Miranda Kerr Antalya Fotoğrafları

 
Avustralyalı top model Miranda Kerr, Antalya’daki Dosso Dossi Fashion Show’da podyuma çıktı. Gülümseyerek çıktığı podyumda ise başına beklenmedik bir olay geldi.
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
Defilede 4 kıyafet tanıtan Kerr, ikinci kez podyumda boy gösterdiği anda yüksek topuklu siyah
 
ayakkabısı ayağından çıktı. Eğilerek ayakkabısını düzeltmek zorunda kalan Kerr, podyum
 
yürüyüşünü başarıyla tamamladı.
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
Miranda Kerr, yaşadığı talihsizlikle ilgili, "Ben de insanım. Böyle şeyleri fazlasıyla yaşadım" dedi.
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
Dünyaca ünlü top model Miranda Kerr, Antalya’da, Expo Center’da düzenlenen Dosso Dossi
 
Fasihon Show’da podyuma çıktı. Osmanlı saray bahçesi olarak düzenlenen podyumda 3 farklı
 
firmanın ilkbahar ve yaz koleksiyonundan parçalar taşıyan Miranda Kerr, 2011 Victoria’s Secret
 
defilesinde taşıdığı 2.5 milyon dolarlık sütyenin ardından 3 milyon dolar fiyat biçilen takı setiyle
 
Antalya’daki podyumda kendi rekorunu kırdı.
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
İlkinde çiçek desenli elbiseyle yürüyen dünyaca ünlü top model Kerr, jean pantolon ve deri ceketten
 
oluşan kombinasyonu tanıtmak için ikinci kez podyumda göründüğü anda yüksek topuklu siyah
 
ayakkabısı topuğundan çıktı. Kerr, önce ayak manevrasıyla ayakkabıyı yeniden giymeye çalışsa da
 
talihsizlik yakasını bırakmadı.
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
Birkaç adım sonra ayakkabı yeniden aynı yerden çıktı. Bu kez eğilerek ayakkabısını giyen Kerr,
 
podyumda yürüyüşünü başarıyla tamamladı. Miranda Kerr, üçüncü kez podyumda göründüğünde
 
12 ustanın 2.5 aylık çalışması sonucu ortaya çıkan, 2014 pırlanta taşla işli 3 milyon değerindeki takı
 
setini silah elbiseyle birlikte taşıdı.
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
Kerr, Dosso Dossi podyumunda finali yerlere kadar uzanan ve başında kır çiçeklerinden taç taşıdığı
 
fuşya rengi elbiseyle yaptı.
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
Defilenin ardından Dosso Dossi CEO’su Hikmet Eraslan’la basın toplantısına katılan Miranda Kerr,
 
salonu Türkçe "Merhaba" diyerek selamladı. Türkiye’de olmaktan mutlu olduğunu belirten Kerr,
 
"Benim için özel bir gün" dedi.
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
New York’taki hava şartlarından dolayı Türkiye’ye gelmesinin geciktiğini aktaran Kerr, Antalya’yı
 
gezmek için düşlediği zamanı yaratamayacağını söyledi.
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
Kerr, "Çocuğumu görmek için biran önce eve gitmek istiyorum. Umarım yazın tekrar gelirim" dedi.
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
Dosso Dossi Fashion Show’un geçen yıl yaz aylarında gerçekleştireceği defileye Gezi olaylarına
 
verdiği destek nedeniyle katılmak istemediği iddialarına da değinen Kerr, "O dönem şartları
 
zorlamadan, gelişmelerin içinde bulunmadan gerisinde durarak bulunmak istedim. Bugünün doğru
 
bir zaman olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
Podyumda yaşadığı talihsizliği de anlatan top model Kerr, olayın çok önemli olmadığını belirterek,
 
"Ben de insanım. Bir defasında ayakkabı tamamıyla ayağımdan çıkmıştı. Bu yine iyiydi. Böyle şeyleri
 
fazlasıyla yaşadım" dedi.
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
Podyumda taşıdığı 3 milyon dolarlık takı setinin çok güzel olduğunu, konsepte çok uyumlu bir
 
tasarım olduğunu aktaran, saray bahçesi formundaki podyumu da beğendiğini belirterek, "Çiçekleri
 
çok severim. New York’ta bahçem var. Böylesi bir podyumda yürümek, kendimi tabiat içinde
 
hissetmekten mutluyum" dedi. Kerr, defile sunulan koleksiyona ilişkin de beğenisini ifade etti, "Uzun
 
elbiseler çok şık kıyafetler vardı. Yapılan işleri, ürünleri çok beğendim" diye konuştu.
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
 
Miranda Kerr, kavuşmak için Antalya’yı gezme programını iptal ettiği oğlunun kendisi gibi doğaya
 
bağlı bir insan olduğunu, sahilde, bahçe ve parklarda birlikte zaman geçirmekten zevk aldığını
 
söyledi. Ayrıldığı eşi Orlando Bloom’la çok yakın bir tarih içinde yılbaşı tatilinde ve oğlunun doğum
 
gününde birlikte olduklarını belirten top model Miranda Kerr, "Birbirimizi seveceğiz" dedi. Bundan
 
sonraki iş yaşamı içinde çocuğuyla ilişkisini en üst seviyede tutmak istediğini belirten Miranda Kerr, 
 
"Bir yıl içinde birkaç sürpriz olacak onları da zaman içinde duyacaksınız" dedi. Kerr, Victoria’s Secret
 
melekliğinden kendi isteğiyle ayrıldığını dile getirdi.
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
Miranda Kerr, basın toplantısını yine Türkçe "Teşekkürler" diyerek tamamladı.
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
 
 
MIRANDA KERR ANTALYA PODYUM
Read more

Lady Gaga Mayıs 2015 İstanbul Konseri


Lady Gaga 2014 The ARTPOP Ball dünya turnesi kapsamında 150 ülkeyi dolaşıyor olucak.
2015 Mayıs ayında İstanbul'a gelmesi beklenen Lady Gaga'yı merakla bekliyoruz.
Read more

NTV Spor Tuğba Dural Neden Ağladı ? Video İzle

NTV Spor spikeri Tuğba Dural, akşam 17.00 haberlerini sunduğu sırada bir anda sesi titreyerek ağlamaya başladı. Dural, bir süre kendini toparlamaya çalıştı. Programa bir süre ağlayarak devam eden Dural'ın bu durumu düzelmeyince yayın kesildi.

Read more

Simone de Beauvoir Kimdir?

Simone Lucie-Ernestine-Marie-Bertrand de Beauvoir (/simɔn də boˈvwaʀ/; 9 Ocak 1908 – 14 Nisan 1986) Fransız yazar ve filozof. Roman, felsefe politik ve sosyal deneme, biyografi ve otobiyografi yazarı, gazeteci.

En önemli eseri 1949’da yazdığı, kadınların gördüğü baskıların bilimsel incelenmesini yaptığı ve modern feminizmin temellerini kurduğu İkinci Cins (Le Deuxième Sexe) adlı eseri sayılabilir.

