2013 9. Sınıf Edebiyat Kitabı Sayfa 29-30-31


1.Birinci metinde kelimeler bir araya gelerek cümleleri, cümleler bir araya gelerek paragrafı (metni) oluşturmuşlardır.
İkinci metinde kelimeler bir araya gelerek cümleyi oluşturmuşlardır.
Üçüncü metinde ise sözcükler bir cümle yapısından uzaktır. Mısra örgüsü içinde metni meydana getirmişlerdir.
2. yukarıdaki tekerlemeye bir cümle diyemeyiz. Çünkü cümle özelliği göstermemektedir.
 
 
Sayfa 30.
1.       “Göktürk Yazıtları 2001 Çalışmaları” adlı metin bilgi vermek amacıyla yazılmıştır. Resim metnin iletisinin bir bölümünü yansıtıyor.
2.       Bu sözcüklerle metnin ilk cümlesi oluşturulamaz. Çünkü metnin ilk cümlesinde verilen diğer sözcükler de metnin iletisini içermektedirler. Bu sözcükler metinden çıkarıldığı zaman metnin iletisi bozulur.
3.       a.Vardır. Bu bağ sayesinde metnin teması ortaya çıkar. İletilmek istenen mesaj ortaya konulur.
b.Evet bir anlam bütünlüğü vardır. Her iki paragraf da Göktürk metinlerinden bahsetmektedir. Yani konuyu ortaya koyuyorlar.
c. Paragraflar bir araya gelerek metni oluştururlar. Metin ise temayı ortaya çıkarır.

Ç. Bilge Kağan, Türk, yurt, yazıt sözcükleri tekrar edilen sözcüklerdir.
     4. “siz, iş, yapmak,sabah, akşam, banka, memur, ertesi …”sözcükleri gerçek anlamda kullanılmıştır.
          “Boğuşurum, çekerim,milyarları,tartar, havalara atmak, tutmak..” sözcükleri de yan anlamda kullanılmıştır.  Bu kelimeler düşünceyi daha iyi anlatmak için kullanılmıştır.
    5.Evet,  var. Bu tür anlam değerlerinin bulunması metni daha ilgi çekici ve akıcı hale getirir, okuyucuda heyecan uyandırır.
6. “Dil bilimi ile Metin” adlı parçayı önce üç anlamlı birime yani paragrafa ayrılır. Bu paragrafların her biri metnin ayrı bir yönünü ortay koyar.  Paragrafları da cümlelere ayırabiliriz. Bu cümleler de paragrafı oluştururlar.
7. bu cümleyi paragraftan çıkardığımız zaman paragrafın bütünlüğü bozulur.
8. 2. Metin ifade şekli bakımından diğer iki metinden ayrılır. Bu metinde dil sanatsal işlevde kullanılmıştır. Dilin yan ve mecaz anlamlarına rastlanmaktadır.
9. Bilgi vermek, açıklamak için aydınlatmak amacıyla yazılmıştır.
ANLAMA- YORUMLAMA
1.       
2.       “eğitim, bir, toplum, gelişmek, güçlenmek, çağdaş, uygarlık, ulaşmak, önemli, etken, bilim, sanat, teknoloji, ilerlemek, uzay, çağ, yakalamak, götürmek……
Eğitim, bir toplumun gelişip güçlenmesinde çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmasında en önemli etkendir. Bu gün insanlık bilimde, sanatta, teknolojide ilerlemiş, uzay çağını yakalamışsa bu eğitim sayesindedir.  Bir toplumu ileri götüren, geliştiren  şey eğitimdir.
 
3.       Daha çok hayallerimi tema olarak işlerdim. Şiir insanın duygu dünyasına hitap eder.
4.       Hayır. Haber metni bilgi vermek amacıyla, şiir ise hoşa gitme , estetik zevk ve heyecan uyarma amacıyla yazılmıştır.
               
               DEĞERLENDİRME
 
1.
 
I.                    METİN
II.                  METİN
İfade şekilleri
Kelimeler gerçek anlamlarında kullanılmış. Mecaz anlatıma yer verilmemiş. Düşünceler okuyucuya direk iletilmiş.
Mecaz ve yan anlam ağırlıklı bir dil kullanılmış. Düşünce direk değil sezdirme yoluyla okuyucuya verilmek istenmiş.
Gerçeklikle
ilişkileri
Günlük hayatta yaşanmış gerçeklerle birebir uyuşuyor.  
Kurmaca bir metin. Gerçek hayatta yaşanabilir bir olay ama birebir aynısı yaşanmayabilir.
Yazılış amaçları
Bilgi vermek amacıyla yazılmış.
Sanat yapmak için yazılmış.
2.  taşıdığı ileti yönüyle her metin bir iletişim aracıdır.
3. B. yansıma ses
4. okuyucunun sezgisine ve hayal gücüne  bırakılan anlam değerleri genellikle sanat metinlerinde yer alır.
Bir metinde ilk cümle ile son cümle arasında anlam ilişkisi vardır.
Read more

Deltoid Alanın Hesaplanması ve Özellikleri Nelerdir?


