konu anlatımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
konu anlatımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sıcaklığı Etkileyen Temel Faktörler Nelerdir?

Kar örtüsü, bir yerin sıcaklığını etkiler. Kar örtüsü beyaz ve parlak olduğundan güneş ışınlarının önemli bir tasmını yansıtır. Bu nedenle karlarla kaplı dağ zirveleri, güneş ışınlarını daha güçlü aldığı halde ısınamaz ve kar yerde kalır. Ancak, toprağın ışıma ile ısı kaybını önlediğinden toprak sıcaklığının düşmesini önler. Bu durum, kar yağışından önce toprağa ekilen buğday gibi tazı tarım ürünlerinin don olayına karşı korunmasını sağlamaktadır. Kar çiçekleri de yine aynı nedenden adayı kar altından kar yüzeyine çıkarak çiçek açarlar. Kar örtüsü toprağın ısı kaybını önler. Toprağın nemi ve taşların cinsi de, bir yerin ısınmasında etkilidir. Taşların özgül ısıları farklı olduğundan, ısınma ve soğumaları da farklılık gösterir. Koyu renkli ve pürüzlü yüzeyler daha çok ısınırken, açık renkli yüzeyler daha az ısınır. Ayrıca nemli toprak, geç ve az ısınır, geç ve az soğur. Havanın açık ya da kapalı olması da sıcaklığı etkileyen diğer bir faktördür. Kış mevsiminde, havanın bulutlu olduğu günlerde ısı kaybı azaldığından sıcaklık değerleri yüksektir. Havanın bulutsuz olduğu günlerde ise, ısı kaybı fazla olduğundan sıcaklık değerleri düşüktür. Kuru ve ayaz bir hava yaşanır. 1. Günes isinlarinin yeryüzüne düsme açisi
Yeryüzünde sicaklik dagilisini etkileyen en önemli faktördür. Günes isinlari bir yere ne kadar dik düserse, orasi o kadar fazla isinir. Düsme açisi küçüldükçe isinma azalir. Düsme açisini belirleyen etkenler sunlardir:
a. Dünya’nin sekli ve enlem: Dünya’nin sekline bagli olarak, Ekvator’dan kutuplara dogru gidildikçe günes isinlarinin yere düsme açilari küçülür. Bunun sonucunda da Ekvator’dan kutuplara gidildikçe sicaklik azalir.

b. Yasanan Mevsim: Dünya’nin eksen egikligi ve yillik hareketine bagli olarak günes isinlarinin düsme açisi yil boyunca degisir.
Buna göre, Kuzey Yarim Küre, yaz mevsiminde günes isinlarini daha dik, kisin daha egik alir.
c. Günün Saati: Dünya’nin günlük hareketine bagli olarak, günes isinlarinin bir noktaya gelis açisi gün boyunca degisme gösterir. Günes isinlari sabah ve aksam egik açiyla, ögle vakti ise gelebilecegi en dik açi ile gelir.
d. Baki ve egim: Günes isinlarinin düsme açisi, yersekillerinin Günes’e bakma durumuna göre (Bakiya göre) ve yersekillerinin egimine göre degisir.

2. Günes isinlarinin atmosferde katettigi yol
Günes isinlarinin atmosferde aldigi yol uzadikça enerji kaybi o oranda artar. Dik açi ile gelen isinlar daha kisa bir yoldan yeryüzüne ulasir ve daha az kayba ugrar. (Ekvator çevresi gibi)
Dar açi ile gelen isinlar ise, daha uzun bir yoldan yeryüzüne ulasir ve daha fazla kayba ugrar. (Kutup çevreleri gibi)
3. Güneslenme Süresi
Güneslenme süresi arttikça sicaklik artar. Yaz aylarinda güneslenme süresi fazla oldugundan sicaklik degerleri yüksektir. Yine gün içinde en yüksek sicakliklarin tam ögle vakti degil, ögleden birkaç saat sonra olmasi güneslenme süresi ile ilgilidir. Geceleri ise, Günes’ten enerji alinmadigi için soguma görülür. Bu nedenle günün en soguk ani, sabah Günes dogmadan önceki andir.
4. Yükselti
Troposfer katinda, yerden yükseldikçe sicaklik degerleri her 100 m. de 0,5 °C azalirken, alçaldikça her 100 m. de 0,5°C artar.
5. Kara ve Denizlerin Dagilisi
Ayni miktarda günes enerjisi alan karalar ve denizler ayni derecede isinmazlar. Karalar denizlere oranla daha fazla ve çabuk isinirken, denizler daha az ve geç isinirlar. Yine karalar denizlere oranla daha fazla ve çabuk sogurken, denizler daha az ve geç sogurlar.
Denizler karalara oranla geç isinip geç sogudugu için, karasal iklimlerde en sicak ay Temmuz, en soguk ay Ocak iken, denizel iklimlerde en sicak ay Agustos, en soguk ay Subattir.
6. Nem Miktari
Nem, bir yerin fazla isinmasi ve sogumasini önler. Sicaklik farkini azaltir. Günes isinlarinin dik ve dike yakin geldigi Ekvator çevresi Dünya’nin en sicak yerleri olmasi gerekirken, nemin fazlaligindan dolayi olmamistir. Dünya’nin en sicak yerleri ise Dönenceler civari (Tropikal çöller) olmustur.
Kis mevsiminde, havanin bulutlu oldugu günlerde, isi kaybi azaldigindan sicaklik degerleri yüksektir. Havanin bulutsuz oldugu günlerde ise, isi kaybi daha fazla oldugundan sicaklik degerleri düsüktür. Kuru ve ayaz bir hava yasanir.
Nemin fazla oldugu deniz yüzeylerinde, vadilerde ve alçak ovalarda nemin fazlaligindan dolayi sicaklik kaybi az iken, dag zirvelerinde nemin azligindan dolayi sicaklik kaybi fazladir.
7. Okyanus Akintilari
Okyanus akintilari, hem denizler hem de karalar üzerinde havanin sicakligini etkilerler. Bu akintilar sicakligin Ekvator’dan kutuplara dogru düzenli olarak azalmasini engeller.
Ekvator yönünden gelen Gulf - Stream, Brezilya, Kurosivo ve Alaska gibi akintilar sicakligi yükseltir. Buna karsilik, kutup yönünden gelen Labrador, Kanarya, Oyasivo, Benguela ve Kaliforniya gibi akintilar sicakligi düsürür.
8. Rüzgârlar
Kuzey Yarim Küre’de güneyden, Güney Yarim Küre’de de kuzeyden esen rüzgârlar, Ekvator yönünden geldikleri için sicakligi artirir. Kutup yönünden gelen rüzgârlar ise, sicakligi düsürürler. Bu durum enlem - sicaklik iliskisine örnektir.
Denizden karaya dogru esen rüzgârlar kisin ilitici, yazin ise serinletici etki yapar.
Karadan denize dogru esen rüzgârlar ise, kisin sicakligi düsürücü, yazin ise sicakligi yükseltici etki yapar.
9. Bitki Örtüsü
Bitki örtüsü, günes isinlarinin bir kismini emerek gündüz yerin fazla isinmasini önler. Gece ise, yerden isiyan sicakligin bir bölümünü tutarak fazla sogumayi engeller. Bunun sonucunda, bitki örtüsünün gür oldugu alanlar ile seyrek oldugu alanlar arasinda, sicakligin dagilisi açisindan önemli farklar ortaya çikar.
SICAKLIGIN YERYÜZÜNDEKI DAGILISI
Sicakligin yeryüzüne dagilisi izoterm adi verilen es sicaklik egrileri ile gösterilir. Sicaklik haritalarina ise izoterm haritalari denir. izoterm haritalari günlük, aylik ve yillik olabilir. Bu haritalarin bir kismi gerçek sicakliklari gösterir. Bunlara gerçek izoterm haritalari denir. Bu haritalarda yükseltinin etkisi hesaba katilir. Bir de, yükselti degerleri her yerde sifir metre kabul edilerek, sicaklik degerlerinin buna göre düzenlenip çizildigi haritalar vardir. Bu haritalara da indirgenmis izoterm haritalari denir. Her yerin gerçek sicakligina, yükseltiden dolayi kaybettigi sicakligin eklenmesiyle indirgenmis sicaklik bulunur.
Örnegin, 1000 m. yükseklikteki bir yerin gerçek sicakligi 16°C ise, buranin indirgenmis sicakligi;


Dünya Yillik Ortalama Sicaklik Dagilisi

• Yeryüzünde üç farkli sicaklik kusagi olusmustur.

• Genel olarak (Dünya’nin sekli sonucu) Ekvator’dan kutuplara gidildikçe sicaklik azalir. Ancak en yüksek sicakliklara dönenceler çevresinde rastlanmaktadir.
• Kuzey Yarim Küre, Güney Yarim Küre’den daha sicaktir. Çünkü, Kuzey Yarim Küre’de karalar, Güney Yarim Küre’de denizler daha fazla yer kaplar.
• Kuzey Yarim Küre’de, yüksek enlemlerdeki karalarin bati kiyilari, dogu kiyilarina göre daha sicaktir. Sebebi, sicak okyanus akintilaridir. (Gulf - Stream, Alaska, vb.)
• Kuzey Yarim Küre’deki sicaklik farklari Güney Yarim Küre’den daha fazladir. Sebebi, kara - deniz dagilisidir.
• Termik Ekvator ortalama 8° kuzeye kaymistir. Nedeni, kuzeyde karalarin fazla olmasi ve sicak okyanus akintilarinin etkisidir.
Dünya Ocak Ayi Ortalama Sicaklik Dagilisi

• Ocak ayinda, Kuzey Yarim Küre’de kis mevsimi yasanir.
• Bu ayda Dünya’nin en soguk yerleri Sibirya, Kanada ve Grönland’in kuzey bölgeleridir.
• Bu ayda Dünya’nin en sicak yerleri, Oglak Dönencesi üzerindeki kara içleridir.
Dünya Temmuz Ayi Ortalama Sicaklik Dagilisi

• Temmuz ayinda, Kuzey Yarim Küre’de yaz mevsimi yasanir.
• Bu ayda, Dünya’nin en sicak yerleri Büyük Sahra, Arabistan Yarimadasi’nin iç kisimlari, iran, Orta Asya, Meksika, Amerika’nin orta kesimleri ve Arizona çevresidir.
• Bu ayda Dünya’nin en soguk yerleri Antarktika Kitasi’ndadir
Read more

AÖF SPK 3. Ünite Ders Notları

SPK 4. Sınıf 4. Ünite Ders Notları
http://nettebuldum.blogspot.com/2012/12/aof-spk-4-snf-4-unite-ders-notlar-2013.html

SPK 4. Sınıf 2. Ünite Ders Notları

4. Sınıf Denetim Güz Dönemi Ara Sınav 2. Ünite Soruları ve Cevapları

http://nettebuldum.blogspot.com/2012/12/aof-4-snf-denetim-guz-donemi-ara-snav-2.html



Merhaba . Açık Ögretim 4. Sınıf Güz Dönemi Ara Sınavına Yönelik Sermaya Piyasaları ve Finansal Kurumlar ( SPK ) dersi 3. Ünite güncel ders notlarıdır. Yeni kredili sisteme göre hazırlanmıştır.

SERMAYE PİYASALARI VE FİNANSAL KURUMLAR
ÜNİTE 3
BORSALAR
Borsalar, borsada işlem görmesi uygun görülen finansal araçların alım satımının belirli esaslar ve kurallar çerçevesinde yapıl­masını sağlayan, oluşan fiyatların ve işlem bilgilerinin kamuya duyurulmasıyla yetkili olan kurumlardır.
Borsalar; sağlıklı, şeffaf ve güvenilir bir alım satım ortamında fiyatların oluşmasına imkan vererek ekonominin işleyişinde önemli bir fonksiyonu yerine getirir.
Borsaların ekonomiye sağladığı yararlar şunlardır:
Ekonomiye kaynak yaratmak: Borsalar menkul kıymetlerin yatırımcılara sunulduğu, işletmelerin de fon toplayarak yatı­rımlarını/faaliyetlerini finanse ettikleri piyasalardır. Ekonomiye kaynak yaratma biçimleri; birincil ve ikinci! halka arzlar, temettü ödemeleridir.
Likidite sağlamak: Borsalar menkul kıymetlerin nakde çevrildiği yerdir. Böylece borsalar daha önce ihraç edilmiş menkul kıymetler için sürekli bir pazar oluşmasını sağlar.
Ekonominin göstergesi olmak: Borsalarda oluşan fiyatlar tasarruf sahipleri, yatırımcılar, kamu ve özel sektör yöneticileri ve iktisatçılar için önemli bir göstergedir ve borsalar ekonominin barometresidir.
Sermayeyi tabana yaymak: Borsalar, finansal araçların kolaylıkla el değiştirmesini sağlayarak sermayenin el değiştirme­sine ve halkın küçük tasarruflarla büyük şirketlere ortak olabilmesini sağlar.
Finansal araçlarla ilgili bilgilere kolay ulaşmak (kamuyu aydınlatma): Menkul kıymetleri borsada işlem gören şirketler tüm faaliyetleri hakkında kamuyu bilgilendirmek zorundadırlar. Ayrıca Kamuyu Aydınlatma Platformu aracılığıyla yatırımcılar şir­ketlerle ilgili bilgilere doğrudan ulaşabilmektedir.
Güven sağlamak: Borsalarda gerçekleşen işlemler kurallara bağlı olarak yapılmaktadır.
Ekonomide yapısal değişikliği kolaylaştırmak: Borsalar şirketler hakkındaki bilgelere ulaşımı kolaylaştırarak, şirketlerin tanınırlığını arttırmakta, şirketlerin stratejik ortaklıklar yapmalarına, birleşmelerine yardımcı olmaktadır.
Borsaların Tarihçesi
Borsaların temeli kıymetli madenlerin alım satımı ile atılmıştır.
Avrupa'da ilk borsa: 1487 Hollanda'nın Anvers şehrinde kurulmuştur.
Borsa kelimesi ilk defa 1773 yılında kullanılmaya başlanmıştır.
Modern anlamda ilk borsa 1801 yılında ücrete tabi üyelik sistemi getirilerek açılmıştır.
ABD'de 1792'de New York Borsası kurulmuştur.
Osmanlılarda ilk borsa 1866 yılında Istanbul'da kurulmuş, 1873 yılında Dersaadet Tahvilat Borsası adını almıştır.
Menkul kıymetlerin alım satımı, fiyatlarının tespit ve ilanı işleriyle yetkili olarak kurulan tüzel kişiler olarak tanımlanmıştır.
Cumhuriyet dönemindeki İstanbul borsasının adı 1929 yılında İstanbul Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsası olarak
değiştirilmiştir.
24 Ocak 1980 kararları ile ekonomik serbestleşme hareketleri sonrasında 1981 yılında Sermaye Piyayası Kanunu
yürürlüğe girmiştir.
1983 yılında 91 sayılı KHK ile menkul kıymet borsaları tüzel kişilik olarak tanımlanmıştır. Menkul Kıymetlerin alım satımı,
fiyatlarının tespit ve ilanı işleriyle yetkili olarak kurulan tüzel kişiler olarak tanımlanmıştır.
1985 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası faaliyete geçmiş, ilk işlem 1986 da gerçekleştirilmiştir. GiNic)
2.o4 t r", 6.40c
Ülkemizde faaliyet gösteren borsalar;
Istanbul Menkul Kıymetler Borsası (IMKB)
Vadeli işlemler ve Opsiyon Borsası (VOB)
İstanbul Altın Borsası (İAB).

