Jordan Carver Kimdir? Fotoğrafları

Alman güzel Jordan Carver, her gittiği ülkede güzeliğiyle ilgi odağı oluyor.

Bir Fransız şirketinde çalışırken, çalışması için erkek dergisi Playboy'dan teklif gelince şansı da döndü Carver'in. Önceleri set arkasında çalışıyordu. Ancak derginin editörleri keşfetmekte zorluk çekmedi.

Sonrasında ise iç çamaşır firmalarında çalıştı, soyundu ve ünlü oldu. Sonrasında ise ünü ülke dışına taştı. O da gittiği her yerde iç çamaşır modelliği yaparak para kazandı. Şimdi herkes tarafından tanınan bir yıldız.Jordan Carver Resimleri ;





Read more

2013 Oscar Ödülleri En Şık Bayanlar

bu yıl gerçekleşen oscar ödüllerinde birbirinden güzel bayanlar şıklık yarışında kıyasıya yarıştılar. işte gecenin en güzel bayanları ve kıyafetleri










Read more

Bedük'ten Parti gibi Klip

Bedük yeni albümü Overload'un ilk klibini hareketli şarkısı Beatfreak için çekti. Adı gibi hareketli görüntülerden oluşan klip yayınlandığı andan itibaren büyük ilgi topladı.

Her şarkısıyla kendi alanında ilklerin öncüsü olan elektronik dans müziğinin Türkiye'deki en özgün temsilcisi Bedük, yeni albümünün ilk klibini BeatFreak isimli şarkısına çekti. Klibin yönetmenliğini çektiği parti ve gece hayatı fotoğraflarıyla ünü kulaktan kulağa yayılan Tchane Okuyan üstlendi.

Üç günde pek çok farklı mekanda çekilen klipteki görüntülerin bir kısmı Bedük'ün geçtiğimiz haftalarda İndigo'da gerçekleştirilen konserinden alındı. Konserde spontane bir şekilde izleyicilere "hadi klip çekiyoruz" diyip kendini seyircilerin arasına atan Bedük, hayranlarıyla birlikte eğlenceli görüntülere imza attı.

Beatfreak şarkısının adınBedük yeni albümü Overload'un ilk klibini hareketli şarkısı Beatfreak için çekti. Adı gibi hareketli görüntülerden oluşan klip yayınlandığı andan itibaren büyük ilgi topladı.

Her şarkısıyla kendi alanında ilklerin öncüsü olan elektronik dans müziğinin Türkiye'deki en özgün temsilcisi Bedük, yeni albümünün ilk klibini BeatFreak isimli şarkısına çekti. Klibin yönetmenliğini çektiği parti ve gece hayatı fotoğraflarıyla ünü kulaktan kulağa yayılan Tchane Okuyan üstlendi.

Üç günde pek çok farklı mekanda çekilen klipteki görüntülerin bir kısmı Bedük'ün geçtiğimiz haftalarda İndigo'da gerçekleştirilen konserinden alındı. Konserde spontane bir şekilde izleyicilere "hadi klip çekiyoruz" diyip kendini seyircilerin arasına atan Bedük, hayranlarıyla birlikte eğlenceli görüntülere imza attı.

Beatfreak şarkısının adına yakışan video klibindeki diğer görüntüler ise Türkiye'nin en iyi dansçı ve koreograflarından Uğur Yıldıran'ın sahibi olduğu Hasköy'deki Acaip İşler Müdürlüğü'nde çekildi. Bedük, şarkı söylediği bölümlerde de lazerle özel ışık tasarımının kullanıldığı klibi için "Klip tam anlamıyla şarkıyı izleyicilere aksettirmek ve benim konserime geldiklerinde yaşayacakları eğlenceyi birebir yansıtabilmek için tasarlandı. Biz çekimlerde çok eğlendik, umarım seyredenler de eğlenirler" dedi.

Konserleri:
7 Mart Ankara Jolly Joker Ankara
9 Mart Kayseri Hilton Otel
22 Mart Konya Rixos Otel

http://www.biletix.com/etkinlik-grup/47511461/TURKIYE/tr

www.facebook.com/beduk
www.twitter.com/beduk
http://instagram.com/beduk
https://soundcloud.com/beduk

Bir bumads advertorial içeriğidir. a yakışan video klibindeki diğer görüntüler ise Türkiye'nin en iyi dansçı ve koreograflarından Uğur Yıldıran'ın sahibi olduğu Hasköy'deki Acaip İşler Müdürlüğü'nde çekildi. Bedük, şarkı söylediği bölümlerde de lazerle özel ışık tasarımının kullanıldığı klibi için "Klip tam anlamıyla şarkıyı izleyicilere aksettirmek ve benim konserime geldiklerinde yaşayacakları eğlenceyi birebir yansıtabilmek için tasarlandı. Biz çekimlerde çok eğlendik, umarım seyredenler de eğlenirler" dedi.

Konserleri:
7 Mart Ankara Jolly Joker Ankara
9 Mart Kayseri Hilton Otel
22 Mart Konya Rixos Otel

http://www.biletix.com/etkinlik-grup/47511461/TURKIYE/tr

www.facebook.com/beduk
www.twitter.com/beduk
http://instagram.com/beduk
https://soundcloud.com/beduk

Bir bumads advertorial içeriğidir.






Read more

2o13 AÖF Bahar Dönemi Kayıt Yenilemeleri Ne Zaman Başlayacak?

Anadolu Üniversitesi, Açıköğretim fakültesinde güz dönemi sona erdi. Öğrenciler final sonuçlarının açıklanmasından sonra 11 Mart 2013 gününden itibaren kayıt yenileme başvurularını yapmaya başlayacak.

AÖF kayıt yenileme tarihi ne zaman
AÖF Kayıt yenileme tarihleri açıklandı
Aöf 2013 Bahar dönemi kayıt yenileme tarihi
Aöf Bahar dönemi harç ücreti ne kadar
Kayıt işlemi nasıl yapılacak ?

İlk olarak AÖF ders ekle sil işlemlerini yapmalısınız. Daha sonra Ders seçimi, ardından size bir pdf verilecek. orada kayıt ücretiniz yazılı olacak. 205 TL. civarındaki bu ücreti size en yakın Vakıfbank şubesinden yatırabilirsiniz.

Bahar dönemi sınav tarihlerini hatırlatalım:
Bahar Dönemi Vize Sınav Tarihleri: 4-5 Mayıs 2013
Bahar Dönemi Final Sınavı Tarihleri: 1-2 Haziran 2013
Yaz dönemi laboratuvar için kayıtlar: 6 – 10 Mayıs 2013
Bütünleme Sınavı Tarihleri: AÖF için bütünleme sınavları yapılmayacak.
Read more

2013 Yeni Model Toyota Auris Dizel / Benzinli Fiyatları


2013 Model Toyota Corolla Fiyat Listesi Fiyatları Dizel

Gövde Tipi Model Tavsiye Edilen Şubat Fiyatları (TL)
2013 Model
Tavsiye Edilen Şubat Fiyatları (TL)
2012 Model
Corolla 1.33 Comfort 41,900 40,900
Corolla 1.6 Comfort 47,600 44,600
Corolla 1.6 Comfort A/T 49,800 46,800
Corolla 1.6 Comfort Extra 50,300 47,300
Corolla 1.6 Comfort Extra A/T 52,500 49,500
Corolla 1.6 Elegant 55,000 52,000
Corolla 1.6 Elegant A/T 57,200 54,200
Corolla 1.6 Elegant VSC+Xenon A/T 60,050 57,050
Corolla Dizel 1.4 D-4D Comfort 54,950 52,450
Corolla Dizel 1.4 D-4D Comfort Extra 59,050 56,550
Corolla Dizel 1.4 D-4D Comfort Extra M/M 61,250 58,750
Corolla Dizel 1.4 D-4D Elegant 62,650 60,150
Corolla Dizel 1.4 D-4D Elegant M/M 64,850 62,350