  • DELTOİD

a. Deltoid Tabanları çakışık iki ikizkenar üçgenin oluşturduğu dörtgenedeltoid denir.
 
b. Deltoidin köşegenleri diktir.

|AC| ^ |BD|  
c. Köşegenleri dik olduğundan alanı 
 

d. ABCD deltoidinde [AC] köşegeni aynı zamanda A ve C açılarının açıortay doğrusudur.e. ABD ve BCD ikizkenar üçgenlerinin tabanını oluşturan köşegen diğer köşegen tarafından iki eşit parçaya bölünür.
f. Deltoidin farklı kenarlarının birleştiği köşelerdeki açıları eşittir.
m(ABC) = m(ADC)
Read more

Turkcell Her Yöne 500 Dakika 21 TL Nasıl Yaparım?


Turkcell Her Yöne 500 Dakika 21 TL. Her Yöne Paketler Tarifesi’ndeki Minik Paket ile çok uygun fiyata her yöne konuşmanın tadını çıkarabilirsiniz.

Her Yöne Paketler Tarifesi altında bulunan Minik Paketi ayda 25 TL ye yurt içinde her yöne 200 dakika içermektedir.

Yeni Müşterilere özel Her Yöne Tarifesi Yıllık Abonelik Yeni Müşteri Kampanyası ile 12 fatura dönemi boyunca paket ucreti 21 TL olup paket dakikalarına ilave her yöne ek 300 dk. eklenmektedir.

Turkcell Her Yöne 500 Dakika Pakete Nasıl kayıt olabilirim?
Turkcell İletişim Merkezleri’ne başvurarak numaranızı Turkcell Faturalıya taşıyarak, yeni faturalı hat alarak veya Hazırkart’tan faturalıya geçerek Minik Paket’ten faydalanabilirsiniz. Her Yöne Tarifesi Yıllık Abonelik – Yeni Müşteri kampanyası ile 12 fatura dönemi boyunca paket ücretinizde sabit fiyat garantisi ile 4 TL indirimli konuşup, paket dakikalarınıza ilave her yöne 300 dk. kazanarak paketinizden 12 fatura dönemi boyunca 21 TL’ye her yöne 500 dk. olarak yararlanabilirsiniz. Dilerseniz aylık abonelik ile paketinizden 25 TL ye her yöne 200 dk. olarak da yararlanabilirsiniz.

Turkcell Her Yöne 500 Dakika Paketi Ne zaman kullanmaya başlarım?
Numarasını Turkcell Faturalıya taşıyan,yeni faturalı hat alan veya Hazırkart’tan faturalıya geçen, müşterilerimiz tarifelerini bu paket ile başlattıklarında hemen faydalanmaya başlar. Başka bir tarife veya paketten geçiş yaptığınızda paketinizi, talep ettikten sonraki ilk fatura kesim tarihinizden itibaren kullanabilirsiniz. Paketiniz başladığına kısa mesaj ile bilgilendirilirsiniz.

Turkcell Her Yöne 500 Dakika Paket dakikalarımı nasıl kullanabilirim?
Her Yöne Paketler Tarifesi’ndeki Minik Paket ile her yöne 200 dakika konuşabilirsiniz. Paketinizin içerdiği dakikalar bir fatura dönemi için geçerlidir ve iptal etmediğiniz sürece her fatura döneminizde otomatik olarak yenilenir. Minik Paket’te dakikalarınızı; Turkcell, diğer operatörler ve sabit hatlara yaptığınız yurtiçi aramalarınızda kullanabilirsiniz. Yurt içinde konferans görüşmesi yaptığınızda , ödemeli aramalarınızda ve görüntülü görüşmelerinizde paketteki dakikalarınızı kullanabilirsiniz. Verilen dakikalarınız yurt içi konuşmalarınızda geçerli olduğu için, K.K.T.C’de bulunduğunuzda kullanılamaz.
Eğer paketinizde Yıllık Aboneliği tercih ettiyseniz Kendi dakika paketinizdeki dakikalar yıllık abonelik ile kazandığınız hediye dakikalarınızdan daha önceliklidir.

Kalan dakikalarımı nasıl öğrenebilirim?
Kalan dakikalarınızı Online İşlemler’den, 444 0 532 ya da 532 Turkcell Müşteri Hizmetleri’nden veya KALAN yazıp 2222′ye ücretsiz kısa mesaj göndererek öğrenebilirsiniz ancak size gönderilen paket durum SMS’lerinde son 6 saat içerisinde yaptığınız görüşmelerin dâhil olmayabileceğini unutmayın.

Read more

Hadise Nasıl Zayıfladı? Hadise Şeyda Çoşkun Diyeti


Ünlü şarkıcı Hadise 1.5 ayda 13 kilo verdi. Şeyda Coşkun’un diyetisyenliğini yaptığı Hadise 13 kilo zayıfladı. Peki Hadise nasıl zayıfladı, hangi diyeti yapıyor? Bu soruların cevabını sizlerle paylaşacağız.
Hadise nasıl zayıfladığı hakkında bir bilgi söylememesine rağmen Şeyda Çoşkun Hadise’nin nasıl zayıfladığı hakkında bilgiler verdi. Hadise hangi sebze ve meyveleri tüketiyor. Hadise zayıflama formülü
Hadise Nasıl Zayıfladı
Her gün sabah 06.30′da uyanıp yürüyüşe çıkıyor ve pilates yapıyor. Hadise’ye her gün farklı bir kahvaltı yaptırdığını anlatan Coşkun “Bir sabah yulaf yiyor, diğer gün ise omlet. Ya da bir diğer gün peynirli kahvaltı yapıyor. Ama aynı anda hem peynir, hem yulaf vermiyorum. Karbonhidrat ile proteini çok karıştırmıyorum. Bol bol sebze yemeği yediriyorum. Yanında mutlaka yoğurdu oluyor. Mesela bir sabah yulaf yiyorsa, öğlen sebze yemeği ve yanında yoğurt, akşam da ızgara etini yiyor. Ara öğünlerde ise ayran ve bitki çayları veriyorum” dedi.
Read more

Osmanlıcılık - İslamcılık - Batıcılık - Türkçülük Nedir?


