İki Paralel Doğrunun Bir Kesenle Yaptığı Açılarla İlgili Sorular


GEOMETRİK KAVRAMLAR
Geometride “Nokta”, “Doğru”, “Düzlem” gibi kavramlar tanımsız olarak kabul edilir.
1. Nokta: “.” biçiminde gösterilir. Boyutu yoktur.
2. Doğru: İki uçtan sınırsız noktalar kümesidir.
3. Düzlem: Her yönde sonsuza giden noktalar kümesidir.
E düzlemi dört yönde de sonsuza kadar gider.
E düzlemi yandaki gibi gösterilir.

4. Doğru Parçası : İki nokta ile bu iki nokta arasında kalan noktaların birleşimidir.
[AB] sembolüyle gösterilir.
[AB]  : AB doğru parçası
|AB|   : AB doğru parçasının uzunluğu

5. Işın : Bir başlangıç noktası olup sonsuza giden noktalar kümesidir.
[AB  :  AB ışını
6. Yarı Doğru: [AB ışınından A noktasının çıkarılması ile elde edilen kümeye AB yarıdoğrusu denir.
]AB sembolüyle gösterilir.
Doğrusal nokta kümelerinin gösterimi
    [AB]: A ve B noktaları dahil.
    [AB[: A noktası dahil, B noktası dahil değil
     ]AB[: A ve B noktaları dahil değil
AÇILAR ;
Başlangıç noktaları ortak iki ışının birleşimine açı denir.
şekilde [AC ve [AB ışınının oluşturduğu açı BAC açısıdır.
[AB  [AC = BAC açısıdır.BAC, CAB olarak veya A ile
gösterilir.[AB ve [AC ışınları açının kenarları,
A noktası açının köşesidir.
Açı yazılırken açının köşesi olan nokta ortada yazılır.
1. Açının Ölçüsü
[AB ile [AC arasındaki açıklığın ifadesine açının ölçüsü
denir. BAC açısının ölçüsü a dır.m(BAC) =    veya
m(A) =  olarak gösterilir.
è ölçüleri eşit olan açılara eş açılar denir.
2. Açının Düzlemde Ayırdığı Bölgeler
Bir açı düzlemi üç bölgeye ayırır.
a. Açının kendisi   [AB ve [AC ışınları.
b. İç bölge (taralı alan)
c. Dış bölge
3. Açı ölçü birimleri
Açı ölçüsü birimi olarak genelde derece kullanılır. Dereceden başka Grad ve Radyan birimleri de kullanılır. Açı ölçüsü birimleri arasında,
360° = 400 G(grad) = 2 (radyan) eşitliği vardır.
Bir ışının başlangıç noktası etrafında bir tur döndürülmesi ile elde edilen açı 360° dir.
Derecenin alt birimleri
1° = 60' (dakika)
1' = 60" (saniye)
1° = 3600" dir.
90° = 89° 59' 60" ve
180° = 179° 59' 60" olur.
4. Ölçülerine göre açılar
a. Ölçüsü 0° ile 90° arasında olan açılara dar açı denir.
b. Ölçüsü 90° olanaçılara dik açı denir
c. Ölçüsü 90° ile 180° arasında olan açılara geniş açı denir. 
d. Ölçüsü 180° olan açılara doğru açı denir.
e. Ölçüsü 360° olan açıya tam açı denir.
5. Komşu açılar
Köşeleri ve birer ışınları ortak olan, iç bölgesi ortak olmayan açılara komşu açılar denir.
CAD ile DAB komşu açılardır.
6. Açıortay
Açıyı iki eşit parçaya bölen ışına açıortay denir.
[AD, CAB açısının açıortayıdır.
Açıortay üzerinde alınan her noktanın açının kollarına olan dik uzaklıkları eşittir.
7. Tümler açı
Ölçüleri toplamı 90° olan iki açıya tümler açılar denir.
m(CAD)+m(DAB)=90°
a+b=90°
a açısının tümlerinin ölçüsü (90° – a) dır.
Komşu tümler iki açının açıortay doğruları arasındaki açının ülçüsü 45° dir.
[OA]  [OB]
m(KOL) = 45°
8. Bütünler açı
Ölçüleri toplamı 180° olan iki açıya bütünler açılar denir.
m(DAB)+m(CAD)=180°
x+y=180°
x açısının bütünlerinin ölçüsü (180° – x) dir.
Komşu bütünler iki açının açıortay doğruları arasındaki açının ölçüsü 90° dir.
m(KOL) = 90°
9. Ters Açılar
Kesişen iki doğrunun oluşturduğu açılardan komşu olmayanlara ters açılar denir.
Ters açıların ölçüleri eşittir.
m(x)=m(z) ve
m(t)=m(y) dir.
10. Paralel iki doğrunun bir kesenle yaptığı açılar
a. Yöndeş açılar
d1 // d2 ise
Yöndeş açıların ölçüleri eşittir.

