9. Sınıf Coğrafya Sayfa 77 Soruları ve Cevapları ( Lider Yayınları )

Sayfa 77

1-Türkiye'nin kuzey kıyılarının sıcaklığı güney kıyılarının sıcaklığından düşüktür sebebi nedir ?
c-1. Matematik Konum (Enlem Etkisi)
Türkiye 36°-42° Kuzey paralelleri arasında, ılıman iklim kuşağının Ekvator’a yakın bölümünde bulunmaktadır.
Türkiye’nin matematik konumu ılıman iklim şartlarının etkili olmasına ve mevsimlerin belirgin olarak görülmesine neden olmuştur. Türkiye yazın daha çok güneyden gelen sıcak hava kütlelerinin kışın ise kuzeyden gelen soğuk hava kütlelerinin etkisi altına girer.
-    Türkiye orta kuşakta yer aldığı için dört mevsim belirgin olarak yaşanır.
-    Türkiye Yengeç Dönencesi’nin kuzeyinde yer aldığı için yıl içerisinde güneş ışınlarını hiçbir zaman dik açıyla almaz.
Ayrıca enlemin etkisine bağlı olarak Akdeniz kıyılarındaki sıcaklık ortalamaları Karadeniz ve Marmara kıyılarındaki sıcaklık ortalamalarından daha fazladır.
S-2 Sıcaklık Ekvatordan Kuruplara gidildikçe düzenlibirbiçimde azalmaz.Çünkü
C-2. Özel Konum
Türkiye’nin iklimi üzerinde yalnızca matematik konum etkili değildir. Eğer böyle olsaydı güneyden kuzeye doğru gidildikçe sıcaklıklar düzenli bir biçimde azalır, yaklaşık aynı en-I lemler arasında yer alan Ege, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde aynı iklim şartlan görülürdü. Halbuki Türkiye’de kısa mesafelerde büyük iklim değişiklikleri ortaya çıkar. Bu duruma yol açan başlıca etmenler:
-    Kara ve deniz dağılışı
-    Yükselti
-    Dağların uzanış biçimi ve bakı durumu
-    Basınç merkezlerinin etkisi ve rüzgarlardır.
S-3 Sıcaklığın Ekvator'dan Kutuplar'a gidildikçe düzenlibir biçimde azalması için özel konumun etkilerinin ortadan kalkması gerekir