1860'tan sonra ilgi gören, II. Abdülhamit tarafından bizzat desteklenen, II. Meşrutiyet'in ilk yıllarına kadar de­vam eden bir düşünce akımıdır.

Osmanlıcılık devletin siyasi bütünlüğünü sürdürebilmesi için ortaya çıkarılmıştır. Bu düşünceye göre Osman­lı İmparatorluğu'nun sınırları içinde yaşayan herkes ırk, din, dil ayrımı olmaksızın eşit kabul edilmeli; herkes aynı haklara sahip olmalıdır. Bu, devletin yıkılmaktan kurtulması için şarttır.

Ancak yenilgiyle sonuçlanan Balkan Savaşları (1912) Hristiyan unsurların imparatorluğa karşı tutumlarını or­taya çıkarmış oldu. Arnavutluk isyanı, Araplar ve Kürtler arasında başlayan bazı milliyetçilik hareketleri impa­ratorluk içinde Müslüman unsurların tam bir anlaşma içinde olmadığını kanıtlamış oldu. İmparatorluğun asıl öğesini oluşturan Türklerin, Osmanlıcılık fikrine sıcak bakmaması, bu düşüncenin önemini kaybetmesine ne­den oldu.
İslamcılık

II. Abdülhamit döneminde ortaya çıkan düşünce akımlarından biridir. II. Abdülhamit, İslamcılık politikasıyla Balkanlardaki etnik grupların devletten kopmalarını engellemek istiyordu.

İslamcılık düşüncesine göre toplumu bir arada tutan temel faktör dindir. Hangi ulustan olursa olsun, bütün Müslümanlar halifenin etrafında toplanmalıdır.

İslamcılar, Batı'nın Osmanlı'ya göre çok ileride olduğunu kabul ediyorlardı. İmparatorluğun çöküş durumu söz konusudur. Ancak bunun sebebi İslam dini değildir. İslamiyet, bilime ve yeniliklere açık bir dindir. Ba­tı'nın bilim ve teknolojisi alınmalıdır; bunda bir sakınca yoktur. Ancak Batı'nın ahlakı bizden daha ileri değil­dir. Onların ahlakının ve yaşantısının taklit edilmesi yanlıştır. Batının tekniği alınmalı, ama taklitçilik olmamalı­dır. Batı'nın Osmanlı İmparatorluğuna ve öteki Müslüman ülkelere uyguladığı politikaları engellemenin tek yolu "İttihad-ı İslam" (İslam birliği)dır.

Said Halim Paşa, Şemsettin Günaltay, M. Akif Ersoy, Eşref Edip, Şeyhül-İslam Musa Kâzım Efendi İslamcı­lık düşüncesinin önemli isimleridir. Bu düşünceyi savunanlar Sırat-ı Müstakim, Sebilü'r - Reşat, Beyanül-Hâkim gibi dergilerin çevresinde toplanmışlardır. İslamcılık ideolojisi edebiyat alanında Mehmet Akif ile en bü­yük temsilcisini yetiştirmiştir.

Batıcılık (Garpçılık)

Devleti kurtarmak ve modernleştirmek amacıyla Tanzimat'tan sonra ortaya çıkan fikir akımların­dan biridir. Batıcılık fikrinin temelini Tanzimat dö­nemindeki ve daha önceki ıslahat hareketleri oluşturur.

Batıcılık düşüncesinin ilk savunucuları bizzat pa­dişahlardır. Sadrazam Mustafa Reşit Paşa bu dü­şüncenin öncülerinden biridir. Batıcılara göre Osmanlı Devleti'nin en önemli so­runu Batılı olamamaktan kaynaklanmaktadır. Tek kurtuluş yolu çağın fikir ve ihtiyaçlarına uygun medeni bir devlet ve millet haline gelmek, yani Batılılaşmaktır. Işık kaynağı Batı'dır, ona gitmek şarttır.

Batıcılar, Batı'nın sosyal, siyasi ve ekonomik ve felsefi fikirlerine uygun bir devlet oluşturulması gerektiği düşüncesindedir. I. Meşrutiyet, Batılılaşma hareketlerinde bir dö­nüm noktasıdır. 1860'tan sonra Batılılaşma hare­ketinin öncüleri Jön Türkler'dir. Abdullah Cevdet Batı'nın her yönüyle benimsenmesi gerektiğini belirtir. i Tevfik Fikret de Batılılaşmanın en ateşli taraftarla­rından biridir. Celal Nuri ve arkadaşları ise Batı'nın yalnız teknolojisinin alınması gerektiğini, kültürel yönden karşı çıkılmasını ileri sürerler. Batıcılara göre; Batılılaşmak, yani Avrupa devlet­lerine benzemek kaçınılmazdır. İslamiyet'in yanlış yorumlanması ve batıl inançlar kalkınmaya engel oluşturmaktadır. Özel teşebbüs desteklenmelidir. Batıcılık düşüncesini savunanlar, fikirlerini "İçtihad" dergisinde açıklıyorlardı.
Türkçülük

Osmanlıcılık ve İslamcılık düşünceleri siyasi alanda ortaya çı­kıp sonra edebiyata geçtikleri halde, Milliyetçilik - Türkçülük ideolojisi önce edebiyat ve fikir adamları tarafından ortaya atıl­mış, sonra siyaset alanına geçmiştir.