Hayatı hakkında bilgi

Simone de Beauvoir 9 Ocak 1908’de Paris’te Georges Bertrand ve Françoise (Brasseur) de Beauvoir çiftinin kızı olarak dünyaya gelmiştir. Geleneksel bir ailenin büyük kızıdır. Otobiyografisinin ilk bölümünde (Bir Genç Kızın Anıları) dinine ve ülkesine bağlı ataerkil bir ailenin sorumluluklarla donatılmış kızı olarak yaşadığı dönemden bahseder. Kişiliğinin koyu katolik annesinin ve bilinemezci babasının karşıtı olarak şekillendiği söylenebilir.
Çocukluk ve ergenlik çağını etkileyen iki ilişkisinden biri kardeşi Helen diğeri arkadaşı Zaza ile olan ilişkisidir. Helen’in küçüklüğünden itibaren ona sürekli bir şeyler öğretmeye onu yetiştirmeye çalışmış ilişkisinde öğretici bir kaygı içinde olmuştur. Zaza ise trajik yaşamı ve ölümü ile Simone’nun karşılaştığı ilk sorunu oluşturuyordu.
Matematik ve felsefede Baccalauréat sınavını geçtikten sonra Katolik Enstitüsü’nde matematik öğrenimi ve Saınte Marie Enstitüsünde yabancı dillerde yazın eğitimi gördü. Daha sonra Sobone’da felsefe eğitimi aldı. 1929’da seçkin Ecole Normale Superieure’ye kayıt olan ve Sabone’da kurs almakta olan Jean-Paul Sartre ile tanışır. Beavuvoir’un Ecole Normele’de eğitim gördüğü yanlış ve yaygın olan bir bilgidir. Ancak bu okuldaki Sartre ve felsefe gurubundaki diğer insanlar tarafından iyi tanınmaktadır. 1929’da felsefede Agregation başaran en genç öğrenci olur. Sartre o yıl birinci olur, Simone ise ikinci. Ancak herkes bilir ki de Beauvoir felsefede en iyi idi. Sartre’a birincilik erkek olduğu için verilmişti. Sorbonne’da iken hayatı boyunca bilinecek lakabı Castor(Cesur) edinecektir.

1943 yılında Simone Konuk Kız (L’Invitée) adlı Rouen okulundaki öğrencilerinden Olga Kosakiewicz ile olan kronik lezbiyen ilişkisinin öyküsünü yayınladı. Bu öykü aynı zamanda de Beauvoir ile Sartre arasındaki karmaşık ilişkiyi ve ilişkinin bu üçlü ilişkiden nasıl zarar gördüğünü anlatır
Ve II. Dünya Savaşı’ndan sonra De Beauvoir Sartre’ın Maurice Merleau-Ponty ve diğer arkadaşları ile kurduğu Modern Zamanlar (Les Temps Modernes ) adlı politik gazetede çalışmaya başladı. De Beauvoir bu gazetede kendini geliştirdi ve ölümüne kadar editör olarak çalışmaya devam etti.

Belirsizlik Ahlakı Üzerine (Pour Une Morale de L’ambiguïté , 1947) kitabında Fransız varoluşçuluğu etkileri farkedilmektedir. Kitapta çok sade bir biçimde Sartre’ın olmak ve hiçlik felsefeleri arasındaki geniş açıyı göstermektedir. De Beauvoir bir biseksüeldir. Ancak bir seminerde Nelson Algren’le tanıştığı 1947 yılına kadar kadar orgazma ulaşamamıştır. Chicago’da Beauvoir Algren ile ilişkisinde ilk orgazmını yaşar. Bu Fransa’da iki ayrı kitap olarak basılan İkinci Cins kitabına da ilham olur. Bu çalışma Amerika’da da The Second Sex olarak yayıncı Alfred A. Knoph’ın karısı Blance Knopf ‘un tavsiyesi üzerine Howard Parshley tarafından çevirilerek yayınlanır.
Read more

Cristian Baroni Türk Mü Oluyor ?

Fenerbahçe'ye 2009 yılında transfer olan Cristian Baroni, Türkiye'de 5. yılını doldurmaya hazırlanıyor. İçişleri Bakanlığı'na vatandaş olmak konusunda herhangi bir başvurusu olmamasına rağmen istendiği anda seve seve Türk olacağını dile getiren Brezilyalı yıldız, "Ben ve ailem İstanbul'da çok mutluyuz. Çocuklarım Türkçe konuşuyor. Seve seve Türk vatandaşı oluruz" dedi.

Cristian Baroni'nin Türk Milli Takımında oynayabilir, daha önce hiç Brezilya milli takımda forma giymedi
Read more

2014 Grammy Ödüllerinde Kim Performans Sergileyecek?

26 Ocak Pazar günü gerçekleşecek gecede

• Pink & Nate Ruess – Just Give Me a Reason
• Daft Punk & Stevie Wonder, Pharrell Williams ve Nile Rodgers – Get Lucky
• Katy Perry
• Imagine Dragons ve Kendrick Lamar
• Merle Haggard, Kris Kristofferson, Willie Nelson ve Blake Shelton
• Lorde
• Metallica & Lang Lang
• Robin Thicke


isimler performans sergilyecek.
Read more

5. Sınıf Matematik 1. Dönem 3. Yazılı Soruları ve Cevapları

5.SINIFLAR MATEMATİK DERDİ I. DÖNEM III. SINAV SORULARI
  1. 2 072 010 sayısının okunuşu aşağıdakilerden hangisidir?
    1. İki milyon yüz yetmiş iki bin on
    2. İki milyon yetmiş iki bin on
    3. İki milyon yüz yetmiş iki bin yüz
    4. Yirmi milyon yetmiş iki bin on

  2. 143 782 338 sayısının milyonlar bölüğü ile birler bölüğü yer değiştirildiğinde oluşan yeni sayı
aşağıdakilerden hangisidir?
                      A) 782 338 143 B) 338 143 782 C) 143 3   38 782 D) 338 782 143

  1. (1 x 1 000 000) + ( 2 x 1000) + ( 3 x 100) + ( 8 x 1) şeklinde çözümlenmiş sayı aşağıdakilerden hangisidir?
A) 1 002 308 B) 1 020 380 C) 10 200 308 D) 1 200 380

  1. 8, 3, 7 ,4 ve 0 rakamlarının birer kez kullanarak yazılabilecek beş basamaklı en büyük çift
       sayı ve en küçük tek sayının toplamı kaçtır?

            A) 117 808 B)117 908 C) 117 817 D) 117 917

  1. 243 , 81 , ….., 9 , 3, 1 örüntüsünde boş bırakılan alana aşağıdaki sayılardan hangisi
gelmelidir?
A) 18 B) 24 C) 27 D) 30

  1. 1 7 0 9 A
6 6 B 5
+ C 1 9
2 4 4 4 4 olduğuna göre A+B+C=? işlemini sonucu kaçtır?

