2014 Fatih Harbiye Romanı Özeti, Konusu ve Ayrıntılı İncilenmesi

KİTABIN ADI                          : FATİH-HARBİYE
KİTABIN YAZARI                  : PEYAMİ SAFA
YAYIN EVİ                               : ÖTÜKEN
BASIM YILI                             : 1987
SAYFA SAYISI                        : 120
KİTABIN KONUSU:
Neriman’ın kendi kültürüyle Batı kültürü arasındaki kayboluşu ve  doğru yolu buluşu.
TEMA: Doğu-Batı Çatışması
GENİŞ ÖZETİ: Eserin baş kahramanı Neriman lise yıllarında tanıştığı ve yedi yıldır birlikte olduğu dostuŞinasi’den gittikçe uzaklaşmaya başlar.Artık o Şinasi’nin ve çevresindekilerin tanıdığı Neriman değildir.Giyimi,zevkleri,derslerine ve çevresine karşı olan tavırları değişmiştir.

Neriman son zamanlarda Doğu medeniyeti ve ona ait herşeyden nefret etmekte buna karşılıkBatı medeniyeti ve ona ait her şeye sevgi ve hayranlık duymaktadır.Bu yüzden İstanbul’da batının etkilerini en çok üzerinde taşıyan Beyoğlu semtine karşı aşırı sevgi duyar ve herfırsatta evlerinin bulunduğu Fatih’ten tramvayla oraya dolaşmaya gider.

Neriman Beyoğlu’na gide gele konservatuvarın Batı müziği bölümü ve Beyoğlu’ndan tanıştığı zengin aile çocuğu Macit’le arkadaş olur. Macit, Neriman’ın gözünde Batıyı ve medeniliği temsil eden bir gençtir.Bu yüzden ona karşı bir sevgi duyar.Hatta Neriman bir gün Şinasi ile okuldan birlikte çıkar.Ancak Neriman Şinasi’ye belki de hayatında ilk defa yalan söyleyerek Macit ile buluşmaya gider.Fakat Şinasi bu yalanın farkına varır ve araları iyice bozulur.

Neriman Batı'ya ait şeylere merak sarmaya başladığından beri sürekli Beyoğlu’na gider gelirdi.Beyoğlu’na gidince sanki hapisten çıkmış gibi olurdu.Beyoğlu,onun için Newyork,Fatih ise Kabil gibidir.Yine Neriman bir gün Fahriye’yle birlikte Beyoğlu’nda gezerlerken Macit’e  rastlarlar.Macit Neriman’ı zengin insanların katılacağı büyük bir baloya davet eder.Neriman’da bu baloya katılmayı çok istemektedir.Baloya gitmeye izin alabilmek ve gerekli parayı temin edebilmek için,son zamanlarda değişen tavırlarından dolayı kendisine kızmakta olan babası Faiz Bey’in gözüne girmeye çalışır.Bu yüzden şimdiye kadar mutfağa girmekten iğreti duyan Neriman o akşam mutfağa girer ve babasının gözüne biraz da olsa girmeyi başarır.Neriman yine babasının hoşuna giden davranışlar yaparak babasının gözüne iyice girer.

Neriman ne kadar iyi kız rolünü oynamak zorunda olsa da akşamları evde durmaya tahammül edemez duruma gelir.Sokaktan geçen helvacılardan,başına koyduğu yastıktan gelen lavanta çiçeği kokusundan ve minarelerden yükselen ezanlardan bıkar.Oysa Neriman,eskiden bunların hepsinden çok hoşlanan biridir.

Neriman yine bir gün Şinasi’yi gerçekten sevip sevmediğini,Şinasi ile aralarındakilerin bir aşk mı yoksa çocukluktan gelen bir sevgi mi olduğunu düşünür.Şinasi’yle aralarının önceden çok iyi olduğunu ne olduysa Macit’le tanıştıktan sonra olduğunu düşünür ve Şinasi’yi gerçekten sevdiğini,eskiden de bir çok kere küsüp barıştıklarını,bu küskünlüğünde kuvvetli bir sevgi ile düzelebileceğini düşünür ve babasının akşam Şinasi’yi eve çağırması vesilesiyle Şinasi’nin yanına gider.Şinasi ile aralarındaki durumu dolaşırlarken konuşurlar.Şinasi bir ara sinirle Neriman’a dokunucu sözler söyler ve Neriman sapsarı kesilir.Neriman’ın önceden sinir krizleri geçirdiğini ve yine geçirebileceğini düşünen Şinasi Neriman’ın koluna girer.Neriman aldığı bu cesaretle kolunu şiddetle çeker.Tam bir şey söyleyecekken düşüp,bayılır.Daha sonra Şinasi Neriman’ı önce eczaneye sonra evine götürür.Burada Faiz Bey,Şinasi’ye artık evlenmeleri gerektiğini söyler ve Şinasi de bu evliliğin olacağını söyleyerek Faiz Bey’in sözüne itaat eder.

Faiz Bey kızıyla bir gün konuşurken evlilik konusunu ona da açar.Neriman,Şinasi’yle uzun zamandan beri birlikte olduğunu,onu çok sevdiğini ve bu evliliğin elbette olacağını babasına söyler.Ancak bir iki ay babasından müsaade ister.Buna sebep olarak ta karışık duygular içinde olduğunu,kafasını toparladıktan sonra bu işin olacağını söyler.Arkasından balo fikrini açmak için en uygun zaman olduğuna karar verir ve babasına böyle bir balo olduğunu bütün arkadaşlarının katılacağını kendisinin de bu baloya katılmak istediğini söyler.Faiz Bey de baloya katılmasına müsaade eder ancak Şinasi ile gitmesi şartıyla.

Şinasi Ferit’le buluşup Neriman’ın çok değiştiğini buna engel olamadığını anlatır.Ferit’te Şinasi’ye Neriman’ı bir daha Macit’le görüşmemesini sağlaması gerektiğini anlatır.Bu konuşmadan sonra Şinasi’nin bütün fikirleri bir anda değişir ve bir daha Neriman’ı Macit’le görüştürmemeye ve baloya gitmemesine karar verir.Akşam da Neriman’ı Feritlere çağırıp orada bütün bu konuşulanları Neriman’a anlatıp dediklerini yapmasını söylemeye karar verir.

Neriman baloya gitmesi için elbiseye ihtiyacı olduğunu biliyordu.Bunun için bir çok baloya gitmiş olan dayısının kızlarına danışmaya Şişli’ye gider.Fakat burada dinlediği bir olay Neriman’ın hayatını değiştirir.

Anlatılan olay şudur:”Fakir bir Rus gitaristiyle yaşayan bir Rus kızı,az parayla yaşamak kendisine ağır geldiği için onu terk ederek,tanıştığı zengin bir Rum ile evlenir.Fakat bu zenginlik içindeki hayatta eskisinden çok daha mutsuz olur.Bu hayattaki her şeyi ve çevresindeki insanların davranışlarını basit ve yapmacık bulur.Pişman olarak tekrar fakir Rus gitariste döner.Fakat adam kendisini kabul etmez.Buna dayanamayan Rus kızı intihar eder.”

