özet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
özet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Arşimet'in Suyun Kaldırma Kuvvetini Nasıl Bulmuştur?


Bir rivayete göre, banyosunu yaparken suyu ağzına kadar doldurup içine girmiş ve vücudunun suyu taşırmasıyla çok ilgilenmiştir.Bunun üzerine su gibi bir sıvı içine konulan her şeyin yukarı doğru itildiğini ve bu itme kuvvetinin yer değiştiren yani taşan sıvının ağırlığına eşit olduğunu söylemiştir. Archimadas yüzen cisimler isimli eserinde şu prensibi ortaya koymuştur.Bir sıvının veya gazın içine batırılmış bir cisim, batan bölümünün hacmi kadar yukarıya doğru itilir.Cismi kaldıran bu kuvvet yer çekiminin ağırlığı da kuvvet miktarı kadar azalır.Arşimed bu prensibinden cisimlerin hacminin hesabında istifade etti.Suyun yoğunluğu bir gram/cm3 olduğundan su içine daldırılan bir cisim hacmi kadar ağırlıkla suyu taşırır.O halde taşan suyun ağırlığı cismin hacmini verecektir.Deniz altıların çalışması Arşimed prensibinin doğruluğunu deneyler gösterdi. Örneğin banyodan çıktıktan sonra kol ve bacaklarımızı kurşun gibi ağır hissederiz.Bunun sebebi banyo içindeyken vücudun ağırlığını hemen hemen kaybetmesi su tarafından “ kaldırılması” dır.Her sıvı yada gaz,içine konan eşyaya kaldırma gücü uygulanır. Bir eşya bir sıvı yada gaz içine konduğu zaman iki şey olur.Eşya bir kısım sıvı yada gazın yerini değiştirir ve bir kısım ağırlığını da kaybeder.Deneyler ise yer değiştiren sıvı veya gazın ağırlığının eşyanın ağırlık kaybına eşit olduğunu gösterir. Bir deniz altı yer değiştirdiği suyun ağırlığını safra tankları vasıtasıyla kontrol eder.Safra tankları boşken (su basınçlı havayla dışarı atılmış olarak)deniz altı kendi ağırlığındaki sudan fazlasına yer değiştirir ve bir gemi gibi denizin üstünde yüzer.Safra tankları dolunca ağırlığı,suyun kaldırma gücünden fazla olduğu için dolar. Yada suyun içine, iple bağladığımız bir demir parçasını sarkıtarak, demiri su içinde kolaylıkla aşağı yukarı hareket ettirebiliriz ama sudan çıkardığımız vakit demir çok daha ağırlaşmış gibi gelir.Arşimed bunun nedenini açıklamıştır. Su gibi bir sıvı içine konulan her şeyin yukarı doğru itildiğini ve bu itme kuvvetinin yer değiştiren yani taşan sıvının ağırlığına eşit olduğunu söylemiştir
Arşimed, hamamda bilimsel başka bir problemi düşünürken,tasın su üzerinde batmadan durduğunu gözlemlemiş ve kavrayış yoluyla suyun kaldırma kuvvetini keşfetmiştir.Düşündüğü problem zamanın kralı 2. hieron un tacının saf altından mı ,yoksa içine gümüş karıştırılmış bir alaşımdan mı yapıldığı sorusu idi Bunu anlamak içinde saf altın ve tacı ayrı ayrı su dolu kablara bırakmıştır ve cisimlerin taşırdıkları sıvının hacminin ya da miktarının aynı olup olmadığını ölçmüştür.Sonuçta hem suyun kaldırma kuvvetini keşfetmiş hem de cisimlerin yoğunluklarının farklılığını ortaya koymuştur.Bu problemin çözümünün kaynağı hamamda ki tasın su üzerinde batmaması idi.
Read more

Türk Tarih ve Türk Dil Kurumunun Kuruluş Amaçları Nelerdir?