S-4 Kutuplara ulaşan ışın demeti daha az yüzeyi ısıtmaktadır.
Read more

9. Sınıf Coğrafya Sayfa 75 Soruları ve Cevapları ( Lider Yayınları )

Sayfa 75

Isı, bir maddenin bütün atom ve moleküllerinin kinetik ve potansiyel enerjilerinin toplamı o maddenin ısı dır. Sıcaklıkları farklı olan maddeler bir araya konulduğunda aralarında enerji alış verişi olur. Alınan ya da verilen enerji ısı enerjisi denir.
Sıcaklık, madde moleküllerinin kütle merkezlerinin ortalama kinetik enerjisi sıcaklık olarak tanımlanır. Bir maddenin belli bir ölçüye göre, soğukluğunu veya ılıklığını gösteren nicelik, sıcaklık olarak bilinir.
- Isı ve sıcaklık ölçülebilir büyüklüklerdir.
- Isı enerji çeşididir, sıcaklık enerji değildir.
- Isı kalorimetre ile, sıcaklık ise termometre ile ölçülür.
- Isı birimi calori veya Joule'dür, Sıcaklık birimi ise sadece Derece'dir.
- Isı madde miktarına bağlıdır. Sıcaklık ise madde miktarına bağlı değildir.
1. Güneş Işınlarının Düşme Açısı
(Güneş ışınlarının atmosferde aldığı yol)
Güneş ışınları bir yere ne kadar dik açıyla düşerse sıcaklık değerleri de o kadar yüksek olur. Çünkü dik açıyla gelen ışınlar daha dar alanları ısıtmaktadır.
Güneş ışınlarının düşme açısı dünyanın şekli, eksen eğikliği, günlük hareketi ve eğime bağlı olarak değişir.
a. Dünyanın Şekli: Ekvator'dan kutuplara doğru gidildikçe güneş ışınlarının geliş açısı küçülür.
b. Eksen Eğikliği: Dünyanın güneş etrafındaki dönüşüne bağlı olarak yıl içinde yarımkürelere farklı açılarla düşer.
c. Günlük Hareket: Dünyanın kendi ekseni etrafındaki dönüşüne bağlı olarak sabah ve akşam dar açılarla düşerken, öğle vakti daha dik açıyla düşer.
d. Bakı ve Eğim: Güneşe bakan yamaçlar güneş ışınlarını daha dik açıyla alırlar.
2. Güneşlenme Süresi
Güneşlenme süresi uzadıkça atmosferdeki ısı birikimi artacağı için sıcaklık da artar.
Gün içinde en yüksek sıcaklıkların öğleden birkaç saat sonra olması bununla ilgilidir. En soğuk zaman ise güneşin doğmasından önceki andır.
3. Yükselti
Atmosfer yerden yansıyan ışınlarla ısındığı için yerden yükseldikçe her 200 metrede 1 ºC sıcaklık azalır.
Sıcaklığın Deniz Seviyesine İndirgenmesi:
Soru: 1200 metre yükseltideki A noktasının sıcaklığı 18ºC olarak ölçülmüştür. A noktasının deniz seviyesine indirgenmiş sıcaklığı kaç derecedir?
1200 / 200 = 6 18 + 6 = 24 ºC
4. Kara ve Denizlerin Dağılışı
Karalar daha çabuk ısınır ve daha çabuk soğurken, denizler geç ısınır, geç soğurlar.
Ayrıca karalar denizlerden yazın daha sıcak, kışın ise daha soğuk olurlar.
Kuzey yarım kürede karalarda en sıcak ay Temmuz, en soğuk ay ise Ocak'tır. Buna karşın denizlerde en sıcak ay Ağustos, en soğuk ay Şubat'tır.
Kuzey yarım kürede karalar daha fazla yer kapladığından sıcaklık ortalamaları ve farkları güney yarımküreden daha fazladır.