Neriman dinlediği bu olayla kendi hayatı arasında büyük bir benzerlik bulur.Gittiği yolun yanlış olduğunu,mutlu olmak için sadece paranın ve medeniyetin yeterli olmadığını,iç huzurun da gerektiğini anlar.Balodan da Macit’ten de vazgeçer.

Neriman akşam Feritlere Gülter ile birlikte gider.Burada Nezahet,Şinasi,Faiz Bey,Müderris Şeref Bey,Ziya Bey,Muammer ve Ferit vardır.Sohbette doğu ile batı müziği arasındaki farklardan,doğu müziğinin her zaman batı müziğinden üstün olduğundan bahsediliyordu.Konuşma sırasında bütün laflar Neriman’a dokunduruluyordu.Neriman sonunda dayanamayarak ağlamaya başlar ve ağlarken “Ben alçak değilim baba,ben alçak değilim…”diyordu.Daha sonra ağlaması bitince her şeyi orada bulunanlara anlatır.Balodan ve Macit’ten vazgeçtiğini söyler.Doğu medeniyeti ürünü olduğu düşünerek bir kenara bırakmış olduğu udunu tekrar eline alır.Herkes Neriman’ın eski haline dönmesinden çok mutludur.

Ferit'lerden eve döndüklerinde herkes huzurludur.Mutsuz geçen günlerin ardından hepsi nihayet huzurlu günlerine geri dönmüşlerdir.Faiz Bey on gecedir, saatlerce uyumamıştı.Fakat bu gece öyle huzurlu öyle mutluydu ki rahat bir uykuya dalar. 
ŞAHIS KADROSU VE ÖZELLİKLERİ:


NERİMAN:Olayın baş kahramanlarından biridir.Neriman Darülelhan’da müzik eğitimi alan ve ud çalan bir kişidir.Batı kültürü ve ona ait olan şeylere merak eden biridir.Batıya merak sarmaya başladığından beri kıyafetleri ve tavırları değişmiştir.Neriman çoğu şeyde kendisinin haklı olduğunu düşünen karşısındakinin haksız olduğunu düşünen biraz bencil biridir.Lise öğrenimini Süleymaniye Kız Lisesi’nde yapmıştır.Sinir nöbetleri geçiren biridir.İstediği kişiyle arkadaş olabilen,bulunduğu ortama uyum sağlayan biridir.

ŞİNASİ:Olayın baş kahramanlarından biridir.Şinasi, Fatih’te oturan,sessiz,terbiyeli,haluk ve iyi bir eğitim almış biridir.Şinasi görünüş olarak asil birine benzemektedir.Şinasi üstüne başına giyindiğine pek fazla dikkat etmeyen biridir.Konuşmalarında daima pasif dövüşüp yani az konuşup karşısındakinin hücum etmesini ve sessiz bir müdafaa ile muzaffer olmayı seven biridir.Şinasi müzik aleti olarak kemençeyi çok sevmekte ve çok iyi çalmaktadır.Şinasi’de Neriman gibi Darülelhan’da müzik eğitimi almaktadır.Kitapta doğuyu temsil eden ve Neriman’a aşık olan kişidir. 

FAİZ BEY:Neriman’ın babasıdır.Müzik aleti olarak ney çalmayı sevmektedir.Faiz Bey Mesnevi,Rubaiyat gibi eserleri ve Gazali ile Farabi’nin eserlerini okumayı seven biridir.Türk kültürüne son derece bağlı tarihe merak eden biridir.Şu an emeklidir.Eskiden Üsküdar Maarif Evrak Müdürü’dür.Faiz Bey kızına son derece düşkün ve sessiz biridir.

MACİT:Temiz,bakımlı,giyimine dikkat eden ,nazik biridir.Kitapta batıyı temsil eden kişidir.Bir süre Darülelhan’da müzik eğitimi almış ve keman çalan biridir.Darülelhan’da Neriman’la tanışıp arkadaş olmuşlardır.Neriman’ın Şinasi’den uzaklaşmasına yol açan kişidir.
Birisine gösterdiği sevgi gerçek sevgi olmayan sevdiğim dediği kişiyle sadece gönül eğlendirmek için birlikte olan bir kişidir.

GÜLTER:Faiz Bey ve ailesinin uzun yıllardan beri hizmetçiliğini yapan kişidir.Faiz Bey’in sözünden dışarı çıkmayan,her dediğini yapan biridir.

FAHRİYE:Neriman’ın ve Şinasi’nin kız arkadaşıdır.Darülelhan’da müzik eğitimi alıyordur.Sürekli Neriman’la gezip dolaşan,Neriman’ın kafa dengi biridir.

NEZAHET:Şinasi’nin kız kardeşi aynı zamanda Neriman’ın kız arkadaşıdır.Neriman’la birlikte Süleymaniye Kız Lisesi’ne gitmiştir.

FERİT:Şinasi’nin erkek arkadaşıdır.

MUAMMER:Ferit’in arkadaşıdır.

NERİMAN’IN DAYISININ KIZLARI:Şişli’de oturuyorlar.Bir çok baloya gitmiş ve batı kültürüyle yetişmişlerdir.

ÜLVİYE:Neriman’ın kız arkadaşıdır.

NERİMAN’IN BÜYÜK ANNESİ:Becerikli,temiz,tertipli iyi bir ev kadınıdır.Tarih okumayı seven,Arapça ve Farisice bilen biridir.


MEKAN İNCELEMESİ:

Olaylar Fatih,Harbiye,Şişli ve Beyoğlu’nda geçmektedir.Fatih,genellikle Müslümanların oturduğu,doğuyu temsil eden yerdir.Harbiye,Şişli ve Beyoğlu genelde gayrimüslimlerin oturduğu,batıyı temsil eden yerdir.Fatih ve Harbiye ikisi de İstanbul’un Avrupa yakasında bulunmaktadır.Fakat ikisi de birbirinden çok uzak yerler gibidir.Oysa Fatih’ten Beyoğlu’na tramvayla kısa bir sürede gidilebiliyordu.

İstanbul içinde doğu ve batı kültürlerini barındıran,iki farklı medeniyetin birleştiği,her tarafı tarih kokan bir şehirdir.



DOĞU-BATI ÇATIŞMASI AÇISINDAN MEKAN İNCELEMESİ
Bu başlık için yararlanılan kaynak yazı  için : TIKLAYINIZ 
Romanda Doğu-Batı çatışması daha çok mekânlar üzerinden 
verilmiştir. Bu çatışmayı simgeleyen mekânlar ise Fatih ve Harbiye’dir. 
Çatışma kimi zaman roman kahramanlarının ağzından dile  getirilebilmektedir: 
Neriman, uzun süredir kendisini etkileyen sorunun çözümünü kedisi 
Sarman'da bulur. Batılıları köpeğe, Doğuluları kediye benzetir. Fatih 
halkının Doğulular gibi uyuduğunu, modern bir görüntüye kavuşan 
Beyoğlu'nun ve Beyoğlu halkının ise Batılılar gibi canlı, uyurken bile uyanık 
olduklarını, çok çalışıp çok kazanarak iyi yaşadıklarını düşünür ve bunu 
şöyle dile getirir:
Şarklılar kediye, garplılar köpeğe benziyorlar. Kedi yer, içer, yatar, 
doğurur; hayatı hep minder üstünde ve rüya içinde geçer; gözleri 
uyanıkken bile rüya görüyormuş gibidir; tapacı, tenbel ve 
hayalperest mahluk, çalışmayı hiç sevmez. Köpek diri, çevik ve 
atılgandır. İşe yarar; birçok işlere yarar. Uyurken bile uyanıktır. 
En küçük sesleri bile duyar, sıçrar, bağırır. (s. 42) 
Romanın asıl tipi olan Neriman, roman kurgusunda Fatih-Harbiye 
çatışmasını şu satırlarla da ifade etmektedir:
– Çünkü ben bir Fatih kızı olmak istemiyorum. Anlıyor musun? 
Böyle yaşamaktan nefret ediyorum, eskilikten nefret ediyorum, 
yeniyi ve güzeli istiyorum, anlıyor musun? Eski ve yırtık ve pis 
iğrenç bir elbiseyi üstümden atar gibi bu hayattan ayrılmak, 
çıkmak istiyorum. İhtiyar adam, bozuk sokak, salaşpur ve gıy gıy, 
hey hey, ezan, helvacı... bıktım artık ben başka şeyler istiyorum, 
başka, bambaşka, anlamıyor musun?” (s. 64) Beni asıl 

