ne demek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ne demek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bruno Mars - Young Girls [ Türkçe Çeviri ]



I spent all my money on a big ol' fancy car 
Tüm paramı eski büyük süslü arabaya yatıracağım 
For these bright eyed honeys 
Bu gözleri parlatmak için tatlılarım 
Oh yeah you know who you are 
Evet kim olduğunu biliyorsun 
Keep me up till the sun is high 
Güneş yükselene kadar bana ayak uydurmaya devam et 
Till the birds stop calling my name 
Kuşlar benim adımı söylemeyi bırakıncaya kadar 
I'm addicted and I don' knowt why 
Ben bağımlıyım ve nedenini bilmiyorum 
Guess I've always been this way 
Sanırım herzaman bu yoldaydım 

All these roads still be wrong 
Bütün bu yollar hala yanlış olacak 
But I still drive them all night long, all night long 
Ama ben onları hala tüm gece boyunca sürüyor olacağım 

All you young wild girls 
Siz hepiniz genç çılgın kızlar 
You make a mess of me 
Siz beni karmakarışık yapıyorsunuz 
Yeah you young wild girls 
Evet siz genç çılgın kızlar 
You'll be the death of me, the death of me 
Benim için öleceksiniz 
All you young wild girls 
Siz hepiniz genç çılgın kızlar 
No matter what you do 
Ne yaptığınızın önemi yok 
Yeah you young wild girls 
Evet siz genç çılgın kızlar 
I'll always come back to you, come back to you 
Sizin için her zaman geri geleceğim 

I get lost under these lights 
Bu ışıkların altında kayboluyorum 
I get lost in the words I say 
Söylediğim kelimelerin içinde kayboluyorum 
Stop believing my own lies 
Benim yalanlarıma inanmayı bırakın 
Like everything will be okay 
Tıpkı "herşey iyi olacak" gibi 
Oh I still dream of simple life 
Hala basit bir hayatın hayalini kuruyorum


Boy means girl makes it this wild 
Çocukların demek istediği kızlar bunu çılgın yapıyor 
But love don't exist when you live like this that much I know, yes I know 
Ama aşk böyle var olmaz sen tıpkı benim bildiğim kadar çok yaşarsan,evet biliyorum 

All these roads still be wrong 
Bütün bu yollar hala yanlış olacak 
But I still drive them all night long, all night long 
Ama ben onları hala tüm gece boyunca sürüyor olacağım 

All you young wild girls 
Siz hepiniz genç çılgın kızlar 
You make a mess of me 
Siz beni karmakarışık yapıyorsunuz 
Yeah you young wild girls 
Evet siz genç çılgın kızlar 
You'll be the death of me, the death of me 
Benim için öleceksiniz 
All you young wild girls 
Siz hepiniz genç çılgın kızlar 
No matter what you do 
Ne yaptığınızın önemi yok 
Yeah you young wild girls 
Evet siz genç çılgın kızlar 
I'll always come back to you, come back to you 
Sizin için her zaman geri geleceğim 

You, you, you, you 
Siz,siz,siz,siz 
Yeah you you you 
Evet, siz,siz,siz 
You you you you 
Siz,siz,siz,siz 

All you young wild girls 
Siz hepiniz genç çılgın kızlar 
You make a mess of me 
Siz beni karmakarışık yapıyorsunuz 
Yeah you young wild girls 
Evet siz genç çılgın kızlar 
You'll be the death of me, the death of me 
Benim için öleceksiniz 
All you young wild girls 
Siz hepiniz genç çılgın kızlar 
No matter what you do 
Ne yaptığınızın önemi yok 
Yeah you young wild girls 
Evet siz genç çılgın kızlar 
I'll always come back to you, come back to you 
Sizin için her zaman geri geleceğim
Read more

The Saturdays - Lies [ Türkçe Çeviri ]



