12. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları


SAYFA 9
1:iyasi temel;tanzimat fermanı, sosyal temel; medreselerin yıkılmış olması,fikri temel;şairlerin şarkla garp arasında kalması
2.Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında genel olarak Anadolu’ya yönelme görülür. Eserler Anadolu anlatılmış, aydınların Anadolu’yu tanımadıklarından bahsedilmiştir. Bu gibi şeylerle memleket anlayışı ortaya çıkmıştır.
3.Yenilikler: Gençlerin Anadolu’ya yönelmesi, sadece İstanbul’dan memleketin kurtulamayacağı işlenmiştir.
Anadolu’da Bir Gece: Anadolu’da ki sıkıntılar anlatılmıştır.
Tohum: Anadolu’ya yönelme işlenmiştir.
Aydınların halka yönelmesi ile birlikte kurtuluşun sadece İstanbul’dan olamayacağı anlaşılmıştır. Anadolu çoğu zaman yöneticiler ve aydınlar tarafından bir zahire ve asker deposu olarak görülmüş, gerekli hizmet devlet tarafından verilmemiştir. Yani Osmanlı’nın Anadolu’yu göz ardı etmesi aydınları Anadolu’ya dönük eserler vermeye itmiştir.
4.Cumhuriyetten önceki dönemlerde Anadolu çoğunlukla eserlere yansıtılmamıştır. Hikaye ve tiyatrolarda anlatılan olayların çoğu İstanbul’da geçmektedir. Cumhuriyetten önceki dönemler de anlatılacak olay yazar tarafından seçilir yazar olayı kurgular öyle anlatırdı. Yani yazılarda çoğunlukla sanat yapma amacı vardı. Cumhuriyetten sonraki dönemlerde ise sanat kaygısı güdülmeksizin doğrudan anlatım kullanılmıştır. Hayat olduğu gibi okuyucuya aktarılmıştır. (Türk Edebiyatında Anadolu ilk kez Çalıkuşu romanında anlatılmıştır.)
5.Genel olarak düşündüğümüzde insan topluluklarını millet yapan değerler:
- Ortak bir vatan
- Ortak bir dil
- Kültür ve Tarih birliği
- Ortak örf-adet
- Din, Ahlak
6.a) batı düşüncesinden etkilenilmiştir.Mesala bu tohum metnindede makineleşmekten bahsedilmiştir.ama ruh olmadan bir şey olamaz
b)varoluşculuk akımının etkisi vardır.Fakat manevi değerleri anlatan mistisizm akımının etkiside vardır.Çünkü batıdaki varoluşculuk akımı maneviyata karşıdır.Herşeyde önce insanın kendi özünü oluşturması gerektiğini savurunur varoluşculuk.
6.SORU=B SIKKI
VAROLUŞÇULUK AKIMININ ETKİSİ VARDIR.FAKAT MANEVİ DERĞERLERİ ANLATAN MİSTİSİZM AKIMININ ETKİSİDE VARDIR.ÇÜNKÜ BATIDAKİ VAROLUŞÇULUK AKUMU MANEVİYATA KARSIDIR.HERŞEYDEN ÖNCE İNSANIN KENDİ ÖZÜNÜ OLUŞTURMASI GEREKTİĞİNİ SAVUNUR VAROLUŞÇULUK.
—————
SAYFA 10
sayfa 10 etkinlikSevincliil;sade ve akıcıdır.zevk anlayışı;özentilikten kurtulmuş bir şekildedir.
———–
SAYFA 11
“Dilekçe ve Karşılaştırma” metinleriyle ilgilki olan bu sorularla ilgili olarak:
evet, birey kavramı ön plana çıkmıştır.
Evet ilişki kurulabilir, cumhuriyet ilkesinin sonucu olan kanun karşısındaki eşitlik, laik düşünce kişilerin duygu ve düşüncelerini rahatlıkla dile getirmesine yol açmıştır denilebilir.
Karşılaştırma metninde psikoloji ve psikiyatri bilimlerinden söz edilebilir.
varoluşculuk düşünce akımının etkisiyle ele alınabilir; çünkü kişinin varlığının farkına varması, birey olduğunu hissetmesi yani padişahın ya da başka bir şeyin kulu olmadığının farkına varması.
—————-
SAYFA=13
ÖLÇME DEĞERLENDİRM CEVAPLARI
1.SORU=
D
D

