HAZIRLIK:
1. Şiir
denilince aklımıza kafiye, redif, ölçü, ahenk, ritim, imge(imaj), duygu
yoğunluğu, tema gibi özellikler gelmektedir.
2.Dostluk konulu bir
paragraf yazınız.
SAYFA
97
1-)Baran-ı Bahar ve Sarı Gül
metinlerinin daha önceki dönemlerde örnekleri yoktur.Çünkü bu metinler mensur
şiirdir.Mensur şiirde edebiyatımıza Fransa'da Rimbad ve Baudlaire'in
örneklerini verdiği "Prose Poetigurlerden" gelmiştir.Servet-i Fünun döneminde
Halit Ziya kullanmıştır.
EK BİLGİ:
Sanatlı düz yazı anlamına gelen mensur şiirlerin kaynağı Fransa'dır.Mensur şiir 19.yüzyılda Fransa'da ortaya çıkıp oradan da Türk edebiyatına geçen bir türdür.Bu tür edebiyatımıza Tanzimat döneminden sonra Fransız edebiyatından yapılan şiir çevirileriyle girmiştir.Bu süreç Şinasi ile başlamış Recaizade'nin katkılarıyla devam edtmiştir.EDEBİYATIMIZDAKİ BATILI ANLAMDA MENSUR ŞİİRİN İLK TEMSİLCİSİ HALİT ZİYA UŞAKLIGİL'DİR.Servet-i Fünun sanatçılarının mensur şiirleri de dönemin şiirleri gibi aşırı duygusallıklarını, alınganlıklarını ve karamsarlıklarını yansıtır.Halit Zİya bu türde iki eser vermiştir:
Mensur Şiirler: Bu eser, 47 mensur şiirden oluşur ve her birinin konusuna göre adı bulunmaktadır.
Mezardan Sesler: 12 mensur şiirden oluşur.H.Ziya Uşaklıgil'in ölen annesi için yazdığı şiirlerden oluşan bu eser, Makber'i anımsatır.
EK BİLGİ:
Sanatlı düz yazı anlamına gelen mensur şiirlerin kaynağı Fransa'dır.Mensur şiir 19.yüzyılda Fransa'da ortaya çıkıp oradan da Türk edebiyatına geçen bir türdür.Bu tür edebiyatımıza Tanzimat döneminden sonra Fransız edebiyatından yapılan şiir çevirileriyle girmiştir.Bu süreç Şinasi ile başlamış Recaizade'nin katkılarıyla devam edtmiştir.EDEBİYATIMIZDAKİ BATILI ANLAMDA MENSUR ŞİİRİN İLK TEMSİLCİSİ HALİT ZİYA UŞAKLIGİL'DİR.Servet-i Fünun sanatçılarının mensur şiirleri de dönemin şiirleri gibi aşırı duygusallıklarını, alınganlıklarını ve karamsarlıklarını yansıtır.Halit Zİya bu türde iki eser vermiştir:
Mensur Şiirler: Bu eser, 47 mensur şiirden oluşur ve her birinin konusuna göre adı bulunmaktadır.
Mezardan Sesler: 12 mensur şiirden oluşur.H.Ziya Uşaklıgil'in ölen annesi için yazdığı şiirlerden oluşan bu eser, Makber'i anımsatır.
1.Etkinlik
Her ikiside nesir cümleleriyle yazılmış.Ses ,söyleyiş bakımından şiirden farkı yoktur.Kafiyeleri yoktur.Mensur şiir nesir cümleleriyle yazılmış şiirdir.Düz yazılarda düşünce esas alınır.Sanatlardan kaçınılır.Düşünce en iyi şekilde açıklamaya çalışılır.Ancak mensur şiirde duygu esastır.Duygular şairane bir söyleyişle ele alınmaya çalışılır.Bu bağlamda mensur şir ses,söyleyiş,tema bakımlarından şiirden farklı değildir ve bu nitelikleriyle düz yazıdan ayrılır.Ancak mensur şiirde şiirdeki vezin,kafiye gibi şekle ait önceden belirlenmiş sınırlayıcı öğeler de bulunmaz.
