2013 9.Sinif Lise 1 Türk Edebiyatı 2.Dönem 1.Yazılı Soruları ve Cevapları


9.Sinif Lise 1 Türk Edebiyatı 2.Dönem 1.Yazılı Soruları (2012-2013)
2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MİDYAT ANADOLU LİSESİ 9.SINIFLAR TÜRK EDEBİYATI DERSİ 2.DÖNEM 1.YAZILI İMTİHANI SORULARIDIR
AÇIKLAMALAR:İstediğiniz sorudan başlayabilirsiniz.Soruların puan değerleri, karşılarında gösterilmiştir.İmlâ ve Noktalama puanlamaya dahildir.
SÜRE:Bir ders saati kadardır.(45’)

KERAMET,ÖMER SEYFETTİN
Yangın, yarım saatten beri devam ediyordu. Fakat mahallenin ahalisi iki ev sonra söneceğine inanıyorlardı. Çünkü bir değerli kişinin türbesi vardı. Mümkün değil, o tutuşmazdı! Şiddetli bir kıble rüzgarı esiyor, alevleri, kıvılcımları saçan tahta parçalarını, türbenin üzerine altındaki evlerin çatılarına fırlatıyordu. İtfaiye bölüğü, tulumbalar son gayretlerini sarf ediyorlardı. Polisler etrafı ablukaya almışlar, kaçırılan eşyanın yağmasına meydan vermiyorlardı.Çiroz Ahmet etrafına bir göz gezdirdi. Bu kaşarlanmış bir külhanbeyi idi. Onca yangın demek vurgun demekti. Ama mahalle çok fakirdi. Biliyordu ki, şu yanan zavallı kulübeciklerin içinde yatak yorgandan başka bir şey yoktu. Halbuki vurgunda adet “Yükte hafif, pahada ağır şeyler”i bulmaktı. Allah belasını versin! Faydasız yangın! diye başını salladı. Ahali türbenin önüne toplanmıştı.
___Buraya gelince söner! diyorlardı.
Çiroz Ahmet, yeşil boyalı türbenin penceresine sokuldu. Kör bir kandilin hafifçe aydınlattığı sandukaya baktı. Başı ucunda iki büyük şamdan duruyordu. Sandukanın iki tarafında iki seccade yayılı idi.Açık rahlelerde büyük Kuranı Kerimler yan gelmiş yatıyorlardı.Çiroz Ahmet kelepir karşısında parlayan bir Yahudi gözüyle bunlara baktı. Askeri bir hesap yaptı. İçinden “şamdanlar onar liradan yirmi... seccadeler on beşerden otuz... kitaplardan mutlaka yazmadır. Yirmi de onlara de! etti yetmiş...” dedi. Yeşil boyalı kapıya gitti. Çiroz, kemikli omuzlarıyla kapının kuvvetini yokladı. Sonra kilidine baktı. yavaş yavaş dayanmaya başladı.

(Çiroz:Bir balık çeşidi Mecaz:çok zayıf kimse Kaşarlanmış:Bir işte deneyim kazanmış,kurnaz(kimse) Sanduka: Mezarın üzerine yerleştirilmiş, tabut büyüklüğünde tahta veya mermer sandık Kelepir: Değerinden çok aşağı bir fiyatla alınan veya alınabilecek olan şey Kandil: İçinde sıvı bir yağ ve fitil bulunan kaptan oluşmuş aydınlatma aracı Rahle: Üzerinde kitap okunan, yazı yazılan, bazıları açılıp kapanabilen alçak, küçük masa )

(İLK 5(BEŞ) SORUYU YUKARIDAKİ METNE GÖRE CEVAPLAYINIZ.)
1.Mahalle sakinlerinin,iki evden sonra yangının söneceğine kesinlikle inanmalarının temel sebebi nedir? (10 puan)
2.Çiroz Ahmet için yangın ne ifade ediyor?(10 puan)
3.Çiroz Ahmet’i bulunduğu mahallede üzen,derin düşüncelere sevk eden durum nedir?(10 puan)
4.Altı çizili sözler,hikâyenin yapı unsurlarından hangilerini oluşturur,açıklayınız.(10 puan)
5. Bu hikâye,konunun işlenişi açısından hangi hikâye türüne girer? (10 puan)
_________________________________________________________________________________________________________
6.Masal ile hikâye arasındaki 3(Üç) temel farkı yazınız.(4+3+3=10 puan)
7.Aşağıdaki boşlukları, uygun kelime ya da kelime gruplarıyla doldurunuz. (2*5=10 puan)
a. Mani,türkü,ninni ve bilmece ……………………………………………….edebiyatı ürünleridir.
b. Kasidelerde şairin kendini övdüğü,takdir ettiği kısma……………………………………..denir.
c. Olaya dayalı belli başlı yazı türleri şunlardır:1)………………………………2)……………………………………3)………………………..4)……..…………………
d. Romanın hikâyeden en önemli farkı ……………………………………………… ……………………………….
e. Saatleri Ayarlama Enstitüsü,Huzur ve Abdullah Efendinin Rüyaları …………………….. ……………………………… ‘ye aittir.
8.Aşağıdaki cümlelerde doğru olan hükümlerin sonuna(D),yanlış olanların sonuna (Y) harfini yazınız.(2*5=10 puan)
a. Oğuz Kağan destanı, bir Uygur destanıdır.(………)
b. İnsanların iç dünyası, romanlarda tam bir gerçeklikle işlenir.(……….)
c. Fatih Sultan Mehmet,Avni mahlasıyla bir divan yazmıştır.(…….)
d. Hikâye alanında Sait Faik Abasıyanık ile Tarık Buğra, durum hikâyesinin önemli temsilcileridir.(……..)
e. “Oğlumuz” hikâyesi,Tarık Dursun Kakınç’ın ödüllü hikâyesidir.(………)
9.Esvap ve gergedan” kelimelerini açıklayarak, bu kelimeleri birer cümlede kullanınız. [(3*2)+(2*2)=10 puan]
10.Aşağıda eksik bırakılan lügazı tamamlayarak,bunu düz cümleler halinde günümüz Türkçesine çeviriniz.(6+4=10 puan)
Bende ……………………………………………………………….………………………………………………………..zerre.

İki …..………………………………………………………………….……………………………………………………..kerre.
Günümüz Türkçesiyle Açıklaması:……………………………………………………………………………………………………………...

………………………………………………………………………………………………………………………………


B A Ş A R I L A R D İ L E R İ M.
Zeynettin DEMİREL
Türk Edebiyatı Öğretmeni

Kaynak www.sinavvar. net
 
Read more

2013 9.Sinif Türk Edebiyatı Dersi 2.Dönem 1.Yazılı Soruları ve Cevapları


SORULAR
SORULAR
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
PUANLAMA
10
10
10
10
10
10
10
10
10
10















S-1 Anlatıcı bakış açıları hakkında bilgi vererek aşağıdaki metnin hangi bakış açısı ile yazıldığını belirtiniz.
“ Adam suyu içince nedense çocukluk günlerini hatırladı Başını camdan yana döndü, akıp giden görüntülere daldı.Ölen babasını, eski mahalledeki evlerini , dut ağaçlarını , uçurtma uçurduğu çayırları hayal etti. Adamın içine bir hasrettir çöktü. Gazeteden, havadislerden falan uzaklaştı.
S- 2 Yukarıdaki metin anlatmaya bağlı edebi türlerden hangisinin özelliklerini taşıyor, özellikleri ile birlikte açıklayınız .

S3 Anlatmaya bağlı metinler nelerdir ? Yazınız.
C.

S-4 Durum hikayesi ile olay hikayesini karşılaştırıp Türk edebiyatındaki en büyük temsilcilerinden örnek veriniz.

C:

S-5 Aşağıdaki cümlede boş bırakılan yerleri uygun ve doğru şekilde tamamlayınız.

Semai ………………………………………. edebiyatı , gazel ………………………………… edebiyatı , ilahi ise; ………………………………………. edebiyatı nazım biçimlerindendir.
Romanın yapı unsurları , ………………………………. , …………………………………. , ………………………………….. ve …………………………… ………………dir.