2013 Model Toyota Auris Fiyatı Fiyat Listesi

Gövde Tipi Model Tavsiye Edilen Şubat Fiyatları (TL)
2012 Model
Auris 1.33 Comfort 38,550
Auris 1.6 Comfort Extra 42,950
Auris 1.6 Comfort Extra A/T 45,150
Auris 1.6 Elegant 47,050
Auris 1.6 Elegant A/T 49,250
Auris 1.6 Elegant Xenon A/T 50,850
Auris 1.6 Elegant Xenon+SR+Deri A/T 56,750
Auris Dizel 1.4 D-4D Comfort Extra 48,550
Auris Dizel 1.4 D-4D Comfort Extra M/M 50,750
Auris Dizel 1.4 D-4D Comfort Plus 50,050
Auris Dizel 1.4 D-4D Comfort Plus M/M 52,250
Yeni Auris Fiyatları
Gövde Tipi Model Tavsiye Edilen Şubat Fiyatları (TL)
2013 Model
Yeni Auris 1.33 Life 39,900
Yeni Auris 1.6 Active 46,900
Yeni Auris 1.6 Active Multidrive S 50,400
Yeni Auris 1.6 Active Skypack Multidrive S 51,600
Yeni Auris 1.6 Advance 49,400
Yeni Auris 1.6 Advance Multidrive S 52,900
Yeni Auris 1.6 Advance Skypack Multidrive S 54,100
Yeni Auris 1.6 Premium Multidrive S 57,300
Yeni Auris Dizel 1.4 D-4D Life 49,900
Yeni Auris Dizel 1.4 D-4D Active 53,400
Yeni Auris Dizel 1.4 D-4D Active Skypack 54,600
Yeni Auris Dizel 1.4 D-4D Active M/M 55,900
Yeni Auris Dizel 1.4 D-4D Active Skypack M/M 57,100
Yeni Auris Dizel 1.4 D-4D Advance 55,400
Yeni Auris Dizel 1.4 D-4D Advance Skypack 56,600
Yeni Auris Dizel 1.4 D-4D Advance M/M 57,900
Yeni Auris Dizel 1.4 D-4D Advance Skypack M/M 59,100
Yeni Auris Dizel 1.4 D-4D Premium 59,800
Yeni Auris Dizel 1.4 D-4D Premium M/M 62,300
Read more

2013 Oscar Ödülü Kazananlar Listesi


2013 Oscar Ödüllerini Kimler Kazandı



En İyi Film: "Argo"

En İyi Kadın Oyuncu: Jennifer Lawrence, "Silver Linings Playbook"

En İyi Erkek Oyuncu:Daniel Day-Lewis, "Lincoln"

En İyi Yönetmen: Ang Lee, "Life of Pi"

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Anne Hathaway, "Les Miserables"

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Christoph Waltz, "Django Unchained"

En İyi Uyarlama Senaryo: "Argo", Chris Terrio

En İyi Özgün Senaryo: "Django Unchained", Quentin Tarantino

En İyi Görsel Yönetmen:Claudio Miranda "Life of Pi"

En İyi Belgesel: "Searching For Sugar Man", Malik Bendjelloul ve Simon Chinn

En İyi Kurgu: "Argo", William Goldenberg

Yabancı Dilde En İyiFilm: "Amour" (Avusturya)

En İyi Animasyon: "Brave", Mark Andrews ve Brenda Chapman

En İyi Orjinal Müzik: "Life of Pi", Mychael Danna

En İyi Orijinal Şarkı: "Skyfall", Adele Adkins ve Paul Epworth

En İyi Yapım Tasarımı: "Lincoln"

En İyi Kısa Animasyon: "Paperman",John Kahrs

En İyi Kısa Film:
"Curfew", Shawn Christensen

En İyi Kısa Metrajlı Belgesel:
"Inocente", Sean Fine ve Andrea Nix Fine

En İyi Ses Kurgusu: "Skyfall", Per Hallberg, Karen Baker Landers ve "Zero Dark Thirty", Paul N.J. Ottosson

En İyi Ses Miksajı: "Les Miserables", Andy Nelson, Mark Paterson ve Simon Hayes

En İyi Kostüm Tasarımı: "Anna Karenina", Jacqueline Durran

En İyi Makyaj ve Saç: Lisa Westcott ve Julie Dartnell, "Les Miserables"

En İyi Görsel Efekt: "Life of Pi", Bill Westenhofer, Guillaume Rocheron, Erik-Jan De Boer ve Donald R. Elliott.
Read more

Demi Lovato - Heart Attack [ Türkçe Çeviri ]


Demi Lovato - Heart Atack

Putting my defenses up
Kendimi korumaya alıyorum
Cause I don't wanna fall in love
Çünkü aşık olmak istemiyorum
If I ever did that, I think I'd have a heart attack
Eğer olsaydım, Kesin kalp krizi geçirirdim

Read more

Emre Belözoğlu Şotaya Küfür Etti Mi?


Beyaz TV'de yayınlanan Beyaz Futbol programında Kasımpaşa Teknik Direktörü Şota'ya küfür eden ismin Emre Belözoğlu olduğu iddia edildi.

Emre yalanladı
NTVSpor'a kısa bir açıklama yapan Emre Belözoğlu küfür iddialarını yalanladı.
Read more

Memura 3 Ayrı Maaş Nedir?


657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nu sil baştan değiştirecek çalışmada sona yaklaşılırken, birçok konudaki yenilikler de netleşiyor.Yapılan çalışmayla farklı personel kanunları ortadan kalkacak ve bazı istisnalar dışında tek bir kamu personel kanunu yürürlükte olacak.

Düzenleme ile kamu çalışanların maaş sistemi de sadeleşecek. Maaşlar temel ücret, başarı ücreti ve kıdem ücretinden oluşacak.

Kalkınmada öncelikli bölgelerdeki personele de ayrıca ek ücret ödenecek. Devlet Memurları Kanunu'nda yer alan sınıflar yeniden düzenlenecek. Bilişim hizmetleri, denetim hizmetleri ve yönetici hizmetleri gibi yeni sınıflar oluşturulacak.

4B MESELESİ BİTECEK


Kamudaki 4B'ye tabi sözleşmeli personel, geçici personel ve memur ayrımları kalkacak. 4B'li sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi ile birlikte kamuda bu statüde personel istihdamı da sona erecek.

Bu arada, kadın memurlar için doğum ve süt izinlerinin süreleri de artırılacak. Ayrıca yıllık izinler işgünü esasına göre belirlenecek. Özellikle bazı kurumlarda hizmetin özelliğine göre esnek çalışma gelecek.

SENDİKALAR DEVREDE


657 ile ilgili yapılan tüm çalışmalar ve hazırlanan taslaklar sosyal taraflar ve sendikaların da dikkatine sunulacak. Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik taslağın ilgili tarafların da görüşünü aldıktan sonra Bakanlar Kurulu'na taşıyacaklarını her platformda dile getiriyor.

