ÇALIŞMA EKONOMİSİ
ÜNİTE 6
(ÖZET)
EĞİTİM EKONOMİSİ : Eğitimin getirisi, eğitim politikası ve eğitimin
kalitesi, eğitim ve sanayinin etkileşimi, eğitimin ekonomik büyümeye etkisi ve
eğitimin finansmanı gibi konuları kapsayan ve iktisadın oldukça geniş kapsamlı
ve gittikçe gelişen bir alt disiplini eğitim ekonomisidir.
*** Okullaşma oranları 1970’li yıllarda artmıştır.1980’li yıllarda hız kesmiştir.
*** Afrika ve Asya’daki yoksul ülkelerdeki yükseköğrenime devam edenlerin
nüfus içindeki oranları % 5′lerin altında kalmıştır.
*** Yükseköğrenime devam edenlerin nüfus içindeki oranı gelişmiş kapitalist ülkelerde % 50’yi aşmıştır.
*** Uluslararası veriler ve araştırmalara göre eğitim düzeyi ile ücret/kazanç
arasındaki ilişki doğru orantılı ve kuvvetli bir ilişkidir.
*** Eğitimin toplumsal bir olgu olması ve eğitimin niteliğine ve pedagojisine kimlerin karar vermesi gerektiği gibi konular EĞİTİM SOSYOLOJİNİ ilgilendiren
konulardır.
*** Eğitim ve sağlık hizmetleri için piyasa AKSAK REKABET PİYASA olarak
tanımlanır.
*** Eğitim hakkının bütün kesimlere yaygınlaştırılması esas olarak ulus devlet
yapılanması içinde biçimlenen kapitalist ekonomik işleyişe uygun bir gelişme
olarak ele alınmaktadır.
*** Eğitim sistemi devletin ideolojik aygıtlarındandır görüşünü savunan Althusser’dir.
*** Althusser’e göre Okul ekonomik sermaye tarafından belirlenen kültürel
sermayeye göre öğrencileri seçmekte ve elemektedir ifadesi yanlış bir ifadedir.
*** Eğitim sisteminin ve bu sistemin kurumu olan okulun kendisinin eşitsizlik
ürettiğini ileri sürmekte olan Bourdieu’dur.
*** Devlet egemen sınıfların çıkarlarını kollamak ve ideolojisini kuşaklar boyu
iletebilmek için okul kuru- munu kullanmaktadır ifadesi Althusser’e aittir.
*** Hollanda’da tüm eğitim kurumlan, özel okullar da dahil, kamu tarafından
finanse edilir.
*** OECD ülkelerinde kamu, harcamalarının 1/5 inden fazlasını özel eğitim
kurumlarına dolaylı ya da dolaysız olarak transfer etmektedir.
*** Eğitimin bir tüketim malı olarak ele alındığı iktisat modeli NEO KLASİK
modeldir.
*** Standart fayda maksimizasyonu varsayımı çerçevesinde, insanlar okula,
üniversiteye gider çünkü yeni bilgi elde etmekten hoşlanırlar görüşü NEO
KLASİK modelde yer alır.
*** Eğitimin faydaları üzerine şu anki tüketim bileşeni, geleceğe dair bir
tüketim bileşeni ve son olarak yatırım bileşeni yani beşerî sermaye yatırımı
olarak eğitimin faydaları üzerine üçlü bir yaklaşım sergileyen düşünür
Schultz’dur.
*** Bireyin, zorunlu (temel eğitim) eğitim, zorunlu olmayan eğitim (lise,
üniversite, lisansüstü, sertifika, kurs vb. eğitim programları), tıbbi bakım vb.
faaliyetlerine yaptığı harcama BEŞERİ SERMAYE YATIRIMI olarak tanımlanır.
Beşeri sermayenin ikamesi mümkündr.
Beşeri sermaye toprak, sabit sermaye ya da emek gibi transfer edilemez.
Eğitim yatırımı kararı alınırken gelecek dönemlerde elde edilecek getiri ve
maliyetlerin bir iskonto oranı ile elde edilmesine verilen isim bugünkü değerdir.