D
2.SORU=VAROLUŞÇULUK(BOŞLUK)
3.SORU=E SIKKI
4.SORU =B SSIKKI
ÖLÇME DEĞERLENDİRME
1.SORU=
Y
Y
D
2.SORU=PSİKOLOJİK(1.BOŞLUK)
PSİKİYATRİFK(2ÇBOŞLUK)
BATI(3.BOŞLUK)
EKONOMİK(4.BOLUK)
3.SORU=A SIKKI
4.SORU=ŞİİRDE HECE KULLANILMIS,DİL SADELEŞMİŞ,KONULARDA ANADOLU İŞLENMİŞ,ANADOLUYA YÖNELME BASLAMISTIR.ÇAĞDAŞLASMA İÇİN NELER YAPILMASI GEREKTİĞİNDEN BAHSEDİLMİŞ,KONU OLARAK VE EESERLERDE ATATÜRK ‘ÜN İLKELERİ BİR YOL OLARAK GÖRÜLMÜŞTÜR.
sayfa 13teki 8.metin soruları ve anlama-yorumlama
9. ulusçu,demokratik,özgürlükçü ve çoğulcu.Temel Amaç;dengeli,huzurlu,refah içinde toplum oluşması
10)a)din ve devlet işlerinin ayrılması.parçaya göre herkes dinini seçmekte,yerine getirmekte özgürdür.din işleri devlete karıştırılmamalı ibadeti siyasi sembol olarak düşünülmemeli.kişinin allahla arasında olandır.
b)din ve vicdn özgürlüğü var.din ve devlet işleri birbirinden ayrılır.
c)din konusunda herkesi özgür bırakıor.kimseye zorla din seçtirmior.bizim dinimiz yüce bir din olduğunu ve akla mantığa uyduğu
———-
Sayfa 14 ,
NURULLAH ATAÇ’ın EDEBİ KİŞİLİĞİ
Dilde sadeleştirme ve özleştirme hareketinin savunucularındandır. Türkçe’deki yabancı kelimeleri kullanmamış, dille düşünce arasında dolaysız bir ilişki olduğunu, somut düşünme geleneğinin doğabilmesi için kavramların saydam, hangi kökten geldiklerinin anlaşılır olması gerektiğini vurgulamıştır. Bu yol da, Ataç’a göre, Latince, Grekçe, Farsça, Arapça gibi yabancı dillerin eğitimini zorunlu kılmak başarılamayacağına göre, bunlardan alınan kelimelerin Türkçe’leştirilmesinden geçer.
Türk edebiyatında izlenimci eleştirinin ilk örneklerini verdi. Akşam’da tiyatro eleştirmenliği, Hakimiyeti Milliye, Ulus, Milliyet, Tan, Posta, Cumhuriyet, Son Havadis, Dünya gazetelerinde eleştiri yazıları çıktı. Denemeleri Türk Dili, Varlık, Yedigün, Ülkü, Seçilmiş Hikayeler dergilerindedir.
Motif kelimesinin anlamları (sayfa14)
1 . Yan yana gelerek bir bezeme işini oluşturan ve kendi başlarına birer birlik olan ögelerden her biri:
“Halı motifi. Danteldeki motifler.”
2 . edebiyat Bir eserde sık sık tekrarlanan süsleyici öge.
3 . müzik Bestenin bir parçasına çeşitli yönlerden birlik sağlayan belirleyici küçük birim:
“Melodi motifi.”- .
—————-
sayfa 16 hazırlık çalışması
1.tarihi belge ansiklopedik bilgilerden yararlanılır
2.okuyucuyu bilgilendirmek amaçtır.
3.3 şekilde kullanılır edebiyatta anlamı anafikirdir
4.özgürlük anlamında herkes dinini seçmkte özgürdür.
——————
16-20 karısık
İNCELEME
1-batıya doğru adlı metin batı ve doğu medeniyeti hakkında yazarın görüşlerini okurlara iletmek amacıyla yazılmıştır.
2-doğu-batı-doğulu-batılı-batı acunu(dünyası)-doğu doğudur batı da batı.
motifler-doğu ve batı dır.
b-bu motifler bir araya geldiğinde metinin temel düşüncesini oluştururlar.
c-motiflerin,metnin temel düşüncesini meydana getirmöek için bir plan dahilinde bir araya getirilmişlerdir.örnek cümle-doğu doğudur,batıda batı-biz de bir doğululuk,batılılardan bir başkalık var.
3-girişSevinclioğululk ve batılılık ne dir?
gelişme-batı medeniyeti ve kökenleri
sonuç:batılı olunmalıdır.
4:bu metinde ele alınan Batı ve batı medeniyeti,batılılaşma günümüzün öğretici metinlerinde işlenmektedir.çünkü tazminattan beri yüzünü batıya dönen türkiye hala batı medeniyetini örneek almayaa devam etmektedir.bugün AB ye katılmak için aday ülke olması,metindeki temanın canlılığının işaretidir.
5:metinin teması-batılılaşmak
sosyal hayat unsurları-batı kültür ve medeniyetinin örnek alınması ve buna göre şekillenen sosyal hayat.
çıkarlarımız.cumhuriyet döneminde benimsenen ve yapılan ink.larla birlikte çağdaşlaşmak amacıyla batı kültür ve medeniyeti örnek alınmış fakat yanlış batılılaşma tanzimat döneminde de olduğu gibi o dönmn yazarlarınca eleştirilmiştir.
6:metinde yazıldığı dönemin ssosyal ve siyasi akımı olan batılılaşma etrafında kaleme alınmıştır.
7.tablo
açık-aşık anlatıma sahiptir
duru-gerekssiz sözcükler kullanılmamıştr.
akıcı-söyleyiş olarak akıcılık vaardır
tutarlı-savunulan görüşler baştan sona tutarlıdır.
süslü sanatlı-sade ve sanatsız bir anlatımı vardır.
objektif-yazarın görüşlerini yansıttığı için subjektiftir.
1.etkinlik
1.gurp
doğululuk-batılılık-batı,yunan,latin uygarlığı-erdem-gelenek
2.grup
doğu-batı-orta çağ-yenileşme çağı-masal
3.grup
bir kurt düştü içimize-bizim elimiz,kemiğimiz başka mı?
8.soru
yazarın kelime tercihine dikkat edildiğinde yaaşayan canlı sade bir dil türkçenin olduğu dikkat çekmektedir.çünkü cumhuriyet dönmde sade bir türkçee ile insanın her halini ifade etmesi amaçlanmıştır.
9.tablo
pastoral:———–
epik:—————
lirik:batıyaa gidiyoruz,gideceğiz.
mizahi:gidiyoruz batıya doğru.birkez çıkmışız yola kimse durduramaz artık.
duygusal:bizim etimizz kemiğimiz başka mı?
öğretici:metinn taamam mı na yakını öğretici anlatıma sahiptr.
10.etkinlik
batıyaa doğru metin yapı tema dil ve anlatım bakımından deneme geleneğine sahiptir.
——————
17.sayfa:
1-doğu-batı kıyaslaması yapmak, batıyı üstün kılan değerleri göstermek için yazılmış.
2-a)doğu,batı,değer,düşünme,bilgi,biz
b)anafikri ortaya koyma görevi üstlenmiştir.
c)kıyaslama
3-
Giriş:Batı başkadır, Doğu başka.
Gelişmeoğulu olmayı üstünlük sayardık ama öyle değilmiş.Şimdi doğulu olmayı eksiklik sayıyoruz.Batılı olmaya çalışıyoruz ama olamıyoruz.Yanlışımız sadece bugünkü batıyı öğrenmeye çalışmamızdır.Batının dayandığı temelleri öğrenmememizdir.
sonuç:Batılı olmak istiyorsak sadece bugünkü batıyı değil onun temellerini ve geçirdiği aşamaları da öğrenmeliyiz ve yaşamalıyız.
4) ele alınıyor çünkü batılılaşma devam ediyor.
5)Metnin teması:Batılı olmak bugünkü batıyı anlamakla olmaz.
Cumhuriyet dönemine….:Toplumsal hayatta devrimlerle meydana gelen değişiklikler
Çıkarımlar:Şekil olarak batılı olmakla iş bitmiyor, kafa yapısıyla da batılı olmak gerekir.
6)Batılıcılık
7-a)açık
duru değil kelime tekrarları var
tekrarlar var akıcı ama akıcı diyebiliriz.
tutarlı.
sade bir dil
öznel bir bakış açısı
b)yazarın herhangi bir konuda duygu ve düşüncelerini açık,akıcı, duru ve tutarlı bir şekilde ispatlama kaygısı gütmeden, öznel yargılarla anlattığı yazı türüne deneme denir.
8)Dilimizdeki arapça ve farsça kelimelerin atılması, dilin sadeleşmesi ve bazı kelimelerin yerleşmesi bakımından yazar zorlama bir dil tercih etmiştir.örneğin acun,kanı,erek,dörütmen,büğünkü
——————-
Sayfa 18
4)Günümüz eserlerinde batıya yönelme devam ediyor.
5)Metnin teması:Batılılaşma
Cumhuriyet dönemine ait sosyal hayat unsurları : Batının örnek alınması gerektiği ve buna göre hareket etmemiz gerekir.
Çıkarımlarımız: Batıyı anlamak için batının gereklerini bilmemiz gerekir.Batının bilim dallarındaki yeniliklerini almamız gerekir.
——————–
Sayfa 19
6)(sosyal-siyasi) batılılaşma akımı etrafında ele alınmıştır.
7)Açıktır.
durudur.
akıcıdır.
tutarlıdır.
süslü(sanatlı)değildir.
Objektif değildir.Subjektifdir.
—————————–
sayfa 20
1. paragraf:öğretici
2.paragraf:mizahi
3.paragrafSevincliuygusal
diğer paragraflar öğretici
öğretici anlatım türü ağır basmaktadır.
nesir geleneğine(deneme) aittir.
12-işlemezdi.Çünkü yazar öznel bir bakış açısıyla temayı ele almıştır.Bir başka yazar batının doğuyu örnek alması gerektiğini savunabilirdi.
Batının teknik olarak gelişmesine rağmen bazı değerlerini kaybettiğini, bu değerler bakımından bize özendiğini dile getirebilirdi.örneğin aile kavramının batıda yokolduğunu,batılıların rahat yaşama uğruna çocuk yapmak istemediklerini, bu yüzden avrupa nüfusunun hızla azaldığını dile getirebilirlerdi.
——————-
sayfa 23
soru 1
1)nizam-ı cedit ordusu kurldu.
2)giderleri karşılamak için nizam-ı cedit hazinesi kurldu.
3)tersane ıslah edildi.
4)avrupanınönemli merkezlerinde sürekli eliçlikler açıldı.
5)resmi devlet matbaası kurldu.
6)fransızca devletin ilk resmi yabancı dili olarak kabul edildi.
7)merkeze bağlı eyaletler yeniden düzenlendi.
(bu yenilikler askeri,mali,kültürel alnları kapsamaktadır.)
soru 2
yazmamışm….
soru 3
yapılan yenilikler toplum haytını kapsar.yapılan yenilikler bir şekilde halkı etkilemiştir.fermanın içerdiği yenilikler halkın karşılaştığı sorunlara çözüm yolu getirmiştir.
soru 4
osmanlınn aydınları istemekteydi.çünkü osmanlı devletinin batılı devletlerin gerisinde kaldıklarını düşünüyorlardı.
soru 5
birçok yenilk yaplımış. bu yenilklerin yapılması zamn almıştır.halk bu yeniliklere karşı çıkmşıtır.edebiyt alnnda yapıln yenilkleri halkın içine sinmedği için geç olmuştur.
—————–
sayfa 24
soru1.
ikiside öğretici metinlerdir.bilgi vermek amaçtır.
soru2.
söylenebilir.çünkü sürekli tekrarlanan söz tekrarları var.
soru3.
iki metinde de harp den bahsediyor. batılılaşmayı yansıtıyor.
soru4.
terimler:roman,mübalağa,edebiyat,tenkit(eleştiri), makale,müellif(yazar),şiir
kavramlar:edebiyat ı cedide, edebiyat tarihi
gündelik hayata ait kelime ve kelime grupları:tesadüf etmek,ilham almak,ecnebi
soru5.
bir metinde anlaşılması güç kelimeler varsa anlatımı kapalı kılar.metinde yabancı sözcükler olduğu için anlatımında ağırlık var.metin için ağır bir dil kullanılmış.ama dönemde yaşayanlara göre bu dil sade görülebilir.
soru6.
öğretici
soru7.
makale geleneğinin devamıdır.(öğretici metin geleneği de olabilir arkadaşlar ama öğretmen bize bunu da söylemişti)
soru8.
yazar kendi hayatından esinlenerek bu eseri yazmıştır.yazar etkilendikleri olayları eserlerine yansıtabiliyor. Peyami Safa bazı eserlerinde de hastalığından (kemik hastalığı) izler yansıtmış.
——————
sayfa 25.
soru1.
okuyanın gözünde canlanması için betimlemelere yer verir, resimlerle de görülmesi gerektiğini düşündüğüm yerleri okuyucuya gösterirdim.
soru2.
a)kelimeler:nehir,tuna,köprü,Fırat
kelime grupları:Galata köprüsü,Carablus Köprüsü
cümleler:Fırat’ı Carablus’da görmeli
b)motifler anlatımı güçlendiriyor.konuyu pekiştirmek için kullanıyor.
soru3.
(sırasıyla) 2-1-4-6-5-3 diye baştan aşağıya yazın arkadaşlar
soru4.
eserlerde halka yönelme, memleket sıkıntısını anlatması Cumhuriyet döneminde başlamıştır.Cumhuriyet döneminin özelliği memleket ve insanlar hakkında bilgi vermesidir.bunu da eserlerinde görüyoruz.
soru5.
arkadaşlar bu sorunun cevap ı isteğe bağlıdır herkes kendisine göre cevap verdi sınıfımızda.
soru6.
milli edebiyat döneminde anadolu coğrafyasını anlatan eserlere rastlanır.biz burdan yola çıkarak akımın milliyetcilik akımı olduğu kanısına vardık.
soru7.
gereksiz tekrarlar yok.metin açık ,duru, akıcı,anlaşılabilirdir.
soru8.
istasyon:terim
her nehrin kemali zevalindedir:cümle
demir yolu:terim
hoş geldin:günlük hayatta kullanılan cümle
tünel:terim
göz adesesi:kavram
bin kilometre:terim
balkanlar:kavram
bayrak:kavram
tuna illeri:kavram
tezgahın böğründeki demir bir mekik:günlük hayatta kullanılan cümle
hendese:terim
haliç:kavram
soru9.halk diline yakınlaşma.yazar halkın kullandığı kelimeleri metinde kullanmış.
soru10.
betimleyici ve öğretici anlatım türleri.
soru11.
gezi yazısı geleneğininn devamı.
soru12.
-bir yazardır
-edebiyat ve şiir aşığıdır
-aynı zamanda bir edebiyat tarihçisi
-sanatlı bir üslübu vardır
-renkli bir anlatımı vardır
-iyi bir gözlemcidir.
——————–
Sayfa 36 tablo
cumhuriyet dön. öğr. metinleri - - önceki dön. ait öğr. metinler
Benzerlikler
* Bilgi vermek amaçlı olmaları, öğretmeye ve düsündürmeye yönelik olmalarıdır.
Farklılıklar
Kelime
türkçe kelimeler Fransızca,arapça,farsça kelimeler
kullanılmıştır . kullanılmıştır.
Kelime grupları
Halk söyleyişlerine ait anlaşılmayan,ağır,arapça,farsça
kelime gruplarıdır. tamlamalar.
DiL kuralları
Türkçe dilinin kurallarıdır. arapça,farsça,türkçe kuralları.
————–
sayfa:35 Cumhuriyet dönemi öğretici metinleri tablosu
Yapı: Düz yazı
Tema: milli konular, batılılaşma,anadolu’ya yönelme
Dil ve anlatım: dili sade, halkın anlayabilecegi bir dil kullanılmıştır,duru,yalın,açık,süssüz
Peyami Safa’nın hayatı ve edebi kişiliği(Edebiyat 12 sayfa20-1.Etkinlik) »
Arama Yapabilirsiniz...
Sayfa37-38-39-40taki ölçme değerlendirmelerin cevapları
1.Doğru yanlış
-D
-D
-D
2.Boşluk doldurma
1-Deneme denir
2-Gezi yazısı türünün...
3.Eserler
Nurullah Ataç:Günlerin getirdiği
Falih Rıfkı Atay:Gezerek Gördüklerim
Peyami Safa:Eğitim-Gençlik-Üniversite
Ahmet Hamdi Tanpınar:Edebiyat üzerine makaleler
İsmail. Habib Sevük:Tuna'dan Batı'ya
4.E ŞIKKI
ıı. ünite ölçme ver değerlendirme
1.Doğru yanlış
-D
-Y
-D
2.BOŞLUK DOLDURMA
1-Fıkra denir
2-kanıtlamaya çalıştığı...
3.tanımlarla kavramları eşleştirme
Bir milletin kendine özgü düşünüş ve yaşayış biçimi... =Milli Kimlik
Metni meydana getiren anlam birliklerini... =Motif
4. D ŞIKKI
5. C ŞIKKI
6. E ŞIKKI
7. B ŞIKKI
8. E ŞIKKI
9. B ŞIKKI