Taslağın tamamlanmasıyla birlikte Memur-Sen, Kamu-Sen ve KESK de çalışmalarına hız verdi. Edinilen bilgiye göre sendikalar taslağı inceleyerek kendi görüşlerini ve kırmızı çizgilerini belirliyor.

Takvim
Read more

Nil Erkoçlar Askere Gidecek Mi? Rüzgar Erkoçlar


Bir askeri hukuk uzmanı konuyla ilgili VATAN'a şunları anlattı: Şahış nüfusa erkek olarak kendini tescil ettiği zaman askerlik şube tarafından çağrılır. Yoklaması yapılır, doktora yollanır. Burada 'Askere gitmeye uygun değilim' beyanında bulunmaz ve doktorlardan da çıkan karar olumlu ise askere gider. Ama uygun olmadığını, sonradan erkek olduğunu anlatırsa doktor ya uygun değildir kararı verir ya da askeri hastaneye yollar.

Oradaki tabiplerden oluşan sağlık kurulu, kontrolleri yapar ve çürüğe ayırır, elverişli değildir diye karar verir. Ama sağlık kurulu elverişli olduğunu düşünürse askere gitmek zorundadır. 

Birliğine teslim edildikten sonra kadınsı hareketleri olursa o zaman da askeri hastaneye sevk edilip elverişli olmadığına karar verilir."

Read more

Kelebek Sınav Sistemi Nedir? Özellikleri


Kelebek sistemi MEB’e bağlı okulların son yıllarda uygulamaya geçtiği bir yöntemdir. Okullarda kopyaya karşı yapılan bu önlem her okulda olmasa da uygulanan bir çok ilk ve orta derecede okullar bulunmakta. Kelebek sistemi öğrencilerin belli bir algoritmaya göre sınıflarının karıştırılması şeklinde uygulanan bir sistemdir. Sınavda öğrenicinin arkadaşlarından ve aynı sınava giren öğrencilerden olabildiğince ayrı bir şekilde başka sınıflarda sınava girmesi sağlanmaktadır.
Daha somutlaştırmak gerekirse bir sınıf içerisinde farklı sınıflardaki öğrencilerin farklı sınavları olabildiği bir sınav yapma metodudur.Mesela 11. snıflar matematik sınavı olurken yanında bir 9.sınıf oturur ve kimya çözer.Sınıfnda başında da 2 tane gözetmen öğretmen bulunur.Bunu yapmaktaki maksat öğrencinin kopya çkemesini engellemektir.
Bir 11. sınıf öğrencisi olarak siz fizik sınavı olup, sınavla cebelleşirken; sıranın öbür kısmında oturup biyoloji testini çözmeye çalışan, dahası size yaklaşık 5 dk. tip tip bakıp nihayetinde "abi, şu sorunun cevabını biliyor musun?" demesi de muhtemel bir sınav yapma tarzıdır.


KELEBEK SİSTEMİNE ÖRNEK BİR PROGRAM
Read more

Deneme Nedir? Deneme Özellikleri ve Tarihsel Gelişimi


Türk ve Dünya Edebiyatında DENEME Türünün Tarihsel Gelişimi, Önemli Temsilcileri )
1. Tanımı
Bir yazarın özgürce seçtiği herhangi bir konu üzerinde kesin yargılara varmadan, kişisel görüş ve düşüncelerini serbestçe anlattığı yazılara deneme denir.
Kendisinden önce benzeri yazılar yazılmış olmakla birlikte 16. yüzyılda deneme kavramını ilk kez kullanan Fransız yazarı Montaigne (Monteyn)'dir. Denemeler adını verdiği yazıları, bir edebiyat türünün adı olmakla kalmamış, benzerlerinin de yazılmasına yol açmıştır.

2. Özellikleri
Denemede konu özgürce seçilir.
İnsanı ve toplumu ilgilendiren her şey (yaşama, ölüm, aşk, sanat, felsefe, din, ahlâk, töre, bilim, siyaset vb.) denemenin konusu olabilir.
Deneme yazarı kendisiyle konuşur gibi yazar.
Dili doğru ve güzel kullanır.
Düşünce ufku geniş ve kendine özgü bilgi birikimine sahiptir.
Kendi duygularının dışında başkalarının düşüncelerine de saygı duyar.
Denemeci ele aldığı konuyu içtenlikle anlatır.
Denemeci, bayağı bir anlatıma inmeden terim ve felsefi kavramların ağırlığından uzak bir üslubu tercih eder.
Denemeci, denemenin sonunda kesin bir yargıya, bir sonuca varmak amacında değildir.
Deneme, herhangi bir konuda düşündürücü, öğretici, inandırıcı ve ufuk açıcıdır.
Deneme rahat okunan bir düşünce yazısıdır.
Denemecinin öne sürülen her düşünce ya da savı doğrulama, kanıtlama gibi bir kaygısı yoktur. Deneme, makale ve eleştiriden bu yönüyle ayrılır.
Deneme yazarı birçok kaynaktan beslenir: Felsefî, sosyolojik, tarihî tema ve olay­ların yanında bilimsel veriler ve ünlü kişilerin özdeyişleri olabilir. Yine de denemeci seçtiği konuyu farklı bir yaklaşımla işler.

Denemenin Amacı;
Okuyucuyu düşünmeye yöneltmek,
Hayatın gerçeklerini ortaya koymak,
Kültür alanındaki değişme ve gelişmeleri fark ettirmek,
Birey-toplum ilişkisini dile getirmek vb.

Konularına ve Yazılış Amaçlarına Göre Denemeler;
Klasik deneme,
Edebî deneme,
Felsefî deneme,
Eleştirel deneme olmak üzere gruplandırılır.
Deneme ile makale arasında ne fark vardır?

Denemelerde kişisel düşünce yer alır. Söylenenlerin kanıtlanmasına ihtiyaç duyulmaz. Denemelerde ele alınan konular, kesin sonuçlara bağlanmaz. Makalelerde ise bilgi vermek, bir fikri açıklamak ön plandadır. Düşünce yönü ağır basar; kanıtlamaya ve açıklamaya dayanır. Kesin bir sonuca ulaşmak hedeflenir.

Dünya edebiyatında: Montaigne(zaten öncüsüdür),Bacon,Voltaire,J.J Roussesau'yu saymak mümkündür.
Türk edebiyatında ilk deneme kitapları arasında Ahmet Haşim’in Bize Göre (1928), Gurebahanei Laklakan (1928); Ahmet Rasim’in pek çok yazısı; Mahmut Sadık’ın Takvimden Yapraklar (1912); Refik Halit Karay’ın Bir Avuç Saçma (1939), Bir İçim Su (1931), İlk Adım (1941), Üç Nesil Üç Hayat (1943), Makyajlı Kadın (1943), Tanrıya Şikâyet (1944); Falih Rıfkı Atay’ın Eski Saat (1933), Niçin Kurtulmak (1953), Çile (1955), İnanç (1965), Pazar Konuşmaları (1966), Kurtuluş (1966), Bayrak (1970) gibi kitaplarını saymak mümkündür.

