Kanser, üzücü bir hastalık. Adı ne olursa olsun, hangi organı ilgilendirirse ilgilendirsin herkesi telaşlandırır ve ürkütür.
Kanser teşhisi konanların aklında “Neden ben?”, “Ne yaptım da bu hastalığa yakalandım, acaba yanlış bir şeyler yemiş-içmiş olabilir miyim?" gibi bazı ortak sorular hep vardır.
Kısa bir süre sonra şu sorular da gündeme gelir: “Ne yemeliyim ki kanserle daha kolay mücadele edebileyim, hatta kanseri yenebileyim?” Diğer bir soru da şudur: “Neleri yiyip içersem yanlış yaparım, mesela kanseri de beslemiş olabilirim? Hangi yiyecekler kanseri azdırabilir?”…
Neticede, hastalar kanser-beslenme konusunda sağa sola sorarak, doktorlar, diyetisyenler veya eş dostla konuşarak araştırmalar yapmaya, neleri yemeleri ya da yememeleri konusunu öğrenmeye çalışırlar. Haklılar, çünkü çoğu kanser beslenme ile bir şekilde ilişkilidir. Ayrıca “kanser-beslenme” konusunda yapılmış yüzlerce araştırma ve sonsuz bir bilgi birikimine ve bir o kadar da kulaktan dolma, yalan yanlış fikre (!) sahibiz.
Kısacası, kanser-beslenme konusunda kocaman bir kitap bile yazılabilir. Aslında yazılsa da iyi olur. Böyle bir kitaba ciddi şekilde ihtiyaç da var. Hastaların da, yakınlarının da (hatta doktorların da) kafaları bu konuda fena halde karışık. Öyle ki bazen geleneksel tıp başka, beslenme uzmanları başka, kanser hastalarını tedavi eden onkologlar başka şeyler söyleyebiliyor ve bu durum çaresizlik içinde kıvranan hastaların da ailelerinin de canını fena halde sıkıyor.
KONU NEDEN GÜNDEMDE
Ülkemizde (özellikle bazı bölgelerimizde), bazı kanserlerin daha sık görüldüğü düşüncesine ben de katılıyorum. Ama bunu şimdilik “kanser patlaması” gibi görmemek lazım. Aslında bütün dünyada kanser hastalarının sayısında beklenenden daha hızlı bir artış var.
Ülkemizdeki artışsa dünya ortalamasının birazcık üstünde. Artış en çok da akciğer kanserinde görülüyor, nedeni ise aşırı sigara tüketimi. Ne iyi ki Sağlık Bakanlığımız, yürüttüğü ulusal kampanyayla sigara tüketiminde ciddi bir azalma sağlayabildi.
Kanser hastalarının artışında beslenme konusundaki hatalarımızın da etkisi var. Özellikle çevresel kirlenmenin de neticesi olarak yiyip-içtiklerimize karışan kanserojenler bu konuda son derece önemli bir tehdit haline geliyor. Suyumuz, havamız, toprağımız dolayısıyla yiyip içtiğimiz her şey hızla kirleniyor. Besin kirlenmesi ve beslenme hataları artıkça da kanser vakaları çoğalıyor.
Kanser-beslenme konusunda anlaşılabilir ve uygulanabilir fikirleri olan beslenme uzmanlarının ve doktor meslektaşlarımın fikir ve katkılarını bekliyorum. Bana ulaştırdıkları bilgileri, arzu ederlerse kendilerini de kaynak göstererek yayınlamaya hazırım. Şimdilik bu konuda verebileceğim en kısa listeyi ise yandaki kutuda bulabilirsiniz.
Kanser hastaları neleri yemesin?
Kanser teşhisi konulan birinin prensip olarak aşağıda yazılı yiyeceklerden uzak durmasında yarar var. Bunların bazılarına (beyaz şeker) tam bir yasak koymalı, hastalar onlara mümkünse elini dahi sürmemeli. Bazılarını (ekmek) yiyebilirler ama ölçülü, abartmaya kaçmadan tüketmeliler. Listeyi daha da uzatabiliriz ama bu haliyle bile oldukça uzun zaten…
* Şeker ve şeker içeren -şeker eklenmiş- yiyecekler
* Her türlü şeker eklenmiş meyve suları ve diğer tatlı içecekler (meşrubatlar, kolalar, gazozlar)
* Fazla miktarda taze meyve suyu
* Her türlü ekmek, özellikle beyaz ekmek, pastane ürünü gıdalar, fırın mamulleri
* Her türlü fastfood besin, özellikle kızartılmış olanlar (tostlar ve sandviçler dahil)
* Ambalajlı her türlü beyaz un, şeker ve/veya yağ içeren ürün: Kraker, cips, bisküvi, galeta, grisini ve benzerleri
* Mısır gevreği, patates kızartması dahil her türlü kızartma, her türlü çikolata (bitter çikolatalar dahil)
* Her türlü makarna, kurabiye, börek, çörek, açma, poğaça
* İşlenmiş et ürünleri, özellikle de sosis, sucuk ve salam
* Tütsülenmiş et ürünleri, füme balıklar
* Krema, şanti, süttozu eklenmiş her türlü besin
* Reçeller, şuruplar (diyet ürünü olup olmaları fark etmiyor)
* Her türlü tatlandırıcı
* Hazır çorbalar
* Alkol
* Bal, pekmez, meyve şurupları
Not: Bu listeyi daha da uzatmak mümkün ama liste sadece genel bir fikir vermek üzere hazırlanmıştır. Daha detaylı ve doğru bilgi için lütfen sizi tedavi eden doktorunuzla görüşün.
0 Yorumlarınız