Oluş Bildiren Fill Örnekleri - Oluş Fiili Nedir?

Herhangi bir varlıkta irade dışı meydana gelen değişikliği anlatan fiillerdir. Oluş bildiren fiiller nesne almazlar

Solmak, bayatlamak, yeşermek, uzamak, büyümek, sararmak, acıkmak, küflenme, kızarmak, ölmek, doğmak, yaşlanmak, bayılmak
Oluş Fiilleri: Herhangi bir varlıkta irade dışı meydana gelen değişikliği anlatan fiillerdir. Oluş bildiren fiiller nesne almazlar:
Acıkmak, büyümek, sararmak, yaşlanmak, doymak, uzamak...



Read more

Tanzimat Dönemi Edebiyatçılarının Sanat Anlayışları

Tanzimat Döneminde Batı kültürü yeni tanınmaya başlandığı için Tanzimat sanatçıları Batıdaki kavramlardan olan hak, adalet, özgürlük gibi kavramları kullanmışlardır. Sanat anlayışlarında en önemli yön halkı bilinçlendirmek vardır. Toplum için sanat anlayışı ön plandadır. Bu dönem anlayış olarak Batı’yı yakından tanıdığımız bir dönemdir.
Read more

2013 Zambak Yayınları 10.Sınıf Dil ve Anlatım Cevapları


10.Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı Tüm Cevapları (Zambak) (2012-2013)
14. sayfa
A bölümü
*Sunum
*İletişim
*kısa
*takip etmelidir
*dinleyicileri
*sunum
B bölümü
D
D
D
Y
D
D
D
Y
D
D
D
D