Türk edebiyatında deneme türü, genellikle şair, romancı ya da hikâyeci kimliği öne çıkan sanatçılar tarafından ortaya konan ürünlerden oluşmaktadır. Birinci derecedeki vasfı “denemeci” olan yazar sayısı oldukça azdır. Nurullah Ataç (18981957), Sabahattin Eyüboğlu (19081973), Suut Kemal Yetkin (19031980), Mehmet Kaplan (19151986), Nurettin Topçu (19091975), Salah Birsel (1919 ), Vedat Günyol (1912 ), Enis Batur (1952 ), Cemil Meriç (19171987), Mehmet Salihoğlu (1922 ), Uğur Kökden (1934 ), Nermi Uygur (1925 ) bunlardan birkaçıdır.
Aşağıdaki örnek, çağdaş bir deneme yazarımız olan Vedat Günyol’un bir denemesidir.

--------------DENEME TÜRÜNE ÖRNEK----------------
KÖRÜ KÖRÜNE İNANMAK
Öyle köylüler biliyorum ki; ayaklarının altını yakmışlar, bir tüfeğin tetiği altında parmaklarının ucunu ezmişler, başlarını cendereye sokup gözlerini kan içinde dışarı fırlatmışlar, yine de ağızlarından söz alamamışlar.
Birini gözümle gördüm. Öldüğünü sanarak bir çıkıra atmışlardı; boynundaki ip hala duruyordu; bu iple, onu bütün gece bir atın kuyruğuna bağlayıp sürüklermişlerdi. Öldürmek için değil, eziyet etmek için, yüz yerine hançer saplamışlardı. Kendisiyle konuştum; bütün bunlara katlanmış, sonunda da kendini kaybetmiş; istedikleri sözü söylemektense, bin kez ölmeyi göze almış. Çektiği acılar yanında ölüm hiç kalırdı. Hem de bu adam o semtin en zengin çiftçilerinden biriydi. Nice insanlar kendilerinin olmayan inanışlar için, başkarından aldıkları, ne olduğu doğru dürüt bilmedikleri fikirler için ses çıkarmadan diri diri yanmışlardır.
Montaigne
ÖLÜM ÜSTÜNE
Madem ki ölümün önüne geçilemez, ne zaman gelirse gelsin. Sokrates'e; "Otuz zalimler seni ölüme mahkum ettiler," denildiği zaman: "Tabiat da onları!" demiş.

Bütün dertlerin bittiği yere gideceğiz diye dertlenmek ne budalalık!

Nasıl doğuşumuz bizim için her şeyin doğuşu olduysa, ölümümüz de herşeyin ölümü olacaktır. Öyle ise, yüz sene daha yaşamıyacağız diye ağlamak, yüz sene evvel yaşamadığımıza ağlamak kadar deliliktir. Ölüm başka bir hayatın kaynağıdır. Bu hayata gelirken de ağladık, eziyet çektik, bu hayata da eski şeklimizden soyunarak girdik.

Başımıza bir defa gelen şey, büyük bir dert sayılmaz. Bir anda olup biten bir şey için bu kadar zaman korku çekmek akıl karı mıdır? Ölüm, uzun ömürle kısa ömür arasındaki farkı kaldırır, çünkü yaşamıyanlar için zamanın uzunu kısası yoktur. Aristo, Hypanis ırmağının suları üstünde bir tek gün yaşıyan küçük hayvanlar bulunduğunu söyler. Bu hayvanlardan, sabahın saat sekizinde ölen genç, akşamın saat beşinde ölen ihtiyar sayılır. Bu kadarcık bir ömrün bahtlısını, bahtsızını hesaplamak hangimizi gülünç etmez? Ama edebiyetin yanında, dağların, şehirlerin, yıldızların, ağaçların, hatta bazı hayvanların ömrü yanında bizim hayatımızın uzunu, kısası da o kadar gülünçtür.

Tabiat bunu böyle istiyor. Bize diyor ki: "Bu dünyaya nasıl geldiyseniz, öylece çıkıp gidin. Ölümden hayata geçerken duymadığımız kaygıyı ve korkuyu, hayattan ölüme geçerken de duymayın. Ölümünüz varlık düzeninin, dünya hayatının, şartlarının biridir. (İnsanlar birbirini yaşatarak yaşarlar ve hayat meşalesini, koşucular gibi, birbirlerine devrederler - Lucretius).

Yaşadığınız her an, hayattan eksilmiş, harcanmış bir andır. Ömrünüzün her günkü işi, ölüm binasını kurmaktır. Hayatın içinde iken ölümün de içindesiniz, çünkü hayattan çıkınca ölümden de çıkmış oluyorsunuz. Yahut şöyle diyelim isterseniz; hayattan sonra ölümdesiniz, ama hayatta iken ölmektesiniz. Ölümün, ölmekte olana ettiği ise, ölmüş olana ettiğinden daha acı, daha derin, daha can yakıcıdır.

Hayattan edeceğiniz kârı ettiyseniz, doya doya yaşadıysanız, güle güle gidin.

"Niçin hayat sofrasından, karnı doymuş bir davetli gibi kalkıp gidemiyorsun? Niçin günlerine, yine sefalet içinde yaşanacak, yine boşuna geçip gidecek daha başka günler katmak istiyorsun? Lucretius."

Hayat kendiliğinden ne iyi ne fenadır, ona iyiliği ve fenalığı katan sizsiniz.

Bir gün yaşadıysanız her şeyi görmüş sayılırsınız. Bir gün bütün günlerin eşidir. Başka bir gündüz, başka bir gece yoktur. Atalarınızın gördüğü, torunlarınızın göreceği hep bu güneş, bu ay, bu yıldızlar, bu düzendir.
MontaigneTürk ve Dünya Edebiyatında DENEME Türünün Tarihsel Gelişimi, Önemli Temsilcileri )
1. Tanımı
Bir yazarın özgürce seçtiği herhangi bir konu üzerinde kesin yargılara varmadan, kişisel görüş ve düşüncelerini serbestçe anlattığı yazılara deneme denir.
Kendisinden önce benzeri yazılar yazılmış olmakla birlikte 16. yüzyılda deneme kavramını ilk kez kullanan Fransız yazarı Montaigne (Monteyn)'dir. Denemeler adını verdiği yazıları, bir edebiyat türünün adı olmakla kalmamış, benzerlerinin de yazılmasına yol açmıştır.

2. Özellikleri
Denemede konu özgürce seçilir.
İnsanı ve toplumu ilgilendiren her şey (yaşama, ölüm, aşk, sanat, felsefe, din, ahlâk, töre, bilim, siyaset vb.) denemenin konusu olabilir.
Deneme yazarı kendisiyle konuşur gibi yazar.
Dili doğru ve güzel kullanır.
Düşünce ufku geniş ve kendine özgü bilgi birikimine sahiptir.
Kendi duygularının dışında başkalarının düşüncelerine de saygı duyar.
Denemeci ele aldığı konuyu içtenlikle anlatır.
Denemeci, bayağı bir anlatıma inmeden terim ve felsefi kavramların ağırlığından uzak bir üslubu tercih eder.
Denemeci, denemenin sonunda kesin bir yargıya, bir sonuca varmak amacında değildir.
Deneme, herhangi bir konuda düşündürücü, öğretici, inandırıcı ve ufuk açıcıdır.
Deneme rahat okunan bir düşünce yazısıdır.
Denemecinin öne sürülen her düşünce ya da savı doğrulama, kanıtlama gibi bir kaygısı yoktur. Deneme, makale ve eleştiriden bu yönüyle ayrılır.
Deneme yazarı birçok kaynaktan beslenir: Felsefî, sosyolojik, tarihî tema ve olay­ların yanında bilimsel veriler ve ünlü kişilerin özdeyişleri olabilir. Yine de denemeci seçtiği konuyu farklı bir yaklaşımla işler.

