Ünite Sonu Ölçme ve Değerlendirme
A. Aşağıdaki metni okuyunuz ve metinle
ilgili soruları cevaplayınız.
1. Yukarıdaki metinde hangi anlatım türlerinden
yararlanılmıştır?
CEVAP:
Öyküleyici, betimleyici ve mizahi anlatım
türlerinden yararlanılmıştır.
2. Metindeki altı çizili kelimelerin türlerini defterinize yazınız. (DİKKAT:
Kitaptaki soru bu şekilde düzeltilecek ve aşağıda incelenen kelimelerin altları
metin üzerinde çizilecektir.)
CEVAP:
-den beri: edat
İlk: niteleme sıfatı
Kayarak: zarf-fiil
Beni: şahıs zamiri
Ağlatmaya: isim-fiil
Boşa: durum zarfı
Alaylı:
niteleme sıfatı
Ki: bağlaç
Koşup: zarf-fiil
Ne: soru zamiri
-a rağmen: edat
Oldukça: miktar zarfı
Rekorumdu: isim
Yalnız:
edat
Nasıl: soru zarfı
Kendimi:dönüşlülük zamiri
Bulmuşum:
fiil
Elindeki: işaret sıfatı
Rastgele: durum zarfı
-dan sonra:
edat
Kuşbakışı: durum zarfı
Demin: zaman zarfı
Pek: miktar
zarfı
Hoş: durum zarfı
Şu: işaret sıfatı
Yok: isim
Mahlûk:
isim
Peh: ünlem
Bile: bağlaç
En: miktar zarfı
Hastanın:
adlaşmış sıfat
Yani: bağlaç
Aynı: niteleme sıfatı
Kaç: soru
sıfatı
Yemem: fiil
Hiç: miktar zarfı
Vejetaryen: isim
Gibi:
edat
Değil: edat
Bu: işaret zamiri
Sayın: unvan sıfatı
Hâlâ:
durum zarfı
Yalnız: bağlaç
Artık: zaman zarfı
Var: isim
B. Aşağıda boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz.
Fiiller; yapısına göre basitfiiller, türemiş fiiller ve birleşikfiiller
diye üçe ayrılır.
Öznesi belli olan fiile çatı bakımından etken fiil,
öznesi belli olmayan fiile edilgenfiil denir.
Daha çok ansiklopedilerde ve
ders kitaplarında kullanılan; Tarihi metinler. Felsefi metinler, Bilim¬sel
metinler gibi bölümleri olan anlatım türüne öğretici anlatım denir.
Bağlaç
olan “yalnız”ın yerine “fakat” getirilebilir; edat olan “yalnız”ın yerine ise
“sadece”getirilebilir.
“İle” sözcüğünün yerine “ve” getirebiliyorsak bu
sözcük bağlaçtır.
Hayali (düşsel) anlatımla kaleme aldığımız metinlerde
bazen gerçek hayattan çıkıp hayal dünya¬sına doğru bir yolculuk
başlatabiliriz.
Herhangi bir konu üzerinde okuyucuyu ya da dinleyiciyi
düşünmeye yöneltmek, önceden yerleş¬miş düşünceleri değiştirmek amacıyla
kullanılan anlatım türü kanıtlayıcı anlatımdır.
“O” ve “onlar” kelimeleri
cümlede kişi isminin yerini tutmuşsa şahıs zamiri; insan dışında¬ki varlıkların
yerini tutmuşsa işaret zamiridir.
İsim ya da fiil köklerine ve gövdelerine
getirilen isim yapım ekleriyle oluşturulmuş sıfatlara yapı bakımından türemiş
sıfat denir.
C. Aşağıdaki cümlelerde geçen ünlemlerin hangi anlamlarda kullanıldıklarını
boş bırakılan yerlere yazınız.
1. Aaa, bu soruyu yapmışsın! (şaşırma)
2.