İSTANBUL MENKUL KIYMETLER BORSASI (IMKB)
Özellikleri Amacı işlem Gören Varlıklar
91 Sayılı KHK ile kurulmuştur: Menkul kıymetlerin, organize — Hisse Senetleri,
Yetkilerinin bağımsız olarak kullanır. piyasalarda güvenli ve şeffaf bir or- — Tahvil ve Bonolar,
SPK'nın gözetim ve denetimine tabidir. tamda işlem görmesini ve fiyatlarının — Borsa Yatırım Fonlan
Kamu tüzel kişiliğine haizdir. rekabet koşullarında oluşmasını — Varantlar
1985 tarihinde kurulmuştur. sağlamaktır.
1986 yılında faaliyetine başlamıştır. Kendisine ait özel bütçe ile yönetilir.
Gelirleri : Üyelerin giriş ve yıllık aidatları,
Kotasyon ücretleri,
Tescil ücretleri,
Disiplin cezasından alınan paylar,
Kurtaj ücretleri
Diğer aidat, ücret, tarife payları, gelir ve bağışlar.
IMKB'nin temel ilkeleri; güven, şeffaflık ve yatırımcının korunmasıdır.
Hisse senetleri; sahibine kısa ve uzun vadeli yatırım imkanı, kâr payı (temettü), sermaye kazancı sağlar. Ayrıca hisse senet­lerinde vergi avantajı vardır. Yani hisse senedi alım satımından elde edilen gelirlerde vergi yoktur. (Stopaj oranı Ç/. O'dır.)
Borsa yatırım fonları; bir endeksi baz alan, baz aldığı endeksin performansını yatırımcılara yansıtmayı amaçlayan ve payları borsalarda işlem gören yatırım fonlarıdır. BYF'ı yatırımcılara yalnızca bir tek ürün satın alarak endekse yatırım yapma imkanı verir. Böylelikle portföy çeşitlendirrnesi yapılarak riskin azaltılması sağlanır.
Varant; elinde bulunduran kişiye, dayanak varlığı ya da göstergeyi önceden belirlenen bir fiyattan belirli bir tarihte veya belirli bir tarihe kadar alma veya satma hakkı veren ve bu hakkın kaydi teslirnat ya da nakit uzlaşı ile kullanıldığı menkul kıymet niteli­ğindeki sermaye piyasası aracıdır.
IMKB'de aracı kuruluş varantları işlem görmektedir. Aracı kuruluş varantları, opsiyon sözleşmelerinin menkul kıymetleştirilmiş halidir. Yatınmcıya ödediği prim karşılığında bir menkul kıymeti, bir menkul kıymet sepetini ya da bir endeksi, vade sonunda veya vadeden önce, belirlenmiş olan bir fiyat seviyesinden alma ya da satma hakkı verir.
IMKB'nin Organları

1- GENEL KURUL: — Borsanın üst karar organıdır.
— Borsa üyelerinden (aracı kurumlar, ticari bankalar, yatırım ve kalkınma bankaları) oluşur. — Genel kurul kararları SPK'nun onayı ile yürürlüğe girer.
— Görevleri:
Yönetmelikleri karara bağlamak,
Faaliyet raporu ve denetçi raporlannı incelemek, onaylamak
Borsanın bilançosu ve gelir-gider hesaplarını incelemek, karara bağlamak,
Yönetim kurulunun üç üyesini seçmek.

2- BORSA BAŞKANI: — Yönetim kurulunun başkanıdır.
-- Görev süresi dört yıldır.
Bakanlar Kurulu tarafından müşterek kararname ile atanır.
3- YÖNETİM KURULU: — Bir başkan ve altı üyeden oluşur.
— Başkan dışındaki kurul üyelerinin görev süresi üç yıldır.
Yönetim kurulunun üç üyesi Bakanlar kurulu tarafından müşterek kararname ile atanır.
DENETLEME KURULU
BAŞKANLIK TEŞKİLATI
KOMİTELER

10 SERMAYE PİYASALARI VE FİNANSAL KURUMLAR
IMKB PİYASALARI

Kesin Alım Satım Pazarı

Hisse Senetleri
Piyasası
Gelişen işletmeler
Piyasası
Tahvil ve Bono
Piyasası
Yabancı Menkul
Kıymetler Piyasası
HİSSE SENETLERİ PİYASASI
Ulusal Pazar
Il. Ulusal Pazar
Kurumsal Ürünler Pazarı
Serbest işlem
Platformu
Gözaltı Pazarı
Repo - Ters Repo
Pazarı
Bankalararası Repo - Ters
Repo Pazarı
Menkul Kıymet
Tercihli Repo Piyasası
Nitelikli Yatırımcıya
ihraç Pazarı
Bu piyasada işlemler Çok Fiyat Sürekli Müzayede esasına göre gerçekleşmektedir. IMKB hisse senedi piyasasında hisse senetleri, rüçhan hakkı kuponları, borsa yatırım fonları ve aracı kuruluş varantları işlem görmektedir.
Çok Fiyat Sürekli Müzayede Sistemi: İşlerrılerin elektronik alım satım sistemi aracılığıyla fiyat ve zaman önceliği kuralına göre otomatik olarak eşleştirilmesidir.
Fiyat Önceliği: Düşük fiyatlı satım amirleri, yüksek fiyatlı alım amirleri öncelikle karşılanır.
Zaman Önceliği: Fiyat eşitliği olması halinde, sisteme zaman açısından daha önce kaydedilen emirler daha önce işlem görür. Hisse Senetleri Piyasasındaki Pazarlar:
Ulusal Pazar: İMKB kotasyon şartlarını tümüyle karşılayan şirketlerin işlem gördüğü pazardır.
İkinci Ulusal Pazar: UluSal pazar için geçerli kotasyon ve işlem görme koşullarını sağlamayan şirketler ve ulusal pazardan geçici veya sürekli olarak çıkartılan şirketlerin işlem gördüğü pazardır.
Kurumsal Ürünler Pazarı: Menkul kıymet yatırım ortaklıklar!, gayrimefikul yatırım ortaklıkları ve girişim sermayesi yatırım ortaklıkları hisse senetleri ile borsa yatırım fonları katılma belgeleri ve aracı kuruluş varantları işlem görür.
Gözaltı Pazarı: Şirketlerin izleme ve inceleme kapsamına alınması durumlarında sürekli gözetim, denetim ve izleme ortamında yatırımcıların devamlı ve zamanında bilgilendirilmesini sağlayacak önlemlerle birlikte, hisse senetlerinin işlern gördüğü pazardır.
Serbest işlem Platformu: SPK kaydında bulunan, ancak payları borsada işlem görmeyen SPK tarafından belirlenen şirketlerin payları işlem görür. Bu pazarın amacı halka açık anonim ortaklık statüsündeki şirketlerin borsada işlem görmelerini sağlamaktır.

Hisse Senetleri Piyasasında işlem Yöntemleri
İMKB hisse senetleri piyasasında;
Sürekli müzayede-çok fiyat
Piyasa yapıcılı sürekli müzayede-çok fiyat
Tek fiyat işlem yöntemleri kullanılır.
* Piyasanın temel çalışma yöntemi sürekli müzayededir.
Sürekli Müzayede-Çok Fiyat Yöntemi: Sisteme gönderilen alış ve satış emirlerinin seans boyunca farklı fiyat seviyelerin­de eşleşebilmesi, dolayısıyla aynı seans içinde farklı işlem fiyatlarının oluştuğu yöntemdir. Bu yöntemde emirler sisteme girildiği anda karşı taraftaki emirler sistem tarafından kontrol edilerek girilen emrin fiyatı karşı tarafta beklemekte olan emirlerin fiyatlarıyla kesişiyorsa işlem hemen gerçekleştirilir.
* IMKB 100 Endeksi hesaplamasında bu yöntem kullanılır.
Piyasa Yapıcılı (Aracı Kuruluş) Sürekli Müzayede işlem Yöntemi: Sürekli müzayede yöntemiyle işlem gören menkul kıymetlerde IMKB Yönetim Kurulu tarafından atanmış bir piyasa yapıcı üye (aracı kuruluş) tarafından sürekli çift taraflı (alış ve satış) kotasyon (fiyat ve miktar) verilmek suretiyle o menkul kıymette işlem gerçekleşebilecek fiyat aralığının belirlendiği ve likidi­tenin hedeflendiği işlem yöntemidir.  Kurumsal ürünler pazarında işlem gören aracı kuruluş varantları, borsa yatırım fonları ile her 3 ayda bir değerlendirme sonucunda halka açık piyasa değeriniın ardarda iki kez 'bi() milyon'un altında kalan menkul kıymet yatırım ortaklıklar' zorunlu olarak bu yöntem ile işlem görür.
Tek Fiyat İşlem Yöntemi: Belirli bir zaman dilimi boyunca emirlerin eşleştirme yapılmaksızın Alım-Satım Sistemine kabul edilip bu süre sonunda en yüksek miktarda işlemin gerçekleşmesini sağlayan fiyat seviyesinin hesaplandığı, tüm işlemlerin bu fiyat seviyesinden gerçekleştiği işlem yöntemidir.
Açılış ve kapanış seanslarında fiyatlar "Tek Fiyat Yöntemi" ile belirlenrnektedir. Ayrıca Gözaltı Pazarı işlem gören menkul
kıymetler, tek fiyat yöntemiyle işlem görmektedir. Piyasa yapicılı sürekli müzeyede yöntemiyle işlem görmesi zorunlu olan menkul kıymetlerde atanmış bir piyasa yapıcı üye yoksa, menkul kıymet tek fiyat yöntemi ile işlem görür.
GELİŞEN İŞLETMELER PİYASASI
Borsa kotasyon şartlarını sağlayamayan gelişme ve büyüme potansiyeline sahip şirketlerin ihraç edecekleri menkul kıy­metlerin işlem gördüğü piyasadır. Bu piyasada Piyasa Yapıcılı Sürekli Müzayede işlem yöntemi uygulanır. Ancak piyasa yapıcısı bulunmayan işlemlerde tek fiyat işlem yöntemi uygulanır
TAHVİL VE BONO PİYASASI
a) Kesin Alım-Satım Pazarı (KES): Sabit getirili menkul klymetlerin doğrudan alım/doğrudan satım işlemlerinin yapıldığı pazardır. Bu pazarda;
Türk Lirası ve döviz ödemeli ihraç edilmiş menkul değerler,
Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS),
Gelir Ortaklığı Senetleri (GOS), özel sektör borçlanma araçları,
Özelleştirme idaresi Başkanlığı, Toplu Konut idaresi Başkanlığı ve mahalli idarelerce ihraç edilen Türk Lirası ve döviz ödemeli borçlanma senetleri,
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından ihraç edilen likidite senetleri,
Borsa Yönetim Kurulu tarafından işlem görmesine karar verilen diğer menkul Kıymetler işlem görür.
Pazar'da emirler "çok fiyat-sürekli müzayede" yöntemiyle eşleşmektedir.
KES'te ayni gün ve ileri tarihli işlemler yapılabilmektedir. KES'teki valör süreleri;
Devlet Tahvili, Hazine Bonosu ve Gelir Ortaklığı Senetleri (T Ödemeli): T, T+90
Devlet Tahvili ve Hazine Bonoları (Döviz Ödemeli) T+3 , T+90 — TCMB Likidite Senetleri ve Diğer Menkul Kıymetler T, T+30
b) Repo-Ters Repo Pazarı: Amacı; sabit getiri menkul kıymetlerin geri alım vaadi ile satım ve geri satım vaadi ile alım işlem­lerinin organize piyasalarda gerçekleşmesini sağlamaktır.
Repo: Bir devlet tahvili veya hazine bonosunun geri alım vaadiyle satılmasıdır.
Ters Repo: Bir devlet tahvili veya hazine bonosunun geri satım vaadiyle alınmasıdır.