Türk Tarih Kurumu'nun amacı:

İlk adı "Türk Tarihini Tetkik Cemiyeti'dir" ve bu isimden de anlaşılacağı gibi TTK'nun amacı;
Türk Tarih Kurumu'nun amacı Türk tarihini ve Türkiye tarihini ve bunlarla ilgili konuları, Türklerin medeniyete hizmetlerini, ilmî yoldan incelemek, araştırmak, tanıtmak, yaymak ve yayınlar yapmak, bunlara dayanarak da Türk tarihini ve Türkiye tarihini yazmaktır. (ttk.org.tr)

Türk Dil Kurumu'nun amacı:

İlk adı "Türk Dilini Tetkik Cemiyeti'dir" ve bu isimden anlaşılacağı gibi TDK'nun amacı;
Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılâplarını, Türk kültürünü, Türk tarihini ve Türk dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak ve yaymaktır. Bunu; Türk dili üzerinde araştırmalar yapmak, yaptırmak; ve Türk dilinin güncel sorunlarıyla ilgilenerek çözüm yolları bulmak olarak maddeleştirmişlerdir. (tdk.gov.tr)

Anayasa - Madde 134 :

Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılâplarını, Türk kültürünü, Türk tarihini ve Türk dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak ve yaymak amacıyla; Atatürk'ün manevî himayelerinde, Cumhurbaşkanının gözetim ve desteğinde, Başbakanlığa bağlı; Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezinden oluşan, kamu tüzelkişiliğine sahip "Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu" kurulur
Read more

Kurtuluş Savaşında Kurulan Cemiyetler


KURTULUŞ SAVAŞI SIRASINDA KURULAN CEMİYETER

KURTULUŞ SAVAŞI SIRASINDA KURULAN CEMİYETER:
I-YARARLI DERNEKLER:
A- Genel Amaçlı Dernekler :

1- İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti: İzmirde, 1 Aralık 1918'de kurulmuştur. İzmir'in Yunanistan’a verilmesini engellemek için kurulmuştur. Cemiyet'in kurulma nedeni; ege Bölgesi'nde Türklerin çoğunlukta olduğunu basın yoluyla dünya'ya kanıtlamaktı. Cemiyet, kendisine katılan "Istihlasi Vatan Cemiyeti" ve kurulmasına yardımcı olduğu "İlhakı Red Cemiyeti" ile kaynaşmış olarak faaliyetine İstanbul’da devam ederken İzmir’deki faaliyetlerini de işgal dolayısıyla Denizli'ye nakletmiştir. Ayrıca cemiyet Batı'da silahlı direniş hareketlerine yaptığı yardımlarda da başarılı olmuştur. 
2- Trakya - Pasaeli Heyet-i Osmaniyesi : Daha ateşkes antlaşması imzalanmadan, Talat Paşa'nın uyarısıyla harekete geçen Trakyalı aydınlar çeşitli toplantılardan sonra Edirne valiliğine 30 kasım 1918'de verdikleri dilekçeyle bu cemiyeti kurmuşlardır.Amacını "Trakya'nın Osmanlı saltanatına bağlılığı ve toprak bütünlüğü" olarak belirleyen cemiyet, kolordu komutanı Cafer Tayyar Paşa tarafından da desteklenmiş ve İstanbul'da Mustafa Kemal Paşa ile irtibat kurmuşlardır.Anadolu'da Yunanistan ile rekabet halinde olan İtalya'nın İstanbul'daki yüksek komiseri sforza ile de iyi ilişkiler kuran cemiyet Trakya’nın Türklüğünü savunmak için yayınlar yapmıştır. Trakya adında da bir gazete çıkarmışlardır.

3- Istihlasi Vatan Cemiyeti: Manisa’da, Kasım 1918'de kurulmuş olup daha sonra  19 Mart 1919 Kongresi ile İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti'ne katılmıştır. 
4- İlhakı Red Heyet-i Milliyesi (Müdafaa-i Vatan Heyeti) : İzmir de Aralık 1919 da kurulmuştur.

