Sabetaycılık Nedir? Kökeni Ve Tarihi Gelişimi


Dünya tarihi üzerinde etkisi olan on büyük şahsiyet arasında yerini alan Gizem Dünyasının Prensi Sabetay Sevi tarafından kendine inananlara yol gösterme amacıyla belirlediği 18 emir, asıl metnin Fransızca çevrisininin Türkçeleştirilmiş olarak yayınlandığı Prof.Abraham Galante tarafından yazılan, Zvi-Geyik yayınları tarafından yayınlanan”Sabetay Sevi ve Sabetaycıların Gelenekleri” isimli kitapdan alınmıştır.
“ İşte Efendimiz, Kral ve Mesihimiz Sabetay Sevi’nin On Sekiz Emr’i bunlardır. Şan ve Şerefi Artsın,
1. Yaratıcının birliğine ve ondan başka bir hâlik bulunmadığına dair olan iman muhafaza edilecek. Bir ve eşsiz olan yaratıcının dışında hiçbir âmir ve hakime sena ve övgüde bulunulmayacak.
2. Onun Mesih’inin gerçek Mesih olduğuna ve ondan başka kurtarıcı bulunmadığına ve Efendimiz, kralımız Sabetay Sevi’nin Davud’un neslinden geldiğine iman edilecek. Şerefi bol olsun.
http://www.saudades.org/images/inbox.jpg
3. Ne Tanrının, ne de Mesih’in adına yalan yere yemin edilmeyecek, zira, Mesih’in adı da Tanrı’dan alınmıştır. Tanrı’nın adı onda mündemiçtir.
4. Gerek Tanrı’nın , gerekse Mesih’in adının geçtiği yerlerde tazim ve saygı gösterilecek. Yine bilgisi ile akranları arasında temayüz edenlere de tazim ve saygı gösterilecek.
5. Mesih’in sırrını anlatmak ve araştırmak için meclisten meclise, toplantıdan, toplantıya gidilecektir.
6. Onlar (Sabetaycılar) arasında katiller bulunmayacak. Hatta, kendilerinden nefret eden başka topluluk mensuplarından kimse de öldürülmesin.
7. Kislev ayının (Musevi yılının dokuzuncu ayı) 16’ncı günü herkes bir ev veya mekanda toplanarak Mesih hakkında ve Mesih inancının sırrı hakkında işittiklerini birbirlerine anlatacaklar.
8. Cemaatin arasında zina hüküm sürmesin. Beriâ vesilesinde bile hilekârlardan dolayı ihtiyatlı bulunulacaktır.
9. Yalancı şahitlikte bulunulmayacak ve kendi yakınına karşı yalan söylenmeyecek, birbirlerini hatta ma’min olmayanları bile ihbar etmeyeceksin.
10.Hiç kimse sarık imanına (yani cemaate mahsus olan Zahiri müslümanlığa) zorla sokulmasın. Hatta inansa bile.. Zira, cidâl üstadlarının zümresine (Cemaatin Oganları) mensup olanlar oraya ancak kendiliklerinden ve, kendi gönülleri ve iradelerinin sevkiyle girerler.
11. Aralarında kıskançlar, ihtiraslılar ve kendilerine ait olmayan şeylere karşı arzu ve hırs gösterenler bulunmasın.
12. Kislev ayının 16’sındaki bayram büyük bir sevinç ile ilan edilip kutlanacak. (Bu Sabetay’ın Edirne Sarayında müslüman edilip sünnet edildiği Rebi’ulevvel’in 16. günüdür.)
13. Birbirine karşı iyiliksever ve merhametli davranılacak. Ve kendisine yakın olanın arzusu kendi arzusuymuş gibi gayret gösterilecek.
14. Davud’un Mezamir’i her gün gizlice okunacak.
15. Her ay kamer’in doğuşu izlenecek ve Ayı’n yüzünü Güneş’e çevirmesi ve Ay’la Güneş’in karşı karşıya gelip bakışmaları için duâ edilecek.
16. Müslümanların âdetlerine onların gözlerini boyamak için dikkat edilecek. Ramazan orucunu tatbik için sıkıntı gösterilmeyecek, kurban içinde aynı şey yapılacak. Zahirde gözüken herşey yerine getirilecek.