Battered,sore and high on hurt 
Hırpalandım,kederliyim ve üzüntüm büyük 

Out of line and out of words 
Yoldan çıktım ve kelimelerle anlatılmaz haldeyim 

Lost for love and lost for air 
Aşk uğruna mahvoldum,nefesim kesildi 

That is how you leave me here 
İşte böyle beni burada bıraktın 

But no longer 
Ama bundan böyle 

I am getting stronger 
Daha güçlü hale geliyorum 

All you ever told me 
bana her zaman söylediğin herşey 

All you ever told me are lies 
bana her zaman söylediğin herşey yalan 

All you ever told me 
bana her zaman söylediğin herşey 

All you ever told me are lies 
bana her zaman söylediğin herşey yalan 

No more listening to no more words 
Artık daha fazla sözleri dinlemek yok 

No more sitting and trying 
Artık oturmak ve çabalamak yok 

All you ever told me 
bana her zaman söylediğin herşey 

All you ever told me are lies 
bana her zaman söylediğin herşey yalan 

I would give the sun for you 
Sana güneşi verecektim 

Everything I had belonged to you 
Sahip olduğum herşey senin oldu 

All my tears and all my joy 
Tüm göz yaşlarım ve sevincim 

That's how much I love you boy 
İşte seni ne kadar çok seviyorum delikanlı 

But no longer 
Ama bundan böyle 

I am getting stronger 
Daha güçlü hale geliyorum 

All you ever told me 
bana her zaman söylediğin herşey 

All you ever told me are lies 
bana her zaman söylediğin herşey yalan 

All you ever told me 
bana her zaman söylediğin herşey 

All you ever told me are lies 
bana her zaman söylediğin herşey yalan 

No more listening to no more words 
Artık daha fazla sözleri dinlemek yok 

No more sitting and trying 
Artık oturmak ve çabalamak yok 

All you ever told me 
bana her zaman söylediğin herşey 

All you ever told me are lies 
bana her zaman söylediğin herşey yalan 

So now forget about all I ever promised you 
Bu yüzden şimdi sana hep vaad ettiğim herşeyi unut 

I am getting out 
Ben çıkıyorum 

Spin your lying web alone 
Yalan ağını tek başına ör 

Spin the wheel of lies on someone new 
Yalanların çarkını yeni bir kişi üzerinde çevir 

Someone new 
Yeni bir kişi 
Çeviren : Ahmet Kadı
Read more

Calvin Harris - Sweet Nothing (feat.Florence Welch) [ Türkçe Çeviri ]


You took my heart and you held it in your mouth
Kalbimi aldın ve ağzında tuttun
And with the word all my love came rushing out
Ve bir sözünle tüm aşkım dışarı fışkırdı
And every whisper, it’s the worst
Ve her fısıltıda, daha da kötü
Emptied out by a single word
Tek bir kelime ile boşaltıldım
There is a hollow in me now
Şimdi içimde bir boşluk var

So I put my faith in something unknown
O yüzden bilinmeyen birşeye bel bağlıyorum
I’m living on such sweet nothing
Tatlı bir hiçlikte yaşıyorum
But I’m tired of hope with nothing to hold
Ancak tutunacak hiçbir şeyim olmadan ummaktan yoruldum
I’m living on such sweet nothing
Tatlı bir hiçlikte yaşıyorum
And it’s hard to learn
Ve öğrenmek zor
And it’s hard to love
Sevmek zor
When you’re giving me such sweet nothing
sen bana bu kadar tatlı bir hiçlik veriyorken
Sweet nothing, sweet nothing
Tatlı hiçlik, tatlı hiçlik
You’re giving me such sweet nothing
Bana tatlı bir hiçlik veriyorsun

It isn’t easy for me to let it go
öylesine vazgeçmek benim için kolay değil
Cause I swallow every single word
Çünkü her bir kelimeyi yutuyorum
And every whisper, every sigh
Ve herbir fısıltıyı, herbir iç çekişi
Eats away this heart of mine
kalbimi yiyip bitiriyor
And there is a hollow in me now
Ve şimdi içimde bir boşluk var

So I put my faith in something unknown
O yüzden bilinmeyen birşeye bel bağlıyorum
I’m living on such sweet nothing
Tatlı bir hiçlikte yaşıyorum
But I’m tired of hope with nothing to hold
Ancak tutunacak hiçbir şeyim olmadan ummaktan yoruldum
I’m living on such sweet nothing
Tatlı bir hiçlikte yaşıyorum
And it’s hard to learn
Ve öğrenmek zor
And it’s hard to love
Sevmek zor
When you’re giving me such sweet nothing
sen bana bu kadar tatlı bir hiçlik veriyorken
Sweet nothing, sweet nothing
Tatlı hiçlik, tatlı hiçlik
You’re giving me such sweet nothing
Bana tatlı bir hiçlik veriyorsun

And it’s not enough
Ve yeterli değil
To tell me that you care
bana umursadığını söylemen
When we both know the words are empty air
ikimiz bilirken kelimelerin boş hava olduğunu
You give me nothing
Bana hiçbir şey vermiyorsun

Uoooh
Uoooh
Uoooh
Nothing
hiçbirşey

Uoooh
Uoooh
Uoooh
Sweet Nothing
tatlı hiçlik

Read more

Nelly Furtado - Spirit Indestructible [ Türkçe Çeviri ]


Through my one square foot window I see outside 
bir metrekarelik penceremden dışarıyı görüyorum
I have chains on my feet, but not in my mind 
ayaklarımda zincirler bağlı, ama zihnimde değil
I'll be dancing on till I see the sun outside 
dışarıda güneşi görünceye kadar dans etmeye devam edeceğim
Don't know how long it will be 
ne kadar süreceğini bilmiyorum
Can't stop me 
beni durduramazsın