42
saf şiir in sadece öz demek oldugunu biliyorum baska yok
3: görüşler...1:: şiir yazarken kelimelirn serbest seçilişi fakat uslupa uygun olmasını
2:şiirin ana rengine ulaşılmasını
3: şiirin tam şeklini yakalamya çalıştıgını
4: şiirin okuyanıda etkilemesini şiiride anlamlı kılmasını....
1 metin: 1 soru:ölçü:7 li hece ölçüsüyle yazılmıştır.
denizlerin :::
derin ler redif aksız redif
bucaksız
yapraksız
takvim
resim vim ler tam kafiye iz ler tam kafiye
deniz
düşüncesiz
boşlukta :::ta lar tam kafiye k lar yarım kafiye emi ler tunç kafiye
nokta
gemi
alemi
deryalarda
rüyalarda ::alarda redif eldi redif
çeldi
geldi
kendimden :imden redif andım tunç kafiye
resimden
sandım
tıkandım
yosun
tutsun un lar tam kafiye sam lar zengin kafiye
tasam
bulmazsam
dedim
dedim : dedimler redif ze tam kafiye
geze
denize
oldu
doldu :: oldu tunç kafiye em ler tam kafiye
meltem
perdem
kagıtlar :: ar lar tam kafiye luk lar zengin kafiye
var
yolculuk
soluk
betbeniz ::izler ve ün ler tam kafiye
kalbimiz
küskün
gün
dizilmiş
silmiş
sinsi : ilmişler redif si ler tam kafiye
hepsi
hafifler
der :: er ler tam kadarlar redif
kadar
kadar
dirilir
serpilir ::: ilir redif bi tam
gibi
kalbi
döşemenin
didişmenin :: menin redif an tam
an
insan
karmakarışık
artık :: tık lar zengin araktan redif
taraktan
aglayaraktan
geri
mahşeri :eri ler zengin en ler tam
içinden
ben
anam
hatıram : : am lar tam erde redif
serde
gerilerde
yangından
ardından : ından redif ün ler tam kafiye
süzgün
gönlün
hafiflettim
ettim :: ettim ler tunç kafiye
2: şiire ritm kazanmıştır.kolaylık saglamaktadır.
3: azgın sonsuz bir deniz: kişileştirme
bir kuş gibi hafifler :teşbih
dilsiz duran ne kadar eşya varsa dirilir:kişileştirme
4: mecaz anlam kazandırmıştır.duygularını farklı duyularla aktarmayı denemiştir. ve kalp aglayarak çekilir geri geri derken kişileştirme yapmıştır.insan derse bir degişiklik olmas sadece söz sanatına yer verilmes
5Sevincliil: sadedir
ölçü:hece ölçüsüdür
ritm kafiye asinoslarla uyum saglanmıştır.
serbest yaılmıştır.
6:ölümün bi yok oluş degil tam tersine bir mutluluk oluşunu dile getiriyor...tek kelimeyle teması ölüm
7: onuda siz ifade edinn
sayfa 46
2 metin.1 soru: kafiyesi
çocuklugum
bahçeler == çocuklugum redif ler redif ce lerde yarım kafiye
geceler
çocuklugum
çocuklugum
memleket == çocuklugum redif et ler tam kafiye
hasret
çocuklugum
çocuklugum
kardeşim ==çocuklugum radif im ler redif eş ler tam kafiye
eşim
çocuklugum
çocuklugum
unutulmuş ==çocuklugum redif muş lar redif l ler yarım kafiye dir.
solmuş
çocuklugum
aliterasyon::ç,k,l
söyleyiş tarzı:içten ve samimidir.
ritmSaskines ve kelime tekrarlarıyla saglanmıştır.
2:çocuklugum ::insanın çocuklugunu yaşadıgı geçmişi ona olan özlemini uyandırır.şiirede katkısı çocukluguna duydugu özlemi daha kolay şekilde anlatmış.
3:çoçuklugum-çocuklugum==tekrir
gözümde tüten memleket==teşbih
4: ölçü:8li hece ölçüsü
ritm:kafiye,redif
aliterasyon ve asenonalarla saglanmıştır.
nazım birimiSevincliörtlüktür
5:tema:çocukluga duyulan özlem
6:şiirdeki duygularınızıda siz açıklayınız artık...ama benze uygulan ritm ve tekrarla çocukluguna duydugu özlemi kolaylıkla aktarmış...
7: a: hepsinde tema bakımından farklılık gösterir.
ahenk unsurları:benzerdir..o beldedeSaskinevgiliyle birlikte olacagı bir yer aramakta annabel lee de: aşkını anlatmakta çocuklugumdada:çocukluguna duydugu özlemi anlatmakta
b.kendi yorumlarınızı yazın...
8: türk şiirinde: saf şiir.
dünya şiirinde mistik şiir
11:ziya osman saba vasfi mahir kocatürk cevdet kudret solok kenan hulisi koray yaşar nebi nayır sabri esat siyavuşgil
sayfa 49 2soru:
okunuşa ahenk kazanmasını saglarç
3 soru: dante gibi ortasındayız ömrün: teşbih
delıkanlı çagımızdaki cevher: istiare
gözünün yaşına bakmadan gider: deyim alınmış
bunlarda şiire zenginlik katar.
4: 11 li hece ölçüsü
ritm: kafiye redif aliterasyon la saglanmış..bence kurulamaz.şair o anki duygusuyla yazmıştır şiiri.
5:tema:ölüm diger iki şiirdede ölüm bahsedilmektedir.şiirlerde genel olarak aşk ölüm ayrılık konuları işlenmektedir.bu şiirlerdede agırlık basmaktadır.
6:yaş otuz beş : zamanın insanı nasıl degiştirdigini ikincisindede zamanında farkedemedgini zamanın nasıl geçtigini çelişkiyle anlatmaktadır.

