11. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 146 Soruları ve Cevapları

SAYFA 146 ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME A. Aşağıdaki cümlelerde yargı doğru ise yay ayraç içerisine “D”, yanlış ise “Y” yazınız. • Denemelerin kendine özgü bir tekniği ve planı vardır. ( D ) • Deneme yazarı ele aldığı düşünceyi kanıtlamak zorundadır. ( Y ) • Denemelerde genellikle sanat, kültür, felsefe, edebiyat ve siyaset gibi konular ele alınır. (D ) • Denemeler duygu ağırlıklı yazılardır. Yazar sıklıkla duygusallığa yer verir. ( D ) • Deneme yazarı konuyu kendi kendine tartışıyormuş gibi ele alır. (D ) • Deneme yazarı ele aldığı konuyla ilgili sorunları dile getirerek bu sorunlara çözüm bul­maya çalışır. ( D) B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları yanıtlayınız. 1. Deneme, kökeni 16. yüzyıla dayanan bir edebiyat türüdür. Rönesans’la birlikte özellikle Avrupa’da birey olarak insanın önem kazanması yazarları, aydınları; insanı kurmaca bir dünya­nın ve belli kalıpların içinde ele alan anlatı türlerinden farklı bir yazın arayışına yöneltmiş, böylece ilk ve tipik örneğini Motaigne (Monteyn)’in “Denemeler” adlı eserinde veren deneme türünü doğurmuştur. Buna paralel olarak yazarlar da kurmaca türlerde işleyebildikleri insani durumları samimi, dolayısıyla daha özgür biçim ve olanaklarıyla irdeleme fırsatını bulmuşlardır. Bu parçadan aşağıdakiler den hangisi çıkarılamaz? A) Deneme türü ilk kez Batı edebiyatında ortaya çıkmıştır. B) Bu türün öncüsü Motaigne’dir. C) Denemeler kurmaca metinler arasında yer almaz. D) Denemelerin öznesi nesnel gerçeklik içinde yaşayan insandır. E) Denemeler okuyucu tarafından en çok sevilen yazılardır. Cevap: E 2. Yazar bir konuyu işlerken iyi ya da kötü yanlarını kişisel bir tavırla ele alır. Bu tür metin­leri türüne yaklaştıran yön, denemecinin yargı vermekten kaçınmaması, kimi zaman da konuyu araştırmacı bir tutumla hatta bilimsel bir bakış açısıyla işlemesidir. Ancak.....denemede yazar yargı verirken çözümleyici bir tavır sergiler, katı kesin yargılar vermez. Yukarıdaki paragrafta noktalı yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getirilebilir? A) Söyleşi, öğretici B) Eleştiri, eleştirel C) Fıkra, öğretici D) Makale, felsefi E) Hikâye, kurmaca Cevap: B C. Aşağıdaki soruları sözlü olarak yanıtlayınız. Deneme roman, şiir, öykü, tiyatro gibi kurmaca nitelikli edebî türlerle üslubun önem ka­zandığı gezi, anı, eleştiri, mektup ve günlüğün oluşturduğu diğer türler arasında bir ara bölge oluşturması bakımından oldukça önemli bir yere sahiptir. Bir başka deyişle deneme, kurmaca özellikler taşıyabildiği gibi yazarın ve konuların gerçekliğini de içerir. Bu durum, deneme tü­ründe asli öznenin “insan” oluşundan kaynaklanır. Tabii, kurmaca türlerde de aynı durum söz konusudur ancak denemenin öznesi artık nesnel gerçeklik içinde yaşayan gerçek insandır. 1. Yukarıdaki parçada denemelerin hangi özelliği üzerinde durulmaktadır? Denemeler hem kurmaca hem de gerçeklik özelliğine sahiptir. Deneme, kurmaca yönü olduğu için edebi metinlerle temasa geçer, gerçekliği yansıtması bakımından öğretici metinler içindedir Bu bakımdan deneme ara bölgede yer alan bir türdür. 2. Deneme ve sohbet türü arasındaki farklılıkları belirtiniz. Denemede yazar, kendisiyle konuşuyormuş gibi tavır takınır. Sohbette iseokuyucuyla konuşuyormuş tarzda bir anlatım vardır.
Read more

10.Sınıf Edebiyat Sayfa 137-141 Soruları ve Cevapları

Perîşân-hâlin oldum sormadın hâl-i perîşânım Gamından derde düşdüm kılmadın tedbîr-i dermanım Ne dersin rüzgârım böyle mi geçsin güzel hânım Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım

Esîr-i dâm-ı aşkın olalı senden vefa görmem Seni her kande görsem ehl-i derde âşinâ görmem Vefa vü aşinalık resmini senden reva görmem Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım Değer her dem vefasız cerh yayından bana bin ok Kime şerh eyleyem kim mihnet ü endûh u derdim çok Sana kaldı mürüvvet senden özge hîç kimsem yok Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım Gözümden dem-be-dem bağrım ezip yaşım gibi gitme Seni terk etmezem çün ben beni sen dahi terk etme igen çok zâlim olma ben gibi mazlûmı incitme Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım Katı gönlün neden bu zulm ile bî-dâda râgıbdır Güzeller sen gibi olmaz cefâ senden ne vâcibdir Senin-teg nâzenîne nâzenîn işler münâsibdir Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım Nazar kılmazsan ehl-i derd gözden akıdan şeyle Yamanlıkdır işin uşşak ile yahşi midir böyle Gel Allah’ı seversen bendene cevr etme lûtf eyle Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım Fuzûlî şîve-i ihsanın ister bir gedâyındır Dirildikçe seg-i kuyun ölende hâk-i payındır Gerek öldür gerek ko hükm hükmün rây rayındır Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım Fuzûlî Fuzûlî Divanı Günümüz Türkçesiyle Senin yüzünden hâli perişan (acınacak, bir insan) oldum. (Sen ise) perişan hâlimi sormadın, Senin gamından derde düştüm; derdime derman bulma yoluna gitmedin. Zamanım (hep) böyle mi geçsin? Ne dersin güzel hânım (efendim, padişahım)? Gözüm, canım, efendim, sevdiğim, devletli sultanım! Aşkının tuzağının tutsağı (oldum) olalı, senden vefa görmem. Seni her nerede görsem dertlilere aşina görmem. Senin vefa ve aşinalık tarzını sana yaraşır görmem. Gözüm, canım, efendim, sevdiğim, devletli sultanım! Vefasız feleğin yayından her an bana bin ok değer. Kime açıp anlatayım ki derdim, kaygım, belam (pek) çok. Mürüvvet sana kaldı, senden başka hiç kimsem yok. Gözüm, canım, efendim, sevdiğim, devletli sultanım! Durmadan yüreğimi ezerek, yaralayarak gözümden akıp giden gözyaşlarım gibi gitme. Madem ben seni bırakmıyorum, sen de beni bırakıp gitme. Sakın, çok zalim olma; benim gibi (bir) mazlumu incitme. Gözüm, canım, efendim, sevdiğim, devletli sultanım! Katı (merhametsiz) yüreğin neden bu zulme ve işkenceye isteklidir, düşkündür? Güzeller senin gibi (merhametsiz) olmaz, cefa sana neye vacip (gerekli) olsun? Senin gibi nazlı, latif güzele (cefa gibi kaba işler değil) nazlı işler, latif işler uygundur, Gözüm, canım, efendim, sevdiğim, devletli sultanım! Dertlilerin gözlerinden akıttıkları sel gibi gözyaşlarına bakmıyorsun, aldırmıyorsun. İşin âşıklara kötülük etmek, böyle (davranmak) güzel mi? Gel, Allahını seversen, kuluna cevretme, lütfeyle! Gözüm, canım, efendim, sevdiğim, devletli sultanım! Fuzûlî, ihsanının (iyilik ve lütfunun) şivesini, tarzını (güzellere yaraşan biçimini) isteyen bir dilencindir. Yaşadığı sürece bulunduğun yerin köpeği, öldüğünde ayağının toprağıdır. İster öldür, ister bırak (yaşat); hüküm senin hükmün, düşünce senin düşüncendir. Gözüm, canım, efendim, sevdiğim, devletli sultanım! 1. Okuduğunuz şiiri ahenk unsurları yönünden inceleyerek tespitlerinizi aşağıya yazınız. Konuşmadaki vurgu ve tonlamayla dizelerdeki ses ve söyleyiş arasında nasıl bir ilişki kurulabileceğini açıklayınız. 1. Ses akışı (aliterasyon, asonans): Ses akışı sağlayan sözcükler vardır. Birinci dörtlükte n, m sesleri aliterasyon, e ve a sesleri asonans İkinci dörtlükte r, n, m sesleri aliterasyon, e ve a sesleri asonans Üçüncü dörtlükte n, m sesleri aliterasyon, e ve a sesleri asonans Dördüncü dörtlükte n, m sesleri aliterasyon, e ve a sesleri asonans Beşinci dörtlükte n, m sesleri aliterasyon, e ve a sesleri asonans Altıncı dörtlükte n, m sesleri aliterasyon, e ve a sesleri asonans Yedinci dörtlükte n, m, y sesleri aliterasyon e ve a sesleri asonans olarak kullanılmıştır. Söyleyiş özelliği : Ahenkli bir söyleyişe sahiptir. Özellikle kafiye ve iç seslerdeki sözcükler bu şiire söyleyiş güzelliği katmıştır. Ritim (açık ve kapalı hecelerin söylenişi): Aruz ölçüsü ile yazıldığı seslerin açık kapalı oluşu önemlidir.” hâl-i perîşânım, Perîşân-hâlin , tedbîr-i dermanım , sultânım, âşinâ Esîr-i dâm-ı, mazlum, gedâyındır, şîve-i ihsanın, âvâreler “ gibi sözcüklerde açık ve kapalı heceler bulunmaktadır. Bu şekliyle de aruzun tutması ve uygulanması için önemlidir. Ses benzerlikleri (kafiye): Kafiyeli yazılmıştır. Birinci dörtlükte -ân sesi zengin kafiye (uzun ünlüden dolayı zengin kafiye) –ım sesi ise redif İkinci dörtlükte -â sesi tam kafiye (uzun ünlüden dolayı tam kafiye) görmem sözcüğü ise redif Üçüncü dörtlükte -ok sesi tam kafiye olarak kullanılmıştır ama redif yoktur. Dördüncü dörtlükte –it sesi tam kafiye –me sesi redif Beşinci dörtlükte –ib sesi tam kiafiye –dir eki ise redif Altıncı dörtlükte -yle sesi zengin kafiye olarak kullanılmıştır ama redif yoktur. Yedinci dörtlükte –ây sesi zengin kafiye (uzun ünlüden dolayı zengin kafiye) – ındır sesi ise redif olarak kullanılmıştır. Nakarat dize : Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım 2. Okuduğunuz şiirde ses ve anlam yönünden kendi içinde bütünlük oluşturan birimleri belirleyiniz. Bu birimlerin özelliklerini ve bunlara ne ad verildiğini söyleyiniz. Ayrıca her bir birimin diğer birimlerle ses ve anlam yönünden ilişkisini açıklayınız. 2. Dörtlüklerden oluşmuştur. 3. a. Murabba hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınıza aktarınız. a. MURABBA Murabba bent adı verilen dört dizelik kıt’alardan oluşan şiir türüdür. Kelime anlamı “dörtlük” demektir. Uyak düzeni genelde aaaa/bbba/ccca/ddda/… şeklinde olmakla beraber, ilk bendi kafiyeli olmayan ya da sonraki bentlerde kafiyesi tekrarlanmayan murabbalar da vardır. Çoğu zaman üç ila yedi bentten oluşur. Divan edebiyatında 15. yüzyılda sultanü’ş-şuara (şairler sultanı) unvanlı Ahmet Paşa tarafından kullanılmıştır. Tanzimat edebiyatında da Namık Kemal bu türün başarılı örneklerini vermiştir. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren şarkı şeklinde bestelenen eserlerin büyük bir kısmı murabba tarzında yazılmıştır. b. Okuduğunuz şiiri, yapı özellikleri yönünden incelemek için aşağıdaki soruları cevaplayınız (Bu inceleme için 9. sınıf II. ünite “Şiir İnceleme, Şiirde Yapı” bölümünde öğrendiğiniz bilgilerinizden yararlanınız.). b. Nazım birimi ve sayısı :Dörtlüklerden oluşmuş olup 7 tanedir. Uyak düzeni : aaaa, bbba, ccca, ddda, eeea, fffa, ggga şeklindedir. Şairin mahlasının bulunduğu dörtlük : Yedinci dörtlüktür. Fuzûlî şîve-i ihsanın ister bir gedâyındır Dirildikçe seg-i kuyun ölende hâk-i payındır Gerek öldür gerek ko hükm hükmün rây rayındır Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım c. Okuduğunuz şiirin, hakkında bilgi edindiğiniz murabbanın özellikleriyle benzerlik gösterip göstermediğini belirtiniz. c. Murabba ile birebir özellik göstermektedir. ç. Okuduğunuz murabbada dörtlüklerin temalarını aşağıdaki şema üzerine yazınız. Daha sonra da murabbanın temasını ilgili bölüme not ediniz. Dörtlüklerin ve murabbanın teması arasındaki ilişkiyi açıklayınız. ç. 1. dörtlüğün teması: Sevgiliye sitem 2. dörtlüğün teması: Sevgiliye sitem 3. dörtlüğün teması: Sevgiliye sitem 4. dörtlüğün teması: Sevgiliye sitem 5. dörtlüğün teması: Sevgiliye sitem 6. dörtlüğün teması: Sevgiliye sitem 7. dörtlüğün teması: Sevgiliye sitem Murabbanın teması: Sevgiliye sitem • Yukarıdaki şemadan hareketle “Şiiri meydana getiren birimlerin ortak paydası temadır.” denilebilir mi? Tartışınız ulaşılan sonucu belirtiniz. Ortak bir paydada buluşmuşlardır. 4. XVI. yüzyılın güçlü sesi Fuzûlî, murabbada coşkuyla yaşadığı aşkını ve tutkunu olduğu sevgilisini anlatıyor. XVI. yüzyıl şairi Bakî’nin daha önce okuduğunuz gazelini ve Fuzûlî’nin murabbasını tema ve söyleyiş yönünden karşılaştırınız. Buradan hareketle XVI. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin yapısıyla o dönem şiirinin söyleyiş özelliği (coşkulu, kendine güvenen sesi) arasında nasıl bir bağlantı olduğunu açıklayınız. 4. Her ikisi de aşkı anlatmaktadır. Her ikisi de din dışı konularda yazmışlardır. Osmanlı yapısıyla ilgisi vardır. Bu dönemde Osmanlı gücünün ve kuvvetinin zirve noktasındadır. Artık devlet ilerleyebileceği bütün sınırlara ilerlemiş, devlet erkanından bütün halka kadar hepsinde kendine güvenleri gelmiş ve bu güven edebiyattan sanata, kültürden sosyal ve ekonomik hayata kadar kendini hissettirmiştir. Bu dönemde tema olarak kullanılan konularda genelde din dışı konulardır ki bu iki şairin dışında da bu temayı çok rahat şekilde görebilmekteyiz. 5. Fuzûlî’nin birinci dörtlükte dile getirdiği duyguyu açıklayınız. Bu duyguyu hangi kelimelerle belirttiğini söyleyiniz. Şairin bu dörtlükte dile getirdiği duyguyu, diğer dörtlüklerde farklı kelimelerle tekrar edip etmediğini tartışınız. Sonucu bir cümleyle aşağıya yazınız. 