S-6 Göstermeye bağlı edebi metinler kaça ayrılır ? Yazınız.
C:

S-7 Aşağıdaki cümlelerin karşına yargılar doğru ise “D” yanlış ise “Y” yazınız.
ü Olay çevresinde gelişen edebi metinlerde tema yazıldığı dönemin özelliklerini yansıtmaz. ( )
ü Öyküde tasvir ve tahlilere ayrıntılı yer verilir. ( )
ü Anlatmaya bağlı metinler gerçeklik bakımından farklı özellikler gösterir ( )
ü Olay hikayesinin kurucusu Fransız yazar Mauppassant’tır ( )
ü Divan edebiyatı nazım birimi genelde beyit ölçüsü ise aruzdur ve dili süslü ,sanatlıdır ( )

S - 8 Dadaloğlu yarın kavga kurulur
Öter tüfek davlumbazlar vurulur
Nice koç yiğit yere serilir,
Ölen ölür kalan sağlar bizimdir.

Yukarıdaki şiirin, aşağıda istenen özelliklerini bulup yazınız.

Konusuna göre türü:
Bağlı olduğu Edebiyat Geleneği:
Ölçüsü ve Kafiye Düzeni:

S-9 Aşağıdaki dizelerde en belirgin sanatı bulup kafiyesini belirtiniz.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir
C:
S- 10 Olay çevresinde gelişen edebi metinlerde zaman ve karakter hakkında bilgi veriniz.
Not: Sınav süresi bir ders saatidir. Her sorunun tam ve doğru cevabı 10’ar puandır.
F.Semra TOSUN İbrahim Hakkı YALÇIN Aylin ÖZBEK Fatma TURGUT Mustafa GÜNDOĞDU Dilek TORUN Zehra DÖNMEZ


Ayfer ŞİRİP
Müdür Yardımcısı Hamit DOĞAN
Okul Müdürü
Read more

MessageMe Nedir? Nasıl Kullanılır

MessageMe Nedir? Nasıl Kullanılır
MessageMe Paralı Mı
MessageMe İndir



MessageMe Nedir? Nasıl Kullanılır

Son günlerde facebook arkadaşlarınız sıkça paylaştığı şeylerden biriside MessageMe Pin öyle değil mi?

Peki nedir bu MessageMe?

Backberry Messenger tarzi bir program android ve ios ta var şimdilik.
whatsapp, viber gibi uygulamaları geliştirip tek bir çatı altında toplanmış bir uygulama olmuş.Müzik, resim, yer paylaşma gibi özellikleri de var. 
Uygulamada rehberinizde kayıtlı olan ve MessageMe kullanan kişiler otomatikman arkadaş listenize ekleniyor, ancak numaranızı vermek istemediğiniz birisini arkadaş olarak eklemek istiyorsanız bunun için BBM’de olduğu gibi arkadaşlarınızı pin numaraları ile ekleyebiliyor veya numarası/e-mail adresini de ekleyerek arkadaş olabiliyorsunuz. 

şuan ücretsiz olarak indirebilirsiniz

iphone için: https://itunes.apple.com/us/app/messageme/id562075622?mt=8 

android için: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.littleinc.MessageMe




Read more

Bon Jovi - What About Now Yeni Albümü


Bon Jovi’nin 30 yılına ithafen: What About Now

Bon Jovi, 30 yıllık efsanevi kariyerine 12. stüdyo albümüyle devam ediyor.

Albüme hayat veren 12 parçanın tümü de albüme adını verecek kadar kişilikliyken; Bon Jovi her zaman için daha iyisini direten, kalıplara sığmayan ve başarıya doymayan müziğinin 30 yılına, albümün 3. parçasının ismiyle soruyor; “What About Now”

Albümün ilk single’si “Because We Can”; iTunes listelerinde 25 ülkede ilk beşe girerken, 12 ülkede zirveye ulaştı. “Because We Can”’ın video klibi yayınlandığının ilk ayında Youtube’de 2 milyonu aşkıngörüntülendi.

Bon Jovi, hayranları için güzel bir sürpriz daha hazırladı. “What About Now”’un albüm ve single kapakları, posterler, en son haberler, en özel içerikler; 3D animasyon çalışmalarıyla akıllı telefonlardan indirilecek “What About Now” aplikasyonunda.

“What About Now” 11 Mart’ta Universal Music & Avrupa Müzik işbirliğiyle raflardaki yerini alacak.


Tracklist:
1. Because We Can
2. I’m With You
3. What About Now
4. Pictures of You
5. Amen
6. That’s What the Water Made Me
7. What’s Left of Me
8. Army of One
9. Thick As Thieves
10. Beautiful World
11. Room At the End of the World
12. The Fighter
Read more

İşkur İş ve Meslek Danışmanı Başvurusu Şartları, Formu Doldur


TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SÖZLEŞMELİ (4/B) İŞ VE MESLEK DANIŞMANI ALIM İLANI
Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Taşra teşkilatında çalıştırılmak üzere 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B ve 6/6/1978 gün ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan “Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar” ın değişik 14 üncü maddeleri ve ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) (B) grubu puan sırası esas alınmak suretiyle ek listedeki kontenjana göre 230 sözleşmeli İş ve Meslek Danışmanı alımı yapılacaktır.

Genel ve Özel Şartlar

Sözleşmeli İş ve Meslek Danışmanı olarak atanabilmek için;
• 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde belirtilen şartları taşımak,
• Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan emeklilik veya yaşlılık aylığı almıyor olmak,
• Sözleşmeli İş ve Meslek Danışmanı olarak istihdam edilecek pozisyon için fakülte veya yüksekokulların en az lisans programlarından mezun olmak, (son başvuru tarihi itibarıyla mezun durumda bulunmayan adayların yerleştirilmesi yapılmış olsa dahi atamaları yapılmayacaktır.)
• KPSS (B) grubu KPSSP3 puan türünde 7-8 Temmuz 2012 tarihlerinde yapılan sınava girmiş ve puan almış olmak,
• İş ve Meslek Danışmanı Mesleki Yeterlilik Belgesine sahip olmak
şarttır.
Halen 657 Sayılı Kanunun 4/B maddesi statüsünde Kurumumuzda sözleşmeli İş ve Meslek Danışmanı olarak çalışan personelin başvuruları kabul edilmeyecektir.
Kamu kurum ve kuruluşlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesine göre sözleşmeli İş ve Meslek Danışmanı olarak çalışmakta iken son bir yıl içerisinde hizmet sözleşmesi esaslarına aykırı hareket etmesi nedeniyle herhangi bir kurumca sözleşmeleri feshedilenler veya sözleşme dönemi içerisinde 6/6/1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen istisnalar hariç sözleşmelerini tek taraflı feshedenlerin, fesih tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe istihdam edilmeleri mümkün olmadığından Kurumumuzun sözleşmeli personel pozisyonlarına başvuramayacaklardır.

Başvuru

Yukarıda belirtilen şartları taşıyan adaylar 8/3/2013-22/3/2013 tarihleri arasında başvurularını internet yoluyla (www.iskur.gov.tr) Kurumumuza yapacaklardır. 22/3/2013 Cuma günü saat 23:59 itibariyle başvurular sona erecektir.
İşlem adımları:
• Başvuru formunun doldurulabilmesi için Kurum iş arama sistemine iş arayan kaydı yapılması gerekmektedir.
• www.iskur.gov.tr adresinden T.C. Kimlik Numarası ve iş arayan kaydında kullanılan şifre ile sisteme giriş yapılır.
• Ana sayfadaki “İş ve Meslek Danışmanlığı Tercih Formu” linki tıklanır.
• Açılan pencereden tercihler yapılarak başvuru tamamlanır.
• İnternet üzerinden tercihinizi kaydettiğiniz andan itibaren, bu tercihinizi değiştirmeniz, kısmen ya da tamamen iptal etmeniz mümkün olmayacaktır.