Sayfa 49
1)11 li hece ölçüsü tam uyak ahenk unsurlarıdır
3) BİRİNCİ BENT
1.mısrada teşbihi beliğ 2.mısrada telmih istiare(dante sözcugu)
3.mısra istiare (cevher söz.)
İKİNCİ BENT
1. 2. 3.mısralarda istifham tecahüli arif
4. 5.mısralarda tezat teshıs
ÜÇÜNÇÜ BENT
güler yüzlü adam ben kelimelerinde tenasüp 3. mısrada istifham 4.mısra tecahulu arif
DÖRDÜNCÜ BENT
1.MISRA TESBIHI BELİĞ ilk askımız kelımesınde
BESİNÇİ BENT
ilk 3 mısrada tecahulu arıf 3 mısra tezat 5.mısra tecahulu arıf
ALTINCI BENT
1.MISRADA TENASÜP
3 4 5.mısrada tecahulu arif 5. mısradabahce kelımesı istıare
YEDİNÇİ BENT
4.MISRA SALTANAT Kelımesınde istiare 5.mısrada benzetme
TEMASI OLUM KARSISINDA DUYULAN HUZURSUZLUK

sayfa44
3 soru.
hasreti denizlerin.teşhiş sanatı
ve eşyamız ne küskün.teşhis sanatı
odama nasıl doldu birdenbire bu meltem.tecahüli-arif sanat
sayfa 52
soru 9: cumhuriyet dönemi saf şiir geleneği
sayfa 53
bendedir şiiri
11li hece ölçüsü çapraz uyak düzeni
sayfa 55
6. soru: öz şiir anlayışında temel olarak insan alınır. bu farklı ülkelerdeki şiirlerde bile aynı temalar işlendiğinden, işlenen konular evrenseldir.
sayfa 56:
1. soru doğru yanlışlar
D-Y-D-D-D
2. soru: sembolizm akımı
3. soru: cahit sıtkı tarancı
4. soru:
hece ölçüsüyle yazılmış
düz kafiye düzeni ve tam uyak
hayali bir alem
yerli ve mahalli unsurlara yeR verilir
sayfa 5o::
otuz yaş adlı şiirin hemen altındaki sorunun cevabı::her iki şiirde de ölüm teması vardır.insanları etkileyebilir çünkü evrensel bir konudur.
soru 8::valla yazmamışım
soru9::öz şiir geleneğine bağlıdır.
soru 12:Saskinaf şiirinin öncülerindendir ve müzikaliteye önem verir.
sayfa 52:
1.SORU::ARKADAŞLAR BURDA TEK TEK KAFİYELERİ SORUYO AÇIK VE NET BİR ŞEKİLDE GÖRÜLMEKTE ZATEN.
2.SORU::HOYRATTIR BU AKŞAMÜSTÜLER DAİMA------BENZETME VARDIR
DALGA DALGA HÜCUM EDİP PİŞMANLIKLAR------TEŞHİS
YOLUNU GÖZLÜYOR LAMBA VE MERDİVEN-------------TEŞHİS
NE İSTERSİN BENDEN AKŞAM SAATİNDE -----------İSTİHDAM SANATI VARDIR
EY SEN ----------NİDA SANATI
sayfa 60:
a) benzer yönleri:
* üç şiirdede bir ses akışı vardır.
* bu ses akışını sağlayan özellikler (kafiye, redif, aliterasyon, asonans vb.) ortaktır.
* şiirde ki kelimeler kendi içinde bir ritim oluşturmaktadır.
farklı yönleri
* yemişçi ihtiyar ve gece şiirleri aruz ölçüsüyle Kerem Gibi serbest ölçüyle yazılmıştır.
* Yemişçi iHtiyar ve Gece şiirleri beyit, Gece şiiri serbest birimle yazılmıştır.
* Şiirlerin bölümlenmesinde ki klasik Türk şiirinin ölçüleri dikkate alınmış, Kerem Gibi şiirinde serbest nazım dikkate alınmıştır.
* Bütün bu farklar, şiirlerde farklı ses akışlarının oluşmasını sağlar.
b)Kerem gibi şiiri serbest ölçüyle yazılmıştır. Çünkü ne aruz ölçüsü ne de hece ölçüsü bu şiirde kullanılmamıştır.
c)Hece ve aruz ölçüleriyle kıyaslandığında serbest nazım şaire şiirde daha rahat hareket etme imkanı sunmaktadır. şair diğer ölçüleri kullansaydı mutlaka bir kurala uymak zorunda kalacaktı.
3)b) Şiirde ki söyleyiş ile mısra yapısı arasında kopmaz bir bağ vardır. Şair şiiri öyle bir düzene sokmuştur ki söyleyiş, mısra yapısı tamamen uyuma girmiştir. Şiirde ki söyleyiş özellikleri mısraların oluşumunda asli bir rol oynamaktadır.
c) kerem Gibi şiirinde aruz ve hece ölçüsü kullanılmamasına rağmen ritim, kafiye, redif, aliterasyon, asonans, ses akışı mısra yapısıyla sağlanmıştır. Bu ritim özelliği anlamın daha da vurgulu olmasını sağlamıştır. bu
1. etkinlik
Bağır
bağır burada tekrir (tekrarlama) vardır.
kurşun
erit-
-meğe
çağırıyorum burada tevriye vardır.
sen kendi sesinle kül olursun ey nida (seslenme)
kerem
gibi
yana
yana telmih
hava toprak gibi gebe teşbih
hava kurşun gibi ağır. teşbih
bu söz sanatları şiirde anlamın zengileşmesini sağlar.
sayfa 61
b-
bireyseldir kerem gibi ise toplumsal
c-
bu halktan yararlanıldığını söylüyor.Kerem ile Aslı(yanmak)
kış
kerem gibi toplumcu şiir süs yok
sayfa 62
a-
hava kurşun gibi ağır,istiklal sevgilimiz gibidir,kurşun eritmeğe çağırıyorum, mühendis bestekerı
b-
az sözle çok şey anlatmak. kendi düşüncelerinle yaşamını anlatıyor, okuyucuya yol gösteriyor,söylev tarzı yazıyor(okuyucuyu uyandırmak)
sayfa 67-68-69
1)aliterasyon(t,l,z),azonans(l harfi),kafiye düzeni abab
2)bilmiyorum
3)11li hece ölçüsü
4)kayan yıldız gibi gecedeki izden istiare var.başka not almamışım
6)halay çeken kızlar 4er dizelik 3 birim,koşma dörder dizelik 6 birim
7)halay
9)bunu yazmamşım.motif olarak kullanılmıştır denilebilir.
10)ritim ve müzikalite baglantısı vardır.bu da halay esnasında müziğin yansıtılması şeklinde verilmiştir.
11)benzerlik:hece ölçüsü
farklılık:
halay çeken kızlar tema:milli kültür unsuru olan halay
koşmatemaSevincliidaktik ve evrensel
halay ç. k yapıSevincliörder dizelik 3 birim
koşma yapı: 4er dizelik6 birim
halayç.k. dilveanlatım:konuşma dili imge ve motifler
koşma dilveanlatım:konuşma dili
12)milli edebiyat zevkini devam ettiren gelenek
13)milli değerlere önem vermesi.devrin eğitim alalnında bulunmuş olması.milli kültürü taşıyan bir yazar.
sayfa 73:::
soru1::ölçü redif kafiye ahenk unsurları bakımından zayıftır.
soru2:::imgelere yer verilmemiştir.
soru3:::mısralar birbiriyle ilişkilidir çünkü temanın bir bütün olması için bu gereklidir.
sayfa 74:::
soru 4:::kapalı çarşı şiirinde gerçek anlam vardır.diğer yani sanatkarın ölümü adlı şiirde mecaz anlam vardır.nedeni ise etkilendikleri akımdır
soru5:::mümkündür!!!nedeni garip akımda oluşu orhan veli'nin şiirlerinde sıradan insanlara yer vermesi
soru6:::konuşma dilini kullanmıştır.sanat,kafiye yoktur.
soru7:::bent şeklinde ve 1birimlik yapıya sahiptir.hiçbir şekilde ahenk unsurları yoktur.
soru8:::teması___kapalı çarşıyı anlatmakta ordaki dükkanları.diğer temalarla farkı ise -kişisel olması yani kendi fikirlerini ortaya koyması diğer şiirlerde evrensellik vardır.
soru9::Saskinanat eseri insana özgüdür.bir gerçekçilik vardır.buda kapalı çarşı adlı şiirde vardır.
soru 10:::haltan sıradan insanlar.somut bir gerçekçilik vardır.
soru 11::Sevincliost orman adlı şiirle kapalı çarşı adlı şiir mecaz anlamda dır,,,yanlızlık şiiri gerçek anlamdadır ((bunlar anlam bakımından soruda da bu sorulmuş zaten)))
sayfa75::.
soru 12:::bilinçaltını ve rüyayı ,somnut bir gerçekçilikle verilmekte.akıl ön plana çıkmaktadır
soru13:::günlük konuşma diline yakın bir dil getirmiş şiire ve haltan sıradan insanlara yer verilmiştir.
sayfa76::.
soru 1::.yapı bakımından her biri farklı uzunluklarla yazılmıştır
temaları:::ben orhan veli adlı şiirin temesı kendisini yani orhan veliyi anlatmakta
istanbul türküsünde tema----aşk
alaturka adlı şiirde tema---aşk
dilek adlı şiirde istek var
yolcu ile arabacıda ise tema:::özlem var köyüne karşı
dil ve anlatım açısından sadece yolcu ve arabacı adlı şiir farklıdır konuşma çizgilerine yer verinmiştir..
soru2:::halka hitap etmekte ve devamlı didşen(kavga eden)insanlara rastlamak mümkündür.
sayfa77::
-----------y--------------
----------d---------------
--------------d------------
başlıklar
_____oktay rıfat_____melih cevdet________sürrealizm___
çoktan seçmali ise____c___
soru 4:::redif kafiye yoktur garip akımana göre.sıradan halktan insanlara yer verilmiştir şirlerinde
"Konu Düzenlenmişdir , Kitapdaki tüm soruların cevapları burada doğru bir şekilde verilmişdir.
Read more

Öss Hazırlık, Coğrafya Sınavı İçin Ders Notları

12. Sınıf Coğrafya Etkinliklerinin Cevapları | Sayfa 45 ile 50 Arası

SAYFA 45 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
 
 Kitabınızdaki konuda geçen haberleri,okuma parçaları ve anlatımları analiz ederek şehirleşme ,göç ve sanayileşme ile ilgili çıkarımları tablodaki uygun yerlere doldurunuz.
 