Beşerî Sermaye Teorisi’ne göre kişinin eğitim yatırımına karar vermesi için
Eğitimin iskonto edilmiş getirileri, iskonto edilmiş maliyetlerinden yüksek
olmalıdır.
Beşerî Sermaye Teorisi’ne göre eğitim maliyetini düşüren her faktör eğitim
yatırım miktarını artırır. Beşerî Sermaye Teorisi’nin temel görüşü eğitim
verimliliği ve dolayısıyla geliri de artırır.
Beşerî Sermaye Teorisi’nin eğitimin fayda ve maliyetlerini açıklarken kullandığı
şekle verilen isim yaş- kazanç profilidir.
Yaş-kazanç profilinde ileri yaşlarda gelirlerin seyri için erken yaşlarda hızla artarken, ileri yaşlarda artış hızı yavaşlar ifadesi doğrudur.
*** Firmaya özgü eğitim verimliliği sadece eğitimin verildiği firmada
yükseltirken, piyasanın kalanında yükseltmeyen eğitimdir.Netvvork
kurulumuna ilişkin eğitim firmaya özgü eğitimdir.
İşverenin söz konusu maliyetleri azaltmak için, çalışanın beşerî sermaye
donanımını bir tür eleme aracı olarak kullandığını vurgulayan yaklaşım eleme
teorisidir.
*** Eğitimle büyüme arasında doğrudan bir ilişki olmadığını, eğitimin
işverenler tarafından doğru işe doğru insanı yerleştirmede bir filtre görevi
üstlendiği görüşünü savunan Arrovv’dur.
*** Neoklasik iktisattan farklı olarak, birey üzerinden analiz yapmayan,yapıya
ve kurumlara önem veren iktisat KURUMCU iktisattır.
*** KURUMCU iktisata göre insanların bilgi edinme, öğrenme süreçlerinde
her zaman belirli bir kültürün lenslerinden bakarak bu bilgiyi alırlar ancak bu
öğrenme sürecinde kültürler arası ortaklıklar/benzerlikler vardır.
*** Kadınlarla erkekler arasındaki mevcut iktidar ilişkilerini değiştirmeyi
amaçlayan bir politika olarak tanımlanan kavram FEMİNİZİM.
*** Kapitalist sistemi sınıf, sömürü, sermaye birikim süreci, artı değer ve
toplumsal yeniden üretim gibi kavramlarla analiz eden teori Marksist teoridir.
*** Kapitalist toplumun temel yapı taşı metadır.
*** Marksistler, Sermayenin değerlenmesi ve sermaye devir hızının kesintisiz
işleyebilmesi için, 1980’li yıllardan itibaren eğitim ve sağlık gibi daha önce
kamu tarafından üstlenilen ve parasız olan hizmetle- rin piyasalaşma ve
ticarileşme süreçlerine dikkat çekerler.
Marksistler genç insanların eğitim talebinin ve meslek seçiminin, bireysel,
özgür ve rasyonel seçimler olarak değil, SINIFSAL konumlarına göre
şekillendiğini savunurlar.
Marksistler eğitimin toplumsal işlevinin, “eleme” işlevinden daha önemli olduğunu kabul ederler.
*** Dijital ekonomi olarak ifade edilen kavram bilgi ekonomisidir.
*** Yeni ekonomide bilgiler tamamen 1 ve O’dan oluşan veri formlarında
iletilmekte ve günümüzde her türlü bilgi, ses, yazı, görüntü, hareketli obje vs.
bilgisayar ağları tarafından iletilmektedir ifadesi yeni ekonominin dijital
ekonomi olduğu özelliği ile ilgilidir.
Bilginin analogdan dijitale dönüşmesi, fiziki varlıkların sanal hâle gelmesine
imkân vermektedir. Söz konusu sanallaşma ekonominin yapısını, kurumların
türlerini ve aralarındaki ilişkileri, dolayısıyla ekonomik faaliyetin bizzat
kendisini değiştirmektedir ifadesi yeni ekonomide sanallaşmanın önemli oldu
ğunu vurgular.