5- Hareket-i Milliye-Redd-i İlhak ve Redd-i İşgal Heyetleri: Balıkesir’de kurulan cemiyet Balıkesir ve Alaşehir Kongresi ile genelleştirilmiştir. Sivas Kongresi'nden sonra da "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" teşkilatına dönüşmüştür. 
6- Heyet-i Milliye:
a) Aydın Heyet-i Milleyesi: Aydın’da kurulan cemiyet direnişlere karşı gelmeye çalıştıysa da pek başarılı olamamıştır.
b) Denizli Redd-i İlhak Heyet-i Milliyesi: Denizli'de 29 Mayıs 1919'da kurulmuştur. Asil Heyet-i Milliye adini taşıyan Cemiyet, 7 ağustos 1919'da, Nazilli'de akdedilen bir kongre ile kurulmuştur. Nazilli Kongresi bu bölgede kurulan Heyet-i Milliye kuruluşları ile birleşmiş, Alaşehir Kongresi ile genişleyerek Bati Anadolu’yu içine alacak şekilde yayılmıştır. Sivas Kongresi'nden sonra da Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ne katılarak, bu cemiyetin şubelerini oluşturmuşlardır. Nazilli Kongresi ile Aydın, Muğla, Denizli, Burdur, Isparta ve Antalya, Nazilli merkezine bağlanmıştır. Bağlanan kuruluşlar arasında, Çine Heyet-i Milliyesi, Akhisar Redd-i İlhak, Söke Heyet-i Milliyesi, Milas Müdafaa-i Vatan Cemiyetlerini sayabiliriz.

7- Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti: Trabzon ve çevresinin hakkını korumak ve bölgede bir Pontus Rum Cemiyeti kurulmasını engellemek amacıyla 12 Şubat 1919'da kurulan cemiyet, 23 Şubat'ta ilk kongresini yapmıştır. Giresun, Ordu, Of ve Rize gibi çevre merkezlerde de şubeler açan cemiyet, 22 Mayısta yaptığı ikinci kongrede İzmir'in işgale karşı direnişi hakkında görüşmüştür. Trabzon muhafaza_i hukuk cemiyeti Erzurum Kongresinin toplanmasında da etkili olmuştur.
8- Kilikyalılar Cemiyeti: Adana ve çevresinin Fransızlara verileceğinin duyulması üzerine İstanbul'da bir araya gelen bölge aydınları bu cemiyeti kurmuşlardır. Bölgenin Türklüğünü vurgulayan yayınlar yapan cemiyet Adana ve çevresinde örgütlenememişti. Kurucuların tutuklanması ya da sürgüne gönderilmesi derneğin etkisini azaltmıştır. 2. Ordu Kıtaları Müfettişliğine atanan Mersinli Cemal Paşa derneği yeniden canlandırmak istemiştir. Yani cemiyet işgallere karşı Adana ve çevresini koruma kararı almıştır.

9- Şarkı Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti: Erzurum’da, 10 Temmuz 1919 'da kuruldu. Daha sonra Aralık 1918'de İstanbul’da kurulan "Vilayet-i Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti"nin Erzurum şubesi, daha faal hareket etmek amacı ile " Şarkı Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti"ne dönüşmüştür. Kurucuları Erzurum Kongresi üyeleridir. Cemiyet, Sivas Kongresi kararı ile " Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti"ne katılmıştır. Erzurum'da kuruluş ise anılan cemiyetin şubesini oluşturmuştur. Vilayet-i Şarkiye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin İstanbul merkez olmak üzere, ilk kurulusunda Erzurum'dan başka Elazığ, Diyarbakır, Sivas, Bayburt, Bayezid, Hasankale, İspir, Narman, Bitlis, Erzincan, Şebinkarahisar, Van, Hınıs, Tercan, Tortum ve Yusufeli'de şubeleri vardı. İtilaf devletlerinin doğu'da kurmak istedikleri Ermeni devletini engellemek için silahlı direnişe geçtiler.
10- Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti: Sivas’ta, 11 Eylül 1919 'da Sivas Kongresi kararı ile kurulmuştur. Müdafaa-i Hukuk, Redd-i Ilhak, Redd-i İşgal ve diğer benzeri isimler altında kurulan cemiyet ve heyetler tek bir çatı altında birleştirilmiştir. Bu karardan sonra birçok il ve ilçemizde Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti şubesi kurulmuştur. 
11- Kars Milli İslam Süresi: Kars, Kasım 1918 17-18 Ocak 1919'da "Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti Muvakkate-i Milliyesi" olarak adini değiştirmiştir. 

12- İstanbul’da Müdafaa-i Hukuk davasını desteklemek amacı ile kurulan gizli cemiyetler:
1- Karakol Cemiyeti: İstanbul, Kasım 1919 Milli Mücadele'nin başlangıcında Anadolu'ya yardımcı olmuş, sonraları tehlikeli iliksileri nedeniyle kapatılmış, yerine Müdafaa-i Milliye Teşkilatı ve MM grubu kurulmuştur. 2- MM Grupları : 
a) Müsellah MM grubu 
b) MM grubu (Müdafaa-i Milliye) 
3- İstanbul Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti: Merkezi İstanbul olan bu cemiyet 1919 da kurulmuştur. Cemiyet İstanbul'u koruma kararı aldıktan sonra işgallere karsı direniş göstermiştir.