 Sanayileşme ;
 
   Sanayileşme göç ve nüfusu arttırır.
 
  Ülkemizdeki sanayi faaliyetleri 50 yıl gibi kısa bir süreye sıkışmış buda gecekondulaşma ve hızlı nüfus artışı sorununu doğurmuştur.
 
  Plansız sanayileşme mevcut verimli arazilerin sanayi tesisi ve kentleşmeye açılmasına sebeb olmuştur.
 
 
 Göç ;
 
  Sanayi faaliyetleri iş imkanlarını doğurarak köyden kente göç de belirleyici bir etken oluşturur.
 
   Göçün en büyük etkisi şehirlerde gözükmektedir.
 
  Önemli tarım arazilerimiz yoğun göç  faaliyetleri  bu şekilde devam ettiği sürece 50 yıl içerisinde konut alanlarına dönüşecektir.
 
 
 Şehirleşme ;
 
  Nüfus artışı ve sanayileşmenin gerisinde kalan bir şehirleşme beraberinde sorunlar getirir.
 
  Ülkemizde sanayi bölgelerine  yoğun göç dalgaları modern şehirleşme yapısını olumsuz etkileyerek gecekondulaşmayı tetiklemiştir.
 
   Her çağın şehirleşme özelliği farklılıklar gösterir.
 
 
 
 SAYFA 49 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
 
   SORU-1-1950-1990 yılları arasında hangi kıtalarda nüfus daha fazladır.
 
  
 
 Asya ve Avrupa kıtalarında fazladır…
 
  
 
 SORU-2-2015-2050 yılları arasında en fazla nüfus artışı hangi kıtalarda olacaktır.Nedenlerini söyleyiniz.
 
  
 
 Asya ve Afrika kıtalarında olacaktır.Bu kıtalarda önlenemez bir doğum artışı söz konusudur.Sağlık hizmetlerinin iyileşmesi de bebek ölümlerini azaltacak insan ömrünü uzatacaktır.
 
  
 
 SORU-3-Tabloda 1950-2050 yılları arasında nüfus artış hızının azaldığı kıtalar hangisidir.Nedenlerini tartışınız.
 
  
 
 Avrupa ve Kuzey Amerika kıtalarında azalma görülecektir.Bu ülkeler gelişmişlikle bağlantılı olarak doğum oranları düşüktür.Nüfusuna dinamizm kazandıramamıştır.Yaşam standartlarının yüksek olması eğitim seviyesinin iyi olması kadının iş hayatında rolünün fazla olması doğum oranlarını azaltıcı rol oynar…
 
 
 SAYFA 50 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
 
   SORU-1-Tablodaki şehirlerin gelecekteki tahmini nüfus miktarlarını, artış oranlarını da dikkate alarak yazınız.
 
 Artış oranları ve nüfus bilgileri tahmini olarak verilmiştir.Verilen bilgiler matematik öğretmeni arkadaş tarafından hesaplanmıştır.Rakamlarda çeşitli farklılıklar çıkabilir.
 
   SORU-2-Tabloda nüfusları artan, azalan ve değişmeyen şehirleri söyleyiniz.
 
 Tablodaki ülkelerin nüfusları artmaya devam ediyor ancak artış oranlarında azalma vardır.Bu azalma Tokyo ve New York fazla  en az değişen Şangay artış en fazla Karaşi olarak belirtilebilir... 
 
 
 SORU-3-Tabloda nüfusu en fazla ve en az artan ülkeleri belirleyerek bunun nedenlerini tartışınız.
 
 
 Alt taraftaki pano değerlendirildiğinde çünkü ülke olarak sorulmuş Norveç ve Çin nüfusu en az artan ülkelerdir. Norveç’in gelişmiş ve sanayileşmiş bir ülke olmasıeğitim seviyesinin yüksek olması yaşam tarzı  ve bu nedenle doğum oranlarının az olması; Çin’de uygulanan
 
 katı nüfus politikaları ve Çin’de ki hızlı sanayileşme ve kentleşme süreci bu durumun
 
 nedenidir. Brezilya ve Moğolistan nüfusu en fazla artan ülkelerdir. Bu ülkelerin
 
 gelişmemiş ülkeler olması nedeniyle doğum oranlarının yüksek olması ve bu
 
 ülkelerde ortalama yaşam süresinin giderek uzamasıdır.
Read more

11. Sınıf Dil ve Anlatım Ders Kitabı | Sayfa 11-37-45

sayfa 11
3. etkinlik
metinlerin sınıflandırılması sözlü anlatım: söylev
açık oturum
sempozyum
forum münazara
yazılı anlatım
öğretici metin: mektup
günlük
anı
biyografi
gezi yazısı
sohbet
deneme
makale
eleştiri
sanatsal metin
göstermeye bağlı metin: tiyatro
anlatmaya bağlı metin: hikaye
masal
fabl


Alp Arslan dönemini çevirdim ama pek iyi olmadı, yine de yazayım dedim…



EBUL FETH

Tuğrul Bey’in son zamanları gelmiş ama tahtını bırakacak bir çocuğu yoktu. Uzun düşünceler sonunda Çağrı Bey’in oğlu Süleyman’ın geçmesinin iyi olacağı sonucuna vardı. İyi yetişmiş biriydi, hükümdarlığı becerebilirdi.
Ölüm günü yaklaşmıştı, vasiyetini hazırladı. Düşündüğü gibi Süleyman’ın yerine geçmesini istedi vasiyetinde. Bir süre sonra da hayata gözlerini yumdu.
Süleyman sultan olacaktı ama buna engel olan biri vardı. Kardeşi Alp Arslan karşı geldi ve kendisini sultan ilan etti. Ama o tahtı isteyen yalnızca Alp Arslan değildi.
Kutalmış, taht için hak iddaa ediyordu. O geçmeliydi tahta! En sonunda ayarlanıp Alp Arslan’a karşı ayaklandı. Ancak bu ayaklanma hayatını kaybetmesine mâl oldu.
Taht mücadeleri çok uzun süre devam etti. Ölümler, kavgalar… Aslında hiç biri bu kavgaların zararlı olduğunu düşünemiyor gibiydi.
Her sultanın olduğu gibi Alp Arslan’ın da vezire ihtiyacı vardı. Düşündü düşündü ve en iyisi Nizamülmülk’ü getirmekti. Nizamülmülk devleti çok faydalı bir vezirdi.
Alp Arslan bir çok sefer yapmıştı. Bizans’ın önemli kalelerinden birini alması sonucu ebul feth ünvanını almıştı. Bu ünvanı Abbasi halifesine borçluydu.
Bir sürü isyanla uğraşan Alp Arslan, ağabeyinin isyanıyla da uğraşmak zorunda kalmıştı. Bu isyan üzerine Kavurd’un yönettiği Kirman üzerine sefer düzenledi. Ama Kavurd’un aklı başına gelmişti ve Alp Arslan’dan özür diledi. Alp Arslan da sonuçta büyük bir sultandı ve kişilik sahibiydi..
Yine sefer düzenledi. Ve yine ebul feth Alp Arslan orayı da itaat altına aldı. Buradan atalarının yaşadığı Cent’e giderek dedesi Selçuk’un mezarını ziyaret etti. O güçlü, ebul feth Alp Arslan burada yine normal bir insan haline dönüşmüştü ve dedesine özlemle üzüldü. Ama o güçlüydü ve çevresindekilere belli etmemeliydi. Üzüntüsünü içine gömdü ve seferlerine devam etti.
Bu da İki Buçuk’a yazdığım devam, bu da pek iyi değil ama…
“Bu şoförlerle de bir kere atışmasam olmaz!” diye iç çekti ve şoföre seslendi. Ama bu şoför sanki çok haklıymış gibi yine tersliyordu. Sinirleri tepesine çıktı ve ısrarla para üstünü istedi. Kavga gürültü alabildiği para üstünü cebine koyup yerine iyice yerleşti.
Yerinde, kendine kızgın bir şekilde düşünürken dolmuş ineceği durağa gelmişti. Dolmuştan indi ve işe giderken binmesi gereken diğer dolmuşa bindi.
Bu sefer kendine engel olabilmiş, parayı vermemişti. İnerken verecekti.. Şoför sinirle bağırdı ve yine tartışma çıktı. Bu sefer ki sebep parayı vermeyişiydi. Şimdi de bedavacı damgası yemişti.
Sinirle şoföre bir beşlik fırlatı dolmuştan indi. Sözünü tutabilceğine emin olamasa da, bir daha dolmuşa binmemek için kendine söz verdi…

——————————————————

sayfa 12 de 6. etkinliği öğretici metin olarak

(ülkemizin her şekrinde her yerinde rastladığımız ,yıkık dökük tarihi eserlerimizden araştırılıp geçmişten daha fazla bilgi edinilmeye çalışılıyor.bu defaki araştırmA ÜÇAĞAÇ TÜRBESİ İÇİNDE MEZAR OLMADIĞI HALDE TÜRBE KABUL EDİLEN bu harabe geçmişten günümüze kadar birçok hikayalere konu olmuş ve adklık olarak bilinmektediinsanlar üç ağacın ordasında bulunan bu harabeyi üç ağaç olarak adlandırmıştır.araştırmada tam 7 kişi çalışıp bu harabenin bir an önce geçmişinde ne olduğunu bulmak için ülkemizdeki önemli kazıcılar,tarihi kalıntı uzmanları birçok araştırma yapmıştır.sonucunda ise bu kalıntının 100 yıl önce bir kümes olduğu sonucuna varılmıştır.aslında insanların türbe diyerek dua ettikleri yerden tavuklara ait parçalar bulunmuştur.