17. Onlarla (Müslümanlarla) evlilik akdi yapılmayacak, nikahlanılmayacak.
18. Oğulların sünnet edilmesine itina gösterilecek. Bu, mukaddes ve seçilmiş Milletten hayasızlığı kaldırmak içindir.
Emrettiğim On Sekiz madde budur. Bunlardan bazıları “ Beriâ” (Yaratılış) kanununa âittir. Bunun böyle oluşu, henüz İsrailoğullarının şeytandan ve taraftarlarından intikam almaya müsait olacak güce erişmemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Güç elde edilip o tarih geldiğinde herkes ve herşey eşit olacak. Hiçbir emir, günah ve sevap kalmayacak. Küçük büyük herkes beni tanıyacak. Bana inanan (Ma’min) kimselere şunu da haber vereyim: Beriâ (Yaratılış) ile Asiluth’a itina göstersinler. Keşif ve ilham zamanına kadar ondan hiçbir şey eksiltmesinler. Onlar o zaman hayat ağacının altına girecekler. Ve hepsi birer melek olacaklar. İlâhî ve Ezelîirade bir an evvel tecelli etsin. Amin. “(7)
Sabetay Sevi bu On Sekiz Emr’in yanısıra, başta 22 Mart’taki Kuzu Bayramı olmak üzere 16 ayrı bayram ihdas eder.
Sabetay Sevi, kısa bir süre sonra karısı Sarah’ın ölümünün ardından, Selanikli Yoheved adlı bir yahudi kadınla evlenir. Bu kadına Müslüman adı olarak Aişe adı verilir. Kayınpederi Yossef Pilosof, Abdülgafur adını, kayınbirâderi Yossef Kerido da Abdullah Yakup adını alır. Sabetay’ın ölümünden sonra onun mesihliğine inanan ve onun yolunda giderek zahiren müslüman olan ma’minler daha çok Selânik’te toplanırlar. Ancak onların önemli bir bölümü İzmir, Manisa ve Aydın civarına yerleşir.
Önceleri, kayınbiraderi Yakub’un liderliği yürütmeye çalıştığı cemaatte anlaşmazlıklar bölünmeler husule gelir. Sabetay’ın Berat’ta ölümü üzerine Kayınpederi Abdülgafur oğulları ile Selanik’e gelir.Cemaatin ileri gelenlerinin bir bölümü Yakup Kerido’nun cemaatin başına geçmesini ister. Ve bu doğrultuda Cemaatin idaresini eline alır. Ancak koyduğu bazı yeni kurallar, bir kısım cemaat üyelerini rahatsız eder. Özellikle, zahirde müslüman gözükmek için Hacc dahil her türlü dini vecibenin yerine getirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Buna Sofyalı Mustafa Çelebi’nin başını çektiği bir grup karşı çıkar. Bunlar Sabetay’ın öğretilerinde değişikliğin olamayacağını ileri sürerler. Yaklaşık 200 Sabetaycı ailenin nemli bir bölümü Mustafa Çelebî’nin saflarında yer alır. 1690 yılında Selanik’te Yakub’un evinde yapılan toplantı sırasında oluşan bir anlaşmazlık üzerine, Mustafa Çelebî’nin ayağa kalkarak “ Beni seven arkamdan gelsin” demesinin ardından bu bölünme fiilen gerçekleşir. 43 Aile Yakub’a sadık kalır. Bunlara artık Yakubîler adı verilecekti. Diğerleri ayrılır. Yakup Kerido yeni koyduğu prensipleri sıkı sıkıya uygulamak için Mustafa adlı bir bağlısıyla beraber Hacc’a bile gider. Hacc yolculuğu esnasında Mekke-i Mükerreme ile Medine-i Münevvere arasında bir mevkide azgın bir devenin saldırısına uğrar. Bu devenin ayakları altında can verir. Kendisi Hicaz’da terk-i hayat eder ancak, arkadaşı Mustafa Hacı olarak Selanik’e döner. Yerine, nesli olmadığı için Hacc arkadaşı Hacı Mustafa bu grubun başına geçirilir.