I have have a spirit indestructible 
ben yokedilemez bir ruha sahibim
A heart that loving was made for 
sevmek için yaratılmış bir kalbe
A body that's a miracle 
bir mucize olan bir vücuda

I have have a spirit indestructible 
ben yokedilemez bir ruha sahibim
A heart that was made pure 
saf yaratılmış bir kalbe 
Unbreakable and that's for sure 
kırılamayan ve kesinlikle
Unshakeable, so give me more 
sarsılmaz, öyleyse bana daha ver

Through my tired eyes I say it's up for rain 
yorgun gözlerimle derim ki yağmur zamanı
With the medications, I erased my pains 
ilaçlarla, aılarımı sildim
There's a rhythm blowing through every thing 
herşeyin içinde esen bir ritim var
And the melody is never ending 
ve melodi asla sona ermiyor

I have have a spirit indestructible 
ben yokedilemez bir ruha sahibim
A heart that loving was made for 
sevmek için yaratılmış bir kalbe
A body that's a miracle 
bir mucize olan bir vücuda

I have have a spirit indestructible 
ben yokedilemez bir ruha sahibim
A heart that was made pure 
saf yaratılmış bir kalbe 
Unbreakable and that's for sure 
kırılamayan ve kesinlikle
Unshakeable, so give me more 
sarsılmaz, öyleyse bana daha ver

I'm loving me, I'm loving me 
kendimi seviyorum, kendimi seviyorum
Take you away, take you away 
seni alıp götürüyor, seni alıp götürüyor
You'll never break, you'll never break 
asla kırmayacaksın, asla kırmayacaksın

I'm loving me, I'm loving me 
kendimi seviyorum, kendimi seviyorum
Take you away, take you away 
seni alıp götürüyor, seni alıp götürüyor
You'll never break, you'll never break 
asla kırmayacaksın, asla kırmayacaksın

I have have a spirit indestructible 
ben yokedilemez bir ruha sahibim
A heart that loving was made for 
sevmek için yaratılmış bir kalbe
A body that's a miracle 
bir mucize olan bir vücuda

I have have a spirit indestructible 
ben yokedilemez bir ruha sahibim
A heart that was made pure 
saf yaratılmış bir kalbe 
Unbreakable and that's for sure 
kırılamayan ve kesinlikle
Unshakeable, so give me more 
sarsılmaz, öyleyse bana daha ver
Read more

Kelly Clarkson - Catch My Breath [ Türkçe Çeviri ]


Kelly ClarksonI don’t wanna be left behind
Geride bırakılmak istemiyorum
Distance was a friend of mine
Uzaklık benim bir arkadaşımdı
Catching breath in a web of lies
Yalan bşr şnternet yalanıydı
I’ve spent most of my life
Hayatımın en büyük kısmını harcadım
Riding waves, playing acrobat
Sörf yaparken ve acrobat oynarken
Shadowboxing the other half
Gerşi kalanı ise gölge boksu
Learning how to react
Nasıl tep verileceğini öğreniyorum
I’ve spent most of my time
Hayatımın en büyük kısmını harcadım
Catching my breath, letting it go, turning my cheek for the sake of this show
Nefesimi yakala, izin ver gitmeme, bu gösteri uğruna yanıma dön
Now that you know, this is my life, I won’t be told what’s supposed to be right
Şimdi şunu biliyorsun, bu benim hayatım, Doğru olan buydu demek istemiyorum
Catch my breath, no one can hold me back, I ain’t got time for that
Nefesimi yakala, beni kimse tutamaz, bunun için vaktim yok
Catch my breath, won’t let them get me down, it’s all so simple now
Nefesimi yakala, moralimi bozmalarına izin vermeyeceğim, şimdi bunlar çok basit
Addicted to the love I found
Aşkı bulmaya bağımlı
Heavy heart, now a weightless cloud
Ağır kalp şimdi yüksüz bir bulut
Making time for the ones that count
Onları sayma zamanı
I’ll spend the rest of my time
Zamanımın geri kalanını geçireceğim
Laughing hard with the windows down
Pencereyi aç ve kahkaha at
Leaving footprints all over town
Şehrin her yerine ayak izlerini bırak
Keeping faith kinda comes around
Biraz inanç etrafına gelecek
I will spent the rest of my life
Zamanımın geri kalanını geçireceğim
Catching my breath, letting it go, turning my cheek for the sake of this show
Nefesimi yakala, izin ver gitmeme, bu gösteri uğruna yanıma dön
Now that you know, this is my life, I won’t be told what’s supposed to be right
Şimdi şunu biliyorsun, bu benim hayatım, Doğru olan buydu demek istemiyorum
Catch my breath, no one can hold me back, I ain’t got time for that
Nefesimi yakala, beni kimse tutamaz, bunun için vaktim yok
Catch my breath, won’t let them get me down, it’s all so simple now
Nefesimi yakala, moralimi bozmalarına izin vermeyeceğim, şimdi bunlar çok basit
You helped me see
Görmeme yardım ettin
The beauty in everything
Her şeydeki güzelliği
Catching my breath, letting it go, turning my cheek for the sake of this show
Nefesimi yakala, izin ver gitmeme, bu gösteri uğruna yanıma dön
Now that you know, this is my life, I won’t be told what’s supposed to be right
Şimdi şunu biliyorsun, bu benim hayatım, Doğru olan buydu demek istemiyorum
Catching my breath, letting it go, turning my cheek for the sake of this show
Nefesimi yakala, izin ver gitmeme, bu gösteri uğruna yanıma dön
Now that you know, this is my life, I won’t be told what’s supposed to be right
Şimdi şunu biliyorsun, bu benim hayatım, Doğru olan buydu demek istemiyorum
Read more