————————————————————–

SYF:16-17-18
3)C
4)A
5)C
6)B
7)D
8)D
9)E
10)B
11)D
12)B
13)C
14)E
15)A
DİL VE ANLATIM HOCASI TARAFINDAN CEVAPLANMIŞTIR.

———————————————————

Sayfa 21
1. Geçmişte mektubun önemi büyüktü. Çünkü mektup tek iletişim aracıydı. İnsanlar sadece mektupla birbirlerine haber verebiliyor sadece mektupla birbirlerinden haber alabiliyorlardı. Bu nedenle geçmişte mektubun önemi büyüktü. Ancak günümüzde mektubun önemi ve yeri kalmamıştır. Mektubun yerini kısa msj e-posta gibi teknolojik iletişim araçları almıştır.
2. bir iş başvurusu yapmak ya da resmi makamlardan bir talepte bulunmak için dilekçe yazarız
3. kısa msj e-posta yoluyla gönderilen iletiler mektubun işlevini yerine geirmektedir.
4. Mektup kişiliğimizin bir aynasıdır..
Basit bir yazı türü gibi görülmesine rağmen mektubun da kendine özgü bir düzeni,bir disiplini,bir planı vardır.
3. etkinlik
Mektup, yazının bulunduğu tarihe kadar ortaya çıkmış eski edebiyat türlerinden biridir. Eldeki en eski örnekler; Mısır firavunlarının diplomatik mektupları (MÖ 15. - 14. yüz yılları) ile Hitit krallarının Hattuşa (Boğazköy) arşivinde bulunan mektuplarıdır. Batı edebiyatında mektup türünün ilk örneklerini, Yunan edebiyatında görürüz. Mektup, bir edebiyat türü olarak, özellikle Latin edebiyatında gelişip yaygınlaşmıştır.. Rönesans’tan bu yana Avrupa’da çeşitli ülkelerde bu türün yaygınlaştığı görülür.. Mektup türünün Türk edebiyatında epey uzun bir geçmişi vardır. Münşeatlarda (Nesir halindeki yazıları bir araya toplanmasından meydana gelen eserlere denir.) resmi ve özel mektuplara geniş yer verilirdi. Şinasi’ nin öncülüğünde başlayan düz anlatım akımı, mektuplarda da etkisini göstermiş; Tanzimat’tan bu yana yazılan özel mektuplarda yapmacıksız, doğal bir anlatım kullanılmıştır.

———————————————————–

Sayfa 23
1. Özel mektupların giriş bölümünde mektubun yazılış amacı,
Gelişme bölümünde hakkında bilgi ve ya istekleri
Sonuç bölümünde ise saygı sevgi içeren sözler bulunmaktadır.
2. Oğuz Atay’ın kızına yazdığı mektupta yazı ve imla kuralları günümüzde geçerliliğini korumaktadır.
4. etkinlik
‘Seninle birlikte yaptığımız seyahatler ne hoştu ne güzeldi’
Cümlesinde seninle ve birlikte kelimeleri aynı anlamdadır birlikte kelimesi gereksizdir o yüzden anlatım bozukluğu vardır
————————————————————–

sayfa 24
1.özel mektuplarda gönderici ile alıcının birbirlerine karşı özel durumlarının yanında ele alınan konunun da metnin dil ve cümle yapısına yani üslübuna etkisi vardır.
2.incelediğim mektuplarda oğuz atay ve hamdi tanpınar ın mektupları aldıkları mektuplara cevap vermek için yazılmıştır. ahmet kutsi tecer ise kendi durumunu bildirmek için yazmıştır. mektupların yazılış amaçları da giriş bölümlerinde belirtilmiştir.
3.oğuz atay ve ahmet hamdi nin mektuparı özel mektuplar olduğu için gönderici alıcı ilişkisi yönünden bir içtenlik söz konusudur. oğuz atay kızına, ahmet hamdi de arkadaşına aralarında konuşabilecekleri herhangi bir konud mektup yazmışlardır. mektuptaki bu gönderici alıcı ilişkisi ve konular mektuparın dil ve cümle yapısını belirlemiş, bir içtenlik oluşturmuştur. ayrıca ahmet hamdi nin mektubu biraz daha edebidir.

5. etkinlik
“sninle birlikte yaptığımız seyahatler ne hoştu ne güzeldi” cümlesinde seninle ve birlikte kelimeleri aynı anlamı ifade ettikleri için biri gereksizdir.

——————————————————————————–

sayfa 25 6. etkilik
_sana mekyup yazdım ancak bi cevap alamadım.
_kardeşim kaplan, bir yığın can sıkıntısı, üzüntü ve yorucu iş arasında mektubuna cevap veremedim.
_makelem hakkında da bişey sölemedin
_haklısın , o güzel makalene de vaktinde teşekkür etmem lazımdı.
_beğendiğine sevindim.
_artık birinci sınıf bir muharrir olduğuna hiç şüphe etmiyorum.
_senin gbi ir edebiyatçıdan bu sözleri duymak çok güzel, gururlandırıyorsun beni.
_sana bağlı olduğum için bundn mesudum.
_ben de öyle çok çok mesudum. orhan seyfi de makaleme cevap verdi daha doğrusu eleştiride bulundu diyelim karşılık vermemek için kendimi zor tuttum
_orhan seyfi biraderimiz, daha doğrusu yusuf ziya beyin biraderi, raks manzumesi için yaptığı latif tenkitten sonra, bu sefer de senin yazdığına cevap vermiş. ben okumadım, yine kafiyelere çatıyormuş. tabi görüşlerimiz ayrı. münakaşaya değmez . hakikat şu ki kafiyeye bağlıyım.

arkadaşlar bu kadar gerisini siz getirin

_sana mekyup yazdım ancak bi cevap alamadım.
_kardeşim kaplan, bir yığın can sıkıntısı, üzüntü ve yorucu iş arasında mektubuna cevap veremedim.
_makelem hakkında da bişey sölemedin
_haklısın , o güzel makalene de vaktinde teşekkür etmem lazımdı.
_beğendiğine sevindim.
_artık birinci sınıf bir muharrir olduğuna hiç şüphe etmiyorum.
_senin gbi ir edebiyatçıdan bu sözleri duymak çok güzel, gururlandırıyorsun beni.
_sana bağlı olduğum için bundn mesudum.
_ben de öyle çok çok mesudum. orhan seyfi de makaleme cevap verdi daha doğrusu eleştiride bulundu diyelim karşılık vermemek için kendimi zor tuttum
_orhan seyfi biraderimiz, daha doğrusu yusuf ziya beyin biraderi, raks manzumesi için yaptığı latif tenkitten sonra, bu sefer de senin yazdığına cevap vermiş. ben okumadım, yine kafiyelere çatıyormuş. tabi görüşlerimiz ayrı. münakaşaya değmez . hakikat şu ki kafiyeye bağlıyım.

arkadaşlar bu kadar gerisini siz getirin

7. etkinlik
tarih kağıdın sol üst köşesine yazılır. ad soyad ve imza kağıdın sağ alt köşesine yazılır. hitap sol üst köşeye yazılır. adres kağıdın sol alt köşesine yazılır
*mektuplarda kağıt düzeni önemlidir. çünkü mektuplar kişiliğimizin aynasıdır.

——————————————————————————–

sayfa 26
1. verilen mektup örneği türk dil kurumuna bzı eserler istemek için yazılmıştır.
2.özel mektuplar arkadaşlar ve akrabalar arasında haberleşmek için yazılır. iş mektupları ise kişi ve kurumlar arasında veya kurumlar arasında sipariş satış gibi konularda yazılır.
3.açıklayıcı anlatım
4.özel mektuplarda içten ve samimi bir üslup varken iş mektuplarında ciddi bir üslup vardır bu yüzden iş mektuplarında kısa açık ve somut bir anlatım vardır

8. etkinlik
anlatım bozukluğu yoktur.

——————————————————————————–

sayfa 27
1.dilekçelerde resmi bir üslup kullanılır gereksiz sözcükten ve süsten kaçınılır.
2. incelenen iş mektubu ve dilekçe şekil özellikleri ve konu bakımından birbirlerine benzemektedir.konu olarak da istek söz konusudur. ancak iş mektubu kurumlar arasında dilekçe kişi ile kurumlar arasında yazılmıştır.
9. etkinlik
erzurum büyükşehir belediyesine burs başvurusunda bulunmak üzere öğrenci belgesi düzenlenerek tarafıma verilmesini istiyorum cümlesinde “bulunmak” yerine “kullanmak” olmalıdır.
10. etkinlik
öyküleyici ve açıklayıcı anlatım kullanılmıştır.
11.etkinlik
göndergesel işlevde kullanlmıştır

————————————————————–

Ağabeyini affetti ve göreve devam etmesine izin verdi Ama dolmuş şoförlerinin sanki bunla bir derdi vardı Saygımız,sevgimiz,karakterimiz,inancımız,görüş ve düşüncelerimiz hatta kültürümüz mektubumuza yansır Bu alanda yazanların başında Cicero (MÖ 106 - 43) gelir Özellikle Fransa’da mektup türü büyük gelişme göstermiştir sayfa 28
12, etkinlik kutuların hepsi işaretlencek!
13.etkinlik
özel mektup
özellikleri
akraba dost arkadas arasında yazılır . içtenlik hakimdir belli kurallara göre yazılır

iş mektupları
özellikleri
özel kurulusların birbirie veya vatandaslara gönderdikleri mektuplardor ciddi bir anlatımı vardır belli kuralları vardır
dilekçe
özellikleri
bir istekte bulunmak bilgi vermek amacıyla kişilerin resmi mekanlara yazdığı mektuplardırkısa ve özanlatın ypılır belli bir plana göre yazılır

—————————————————————

30 31 ölçme değerlendirme

1-*mektup
*yazılış amacı -konudan
*arz -rica -arz ve rica
*özel-iş-edebi mektup
2-*D
*D
*D
*Y
*Y
*D
*D
3-D
4-C
5-E
6-B
7-E
8-B
9-B

———————————————————–

SAYFA 33

1-) Batı devletleri gelişmiş devletler olduğu için batılılaşırken çağdaşlaşmışlardır.Çağdaşlaşıp gelişmiş bir devlet de uygarlaşır.