Bunları bize yapan sensin ha! (kızgınlık)
3. Sakın bizi unutma ha!
(hatırlatma)
4. Hah, tam da biz seni konuşuyorduk! (sevinç, onama)
5. Vay
efendim kimler gelmiş! (sevinme)
6. Vah vah! Ufacık çocuk ince hastalığa
yakalanmış. (üzülme)
7. Hey benim can yoldaşım, hey benim arkadaşım!
(seslenme)
8. Hey, yanlış tarafa gidiyorsunuz! (uyarma)
9. Ooo, sen işi
bayağı ilerletmişsin Ruhi Bey! (şaşırma)
10. Of, şu üniversiteyi bir
bitirsek! (bezginlik)
D. Aşağıdaki yargıları doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.
(Y)
Mizahi anlatım, özellikle düşünceyi kanıtlamak ve verilen bilgi ve değerleri
kullanarak sentez yapmak amacıyla oluşturulan metinlerde çok yararlanılan bir
anlatım türüdür.
(D) Söyleşmeye bağlı anlatımda jest ve mimikler anlatımın
gücünü arttırır.
(D) Mizahi anlatımda ses, taklit, hareket ve konuşma amaca
ulaşmada çok önemlidir.
(Y) Söyleşmeye bağlı anlatım daha çok deneme, makale,
fıkra ve eleştiri gibi öğretici metinlerde kullanılır.
(D) Fiiller, ünlem
olmadığı hâlde bazı cümlelerde ünlem görevinde kullanılabilir.
(Y) Düşsel
anlatımla oluşturulan metinlerde sosyal yaşam tüm gerçekliğiyle gözler önüne
serilir.
(Y) Düşsel anlatımla oluşturulan metinlerde yazarın amacı, bir
düşünce veya tezi savunup bu ko¬nudaki haklılığını kanıtlamaktır.
(Y)
Tartışmacı ve kanıtlayıcı anlatımda; ihtimal bildiren, kesinleşmemiş,
kanıtlanmamış bilgiler kul¬lanılır.
(Y) Tarihte yaşanmış olaylar, savaşlar,
göçler, felaketler arşiv belgelerine hep düşsel anlatım unsur¬ları kullanılarak
aktarılmıştır.
(D) Yer-yön belirteçleri isim çekim eki aldığında belirteç
olmaktan çıkar, ad olur.
(D) Açıklayıcı anlatımda dil ve ifade sade,
gösterişsiz ve pürüzsüzdür.
(D) Trafik kuralları, bazı eşyaların kullanma
kılavuzları, ilaçların kullanma kılavuzları emredici anla¬tıma örnek
verilebilir.
(Y) “Yarın ben de sizinle tiyatroya geliyorum.” cümlesinde geniş
zaman kipi, gelecek zaman kipi ye¬rine kullanıldığı için zaman kayması
oluşmuştur.
(Y) Edilgen fiillerde gerçek özne, dönüşlü fiillerde ise sözde
özne vardır.
(Y) “Bir” kelimesi “tek” kelimesinin karşılığı ise belgisiz
sıfat; değilse asıl sayı sıfatıdır.
(D) Betimlemede görme, işitme, tatma,
dokunma ve koklama duyularına yönelik bir anlatım var¬dır.
(Y) Öyküleyici
anlatımda bir olay veya durumun anlatılması şart değildir.
E. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru an¬lamı zamirle sağlanmamıştır?
A)
Dün okulda beni kim aramıştı?
B) Sevgili dost, dün akşam yine
nerelerdey¬din?
C) Bu pazar elindeki kitapların kaçını inceledin?
D) Sen
İstanbul’un en çok neresini seversin?
E) Bu durumda sen hangi dağda kurt
öldü¬ğünü düşünüyorsun?
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir yoktur?
A) Herkes şehirden
kaçmayı düşünüyor.
B) Böyle davranırsanız elinize ne geçer?
C) Dünkü
toplantıda yine ortalığı karıştırdın.