A) 9 B) 10 C) 11 D) 30

  1. 810 + 812 + 814 + 816 + 818 + 820 + 822=? İşleminin sonucu kaçtır?
A) 1632 B) 5712 C) 6528 D) 8160



  1. Üç toplananlı bir toplama işleminde birinci toplanan 2146’dır. İkinci toplanan birinci
toplanandan 54 fazladır. Toplam 6000 olduğuna göre, üçüncü toplanan kaçtır?
A) 1600 B) 1654 C) 2200 D) 2254



  1. 7 0 3 3 A
C 1 B 8 2
-
0 9 2 5 7 çıkarma işleminde A, B ve C yerne yazılması gerekli rakamlar hangi                     seçenkete verilmiştir?
A) A=0, B= 1, C=6
B) A=8, B= 0, C=5
C) A=9, B= 0, C=6
D) A=0, B= 0, C=8

  1. Amasya ve Ankara illeri arası uzaklık 336km’dir. Amasya’dan yola çıkıp Çorum' dan geçen
bir otobüsün Çorum’dan Ankara’ya 244km mesafe yolu kalmıştır. Amasya ve Çorum illeri arası uzaklık kaç metredir?
A) 92 B) 9 200 C) 92 000 D) 587 000

Günler
Pazartesi
Salı
Çarşamba
Perşembe
Cuma
Cumartesi
Satılan
14 000
11 000
12 000
13 000
14 000
14 000
             Yukarıdaki tabloda bir kömür deposunun haftalık kömür satışı verilmiştir. Bu kömür deposu bir günde                                ortalama kaç ton kömür satmıştır?
                          A) 12 B) 13 C) 1 300 D) 13 000

  1. İki sayının farkı 351’dir. Eksilen 144 azaltılıp, çıkan 36 artırılırsa yeni fark kaç olur?
A) 171 B) 207 C) 241 D) 300
  1. A B
C 3 Yanda verilen çarpma işlemine göre
X (A+B)-C=? İşleminin sonucu kaçtır?
2 1 6
3 6 0
+
3 8 1 6
A) 4 B) 5 C) 6 D) 7
  1. Bir lokantada günde ortalama 27 koli ayran satılmaktadır. Her kolide 12 tane ayran vardır.
Ayranın tanesi 75 Kr olduğuna göre, bir günde ayranlardan kaç TL elde edilir?
A) 233 B) 2,33 C) 243 D) 2,43

  1. Kalanlı bir bölme işleminde bölen 36, bölüm 43’tür. Bölünen en çok kaç olabilir?
A) 1548 B) 1583 C) 1584 D) 1590

  1. 8547÷111= işleminde bölüm kaç basamaklıdır?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4

  1. ( 16 000÷40) x (300 x 200)=? İşleminin sonucu kaçtır?
A) 18 000 000 B) 1 800 000 C)18 100 000 D) 24 000 000


  1. Eda ile Enis’in yaşları toplamı 21’dir. Enis, Eda’dan 5 yaş büyük olduğuna göre Eda kaç yaşındadır.
A) 8 B) 9 C) 10 D) 11


  1. Bir bakkal toptancıdan tanesi 85 Kr olan sürpriz yumurtalardan bir kutu almıştır. Kutudaki
yumurtaların sayısı 45’den fazla 60’tan az olduğuna göre, bakkalın toptancıya yaptığı ödeme aşağıdakilerde n hangisi olamaz?
  1. 39TL 10 Kr C) 46 TL 75 Kr
  2. 50TL 15 Kr D) 55TL 25 Kr

  1. 2 400 x 300 = 80 x 300 x A eşitliğinde A yerine yazılması gereken doğal sayı
aşağıdakilerden hangisidir?

A) 300 B) 330 C) 30 D) 3
Read more

Baby Blue - Bump [ Türkçe Çeviri ]


(I can never understand why you ask me)
My heart is dying in your hands but my heart beats
It goes bump bump bump bump, bump bump bump
It goes bump bump bump bump, bump bump bump

(Neden bana teklif ettiğini hiç anlayamıyorum.)
Kalbim ellerinin içinde ölüyor,ama atıyor.
Şöyle atıyor;bam bam bam bam bam bam bam
Şöyle atıyor;bam bam bam bam bam bam bam

Ugh, I can feel my heart beating
I've been sitting on the floor just pleading
So emotional
All the times I said, baby don't leave me
You're so cold to me, so so so so so cold to me
I think back to the times you were holding me
And I let the feeling wash over me

Ugh,kalbimin attığını hissedebiliyorum.
Yerde oturup yalvarıyorum- çok duygusal
Onca zamandır 'Bebeğim beni terk etme' dedim.
Bana karşı çok soğuktun,çok çok çok çok çok soğuktun.
Bana sarıldığın zamanları geri düşündüm.
Ve duygunun başımdan aşağı dökülmesine izin verdim.*

I was just trying to give you what you need
Why couldn't you do the same for me
But you were lying in front of my eyes
You were fuckin' that girl on the other side
And now I'm going so out of my mind

Sadece sana ihtiyacın olanı vermeye çalışıyordum.
Neden sen de bana aynısını yapamadın?
Ama gözlerime baka baka yalan söylüyordun.
Başka bir tarafta o kızı beceriyordun.
Ve artık aklımı kaçıracağım!


And I can never understand why you f-ed me
My heart is dying in your hands but my heart beats
It goes bump bump bump bump, bump bump bump
It goes bump bump bump bump, bump bump bump
And I can never understand why you told lies
I wanna move on but I can't for my heart cries
It goes bump bump bump bump, bump bump bump
It goes bump bump bump bump, bump bump bump

Ve beni neden beslediğini hiç anlayamıyorum.
Kalbim ellerinin içinde ölüyor,ama atıyor.
Şöyle atıyor;bam bam bam bam bam bam bam
Şöyle atıyor;bam bam bam bam bam bam bam
Ve bana neden yalanlar söylediğini hiç anlayamıyorum.
Devam etmek istiyorum ama kalbimin haykırışlarından edemiyorum.
Şöyle atıyor;bam bam bam bam bam bam bam
Şöyle atıyor;bam bam bam bam bam bam bam

I can feel my hands shaking
That's the anger building up inside me
In my head I'm just waiting
I look up and our eyes meet, oh
Someone say something
Someone please say something please
How'd you leave us in this mess here
How many of the lies did I believe

Ellerimin titrediğini hissediyorum;
Bu içimde büyüyen sinir...
Kafamda sadece bekliyorum.
Yukarı bakıyorum ve gözlerimiz buluşuyor,ah
Birisi bir şey söylesin.
Birisi n'olur bir şey söylesin.
Nasıl bizi bu karmaşanın içinde bıraktın?
Kaç yalana (daha) inandım?

I was just trying to give you what you need
Why couldn't you do the same for me
It's like I'm looking at a stranger now
I hear my voice bumping so loud
I just want to get you out of my house

Sadece sana ihtiyacın olanı vermeye çalışıyordum.
Neden sen de bana aynısını yapamadın?
Sanki bir yabancıya bakıyorum artık.
Sesimin çok hızlı çarptığını duyuyorum.
Seni evimden atmak istiyorum.