Placebo - I Know [ Türkçe Çeviri ]



I know, you love the song but not the singer
Biliyorum, şarkıyı seviyorsun ama şarkıcıyı değil
I know, you've got me wrapped around your finger
Biliyorum, beni parmağının etrafına doladın
I know, you want the sin without the sinner
Biliyorum, günahkar olmadan günah istiyorsun
I know
Biliyorum
I know
Biliyorum 

I know, the past will catch you up as you run faster
Biliyorum, ne kadar hızlı koşarsan koş geçmiş seni yakalayacak
I know, the last in line is always called a bastard
Biliyorum, sıranın sonundaki hep bir piç diye çağırılır
I know, the past will catch you up as you run faster
Biliyorum, ne kadar hızlı koşarsan koş geçmiş seni yakalayacak
I know
Biliyorum
I know
Biliyorum 

I know, you cut me loose in contradiction
Biliyorum, çelişki içinde iplerimi koparıyorsun
I know, I'm all wrapped up in sweet attrition
Biliyorum, tatlı sürtüşmede sarmalanıyorum
I know, it's asking for your benediction
Biliyorum, senin kutsanmanı istiyor
I know
Biliyorum 
I know
Biliyorum 

I know, the past will catch you up as you run faster
Biliyorum, ne kadar hızlı koşarsan koş geçmiş seni yakalayacak
I know, the last in line is always called a bastard
Biliyorum, sıranın sonundaki hep bir piç diye çağırılır
I know, the past will catch you up as you run faster
Biliyorum, ne kadar hızlı koşarsan koş geçmiş seni yakalayacak
I know
Biliyorum
I know
Biliyorum

I know, the past will catch you up as you run faster
Biliyorum, ne kadar hızlı koşarsan koş geçmiş seni yakalayacak
I know, the last in line is always called a bastard
Biliyorum, sıranın sonundaki hep bir piç diye çağırılır
I know, the past will catch you up as you run faster
Biliyorum, ne kadar hızlı koşarsan koş geçmiş seni yakalayacak
I know
Biliyorum
I know.
Biliyorum.
Read more

Ne-Yo - Champagne Life [ Türkçe Çeviri ]



Yes, it's was a beautiful day
Evet,güzel bir gündü 

It's gon' be a beautiful night
Güzel bir gece olacak

Break out the champagne, everybody get a glass
Şampanyayı çıkar,herkes bir bardak alsın

Let's start it off sexy, what do ya say?
Buna başlayalım seksi kız,ne dersin ?

And all the ladies say, uh-huh
Ve bütün hanımlar söylüyor,uh-huh

And all the ladies say, uh-huh
Ve bütün hanımlar söylüyor,uh-huh

I think I like that
Galiba bunu seviyorum

And all the ladies say, uh-huh
Ve bütün hanımlar söylüyor,uh-huh

Welcome to the champagne life
Where trouble is a bubble in the champagne glass

Kederin,şampanya bardağında bir gaz kabarcığı olduğu
Şampanya hayatına hoş geldiniz

Dreams and reality are one and the same
Hayaller ve gerçekler bir ve aynıdır

And we gon' do it like this
Ve biz bunu böyle yapacağız

Oh, got an addiction for life and this livin'
Oh,hayata ve bu yaşantıya bağımlılık kazandım

Like everyday's my birthday, know what I'm gettin'
Her gün doğum günümmüş gibi,neye başladığımı biliyorum

And reserved for top notch, that's where I'm sittin'
Ve 1.sınıf yer ayırttım,işte burası oturduğum yer

Me and my friends and found six Miss Independents
Ben,arkadaşlarım ve bulunan altı özgür,bekar bayan