sinirlendiren şey, bu semtte, bu evde her şeyden mahrum
yaşamaktır. Şinasi de beni bundan kurtaramayacak, o da benim 
arzularımı anlamıyor… Ben, dedi, ben....Nasıl söyleyeyim? Daha 
medeni yaşamak istiyorum... Siz bana hak vermezsiniz, ben...” 
Faiz Bey, kızının sözünü keserek, “hak veriyorum” diyerek, 
Neriman'ın bollukta büyüdüğünden istediklerinin olmadığı için 
sıkıldığını sanmaktadır.” (s. 76) Eskiden yalnız hissederdim, fakat 
ne istediğimi bilmezdim .. Bak ortalıkta da neler oluyor, her şey 
değişmiyor mu? Ben de bu memleketin kızı değil miyim? Benim de 
medeni yaşamaya hakkım yok mu? Söyle... Cevap ver... Bak 
susuyorsun... Ne düşündüğünü anlamak kabil değil ki işte, beni 
bu sinirlendiriyor.... Geçen gün de bunun için bayıldım... (s. 81) 
Ayten Genç, “Peyami Safa’nın Fatih-Harbiye Romanında Doğu-Batı
Çatışması” adlı çalışmasında bu çatışmayı şöyle değerlendirir: 
Safa’nın eserindeki Doğu ile Batı arasındaki mücadele, bir insanın 
kendi nefsiyle mücadelesine benzer. Bunların sentezi, insanın var 
olmak için muhtaç olduğu vahdetin ifadesidir. İnsan, 
bütünlüğünü ve tamlığını ancak bu sentezde bulabilir. Ayrıca 
romanın Gazali'nin manevi değerlerin üstünlüğünü dile getiren 
sözleriyle bitmesi bu tezi doğrulamaktadır

Romanda asıl mekân Fatih ve Harbiye’dir ve Doğu-Batı çatışması
özellikle bu mekânların sosyal hayattaki tesirleri üzerinden 
anlatılmaktadır. Romanda olayların ve çatışmaların cereyan ettiği diğer 
mekânlar Darülfünün, Darülelhan, Maksim, löbon, tramvay ve Ferit’in 
evidir. 
Doğu kültüründe konak ve konak hayatının çöküşü birçok etmene 
bağlıdır. 
Fatih Harbiye, her ne kadar, asrileşme cereyanlarının bir genç kız 
üzerindeki etkilerini yansıtıyor gibi görünse de asrileşme hareketi 
içinde konağın da bundan nasıl etkilendiğini açıkça ortaya koyar. 
Özellikle bu etkilenmeler -somut bir şekilde- fiziksel atmosferi 
yansıtan mekân tasvirleri vasıtasıyla verilmiştir23.” 
Aşağıda Neriman ve Şinasi’nin önlerinden geçtiği tarihi konak tasviri 
de bu etkilenmelerin çemberinde kalan örneklerden biridir: 
İkisini o gün buluşturan meseleyi bir an için unutarak 
yürüyorlardı. Karanlık, harap ve dar bir sokağa saptılar. Sağ kolda 
bir tek, büyük, tahinî boyalı tahta konak vardı, ileri doğru çıkan 
şahnişi, karşısında bir yıkık duvar üstünden sokağa doğru eğilen 
büyük bir ağacın dallarına o kadar yaklaşıyordu ki havayı
kapatıyor ve sokağı bir tünel gibi karartıyordu. Bu, eski bir 
konaktı, her tarafı çağrılmış, pencereleri müstakillerinin 
intizamını kaybetmiş, saçaklarından bazı tahtalar ve çinkolar 
sarkmış, kaplamalarında bazı yarıklar peyda olmuş, çöküvermeye 
hazır ve üç yaşında bir çocuk tarafından itilse yıkılacak gibi 
görünen son derece viran bir konak. Neriman ve Şinasi, hiçbir 
gün, bu konağın kapısının açıldığını görmediler. Senelerden beri 
önünden geçtikleri bu binanın içinde ne bir ayak sesi, ne bir 
gürültü, ne bir pencere açılıp kapanması, ne bir öksürük… Hiçbir 
şey duymadılar. En alt kattaki mutfak ve kömürlük pencerelerine 
tel kaplanmıştı ve üstündeki örümcek ağlarının hiçbiri 
temizlenmemişti. Neriman ve Şinasi bu pencerelerden bakarlar ve 
koyu bir karanlıktan başka hiçbir şey görmeye muvaffak 
olamazlardı (s., 64). 
Fatih Harbiye romanında mekân olgusu Doğu-Batı çatışmasını ifade 
ederken, mekânın dönemi yansıtması açısından önemini, araştırmacı M. 
Bakır Engül şöyle dile getirmektedir: 
Mekan, romanda öncelikle sahne görevi görür. Bunun dışında 
romancı mekân unsurunu; a) olayların cereyan ettiği çevreyi 
tanıtmak, b) roman kahramanlarını çizmek, c) toplumu 
yansıtmak, d) atmosfer yaratmak cihetinde kullanabilir ve o, 
23 Ferda Zambak, Türk Romanında Mekan, (Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 
Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Muğla 2007, s. 95. Fatih Harbiye Romanına Edebiyat Sosyolojisi Açısından Bir Bakış |65
olayları şekillendirirken bunlardan birini devreye soktuğu gibi 
birkaçını da dikkate alabilir.

Şerif Mardin, Fatih Harbiye romanında eserin kurgusu içinde 
Harbiye’yi anlatırken; Harbiye’nin, Mülkiye ile birlikte birer total kurum 
olduklarını belirtmektedir. Mardin’e göre bu özgünlük içerisinde, XIX. 
yüzyılın sonlarında Harbiye’de yetişen gençler, Tanzimat’tan beri izlenen 
çizginin üzerinde yeni değerlerle donanıyorlardı

ZAMAN İNCELEMESİ

Zaman olarak 1930’lu yıllardır.Bu yıllar Tanzimat’la başlayan batılılaşma hareketlerinin iyice alevlendiği,Türk tipinde ve cemiyetinde farklılıklar oluşmaya başladığı dönemdir.Bazı Türklerin batı medeniyetini,doğu medeniyetinden üstün görmeye başladığı,doğu medeniyetine ait olan şeylerin çirkin görülmeye,batıya ait olanların benimsenmeye başladığı dönemdir.