And I can never understand why you f-ed me
My heart is dying in your hands but my heart beats
It goes bump bump bump bump, bump bump bump
It goes bump bump bump bump, bump bump bump
And I can never understand why you told lies
I wanna move on but I can't for my heart cries
It goes bump bump bump bump, bump bump bump
It goes bump bump bump bump, bump bump bump

Ve beni neden beslediğini hiç anlayamıyorum.
Kalbim ellerinin içinde ölüyor,ama atıyor.
Şöyle atıyor;bam bam bam bam bam bam bam
Şöyle atıyor;bam bam bam bam bam bam bam
Ve bana neden yalanlar söylediğini hiç anlayamıyorum.
Devam etmek istiyorum ama kalbimin haykırışlarından edemiyorum.
Şöyle atıyor;bam bam bam bam bam bam bam
Şöyle atıyor;bam bam bam bam bam bam bam

All the lies you were telling me
But you were actin' so lovable
You're getting away with murder
You must have loved it
You were thinking this girl is so gullible
Should have left a long time ago
But I was loyal, I played my part
A little piece from the broken heart

Bana söylediğin tüm yalanlar...
Ama çok sevecen davranıyordun.
Cinayetle sıvışıyorsun.
Sevmiş olmalısın.
Bu kızın (benim) safın teki olduğunu düşünüyordun.
Uzun zaman önce bırakılmalıydı (ilişkimiz)
Ama ben sadıktım,kendi bölümü oynadım;
Kırık bir kalbin bir parçasını...

And I can never understand why you f-ed me
My heart is dying in your hands but my heart beats
It goes bump bump bump bump, bump bump bump
It goes bump bump bump bump, bump bump bump
And I can never understand why you told lies
I wanna move on but I can't for my heart cries
It goes bump bump bump bump, bump bump bump
It goes bump bump bump bump, bump bump bump

Ve beni neden beslediğini hiç anlayamıyorum.
Kalbim ellerinin içinde ölüyor,ama atıyor.
Şöyle atıyor;bam bam bam bam bam bam bam
Şöyle atıyor;bam bam bam bam bam bam bam
Ve bana neden yalanlar söylediğini hiç anlayamıyorum.
Devam etmek istiyorum ama kalbimin haykırışlarından edemiyorum.
Şöyle atıyor;bam bam bam bam bam bam bam
Şöyle atıyor;bam bam bam bam bam bam bam

Read more

Nicki Minaj Lil Wayne'den Hamile Mi?



TheBlackMan.com sitesinin haberine göre Nicki Minaj Lil Wayne'den hamile kaldı. Bu güne kadar abi kardeş ilişkisi içinde yürüttükleri arkadaşlarına ihanet eden ikili birlikte olmuş ve bu birliktelikten Nicki hamile kalmış.

İkili bebeği dünyaya getirme konusunda henüz net bir karara varamamış.
Read more

9 Ocak 2014 Perşembe Ankara Elektrik Kesintisi Olacak Yerler

Başkent Elektrik Dağıtım AŞ'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Ankara'nın Altındağ, Keçiören, Pursaklar ve Sincan ilçelerinde bazı mahallelerde 09.00-14.00 saatleri arasında elektrik kesintisi uygulanacak.

Söz konusu tarihte Kırıkkale'nin Karakeçili ilçesinin bazı mahallelerine 10.00-14.00, Zonguldak'ın Ereğli ilçesinin bazı mahalellerine 09.00-11.00, Karabük Merkezde bazı mahallelere 09,00-12,00 ve Karabük'ün Safranbolu ilçesin bağlı bazı mahallelere de 09.00-14.00 saatleri arasında elektrik verilemeyecek.
Read more

Sabahattin Ali - Kuyucaklı Yusuf Özeti ve İncelenmesi

Memur oldugunun haftası idi. Akflama dogru babası Yusuf’u odasına çagırttı
Yüzü sapsarı olarak uzun zaman ona baktı, sonra önündeki bir telgrafı gözüyle iflaret
ederek:
“Yusuf, havadisler fena!” dedi.
“Ne var ki?”
“Bugün seferberlik ilan edildi; harp var!”
Yusuf iflin ehemmiyetini tam manasıyla kavrayamamakla beraber, ortada müthifl
bir şey oldugunu seziyordu. Birkaç haftadan beri kulagına heyecanlıhavadisler
çalınmştı›. Babası da evde birkaç kere, ortalığın karışık oldugundan, birşeyler çıkması
ihtimalinden bahsetmiflti.
Kaymakam son günlerde pek meflguldü ve geç vakitlere kadar fiube Reisi ile kal›p
çalışıyorlardı. Fakat ailesiyle ciddi şeyler konuflmak âdeti olmadığı için fazla tafsilat
vermemişti. Yusuf kahveye filan gitmiyordu, azından duydugu şeyler de yarım
yamalaktı. Edremit’e haftada, on günde bir, o da birkaç meraklıya, üç beş istanbul
gazetesi gelir; dünyanın birçok havadisleri, Balıkesir’den veya izmir’den gelen
arabacılar, pazarcılar ve bir de yerli Rumlar vasıtasıyla etrafa yayınlardı. 
Hürriyet ilanının, italyan, Balkan harplerinin tesirleri buraya muayyen bir 
müddet geçtikten sonra gelmiş askerler sessizce gidip ölmeyenler yine sessizce
döndürmüşlerdi. şehirde oldukça kalabalık bir Rum kütlesi olmasa ve bunlar dünya
işlerini pek yakından takip etmeye biraz fazla meyil göstermese, belki bu kasaba
dünyan›n her hadisesinden uzak, her vakaına lakayt olarak yaşamakta devam edecekti.
Fakat seferberligin ilanı havadisi, bu defa digerlerine benzemeyen birşeyler olacagını
halka anlattı. Sanki müflterek bir seziflle, gelecegin dehşetini tasavvura muktedir
olmuşlardı.
Yusuf babasıyla beraber eve dönerken sokaklarda davullar, zurnalar çalınıyor,
kahvelerin önünde kalabalık gruplar hararetle birşeyler konuşuyor, alay hâlinde
insanlar geçiyordu. Çocukları bile bir ciddilik almıştı. Hepsi kafllarını kaldırıp 
mütefekkir çehreler takınıyorlar ve kendilerinden bir parça daha az bilgili olanları
yakalayınca mükalemelerinden kapabildikleri ve muhayyelelerinin bol mahsulleri ile
süsledikleri havadisleri ve tahminleri onlara anlatıyorlardı. 
Yolda Kaymakam, Yusuf’u biraz daha aydınlattı:
“Evladım bu sefer iş fena!” dedi. “Bakalım sonu ne olacak. Müttefiklerimiz
kuvvetli ama, ihtiyarların dedigi gibi, yedi düvele karşı koymak var. Bu iş uzun sürmez
gibi geliyor bana. Yalnız seferberlik çok geniş tutuluyor. Asker kaçakçılığına meydan 
verilmemesi hakkında telgraf üstüne telgraf geliyor.”
Sonra, ta eve gidinceye kadar, harbin kimlerle ve kimlere karşı yapıldığını ve 
kaymakamlığa gelen bir gazetede okudugu şekilde, harbin sebeplerini anlattı. 
Sabahattin AL‹ / Kuyucakl› Yusuf