And my attitude's so chill and so breezy
Ve benim tavrım çok soğuk ve umursamaz

In my designer suit, I make this look easy
Tasarımcı elbisem içinde,bu bakışı kolaylaştırıyorum

Sexy baby, don't you dare act like you don't see me
Seksi bebek,beni görmüyormuş gibi davranmaya cüret etme

Baby, I know you see me
Bebeğim,beni gördüğünü biliyorum

It's all about them fast car nights
Onların herşeyi geceleri hızlı arabalar

And them big boat days
Ve gündüzleri büyük teknelerdir

Livin' this champagne life, everything's okay
Bu şampanya hayatını yaşayarak,herşey yolunda

Let's toast it up, oh, let's toast it up, oh
Haydi tempoyu yükseltelim, oh tempoyu yükseltelim,oh

Said we play all night and we play all day
Bütün gece ve bütün gün oynarız dedim

Livin' this champagne life, everything's okay
Bu şampanya hayatını yaşayarak herşey yolunda

Let's toast it up, oh, baby let's toast it up
Tempoyu yükseltelim,oh bebeğim tempoyu yükseltelim

Oh, champagne life
Oh,şampanya hayatı

I got penthouse property on cloud nine
Büyük bir mutlulukla çatı katını mülk edindim

I got the sun jealous’cause the way I shine
Parlama şeklim yüzünden güneşi kıskandırdım

And reserved for top notch, that's how I do mine
Ve 1.sınıf yer ayırttım,işte bu benim işimi yapma tarzım

A nice meal and a good wine, definition of a good time
Güzel bir yemek ve iyi bir şarap,eğlenmenin tanımı bu

Livin' out my dreams, watchin' 'em come true
Rüyalarımı sonuna kadar yaşıyorum,doğru çıkmalarını izliyorum

And baby, I'm a boss, I don't know what they do
Ve bebeğim ben bir patronum,onların ne yaptıklarını bilmiyorum

And if you're down to ride, come on and I'll take you
Ve arabaya binmek için aşağı iniyorsan yaklaş ve seni götüreceğim

I know you want me to take you
Seni götürmemi istediğini biliyorum

To where it's all about them fast car nights
Geceleri hızlı arabalarla ve gündüzleri

And them big boat days
Büyük tekne ile ilgili olan yere

Livin' this champagne life, everything's okay
Bu şampanya hayatını yaşayarak herşey yolunda

Let's toast it up, oh, everybody let's toast it up, ooh
tempoyu yükseltelim,oh herkes !tempoyu yükseltelim ooh

Said could we play all night and we play all day
Bütün gece oynayabilir miyiz dedim ve bütün gün oynarız

Livin' this champagne life, everything's okay
Bu şampanya hayatını yaşayarak herşey yolunda

Let's toast it up, oh, baby, let's toast it up
Tempoyu yükseltelim,oh bebeğim tempoyu yükseltelim

Oh, oh, champagne life
Oh,oh şampanya hayatı

Hey, we don't even clap the same 
Hey,aynı şeyi bile alkışlamadık

when we livin' that champagne life
Bu şampanya hayatını yaşadığımız zaman

Sexier than a regular clap
Düzenli bir alkıştan daha çekici

Oh it's a party reserved for top notch
Oh 1.sınıf yer ayırtılmış bir parti bu

Let's bring it back
Hadi onu geri getirelim

Said it's all about them fast car nights
Dedim ki onların herşeyi geceleri hızlı arabalar

And them big boat days
Ve gündüzleri büyük tekneler

Livin' this champagne life, everything's okay
Bu şampanya hayatını yaşayarak herşey yolunda

So let's toast it up, oh, and everybody
Böyle hadi tempoyu artıralım,oh herkes

let's toast it up, ooh woo
hadi tempoyu artıralım,ooh woo

So, oh, oh, oh, could we play all night
Böyle,oh,oh,oh bütün gece oynayabilir miydik

And we play all day
Ve bütün gün oynarız

Livin' this champagne life, everything's okay
Bu şampanya hayatını yaşayarak herşey yolunda

Let's toast it up, oh, baby, let's toast it up
Hadi tempoyu artıralım,oh bebeğim tempoyu artıralım

Oh, champagne life
Oh, şampanya hayatı
Read more

Robbie Williams - Candy [ Türkçe Çeviri ]