2-) —-,

3-) —-,
ANLAMA YORUMLAMA

1-) Kanun,adalet,demokrasi,insan hakları,eşitlik,
yeni kavramların kaynağı : avrupa ülkeleri

2-) Öğretici metin türleri : Makale , deneme, eleştiri,köşe yazıları,haber yazıları,anı,biyografi,mektup günlük

3-) a) tabloya yazılacak metin.

Toplumu bilgilendirmek ve eğitmek amacıyla öncelikle düzyazı türleri gelişmiştir.Öğretici metinler adını verdiğiniz bu metinler gazete aracılığıyla yazımızda yer almaya başlamıştır.Bunlar
eleştiri,makale,köşe yazıları,deneme,anı,biyografi,mektup,günlük vb gibi yazı türleridir.

c) Tanzimat edebiyatı batı kültüründe etkilenilmiştir.Fakat eski edebiyatın yani klasik edebiyatının özelliklerine alışıldığı için onlardan da yararlanılmış ve kullanılmıştır.

ç) O zaman batıyı örnek almışız.Bugünde örnek almaya devam ediyoruz.Ama özel yerlere yabancı kelimeler kullanılması, öz dilimizi bozduğu için olumsuz bir örnektir.

4-) Temel ilkelerini M.Kemal Atatürk’ün belirlediği Atatürkçülük bir düşünce olarak akıl ve bilimi temel almış Türk kimliğini koruyarak çağdaşlaşayı hedeflemiştir.Bu açıdan dolayı gelişen ve hareketli bir kavram diyebiliriz..

ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME

1-) d,d,y
2-) a
3-) doğu-batı
4-) c
5-) —-,

—————————————————–

sayfa 36 9 soru

1- Kısa, samimi ve sevecen bir anlatım vardır. Sanat kaygısı yoktur.
2- Günlüklerde anlatılanlar önce yaşanılmış, daha sonra yazılmıştır.
3- Kendisi için yazmıştır.
4- İnandırıcı buluyorum. Çünkü anlatılanlar mübalağasız ve günlük hayatta insanın yaşayabileceği şeylerdir.
5- Günlüklerde gözlem ve kişisel dikkat önemlidir. Çünkü yazar çevresinde olup bitenleri ince ayrıntılarıyla anlatmıştır.
6- Öyküleyici ve betimleyici bir anlatım, akıcı bir dil ve kısa cümleler kullanılmıştır.
7- Bence tema yazarın o an ki ruh hali ve kişisel duyguları.
8- Betimleyici anlatım türü kullanılmıştır: “Yeats öksürükler aksırıklar içinde iki üç şiirini okudu. Sevgili ihtiyar ses! Gökyüzü hala kapalı ve puslu.”
9- Ağırlıklı olarak göndergesel işlevde kullanılmıştır.



sayfa 36

4.etkinlik

kısa yazılardır
olay yaşayan kişi tarafından yazılır
içten bir analtım vardır

yaZarın hayatından izler taşır
olaylar tarih atılarak yazılır
5. etkinlik anlatım bozukluğu

çorba yarım dilim ekemek biftek, barbunya, salata yedim,
..ANLATIM BOZUKLUĞUNUN SEBEBİ .. yüklem eksikliği
akıcılık:akıcı bir metin anlaşılır bir dil
duruluk:duru ve açık bir metin
yalın:yalın bir metin

sayfa 37
8.eTKİNLİK

gerçek anlamlı:ekmek,süt,köfte
metne kazandırdıklarI: Olayın gerçekten yaşandığı

mecaz anlamlı:bayılmak,atmak,ısmarlamak, hava yapmak
metne kazandırdıkları:farklı kavramları ve durumları karşılayabilmek için kullanılmıştır

————————————————–

sayfa 37

9.eTKİNLİK

ses düşmesi:kayboldu, resmi, kahvaltı

sebebi:ünlüyle başalyan ek alması

ses türemesi:evde-y-im
hava-y-ı

masa-y-ı
radyo-s-u

sebebi:yardımcı sese ihtiyaç olması

sayfa 37

anlama ve yorumlama

1>yazma alışkanlığı gelişir kendini dah iyi tanır.
2>
3>eksik yönlerini görür rahatlar
Read more

Yılmaz Özdil Neşat Ertaş İçin Ne Dedi? Twitter Tepkileri


Yılmaz Özdil'e tepki yağdı
Neşet Ertaş ile ilgili yazısına tepki Özdil'i TT yaptı.


Özdil'in bugün Neşet Ertaş ile ilgili yazısına tepki gösterenler, köşe yazarını TT tahtına oturttu...

Twitter'da Özdil'in yazısı ile ilgili yorumlardan bazıları:

ahmet ‏@oznesiz_yuklem
Yılmaz Özdil vah vah demek insan sürekli aynı şeyi düşünürse bi zaman sonra kafa sürmenaj oluyor.

altan ‏@littleiv3
Yılmaz Özdil iktidar karşıtlığıyla İzmir aşkıyla kafayı yemiş. Normal olayları bile oraya bağlamadan yazamıyor. Sıkıntı var.

Zulümdül‏@Zulumdul
Yılmaz Özdil'e göre bütün izmirliler 24 saat elinde rakı veya viski kadehi ile dolaşıyor. içki içmeyen kötü ve cahil insan zaten.

Uğur Sönmez ‏@amanneguzel
AKP'nin bu kadar güçlü olmasının bir nedeni de Yılmaz Özdil'in ve onun gibi insanların yaptığı içi boş muhalefettir. Köşen batsın Özdil!

Berrak ‏@berraque
Yılmaz Özdil, bu yaptığın MHP'nin 40.yılını bile geçer dostum.

fatih ‏@sessizharf1
yılmaz özdil ege'de boğulan 60 mültecinin de aslında izmir'i çok sevdikleri için burada boğulduklarını yazmadı mı daha?

Hüseyin Sorgun ‏@HSorgun
N.Ertaş'ın hayatı boyunca yapmadığı ayrımcılığı, ülkeyi türküde birleştiren adam adına yapma hakkını Yılmaz Özdil'e kim veriyor?..

Mehmet Başkan ‏@mehmetbaskan
Yılmaz Özdil yüzünden İzmir'den soğuyorum. Chp yerine Akp'ye oy verebilirim, İzmir yerine Muğlalı olabilirim.

Kaynak;
http://www.gercekgundem.com/?p=491913




Ertaş neden İzmir'e yerleşti?
Özdil, bugünkü köşesinde bu soruya yanıt verdi.

Yılmaz Özdil, bozkırın tezenesi, Anadolu'nun sesi Neşet Ertaş'ın 3 yıl önce neden İzmir'e yerleştiğini anlattığı şiirini köşesine taşıdı..

Neşet Ertaş Hep dinledik onu...

Ama, türkülerini dinledik.
Ne dediğine kulak vermedik.
Söz’lerini dinlemedik.

*

Senelerce “kendim ettim kendim buldum, gül gibi sarardım soldum, eyvahh” diye haykırdı... İktidar tercihlerimizin nakaratını bundan daha güzel özetleyen var mıydı?

*

“Dane dane benleri var yüzünde, dünyada yârden datlı var m’ola”yı bilirsin... Buram buram Anadolu kokar ve şöyle devam eder: “Küpeleri ağır düşer kulaktan, zülüfleri tel tel etmiş yanaktan... ” E hani türban?

*

Rakı’ya bira’ya karşıysan...
“Aman yârim gez de gel, sarhoşum ben çözemem, düğmelerin çöz de gel”i nerenle dinledin birader?
“Atım araptır benim, yüküm şaraptır benim”i Fransızlara mı söyledi?

*

“Doyulur mu doyulur mu, canana kıyılır mı, cananına kıyanlar, hak’kın kulu sayılır mı”yı anlasaydı bu memleket, kadın cinayetleri olur muydu?

*

“Seviştiğimde mutlu olurum, sevgisiz imanı nasıl bulurum, böyle inandım böyle bilirim, sevişmek ibadettir sevgi imandır” diyordu mesela... El ele tutuşup, parkta oturan gençlere bile fuhuş diyorsun hâlâ.

*

“Nedeceksin bu kadar malı...
İşte görünüyor dünyanın halı.”
Kime diyordu bunu sence?

*

“Aman, kader kader derler de...
Bu nasıl kader?”
Kime soruyordu?

*

Alt kültürüz, üst kültürüz, etnik kökeniz, aynı sazın teliyiz filan da... “Türkü söyler dillerimiz, ne güzeldir ellerimiz, bağlamada tellerimiz, türkü sever, türkü söyler, Türk’üm diyen” demiyor muydu?