D) Burada her türlü elektronik eşya
bulmak mümkün.
E) Toplantıda başkanı tek destekleyen oydu.
3. Aşağıdakilerden hangisi bir ünlem cümle¬sidir?
A) Gece gündüz hep o
olayı düşündü durdu.
B) Nerede bekleyeceksin beni, diye sordu.
C) Ne sen
beni düşündün ne de ben seni.
D) Ne de tozlu, çamurlu bir yolunuz
varmış.
E) Söylediklerin beni çok üzdü.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde türemiş bir zarf kullanılmıştır?
A) Hiç
kimse bana seni şikâyet etmedi.
B) Bence en güzeli ona cevap vermemen.
C)
Akşam oldu ve sokakta kimse kalmadı.
D) Yarışmaya katılacağı için çok
heyecanlı görünüyor.
E) Yine topa rastgele vurdu ve top gol oldu.
5. Dün annemin mezarına gittim. Kar yağıyor¬du. Bakımsız üç – beş ağaç,
görüntüyle örtü-şen beyaz taşlar, büyük bir ıssızlık sonra… sa¬atlerce orada,
ellerimi önüme koyup otur¬dum. Olağanüstü bir gündü, orada öylece dururken büyük
bir şiddetle sarsıldım. Kar al¬tındaki kabarmış toprağa, anneme, annemin o naif
varlığına ağladım. Sonra… sonra bir mucize gerçekleşir umuduyla baktım yerdeki
kabarık toprağa. Kar saçlarıma, kirpiklerime doluşurken kalktım, yürüdüm.
Bu
parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Sözcüklerin duygusal
anlamlarından ya¬rarlanılmıştır.
B) Eksiltili cümleler kullanılmıştır.
C)
Öykülemeye başvurulmuştur.
D) Benzetmeler yapılmıştır.
E) Niteleyici
öğeler kullanılmıştır.
6. Turna katarları geçiyordu golün üstünden, gölgeleri maviye dönüşerek. Van
Gölü, günün her anında bir renk cümbüşünde yunup arını¬yordu. Bir bakmışsın, göl
bir anda som turun¬cuya kesmiş. Bir bakmışsın, gölün ucundan bir mor şimşeği
girmiş, bütün gölü som mo¬ra boyayarak öteki ucundan çıkmış, ak kö¬püklü
dalgalarla bütün gölü süsleyerek.
Bu betimlemede (tasvirde) bulunmayan
özellik aşağıdakilerden hangisidir?
A) İşitsel öğelere yer verme
B)
Ayrıntılar üzerinde yoğunlaşma
C) Görsel öğelere ağırlık verme
D) Doğayı
devinim içinde yansıtma
E) Doğa olaylarını kişileştirme
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik yapılı bir zarf
kullanılmamıştır?
A) Adam bana bugün geleceğini söylemişti.
B) Hızlı
konuşunca kimse dediğini anlamadı.
C) Onunla biraz daha yakından ilgilenmemi
istedi.
D) Bu saçma şeyleri bana ayaküstü söyledi.
E) Gelişigüzel
konuştuğuna bakma, iyi biridir.
8. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde eylemin yapısı farklıdır?
A)
Sümbülleri erken yetiştirdi bahar yağmur¬ları.
B) Sen ne hasretler
uçurmuşsundur turnala¬rın kanatlarında!
C) Bir kuytuya atılır bir gün
parıldayan çam iğneleri.
D) Bari kıyısından gideyim şu yeryüzü
gurbe¬tinin.
E) Salınırdı gönlümüzün serin salkımlı söğüt¬leri.
9. “Düşünceyi kanıtlamanın bir yolu da o konu¬da uzman bir kişinin sözlerine
yer vermek: alıntı yapmak ya da tanık göstermektir.”
Aşağıdaki cümlelerin
hangisinde düşünce¬nin kanıtlanması için bu yola başvurul¬muştur?