I was there to witness orada tanık oldum Candice's inner princess Candice'in içindeki prensese She wants the boys to notice her o erkeklerin onu fark etmesini istiyor And bow to her poses ve pozlarına selam vermelerini She was educated o eğitimliydi Although I could not undertstand anlayamama rağmen How she's got lots of different voices onun nasıl bir sürü farklı erkek için For lots of different men bir sürü farklı sese sahip olduğunu And I say ve derim ki Liberate your sons and daughters kız ve erkek çocuklarınızı özgür bırakın The bush is high çalılık yüksek But in the hole there's water ama delikte su var You can get some when they give it onlar verdiklerinde biraz alabilirsiniz If not then take it there's no limit eğer öyle değilse alın gitsin sınır yok Hey ho here she goes hey ho işte o gidiyor Either a little too high or a little too low hem biraz yüksek hem biraz alçak And don't stop to see my vertigo ve baş dönmemi görmek için durma She thinks she's made of candy o şekerden yapılma olduğunu düşünüyor Hey ho here she goes hey ho işte o gidiyor Either a little too loud or a little too low hem biraz yüksek hem biraz alçak She's a hurricane from the very first go o ilk gidecek olandan bir fırtına She thinks she's made of candy o şekerden yapılma olduğunu düşünüyor Ring a ring of roses yüzük güllerden bir yüzük Whoever gets the closest en yakına kim yaklaşırsa She comes and she goes o geliyor ve gidiyor As the war of the roses savaş gülleri gibi Mother was a victim anne bir kurbandı Father beat the system baba sistemi yendi By moving bricks to Brixton tuğlaları Brixton!a taşıyarak And learning how to fix them ve onları nasıl onaracağını öğrenerek Liberate your sons and daughters oğullarınızı ve kızlarınızı özgür bırakın The bush is high çalılık yüksek But in the hole there's water ama çukurda su var As you win kazanırken She'll bring the hole no luck o çukura şans getirmeyecek And if it don't feel good ve eğer bu iyi gelmezse What are you doing this for bunu ne için yapıyorsun Liberate your sons and daughters oğullarınızı ve kızlarınızı özgür bırakın The bush is high çalılık yüksek But in the hole there's water ama çukurda su var As you win kazanırken She'll bring the hole no luck o çukura şans getirmeyecek And if it don't feel good ve eğer bu iyi gelmezse What are you doing this for bunu ne için yapıyorsun What are you doing this for bunu ne için yapıyorsun What are you doing this for bunu ne için yapıyorsun
Read more

David Guetta - She Wolf (Falling To Pieces) ft. Sia [ Türkçe Çeviri ]


She Wolf
A shot in the dark
A past, lost in space
And where do I start
The past, and the chase
You want to be gone
Like a wolf, a predator
I feel like a deer in the light
Your love be in that frozen time
Hungry for that flesh of mine
But I can`t compete with the she wolf, who has brought me to my knees
What do you see in those yellow eyes
Cause i`m falling to pieces
I`m falling to pieces
I`m falling to pieces
I`m falling to pieces
Falling to pieces
Your love be in that frozen time
Hungry for that flesh of mine
But I can`t compete with the she wolf, who has brought me to my knees
What do you see in those yellow eyes
Cause i`m falling to pieces
I`m falling to pieces
I`m falling to pieces
I`m falling to pieces
Falling to pieces

Dişi Kurt
Karanlıkta bir ateş
Bir geçmiş,boşlukta kaybolan
Ve nerede başlasam
Geçmiş,ve kovalamaca
Gitmiş olmayı isterdin
Bir kurt gibi,yırtıcı
Işıkta ki bir geyik gibi hissediyorum
Aşkın o donmuş zamanda
Benim etime aç
Ama beni dizlerimin üzerine getiren dişi kurtla savaşamam
Bu sarı gözlerde ne görüyorsun?
Çünkü ben parçalara ayrılıyorum
Ben parçalara ayrılıyorum
Ben parçalara ayrılıyorum
Ben parçalara ayrılıyorum
Parçalara ayrılıyorum
Aşkın o donmuş zamanda
Benim etime aç
Ama beni dizlerimin üzerine getiren dişi kurtla savaşamam
Bu sarı gözlerde ne görüyorsun?
Çünkü ben parçalara ayrılıyorum
Ben parçalara ayrılıyorum
Ben parçalara ayrılıyorum
Ben parçalara ayrılıyorum
Parçalara ayrılıyorum
Read more

Taylor Swift - I Knew You Were Trouble [ Türkçe Çeviri ]



Once upon time
- Bir zamanlar
A few mistakes ago
- Birkaç hata önce
I was in your sights
- Senin görüş alanındaydım
You got me alone
- Beni tek başıma yakaladın
You found me
- Beni buldun
You found me
- Beni buldun
You bound me
- Beni bağladın

I guess you didn't care
- Sanırım sen umursamadın
And I guess I liked that
- Ve sanırım bunu sevdim
And when I fell hard
- Ve ben sana aşık olduğumda
You took a step back
- Adımını geri çektin
Without me, without me, without me
- Bensiz, bensiz, bensiz

And he's long gone
- Ve o benim yanımda değildi aslında
When he's next to me
- Benim yanımdayken
And I realize the blame is on me
- Ve anladım ki suç bende