Bu pazarda;
- TL Ödemeli Devlet İç Borçlanma Senetleri ve TCMB Likidite Senetleri
- Döviz Ödemeli Devlet İç Borçlanma Senetlerinden oluşan menkul kıymet grupları konu olabilir.
Emirler sürekli müzayede-çok fiyat yöntemine göre eşleştirilir. Emirler oran ve zaman önceliğine göre sistemde sıraya konur.
Repo işlemlerinde en yüksek, ters repo emirlerinde ise en düşük oranlı emirlerin önceliği vardır.
Bankalararası Repo-Ters Repo Pazarı: Bankaların repo ve ters repo işlemlerini zorunlu karşılık ayırmak zorunda olmak­.şızın_gerçekleştirmelerini sağlayan pazardır. Bu pazarda devlet tahvilleri, hazine bonoları ve TCMB likidite senetleri konu olur ve emirler "çok fiyat-sürekli müzayede" yöntemiyle eşleşmektedir.
Menkul Kıymet Tercihli Repo Pazarı: Tercih edilen menkul kıymetler üzerinde repo yapılmasını ve sonrasında bu menkul kıymetlerin alıcıya teslimini sağlayan pazardır. Bu pazarda;
TL cinsinden ihraç edilmiş menkul değerler,
Devlet iç borçlanma senetleri (DİBS)
Gelir ortaklığı senetleri (GOS)
Borsa kotunda olan özel sektör borçlanma araçları,
Özelleştirme idaresi Başkanlığı, Toplu Konut idaresi Başkanlığı ve Mahalli idarelerce TL cinsinden ihraç edilmiş borçlan­ma senetleri,
TCMB tarafından ihraç edilen likidite senetleri işlem görür.
Bu pazarda emirler çok fiyat sürekli müzayede yöntemiyle ve repo oranı, menkul kıymet fiyatı ve zaman önceliği kuralına göre
eşleşmeye tabi tutulur.
Repo emirlerinde; en yüksek oran ve en düşük fiyat,
Ters repo emirlerinde; en düşük oran ve en yüksek fiyat eşleşmede öncelikiidir.
Oran ve fiyat eşitliğinde zaman önceliği geçerlidir.
e) Nitelikli Yatınmcıya ihraç Pazarı (Birincil Piyasa): Sermaye piyasası mevzuatında tanımlanan nitelikli yatırımcılar tarafın‑
dan satın alınabilecek borçlanma araçlarının ihraç işlemlerinin gerçekleştirildiği pazardır. Pazar'da emirler "sürekli müzayede-çok fiyat" yöntemiyle eşleşmektedir.
YABANCI MENKUL KIYMETLER PİYASASI
Bu piyasada Uluslararası tahvil pazarında TC hazinesi tarafından ihraç edilen ve Borsa kotunda bulunan dış borçlanma araçları (Eurotahvil) işlem görmektedir. — Pazar'da emirler "sürekli müzayede-çok fiyat" yöntemiyle eşleşrnektedir.
Pazarda asgari 1 (T+1), azami 15 işgünü (T+15) ileri valörlü işlemler yapılabilir.
— Euro tahvillerin takas işlemlerini Takasbank tarafından yapılmaktadır. Ancak pazarda menkul kıymetlerin yurt dışında bulun­ması ve işlemlerin döviz cinsinden yapılması nedeniyle Takasbank bu işlemleri muhabir bankalar aracılığıyla sonuçlandırır.
Takas ve Saklama Sistemi
İMKB Takas ve Saklama Bankası: 1992'de takas ve saklama yetkisi, IMKB Takas ve Saklama A.Ş'ye verilmiştir. 1996 Ocak ayından itibaren İMKB Takas ve Saklama Bankası A.Ş. (Takasbank) adıyla kalkınma ve yatırım bankasına dönüşmüştür.
Takasbank merkezi takas kuruluşu olarak İMKB tarafından, İMKB bünyesinde mevcut piyasalarda gerçekleşen işlemlerin nakit ve menkul kıymet takaslarını sonuçlandırmaktadır
VOB'a Takas Merkezi olarak hizmet vermektedir. Yatırım fon ve ortaklıklar' için saklama, takas, değerleme. kontrol ve izleme

ile raporlama işlemlerini de yapmaktadır.
Aracı kurumların Takasbank nezdinde sermaye blokajı olarak tutmak zorunda bulundukları kıymetlerin takibi görevi SPK'ca Takasbank'a verilmiştir.
Takasbank "Uluslararası Numaralandırma Kuruluşu" olarak Türkiye'de ihraç edilen menkul kıymetlere ISIN ve CIF kodu tahsis etmektedir.
Takasbank Para Piyasası; Takasbank, aracı kuruluşların kısa süreli fon arz ve fon taleplerini, gerekli teminatlar ile Takasbank garantisi altında organize bir şekilde karşılanmasıdır.
Ödünç Pay Senedi Piyasası; önceden belirlenen tür ve miktarda t.:-.1ıninat ile belirli bir dönem için pay senedi ve borsa yatırım fonu katılma belgesini ödünç almak isteyen aracı kuruluş talepleri ile bunları ödünç vermek ve vade sonunda pay servetlerini mislen geri almak isteyen aracı kuruluş tekliflerinin karşılaştığı organize bir yapıdır. Takasbank bünyesinde ödünç para senedi piyasası bulunmaktadır.
Türkiye Elektronik Fon Platformu; Fon kuruculan/yöneticileri yatırım fonu katılma belgelerini, elektronik ortamda diğer plat­form üyelerine ve bu kurumların müşterilerine satma olanağına sahiptirler.

MERKEZİ KAYIT KURULUŞU
Bilgisayar ortamında, üyeler ve hak sahipleri itibariyle kayden izlemek üzere kurulmuş bir anonim şirket olarak faaliyette bulunmaktadır.
MKK'nın ortakları;
İMKB,
Takasbank,
İstanbul Altın Borsası
Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği MKK'nın Görev ve Yetkileri;
Sermaye piyasası araçlarını ve bunlara bağlı hakları, bilgisayar ortamında, üyeler ve hak sahipleri itibariyle kayden izleme,
Sistemin güvenli çalışmasını sağlayacak önlemler alma ve uygulama,
Kayıtların mevzuatta öngörülen çerçevede gizliliğini sağlama,
Kurul tarafından kaydı tutulmasına karar verilen sermaye piyasası araçlarının kaydileştirilmesine ilişkin işlemleri yapma.
Yatırımcıları Koruma Fonunu idare ve temsil etme,
Aracı kurumların tasfiye işlemlerini Yatırımcılar' Koruma Fonu adına yürütür.
Kurul tarafından sermaye piyasası mevzuat', çerçevesinde verilen diğer görevleri ve düzenlemelerin gerektirdiği işlemleri yapma,
MKK üyeleri veya üyelerle MKK arasında sistemin işleyişine ilişkin olarak çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümü
YATIRIMCILARI KORUMA FONU (YKF)
SPK uyarınca, kamu tüzel kişiliği haiz olarak kurulmuştur. YKF, hakkında tedrici tasfiye veya iflas kararı verilen aracı kuruluşla­rın sermaye piyasası faaliyetleri ve işlemleri nedeniyle müşterilerine karşı hisse senedi işlernlerinden doğan nakit ödeme ve hisse senedi teslim yükümlülüklerini yerine getirmek ve tasfiye giderlerini karşılamak amacıyla kurulmuştur.
YKF, sermaye piyasası araçlarının kaydın! tutmakla görevli Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından idare ve temsil edilmektedir. Fon'un merkezi İstanbul'dur. YKF, SPK'nun gözetim ve denetimi altında bulunmaktadır.
Bankaların ve aracı kurumların hisse senedi işlemlerinden doğan yükümlülüklerin 't 70237'ye kadar olan bölümü fon tarafın­dan karşılanmaktadır.
Yatırımcılar' Koruma Fonunun Gelirler!
Yıllık ödentiler
Borsaların, TSPAKB'nin para cezalarının % 50'si.
Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği tarafından verilen idari para cezalarının tamamı
SPK tarafından belirlenen geçici ödentiler.
VADELİ İŞLEM VE OPS1YON BORSASI A.Ş. (VOB)
— VOB, 2002 yılında kurulmuş 2005 yılında faaliyete geçmiştir.
— En önemli fonksiyonu etkin risk yönetimi ve geleceğe yönelik fiyat keşfidir.
— Borsada işlem gören sözleşmelerin takası Takasbank tarafından yapılır.
— Vadeli işlem sözleşmeleri korunma, yatırım veya arbitraj amacıyla kullanılabilir.
VOB'un Ortakları:
« Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
« İzmir Ticaret Borsası
İMKB
İMKB Takasbank
« Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği
« İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
« Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.
« Vakıf Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
« Türkiye Garanti Bankası A.Ş.
Akbank T.A.Ş.
« Türkiye Sırıai ve Kalkınma Bankası A.Ş.
14 SERMAYE PİYASALARI VE FİNANSAL KURUMLAR
— VOB'un Organları
« Genel Kurul
Yönetim Kurulu « Denetim Kurulu
Başkan
— VOB'un Gelirleri:
« Giriş aidatı
« Yıllık aidatlar
« Disiplin ceza tutarları
İşlemlerden alınacak paylar
Diğer aidatlar, ücret ve tarife payları, gelir ve bağışlardır.
VOB PAZARLARI

Ana Pazar:
Nonnal seans ya da fiyat sabitleme seansları sırasında emirlerin eşleştirildiği pazardır. Emirler fiyat ve zaman önceliği kurallarına göre eşleştirilir.

Özel Emirler Pazarı Özel Emir ilan Pazarı
Ana pazarda oluşan fiyatları etkileyebilecek büyüktükte olan şüksek miktarıı emirlerin eşleştirildiği pazardır. Sadece bir tarafı be­lirli olan özel emirlerin girebildiği pazardır



VOB'da IŞLEM YÖNTEMLERI

Sürekli Müzayede Yöntemi : Normal seansta kullanılır. Emirler fiyat ve za­man önceliği kuralına gör eşleştirilir.
Tek Fiyat Yöntemi : Fiyat sabitleme seanslarında kullanlır. Emirler denge fiyatı üzerinden fiyat ve zaman önceliği kuralına göre eşleştirilir.
www.murategitim.com
Kurs öğrencilerimiz için lıccırlanıniştir Ocretsizdir.
VOB'da IŞLEM TEMİNATLARI
Işlem Teminaıl: Borsada alınmak istenen (ya da alınmış olan) açık pozisyonlar için Takasbank'ta bulundurulan (ya da bulun­durulması gerkerı) teminat tutarldır.
Üç tür işlem teminatı vardır:
Başlangıç Teminatı: Borsada pozisyon almak için gerekli olan teminat tutarldır.
Sürdürme Teminatı: Başlangıç teminatının inebileceği en düşük seviyedir.
Olağanüstü Durum Teminatı: Borsa tarafından başlangıç teminatına ek olarak talep edilen temirıattır.
İSTANBUL ALTIN BORSASI (İAB)
1AB, 26 Temmuz 1995 tarihinde faaliyete,geçmiştir.
Amacı;
Likidite sağlamak,
Kıymetli maden işlemlerinde referans fiyatı belirlemek,
Kıymetli madenlere dayalı yatırım araçları vasıtayla finansal ürün yelpazesini genişletmek, Ulusal ve uluslararası entegrasyonu sağlamaktır.
Türkiye'de altın, gümüş, platin ve paladyum gibi kıymetli madenlerin işlem görebileceği tek organize piyasadır.
İşlenmemiş durumda olan kıymetli madenlerin ithalatı sadece TCMB ve IAB üyeleri tarafından yapılabilir. 2007 yılından bu yana IAB ham elmas ithalat ve ihracatında tek otoritedir.
Organları;
« Genel Kurul
Yönetim Kurulu « Denetleme Kurulu « Borsa Başkanı, « Başkanlık Teşkilatı
Görev ve yetkileri;
« Kıymetli maden piyasalarını oluşturmak,
Piyasayla ilgili hukuki düzenlemeleri ve organizasyonu yapmak,
« Borsada yapılan alım-satım işlemlerinin güven ve istikrar içinde serbest rekabet şartları altında düzenli yürütülmesini
sağlamak,
« Kural dışına çıkan borsa üyelerine müeyyideleri uygulamak,
« Olağandışı menfi gelişmelerin meydana gelmesi durumunda gerekli önlemleri almak,
« Piyasa araçlarının işlem göreceği piyasaları oluşturmak,
« Kurul ve Hazine Müsteşarlığı tarafından verilen görevleri yapmak,
Takas işlemleri takas merkezi ve Takas Bankası aracılığı ile yürütülür.
Borsa Takas Merkezi, alıcı için satıcı, satıcı için alıcı rolünü üstlenerek altın ve nakit alacaklarının, tarafları fiziken kar‑
şılaştırmadan yerine getiren kurumdur.
İstanbul Altın Borsası Piyasalan



Kıymetli Madenler Ödünç Piyasası:
Kıymetli maden ödünç ve sertifika işlemleri yapılır.
  Elmas ve Kıymetli Taş Piyasası: Elmas ve Kıymetli taş işlemleri gerçekleştirilir.
 