☛ Kısaca Kuyucakl› Yusuf’ta sergilenen nedir?
Romanda yazarın daha çok çocukluk yıllarının geçtigi çevrelerin izlenimleri ve
oradaki yaşantısından ayrıntılar sergilenir. Taradaki eşraf çekişmeleri, memurların
yaşadıları, kimi gelenekler, aydınlar işlenir. Bütün bunlar bir şk hikâyesi ile birlikte
romanın sonuna değin yürür.
Kuyucaklı Yusuf romanı, toplumcu gerçekçi Türk edebiyatının ilk başarılı
örneklerindendir.

Read more

Sait Faik - Bir İlkbahar Hikayesi İncelenmesi ve Özeti

METNİN İNCELENMESİ


i) Konu: “İlkbahar mevsiminin, kırk yaşını aşmış bir insanda uyandırdığı duygulanmalar ve 
bu duygulanmanın odak noktasındaki buruk bir aşk hatırası (henüz 12 yaşında iken 
yaşanmış olan masum bir aşk hikayesi) yer almaktadır”. 

ii) Özet: “Anlatıcı/kahraman ve ailesi, evin reisi babanın tayini dolayısıyla bir yaz sonu 
Anadolu’nun bir şehrine gelirler ve burada son derece sert ve uzun bir kış geçirirler. Bir 
sabah ‘kırkikindi yağmurları’yla bütün karlar erir ve ‘yalancı ilkbahar’ gelir. Hastalanan 
anlatıcı/kahraman, kış mevsimi boyunca evin içinden dışarı çıkamadığı gibi neredeyse 
yatağa bağlıdır. Anlatıcı/kahraman bir sabah, odasının içinden ‘parlak bir kuş’ geçtiğini 
görür. Dikkatle baktığında bunun aslında bir kuş değil, dışarıdan tutulan bir ‘aynanın ışığı’ 
olduğunu fark eder. Pencereye koşup baktığında ise; aynayı tutanın 16-17 yaşlarındaki 
komşularının kızı olduğunu görür. Ertesi gün, kendisi de aynı şekilde cevap verir ve bu 
durum ‘masum bir aşk oyunu’ halinde devam eder. Ancak, çok geçmeden babasının tayini 
başka bir yere çıkar. Eşyalar bir ‘yaylı’ya yüklenir ve şehirden ayrılmak zorunda kalırlar. 
Yolda ağaçların arasından sızan güneşi gören anlatıcı/kahraman, geride bıraktığı 
sevgisini/sevgilisini hatırlar ve doyasıya ağlar”. 


iii) Anlatının İzleksel (Tematik) Yapısı: Hikâye; toplam 11 paragraftan; 78 cümleden 
oluşmaktadır: 1. ve 2. paragraflar “Deneme” türünü andıran bir üslupla ele alınmıştır. 
Daha hikâyenin başlangıcındaki bu 2 paragraf (1. ve 2. paragraf) ve son paragraf (11. 
paragraf) bize farklı bir hikaye kurgusu ile, farklı bir hikaye tekniği ile karşı karşıya 
olduğumuzun ip uçlarını vermektedir. “Bir İlkbahar Hikayesi” deneme türü ile bir hayli iç 
içe geçmiş bir tarzda kaleme alınmıştır. Yer yer “şiir dili”nin kullanımlarını, imajlarını da 
dikkate alırsak bu metinde üç edebi türün izlerinden söz etmek mümkündür: Tabii ki; 
hikayenin, denemenin ve şiirin. 

I. Başlangıç: 1. paragraf: “Kahraman/anlatıcının ilk bahar hakkındaki öznel 
değerlendirmeleri” (1.-4. cümleler arası) ve 2. paragraf: “Kırk yaşını aşmış 
insanlardaki ilkbahar algılaması” (5-7. cümleler arası) & “Ömür ve mevsim 
arasında kurulan ilişkinin açıklanması” (8.-15. cümleler arası). “Deneme” türünün 
özelliklerini yansıtan bu 2 paragraf bir nevi hikayenin “anlatı” kısmı için hazırlık 
mahiyetindedir. Hikayedeki anlatı 2. paragrafın son cümlesi ile başlamaktadır: 
“Ben böyle bir yalancı ilk baharın hikayesini yazıyorum”. 

II. Anlatı: 3. paragraf: “Otuz sene önce anlatıcı/kahramanın ailesinin 
(anlatıcı/kahraman 12 yaşında iken) tayin dolayısıyla yaz sonunda bir Anadolu 
şehrine gelmeleri ve ‘karlı bir kış geçirmeleri’ (16.-20. cümleler arası) & “Şehre 
bahar mevsiminin gelmesi ve baharın etkilerinin görülmesi” (21.-29. cümleler 
arası) 4. paragraf: “Bütün kış”ı anlatıcı/kahramanın hasta olarak geçirmesi ve 
bunun olumsuz etkilerini yaşaması” (30.-32. cümleler arası); 5. paragraf: 
Anlatıcı/kahramanın “Bir sabah ‘şıkır şıkır’ yağmur yağarken parlak bir kuşun 
geçtiğini sanması, daha sonra bunun bir aynanın duvara yansımış ışığı olduğunu 
anlaması” (33.-41. cümleler arası); 6. paragraf: Anlatıcı/kahramanın pencereye 
yönelerek işin iç yüzünü anlamak istemesi ve aynayı tutanın 16-17 yaşlarındaki 
komşu kızı olduğunu anlaması” (42.-49. cümleler arası); 7. paragraf: “Ertesi gün 
anlatıcı/kahramanın da eline bir ayna alması ve komşu kızına tutması. Bu işin her 
sabah yinelenmesi, adeta masum bir aşk oyunu halini alması” (50.-56. cümleler 
arası); 8. paragraf: “Bir sabah evlerinin önünde bir yaylı arabanın durması ve 
annesinin bu ‘ayna oyunu’na tanık olması” (57.-61. cümleler arası); 9. paragraf: 
Anlatıcı/kahramanın “Babasının başka bir yere tayin edildiğini anlaması ve 
yolculuk hazırlıklarının yapılarak yola çıkılması” (62.-65. cümleler arası) & 9. 
paragraf/10. paragraf: Anlatıcı/kahramanın “sevgilisinden ayrılmanın verdiği 
hüzünle yolculuk boyunca ağlaması” (66.-73. cümleler arası) 
 
III. Bitiş: Anlatıcı/kahramanın “anlatı zamanındaki ruh hali ve gerçek sevgiye 
duyduğu özlemin anlatılması” 11. paragraf: (74.-78. cümleler arası). 
 