c bölümü
sunum hazırlık aşaması
2-planlama
3-bilgi toplama
4-hedef kitleleri belirleme
sunum planlaması
2-taslak üzerinde çalışma
3-sunum yöntemini belirleme
4-araçları hazırlama
sayfa 14;
A.Boşluk doldurma:
1-sunum
2-uyum(eşgüdü)
3-görsel/kısa
4-dinlemelidir.
5-dinleyiciyi
6-Sunum
B.Doğru/Yanlış
1-D, 2-D, 3-D ,4-Y, 5-D, 6-D, 7-D, 8-Y, 9-D, 10-D, 11-D, 12-D
Sayfa-15
1-b
2-e
3-b
4-a
Sayfa 19
1- Türkçemize giren yabancı kökenli kelimeler üzerinedir. Bu kelimeleri ayırmamız gerektiği söylenmektedir.
2-Bu tartışmada sadece tek bir taraftan bakılmıştır. Yani zıt düşünceler söz konusu değildir. Tartışma bence amacına tam anlamıyla ulaşamamıştır.
3-Tartışmalarda zıt düşünceye sahip insanlar birbirlerini kıracak, küçük düşürecek şeyler yapmamalıdırlar.Hakaret etmemelidirler.Eğer yapılırsa bu hem tartışmanın kalitesi açısından hem de bu tartışmaya katılan, izleyen, dinleyenler açısından da hiç iyi olmayacaktır.
4- Evet ben düşünüyorum; çünkü insanlar önyargılı davranıp, karşısındaki kişinin görüşüne aldırmayıp benim dediğim doğru diye diretirse tartışmanın kalitesi düşer ve ortaya büyük bir gerginlik çıkabilir.
5- Güncel konular yer alır, tartışmaya katılanlar örneklerle beraber kendi düşüncelerini başkalarıyla paylaşırlar ve bu düşüncelere karşı zıt düşünceler tartışmada yer alır.
Bu kadar yapabildim arkadaşlar.
7-Öğreticilik. Göndergesel işlev. bunu şurdan anlıyoruz dille ilgili açıklamalar yaptığından.
Sayfa 20
2. etkinlik
1-tartışma problemlerinin seçimi
2-tartışmayı yönlendirecek soruların belirlenmesi
3-araç ve tekniklerin belirlenmesi
4-tartışmanın yapılacağı fiziksel ortamın düzenlenmesi
5-değerlendirme
sayfa 21
3.etkinlik
topluma açık tartışmalar
-herkese açık olarak olarak gerçekleştirilir
-bilgilendirme yönlendirme amçlıdır
-basın ve halk önünde gerçekleştirilir
-sonuçlar ayrıca duyurulmaz
-tartışmaya dinleyicilerde katılır
topluma kapalı tartışmalar
-sonuçları yalnızca basın aracılığıyla verilir
-kamuoyu oluşturmak amaçlanır
-sonuç bildirisi yayınlanır
-basına ve topluma kapalıdır
-konuları günceldir
sayfa 22 BOŞLUK DOLDURMA
1.başkan
2.tartışma
3.panel
4.münazara
DOĞRU-YANLIŞ
Y D D D
Sayfa 23 - ÇOKTAN SEÇMELİ
1.A
2.E
3.E
4.E
5.B
6.C
7.D
8.A
sayfa 29
boşluk doldurma
1-başkanın
2-panel
3-katılımcılar
y
d
d
d
1-e
2-b
3-d
sayfa 30
1-fikirlerin
2-paneli
3-amaç
b bölümü
d
d
d
y
c bölümü
1-a
2-d
3-d
Sayfa 30
panelde seçilen konu üzerinde farklı 'düşüncelerin dile getirilmesi sağlanır.
tartışmayı yoneten başkan knouyu yonlendirecek şekilde...
B:
D
Y
Y
D
C:1.C 2.D 3.B
Sayfa 34
1.) Vardır .Tema, hazırlık , sözcükler etkiler.
2.) Gerçekçilik kazandırır.
3.) Evet Belirtmiştir. Giriş , Gelişme, Sonuç
Sayfa 35
1. Etkinlik
3. Soru) Önemlidir. Çünkü hazırlıksız olursak anlatımımızı çok iyi yapamayız, karışıklık olur ama eğer hazırlanırsak çok iyi bir şekilde yaparız.
Sayfa 36
3. Soru) Önemlidir. Çünkü ön hazırlık yapınca konuyu nasıl anlatacağımızı planlarız ve düzgün bir şekidle anlatırız.
4.Soru) Yazıya ve konuşmaya öznel düşünce eklemek, Toplanan bilgileri deneyimlerle zenginleştirmek, Yazma ve Kobuşması öncesi bilgi toplamak.
Sayfa 37
Ölçme ve Değerlendirme
D
D
D
D
D
D
D
D
C.
3. C
4. E
Sayfa 41
A)1.boşluk konu
2.boşluk tema
3.boşluk içerik
4.boşluk kişiler
5.boşluk olay örgüsü
B)1,4,5,7,9.boşluk-bireysel tema
2,3,6,8. boşluk -sosyal tema
C)1-b
2-d
3-d
Sayfa 50 - Hazırlık
1.Bu hikayeyle verilmek istenen mesaj nedir? Düsüncelerin kisiden kisiye değistiği.
Ayrıca Bacon'ın sözünde sıradan şeyleri gözümüzde büyüterek mucizevi şeylere dönüştüreceğimize mucizevi şeyleri sıradan şeylere dönüştürün böylece başarıya ulaşırsınız
Sadi Şirazi'nin sözünde ise Bazı güzellikleri herkes aynı gözle göremeyebilir.Bakışa göre karşı tarafın güzelliği,iyiliği veya kötülüğü değişebilir. bunlar anlatılmakta..
Metin İnceleme
1-Yazarın hayata bakış açısıyla ilgilidir.
3-Kişiselerin bireysel düşünceleri,yaşam biçimleri,hayat şartları..
5-Çirkinlik-somut Romantizm-soyut İyi-soyut Oy deposu-soyut Binalar-somut vb..
Sayfa 51 - 1.Etkinlik
1.Metin Somut 2.Metin Soyut
Tablodaki görme işitme tatma koklama dokunma bunlar 1.metine aittir.
2.Etkinlik
Öznel-kişinin kendi duygularıyla ifade ettiği düşünceler
Nesnel-herkes tarafından değişmeyen kesin ifadeler. (bunu açıklamama gerek yoktu sanırım neyse )
1.Metin Nesnel 2.Metin Öznel
Sayfa 52
Tablodaki özelliklerden
1- 1.Metin
2- 1.Metin
3- 2.Metin
4- 2.Metin
5-6-7 - 1.Metin
8-9 - 2.Metin
10-11 -1.Metin sadece bu kadar yaptık 3.Etkinlik ve 53.sayfa benimde ödevim umarım yardımcı olmuşumdur..
52. sayfadaki tablo şöyle
Doğrudan Anlatım 1.Metin hepsi. İç taraflarında ağaçların yüksekliği elli,altmış metreyi bulur. buradaki bulur doğrudan anlatım olduğumu gösterir vb..
Dolaylı Anlatım 2.Metin. Annesini tanımıyormuş burdaki -muş dolaylı anlatım oldugunu gösterir. vb..
53. sayfadaki 4.etkinlik
Şiir aynı olduğu halde değişen nedir? örneğin çocuk gibi okunduğunda daha bir masumluk,şirinlik vardır. Şiir tamamen konu başlığımızda olduğu gibi anlatıcının tavrıyla ilgilidir.
6.Etkinlik
kişisel düşünceler- hiç görmediğim bir güzellikteydi. hiç kimse görmüyor bu güzelliği.. vb
günlük olduğu için tamamen kişisel düşüncelere yer verilmiştir diyebiliriz..
Sayfa 54 - 8.Etkinlik
1.cümle- öznel soyut doğrudan
2.cümle-öznel soyut doğrudan
3.cümle-nesnel somut dolaylı
4.cümle-öznel soyut doğrudan
5.cümle-nesnel somut dolaylı
Ölçme Değerlendirme
1-Somut 2-Öznel 3-Nesnel 4-Soyut 5-Doğrudan Anlatım 6-Dolaylı Anlatım.
Sayfa 55 (D/Y)
1-D 2-Y 3-Y 4-Y 5-Y
Çoktan seçmeli sorular
1-D 2-D 3-D 4-E 5-C
Sayfa 56 ile Sayfa 60 Arası Cevaplar
6. Anlatımın Özellikleri
Metin İnceleme
1.)Açık bir anlatımda fikirler, duygular açık ve net şekilde anlatılmalıdır. Buna göre yukarıdaki metinlerden hangisinin açık anlatıma sahip olduğunu belirtiniz.
CEVAP:Birinci metin açık anlatıma sahiptir.
2.) Açık anlatımlarda, anlatılacak hâlin ve olayın, betimlenecek görünüşün, sezginin, dile getirilecek duygunun ve düşüncenin anlatıcının zihninde açık ve net biçimde belirlenmesi gerekir. Anlatılacak, dile getirilecek, betimlenecek hususların dilin bilinen ve kabul edilen kurallarına uyularak düzenlenmesi zorunludur. Buna göre yukarıdaki metinlerden hangisi açık bir anlatıma sahip değildir? Niçin? Sözlü olarak ifade ediniz.
CEVAP:İkinci metin açık anlatıma sahip değildir. Çünkü bu metinde çok sayıda anlatım bozukluğu yapılmış ve metnin anlaşılırlığı zayıflamıştır.
3.) Güzel bir anlatım için sözlü veya yazılı ifadenin hiçbir engele uğramadan akıp gitmesi; ses akışını bozan, söylenmesi güç seslere ve kelimelere yer verilmemesi; gereksiz söz tekrarından kaçınılması gerekir. Buna göre yukarıdaki metinlerden hangisinin güzel anlatıma örnek olamayacağını açıklayınız.
CEVAP:İkinci metin güzel anlatıma sahip değildir. Çünkü bu metinde ses akışını bozan, söylenmesi güç seslere ve kelimelere yer verilmiş, dilbilgisi kurallarına uymamaktan kaynaklanan “ifadenin hiçbir engele uğramadan akıp gitmesi” kuralına da uyulmamıştır.
Anlama ve Yorumlama
1.etkinlik
İncelediğiniz metinleri tablodaki özelliklere göre değerlendiriniz.
CEVAP:
Açık, duru anlatım ile kapalı anlatımın özellikleri nelerdir? Tablodan ve metinlerden hare*ketle tartışınız. Sonuçları maddeler hâlinde defterinize yazınız.
CEVAP:
Açık ve duru anlatım anlatımın özellikleri:
ü Fikirler, duygular açık ve net biçimde anlatılır.
ü Anlatılanları okuyucu net şekilde anlar.
ü Anlatılanlar bilinen dil kurallarına uyularak aktarılır.
ü Gereksiz ses ve kelime tekrarlarına yer verilmez.
ü Dil ve ifade gayet sade, gösterişsiz ve süssüzdür.
ü Söylenmek istenenler kısa ve kesin ifadelerle dile getirilir.
Kapalı anlatımın özellikleri:
ü Anlaşılmayan ifadelere yer verilir.
ü Ses akışını bozan, söylenmesi güç ses ve kelimelere yer verilir.
ü Fikirler ve duygular anlatılırken muğlâk ifadeler kullanılır.
ü Kelime ve cümle düzeyinde gereksiz ifadeler kullanılır.
ü Karmaşık ve anlaşılması güç cümleler kullanılır.
ü Gereksiz deyim ve terimlere yer verilir.
ü Kullanılmayan söz ve söz öbeklerine yer verilir.
Yukarıdaki tablodan yararlanarak aşağıdaki şemaya açık bir anlatımın özelliklerini yazınız.
CEVAP: Akıcı Bir Anlatımın Özellikleri :
Akıcı : Söyleyişin pürüzsüz olması, bir yazının kolayca ve zevkle okunmasıdır. Uzun cümlelerde aynı hece ve eklerin tekrar edilmesi akıcılığı bozar.
Duru : Parçada veya cümlede gereksiz sözcük kullanılmamasıdır.
Yalın : Sanatlı söyleyişlerden, süsten uzak durmaktır. Gereksiz ayrıntılara, sanatsal söylemlere girilmemesidir.
Ç. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. Aşağıdaki yargılardan hangisi akıcı bir metnin özelliği olamaz?
A) Devrik ve uzun cümlelere yer verilir.
2. Aşağıdakilerden hangisi sözlü ve yazılı ifadenin hiçbir engele uğramadan akıp gitmesini sağlayan unsurlardan değildir?
E) Yabancı dillerden dilimize geçmiş kelimelerin kullanılması
3. Aşağıdakilerden hangisi yazılı ve sözlü bir metinde akıcılığı sağlayan unsurlardan de*ğildir?
A) Metindeki dil ve ifadenin süslü olması
4. "Dilimizde Arapça ve Farsça dillerinden geçmiş birçok sözcük vardır." cümlesinde akıcılığı bozan neden aşağıdakilerden hangisidir?
A)Fazla kelime kullanılması
Sayfa 60 ve Sayfa 70 Arası Cevaplar
7. Anlatımın Oluşumu
Hazırlık
Dizelerinin sırası karıştırılmış aşağıdaki şiiri ve cümlelerinin yeri karıştırılmış nesir parçalarını anlamlı birer metin hâline getiriniz.
CEVAP:
Kimsesiz odanda kış geceleri,
İçin ürperdiği demler beni an!
De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran!
De ki: Odur sarsan pencereleri,
v Evrende gördüğümüz, binlerce ışık yılı yarıçapında dev galaksileri bile atomun oluşturduğunu biliyor musunuz?
v Biliyorsunuz da hiç düşündünüz mü?
v Düşündüğünüzde ve evreni "tümevarım" metoduyla incelediğinizde en küçük parçaların en büyük yapıları oluşturduğunu görürsünüz.
v İnsan da böyle değil midir?
v Gözümüzle göremediğimiz atomlar hücreleri, hücreler dokuları, dokular organları, organlar sistemleri oluşturmaz mı?
v Peki dil için aynı şeyleri düşünebilir miyiz?
Cümleler arasındaki bütünlüğü oluşturan öğeleri belirleyiniz.
CEVAP:
• Her cümlenin kendinden önceki cümleye dil ve düşünce yönlerinden iyice bağlanması
• Önce verilen bilgilerle sonrakiler arasında bir ilişki ve bir bütünlüğün olması
• Cümleler arasında doğal geçişlerin kurulması
• Boşlukların bırakılmaması
• Bağdaşıklık kurallarına uyulması
• Bağlaşıklık kurallarına uyulması
Metin İnceleme
1.)İlk metinde dil bilgisi kurallarına ve sözcüklerin anlam bağlantısına uyulmuş mudur? Metinden hareketle açıklayınız.
CEVAP:Uyulmamıştır. Çünkü metinde dilbilgisi kuralları adeta yok sayılmış, Türkçe ve yabancı kelimeler uyumsuz bir şekilde bir arada kullanılmış, anlamsız kelimeler kullanılmış, kelimelerin büyük bir çoğunluğu yanlış telaffuz edilmiş, cümlelerde bağlaşıklık ve bağdaşıklık kurallarına uyulmamış, bağdaştırmalar yanlış ve anlamsız yapılmış…
2. )İlk metinde ifade edilenler hâlin gereğine uygun mudur? Niçin?
CEVAP:Uygun değildir. Çünkü bir olay veya durum karşısında insanların tavır, düşünce ve hislerini dile getirme tarzları her dilde bellidir. Ancak bu metinde ifade edilenler, doğru ve güzel bir dile ait değildir. Dolayısıyla metinde alışılmamış bağdaştırmalar bir hayli fazla yapılmıştır.
3.)İlk metindeki anlatım bozuklukları metni nasıl etkilemiştir? Tartışarak belirtiniz.
CEVAP:Anlatım bozuklukları metni elbette olumsuz etkilemiştir. Çünkü metni oluşturan söz ve söz öbekleri arasındaki anlam ve mantık bağıntısına uyulmamış, metni oluşturan söz öbekleri arasındaki dil bilgisiyle ilgili unsurlar göze ve kulağa rahatsızlık verecek şekilde yanlış kullanılmıştır.
4.)İlk metindeki konuşmalar dilimize zarar vermekte midir? Dilimizi korumanın, doğru ve güzel konuşmanın önemini düşünerek tartışınız. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
CEVAP:İlk metindeki konuşmalar dilimize hem de çok zarar vermektedir.
5.)Yazar, ikinci metinde bağdaştırma ve bağlaşıklık kavramlarını nasıl tanımlıyor? Örneklerle açıklayınız.
CEVAP:Sözcüklerin yeni bir anlam ifade etmek için bir araya gelerek oluşturduğu söz gruplarına bağdaştırma denir. Bağdaştırmalar, yaygın olarak kullanılan sözcüklerle oluşturulabildiği gibi birbiriyle anlamca pek uyuşmayan sözcüklerle de oluşturulabilir. Bağdaştırma, sanatsal metinlerde çok sık rastlanan bir özelliktir. Örneğin; “şehrin kalesi” ifadesi alışılmış bağdaştırma iken “aşkın kalesi” ifadesi alışılmamış bağdaştırmadır.
Metni oluşturan söz öbekleri arasındaki dil bilgisiyle ilgili unsurların göze ve kulağa seslenmesine ise bağlaşıklık denir. Buna göre; adıllar, belirteçler, ön adlar, tamlamalar, durum ekleri, fiil çatısı, cümle öğeleri ve vurgusu vb. bağlaşıklık unsurlarıdır. Örneğin; dilbilgisiyle ilgili anlatım bozuklukları bağlaşıklığa uymayan anlatım bozukluklarıdır.
6.)İkinci metinden hareketle bağdaştırmaların kaça ayrıldığını ve işlevlerini örnekler vererek açıklayınız.
CEVAP:Alışılmış ve alışılmamış olmak üzere iki tür bağdaştırma vardır. Aşağıdaki tabloda bir şiir üzerinde alışılmış ve alışılmamış bağdaştırma örnekleri görülmektedir:
Sayfa 60 ve Sayfa 65 Arası Cevaplar
6. etkinlik
Gruplara ayrılarak aşağıdaki metinleri inceleyiniz. Bütün cümlelerin bir tema etrafında birleşmesi gerekirken bu birleşmeyi bozan cümleleri gösteriniz.
CEVAP:
I. Bu kitap, sanat yaşamımın değişik dönemlerinden seçilmiş ürünlerden oluşuyor.
II. Ağırlık, 1970'lerden önce yazdığım şiirlerde.
III.Son beş yılda dergilerde birçok şiir yayımladım ancak bu şiirleri kitaba almadım.
IV. Anılarımda da belirttiğim gibi bunlar kendimle uzun bir hesaplaşmadan sonra oluşan şiirler.
V. Dolayısıyla beni bütün yönlerimle okurlarıma tanıtacaktır.
I. Okuduğunuz bir eserin nitelikli olup olmadığını mı anlamak istiyorsunuz?
II. Bu, seçici bir okurun yanıtlaması gereken ilk sorudur.
III.Onu birkaç ay sonra tekrar ele alın.
IV. Kötüyse okumaya değmez; iyi ise değişik bir tatla karşınıza çıkar.
V. Size yepyeni ufuklar açar.
7. etkinlik
Aşağıdaki metinde yazarın amacı nedir?
CEVAP:Yazarın amacı; insan hayatında kaderin önemli olduğunu ve insanların karşılaştıkları zorluk ve sıkıntıları göğüsleyebileceğini okuyucuya anlatmaktır.
Bu amaç onu bağdaştırma yaparken "alışılmış" ve "alışılmamış" tercihinde hangi bağdaş*tırma türüne yöneltmiştir?
CEVAP:Metinde alışılmamış bağdaştırma örnekleri çok fazla dikkat çekmektedir. Alışılmamış bağdaştırmalar, metin üzerinde renkli harflerle belirginleştirilmiştir.
Akla aykırı olduğu için inanıyorum." diyen Latin şairinin herhalde bir bildiği vardı. Gerçekte çevre*mizde olup bitenlerin kahir ekseriyeti önceden tahmin edilemeyen, hesaba geçirilemeyen, mantığa ve düz muhakemeye aykırı şeylerdir. Muhabbetin şirazesi, nefretin endazesi, aşkın hendesesi yoktur. İvazsız samimiyetin sıkletini çekecek terazi, huzurlu bir "fakirhane"nin sıcaklığını ölçecek bir termometre, kahır ve mihnetli geçirilmiş bir ömre sunulan fedakârlığın genişliğini tespit edecek bir mikâp icat edilmemiştir. İnsanlar, hayatın önceden kestirilemeyen, hendese ve matematiğe vurulamayan sürprizlerini yine hesaba ve endazeye sığmaz aykırılıklarla göğüsleyebilirler. Bilinmeyen her şey gibi kader de hesap haricidir. Hayata egemen olan rakamlar ve semboller değil kaderdir.
Ahmet Turan ALKAN
Ölçme ve Değerlendirme
A. Aşağıdaki boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz.