Cause I knew you were trouble when you walked in
- Çünkü senin sorun olduğunu ilk geldiğinde anlamıştım.
So shame on me now
- O yüzden utanmalıyım şuanda
Flew me to places i'd never been
- Hiç bulunmadığım yerlere uçurdun beni
So you put me down oh
- O yüzden beni üzen sendin.
I knew you were trouble when you walked in
- Senin sorun olduğunu ilk geldiğinde anlamıştım
So shame on me now
- O yüzden utanmalıyım şuanda
Flew me to places i'd never been
- Hiç bulunmadığım yerlere uçurdun beni
Now i'm lying on the cold hard ground
- Şimdi soğuk sert yerde yatıyorum
Oh, oh, trouble, trouble, trouble
- Oh, oh, sorun, sorun, sorun
Oh, oh, trouble, trouble, trouble
- Oh, oh, sorun, sorun, sorun

No apologies
- Hiç özür dilenmeyecek,
He'll never see you cry
- Seni ağlarken hiç görmeyecek
Pretend he doesn't know
- Bilmiyormuş gibi davranacak,
That he's the reason why
- İşte senin boğuluyor, boğuluyor, boğuluyor 
You're drowning, you're drowning, you're drowning
- Olmanın sebebi o.

And I heard you moved on
- Ve beni unuttuğunu duydum,
From whispers on the street
- Caddelerdeki fısıltıdan.
A new notch in your belt
- Senin hayatındaki küçük bir kaç sorun
Is all I'll ever be
- Olabileceğim tek şeydi,
And now I see, now I see, now I see
- Ve şimdi görüyorumki, görüyorumki, görüyorumki
He was long gone
- O uzun zamandır kayıptı
When he met me
- Benimle tanıştığında,
And I realize the joke is on me
- Ve anladımki gülünecek durumda olan benim.

Cause I knew you were trouble when you walked in
- Çünkü senin sorun olduğunu ilk geldiğinde anlamıştım.
So shame on me now
- O yüzden utanmalıyım şuanda
Flew me to places i'd never been
- Hiç bulunmadığım yerlere uçurdun beni
So you put me down oh
- O yüzden beni üzen sendin.
I knew you were trouble when you walked in
- Senin sorun olduğunu ilk geldiğinde anlamıştım
So shame on me now
- O yüzden utanmalıyım şuanda
Flew me to places i'd never been
- Hiç bulunmadığım yerlere uçurdun beni
Now i'm lying on the cold hard ground
- Şimdi soğuk sert yerde yatıyorum
Oh, oh, trouble, trouble, trouble
- Oh, oh, sorun, sorun, sorun
Oh, oh, trouble, trouble, trouble
- Oh, oh, sorun, sorun, sorun

When your saddest fear comes creeping in
- Beni hiç sevmediğin, veya onu, veya birini, veya birşeyi,
That you never loved me or her or anyone or anything
- Korkusu yavaşça aklına geldiğinde,
Yeah
- Evet.

I knew you were trouble when you walked in
- Senin sorun olduğunu ilk geldiğinde anlamıştım.
So shame on me now
- O yüzden utanmalıyım şuanda
Flew me to places i'd never been
- Hiç bulunmadığım yerlere uçurdun beni
So you put me down oh
- O yüzden beni üzen sendin.
I knew you were trouble when you walked in
- Senin sorun olduğunu ilk geldiğinde anlamıştım
So shame on me now
- O yüzden utanmalıyım şuanda
Flew me to places i'd never been
- Hiç bulunmadığım yerlere uçurdun beni
Now i'm lying on the cold hard ground
- Şimdi soğuk sert yerde yatıyorum
Oh, oh, trouble, trouble, trouble
- Oh, oh, sorun, sorun, sorun
Oh, oh, trouble, trouble, trouble
- Oh, oh, sorun, sorun, sorun

I knew you were trouble when you walked in
- Senin sorun olduğunu ilk geldiğinde anlamıştım
Trouble, trouble, trouble
- Sorun, sorun, sorun
I knew you were trouble when you walked in
- Senin sorun olduğunu ilk geldiğinde anlamıştım
Trouble, trouble, trouble!
- Sorun, sorun, sorun
Read more

fun. - Some Nights [ Türkçe Çeviri ]



Some nights, I stay up cashing in my bad luck
- Bazı geceler, talihsizlikleri saymak için uyanık kalıyorum
Some nights, I call it a draw
um
Some nights, I wish that my l
- Bazı geceler, berabere diyo
rips could build a castle
klarım kale yapabilseydi diyorum,
Some nights, I wish they'
- Bazı geceler, keşke dud
ad just fall off
- Bazı gecelerse, keşke yıkılsalardı diyorum.

