ısıcam gibi) kullanılmalıdır.
* Eğlence yerleri vb. ortamlarda yüksek sesle müzik çalınması engellenmelidir.
* Gürültü yapan kuruluşlar şehirlerin dışında kurulmalıdır.
Radrasyon
Radyoaktif element denilen bazı elementlerin atom çekirdeğinin kendiliğinden parçalanarak etrafa yaydığı alfa, beta,ve gama ışınlarına radrasyon denir. Çevreye yayılan bu ışınlar, canlı hücreleri doğrudan etkileyerek mutasyon denilen genlerdeki bozulmaya neden olur. Çok yoğun olmayan radrasyon, canlının bazı özelliklerinin değişmesine neden olurken yoğun radrasyon, canlının ölümüne neden olabilir. Örneğin; 1945’te Japonya’ya atılan atom bombasın, atıldıktan sonra 7 gün içinde, vücutlarının tamamı 10 saniye radrasyon almış insanların %90’ı hiçbir yara ve yanık izi olmadan öldü. 26 Nisan 1986’da Çernobil’deki nükleer kazanın; ani ölümler, gebe kadınlarda düşük olayları kan kanseri, sakat doğumlar gibi olumsuz etkileri oldu.
Bir çevredeki belli bir dozun üzerinde olan radrasyon, canlının vücut hücrelerini etkileyerek doku ve organlarda bozulmalara ,anormalliklere, üreme hücrelerini etkileyerek doğacak yavrularda sakatlıklara neden olur. Uzun süre radrasyon etkisinde kalmanın yaratacağı sonuçlar aşağıdaki gibi sıralanabilir;
Radrasyonun Etkileri
Kanser oluşması
Ömrün kısalması
Katarakt oluşması,
Radrasyonun Önlenmesi İçin Neler Yapılabilir?
Özel giysiler(kurşun önlük,özel maske)kullanılmalıdır.
Radrasyon kaynağından uzak durulmalı, en kısa sürede radrasyonlu ortam terk edilmelidir.
Radrasyonlu cihazlarla yapılan teşhis ve tedaviye sık sık başvurulmalıdır
0 Yorumlarınız