A) Yarın,
“gelecek” demektir. Geleceği kazan¬mak, yorgunluk göstermekle değil rahatı¬na
kıyabilmekle olur. Böyle demek kolay fakat gerçek nedir?
B) Nem, duvarı nasıl
yıkarsa gam da insanı öyle yıkar. Nem ve gam, içine sızdıkları varlıkları uzun
sürede, ağır ağır, içten içe çürütüp yıkmayı bildirir.
C) “Nerede o eski
günler, ak yaşmaklı anne¬lerin hiç canımızı acıtmadan hem de bi¬zimle sohbet
ederek sütümüzü sağdığı günler?” diyordu yaşlı sayılan inek, yanındaki genç
arkadaşına.
D) Çalışmak ve başarmak birbirine sıkı sıkıya bağlı iki eylemi
belirtirler. İnsan niçin çalı¬şır? Soru çok kısa ve özgündür.
E) İnsanı güzel
yapan, güzel gösteren yalnız fizik güzelliği midir? Başka bir deyişle; yü¬zü
güzel olanın huyu da güzel olur mu? El¬bette ki… “Güzel bir giyim, iyi bir öğüt
mektubudur.” diyen modacılar da aynı şe¬yi savunmuyorlar mı?
10.Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki bekler¬din;
Kıyametler koparmak
neydi,ey bülbül, nedir derdin?
Bu dizelerde altı çizili sözcüklerin türleri
aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla veril¬miştir?
A)
Ad-bağlaç-zarf-ünlem-ad
B) Ad-bağlaç-zamir-ünlem-ad
C)
Fiil-edat-sıfat-ünlem-ad
D) Ad-bağlaç-zamir-ünlem-fiil
E)
Fiil-edat-sıfat-ünlem-ad
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ve” bağ¬lacı sıfatları
bağlamıştır?
A) Kışın buzlu ve yağışlı yollarda yürürken çok dikkatli olmak
gerekir.
B) Köyümün mis kokan çam ağaçları ve yay¬lalarımız gözlerimin önünde
tütüyor âdeta.
C) Tane tane ve kısık bir sesle konuşarak tüm dinleyicileri
etkiliyordu.
D) Tatilden dönünce bilgisayarının başına oturdu ve yeni
kitabını yazmaya başladı.
E) Hamile kadınlara ve yaşlılara otobüste yer
vermek bir insanlık göstergesidir.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer-yön belirteci kullanılmıştır?
A)
Ne kadar az yüksekten uçarsan düştüğün zaman o kadar az incinirsin.
B) İleri
düşünceye sahip insanlar, çocuklarına iyi bir eğitim yatırımı yapmaktadır.
C)
Sabaha karşı geri dönen yavru kuşlar, ca¬mın önündeki ekmek kırıntılarını
gagalamaya başladılar.
D) Üstü başı perişan yaşlı bir kadını saatlerce
dışarıda ayazda beklettiler.
E) İdealler yıldızlar gibidir, onları tutmak
mümkün olmaz ama karanlık gecelerde
yolumuza onlar rehberlik ederler.
13. Ey oğul! Ananı, atanı say!
İnancını kaybedersen
Yeşilken çöllere
dönersin.
Gördüğünü görme! Bildiğini bilme!
Sevildiğin yere sık gidip
gelme!
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdaki yargılar¬dan hangisi
söylenemez?
A) Fiillerin hepsi emir kipiyle çekimlenmiştir.
B) Emredici
anlatım özelliklerinden yararla¬nılmıştır.
C) Bir tane bağ-fiil
kullanılmıştır.
D) 4.dizedeki sıfat-fiiller nesne görevinde
kul¬lanılmıştır.
E) Son dizedeki sıfat-fiil dolaylı tümleç göre¬vinde
kullanılmıştır.
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlam (zaman) kayması yoktur?
A)
Bundan sonra böyle hareketler yapmaya¬caksınız!