Başvuruların Değerlendirilmesi ve Sonuçları

• İş ve Meslek Danışmanları en fazla 10 (on) il tercihi yapabileceklerdir.
• Kurum tarafından, Lisans mezunları için 7-8 Temmuz 2012 KPSS (B) grubu KPSSP3 puanı esas alınarak, yapılan tercihlere göre başvurular arasından en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere yerleştirmeleri yapılacaktır.

İşe Yerleştirme

• İlan edilen sözleşmeli pozisyonlara yerleştirme işlemi Kurum tarafından yapılacaktır.
• Belirtilen süre içerisinde başvurusunu yapan ve şartları uyanlar ilan edilen pozisyon sayısına göre tercihleri dikkate alınarak en yüksek puandan başlamak üzere yerleştirileceklerdir. Puan eşitliği halinde sırasıyla doktora yapmış olanlara, yüksek lisans mezunu olanlara, mezuniyet tarihi itibariyle önce mezun olmuş olanlara, bununda aynı olması halinde yaşı büyük olana öncelik tanınacaktır.
• Tercihlere göre yapılan yerleştirme sonucunda yaptıkları tercihlerine yerleşemeyen adayların yerleştirme işlemleri, en yüksek puanlı yerleşemeyen adaydan başlamak üzere boş kalan pozisyonlara komisyon tarafından resen yapılacaktır.
• Kurum tarafından yerleştirilen adaylar başka bir sınav veya mülakat yapılmaksızın sözleşmeli İş ve Meslek Danışmanlığı pozisyonlarına atanacaklardır.
• Yerleştirme listesi Kurum www.iskur.gov.tr internet adresinde ilan edilecek olup, ayrıca tebligat yapılmayacaktır.
• Atanmaya hak kazanan adaylar, yerleştirme listesinin “www.iskur.gov.tr” internet adresinde ilanından itibaren 15 (onbeş) gün içerisinde gerekli belgeleri tamamlayarak atanmaya hak kazandıkları Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerine şahsen teslim etmeleri ve sözleşmelerini imzalayarak göreve başlamaları gerekmektedir. Bu süre içerisinde göreve başlamayanlar haklarını kaybetmiş sayılacaktır.

Atanma Esnasında İstenilecek Belgeler

• KPSS sonuç belgesinin aslı veya internet çıktısı ile diploma veya mezuniyet belgesinin aslı veya Kurumca onaylı sureti,
• İş ve Meslek Danışmanı Mesleki Yeterlilik Belgesi aslı veya Kurumca onaylı sureti,
• Kamuda görev yapmış ise buna dair hizmet belgesi,
• Erkek adaylar için askerlik durumuna ilişkin yazılı beyanı,
• Sabıka kaydı olmadığına dair yazılı beyanı,
• Sağlık yönünden görevini devamlı yapmasına engel bir halinin bulunmadığına dair yazılı beyanı,
• 4 adet vesikalık fotoğraf.

Diğer Hususlar

• KPSS sonuç belgesi ÖSYM kayıtları ile kontrol edilecektir.
• Ataması yapılan Sözleşmeli Personelin, “Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar ile Buna Dair Ek ve Değişikliklerinde” yer alan hükümler dışında, başka birime ataması yapılmayacaktır.
• İlana uygun olarak göreve başlatılacak olanlar; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4/a maddesi hükümlerine tabi olacaklar ve istihdam edilecekleri birimlerde Bakanlar Kurulunca Devlet Memurları için saptanan diğer personelin tabi olduğu çalışma saat ve usulüne tabi olarak çalışacaklardır.
• Başvuru ve işlemler sırasında gerçeğe aykırı belge verenler ya da beyanda bulunanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır. Atamaları yapılmış ise iptal edilecek ve kendilerine bir bedel ödenmiş ise yasal faizi ile birlikte tazmin edilecektir.
Kamuoyuna duyurulur.
Adres ve İletişim Bilgileri:
İnsan Kaynakları Dairesi Başkanlığı :
Tel: 0 (312) 425 06 86 Dahili 257
Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri
İŞKUR İletişim Tel: 444 75 87
ÇSGB İletişim Merkezi Alo 170
İnternet Adresi: www.iskur.gov.tr
Read more

11. Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı Sayfa 162-177 Cevapları (Evrensel Yayınları )


Bu yazı edebiyatfatihi .blogspot.com sitesinden alınmıştır

11. Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı (Evrensel-İletişim 2013)Eleştiri Türü -Sayfa 162-177)
SAYFA 162
ÖN HAZIRLIK
1. Edebiyat, resim, müzik konularında yazılmış eleştiri yazıları bularak sınıfa getiriniz.
2. Eleştiri türleri hakkında bir araştırma yapınız.
3. Eleştiri türünün Türk edebiyatındaki önemli temsilcilerini araştırınız.
Türk edebiyatında eleştiri, Tanzimat edebiyatıyla başlamıştır. Eleştiri kavramını karşılamak üzere, Tanzimat edebiyatında muahaze. Edebiyatı Cedide ve daha sonraki dönemde tenkit terimleri kullanıl­mıştır, eleştiricicede münekkit denmiştir.

Tanzimat edebiyatı döneminde kimi yazarlar eleştiriyi yergiye dönüştürmüş (Namık Kemal Tahrib-i Harabat, vb. Muallim Naci, Demdeme vb.), kimi yazarlar (Muallim Naci, vb.) sadece dil bilgisi açısın­dan sözcük eleştirisi yapmış ( "Cânâ" sözü, eskilerin kullandığı bir sözdür, zamanımız yazarları ara­sında kullanılmaz olmuştur"... "Eserinizde irşad olur isnad olar sözlerine itiraz olunabileceğini pek kolay anlarsınız" vb.), bu dönemde Batı'daki anlamda eleştiri yazısının Recaizade Mahmut Ekrem, özellikle Mehmet Murat yazmıştır.

Türk edebiyatında eleştiri alanında eser verenlerin başlıcaları şunlardır: Tanzimat edebiyatında Namık Kemal, Recaizade Mahmut Ekrem, Mehmet Murat, vb. Edebiyatı Cedide döneminde Hüseyin Cahit Yalçın, vb. Milli Edebiyat döneminde Abdülhak Şinasi Hisar, Reşat Nuri Güntekin vb.; Cumhuri­yet devrinde Nurullah Ataç, Vedat Günyol, Tahir Alangu, Asım Bezirci, Rauf Mutluay, Fethi Naci, vb.; tiyatro eleştirisi alanında Metin And, Özdemir Nutku, Atila Sav, vb."

4. Öznel ve nesnel eleştirinin özelliklerini araştırınız.
Öznel eleştiride eleştirmen bir eseri kendi beğenisine göre değerlendirir. Kişisel beğeni bir eserin gerçek değerin ortaya koymaz. Öznel eleştiriye izlenimsel eleştiri de denir.İzlenimsel eleştiride eserin sanatsal yönüne ağırlık verilir.
Nesnel eleştiride hareket noktası eserin kendisidir. Eleştirmen kişisel yargılardan mümkün olduğunca kaçınmaya çalışır.
HAZIRLANALIM
SAYFA 163

1. “Eleştiri” kavramından ne anladığınızı söyleyiniz.