Türkçülükle ilgili çalışmaların geçmişi Tanzimat dönemine uzanır. Tanzimat dönemine kadar Türk sözünden yalnız Os­manlı Türkleri anlaşılıyordu; Tanzimat devrinde Türk kelimesi­nin anlamı birdenbire genişledi ve "Türk" sözü dünyadaki bü­tün Türkler için kullanılır hale geldi. Ahmet Vefik Paşa'nın Şecere-i Türkî tercümesi vardır.

Bursalı Tahir, Necib Asım, Şemsettin Sami gibi ya­zarların Türkçülükle ilgili çalışmalarının yanı sıra Yusuf Akçura'nın Üç Tarz-ı Siyaset (Osmanlıcılık -İslamcılık - Türkçülük) eseri vardır.

Türkçülük düşüncesi sadece Türkiye'de yaşayan­ları değil, dünyanın her yerindeki Türkleri kapsa­yan, "Bütün Türkçülük" fikrini canlandırmaya çalı­şan bir harekettir. Türk sözü anlamı genişleyerek, yalnız Osmanlı Türkleri için değil, dünyada çeşitli adlar altında yaşamış, devlet kurmuş ve yaşayan bütün Türkler için kullanılmaya başlanmıştır.

Milliyetçilik hareketi 1908'den sonra önce kültürel bir akım olarak başladı. Bu hareket, Balkan Savaşları'ndan sonra dernekler ve yayın organları oluşturmak suretiyle siyasi bir nitelik kazandı, teş­kilatlanmaya başladı. Rusya'dan kaçarak İstan­bul'a gelen bazı Türklerin kurduğu "Türk Derne­ği", bu hareketin merkezi oldu. Bu derneğin ka­panmasından sonra önce "Türk Yurdu Cemiyeti" daha sonra da "Türk Ocağı" kuruldu. Türk Yurdu Cemiyeti, Türk Yurdu dergisini çıkardı. Türk Oca­ğı derneğinin kurucuları Mehmet Emin Yurdakul, Ağaoğlu Ahmet ve Dr. Fuat Sabit'tir.
Türk Ocağı milliyetçi dernekler için de en sürekli olanıdır.

Türkçülük akımı, Osmanlıcılık düşüncesinin Balkan Savaşları'nda başarısız olmasıyla ortaya çıkmıştır. Türkçülük akımının amaçları şöyle sıralanabilir:
  • Bilinçsiz şekilde yaşayan Türkleri bilinçlendi­rip milliyetini idrak ettirmek
  • Türk milletini İslam dünyasında yeniden etkili kılmak
  • Modernleşmek, ancak körü körüne Batı'yı tak­lit etmemek
  • Türk milletini Batı medeniyeti çerçevesinde sürekli ilerleyen, hiçbir milletten geri kalma­yan bir seviyeye yükseltmek
  • Millî bir iktisat politikası izlemek
  • Dilde sadeleşmeye gitmek
  • Tarih bilincini aşılamak
  • Son hedef olarak bütün dünyadaki Türkleri tek bayrak altında toplamak (Turancılık)
Read more

9.Sınıf Edebiyat Sayfa 76-79 Şiir Okuma Cevapları


Şiir Okuma
HAZIRLIK
1. Sınıfınıza getirdiğiniz şiir CD’leri ve kasetlerini dinleyiniz. Şiiri okuyan kişinin ses tonu, telaffuzu hakkındaki düşüncelerinizi belirtiniz.
1.
2. İyi şiir okuyabilmek için neler yapılmalıdır? Düşüncelerinizi belirtiniz.
2. İyi bir ses, vurgu ve tonlama iyi yapılmalı, aynı zamanda şiirde anlatılan, verilen duyguya uygun tonda okunmalı.
3. Divan şiiri, halk şiiri ve modern şiir zihniyeti ve bu şiirlerin hangi şiir geleneğinin ürünü oldukları hakkında yaptığınız araştırma sonucu hazırladığınız raporunuzu sununuz.
3. Divan şiiri, İslamiyet’in kabulünden sonra 13.yüzyılda edebiyatımıza girmiş olan Arap ve İran etkisi görülen bir şiirdir. Halk şiiri, en eski dönemlerden yani sözlü kültürden itibaren yapı ve tema olarak çok değişmeden günümüze gelen ve bizim kendi şiirimizin yapısını oluşturur. Modern şiir ise 19. Yüzyılda Fransız şiirinin etkisiyle oluşmuş şiirimizdir.

ÇÖZÜMLEME / İNCELEME
1. a. Sınıfınızda gruplar oluşturunuz. Gruplarınızla “Gazel”, “Türkü”, “Git Bahar”, “Çakıl” ve “Ağustos Çıkmazı” adlı şiirleri okuyunuz. Şiirleri okurken ses ve kelimelerin telaffuzuna dikkat ediniz.