Yakub Kerido’ya karşı gelerek cemaati bölen Sofyalı Mustafa Çelebî, Karakaşlar olarak adlandırılacak olan grubu kurmuş olur. Yakub’un grubundan ayrıldıktan 12 yıl sonra, 1702 yılında yeni reenkarnasyonu (reincarnation) içeren mistik yorumlara girişir. Mustafa Çelebi bu tarihte, Sabetay Sevi’nin ruhunun kendi taraftarlarından Abdurrahman adlı bir Sabetaycı’nın oğlu Osman’da tekrar tecessüm ettiğini iddia eder. Sözde Sabetay’ın ruhu bu çocuğa geçmiştir. Bu şekilde Mustafa Çelebî, Osman’ı Sabetay’ın halefi olarak ilan eder. Sonra da 1716 yılında o sırada 40 yaşında olan Osman’ı Mesih olarak ilan eder. Bu durum Karakaş cemaati içinde tartışmalara neden olur. Cemaat içinden İbrahim Ağa adlı biri buna karşı çıkarak, Osman Ağa’nın Sabetay’ın temsilcisi olabileceğini, ancak Mesih olamayacağını söyler. Cemaat içinde ayrılıklar büyür. Ancak on yıl sonra 1726’da Osman Ağa ölür. Yerine oğlu Abdurrahman geçer. Ancak İbrahim Ağa bu gruptan kendi taraftarlarıyle birlikte tümden koparak, Kapancılar olarak nitelendirecek olan grubu kurar. İbrahim Ağa, Sabetay’ın öğretilerinin Sabetay’ın hayatta olduğu dönemlerdeki şekliyle korunmasını öngören fikirler ileri sürüp, bu yönde kurallar vaz’eder.
Son günlerde medyada bir Sabetayizm lafı
haber/guncel/1138349881349.jpg
Uzun süre, Müslümanlarla ihtilat etmeden, gerek Selanik’te gerekse İzmir ve Manisa çevresinde daha çok izole bir hayat sürerler. Her ne kadar Yakubiler, müslümanlarla ihtilatı bir şekilde ön görse de bu pek fazla gerçekleşmez. Sabetaycılar, 18. yüzyılda gerek ticari, gerekse siyasi alanda ciddi bir varlık gösteremezler. Yalnız Selanik ve İzmir limanlarında ticaret dolayısıyla, yabancı tüccarlarla zaman zaman irtibata geçerler.
Ancak 19. yüzyılın başlarından itibaren, adı geçen liman kentlerinde yabancı tüccar ve misyonlarla irtibatlarının artmasıyla, yabancılara ve Batı’ya açılmaya başlarlar. Ticari hayatta atılımlar gerçekleştiriler. Ticari sahada Rum ve Ermenilere rakip olacak hale gelirler. Capitulationlar dolayısıyla yabancılarla artan irtibatları zamanla eğitim konusunda da Batı’ya açılma eğilimi gösterirler. Özellikle Tanzimât sonrasında mektep ve medreselerde yer alırlar. Ayrıca bu süre içinde Osmanlı Rumelisinin birçok yerine dağılıp yerleşirler. Bulgaristan, Bosna, Arnavutluk, Teselya, Tırhala, Mora, Girit, Sakız, Drama, Edirne gibi yerlerde Sabetaycı aileler oluşur. Hata bir bölümü Balıkesir’in bazı kazalarına yerleşirler. Zamanla müslüman ailelerle daha sıkı ilişkilere girerler. Özellikle, Bektaşilik, Mevlevîlik, Melamilik gibi tarikatlar içerisinde yer almaya başlarlar. Bunun ilk örnekleri, Üçüncü devre Melâmîliğinin kurucusu Şeyh Seyyid Muhammed Nûr El-Arabî’nin Mısır’da Ezher’de tahsilini tamamlamasının ardından Rumeli’den Yanya’ya göç etmesinden sonra görülmüştür.