5. Sevgiliye duyulan sitem var. Bu duyguyu dile getirirken kendi kötü halinin anlatmak için perişan, dert, derman kelimeleri kullanmıştır. Diğer dörtlüklerde de aynı kelimeler olmasa da vefa , cefa, cevr gibi kelimeleri kullanmıştır. Fuzûlî, şiirinin temasını ve kullandığı imgeleri aktarırken hangi dinî kelimelerden faydalanmıştır? Şair aynı zamanda duygularını dile getirirken divan şiirinin kendine özgü zevk ve anlayışından nasıl etkilenmiştir? Belirtiniz. Merhamet, Allah, ihsan gibi kelimeler kullanmıştır. Şair divan şiir estetiğin oldukça etkilenmiştir. Ona göre aşk acısı çekmek en güzel durumdur ve şairin çektiği cefanın yüce olduğuna inanır divan şairi ki aynısını Fuzuli’de görmek mümkün. 6. Murabbanın ilk dörtlüğünde “rüzgâr” kelimesi gerçek anlamında mı kullanılmıştır? “Rüzgâr”ın hangi anlamda kullanıldığını belirterek bu sanatın adını söyleyiniz. Şiirde bu şekilde kullanılan diğer kelimeleri de bulup onların nasıl kullanıldıklarını açıklayınız. 6. Gerçek anlamı dışında kullanılmıştır. Zaman anlamında kullanılmıştır. Burada rüzgar hem yel hem de zaman anlamında kullanıldığı için tevriye sanatı vardır. 7. a. Daha önce padişah imgesiyle ilgili edindiğiniz bilgi ışığında, murabbanın tamamında Fuzûlî’nin sevgilisine hitap etmek, onu yüceltmek için kullandığı benzetmeyi ve buna karşılık kendisini niçin mazluma benzettiğini açıklayınız. a. Sevgiliye padişah benzetmiş ama daha padişahlardan farklı olarak şair burada eziyet ve cefa gördüğü için padişahın zulmettiğini düşünmektedir. Halkına zulmeden padişaha benzetir. b. Aşağıdaki bilgiyi okuyunuz. dam (dâm) : Tuzak, ağ; sevgilinin saçlarının kıvrımlarıyla şairin gönül kuşuna bir tuzak, bir benttir. Âşığın gönül kuşu bu dama yakalandığı zaman asla kurtulamaz, belki kurtulmak da istemez. Bu dâm, onun kolunu kanadını da kırmış sayılır. Ayrılık içindeki âşığın kolunun kanadının kırık olması gibi. Dam imgesinin şiirde geçtiği dörtlüğü bularak kelimenin burada nasıl kullanıldığını açıklayınız. Şairin kullandığı bu imgeler gözünüzün önünde nasıl bir manzara canlandırıyor? Açıklayınız. b. Esîr-i dâm-ı aşkın olalı senden vefa görmem Seni her kande görsem ehl-i derde âşinâ görmem Vefa vü aşinalık resmini senden reva görmem Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım Yukarıdaki dörtlükte geçmektedir dam imgesi. Şair yukarıdaki dam imgesinin açıklamasına uygun olarak tuzak olarak kullanmış ve bu tuzağa düştüğünden beri sevgiliden ilgi ve alaka görmediğinde şikayetçidir. c. Murabbadaki diğer imgeleri bulup açıklayınız. Dörtlüklerde kullanılan ortak imgeleri sıralayınız. c. Rüzgar, ok, sultan, geda, vefasız cerh (dünya), seg-i kuy, cefa gibi imgeler kullanılmıştır. ç. Murabbadaki bu imge ve söz sanatlarının şiirde nasıl bir işlevi olduğunu açıklayınız. ç. İmge ve söz sanatları şiirdeki estetik sanat anlayışını ortaya çıkarmıştır. Dam kelimesi ile tuzağa düşen kuşu anlatarak kendi durumunu ona uyarlayarak anlatmış olması sanatsal yönünü ortaya koymaktadır. Bu durumu gerçek anlamlı kelimelerle anlatsa ortada sanat olmayacak ve bu şiiri hemen hemen herkes yazabilir. 8. a. “tedbir-i derman, esîr-i dâm-ı işkun, âşinâ, cerh, dem-be-dem vb.” Arapça ve Farsça kelimelerin murabbada kullanılma nedenlerini tartışınız. Sonuçları sıralayınız. a. Birincisi şairlerimiz aruzla yazıkları için aruzda önemli olan seslerin açık ve kapalı olmasıdır. Türkçedeki seslerde açık ve kapalı ünlü durumları yoktur. Yani â, û, î gibi sesler yoktur. Bu aruz ölçüsünü ve ses değerini tutturmak için önemlidir. İkincisi ise bizim divan şairlerimiz Arap ve İran edebiyatından etkilenirken o şiirin estetik yapısı ve imge dünyasını değiştirmeden almışlardır. b. Murabbada kullanılan imgeler, söz sanatları, nazım şeklinin özelliklerinden hareketle, divan şiirinin geldiği kültürle (gelenekle) ve toplumla ilişkisini açıklayınız. b. Kullanılan dil, imgeler(mazmunlar), söz sanatları, nazım şekilleri Arapça ve Farsçadan geçmiştir. Geldiği kültür ve toplum arasında sıkı bir ilişki vardır. Çünkü Osmanlı toplumunda da sanat anlayışı olarak 13. Yüzyıldan beri bir etkileşim görülmektedir. Bizim şairlerimiz de bunları hiç değişmeden olduğu gibi ama zaman içerisinde de geliştirerek kullanmıştır. c. Yukarıdaki incelemeniz sonucunda murabbanın okuyucu kitlesini belirtiniz. c. Divan şiirinin hedef kitlesi yüksek zümre diye bilinen okumuş ve medrese eğitimi görmüş kimselerdir. ç. Okuduğunuz şiirin hangi gelenekte yazıldığını belirtiniz. Ç. Divan şiir geleneğine uygun yazılmıştır. 9. Murabbanın temasının evrensel olup olmadığını söyleyiniz. Şair, temayı
işlerken yüce ve yüksek olan soyut kavramlardan (imgelerden) nasıl yararlanmıştır? Açıklayınız.
9. Teması evrensel olup bu tema her devirde işlenebilir. Şah, geda, cevr, cefa, derman, mihnet gibi soyut kelimeleri kullanarak içinde bulunduğu durumu izah etmiştir. Zaten divan şiiri soyut bir şiirdir. 10. Fuzûlî, murabbanın temasını ve şiirde kullandığı imgeleri hangi dinî kelime ve divan şiirinin kendine özgü zevk ve anlayışı çevresinde geliştirmiştir? Düşüncelerinizi bir paragraf şeklinde yazınız. Yazınızı sınıfta arkadaşlarınızla paylaşınız. 10. Allah, mürüvvet, mihnet kelimeleri kullanmaktan geri durmamıştır. Divan şiirinin kullandığı imge ve hayal dünyasında dini kültürün etkisi çok büyüktür. Gerektiğinde din dışı konularda bile yazarken dini literatürü kullanabilir. Mesela sevgilinin güzelliği anlatırken Hz. Yusuf’u anlatmadan onu örnek vermeden geçemez. 11. Okuduğunuz murabbada, şairin dile getirdiklerinin yaşanması mümkün müdür? Tartışınız. Ulaştığınız sonucu kısaca ifade ediniz. Bu sonuçta şairin gözlem, izlenim, sezgi ve kişisel duyarlılığının önemini açıklayınız. 11. Mümkün değildir. Şiiri şiir yapan şeyler kesinlikle şairin gözlemi, sezgisi ve duygularıdır. Bunlar olmadan ortaya pek bir şey koymak mümkün değildir. 12. Murabbada yan anlamıyla kullanılan kelimeleri bulunuz. Şiirin yan anlam bakımından zengin olup olmadığını açıklayınız. 12. 13. Murabbadaki duygu ve düşüncenin, günümüz şarkılarında da ele alınıp alınmadığını örnekler vererek açıklayınız. 13. 14. Murabbayı ilk okuduğunuzda neler hissettiniz? Şiiri birkaç kez okuduğunuzda neler hissettiniz? Acaba şairin bu şiiri yazarken hissettikleriyle sizin hissettikleriniz arasında benzerlik olabilir mi? Düşüncelerinizi açıklayınız. 14. Cevabı size kalmış… 15. Fuzûlî’nin murabbasını, aşağıda verilen koşukla tema, nazım birimi, dil-anlatım yönünden karşılaştırınız. Sonuçları aşağıdaki tabloya yazınız. Üdiğ mini komıttı (Aşk beni coşturdu ve heyecanlandırdı. Sakınç manga yumıttı Dert bana (geldi ve bende) toplandı. Könglüm angar emitti Gönlüm o (güzel)e meyletti; Yüzüm mening sargarur Yüzüm (o yüzden) sararıyor.)
Ölçütler Murabba Koşuk Benzerlikler Farklılıklar
Tema Aşk Aşk Temaları noktasında benzerlik gösterir.
Nazım Birimi Dörtlük Dörtlük Nazım birimi benzer
Dil ve Anlatım Arapça ve Farsça kelimelerde dolu kalıplaşmış bir anlatıma sahip Yabancı etkilerden uzak sade bir dile yazılmıştır.
16. a. Fuzûlî ile ilgili edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız. a. FUZULİ (?-1556) Kerbela’da doğmuş ve yaşamıştır. İyi bir eğitim görmüş, Arapça ve Farsçayı çok İyi öğrenmiştir. Şiirlerinde Azeri Türkçesinin etkileri görülür. Dönemine göre oldukça sade bir dille yapıtlar vermiştir. Divan edebiyatının birçok türünde yapıt vermesine rağmen “gazel şairi” olarak tanınmıştır. Şiirlerinde en önemli öğeler tasavvuf ve aşktır.” Leyla ile Mecnun” adlı mesnevisinde bu konuyu ustaca dile getirmiştir. Şiirin temelinin İlim, özünün sevgi olduğuna inanmıştır. Sevilen insan bir araç, onun varlığında görünür hale gelen Tanrı İse tek amaçtır. Ona göre gerçek varlık Tanrı’dır. Bütün nesneler ve evren, Tanrı’nın bir görünüş alanıdır. Fuzuli Eserleri -Divan (Türkçe) -Divan (Farsça) -Divan (Arapça) -Leyla İle Mecnun: Sevgiliden ayrılmanın acısının, sevgiliye duyulan aşktan ilahi aşka geçişin işlendiği, mesnevi biçiminde yazılmış bir hikâyedir.
-Şikâyetname: Hiciv türünün çok çarpıcı bir örneği olan, maaşını alamadığı için Nişancı Mehmet Paşa’ya yazmış olduğu, edebiyatımızda önemli bir mektup örneğidir.
-Hadikatu’s Süeda: Kerbela olayının yer yer manzum parçalarla anlatıldığı mensur bir yapıttır.
-Şah ü Geda, Beng ü Bade,Sakiname: Mesnevi b. Âşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tabîb Kılma derman kim helakim zehri dermânındadur. Fuzûlî (Ey tabip! Ben aşk derdinden hoşnutum, bu dert ile iyiyim. Bana ilaç vermekten vazgeç. Derdime derman bulma; zira, beni öldürecek zehir senin ilacının içindedir.) Fuzûlî’nin yukarıdaki beyti ve murabbasından hareketle fikrî ve edebî yönü hakkındaki çıkarımlarınızı aşağıya yazınız. b. Fuzuli’ye göre sevgilinin verdiği acı, çektirdiği cefa şair için bir mutluluktur. Sevgili naz yaptıkça aşk tazelenir, muhabbet artar. Bu nedenle de sevgilinin nazından, çektirdiği acıdan şikayet edilmez, sevgiliye gücenilmez, tam tersine mutlu olunur. Fuzuli aşk derdiyle hoştur. Bu derdi giderecek derman istemez. Şuna inanır ki kendisi için en büyük tehlike onu aşk ızdırabından uzaklaştırmak isteyen öldürücü dermandır 17. Murabba ile şair arasındaki ilişkiyi açıklayınız. 17. Şairi ile şiiri arasında bir bağ vardır.Perîşân-hâlin oldum sormadın hâl-i perîşânım Gamından derde düşdüm kılmadın tedbîr-i dermanım Ne dersin rüzgârım böyle mi geçsin güzel hânım Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım

Esîr-i dâm-ı aşkın olalı senden vefa görmem Seni her kande görsem ehl-i derde âşinâ görmem Vefa vü aşinalık resmini senden reva görmem Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım Değer her dem vefasız cerh yayından bana bin ok Kime şerh eyleyem kim mihnet ü endûh u derdim çok Sana kaldı mürüvvet senden özge hîç kimsem yok Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım Gözümden dem-be-dem bağrım ezip yaşım gibi gitme Seni terk etmezem çün ben beni sen dahi terk etme igen çok zâlim olma ben gibi mazlûmı incitme Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım Katı gönlün neden bu zulm ile bî-dâda râgıbdır Güzeller sen gibi olmaz cefâ senden ne vâcibdir Senin-teg nâzenîne nâzenîn işler münâsibdir Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım Nazar kılmazsan ehl-i derd gözden akıdan şeyle Yamanlıkdır işin uşşak ile yahşi midir böyle Gel Allah’ı seversen bendene cevr etme lûtf eyle Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım Fuzûlî şîve-i ihsanın ister bir gedâyındır Dirildikçe seg-i kuyun ölende hâk-i payındır Gerek öldür gerek ko hükm hükmün rây rayındır Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım Fuzûlî Fuzûlî Divanı Günümüz Türkçesiyle Senin yüzünden hâli perişan (acınacak, bir insan) oldum. (Sen ise) perişan hâlimi sormadın, Senin gamından derde düştüm; derdime derman bulma yoluna gitmedin. Zamanım (hep) böyle mi geçsin? Ne dersin güzel hânım (efendim, padişahım)? Gözüm, canım, efendim, sevdiğim, devletli sultanım! Aşkının tuzağının tutsağı (oldum) olalı, senden vefa görmem. Seni her nerede görsem dertlilere aşina görmem. Senin vefa ve aşinalık tarzını sana yaraşır görmem. Gözüm, canım, efendim, sevdiğim, devletli sultanım! Vefasız feleğin yayından her an bana bin ok değer. Kime açıp anlatayım ki derdim, kaygım, belam (pek) çok. Mürüvvet sana kaldı, senden başka hiç kimsem yok. Gözüm, canım, efendim, sevdiğim, devletli sultanım! Durmadan yüreğimi ezerek, yaralayarak gözümden akıp giden gözyaşlarım gibi gitme. Madem ben seni bırakmıyorum, sen de beni bırakıp gitme. Sakın, çok zalim olma; benim gibi (bir) mazlumu incitme. Gözüm, canım, efendim, sevdiğim, devletli sultanım! Katı (merhametsiz) yüreğin neden bu zulme ve işkenceye isteklidir, düşkündür? Güzeller senin gibi (merhametsiz) olmaz, cefa sana neye vacip (gerekli) olsun? Senin gibi nazlı, latif güzele (cefa gibi kaba işler değil) nazlı işler, latif işler uygundur, Gözüm, canım, efendim, sevdiğim, devletli sultanım! Dertlilerin gözlerinden akıttıkları sel gibi gözyaşlarına bakmıyorsun, aldırmıyorsun. İşin âşıklara kötülük etmek, böyle (davranmak) güzel mi? Gel, Allahını seversen, kuluna cevretme, lütfeyle! Gözüm, canım, efendim, sevdiğim, devletli sultanım! Fuzûlî, ihsanının (iyilik ve lütfunun) şivesini, tarzını (güzellere yaraşan biçimini) isteyen bir dilencindir. Yaşadığı sürece bulunduğun yerin köpeği, öldüğünde ayağının toprağıdır. İster öldür, ister bırak (yaşat); hüküm senin hükmün, düşünce senin düşüncendir. Gözüm, canım, efendim, sevdiğim, devletli sultanım! 1. Okuduğunuz şiiri ahenk unsurları yönünden inceleyerek tespitlerinizi aşağıya yazınız. Konuşmadaki vurgu ve tonlamayla dizelerdeki ses ve söyleyiş arasında nasıl bir ilişki kurulabileceğini açıklayınız. 1. Ses akışı (aliterasyon, asonans): Ses akışı sağlayan sözcükler vardır. Birinci dörtlükte n, m sesleri aliterasyon, e ve a sesleri asonans İkinci dörtlükte r, n, m sesleri aliterasyon, e ve a sesleri asonans Üçüncü dörtlükte n, m sesleri aliterasyon, e ve a sesleri asonans Dördüncü dörtlükte n, m sesleri aliterasyon, e ve a sesleri asonans Beşinci dörtlükte n, m sesleri aliterasyon, e ve a sesleri asonans Altıncı dörtlükte n, m sesleri aliterasyon, e ve a sesleri asonans Yedinci dörtlükte n, m, y sesleri aliterasyon e ve a sesleri asonans olarak kullanılmıştır. Söyleyiş özelliği : Ahenkli bir söyleyişe sahiptir. Özellikle kafiye ve iç seslerdeki sözcükler bu şiire söyleyiş güzelliği katmıştır. Ritim (açık ve kapalı hecelerin söylenişi): Aruz ölçüsü ile yazıldığı seslerin açık kapalı oluşu önemlidir.” hâl-i perîşânım, Perîşân-hâlin , tedbîr-i dermanım , sultânım, âşinâ Esîr-i dâm-ı, mazlum, gedâyındır, şîve-i ihsanın, âvâreler “ gibi sözcüklerde açık ve kapalı heceler bulunmaktadır. Bu şekliyle de aruzun tutması ve uygulanması için önemlidir. Ses benzerlikleri (kafiye): Kafiyeli yazılmıştır. Birinci dörtlükte -ân sesi zengin kafiye (uzun ünlüden dolayı zengin kafiye) –ım sesi ise redif İkinci dörtlükte -â sesi tam kafiye (uzun ünlüden dolayı tam kafiye) görmem sözcüğü ise redif Üçüncü dörtlükte -ok sesi tam kafiye olarak kullanılmıştır ama redif yoktur. Dördüncü dörtlükte –it sesi tam kafiye –me sesi redif Beşinci dörtlükte –ib sesi tam kiafiye –dir eki ise redif Altıncı dörtlükte -yle sesi zengin kafiye olarak kullanılmıştır ama redif yoktur. Yedinci dörtlükte –ây sesi zengin kafiye (uzun ünlüden dolayı zengin kafiye) – ındır sesi ise redif olarak kullanılmıştır. Nakarat dize : Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım 2. Okuduğunuz şiirde ses ve anlam yönünden kendi içinde bütünlük oluşturan birimleri belirleyiniz. Bu birimlerin özelliklerini ve bunlara ne ad verildiğini söyleyiniz. Ayrıca her bir birimin diğer birimlerle ses ve anlam yönünden ilişkisini açıklayınız. 2. Dörtlüklerden oluşmuştur. 3. a. Murabba hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınıza aktarınız. a. MURABBA Murabba bent adı verilen dört dizelik kıt’alardan oluşan şiir türüdür. Kelime anlamı “dörtlük” demektir. Uyak düzeni genelde aaaa/bbba/ccca/ddda/… şeklinde olmakla beraber, ilk bendi kafiyeli olmayan ya da sonraki bentlerde kafiyesi tekrarlanmayan murabbalar da vardır. Çoğu zaman üç ila yedi bentten oluşur. Divan edebiyatında 15. yüzyılda sultanü’ş-şuara (şairler sultanı) unvanlı Ahmet Paşa tarafından kullanılmıştır. Tanzimat edebiyatında da Namık Kemal bu türün başarılı örneklerini vermiştir. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren şarkı şeklinde bestelenen eserlerin büyük bir kısmı murabba tarzında yazılmıştır. b. Okuduğunuz şiiri, yapı özellikleri yönünden incelemek için aşağıdaki soruları cevaplayınız (Bu inceleme için 9. sınıf II. ünite “Şiir İnceleme, Şiirde Yapı” bölümünde öğrendiğiniz bilgilerinizden yararlanınız.). b. Nazım birimi ve sayısı :Dörtlüklerden oluşmuş olup 7 tanedir. Uyak düzeni : aaaa, bbba, ccca, ddda, eeea, fffa, ggga şeklindedir. Şairin mahlasının bulunduğu dörtlük : Yedinci dörtlüktür. Fuzûlî şîve-i ihsanın ister bir gedâyındır Dirildikçe seg-i kuyun ölende hâk-i payındır Gerek öldür gerek ko hükm hükmün rây rayındır Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım c. Okuduğunuz şiirin, hakkında bilgi edindiğiniz murabbanın özellikleriyle benzerlik gösterip göstermediğini belirtiniz. c. Murabba ile birebir özellik göstermektedir. ç. Okuduğunuz murabbada dörtlüklerin temalarını aşağıdaki şema üzerine yazınız. Daha sonra da murabbanın temasını ilgili bölüme not ediniz. Dörtlüklerin ve murabbanın teması arasındaki ilişkiyi açıklayınız. ç. 1. dörtlüğün teması: Sevgiliye sitem 2. dörtlüğün teması: Sevgiliye sitem 3. dörtlüğün teması: Sevgiliye sitem 4. dörtlüğün teması: Sevgiliye sitem 5. dörtlüğün teması: Sevgiliye sitem 6. dörtlüğün teması: Sevgiliye sitem 7. dörtlüğün teması: Sevgiliye sitem Murabbanın teması: Sevgiliye sitem • Yukarıdaki şemadan hareketle “Şiiri meydana getiren birimlerin ortak paydası temadır.” denilebilir mi? Tartışınız ulaşılan sonucu belirtiniz. Ortak bir paydada buluşmuşlardır. 4. XVI. yüzyılın güçlü sesi Fuzûlî, murabbada coşkuyla yaşadığı aşkını ve tutkunu olduğu sevgilisini anlatıyor. XVI. yüzyıl şairi Bakî’nin daha önce okuduğunuz gazelini ve Fuzûlî’nin murabbasını tema ve söyleyiş yönünden karşılaştırınız. Buradan hareketle XVI. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin yapısıyla o dönem şiirinin söyleyiş özelliği (coşkulu, kendine güvenen sesi) arasında nasıl bir bağlantı olduğunu açıklayınız. 4. Her ikisi de aşkı anlatmaktadır. Her ikisi de din dışı konularda yazmışlardır. Osmanlı yapısıyla ilgisi vardır. Bu dönemde Osmanlı gücünün ve kuvvetinin zirve noktasındadır. Artık devlet ilerleyebileceği bütün sınırlara ilerlemiş, devlet erkanından bütün halka kadar hepsinde kendine güvenleri gelmiş ve bu güven edebiyattan sanata, kültürden sosyal ve ekonomik hayata kadar kendini hissettirmiştir. Bu dönemde tema olarak kullanılan konularda genelde din dışı konulardır ki bu iki şairin dışında da bu temayı çok rahat şekilde görebilmekteyiz. 5. Fuzûlî’nin birinci dörtlükte dile getirdiği duyguyu açıklayınız. Bu duyguyu hangi kelimelerle belirttiğini söyleyiniz. Şairin bu dörtlükte dile getirdiği duyguyu, diğer dörtlüklerde farklı kelimelerle tekrar edip etmediğini tartışınız. Sonucu bir cümleyle aşağıya yazınız. 5. Sevgiliye duyulan sitem var. Bu duyguyu dile getirirken kendi kötü halinin anlatmak için perişan, dert, derman kelimeleri kullanmıştır. Diğer dörtlüklerde de aynı kelimeler olmasa da vefa , cefa, cevr gibi kelimeleri kullanmıştır. Fuzûlî, şiirinin temasını ve kullandığı imgeleri aktarırken hangi dinî kelimelerden faydalanmıştır? Şair aynı zamanda duygularını dile getirirken divan şiirinin kendine özgü zevk ve anlayışından nasıl etkilenmiştir? Belirtiniz. Merhamet, Allah, ihsan gibi kelimeler kullanmıştır. Şair divan şiir estetiğin oldukça etkilenmiştir. Ona göre aşk acısı çekmek en güzel durumdur ve şairin çektiği cefanın yüce olduğuna inanır divan şairi ki aynısını Fuzuli’de görmek mümkün. 6. Murabbanın ilk dörtlüğünde “rüzgâr” kelimesi gerçek anlamında mı kullanılmıştır? “Rüzgâr”ın hangi anlamda kullanıldığını belirterek bu sanatın adını söyleyiniz. Şiirde bu şekilde kullanılan diğer kelimeleri de bulup onların nasıl kullanıldıklarını açıklayınız. 6. Gerçek anlamı dışında kullanılmıştır. Zaman anlamında kullanılmıştır. Burada rüzgar hem yel hem de zaman anlamında kullanıldığı için tevriye sanatı vardır. 7. a. Daha önce padişah imgesiyle ilgili edindiğiniz bilgi ışığında, murabbanın tamamında Fuzûlî’nin sevgilisine hitap etmek, onu yüceltmek için kullandığı benzetmeyi ve buna karşılık kendisini niçin mazluma benzettiğini açıklayınız. a. Sevgiliye padişah benzetmiş ama daha padişahlardan farklı olarak şair burada eziyet ve cefa gördüğü için padişahın zulmettiğini düşünmektedir. Halkına zulmeden padişaha benzetir. b. Aşağıdaki bilgiyi okuyunuz. dam (dâm) : Tuzak, ağ; sevgilinin saçlarının kıvrımlarıyla şairin gönül kuşuna bir tuzak, bir benttir. Âşığın gönül kuşu bu dama yakalandığı zaman asla kurtulamaz, belki kurtulmak da istemez. Bu dâm, onun kolunu kanadını da kırmış sayılır. Ayrılık içindeki âşığın kolunun kanadının kırık olması gibi. Dam imgesinin şiirde geçtiği dörtlüğü bularak kelimenin burada nasıl kullanıldığını açıklayınız. Şairin kullandığı bu imgeler gözünüzün önünde nasıl bir manzara canlandırıyor? Açıklayınız. b. Esîr-i dâm-ı aşkın olalı senden vefa görmem Seni her kande görsem ehl-i derde âşinâ görmem Vefa vü aşinalık resmini senden reva görmem Gözüm canım efendim sevdiğim devletlü sultânım Yukarıdaki dörtlükte geçmektedir dam imgesi. Şair yukarıdaki dam imgesinin açıklamasına uygun olarak tuzak olarak kullanmış ve bu tuzağa düştüğünden beri sevgiliden ilgi ve alaka görmediğinde şikayetçidir. c. Murabbadaki diğer imgeleri bulup açıklayınız. Dörtlüklerde kullanılan ortak imgeleri sıralayınız. c. Rüzgar, ok, sultan, geda, vefasız cerh (dünya), seg-i kuy, cefa gibi imgeler kullanılmıştır. ç. Murabbadaki bu imge ve söz sanatlarının şiirde nasıl bir işlevi olduğunu açıklayınız. ç. İmge ve söz sanatları şiirdeki estetik sanat anlayışını ortaya çıkarmıştır. Dam kelimesi ile tuzağa düşen kuşu anlatarak kendi durumunu ona uyarlayarak anlatmış olması sanatsal yönünü ortaya koymaktadır. Bu durumu gerçek anlamlı kelimelerle anlatsa ortada sanat olmayacak ve bu şiiri hemen hemen herkes yazabilir. 8. a. “tedbir-i derman, esîr-i dâm-ı işkun, âşinâ, cerh, dem-be-dem vb.” Arapça ve Farsça kelimelerin murabbada kullanılma nedenlerini tartışınız. Sonuçları sıralayınız. a. Birincisi şairlerimiz aruzla yazıkları için aruzda önemli olan seslerin açık ve kapalı olmasıdır. Türkçedeki seslerde açık ve kapalı ünlü durumları yoktur. Yani â, û, î gibi sesler yoktur. Bu aruz ölçüsünü ve ses değerini tutturmak için önemlidir. İkincisi ise bizim divan şairlerimiz Arap ve İran edebiyatından etkilenirken o şiirin estetik yapısı ve imge dünyasını değiştirmeden almışlardır. b. Murabbada kullanılan imgeler, söz sanatları, nazım şeklinin özelliklerinden hareketle, divan şiirinin geldiği kültürle (gelenekle) ve toplumla ilişkisini açıklayınız. b. Kullanılan dil, imgeler(mazmunlar), söz sanatları, nazım şekilleri Arapça ve Farsçadan geçmiştir. Geldiği kültür ve toplum arasında sıkı bir ilişki vardır. Çünkü Osmanlı toplumunda da sanat anlayışı olarak 13. Yüzyıldan beri bir etkileşim görülmektedir. Bizim şairlerimiz de bunları hiç değişmeden olduğu gibi ama zaman içerisinde de geliştirerek kullanmıştır. c. Yukarıdaki incelemeniz sonucunda murabbanın okuyucu kitlesini belirtiniz. c. Divan şiirinin hedef kitlesi yüksek zümre diye bilinen okumuş ve medrese eğitimi görmüş kimselerdir. ç. Okuduğunuz şiirin hangi gelenekte yazıldığını belirtiniz. Ç. Divan şiir geleneğine uygun yazılmıştır. 9. Murabbanın temasının evrensel olup olmadığını söyleyiniz. Şair, temayı
işlerken yüce ve yüksek olan soyut kavramlardan (imgelerden) nasıl yararlanmıştır? Açıklayınız.
9. Teması evrensel olup bu tema her devirde işlenebilir. Şah, geda, cevr, cefa, derman, mihnet gibi soyut kelimeleri kullanarak içinde bulunduğu durumu izah etmiştir. Zaten divan şiiri soyut bir şiirdir. 10. Fuzûlî, murabbanın temasını ve şiirde kullandığı imgeleri hangi dinî kelime ve divan şiirinin kendine özgü zevk ve anlayışı çevresinde geliştirmiştir? Düşüncelerinizi bir paragraf şeklinde yazınız. Yazınızı sınıfta arkadaşlarınızla paylaşınız. 10. Allah, mürüvvet, mihnet kelimeleri kullanmaktan geri durmamıştır. Divan şiirinin kullandığı imge ve hayal dünyasında dini kültürün etkisi çok büyüktür. Gerektiğinde din dışı konularda bile yazarken dini literatürü kullanabilir. Mesela sevgilinin güzelliği anlatırken Hz. Yusuf’u anlatmadan onu örnek vermeden geçemez. 11. Okuduğunuz murabbada, şairin dile getirdiklerinin yaşanması mümkün müdür? Tartışınız. Ulaştığınız sonucu kısaca ifade ediniz. Bu sonuçta şairin gözlem, izlenim, sezgi ve kişisel duyarlılığının önemini açıklayınız. 11. Mümkün değildir. Şiiri şiir yapan şeyler kesinlikle şairin gözlemi, sezgisi ve duygularıdır. Bunlar olmadan ortaya pek bir şey koymak mümkün değildir. 12. Murabbada yan anlamıyla kullanılan kelimeleri bulunuz. Şiirin yan anlam bakımından zengin olup olmadığını açıklayınız. 12. 13. Murabbadaki duygu ve düşüncenin, günümüz şarkılarında da ele alınıp alınmadığını örnekler vererek açıklayınız. 13. 14. Murabbayı ilk okuduğunuzda neler hissettiniz? Şiiri birkaç kez okuduğunuzda neler hissettiniz? Acaba şairin bu şiiri yazarken hissettikleriyle sizin hissettikleriniz arasında benzerlik olabilir mi? Düşüncelerinizi açıklayınız. 14. Cevabı size kalmış… 15. Fuzûlî’nin murabbasını, aşağıda verilen koşukla tema, nazım birimi, dil-anlatım yönünden karşılaştırınız. Sonuçları aşağıdaki tabloya yazınız. Üdiğ mini komıttı (Aşk beni coşturdu ve heyecanlandırdı. Sakınç manga yumıttı Dert bana (geldi ve bende) toplandı. Könglüm angar emitti Gönlüm o (güzel)e meyletti; Yüzüm mening sargarur Yüzüm (o yüzden) sararıyor.)
Ölçütler Murabba Koşuk Benzerlikler Farklılıklar
Tema Aşk Aşk Temaları noktasında benzerlik gösterir.
Nazım Birimi Dörtlük Dörtlük Nazım birimi benzer
Dil ve Anlatım Arapça ve Farsça kelimelerde dolu kalıplaşmış bir anlatıma sahip Yabancı etkilerden uzak sade bir dile yazılmıştır.
16. a. Fuzûlî ile ilgili edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız. a. FUZULİ (?-1556) Kerbela’da doğmuş ve yaşamıştır. İyi bir eğitim görmüş, Arapça ve Farsçayı çok İyi öğrenmiştir. Şiirlerinde Azeri Türkçesinin etkileri görülür. Dönemine göre oldukça sade bir dille yapıtlar vermiştir. Divan edebiyatının birçok türünde yapıt vermesine rağmen “gazel şairi” olarak tanınmıştır. Şiirlerinde en önemli öğeler tasavvuf ve aşktır.” Leyla ile Mecnun” adlı mesnevisinde bu konuyu ustaca dile getirmiştir. Şiirin temelinin İlim, özünün sevgi olduğuna inanmıştır. Sevilen insan bir araç, onun varlığında görünür hale gelen Tanrı İse tek amaçtır. Ona göre gerçek varlık Tanrı’dır. Bütün nesneler ve evren, Tanrı’nın bir görünüş alanıdır. Fuzuli Eserleri -Divan (Türkçe) -Divan (Farsça) -Divan (Arapça) -Leyla İle Mecnun: Sevgiliden ayrılmanın acısının, sevgiliye duyulan aşktan ilahi aşka geçişin işlendiği, mesnevi biçiminde yazılmış bir hikâyedir.
-Şikâyetname: Hiciv türünün çok çarpıcı bir örneği olan, maaşını alamadığı için Nişancı Mehmet Paşa’ya yazmış olduğu, edebiyatımızda önemli bir mektup örneğidir.
-Hadikatu’s Süeda: Kerbela olayının yer yer manzum parçalarla anlatıldığı mensur bir yapıttır.
-Şah ü Geda, Beng ü Bade,Sakiname: Mesnevi b. Âşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tabîb Kılma derman kim helakim zehri dermânındadur. Fuzûlî (Ey tabip! Ben aşk derdinden hoşnutum, bu dert ile iyiyim. Bana ilaç vermekten vazgeç. Derdime derman bulma; zira, beni öldürecek zehir senin ilacının içindedir.) Fuzûlî’nin yukarıdaki beyti ve murabbasından hareketle fikrî ve edebî yönü hakkındaki çıkarımlarınızı aşağıya yazınız. b. Fuzuli’ye göre sevgilinin verdiği acı, çektirdiği cefa şair için bir mutluluktur. Sevgili naz yaptıkça aşk tazelenir, muhabbet artar. Bu nedenle de sevgilinin nazından, çektirdiği acıdan şikayet edilmez, sevgiliye gücenilmez, tam tersine mutlu olunur. Fuzuli aşk derdiyle hoştur. Bu derdi giderecek derman istemez. Şuna inanır ki kendisi için en büyük tehlike onu aşk ızdırabından uzaklaştırmak isteyen öldürücü dermandır 17. Murabba ile şair arasındaki ilişkiyi açıklayınız. 17. Şairi ile şiiri arasında bir bağ vardır.
Read more

11. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 123-133 Soruları ve Cevapları İletişim Yayınları

SAYFA 123 ÖN HAZIRLIK 1. Belirlediğiniz herhangi bir gazeteyi bir hafta boyunca düzenli bir şekilde alarak köşe yazılarını okuyunuz. İlginç, önemli bulduğunuz köşe yazılarını keserek sınıfınıza getiriniz. 2. Sınıfınıza günlük gazeteler getiriniz. 3. Eğitimde öğretmenin rolü ve önemi, millî eğitimin esasları, eğitimin önemi, eğitimin yaygınlaştırılması konusunu işleyen fıkralar bularak sınıfa getiriniz. 4.17 Mart 2009 ve 20 Eylül 2009 tarihlerinde Türkiye'deki güncel olayların neler oldu­ğunu araştırınız. 17 Mart 2009 Tarihinde Türkiye’deki Güncel Olaylar • Dünya Su Forumu İstanbul’da yapıldı • Obama Türkiye’de • Türkiye seçime gidiyor • Konya’da eğitim uçağı düştü • Dünya Su Forumu İstanbul’da yapıldı • 100 Bin memur alınacak
20 EYLÜL 2009 • Ramazan Bayramı'nın birinci günü • Beşiktaş Bayan Basketbol takımı Balkan şampiyonu oldu • Bayram trafiğinde acı bilanço: 35 ölü • Cem Garipoğlu davasında yeni gelişmeler 4. Yazılarını beğenerek okuduğunuz bir köşe yazarının bir hafta boyunca köşe yazıla­rında hangi konuları ele aldığını tespit ediniz. SAYFA 124 HAZIRLANALIM 1. Gazetelerde yayınlanan fıkralara neden köşe yazısı adı verildiğini tartışınız. Ulaştığınız sonucu açıklayınız. Gazetelerin belli köşelerinde günübirlik yazılan ve güncel olayları işleyen yazılar olduğundan 2. Hazırlık amacıyla okuduğunuz köşe yazılarında hangi konulara değinildiğini, bu konu­ların güncel olup olmadığını belirtiniz. Fıkralar her konuda yazılabilir. Özellikle herkesi ilgilendiren günlük olaylardan seçilmiş konularda yazılır. Günlük gazetelerdeki köşe yazılarında yurt ve dünyadaki güncel olaylar hakkında görüş belirtilir 3. Medya baskısı ifadesinden neler anladığınızı açıklayınız. Basının, köşe yazarlarının toplumsal bir sorunun giderilmesi hususunda yazı ve eleştirilerle yetkililere öneri ve uyarılarda bulunması, kamuoyu oluşturması vb. 4. Bildiğiniz bir mizahi fıkrayı sınıfta anlatınız. SAYFA 125 1. ETKİNLİK J “Su İçin Birlik” adlı metni ve sınıfa getirdiğiniz köşe yazılarından birkaçını okuyunuz. Bu metinlerin yazılış amaçları, dil-anlatım ve şekil özellikleri hakkında tartışarak köşe yazılarının ortak özelliklerini belirleyiniz. Belirlediğiniz özellikleri sınıf tahtasına yazınız.