*** Eski büyük işletme yapıları ayrışmakta ve dinamik birey ve kurumların
oluşturduğu ekonomik faaliyet temelli gruplar hâlinde yeniden ortaya
çıkmaktadır. İşletmenin ortadan kalkması, yani kaybolması değil dönüşmesi
söz konusudur ifadesi yeni ekonominin MOLEKÜLER ekonomi olduğunun
özelliğidir.
*** Yeni ekonomi iletişim ağlarıyla bütünleşen bir ekonomidir. Yeni teknoloji ve
iletişim ağları küçük ölçekli işletmelere büyük ölçekli işletmelerin sahip olduğu
ölçek ekonomileri ve kaynağa ulaşma gibi ana avantajlara sahip olma imkânı
sunmaktadır ifadesi yeni ekonominin AĞ EKONOMİSİ olma özelliğidir.
*** Eğitim ve öğretim kurumlarında gerçekleşen, tan inan yeterlilik belgesi,
sertifika ya da diploma ile belgelenen eğitim örgün eğitimdir.
Eğitim ve öğretim sisteminin içinde, örgün eğitime paralel olarak yer alan
genellikle resmî bir belge ile belgelendirilmeyen sivil toplum kuruluşlarınca,
işçi sendikalarınca verilebileceği gibi, örgün eğitim örgütleri tarafından
tamamlayıcı olarak da verilebilen eğitim yaygın eğitimdir.
Doğal olarak günlük hayatı izler ve amaçlanmış bir eğitim olmak zorunda
değildir. Bireylerin kendileri tarafından bile bu yolla edinilen bilgi ve becerilerin,
bireylerin beşerî sermaye donanımına katkısı olarak tanımlanan eğitim
ENFORMEL eğitimdir.
Yaşam boyu öğrenmeyi yaygın, örgün ve enformel öğrenme ya da eğitim
şeklinde üç farklı şekilde yapılabileceğini ifadesi Memorandum’da yer almıştır.
*** Dijital veriler üzerine kurulmuş bir ekonomide, işletme başarısı ve iktisadi
faaliyetler açısından hız anahtar bir değişkendir ifadesi yeni ekonominin hız
ekonomisi olma özelliğidir.
*** İki kutuplu dünyanın ayrışmasından sonra, iktisadi duvarların önemli ölçüde
ortadan kalktığı, dinamik, yeni ve değişken küresel bir çevre ortaya çıkmıştır
ifadesi yeni ekonominin küresel ekonomi olma özelliği ile ilgilidir.
*** Kitle üretiminin yerini büyük miktarlarda müşteri isteklerine göre üretimin
almasıyla birlikte, üreticiler bireysel tüketicilerin zevk ve ihtiyaçlarına uygun
özel mal ve hizmetler oluşturmak zorunda kalmışlardır. Yeni ekonomide
tüketiciler fiilen üretim sürecine katkıda bulunabilmektedirler ifadesi yeni
ekonomide üretici ve tüketici farkı belirsizleşmektedir özelliği ile ilgilidir.
*** Sanayi ekonomisinde anahtar sektör konumunda olan sektör otomotiv
sektörüdür.
*** Yeni ekonomide hakim ekonomik sektör diğer tüm sektörlerin refah
yaratmasına giden yolu teşkil eden bilgisayar, iletişim ve eğlence sanayilerinin
bütünleşmesiyle oluşan sektör MEDYA sektörüdür.
*** Hayat boyu eğitim, 1970’lerde UNESCO tarafından yayınlanan raporla
“bireysel kültürel büyümenin” bir parçası olarak daha insani boyutta ele
alınmıştı.
*** 1980 ve 1990’larda hayat boyu eğitim kavramını yeniden kavramsallaştıran
ve hayat boyu eğitimi beşerî sermaye yatırımının bir parçası hâline getiren
kuruluş OECD’dir.