m(a) = m(x)    ;     m(b) = m(y)
m(c) = m(z)    ;     m(d) = m(t)
b. İçters açılar
d1 // d2 ise
a ile z ve b ile t içters açılarıdır.
İçters açıların ölçüleri eşittir.
m(a) = m(z)    ;      m(b) = m(t)
Dışters açılar
d1 // d2 ise
Dışters açıların ölçüleri eşittir.
       m(c)=m(x)=m(d)=m(y)
d. Karşı durumlu açılar
d1 // d2 ise
Karşı durumlu açıların toplamı 180° dır.
m(a) + m(t) = 180°    ;      m(b) + m(z) = 180°
Karşı durumlu açıların açıortayları arasındaki açının ölçüsü 90° dir.
Paralel doğrular arasında birden fazla kesenin olduğu durumlarda kesişim noktalarından yeni paraleller çizilir.
e. Birden fazla kesenli durumlar
d1 // d2 ise
B noktasından d1 ve d2 doğrularına paralel çizersek
m(ABC) = a + b olur.
B noktasından paralel çizersek m(ABD) + x = 180°
m(DBC) + z = 180° buradan
x + y + z = 360° dir.
f. Paralel doğrular arasındaki ardışık zıt yönlü açılar
d1 // d2 ise a + b + c = x + y olur.
Bu tür soruları kırılma noktalarından paraleller
çizerek de çözebiliriz.
g. Kolları paralel ve kolları dik açılar
èAçıları oluşturan ışınlar aynı yönde ve paralel ise bu iki açının ölçüsü eşittir.
èAçıları oluşturan ışınlar zıt yönlü ve paralel ise bu iki açının ölçüsü eşittir.
èAçıları oluşturan ışınlardan biri aynı diğeri zıt yönlü ve paralel ise bu iki açının ölçüleri toplamı;
  * = 180° olur.
èKenarları birbirine dik karşılıklı iki açının ölçüleri toplamı
    *= 180° olur.
èKenarları şekildeki gibi birbirine dik açıların ölçüleri eşittir.
Read more

Teokrasi Nedir - Teokrasinin özellikleri - Devlet yönetimi


Teokrasi Nedir?


Dine dayalı yönetim biçimini tanımlamak için kullanılan terim . Daha doğru bir anlatımla, dini otorite organlarının siyasi otorite organları yerine devlet idaresini elde tuttuğu devlet biçimidir. Her ne kadar farklı algılanış biçimleri ve yorumları mevcut olsa da, teokrasi en yalın anlamda “devlet işlerinden bir tür ruhban sınıfının sorumlu olduğu ve devlet işlerinin dini temellere dayandırılmaya çalışıldığı sistem” olarak tanımlanabilir.
Teokrasi teriminin kökeni Yunanca θεοκρατία (theokratia)’dan gelmektedir. Tanrı Düzeni (Josephus) demektir. Kelime Yunanca Teos’dan dönüşmüştür. Theos kelimesinin kökeni Hint Avrupa dillerinde dinî kavramlar içinde yer alır. Theos’un anlamı tanrı, Kratos’un anlamı ise düzen demektir. Kelime Yunancada Tanrı’nın Düzeni anlamına gelir. Teokrasi kelimesi hiçbir dilde de gerçek anlamında kullanılmamıştır. İngilizcede kaydedilen ilk kullanım 1622 tarihlidir. İlahi Esin Altındaki Papazların Hükümeti olarak (Tevratda Krallardan önce kullanıldığı şekliyle) anlaşılmıştır. 1825′ten sonra ise Din adamlığına ve dine dayalı politik ve sivil güce teokrasi denilmiştir.
Din kurallarının geçerli olduğu sistem olan teokraside, kurallar ya dini kuralların aynısıdır, ya bunlardan büyük ölçüde etkilenmiştir ya da dini kurallarla çelişik olsa dahi dini temellere dayandırılır veya meşrutiyet için dayandırılması gerekir. Teokrasi ile yönetilen ülkelerde hukuk sistemi dine dayandırılması gerekir, hukuki kararların en yüksek mercii bir tür ruhban sınıfıdır. Teokratik sistemin dayandırıldığı dine göre ağırlığı ve önemi çeşitli olsa da, bu sistemde doğma mantığı ve akli durum göz önünde tutulur; çoğu zaman mantıki, akli ve pratik durumlar kabul edilen dogmalara adapte edilmeye çalışılır. Teorik anlamda, sistemin temeli dogmadır, diğer her türlü bilgi ikincil önem ve plandadır. Toplumsal yapı, hukuki yorumlar,eğitim ve kişisel hak ve özgürlükler dini kurallara göre uygulanır…Günümüzde, Vatikan, Suudi Arabistan ve İran böyle yönetilmektedir