Kitapta geçen olaylar on gün içinde olmaktadır.Ara sıra anlatım içinde eski günlere dönülmekte ve o günler anlatılmaktadır.


ROMAN HAKKINDA GENEL DEĞERLENDİRME:
Sonuç 
Peyami Safa’nın olgunluk döneminin eseri olan Fatih Harbiye romanı
1920-1960’lı yılların sosyal yapısını, kültür çatışmalarını Doğu-Batı
karşıtlığı bağlamında yansıtan, incelenmeye değer metinlerdendir. Eserde 
tipler, mekân, kültürü yansıtan aletler ve kıyafetler Doğulular ve Batılılar 
olmak üzere iki grupta toplanmaktadır. Batılı tipler, Batıyı temsil eden 
mekânlarda yaşayıp, alafranga müzik aletleri kullanıp, batıya özgü 
kıyafetler giyinirler; Doğulu tipler, Doğuyu temsil eden mekânlarda 
yaşamakta, Doğu tarzı kıyafetler giyinmekte ve alaturka müzik aletleri 
çalmaktadırlar. Bunlar iki zıt kültürel değer olarak karşıt tematik güçler 
biçiminde karşımıza çıkmaktadırlar. 
Modernleşme -yani Batılı bir kimlik kazanma- sürecinde Doğu 
roman geleneğine karşı, onun yerini almaya çalışan erken dönem Türk 
romanlarından Fatih Harbiye, çağdaşı diğer roman örnekleri gibi dönemin 
karmaşık düşünsel yaşamının bir yansımasıdır. Bu bağlamda, yazarın 
yoğunlaştığı ve altını çizmek istediği nokta, özellikle bu sıkıntılı süreç 
olduğu için, roman karakterlerinin iç dünyasından ziyade, sürece ilişkin 
şablonik yaklaşımlar ve birtakım zihinsel açmazlar ön planda 
görülmektedir. Bununla beraber, dönemin siyasî, sosyal ve kültürel karmaşa 
iklimi çerçevesinde bu manzara, son derece anlaşılır durmaktadır. 
Aslı Çırakman, “Avrupa Fikrinden Avrupa Merkezciliğe”, Doğu Batı
Dergisi, S. 14, Ankara 2001, s. 46’da “Batı Oryantalizm’inin gözüyle Doğu, 
azgelişmişliğin, barbarlık ve ilkelliğin merkezi olup, ya izole edilmeli ya da 
hızla Batılılaştırılmalıdır. O günkü haliyle “Doğu hastalık ve yoksulluktur.” 
anlayışına Fatih-Harbiye’de tam da bunun tersi olan bir bakış hakîmdir. 
Peyami aynı yaklaşımı Batı’ya uygulamakta, yücelttiği Doğu uygarlığını
zihin ve ruhla donatıp Batı’yı ruhtan yoksun, salt maddi hazlar peşinde 

koşan bedene benzetmektedir. Denilebilir ki, her iki taraf “öteki” fikrini ve tanımlamasını kendi oluşturmakta, olanın değil olması gerekenin 
problematiği ile uğraşarak zaman kaybetmektedir. Eğer iki ayrı öze sahip 
iki farklı dünya tasarlanmışsa ve biri diğerine üstün olarak tanımlanmışsa 
bu imgelerin net, özcü ve indirgeyici olması kaçınılmazdır. O zaman gerçek 
ortada yoktur ve imgeler çatışmaktadır” der. Bu şekilde bakıldığında FatihHarbiye romanında da aynı durum –yani imgelerin çatışması- söz 
konusudur. 
Peyami Safa, Fatih Harbiye adlı romanında, geleneğin salt aktarım 
olarak dirilmesi için bütün değerleri o yönde tekrar canlandırır. Ona göre 
bu diriliş, büyük bir kopuşun dizginlenmesiyle mümkündür. Nan A Lee, 
Peyami Safa’nın Eserlerinde Doğu-Batı Meselesi, Ötüken Yay., İstanbul 1997, s. 
102’de “Fatih- Harbiye romanı, Türkiye’nin toplumsal değişmelerinden 
doğan bunalımlarını konu almaktadır. Doğu ile Batı arasındaki değerlerden 
ve bütün bir yaşayış tarzıyla seçim yapmak zorunluluğundan doğan 
bunalımlar, dengesizlikler kadın kahraman Neriman’ın aracılığı ile 
yansıtılmaktadır” diyerek, romanın içerik düzlemini çok doğru bir tahlille 
dile getirmektedir. 
Read more

11. Sınıf Edebiyat Sayfa 162 Soruları ve Cevapları [ Yıldırım Yayınları ]

SAYFA 162.
5.ETKİNLİK:
Metindeki ifadeler kesin ve açıktır.Metinde gündelik hayatla ilgili kelimelerden, kavramlardan, terimlerden faydalanılmıştır.

6.Milli edebiyat döneminde önceki dönemlerden (Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati'de bireysel temalar işlendiğinden dil kapalı ve ağır)farklı olarak halkı bilinlendirmek, aydınlatmak amaçlandığından Milli Edebiyatçılar sade dile çok önem vermişlerdir.

6.ETKİNLİK:
Metinde halkın yaşama tarzından ve tarihten gelen değerlere önem verilmiştir.Metinde yazar  Anadolu Türk halk kültürünü yoğun bir biçimde işlenmiş, bunları sade bir dille anlatılmıştır.
7.Metin öğretici metin geleneğine (fıkra) göre yazılmıştır.


7.ETKİNLİK:
FALİH RIFKI ATAY (1884 – 1971)
  • Fıkra, anı, makale ve gezi yazılarıyla tanınmıştır.
  • Kurtuluş Savaşı yıllarını, Batılılaşmayı, cumhuriyeti konu edinmiştir.
  • Yakından tanıdığı Atatürk’le ilgili anı türünde verdiği eser­leriyle ve gezi kitaplarıyla ün yapmıştır.
  • Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda da etkili bir isimdir.
Eserleri:
  • Anı: Ateş ve Güneş, Zeytindağı, Çankaya, Atatürk’ün Hatıraları, Babamız Atatürk
  • Gezi Yazısı: Deniz Aşırı, Taymis Kıyıları, Tuna Kıyıları, Hind, Bizim Akdeniz, Yolcu Defteri, Yeni Rusya, Gezerek Gördüklerim

Yazar edebi kişiliğini eserlerine yansıtmıştır.
Read more

11. Sınıf Edebiyat Sayfa 161 Soruları ve Cevapları [ Yıldırım Yayınları ]

SAYFA 161:
2.METİN
FIKRA (YAYLA)
1) Yayla adlı metin bilgilendirmek için yazılmıştır.
2.Metnin iletisi "Yayla Türk'ün kendisidir,Türk insanının karakterinden izler taşır"dır.Metnin birimleri olan paragraflar metnin iletisini anlatmak, okuyucuya aktarmak aktarmak amacıyla bir araya getirilmiştir.
3.Metnin ana fikri "Yayla Türk'ün kendisidir,Türk'ün beşiğidir." Milli, milliyetçi fikirler incelediğimiz metinlerde ve günümüz metinlerinde de kullanılmaktadır.
4) Metnin ana fikri yazıldığı dönemin gerçekliğiyle ilişkilidir.
5)Metindeki düşünceler tutarlıdır.
Read more