Read more
ÜNİTE 6
(ÖZET)
EĞİTİM EKONOMİSİ : Eğitimin getirisi, eğitim politikası ve eğitimin
kalitesi, eğitim ve sanayinin etkileşimi, eğitimin ekonomik büyümeye etkisi ve
eğitimin finansmanı gibi konuları kapsayan ve iktisadın oldukça geniş kapsamlı
ve gittikçe gelişen bir alt disiplini eğitim ekonomisidir.
*** Okullaşma oranları 1970’li yıllarda artmıştır.1980’li yıllarda hız kesmiştir.
*** Afrika ve Asya’daki yoksul ülkelerdeki yükseköğrenime devam edenlerin
nüfus içindeki oranları % 5′lerin altında kalmıştır.
*** Yükseköğrenime devam edenlerin nüfus içindeki oranı gelişmiş kapitalist ülkelerde % 50’yi aşmıştır.
*** Uluslararası veriler ve araştırmalara göre eğitim düzeyi ile ücret/kazanç
arasındaki ilişki doğru orantılı ve kuvvetli bir ilişkidir.
*** Eğitimin toplumsal bir olgu olması ve eğitimin niteliğine ve pedagojisine kimlerin karar vermesi gerektiği gibi konular EĞİTİM SOSYOLOJİNİ ilgilendiren
konulardır.
*** Eğitim ve sağlık hizmetleri için piyasa AKSAK REKABET PİYASA olarak
tanımlanır.
*** Eğitim hakkının bütün kesimlere yaygınlaştırılması esas olarak ulus devlet
yapılanması içinde biçimlenen kapitalist ekonomik işleyişe uygun bir gelişme
olarak ele alınmaktadır.
*** Eğitim sistemi devletin ideolojik aygıtlarındandır görüşünü savunan Althusser’dir.
*** Althusser’e göre Okul ekonomik sermaye tarafından belirlenen kültürel
sermayeye göre öğrencileri seçmekte ve elemektedir ifadesi yanlış bir ifadedir.
*** Eğitim sisteminin ve bu sistemin kurumu olan okulun kendisinin eşitsizlik
ürettiğini ileri sürmekte olan Bourdieu’dur.
*** Devlet egemen sınıfların çıkarlarını kollamak ve ideolojisini kuşaklar boyu
iletebilmek için okul kuru- munu kullanmaktadır ifadesi Althusser’e aittir.
*** Hollanda’da tüm eğitim kurumlan, özel okullar da dahil, kamu tarafından
finanse edilir.
*** OECD ülkelerinde kamu, harcamalarının 1/5 inden fazlasını özel eğitim
kurumlarına dolaylı ya da dolaysız olarak transfer etmektedir.
*** Eğitimin bir tüketim malı olarak ele alındığı iktisat modeli NEO KLASİK
modeldir.
*** Standart fayda maksimizasyonu varsayımı çerçevesinde, insanlar okula,
üniversiteye gider çünkü yeni bilgi elde etmekten hoşlanırlar görüşü NEO
KLASİK modelde yer alır.
*** Eğitimin faydaları üzerine şu anki tüketim bileşeni, geleceğe dair bir
tüketim bileşeni ve son olarak yatırım bileşeni yani beşerî sermaye yatırımı
olarak eğitimin faydaları üzerine üçlü bir yaklaşım sergileyen düşünür
Schultz’dur.
*** Bireyin, zorunlu (temel eğitim) eğitim, zorunlu olmayan eğitim (lise,
üniversite, lisansüstü, sertifika, kurs vb. eğitim programları), tıbbi bakım vb.
faaliyetlerine yaptığı harcama BEŞERİ SERMAYE YATIRIMI olarak tanımlanır.
Beşeri sermayenin ikamesi mümkündr.
Beşeri sermaye toprak, sabit sermaye ya da emek gibi transfer edilemez.
Eğitim yatırımı kararı alınırken gelecek dönemlerde elde edilecek getiri ve
maliyetlerin bir iskonto oranı ile elde edilmesine verilen isim bugünkü değerdir.