1. METNİN BAĞDAŞIKLIK GÖRÜNÜMLERİ 
 
1.1. Gönderimsel İlişki: Her metinde başka ögelere göre yorumlanabilecek art gönderimsel (Fr. 
anaphorique) ve ön gönderimsel (Fr. cataphorique) birimler bulunur. Bu tür yapılar, sıralı cümlelerde 
dil ekonomisi adına yapılır, daha uzun aralıklarla yapılanlarda ise, metnin tutarlılığı bağıntısı içinde 
değerlendirilir1
 
1.1.1. Art Gönderimsel İlişki (Anaphorique): Genel metin içinde bir şey önce söylenir, sonra aynı 
şeye gönderimde bulunulur. Bir kişi, durum ya da nesne anlatının başında kısaca geçer ve 
sonra aynı şey ayrıntılı olarak açıklanır. Hikâyede belirlenen art gönderimsel ilişki örnekleri 
şunlardır: 
 
• 1. paragrafta; art gönderimsel ilişki kurularak “İlkbahar”ın sözlüksel anlamı (Sait Faik’in 
deyimi ile; klasik ilkbahar) yerine; anlatıcının kendisinde uyandırdığı “duygu değeri” ne bağlı 
kişisel anlam tasavvuru ifade edilmiştir: “İlkbahar bir bayram, bir uyanış, bir mucize, bir 
çılgınlık, olmayacak gibi duran bir şeyin oluşu; ilkbahar şu, ilkbahar bu…”. Ayrıca; Sait 
Faik’in öznel bakış açısıyla sunulan “İlkbahar kavramı”nın içine bütün tabiat ve tabiat ögeleri 
de girmektedir: “Kuş, papatya, gelincik, çayır, çimen, ağaç, çiçek, mimoza zakkum, su sesi, 
hindiba, çingene…Unuttuklarım da çoktur a, en mühimi nisan, mayıs güneşi”. Böylelikle; 
“Tabiat” gibi “kolektif” bir kavramı oluşturan “üye” kavramlar sıralanarak bir “sözlüksel ağ” 
oluşturulmuştur. 
 
• 3. paragrafta; “Odamın penceresinden ‘Karaçayır’ dedikleri bir koyu yeşil ova görünürdü”. 
 
1.1.2. Ön Gönderimsel İlişki (Cataphorique): Ön gönderimsel ilişki hemen her metinde az ya da 
çok bulunur. Genel metin içinde, daha sonra ayrıntılı anlatılacak bir kişi, durum ya da nesne 
anlatının başlarında kısaca geçer. Zamirler, bir başka şeyin yerine kullanılan kelimeler art 
gönderimsel ve ön gönderimsel anlatımlar için kullanılabilir2
. Metinde belirlenen ön 
gönderimsel ilişki örnekleri şunlardır: 
 
• 3. paragrafta: “Kötü, insan boyu karlı bir kış geçirmiştik”. 
 
• 4. paragrafta: “Bu garip, yağmurlu, kara bulutlu, dörtte üçü kapanık havanın içinde…”. 
 
1.2. Bağıntı Ögesi (Connecteur): Metinde bağıntı ögesi olarak daha çok karşıtlık ilişkisi kurmaya 
yarayan ‘ama’, ‘yalnız’ kullanılmıştır: 
• “Annem eliyle yüzüyle ne biçim işaret etti babama bilmiyorum ama, hiç ses çıkarmadılar” (10. 
paragraf); “Kimse yüzüme bir ayna tutmadı. Ama kazara bir ışık, bir ilkbaharda, odamdan 
parlak bir kırlangıç gibi geçerse, o gün ne ettiğimi bilmem” (11. paragraf). 
 
• “…Bir sabah evimizin önünde bir yaylı araba durunca şaşırmadım. Yalnız ben ayna oyununda 
iken annem tarafından yakalandım” (8. paragraf) 
 
1.3. Aynı Kelimenin Yinelenmesi: Metinde geçen kişi, durum ya da nesnenin metinde yeri geldikçe 
yinelenmesi, cümleler arasındaki bağıntıyı sağlamaktadır. Bu ögeler her zaman aynı adla 
anılmayabilir. Her dilde aynı kişiyi, eşyayı, durumu, nesneyi belirtmek için değişik kullanım imkânları 
vardır. Bu zamir kullanımıdır, eş anlamlı bir kelimedir ya da çağrışımsal bir adlandırmadır
3
 
• 5. paragrafta; Henüz 12 yaşında olan çocuk, -çocukluktan gençliğe geçiş dolayısıyla-hem yaş 
olarak zor bir dönemi idrak etmektedir; hem babasının tayini sebebiyle zorunlu olarak yeni bir 
çevrede bulunması dolayısıyla, yabancılık ve uyumsuzluk çekmektedir, hem de yoğun ve uzun 
süren kış şartları ve üstüne üstlük bir de ağır bir hastalık geçirmesi dolayısıyla da, neredeyse 
yatağa bağımlı bir halde yaşamaktadır. İşte, 5. paragrafta geçen “parlak bir kuş” imajı, 12 
yaşındaki çocuk psikolojisinin kırılganlığı ve gerilimi içinde adeta “yeniden dirilme”yi, 
“canlanma”yı temsil etmektedir. “Birdenbire odanın içinden parlak bir kuş geçti. Kuş bir daha 
geçti” cümlelerinde “kuş” motifi tekrarlanarak dilsel bir odaklama yapılmış, daha sonra bunun 
“bir aynanın duvara vurmuş ışığı”ndan başka bir şey olmadığı söylenerek, metni çözmesi 
beklenen/istenen okurun da 6. paragrafta deşifre edilecek “masum bir aşk oyunu”na 
hazırlanmasını sağlayacak bir yanılsamanın içine çekilmesi amaçlanmıştır. 
 
• “Ayna” kavramı metinde yalın şekliyle kullanıldığı gibi, belirtili/belirtisiz tamlama yapısı ve 
iyelik grubu yapısı içinde toplam 12 (on iki) defa kullanılmıştır: 
 
Yalın olarak: “Odama ayna muhakkak oradan tutuluyordu” (6. paragraf); “Ertesi gün 
benim de elimde bir ayna vardı” (7. paragraf); “Kimsenin yüzüne ayna tutmadım. Kimse 
yüzüme ayna tutmadı” (11. paragraf); “Annem garip garip bahçeye, kıza, ayna ışığına, 
elimdeki aynaya baktı” (8. paragraf) 
 
Kelime grubu olarak: “Bu, bir aynanın duvara vurmuş ışığından başka bir şey 
değildi” (5. paragraf); “Elindeki aynanın ışığı gözüme değdikçe…” (6. paragraf); “O ince ince 
gülerek, gözlerini aynamın aksinden kaçırmaya çalışıyordu” (7. paragraf); “…Yine önce onun 
aynası odamın duvarında koşar” (7. paragraf); “…O gözlerini güzel elleriyle siper ederek 
benim ayna ışığıma bakardık” (7. paragraf); “Yalnız ben ayna oyununda iken annem 
tarafından yakalandım” (8. paragraf); “Annem garip garip bahçeye, kıza, ayna ışığına, 
elimdeki aynaya baktı” (8. paragraf); “İçimden, bir daha göremeyeceğim ayna ışığı geçti” (9. 
paragraf). 
 