Eleştiri, bir kişinin ya da bir eserin olumlu ve olumsuz yanlarını ortaya koymak demektir.
2. Okuduğunuz bir kitabın hoşunuza giden veya gitmeyen yönlerini açıklayınız.
3. “Eleştirme ileriye doğru bir sıçramadır. Gayesi, daha önce sıçramış olan sanatçıya toplumu ulaştırmak, ikisini birbirine bağlamaktır.” [Pierre Roche (Pier Roş)] özdeyişinden hareketle eleştirilerin amacını açıklayınız. Eleştiride amaç, iyi olanın değerini ortaya koymaktır. Eleştiri, yol gösterici, bilgilendirici, aydınlatıcı olmalı. Eleştiri değerleri ortaya çıkarabilir. Tanınmamış nice başarılı sanatçıları topluma tanıtabilir. Sanatçının artılarını, eksilerini ortaya koyarak sonraki çalışmalarında onlara yol gösterebilir
Read more

2013 TC Merkez Bankası Personel Alımı Başvuru Formu



 Önlisans Adayları; İşe son başvuru tarihinden itibaren 30 yaşın altında olmak 01 şubat 1983 tarihi ve sonra doğanlar ve alt kısımda sayılan vasıfları taşıyan herkes başvuru yapabilir. Halkla İlişkiler, Bankacılık, Sigortacılık, İnsan Kaynaklan, Maliye, Muhasebe, İşletme, Gümrük İşletme, Menkul Kıymetler ve Sermaye Piyasası, Lojistik, Bilgi Yönetimi, Büro Yönetimi ve Hizmetleri, Dış Ticaret ve Avrupa Birliği, Sosyal Bilimler bölümlerinden mezun olmak, 2012 yılında en son düzenlenen KPSS, Kamu Personel Seçme sınavında 70 puan ve puanı almış olmak. Merkez Bankası 2013 İşçi alımlarına Lisans mezunları katılamayacak. Yasal kanunlardan biri olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Memurları Yönetmeliği 10. maddesinde yazılı belirtilen özellikleri taşımak. 

TC Merkez Bankası İş Başvuru Formu ve Sınav Ayrıntıları 
Başvuruda bulunacak adaylar arasında yukarıda belirtilen KPSS puanı en yüksek olan adaylar sırasına göre Puanı en yüksek olan ilk 300 aday sözlü sınav ve mülakata katılabilecektir. Merkez Bankasına İş Başvurusu yapacak olan adayların 21 ocak 2013 tarihinden 01 şubat 2013 tarihi arasında mesai saatleri içerisinde Banka internet resmi sitesi üzerinden İnsan Kaynaklan kısmına online olarak yapmaları gerekmetedir. Ozguncel.com Adaylar tarafından şahsen veya e-posta göndererek yapılan başvurulara onay verilmeyecektir. Başvuruda bulunan adaylara İnsan kaynakları üzerinde bildirdikleri iletişim bilgileri aracılıyıla dönüş yapılacaktır. Ayrıntılar için ziyaret edin: http://tcmb.gov.tr/

Read more

Ireland Baldwin Kimdir ?


Ireland Baldwin Kimdir ?


Resmi Twitter hesabı https://twitter.com/IrelandBBaldwin

Ünlü oyuncular Kim Basinger ve Alec Baldwin’in kızı Ireland Baldwin

Model olarak başladığı kariyerine Oscarlı bir oyuncu olarak devam eden Kim Basinger’ın kızı annesinin yolundan gidiyor.

Ünlü oyuncular Kim Basinger ve Alec Baldwin’in 17 yaşındaki kızı Ireland, model olma yolunda ilk adımı attı.

Güzel oyuncunun ünlü aktör Alec Baldwin ile yaptığı evlilikten dünyaya gelen Ireland Baldwin, model olmak için ilk adımı attı.

Ireland Baldwin, sosyal paylaşım sitesi Twitter’da ünlü bir modellik ajansı ile anlaştığını yazdı.

Read more

Ekosistem Nedir ? Ekosistem Özellikleri Ve Ekosistem Çeşitleri

Ekosistem Nedir,Ekosistem Özellikleri Ve Ekosistem Çeşitleri

Canlılarla (hayvanlar,bitkiler,mikroorganizmalar) içinde bulundukları maddi ortamı birleştiren fonksiyonel (işlevsel) bütündür.

Yeryüzünde canlı yaratıkların tümü, biyosfer denilen ince bir kabukta yaşar. Biyosferin belirgin özelliği onu oluşturan hayvan ve bitki türlerinin çok çeşitliliği ve yapısındaki düzensizliktir. Bu düzensizlik, canlı yaratıklarla fizik ortam öğelerinin eşitsizlik eşitsiz dağılımında açıkça görülür


Ama bu çeşitliliğe karşın, canlıların biyosferdeki yerleşimi bir kargaşa şeklinde değildir. 1935 yılında ingiliz botanikçisi Arthur C. Tansleyin ekosistem adına verdiği birimler halindedir.


Belirli bir ortamda yaşayan canlıların tümüne biyosenoz, bunların barındıkları ortama da biyotop denir. Ekosistem bu ikisinin ilişkisi ortak tanımlanabilir Biyotop + Biyosentez = Ekosistem


A. EKOSİSTEMDE YAŞAYAN CANLILARIN İŞLEVLERİ


a. Ekolojik Piramit


Bütün ekosistemi özetlemek için ekolojik pramid yararlı bir yoldur. Piramit yaşayan canlıların enerjilerini nasıl elde ettiklerine göre yukarıdan aşağıya (yaklaşık olarak yediklerine göre) bir listedir. Piramid�in her bir tabakasının (bölümden bölüme) genişliği yaşayan canlıların (bireyin sayısını, türün sayısını değil) nasıl çoğaldığını göstermektedir.

Enerjiyi nasıl elde ettiklerine göre yaşayan tüm varlıklar kategorilerden birine girerler :


Ekosistemi oluşturan öğeler, başlıca dört gurupta toplanır.


1-Cansız varlıklar. (inorganik ve organik maddeler)


2-Primer üreticiler. (yeşil bitkiler)

3-Tüketiciler (bitkisel ve hayvansal maddeleri yiyenler)

4-Ayrıştıcılar (bakteri ve mantarlar)

b. Üreticiler Tüketiciler Ayrıştırıcılar .



Üreticiler, klorofil içeren yeşil yapraklı bitkilerdir. Bu klorofil ile havada ki CO2i ve sudan (şekerler) karbonhidratlar yapmak için ihtiyaçları olan güneşin enerjisini tutarlar. Bu üretim sürecine fotosentez denir. Bitkiler büyüme ve tüm diğer gelişme süreçleri için karbonhidrat temin eder. Bitkiler dışında yaşayan canlılardan hiç birinin gıdasını üretememesi önemli bir noktadır. Bu nedenle onlara üreticiler denir.


Tüketiciler, direk veya indirek üreticilerin ürettiklerini (karbonhidratla) yiyerek yaşayan hayvanlardır. Tüketiciler daha fazla gruplara bölünebilirler: Birinci tür, ikinci tür, üçüncü tür vb. Birinci tür otçul hayvanları (bitki yiyenler) kapsar. İkinci tür et obur hayvanlardır, örümcekler, kurbağalar gibi, parazit (alsak böcekler) ki birinci türün tüketicilerini yerler. Üçüncü tür, yılanlar gibi et obur hayvanlardır ki ikinci türün tüketicilerini yerler. Tüketiciler grubunun son halkasını örneğin; kaplanlar kartallar veya insanlar oluşturur, yüksek tüketici sınıfı adını alırlar.


Ayrıştırıcılar, bazı nematod ve böcekler gibi küçük hayvanlar ve bakteri ve mantarlar gibi mikroorganizmalardır ki tüketici ve üreticilerin (düşen yapraklar, ölü gövdeler, hayvanların gübresi vb.) atıklarını (organik materyali) yiyerek yaşarlar. Toprakta yaşayan ayrıştırıcıların sayısı çok büyüktür (verimli torağın 1 gramın da 1.000.000.000 dan daha çok) ayrıştırıcıların en önemli fonksiyonu organik materyalden bitkilerin kullanabileceği mineralleri yapmaktır. Sonra bu mineraller bitkiler tarafından absorbe edilebilir.


c. Ekosistemlerin Belirgin Özelikleri


Bir ekosistem biyosferin, bir bölümü ya da parçasıdır ; büyüklüğü ya da genişliği çok değişik olabilir. Bir su birikintisi, bir buğday tarlası birer ekosistemdir. Fakat kurumuş bir Ağaç kütüğü gibi son derece belirgin ve dar sınırlı öğeler de birer ekosistem parçası sayılabilir. Ama kısıtlı ekosistemlerin genellikle zaman içinde sınırlı bir yaşamı vardır. Bu yüzden bunlar birer ekosistem parçası sayılır, sinüzi adıyla anılır. Bunun tam tersine Afrika savanaları ya da Avrupanın geniş yapraklı ormanları gibi, kimi ekosistemler çok geniş bölgeleri kaplar. İklimin denetimi altında bulunan kutuplardan ekvatora kadar az çok paralel bölgelere yayılan bu öğeler deformasyon (oluşum) veya biyom adıyla anılır. Bunlar, bir genel görünümün kendine özgü bir direy (fauna) ve bitey (flora) içeren karakteristik ana öğeleridir.