Yahya Kemal Beyatlı Kimdir? Hayatı ve Edebi Kişiliği

YAHYA KEMAL BEYATLI'NIN EDEBİ KİŞİLİĞİ
Doğumu: 2 Aralık 1884
Ölümü: 1 Kasım 1958
*Milli edebiyat döneminin bağımsız isimlerindendir.
*Birçok resmi görevde bulunan sanatçı şiire S. Fünun etkisiyle başladı.
*Fransa’ya gitti Fransız şiirinden etkilendi.
*Neoklasizm anlayışıyla eser verdi. Çağdaş Batı şiiriyle Divan şiirini kaynaştırmaya çalıştı.
*Sembolizmin etkisiyle şiirde ahenk ve musıkiye büyük önem verdi.
*Parnasizmin etkisiyle şiirde biçim mükemmelliğini yakalamaya çalıştı, sözcük seçiminde çok titiz davrandı.
*Eserlerinde Divan şiirini temel kaynak olarak seçti. Divan şiiri nazım şekillerini ve “Ok” hariç bütün şiirlerinde aruz ölçüsünü kullandı.
*Nazım-nesir yakınlaşmasına karşı çıktı.
O tam bir İstanbul aşığıdır. Tevfik Fikret’in “Sis” adlı, İstanbul'u tahkir ettiği şiirine karşı “Siste Söyleniş” adlı şiiriyle cevap vermiştir.
*Osmanlı tarihi, aşk, ölüm, sonsuzluk, musıki ve İstanbul sevgisi en fazla işlediği temalardır.
*Nedim’den sonra İstanbul’u en fazla işleyen şairdir.
*Eski nazım biçimleriyle konuşulan Tükçenin en güzel örneklerini vermiştir.
Eserleri
  • Kendi Gök Kubbemiz (1961)
  • Eski Şiirin Rüzgariyle (1962)
  • Rübailer ve Hayyam Rübailerini Türkçe Söyleyiş (1963)
  • Aziz İstanbul (1964), Eğil Dağlar (1966)
  • Siyasi Hikayeler (1968)
  • Siyasi ve Edebi Portreler (1968)
  • Edebiyata Dair (1971)
  • Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve Edebi Hatıralarım (1973)
  • Tarih Müsahabeleri (1975)
  • Bitmemiş Şiirler (1976)
  • Mektuplar-Makaleler (1977) Hakkında yayımlanan kitapların sayısı yirmiyi geçer.
Read more

11. Sınıf Edebiyat Sayfa 163 Soruları ve Cevapları [ Yıldırım Yayınları ]

SAYFA 163:
3.METİN SOHBET (JAPONYA'YI İSTİLA EDEN TÜRKLER)

1) Okuduğumuz metin bilgilendirmek için yazılmıştır.Metin dönemin sosyal,siyasi ve kültürel hareketleriyle ilişkilidir.


2) Metnin iletisi "fetihler"dir.Metindeki sözcük>sözcük grupları >cümleler> ve paragraflar metnin iletisini anlamlandırmak ve anlatmak için bir araya getirilmiştir.
3) Metnin ana fikri  Türk mazisi hayranlık uyandıracak fetihlerle doludur.ASRİLİK VE MİLLİYETPERVERLİK adlı metnin ana fikri Çağdaşlaşmak milli nitelikleri kaybetmeden Avrupa'nın ilerlemiş milletler seviyesine çıkmaktır.Her iki metnin ana fikri de milliyetçi niteliklere sahiptir.
5)Metindeki düşünceler tutarlıdır.


6.ETKİNLİK:
Metindeki ifadeler kesin ve açıktır.Metinde gündelik hayatla ilgili kelimelerden, kavramlardan, terimlerden faydalanılmıştır.

6.Milli edebiyat döneminde önceki dönemlerden (Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati'de bireysel temalar işlendiğinden dil kapalı ve ağır)farklı olarak halkı bilinlendirmek, aydınlatmak amaçlandığından Milli Edebiyatçılar sade dile çok önem vermişlerdir.

7.Metnin anlatıcısı şanlı Türk tarihine hayranlık duymaktadır.

8.ETKİNLİK:

Servet-i Fünun döneminde öğretici metinlerin genel özellikleri şunlardır:
  • Bu dönemde Tanzimat dönemindeki öğretici metinler gibi sosyal, siyasi konular değil; bireysel ve edebi konular işlenmiştir.
  • Servet-i Fünun dönemi öğretici metinleri gezi yazısı, eleştiri ve anı türünde yoğunlaşmıştır.
  • Servet-i Fünun döneminde eleştiri türündeki yazılar çoğun­lukla Servet-i Fünun’a dönük eleştirileri (anlaşılmazlık, Batı taklitçiliği vb.) yanıtlama ve topluluğun edebiyat anlayışını ortaya koyma amacı taşır.
  • FECR-İ ATİ DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER
Fecr-i Aticiler öğretici metinlerden makale, deneme, eleş­tiri gibi türlerde eser vermişlerdir. Ancak bu türlerde de Servet-i Fünunculardan farklı bir yol izlememişlerdir. Özellikle dil bakımından Servet-i Fünunculara yakındırlar.
Fecr-i Aticiler, ortaya çıkışlarının ilk günlerinden itibaren kendilerini kabul ettirmek için Servet-i Fünuncularla tartışmaya girmişlerdir. Servet-i Fünun edebiyatının bir et­kisinin kalmadığını söylemişlerdir. Özellikle Yakup Kad­ri, Ahmet Haşim, Ali Canip, Hamdullah Suphi, Fuat Köp­rülü, Sahabettin Süleyman ve Müfit Ratib gibi sanatçılar Servet-i Fünunculara sert eleştiriler yöneltmişlerdir.
1911'den itibaren Selanik'teki Genç Kalemler dergisi­nin millî bir edebiyat oluşturmaya başlamasıyla Fecr-i Aticiler onları da eleştirilerinin hedefi hâline getirmiş­lerdir. Ancak Ali Canip, Hamdullah Suphi, Celal Sahir gibi genç üyelerini iyice güçlenen Genç Kalemler ha­reketine kaptırmışlardır. Bu durum, tartışmaları şiddet­lendirmiştir. Dolayısıyla bu dönemde öğretici türlerden özellikle"eleştiri" öne çıkmıştır.
Fecr-i Aticilerle Genç Kalemler arasındaki tartışmalar daha çok, edebiyat dilinin Türkçeleştirilmesi üzerine­dir. Genç Kalemler, Arapça ve Farsça sözcüklerden arınmış sade bir Türkçeyi savunuyorlardı. İlginçtir ki Genç Kalemleri en çok eleştirenlerin başında gelen Yakup Kadri ve Mehmet Fuat, Fecr-i Aticiler dağılınca Millî Edebiyat akımına katılmışlardır.
Milli Edebiyat dönemindeki öğretici metinlerin genel özellikleri şunlardır:
  • Milli Edebiyat döneminin öğretici metinlerinde sosyal ve   siyasi şartlar dolayısıyla dil, siyaset konuları, milliyetçi, tarihi ve bilimsel konular işlenmiştir.
  • Öğretici metinlerde; Servet-i Fünun dönemi gibi ağır ve süslü bir dil değil, yalın ve doğal bir dil kullanılmıştır.
  • Ziya Gökalp, Ali Canip Yöntem, Mehmet Fuat Köprülü, Halide Edip Adıvar, Yusuf Akçura, Yahya Kemal gibi isimler öğretici metinler (fıkra, makale, sohbet, anı vb. kaleme almışlardır.
  • Öğretici metinlerde Ziya Gökalp, İslamiyet öncesi; Yahya Kemal, İslamiyet sonrası Türk tarihini ve kültürünü ön plana çıkarmıştır.
9) Japonya'yı İstila  Eden Türkler metni öğretici metin geleneğine  (sohbet) göre yazılmıştır.
9.ETKİNLİK:
YAHYA KEMAL BEYATLI EDEBİ KİŞİLİĞİ MADDELER HALİNDE