BU KONUNUN DAHA AYRINTILI CEVAPLARI İÇİN TIKLAYINIZ Gazete ve dergi gibi süreli yayınlarda, bir yazarın periyodik olarak genel bir başlık altında günün sosyal ve siyasî olaylarını kendi bakış açısına, siyasî, ideolojik eğilimine ve düşünce yapısına göre değerlendirdiği kısa yorum yazılarına fıkradenir. Yazarın, gündelik olayları, özel bir görüşle, güzel bir üslupla, kanıtlama gereği duymadan yazdığı kısa, günübirlik yazılardır. * Gazete yazısıdır. * Yazar düşüncelerini kanıtlama yoluna gitmez. * Dil tabiidir. Günlük deyimlere, yer yer nükteli sözlere yer verilir. * Okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir hava sezdirilir. * Türün ünlüleri, Ahmet Rasim, Falih Rıfkı, A. Haşim, H. Cahit Yalçın, Peyami Safa. Bir yazarın herhangi bir konu veya günlük olaylar hakkındaki görüşlerini, düşüncelerini ayrıntılara inmeden anlattığı gazete ve dergilerde yayımlanan kısa fikir yazılarına Fıkra denir. Bu tür yazıların diğer adı da ‘Köşe Yazısı’dır. Fıkralar, gazete ve dergilerin belli sütun veya köşelerinde yayımlanır. Yazılı kompozisyon türü olarak fıkra düşünsel ağırlıklı, günlük, kısa yazılardır. Siyasi ve toplumsal olaylar ele alınırken belgelere, kanıtlara, aşırı ayrıntılara yer verilmez. Fıkra yazarı geniş kitlelere seslendiği için dili kolay anlaşılır olmalıdır. Her konuda fıkra yazılabilir. Fıkranın Özellikleri
1. Günlük olaylar veya düşüncelerle ilgili konular işlenir.
2. Konular tarafsız bir şekilde ele alınmalıdır.
3. Düşünceyi ön plânda olmalıdır.
4. Konular çok değişik açılardan ele almadan, ayrıntılara inmeden işlenir.
5. Yazılanlara okuyucuyu inandırma zorunluluğu yoktur.
6. Yazılanlar okuyucunun ilgisini çekmelidir.
7. Nükteli fıkralardan, kıssalardan, vecize ve atasözlerinden faydalanılmalıdır.
8. Açık, sade ve akıcı bir dil kullanılmalıdır.
Fıkranın Yazılma Amacı
Fıkraların amacı, siyasî, kültürel, ekonomik, toplumsal vb. konuları çok defa eleştirel bir bakış açısıyla anlatarak kamuoyunu yönlendirmektir. Fıkralarda kesin olmaktan ziyade güzel, hoş sonuçlara varmaya; canlı, ilgi çekici olmaya özen gösterilmelidir. Yazar kendi duygu ve düşüncelerini en başarılı şekilde yansıtarak okuyucu ile arasında sıkı bir bağ kurar.
Not: Bu tür fıkraları, kısa hikâye niteliğindeki, nükteli, mizah öğesi taşıyan fıkralarla karıştırmayınız. Bu tür fıkralarda dinleyeni güldürmek, eğlendirmek ön plandadır. Oysa köşe yazılarında okuyucuyu düşündürmek, güncel bir sorunu dile getirmek esastır. SAYFA 126
  2. ETKİNLİK “Su İçin Birlik” ve “Bir Bayram Sabahı” adlı metinlerin yazılış amaçlarını belirtiniz. Yaptı­ğınız araştırmadan hareketle 17 Mart 2009 ve 20 Eylül 2009 tarihinde Türkiye'deki güncel olay­ların neler olduğunu belirtiniz. Metinlerin konusunun yazıldığı dönemde güncel olup olmadı­ğını belirtiniz. “Su İçin Birlik” metni, Dünya Su Forumu’nun önemini vurgulamak amacıyla yazılmıştır. “Bir Bayram Sabahı” adlı metin eski bayramların güzelliğini ve çocukluk günlerine özlemi dile getirmek amacıyla yazılmıştır. Bu metinler, ele aldıkları konular bakımından kendi dö­nemlerinin güncel olaylarını yansıtan fıkra yazılarıdır.
  3. ETKİNLİK Sınıf mevcudunuza göre birkaç grup oluşturunuz. Grup arkadaşlarınızla sınıfa getirdiği­niz bir gazetedeki hangi yazıların köşe yazısı olduğunu belirleyiniz. Bu metinlerde ele alınan konuları tespit ediniz. Yaptığınız çalışmadan hareketle fıkraların hangi konularda yazılabilece­ğini tartışınız. Ulaştığınız sonucu açıklayınız. SAYFA 127 4.ETKİNLİK “Su İçin Birlik” ve “Bir Bayram Sabahı” adlı metinlerin dil ve anlatım özelliklerini incele­yiniz. Sınıfa getirdiğiniz köşe yazılarını da dikkate alarak bu tür metinlerin dil ve anlatım özelliklerinin nasıl olması gerektiğini belirtiniz. Su için birlik metninde fazla içten bir anlatım yok. Bir Bayram Sabahı adlı metin doğal ve içten bir anlatımla yazılmış. İkinci metinde kişisel görüş ve yourmlar daha belirgin. ETKİNLİK “Su İçin Birlik” ve “Bir Bayram Sabahı” adlı metinlerde konu ayrıntılarıyla ele alınmış, düşünceler kanıtlanmaya çalışılmış mıdır? Düşüncelerinizi açıklayınız. Yazarlar fazla ayrıntıya inmemiş, düşüncelerini kanıtlamaya çalışmamışlar.
  6. ETKİNLİK ) “Su İçin Birlik” ve “Bir Bayram Sabahı” adlı metinlerde ileri sürülen düşüncelerin bir so­nuca bağlanıp bağlanmadığını belirtiniz. Sınıfa getirdiğiniz metinleri de dikkate alarak köşe yazılarında düşüncelerin bir sonucu bağlanıp bağlanmadığını, köşe yazarının ortaya koyduğu dikkat, görüş ve düşüncenin özelliklerini açıklayınız. Yazarlar düşüncelerini belli bir sonuca bağlamamışlar. 7.ETKİNLİK
• “Su İçin Birlik” ve “Bir Bayram Sabahı” adlı metinlerden alınan aşağıdaki metin parçala­rında hangi anlatım türlerinin kullanıldığını belirtiniz.


Metinler
Metinlerden Alınan Parçalar Anlatım Türü
Su İçin Birlik Dün İstanbul'da başlayan -ve hafta boyunca devam ede­cek olan- 5. Forum, şimdiye kadar başka kentlerde yapılanlar­dan çok daha kalabalık ve çok daha önemsenen bir konferans. Nedenini sorduk. "İstanbul'un cazibesi var tabii" dediler ama asıl sebep, artık dünyanın su sorununu ciddiye alması ve acil çözüm aramak gereğini duymasıdır. Açıklayıcı anlatım
Hâlen Ortadoğu'dan Latin Amerika'ya, Orta Asya'dan Kara Afrika'ya kadar, dünyanın birçok yerinde su, ciddi siya­si uyuşmazlıkların ve bazen çatışmaların esas nedenini oluş­turuyor. Bazı analistler, önümüzdeki yıllarda "su savaşları" tehlikesine işaret ediyorlar. Açıklayıcı anlatım
Bir Bayram Sabahı Eski bayramlara duyulan özlem; eski bayramlar daha gü­zel olduğu için mi güçlüdür yoksa yeni bayramlar benim gi­bilere yılların çok çabuk geçtiğini bildirdiği için mi benim neslim eski bayramlara itibar eder? Söyleşmeye bağlı anlatım
Bayramdan bayrama alman ve bugün kullandıklarımın yarı kalitesinde bile olmayan ayakkabılar arife gecesi benim­le yatarlardı, ayakkabıları bilmem ama ben çok ama çok mut­lu olurdum. Öyküleyici anlatım
O zaman 2 çift yerine 10 çift ayakkabım olsa 5 misli mut­lu olacağımı zannederdim ama 10 çift ayakkabım olduğunda 2 çift ayakkabı sahibinin 1/5'i kadar bile mutlu olamadığı­mı gördüm. Öyküleyici anlatım Söyleşmeye bağlı anlatım
• Sınıfa getirdiğiniz köşe yazılarını da dikkate alarak bu tür metinlerde hangi anlatım türlerinin tercih edildiğini açıklayınız.


8. ETKİNLİK Okuduğunuz fıkraların yazılış amaçlarını dikkate alarak metinlerde dilin hangi işlevde kullanıldığını belirtiniz. Fıkralarda genellikle açıklayıcı anlatım kullanılır. SAYFA 128
9. ETKİNLİK “Çocuklar... Çocuklar...” adlı metinden hareketle eğitimin yaygınlaştırılmasının önemi hakkındaki düşüncelerinizi açıklayınız. SAYFA 129