5. Nem
Atmosferdeki su buharına nem denir.
Nemin fazla olduğu yerlerde aşırı ısınma ve soğuma görülmez. Bu nedenle günlük ve yıllık sıcaklık farklılıkları azdır.
Kış aylarında havanın bulutlu olduğu günler, bulutsuz günlere göre daha ılık geçer. Çünkü bulutlu günlerde yerin ısı kaybı daha az olur, bulutsuz günlerde ise fazla olur, bu durumda ayaz meydana gelir.
6. Okyanus Akıntıları
Okyanuslarda suyun kütle halinde bir yerden başka bir yere hareket etmesine okyanus akıntısı adı verilir.
Ekvator çevresinden gelen sıcak su akıntıları geldikleri yerde sıcaklığı arttırırken, kutuplardan gelen soğuk su akıntıları sıcaklığı düşürür.
7. Rüzgarlar
Ekvator çevresinden esen rüzgarlar sıcaklığı arttırırken kutup çevrelerinden esen rüzgarlar sıcaklığı düşürür.
8. Bitki Örtüsü
Bitki örtüsünün gür olduğu alanlar nemli ortamlar olduğu için ormanlar gündüz aşırı ısınmayı, gece aşırı soğumayı önler.


Read more

9. Sınıf Coğrafya Sayfa 74 Soruları ve Cevapları ( Lider Yayınları )

Sayfa 74

İklimin Ekonomik Faaliyet Türüne Etkisi

Sıcaklık ve yağış koşulları, doğal bitki örtüsü, tarım ürünleri, hayvan türleri ve akarsu rejimleri üzerinde belirleyicidir. Bu nedenle ekonomik faaliyetler de iklime bağlı bir dağılış gösterir. Örneğin; Yağış azlığı ve yaz kuraklığına bağlı olarak oluşan bozkırların yaygın olduğu bölgelerde küçükbaş, yaz mevsiminin serin ve yağışlı geçmesine bağlı olarak oluşan çayırların yaygın olduğu bölgelerde büyükbaş hayvancılık yaygındır. Çiçekli bitkilerin yaygın olduğu bölgelerde arıcılık, kışların ılık ve güneşli geçtiği bölgelerde seracılık, yazların sıcak ve kurak geçtiği kıyılarda ise kıyı turizmi gibi ekonomik etkinlikler gelişir.
iklimin insan yaşamı üzerindeki etkileri nelerdir
İklimin insan ve çevre üzerine pek çok etkisi vardır. İklim, insanların yeryüzüne dağılışlarını, ekonomik faaliyetlerini, yiyecek ve giyeceklerini, fizyolojik gelişimlerini, karakterlerini, kültür faaliyetlerini etkiler.
Bu etkilere ilaveten iklim:

Endüstrinin dağılışını etkiler.
Konut tipini ve malzemesini etkiler.
Ulaşım faaliyetlerini etkiler.
Turizm faaliyetlerini etkiler.
Tarım faaliyetlerini etkiler.
Tarım ürünleri çeşitliliğini etkiler.
Toprak oluşumunu ve verimlilik derecesini etkiler.
Yeryüzü şekillerinin oluşumunu etkiler.
Bitki örtüsü çeşitliliğini etkiler.
Göllerin oluşumunu ve göl sularının kimyasal özelliğini etkiler.
Akarsu debilerini ve rejimlerini etkiler.
Hayvan türleri ve dağılışını etkiler.
Dış kuvvetlerin etki alanlarını ve dağılışını etkiler.
Kayaların çözülme türünü belirler.
Erozyonu etkiler.
Kalıcı kar sınırı yükseltisini etkiler.
Denizlerin tuzluluk oranlarını etkiler.
Read more