 hala hayaletini görüyorum,
Oh Lord, I'm st
But I still wake up, I still see your ghost
- Ama hala uyanığım
,ill not sure what I stand for oh
- Oh Tanrım, hala ne için direniyorum bilmiyorum,
?
Most nights, I don't know anymore...
What do I stand for? What do I stand for?
- Ne için direniyorum? Ne için direniyoru
mBazı geceler, hiç bilmiyorum.
Oh woah, oh woah, oh woah oh oh
Oh woah, oh woah, oh woah oh oh

Ne için bekliyoruz?
Why don't we break the rules already
This is it, boys, this is war - what are we waiting for?
- Bu kadarı yeter, çocuklar, bu savaş.
 ?
- Neden daha kuralları bozmadık?
I was never one to believe the hype - save that for the black and white
 half as liked, but here they come again to jack my style
- Daha da çok deniyoru
- Aldatıcı şeylere inanan biri hiç olmadım, bunu siyah ve beyaz için saklıyorum,
I try twice as hard and I'
mm ve sadece bir yarım beğenildi  ama işte yine stilimi yüceltmek için geliyorlar.

And that's alright; I found a martyr in my bed tonight
m kim olduğumu düşünmekten alıkoyuyor,
Oh, who am I?
- Ve önemi yok, bu gece yatağımda bir kurban buldum,
She stops my bones from wondering just who I am, who I am, who I am
- Kemiklerimi ben
i mmm... mmm...
- Oh, ben kimim?

Well, some nights, I wish that this all would end
- Bazı geceler, keşke her şey bitseydi diyorum,
Cause I could use some friends for a change
hts, I always win, I always win...
- Bazı geceler, hep ben kaz
- Çünkü bazı arkadaşlarımı bir değişiklik için kullanabilirdim
And some nights, I'm scared you'll forget me again
- Ve bazı geceler, beni tekrar unutmandan korkuyorum,
Some ni
ganırım, hep ben kazanırım.

But I still wake up, I still see your ghost
- Ama hala uyanığım, hala hayaletini görüyorum,
Oh Lord, I'm still not sure what I stand for oh
- Oh Tanrım, hala ne için direniyorum bilmiyorum,
için mi ruhumu sattım?
Washed my hands of
What do I stand for? What do I stand for?
- Ne için direniyorum? Ne için direniyorum?
Most nights, I don't know anymore...
- Bazı geceler, hiç bilmiyorum.

So this is it? I sold my soul for this?
- Yani bu muydu? Bunun
  that for this?
- Ellerimi bunun için mi yıkadım?
I miss my mom and dad for this?
- Babamı ve annemi bunun için mi özlüyorum?

(Come on)

No. When I see stars, when I see, when I see stars, that's all they are
di ama

Well, that is it guys, that is all - five minutes in and I'm bored again
- Ev
- Hayır. Yıldızları gördüğümde, gördüğümde, olabilecekleri en fazla şey bu kadardır, 
When I hear songs, they sound like this one, so come on
- Ve şarkılar duyduğumda, onlar bunun gibi ses çıkarıyor, o yüzden h
aet, işte bu kadar çocuklar, hepsi bu, beş dakikada ve ben yeniden sıkıldım
Ten years of this, I'm not sure if anybody understands
- Bunun on yılı, birinin anlayacağından emin değilim
This one is not for the folks at home; Sorry to leave, mom, I had to go
 Kardeşim için üzülüyorum ve onun aşk dediği düzmeceye,
When I look into my n
- Bu evdeki insanlar için değil, gittiğim için üzgünüm, anne, gitmem gerekti.
Who the fuck wants to die alone all dried up in the desert sun?
- Çöl güneşinde kuruyup ölmeyi kim isterki?

My heart is breaking for my sister and the con that she call "love"

-ephew's eyes...
- Ama yeğenimin gözlerine baktığımda
Man, you wouldn't believe the most amazing things that can come from...
- Dostum, en inanılmaz şeylerin bazı korkunç
Some terrible lies...ahhh...
- Yalanlardan gelebileceğine inanmazdın.

Oh woah, oh woah, oh woah, oh oh
Oh woah, oh woah, oh woah, oh oh

distance... oh...
- Aramıza mesafe koymamız en iyisi
It's for the best you 
The other night, you wouldn't believe the dream I just had about you and me
- Diğer gece, sen ve benim hakkımda olan rüyaya inanmazdın,
I called you up, but we'd both agree
- Seni hatırladım, ama ikimizde kabul ediyorduk
It's for the best you didn't listen
- Dinlememen en iyisi,
It's for the best we get our
 didn't listen
- Dinlememen en iyisi,
It's for the best we get our distance... oh...
- Aramıza mesafe koymamız en iyisi


Read more