13- İstanbul’da kurulan diğer cemiyetler :
a) Milli Kongre: İstanbul’da kurulan bu cemiyet, bütün milli grupları bünyesinde toplamaya çalıştı. Amacı, Türkler aleyhindeki propagandalara yayın yoluyla karşı çıkmak, Türklerin tarihsel özelliklerini dünyaya tanıtmaktı.
Milli cemiyetlerin ortak özellikleri: Bu cemiyetler bölgesel nitelikliydi ve her biri sadece kendi bölgesini korumayı amaçlıyordu. Tümü temsil ettikleri bölgenin tarih, coğrafya ve kültür olarak Türklere ait olduğunu ispatlama yolunda çalışmalar yaptılar. Başlangıçta propaganda ve yayın faaliyetine ağırlık verdiler. Fakat işgallerin fiilen başlaması üzerine silahlı direnişe geçtiler. Zamanla bölgesel mücadelenin yeterli olmayacağı anlaşıldı. Yurdun kurtarılması, milli birlik ve beraberliğe bağlıydı. Türk milleti bu birlik ve beraberliğe Mustafa Kemal'in önderliğinde kavuştu.b) Milli Ahrar Firkasi: İstanbul’da, 4 Mayıs 1919'da kurulan cemiyet Anadoludaki hareketi desteklemiştir.c) Milli Türk Fırkası: İstanbul’da, 23 Kasım 1918de kurulmuştur. Anadolu'daki harekete bağlı kalmıştır. Kendi fikirleriyle hareket etmek yerine Anadolu'yu takip etmiştir. d) Anadolulular Cemiyeti: Istanbulda, Ağustos 1921'de kurulmuştur.
Atatürk bir kongredeyken...



B- Kadınların Kurdukları Cemiyetler :
1. Istihlas-i Milli Kadınlar Cemiyeti: İstanbul’ta, 24 Kasım 1918'de kurulan cemiyet kısa süre sonra kapatıldı.

2. Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti: Sivas’ta, 10 Aralık 1919'da kurulan bu cemiyetin Konya, Niğde, Burdur, Aydın, Erzincan, Kayseri, Kastamonu, Eskişehir, Amasya, Yozgat, Pınarhisar, Viranşehir ve Kangal'da şubeleri kurulmuştur.

II- ZARARLI DERNEKLER:
A. Milli varlığa ve Anadolu'daki milli harekete düşman cemiyetler:

1- İngiliz Muhipler Cemiyeti: Mondros Ateşkesinden sonra Osmanlı Devletinde, padisah ve hükümetin İngiliz yanlısı bir politika benimsedikleri bilinmektedir. Saray ve hükümetlerin sıkı işbirliği içinde olduğu bu dönemde bazı aydınlarda hükümete paralel olarak bir cemiyet halinde örgütlendiler. Türkiye’de İngiliz Muhipleri cemiyeti 20 Mayıs 1919'da kurulmuştur. Derneğin kuruluşunda sadrazam Damat Ferit Pasa ve Sait Molla etkili olmuşlardır. Sivil ve askeri kesimle birlikte üst düzey bürokratlar da bu derneğin önemli üyeleri arasındadır. Yayınlanan bildiride derneğin amaçları arasında "Yönetimi altında milyonlarca Müslüman’ın yaşadığı İngiltere ile Osmanlı Devleti arasında serserilerin bozduğu dostluğun canlanması" olduğu belirtilmiştir. Derneğin kurucu ve üyelerinden bazılar zafer kazanıldıktan sonra yurt dışına çıkarılmış ya da cezaya çarptırılmıştır.