Her ikiside nesir cümleleriyle yazılmış.Ses ,söyleyiş bakımından şiirden farkı yoktur.Kafiyeleri yoktur.Mensur şiir nesir cümleleriyle yazılmış şiirdir.Düz yazılarda düşünce esas alınır.Sanatlardan kaçınılır.Düşünce en iyi şekilde açıklamaya çalışılır.Ancak mensur şiirde duygu esastır.Duygular şairane bir söyleyişle ele alınmaya çalışılır.Bu bağlamda mensur şir ses,söyleyiş,tema bakımlarından şiirden farklı değildir ve bu nitelikleriyle düz yazıdan ayrılır.Ancak mensur şiirde şiirdeki vezin,kafiye gibi şekle ait önceden belirlenmiş sınırlayıcı öğeler de bulunmaz.
3.Baran-ı Bahar
metninin teması "bahar"
"Sarı Gül" metninin aşktır.
ANLAMA-YORUMLAMA
1. Cemil Meriç in yazısı mensur şiirdir.Sabiha Sertel'in yazısı düz yazıdır.Süleyman Nazif'e ait olan metin ise şiirdir.
2.mensur şiir-şiir karşılaştırması
BENZERLİKLERİ
Ses, söyleyiş ve tema bakımından benzerlik vardır.
Farklılıkları:
"Sarı Gül" metninin aşktır.
4-) Verilen metinlerde ahenk kullanılan ekler
ve benzer seslerle sağlanmış, şair ifade etmek istediklerini şiir kurallarına
bağlı kalmadan daha rahat ve açık şekilde ifade etmiştir.
5-a) Baran-ı
Bahar şiirinde bahar motifi yeniden canlanmanın ve şiirin kaynağı olarak
kullanılmıştır.
Sarı
Gül metnindeki gül motifi ise aşkın ve sevgilinin saçlarının sembolüdür.
b) Bahar ve gül motifi günümüzde de aynı
anlamı karşılamaktadır.
6-)Mensur şiirin Türk şiir geleneği içinde örneği
yoktur.Çünkü Fransa'dan edebiyatımıza girmiştir.Bu yüzden Türk şiiri geleneği
içinde değerlendirilemez.
7. Şiiirler hakkındaki kendi düşüncelerinizi
belirtiniz.
8.HALİT ZİYA UŞAKLIGİL'İN EDEBİ
KİŞİLİĞİ
- Türk edebiyatında Batılı anlamda ilk romanları yazan sanatçı olarak kabul edilir.
- Servet-i Fünun döneminde roman ve hikâye türünün en önemli ismidir.
- Eserlerinde realizm akımının etkisi görülür. En ünlü öykülerinden biri olan Kar Yağarken öyküsünde anlattığı 'realizm' bunun bir örneğidir.
- Dili süslü, sanatlı ve ağırdır. Ancak yine de dili başarıyla kullanır. Alışılmıştan farklı bir cümle düzeni vardır.
- Romanlarında aydın kişileri anlatır. Romanları, cumhuriyet dönemimde sadeleştirilebilmiştir
- "Mai ve Siyah" romanındaki Ahmet Cemil karakteri Servet-i Fünun sanatçısını temsil eder.
- Ruh tahlillerine önem verir. Kahramanları yaşadıkları çevreye uygun olarak anlatır.
- Romanlarında yalnız İstanbul'u anlatan sanatçı, hikâyelerinde Anadolu ve köy hayatına, kasabalardaki yaşayışa yer vererek İstanbul dışına çıkmıştır.
- Atatürk'ün eşi Latife Uşşaki'nin amcasıdır...