v Bir metnin ve metin parçasında dil öğelerinin dil bilgisi kurallarına uyularak yan yana getirilmesi*ne bağlaşıklık denir.
v Bir metnin ve metin parçasında dil öğelerinin ifade ettikleri husus ve durumlar arasındaki anlam bağlantısına bağdaşıklık denir.
v Bağdaştırma bağlaşıklık ve bağdaşıklık ile sağlanır.
v Dil birimlerini birbirine bağlayan dil kurallarının birbirine ifade ettikleri husus ve durumlar arasındaki anlam bağlantısı yazarın Türkçeyi doğru kullanması ile ilgilidir.
v Bağdaştırma alışılmış ve alışılmamış olmak üzere ikiye ayrılır.
B. Aşağıdaki şemayı doldurunuz.
Doğru Bir "Bağdaştırma" Yapmak İçin Gereken Kurallar
1 Bağlaşıklığa dikkat edilmesi
2 Bağdaşıklığa dikkat edilmesi
3 Birden fazla kelimenin bir araya getirilmesi
4 Bir araya getirilen kelimelerin anlamlı olması
5 Deyim, tamlama ya da kalıplaşmış söz grubu oluşturulması
C. Aşağıdaki çoktan seçmeli sorulan cevaplayınız.
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağlaşıklıkla ilgili bir dil hatası vardır?
A) Dün akşam Taksim meydanından gelen haber hepimizi üzdü.
B) Yirmi beş kişiden oluşan üniversitenin genç araştırmacılar topluluğu çalışmalarına başladı.
C) Konuğumuzla yapacağımız söyleşiyi canlı olarak yayınlıyoruz.
D) Tabelasız durak yerlerine tabela takılacak.
E) Kar yağışı aralıksız olarak sürüyor.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağdaşıklıkla ilgili bir dil hatası yoktur?
A) Hocam beni ben de kendisini tanırım.
B) Uzun uğraşlar sonucu hurdaya dönen araçtan cesetler çıkarıldı.
C) Görevlilerin mavi ceket ve kravat takması gerekiyor.
D) Yolda çok sayıda askeri ve polis aracı vardı.
E) Bırakın yemek yapmayı patates bile soyamaz.
3. Aşağıdakilerden hangisi "bağdaşıklık" kavramıyla ilgili değildir?
A) Gereksiz sözcük kullanılması
B) Sözcüğün yanlış yerde kullanılması
C) Tamlama yanlışlığı
D) Anlam belirsizliği
E) Sözcüğün yanlış anlamda kullanılması
4. I. Bir metnin ve metin parçasında dil öğelerinin dil bilgisi kurallarına uyularak yan yana getirilmesine "bağlaşıklık" denir.
II. Bir metnin ve metin parçasında dil öğelerinin ifade ettikleri husus ve durumlar arasındaki anlam bağlantısına "bağdaştırma" denir.
III.Bağdaştırma, yalnızca gerçek anlamlı sözcüklerin kullanımıyla oluşturulur.
IV.Bağdaştırma "bağlaşıklık" ve "bağdaşıklık" ile sağlanır.
V. Dil birimlerini birbirine bağlayan dil kurallarının birbirine ifade ettikleri husus ve durumlar arasındaki anlam bağlantısı, konuşmacı ya da yazarın Türkçeyi doğru kullanması ile ilgilidir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
A) I. B) II. C)III. D) IV. E)V.
Sayfa 65 ve Sayfa 70 Arası Cevaplar
8. Anlatım Türlerinin Sınıflandırılması
Hazırlık
İnsanlar birikimlerini niçin farklı türlerle anlatıyorlar?
CEVAP:Çünkü insanlar bir konu hakkında yazmak ya da konuşmak istediklerinde farklı farklı amaçlar taşırlar. Bir anlatımda amacımız heyecanlandırmak ise o şeyi olay veya olaylar yoluyla okuyanları adeta olayı yaşayacak bir şekilde hikâye ederiz. Okuyanları bir hayal vasıtasıyla ilişkilendirmek, o şeyi gözleri önünde canlandırmak istiyorsak, sanatlı ifadeler kullanarak onu bir tablo gibi canlandırarak betimleriz. Amacımız okuyanlara heyecan vermek, bilgi veya haber vermek ise sanatsız ve açık bir ifadeyle doğrudan doğruya anlatma yolunu tercih ederiz. Verilen bilgi ve haberler konusunda okuyanları inandırmak istiyorsak amacımızı ispat ve delillerle ifade ederiz.
Metin İnceleme
1.) Her anlatım: gerçekleştiği bağlam içinde ayrı bir bütündür. Anlatım, dil bilgisi kuralları ve anlam ilişkisi ile birbirine bağlanan cümle ve paragraf adlı birimlerden oluşur. Buna göre okuduğunuz metnin kendi içinde bir bütünlük ve birim değeri taşıyıp taşımadığını belirtiniz.
CEVAP:Metin, kendi içinde cümleler ve paragraflar vasıtasıyla bir bütünlük ve birim değeri taşımaktadır. Bu bütünlük neticesinde ortaya hikâye çıkmıştır.
2.)Edebî türler veya metin türlerinde farklı anlatım birlikleri bir araya gelir. Bir hikâyede betimleme, açıklama, tanıtma amacıyla yazılmış parçalar öyküleme (hikâye etme) çevresinde birleşir. Makalede; açıklama, tanımlama, tartışma, öğretme, anlatım biçimleri birlikte kullanılabilir. Buna göre okuduğunuz metinde hangi anlatım türleri kullanılmıştır? Örneklerle açıklayınız.
CEVAP:Bu metinde daha çok betimleme ve öyküleme anlatım türleri kullanılmıştır. Örneğin; “Bir sonbahar günü baktı ki küçük çam ağaçları filizi, körpe diken yapraklarıyla, üç beş kocayemiş çıngıl çıngıl yemişleriyle yer yer esmer pembe, kül rengi toprağa saye salar.” cümlesinde sıfatlar ve ayrıntı bildiren sözcükler yardımıyla adeta bir resim çizilmekte, yani betimleyici anlatım türü kullanılmaktadır.
“Bir sabah her zamanki çamın altına vardım ki bir köylü kadın, üç yarı çıplak çocuk garip birtakım taşlar, tahtalar, saçlarla bir şeyler yaparlar. Bu, her tarafından poyraz, lodos, gün doğusu, keşişleme, yıldız, karayel rüzgârı giren bir evdi. Mustafa arkasına yeşiller giymiş güçlü kuvvetli bir kadın takmış, üç evleğine çizgiler, ocaklar açıyordu.” paragrafında ise betimlemeyle birlikte bir olayın anlatılması söz konusu olmakta, yani öyküleyici anlatımdan yararlanılmaktadır.
3.)Anlatımın gerçekleşmesinde iletişime katılan öğeler, anlatımın amacı, alıcıda uyandırılmak istenilen etki ve anlatıcının anlatılan husus veya obje karşısındaki tavrı anlatım türünü belirler. Buna göre okuduğunuz metinde anlatım türünün belirlenmesinde hangi unsurların etkili olduğunu tartışarak açıklayınız.
CEVAP:İletişime katılan öğeler (gönderici, alıcı, ileti, kanal, bağlam), anlatımın amacı (bir olayı veya durumu hikâye etme), alıcıda uyandırılmak istenen etki (konu, tema) ve anlatıcının anlatılan husus veya obje karşısındaki tavrı (üslup, anlatım) bu metnin anlatım türünün belirlenmesinde ayrı ayrı etkili olmuştur.
4.) Sizce bu metinde yazarın amacı nedir?
CEVAP:Yazarın amacı, bir olayı ve durumu hikâye etmek suretiyle okuyucuda tabiata ve nesnelere karşı duyarlılık hissi uyandırmaktır.
5.)Yazar, görmediğimiz şeyleri zihnimizde canlandırıyor mu? Bunun için nelere başvuruyor? Sözlü olarak ifade ediniz.
CEVAP:Evet, yazar, görmediğimiz şeyleri zihnimizde canlandırıyor. Bunun için betimleyici anlatım öğelerine (sıfatlara, renk ve ayrıntı bildiren sözcüklere) başvuruyor.
Anlama ve Yorumlama
1.etkinlik
Aşağıdaki cümlelerden anlamlı bir paragraf oluşturunuz.
CEVAP:Vatanıma yararlı ama insanlığa zararlı bir şey bilseydim bir cinayet gözüyle bakardım ona, diyor Montesquieu (Montesku). Ünlü yazarın bu sözünü duyunca kendimi hep bu açıdan kontrol ederim. Ne var ki her zaman bu söze uygun davranmadığımı görüyorum. Bana yararlı ama aileme zararlı bir şey bilseydim unutmaya çalışırdım onu. Aileme yararlı ama vatanıma zararlı bir şey bilseydim aklımdan atardım onu.
Her anlatımın kendi içinde bir birim değeri taşıdığını düşünüyor musunuz? Niçin?
CEVAP:Elbette her anlatım kendi içinde bir birim değeri taşımaktadır. Cümlelerin oluşturduğu paragraflar hikâye, deneme, makale, vs. düzyazı metin türlerini; mısralar ise beyitleri, dörtlükleri, onlar da metin türü olarak şiiri oluşturmaktadır.
2.etkinlik
Aşağıda yazma amaçlarıyla anlatım türleri verilmiştir. Yazarın amacına uygun anlatım türlerini boş bırakılan yerlere yazınız.
CEVAP:
v Bu tekniği kullanan yazarın amacı okuyucuya bilgi vermektir. Genelde öğretici/didaktik metinler de kullanılır. Onun için makale, eleştiri gibi yazılarda, tarih, coğrafya gibi ders kitaplarında kullanılır. Yazar, okuyucunun bilmediğini düşündüğü bilgileri aktarır. Bu tekniğe açıklama denir.