Boyutları ne olursa olsun, bir ekosistemin sınırları az çok belirgindir. Çoğunlukla birbirine komşu ekosistem arasında bir geçiş bölgesi (ekoton) vardır. Geçiş bölgesi, (bilgi yelpazesi.net)bir ormanın kıyı çizgisi gibi veya ekvator ormanından savanalara geçişte olduğu gibi yaygın bir bölge olabilir. Ekotonların belirgin özelliği, kendine özgü iklimi ve daha zengin direyidir. Bunun için, kıyı kuşu türlerinin sayısı kara ve açık deniz kuşlarınınkinden fazladır. (Çünkü kıyı kesimi, anakara ile Okyanus arasında bir ekoton oluşturur.)


Ekosistemlerin sınırlarının belirlenmesi, özellikle hayvan sayısı göz önünde bulundurulacak olursa, hiç de kolay değildir


Bu konuda birçok örnekleme ve istatistik verilerini değerlendirme yöntemleri bulunmuştur. Bu bakımdan, belli başlı hayvan türlerinin bolluğunu, dağılımını, yıllık çevrimlerini, sayılarının azalıp çoğalmasını, metabolizmalarını bilmek gerekir. Bu veriler ya yerinde ya da yetiştirme yoluyla elde edilebilir. Bu birinci aşama tamamlandıktan sonradır ki, ekosistemleri yapısını ve işleyişini incelemeye başlamak mümkün olabilir.


B. BESLENME İLİŞKİLERİ


Dünyamızdaki bütün canlılar beslenme bakımından ototrof ve heterotrof olarak iki grupta toplanabilir.


İnorganik maddelerden organik besin yapanlara, ototrof (üretici) denir. Bunu yapamayıp da hazır organik besin kullananlara da heterotrof (tüketici) denir.


1. Ototrof Canlılar


Fotosentez yapanlar (Fotoototroflar) ve kemosentez yapanlar (Kemoototroflar) olarak iki grupta toplanabilir.


a. Fotosentez Yapanlar : Yeşil bitkiler, bazı bakteriler, mavi-yeşil alg'ler ve bazı tek hücreliler tarafından klorofillerde gerçekleştirilir.


b. Kemosentez Yapanlar : Işık enerjisi kullanılmaz. Sadece bazı bakteri türleri tarafından gerçekleştirilir. Klorofil ve kloroplastları yoktur. Kimyasal enerjiyi kullanarak CO2 ve H2O yu birleştirerek organik besin yaparlar.


2. Heterotrof Canlılar


Organik besinlerini hazır olarak alan canlılardır. Besinleri alma biçimine göre üçe ayrılır.


a. Holozoik Yaşam : Besinlerini daha çok katı ve büyük parçalar halinde alan canlılardır.


Etçiller (Karnivorlar) : Daha çok hayvansal besinlerle beslenirler. Aslan, kedi, kurt bu gruba örnek verilebilir.


Otçullar (Herbivorlar) : Daha çok bitkisel kaynaklı besinlerle beslenirler. Keçi, Koyun, İnek, Kaplumbağa, Kirpi bu gruba örnek verilebilir. Bu hayvanların diş yapıları ve sindirim sistemleri selülozu sindirecek şekilde özelleşmiştir.


Etçil ve Otçullar (Omnivorlar) : Hem bitkisel hemde hayvansal kaynaklı besinlerle beslenirler. İnsan, bazı balıklar, bazı kuşlar bu gruba girer. Dişleri hem parçalayıcı, hem kesici olarak bulunur.


b. Simbiyoz (Birlikte) Yaşam: Bu gruptaki canlılar birbirleri üzerinde veya içinde yaşarlar. Bazı birlikler zararlı, bazıları faydalıdır.


Kommensalizm: Zararsız bir birliktir. Beraber yaşayan canlılardan biri fayda elde ederken diğerinin faydası veya zararı yoktur. İnsanların ağız ve bağırsak bölgelerinde yaşayan bazı bakteriler bu şekildedir.


Köpek balıkları ile onların karın bölgelerine tutunarak yaşayan Echeneis balıkları da buna örnektir. Bu balıklar köpek balığının parçaladığı besinleri kullanırken köpek balığına fayda veya zarar vermezler.


Mutualizm: Karşılıklı fayda esasına dayalı bir yaşam birliğidir.


Likenler mantarlarla, alglerin (su yosunları) oluşturduğu bir mutualist yaşam örneğidir. Mantar, su yosununa CO2 ve H2O verirken, bunun karşılığında O2 ve besin alır.


Parazitlik : Beraber yaşayan iki canlıdan biri fayda görür. Bu esnada faydalandığı canlıya zarar verir. Bu yüzden bu birliklere zararlı birlikler denir. İki canlı ayrılacak olursa, fayda gören bu faydayı kaybettiği için yaşamını yitirebilir.


D. EKOSİSTEMLER


Ekosistem'ler tabiattaki olayların meydana geldiği küçültülmüş birer model'dirler.


Bir yaşama birliği olan ekosistemde üreticiler, tüketiciler ve ayrıştırıcılar olmak üzere üç canlı grubu bulunmalıdır. Üreticileri, fotosentetik ve kemosentetik canlılar oluşturur. Tüketicileri ise en çok etçil ve otçullar oluşturur. Ayrıştırıcılar ise saprofit bakteri ve mantarlardan meydana gelir.


Ekosistemlerde bir besin ve enerji zinciri olup, bunun ana kaynağı güneştir. Enerji ve maddelerin devirli olarak kullanılması ekosistemlerin en önemli görevidir.
Read more

Harita Bilgisi - izohips Nedir? - izohips Özellikleri


Harita Bilgisi
Yeryüzünün tamamının ya da bir bölümünün, kuşbakışı görünüşünün, belli bir ölçek dahilinde küçültülerek, bir düzlem üzerine aktarılmasıyla elde edilen çizime harita denir.

Bir çizimin harita özelliği taşıyabilmesi için gerekli olan koşullar şunlardır:

1. Kuşbakışı olarak çizilmiş olması

Haritası çizilen alanın tam tepeden görünüşü kuşbakışı olarak adlandırılır. Haritaların çiziminde tepeden görünüm sağlanamaz ise yeryüzü şekillerinin biçimlerinde, boyutlarında ve birbirlerine göre uzaklıklarında değişmeler olur.

2. Ölçekli olması

Haritalardaki küçültme oranına ölçek denir. Bir başka ifade ile harita üzerindeki uzunlukların gerçek uzunluklara olan oranıdır.

a. Kesir ölçek: Küçültme oranı kesirli sayılarla ifade edilen ve haritalarda en çok kullanılan ölçeklerdir. 1/500, 1/5.000, 1/50.000, 1/500.000 gibi.

Kesir ölçeklerde pay her zaman 1 dir. Paydada yer alan sayı ise, haritası çizilen alanın kaç defa küçültüldüğünü gösterir.

b. Çizik (Grafik) Ölçek: Eşit dilimlere ayrılmış bir çizgi üzerinde harita üzerindeki uzunlukların gerçek uzunluklara oranının gösterildiği ölçeklerdir.


İzohips (Eş yükselti) Yöntemi

Deniz seviyesinden itibaren aynı yükseklikteki noktaların birleştirilmesiyle elde edilen eğrilere izohips eğrileri denir.

İzohipslerin özellikleri şunlardır:

İç içe kapalı eğrilerdir.

Sıfır (0) m izohipsi deniz seviyesinden başlar. Kara ile denizin birleştiği deniz kıyısını düz bir çizgi halinde takip eder. Buna kıyı çizgisi adı verilir.