ROMAN:
Nemide (1889)
Bir Ölünün Defteri (1890)
Ferdi ve Şürekası (1894-1985)
MAİ VE SİYAH (AYRINTILI TAHLİLİ) (1895-1988)
Aşk-ı Memnu (1925-1987)
Kırık Hayatlar(1924-1989)
Sefile (1886)
Nemide (1889)
Bir Ölünün Defteri (1890)
Ferdi ve Şürekası (1894-1985)
MAİ VE SİYAH (AYRINTILI TAHLİLİ) (1895-1988)
Aşk-ı Memnu (1925-1987)
Kırık Hayatlar(1924-1989)
Sefile (1886)
ÖYKÜ:
Bir İzdivacın Tarih-i Muâşakası (1889)
Bir Muhtıranın Son Yaprakları (1889)
Küçük Fıkralar (3 Cilt) (1896)
Bir Yazın Tarihi (1898-1988)
Solgun Demet (1901)
Sepette Bulunmuş (1920)
Bir Hikâye-i Sevda (1922-1987)
Hepsinden Acı (1934-1984)
Onu Beklerken (1935-1940)
Aşka Dair (1935-1986)
İhtiyar Dost (1939)
Kadın Pençesi (1039-1987)
İzmir Hikâyeleri (1950)
Bir İzdivacın Tarih-i Muâşakası (1889)
Bir Muhtıranın Son Yaprakları (1889)
Küçük Fıkralar (3 Cilt) (1896)
Bir Yazın Tarihi (1898-1988)
Solgun Demet (1901)
Sepette Bulunmuş (1920)
Bir Hikâye-i Sevda (1922-1987)
Hepsinden Acı (1934-1984)
Onu Beklerken (1935-1940)
Aşka Dair (1935-1986)
İhtiyar Dost (1939)
Kadın Pençesi (1039-1987)
İzmir Hikâyeleri (1950)
ANILAR:
Kırk Yıl (1936-1969)
Bir Acı Hikaye (1942)
Saray ve Ötesi (1942-1981)
Kırk Yıl (1936-1969)
Bir Acı Hikaye (1942)
Saray ve Ötesi (1942-1981)
DENEME:
Fransız Edebiyatının Numune ve Tarihi (1885)
Hikaye ve Temaşa (1889)
Yunan Edebiyatı (1912)
Latin Edebiyatı (1912)
Alman Tarihi Edebiyatı (1912)
Fransız Tarihi Edebiyatı (1912)
Sanata Dair (1938-1955)
Fransız Edebiyatının Numune ve Tarihi (1885)
Hikaye ve Temaşa (1889)
Yunan Edebiyatı (1912)
Latin Edebiyatı (1912)
Alman Tarihi Edebiyatı (1912)
Fransız Tarihi Edebiyatı (1912)
Sanata Dair (1938-1955)
OYUN:
Kabus (1959)b-)Her ikisi şiirde de bireysel temalar
işlendiği için yazarların psikolojilerini yansıtmaktadır.Bu yüzden mensur
şiirlerle şairleri arasında ilişki vardır.
ANLAMA-YORUMLAMA
1. Cemil Meriç in yazısı mensur şiirdir.Sabiha Sertel'in yazısı düz yazıdır.Süleyman Nazif'e ait olan metin ise şiirdir.
2.mensur şiir-şiir karşılaştırması
BENZERLİKLERİ
Ses, söyleyiş ve tema bakımından benzerlik vardır.
Farklılıkları:
Mensur
şiirde ölçü,kafiye, dize yoktur.Şiirde kendine has bir dil vardır.İmge
çağrışım,Sanat hayal ve müzikalite şiirde daha yoğundur.
Mensur
şiir düz yazı yapısına sahiptir.
Mensur
şiirde ölçü, kafiye,redif gibi sınırlayıcı ögeler yoktur.
Mensur
şiirde sanatçı duygularını daha kolay ve rahat ifade
edebilir.
MENSUR ŞİİR ÖRNEĞİ:
Erenlerin Bağından (Mensur Şiir Örneği)
Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefasız. Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş? Geceler günleri, günler geceleri kovalıyor; cefalar cefaları kolluyor. Saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Kadere boyun eğmek güç, isyan tehlikeli, felek hiç acımayacak mı? Heyhat, aziz dost, onu döndüren kara bahtın kasırgası...
"Bahçeler bozuldu, yuvalar dağıldı, yollar silindi, cihan viran oldu." Yaşlı gönül şimdi böyle diyor; her şeyi kendine eş görüyor. Bu da yanlış duygulardan biri... Cihan ne vakit bayındır idi? Bahçelerde ne vakit güller açtı? Ne vakit yuvalarda bülbüller öttü? Yollardan ne vakit yârlar geldi? Umduk, bekledik, düşündük. Hangi şey umduğumuza uygun düştü? Gördüğümüz düşündüğümüze benzedi mi? Gelenler beklediğimize değdi mi? O mutlu ve yüce saat hangi saatti ki, içinde iken "Geçme! Dur!" diye haykırdık? Hiçbiri, aziz dost, hiçbiri! Belki hepsini geçsin gitsin diye bekliyorduk; çünkü onlar birbirin¬den çirkin, birbirinden yararsız saatlerdi. Kimi bir damla gözyaşıyla, kimi tek bir "Eyvah!" ile kimi bir esnemeyle, kimi yalnız susmayla dolup gitti. Onlar birer birer yeniden gelsin ister misin? Hayır, hayır, hayır; değil mi?