Kıymetli Madenler Piyasası: Altın, gümüş, platin ve paladyum üzerine spot işlemler yapılır.

* Kıymetli madenler piyasasında Hazine Müsteşarlığından faaliyet izni almış,
Bankalar.
Yetkili müesseseler
— Kıymetli madenler aracı kurumları
Kıymetli maden üretimi veya ticareti ile iştiyal eden A.Ş'ler
Yurt dışında yerleşik kişilerin Türkiye'deki şubeleri, işlem yapabilir.
Read more

Danişmentname Nedir? Konu Anlatımı, Ders Notları

3. metin
DÂNİŞMENTNÂME
TEKE TEK VURUŞMA
1
… Melik dahi üç halme darb urdu (üç hamle vurdu), gene alımadı (yenemedi), taaccüb kıldı (şaşırdı). Çün atla süvârlıkta (çünkü atlı askerlikte) zafer bulmadılar, âhir (sonunda) Melik piyade, yayan oldular, âlet-i silâhları (silahları) atlar üzerine berkittiler (yerleştirdiler). Şirt’in derhâl ilerü geldi (öne çıktı), sınadı (denedi), Melik’in kuşağını duttu, zor etti (zorladı), Melik’i kuşağından çekti amma alımadı (alamadı); çün üç hamle geçti (çünkü üç hamle yaptı), Melik’i bir zerre yerinden depredimedi (kıpırdatamadı). Çün nöbet Melik’e değdi (sonra sıra Melik’e geldi), elin uzattı, Şirt’in kuşağından berk duttu (sıkıca tuttu), bir kez nâra urup (bağırarak) Şirt’in yerinden götürü (yukarı kaldırdı), yere urdu (vurdu), hançer çıkardı, lâîne aman vermeyüp hemen (…) kesti.
2
… Akatis bir dev gibi iri idi. Bir darb Efrumiye’ye şöyle urdu kim (Efrumiye’ye öyle bir vurdu ki) Efrumiye kalkan beraber tuttu (kalkanını tuttu), elinde kalkan hurd oldu (parçalandı), Efrumiye başın uğurladı (başını korudu), darb at başına erdi (darp atın başına geldi), at başını hurd eyledi, at yıkıldı. Efrumiye sıç­radı, attan ayrıldı. Kâfirler gavgayı ayyûke çıkardı (Kâfirler bağırarak kavga ederken), müminler tekbîr getürdiler. Lâîn gerü kıldı kim bir gürz dahi bânûya (kadına) uraydı (Düşman geri çekildi ki kadına bir gürzle dahi vuramadılar.). Efrumiye derhâl kılıcın darttı (çekti), sıçradı, at yanına geldi, bir darb öyle urdu kim (öyle bir vurdu ki) atın iki ayağın (ayağını) kesüp yere bıraktı. Atla lâîn yıkıldı. Aklatis yerinden durun­ca (kalkınca) Efrumiye bir kılıç urdu (…) kimdi şunda (o anda) gitti. Kâfirlerin şâdlığı mateme tebdîl oldu (Kâfirlerin sevinci mateme dönüştü), gaziler tekbîr getürdiler.

SAVAŞ
1
İki çeri karıldılar, katıldılar, cenge cenge turdular (savaşa başladılar). Şöyle atlar kişnemesinden, erler (askerler) narasından âlem gulgule bile (rültü ile) toldu (doldu); bir nücûmî saat (bir saatlik süre) at arkasında cenk oldu; (…) buharı, at ayağının tozu hava yüzünü kapladı, birbirin âdem seçemez oldu (insanlar birbirini göremez oldu).
2
İki tağ (dağ) gibi çeri (asker) birbirine karıştılar. Bir uruş koptu (çatışma başladı) ve bir ceng-i âşûp (kargaşa savaş) oldu kim âlem (ortalık) veleveleye (gürültüye) vardı, sanasın kıyamet gün idi (sanki kıya­met günüydü); oğul atasın (atasını) ve ata kartaşın (kardeşini) bilmez oldu; her kişiye canı kayusu (kay­gısı) oldu; şöyle kim ol cenk (savaş) dil ile vasf olmazdı (anlatılmazdı); şöyle kim (şöyle ki) gaziler ve ol Müslümanlar din yoluna ve Muhammed gayretine can feda kılmışlardı; şöyle kim at kişnemesinden, gürz depeldüsünden (vuruşundan), ok fışıldusundan ve yay tenkildüsünden (gıcırtısından), pehlevanlar narasından, at ayağı tapıldusundan (nal sesinden), âleme bir sadâ düştü kim (âlemi bir gürültü kapladı ki) tağlar ve dereler yankulandı. Şunun gibi cenk oldu kim Melik Gazi ve Artuhı ve gaziler şimşek gibi balkılardı (parıldarlardı), ejderha gibi ya bir arslan gibi vuruşurlardı…
Örnekli Türk Edebiyatı Tarihi
hzl.: Cevdet KUDRET

1. Okuduğunuz metnin olay örgüsünü tahtaya çizeceğiniz bir şema üzerinde gösteriniz.
1. Birinci bölüme Melik ile Şirt arasında teke tek vuruşma olur ve Melik, Şirt’i öldürür.
İkinci bölümde Efrumiye ile Akatis arasında teke tek vuruşma olur ve Efrumiye kafir Akatis’i yener.
Savaş bölümünün birinci kısmında iki asker meydana çıkıp savaşırlar, iki saat geçer birbirlerini yenemezler v ortalık toz bulutuna dönüşür.
İkinci kısmında da yine iki asker arasındaki kavgayı ele alır.

2. “Dânişmentnâme” adlı metnin yapısını oluşturan öğeleri (kişiler, zaman, mekân) belirleyiniz. Tes­pitlerinizi aşağıya yazınız.
Kişiler: Melik, Efrumiye (iyi ve kahraman karakterler), Akatis ve Şirt (kötü ve kafir karakterler)
Zaman : Belirgin bir zaman yoktur. Zaten destanlarda belirgin bir zaman olmaz.
Mekân : Savaş meydanı olsa da belirgin değildir.

3. Metindeki kişilerin adlarını ve özelliklerini sıralayınız. Bu kişilerin, olay örgüsündeki işlevlerini belirleyiniz.
3. Melik, Efrumiye (iyi ve kahraman karakterler),
Akatis ve Şirt (kötü ve kafir karakterler)
Olay örgüsündeki işlevi ise olaylar kahraman karakterler ve bunlara karşı çıkan kötü karakterler karşısında geçeceği için mutlaka bu isimlerin özellikleriyle verilmesi gerekir.

4. Metindeki olayların geçtiği mekânın işlevini belirtiniz. Bu mekânın nasıl anlatıldığını metinden örneklerle açıklayınız.
4. Direkt tasvir halinde mekan verilmemiş ise olayların geçtiği yerin savaş meydanı olduğunu anlayabilmekteyiz.

5. Metinde olayların geçtiği zaman dilimini belirten kelimelere örnek veriniz. Olayların geçtiği zaman dilimini belirtiniz.
5. Yine zaman kavramı verilmemiştir.

6. Olayların geçtiği mekân, zaman ve metindeki kişiler arasındaki uyumu açıklayınız.
6. Olay örgüsü, yer, zaman ve kişiler olay çevresinde gelişen edebi metinlerde uyum içinde verilmesi gerekir. Çünkü biri farklı ve anlamsız olduğu zaman olay örgüsü anlamsızlaşır. Danişmentname metninde insana garip ve yabancı gelen unsur yoktur ve uyum halinde verilmiştir.

7. a. Metnin temasını söyleyiniz.
a. Kahramanlık

b. Bilgi birikiminizden de yararlanarak “Dânişmentnâme”nin teması ile eserin anlatıldığı dönem arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
b. Dönemine göre insanlar din adına kafirle savaşıp yaptıkları dönem olduğu ve dini yaymak amacıyla mücadele edildiği biliyoruz ki bu metinle dönemi arasında ilişki vardır.

c. Metnin teması evrensel midir? Düşüncelerinizi belirtiniz.
c. Tema kahramanlık ve evrenseldir. Her dönemde bunu işleyen eserler görülebilmektedir.

8. Olay örgüsünde anlatılanlar, hayatta karşılaşılabilecek durumlar mıdır? Metinde anlatılanların olay örgüsü çevresinde nasıl aktarıldığını söyleyiniz.
8. Gerçekleşmesi mümkün olmayan insanların tahayyülünde olan şeyleri ifade eder. Metinde insana özgü gerçeklikler ifade edilse bunların abartılarak verildiği için gerçekliği çok yoktur.

9. Metnin anlatıcısını ve anlatıcının bakış açısını söyleyiniz.
9. İlahi bakış açısı ile anlatılmıştır.

10. a. Metinden alınan aşağıdaki kelimelerin günümüzdeki karşılıklarını inceleyiniz. Ses değişimleri­ni belirtiniz.
ilerü ————> ileri i – ü değişimi
amma ————> ama m sesini düşmesi
depredimedi ————> depretemedi t-d değişmesi
urdu ———-–> vurdu sözcük başı v sesi türemesi

b. Okuduğunuz metinde, anlamını bilmediğiniz kelime sayısının çoğunlukta olup olmadığını belirtiniz.
b. Bilmediğimiz kelimeler çoğunluktadır.

c. “… yere urdu, hançer çıkardı. /… at başını hurd eyledi, at yıkıldı.” cümlelerini yapı bakımından inceleyiniz.
c. Yapısı itibariyle sıralı cümledir.

Yaptığınız incelemeden yararlanarak metnin dil özelliklerini defterinize sıralayınız.
Olay örgüsü akıcı bir şekilde anlatılsa metin içinde anlaşılmayan kelimeler fazla olup dilinin bize göre ağır olduğunu söyleyebiliriz.

11. Metinden tasvir cümlelerine iki örnek yazınız.
11. Akatis bir dev gibi iri idi.
Kâfirler gavgayı ayyûke çıkardı (Kâfirler bağırarak kavga ederken), müminler tekbîr getürdiler
Kâfirlerin şâdlığı mateme tebdîl oldu (Kâfirlerin sevinci mateme dönüştü), gaziler tekbîr getürdiler.

Bu tasvirlerin nasıl yapıldığını ve metindeki işlevini belirtiniz.
Bu tasvirler metnin daha iyi anlaşılması için yapılmıştır.

12. “Dânişmentnâme”nin, ortaya çıktığı dönemdeki hangi gerçekleri dile getirdiğini bilgi birikiminiz­den yararlanarak açıklayınız.
12. Danişmentname metninde döneminde Müslümanların kahramanlıkları ve insanların İslamı yaymak için mücadeleleri vardır ki bu o dönemin gerçekliğine uygun düşmektedir.

13. “Dânişmentnâme”yi İslamiyet öncesi metinler ve günümüz hikayesiyle tema ve kişiler yönünden karşılaştırınız. Benzer ve farklı yönleri sıralayınız.
Farklılıklar Benzerlikler
Dânişmentnâme Kahramanlık teması
Olağanüstülükler var
İnsana ait gerçeklik az
İslami etki var.
Kurmaca
Olay çevresinde gelişen edebi metinler
Olay, yer, zaman, kişi etrafında şekillenmiştir.
İslamiyet Öncesi Metinler Kahramanlık teması
Olağanüstülükler var
İnsana ait gerçeklik az
Kavmi etki var.


14. a. Metnin yazarının fikrî ve edebî yönü hakkındaki düşüncelerinizi aşağıya yazınız.
a.
1.Anadolu’nun fethini ve bu fethi gerçekleştiren kahramanların anlatıldığı bir destandır.
2. 12 yy’da sözlü olarak şekillenmiş 13 yy’da yazıya geçirilmiştir.
3. Anadolu coğrafyası destanda gerçek isimleriyle yer alır.
4. Destanda adı geçen kahramanlar gerçek Türk beyleridir.
5. Bu destan uzun bir süre bir tarih kitabı olarak nitelendirilmiştir.
6. Eser ilk defa Anadolu Selçuklu Sultanı İkinci İzzeddin Keykavus’un emriyle İbn-i Ala tarafından derlendi.
7. Eser ikinci olarak Osmanlı Hükümdarı Sultan İkinci Murad’ın emriyle Tokat Dizdarı Arif Ali tarafından Türkçe olarak aralarında manzum parçaların da bulunduğu bir nesir diliyle 17 bölüm halinde yazdı.
8.Battalname’nin bir devamı olarak kabul edilir.
9. Halk şairleri tarafından da “Mefailün mefailün faulün” vezniyle manzum olarak yazılmıştır.
10. Tarihçiler için kaynak eserlerden sayılmıştır.

b. Eserle yazar arasındaki ilişkiyi tespit ediniz.
b. Eser anonim bir eser olmakla birlikte yazıldığı dönemdeki halkın ortak duygu ve düşüncesini yansıtmaktadır.
Read more

Şiir-İlahi-Nefes-Gazel Nedir? Ders Notları

Şiir-İlahi-Nefes-Gazel
3. Oğuz Türkçesinin Anadolu’daki İlk Ürünleri (XIII – XIV. Yüzyıl)
a. Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler (Şiir; İlahi, Nefes, Gazel)
HAZIRLIK
1. Yunus Emre ve Dehhânî’nin sanat anlayışları hakkında bilgi edininiz.
1. YUNUS EMRE:

  • 13. yy’da yaşamıştır.
  • Bugünkü Türkçe’nin başlatıcısı, Tekke edebiyatının en büyük şairidir.
  • Yalın ve özlü söyleyiş (Sehl-i Mümteni) ustasıdır.
  • İnsan sevgisini temel olarak almıştır.
  • Hece ölçüsünü kullanmıştır, Aruzla da yazmıştır.
  • İlahi ve nefesleri çoğunluktadır.
  • Divan ve Risalet-ün Nushiye adlı eserleri vardır.