9. Sınıf Coğrafya Sayfa 70 Soruları ve Cevapları ( Lider Yayınları )

Sayfa 70

HAVA OLAYLARI ( RÜZGAR , FIRTINA , KASIRGA , TAYFUN , HORTUM vb. ) 
Hava sıcaklığı sürekli olarak değişir. Ilık , sıcak ve soğuk olabilir. Bunun türlü nedenleri vardır . Dünya Güneş’in çevresinde dönerken , güneş ışınları Dünya’mıza bazen dik bazen de eğik olarak gelir. Dik olarak gelen ışınlar yeryüzünü daha fazla ısıtır. Eğik olarak gelen ışınlar ise daha az ısıtır. Yeryüzünün Güneş’ten gelen bu farklı ölçülerde ısı almasından mevsimler oluşur. Hava sıcaklığı gün içinde de değişir. Sabah ve akşam saatlerinde güneş ışınları eğik geldiği için yeryüzü çok ısınmaz. Öğle saatlerinde güneş ışınları dik geldiği için sıcaklık artar.
Hava sıcaklıklarındaki bu değişmeler hava olaylarını oluşturur. Rüzgar , tayfun , fırtına , kasırga ve hortum yaşantımızda karşılaştığımız hava olaylarındandır. Şimdi bu hava olaylarının nasıl oluştuğunu öğrenelim.
RÜZGÂR
Dünyamızı saran hava tabakası ağırlığı nedeniyle yeryüzüne bir kuvvet uygular . Buna kuvvete hava basıncı denir. Isınan hava yükselir. Bu nedenle yeryüzüne yaptığı basınç azalır. Fakat yeryüzünün her yerinde sıcaklık farkı aynı değildir. Hava sıcaklığının düşmesi durumunda ise havanın yeryüzüne yaptığı basınç artar. Bu durumda ısınan hava ile soğuk hava sürekli yer değiştirir. Yani ısınan bölgeler ile soğuk bölgeler arasında sürekli bir hava akımı vardır . Bu hava akımına rüzgâr adı verilir . Hafif esen rüzgara yel denir. Şiddeti fazla değildir. İnsanlar rüzgârlara değişik adlar vermişlerdir. Örneğin ülkemizde değişik yönlerden esen rüzgârlar vardır. Bunlar yıldız , lodos , poyraz , karayel gibi .
FIRTINA :
Fırtına bulutları
Kimi rüzgârlar çok şiddetli olur. Saatteki hızı 100 – 110 km yi bulan rüzgârlara fırtına adı verilir. Fırtına rüzgarın hızlı bir şekilde esmesine denir. Rüzgar hızı 27 knot üzerine çıktığında, yani 7 bofor ve üzeri olduğunda rüzgara artık fırtına denir.
Fırtına farklı sıcaklıktaki hava kütlesinin çarpışmasıyla oluşur. Fırtınalar büyük zararlara neden olabilir. Yerleşim alanları ve insanlar zarar görür. Fırtınalar farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Bazı fırtınalar şiddetli yağmur , kar ve dolu getirebilir. Bu durumda fırtınanın zararları daha da artar.
KASIRGA :
Tropik bir kasırga

Catarina kasırgası, 26 Mart 2004, Brezilya.
Kasırga fırtınanın çok şiddetli halidir. Saatteki hızı 300 km yi bulan yağmurlu fırtınalara kasırga adı verilir . Kasırgalar genel olarak büyük can ve mal kaybına neden olur . Kasırgalar geniş alanları etkileyebilir. Amerika kıtasının güney ve orta bölümlerinde görülür. Kasırgalar deniz suyu sıcaklığının 27 dereceden fazla olduğu sıcak denizlerde görülür.
TAYFUN :
Tayfun, Kasırgalar, şiddetli rüzgarları, ilginç bulut yapıları ve sellere yol açan yağmurlarıyla Dünya'nın en olağanüstü hava olaylarından birisidir. Hortumlardan yaklaşık 2000 kat daha büyük olan kasırgalar, yollarına çıkan her şeyi yok eder, verdikleri zararlarla ülkelerin ekonomilerini felce uğratırlar. Genellikle de çok can alırlar. Hortumlar, kısa sürüp belirli ve çok küçük bir alanda etkili olurken; kasırgalar çok geniş alanlara yayılabilir ve yavaş hareket ederler.
Büyük Okyanus’un batısında ve Çin Denizinde görülür. Şiddetli kasırga anlamına gelir. Tayfunlar yerleşim bölgelerinde yapıların bir bölümünün yıkılmasına yol açar.
HORTUM :
Terracina (Lazio, İtalya)'da bir hortum
Sıcak ve nemli hava ile soğuk havanın şiddetle yer değiştirmesi sırasında dönen rüzgarlar oluşur . Bu rüzgârlara hortum adı verilir. Hortum genel olarak şiddetli fırtınalar sırasında meydana gelir. Hortumlar ağır cisimleri bile yerden kaldıracak kadar güçlü olabilir. Genellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin Teksas ve Illionis eyaletlerinde görülür.
Dolu
Dolu, kule tipi bulutlardaki düşey hava sirkülasyonuna kapılan bulut damlacıklarının bulut içindeki 0 derece ve -40 derece seviyelerini geçerken (donma ve erimeler ile) tabaka tabaka büyümesi ile oluşur. Dolu tanesini kesip bakarsanız bulut içinde kaç kez dolaştığını soğana benzer tabakalarını sayarak görebilirsiniz.
Bulut içinde düşey hava sirkülasyonunu ve yerçekimini yenilerek yere düşen dolu taneleri bulut ile yer arasındaki hava sıcaklığından çok fazla etkilenmez. Ama bulut tabanından ayrılan kar kristalleri içinden geçtiği hava tabakasının sıcaklığına göre, kuşbaşı kara, granül şeklindeki kara, sulu sepkene, yağmura veya donan yağmura dönüşebilir.
Kar