İzohips eğrileri dağ doruklarında nokta halini alır. Buralar zirve olarak tanımlanır.

İzohipsler yeryüzü şekillerinin kuşbakışı görünümünü belirler.

En geniş izohips halkası en alçak yeri, en dar izohips halkası ise en yüksek yeri gösterir.

İki izohips eğrisi birbirini kesmez.

Birbirini çevrelemeyen komşu iki izohipsin yükseltileri aynıdır.

İzohipslerin sıklaştığı yerler eğimin arttığını, seyrekleştiği yerler ise eğimin azaldığını gösterir.

Çukurluklar, derinlik istikametinde ok işareti konularak gösterilir. (Krater, polye, obruk gibi)

Her izohips eğrisi kendisinden daha yüksek bir izohipsi çevreler. Ancak çukur yerlerde bunun tersi geçerlidir.

İki izohips eğrisi arasındaki yükselti farkına eküidistans (izohips aralığı) denir.

İzohipslerin sık geçtiği deniz kıyılarında kıta sahanlığı (şelfi) dar, seyrek geçtiği kıyılarda kıta sahanlığı geniştir. Başka bir ifade ile, alçak kıyılarda deniz sığ, yüksek kıyılarda deniz derindir.

Deniz seviyesine göre aynı derinlikteki noktaların birleşmesi ile elde edilen çizgilere izobat (eş derinlik) eğrileri denir. Kıyı çizgisi, izohips ile izobat eğrilerinin başlangıç çizgisidir.

Read more

Bitkilerde Destek ve Hareket – Tropizma Hareketleri – Nasti Hareketleri Neledir?

Bitkilerde Destek ve Hareket Selüloz çeper bitkiye şekil kazandırma ve desteklik görevi yapar.Ayrıca turgor basıncıda desteklikte etkilidir.Susuz kalan bir bitkinin,turgor basıncı düşünce, yaprakları buruşur,çiçekleri solar,ancak su verilince tekrar eski haline döner.Bitkilerde desteklik görevi yapan pek ve sert dokular bulunur.Hücre çeperi pektin ve selülozla kalınlaşarak pek dokuyu(kollekima),lignin birikerek sert dokuyu oluşturur.Yine bitkilerde iletim demetleride destekliğe yardımcı olurlar. Bitkide Hareket: Bitkiler bir uyarı olduğu zaman durum değiştirme hareketi yaparlar.Bu hareketlere irkilme hareketleri denir.Bitkilerde irkilme uyarılma yönüne bağlı olursa tropizma(=yönelme),uyaranın yönüne bağlı olmazsa nasti(=ırganım)hareketleri adını alır. 

Tropizma Hareketleri
 a-Fototropizma:Bitkinin yaprak veya gövdesinin ışığa yönelmesi (+)fototropizma,kökün ışıktan kaçması(+)fototrpizmadır.
b-Jeotropizma:Kökün yerçekimi doğrultusunda büyümesi (+)jeotropizma,gövdenin yerçekimine zıt büryümesi (-)jeotropizmadır
 c-Higrotropizma:Bitki kökünün nemli topraktaki suya yönelmesi (+)higrotropizmadır. 
d-Kemotropizma:Bitki kökünün gübreye yönelmesi (+) kemotropizmadır,asitten kaçması ise (-)kemotropizmadır. 
e-Termotropizma:Isıya yönelim olayı termotropizmadır. f-Traumatropizma:Yaraya yönelim olayıdır. g-Haptotropizma:Engele yönelim hareketidir.Sarmaşıkların dokunduğu yere sarılması(+)haptotropizma,köklerin engellerden kaçması(-)haptotropizmadır. 

Nasti Hareketleri
a-Termonasti:Ortam sıcaklığına bağlı ırganım hareketleridir.Lale bitkisinde hava sıcaklığının düşük olduğu günün ilk saatlerinde kapalı,öğlen saatlerinde açık olması 
b-Sismonasti:Küstüm otunun sarsıntıyla yapraklarını bir yönde kapatması 
c-Tigmonasti:Böcekcçil bitkilerin böcek yakalamak için yapraklarını kapatması 
d-Fotonasti:Sarmaşık bitkilerinde ışık varlığında çiçeklerin açılması,ışık yokken çiçeklerin kapanması
Read more