2. Yunus Emre’nin beğendiğiniz bir ilahisini şiir okuma yarışmasına katılmak üzere ezberleyiniz.
2.
3. “İlahi ve gazel” nazım şekilleri hakkında bilgi edininiz.
3. İLAHİ
Allah’ı övmek ve ona duyulan aşkı dile getirmek, ona yaklaşmak amacıyla söylenen şiirlerdir.
Belli bir makamla söylenir.
Genelde hece ölçüsünün 7-8′li kalıbıyla söylenir. Aruzla söylenenleri de vardır.
Uyak düzeni, dörtlüklerle söylenenlerde koşma tipi; beyitlerle söylenenlerde gazel tipindedir.
Tarikatlara göre değişik isimler almışlardır. Mevleviler ayin, Bektaşiler nefes, Gülşehriler tapuğ, Aleviler deme, Yeseviler de hikmet adını vermişlerdir.
Yunus Emre bu türün önemli isimlerindendir.
GAZEL
Divan şiirinde; çok yaygın olarak kullanılan bir nazım şeklidir. Aruz ölçüsüyle yazılır. Birinci beyit kendi arasında kafiyeli, diğer beyitlerin birinci mısraları serbest, ikinci mısraları birinci beyit ile kafiyelidir. Kafiye düzenini şematik olarak belirtmek gerekirse aa / ba / ca / da / ea / fa şeklinde ifade etmek mümkündür. Gazellerde beyitler arasında mana birliği olabileceği gibi, her beyit ayrı bir konuyu işlemiş de olabilir.
Gazellerde aşk duyguları, şarap âlemleri, tabiat güzellikleriyle birleşmiş bir şekilde, canlı ve akıcı bir üslûpla dile getirilir.
Gazelin ilk beyitine matla, son beyitine makta adı verilir. Matla beyitinden sonra gelen beyite hüsn-i matla, makta beyiti’nden bir önceki beyite ise hüsn-i makta denir. En güzel beyitine beyt’ül gazel, beyitleri arasında konu birliği bulunan gazellere yek-ahenk gazel, her beyiti aynı mükemmellikte söylenmiş olan gazellere ise yek-avaz gazel denir.
Mısra sonlarındaki kafiyelerden aynı olarak mısra içlerinde de kafiye bulunan gazellere musammat gazel adı verilir. Değişik konularda yazılmış olmakla beraber, gazeller genellikle birer aşk şiirleridir. Sevgi bitmez tükenmez temasıdır. Gazellerin isimlendirilmeleri ya rediflerine göre veya ilk mısralarına göre olur. Ayrı kelime halinde redifleri olan gazeller bu rediflerine göre, olmayanlar ise ilk mısralarına göre adlandırılır.
Divan edebiyatının en yaygın kullanılan nazım biçimidir. Önceleri Arap edebiyatında kasidenin tegazzül adı verilen bir bölümü iken sonra ayrı bir biçim halinde gelişmiştir. Gazelin beyit sayısı 5-15 arasında değişir. Daha fazla beyitten olaşan gazellere müyezzel ya da mutavvel gazel denilir.

4. XIII ve XIV. yüzyılda Anadolu’nun soysal, siyasal ve kültürel durumu hakkında bilgi edininiz.
4. XIII. ve XIV. yüzyılın siyasî ve sosyal durumu bir hayli karışıktır. XIII. yüzyılın başlarında Anadolu Selçuklu devleti eski gücünü kaybetmeye başlamıştı. Bu yüzyılın ortalarında, doğudan gelen Moğol akınları durdurulamadığından siyasî birlik bozuldu. Bunun sonunda bazı isyanlar çıktı. Bu çözülme ile birlikte XIV. yüzyılda Anadolu’da çeşitli beylikler görüldü. Yüzyılın sonuna gelindiğinden Osmanlı Beyliği Anadolu’da Türk birliğini yeniden kurmayı başardı.
5. Aruz ölçüsüyle ilgili bilgilerinizi arkadaşlarınızla birlikte tekrar ediniz.
5. Aruz çadırın orta kısmı demektir. Şiirde seslerin uzunluk ve kısalığı esasına dayalı ölçüdür. Aruz hecelerin sayısını değil, şeklini esas alır. Aruzla yazılmış şiirlerde, her bir mısranın heceleri, diğer mısraların aynı hizadaki heceleriyle aynı açıklık (kısalık) ve kapalılık (uzunluk) noktasında birbirlerine denktir.

6. Günümüz şairlerinden birine ait beğendiğiniz bir aşk şiiri bulunuz.
6. Seni Aşksız Bırakmam
Seninle tattım ben her mutluluğu
Bırakıp gidersen bil ki yaşayamam
Ömrümden canımdan ne istersen al
Gülü susuz seni aşksız bırakmam

Üşüdüm diyorsan güneş olurum
Yanarım sevginle ateş olurum
Dolarım havaya nefes olurum
Gülü susuz seni aşksız bırakmam

Gönlümdeki derdi siler atarım
Ümit pınarından coşar akarım
Kış göstermem sana ben hep baharım
Gülü susuz seni aşksız bırakmam
Zekai TUNCA

7. Sizce şiirlerde daha çok aşk ve sevgilinin konu olarak işlenmesinin nedenleri nelerdir?
7. Aşk ve sevgi insanların karşı koyamayacağı bir duygudur. Evrensel bir tema olduğu için de yıllardır birçok şair tarafından farklı üsluplarla anlatılmıştır ve anlatılmaya devam etmektedir.

8.
Her kim bana ağyar ise Çalabım bir şar yaratmış
Hak Tanrı yâr olsun ona İki cihan arasında
Her kancaru varır ise Bakıcak Didâr görünür
Bağ u bahar olsun ona. O sarın kenâresinde

Bana ağu sunan kişi O şar dediğim gönüldür
Şehd ü şeker olsun işi Ne delidir ne usludur.
Kolay gele müşkil işi Âşıklar kanı sebildir
Eli erer olsun ona. O sarın kenâresinde
Âşık Paşa Hacı Bayram-ı Veli
XIV. yüzyıl şairlerinden Âşık Paşa ve Hacı Bayram-ı Veli’den alınan yukarıdaki şiirleri dil ve söyleyiş yönünden karşılaştırınız. Sonuçları tahtada sıralayınız.
8. Her iki şiirde aynı dönemde olmasına rağmen aynı konuyu işlemiştir. Her ikisi de dil ve üslup yönünden aynıdır.

İNCELEME
1. metin
İLAHİ
Aşkın aldı benden beni Sûfilere sohbet gerek
Bana seni gerek seni Ahîlere ahret gerek
Ben yanarım dün ü günü Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni Bana seni gerek seni

Ne varlığa sevinirim Eğer beni öldüreler
Ne yokluğa yerinirim Külüm göğe savuralar
Aşkın ile avunurum Toprağım anda çağıra
Bana seni gerek seni Bana seni gerek seni

Aşkın âşıklar öldürür Yunus’durur benim adım
Aşk denizine daldırır Gün geldikçe artar odum
Tecelli ile doldurur İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni Bana seni gerek seni

Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dün ü gün endişem
Bana seni gerek seni
Yunus Emre

1. Sınıfta yedi gruba ayrılınız. Grup sözcünüzü seçiniz.
a. Okuduğunuz ilahinin bir dörtlüğünü seçiniz. Belirlediğiniz dörtlükte ahengi sağlayan öğeleri, 9. sınıfta öğrendiğiniz “şiir inceleme yöntemi”ne göre tespit edip aşağıdaki tabloya yazınız.
a.
Ölçütler
1

2

3
İlahinin Ahenk Öğeleri


Aliterasyon b,s, n sesleri n ve r sesi d,l,r sesi
Asonans a ve e sesi a ve e sesi a ve e sesi
Kelime veya Dize Tekrarı Bana seni gerek seni Bana seni gerek seni Bana seni gerek seni
Ölçü Hece Hece Hece
Uyak Yarım uyak Yarım uyak Yarım uyak

Ölçütler
4

5

6

7
İlahinin Ahenk Öğeleri


Aliterasyon ş ve n sesi s,r,k sesi r sesi D sesi
Asonans a ve e sesi a ve e sesi a ve e sesi a ve e sesi
Kelime veya Dize

Tekrar
ı
Bana seni gerek seni Bana seni gerek seni Bana seni gerek seni Bana seni gerek seni
Ölçü Hece Hece Hece Hece
Uyak Uyak yok, ahenk redifle sağlanmış. Uyak yok, ahenk redifle sağlanmış. Yarım uyak Yarım uyak


b. Şiirin yapı özelliklerini belirtiniz.
b. Şiir ilahi nazım şekli ile yazılmıştır. Nazım birimi dörtlüktür. 8’li hece ile yazılmış olup düz uyak şeklinde kafiyelenmiştir. Genellikle yarım uyak kullanılmıştır.
2. Yunus’un “Aşkın aldı benden beni /Bana seni gerek seni” diye seslendiği kimdir? Şairin bu seslenişi nasıl bir duyguyla yaptığını açıklayınız.
2. Şairin seslendiği Allah’tır. Allah aşkıyla yanıp tutuşan bir tasavvuf ehli insanın duygularını görebilmekteyiz.

3. Destan Dönemine ait, daha önce kitabınızda okuduğunuz sagu ya da koşukla Yunus Emre’nin ilahisini karşılaştırarak aşağıdaki soruları cevaplayınız.
a. Şiire yeni giren kelime, kavram ve sesleri (ünlüleri) belirleyiniz. Bunların dilimize giriş nedenini açıklayınız.
a. Aşk, aşık, mecnun , ahi, sufi gibi kelimeler girmiştir. Bunların girme nedeni İslam kültürünün yaşantımıza ve edebiyatımıza olan etkisidir.
b. Dilimize yeni yerleşen bu kelime, kavram ve söyleyiş tarzı o dönemde Türkçenin zenginleşmesini ve yeni bir edebî dilin oluşumunu sağlamış mıdır? Düşüncelerinizi açıklayınız.
b. İslamiyet Öncesi Türk edebiyatımızda kapalı bir edebiyat hakimdi, başka kültürlerden etkileşim söz konusu değildi. Fakat İslamiyet’in girmesiyle dilimizde yeni kavramlar girince ve özellikle de Türkler bu kavramları benimseyip Türk – İslam kültürü haline getirince Türkçe tamamen zenginleşmeye ve yeni kavramlar girmeye başladı.

4. a. XIII ve XIV. yüzyılda Anadolu’nun sosyal, siyasi ve kültürel durumu hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınıza aktarınız.
a. 4. XIII. ve XIV. yüzyılın siyasî ve sosyal durumu bir hayli karışıktır. XIII. yüzyılın başlarında Anadolu Selçuklu devleti eski gücünü kaybetmeye başlamıştı. Bu yüzyılın ortalarında, doğudan gelen Moğol akınları durdurulamadığından siyasî birlik bozuldu. Bunun sonunda bazı isyanlar çıktı. Bu çözülme ile birlikte XIV. yüzyılda Anadolu’da çeşitli beylikler görüldü. Yüzyılın sonuna gelindiğinden Osmanlı Beyliği Anadolu’da Türk birliğini yeniden kurmayı başardı.

b. Okuduğunuz ilahide, yeni uygarlığa ait değerlerin yansıtıldığı kelimeleri sıralayınız. Bu değerlerin şiirle ve manzum metinlerle halka öğretilmesinde şair ve yazarların rolünü nasıl değerlendirdiğinizi belirtiniz.
b. Ahi, sufi, aşk, iki cihan, tecelli, mecnun gibi kelimelerdir. Bu kelimeler özellikle 13 ve 14. Yüzyılda şair ve yazarlar tarafından anlatılması çok etkili olmuştur. Dönemi itibariyle Fetret döneminin yaşayan halk bu bunalımları şair ve yazarların anlatmış olduğu kavramlarla rahatlamışlardır.

5. Hazırlık bölümünde karşılaştırmasını yaptığınız Âşık Paşa ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin şiirlerini, Yunus Emre’nin okuduğunuz ilahisiyle de karşılaştırarak Oğuz Türkçesiyle nasıl bir şiir anlayışının oluşmaya başladığını kısaca aşağıya yazınız.
5. Türkistan’dan Anadolu’ya gelen Türkler büyük bir kültür ve medeniyeti de bu sahaya taşımış oldular Türk yazı dilinin tarihî gelişimi içerisinde Karahanlı Türkçesinden sonra Batı Türkçesi teşekkül etmeye başlamıştır. Batı Türkçesinin ilk dönemini Eski Türkiye Türkçesi’ni oluşturur Türkistan’dan Anadolu’ya gelen Türklerin büyük çoğunluğunu Oğuzlar oluşturduğu için bu devir Türkçesine Oğuz Türkçesi de denmiştir.

6. Okuduğunuz ilahinin “Ne varlığa sevinirim / Ne yokluğa yerinirim” dizelerinde Yunus, nefsin tüm isteklerinden arınarak Allah’a yönelmek gerektiğini vurguluyor. Fenafillah yani aşk içinde eriyebilmek için insanın (müridin) önce maddi olan her şeyden arınması gerekmektedir. İlahinin tamamına hâkim olan ilahî aşkı “Leyla ve Mecnun”un aşkı ile karşılaştırınız. Tasavvuf inancının yansıtıldığı diğer özellikleri de siz bulunuz.
6. Her iki metin de ilahi aşkı işlemektedir. Leyla ile Mecnun hikayesinde de aşk beşeri aşk gibi görünse de gerçek akı bulan Mecnun, beşeri aşktan vazgeçer.