Beşerî Sermaye Teorisi’ne göre kişinin eğitim yatırımına karar vermesi için
Eğitimin iskonto edilmiş getirileri, iskonto edilmiş maliyetlerinden yüksek
olmalıdır.
Beşerî Sermaye Teorisi’ne göre eğitim maliyetini düşüren her faktör eğitim
yatırım miktarını artırır. Beşerî Sermaye Teorisi’nin temel görüşü eğitim
verimliliği ve dolayısıyla geliri de artırır.
Beşerî Sermaye Teorisi’nin eğitimin fayda ve maliyetlerini açıklarken kullandığı
şekle verilen isim yaş- kazanç profilidir.
Yaş-kazanç profilinde ileri yaşlarda gelirlerin seyri için erken yaşlarda hızla artarken, ileri yaşlarda artış hızı yavaşlar ifadesi doğrudur.
*** Firmaya özgü eğitim verimliliği sadece eğitimin verildiği firmada
yükseltirken, piyasanın kalanında yükseltmeyen eğitimdir.Netvvork
kurulumuna ilişkin eğitim firmaya özgü eğitimdir.
İşverenin söz konusu maliyetleri azaltmak için, çalışanın beşerî sermaye
donanımını bir tür eleme aracı olarak kullandığını vurgulayan yaklaşım eleme
teorisidir.
*** Eğitimle büyüme arasında doğrudan bir ilişki olmadığını, eğitimin
işverenler tarafından doğru işe doğru insanı yerleştirmede bir filtre görevi
üstlendiği görüşünü savunan Arrovv’dur.
*** Neoklasik iktisattan farklı olarak, birey üzerinden analiz yapmayan,yapıya
ve kurumlara önem veren iktisat KURUMCU iktisattır.
*** KURUMCU iktisata göre insanların bilgi edinme, öğrenme süreçlerinde
her zaman belirli bir kültürün lenslerinden bakarak bu bilgiyi alırlar ancak bu
öğrenme sürecinde kültürler arası ortaklıklar/benzerlikler vardır.
*** Kadınlarla erkekler arasındaki mevcut iktidar ilişkilerini değiştirmeyi
amaçlayan bir politika olarak tanımlanan kavram FEMİNİZİM.
*** Kapitalist sistemi sınıf, sömürü, sermaye birikim süreci, artı değer ve
toplumsal yeniden üretim gibi kavramlarla analiz eden teori Marksist teoridir.
*** Kapitalist toplumun temel yapı taşı metadır.
*** Marksistler, Sermayenin değerlenmesi ve sermaye devir hızının kesintisiz
işleyebilmesi için, 1980’li yıllardan itibaren eğitim ve sağlık gibi daha önce
kamu tarafından üstlenilen ve parasız olan hizmetle- rin piyasalaşma ve
ticarileşme süreçlerine dikkat çekerler.
Marksistler genç insanların eğitim talebinin ve meslek seçiminin, bireysel,
özgür ve rasyonel seçimler olarak değil, SINIFSAL konumlarına göre
şekillendiğini savunurlar.
Marksistler eğitimin toplumsal işlevinin, “eleme” işlevinden daha önemli olduğunu kabul ederler.
*** Dijital ekonomi olarak ifade edilen kavram bilgi ekonomisidir.
*** Yeni ekonomide bilgiler tamamen 1 ve O’dan oluşan veri formlarında
iletilmekte ve günümüzde her türlü bilgi, ses, yazı, görüntü, hareketli obje vs.
bilgisayar ağları tarafından iletilmektedir ifadesi yeni ekonominin dijital
ekonomi olduğu özelliği ile ilgilidir.
Bilginin analogdan dijitale dönüşmesi, fiziki varlıkların sanal hâle gelmesine
imkân vermektedir. Söz konusu sanallaşma ekonominin yapısını, kurumların
türlerini ve aralarındaki ilişkileri, dolayısıyla ekonomik faaliyetin bizzat
kendisini değiştirmektedir ifadesi yeni ekonomide sanallaşmanın önemli oldu
ğunu vurgular.