Denemenin Amacı;
Okuyucuyu düşünmeye yöneltmek,
Hayatın gerçeklerini ortaya koymak,
Kültür alanındaki değişme ve gelişmeleri fark ettirmek,
Birey-toplum ilişkisini dile getirmek vb.

Konularına ve Yazılış Amaçlarına Göre Denemeler;
Klasik deneme,
Edebî deneme,
Felsefî deneme,
Eleştirel deneme olmak üzere gruplandırılır.
Deneme ile makale arasında ne fark vardır?

Denemelerde kişisel düşünce yer alır. Söylenenlerin kanıtlanmasına ihtiyaç duyulmaz. Denemelerde ele alınan konular, kesin sonuçlara bağlanmaz. Makalelerde ise bilgi vermek, bir fikri açıklamak ön plandadır. Düşünce yönü ağır basar; kanıtlamaya ve açıklamaya dayanır. Kesin bir sonuca ulaşmak hedeflenir.

Dünya edebiyatında: Montaigne(zaten öncüsüdür),Bacon,Voltaire,J.J Roussesau'yu saymak mümkündür.
Türk edebiyatında ilk deneme kitapları arasında Ahmet Haşim’in Bize Göre (1928), Gurebahanei Laklakan (1928); Ahmet Rasim’in pek çok yazısı; Mahmut Sadık’ın Takvimden Yapraklar (1912); Refik Halit Karay’ın Bir Avuç Saçma (1939), Bir İçim Su (1931), İlk Adım (1941), Üç Nesil Üç Hayat (1943), Makyajlı Kadın (1943), Tanrıya Şikâyet (1944); Falih Rıfkı Atay’ın Eski Saat (1933), Niçin Kurtulmak (1953), Çile (1955), İnanç (1965), Pazar Konuşmaları (1966), Kurtuluş (1966), Bayrak (1970) gibi kitaplarını saymak mümkündür.

Türk edebiyatında deneme türü, genellikle şair, romancı ya da hikâyeci kimliği öne çıkan sanatçılar tarafından ortaya konan ürünlerden oluşmaktadır. Birinci derecedeki vasfı “denemeci” olan yazar sayısı oldukça azdır. Nurullah Ataç (18981957), Sabahattin Eyüboğlu (19081973), Suut Kemal Yetkin (19031980), Mehmet Kaplan (19151986), Nurettin Topçu (19091975), Salah Birsel (1919 ), Vedat Günyol (1912 ), Enis Batur (1952 ), Cemil Meriç (19171987), Mehmet Salihoğlu (1922 ), Uğur Kökden (1934 ), Nermi Uygur (1925 ) bunlardan birkaçıdır.
Aşağıdaki örnek, çağdaş bir deneme yazarımız olan Vedat Günyol’un bir denemesidir.

--------------DENEME TÜRÜNE ÖRNEK----------------
KÖRÜ KÖRÜNE İNANMAK
Öyle köylüler biliyorum ki; ayaklarının altını yakmışlar, bir tüfeğin tetiği altında parmaklarının ucunu ezmişler, başlarını cendereye sokup gözlerini kan içinde dışarı fırlatmışlar, yine de ağızlarından söz alamamışlar.
Birini gözümle gördüm. Öldüğünü sanarak bir çıkıra atmışlardı; boynundaki ip hala duruyordu; bu iple, onu bütün gece bir atın kuyruğuna bağlayıp sürüklermişlerdi. Öldürmek için değil, eziyet etmek için, yüz yerine hançer saplamışlardı. Kendisiyle konuştum; bütün bunlara katlanmış, sonunda da kendini kaybetmiş; istedikleri sözü söylemektense, bin kez ölmeyi göze almış. Çektiği acılar yanında ölüm hiç kalırdı. Hem de bu adam o semtin en zengin çiftçilerinden biriydi. Nice insanlar kendilerinin olmayan inanışlar için, başkarından aldıkları, ne olduğu doğru dürüt bilmedikleri fikirler için ses çıkarmadan diri diri yanmışlardır.
Montaigne
ÖLÜM ÜSTÜNE
Madem ki ölümün önüne geçilemez, ne zaman gelirse gelsin. Sokrates'e; "Otuz zalimler seni ölüme mahkum ettiler," denildiği zaman: "Tabiat da onları!" demiş.

Bütün dertlerin bittiği yere gideceğiz diye dertlenmek ne budalalık!

Nasıl doğuşumuz bizim için her şeyin doğuşu olduysa, ölümümüz de herşeyin ölümü olacaktır. Öyle ise, yüz sene daha yaşamıyacağız diye ağlamak, yüz sene evvel yaşamadığımıza ağlamak kadar deliliktir. Ölüm başka bir hayatın kaynağıdır. Bu hayata gelirken de ağladık, eziyet çektik, bu hayata da eski şeklimizden soyunarak girdik.

Başımıza bir defa gelen şey, büyük bir dert sayılmaz. Bir anda olup biten bir şey için bu kadar zaman korku çekmek akıl karı mıdır? Ölüm, uzun ömürle kısa ömür arasındaki farkı kaldırır, çünkü yaşamıyanlar için zamanın uzunu kısası yoktur. Aristo, Hypanis ırmağının suları üstünde bir tek gün yaşıyan küçük hayvanlar bulunduğunu söyler. Bu hayvanlardan, sabahın saat sekizinde ölen genç, akşamın saat beşinde ölen ihtiyar sayılır. Bu kadarcık bir ömrün bahtlısını, bahtsızını hesaplamak hangimizi gülünç etmez? Ama edebiyetin yanında, dağların, şehirlerin, yıldızların, ağaçların, hatta bazı hayvanların ömrü yanında bizim hayatımızın uzunu, kısası da o kadar gülünçtür.

Tabiat bunu böyle istiyor. Bize diyor ki: "Bu dünyaya nasıl geldiyseniz, öylece çıkıp gidin. Ölümden hayata geçerken duymadığımız kaygıyı ve korkuyu, hayattan ölüme geçerken de duymayın. Ölümünüz varlık düzeninin, dünya hayatının, şartlarının biridir. (İnsanlar birbirini yaşatarak yaşarlar ve hayat meşalesini, koşucular gibi, birbirlerine devrederler - Lucretius).

Yaşadığınız her an, hayattan eksilmiş, harcanmış bir andır. Ömrünüzün her günkü işi, ölüm binasını kurmaktır. Hayatın içinde iken ölümün de içindesiniz, çünkü hayattan çıkınca ölümden de çıkmış oluyorsunuz. Yahut şöyle diyelim isterseniz; hayattan sonra ölümdesiniz, ama hayatta iken ölmektesiniz. Ölümün, ölmekte olana ettiği ise, ölmüş olana ettiğinden daha acı, daha derin, daha can yakıcıdır.

Hayattan edeceğiniz kârı ettiyseniz, doya doya yaşadıysanız, güle güle gidin.

"Niçin hayat sofrasından, karnı doymuş bir davetli gibi kalkıp gidemiyorsun? Niçin günlerine, yine sefalet içinde yaşanacak, yine boşuna geçip gidecek daha başka günler katmak istiyorsun? Lucretius."

Hayat kendiliğinden ne iyi ne fenadır, ona iyiliği ve fenalığı katan sizsiniz.