Fuzuli – Su Kasidesinin Açıklaması

SU KASİDESİ 1) Ey göz, gönlümdeki ateşlere, gözyaşından su saçma, böylesine tutuşan ateşlere su çare kılmaz. Bu beyitte Fuzulî gönlünde aşk ve ıztırabı ateşlere, gözyaşını ise, suya benzetmiştir. Su ile ateş birbirine zıttır. Su ateşi söndürür. Fakat gönül atşi maddî değil, manevîdir. Bundan dolayı gözyaşları insanın içindeki ateşi söndürmez. Bu beyit bize Fuzulî’nin muztarip, duygulu bir insan olduğunu gösteriyor. Bu beyitte tekrarlanan (s, g, d, k) konsonantları (ünsüzleri) ile (o, ö, u) vokalleri (ünlüleri) bir ahenk vücuda getirmektedir. 2) Dönen günbedin rengi mi mavidir, yoksa gözümden akan su mu onu çepçevre çevirmiştir, bilmiyorum. Bu beyitte geçen “âb-gûn” kelimesi hem suya benzer, hem mavi renk mânâsına gelir. Fuzulî gözyaşlarının gök kubbeyi çepçevre kuşattığını söylemekle mübalağa sanatı yapıyor, gökyüzünün renginin mavi mi, yoksa gözyaşlarından dolayı mı böyle göründüğünü bilmediğini söylemekle “tecahül-i arifane” de bulunuyor. Gökyüzü, için “günbed-i devvar” (döner kubbe) tamlamasını kullanmakla da şair, gökyüzü ile göz arasında bir münasebet kuruyor. Bu beyitte tekrarlanan (n ve g) konsonlarıyla ince ve kalın yuvarlak vokaller hususî, bir âhenk vücuda getiriyor. 3) Kılıcının zevkinden gönlüm parça parça olsa, şaşılmaz, zira su zamanla duvarda yarıklar bırakır. Fuzulî’nin bu beyitte “zevk-i tîg-kılıcının zevki” tamlamasını kullanması psikolojik bakımdan dikkati çekicidir. Fuzulî sevgilisinin verdiği acıdan şikâyet etmez, tam tersine zevk duyar. Burada söz konusu olan kılıç sevgilinin keskin bakışıdır. Şair, senin kılıca benzeyen bakışlarının yerdiği acı’ bana zevk” verir fikrini “zevk-i tîg” tamlaması ile özetlemiştir. Divan şairleri bu nevi kısa, özet veya yoğun sözlerden hoşlanırlar. Onları okuyucunun çözümlemesi lâzımdır. Şair, kılıcın gönlünü çak çak (parça parça) etmesi ile suların duvarda yarıklar hâsıl etmesi arasında bir bağlantı kuruyor. Divan şairleri çok defa kılıç deyince suyu hatırlarlar. Bunun sebebi kılıcın imal edilirken su ile çelikleştirilmesidir. Bir klişe olarak kullanılan “âb-ı tîg” (kılıç suyu, kılıcın parlaklık ve keskinliği) tamlaması da onlarda su hayalini uyandırır. 4.Yaralı gönül senin (peykân)ından korka korka bahseder. Yaralı olan suyu ihtiyatla içer. Bu beyitte geçen “peykân” sözü okun ucundaki demir mânâsına gelir. Bu da sevgilinin kirpiklerine tekabül eder. Sevgilinin oka benzeyen kirpikleri âşığı yaralar, yaralılar da suyu ihtiyatla içerler. 5.Bahçıvan boşuna zahmet çekmesin, gül bahçesini suya versin, bin gül bahçesine su verse, senin yüzün gibi bir gül açılmasına imkân yoktur. Bu beyitte sevilen varlığın yüzü ile gül arasındaki benzeyiş dolayısıyla ikisi arasında bir mukayese yapılmıştır. Fuzulî su redifi vasıtasiyle hayali genişletiyor. Araya bahçıvanı da katıyor. Sevgili, güzellik ve başka vasıfları bakımından gülden üstündür. Şair, su vermek ile de oynuyor. Birinci mısrada “suya vermek” sözü mecazî olarak yok etmek mânâsına kullanılmıştır. 6. Yazı yazan (hattat) kalem gibi gözlerine kara su inse de, senin yüzünün hattına benzer bir hat yazamaz. Bu beyitte “gubar,’ muharrir, hat, hâme ve kara” kelimeleri arasında tenasüb sanatı vardır. Bu kelimeler birbirleriyle ilgilidir. Hat, yazı sanatıdır. Gubar, hat sanatında bir yazı çeşididir. Şair, kalem, kara ve muharrir kelimelerini hat sanatı ile münasebeti bakımından zikrediyor. Divan şairleri sevgilinin yüzündeki ince tüyleri hatta (yazıya) benzetirler. Sevgilinin yüzünün hatları, hattatın yazdığı yazılardan çok daha güzeldir. Hattat, gözlerine kalem gibi kara su ininceye dek, yani kör oluncaya kadar yazı yazsa, senin yüzünün hattına benzer bir yazı yazamaz. Şair “okşamak” kelimesini hem benzetmek, hem yüz dolayısıyle sevmek mânâsında kullanmıştır. Kalem (hame) gibi gözüne kara su inmek sözü, mecazî olarak kör olmak mânâsına gelir. 7.Yanağını hatırlarken kirpiklerim ıslansa bunda şaşılacak ne var? Gül yetiştirmek isterken, dikene verilen su boşa gitmez. Fuzulî bu beytinde gözyaşını tatlı bir alayla yumuşatıyor. Beyit, birbiriyle ilgili şu benzetmelere dayanıyor: Yanak-gül, kirpikler-diken, gözyaşı-su. Bu beyitte eskilerin “leff ü’ neşir” (sarma ve açma) dedikleri bir sanat vardır. Bu sanat, aralarında münasebet bulunan iki veya üç şey zikrederek karşılıklarını (benzerlerini) söylemek suretiyle yapılır. 8.Gam günü hasta gönülden kılıcını (kirpiklerini, bakışını) esirgemek gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir. Fuzulî, burada da ok (kılıç) -su-yaralanma mazmununa dayanıyor. Karanlık gece ile sevgilinin kara gözleri arasında da münasebet vardır. 9.Gönül, ondan ayrı olduğun zaman, onun peykinin (oka benzeyen kirpiklerini) isteyerek, hasretini teskin etmeğe çalış. Susuzum, git bu çöl de benim için su ara. Kılıca olduğu gibi peykâna (ok ucuna) da su verilir. Şairin “git bu çölde benim için su ara” demesi demirin kuruluk bakımından çöle benzemesinden, demirde ve çölde gizli olarak su bulunmasından dolayıdır. Şairin asıl özlediği sevgilisinin bakışlarıdır. 10. Ben dudağına karşı büyük bir arzu duyuyorum. Kuru sofular ise, kevser istiyorlar; böylece sarhoşa şarap,’ ayık insana da su hoş gelir. Bu beyitte dudak kırmızılığı dolayısıyle içkiye benzetilmiştir, ve sarhoşa (aşığa) uygun görülmüştür. Kevser Cennet’te bir havuzun adıdır. Dîvan şairleri aşk ile kendinden geçenlerle kuru sofuları karşılaştırmaktan ve aralarındaki tezadı belirtmekten hoşlanırlar. Aynı beyitte birbirine paralel olan dudak-şarap, âşık-sarhoş, kevser-su, zahid-ayık insan benzetmeleriyle Fuzulî bir leff ü neşir sanatı yapmıştır. 11. Su, durmadan senin mahallendeki bahçeye doğru akıyor. Galiba o, hoş yürüyüşlü sevgiliye âşık. Fuzulî’nin küçük bir tablo teşkil, eden bu beyti de birtakım gizli benzetmelere dayanır. “Serv-i hoş-reftar”dan maksat uzun boylu, güzel yürüyüşlü, sevgilisidir. Sevgilinin bahçesine doğru akan su âşıktır. Dîvan şairleri sevgilinin boyu için “revan” (akıcı) sıfatını da kullanırlar. Servi kelimesi, şairde su çağrışımı uyandırmıştır. 12. Toprak (set) olarak sevgilinin köyüne giden suyun yolunu kessem gerek. Zîra o benim rakibimdir. O köye gitmesine engel olmalıyım. Şair burada yine servi dolayısıyle rakibini suya benzetiyor. Toprak olmak kelimesi mecazî olarak, ölmek mânâsına gelir. Fuzulî, bu kelimeyi hem, hakikî, hem mecazî mânâda kullanıyor. 13. Ey dostlar, eğer onun elini öpme arzusu ile ölürsem, toprağımdan bir testi yapın ve sevgiliye onunla su verin. Fuzulî ince bir hayale dayanan bu beytinde (s) aliterasyonu ile (u) asonansının doğurduğu âhenkten de istifade ediyor. 14. Servi, kumrunun yalvarmalarına karşı dikbaşlılık ediyor. Su gitsin de onun eteğine sarılıp ayağına düşsün yalvarsın. Servi ile kumru çok defa bir arada bulundukları için birbirlerine âşık sayılırlar. Servi, güzel boylu sevgiliye, kumru yalvaran âşığa benzer. Şair, servinin uzun oluşu ile dikbaşlılık arasında bir münasebet bulunuyor. Servi ağaçlarının dibinden akan su da bir arabulucuya benzetiliyor. Şair bu beyitte servi, kumru ve suya insana has vasıflar vermek suretiyle “teşhis” ediyor ve âdeta tabiatı masallaştırıyor. “Servi”, vahdeti (Tanrı) “su”, peygamberi, “kumru” kulu temsil eder. Beyitte arka planda böyle bir mânâ da vardır. Sponsorlu Baglantilar 15. Gül dalı bir hile ile bülbülün kanını içmek istiyor. Su, gül dalının damarına girerek bülbülü kurtarmalıdır. Renk kelimesi, renkten başka şekil, suret ve hile mânâlarına da gelir. Şairin burada onu kullanması gül ve bülbülün kanı dolayısıyledir. Gül, kendisine kırmızı renk sağlamak maksadıyle bülbülün kanına girmek istiyor. Divan şiirinde gül ile bülbül arasında bir aşk münasebeti olduğundan bahsedilir. Şair bu beytinde de gül, bülbül ve suya insanî vasıflar izafe ediyor. 