1. metin
GAZEL
I. Tûti-i mu’cize-gûyem ne desem lâf değil
Çarh ile söyleşemem âyinesi sâf değil

II. Ehl-i dildir diyemem sinesi sâf olmayana
Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil

III. Yine endişe bilir kadr-i dür-i güftârım
Rüzgâr ise denî dehr ise sarrâf değil

IV. Girdi miftâh-i der-i genc-i ma’ânî elime
Âleme bezl-i güher eylesem itlâf değil

V. Levh-Mahfûz-ı sühendir dil-i pâk-i Nef’î
Tab’-i yârân gibi dükkânçe-i sahhâf değil
Nef’î

Günümüz Türkçesiyle
I. Ben, mucize gibi sözler söyleyen bir papağanım; ne söylesem bayağı söz değildir. Felek ile söyleşemem onun aynası (kalbi) saf (temiz) değildir.
II. Kalbi temiz olmayana, gönül ehlidir diyemem. Gönül ehlinin birbirlerini bilmemesi insaflı bir davranış değildir.
III. Her ne kadar zaman alçak ve dünya kıymet bilmezse de sözümüzün incisinin değerini yine düşünce sahipleri bilir, anlar.
IV. Anlamlar hazinesinin kapısının anahtarı elime geçti, âleme inci saçsam, bunları boşuna harcamış olmam.
V. Nef’î’nin temiz kalbi, sözün Levh-i Mahfuz’u (Allah tarafından takdir edilenlerin yazıldığı yazı) gibidir. Dostlarınınki gibi küçücük bir kitapçı dükkânı değildir.

2. metin
TÜRKÜ
Gurbet elde bir hâl geldi başıma
Ağlama gözlerim Mevlâm kerimdir
Derman ararken derde dûş oldum
Ağlama gözlerim Mevlâm kerimdir

Hüma kuşu yere düştü ölmedi
Dünya Sultan Süleyman’a kalmadı
Dedim, yâre gidem, nasip olmadı
Ağlama gözlerim Mevlâm kerimdir

Kâğıda yazılmış ufak yazılar
Anadan ayrılmış körpe kuzular
Derdi olan yüreğinden sızılar
Ağlama gözlerim Mevlâm kerimdir
Anonim

3. metin
GİT BAHAR
Çekil, bu gölgeli yolda gezinme,
Bahar, bakışların yine pek sarhoş
Yanılıp gönlüme misafir inme
Kapısı kilitli, mihrabı bomboş,

Mâbeddir orası, meyhane değil!

Ziyalar, kokular, sesler, çiçekler…
Ömrümün her günü başka bir düğün!
Bülbüller koynunda aşkı çiçekler,
Güller dökülürler göğsüne bütün:

Gerçekten güzelsin, efsane değil.

Altınlı başında papatya niçin?
Sarı saçlarına pembe gül takın!
Git bahar, gönlümde ibadet için
Diz çöken kızları ürkütme sakın!

Kalbime girme, o kâşane değil!

Git bahar, git bahar… Uzaklarda gül
Denize renginden bırak hediye;
Ufuklarda gezin, semaya süzül,
Kalbime sokulma “Peymâne!” diye,

Gördüklerin kandil… Peymâne değil!

Halide Nusret ZORLUTUNA

4. metin
ÇAKIL
Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar

Seni düşünürken
Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır
Deliler gibi dönmeye başlar
Döndükçe yumak yumak çözülür
Çözüldükçe ufalır küçülür
Çekirdeği henüz süt bağlamış
Masmavi bir erik kesilir ağzımda
Dokundukça yanar dudaklarım
Seni düşünürken
Bir çakıl taşı içimde
Bedri Rahmi EYUBOĞLU

5. metin
AĞUSTOS ÇIKMAZ
I
beni koyup koyup gitme
ne olursun
durduğun yerde dur
kendini martılarla bir tutma
senin kanatların yok
düşersin yorulursun
beni koyup koyup gitme
ne olursun

bir deniz kıyısında otur
gemiler sensiz gitsin bırak
herkes gibi yaşasana sen
işine gücüne baksana
evlenirsin çocuğun olur
sonun kötüye varacak
beni koyup koyup gitme
ne olursun

elimi tutuyorlar ayağımı
yetişemiyorum ardından
hevesim olsa param olmuyor
param olsa hevesim
yaptıklarını affettim
seninle gelemeyeceğim attilâ ilhan
beni koyup koyup gitme
ne olursun
Attilâ İLHAN

b. Şiir okumada ses ve kelimelerin telaffuzunun niçin önemli olduğunu grubunuzla tartışınız.
b. Şiirde anlam kadar duyguyu verebilmek için telaffuzda önemlidir. Çünkü doğru okunmadığı zaman duygu içerikli bir şiir komedi unsuru oluşturabilir.

c. Tartışmanız sonucu ulaşılan görüşü okuduğunuz şiirlerden örnekler vererek açıklayınız.
c.
ç. Okuduğunuz şiirlerin yazılmasına sahip olan zihniyet ve şiirin ait olduğu gelenek şiiri okumanızda etkili oldu mu? Niçin?
ç. Şiirlerin okunmasında gelenek ve zihniyet biraz etkili de olsa güzel olan her şiiri okumakta sıkıntı duymayız.