YAHYA KEMAL BEYATLI'NIN EDEBİ KİŞİLİĞİ
Doğumu: 2 Aralık 1884
Ölümü: 1 Kasım 1958
*Milli edebiyat döneminin bağımsız isimlerindendir.
*Birçok resmi görevde bulunan sanatçı şiire S. Fünun etkisiyle başladı.
*Fransa’ya gitti Fransız şiirinden etkilendi.
*Neoklasizm anlayışıyla eser verdi. Çağdaş Batı şiiriyle Divan şiirini kaynaştırmaya çalıştı.
*Sembolizmin etkisiyle şiirde ahenk ve musıkiye büyük önem verdi.
*Parnasizmin etkisiyle şiirde biçim mükemmelliğini yakalamaya çalıştı, sözcük seçiminde çok titiz davrandı.
*Eserlerinde Divan şiirini temel kaynak olarak seçti. Divan şiiri nazım şekillerini ve “Ok” hariç bütün şiirlerinde aruz ölçüsünü kullandı.
*Nazım-nesir yakınlaşmasına karşı çıktı.
O tam bir İstanbul aşığıdır. Tevfik Fikret’in “Sis” adlı, İstanbul'u tahkir ettiği şiirine karşı “Siste Söyleniş” adlı şiiriyle cevap vermiştir.
*Osmanlı tarihi, aşk, ölüm, sonsuzluk, musıki ve İstanbul sevgisi en fazla işlediği temalardır.
*Nedim’den sonra İstanbul’u en fazla işleyen şairdir.
*Eski nazım biçimleriyle konuşulan Tükçenin en güzel örneklerini vermiştir.
Eserleri
  • Kendi Gök Kubbemiz (1961)
  • Eski Şiirin Rüzgariyle (1962)
  • Rübailer ve Hayyam Rübailerini Türkçe Söyleyiş (1963)
  • Aziz İstanbul (1964), Eğil Dağlar (1966)
  • Siyasi Hikayeler (1968)
  • Siyasi ve Edebi Portreler (1968)
  • Edebiyata Dair (1971)
  • Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve Edebi Hatıralarım (1973)
  • Tarih Müsahabeleri (1975)
  • Bitmemiş Şiirler (1976)
  • Mektuplar-Makaleler (1977) Hakkında yayımlanan kitapların sayısı yirmiyi geçer.
Read more

10. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 168 Soruları ve Cevapları ( Ekoyay Yayınları )

SAYFA 168
ANLAMA VE YORUMLAMA

2. Aşağıdaki cümlelerde yer alan zarfları bularak bunların cümleye kazandırdığı anlamları tartışınız. Ulaştığınız sonuçları açıklayınız.

Bütün perdeleri tertemiz yıkadı. ( Durum zarfı - Eylemi durum yönünden etkilemiş. Yıkama eyleminin nasıl yapıldığını anlatıyor. Nasıl yıkadı?  - tertemiz yıkadı.)

Borçlarını ödemek için gece gündüz çalışıyor. (Bu cümlede "borçlarını ödemek için" edat grubu zarf görevinde kullanılmış. Amaç- sonuç ilgisi kurmuş.  Cümledeki diğer zarf ise "gece gündüz" ikilemesidir. Zaman zarfı görevindedir.)

Erken kalktım işime, şeker kattım aşıma. (Bu cümlede "erken" sözcüğü zaman zarfıdır. Yüklemi zaman yönünden etkilemiş, sınırlandırmıştır.)

Olanları uzun uzun anlattı. (zaman zarfı)

Böyle yaparsan borçlarını bitiremezsin. (durum zarfı)

Sabaha kadar güzelce uyudu. (sabaha kadar: zaman zarfı)

Öğretmenin söylediklerini tahtaya eciş bücüş yazdı. (durum zarfı)

Başına gelenler onu çok üzdü. (azlık-çokluk zarfı)

4. Bugün çok sevinçliyim. ...... yarın...  iki yıl............. Çok..... ...... zor..... .....koşarak..... hemen..... .....kaç gün....
Read more

Lana Del Rey - Meet Me In the Pale Moonlight [ Türkçe Çeviri ]


Meet Me In The Pale Moonlight

Understand this
Anladım bunu
I’m not looking for true love tonight
Bu akşam gerçek aşka bakmıyorum
If you wanna be my little baby you can
Benim kücük bebegim olmak istiyormusun
Meet me in the pale moonlight
Benimle mehtapta tanış
I’ve been workin’ everyday 8 to 9 and
Her gün  sekiz dokuz çalışıyorum ve 
Servin’ coke and fries at the movie blue drive-in
kek ve kızartma servis ediyorum sinemada ( arabaların içinde izlenilen film)
If you want me you know where to find me
Beni istiyorsanız nerden oldugumu bilmelisin

I can be your one time baby
Bir kere senin bebegin olucaksan
I can be your little dairy queen
Senin kücük dairy queen'nin oliyim ( bir çeşit dondurma )
I don’t wanna care tonight
Bu geceyi umursamıyorum
I don’t wanna fight
Kavga etmek istemiyorum
You don’t have to give me anything
Bana hiç birşey veremezsin
Just put your sweet kiss kiss on my lips now baby
Sadece tatlı tatlı dudagımdan öp beni bebegim

Understand this
I’ve been liking you since I was small
I don’t get you runnin’ scared when
There’s no pressure there at all
I’ve been workin’ 8 to 9 everyday and
Think about you almost all the time, all the time and
If I want to see you I drive by

I can be your one time baby
I can be your little dairy queen
I don’t wanna care tonight
I don’t wanna fight
You don’t have to give me anything
Just put your sweet kiss kiss on my lips now baby

I’m the sweetest girl in town
So why are you so mean?
When you gonna ditch that stupid (bitch) you got
It’s me you should be seein’

Hello [oh oh] you are looking so fine, so fine
Fantasy about you’s like a gold mine, gold mine
Asking everybody, is he mine, is he mine
Not quite yet, but I’m gonna get, get ‘im
Not quite yet, but I’m gonna get, get ‘im

I can be your one time baby
I can be your little dairy queen
I don’t wanna care tonight
I don’t wanna fight
You don’t have to give me anything
Just put your sweet kiss kiss on my lips now baby
Read more