v Bu tekniği uygulayan yazarın amacı, okuyucunun görmediği bir görüntüyü, olayı, yeri okuyucunun kafasında canlandırmaktır. Yazar özellikle görme duyusundan yararlanarak okuyucunun hayalinde sanki sözcüklerle resim yapar. Okuyucuya böylece izlenim kazandırır. Bu tekniğe betimleme denir.
v Bu teknikte yazarın amacı, okuyucuyu bir olay içinde yaşatmaktır. Olay akışı vardır. Olaylar birbiri üzerine gelişir ve zaman durmadan geçer. Genellikle haber kipleriyle çekimlenmiş fiiller kullanılır. Bu tekniğin en önemli iki özelliği; zaman akışı ve bir romandan alınmış izlenimi vermesidir. Bu tekniğe öyküleme denir.
v Bu tekniği kullanan yazarın amacı, okuyucunun herhangi bir konudaki fikrini değiştirmektir. Bu teknikle yazılmış metinlerde iki görüş vardır. Bunlardan biri yazarın görüşü diğeri de başkalarının görüşüdür. Yazar değişik yöntemler kullanır, deliller getirir, ispatlar yapar, metnin sonunda kendi görüşünü haklı çıkarır. Metinde genellikle karşılıklı konuşma havası vardır. Bu tekniğe tartışma denir.
3.etkinlik
Öyküleyici anlatım, betimleyici anlatım, öğretici anlatım, açıklayıcı anlatım, kanıtlayıcı anlatım, tartışmacı anlatım, coşku ve heyecana bağlı anlatım, destansı anlatım, düşsel anlatım, mizahi anlatım, emredici anlatım, söyleşmeye bağlı anlatım, gelecekten söz eden anlatım vb. anlatım türleri vardır.
(Not: Bu bilginin yer aldığı 68.sayfada -sehven- “göstermeye bağlı anlatım” ve “acı ve hüzünlendirici anlatım” şeklinde müfredatta olmayan anlatım türleri de yazılmıştır. Düzeltiriz…)
Aşağıdaki metinlerde yazarların hangi anlatım türlerini kullandığını söyleyiniz.
CEVAP:Yahya Kemal tıpkı son zamanlardaki resimlerde göründüğü gibi: orta boylu, şişman, çok şişman, göğsüne kadar çıkan yarım küre şekline bir göbek... Bu muazzam gövdeyi başa bağlayan kalın ve kısa bir boyun, yuvarlak, buğday renginde kansız bir yüz... Ama cildi yaşına göre taze ve pürüzsüz. Kapıdan girince hemen solda banyo ve tuvalet... Onun her tarafı gömme gardırop... Gardırobun yanında üst üste konmuş bavullar. En üsttekinin üzerinde kitaplar, gazeteler, pasta kutuları... Orta yerde, baş tarafı duvar kenarında olan ve üzerinde, içeri girdiğinde Yahya Kemal'in oturduğu karyola...
(BU METİNDE BETİMLEYİCİ ANLATIM TÜRÜ KULLANILMIŞTIR.)
İşçi arıların vücutları, hayatları boyunca bazı değişikliğe uğrar ve bu değişikliklere göre kalanı içerisinde görev alır. İşçi arıların ilk üç günü kovanları temizleme ile geçer. Sonraki bir hafta boyunca genç kovanlar için gerekli besini salgılamaya başlarlar. Artık temizlikten larva bakıcılığına geçmiştirler. Onuncu günden itibaren ise karın bölgelerinde mum üreten bezler gelişir. Bu bezler petek yapımı ve onarımında kullanılacaktır. Artık arılarımız birer kovan işçisidir. Yirminci günlerinde ise mum bezleri işlevini yitirir ve artık iğne bezleri gelişir; zehir üretmeye başlarlar. İşçilikten askerliğe terfi etmişlerdir. Askerlik sonrasında ise hayatlarının geri kalanına çiçek özü toplayıcısı olarak devam ederler.
(BU METİNDE ÖĞRETİCİ ANLATIM TÜRÜ KULLANILMIŞTIR.)
Yeşil pencerenden bir gül at bana,
Işıklarla dolsun kalbimin içi
Geldim işte mevsim gibi kapına
Gözlerimde bulut saçlarımda çiğ
Ahmet Muhip DIRANAS
(BU METİNDE COŞKU VE HEYECANA BAĞLI ANLATIM TÜRÜ KULLANILMIŞTIR.)
Ölçme ve Değerlendirme
A. Aşağıda boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz.
v Yazarın amacının okuyucuyu bilgilendirmek olduğu anlatım türüne öğretici ya da açıklayıcı anlatım denir.
v Yazarın amacının okuyucunun herhangi bir konuda fikrini değiştirmek olduğu anlatım türüne tartışmacı anlatım denir.
v Sözcüklerin yeni bir anlam ifade etmek için bir araya gelerek oluşturduğu söz gruplarına bağdaştırma denir. Alışılmış ve alışılmamış olarak iki çeşidi vardır.
v Bir metni oluşturan söz ve söz öbekleri arasındaki anlam ve mantık bağıntısına bağdaşıklık adı verilir.
v Metni oluşturan söz öbekleri arasındaki dil bilgisiyle ilgili unsurlar göze ve kulağa seslenir. Buna göre; adıllar, belirteçler, ön adlar, bağlaçlar, durum ekleri, fiil çatısı, cümle öğeleri ve vurgusu vb. bağlaşıklık unsurlarıdır.
B. Aşağıdaki anlatıma hazırlıkla ilgili yargıları doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.
(Y) Öyküleyici, betimleyici, göstermeye bağlı anlatım, anlatım türlerinden bazılarıdır. (Çünkü göstermeye bağlı anlatım diye bir anlatım türü yoktur.)
(D) Makalelerde açıklama, tanımlama, tartışma, öğretme anlatım biçimleri kullanılır.
(D ) Açıklayıcı anlatımlarda genellikle haber kipleriyle çekimlenmiş fiiller kullanılır.
C. Aşağıdaki çoktan seçmeli sorulan cevaplayınız.
1. Aşağıdakilerden hangisi bir anlatım türüdür?
A) Nesnellik B) İlişki kurma C) Benzetme D) Tartışma E) Öğretme
2. Aşağıdakilerden hangisi metni oluşturan birimlerden değildir?
A) Ses B)Kelime C) Cümle D) Paragraf E)Anlam
Ünite Sonu Ölçme ve Değerlendirme
A. Aşağıdaki boş bırakılan yerlere gelebilecek uygun sözcükleri yazınız.
v Yazarın amacının okuyucuyu bir olay içinde yaşatmak olduğu anlatım türüne öyküleyici anlatım denir.
v Yazarın amacının okuyucunun görmediği bir yeri zihninde canlandırmak olduğu anlatım türüne betimleyici anlatım denir.
v Yazar anlattığı kavramı daha belirgin hâle getirmek için tanımlar kullanır.
v Yazar soyut düşünceyi daha görünür hâle getirip somutlaştırmak için örnekler kullanır.
B. Aşağıdaki tabloda verilen temaları, istenen unsurlara göre sınırlandırınız.
Yer, Kişi, Zaman ve Bağlam
Ayrılık Soğuk bir kış günü küçük çocuğun evinden ayrılması
Hoşgörü Toplumda zaman zaman hata yapan çocuklara karşı büyüklerin hoşgörüsü
C. Aşağıdaki anlatıma hazırlıkla ilgili yargıları doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.
( D ) "Romanda, fakir köylünün hayat mücadelesi zengin benzetme ve mecazlarla süslenerek aktarılmış." cümlesinde eserin hem konusundan hem de üslubundan söz edilmiştir.
( Y ) Akıcılık; hiç kimseye benzememek, farklı olmak, taklit ve kopyadan uzak durmak, basmakalıp ifadelerden vazgeçerek kendine has bir anlatım oluşturmaktır.
( D ) Duruluk, metinde veya cümlede gereksiz sözcük kullanılmamasıdır.
( Y ) Özgünlük; söyleyişin pürüzsüz olması, bir yazının kolayca ve zevkle okunmasıdır.
( D ) Konuşmada ve yazmada yerel ağızların, söyleyişlerin yerine kültür dilini kullanmaya özen göstermeliyiz.
( D ) Sözcüklerin doğru seçilmesi, cümlelerin gereği gibi kurulması ve birbirine mantıksal bir ilgi ile bağlanması, konuda birliğin sağlanıp sürdürülmesi, bilgilerin doğruluğu bağdaşıklıktır.
( Y ) "Çiçeklerin ağlaması" söz grubunda alışılmış bağdaştırma vardır.
( D ) "Renk kuşağı" söz grubunda alışılmamış bağdaştırma vardır.
(Not: 69.sayfadaki bu tabloda -sehven- 13 sütun yerine 7 sütuna yer verilmiştir. Düzeltiriz…)
Anlatım Türleri
Öyküleyici anlatım, Betimleyici anlatım, Coşku ve heyecana bağlı anlatım, Destansı anlatım , Emredici anlatım, Öğretici anlatım, Açıklayıcı anlatım, Tartışmacı anlatım, Kanıtlayıcı anlatım, Düşsel anlatım, Gelecekten söz eden anlatım, Söyleşmeye bağlı anlatım, Mizahi anlatım
E. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. Aşağıdakilerden hangisi anlatımın türünü belirleyen özelliklerden değildir?
A) İletişime katılan öğeler
B) Anlatımın amacı
C) Alıcıda uyandırılmak istenen etki
D) Anlatıcının obje karşındaki tavrı
E) Anlatımda izlenecek yolun belirlenmesi
2. Aşağıdakilerden hangisi makalede kullanılabilecek anlatım türlerinden değildir?
A) Açıklama B) Tartışma C) Öyküleme D) Tanımlama E) Tanık gösterme
3. Aşağıdakilerden hangisi düşünceyi geliştirme yollarından değildir?
A) Sayısal verilerden yararlanma
B) Benzetme
C) Betimleme
D) Tanımlama
E) Örneklendirme
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A) Edebî eserlerde dil ve anlatım biçimlerinin tümüne konu denir.