Seyyid El-Hacc Muhammed Nûr El-Arabî, Aslen Kudüslü Seyyid İbrahîm’in oğlu olup, 1228 Hicri tarihinde Mısır’da Mahalletu’l-Kübra kasabasında doğmuştur. Ezher’de tahsilini tamamlamış ve Nakşibendi tarikatına girmiştir. Sonradan, Bugün Yunanistan’ın Arnavut bölgesinde kalan Yanya şehrine göçmüştür. Nakşibendî-Müceddidîliğin, Melâmiyye kolunu kurmuştur. Bunun dışında Muhammed Nûr El-‘Arabî, Halvetî Şa’bânî, Ekberî ve Uveysî silsilesine de sahip olmuştur. 19. yüzyılda Melamîliği tekrar canlandırmıştır. Bir çok ünlü halifesi vardır. Fatih türbedârı ‘Amiş Efendi, Tibyânu’l-Vesâil sahibi Harîrîzâde Kemaleddîn Efendi bunlar meyanındadır. Yanya’dan sonra Selânîk ve Üsküp’te ikâmet eden Muhammed Nûr El-‘Arabî son olarak Ustrumca’da ikamet etmiş ve 29 Cemaziyelahir 1305 tarihinde burada vefat ederek, vefat ettiği odada gömülmüştür. Tasavvufta Melâmet ve Vahdet-i Vücud ekolüne bağlı olan, Nûr El-‘Arabî Hazretleri 17’si Arapça, diğerleri Türkçe olmak üzere 55 civarında eser kaleme almıştır. Buna karşın, Selânîk ve Üsküp’te kendisine intisap edenlerin önemli bir bölümü Sabetaycı kökenliydi. Bunlar arasında, Ali Örfî, Usturumcalı Hacı Süleyman Bey, Selânîkli Osman Zevkî Bey önde gelenlerdendi. Şeyh Muhammed Nûr El-‘Arabî’nin vefatından sonraları, Rumeli ve İstanbul’da Melâmilik genellikle Sabetaycıların kontrolünde bulunmuştur. (8) Hatta, Üçüncü devre Melâmiliğine ait dergâhların bazıları, aynı zamanda gizli Sabetaycı sinagogları olarak faaliyet göstermekteydi.Halen de İstanbul ve İzmir’de az sayıdaki Melâmîlerin çoğunluğu Sabetaycı kökenlilerden oluşmaktadır.
Üçüncü devre Melâmîliğinin yanısıra, Sabetaycı kökenliler, 19. yüzyıldan itibâren Mevlevîlik, Bektâşîlik ve Celevetîlik gibi tarikatlarda yoğun bir şekilde yer almışlardır.
Mevlevî tarikatındaki bunun ilk önemli örneği, Selânikli Mevlevî Es’ad Dede’dir. Hüseyin Vassâf, Mehmed Es’ad Dede ile ilgili yazmış olduğu ancak basılmamış halde kalan “Es’adnâme” adlı eserinde, Esad Dedenin hayatını anlatırken şu şekilde başlangıç yapar:
“Arif-i esrar-ı Mesnevî Mehmed Es’ad Dede, Selânîk tüccarından ve avdetî (Dönme) lerden Receb Efendi’nin sulbünden 1259 Hicri, 1258 Rumî (Milâdi 1843) tarihinde dünyaya gelmiştir. Mahall-i vilâdeti Selânîk’te Kadı Abdullah Efendi mahallesidir.
Hususi muallimden tahsil-i ilme başlayıp, henüz sinn-i büluğa vâsıl olmadığı bir çağda iken âlem-i menâm (Rüyâ) da görür ki, bir kuyuya düşmüş; Server-i âlem (SAV) Efendimiz Hazretleri şeref-zâhir olup mübârek yed-i saâdet-münevverlerini uzatıp Cenâb-ı Es’ad’ı kurtarmıştır.