Aşkın âşıklar öldürür
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni

Sûfilere sohbet gerek
Ahîlere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni

Yunus’durur benim adım
Gün geldikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni
Yukarıdaki dizelerde de tasavvuf inancının izlerini görebilmekteyiz.

7. Aşağıdaki şemayı inceleyiniz.
İncelediğiniz şema ve okuduğunuz ilahiden de hareketle İslamiyet’in kabulüyle Türk toplumunda görülen kültür değişikliğini açıklayan bir paragraf yazınız.
7. Bir yaşam biçimi olarak kabul edilen İslam dini, Türklerin sosyal ve kültürel yaşamında, düşünce dünyasında ve dil anlayışında köklü değişiklikler meydana getirdiği gibi kültürün önemli bir yansıması olan edebî ürünlerde de yeni şekillenmelere zemin hazırlamıştır. Bu ortak edebî malzemenin temelinde İslami birikim vardır. Arap, İran ve Türk şairleri, işte bu malzemeyi farklı dil, güzellik ve sanat anlayışlarıyla işlemişlerdir.

8. Şiirin temasını söyleyiniz.
8. Allah sevgisi

9. Şiiri ilk okuduğunuzda neler hissettiniz? Yunus’un birinci, üçüncü ve dördüncü dörtlüklerinde geçen “yanarım, öldürür, aşk şarabı” kelime ve kelime gruplarıyla neleri anlatmaya çalıştığını açıklayınız. İlahide geçen bu tarzdaki diğer anlatımları da siz bulunuz. Tasavvuf ve Yunus Emre ile ilgili edindiğiniz bu bilgilerden sonra şiiri bir kez daha okuyunuz. İlahinin şimdi size neler hissettirdiğini belirterek şiiri yorumlayınız.
9. Mürid, Allah aşkıyla yanan kimse demektir. Bu aşk ateşi onu öldürmektedir. Aşkından dolayı sarhoş gibidir. Aşk şarabından içmiş gibidir. Ne yaptığını bilemez. Allah’a kavuşmak için uğraşır.

10. a. Yunus Emre ve onun sanat anlayışı hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
a. YUNUS EMRE:
  • 13. yy’da yaşamıştır.
  • Bugünkü Türkçe’nin başlatıcısı, Tekke edebiyatının en büyük şairidir.
  • Yalın ve özlü söyleyiş (Sehl-i Mümteni) ustasıdır.
  • İnsan sevgisini temel olarak almıştır.
  • Hece ölçüsünü kullanmıştır, Aruzla da yazmıştır.
  • İlahi ve nefesleri çoğunluktadır.
  • Divan ve Risalet-ün Nushiye adlı eserleri vardır.

b. Yunus Emre’nin hayatı hakkında edindiğiniz bilgilerden yola çıkarak şair ile ilahi arasındaki ilgiyi açıklayınız.
b. Hayatı ve şiirinden yola çıkarak bir tasavvuf ehli olduğu ve hayatını eserlerine yansıttığını görebilmekteyiz.

Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz
11. Yunus Emre’ye ait yukarıdaki dörtlükten ve kitabınızda okuduğunuz ilahiden yararlanarak onun fikrî ve edebî yönü hakkında aşağıya bir paragraf yazınız. Yazınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
11. Edebi yönü bakımından etkili söz kullanmayı önemsemiştir. Herkesi kullandığı sıradan sözcüklerle sanatsal ve etkili sözler kullanmıştır ki burada söz söylemenin öneminden bahsetmektedir.

2. metin
GAZEL
Aceb bu derdümün dermanı yok mı
Ya bu sabr itmegün oranı yok mı

Yanarım mumlayın baştan ayağa
Nedür bu yanmagun pâyânı yok mı

Güler düşmen benim ağladuğuma
Aceb şol kâfirin îmânı yok mı

Delüpdür cigerümi gamzen okı
Ara yürekde gör peykânı yok mı

Su gibi kanımı toprağa kardun
Ne sanursun garîbün kanı yok mı

Cemâl-i hüsnüne mağrur olursın
Kemâl-i hüsnünün noksanı yok mı

Begüm, Dehhânî’ye ölmezdin öndin
Tapuna irmegü imkânı yok mı

Günümüz Türkçesiyle
Acaba bu derdimin dermanı yok mu?
Ya bu sabretmenin oranı yok mu?

Mum gibi baştan ayağa yanıyorum,
Nedir, bu yanmanın sonu yok mudur’

Düşman benim ağladığıma güler,
Acaba şu kâfirin imanı yok mudur?

Yan bakışın oku ciğerimi deldi
Ara, yürekte temreni yok mu gör.

Kanımı toprağa su gibi karıştırdın,
Garibin kanı yok mu sanıyorsun?

Yüzünün güzelliğine gururlanıyorsun
Güzelliğinin eksileceği yok mu?

Beyim! ölmeden önce Dehhânî’nin
Senin huzuruna çıkmasının imkânı yok mu?
Dehhânî

Büyük Türk Klasikleri
1. Okuduğunuz gazelde, ahengi sağlayan öğeleri, 9. sınıfta öğrendiğiniz “şiir inceleme yöntemi”ne göre tespit edip aşağıya yazınız.
1. Beyitlerle yazılmış olup yedi beyitten oluşur. Kafiye örgüsü aa, ba, ca, da, ea, fa, ga şeklinde kafiyelenmiştir. Mahlas kullanılmıştır. Tam kafiye kullanılmıştır. Aruz ölçüsü ile yazılmıştır.

2. a. Gazelde geçen “derman, sabr, pâyân, peygân, zâlim, cemal, hüsn, mağrur” kelimelerinin anlamlarını ve Türkçeye hangi dillerden girdiklerini söyleyiniz. Dehhânî’nin bu yeni kelimeleri kullanma nedenini açıklayınız.
2.
Derman= Güç, takat, mecal
Sabr= Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme
Payan= Son, sonuç, nihayet
Peygan= Ok
Zâlim = Zulm eden
Cemal= Yüz güzelliği
Hüsn= güzellik
Mağrur= Gururlanma
Bu kelimeler dilimize Farsça ve özellikle Arapçanın etkisi ile girmiştir. Dehhani bunları İslam kültürünün etkisi ile yazmıştır.

b. “Derman, pâyân, garîb, mağrur” kelimelerinde “a, i ve u” ünlülerinin neden uzun okunduğunu söyleyiniz.
b. Aruzla yazıldığı için aruz ölçüsünde hece sayısı değil, seslerin uzunluğu ve kalınlığı önemlidir. Buradaki a,i,u seslerin üzerinde işaretler onları bir buçuk ses olarak okutarak uzatıldığını gösterir.

c. Aruz ölçüsüne göre ikinci beyitteki “pâ-yâ” hecelerinin neden kapalı gösterildiğini belirtiniz.
c. Yine aruz ölçüsünün etkisiyle gerçekleşmiştir.

ç. “Süzgün bakış, sevgilinin süzgün veya manalı yan bakışı. Divan şiirinde sevgilinin bakışı gamzeyi doğurur ve bu gamzede binlerce anlam vardır. Âşık, bakışın manasını çözmekte güçlük çeker. Gamze, yalnızca bakışa dayanmayıp göz, kaş ve kirpiğin birlikte ortaya koyduğu bir harekettir. Gamze, gözden çıkar ve âşığa ıstırap verir. O öylesine naziktir ki hiç hissettirmeden sanatını icra eder. Sevgili, âşığa gamzeleriyle naz yapar ve gamzesini tam yerinde ve zamanında gerçekleştirir. Divan şiirinde gamze en çok ok ve kılıca benzetilir. Gamze ok olunca yaralamak, delmek, öldürmek, avlamak gibi eylemleri üstlenir. Bir ok olan gamzenin hedefi ise can, gönül, sine, ciğer ve yürektir. (…) Gamzenin ok oluşunun en büyük nedeni kirpik oklarından dolayıdır. Sevgili, şöyle süzgün bir bakışıyla yay kaşlarından kirpik oklarını hedefe atar. Zaten onun kaşları ile kirpikleri kurulu bir kemanı andırır. Sevgili bu okları atmada öyle ustadır ki hiçbiri hedefini şaşırmaz. (…) Gamze bazen öldürücü bir katil bazen de cellattır. Âşık, gamze ile şehit olunca gamze de kâfir olur.”
Yukarıdaki açıklamayı yansıtan imge(mazmun)nin şiirde nasıl kullanıldığını açıklayınız.
Gazelle ilgili bu incelemenizden yola çıkarak o dönemde İslam medeniyetinin etkisiyle dilin zenginleşmesi ve yeni bir edebî dil arayışının nedenleri hakkındaki düşüncelerinizi açıklayınız.
ç. Divan edebiyatı estetiği içerisinde kullanılan önemli mazmunlardır ki bütün şairler bunları hemen hemen aynı şekilde kullanır. Burda önemli olan neyi anlattığın değil nasıl anlattığındır. Eğer kaşların güzelliği anlatıyorsan herkesten farklı bir üslup içinde anlatırsan önemli bir yere sahip olursun.

3. Okuduğunuz gazelden hareketle İslamiyet’in kabulüyle birlikte Türk toplumundaki kültürel değişmeyi özetleyiniz.
3. İslamiyet’in Türkler arasında yayılmasında dönüm noktası olmuştur. Karahanlılar ilk Müslüman Türk devleti olmuştur.
Toplumda meydana gelen inanca bağlı değişiklikler sosyal hayatı bütünüyle etkiler, değiştirir. Pagan inanışı, Şamanizm ve GökTanrı inancı Türklerin ilk dinî inancını oluşturuyordu. Türklerin İslamiyet’i kabul etmeleriyle birlikte inançları tamamen değişmiştir. İslamiyet’le 10. yüzyıldan 19. yüzyılın sonlarına kadar etkisini devam ettiren yeni bir medeniyet ve kültür dairesine girmişlerdir. Bu medeniyetin etkisiyle yerleşik hayata geçmişlerdir. Yerleşik hayata geçince de dünyaca tanınan şehirler ve kültür merkezlen kurmuşlardır. Bilim, sanat, edebiyat, sosyal hayat, devlet sistemi gibi alanlarda büyük ilerlemeler sağlamışlardır.
Bir yaşam biçimi olarak kabul edilen İslam dini, Türklerin sosyal ve kültürel yaşamında, düşünce dünyasında ve dil anlayışında köklü değişiklikler meydana getirdiği gibi kültürün önemli bir yansıması olan edebî ürünlerde de yeni şekillenmelere zemin hazırlamıştır. Bu ortak edebî malzemenin temelinde İslami birikim vardır. Arap, İran ve Türk şairleri, işte bu malzemeyi farklı dil, güzellik ve sanat anlayışlarıyla işlemişlerdir.
11. yüzyıl ile 12. yüzyıl arasında Türk edebiyatı bir geçiş dönemi yaşamıştır. Arap ve Fars edebiyatının etkisiyle Türk edebiyatı, yeni biçim ve içeriklerle zenginleşmiştir. Bu yüzyıllarda Arap ve İran edebiyatlarıyla tanışan edebiyatçılarımız, gerek İran, gerekse Arap edebiyatlarındaki şekil ve türleri Türk edebiyatına taşımışlardır. Türk sanatçıları, ilk önceleri Arap ve İran edebiyatlarında çok yaygın olan bazı eserleri tekrar yazma yoluna gitmişler; ancak zaman içinde içerik ve üslup yönünden özgün ve üstün eserler ortaya koymuşlardır.
Edebiyat, İslamiyet’ten önceki sözlü kültürün devamı olan Halk edebiyatı, İslam düşüncesiyle yoğrulmuş, İslam’ın daha çok etkisinde kalan Divan edebiyatıyla birlikte gelişmeye devam etmiştir.

4. Gazelin temasını söyleyiniz.
4. Aşk

5. Şairin, gazelde sevgiliyi ve kendini nelere benzettiğini söyleyiniz. Bu benzetmelerin şiire nasıl bir anlam yüklediğini açıklayınız. Şiirle ilgili bu bilgilerinizden yararlanarak gazeli yorumlayınız.
5. Kendini muma benzetmiş
Sevgiliye kafir demiş
Sevgilin kirpiklerini oka benzetmiş
Bunlar şiirde ayrı bir estetik güzellik sağlamıştır. Yan anlam ve mecazlarla söz sanatlarının olması şiir etkileyici ve çarpıcı kılmıştır.

6. Kitabınızdaki ilahi ve gazelden hareketle XIII – XIV. yüzyıllarda Oğuz Türkçesinin Anadolu’da yazılmış ilk şiirlerinin oluşmasını sağlayan zihniyet hakkında bilgi veriniz.
6. İlahi ve gazellerde hakim olan zihniyet Arap ve Fars kültürüdür. İslamiyet’in kabulünden sonra Türkler bu iki topluluğun etkisine girmişler ve her alansa bu iki kültürün izleri görülmektedir.