Inna ft. J Balvin - Cola Song [ Türkçe Çeviri ]

JBalvin, Inna, the business
J Balvin ve Inna İş birliği

We got that Coca Cola bottle shape, shape, shape
Bizde kutu kala var
We got that sugar, do you wanna taste, taste, taste?
Bizde şeker var, tatmak istermisin
We take it all around the globe
Tüm dünyadakileri topladık
Baby everywhere we go
Bebegim nereye gidiyoruz
Make it hot when mama arrives
Azdır beni anne gelmeden
Shake, shake, shake
Salla salla salla
Like oh, you know they want it
sevdim oh,  sen biliyorsun onlar istiyor
Ay, andale
Oh, you know we got it
oh sen biliyorsun biz varız
Ah, smile we say
ah gülümse biz söyleriz
Soy Latina baby
Ben latin bebegim
Soy Latina baby
Ben latin bebegim
Ok, let's party, say ole
tamam hadi partiye
Soy Latina y la noche we own it, baby
ben latin ve gece biz sahibiz bebegim
OK, let's party, say ole, ole
tamam hadi party ole ole söyle
Read more

A101 10 Nisan 2014 İndirimli Ürünler Listesi


Gold Baby bebek arabası : 149,95 TL
Üçlü mama önlüğü : 3,50 TL
LAV kapaklı cam mama kabı : 1,25 TL
Biberon fırçası : 2,45 TL
NUK Emzik : 4,95 TL
NUK Cam biberon : 14,95 TL
4 parça mama seti : 14,95 TL
Nexon 32" süper slim led tv : 549,00 TL
Hometech mini uydu alıcı : 37,50 TL
Kablosuz optik mouse : 19,95 TL
Toshiba 16 GB mikro SD kart : 29,95 TL
Toshiba 16 GB flash bellek : 19,95 TL
Toshiba 8 GB mikro sd kart : 13,95 TL
King buharlı ütü : 39,90 TL
Tek kişilik patchwork yatak örtüsü : 39,95 TL

Read more

24 Nisan 2014 Okullar Tatil Mi?

24 Nisan İlkokullar ve Ortaokullar Tatil!

23 Nisan 2014 Çarşamba günü ilkokul ve ortaokullarda yapılacak olan kutlamalardan dolayı 24 Nisan 2014  Perşembe günü İlkokul ve Ortaokullarda eğitim öğretime 1 gün ara verilecek

Cuma günü okul var.

Peki Liselere de Tatil mi?

24 Nisan 2014 Perşembe günü liselerde eğitim öğretim devam edecek.
Read more

9. Sınıf Türk Edebiyatı Sayfa Sayfa 215 - 216 - 217 Soruları ve Cevapları ( Fırat Yayınları )

Sayfa 215 - 216 - 217

Değerlendirme Sorularının Çözümleri

1)Her metin belli bir bilgiyi aktarmak veya bir düşünceyi paylaşmak amacıyla yazılır.
2)D
3)Öğretici metinlerde dil anlatma, açıklama, bildirme ve okuyucuyu harekete geçirme amaçlarıyla kullanılır.
4)D

4.Ünite Ölçme ve Değerlendirme Sorularının Çözümleri

1)Metnin yazılış amacı akıl ile sağduyu arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır.
2)Ana düşünce metnin genelinden çıkarılan sonuçtur.
3)Nesnel bir anlatım ortaya çıkar.
4)Alıcıyı harekete geçirme, uyarma, bilgilendirme
5)Gezi, günlük, mektup, anı
6)B
7)C
8)A
9)B
10)E
11)açıklama, gezi, öğretici, öznel, değişir, nesneldir
12)DYYY

13)1.l, 2.h, 3.k, 4.g, 5.a, 6.f, 7.c, 8.d, 9.b, 10.e
Read more

9. Sınıf Türk Edebiyatı Sayfa 206 - 207 Soruları ve Cevapları ( Fırat Yayınları )

Sayfa 204- 205-206- 207

Değerlendirme Sorularının Çözümleri

1)Zihniyet: Sosyal hayat eğitim düzeyi, askeri ve siyasi hayat, ekonomik koşullar, kültürel ortam ve sanat anlayışı
2)E
3)Öğretici metinler yazıldıkları dönemin hayat anlayışını yansıttığından zihniyeti ortaya koyar.
4)B
5)Okuyucuyu bilgilendirmek, farklı düşüncelere yöneltmek
6)Okuyucunun düşüncelerinde değişiklik yapmak amacıyla yazıldığından öğretici metinler oluşturulurken okuyucu kitlesi düşünülür.
7)anlamlı, birimler, teması
8)DDYD
9)Metindeki paragrafların ortaya koyduğu ortak ve genel düşünce metnin ana düşüncesidir.
10)D
11)düşüncesinden-türde, anlam birimlerine
12)Özgürlük: demokrasi, saygı, hukukta yenileşme, eğitim
13)Dilin göndergesel işlevine daha çok yer verilir.
14)Okuyucular eğitim ve kültür düzeylerine göre farklı anlamlara ulaşabilirler.
15)A
16)düşünceden-anlatım, iletisinin
17)Öğretici metinlerde kullanılan dil ve üslup özellikleri bir gelenek şeklinde devam eder.
18)B
19)yazarlardan-kaynaklardan, kanıtlamak
20)eğitim, kargaşa-bölünme
21)Gazete, Türk medeni hayatının oluşmasına, insanların haber ve bilgi alma hakkına kavuşmasına katkı sağlamıştır.
22)C
23)Ele alınan konunun şartlara göre önemli ve önceliği değişir.
24)C
25) dil özelliği, dil özelliği, anlam özelliği, anlam özelliği
26)metinlerde-gerçek, ana düşünce metnin
27)D
28)Metinde bulunan kelime ve kelime grupları, metnin yazıldığı dönemdeki anlamlarıyla değerlendirilir. Bu kelimelerin anlamında değişmeler olması metnin anlamını etkilemez.
29) parça-her bütün, okurun
30)anlam, anlam, yorum, yorum, yorum,anlam
31)C
32)Yazar, bütün eserleriyle birlikte değerlendirmelidir. Her eserde ona ait farklı bir yöne rastlayabiliriz.
33)farklı, kendi dönemlerinden
34)D
35)çağdaş bilimsel, düşünceleri

36)Atatürk bilimsel çalışmaları özendirmiş, bilim adamlarına yetkiler vermiş ve çeşitli tesisler, kurumlar açarak bilimsel gelişmeyi yönlendirmiştir.
Read more