İşte bu neş’e onun hâlini diger-gûn etmiş, mertebe-i celîle-i islâmiyyet’de sâhib-i makâm ve nâil-i merâm olmasına sebeb-i lutf-i İlâhî olmuştur.” (Hüseyin Vassâf, Es’adnâme , Shf. 3) (9)
Hüseyn Vassâf’a göre İslâm’a bu rüya sonucunda iyice ısınıp bağlanan Mehmed Es’ad önce Selânik’te bazı hocalarda tahsil görür. Selanik Vilayet kaleminde bir süre çalışır. O sırada Selanik’te Bedevi tarikatı şeyhlerinde Şeyh Osman Efendi diye birisine bağlanır. Sonra da İstanbul’a gelerek medreselere girer uzun zaman medrese tahsili görür. Kısa zamanda zekasıyla temayüz eder. Birçok kitap okuyup, toplar geniş bir kütüphane kurar. Çeşitli dini ilim dallarında icazetler alır. Ders okutmaya başlar, birçok talebesi olur. Fatih’teki Tahir ağa tekkesi, Yenikapı Mevlevihânesi ve Kasımpaşa Mevlevihanelerinde bulunur. Buralarda Mesnevi dersleri okutur. Altı kez Hacc ve Umre yapar. Bir çok kimseye icâzet verir. İcazet verdikleri arasında, Es’adnâme kitabının müellifi Hüseyin Vassâf, Tahiru’l-Mevlevî (Tahir Olgun, Yenikapı Mevlevihânesi’nin ünlü Mesnevihanlarından olup, bir çok eser telif etmiştir. Şapka kanunununun ardından, İstklâl mahkemesinde, İskilipli Atıf Hoca ile birlikte yargılanmıştır. Birçok eseri yayınlanmış olan Tahiru’l-Mevlevî 1951 tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir. Mezarı Eyüp’te kırkmerdivenlerdedir.), Şeyh Muhammed Zâhid El-Kevseri gibi ulema ve maşayihten ünlü kimseler vardır. Mehmed Es’ad Efendi, 1329/1914 tarihinde vefat etmiş olup, Kasımpaşa Mevlevihanesi mezarlığına defnedilmiştir. Ancak, mezarı Mevlevihanedeki diğer mezarlar gibi tekkelerin kapatılmasının ardından 1926’da yok edilmiştir. Mevlevî Es’ad Dede bir kısmı Arapça ve Farsça olmak üzere 16 eseri vardır. Farsça gramerle alakalı olarak “ Numune-i Kavâid-i Farsi” adlı bir eseri basılmıştır. Vakfettiği yazma eserlerin 700 cilde yakını bugün Beyazıt Devlet kütphanesindendir. Günümüzdeki ünlü Sabetaycı Bezmenler ailesi bu zâtın neslinden gelmektedir.
Mevlevîlik’teki ikinci önemli Sabetaycı’da Selanik Mevlevihanesi şeyhi İshak Dede olayıdır. Karakaş Sabetaycılarının önemlilerinden olan , İshak Dede Mevleviliğe intisabından bir süre sonra Selanik Mevlevihanesinin postnişînliğine yükselir. Aynı zamanda güçlü bir sabetaycılık eğitimi de alan İshak Dede, Mehmed Es’ad Dede’nin aksine Sabetaycı geleneği ve inancı gizliden güçlü bir şekilde sürdürür. Sabetaycılar içerisinde hahamlık (Ogan) mevkiine yükselir. Selanik’teki Sabetaycı mezarlığının bitişiğinde olan Mevlevîhanenin şeyhi olarak maruf günlerde Mevlevî ayin ve erkânını sürdürdüğü gibi, bu mevlevihanede çifte kimlikli müritleriyle birlikte gizliden Sabetaycı ayinlerini de sürdürür. Mübadele sonrasında İzmir’e gelen İshak Dedenin ölüm tarihini tesbit edemedik. Dışişleri Eski bakanı Prof. Dr. Emre Gönensay İshak Dede’nin torunlarındandır.
Sabetaycılar, Melamilik ve Mevlevilik dışında en güçlü bir şekilde Bektaşilik tarikatında yer alırlar. Başta, Selanik, Serez, Drama, Üsküp, Teselya, Batı Trakya ve Edirne olmak üzere İzmir Ve Manisa’da yoğun bir biçimde Bektaşilik tarikatına nüfuz ederler. Bektaşiliğin geniş meşrepliliği onları nüfuzunu çok daha kolaylaştırır. Sonradan İstanbul’daki bazı Bektaşi tekkelerine de ciddi bir şekilde nüfuz ederler. Bugün bile gerek Rumeli’de gerekse İzmir, Aydın ve İstanbul’da, hatta Ankara’da Bektaşilerin önde gelenlerinin önemli bir bölümü Sabetaycılardan oluşmaktadır. Bektaşilikte yer alan Sabetaycıların bir bölümünü şu şekilde sıralaya biliriz. Sabetaycı ve Mason Mesut Koman Baba, Kazlıçeşme Bektâşî Tekkesi son postnişîni Sabetaycı Küçük Abdullah Baba, Sabetaycı ve Mason üstadı Teoman Güre (İlhâmî )Halifebaba, İzmir’de hazine avukatlığı yapmış olan Sabetaycı Feyzi Akeren Baba, Selânikli Ali Aydın Baba, Mason ve Sabetaycı Yenişehirli Hüseyin Hüsnü (Erdikut) Baba, (10) Sabetaycı Hüseyin Coşkun Eren, Sabetaycı Prof. Ragıp Üner, Mustafa Kemal Atatürk’ün başhekimi Sabetaycı Dr. Hasan Ragıp Erensel Halifebaba, Sabetaycı Ali Gâlip Eren Halifebaba, Kazlıçeşme Bektâşî Tekkesinin haziresinde medfun olan Tabip Binbaşı Sabetaycı Haydar Bey. (11) Emekli Albay Sabetaycı Cavid Aker Baba, Emin Uras Baba, Eski Ziraat vekili Sabetaycı Nedim Ökmen, Ali Oktay Cever, (12) Besim Berkmen, Cevdet İşçimen.
