Varlık Felsefesi Nedir? Ontoloji ve Diyalektik Materyalizm


VARLIK FELSEFESİ(ONTOLOJİ) VE BİLİM


Varlığı ele almak , varlık felsefesine özgü bir özellik değildir. Her türden bilgi etkinliğinin varlığı, var olanı ele aldığını söyleyebiliriz. Bilim de varlığı ele alır. Fakat bilim ve felsefenin varlığı ele alış biçimleri, varlık felsefesinin yukarıda belirtmeye çalıştığımız  sorularından da anlaşılacağı gibi çok farklıdır. 
Bilim adamı varlığı ele almakla birlikte, varlığın var olup olmadığını araştırma konusu yapmaz. 
Bilim adamı, ele alıp incelediği varlığı var olarak kabul eder. Onun bir görüntü mü yoksa gerçeklik mi olduğunu da sormaz. 

Bilim adamı kendisine verilmiş olanın bilgisine ulaşmaya çalışır. Bilim adamı varlığı genel anlamda ele almaz, her bilim varlığın belli bir cephesini, parçasını ele alır.

VARLIK MADDEDİR. MATERYALİZM

Materyalizm, varlığın esas olarak maddi yapıda olduğunu veya var olan her şeyin maddeye indirgenebileceğini ileri süren görüşe denir. 

DEMOKRİTOS VE ATOM ÖĞRETİSİ 

Demokritos(M.Ö 420 dolayları), atomcu materyalizmin temsilcisi olarak bilinir. Atomcu görüş daha sonra, Epikuros, Lucretios ve Yeniçağ başlarında Gassendi tarafından sürdürülmüştür. 
Demokritos’a göre varlığın en küçük yapıtaşı atomdur. Atomlar, herşeyin kendisinden geldiği, bölünemez ve maddi yapıda varlıklardır. Atomlar farklı büyüklük ve şekillerde olup boşlukta  hareket ederler. Aynı türden atomlar biraraya gelip varlığı oluştururlar. Canlı veya cansız, maddi veya düşünsel her şey atomlardan meydana gelmişlerdir. Ruh da maddeye indirgenebilir. Atomların hareketleri mekanik bir zorunluluk içinde gerçekleşir. 
DEMOKRİTOS (M.Ö. 420-…) 
“Bir-şey kadar  hiç-birşey de vardır. (Kosmosun kuruluşunda) bütünden her çeşit atom şekillerinden kurulmuş bir kasırga ayrıldı. Bu sırada atomlar çepeçevre serpildiler. (bu olurken “benzerler benzerlere” kanunu etkisini gösteriyor) zira güvercinlerle güvercinler, turnalarla turnalar arasında ve öteki hayvanlarda da olduğu üzere canlı varlıklar da aynı soydan canlı varlıklara  yoldaş oluyorlar. Cansızlarda da bu böyledir; bunu kalburlanan tohumlarda, dalgaların sürüklediği taşlarda da görmek mümkündür. Orada kalburun kasırgasıyla ayrı ayrı olarak, mercimekler mercimeklerin, arpa taneleri arpaların, buğday taneleri buğdayların yanına sıralanırlar, burada ise dalgaların hareketiyle uzunca taşlar uzuncaların bulunduğu yere, yuvarlaklar yuvarlakların yanına itilir, sanki nesnelerdeki benzerlikte birleştirici bir şey varmış gibi. (Atomlardan kurulmuş) bir takım hayaller insana sokulurlarmış;…” ANTİK FELSEFE / Walter Kranz / çev. S.Baydur
“İnsan hayvandan bilinciyle, diniyle veya aklınıza gelen herhangi bir başka şeyiyle ayrılabilir. Ama insanın kendisi, geçim araçlarını üretmeye başlayınca kendisini hayvandan ayırt eder; bu gelişmeyi de insanın fiziksel yapısı koşullar. Geçim araçlarını üretmekle insanlar, dolaylı olarak , maddi yaşamlarının ta kendisini üretiyorlar demektir.
K.MARX / Alman İdeolojisi / Çev:Gülnur Savran
Düşüncelerin, anlayışların, bilincin üretilmesi, başlangıçta, insanların maddi etkinlikleri ve maddi ilişkileriyle tümüyle içiçedir; gerçek yaşamın dilidir bu üretim. Kavrama , düşünme ve insanlar arasındaki düşünsel ilişki, bu aşamada, insanların maddi davranışlarının doğrudan ürünü olarak belirir.
K.MARX / Alman İdeolojisi /Çev:G. Savran
(METİN ÜSTÜNDAĞ / PAZAR SEVİŞGENLERİ / SEL YAY.)
KARL MARX (1818-1883) 
Diyalektik ve Tarihi Materyalizm 
“Bireyler yaşamlarını nasıl ortaya koyuyorlarsa öyledirler. Bu yüzden insanların ne oldukları üretimleriyle, hem ne ü 
rettikleriyle, hem de nasıl     ürettikleriyle örtüşür.” 
K.MARX / Alman İdeolojisi / Çev:Gülnur Savran 
“Bizim tarih anlayışımız, yaşamın doğrudan doğruya maddi olarak üretiminden kalkarak gerçek üretim sürecini açıklamamız ve böylelikle, maddi üretime bağlı olan ve onun tarafından yaratılan ilişki biçimini  bütün tarihin temeli olarak anlamamıza dayanır.”
K.MARX / Alman İdeolojisi / Çev:Gülnur Savran

Yukarıdaki alıntıları okuduğumuz zaman, yaşadığımız yüzyılı toplumsal ve siyasi  düşünceleriyle önemli ölçüde etkilemiş bir filozof olan K.Marx’ın materyalizmiyle ilgili olarak biraz olsun bilgi sahibi oluruz. Marx, varlığın temeline maddesel olanı koyar. Maddeden bağımsız bir gerçeklik yoktur. Madde kendiliğinden, yapısı gereği hareketlidir, meydana getirilmemiştir. İnsan düşüncelerini ve bilincini belirleyen de maddi yaşamın ta kendisidir.

Marx’a göre evrendeki herşey diyalektik bir çatışmalı gelişim içindedir. Tez ve antitez birbiriyle savaşırken aynı zamanda yeni sentezlerde biraraya gelir, ancak her sentez aynı zamanda yeni bir tezdir de. Bu kaçınılmaz bir süreçtir.
Marx, Hegel’den aldığı bu diyalektik anlayışı, tarihe uygulayarak, tarihin materyalist bir yorumunu elde eder. Bu anlayışa göre tarih, ekonomik olayların belirleyici rolü oynadığı bir tür sınıf savaşları tarihidir. 

Üretim araçları, üretim ilişkileri, üretim biçimi, üretim araçlarına sahip olma durumu Marx’a göre toplumal altyapıyı oluşturur. Bu alt yapı ise siyaseti, ekonomiyi, hukuk sistemlerini, ahlak teorilerini, felsefi sistemleri, düşünce dünyasını belirler. Marx, altyapının belirlediği bu unsurlara üstyapı der.
Marx’ a göre içinde bulunduğumuz çağdaş toplum da, diyalektik ve tarihsel yasalara bağlı olarak, yani içinde barındırdığı tezve antitezin çatışması sonucu yeni bir sentezle, komünist yani sınıfsız toplumla sonlanacaktır. 
Kaynak:lisefelsefe.org



Load disqus comments

0 Yorumlarınız