Kar kristalleri
Kar, bir yağış çeşididir.
Çok sayıda kar kristal çeşidi olmasına rağmen hepsi altı köşelidir. Kar tanelerinin kristal yapıları birbirinin tıpa tıp aynısı değildir. Mikroskopla büyütülen kar taneleri üzerinde yapılan araştırmalarda, kristal yapıları birbirinin aynı olan iki kar tanesine rastlanmıştır. Kar kristalleri üzerinde ilk araştırmaları yapan ABD'li Wilson Bentley, gördüğü muhteşem sanat karşısında adeta büyülenmiş ve elli yıl boyunca sürekli kar kristali fotoğrafı çekmiştir. Elde ettiği 6000 resim içinde kristal yapıları birbirinin aynı olan iki kar tanesine rastlayamamıştır. Daha sonraları diğer bilim adamlarının sürdürdüğü çalışmalar neticesinde şimdiye kadar kar tanecikleri arasında aynı büyüklükte, aynı şekilde ve aynı sayıda su molekülü ihtiva eden iki kristal bile bulunamamıştır.
Çapları 2-4 mm, ağırlıkları ise yaklaşık 0,005 gram olan kar tanecikleri havanın gösterdiği direnç sebebiyle süzülerek (limit hızla) yere inerler. Bu inme sırasında tanecikler birbirlerini ittiklerinden yapışmazlar. Özelliklerini koruyarak yere inerler. Bunlar güneş ışığını tamamen yansıttıkları için beyaz olarak görülürler. Kar yağışı genellikle hava sıcaklığı -4°C ilâ -20°C arasındayken olur. Bu yağış, sıcaklık sıfırın altında birkaç derece olduğunda ağır, nemli, ebatları bir santimetreye ulaşan parçalar halinde gerçekleşir. “Lapa lapa kar yağması” tabiri bu durum için kullanılır. Atmosfer ile toprağın sıcaklıkları eşit olursa yüzeye ulaşan kar hemen erimez. Toprak sıcaklığı atmosfer sıcaklığının üzerinde ise, yere düşen kar kısa sürede erir.
Dünya üzerinde bir bölgede, kar yağışı olma ihtimali, o bölgenin ekvatordan uzaklık ve deniz seviyesinden yüksekliği ile doğru orantılıdır. Buna rağmen ılıman bölgelerin kara iklimi görülen kısımlarında, ekvatordan uzaklık ve denizden yükseklik şartları yeterli durumda olmasa bile, kar yağışı görülür. Yapılan araştırmalarda bütün yağışların altı veya sekizde birinin kar olarak gerçekleştiği anlaşılmıştır. Karın, tarım toprağını koruması ve nemli tutmasında önemi büyüktür. Kar, yeryüzü ve yeraltı su rezervlerinin ana kaynağıdır.
Kar, -8°C’de, bitkilerin üzerinde ince bir hava tabakası bırakarak, bu bölgeyi 0°C olacak şekilde örter. Kış boyunca toprak ve bitkileri donmaktan koruyan kar, ilkbaharda sıcaklığın artmasıyla eriyerek nehirlere ulaşır. Ayrıca kışın yağan ve dörtte üçü üst kısımlarda kalan kar, yaz kuraklığına karşı da toprağı ve bitkileri korumuş olur. Karda bulunan amonyak, kar erimesiyle birlikte toprakta kalır. Bu amonyak, azot bakterileri tarafından kalsiyum nitrat gibi azot tuzlarına çevrilerek bitkilerin azot ihtiyacını karşılar.
Yağmur
Yağmur yağışı.
Yağmur döngüsü
Yağmur, bir çeşit yağıştır. Diğer yağış türleri içinde kar, sulusepken, dolu ve çiğ vardır. Yağmur bulutlardan Dünya'nın yüzeyine ayrı su damlalarının düşmesi ile oluşur. Tüm yağmur damlaları yüzeye ulaşmaz, bazıları düşme esnasında kuru havadan geçerken buharlaşır. Sıcak ve kuru çöl bölgelerinde virga olarak adlandırılan bir olay vardır, bu olay hiçbir yağmur damlasının yüzeye ulaşmaması durumunda oluşur. Bilimadamlarının yağmurun oluşumu ve yağışı ile ilgili açıklamaları Bergeron Süreci olarak adlandırılır. Ayrıca yazın bazı günlerde bulut olduğu halde yağmur yağmamasının sebebi havanın yeterince soğuk olmamasıdır. Yapay yağmurlar ise havanın bulutlu olduğu günlerde bulutlara gümüş iyodür bulutu sıkılarak yağdırılır. Havada bulut olmazsa asla yapay yağmur yağdırılamaz.
Çisenti
Sis içinde çisenti biçiminde çok hafif yağış olabilir
Çisenti, genellikle stratus bulutlarından düşen, çapı 0,5 mm den daha küçük birbirine yakın su damlacıklarının oluşturduğu yağış şekli.
Sulusepken
Yağmur ve karın aynı anda yağış olarak yere düşmesi olayı. Bu yağış türüne sulusepken kar yağışı adı da verilmektedir.Havanın soğuk olduğu zamanlarda bulutlardaki yağmur kara döner.Ama bir kısmı yağmur olarak kalır.Bulut aynı anda hem yağmuru,hem de karı kolay kolay taşıyamayacağı için bu yükü aşağı bırakır ve karla yağmur aynı anda yağar.
Çiy
Bir örümcek ağındaki çiy taneleri.
Bir örümcek ağındaki çiy taneleri.
Çiy, atmosferik sınır tabakadaki hava parselinin aktüel buhar basıncının, yüzeyin sıcaklığına ait doymuş buhar basıncından daha yüksek olması sonucu, havadaki su buharının soğuk yüzey ve/veya cisim üzerinde yoğunlaşarak sıvı faza geçmesidir. Bahar aylarında bulutsuz gecelerde gerçekleşen radyasyon kaybı, yeryüzeyine temas eden ince bir hava tabakasında fazlaca soğumaya neden olur ve çiy de genellikle bu durumda -nem, sıcaklık ve basınç koşulları da uygunsa- gerçekleşir. Yer/cisim sıcaklığı donma seviyesinin altında ise, çiy yerine kırağı gerçekleşir. Çiy, meteoroloji biliminde yağış kategorisine girmez. Hatta klimatolojik rasat cetvellerinde meteorolojik hadise değil, müşahede olarak rapor edilir.
İlkbahar veya yaz mevsiminde sabahları cisimlerin üzerinde, bahçedeki bitkilerin yapraklarında su damlacıkları oluşur. Bu damlacıklar yağmur damlası değildir, geceleri havanın soğumasıyla havada bulunan su buharının yoğuşarak oluşturduğu damlacıklardır.
Kırağı
Kırağı, atmosferik sınır katmandaki hava parselinin gerçek buhar basıncının, yüzeyin sıcaklığına ait buz üstünde doymuş buhar basıncından daha yüksek olması sonucu, havadaki su buharının soğuk yüzey ile/ya da cisim üzerinde yoğuşarak katı duruma geçmesidir. Oluşum biçimi bakımından çiyden bir ayrımı yoktur. Meteorolojide yağış ulamında değerlendirilmez. Soğumanın çok şiddetli olduğu yerlerde, havanın temas ettiği yüzeylerde buz kristalleri biçiminde oluşan yoğuşma ürünüdür. Türkiye'de bu olay kış mevsiminin başlarında görülür.
Read more