Teokrasinin Özellikleri

  • Yönetim şekli dine dayalıdır
  • Devlet din kurallarına göre yönetilir
  • Politikanın ve siyasetin dini temellere dayalı yapılması
  • Devletin hukuk sistemi dine dayandırılır
  • Hukuk kurallarının en yüksek mercii bir ruhban sınıfıdır
  • Teokrasi sisteminde doğma mantığı ve akli durum göz önünde tutulur
  • Sistemin temeli dogmadır, diğer her türlü bilgi ikincil önem ve plandadır
  • Toplumsal yapı, eğitim ve kişisel hak ve özgürlükler dini kurallara göre uygulanır
Read more

Genotip ve Fenotip Nedir - Özellikleri ve Farkları Nelerdir?

Herhangi bir organizmanın genlerinin tamamına genotip adı verilir. Bir insanın kromozomlarındaki genlerin tümü, o insanın kalıtsal tipini yani genotipini oluşturur. Bu genlerin bir kısmı kendi varlığını belli eder bu tür genlere dominant genler denir, diğer kısmının etkisi gizli kalır buna da resesif genler denir. Genotip bulunduğu ortamın koşullarına göre değişiklik göstermez. Genotip ile ortamın koşullarının karşılıklı etkilerinin bir sonucu olarak fenotipi meydana gelir.
 