Bir gün yaşadıysanız her şeyi görmüş sayılırsınız. Bir gün bütün günlerin eşidir. Başka bir gündüz, başka bir gece yoktur. Atalarınızın gördüğü, torunlarınızın göreceği hep bu güneş, bu ay, bu yıldızlar, bu düzendir.
Montaigne
Read more

10.Sınıf Türk Edebiyatı Cevapları Fırat Yayıncılık (Sayfa:145,146,147,148,149,150)


10.Sınıf Türk Edebiyatı Cevapları Fırat Yayıncılık 3.Ünite:Divan Şiiri-Terkibibend (Sayfa:145,146,147,148,149,150)

7. metin
TERKİBİBENT
1. Okuduğunuz şiiri ahenk unsurları yönünden inceleyerek tespitlerinizi aşağıya yazınız.
1. Ses akışı (aliterasyon, asonans): Ses akışı sağlayan sözcükler vardır. S, t ve y gibi sesler aliterasyon olarak kullanılırken a ve e sesi de asonans olarak kullanılmıştır.
Söyleyiş özelliği : Ahenkli bir söyleyişe sahiptir. Özellikle kafiye ve iç seslerdeki sözcükler bu şiire söyleyiş güzelliği katmıştır.
Ritim (açık ve kapalı hecelerin söylenişi): Aruz ölçüsü ile yazıldığı seslerin açık kapalı oluşu önemlidir.” şîre-i engûr, âlûde, maîl-i bûs-ı leb-i câm, bezm-i cihanın “ gibi sözcüklerde açık ve kapalı heceler bulunmaktadır. Bu şekliyle de aruzun tutması ve uygulanması için önemlidir.
Ses benzerlikleri (kafiye): Kafiyeli yazılmıştır. Kafiye düzeni aa, ba, ca, da, ea, fa… şeklinde oluşmuştur.



Konuşmadaki vurgu ve tonlamayla dizelerdeki ses ve söyleyiş arasında nasıl bir ilişki kurulabileceğini açıklayınız.
Konuşmadaki vurgu ve tonlamayla dizelerdeki ses ve söyleyiş arasında farklılık olacaktır. Şiir okurken ve yazarken mutlaka ritim, ahengin oluşması için ses ve söyleyiş özelliklerine dikkat ederiz ama konuşurken buna dikkat etmeyiz.

2. Okuduğunuz şiirde ses ve anlam yönünden kendi içinde bütünlük oluşturan birimleri belirleyiniz. Bu birimlerin özelliklerini ve bunlara ne ad verildiğini söyleyiniz. Ayrıca her bir birimin diğer birimlerle ses ve anlam yönünden ilişkisini açıklayınız.
2. Beyitlerden oluşmuştur.

3. a. Terkibibent hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınıza aktarınız.
a. TERKİB-İ BENT
Terkib-i bend bentlerle kurulan uzun bir nazım biçimidir. Yaşamdan, talihten şikâyet; felsefî düşünceler, dinî, tasavvufî konular ve toplumsal yergilerin işlendiği şiirlerdir. En az beş en fazla on bentten oluşur. Her bent de beş ila 10 beyitten oluşur. Bentlerin kafiye düzeni gazele benzer. Her bendin (terkib-hane, kıta) sonunda vasıta beyti denen bir beyit vardır. Her bendin sonunda farklı vasıta beyitleri kullanılır. Bunlar bentlerden ayrı olarak kendi aralarında uyaklanır. Bentlerin kafiyelenişi gazeldeki gibidir. aa xa xa xa xa xa bb cc xc xc xc xc xc dd … (aa aa aa aa aa aa bb cc cc cc cc cc cc dd) Edebiyatımızda Bağdatlı Ruhî ve Ziya Paşa bu türün iki önemli şairidir. İkisi de toplumsal konularda terkib-i bent yazmıştır.

b. Okuduğunuz şiiri yapı özellikleri yönünden incelemek için aşağıdaki soruları cevaplayınız (Bu inceleme için 9. sınıf II. ünite “Şiir İnceleme, Şiirde Yapı” bölümünde öğrendiğiniz bilgilerinizden yararlanınız.).
b.
Nazım birimi ve sayısı : Bendlerden oluşur ama her bende kendi içinde beyitlerden oluşur. Nazım birimi bend olup 2 benddir.
Vasıta beyit (bendiye):
Biz mest-i mey-i meygede-i âlem-i canız
Ser-halka-i cem’iyyet-i peymâne-keşânız

Uyak düzeni: Her bende: aa, ba, ca, da, ea, fa, ga, ha şeklinde oluşmuş.

c. Okuduğunuz şiirin, hakkında önceden bilgi edindiğiniz terkibibendin özellikleriyle benzerlik gösterip göstermediğini söyleyiniz.
c. Terkibibend ile birebir özellik göstermektedir.

ç. Okuduğunuz terkibibendin ve her bendin temasını aşağıdaki şema üzerinde yazınız. Bendlerin temasıyla terkibibendin teması arasındaki ilişkiyi açıklayınız. Şiirin teması, birimlerin ortak paydası mıdır? Düşüncelerinizi belirtiniz.
ç. Bütün beyitler ve terkibi bendin tamamında bir şekilde dünya hayatının geçiciliği ve ona meyledilmemesi gerektiği vurgulanmıştır.

4. XVI. yüzyılın ünlü şairlerinden Bağdatlı Ruhî, 17 bendlik bu terkibibendinde işlediği temayla zamanında büyük bir ün kazanmıştır. XVI. yüzyıl da Osmanlı Devleti’nin yapısıyla aynı yüzyılın şairi Rûhî’nin terkibibendindeki tema ve söyleyiş özelliği (yergici, kendine güvenen) arasında nasıl bir bağlantı olduğunu açıklayınız.
4. 16 .yüzyıl Osmanlı Yükselme dönemi içinde olduğu ama artık halkın kendine olan güveninden dolayı devleti yavaş yavaş duraklama içerisinde girdiği bir dönemdir. Yani nasıl bizden büyük devlet yok dediği bir dönemdir. Bu durum birçok devlet büyüğünde de görülmektedir. Bir özgüven vardır ve belli bir zaman sonra bu olumsuz sonuçlar vermeye başlayacaktır. Bu dönemde Bağdatlı Ruhi gibi sanatçılar da çıkacak gücün, malın, servetin dünya hayatında olmadığını asıl gidilmesi gereken ve sevilmesi gerekenin Allah ve ahiret olduğunu vurgulayacaktır. Bu dönemde Bağdatlı Ruhi gibi sanatçılar çok vardır.

5. Sınıfta iki gruba ayrılınız. Grup sözcülerinizi seçiniz. Grup olarak terkibibendin bir bendini seçiniz. Bentlerde dile getirilen duyguları ve bunların hangi kelimelerle yansıtıldığını bulunuz. Bulduğunuz kelimeleri, grup sözcüleriniz aracılığıyla tahtada sıralayınız. Daha sonra bentlerde aktarılan duyguların farklı kelimelerle nasıl yansıtıldığını tartışınız. Sonucu aşağıya kısaca yazınız.
5. Cevabı size kalmış…

6. Birinci bendin ilk beytinde geçen “mest” kelimesi, içki sarhoşluğu değil, “Allah’ın huzurunda, onun güzellik ve ihtişamıyla kendinden geçmek” anlamında kullanılmıştır.
• “Harabat” kelimesi, “harabe” kelimesinin çoğuludur ve divan şiirinde şairler “meyhane” anlamında kullanmışlardır. Terkibibentte ise tasavvufi anlamda tekke, ilahî aşk şarabının içilip kendinden geçildiği, gerçeğe ulaşılan yer anlamında kullanılmıştır.