• “Güneş” motifi, ilk defa 1. paragrafta ve “en” üstünlük zarfı ile birlikte kullanılmıştır: “…En 
mühimi nisan mayıs güneşi”. “Güneş” ayrıca 3. paragrafta “Karlar eridi ama karları eriten 
güneş değildi, yağmurdu” ve “Sabahleyin parlak mavi bir gökyüzünde, ısıtmayan, güneş 
vurmuş kar gibi soğuk bir güneş görünürdü” ve 9. paragrafta “…Bulutların arkasından bir 
güneş bir göründü, bir kayboldu” geçmektedir. İlkbahar, adeta güneşin doğduğu, yükseldiği 
bir mevsim olarak kabul edilebilir. İlkbaharın gelişiyle birlikte güneşin doğuşu/yükselişi 
“sembolik” olarak “ışık”ın, yani “sevgi”nin doğması, daha doğrusu “sevgi”nin başlaması 
anlamına gelmektedir. Nitekim metinde, tayin dolayısıyla, ilk sevgiden/sevgiliden ayrılmak da 
yine “güneş” motifi ile, “güneşin batışı” ile sembolik olarak anlamlandırılmıştır. Metinde, 
“güneşin inişi, batışı”, metaforik olarak “ışık”ın yani, sevginin/sevgilinin kaybedilmesi 
anlamlarına gelmektedir: “Bulutların arkasından güneş bir göründü, bir kayboldu”. Bu masum 
sevgiyi “bir daha yaşayamamak”, sevgiliyi “bir daha görememek” kaygısı ile 
anlatıcı/kahramanın “hüngür hüngür ağlamaya” başlaması, bu metaforik anlamı daha da 
kuvvetlendirmektedir. Anlatıcı/kahramanın içinde bulunduğu bu karamsar ruh hali; yaşadığı 
duygunun ilk ve gerçek sevgi deneyimi olmasına bağlanabileceği gibi, daha sonra geçen 30 
yılın “sevgisiz” geçmesine de bağlanabilir: “O zamandan bu zamana tam 30 sene geçti. 
Kimsenin yüzüne ayna tutmadım. Kimse yüzüme ayna tutmadı” (11. paragraf). Aynı kişiler 
olsalar bile, anlatıyı yaşayan ile (yaşadığı var sayılan), anlatıyı kurmaca bir yapı içerisinde 
anlatan kişi arasında 30 (otuz) yıllık bir zaman derinliği vardır. 30 (otuz) yıl sonra, olgunluk 
dönemini idrak eden, bilgi ve deneyimi artmış olan anlatıcı kendisini soyutlayarak, 30 yıl 
önceki haline, yani eski kimliğine uzaktan bakmakta, eski kimliğine bu günün şartları ile, bu 
günün bilgi, deneyim ve donanımları ile bakmaktadır. Anlatıcının bilgi, deneyim ve donanımı 
artmış olsa da, bu otuz yıl içinde hep eksik olagelen duygu; sevgidir. 
 
Ayrıca, metinde “güneş” göstergesi ile “ayna” göstergesi arasında da anlamsal bir ilinti 
kurulmuştur. Güneş; ışık (metaforik olarak sevginin) kaynağı iken, ayna bu kaynaktan gelen 
ışığı hem gösteren, hem de yansıtan bir obje olarak kullanılmıştır. Işık sevgiyi sembolize ettiği 
gibi; ışıksızlık (karanlık) da sevgisizliği karşılamaktadır. 
 
 
 
 
 
 
2. METNİN TUTARLILIK GÖRÜNÜMLERİ 
 
2.1. Özelleştirme: Metindeki tutarlılık yapısının oluşturulmasında en sık baş vurulan bağıntılardan 
biri, cümleler arasında kurulan özelleştirme ilişkisidir. Dizideki bütünlüğü bozmadan durumla ilgili 
ayrıntıların aktarılmasında, cümleler arasındaki özelleştirme bağlantısından yararlanılmaktadır
4
Özelleştirme bağlantısı metnin büyük yapısına yönelik olarak, metnin söze dökülmemiş asıl 
değerlendirilmesi gereken bölümünün, metin çözücünün zihninde oluşturulmasında belirgin değerler 
taşımaktadır
5
. Metinde geçen kişiler, nesneler, olaylar ve durumlar ile ilgili ayrıntıların aktarılmasında 
cümleler arasındaki “özelleştirme” bağlantısından yararlanılmaktadır: 
 
• “Öteki hayvanlar” ibaresinden sonra öteki hayvanlar kümesine ait olan üyeler sıralanarak 
özelleştirme bağlantısı kurulmuştur: “…Öteki hayvanlara bakarsak: Bir at…bir kuzu…” (2. 
paragraf) 
 
2.2. Genelleştirme: Metindeki tutarlılık yapısının oluşturulmasında cümleler arasında kurulan 
genelleştirme ilişkisinden de yararlanılmaktadır. ‘Genelleştirme’ ile, yazar bu metin aracılığı ile 
vermek istediği etik mesajın daha somut bir şekilde algılanmasını hedeflemiştir. 
 
• “Yaşı kırkı aşmış bir adamın mevsimler içinde ilkbaharı biraz üzüntü ile duymamasına imkan 
yoktur” (2. paragraf). 
 
2.3. Sebep-Sonuç İlişkisi: Sebep-sonuç ilişkilendirmesi de bir içerik bağlantısıdır. Daha çok birleşik 
cümle yapıları içinde karşılaşılmaktadır. Metinde, sebep-sonuç ilişkilerinin kurulması genel olarak 
“hatırlatma amacı”na hizmet etmekte ve metni somutlaştırmaktadır. 
• “Başka bir şeyle ilgim olmadığı için, bir sabah evimizin önünde bir yaylı araba durunca 
şaşırmadım” (8. paragraf). 
 
• Anlatıcı/kahramanın burukluğunun, üzüntü içinde oluşunun, yerinde duramayışının, yürek 
çırpıntısının nedeni “tam otuz sene”dir gerçek sevgiyi yeniden tadamaması, ilk ve gerçek 
sevgi deneyimini unutamamasıdır: “Kimsenin yüzüne ayna tutmadım. Kimse yüzüme ayna 
tutmadı”. 
 