16. Su temiz tabiatını âleme aydınlık (berrak) kılmış ve Hazret-i Muhammed’in, yoluna girmiştir. Şair bu beytinde su ile Hazret-i Muhammed’e uyan, onun yolunda giden mümin arasında bir münasebet buluyor. Temizlik dolayısıyle İslâmiyet suya büyük önem verir. Su maddî ve manevî temizliğin sembolüdür. Suyun vasıflarından biri berrak oluşudur. İyi mümin de öyledir. Onun gönlü de su gibi aydınlık, herkese açıktır. 17. Seyyid-i nev’-i beşer (insan ney’inin efendisi, Hazret-i Muhammet) seçkinlik incisinin denizidir. Onun mucizeleri kötülerin ateşi üzerine su serper. Burada su redifi dolayısıyle Peygamber bir seçkin inciler denizine benzetilmiştir. Onun din denizi seçkin inciler yetiştirir. O, kötülük ateşlerini söndüren bir sudur. Su ile ateş arasında tezat vardır. Burada ateş kötülüğün, su iyiliğin sembolü olarak kullanılmıştır,. Bu beyitte seyyid, ıstıfa, sepmek), (beşer, ateş-i eşrar) kelimelerinde aliterasyon vardır.Hz. Muhammed doğduğu zaman ateşperestlerin ateşleri sönmüştür. Beyitte bu mucizeye de telmih vardır. 18. Peygamberlik gül bahçesinin canlılığını tazelemek için mermer taşı mucizinden (yaratıcılığından) su akıtmış. Peygamberlik gül bahçesine su verince gül tazeleniyor. Gül Peygamberimize izafe edilen bir çiçektir. Peygamberlik müessesesi onunla taze kalmış, Son peygamber olan Peygamberimizin mucizelerinden biri kara taştan su akıtmak. Bu mucize peygamberliğinin kabulü ve yeni bir gül açılması, peygamberlik bahçesinin parlaklığının tazelenmesidir. 19. Onun mucizi âlemde öyle nihayetsiz bir hidayet denizidir ki, binlerce kâfir tapınağına (Mecusî tapınağına) o denizden hidayet ermiştir. Peygamber doğduğu zaman vukua gelen harikulade hadiselerden biri de sönmeyen ateşlerin sönmesi (Mecusî ateşlerinin sönmüş olması)dir. Bu hadiseye telmih eden Fuzulî’ye göre peygamberimizin mucizesi öyle sonsuz bir deniz imiş ki, binlerce kâfir ateşgedesindeki ateşi söndürmeğe yetmiştir. “Yetmiş” kelimesi hem “erişmiş” hem de “kifayet etmiş” mânâlarına gelir. Burada kifayet etmiş mânâsında tevriye!i kullanılmıştır.Ayrıca su-ateş arasında tezat vardır. 20. Şiddet günü Ensar’a parmağından akıttığı suyu kim işitse, hayretle parmağını ısırır. Tebuk seferinde (şiddet günü) susuz kaldıkları zaman Peygamberimizin parmakları arasından oluk oluk su akmış. Bunu duyan hayretinden parmağını ısırır. Bu hadise de kullara hayret veren bir mucizedir. 21. Dostu, yılan zehri içse, ebedî hayat suyuna döner, düşmanı su içse mutlaka yılan zehri olur. Peygamberin dostlarından maksat, hayatında iken, ona uyan sahabelerle, onun yolundan giden Müslümanlardır. Aynı imana sahip oluş, onlara da manevî bir güç verir ve onlar bu manevî güç ile, kötülükleri iyiliğe döndürebilirler. Buna karşılık, düşmanları için iyi şeyler böyle kötü bir mahiyet alır. Şair bu fikri, yılan zehrinin ebedî hayat suyuna veya tersine ebedî hayat suyunun zehre dönüşmesi sembolü olarak ifade ediyor. Burada tezat sanatı vardır. 22. Abdest almak için yanağının gülüne su serpince, her damla sudan bin rahmet denizi dalgalanmıştır. Şair borada “gül-i ruhsar” tamlaması ile Peygamber’in yanağını güle benzetmiştir. Abdest alınırken yüz yıkanır. Peygamber’in yüzüne değen su, onun manevî gücü ile çoğalıyor, bir damladan bin rahmet denizi doğuyor. Damla ile deniz arasında tezat vardır. Bu tezat ve benzetme tasavvufta birlik (vahdet) ile çokluk (kesret) u belirtmek için kullanılır. Çok, birden doğar. Başlangıçta ilk Müslüman olan Hazret-i Muhammed tek idi. Daha sonra, Müslümanların sayısı yüzlerce milyonu aştı. Tanrı’nın insanlara acıması mânâsına gelen rahmet, Türkçe’de mecazî olarak yağmur mânâsına da gelir. Yağmur milyonlarca damladan oluşur. 23. Su senin ayağının toprağına erişeyim diye durmadan, ömürler boyu başını taştan taşa vurarak âvâre gezer durur. Her yıl, yüz binlerce Müslüman, dünyanın dört bir yanından Hacc’a giderler. Peygamber’in mezarını ziyaret ederler. Şair, sulara da böyle kutsal bir duygu yüklüyor. Suların başını taştan taşa vurması, hem hakiki, hem mecazî mânâda kullanılmıştır. Hayat ile su arasında münasebet olduğu için şair ömür kelimesini kullanmıştır. Muttasıl kelimesi Arapça “vasl” (ulaşan, kavuşan) kökünden gelir. Bu beyitte teşhis sanatı vardır. 24. Su ister ki, senin dergâhının toprağına zerre zerre nur salsın. Parça parça olsa bile su o dergâhtan dönmez. Toprak, su ve ışık zerre zerre, parça parça olurlar. Su ışığı yansıtır. Şair, su ve ışığın bu özelliklerine manevî bir mânâ da veriyor. Burada su ve ışığın zerre zerre veya pare pare olması sevginin gücünü ifade eder. 25. Senin na’tını zaman zaman tekrarlamayı hata ehli derman bilir. Tıpkı sarhoşun ayılması için yüzüne su serpmesi gibi. Hata kelimesi yanlış ve günah mânâsına gelir. “Ehl-i hata”dan maksat, yanlış yola sapanlar, günahkârlardır. Onlar günahlarından kurtulmak için, sarhoşun ayılmak maksadıyle yüzüne su serpmesi gibi senin na’tını tekrarlarlar. Na’t, bir şeyi medhederek anlama mânâsına gelir. Hazret-i Mu-hammed’i övmek için yazılan şiirlere de na’t denilir. Belli zamanlarda okunan Kur’an cüzlerine ve dualara “vird” denilir. 26. Ey Tanrı’nın sevgilisi, ey insanların en iyisi, sana dudakları yananların su dilemeleri gibi müştakım. 27. Şen o keramet denizisin ki, Miraç gecesi feyzinin şebnemi duran ve gezen yıldızlara su götürmüştür. Burada Hazret-i Muhammed’in Mirac’ına telmih vardır. Şebnem kelimesinin şeb’i (gece) ile Şeb-i Mîrac’ın “şeb”i aynı mânâya gelir. Şairin iki kelime atasında münasebet kurmasının sebebi budur. Feyiz: suyun taşması, bereket demektir. Şebnem ile bahar arasında tezat vardır. Peygamber’in manevî gücü o kadar kuvvetlidir ki, yeryüzünden götürdüğü şebnemi bütün yıldızlara yetecek su sağlar. Burada sudan maksat, Hazret-i Muhammed’in Miraç gecesi bütün kâinata varlığı ile vermiş olduğu feyizdir. 28. Mezarını yenileyen mimara su gerekirse, güneşin çeşmesinden her dem feyzin saf suyu iner. Burada güneş, dünyaya feyz ve bereket verdiği için çeşmeye, güneşten akan ışık zülâle (saf su) benzetilmiştir. 29. Cehennem korkusu yanık gönlüme gam ateşi salmış, senin ihsan bulutunun o ateşe su serpeceğini umuyorum. Mânâ bakımından bütün kelimeleri birbiriyle ilgili olan bu beyitte tenasüb veya müraat-i nazîr sanatı vardır. 30. Na’tının uğuru ile Fuzulî’nin sözleri nisan yağmurundan vücuda gelen büyük inci tanelerine benzemiştir. Bir efsaneye, göre istiridyeler nisan ayında denizin yüzüne çıkar, yağmur yağarken kabuğunu açar, bir iki damla alır, yeniden denizin dibine inerlermiş. Bunlar zamanla inci haline gelirmiş. Fuzulî yukarıdaki beytinde bu efsaneye telmihte bulunuyor, kendi sözlerini inciye benzetiyor. 31. 32. Mahşer günü gaflet uykusundan uyandığımda ve hasret gözyaşlarından uykusuz gözlerim su döktüğünde (ağladığımda) umduğum odur ki, mahrum olmayayım, vaslının çeşmesi senin yüzüne teşne olan bana su versin. Divan şairleri umumiyetle fikirlerini bir beyitte sona erdirirler. Fuzuli burada 31. beyitle 32. beyiti birbirine bağlıyor. İki beyitte de mahşer günü bahis konusudur. O gün insanlar Tanrı’ya -hayatlarında yaptıkları iyi ve kötü işlerin hesabını verecekleri için büyük bir telaş ve heyecan içinde olacaklardır. O gün Hazret-i Muhammed kendisini sevenlere şefaat edecektir.
Read more