2- Wilson Prensipleri Cemiyeti: ABD Başkanı Wilson'un Ocak 1918'de yayınladığı ilkelerinden Türklerle ilgili olan 12. maddeyi dayanak olan gören bir kısım Türk aydını Wilson Prensipleri Cemiyeti çatısı altında birleşti. Ahmet Emin Yalman ve Halide Edip Adıvar'ın öncülüğünü yaptığı bu cemiyet 4 Aralık 1918'de kurulmuştur. Dönemin önde gelen gazetecilerinin de yer aldığı cemiyet Türkiye’nin manda kelimesine yer vermeden bir süre önce ABD'nin mandasına verilmesini savunmuştur. Böyle bir çözümün İtilaf Devletleri'nin Türkiye aleyhindeki politikaları önleyeceğini ve ülkemizin gelişip kalkınmasında ABD'nin deneyimlerinden yararlanacaklarını savunmuşlardır. Büyük bir kısmı Milli Mücadele hareketine katılan cemiyetin üyelerinden bir kısmı, Sivas Kongresi’nde Amerikan mandasını savunmuşlardır. Fakat kongrenin mandayı reddetmesinden sonra etkisi azalmıştır.

3- Kürdistan Teali Cemiyeti: Merkezi İstanbul'da olan bu cemiyetin amacı İngiltere himayesinde bazı doğu illerini kapsayacak biçimde bağımsız bir devlet kurmaktı. Bu nedenle cemiyet, Orta Doğu'da çıkarlarını korumak isteyen İngilizlerden yardım alıyordu. Bölge halkından destek alamadığı için çalışmalarında başarılı olamadı.
4- Teali-i İslam Cemiyeti (Eski Cemiyet-i Müderrisin) :İstanbul’da, 19 Şubat 1919'da kurulmuştur. Hilafetçi ve ümmetçi toplum tarafından desteklenmiştir. Hilafetin ağır bastığı bir toplum yanlısı olanlar tarafından kurulmuştur. Milli direniş harekâtlarına karsı çıkıyor, padişah ve halifenin saltanat ve hilafetin buyruklarına bağlı kalmayı esas alıyordu. Bu cemiyet sonraları Anadolu'da başlayan milli mücadeleye cephe almıştır. 
5- Trabzon ve Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti: Istanbul’da, Ocak 1919 'de kuruldu.28 Eylül 1919'da Hürriyet ve İtilaf Fırkası’na katılmıştır. 
6- Sulh ve Selamet-i Osmaniye Fırkası: İstanbul, 14 Ocak 1919 Fırka, Sulh ve Selamet Cemiyeti ile Selamet-i Osmaniye Fırkası’nın birleşmeleriyle oluşmuştur. 

7- Hürriyet ve İtilaf Fırkası: İstanbul’da, Ocak 191'da kurulan bir cemiyettir. 

8- Nigehban Cemiyet-i Askeriyesi: İstanbul, Ocak 1919 Hürriyet ve İtilaf’la beraber hareket etmiştir. 
9. Osmanlı Ila-yi Vatan Cemiyeti: İstanbul, 19 Kasım 1919 Padişah taraftarı ve Müdafaa-i Hukukun tamamen karsısındadır. Cemiyet, gizli olarak Milli Mücadele aleyhine örgütlediği Tarik-i Salah (veya Tarikat-i Salahiye) Cemiyeti ile beraber çalışmıştır. Bu dernek ve partilerin dışında, faaliyetleri sinirli ve etkinliği yaygın olmayan, Osmanlı Mesai Fırkası, Osmanlı Çiftçiler Cemiyeti, Türkiye Sosyalist Fırkası, Vahdet-i Milliye Heyeti, Türkiye İsçi ve Çiftçi Sosyalist Partisi, Türk Teali Cemiyeti, Müsalemet İttifakı, Amele Fırkası gibi kuruluşlar Anadolu'daki Milli Mücadele hareketinin karsısında olmuşlardır. 
10. Lazistan Selamet-i Milliye Cemiyeti: Rize, 23 Nisan 1919 Gürcülerin çıkarlarına hizmet eden para ile tutulmuş kimselerden oluşmaktadır.
B. Azınlıkların Kurdukları Zararlı Dernekler :