Read more

Bozkurt Motifi Neyi Temsil Eder - Bozkurt Destanı

Kurt güç ve kuvvet sahibi bir hayvandır. Türkler kendi hakanlarını kurda benzeterek onların güç ve kuvvet sahibi olduğunu düşünmüşlerdir. Kurt aynı zamanda Kök Tanrı’nın habercisi olarak görülür ve o görüldüğü zaman insanlara bolluk ve bereket getirir. Yeni yurtların kapısını açar.
Read more

2012-2013 11.Sınıf İnkılap Tarihi Cevapları

SAYFA:16-17
A. Aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
1.XIX.yüzyılda Selanik şehrinin siyasi,sosyal ve kültürel yapısı hakkında bilgi veriniz?
1.Siyasi Durum:Fransız ihtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik düşüncesinden etkilenmişlerdir.Osmanlı toprakları üzerinde çıkarları olan emperyalist devletlerinde kışkırtmaları ile isyan edip bağımsızlık çabası içerisine girmiştir.Pek çok siyasi çatışmanın olduğu bir bölge olarak tarihe geçmiştir.

Kültürel Durum:Selanik şehrinde Türklerle birlikte Rum,Bulgar,Sırp,Yahudi ve Ermeni gibi milletler yaşamaktaydı.Bu çok uluslu yapı, konuşulan dil,inançları gelenek ve görenek ülkede çok zengin bir kültürel yapının oluşmasını sağlamıştı.
Sosyal Durum:Fransız İhtilalinden sonra fikir akımları ortaya çıkmıştır.Rumelideki en gelişmiş şehirdir. İşlek bir limanı ve Avrupa ile demiryolu bağlantısı olan şehir,canlı bir ticaret merkeziydi.
2.Mustafa Kemal'in ilköğrenimini aldığı Şemsi Efendi Okulunun aynı dönemdeki diğer okullardan farkı nelerdir?
2.Yeni öğretim metodları uygulanmakta,okumayı ve yazmayı kolaylaştıracak araç gereçler kullanılmaktaydı.Pozitif bilimler dersleri verilmekteydi.
3. Mustafa Kemal'in fikirlerinden etkilendiği yerli ve yabancı yazarlar kimlerdir?
3.Namık Kemal,Tevfik Fikret,Ziya Gökalp,Celal Nuri,Voltaire,J.J. Rousseav
4. Mustafa Kemal'in Türk halkı tarafından tanınmasında etkili olan savaşlar hangileridir?
4.Çanakkale Savaşı,Trablusgarp Savaşı,Kafkas Cephesi,Balkan Savaşları,Kurtuluş Savaşı
5. Mustafa Kemal'in liderlik özelliği hakkında bilgi veriniz?
5.M.Kemal birçok savaşta başkumandan olarak görev aldı.Ülkeyi ileriye götürmek için çalıştı.
6. Atatürk'ün ileri görüşlülüğüne bir örnek vererek açıklayınız?
6. Sevr Antlaşması’ndaki maddelerin ileride nelere yol açacağını düşünüp bu antlaşmanın kabul edilmesini istememiştir.
7. Mustafa Kemal'in ordu,siyaset ilişkisi hakkındaki görüşleri nelerdir?
7.Partiye katılmak isteyen subayların ordudan ayrılması gerektiğini düşünüyordu.Çünkü ordu ve cemiyet bir oldığu sürece askeri alanda başarı sağlanamayacağı düşüncesindeydi.
8. Mustafa Kemal'in Harp Akademisinde okuduğu yıllarda İstanbul'daki siyasi durum hakkında bilgi veriniz?
8.Osmanlı Devleti’nin başkentiydi.
9. Mustafa Kemal'in sizi etkileyen en önemli özelliğini nedenini belirterek yazınız?
9.Cevap size aittir.
10. Mustafa Kemal'in başarılı bir eğitim hayatı geçirmesinin nedenleri nelerdir?
10.Küçüklüğünden beri askerliğe ilgi duyuyordu.Babasının ona verdiği öğüdü dikkate almıştır.Eğitim hayatında da okuduğu kitaplar ve devleti bulunduğu durumdan kurtarmak için düşünceleri eğitim hayatını etkilemişti.