 10. ETKİNLİK “Tatil ‘Dinlence’ midir?” ve “Yine Avrupa Birliği...” adlı metinlerde ele alınan konuları be­lirtiniz. Tatil Dinlence midir? Adlı metinde tatil ve dinlence anlayışımızın yanlış olduğu dile getiriliyor. Yine Avrupa Birliği adlı metinde gerçek Avrupa’nın ne olduğu ortaya konuyor. Yazılarını takip ettiğiniz köşe yazarının bir hafta içerisinde hangi konulara değindiğini belir­tiniz. Hilmi Yavuz'un ‘Tatil ‘dinlence’ midir?” ve “Yine Avrupa Birliği...” adlı yazılarını da dikka­te alarak köşe yazarlarının her gün aynı konularda mı, farklı konularda mı yazdıklarını belirtiniz. Köşe yazıları güncel olduğu için yazarlar güncel olaylara ve gelişmelere göre konularını belirler. Köşe yazarı her gün aynı konuda yazmak zorunda değildir. Yazar her gün farklı bir konuyu ele alabilir. Köşe yazarlarında bulunması gereken özellikleri tartışınız. Ulaştığınız sonuçları açıklayınız. Gündemi iyi takip etmeli. Güncel olaylarla ilgili belli bir bilgi sahibi olmalı. Güncel olayları çözümleyebilmeli. Etkili bir dile, akıcı bir üsluba sahip olmalı. SAYFA 130 1. Okuduğunuz fıkraları daha önce okuduğunuz söyleşilerle karşılaştırınız. İki tür arasında­ki benzer ve farklılıkları belirtiniz. Fıkra ve söyleşi türleri üslup olarak birbirine benzese de aralarında bazı farklılıklar vardır. Söyleşilerde konu karşılıklı konuşma tarzında işlenir. Söyleşilerde dil fıkralara oranla daha akıcıdır, doğal, içten bir anlatım vardır. 2. Gazetedeki bir yazının fıkra mı, haber yazısı mı olduğunu nasıl anlarsınız? Düşünceleri­nizi belirtiniz. Gazetede bir yazının fıkra mı yoksa haber yazısı mı olduğunu anlamak için o yazıda anlatılanların içinde yazarın yorumları ve çözüm önerileri olup olmadığı­na dikkat ederiz. Eğer yazar, konu hakkında kendi düşün­celerini dile getiriyorsa o yazı bir fıkradır. 3. Eğitimde öğretmenin rolü ve önemi, millî eğitimin esasları, eğitimin önemi, eğitimin yay­gınlaştırılması konusunda bulduğunuz köşe yazılarını sınıfta okuyunuz. Okuduğunuz metinler­den hareketle Türk millî eğitiminin temel esasları ve eğitimin yaygınlaşmasının önemiyle ilgili çıkarımlarınızı açıklayınız. SAYFA 131 4. “Bir İnsan Hakkı Olarak Su” adlı metni ele aldığı konu bakımından “Su İçin Birlik” ad­lı fıkrayla karşılaştırınız. Yazarların bakış açılarının aynı olup olmadığını belirtiniz. Metin ve zihniyet arasında nasıl bir ilişki olduğunu açıklayınız. Metinlerde farklı bakış açıları vardır. Bu farklılıkların oluşmasında yazarların yetiştiği çevre, kültürel etkenler, farklı zihniyet özellikleri, siyasi anlayışlar etkili olmaktadır. 5.“Bir toplumun ortak ve genel duyguları ve fikirleri vardır. Toplumların değerleri, uy­garlaşma düzeyleri, arzu ve eğilimleri ancak bu genel duygu ve fikirlerin belirme ve görünme derecesiyle anlaşılır. Bir toplumu yönlendiren ve yöneten insanlar için toplumun talihi üzerin­de karar vermek durumunda bulunan dostlar ve düşmanlar için ölçü, bu topluluğun kamu­oyundan anlaşılan yetenek ve değerdir. Bu nedenle milletler, kamuoyunu dünyaya tanıtmak zorunluluğundadır. Bütün dünya kamuoyu hakkında bilgi sahibi olma ise yaşam gereklerinin düzenlenmesi için şüphesiz gereklidir. Bu hususta ise var olan araçların birincisi ve en önemli­si basındır. Basın, milletin genel sesidir. Bir milleti aydınlatma ve uyarmada, bir millete gerek­sindiği fikrî gıdayı vermekte, özet olarak bir milletin mutluluk hedefi olan ortak doğrultuda yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir okul, bir rehberdir.” 1922 (Atatürk'ün S.D.I, s. 224-225). www.atam.gov.tr Mustafa Kemal Atatürk'ün basınla ilgili verdiği yukarıdaki demeçten de hareketle basının toplum hayatı üzerindeki etkilerini açıklayınız. Basın milletin güçlü bir sesidir, milleti temsil eder. Milletin bilgilenmesini, aydınlanmasını, dünyaya karşı uyanık olmasını sağlar. 6. Mizahi fıkralarla köşe yazılarını karşılaştırınız. Bu tür metinler arasındaki farklılıkla­rı açıklayınız. Köşe yazılarında güncel olaylarla ilgili yazarın yorum ve değerlendirmeleri yer alır. Mizahi fıkralar, güldürü ve hiciv unsurlarını barındıran kısa hikâyelerdir. Gazete ile doğup gelişen fıkra türü ile mizahi fıkralar tamamen ayrı türlerdir. 7. Güncel konulardan biri hakkında bir köşe yazısı yazınız. SAYFA 132 8.“Su İçin Birlik” adlı metinden alınan aşağıdaki cümleleri bağlaşıklık ve bağdaşıklık bakı­mından inceleyiniz. Söz konusu cümlelerde bağlaşıklık ve bağdaşıklığın neden sağlanamadığını belirleyiniz. Anlatım bozukluklarını gidererek cümleleri aşağıda verilen alanlara yazınız. “İstanbul'un cazibesi var.” dediler ama asıl sebep, artık dünyanın su sorununu cid­diye alması ve acil çözüm aramak gereğini duymasıdır. “İstanbul'un cazibesi var.” dediler ama asıl sebep, artık dünyanın su sorununu cid­diye alması ve acil çözüm bulmakgereğini duymasıdır. (“aramak” sözcüğü yerine “bulmak” sözcüğü getirilmeli) Bir BM raporuna göre 2025'te 8.5 milyarı bulacak olan dünya nüfusunun üçte ikisi “su stresi” altına girecek. Bir BM raporuna göre 2025'te 8.5 milyarı bulacak olan dünya nüfusunun üçte ikisi “su stresi” yaşayacak. Dünyanın hâlen karşılaştığı başka doğal kaynak sıkıntılarına karşılık (petrol gibi) yaratabileceği alternatifler var. (halen sözcüğü yüklemden önce getirilecek. -…halen var.) 9.İki kişilik gruplar oluşturunuz. “Su İçin Birlik” adlı metinden alınan aşağıdaki bölümde kelime grubu, cümle, paragraf içi, paragraflar arası bağlaşıklık ve bağdaşıklığın nasıl sağlandığını inceleyiniz. Yaptığınız çalışmayı sınıfta sununuz. Paylaşım kriteri İstanbul'daki Dünya Su Forumu’nun amacı işte bu konuda yeni fikirler, formüller üret­mek. Forum İngilizce olarak “Bridging Divides for Water” sloganını benimsedi. Bu, Türkçeye “Farklılıkların Suda Yaklaşması” şeklinde çevrildi... Cumhurbaşkanının dünkü açılış konuşma­sında belirttiği gibi su insanları ve ülkeleri “ayrıştıran değil, birleştiren” bir iş birliği alanı olmalı... Ama ne yazık ki pratikte durum öyle değil. Su ülkeler, bölgeler, bireyler arasında anlaşmazlık ve kavga konusu. Suyun hangi kriterlere göre paylaşılması gerektiği konusunda bir mutabakat sağ­lanamadıkça da bu sürtüşmeleri önlemek imkânsız. Hâlen Ortadoğu'dan Latin Amerika'ya, Orta Asya'dan Kara Afrika'ya kadar, dünyanın bir­çok yerinde su, ciddi siyasi uyuşmazlıkların ve bazen çatışmaların esas nedenini oluşturuyor. Bazı analistler, önümüzdeki yıllarda “su savaşları” tehlikesine işaret ediyorlar. 10. İkişer kişilik gruplar oluşturunuz. Grup arkadaşınızla “Su İçin Birlik” adlı metni yazım ve noktalama kuralları bakımından aşağıda verilen plana göre inceleyiniz. Yaptığınız çalışmayı sınıf arkadaşlarınızla paylaşınız. Büyük harflerin kullanıldığı yerler Ayrı ve bitişik yazılan birleşik kelimeler Nokta, virgül, iki nokta, üç nokta, kesme işareti, tırnak işareti ve düzeltme işaretinin kullanıldığı yerler Sayıların yazılışı 11. “Su İçin Birlik” adlı metni akıcılık bakımından inceleyiniz. Metinde akıcılığı engelleyen unsurlar bulunup bulunmadığını açıklayınız. 12. Üçer kişilik gruplar oluşturunuz. Yazdığınız metinleri grup arkadaşlarınızla birlikte yazım, noktalama, bağlaşıklık, bağdaşıklık ve akıcılık bakımından inceleyiniz. “Su için Birlik” adlı metinle ilgili yaptığınız çalışmaları da dikkate alarak incelediğiniz metinlerde yazım, nok­talama, akıcılık, bağlaşıklık ve bağdaşıklık hataları bulunup bulunmadığını belirleyiniz. Grup arkadaşınızın yaptığı hataları dikkate alarak onların eksik bulduğunuz yönleriyle ilgili bir rapor hazırlayınız. Yazdığınız köşe yazısını ve metninizle ilgili hazırlanan raporu öğretmeninizin değer­lendirmesi amacıyla öğrenci ürün dosyanızda saklayınız. A. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun sözcükler yazınız. Fıkra türü gazete ile birlikte ortaya çıkmış bir türdür. Fıkralarda yazar güncel konularla ilgili görüşlerini açıklar. Fıkra türü köşe yazısı olarak da adlandırılır. B. Aşağıdaki cümlelerde yargı doğru ise yay ayraç içerisine “D”, yanlış ise “Y” yazınız. Fıkralar eleştiri veya sohbet şeklinde yazılır. (D ) Fıkra yazarı, ileri sürdüğü görüşleri kanıtlamak zorundadır. ( Y) Fıkralarda konular derinlemesine ele alınır. (Y ) Fıkralar günübirlik yazılardır. (D ) Fıkra yazarı, konuyu tarafsız bir yaklaşımla ele almalıdır. (Y ) C. Aşağıdaki çoktan seçmeli sorulan yanıtlayınız. 1. Fıkra türüyle ilgili aşağıda verilen yargılardan hangisi yanlıştır? A) Seçilen konu okuyucuyu ilgilendirmelidir. B) Konu açık anlaşılır bir dille yazılmalıdır. C) Her gün aynı konu üzerinde durulmamalıdır. D) Ele alınan konu bir sonuca bağlanmamalıdır. E) Fıkralar yoğun anlatımlı olmalıdır. CEVAP: E 2. Zor dostum zor! Hem her gün yazı yazacaksın, Bir yandan da hükümet kurmaya çalışacaksın... Zor dostum zor. Lâkin erbabı için kolay! O kadar tecrübe bir işe yaramaz olur mu? Bunun “dünü varsa bugünü de var, hele yarın’ı... Ne demişler? Terazi var, tartı var. Her bir işin vakti var! Yukarıdaki metinde köşe yazılarının hangi yönüne değinilmemiştir? A) Günübirlik yazılar olduğuna B) Kamuoyu oluşturduğuna C) Deneyim gerektirdiğine D) Tarafsız olunması gerektiğine E) Kişisel görüşlerin yansıtıldığına CEVAP: D D. Aşağıdaki sorulan yanıtlayınız. 1. Gazetelerin toplum hayatındaki önemini açıklayınız. 2. "Unutma ki ağzında bal olan arının kuyruğunda da iğnesi vardır." özdeyişindeki dü­şünceden de hareketle köşe yazarlarının toplum üzerindeki etkilerini açıklayınız.
Read more

One Direction 2013 Mayıs Ayında Türkiye'de Konser Verebilir?

Arkadaşlar Merhaba. Aşagıda One Direction 2013 dünya turnesi kapsamında avrupada sahne alacak ülkeleri sıralı.  One Directinonun 2013 Türkiye konseri için en uygun tarih 12-16 Mayıs tarihleri arasıdır. Bakalım bu dogru çıkacak mı ? Bence 2013 mayıs ayında One Direction istanbulda konser verecek.