2.4. Karşılaştırma: Metinde karşılaştırma bağlantısının kurulması ile; metin çözücünün metindeki 
bazı sezdirimleri, çıkarımları ve verilmek istenen mesajı daha kolay ve daha somut bir şekilde 
algılayabilmesi amaçlanmaktadır. Metinde karşılaştırma ilişkilerinin kurulması ile; metin çözücünün 
dünya bilgisine (world knowledge) baş vurup, etkin olarak metni yorumlaması hedeflenmektedir. 
Hikayede belirlenen karşılaştırma ilişkileri ile ilgili örnekler şunlardır: 
• 2. paragrafta; “İnsan hayatı” “mevsimler”e benzetilmiştir: “ Şu ömrü mevsimlere benzetenler 
iyi etmişler doğrusu”. Bu paragrafta ayrıca “İnsanın ilkbaharı” ile “hayvanların ilkbaharı” 
arasında karşılaştırma yapılarak yazarın öne sürdüğü tezin hem somutlaştırılması 
hedeflenmekte, hem de bu tezin okur tarafından onaylanması istenmektedir: “İnsanın 
ilkbaharı, öteki hayvanlara bakarsak geç başlıyor. Bir at 1 yaşında, hadi 2 yaşında 
ilkbaharındadır. Bir kuzu 6 ayda koç olur. Ama insanoğlu ilkbaharını 20’sinden önce idrak 
edemez. Yirmisinden evvel idrak edilen ilkbahar, bir Bir kuzu 6 ayda koç olur. Ama insanoğlu 
ilkbaharını 20’sinden önce idrak edemez. Yirmisinden evvel idrak edilen ilkbahar, bir yalancı 
ilkbahardır”. 
 
• 3. paragrafta anlatı zamanı ile olay zamanı arasındaki farka dikkat çekilerek anlatıcının yaşı 
hakkında bilgi verilmektedir: “Tam otuz sene evvel 12 yaşındaydım”.6. paragrafta ise, 
anlatıcı/kahraman, odasının duvarına vuran ışığın gizemini çözmüş ve metin içi gönderim 
ilişkilerinden yararlanarak, geriye dönük olarak metin çözücünün anlatıcı/kahramanın yaşını 
hatırlayarak, onunla gönül ilişkisine giren kız arasında yaş bakımından bir karşılaştırma 
yapması istenmiştir: “16, 17 yaşlarında bir kızdı”. 3. paragrafın ilk cümlesi olan “Tam otuz 
sene evvel 12 yaşındaydım” cümlesi ile birlikte; “olay zamanı” ile “anlatı zamanı” kesin 
çizgilerle ayrılmıştır. “Geriye dönüş tekniği”nin uygulandığı bu ifadelerde anlatıcı/yazarın bu 
metne son şeklini 42 yaşında verdiğini anlıyoruz. “Olay zamanı” ile “anlatı zamanı” 
arasındaki bu karşıtlık; -aynı kişiler olmasına rağmen- “olayı yaşayan kahraman” ile “olayı 
anlatan/düzenleyen sanatkar” arasındaki farklılığı da örtük olarak ortaya çıkarmaktadır. 
Çünkü; 12 yaşında daha ergenliğe adım atmamış, hayat deneyimi yetersiz sayılabilecek biri 
ile; 42 yaşına gelmiş birikimi, dünya bilgisi ve hayat deneyimi olgunluk düzeyine ulaşmış biri 
arasında farklılıklar olması doğaldır. 
 
2.5. Karşıtlık İlişkisi: Metinde karşıtlık ilişkisi kurmak suretiyle, öncelikle nesnel bir anlatım 
sağlanmak istenmekte, ayrıca metinde verilmek istenen iletinin okur tarafından onaylanması 
hedeflenmektedir. 
 
• 4. paragrafta: Ağır geçen “kış” şartları ve yalancı da olsa kendini hissettiren “ilkbaharın 
kokusu”nun bir “karşıtlık ilişkisi” çerçevesinde iç içe yaşanmış olması, çocuk psikolojisinde 
büyük bir “gerilim” yaratmaktadır: “Bütün kış hastalıktan başım kalkmamıştı…Bu garip, 
yağmurlu, kara bulutlu, dörtte üçü kapanık havanın içinde, öyle insanı alıp avucunda sıkan bir 
de ilkbahar, toprak, insan, çayır, ağıl kokusu vardı ki, içimden hep bağırmak, ağlamak, sonra 
kaskatı katılıp kalmak geçerdi”. 
 
• Yine 4. paragrafta geçen “Bütün kış hastalıktan başım kalkmamıştı” cümlesinde geçen 
“hastalık” kavramı ile; -örtük olarak- “yaşam” ile “ölüm” arasındaki temel karşıtlığa işaret 
edilmiştir. Bununla birlikte daha alt planda “sağlık” kavramı ile “hastalık” kavramı arasında 
ise bir çelişkinlik ilişkisi vardır. Yani; “sağlık” varsa “hastalık” yoktur, “hastalık” varsa 
“sağlık” yoktur, bu iki kavram birbirini dışlamaktadır. Sağlık için var olma durumu (+) ile 
gösterilirse; var olmama durumunun da (-) ile gösterilmesi gerekecektir. Aynı şekilde; hastalık 
için var olma durumu (+) ile gösterilirse; var olmama durumunun da (-) ile gösterilmesi 
gerekecektir. Bu demektir ki; hastalık ve sağlık aynı anda var olma (+) veya aynı anda var 
olmama (yok) durumunda olamaz. Biri var ise (+); diğeri yoktur (-); biri yoksa (-) diğeri vardır 
(+).Sonuç olarak; Sait Faik’in yazmış olduğu “Bir İlkbahar Hikayesi”; Sait Faik’in hikayecilik 
tarzını, tekniğini en iyi yansıtan metinlerden birisi olduğu söylenebilir. Söz konusu hikâyenin ilk iki 
paragrafı ve son paragrafı, daha başlangıçta bize farklı bir hikaye kurgusu ile, farklı bir hikaye tekniği 
ile karşı karşıya olduğumuzun ip uçlarını vermektedir. Bu itibarla denilebilir ki;“Bir İlkbahar 
Hikayesi” deneme türü ile bir hayli iç içe geçmiş bir tarzda kaleme alınmıştır. Yer yer “şiir dili”nin 
kullanımlarını, imajlarını da dikkate alırsak bu metinde üç edebi türün izlerinden söz etmek 
mümkündür: Hikaye, deneme ve şiir


Kaynak; İLETİŞİM ADRESİ 
 
 Doç. Dr. Engin YILMAZ 
Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi 
Türkçe Eğitimi Bölümü 
el-mek: eyilmaz@sakarya.edu.tr 
kişisel ağ sayfası: http://enginyilmaz1971.sitemynet.com
Read more

Patron Mutlu Son İstiyor Filminde Çalan Şarkı

                  Filmde çalan giriş şarkısı Sezen Aksu - Olmaz Olsun. 


Başrol oyuncuları: Tolga Çevik ,  Erkan Can ,  Ersin Korkut ,  Ezgi Mola ,  Mustafa Uzunyılmaz
Yapım: 2014 - Türkiye
Tür: Komedi , Romantik
Yönetmen: Kıvanç Baruönü
Filmin resmi facebook sayfası: facebook.com/patronmutlusonistiyor
Read more