Şimdi kalbimiz boş, başımız doludur. Ağzımızda zehir, gözlerimizde ateş var; tatsız bir içki sersemliği içindeyiz. Ve artık yolun ortasını geçtik ve saçlarımızda aklar akları ve alnımızda çizgiler çizgileri do¬ğuruyor. Ve ellerimiz, dizlerimiz titriyor ve önümüzdeki ufuklardan yok olma havası esiyor. Söyle, gençliğini ne yaptın? Söyle, gençliğimi ne yaptım?
Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU
EK TABLO:
MENSUR ŞİİR ÖRNEĞİ:
Erenlerin Bağından (Mensur Şiir Örneği)
Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefasız. Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş? Geceler günleri, günler geceleri kovalıyor; cefalar cefaları kolluyor. Saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Kadere boyun eğmek güç, isyan tehlikeli, felek hiç acımayacak mı? Heyhat, aziz dost, onu döndüren kara bahtın kasırgası...
"Bahçeler bozuldu, yuvalar dağıldı, yollar silindi, cihan viran oldu." Yaşlı gönül şimdi böyle diyor; her şeyi kendine eş görüyor. Bu da yanlış duygulardan biri... Cihan ne vakit bayındır idi? Bahçelerde ne vakit güller açtı? Ne vakit yuvalarda bülbüller öttü? Yollardan ne vakit yârlar geldi? Umduk, bekledik, düşündük. Hangi şey umduğumuza uygun düştü? Gördüğümüz düşündüğümüze benzedi mi? Gelenler beklediğimize değdi mi? O mutlu ve yüce saat hangi saatti ki, içinde iken "Geçme! Dur!" diye haykırdık? Hiçbiri, aziz dost, hiçbiri! Belki hepsini geçsin gitsin diye bekliyorduk; çünkü onlar birbirin¬den çirkin, birbirinden yararsız saatlerdi. Kimi bir damla gözyaşıyla, kimi tek bir "Eyvah!" ile kimi bir esnemeyle, kimi yalnız susmayla dolup gitti. Onlar birer birer yeniden gelsin ister misin? Hayır, hayır, hayır; değil mi?
Şimdi kalbimiz boş, başımız doludur. Ağzımızda zehir, gözlerimizde ateş var; tatsız bir içki sersemliği içindeyiz. Ve artık yolun ortasını geçtik ve saçlarımızda aklar akları ve alnımızda çizgiler çizgileri do¬ğuruyor. Ve ellerimiz, dizlerimiz titriyor ve önümüzdeki ufuklardan yok olma havası esiyor. Söyle, gençliğini ne yaptın? Söyle, gençliğimi ne yaptım?
Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU
EK TABLO:
şiir
|
Mensur
şiir
|
Düz
yazı
|
§ Dize, beyit,
bend gibi nazım birimlerinden oluşur.
§ Ölçü, kafiye,
redif gibi sınırlayıcı ögeler kullanılır.
§ Farklı nazım
biçimleri kullanılır.
|
§ Temel birimi
cümledir
§ Ölçü, kafiye,
redif gibi sınırlayıcı ögeler kullanılmaz.
§ Sanatçının
duygularını daha rahat ifade ettiği düzyazı yapısı kullanılır.
§ Mensur şiirin
düzyazıdan farkı ise iç ahenge ve şiirselliğe sahip olmasıdır.Mensur şiir ses,
tema ve söyleyiş bakımından şiire benzer ve şairane bir söyleyişe
sahiptir.
|
§ Temel birimi
cümledir
§ Ölçü, kafiye,
redif gibi sınırlayıcı ögeler kullanılmaz.
§ Sanatçının
duygularını daha rahat ifade ettiği düzyazı yapısı kullanılır.
§ Düz yazıda
şairane bir söyleyiş yoktur ve düşünce esas
alınır.
|
sayfa 99
ölçme değerlendirme
1-) Y-D-D
2-)Fransız ... Servet-i Fünun
3-) A
4-) Düz yazıya ögü olup mensur şiirde kullanılan özellikler düz yazının yapısıdır.
ölçme değerlendirme
1-) Y-D-D
2-)Fransız ... Servet-i Fünun
3-) A
4-) Düz yazıya ögü olup mensur şiirde kullanılan özellikler düz yazının yapısıdır.
Bu yazının tamamı http://www.edebiyatfatihi.net/ sitesinden alınmıştır. Kaynak siteyi mutlaka ziyaret edin
0 Yorumlarınız