1. Rumların kurdukları cemiyetler:
a) Mavri Mira: Rum Patrikhanesi'nde kurulmuştur. Yunan Kızılhaç Cemiyeti ile Resmi Göçmenler Komisyonu da Mavri Mira'ya bağlı idiler. Ayrıca, Rum okullarındaki izci kuruluşları da tamamıyla Mavri Mira tarafından yönetilmekteydi. b) Pontus Rum Cemiyeti: İstanbul Rum patrikhanesine bağlı olarak çalışıyordu. Mavri Mira Cemiyeti ile iş birliği içindeydi. Amacı Doğu Karadeniz bölgesinde bir Pontus Rum cemiyeti kurmaktı. Bu amaçla faaliyet gösteren Rum çetelerine destek sağlıyordu.
Tarihi Yunan Örgütü Etniki Eterya'da bu ortamdan yararlanarak yeniden çalışmaya başladı. Bu örgüt tüm Ege adaları ile Batı Anadolu'yu, Trakya'yı, İstanbul'u, Doğu Karadeniz kıyılarını Yunanistan'a bağlayarak büyük bir Yunan idealini gerçekleştirmeye çalışıyordu.
c) Trakya Cemiyeti Ittihad-i Milli ve Kordos adli cemiyetler

2. Ermenilerin Kurdukları Cemiyetler: Daha önceleri Ermenilerin kurmuş oldukları Tasnaksütyan ve Hinçak adli gizli ve yeraltı örgütleri milli mücadele döneminde de faaliyette bulunmuşlar ve yabancı devletlerle işbirliği yapmışlardır. Ermeni patrigi Zaven Efendi de Ermenilerin örgütlenmesinde önemli rol oynamıştır.
     d) Ermeni Hıncak Komitesi: İstanbul'daki Ermeni Patriği Zaven Efendi tarafından yönetilen Hınçak Komitesi, Mavri Mira Cemiyeti ile iş birliği içerisindeydi. Amacı Doğu Anadolu'da bir Ermeni Devleti kurmaktı. Bu cemiyetin dışında Ermeniler, Taşnak adında başka bir komite daha kurmuşlardı.
Ermeniler günümüzde de bu amaçlarından vazgeçmemişlerdir. Bundan dolayı ülkemize yönelik terör olaylarını desteklemektedirler.
  e)Alyans-İsrailit Cemiyeti: İstanbul’da yaşayan Museviler tarafından kuruldu. Amacı Ermeni ve Rumlara destek olmak ve Osmanlı İmparatorluğunun halinde Filistin'de bir Yahudi devleti kurmaktı.
Read more

Enerji Üretilme Çeşitleri Nelerdir? Konu Anlatımı, Ders Notları (Biyoloji)


  • Substrat Düzeyinde Fosforilasyon
  • Oksidatif Fosforilasyon
  • Fotofosforilasyon
  • Kemofosforilasyon
Foforilasyon : Canlılarda bir fosfat grubunun organik moleküle bağlanmasıyla ATP oluşur. ATP oluşması olayına fosforilasyon denir.

Not : Kısaca enerji üretilme olayına fosforilasyon denir.

 Substrat Düzeyinde Fosforilasyon
  • Bütün canlı hücrelerde görülür. 
  • Organik monomerlerin enzimatik tepkimelerle yıkımı sırasında serbest kalan enerjiyle ATP üretilmesidir.
  • Hücre içinde sitoplazma ve mitokondride gerçekleştirilir.
Oksidatif Fosforilasyon
  • Oksijenli solunum yapabilen hücrelerde gerçekleşir.
  • Ökaryot hücrelerin mitakondrilerinde , prokaryot hücrelerin sitoplazmasında gerçekleşir.
  • Sonuçta su açığa çıkar.
  • Organik moleküllerin yıkımı sırasında elektron taşıma sisteminden geçen elektronların enerjisinden ATP elde edilir.
Fotofosforilasyon
  • Fotosentez yapabilen hücrelerde gerçekleşir.
  • Ökaryot hücrelerde kloroplastta, prokaryot hücrelerde sitoplazmada gerçekleşir.
  • Klorofil ve elektron taşıma sistemi elemanları sayesinde ışık enerjisinden ATP sentezlenir.
Kemofosforilasyon
  • Kemosentez sırasında görülür.
  • İnorganik maddelerin oksitlenmesi sırasında açığa çıkan enerjiden ATP sentezlenir.
Read more

Türk Destanları Nelerdir? Konu Anlatımı, Ders Notları (Edebiyat Dersi)

Bir milletin başından geçen çeşitli olaylar , felaketler , sevinçler , yenilgi ve başarılar bu olaylardaki kahramanlar türeyiş , yaratılış ve bunun gibi konular destanlarda yer alır. Destanlar bir milletin sözlü ve ortak edebi ürünleridir. Destanlar milletlere özgüdür, ulusaldır. Bireysel değil toplumsaldır.