Yeşil bitkiler genetik olarak, ışıkta klorofil sentezlemeye elverişli bir yapıda bulunur; bu sentez için gerekli olan bazı genler vardır. Mısır karanlıkta bir süre tutulursa klorofil sentezlemesi durur ve bu bitki gittikçe rengini kaybederek bir albino haline dönüşür. Aynı bitki aydınlık bir mekana alınırsa tekrar klorofil sentezlemeye başlar. Bu olay da karanlığın, fenotip üzerinde etkisinin geçici bir etki olduğunu kanıtlamaktadır. Bu olayda değişen etken bitkinin fenotipi değil, aynı bitkinin ortam şartlarına verdiği cevaptır.
Bireylerin fenotiplerini kazanmasında yani biçim almasında genotipi mi yoksa ortam etkisi mi ağırlıktadır sorusu şu şekilde cevaplanmıştır: Genotiplerinin farklı olduğu tespit edilen bireyler olabildiğince aynı ortam şartlarında yetiştirilir. Örnek olarak cinsin farklı varyetelerine ait olan bireyler aynı deney şartları altında yanyana yetiştirildiklerinde bunlar arasında, genetik sebeplere dayalı gözle görülür farklar meydana gelir. Bu tür bir genotipten kaynaklanır ve genlerin geliştirilmesinden (rekombinasyon) kaynaklanmaktadır. Bulunduğu ortamın fenotip üzerinde etkisini ortaya koymak için genotipleri aynı olan bireyler farklı ortam şartlarıyla karşı karşıya bırakılır. Bu olay sonucunda genotipi aynı olan bireyler gözlemlenmiştir. Eşeysiz üreme yoluyla çoğalan canlılarda, (yumru, soğan vb.) bu tür bireylerin elde edilmesi basittir.
Bir bireyin eşeysiz üreme yoluyla meydana getirdiği bireylerin tümüne birden klon adı verilir. Klondaki bireylerinin hepsinin genotipleri aynıdır. Annenin genotipinin homozigot veya heterozigot olmasına göre klondaki diğer bireylerin genotipi de homozigot veya heterozigot olmaktadır. Karakter olarak homozigot olan bir bireyin kendisiyle aynı genotipte olan bir başka bireyle çaprazlanması sonucunda meydana gelen döle arı döl adı verilir.
Bütün bireyler aynı genotipte olduğu için arı döl bir klon kabul edilebilir. Halbuki klon, heterozigot da olabildiği için arı döl kabul edilemez, insanlarda aynı genotip üzerine farklı ortam şartlarının etkisinin incelenmesi hususunda tek bir döllenmiş yumurtadan çok nadir olarak meydana gelen ikizler, üçüzler, dördüzler kullanılır. Tek bir zigotun mitoz bölünmesinden meydana gelen iki birey, aynı gen ve kromozomları taşır. Bu sebepten ötürü genotipleri birbirinin aynısıdır. Bufetusların bireylerine tek yumurta ikizleri adı verilir. Bu bireyler hem görünüşleri hem de ruh yapısı olarak birbirilerine aşırı bir benzerlik gösterir: eşeyleri de birbirlerinin aynsıdır.
Fenotip Nedir?
Fenotip, bir insanın genleri tarafından kararlaştırılan, klinik-laboratuvar ve başka yöntemlerle izlenilebilen özellikleridir. Saç rengi, kan grubu, cilt rengi gibi pek çok özellik, insanın fenotipik özellikleridir.
Kan grupları da genler tarafından denetlenen özelliklerdir. Kan grupları, alyuvarların zarla­rında bulunan bazı antijenlere bağlı olarak ortaya çıkarlar. Bu antijenler o kanı, ya da aynı kan grubunu taşıyan insanlar İçin antijenik değildir. Başka kan gruplarını taşıyan insanlar için antijeniktirler. Genler antijenlerin çeşitlerini kararlaştırarak değişik kan gruplarının oluşma­sına neden olurlar. ABO Rh, MNSs gibi 24000 çeşit kan grubu sistemi vardır, fakat uygulamada bunların yalnız ABO ve Rh sistemleri önem taşır. Kan grubu A olan bir insanın alyuvarlarının yüzeyinde A-antijeni, serumunda B-antijenine karşı anti-B-antikoru bulunur. Serumdaki bu antikorlar için “aglütinin, izoaglütinin” gibi de­yimler kullanılırsa da, biz anti-B, A-antikoru de­yimlerini kullanacağız.
Şimdi küçük bir problem çözelim. Kan grubu A olan bir kişiye B grubu kan yerecek olursak ne olur? Kan grubu A olan kişinin serumunda, B grubu kanın alyuvarlarında bulunan antijene karşı anti-B-antikoru bulunur. Buna göre kan grubu A olan kişiye B grubu kan verildiğinde, anti-B-antikoru alyuvarların B antijeniyle birleşip bu alyuvarların aglütinasyonuna neden olur. Kümeleşen alyuvarlar hayati önem taşıyan bir organın damarlarını tıkayıp ölüme neden olabilir­ler.
Kan grubu B olan bir kişi, alyuvarlarında B-antijeni taşırken serumunda anti-A-antikoru taşır. Kan grubu AB olan bir kişi, alyuvarlarında hem A hem de B antijenini taşırken, serumunda anti-A ve anti-B-antikorları taşımaz. Bazı kişile­rin kromozomlarında A ve B antijenlerini kararlaştıran genler bulunmadığı için bu insanla­rın alyuvarlarının yüzeyinde A ve B antijenlerinin her ikisine de rastlanmaz. Bu kişilerin kan grubuna 0 kan grubu denir. Kan grubu 0 (sıfır) olan kişinin serumunda anti-A-antikoru ve anti-B-antikoru bulunur. Beyaz ırkın yaklaşık % 85′i alyuvarlarında Rh denilen birantijen daha taşır. Bu antijeni taşıyan kan gruplarına Rh ( + ), taşımayanlara Rh (-) denir. Rh (-) olan bir kişiye Rh (4-j bir kan verilecek olursa, Rh antijenine karşı antikorlar gelişir. Bu antikorlar Rh (+) olan kanın alyuvarlarım aglütine ederler.
Genotip ve Fenotip Türler Arasındaki Farklılıklar
Bir insanın göze yeşil rengi veren geninin bulunmasına genotip denirken, bu bilgi insanın görülebilen ve ölçülebilen karakterlerine yansımışsa yani insan yeşil gözlü ise bu da fenotip olarak ifade edilir.
Bir karakterin genotipten görülmesi, o karakterin fenotip de görülmesi anlamına gelmez.Örnek olarak bir insanın genotipinde göze yeşil rengi veren genin bulunması o insanın kesinlikle yeşil renkli göze sahip olacağı anlamına gelmez.
Genotip ve fentip arasındaki temel farklılıklar bundan ibarettir.
Read more

Acun Ilıcalı'nın Yeni Projesi - 36 Yaş Üstü Avrupa Şampiyonası

Dünyaca ünlü efsane futbolcular İstanbul'da forma giyecek...
Acun Ilıcalı ile futbolun en önemli destekçilerinden olan Coca-Cola işbirliğiyle, Mayıs ayı içerisinde İstanbul'da 36 yas üstü bir Avrupa şampiyonası düzenleniyor. Futbolun efsane isimlerinden oluşan, Avrupa'nın önde gelen milli takımlarına Acun Ilıcalı İstanbul'da bir turnuva yapmayı teklif etti.


Aralarında İspanya, Hollanda, Almanya ve Portekiz'in efsane milli futbolcularının bulunduğu 5 milli takım ve Türk milli takımı İstanbul'da yapılacak salon futbolu şampiyonasında sahne alacak. Avrupa Futbol Şampiyonası öncesinde düzenlenecek olan ve futbol coşkusunu zirveye çıkarmayı hedefleyen Coca-Cola Efsaneler Kupası'nın yeri ve tarihi önümüzde ki günlerde belli olacak.
Read more