Cinsellik yaşamın ayrılmaz bir parçası. Cinsel ilişki iki insanın kurdukları en yakın ve dostça ilişkidir.
Cinsellikte neyin normal, neyin yetersizlik olduğu cinsel iletişimdeki iki kişinin beklentisine bağlıdır. İnsanlar cinsel dürtü, güç ve tercih ettikleri ifade biçimi ve doyum açısından farklılıklar gösterir. Bireyin toplumdaki ilişkileri, yaşam koşulları, içinde bulunduğu kültürel ortam, kadın veya erkek oluşu, yaşı, cinsel deneyimleri bu farklılıkları belirler. Bir kimsede tedavi gerektirecek bir cinsel sorun olup olmadığı kişinin kendisinde bu tarz bir sorunun varlığının algılanması veya eşinin/partnerinin öyle düşünmesine bağlıdır.
Cinsel sağlığı "kişinin doyum alacağı biçimde cinsel ilişkide bulunması" olarak tanımlayabiliriz.
Cinsel ilişki 4 aşamadan oluşur :
- İlgi ve istek (heyecanlanma)
- Uyarılma (plato)
- Doyum (orgazm)
- Rahatlama (çözülme)
Bu aşamalardan bir veya bir kaçında ortaya çıkan bir sorun cinsel sağlığı bozar, çeşitli cinsel işlev bozukluklarına yol açar. Ortaya çıkan sorunlar şu şekilde sınıflandırılabilir.
İnsanın tüm diğer davranışları gibi cinsel davranışlar da öğrenilmiş davranışlardır. Cinsel fonksiyon bozukluğu olan kişiler çeşitli nedenlerden dolayı uygun olmayan tepkiler vermeyi öğrenmişlerdir. Sağlıklı bir cinsel yaşam için gereken uygun tepkilerin verilmesi de öğrenilebilir. Cinsel sorunların tedavisinde cinsel eğitime, eşler arasındaki iletişim biçimlerine, işlev bozukluğunun ortaya çıkmasında ve sürdürülmesinde rol oynayan hatalı davranışların değiştirilmesine ağırlık verilmektedir.
Tedavide amaç; yanlış öğrenilmiş tepkilerin yerine yeni ve doğru tepkilerin öğrenilmesine olanak sağlamaktır. Tabi ki öncelikle nelerin yanlış öğrenildiğinin bilinmesi gerekir. Bu nedenle çok yönlü ve detaylı bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Cinsel sorunları “hazırlayan”, “ortaya çıkaran”, ve “sürdüren, kronikleştiren” bir takım faktörler var. Cinsel problemler bu faktörlere ve bunların birbiriyle ilişkisine bağlıdır.
0 Yorumlarınız