B) Yarın bizimle birlikte
tiyatroya gelir misin?
C) Senin söylediklerini ben hiçbir zaman
an¬layamıyorum.
D) Sinemayla ilgili bildiğim her şeyi ilk defa size
anlatıyorum.
E) Bir gün ben de belki meşhur bir şair olu¬rum.
15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem, yapı bakımından birleşik bir fiil
değildir?
A) Henüz Türkçe kelimeleri söyleyemeyen ve doğru dürüst cümle bile
kuramayan beş yaşındaki anaokulu öğrencileri bile İngiliz¬ce
öğrenebiliyor.
B) Yorgunluğuna katlanamamaktan ötürü geliştirilmeden
bırakılmış şiirlerden zevk alamıyorum.
C) Bugün bizim kısa şiirleri uzun
şiirlere ya da uzun şiirleri kısa şiirlere yeğlememizin hangi nedenlere
dayandığı sorusu kolay kolay çözülemez.
D) Bir yazar, kullandığı her
kelimenin dış âlemde veya insan hayatında neye tekabül ettiğini
bilmelidir.
E) Konuşmalarımız, “sap derken saman de¬mek” gibi boş şeylerle
geçivermiş yıllardır.
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek fiil kullanılmamıştır?
A) İnsanları
kandırmak büyük suçtur.
B) Bu, dedemden öğrendiğim ilk ders oldu.
C) Geri
durulmaz, diretilmez, karşı geline¬mez bir kesinlik bu.
D) Dedemin yanında,
benim de eski bir acım var, diyemedim.
E) Senin adın sana verilmiş bir
armağandır oğul!
17. Hayalimde tek izgi bir sen kalmışsın, sen!
Hülyasındaki geniş
aydınlığa gülen
Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne güzel
komşumuzdun sen, Fahriye abla!
Bu dizelerle ilgili aşağıdaki yargılardan
hangisi söylenemez?
A) Kişisel özlem, coşkun bir anlatımla dile
getirilmiştir.
B) Öyküleyici anlatım özellikleri kullanılmıştır.
C)
Betimleyici anlatım özelliklerinden yararla¬nılmıştır.
D) Farklı türde
zamirler kullanılmıştır,
E) Farklı türde sıfatlar kullanılmıştır.
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ne” söz¬cüğü tür bakımından
diğerlerinden farklı¬dır?
A) Şiirden ne anlamak gerekiyorsa şair onu dile
getirmelidir.
B) O, ne yazdığını bilmeyen, burnu havada bir şairdir.
C)
Ona gerçekten ne diyeceğimi bilemiyo¬rum.
D) Ne yaptım ne ettim, gönlünü yine
de ala¬madım.
E) Ne yalan söyleyeyim, bu şairin şiirlerini hiç
beğenmedim.
19.I. Bursa’da bir eski cami avlusu.
II. Küçük şadırvanda sakırdayan
su;
III. Orhan zamanından kalma bir duvar…
IV. Onunla bir yaşta ihtiyar
çınar
Yukarıdaki numaralanmış dizelerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan
hangisi söylenemez?
A) I. dizede bir isim hem niteleme hem de belgisiz sıfat
almıştır.
B) II.dizede iki ayrı niteleme sıfatı kullanılmış¬tır.
C)
III.dizede bir isim-fiil, niteleme sıfatı göre¬vinde kullanılmıştır.
D) I.ve
III. dizede “bir” sözcüğü, belirtme sı¬fatı olarak kullanılmıştır.
E) IV.
dizede “bir” sözcüğü, belirtme sıfatı olarak kullanılmıştır.
20. (1)Artık tabiatın ince, nazik ve kırılgan ruhunu görüyordu.