*

“Atı olan el atına biner mi...
Yigid olan ikrarından döner mi?”
A liboş.

*

“Zeki Müren, halk müziğimizi nakış nakış işlemişti, telifini ödeyip, Aşık Ali İzzet’in Mühür Gözlüm şiirini satın almış, aranjman olarak okumuştu, şarkıyı Zeki Müren’in filminde seyrettim, sazı alıp, köylü yüreğimle ezgiledim, köy düğünlerinde söyledim, bi zaman geçti, son model bi araba geldi, Zeki Müren seni İzmir Fuarı’na çağırıyor dedi, gittim, bir ay çaldım, telif hakları bana ait olan şarkıyı nasıl çalarsın diye tek kelime etmedi, bi gün biri geldi, Zeki Müren seni çağırıyor dedi, gittim, gazino patronuyla aynı masada oturuyor, ayağa kalkıp, ağabey hoş geldin dedi, önünde viski var, ne içersin dedi, rakı dedim, türküye başladı, tarif etmem imkânsız, ikinci dörtlüğü yakaladım, devam ettim, gene ayağa kalktı, olamaz böyle ses diyerek, başını duvarlara vurdu, rahmetliye çok şey borçluyum... ”

*

Biri “yüreğim köylü” diyen, mahcup bozkır çocuğu... Öbürü, sözde erkeklerin kıvır kıvır kıvırdığı ülkemde, cinsel kimliğini saklamadan, sahneye apartman topuk, mini etekle çıkma cesaretini gösteren “mangal yürek” şehirli... Türkülerini dinlediğinizden eminim de, emin misiniz Neşet Ertaş’ı kavradığınızdan?

*

Açılım maçılım ayaklarıyla, kendilerine destek veren halk ozanı gibi göstermeye çalıştılar onu, kendilerine oy vermeyenlerin panzehiri olarak sunmaya çalıştılar. Rahatsız edilmesin, polemiklere maruz kalmasın diye, rahmetli olana kadar, bugüne dek, satır yazmadım...
İzmirli olmuştu.

*

Ömrünün 30 senesini yurtdışında geçirip, neden 16 sene önce İzmir’den ev aldığını, neden 3 sene önce İzmir’e yerleştiğini... Çoğunuzun ilk kez okuyacağı, şu şiirinde anlatmıştı.

*

Gezdim tüm dünyayı gördüm
Güzel İzmir sana geldim
Benim şirin güzel yurdum
Güzel İzmir sana geldim

Güzelsin asil duruşlu
Medenisin hoşgörülü
Olduğun gibi içli dışlı
Güzel İzmir sana geldim

Gönüllere ışık saçan
Unutamaz görüp geçen
Gariplere kucak açan
Güzel İzmir sana geldim

Kimdir necidir sormayan
Kimseyi hakir görmeyen
İnsanlıktan ödün vermeyen
Güzel İzmir sana geldim

Nice yıllar çok uzağım
Seni seviyor yüreğim
Güzel yurdum, son durağım...
Güzel İzmir sana geldim

*

Dedim ya...
Anlamazdın.

Yılmaz Özdil/Hürriyet

Read more

Asit Nedir? Özellikleri , Nasıl Elde Edilir?


Kimyada turnusolün mavi rengini kırmızıya çevirmek özelliğinde olan ve bileşimindeki hidrojenin yerine maden alarak tuz meydana getiren hidrojenli bileşiklere «asit» denir
Eskiden asitlerin özellikleri olarak ekşi lezzette olmaları, suda çok erimeleri, sodyum hidroksit (NaOH), potasyum hidroksit (KOH) gibi alkali özellik gösteren maddelerle muamele edilince bu alkali özelliklerini gidermeleri, mavi turnusol kâğıdının rengini kırmızıya döndürmeleri kabul edilirdi. Fakat şap ve daha birkaç maddenin asitlikle hiç ilgileri olmadığı halde aynı özellikleri gösterdikleri görülünce bu özelliklerin asitleri tanıtmaya yetmediği anlaşıldı.
Fransız kimyacısı Lavoisier (1743-1794) elemanların havada yanarak meydana getirmiş oldukları oksitlerin su ile muhakkak asit meydana getirdikleri neticesine varmıştı, ‘Meselâ SO2 + H2O—-» H2 SO3 (sülfüröz asit) gibi. Bundan dolayı da asitlerin özelliklerinin oksijenden ileri geldiği kabul ediyordu. Bunun sonucu olarak oksijene gereğinden, fazla önem vermişti. Fakat hidroklorik asit (HCl) vs. gibi oksijensiz asitler keşfedilince Lavoisier’nin bu faraziyesi değerini kaybetti. Sadece oksijenli asitler «oksiasitler» adı ile ötekilerden ayırdedilmeye başlandı. Daha sonraları, İngiliz bilgini Davy ( 1778-182?) asit özelliği gösteren maddelerde bütün özelliklerin oksijenden değil, hidrojenden ileri geldiğini keşfetti.
Asit Nasıl Elde Edilir?
Hangi asit elde edilmek isteniyorsa o asidin tuzu alınır, elde edilecek asitten daha az uçucu olan başka bir asitle işlenir. Mesela: NaCl + H2S04—–>> NaHS04 + HCl.
Her asidin kendine has elde ediliş yolları vardır. Asitlere ad vermek için, asitteki esas elemanın sonuna «ik» eki eklenir, yanına asit kelimesi getirilir. Teknikte ve kimyada çoklukla kullanılan asitler şunlardır:
AdıYazılışıTuzunun adı
Hidroklorik asitHClKlorür
Nitrik asitHNO3Nitrat
Sülfürik asitH2SO4Sülfat
Fosforik asitH3PO4Fosfat
Karbonik asitH2CO3Karbonat
Asitlerin özelliklerinin başında soy olmayan madenler ve alkaliler üzerine etki etmeleri, her iki şekilde de tuz vermeleri gelir.
Bir asit molekülünde kaç hidrojen iyonu veya başka bir söyleyişle metallerle yer değiştirme özelliği, taşıyan kaç hidrojen bulunuyorsa o asit o sayı kadar değerlidir. Bir değerli bir asit bir çeşit tuz, iki değerli asit iki çeşit tuz, üç değerli asit üç çeşit tuz verir.
Read more

Voltaire Kimdir? Hayatı


Ünlü filozof Voltaire'nin Heykeli Dünyanın en ünlü düşünür ve yazarlarından biridir. Voltaire, babasının noterlik yaptığı Paris’te doğdu. Öğrenimini gerici Cizvit papazlarının yönettiği bir kolejde yaptı. Bu okul Voltaire (Volter) üzerinde tam aksi bir etki göstermiş kendisini gericilik yerine hür fikirlere itmiştir.
Voltaire bu fikirlerinden dolayı daha 24 yaşındayken hapse atıldı. Hapishaneden çıktıktan sekiz yıl sonra asilzadelerden biriyle yaptığı bir kavga yüzünden yeniden hapse mahkum olunca Fransa’ya karşı içinde bir küskünlük duymaya başladı. İngiltere’ye sığındı. Üç yıl kadar kaldığı bu ülkede önemli eserlerinden bazılarını bu arada Fransa aleyhindeki “İngiltere Mektupları“nı yazdı. Üç yıl sonra vatanına döndü. Madame de Chatelet adlı asil ve zengin bir kadının himayesine girdi. Madam de Chatelet’nin himayesinde yaşadığı yıllarda “Muhammed veya Taassup” adlı piyesiyle “Fontenoy” destanını meydana getirdi. Artık fikir ve sanat gücü gereği gibi anlaşılmış, Fransız Akademisi’ne kabul edilmişti. Fakat vatanına gene de ısınamayan Voltaire bu sefer de Almanya’ya gitti.
Ondördüncü Lui Çağı” adındaki en önemli eserini orada tamamladı. Yaradılıştan huysuz ve geçimsizdi. Almanya’da önce saray çevresini, ardından kralı darılttı. Bunun üzerine isviçre’ye çekildi. Cenevre yakınlarında küçük bir çiftlik satın alarak buraya yerleşti. Hayatının son yirmi yılını geçirdiği bu çiftlikten bir ara birkaç gün için gittiği Paris’te hastalandı ve orada öldü. Aşırı fikirlerinden ötürü kendisine dargın olan kilise, dinsiz olduğunu ileri sürerek onu gömmeyi reddettiyse de cesedi bir süre sonra en büyük Fransızların gömüldüğü Panteon’a alındı.
Çok ileri, taassuba karşı amansız düşman devrimci fikirlerin babası olan Voltaire yalnız Fransa’nın değil bütün dünyanın en karakteristik filozof yazarlarındandır. Fransız ihtilaline ışık tutan düşüncelerden önemli bir kısmı ona aittir. İnsan haklarının en belirli esaslarından bir kısmı onun eserleri yardımı ile dile gelmiştir. Böyle olduğu halde kendisi bile herkesin büyük bir saygı duyduğu kendi öz fikirlerine saygı duymamıştır. Voltaire, yüksek ve derin fikirlerin ve tezlerin ortaya koyucusu olmakla kendisi bu fikirleri uygulamadığından XVIII. yüzyılın bu gerçekten güçlü dehasının taraftarları kadar aleyhtarları da çoktur.
Voltaire, uzun süren hayatı boyunca hemen her türde, her konuda pek çok eser vücuda getirmiştir. Sık ve çabuk yazardı.
Read more