Read more

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı İle İlgili Oratoryo

Cumhuriyet Oratoryosu
1:-Bir destan adam
Bir destan için
Çeker Samsun’a dalgalanarak
Bir destan bayrak…
2:-Alev alev dolaştı Anadolu’da
-Bir sêlam gibi gitti Erzurum’a
-Bin selâm gibi geldi Sivas’a, Erzurum’dan…
ATATÜRK – Ya toptan kurtuluruz
Ya toptan yok oluruz!
3:Ölüm kalım savaşıydı bu,
Ya bağımsızlık, ya ölüm…
Yaman vuruşuyorduk yaman,
Özgürlük adına, Türklük adına…
ATATÜRK – Ya bağımsızlık ya ölüm!
4:-Kaçtı gemiler,
-Alnı sargılı, kolu sargılı, boynu sargılı
-Ahmetler, Bekirler, Aliler,
-Mahmutlar, Kâzımlar, İbrahimler,
5:-Peşlerinden yettiler…
Diz çöküp Kordonboyu’na,
Ta yürekten çekip tetiği,
Gemilere yaylım ateş ettiler…
ATATÜRK – Hiçbir zafer amaç değildir. Bundan sonra başlıyor asıl İşimiz!
Bizi barındıracak yeni yapıyı
Artık kurabiliriz.
KORO – Yaşasın Cumhuriyet!
Atatürk:
Türk Ulusu! Az zamanda çok ve büyük İşler yaptık. Bunların en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Daha çok çalışacağız, daha az zamanda daha büyük İşler başaracağız!
1:-Şerefimiz var yurdun toprağında, taşında.
Dinç Cumhuriyetimiz
Tam … yaşında…
2: Dalgalansın her tarafta şanlı Türkün bayrağı
Korumaktır ve yüceltmek azmimiz bu toprağı !
Bu vatan hiç sensiz olmaz, ey güzel cumhuriyet
Milletim öyle demiştir ; ya ölüm, ya hürriyet !
3:Bağımsız devletin sevgi misali
Var mı bu bayramın eşi emsali
Payidar kalacak yıldız hilâli
Yaşa Cumhuriyet, Yaşa ATATÜRK…
4:Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti,
Zaferle kalbimize yazdık Cumhuriyeti…
5:Kan akıttık, can verdik; öyle kavuştuk sana,
Adın bile mutluluk veriyor insana.
Koro:Yaşamak için ölmek davasıdır hürriyet,
Yüzbinlerce şehidin adıdır CUMHURİYET!CUMHURİYET ORATORYOSU:
1:-Bir destan adam
Bir destan için
Çeker Samsun’a dalgalanarak
Bir destan bayrak…
2:-Alev alev dolaştı Anadolu’da
-Bir sêlam gibi gitti Erzurum’a
-Bin selâm gibi geldi Sivas’a, Erzurum’dan…

Read more

Sadullah Paşa Ondokuzuncu Asır Manzumesi Etkinlikleri

“Ondokuzuncu Asır” adlı şiiriyle, akla, deneye dayanan bilim ve tekniğin yeni bir dönemi başlattığını vurgulayarak görüşlerini dile getirmiş, biçimsel bir özellik taşımayan bu şiirinde insanı yüceltmiştir.
ONDOKUZUNCU ASIR MANZUMESİ ( SADULLAH PAŞA)
Bu manzume Sadullah Paşa’nın Avrupai fikirlerini ortaya koymaktadır. Sadullah Paşa bu manzumede ondokuzuncu asır medeniyetinin en mühim iki unsuru olan ilim ve tekniği yüceltmektedir.
Sadullah Paşa insan aklının kudretini yüceltiyor, yaptığı keşifler ve icatlar sayesinde Ortaçağ’ı aşarak yeni bir çağ yarattığını söylüyor. Sadullah Paşa’nın üslup bakımından çok zayıf olan bu manzumesinde şu fikirler ortaya konmaktadır.
1.İnsan aklının kudreti
2.Akıl ve tecrübe sayesinde meydana gelen ilim ve tekniğin Ortaçağ medeniyetine son vererek yeni bir devir açması,
3.Sosyal sahada eşitlik ve hürriyet fikirlerinin doğuşu,
4.Terakkiye iman
Dikkate değer bir nokta olarak, Sadullah Paşa , ondokuzuncu asır medeniyetinin Hıristiyanlığa aykırı olduğu halde, İslamiyetin esası olan Allah’ın birliği fikrini teyit ettiğini söylüyor.
Manzume bu asırda düşünce ışıklarının en son noktaya eriştiğini belirterek başlıyor.Olmaz zannedilen bir çok şey bu asırda mümkün hale gelmişti. Yeni keşifler, eski kanaatleri alt- üst etmiştir. Kimyevi araştırmalar, madde hakkındaki görüşleri tamamıyla değiştirmiştir. Eskiden basit zannedilen şeylerin zor, zor zannedilen şeylerin basit olduğu görülmüştür. Bu asırda ilmin esası öğrenilmiştir. Mantığın yerini tecrübe almıştır. Tecrübe sayesinde bir çok bilinmeyen bilinir hale gelmiştir. Eskiden mecaz olarak bilinenler gerçek, gerçek zannedilenler mecaz olmuştur. Eski bilgiler belki e temelinden yıkılmıştır. Astronomi, coğrafya, fizik ve kimya artık zihni kuruntulardan ve vesveselerden ve kuruntulardan ibaret değildir. Nazari meseleler artık denemeye dayanmaktadır. Deneme nazari fikirler için tam bir senet vazifesi görür.
Bu sebeple eski zanna dayanan fikirler kesin bilgiler olmaya başlamıştır. Bu asırda parlak akıllar gökyüzüne yükseliyor. Çekim kanunu adeta bir merdiven vazifesini görüyor. İnsan düşüncesi yerin derinliklerine de inebiliyor. Dünyanın yaratılışına ait deliller din kitapları arasında değil yer tabakaları arasında araştırılıyor. Bilgi sayesinde elektrik, ziya, buhar, mıknatıs, insanın elinde bir hareket unsuru oluyor. Işık eskiden sanatkarlar tarafından haberciye benzetilirken bu gün gerçekten bu işi görüyor. Ses mesafelerin tayininde sadık bir haberci olmuştur. Buhar, karanlıkları aydınlatıyor. Elektrik dört bir tarafa haberler taşıyor. Buhar kuvveti karada ve denizde bir taşıma Hızır’ı oluyor. Bütün bu keşiflerin yapıldığı asır, evvelki asırlardan üstün olmakla övünse hakkı değil midir?
Bu yüzyılda artık eski çağlardan kalma efsanelerin bilgilerin hiçbir değeri kalmadı. Ne Hızır-ı ebedi hayata ulaştırdığı söylenen “çeşme-i hayvan” ne bütün hastalıkları iyi eden “daru-yı sührab” ne efsun nüshası, ne müneccimlerin yıldızlarla insan talihi arasında bulduğu ilişkiler,” nahs-ı kıran” ve “sa’d-ı tevali” ne remil ve kehanet, ne cifriyat kaldı. Artık ne hüma kuşunun mutluluk getirdiğine ne de baykuşun uğrusuzluğu haber verdiğine inanılıyor. Ne Atlas omuzlarında gökyüzünü taşıyor ne Zühre yıldızı bir tanrı. Eflatunun fikirleri kainatın yaradılışı için bir esas olarak görülmüyor. 19. asrın ilmi bütün bu batıl inançları yıktı. Tanrı’nın birliği fikri bu asrın felsefesine temel oldu.
Akıl Tanrının birliği fikrini isbat ettiği için bütün milletler birlik yolunu tutuyorlar. Hak ve vazifenin sınırları tespit edildi artık insanlar ne birbirlerini zorlayabilir ne de üstün olmakla ezebilirler. Şahısların haklar artık kanunlar tarafından korunuyor. Cemiyet hayatına başka bir düzen verildi. Ne Amr Zeyd‘in esiri Ne Zeyd Amr ‘ın efendisi . Kanunlar eşitlik prensibine göre yapılıyor. İlmin yayılması zihinleri aydınlattı.Matbuatın feyizleri noksanları tamamladı. Bütün bu yenilikler maalesef doğudan değil batıdan doğdu. Doğu artık söndü. Ne Türkiye’nin , ne Arabistan’ın ne Herat’ın şöhreti kaldı. Zaman terakki zamanı, cihan ilim cihanı. Böyle bir asırda topluluklar hiç cahil yaşayabilir mi?

Bu manzumede bizi ilgilendiren taraf onun doğan bir alem ile çöken bir alemi , derli toplu bir şekilde karşılaştırarak bizlere sunmasıdır. Burada ondokuzuncu asrın ilim ve tekniğine hayran ortağı küçümseyen bir zihniyetle karşılaşıyoruz. Akla tecrübe ve insana karşı derin bir inanç var.
Manzume dili bakımından eskidir. Hemen hemen şairane bir özellik taşımaz. Divan edebiyatının bütün edebi sanatlarından sıyrılmıştır. Bu sebeple de çıplak ve kuru bir fikir ifadesinden ileri gidememiştir. Doğal bir gazete makalesinin şiire sokulmuş hali gibidir. Şiir, fikir yanında feda edilmiştir. Düşünceleri vereceğim diye şiire önem verilmemiştir. Bu sıralarda da pozitivizmi ve materyalizmi aşırı derecede savunan Beşir Fuad , yalnız Divan edebiyatına karşı değil, Tanzimattan sonra batılı romantikleri taklit eden yazarlara karşı da şiddetle hücum edecektir. Beşir Fuad ile Sadullah Paşa sadece dünya görüşleri olarak değil ölümleri ile de birbirlerine benzerler. İkisi de intihar eder.