(II)Yaprakların nasıl sararmış ve birçoğunun düşüp çamurlarda çürümüş ol-duğunu
artık görüyordu. (III)Şimdi, bu renk ve güzel kokuların, ne kadar vefasız, ne
kadar ele avuca sığmaz, elde iken kıymeti bilinme¬miş, öylece harcanmış bir
hazine olduğunu acıacı görüyordu. (IV)İşte artık ne bir çiçek kalmıştı ne de
güzel bir koku… (V)Artık küçücük bir tahammül de kalmamıştı, hepsi
çürü¬müştü.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdaki yargılardan
hangisi yanlıştır?
A) I.cümlede bir ad, birden fazla sıfat tarafın¬dan
nitelenmiştir.
B) II.cümlede “nasıl” sözcüğü, soru sıfatı olarak
kullanılmıştır.
C) III.cümlede bir ad hem niteleme hem be¬lirtme sıfatı
almıştır.
D) IV.cümlede “bir” sözcüğü belgisiz sıfat olarak
kullanılmıştır.
E) V.cümlede bir niteleme sıfatı, küçültme eki almıştır.
21. Duvarlara yazın, ağaçlara kazıyın…
Yani deneyin bütün
olanakları,
Hiç olmazsa; iki yaprak
Samanlı kâğıda yazın,..
Ama sakın
geç kalmayın!
Aşkınızı söylemeye…
Bu dizelerde aşağıdaki sözcük
türlerinden hangisi yoktur?
A) ünlem B) İlgeç C) Bağlaç D) Ön ad E)
Belirteç
22. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem edat hem de bağlaç
kullanılmıştır?
A) Sen bunlara aldırma çünkü öylesine söy¬lenmiş sözler
onlar.
B) Onları öyle özledim ki çocuk gibi yollarını gözlüyorum.
C)
Trafik çok sıkışıktı hatta az kalsın geç kala¬caktım.
D) Arkadaşlar neredeyse
gelirler, sen sakın merak etme.
E) Bunlar yıllardır her işi böyle rast gele
ya¬parlar zaten.
23. I. İsterdim bu eski yerde seninle
II. Baş başa uyumak son
uykumuzu
III. Bu hayal içinde… Ve ufkumuzu
IV. Çepçevre kaplasın bu ziya,
bu renk
V. Havayı dolduran uhrevi ahenk
Yukarıdaki numaralanmış dizelerle
ilgili olarak aşağıdaki cümlelerden hangisi söylenemez?
A) I.dizede
“birliktelik” anlamında bir edat kullanılmıştır.
B) II.dizede ikileme zarf
görevinde kullanıl¬mıştır.
C) III.dizede bağlaç kullanılmıştır.
D)
IV.dizede pekiştirmeli sözcük, sıfat göre¬vinde kullanılmıştır.
E) V.dizede
bir isim, birden fazla sıfat tarafın¬dan nitelenmiştir.
24. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ile” (le,-la) bağlaç görevinde
kullanılmıştır?
A) Adamın en büyük hayali bisikletiyle dünya turuna
çıkmakmış.
B) Yaz oldu mu buralar çiçeklerle ve çeşit çe¬şit bitkilerle
donanır.
C) Dün akşam arkadaşlarıyla final maçını iz¬lemek için İstanbul’
gitti.
D) Okulumuzla ilgili tüm haberleri medyadan derleyip
arşivliyorum.
E) Tren yoluyla karayolunun birleştiği yerde bir trafik kazası
olmuş.
25.I. Bütün sevgileri atıp içimden.
II. Varlığımı yalnız ona verdim
ben.
III. Elverir ki bir gün bana derinden,
IV.Ta derinden bir gün bana
“Gel” desin.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdaki
cümlelerden hangisi söylenemez?
A) I. dizede bağ-fiil, zarf görevinde
kullanıl¬mıştır.
B) II.dizede durum zarfı kullanılmıştır.
C) III.dizede
“bir gün” sözcük grubu zaman zarfıdır.
D) III.dizede “derinden” sözcüğü durum
zar¬fıdır.
E) IV. dizede hem zaman zarfı hem de durum zarfı
kullanılmıştır.