2014 Yılı Murakıplık Sınavı Sonuçları Öğren

"2013 Yılı Murakıplık Giriş Sınavı"na katılan adaylar sözlü sınav sonuçlarını kullanıcı hesapları vasıtasıyla https://ikys.diyanet.gov.tr internet adresinden öğrenebileceklerdir.
Read more

12. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 128 - 129 - 130 Soruları ve Cevapları ( Ekoyay Yayınları )

Sayfa 128 - 129 - 130

Ünite Değerlendirmesi Cevapları

A)YDYDDDY
B)macera romanı, Letaif-i Rivayat- Ahmet Mithat Efendi, fabl, tragedya, Pişekar’dır, aliterasyon, pastoral
C)
1)D
2)A
3)B
4)C
5)A
6)B
7)D
8)C
9)C
10)B
11)E
12)C
13)E

Read more

12. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 124 Soruları ve Cevapları ( Ekoyay Yayınları )

Sayfa 124

28.Etkinlik
Hayal Şehir ve Canım İstanbul adlı şiirlerin teması İstanbul’dur.
29.Etkinlik
Sanatsal işlev
30.Etkinlik
Kızılırmak Kıyıları ve türküler Dolusu şiirlerinde açık, sade ve duru bir dil kullanılmıştır.
31.Etkinlik
Şiirsel bir anlatım tercih edilmiştir.
Anlama Yorumlama
1)Şiir dili ses ahengine dayanması, imge, mecaz ve sanatlı söyleyişe yer vermesi, devrik cümle yapısına sahip olması, dize birimi esasına bağlı bir yapıya sahip olması bakımından günlük konuşma dilinden ayrılır.
2)Şiirde imgelerin kullanılması, anlamı basitlikten kurtarır. İmgeler, şairin iç dünyasının sanatlı bir şekilde dışavurumudur.
4)şairlerin sanat anlayışları, yaşantıları, zihniyetleri, duygu ve duyarlılıkları ile ilgilidir.
6)Mehmet Fuat’a göre şiir yazmak için öncelikle daha önce yazılmış nitelikli şiirleri ve bu şiirler hakkında yazılmış değerlendirme ve eleştiri yazılarını okumak gerekir.

Canım İstanbul: Hepsi evet
Read more

12. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 122 Soruları ve Cevapları ( Ekoyay Yayınları )

Sayfa 122



Aşklar
Kızılırmak Kıyıları/Türküler Dolusu
Farklılıklar
Düzyazı biçiminde ve paragraf birimiyle yazılmıştır. Bireysel bir tema ele alınmıştır.
Manzum biçimde ve dize birimiyle yazılmışlardır.
Toplumsal temaları ele almışlardır.
Benzerlikler
Aşklar metninde cümlelerin çoğu devriktir. Bu yüzden iki metinde de şiirsel bir söyleyiş özelliği vardır.


Read more

12. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 121 Soruları ve Cevapları ( Ekoyay Yayınları )

Sayfa 121

21.Etkinlik
Türküler Dolusu şiirinin teması Anadolu türküleri, Şiir Balı metninin teması ise Anadolu halk şiirleridir. İki metnin dayandığı ortak payda, Anadolu insanının bağrından çıkmış sözlü gelenek ürünleridir.
22.Etkinlik
Cumhuriyet dönemi şiir geleneği
24.Etkinlik

Balıkçılar
Kızılırmak Kıyıları
Türküler Dolusu

Yapı
Serbest müstezat biçiminde ve aruz ölücüsüyle yazılmıştır.
Serbest ölçüyle yazılmıştır.
Serbest ölçüyle yazılmıştır.

Dil ve anlatım
Ağır, süslü ve imgelerle yüklü bir dili vardır.
Açık, sade ve akıcı bir dili vardır.
Açık, sade ve akıcı bir dili vardır.

Söyleyiş Tarzı
Olay örgüsündeki kişiler arasında gerçekleşen diyalogları ifade eden bir söyleyiş vardır. Acındırma amacı sezilir.
Eleştiren, acındıran, iğneleyici bir söyleyiş biçimi vardır.
Övgü ve sevgi ifadelerinin yoğun olduğu bir söyleyiş hakimdir.

Anlatım türü
Öyküleyici ve betimleyici anlatımla birlikte şiirsel bir ifade vardır.
Şiirsel anlatım
Şiirsel anlatım



Read more

12. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 119 Soruları ve Cevapları ( Ekoyay Yayınları )

Sayfa 119

18.Etkinlik
Birinci Bent: Şair, memleketine duyduğu özlemi memleketine özgü söyleyişler ve benzetmelerle ifade etmektedir.
İkinci Bent: Şair, ilmik ilmik, damar damar yerli olduğunu söylerken memleketiyle bütünleşmiş olduğunu, ressamlığındaki ustalığı memleketin yani Anadolu’nun güzelliklerinden aldığını söylemek istiyor.
3.Bent: Şair Anadolu’ya hakaret eden ve onu küçümseyenlere karşı duracağını, bu gücünü de şiirden aldığını belirtmektedir.
4.Bent: Köy türkülerinin kendi şiirlerinden daha çok üstün bir sanat eseri olduğunu ifade etmektedir. Böylece Anadolu’nun halk kültürü ve edebiyatını övmektedir.
5.Bent: Köy türkülerinin doğal, gerçek ve insanca eserler olduğu belirtilmiştir. Türküler insan yaşamını gerçekçi bir ifadeyle ortaya koyar.
6.Bent: Türküler insanının temiz, saf karakterini dile getirir. Anadolu’nun dağı, yaylası, toprağı, bereketi, tarihi, acıları, sevinçleri, velhasıl her şeyi türkülerde saklıdır.
7.Bent: türküler duyguları etkileyici bir ses ahengiyle yansıtır.
8.Bent: Türküler, Anadolu insanının bağrından kopmuştur. Her biri farklı bir ruh halinin yansımasıdır.
Şiirin birimlerindeki anlamların kesiştiği ortak payda yani tema “Anadolu türküleri” dir.
Kızılırmak Kıyıları şiirinde beş dizelik bentler kullanılmıştır. Her bendin düzenli bir ses ahengi vardır.
İlk şiirin yapı bakımından benzer özelliği, serbest ölçüyle yazılmış olmalarıdır.
19.Etkinlik
Benim yüreğimde boylu boyunca memleketim var: yan anlam
Canıma ciğerime dek işlemiş: Yan anlam
Elma dalından uzağa düşmez: yan anlam
Bin bir yerimden bağlanmışım: Mecaz
Düşümden tırnağıma kadar ressamım: Mecaz
Taşıma toprağıma toz konduranın alnını karışlarım: mecaz
İçerisine insan kokusu sinmiş mısralara vurgunum: mecaz
Bıçak gibi kemiğe dayansın yeter/Eğri büğrü, kör topal kabulüm: Mecaz
Dilimizin tuz biberi: mecaz
Ana sütü gibi candan/ana sütü gibi temiz: mecaz
20.Etkinlik