Read more

2013 Biryay Yayınları 11.sınıf Edebiyat Etkinlikleri Soruları ve Cevapları

Sayfa 9 – Hazırlık Çalışması
1. Sanat estetik yönden görsel yönü geliştirmek için , bilim ise insanların hayatını kolaylaştırmak için vardır. İkisinin ortak yönü insanların yaşamlarını ileriye götürmektir
2.-Din değişikliği
-Lehçe ve şive farklılıkları
-Kültürel değişim
Coğrafi değişim
3. Hayır.Çünkü tarih kitapları 1. el kaynak olduğu için daha gerçekçidir.
4. Boş
Sayfa 10
a.) Din,dil, inanış, ekonomi, gelenek ve görenekler sosyal hayatı ruhsal olarak etkiler.
b.) ” Memleket bitti, yine bitmedi hâlâ sen ben ” ( Memleket yok oldu fakat hâlâ sen ben davası bitmedi. )
1.) Tema : Memleket Meselesi
2.) Şairin yaşadığı dönemde memleket sorunları varmış,klasik murabbada aşk ve felsefi düşünce konusu işlenirken Namık Kemal cesaretinden dolayı sosyal konuyla ilgili bir şiir yazmıştır.
3.) Osmanlı devletinin dağılma sürecinde Avrupadan hep geri kalmıştır, bu yüzden dağılma dönemine girmiştir.Şiirde ise anlatılmak istenen konu Memleketin yok olduğu fakat sen ben davasının bitmediği anlatılmak isteniyor.
4.) -
5.) Şairin yaşadığı dönemde Memleket sorunlarından dolayı ilk önce vatan sonra din, devlet ve milletini düşünmüştür.
a.) -
b.) Tanzimat edebiyatında yenilikler geldiğinden dolayı bülbül mazmunu alışagelmişin dışında kullanılmıştır.
Sayfa 11
1.) Başkan, Kozan Milletvekili Fevzi Paşa ile Edirne Milletvekili İsmet Paşa’nın Mustafa Kemal Paşa’ya milletin şükranını belirtmek üzere gazi unvanı ve müşirlik (mareşallik) rütbesi verilmesi hakkında bir yasa önerileri olduğunu bildirerek yasa önerisini görüşmeye açtı.
2.) -
Sayfa 12 – YORUMLAMA, GÜNCELLEŞTİRME
(klasik murabba-Namık Kemal’in şiiri şeklinde)
ölçü:ikisinde de aruz ölçüsü
söyleyiş tarzı:ağır-Sert, coşkulu
ses benzerlikleri:İkisinde de uyak redif kafiye
şiir dili:Arapça, Farsça, Türkçe-Namık Kemal’in şiiri olan büyük ihtimal Türkçe emin değilim
İmge ve çağrışımlar:ikisinde de bulunur. Ancak Namık Kemal bu imge ve çağrışımlara yeni anlamlar yüklemiştir.
Nazım Birimi:İkisinde de dörtlük
Temain, Felsefe-Vatan, Millet
Benzerlikler ve farklılıkları da ikisi de aynı olanları benzerliğe farklı olanları farklılıklarına yazın
Sayfa 13 – Değerlendirme
Doğru – Yanlış
1-Y
2-D
3-D
ÇOKTAN SEÇMELİ
1-C
2-D
3-B
BOŞLUK DOLDURMA
Her edebi eserin, yazıldığı dönemin siyasi ve sosyal olaylar ile ilişkisi vardır.(buraya tarihi kültürel vs. eklenebilir. O sizin isteğinize bağlı.)
6.Sorunun cevabı:Sanatçılar sosyal ve siyasi düşünceden etkilenirler ve gelecek nesilleri yazdıkları eserler ile yönlendirirler.
1.
-Sahn-ı saman medresesi açıldı.
-Kanunname-i Ali Osman Kanunları yayımlandı ve devletin devamı için kardeş katli serbest bırakıldı.
-Halifelik Osmanlılara geçti. Osmanlı Devleti İslam lideri oldu.
2.-
3.-
-Bükreş Anlaşması(Osmanlı-Sırplar)
-Edirne Anlaşması(Osmanlı-Sırplar)
-Berlin Anlaşması(Osmanlı-Rusya)
-Kütahya Anlaşması(Osmanlı-Mehmet Ali Paşa)
-Hünkar İskelesi Anlaşması(Osmanlı-Rusya)
-Balta Limanı Anlaşması(Osmanlı-İngiltere)
-Londra Boğazlar Sözleşmesi(Osmanlı-Rusya)
-Osmanlı-Rus Savaşı
-Kırım Savaşı(Osmanlı-Rusya)
-Paris Anlaşması(Osmanlı-Rusya)
-93 Harbi(Osmanlı-Rusya)
-Ayastefanos(yeşilköy) Anlaşması(Osmanlı-Rusya)
Sayfa 15
3- Batılılaşma sözünden ne anladığınızı söyleyiniz.
Batı ülkelerine göre geri kalmış;siyasi,ekonomik,teknik, eğitim, hukuk vs. gibi alanlar da Batı seviyesine çıkma arzusu anlmına gelir.
4- Başlangıçtan günümüze değin edebiyatımızın dönemleri:
1-İslamiyet öncesi Türk Edebiyatı
a) Sözlü Edebiyat Dönemi
b) Yazılı Edebiyat Dönemi
2-İslamiyet sonrası Türk Edebiyatı
a) Divan Edebiyat Dönemi
b) Halk Edebiyat Dönemi
3- Batı Etkisindeki Türk Edebiyatı
a) Tanzimat Edebiyatı Dönemi
b) Servet-i Fünun Edebiyatı
c) Fecri A-ti Edebiyatı
d) Milli Edebiyatı
e) Cumhuriyet Dönemi
f) 1940 sonrası
Ünite Değerlendirme
Y
D
D
Seçmeli Sorular
C
D
B
Boşluk doldurma
sosyal ve siyasi
6.Sosyal ve siyasi düşünceden etkilenrler ve gelecek nesiller yazdığı eserlerle yönledirirler .
SAYFA 16
3.Kanun ve insanların eşitliği
SAYFA 18
1.17. YY’dan sonra Osmanlı ekonomisinin bozulmasından bahsediyor.
2.
Osmanlı Devleti’ni güçlü kılan Sosyal, Siyasi Etkenler
1-Tanzimat Fermanı’nın açıklanması
2-Toprak düzeninde değişme olması
3-Okul sayısı arttırıldı.
4-Halkın okuma yazma öğrenmesine hız verildi.
Güçlü Devlet Düzeninin Bozulma Nedenleri
1-Ana ticaret yollarının değişmesi
2-Osmanlı yöneticileri batıda oluşan ekonomik değişmelerin, üretim ilişkilerindeki gelişmelerin farkına varamaması.
3-İmparatorlukların büyük bir ordu ve donanma beslemeleri
4. ETKİNLİK
1-Ekonomik Çöküş
2-Tek Kurtuluş Yolu
3-
4-Muhteşem Yenilik
5-Toprak İşleyenindir
6-İkileşme
7-Yenileşme
SAYFA 19
3.Devlet güvenliğinin tehlikede olduğunu gösterir.
6.Hürriyete dayalı bir kanunla idare edilmeleri ve Avrupa’da büyük yapıların görülmesi
7.İkisi de yapılan yeniliklerden memnun.
Osmanlı’nın ilerlemesini istiyorlar.
İslam’ın güzel olduğunu belirtiyorlar.
Sayfa 20 – Değerlendirme
1 – Doğru , Yanlışlar
D
Y
D
D
2 – Boşluk Doldurma
Tanzimat
Batılaşma
3 – Boş
Ölçme ve Değerlendirme Soruları
1 – B
2 – B
3 – C
4 – B
5 – D
6 – D
7 – A
8 – D
9 – D
10 – C
Eşleştirme
Tanzimat Fermanı – Eşitlik
Medrese – Geleneksel Eğitim
Darülfünun – Modern Eğitim
Pozitivizm – Deney ve Gözlem
Sayfa 20 – Değerlendirme
1 – Doğru , Yanlışlar
D
Y
Y
D
2 – Boşluk Doldurma
Tanzimat
Batılaşma
3 – Boş
Ölçme ve Değerlendirme Soruları
1 – B
2 – C
3 – C
4 – D
5 – D
6 – D
7 – -
8 – B – D olabilir.
9 – D
10 – E
Eşleştirme
Tanzimat Fermanı – Eşitlik
Medrese – Geleneksel Eğitim
Darülfünun – Modern Eğitim
Pozitivizm – Deney ve Gözlem
Sayfa 21 – Ölçme ve Değerlendirme Soruları
1-B
2-B
3-C
4-D
5-D
6-A
7-A
8-C
9-E
14- Tanzimat Fermanı – Eşitlik
Medrese – Deney ve gözlem
Darülfünun – Modern eğitim
Pozitivizm – Geleneksel eğitim
Sayfa 25- Soruların Cevapları
*Eserin, yazıldığı dönemin zihniyeti ile ilişkisi: Var. Siyasi, sosyal ilişkileri metine yansımıştır.
*Eserde ele alınan temel çatışma (tema): Eski-Yeni
*Eserin anlatıcı ve anlatıcının bakış açısı: İlahi bakış açısı
*Eserin destan, masal,mesnevi, halk hikayesi gibi metinlerle ilişkisi: Anlatmaya bağlı olması
Sayfa 26
b. Edebiyat kitabında sayfa 17 deki 11 madde bu sorunun cevabı
4. Aydınlar ve yöneticiler istemiştir.
NOT : Bu fotoğradta bir yandan batı tarzı gelişmeler görülürken bir yandan da eski osmanlı tarzı görülmektedir.
Sayfa 27
3.idealist tip ve eğitimsiz tip görülmektedir.
4.Şairler sanat aracılıüıyla toplumu uyandırıp yükseltmek , geri kalmışlıktan kurtarmak ve baskıları ortadan kaldırmak amacıyla yazmışlardır.
Muallim naci ‘nin mektubunda koyu renkli kelimeler o dönemki gazete isimleridir.
b.Haklın eğeitim seviyesini yükseltmek için o dönemde gazetenin önemi büyüktür.
Tanzimat sanatçılarının yetişme şekilleri :
temel eğitimlerini klasik edebiyatla tanıyarak aldılar. doğu kültürüyle doğdular fakat osmanlı nın yönünü batıya çevirdiler.
Tanzimat’ın ortaya çıkış tarihi:
sanatsal olarak 1860 ta tercüman-ıahval gazetesinin çıkmasıyla
siyasi olarak 3 kasım 1839 da mustafa reşid paşa’nın gülhane hattı hümayunu okumasıyla .
Sayfa 28
8.Etkinlik
Tanzimat Edebiyatı
makale,deneme,roman,hikaye,mod ern tiyatro,eleştiri,anı
Değerlendirme
Y,D,D,Y
2.C
BOŞLUK DOLDURMA
-tanzimat edebiyatına
-halkı eğitmek amacıyla
5.E
Sayfa 30 -Hazırlık
1. deneme,makale,gezi yazısı,fıkra,eleştiri,röportaj
2.bilgi vermek amaçlı
dili göndergesel işlevde
kurmaca değildir
Sayfa 32
1.metin baslığıyla doğru orantılıdır
3.haddini,sınırını bilmeyen herkes için..
5.herkes sınırlarını ve vazifelerini bilmeli
6.sanat toplum içindir anlayışı gecerliydi . bu metinde bunun için yazılmıştır.
8.makaledeki kadar öğretici olmaz
12.betimleyici,öyküleyici,açıklay ıcı,tartışmacı
Sayfa 34 ile Sayfa 40 Arası Cevaplar
SORU: Metinde “hürriyet”le ilişkilendirilen kavramları tespit edip defterinize yazınız.
CEVAP: Vatan,yurt,halk,hak, egemenlik,ilerleme,iyilik,bilgi,kültür,eğitim…
SORU:Yazar, medeni üstünlüğe sahip ülkelerin her alanda gelişmesinin sebebini neye bağlıyor?
CEVAP:Yönetim anlayışlarındaki geniş ve sağlam prensiplere dayanan hürriyet anlayışına…
SORU:Metinde uygarlık tarihinin çeşitli dönemlerinden söz edilmiştir.Bu dönemlerle ilgili bilgiler neyi örneklemek veya ispat etmek amacıyla verilmiştir?
CEVAP: Medeniyet tarihinde özgürlüğün ne kadar önemli olduğunu ispat etmek amacıyla…
SORU:Yazar göre halkın çektiği sıkıntıların sebepleri nelerdir?
CEVAP:Bilgi ve kültür eksikliği, eğitim yetersizliği……
SORU: Eserin yazılış amacı nedir, yazarın hedeflediği okuyucu kitlesi kimler olabilir?
CEVAP: Eserin yazılış amacı bilgi vermek,aydınlatmak ve öğretmektir. Hedef kitle halktır.
SORU: Metnin tamamında yazarın iletmek istediği ana düşünce nedir?
CEVAP: Özgürlük, bir ulusun sadece hakkı değil insanlığın var oluşunun ve bütün mutluluklarının kaynağıdır.
SORU: Hak sorumluluk ve özgürlük kavramları Tanzimat dönemi eserlerinde ve günümüzde de ele alınıyor mu?
CEVAP: Bu kavramlar Tanzimat döneminde de günümüzde yazılı ve görsel basında işlenmektir.
SORU: “Hürriyet” adlı metnin ana düşüncesini ele alan farklı türde metinler yazılabilir mi? Günümüz eserlerinde de aynı düşünce ele alınıyor mu?
CEVAP: Hürriyet düşüncesi farklı türde metinlerde de (tiyatro,denem,şiir) ele alınabilir.Bu düşünce günümüzde de ele alınmaktadır.
SORU : Metinde dil hangi işlevde kullanılmıştır?
CEVAP: Ağırlıklı olarak göndergesel işlevde kullanılmıştır.
SORU: Metinde yer alan “hürriyet,iyilik,güzellik…” gibi kelimeler daha çok ilk anlamlarıyla mı yan anlamlarıyla mı kullanılmıştır?
CEVAP: Metin öğretici metin olduğu bu kelimeler daha çok ilk (gerçek) anlamlarıyla kullanılmıştır.
SORU: Metindeki ifadeler ne ölçüde açık ve kesindir?
CEVAP: Metin öğretici metin olduğu için ifadelerin açık,net ve kesin olmasına gösterilir.Bu metinde yazar buna dikkat etmiştir.
SORU: Metnin anlatım türü nedir?
CEVAP: Öğretici anlatım türü…Bunun yanında açıklayıcı,kanıtlayıcı anlatım türleri de kullanılmıştır.
SORU: Metinde özgürlüğü hak eden halka hakkını teslim etmesi için kime çağrıda bulunuyor?
CEVAP: Devlet yönetimine,idarecilere…
SORU: Halkın hürriyeti hak edişi konusunda ileri sürülen görüşleri ve bunların nedenlerini söyleyiniz.
CEVAP: “Halkın bilgi ve kültür bakımından henüz özgürlüğü hazmedemeyecek bir seviyeye gelmediği ,halka özgürlük verilirse bunun büyük tehlikeler doğurabileceği “ ileri sürülen düşüncelerdendir.
SORU: Metnin anlatımını açıklık,kesinlik, yalınlık duruluk bakımından değerlendiriniz.
CEVAP: Metin açık anlatımın özelliklerine sahiptir.
SORU: Yazar, günlük hayattan alınan kelimelerle kavram ve terimleri niçin bir arada kullanmıştır?
CEVAP: Metin halka hitap ettiği için konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamk, soyut kavram ve terimleri somutlaştırmak amacıyla…
SORU: Metinde geçen Tanzimat’ın getirdiği özgür ortamla dile getirilebilen yeni kavram,terim ve ifadeleri sıralayınız.
CEVAP: “Hürriyet, hak,hükümet, kamuoyu, ilerleme, egemenlik…”
SORU: “Halife,padişah” gibi ifadelerle “hükümet merkezi,hak,kamuoyu” gibi kelimelerin aynı metinde kullanılmasını makalede bir bendi verilen Fransız bir subayın şiirinin çevirisinin aruz ölçüsüne uygun yapılmasının İslam medeniyeti ve Batı uygarlığının yenileşme hareketleri üzerindeki etkisini değerlendiriniz.
“Halife, padişah” gibi sözcüklerle bir Fransız subayın şiirinin şarkı sözüyle nitelendirilmesi ve bu şiirin aruza uygun çevrilmesi “eski” ; “hükümet merkezi, hak, kamuoyu” gibi sözcükler ise Batılı özellikler taşımaktadır.Bu durum Tanzimat dönemindeki ikilemi yansıtmaktadır.Eski-yeni çatışması diye de adlandırılabilecek bu durum dönemin aydınlarını ikileme düşürmüştür.Tanzimat döneminde klasik edebiyatın etkisi devam etmiş,dilde sadeleşmek taraftarı olunmak istense de Arapça-Farsça kelime ve tamlamalar kullanılmaya devam etmiştir.
SORU: Tanzimat Dönemindeki eski-yeni çatışmasıyla ilgili bilgiler nelerdir?
CEVAP: Tanzimat dönemi sanatçıları Doğu ile Batı kültür dünyası arasında kesin bir tavır belirleyemiş, ikili bir anlayış içinde dönüp durmuştur. Tanzimat Dönemi Edebiyatı öğretici metinlerinde ikilik yani eski-yeni, yerli-Batılı çatışması temada, dilde (Arapça, Farsça kelime ve kavramlarla–yeni kavramlar) ifade biçimlerinde varlığını hissettirmiştir.Tanzimat Döneminde yeninin yanında eskinin de devam etmesi anlayışı Tanzimat şiirlerinde de görülmüştür.Aruz eski hakimiyetini devam ettirmiş,Divan şiirinin şekilleri ve sanatları da tamamen atılamamıştır.
SORU: Tanzimat dönemi eserlerinde görülen ikiliğin ( eski-yeni)bu metnin dil ve ifade biçimi üzerindeki etkileri nasıldır?
CEVAP: Tanzimat Dönemi Edebiyatı öğretici metinlerinde bu metinde olduğu gibi ikilik yani eski-yeni, yerli-Batılı çatışması temada, dilde (Arapça, Farsça kelime ve kavramlarla–yeni kavramlar) ifade biçimlerinde varlığını hissettirmiştir.Metinde Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalar kullanılmıştır.
SORU: Metin hangi geleneğe bağlı kalınarak yazılmıştır?
CEVAP: Öğreti metin geleneğine
SORU: Tanzimat döneminde gazetelere verilen önemi açıklayınız.
CEVAP :
• Halkın bilgilendirilmesinde ve eğitilmesinde bir araç olmuştur.
• Batıya ait edebiyat ürünlerinin tanınmasında yayımlanmasında en önemli araç gazetedir.
• Basılan kitaplar ve oynanan tiyatrolarla ilgili haber vermişlerdir.
• Roman ve tiyatro eserlerinin yazı dizisi halinde (tefrika) yayımlanması sağlanmıştır.
• Edebi yapıtlarda halkın sorunlarının işlenmesine araç olmuştur.
• Toplumun haberlerden ve yeniliklerden haberdar olmasını sağlamıştır.
• Dilin sadeleşmesinde önemli katkıları olmuştur.
• Geniş insan topluluklarına ulaşılması gazete sayesinde olmuştur.
SORU:Eserden hareketle yazarın fikri ve edebi yönüyle ilgili çıkarımlarda bulununuz.
CEVAP:
• İmparatorluğun baskıcı yönetimine karşı çıkan, sürekli muhalif bir aydın olarak Ebuzziya Tevfik daha çok siyasî kimliğe sahiptir.
• Hürriyetin medeniyetlerin ilerlemesindeki rolünü iyi bilmektedir.
• Halkı bilinçlendirmek, eğitmek gibi amaçları vardır.
• Gazete ve dergiciliğe çok önem vermiştir.
.

Read more