7. a. Dehhânî’nin sanat anlayışı hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
a. 13. asırda din dışı eserler veren ve Divan şiirinin ilk temsilcisi sayılan Hoca Dehhani’nin hayatı hakkında etraflıca bilgi yoktur. Horasanlı olduğu, Konya’ya gelip Anadolu Selçuklu sultanı 3. Alaaddin’e kasideler sunduğu, eserlerinden anlaşılmaktadır. Oldukça işlenmiş bir şiir üslubu olduğuna göre onunla aynı çağda yaşamış başka şairlerin varlığı da kuvvetli ihtimaldir .Yine gazelin ve Divan edebiyatının bizde yankı bulması onunla olmuştur. Divan edebiyatının kurucusudur.
b. Dehhânî ile ilgili edindiğiniz bilgiler ve okuduğunuz gazelden hareketle şair ile eseri arasında nasıl bir ilgi olduğunu açıklayınız.
b. Aralarında sıkı bir ilişki vardır. Zihniyetinin yansıtmıştır.

8. Dehhânî’nin fikrî ve edebî yönü hakkındaki düşüncelerinizi kısaca şemaya yazınız.
Hoca Dehhânî:
  • 13. yüzyıl şairidir.
  • Divan edebiyatının kurucusudur.
  • Din dışı konularda yazmıştır.
  • Lirik şiirlerin şairidir.

9. Okuduğunuz ilahi ve gazelin yapı özellikleriyle ilgili, aşağıdaki tabloda istenen bilgileri belirledikten sonra ilgili bölümlere yazınız.
Ölçütler İlahi Gazel
Nazım Birimi Dörtlük Beyit
Nazım Birimlerinin Uyak Düzeni abab, cccb,dddb…Düz uyak aa, ba,ca,da,ea,fa,
Tema İlahi aşk Aşk
Nazım Birimleri Temayı Destekliyor / Desteklemiyor Destekliyor Destekliyor
Ölçü Hece Aruz

YORUMLAMA – GÜNCELLEME
1. Senin aşkın beni benden alıptır
Ne şirin dert bu, dermandan içeri
Yukarıdaki dizeler ve kitabınızda okuduğunuz ilahiden hareketle, Yunus Emre’nin “Allah aşkı’yla ilgili düşüncelerinizi açıklayınız.
1. Cevabı size kalmış…

2. a. Daha önceden hazırladığınız günümüz şairlerinden birine ait beğendiğiniz aşk şiirini okuyunuz.
a. Cevabı size kalmış…

b. Dehhânî, okuduğunuz gazelde sevgiliyi niçin “kâfir ve zalim” olarak nitelendiriyor? Şair, sevgiliyi böyle nitelemesine, ondan şikâyet etmesine karşın sevgiliden vazgeçmiyor. Okuduğunuz günümüz aşk şiirinde ve popüler şarkı sözlerinde âşık ve âşık olunan kişi (maşuk) arasındaki bağın nasıl olduğunu örnekler vererek açıklayınız.
b. Divan şiiri anlayışında sevgili aşığa hiç meyil vermez, yüz vermez ve ona aşk acısı içinde bırakmak en büyük erdemidir. Dolayısıyla şairler de bu derce acı çektiren birine zalim ve kafir isimlerini kullanmışlardır.

3. Sınıfınızda Yunus Emre’nin şiirlerini okuma yarışması düzenleyiniz. Şiirleri en iyi okuyan arkadaşınızı, sınıfta oluşturacağınız bir jüri tarafından belirleyiniz.
3. Cevabı size kalmış…
DEĞERLENDİRME
1. Aşağıdaki noktalı yerlere uygun sözcükleri yazarak cümleleri tamamlayınız.
  • XIII ve XIV. Yüzyıllarda İSLAMİYET’İN kabulüyle Türk kültür hayatında DEĞİŞİM olmuştur.
  • UZUN (KAPALI) ünlüler dilimize İslam medeniyetiyle birlikte girmiştir.
2. İlahi ile ilgili aşağıdaki bilgilerden doğru olanları işaretleyiniz.
Genellikle 8′li hece ölçüsüyle söylenir. XX
Dörtlük sayısı 3-7′dir. XX
Özel bir ezgisi yoktur.
Din ve tasavvuf konusunu işler. XX
Nazım birimi dörtlüktür. XX

3. “Onu halk şairi saymak bir bakıma yanlıştır. Ama o, halka, halkın diliyle seslenerek halkın şairi olabilmiştir. Zaten başarısının sırlarından biri de budur. Hece ile söylediği şiirlerinden başka, aruzla yazılmış şiirleri de vardır. Yaşamı üzerine kesin bilgiler yoktur. “Risaletü’n Nushiye” adlı mesnevisinin yazılış tarihinden yola çıkarak XIII. yüzyılda yaşadığı konusunda birleşilmiştir.”
Metinde aşağıdakilerden hangisinden söz ediliyor?
A. Pir Sultan Abdal
B. Hacı Bayram-ı Veli
C. Yunus Emre
D. Mevlânâ
E. Ahmet Hasım
(1996 – ÖYS)
CEVAP:C

4. Gazelin ilk beytine matla (I), genellikle şairin adı bulunan son beytine tegazzül (II), en güzel beytine bey tül gazel (III) denir. Her beyti aynı konudan söz eden gazele yek ahenk (IV), her beyti aynı derecede güzel olan gazele yek âvâz (V) adı verilir.
Bu parçadaki numaralı terimlerden hangisinin açıklaması yanlıştır?
A. I B. II OIII D. IV E. V
CEVAP:B

5. Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıyan insan sevgisini açıklayınız.
Read more

Battalname Nedir? Konu Anlatımı, Ders Notları

Battalname
b. Olay Çevresinde Oluşan Edebî Metinler (Battalnâme, Dede Korkut Hikâyeleri, Dânişmentnâme, Mesneviler)

HAZIRLIK
1. “Battal” ve “Seyit (Seyyid)” kelimelerinin anlamını öğrenerek Battal Gazi hakkında bilgi edininiz.
1. Battal: Arapça’da işsiz güçsüz anlamındadır. Geçimini tekkeden sağlayan işsizler için kullanılan bir tabir.
Seyyid: Efendi demektir. Peygamber soyundan gelenlere denir. Ehli beyt.
Battal Gazi: Emevi Bizans savaşlarından kahramanlığıyla ün salmış Arap komutanının ismidir. Türklerde bu kahramandan etkilenerek Seyyid Battal Gazi’yi oluşturmuşlardır.

2. Dânişmendnâme hakkında bilgi edininiz.
2. Dânişmendnâme Anadolu’nun fethini ve bu mücadelenin kahramanlarını anlatan, 12. yüzyılda sözlü olarak şekillenen 13. yüzyılda yazıya geçirilen İslami Türk destanlarındandır. XI. Yüzyılda yaşamış Türk devlet adamı Melik Dânişmend Gazi’nin hayatını, savaşlarını, Anadolu’daki bazı şehirleri fethini ve çeşitli kerametlerini anlatmaktadır. Danişmendnâme’de hikâye edilen olayların tarihi gerçeklere uygunluğu, kahramanlarının yaşamış Türk beyleri olmalarından, Anadolu coğrafyasının gerçek isimleriyle anılmasından dolayı uzun süre tarih kitabı olarak nitelendirilmiştir.

3. Dede Korkut Hikâyelerinin ne zaman ve nasıl yazıya geçirildiği hakkında edebiyat tarihiyle ilgili kitaplardan bilgi edininiz.
3. Asıl adı “Kitab-ı Dede Korkut Alâ Lisan-ı Taife-i Oğuzan” şeklindedir.12, 13 ve 14. yy.da Doğu Anadolu’da ve Azerbeycan’da yaşayan müslüman Oğuz boylarının geleneklerini, göreneklerini, iç mücadelelerini, doğa üstü güçlerle, yaratıklarla savaşmalarını ele alır.14. ve 15. yy.da yazıya geçirilmiştir. Bu konudaki yaygın kanaat hikayelerin 14.yy.’da yazıya geçirildiği şeklindedir. Hikayelerin kimin tarafından yazıya geçirildiği bilinmemektedir.

4. XIV. yüzyıl şairi Ahmedî’nin “İskendernâme” adlı eserinin konusunu edebiyatla ilgili kitaplardan bulunuz.
4. İskendername, Ahmedi’nin dinsel, ahlaksal, öğretici mesnevisi (1390). iskender’in efsaneleşmiş yaşamını konu edinirken din, tasavvuf, ahlak, felsefe, tarih, coğrafya, tıp vb. konularında bilgiler verir, iskender’in tarihsel kişiliğini değiştiren ve onu keyani hükümdarı olarak gösteren Firdevsi (Şehname), Nizami (Şerefname, ikbalname) gibi iran şairlerinin yer verdiği efsaneler (kahramanın Çin seddi’ni yaptırması, bengisuyu aramaya gitmesi vb.) yer yer değişikliklerle aktarılır. Sözü edilen olayların, kişilerin, varlıkların birer simge olduğu belirtilerek anlatılanlardan öğütler çıkarılır.

5. “Zülkarneyn” ve “İskender” hakkında bilgi edininiz.
5. Kuranda ismi geçen ” İki boynuz sahibi” anlamına gelen isimdir. Rivayetlere Makedonyalı İskender olduğu dile getirilmektedir.

6. Ahmedî ve onun sanat anlayışı hakkında bilgi edininiz.
6. Bursa ve Edime sarayları çevresinde rahat bir yaşam sürmüştür. Aşk, eğlence, tarih ve tabiat temalı şiirler yazmıştır. Tasavvufu çok iyi bilmesine rağmen, şiirlerinde tasavvufa az yer vermiştir. Türkçeyi iyi kullanan, şiir tekniğine hâkim kudretli bir şairdir. Gazel ve kasidelerinde İran şiirinin özelliklerini gösterdiği gibi, Türk ruhunun inceliklerini ve Türkçenin gücünü de aksettirmiştir. İran şiirinin konu ve biçim özelliklerini şiirimize kazandırmaya çalışmıştır. “İskendername” ve “Cemşid ü Hurşid” adlı mesnevileri önemli yapıtlarıdır.

Ahmedî Eserleri:

  • Divan

    İskendername: Büyük İskender’in yaşamının ve savaşlarının anlatıldığı mesnevidir. Yapıtta ayrıca; astronomi, fen, matematik ve toplumbilim ile ilgili bilgiler yer almaktadır.
  • Cemşid ü Hurşid: Çin hükümdarı Cemşid’in Rum kayserinin kızı Hurşid’e aşkını anlatan yapıt, Farsçadan çevrilerek mesnevi biçiminde yazılmıştır.

    Tervihü’l Ervah: Manzum bir tıp kitabı.

    Mirkatü’l Edeb: Arapça-Farsça manzum sözlük

7. Günümüz yazarlarından birine ait bir olay öyküsünü okuyunuz. Öykünün özetini çıkarınız.
7.

8. “Ölümsüz olmak ister miydiniz?” Nedenleriyle açıklayınız.
8. Cevabı size kalmış…

9. Destanlarda, halk hikâyelerinde, hikâyelerde, romanlarda aşktan sonra en çok kahramanlık konusunun işlenmesini nasıl değerlendirdiğinizi açıklayınız.
9. Tarih itibariyle çok savaş bir millet olduğumuz için bu süreçte çok acılar çekilmiş ya da çok kahramanlıklar yaşanmıştır. Bunlar da ister istemez eserlere dönemin zihniyeti itibariyle konu edinmiştir.

1. metin
BATTALNÂME
İstanbul Kuşatması
Halife ordusu İstanbul üzerine yürür. Kayser Asatur, Battal’ı yenemeyeceğini anlar, cadı­lardan yardım diler. Kuzende cadı, askeriyle birlikte, savaş alanına gelir.
Kuzende câzû (cadı) ol evvel meydana girdi. Kırk arşın kadd ü kaametiyle (boyu bosuyla) yüz kendi gibi câzûlar bileşince (yanında) od saçarlar. Sünniler anı görüp korktular. Seyyid, Halife önünde dua kıldı, azm-i meydan eyledi (meydana yürüdü), Kuzende câzûya beraber geldi. Çünkim melun, Sey-yid’i gördü, eydür (der):
— Kimsin? Seyyid eydür:
— Sen kimi istersin? Câzû eydür:
— Cihanı birbirine uran ve bu Rum vilayetine fitne bırağan sen misin, dedi. Seyyid eyitti:
— Belî, olam (Evet, Oyum.)
Ol melun gözleri kana döndü, el urdu, koynundan taş çıkardı, tez efsun okudu, Seyyid’in üzerine attı. Hemandem (hemen) Seyyid’i ateş kapladı ve ateş içinde ejderhalar peyda oldu, Seyyid’e hamle kıldılar; Seyyid dahi Hızır Peygamber duasın okudu, câzûluk batıl oldu.
… Seyyid, Aşkar’ı sürdü, ileri geldi tîg (kılıç) çaldı, lâîni (lanetlenmiş yaratığı) iki pare (parça) eyledi. Câzûlar leşkerin-den (askerinden) grîv (bağırdı, çığlık) koptu. İslam leşkeri tekbir getirip at saldılar. Seyyid dahi nara urdu, hamle eyledi. Câzû leşkeri ayruk (artık) durmadılar. Kûzende’nin gövdesinden alıp kaçtılar.
Seyyid, kâfir alemin (bayrağını) yıktı. Kayser kaçtı. Şehre giderken leşkeriyle Abdülveh-hab pusuda idi, üzerlerine vardı. Kayseri tuttular, esir eylediler, Seyyid katına getirdiler. Seyyid eyitti:
— Ey lâîn! Tez Müslüman ol, yohsa şimdi seni pare pare ederim, dedi.
Kayser eyitti:
— Ey pehlivan! Şimdiki hâlde bana müteallik (bağlı) iki bin şehristan ve heft hezâran (yedi bin) kale vardır. Eğer Müslüman olursam dükelisi [hepsi] elden giderler, asi olurlar. Gelin bu defa dahi bana aman verin, azad edin, haraca kesin, and içeyim ki ayruk İslama kasdetmeyem, dedi. Halife ve Seyyid ve bakî (geri kalan) ulular meşveret kıldılar (toplanıp görüştüler), eyittiler:
— Eğer biz şimdi bunu öldürürsevüz (öldürürsek) şehrin kavmi oğlunu yerine Kayser dikerler… Şehri ise katı muhkem (çok sağlam), üç canibi (yanı) denizdir, savaş ile alınmaz ve leşkerimiz içinde dahi kıtlık olur; çaresi barışmaktır, dediler.
ittifakları şuna erdi kim, barışalar. Döndü Seyyid eyitti:
— Yâ Kayser! Gel imdi bana bu şehirde bir gön (deri) kadar yer ver, nişan yapalım (işaret koyalım) dedi.
Kayser eyitti:
— Vereyim, dedi.
Andlaştılar. Haracı boynuna aldı. Seyyid dahi bir sığır gönün bıçağıyla incecik dildi, uzunu dört bin arşın oldu. Şehrin içinde bir yer duttu, buyurdu, kazdılar, nice kiliseler ve nice dükkânlar ve evler harap ettiler. Kayser çünkim anı gördü; sürdü, Halife katına geldiler, Seyyid’den şikâyet eyledi. Eyitti:
— Bir gön yer istedi, şimdi şehrin yarısın harap eyledi, deyip ağladı. Halife Seyyid’e eyitti:
— Niçin öyle ettin, dedi.
Seyyid gazaba geldi (kızdı), bir kez hışm ile (öfkeyle) Kayser’den yana baktı, Kayser’in içine ateş düştü, korktu, geldi Seyyid’in ayağına düştü, eyitti:
— Hudâvendâ (ey efendi)! Her ne kim hatırından geçerse öyle et, dedi.
… Saraylar ve kiliseler yıkıp mescitler bünyâd edip (yayıp) ve bir hûb (güzel) cami ve minare yaptı. Cuma namazını kıldılar ve Kayser’in yedi yıllık haracın alıp vedalaştılar, İstanbul’dan göçüp Malatya’ya geldiler.
Örnekli Türk Edebiyatı Tarihi
hzl.: Cevdet KUDRET