Sabetaycılar, Tarikatlerin yanısıra, ticari alan başta olmak üzere diğer alanlarda da boy göstermeye başlarlar. İlkin en önemli adımları eğitim alanında atarlar. Fransız Ve Türkiye Yahudilerinin birlikte Selanik, İzmir gibi Batıya açık ticari liman kentleri baş ta olmak üzere faaliyete geçirdikleri Alliance Israélite okulları (13) buralardaki Sabetaycıların ilgi göserip devam ettikleri okullar olmuşlardır.
DİPNOTLAR:
1) Gershom Scholem’in “ Sabbatai Sevi, The Mystical Messiah” adlı 1000 sahifelik hacimli eseri, Princeton University Press, USA. 1973, 1975, 1989.
Prof Avram (Abraham) Galante’nin “ Sabetay Sevi Ve Sabetaycıların Gelenekleri” adıyla tercüme edilen Fransızca çalışması, Zvi-Geyik Yayınları, 2000, İstanbul;
John Freely’in “ Kayıp Mesih” başlığıyla tercüme edilen çalışması, Türkçe Tercümesi: Remzi Kitabevi, 2004, İstanbul;
Ilgaz Zorlu’nun “ Evet, Ben Selanikliyim” kitabı, Zvi-Geyik Yayınları, 8. Baskı, İstanbul;
İbrahîm Alaettin Gövsa’nın “Sabatay Sevi” kitabı bunların başlıcalarıdır.
2) Abraham Galanté, Nouveaux Documents sur Sabbetai Sevi: Organisation et us et coutumes de ses adeptes. Fratelli Haim Kğıtçılık ve Basımevi, Istanbul, 1935; Sabetay Sevi Ve Sabetaycıların Gelenekleri, Zvi-Geyik Yayınları, İstanbul, 2000. pp. 57-59
3) Gershom Scholem, Sabetay Sevi’nin Ağustos 1676 tarihinde, Eylül ayındaki Yom Kippur bayramı dolayısıyle Berat’taki yahudi cemaatine yazdığı mektubun tıpkıbasımını yayınlamıştır. Sabetay Sevi’nin Yom Kippur bayramında okunmak üzere cemaatten bir dua kitabı talep ettiği mektubun aslı, Kudüs’teki Ben-Zvi Enstitüsündedir.
Read more

Yeryüzünün Katmanları Nelerdir?


YERYÜZÜNÜN KATMANLARI
Yeryüzünün Üçte biri karalar, üçte ikisi sularla kaplıdır. Bu ikisi, atmosfer denilen gaz tabakası ile kaplıdır.Hava ve su yeryüzünü diğer gezegenlerden farklı kılar. Bunun nedeni hava ve suyun yeryüzündeki canlıların yaşam kaynağı olmasıdır.
6371km, yarıçapına sahip olan yerküre, dıştan içe doğru; yerkabuğu,manto ve çekirdek olarak adlandırılan katmanlardan oluşur.Manto kendi arasında alt ve üst manto, çekirdek ise iç ve dış çekirdek olmak üzere ikiye ayrılır.,
Yerin en dış katmanı olan yer kabuğu karalarda 30-50 kilometreyi bulurken, okyanuslarda bu kalınlık 7 kilometreye kadar inmektedir. Litosfer adı verilen Taşküre, Yerkabuğu ve Manto’nun en üst kısımlarından oluşmaktadır.Astenosfer ise Üst Manto’nun Eriyik halde bulunduğu kısımdır. Magma olarak bilinen su eriyik, volkanlar sayesinde yeryüzüne ulaşır.
Litosferin kalınlığı ortalama 70-100 km. arasındadır.Litosfer Üst Manto’nun katı bölümüdür. Litosfer’in altında ise Üst Manto’nun akışkan bölgesi alan Magma yer alır.