• “Engûr” kelimesinin anlamı üzümdür ancak şiirde “şarap” kastedilmektedir.
• Yukarıdaki açıklamalardan yola çıkarak bu kelimelerle yapılan sanatların adını ve şiirde nasıl kullanıldıklarını aşağıya yazınız.
Mest: İstiare
Harabat: İstiare
Engûr: İstiare
Bu incelemenizden sonra terkibibentteki kendi anlamında kullanılmayan diğer kelimeleri de bulup açıklayınız.

7. a. “Bezm-i elest” imgesi hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınıza aktarınız.
a. Bezm-i elest: Ruhların aleminde bütün ruhların toplanıp Allah’ın ben sizin rabbiniz değil miyim sorusuna “Bela(evet)” dedikleri yer.

b. İlk beyitte geçen “Elest” kelimesiyle şair, neyi kastetmektedir? Şairin, “Bezm-i Elest” imgesini hatırlattığı bu beyitte hangi sanat vardır? Açıklayınız.
b. Telmih sanatı vardır. Burada daha önce dinsel bir olayı hatırlattığı için telmih sanatı vardır.

c. Üçüncü beyitte şair, “şarap küpü” anlamındaki kelimeyi, tasavvuf terimi olarak “âşığın kalbi” yerine kullanmıştır. Kelimenin geçtiği beyti okuduğunuzda gözünüzün önünde nelerin canlandığını açıklayarak buradaki söz sanatını söyleyiniz. Şiirdeki diğer imgeleri de siz bulunuz.
c. İstiare vardır.
Kadeh, etek, zahid, cam-ı mey, dilşad, Ferhat gibi imgeler vardır.

ç. Şiirdeki birimlerde kullanılan ortak imgeleri sıralayınız.
ç. Kadeh, etek, zahid, cam-ı mey, dilşad, Ferhat gibi imgeler vardır.

d. Terkibibentteki imge ve söz sanatlarının nasıl bir işlevi olduğunu açıklayınız.
d. İmgeler insana doğrudan ve sıradan anlatım farklılaştırıp anlatımı daha gizemli hale getirerek okuyucu anlatımın daha etkili kılmasına vesile olur. Mesela sevgili için uzun boylu kelimesini herkes kullanır ve böyle kullanılırsa da çok sıradan olur ama onu sallanan bir ağaca benzetmek anlatımı daha etkili kılar ki bunu da herkes yapamaz o dönem içinde.

8. İkinci bendin son beytinde Necef incisi olarak kastedilen, Hz. Ali’dir. Onun türbesi de Bağdat yakınlarındaki Necef’tedir. Şairin, bu kelimelerle hangi söz sanatını yaptığını açıklayınız. Belirttiğiniz söz sanatının şiirdeki işlevini söyleyiniz.
8. Yine istiare yapılmıştır. Çünkü inci diye benzetilen benzetmenin dört unsurundan sadece biri kullanılırsa istiaredir. Aynı zamanda tarihi karakteri hatırlattığı için telmih sanatı yapılmıştır. Estetik zevk katmıştır.

Terkibibentte söz edilen diğer efsanevi kişileri de siz belirleyiniz. Bunların şiire katkısını açıklayınız.
Ferhat diyerek Ferhat ile Şirin hikayesine gönderme vardır.

9. a. “Şîre-i engûr, mest, harabat, pay-ı hum, şikest, peymâne, irşâd” Arapça ve Farsça kelimelerinin şiirde kullanılma nedenlerini tartışınız. Sonuçlarını sıralayınız.
a. Birincisi şairlerimiz aruzla yazıkları için aruzda önemli olan seslerin açık ve kapalı olmasıdır. Türkçedeki seslerde açık ve kapalı ünlü durumları yoktur. Yani â, û, î gibi sesler yoktur. Bu aruz ölçüsünü ve ses değerini tutturmak için önemlidir. İkincisi ise bizim divan şairlerimiz Arap ve İran edebiyatından etkilenirken o şiirin estetik yapısı ve imge dünyasını değiştirmeden almışlardır.

b. Şiirdeki imgeler, söz sanatları ve nazım şeklinin özelliklerinden hareketle terkibibendin ait olduğu kültürle (gelenekle) ve toplumla ilişkisini açıklayınız.
b. Divan şiir geleneğine uygun yazılmıştır. Toplumun yapısı da dile getirilmiştir.

c. Yukarıdaki incelemelerinize göre terkibibendin hangi gelenekte yazıldığını ve hangi okuyucu kitlesine hitap ettiğini söyleyiniz.
c. Divan şiirinin hedef kitlesi yüksek zümre diye bilinen okumuş ve medrese eğitimi görmüş kimselerdir.

10. Terkibibendin temasının evrensel olup olmadığını söyleyiniz. Ruhî, bu temayı işlerken yüce ve yüksek olan soyut kavramlardan (imgelerden) nasıl yararlanmıştır? Açıklayınız.
10. Bu tema evrenseldir ve her devirde yazılabilir.

11. Bağdatlı Ruhî, terkibibendin temasını ve şiirdeki imgeleri hangi dinî kelimeleri ve divan şiirinin kendine özgü zevk ve anlayışını kullanarak geliştirmiştir? Düşüncelerinizi bir paragraf şeklinde yazarak sınıfta arkadaşlarınızla paylaşınız.
11. İslam kültürünün etkisiyle bunları dile getirmiştir. Hz. Ali , dünyanın faniliği, zahid (sofu), mecazi anlamda meyhane, mey, harabat gibi kelimelerle dile getirmiştir.

12. Bağdatlı Ruhî, terkibibendin temasında, yaşadığı dönemin sosyal ortamıyla ilgili gözlemlerini, izlenimlerini ve kişisel duyarlılığını yansıtmış olabilir mi? Açıklayınız.
12. Yazar kendi gözlemlerini şiire yansıtmıştır.

13. Terkibibentteki yan anlamıyla kullanılan kelimeleri bulunuz. Şiirin yan anlam bakımından zengin olup olmadığını söyleyiniz.
13.

14. Terkibibentteki duygu ve düşüncenin günümüz şiirlerinde ve şarkılarında da ele alınıp alınmadığını örnekler vererek açıklayınız.
14.

15. Terkibibendi okuduğunuzda neler hissettiniz? Şiiri ilk okuduğunuzda hissettiklerinizle birkaç kez okuduktan sonraki hisleriniz arasında değişiklik var mı? Acaba sizin hissettiklerinizle şairin bu şiiri yazarken hissettikleri arasında bir benzerlik olabilir mi? Açıklayınız.
15. Cevabı size kalmış…

16. Terkibibendi Destan Dönemi şiirlerinden daha önce okuduğunuz bir örnekle tema, nazım birimi, dil ve anlatım yönünden inceleyiniz. Sonuçları aşağıdaki tabloya yazınız.
Ölçütler
Terkibibent
Destan Dönemi Şiiri



Benzerlikler
Farklılıklar
Tema
Dünyanın geçiciliği
Aşk, şarap, yiğitlik


Temaları farklı
Nazım Birimi
Bent
Dörtlükler


Nazım birimleri farklı
Dil ve Anlatım
Arapça ve Farsça kelimelerde dolu kalıplaşmış bir anlatıma sahip
Yabancı etkilerden uzak sade bir dile yazılmıştır.