29 April 2013ParisFrancePalais Omnisports de Paris-Bercy
30 April 2013AmnévilleGalaxie Amnéville
1 May 2013AntwerpBelgiumSportpaleis
3 May 2013AmsterdamNetherlandsZiggo Dome
4 May 2013OberhausenGermanyKönig Pilsener Arena
5 May 2013HerningDenmarkJyske Bank Boxen
7 May 2013BaerumNorwayTelenor Arena
8 May 2013StockholmSwedenFriends Arena
10 May 2013CopenhagenDenmarkParken Stadium
11 May 2013BerlinGermanyO2 World Berlin
12 May 2013HamburgO2 World Hamburg
16 May 2013ZurichSwitzerlandHallenstadion
17 May 2013MunichGermanyOlympiahalle
19 May 2013VeronaItalyVerona Arena
20 May 2013MilanMediolanum Forum
22 May 2013BarcelonaSpainPavelló Olímpic de Badalona
24 May 2013MadridPalacio Vistalegre
25 May 2013
26 May 2013Lisbon
Portugal
Pavilhão Atlântico
Read more

Mustafa Bozkurt Kimdir? Hayatı


O Ses Türkiye Mustafa Bozkurt, Mustafa Sandal’ın takımından finale kalan tek yarışmacı. İzleyciler onu ‘Ahmet Kaya’ya benzetiyor.

 
Mustafa Bozkurt, annesi Malatyalı ve Kürt kökenli. Babası Çeçen. Doğma büyüme Antepli. 3 kardeşi daha var. Hepsi öğrenci, Mustafa ise en büyük olarak ‘Abilik’ yapıyor. Ama abiliği ile ilgili bir örnek vererek ‘Bozkurt ailesinin’ yapısını da açıklıyor: “Kardeşim benden sadece 1 yaş küçük. Hiçbir zaman adımı söylemez, ‘abi’ diye hitap eder. Bu çok önemli bir şeydir. Anadolu’nun koruduğu değerlerden bir tanesidir bu. 1 yaş fark olsa bile ‘abi’ deniyorsa orada aile yapısının dimdik sağlam olduğu ortadadır.”
 
Sakalımı kesmem
 
Mustafa sesi, duruşu ve hareketleriyle yaşından büyük gösteriyor. Bu konu açıldığıda “Evet, 35-40 gösteriyorum’ diyor gülerek. Daha sonra ise nedenini açıklıyor: “Sakal bıyıktan dolayı yaşlı gösteriyorum. Kestiğim zaman gerçek yaşım ortaya çıkar, ki kesmem.
 
Çünkü bunu daha önce tecrübe ettim.” Daha sonra ise yaşadıklarının, tecrübelerinin biraz da onun böyle görünmesine neden olduğunu söylüyor:
 
“Orta halli bir ailenin çocuğuyum. Üniversiteye adım atar atmazla da ailemle maddi bağımı kestim. Çünkü babam memur. Memur bir adamın 4 çocuğu okutması çok zor.” Mustafa Bozkurt müzikle tanışmasını ise şöyle anlatıyor: “10 yaşında bağlama ile tanıştım. Çok iyi üstadlarla tanıştım, onların elinde yetiştim. Hocalarımın benim üzerideki emeği tartışılmaz. Gaziantep Üniversitesi Konservatuar bölümü mezunuyum. Ancak başvuruların son günü babamın zoruyla girdim. Benden sonra da kardeşim konservatuara girdi. Ancak sazı elime aldığımdan beri müzikten hiç kopmadım.”
 
‘Ahmet Kaya olma amacım yok’
 
Mustafa Bozkurt, Ahmet Kaya’nın türkülerini ile gönlümüze mıh gibi işledi. Peki o bu konuda ne diyor? “Sanki Ahmet Kaya’yı temsil ediyormuşum gibi algılandı. Bu çok ağır bir gömlek. Ben ona benzemeye çalışmıyorum sadece Ahmet Kaya’nın yaptığı müziğin hakkını vererek paylaşmaya çalışıyorum. Tek amacım bu. Onun yerinde olmak ya da ona benzemek değil. Bütün amacım müziği hakkıyla icra edebilmek.” Mustafa’ya finalde de Ahmet Kaya türküsü var mı diye soruyoruz. Cevabı net oluyor: “Ahmet Kaya’nın en sevdiğim şarkısını finalde son ikiye kalırsam okuyacağım. Şarkı ise süpriz olsun!”
Read more

Hayko Cepkin Hangi Kadına Kafa Attı?

BASIN, MEDYA VE KAMUOYUNUN DİKKATİNE,
 
Müvekkilim Hayko Cepkin hakkında, 18.02.2013 tarihinde ve devam eden tarihlerde G. D. A adlı şahsı darp ettiğine ve ona hakaret ettiğine ilişkin yazılı ve görsel basında, sosyal paylaşım sitelerinde çıkan tüm haberler asılsız olup gerçekleri yansıtmamaktadır. Yapılan iş bu asılsız haberler nedeni ile kişilik hakları, meslek onur ve şerefi ihlal edilen Müvekkil Hayko Cepkin adına iş bu açıklamayı vekil sıfatı ile yapma gereği hasıl olmuştur.  Şöyle ki Müvekkilim Hayko Cepkin 17/02/2013 tarihinde Beyoğlu’nda bir eğlence mekanında yapılan bir partiden arkadaşları ile birlikte çıktığı esnada yanına yaklaşan iki erkek şahıs müvekkilimle el sıkışarak sohbet etmek istemişlerdir, hayranlarını kıramayan müvekkilim onlarla sohbet ederken aşırı derecede alkollü  ve  ayakta  dahi duramayacak durumda olan bu şahısların  kadın arkadaşı G.D.A adlı şahıs müvekkilimin yanına gelerek “ Kimsin sen be,  o…….  çocuğu, Ermeni P…çinin elini mi  sıkıyorsunuz” gibi daha bir çok ağır  hakaret ve ithamlarda bulunmuş ve daha da ileri giderek şiddet uygulama kastı ve hareketi ile  müvekkilin boğazına sarılarak sıkmaya çalışmış ve bir taraftan da kendisine doğru çekmiştir. Müvekkilin yanında bulunan arkadaşları araya girerek ne olduğunu anlayamayan müvekkili söz konusu G.D.A adlı şahıstan ayırmışlardır. Bu kargaşa sırasında aşırı derecede alkollü olan şahıs yere düşmüştür. Daha sonrasında mekan görevlileri G.D.A adlı şahsı sakinleştirerek olay yerinden uzaklaştırmışlardır. Tüm bunlar Mobese kayıtları ile mevcuttur. Söz konusu olayda G.D.A adlı şahsa müvekkilim tarafından ne bir şiddet uygulanmış ne de hakaret edilmiştir. Bu olayda tek zarar gören kişi müvekkil ve müvekkilin bayan arkadaşıdır zira müvekkilin bayan arkadaşı o kargaşa sırasında hafif şekilde yaralanmıştır. Müvekkil Hayko Cepkin, G.D.A adlı şahsın alkol nedeni ile bu şekilde davrandığını düşünerek ve de herhangi bir yaralanma olayı da söz konusu olmadığı için olay yerinden kendi arkadaşları ile birlikte ayrılmıştır.  Daha sonrasında 18.02.2013 Tarihinde G.D.A adlı şahsın avukatı müvekkilin Menajeri Gürol Yılmaz’ı arayarak  olayla ilgili görüşme talebinde bulunmuş iş bu talebi kabul eden Menajer Gürol Yılmaz ile Beyoğlu’nda bir mekanda buluşmuşlardır. G.D.A adlı şahsın avukatı  ve kendisi Menajer Gürol Yılmaz’a bu olay nedeni ile kendilerine 50.000,00 TL para ödenmesini aksi taktirde şikayette bulunacaklarını, bu olayı basına yansıtacaklarını, konserleri protesto ettirmek için girişimde bulunacaklarını, sivil toplum kuruluşlarını da harekete geçireceklerini açıkça söylemişlerdir. G.D.A adlı şahıs tehdit ve şantaj yolu ile hiçbir şekilde suçu olmayan müvekkilime iftiralar atarak adeta suç uydurarak müvekkilden para elde etmeye çalışmıştır. Talebi kabul edilmeyen G.D.A adlı şahıs bunun üzerine asılsız suçlamalar yaparak müvekkil hakkında haksız yere şikayette bulunmuştur.  Şantaj ve tehdit fiillerini içeren talepler tarafımızdan ilgili Emniyet Müdürlüğüne bildirilmiş ve bununla ilgili olarak  şikayette bulunulmuştur. Şantaj ve tehdide yönelik görüşmenin yapıldığı mekanın kamera kayıtları ilgili Emniyet Müdürlüğü tarafından yerinde inceleme yapılarak tespit edilmiş ve iş bu kayıtlar  mekandan teslim alınmıştır. G.D.A  adlı şahıs hakkında  şantaj, hakaret ve tehdit fiillerinden dolayı soruşturma başlatılmıştır. Ayrıca Müvekkil Hayko Cepkin’ in özelikle kendi beyanı ile G.D.A adlı şahsın  vekili olan avukat hakkında da yasal yollara başvurulacaktırDeğerli basın, medya kuruluşları ve yetkilileri müvekkilim hakkında bu konu ile ilgili olarak asılsız ve gerçek dışı haber yapılmaya devam edilmesi durumunda yasal haklarımızı kullanacağımızı vekil sıfatı ile ihtaren bildiririz. 
                                                                                               HAYKO CEPKİN VEKİLİ
                                                                                              Av. DİLEK ŞAHBAZ YILMAZ
Read more

Yolanthe Cabau Bikinili Fotoğrafını Paylaştı



Sneijder'in eşi Yolanthe Cabau, Los Angeles'tan bikinili fotoğraflarını paylaştı.

Cabau, paylaştığı fotoğrafların altına "Pazar gününü seviyorum. Kız arkadaşım ile havuzda zevk yapıyoruz" notunu düştü.

Kayıp Şehir'de aşk kısa sürdü
Read more

Fenerbahçe - Bate Borisov Maçı Ne Zaman? Hangi Kanalda?





Fenerbahçe‘nin BATE ile oynayacağı maç 21 Şubat Perşembe günü seyircisiz olarak Kadiköy Şükrü Saraçoğlu Stadında oynanacak. Maçı Star TV şifresiz olarak yayınlayacak. 
Karşılaşma ise Perşembe günü saat 20:00′de, 




Read more

Seray Sever Sevgili Karım İzle




Oyuncu Seray Sever, Sevgili Karım dizisindeki bir kare fotoğrafı nedeniyle avukatını kullanarak 18 siteyi kapattırmaya kalktı.

Oyuncu Seray Sever TürkMax kanalında yayınlanan 'Sevgili Karım' adlı dizideki bir sahnesi internet medyasına düşünce çok kızdı.

Milyonlarca kişinin izlediği o sahnede Seray Sever yerde uzanmış yatarken rol arkadaşı Hakan Yılmaz onu yanağından öpüyor.
Read more