*** Eski büyük işletme yapıları ayrışmakta ve dinamik birey ve kurumların
oluşturduğu ekonomik faaliyet temelli gruplar hâlinde yeniden ortaya
çıkmaktadır. İşletmenin ortadan kalkması, yani kaybolması değil dönüşmesi
söz konusudur ifadesi yeni ekonominin MOLEKÜLER ekonomi olduğunun
özelliğidir.
*** Yeni ekonomi iletişim ağlarıyla bütünleşen bir ekonomidir. Yeni teknoloji ve
iletişim ağları küçük ölçekli işletmelere büyük ölçekli işletmelerin sahip olduğu
ölçek ekonomileri ve kaynağa ulaşma gibi ana avantajlara sahip olma imkânı
sunmaktadır ifadesi yeni ekonominin AĞ EKONOMİSİ olma özelliğidir.
*** Eğitim ve öğretim kurumlarında gerçekleşen, tan inan yeterlilik belgesi,
sertifika ya da diploma ile belgelenen eğitim örgün eğitimdir.
Eğitim ve öğretim sisteminin içinde, örgün eğitime paralel olarak yer alan
genellikle resmî bir belge ile belgelendirilmeyen sivil toplum kuruluşlarınca,
işçi sendikalarınca verilebileceği gibi, örgün eğitim örgütleri tarafından
tamamlayıcı olarak da verilebilen eğitim yaygın eğitimdir.
Doğal olarak günlük hayatı izler ve amaçlanmış bir eğitim olmak zorunda
değildir. Bireylerin kendileri tarafından bile bu yolla edinilen bilgi ve becerilerin,
bireylerin beşerî sermaye donanımına katkısı olarak tanımlanan eğitim
ENFORMEL eğitimdir.
Yaşam boyu öğrenmeyi yaygın, örgün ve enformel öğrenme ya da eğitim
şeklinde üç farklı şekilde yapılabileceğini ifadesi Memorandum’da yer almıştır.
*** Dijital veriler üzerine kurulmuş bir ekonomide, işletme başarısı ve iktisadi
faaliyetler açısından hız anahtar bir değişkendir ifadesi yeni ekonominin hız
ekonomisi olma özelliğidir.
*** İki kutuplu dünyanın ayrışmasından sonra, iktisadi duvarların önemli ölçüde
ortadan kalktığı, dinamik, yeni ve değişken küresel bir çevre ortaya çıkmıştır
ifadesi yeni ekonominin küresel ekonomi olma özelliği ile ilgilidir.
*** Kitle üretiminin yerini büyük miktarlarda müşteri isteklerine göre üretimin
almasıyla birlikte, üreticiler bireysel tüketicilerin zevk ve ihtiyaçlarına uygun
özel mal ve hizmetler oluşturmak zorunda kalmışlardır. Yeni ekonomide
tüketiciler fiilen üretim sürecine katkıda bulunabilmektedirler ifadesi yeni
ekonomide üretici ve tüketici farkı belirsizleşmektedir özelliği ile ilgilidir.
*** Sanayi ekonomisinde anahtar sektör konumunda olan sektör otomotiv
sektörüdür.
*** Yeni ekonomide hakim ekonomik sektör diğer tüm sektörlerin refah
yaratmasına giden yolu teşkil eden bilgisayar, iletişim ve eğlence sanayilerinin
bütünleşmesiyle oluşan sektör MEDYA sektörüdür.
*** Hayat boyu eğitim, 1970’lerde UNESCO tarafından yayınlanan raporla
“bireysel kültürel büyümenin” bir parçası olarak daha insani boyutta ele
alınmıştı.
*** 1980 ve 1990’larda hayat boyu eğitim kavramını yeniden kavramsallaştıran
ve hayat boyu eğitimi beşerî sermaye yatırımının bir parçası hâline getiren
kuruluş OECD’dir.