9. Sınıf Türk Edebiyatı Sayfa 204 - 205 Soruları ve Cevapları ( Fırat Yayınları )

Sayfa 204- 205-206- 207

Değerlendirme Sorularının Çözümleri

1)Zihniyet: Sosyal hayat eğitim düzeyi, askeri ve siyasi hayat, ekonomik koşullar, kültürel ortam ve sanat anlayışı
2)E
3)Öğretici metinler yazıldıkları dönemin hayat anlayışını yansıttığından zihniyeti ortaya koyar.
4)B
5)Okuyucuyu bilgilendirmek, farklı düşüncelere yöneltmek
6)Okuyucunun düşüncelerinde değişiklik yapmak amacıyla yazıldığından öğretici metinler oluşturulurken okuyucu kitlesi düşünülür.
7)anlamlı, birimler, teması
8)DDYD
9)Metindeki paragrafların ortaya koyduğu ortak ve genel düşünce metnin ana düşüncesidir.
10)D
11)düşüncesinden-türde, anlam birimlerine
12)Özgürlük: demokrasi, saygı, hukukta yenileşme, eğitim
13)Dilin göndergesel işlevine daha çok yer verilir.
14)Okuyucular eğitim ve kültür düzeylerine göre farklı anlamlara ulaşabilirler.
15)A
16)düşünceden-anlatım, iletisinin
17)Öğretici metinlerde kullanılan dil ve üslup özellikleri bir gelenek şeklinde devam eder.
18)B
19)yazarlardan-kaynaklardan, kanıtlamak
20)eğitim, kargaşa-bölünme
21)Gazete, Türk medeni hayatının oluşmasına, insanların haber ve bilgi alma hakkına kavuşmasına katkı sağlamıştır.
22)C
23)Ele alınan konunun şartlara göre önemli ve önceliği değişir.
24)C
25) dil özelliği, dil özelliği, anlam özelliği, anlam özelliği
26)metinlerde-gerçek, ana düşünce metnin
27)D
28)Metinde bulunan kelime ve kelime grupları, metnin yazıldığı dönemdeki anlamlarıyla değerlendirilir. Bu kelimelerin anlamında değişmeler olması metnin anlamını etkilemez.
29) parça-her bütün, okurun
30)anlam, anlam, yorum, yorum, yorum,anlam
31)C
32)Yazar, bütün eserleriyle birlikte değerlendirmelidir. Her eserde ona ait farklı bir yöne rastlayabiliriz.
33)farklı, kendi dönemlerinden
34)D
35)çağdaş bilimsel, düşünceleri

36)Atatürk bilimsel çalışmaları özendirmiş, bilim adamlarına yetkiler vermiş ve çeşitli tesisler, kurumlar açarak bilimsel gelişmeyi yönlendirmiştir.
Read more

9. Sınıf Türk Edebiyatı Sayfa 183 - 184 Soruları ve Cevapları ( Fırat Yayınları )

Sayfa 183-184

Hazırlık
1.giyim kuşam, kadın erkek ilişkisi, zevk ve eğlence
2.tedarik, tarik, hane, kadın suretinde bu kelimeler dönemin kültürünü yansıtır.
4.Bakır madeninin tanıtılması ve öneminin bilinmesi amacıyla yazılmış bir metindir.
6.Olgun insan, hoşgörülü ve saygılı olan insandır.
9.ilk özel gazete 1860 yılında İbrahim Şinasi tarafından çıkarılmıştır.
10.Gazetedeki öğretici metinler okurun düşünce dünyasını genişletir, olaylara farklı açılardan bakmasına yardımcı olur.
12.Basın, halkın bilgi ve haber alma özgürlüğüne hizmet eden bir kuruluştur.
14.İnsanı mutlu eden para, pul, mal, mülk değil; çıkarsız ve içten seven dostlarıdır.
16.Göktürk Kitabeleri devletin çeşitli faaliyetleri ve Türk töresi hakkında bilgiler vermektedir.
17.Bedri Rahmi 1928’de daha lise öğrencisiyken şiir yazmaya başlamıştır.
19.Atatürk sanat ve bilime önem veren bilimin yol göstericiliğine inanan bir önderdi.

20.Fikirlerin etkili olması ve faydalı bilgilere, sosyal hayatın sağlamlığı ise bilime, akıcılığa ve mantığa bağlıdır.
Read more

9. Sınıf Türk Edebiyatı Sayfa 179 - 180 Soruları ve Cevapları ( Fırat Yayınları )

Sayfa 179-180

3.Ünite Ölçme ve Değerlendirme Soruları Cevapları

1)D
2)A
3)A
4)Edebi metindeki sosyal ve siyasi hayat özelliklerine, düşünce ve yaklaşımlara bakarız.
5)Zaman unsuru ön plana çıkarılırsa okuyucu tema ile metnin yazıldığı dönemin zihniyetini daha iyi mukayese eder.
6)Tip: Benzerlerinin özelliklerini kendi üzerinde taşıyan sembolik kişilerdir.
Karakter: Değişik en bir kişilik yapısına sahip olan kişiliklerdir. Ayırt edici özellikler vardır. Sadece kendini temsil eden kahramanlardır.
—Edebi metinlerde tiplerden bazıları doğal olarak çizilirken bazıları da idealleştirilir. Yazarın çizdiği tip, gerçek hayatı da hatırlatabilir, çok abartılı da olabilir. Başarılı bir tip, temsilcisi olduğu tabakayı iyi temsil etmelidir.
Tip ile Karakterin Farkı:
Tipin toplumsal boyutu vardır. Karakter birey olarak ele alınır. Toplumsal sorumlar tip üzerinde işlenir. Karakter, kendisine ait olaylarla anlatılır.
7.Hakim bakış açısı, kahraman anlatıcının bakış açısı, gözlemci bakış açısı
8.Anlatmaya bağlı metinlerde verilmek istenen ileti ile bu iletinin karşısında olan düşünce temel çatışmayı oluşturur. Örneğin Tanzimat romanlarında “eski-yeni” çatışması sıkça görülür.
9.Üçüncü tekil kişidir.
10.Kullanılan dilin işlevi, kullanılan birimler(paragraf, dize, dörtlük), yazılış amaçları, temanın işlenişi, iletinin veriliş biçimi
11.İkisi de klasik tiyatronun özelliklerini taşır.
Tek perdeliktir.
Üç birlik kuralına uyulur.
Asil kişilere, devlet adamlarına ve tanrılara sıkça yer verilir.
12.Anlatmaya bağlı metin: mesnevi, hikaye, masal, roman, manzum hikaye
13.B
14.Göstermeye bağlı edebi metinler edebiyat, sosyoloji ve tarih bilimlerinin bilgileriyle incelenebilir.
15.Hepsi sahne sanatına aittir. Kişiler, olay, perde, sahne kavramları edebi metinle ilgilidir.

4.Ünite Öğretici Metinler

Read more

9. Sınıf Türk Edebiyatı Sayfa 177 Soruları ve Cevapları ( Fırat Yayınları )

Sayfa 177

Değerlendirme Sorularının Cevapları

1)yazılı, Midas’ın kırmızı teknesinin sırrı, konuları, trajedi-dram, gösteri sanatı-sahne sanatı
2)Teması, konunun işleniş biçimi, kişilerin özellikleri, perde sayısı tiyatro türlerini belirlemede etkilidir.
3)Tiyatro metninde ele alınan konu, kişilerin unvanları, statüleri, dil özellikleri, metinde anlatılan sosyal olaylar metnin yazıldığı zaman hakkında ipucu verir.
4)Tiyatro eseri sahne veya gösteri sanatlarının bir koludur.
5)Tiyatro ile sinema sanatı arasında benzerlikler vardır. Sinema, tiyatronun etkisiyle ortaya çıkmış bir sanat dalıdır.
6)Pandomim, yalnızca hareketler ve işaretlerle oynanan bir sahne oyunudur. Sessiz tiyatro olarak da bilinir.
7)YDDY
8)D
9)D

10)B
Read more