2. a. “Git Bahar” adlı şiiri önce alçak bir ses tonuyla ve heyecansız olarak, daha sonra da yüksek bir ses tonuyla ve coşkulu bir biçimde okuyunuz.
a.
b. Bu okuma biçimlerinden hangisinde kullandığınız ses ve söyleyişin şiire daha çok yakıştığını nedenleriyle belirtiniz.
b. Tabi ki heyecanla ve coşkulu şekilde olanı daha çok yakışıyor. Diğeri şiirin anlamında uzak düşmemize neden oluyor.

c. “Çakıl” adlı şiir “Git Bahar” adlı şiirle aynı ses ve söyleyişle okunabilir mi? Düşüncelerinizi belirtiniz.
c. Okunamaz. Duyguları farklı. Bütün şiirler aynı ses tonu ve söyleyişle okunmaz.

ç. Şiirlerde ses ve söyleyişi iyi kullanmanın niçin önemli olduğunu belirtiniz.
ç. Ses ve söyleyiş en az anlam kadar önemlidir. Hatta Ahmet Haşim gibi şiirdeki ahengi ve sesi anlamdan daha önemli gören şairlerimiz de vardır.

3. a. “Ağustos Çıkmazı” adlı şiiri tekrar okuyunuz. Şiiri okurken hissettiğiniz ahenk unsurlarını belirtiniz.
a. Serbest nazımla yazılmıştır. Ahengi sağlayan iç sesler vardır.

b. Ahenk ve anlam ilişkisi iyi şiir okumak için gerekli midir? “Ağustos Çıkmazı” adlı şiirden örneklerle düşüncenizi açıklayınız.
b. Gereklidir. Biri olmadan eksik kalır diye düşünüyoruz.

4. a. Bu konuda incelediğiniz şiirlerden birini ya da sevdiğiniz bir şiiri ezberleyiniz.
a.
b. Ezberlediğiniz şiirden ne anladığınızı anlatınız.
b.
c. Ezberlediğiniz şiirde şair hangi olayı durum ya da hissi okuruna iletmek istemiştir? Belirtiniz.
c.
ç. Şiir ezberlemenin o şiiri anlama ve yorumlamadaki önemini ezberlediğiniz şiirden örneklerle açıklayınız.
ç.

ANLAMA – YORUMLAMA
1. a. Sınıfınızda bir şiir dinletisi düzenleyiniz. Ezberlediğiniz şiirleri arkadaşlarınıza okuyunuz.
a.
b. Sevdiğiniz şiirlerden oluşturduğunuz antolojinizden metinler okuyunuz. Sınıfta okunan, beğendiğiniz şiirleri antolojinize ekleyiniz.
b.
2. İncelediğiniz gazelin beyitleri arasında anlam bütünlüğünün olması şiiri okumanızda etkili oldu mu? Nasıl?
2. Hayır. Gazel zaten beyitleri arasında anlam bütünlüğü olmadan nazım şeklidir.

3. “Git Bahar” şiirinde savaşın değil de baharın kovulması ne tür duyguların tepkisidir? Bu şiiri okuyunca hissettikleriniz, gazeli ya da türküyü okuyunca hissettiklerinizle aynı mıdır? Niçin?
3. Halide Nusret Zorlutuna, Milli edebiyat zevk ve anlayışı ile şiir yazan şairimizdir. Kurtuluş savaşı içerisinde baharın gelmesinin kimseye bir katkısı olmadığı düşündüğü için böyle yazmıştır. Gazel ve türküdeki anlamla bu şiirin anlamı aynı değildir.

4. “Çakıl” şiirinde, kişisel duygulanmanın sanatla ortaya konulması vardır. Sizce bu şiir nasıl bir ses tonuyla okunmalıdır?
4. Bu şiirde kişinin kendi içindeki çıkmazları ele alınmıştır dolayısıyla bu şiir daha duygusal okunmalı.
5. “Ağustos Çıkmazı” şiirini okuduğunuzda neler hissettiniz? Siz ne tür durumlarda bu şiirdeki duyguları yaşarsınız? Açıklayınız.
5.

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıda adları verilen metinlerin hangisinin telaffuzu daha zordur?
A. Türkü
B. Git Bahar
C. Gazel
D. Çakıl
E. Ağustos Çıkmazı
CEVAP:C

2. Bir şiiri okurken aşağıdaki özelliklerin hangisine dikkat etmezsiniz?
A. Şiirdeki ses ve kelimelerin doğru telaffuz edilmesine
B. Şiirdeki ahenk unsurlarının okumaya yansıtılmasına
C. Şiirin hangi geleneğe göre oluşturulduğuna
D. Şiirde ritim olup olmadığına
E. Şiirdeki dizeler arasındaki anlam ilişkisinin yansıtılmasına
CEVAP:C

4. Şiir okurken şiirleri birbirinden farklı kılan hangi özellikler dikkatinizi çeker? Açıklayınız.
4.
  • Ahenk unsurları
  • Ses ve söyleyiş özellikleri
  • İçinde musiki olması
  • Dizeler arasındaki anlam ilgisi
  • İçerdiği anlam ve duygunun bizde yankı bulup bulmaması

5. Aşağıdaki cümleleri okuyunuz. Doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına “Y” yazınız.
( D ) “Çakıl” şiirinde imge kullanılmıştır.
( Y ) “Git Bahar” şiirinde kafiye yoktur.
( D ) Türküdeki “Ağlama gözlerim mevlâm kerimdir.” dizesi nakarattır.
( Y ) “Gazel” didaktik şiire örnektir.
( Y ) “Ağustos Çıkmazı” şiirinde ahenk yoktur.