1. Okuduğunuz metinde geçen olaylar aşağıda verilmiştir. Olay örgüsüne göre olayların oluş sırasını yandaki kutulara yazınız. (Bu konu başlığı altında okuyacağınız üç metni de 9. sınıfta öğrendiğiniz “Olay Çevresinde Oluşan Edebî Metinleri İnceleme Yöntemi”ne göre değerlendiriniz.)
13 Seyyid ve yanındakiler, cuma namazını kılıp İstanbul’dan Malatya’ya giderler.
12 Seyyid, Kayser’in kendisini şikâyetine sert tepki gösterir.
2 Kuzende câzû, koynundan çıkardığı taşı efsun okuyup Seyyid’e atar.
10 Seyyid, şehirde yer tutup pek çok kilise ve dükkânı harap eder.
4 Seyyid Peygamber duasını okur ve Aşkar’a biner, kılıcını çekip Kûzende’yi parçalar. Kâfirlerin bayrağını yıkar.
1 Seyyid, Kuzende câzûyla karşılaşır.
11 Kayser, Seyyid’i Halife’ye şikâyet eder.
3 Seyyid, Kûzende’nin attığı taşla ateş içinde kalır. Ateş içinden ejderhalar çıkar.
7 Kayser, Seyyid’in Müslüman olmasına karşın öneride bulunur.
5 Kayser kaçar ancak yakalanıp Seyyid’in huzuruna çıkarılır.
8 Kayser’in isteği Halife, Seyyid ve diğer ulular tarafından görüşülür.
9 Seyyid, Kayser’den şehirde gön kadar yer ister.
6 Seyyid, Kayser’den Müslüman olmasını ister.

2. Okuduğunuz metnin yapısını oluşturan öğeleri (kişiler, mekân, zaman) belirleyerek aşağıdaki tabloya yazınız.
Öğeler
Battalnâme
Kişiler Battal, Kuzende, Kayser, Halife
Mekân Savaş alanı, İstanbul sur içi, Halife’nin huzuru
Zaman Bilinmiyor

3. a. Battal ve Seyit (Seyyid) kelimelerinin anlamını ve Battal Gazi hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınıza aktarınız.
a. Battal: Arapça’da işsiz güçsüz anlamındadır. Geçimini tekkeden sağlayan işsizler için kullanılan bir tabir.
Seyyid: Efendi demektir. Peygamber soyundan gelenlere denir. Ehli beyt.
Battal Gazi: Emevi Bizans savaşlarından kahramanlığıyla ün salmış Arap komutanının ismidir. Türklerde bu kahramandan etkilenerek Seyyid Battal Gazi’yi oluşturmuşlardır.

b. Metindeki kişiler, günlük yaşamda karşılaşabileceğiniz tipler midir? Onların özelliklerini açıklayarak olay örgüsünde nasıl bir rol üstlendiklerini belirtiniz.
b. Metindeki kişilere günlük hayatımız içinde karşılaşmamız mümkün değildir.

c. Olayın asıl kahramanına niçin Battal Gazi ya da Seyyid denilmiş olabileceğini açıklayınız.
c. Battal, Emevi Bizans savaşlarında kahramanlığıyla ön plana çıkmış Arap komutandır. Battal da aynı şekilde Bizanslılar mücadele ettiği için halk aynı Arap komutanın özelliğini onda görmektedir.

4. Okuduğunuz metinde mekânın nasıl anlatıldığını belirtiniz. Olayların meydana gelmesinde mekânın işlevini açıklayınız.
4. Mekanlarda hakkında ayrıntılı bilgi verilmemekle birlikte kısa tasvirler yapılmıştır. Mekanlar sadece olayların geçtiği yerleri kısaca vurgulamak için verilmiştir.

5. Metinde olayların geçtiği zaman dilimini ve bu zamanı belirten kelimeleri söyleyerek zamanın nasıl anlatıldığını açıklayınız.
5. Belirgin tarihsel bir dönem yoktur . Belirsizdir.

6. Metindeki kişiler, mekân ve zaman arasında nasıl bir uyum olduğunu söyleyiniz.
6. Mekan, kişiler ve zaman bir uyum içerisinde olay örgüsü etrafında şekillenmiştir ki bize anlamsız ve garip gelen bir yanı yoktur. Olay örgüsünü şekillendirmek için verilmiştir.

7. a. Metnin temasını belirtiniz.
a. Battal Gazi’nin kahramanlıkları

b. “Battalnâme” ile İslamiyet öncesi döneme ait “Oğuz Kağan Destanı’nı, eserlerde anlatılan kahramanlıklar yönünden karşılaştırınız. Farklılıkları aşağıya sıralayınız.
b. Oğuz Kağan, Alp tipine örnektir; Battalname, Alperen tipine örnektir.
Oğuz Kağan, Türklük için mücadele eder; Battalname, İslamiyet için mücadele eder.
Oğuz Kağan da Battalname de kahramanlıkları ve mücadeleleriyle ön plana çıkar.
Oğuz Kağan da Battalname de olağanüstülükler vardır.

8. Seyit Battal Gazi’nin VIII. yüzyılın ilk yarısında, Emevilerin Bizans’a karşı yaptıkları savaşlarda kahramanlıklar gösterdiği söylenmektedir. Hakkında söylenen kahramanlık hikâyeleri de ilk olarak XII. yüzyılda yazıya geçirilmiştir. Bu bilgilerden yola çıkarak metnin temasının, eserin yazıldığı dönemle nasıl bir ilgisi olduğunu açıklayınız.
8. Metnin teması eserin yazıldığı dönemle uygun düşmektedir. Yazıldığı dönemde de savaşlar ve kahramanlıklar ön plandaydı.

9. Günümüzde yayınlanan yerli ve yabancı filmlerden “Battalnâme”nin temasıyla benzerlik gösteren bir örnek biliyor musunuz? Biliyorsanız ismini belirtiniz. Bu örnekten hareketle “Battalnâme”nin temasının evrensel olup olmadığını belirtiniz.
9. Battalname’nin teması evrenseldir. Her dönemde yazılabilir.

10. Sınıfınızda bir grup oluşturarak metni canlandırınız. Daha sonra olay örgüsünde anlatılanların yaşanabilir olup olmadığını ve insana özgü olan gerçekliğin olay örgüsünde nasıl anlatıldığını tartışınız. Sonucu kısaca belirtiniz.
10. Metnin içinde insana özgü gerçeklikler olabildiği gibi olağanüstü özelliklerde vardır. Savaş, rehin almak vesaire gibi şeyler insana özgü özelliklerken Seyyid ile Kazunde arasında diyaloglar insana özgü gerçeklik değildir.

11. Metni anlatan (anlatıcı), olay örgüsünün içinde yer alan bir kişi mi yoksa her şeyi bilen, gören, gözlemleyen biri midir? Belirtiniz.
11. Metindeki anlatıcı ilahi anlatıcıdır. Her şeyi bilen ve görendir.

12. Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki bölümü inceleyerek soruları cevaplayınız.
“… Kûzende câzû (cadı) ol evvel meydana girdi. Kırk arşın kadd ü kaametiyle (boyu bosuyla) yüz kendi gibi câzûlar bileşince (yanında) od saçarlar. Sünniler anı görüp korktular. Seyyid, Halife önünde dua kıldı, azm-i meydan eyledi (meydana yürüdü), Kuzende câzûya beraber geldi. Çünkim mel’un, Sey-yid’i gördü, eydür (der):”

a. Koyu renkte verilen kelimeleri aşağıya yazarak günümüz kullanımlarıyla karşılaştırınız. Bu kelimelerdeki ses değişimlerini belirleyiniz.
a. Cazu=cadı
Ol= o
Anı=onu
Çünkim= çünkü

b. Okuduğunuz metinde anlamını bilmediğiniz kelimelerin sayısının çoğunlukta olup olmadığını belirtiniz.
b. Çok sık olmamakla birlikte bazı kelimeler vardır.

c. Paragrafta, günümüzde de aynen kullanılan kelimeleri yazınız.
c. meydana , evvel , görüp , korktular, kendi , yüz , Halife , önünde , dua , beraber , gibi kelimler vardır.

ç. Paragrafın ilk ve son cümlelerini aşağıya yazarak yapı yönünden inceleyiniz.
ç.
d. Yukarıdaki paragraf üzerinde ses, kelime ve cümle özellikleri yönünden yaptığınız inceleme sonucuna göre okuduğunuz metnin dil özelliklerini kısaca aşağıya yazınız.
d. Dil özellikleri bakımından dönemine göre sade bir dille yazılsa günümüze seslerin değişim özellikleri dikkate alındığında bazı sözcüklerde ses değişimleri olduğu görebilmekteyiz ve bunların anlamı bulmakta sorun yaşayabilmekteyiz.

13. Metinden, tasvir yapılan bir bölümü bulunuz. Tasvirlerin nasıl yapıldığını ve metne nasıl bir etkisi olduğunu açıklayınız.
13. … Kuzende câzû (cadı) ol evvel meydana girdi. Kırk arşın kadd ü kaametiyle (boyu bosuyla) yüz kendi gibi câzûlar bileşince (yanında) od saçarlar. Sünniler anı görüp korktular. Seyyid, Halife önünde dua kıldı, azm-i meydan eyledi (meydana yürüdü), Kuzende câzûya beraber geldi. Çünkim melun, Sey-yid’i gördü, eydür (der):
Burdaki tasvir metinde anlatılan olayları akılda ve zihinde canlanmasına yardımcı olmak için yazılmıştır.

14. Battal Gazi ile ilgili edindiğiniz bilgiler ve okuduğunuz metinden hareketle XIII ve XIV. yüzyıllarda destani hikâyelerin, nerede oluştuğunu ve tarihî gerçekleri nasıl dile getirdiğini açıklayınız.
14. 13. ve 14. yüzyılda anlatılan hikayeler Anadolu’da geçmekte ve tarihi olarak da bu gerçekliğe uygun düşmektedir.

15.a. “Battalnâme”deki olağanüstü olayları sıralayınız. Bu olağanüstü özelliklere daha önce okuduğunuz İslamiyet öncesi döneme ait hangi metinlerde rastladığınızı belirtiniz.
a. Olağanüstü olaylar olarak Seyyid ve Kuzende arasında diyaloglarda geçmektedir. Bunlarda daha önceki metinlerde Oğuz Kağan destanında görebilmekteyiz.

b. Günümüz yazarlarından birine ait daha önceden okuduğunuz olay öyküsünü arkadaşlarınıza özetleyiniz.
b.
c. “Battalnâme”yi İslamiyet öncesi metinler ve günümüz hikayesiyle tema ve kişiler yönünden karşılaştırarak sonuçları boş bırakılan yere sıralayınız.
c. Battalname ile daha önceki metinler tema olarak aynıdır. İki dönemde kahramanlık duygusu işlenmiştir. Kişilerde ise daha önceki dönemde Türklük için mücadele eden bir kişi varken diğerinde İslamiyet için mücadele eden kişi ve kişiler vardır.

16. Okuduğunuz bu eserin yazarının fikrî ve edebî yönü hakkındaki çıkarımlarınızı belirtiniz. Yazar ve eser arasındaki ilgiyi belirleyiniz. Bu tespitlerinizi nedenleriyle açıklayınız.
16.

Read more