Destanların bir kısmı inanılmayacak kadar hayali, mitolojik, bir kısmıda tarihi olaylara dayanan olağan üstü özelliklerdir. Destanlar bir milletin efsanevi tarihi sayılabilir. Destanlar manzum olarak sölenir.


Destani Dönem (İslamiyetten Önceki Türk Edebiyatı)
1-) Sözlü Edebiyatın Özellikleri
  • Eserler anonimdir.
  • Bu eserler zaman içinde değişiklik göstermiş, her topluluk boy bunları kendine göre uyarlamıştır.
  • Eserler sanatçı veya bilgin diyebileceğimiz kişiler tarafından söylenmiş bu kişilere ozan, şaman, baksı, kam gibi isimler takılmıştır.
  • Müzikle iç içe edebiyat eserler kapuz denilen bir saz eşliğinde söylenmiştir.
  • Dil, Türkçe'nin en sade halidir.
  • Sözlü olarak taşınabildiği için şiir veya şiire yakın söyleyişlerdir.
  • Eserler dörlüklerden oluşmuştur. Mısra başı kafiye ve mısra sonlarında yarım kafiyeler bu dönemin eserlerinin özelliklerindendir.
  • Eserlerde milli hece ölçüsü kullanılmıştır.
  • Son olarak toplum yaşantısı, aşk, ölüm, yiğitlik gibi konular ele alınmıştır.
  • Sözlü dönemde verilmiş edebi ürünler koşuk sagu ve sav destandır.

 Sözlü Edebiyat                 Halk Edebiyatı                   Divan Edebiyatı
Koşuk            >>>>           Koşma              >>>>            Gazel
Sagu              >>>>              Ağıt              >>>>              Mersiye
Sav              >>>>              Atasözü          >>>>      Darb-ı Mesel

İslamiyetten Önceki Türk Destanları
1-) Altay - Yakut Destanı
  • Yaradılış Destanı
2-) Saka Destanları
  • Alp Er Tunga Destanı
  • Şu Destanı
3-) Oğuz - Hun Destanları
  • Oğuz Kağan Destanı
  • Atilla Destanı
4-) Göktürk Destanları
  • Bozkurt Destanı
  • Ergenekon Destanı
5-) Uygur Destanları
  • Türeyiş Destanı
  • Göç Destanı
İslamiyetin Kabulünde Sonraki Türk Destanları

1-) Saltuk Buğra Han Destanı
2-) Manas Destanı
3-) Cengizname Destanı
4-) Seyyit Battal Gazi Destanı
5-) Daniişmend Gazi Destanı
6-) Köroğlu Destanı
Read more

Oğuz Türkçesinin Anadoludaki İlk Ürünleri 13-14. Yüzyıl Ders Notları, Konu Anlatımı (Edebiyat Dersi)

1071'den itibaren Anadolu'yu vatan edinen Atalarımız, bu topraklarda Anadolu Selçuklu Devletini ve Selçuklu Medeniyetini kurdu. Kurdukları adaletli ve insani yönetimi sayesinde Anadolu'da yaşayan insanların gönüllerini fethetmesini bildi. Bu yüzyıllarda Anadolu'nun Türkleşme ve İslamlaşmasında Tasavvuf düşüncesi ve hareketleri büyük rol oynadı.

Tasavvuf Allah'ın varlığını bilme kahinat ve insanın yaratılış sebebini anlama insanı mükemmel ve olgun bir varlık haline getirebilme anlayışıdır. Vahdet-i Vücud tek tanrı, tek vücut anlamına gelir. Kahinatı insanı ve herşeyi yaratan odur.
Tasavvufa göre iki türlü varlık vardır.
1-) Asıl varlık Allah'tır. O  ölümsüzdür.
2-) Onun dışındaki herşey sonradan yaratılmıştır, ölümlüdür.
Bu Tasavvuflar gelip geçici olduğu için gölge varlık olan Dünya'ya değer vermezler.



Tasavvufun asıl amacı insanı olgunlaştırmak, kamil insan yapmaktır. Tasavvuf yoluna Tarikat denir. Tarikat esasen yol demektir. Tasavvuf okullarına Tekke ve Dergah denir.
Selçuklu ve Osmanlı döneminde Medreselerde ;

  • Dil
  • Matematik
  • Tıp
  • Astronomi
  • Din Bilimleri
gibi dersler öğretilirdi. Bu medreselerde yetişenler devlet kurumlarında görevlendirilirdi. Dergahlarda yetiştirilen insanlar kendilerini eğitir. Başkalarına faydalı olmayı amaçlardı.