6. Aşağıdaki cümleleri bu bölümde öğrendiğiniz bilgileri kullanarak tamamlayınız.
Şiirde REDİF, kafiye ve SES akışı ahengin oluşmasında yardımcı olur.
Şiir her OKUNDUĞUNDA yeni anlamlar kazanır.
Şiirde anlam okurun BİLGİSİNE,KÜLTÜRÜNE göre değişebilir.
Read more

Kuvayi Milliye İçinde Yer Alan Kahramanlar Kimlerdir?


I.Dünya savaşında yurdumuz işgal kuvvetleri tarafından işgal edildiğinde Kilis yakınlarına gelen 6 tabur İngiliz müfrezesi kışı Kilis' te geçireceklerini bildirerek 6 Aralık 1918 günü Kilis' e yerleştiler. 22 Ekim 1919 tarihinde İngilizler Kilis' ten çekilerek yerlerini Fransızlara bıraktılar. Tunus, Cezayir, Siyam Madagaskar ve Ermeni asıllı Fransız işgal kuvvetleri Kilis'i fiilen işgal etmiştir.

İlk "Kuva-i Milliye" olarak nitelenen çeteler Fransızlarla karşı yıldırma harekatına geçerler. Pek çok şehit vererek boğaz boğaza süngü çarpışmaları olur. Düşmana büyük kayıp verdiler. 20 ay süren mücadele sonunda Fransızlar çekileceklerini bildirdiler. Kuva-i Milliyecilerimiz Albay Polat Bey önderliğinde 7 Aralık 1921 günü Kilis' e girdiler. Hükümet konağındaki Fransız bayrağını indirerek sonsuza kadar dalgalanacak Türk Bayrağını çekerler. 


ŞEHİT SAKIP BEY

Sakıp Bey, 1889 yılında Kilis'te doğdu. Ruhizade Rahim ağa'nın oğludur. Beyrut ve Halep'te Polis Memurluğu yaptı.Kilis'in işgali ile birlikte memuriyeti terk ederek, Kilis'te Milli Mücadeleye katıldı.Kuvva-i Milliye Başkanı Albay Kamil Bey ile irtibat kurarak önemli görevler üstlendi. Suriye topraklarında kalan Berk Ovasında Fransız birlikleri ile çarpışırken 25 Mart 1920 tarihinde şehit oldu.

Şehit Sakıp Bey'in mezarı 1921 yılında imzalanan Ankara itilafnamesi ile Türkiye -Suriye sınırı çizilince Suriye'de kalmıştır. 1935yılında naşı Kilis'e getirilerek, Şehitler Abidesine defnedildi. 


 



POLAT BEY

Suvari Yüzbaşı Kamil Polat Bey, Sivas Kongresinden sonra direniş güçlerinin başında görev almak için Kilis'e geldi.

28 Mart 1920 tarihinde Kilis - Antep yolu savunmasında, Elmalı Köprüsünde Şahin Bey'in şahadetinden sora, mahiyetindeki birlikler dağılmıştı. Polat bey'in etkili çalışmaları sonucu Kuvva-i Milliye'nin toparlanması sağlandı.

Polat bey Kilis'in kurtuluşunda da çok önemli hizmetler yapmıştır.
 



MÜSLÜMAN BEY

Asıl adı Tahirzade Mehmet'tir. Müslüman Bey O'nun Kod adıdır. 1919 yılında Fransızlar Güneydoğu Anadolu Bölgesini İngilizlerden devralıp işgal ettiğinde Müslüman Bey, Kuvva-i Milliye birliklerini teşkilatlandırarak, işgallere karşı müfreze kumandanı olarak savaşmıştır.

Müslüman Bey; Cercik (Polatbey Köyü) Müfreze Kumandanı olarak Kilis'in kurtuluşunda çok önemli görevler ifa etmiştir.

Kilis'te Müslüman Bey adını taşıyan bir Mahalle bulunmaktadır.
 



KARTAL BEY

Kartal Bey, 1875 yılında Kilis'te doğdu. Asıl adı Mehmet Zühdü olup, Kartal kod adıdır. 1902 yılında Asteğmen olarak Halep'te görev yapmıştır. I. Dünya Savaşında ise Yüzbaşı olarak savaşa katılmıştır. 

Kilis işgal edilence; Mustafa Kemal O'nu Kilis, Antep Maraş Urfa, Halep Müfreze Kumandanı olarak görevlendirmiştir. Kilis'te Kuvva-i Milliye'nin örgütlenmesinde büyük katkıları olmuştur. Kartal Bey daha sonra Mustafa Kemal'in emriyle Antep'te işgal birlikleri ile savaşmıştır. 

Kurtuluş Savaşından sonra Gümrük Güvenlik kuruluşunda çalışmış yakalandığı verem hastalığına yenik düşmüştür.
 