Aynı zamanda birer imgedir.
Read more

12. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 117 Soruları ve Cevapları ( Ekoyay Yayınları )

Sayfa 117

9.Etkinlik
Kızılırmak Kıyıları adlı metinde bentlerin ikinci ve beşinci dizeleri arasında ses ahengi vardır.
10.Etkinlik
Birimlere hakim olan duygular:
1.Bent: Şair ilk kıtada, kendinden önce gelen memleket edebiyatının temsilcisi sanatçılara, Anadolu ile ilgili şiirler yazan Anadolu’yu eserlerinde mesut bir biçimde gösteren şairlere “kardaş, senin dediklerin yok.” Diye seslenir.
2.Bent: Şair ikinci bentte, Anadolu’nun görülen yüzünü, tabiata ait özelliklerini insana yansıyan yönleriyle bizlere sunar.
3.Bent: Anadolu’yu bir sofraya benzeten şair, üç yüz senedir Anadolu sofrasından beslenen memleketin tüm kesimlerine seslenir.
4.Bent: “Parça parça yarılmış öküz ardında/ Parmağı üç pare, tırnağı ak değil” mısralarıyla Anadolu insanının durumunu fotoğraf gerçekliği içinde okura sunmaktadır.
5.Bent: “Gün doğar, tarla kuşları uçuşurlar,/Ağır bir aydınlık, bildiğin şafak değil.” Mısralarıyla günlerin doğmasının, tarla kuşlarının uçuşmasının bu topraklarda acı gerçeği değiştirmediğini belirtmiştir.
6.Bent: Anadolu coğrafyası Kızılırmak nehrinin geçtiği yerler üzerinden anlatılarak sunulur.
7.Bent: Şair, şiirini tamamlarken yine Anadolu hakkında yazanlara, “Kardaş, görmüyorum ama hala duyabiliyorum” diye seslenmektedir.
Birimlerin anlamlarından hareketle şiirin temasının “Unutulan Anadolu” olduğunu söyleyebiliriz.
11.Etkinlik
“Kızılırmak Kıyıları” şiirinde halk diline ve söyleyişine yaklaşan şair, “gel gayrı, “çık hele” gibi sözcüklerle de halkın duygularını daha samimi bir şekilde şiirine taşımış, onlarla hemhal olmaya çalışmıştır.
12.Etkinlik
Kızılırmak Kıyıları siyasi otoriteye ve aydınlara bir eleştiri niteliği taşır. Cumhuriyet Dönemi Toplumcu Şiir Geleneği
13.Etkinlik
Tanzimat Dönemi Şiirinde işlenen Konular:
1.Kuşak: Eşitlik, hak, adalet, özgürlük, vatan
2.Kuşak: Aşk, yalnızlık, ölüm, ayrılık gibi bireysel temalar
Servetifünun Şiirinde işlenen Konular: Aşk, yalnızlık, ölüm, ayrılık, tabiat güzellikleri, karamsarlık, bunalım gibi bireysel temalar
Milli Edebiyat Dönemi  Şiirinde İşlenen Konular: Memleket sevgisi, tarihi zaferler, milli dygy ve duyarlılıklar, vatan ve millet sevgisi, ulus bilinci gibi milli ve toplumsal temalar
15.Etkinlik

Edebi metinlerin oluştuğu ve yazıldığı dönemin birer temsili olduğu düşüncesinden hareketle, “Kızılırmak Kıyıları” şiirini de yazıldığı dönemin şartları üzerinden değerlendirmek gerekir.
Read more

12. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 116 Soruları ve Cevapları ( Ekoyay Yayınları )