Tasavvufta Allah Hüsn-ü Mutlak'tır. Bütün güzelliklerin sahibi odur. Allah'ı tanıyan insan onun kusursuz güzelliğine aşık olur. Kahinatta gördüğümüz bütün güzellikler onun eseri ve onun güzelliğinin yansımasıdır. Allah'a aşık olan kişi onun emirlerine severek uyar. Tasavvuf Allah'a yönelme eğitimi verir. Nefsi terbiye etmeyi kötü isteklerden vazgeçmeyi ahlakı güzelleştirmeyi kalbi Allah sevgisiyle doldurmayı amaçlar

Tasavvuf düşüncesine göre aşk ikiye ayrılır;
1-) İlahi Aşk : Allah'a duyulan aşk
2-) Mecazi Aşk : İnsan ve başka şeylere duyulan aşk
Read more

İsim (Ad) Nedir? Konu Anlatımı, Ders Notları (Dil ve Anlatım)

Nesneleri, varlıkları ve kavramları karşılayan kelimelere isim denir.


1-) Varlıklara Verilişlerine Göre İsimler

a-) Özel İsimler : Tek bir varlığı karşılayan isimlerdir. Örnek : Ayhan, Çanakkale, Asya Kıtası

Özel İsimlerin Kullanılma Biçimleri : İnsan ve hayvan isimleri, yer isimleri, gezegen ve yıldız isimleri gazete, dergi, kitap isimleri

b-) Cins isim : Aynı türden birçok varlığı ve kavramı karşılayan isimlerdir. Örnek : Boya, çiçek, su, süt

2-) Varlıkların Oluşlarına Göre İsimler

a-) Somut  İsim : Duyularla algılayabildiğimiz, uzay boşluğunda yer kaplayan  belli isimlere somut isimler denir. Ancak bazı kelimeler kullanıldıkları cümle içinde mecaz anlamlar yüklenerek somut olur.
Örnek : Işık, hava, koku, çiçek

b-) Soyut İsim : Duyularla algılayamadığımız herhangi bir yer kaplamayan kavramları anlatan isimlerdir. Örnek : Sevgi, Nefret, Hüzün, Aşk

3-) Varlıkların Sayılarına Göre İsimler



a-) Tekil İsimler : Sayı olarak tek bir varlığı karşılayan isimlerdir. Örnek : Defter, dergi, kalem

b-) Çoğul İsimler : Birden fazla varlığı karşılayan isimlerdir. Örnek : Çocuklar dışarıda kar topu oynuyorlardı.

c-) Topluluk İsimleri : Birden fazla varlığı karşıladığı halde lar, ler ekini almamış isimlerdir. Örnek : Sınıf, kulüp, aile, grup

Yapılarına Göre İsimler
1-) Basit İsimler : Yapım eki almamış kök halinde veya çekim eki almış durumda bulunan isimlerdir. Örnek : Taş, araba, ev, okul

2-) Türemiş İsimler : Yapım eki almış isimlere denir. Örnek : gözlük, simitçi, yurttaş

3-) Birleşik İsimler : İki veya daha fazla ismin yan yana gelerek oluşturdukları yeni isme birleşik kelime denir. Örnek : hanımeli, Çanakkale, Galatasaray

İsim Tamlamaları
1-) Belirtisiz İsim Tamlaması : Tamlayanı ek almamış, tamlananı ek almış olan isim tamlamalarıdır.
Örnek : Türk Şiir-i

2-) Belirtili İsim Tamlaması : Tamlayanı ve tamlananı her ikiside ek almış olan isim tamlamalarıdır.
Örnek : Gönlümün Sultanı , Hayatımın Anlamı

3-) Takısız İsim Tamlaması : Tamlayanı ve tamlananı ek almamış , tamlananın hangi maddeden yapıldığını belirtir.
Örnek : tahta masa, cam bardak, plastik tabak

4-) Zincirleme İsim Tamlaması : İkiden fazla ismin bir araya gelerek oluşturduğu isim tamlamasıdır.
Örnek : Saray bahçesinin kapısı
Read more