İSLAM BEY

İslam Bey, 1885 yılında Kilis'te doğdu. Asıl adı Mehmet'tir. I. Dünya Savaşında askere alınarak, Çanakkale Cephesine gönderilir. Burada büyük başarıları görülür. Mondros Mütarekesi ile Osmanlı Ordusu terhis edilence İslam Bey de memleketi Kilis'e döner. 

İngilizler ve Fransızlar Kilis ve çevresini işgal edince, Kilis'in ileri gelenleri ile beraber amansız bir mücadele verir. Kilis'in kurutuluşundan sonra İslam Bey, bir süre Belediye Başkanlığı yapmış bundan sonra da İstihbarat Müdürlüğüne atanmıştır. 

İslam Bey 1970 yılında 73 yaşında iken vefat etti. Adı Kilis'te mahalle, cadde ve parklarda yaşatılmaktadır.


ASLAN BEY

Aslan Bey, 1884 yılında Kilis'te doğdu. Babası Jandarma Yüzbaşı Ali Bey'dir. Asıl adı Yusuf Ziya olup, Antep ve Kilis cephelerinde gösterdiği kahramanlıkları sebebiyle kendisine Aslan Bey denilmiştir.

1911 yılında Trablusgarp'da İtalyanlara karşı Derne Cephesinde, I. Dünya Savaşında Jandarma çavuşu olarak Kilis ve Antep cephelerinde , büyük başarırları görülmüştür.

17 Şubat 1921'de Antep şehrindeki taarruza katılan Aslan Bey'e başarılarından dolayı İstiklal Madalyası verilmiş ve yüzbaşı olmuştur. 6 Kasım 1942 yılında vefat etmiştir
Read more

Avogadro Yasası ve Hipotezi Nedir? Konu Anlatım

Bu yasa, eşit hacimdeki gazlar, eşit sıcaklıklarda aynı sayıda parçacık ya da molekül olduğunu öne sürer. Buna göre, belirli bir hacimdeki gazın bulundurduğu molekül sayısı, gazın kütle ya da boyutundan bağımsızdır. Örnek olarak, aynı hacimdeki hidrojen ve nitrojen verilebilir. Buna göre, hidrojen de nitrojen de aynı molekül sayısına sahiptir.


• kübik metre olarak hacim,
• n gazın mol sayısı,
• a da bir sabittir.


Ancak yukarıdaki denklem, sadece homojen maddeler için geçerlidir. Buna homojen sıvılar ve katılar da dahildir. Bu ilişki bulunması kolay bir ilişkidir ki, nitekim Avogadro'dan önce de varsayılmıştır.

Avogadro yasasının en önemli sonucu, yasanın ideal gaz sabitinin tüm gazlar için aynı olduğunu bulmasıdır.

Avogadro Yasası ve Hipotezi |  görsel 1



• P paskal olarak basınç,
• T de Kelvin olarak sıcaklıktır.


Yukarıdaki denkleme göre, tüm gazlar için bu sabit eşittir. Yani gazın boyutunun ya da kütlesinin bu sabitin değerini değiştirmez. Bu Avogadro yasasının en önemli bölümünü oluşturmakla beraber, Avogadro'nun doğa görüşündeki dahiliği de gösterir. Nitekim, bu yasayı,kinetik teori kullanarak kanıtlamak yıllar sürmüştür.

Standart durumda, bir mol ideal gaz, 22.4 litre (dm3) yer kaplar. Bu değer, genellikle molar hacim olarak kullanılır. Gerçek gazlar, bu değere bire bir uymaz.

Bir moldeki molekül sayısı olan Avogadro sayısı, yaklaşık olarak mol başına 6.02×1023 parçadır.

Avogadro yasası, toplam gaz yasasını oluşturan Boyle yasası, Charles yasası ve Gay-Lussac yasasıyla birlikte ideal gaz yasasını oluşturur.
Read more

Sokrates'in Ahlak Anlayışı Nasıldır?

Sokrates’e göre her erdem bir bilgidir. Kötülüğü isteyen kişi aldanmaktadır. Kötü insanlar isteklerini gerçekten yapamayan kimselerdir. Erdem ve hayır kendisine çıkarı rehber yapan kimselerin iradesine egemendir. Hayır yararlı olunca, ahlakın da amacı mutluluk olmaktadır. Ona göre mutluluk araçsız bir surette erdem ile gerçekleşmektedir.
Sokrates’e göre ahlak; amacı iyi ve iyilik olan bir düşüncedir. Herkes kendi iyiliğini istemektedir. Eylemlerimizin ahlaksal başlangıcı da budur.
Sokrates ahlaki felsefe görüşlerini altı esasta toplamıştır:
1) Kendi kendimizi bilmek suretiyle elde edebileceğimiz erdem,
2) İrademizi erdeme bağlamaktan, ayırmaktan doğan cesaret,
3) Duygularımızla irademizin bağlanmasından doğan dayanma,
4) Kendi cinsimizden olanlara karşı ilişkilerimize ait eylemler yani hak,
5) Tanrı ile birleşen irade yani din,
6) Kaynaklarını Tanrısal emirler oluşturan kanunlar uyma
Bütün bu esaslara göre, mutluluk, gerçek erdeme bağlamakta ve ödev ise iyiyi işlemektedir. Ahlaki mutluluğa ise ancak böyle ulaşılabilinir.
Read more