Sayfa 116

2.Etkinlik
Nazım birimi: Beş dizelik bentler
Ölçü: serbest ölçü
Kafiye düzeni: “…ak yok” ses benzerliğiyle oluşan kelimeler her bendin ikinci ve son dizesinde tekrarlanmıştır. (xaxxa, xaxxa)
5.Etkinlik
Şiiri düz yazı biçiminde okursak ses ahenginin şiire kazandırdığı söyleyiş güzelliği kaybolur. Şiir düz yazıdan ayıran en önemli özelliği ahenkli ve akıcı bir anlatıma sahip olmasıdır.
6.Etkinlik
Kardaş: gerçek kardeşine değil, memleket edebiyatının temsilcileri olan yazar ve şairlere seslenir.
Toprak: memleket, bölge
Çık: git, gez ,dolaş
Çamı bitmiş, kavağı azalmış: doğal bitki örtüsünden yoksun, kıraç
Gamla örtülü bayırlar, çıplak değil: üzüntülü ve kederle örtülü bir coğrafya
Yeşeren: dirilen, hayata dönen
Yersin içersin sofrasından: Nimetlerinden faydalanmak
Bakımsızlıklarla göçüp gitmiş bir cihan: İlgisizlikten yok olmak üzere kalmış bir dünya
Mevsimler soğumuş, sular azalmış: kışın gelmesi, suların azalması
Utanır elin ayağın: mecazlı  bir ifade
Dertle, sefaletle: sıkıntılı, dertli

Siyah leşlerle kararmış: rengi siyaha  çalıyor
Read more

12. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 115 Soruları ve Cevapları ( Ekoyay Yayınları )

Sayfa 115

Şiir

Hazırlık
2)Bir metinde ses ahengi, ritmik bir ses akışı ve dize birimi varsa o metin şiirdir.
3)Edebiyatımızda belli başlı üç şiir geleneği vardır.
Halk Şiir Geleneği:
Kullanılan dil halkın dilidir.
Halk deyimlerine ve güzel halk söyleyişlerine yer verilir.
Şairler şiirlerini saz eşliğinde, belli bir ezgi ile söylerler.
Nazım birimi dörtlüktür.
Hece ölçüsü kullanılmıştır.(7, 8, 11)
Yarım kafiye kullanılmıştır. Rediften de yararlanılmıştır.
Tabiatla ilgili benzetmelerden yararlanılır.
(boy serviye, yüz aya, kaş kaleme, diş inciye, yanak güle)
Aşk, tabiat, ayrılık, hasret, ölüm, yiğitlik, din gibi konular işlenmiştir.
Şair son dörtlükte adını(mahlasını) söyler.
Divan şiiri geleneği ve özellikleri:
Aruz ölçüsü kullanılır.
Nazım birimi beyittir.
Süslü ve sanatlı bir dil kullanılır.
Biçimsel kalıplar vardır.
Konular genellikle aşk, şarap, kadın ve Allah sevgisidir.
Sosyal konular fazla işlenmez.
Modern şiir geleneği ve özellikleri:
Serbest ölçü kullanılır.
Kafiye ve redif gibi ahenk ögeleri tercihe göre kullanılabilir.
Söz sanatlarına çok fazla yer verilmez.
Sade ve anlaşılır bir dil kullanılır.
Şiirlerin temaları çok farklıdır.
Şairler kendilerine has imgeler oluştururlar.
Konularda bireysellik ön plandadır.
Şairler kendi benlerini şiirlerine yansıtırlar.

Şiirin biçimsel kalıpları yoktur. Kimi şair dize, kimi beyit, kimi dörtlük kullanır.
Read more

12. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 113 Soruları ve Cevapları ( Ekoyay Yayınları )

Sahne 113

Ölçme ve Değerlendirme Sorularının Cevapları

A)DDYD
B)Orta oyunu, Kavuklu- pişekar, Komedya
C)
1)D
2)A
3)C
4)B
5)D
6)C
7)E
8)D
Ç)
1)Açıklayıcı anlatım, tartışmacı anlatım

2)Sanatta yaratma denilen şey aslında var olanı yenileme ve değiştirme çabasıdır.
Read more

12. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 112 Soruları ve Cevapları ( Ekoyay Yayınları )

Sayfa 112

Anlama Yorumlama
1)Karagöz’ün Dönüşü adlı oyun sahne tekniği ve dramatik örgüsü bakımından modern tiyatronun özelliklerini taşır.
4)tiyatro türünde olay örgüsü yerine dramatik örgü vardır. Anlatımdan çok göstermeye dayalı bir olay akışı vardır. Olayların akışı kişilerin konuşmalarıyla takip edilir. Olay ve kişiler bir sahne düzeninde ortaya konur. Tiyatro metinleri bu yönleriyle hikaye ve romandan ayrılır.

7)Karagöz’ün Dönüşü metnindeki dramatik örgüde anlatılan olaylar inandırıcı değildir. Ah Şu Gençler ve Sevgili Doktor metinlerinde ise gerçeğe uygun, inandırıcı olaylar anlatılmaktadır.
Read more