Dilleri bakımında farklı
17. a. Bağdatlı Ruhî hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
b. Bağdatlı Ruhî ile ilgili edindiğiniz bilgiler ve okuduğunuz terkibibentten hareketle onun fikrî ve edebî yönü hakkındaki çıkarımlarınızı aşağıya yazınız.

a. ve b . maddeleri dikkate alınarak cevaplanmıştır.
BAĞDATLI RUHÎ
Ne zaman doğduğu konusunda kesin bir bilgi yoktur. Asıl adı Osman’dır. Ayaz Paşa’nın bendelerinden olan babası Bağdat’a gelerek gönüllü bölüğe girmiş, evlenmiş, Ruhi orada doğmuştur. Genç yaşında şiir yazmağa başladı. İyi bir öğrenim gördü. Tasavvuf üzerinde çalıştı. Farsçayı iyi öğrendi. Bağdat’a gelen birçok bilgin ve sanatçılarla görüştü. Fuzulî ile tanıştı, birçok yer gezdi. 1605 yılında Şam’da öldü. Gazellerinde kalender ruhunun, pervasız aşkının ve tasavvufî düşüncelerin derin izleri vardır. Terkib-i bentleriyle tanınmıştır. Şiirlerini Divan’da toplamıştır.

c. Terkibibent ile şair arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
c. Şairi ile şiiri arasında bir bağ vardır.

YORUMLAMA – GÜNCELLEME
1. Bu bölümde okuduğunuz metinler; dönemin siyasi, sosyal, kültürel yapısı; etkilenilen Arap ve Fars edebiyatını da dikkate alarak divan şiirini oluşturan zihniyet hakkında bilgi veriniz.
1. İslamiyet’in kabulünden sonra Türkler kitleler halinde müslüman olurken etkilendikleri toplum Arap ve Fars toplumlarıdır ki bu durum hem toplumsal hem kültürel hem de edebiyata yansımıştır. Zaman içerisinde dini hayatı değişen Türkler kültürel yapılarında da değişiklik görülmüş ve bu durum edebiyata yansımıştır. İşte divan şiirini oluşturan temel unsur bu etkilenmenin sonucunda oluşmuştur.

2. a. Bu bölümde okuduğunuz divan şiirlerini mısra örgüsü, kafiye düzeni ve temalarına göre
<!--[if !supportMisalignedColumns]--> <!--[endif]-->
Nazım şekilleri


Mısra Örgüsü


Kafiye Düzeni
Tema
Gazel

Beyit

aa, ba, ca, da..
Aşk, kadın, şarap
Kaside

Beyit

aa, ba, ca, da..
Din ve devlet büyüklerine övgü
Rubai

Tek Dörtlük

aaaa ya da aaba
Dünya hayatının geçiciliği
Tuyuğ

Tek Dörtlük

aaaa ya da aaba
Dünya hayatının geçiciliği
Murabba

Dörtlük

aaaa, bbba, ccca…
Sevgili, aşk
Şarkı

Dörtlük

aaaa, bbba, ccca…
Sevgili, aşk
Terkibibent

Alt birim:beyit
Ana birim:bent

aa, ba, ca, da..
Dünya hayatının geçiciliği

EK BİLGİ: Divan şiiri nazım biçimlerinin ayrıntılı tablosunu indirmek için TIKLAYINIZ
b. Okuduğunuz divan edebiyatı nazım şekillerini nazım birimlerine göre gruplandırınız.
b.
Nazım birimi beyit olanlar

Nazım birimi dörtlük olanlar
Gazel
Müstezat
Kaside
Mesnevi
Kıta





Rubai
Tuyuğ
Murabba
Şarkı

3. Bu bölümde okuduğunuz şiirlerden hangisini beğendiğinizi nedenleriyle belirtiniz.
3. Cevabı size kalmış…
4. Divan şiirlerinden en beğendiğiniz ve ezberlediğiniz beyit ya da dörtlükleri okuyunuz.
4. Cevabı size kalmış…
5. Kitabınızda okuduğunuz terkibibentteki gibi sosyal eleştiri yapılan eserleri nasıl değerlen­diriyorsunuz? Açıklayınız.
5. Cevabı size kalmış…
6. Divan şiiri bölümünde okuduğunuz şiirlerde ortak olarak kullanılan imgeleri sıralayınız. Bunun nedenini açıklayınız.
6. Gül bülbül, meyhane, cam, şarap, selvi, gamze(kirpik), saç, Ferhat, ejderha gibi kelimeler kullanılmıştır.


DEĞERLENDİRME
1. Divan edebiyatıyla ilgili aşağıda verilen bilgilerden doğru olanları işaretleyiniz.
<!--[if !supportMisalignedColumns]--> <!--[endif]-->
XXX
Divan şiiri yüce ve yüksek olana yöneliktir. Bu nedenle de daha çok soyut olanların sahasında kalmıştır.
XXX
Divan şiiri, kendine özgü bir zevk ve anlayışın çevresinde örülüdür.
XXX
Divan şiirindeki sesle (söyleyişle) imparatorluk yapısı arasında bir ilişki vardır.


2. I. Nazım birimi beyittir.
II. Beyit sayısı 33-99 arasındadır.
III. Devlet ya da din büyüklerini övmek için yazılır.
IV. Teşbib, girizgâh, tegazzül, methiye gibi bölümleri bulunur.
Özellikleri sıralanan nazım şekli aşağıdakilerden hangisidir?
A. Tuyuğ B. Murabba C. Kaside D. Mesnevi E. Rubai
CEVAP:C

3. Nedim ve Fuzûlî’yi karşılaştıran aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A. Nedim, şiirinde günlük yaşamı yansıtmış, Fuzûlî ise bundan kaçınmıştır.
B. İkisi de kasideden çok gazelde başarılı olmuşlardır.
C. Fuzûlî tasavvuftan etkilenmiş, Nedim ise tasavvufla hiç ilgilenmemiştir.
D. İkisinde de dil, çağdaşlarına göre daha sadedir.
E. İkisinin de “Divanlarından başka “Mesnevi’leri vardır.
(1984 – ÖYS)
CEVAP:E

4. “Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim
İnan ki her ne demişsem görüp de söylemişim”
Bu iki dizede, şiirin bütünü ile ilgili özelliklerden hangisi kesin olarak saptanabilir?
A. Yazıldığı dönem
B. Konusu
C. Ölçüsü
D. Kafiye düzeni
E. Nazım biçimi
CEVAP:B

5. Aşağıdakilerden hangisi divan şiirinin belirleyici özelliklerinden biri değildir?
A. Aruz vezniyle yazılmış olması
B. Kaside, gazel, mesnevi ve rubai gibi belli nazım şekilleri içinde yazılması
C. Parça güzelliğine değil, bütün güzelliğine önem vermesi
D. Duygu ve düşünceleri kalıplaşmış birtakım söz sanatlarıyla anlatması
E. Yabancı sözcükler ve dil kurallarıyla fazlaca yüklü olması
(1983 – ÖYS)
CEVAP:C

6. Aşağıdaki kelimelerden birbiriyle ilgili olanları eşleştiriniz.
Gül-bülbül
İmge
Murabba
Dörtlük
Nedim
Şarkı
Matla
Gazel

7. Divan şiirinde sizi nelerin etkilediğini açıklayınız.

Read more