Yerkabuğu:Yerkabuğu, kendisi gibi katı olan ve dana çok manto kayaçlarının baskın olduğu katı nitelikli Litosfer’in üzerine yerleşmiştir.
Yerkabuğu kimyasal ve mineorolojik bakımdan iki kayaç grubundan oluşmuştur. Granit, kumtaşı ve kireçtaşı gibi alüminyum oksit silisyum oksit yönünden zengin kayaçlar birinci grubu, demir oksit ve magnezyum oksit yönünden zengin bazalt cinsinden kayaçlar ise ikinci grubu oluşturur.Karasal nitelikli yer kabuğunda her ikisi de bulunurken, okyanus altında ise sadece ikinci grup kayaçlar vardır. Bu nedenle günümüz yerbilimlerinde yerkabuğu okyanusal ve kıtasal olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Manto(Magma):Yerkürenin dışı soğuyarak katılaşmıştır.Ama içi magma denilen sıvı ve akışkan madde halinde kalmaya devam etmiştir.
Magma, Taşküre’den hemen sonraki tabakadır. Yarı sıvı haldedir. Yapısı Taşküre’den farklıdır.Üst manto 700km. alt manto ise 2900 km’ye kadar derindir. Manto hareketlidir, ancak çok sıcak olduğundan hareketini çok yavaş sürdürür.
Çekirdek:Yeryüzünün en içteki katmanıdır. 2900-6370 km. arasındadır. Bu katman demir ve nikel madenlerinden oluşmuştur.İki kısımdan oluşan çekirdeğin dış bölümü (dış çekirdek) sıvı haldedir ve hareket eder iç çekirdek ise katı ve çok yoğundur. Bunun nedeni ise yeryüzünün  dıştan içe doğru uyguladığı yüksek basınçtır.
Atmosfer: Dünyamızı saran atmosfer, yerden 500-600 km.ye kadar uzanan bir alanı kaplar. İçerisinde %21 oksijen, %78 azot ve az miktarda karbonik gazlar, su buharı, ozon bulunur. Ozon aynı zamanda ultraviole benzeri zararlı ışınları bizden uzak tutar.
 Hidrosfer: Gezegenimizde bulunan tüm okyanus, deniz, göl ve su kaynaklarının bütününe hidrosfer denir. Hidrosfer yeryüzünün %71 ini kaplar. Hidrosferin %96sını sular %3ünü buzullar ve %1ini de yer altı suları kapsar. Güneş ısısının yardımıyla hidrosfer ve atmosfer arasında sürekli bir su alışverişi vardır. Okyanuslardan havaya su buharı yükselir. Bu daha sonra kar, yağmur ve dolu olarak geri döner.    
Read more

İnceleme Tekniği Nedir? İnceleme Nasıl Yapılır


ALAN araştırması yöntemi nedir?
Bir eserin, bir işin, bir şeyin ele alınıp özelliklerinin, ayrıntılarının sözle ve yazı ile anlatımıdır.
Öğrencilerin alan çalışmaları da inceleme kapsamına girer. Öğrenci, doğal çevreden ilk elden nesne ve örnekler inceler. İnceleme gezileri de bir alan çalışmasıdır.
2. Sözlü ve yazılı incelemeler nelerdir?
Bir yazının, bir eserin, bir varlığın vb. ele alınıp değerlendirilen özelliklerinin ayrıntılarının ortaya çıkarılmasıdır.
İnceleme, dil, sanat, ekonomi, tarım, politika vb. bütün alanlarda yapılabilir.
Yazın türleriyle ilgili incelemeler, şiir, öykü, roman, oyun, fıkra, makale, deneme gibi türleri kapsar.
Bir eser türlü yönlerden incelenebilir. Konusu, kişileri, dili, savunduğu düşünceler vb.
Bir eseri incelerken aşağıdaki iki nokta göz önünde tutulmalıdır:
a. Eser, dikkatle ve sindirilerek okunmalıdır.
b. Okuma sırasında yapılacak alıntılar belli edilmelidir.
2. Eser inceleme planı:
A)
1. Eserin adı:
2. Yazarı, çevireni:
3. Türü:
4. Basıldığı basım evi ve tarih:
5. Sayfa sayısı, fiyatı:
6. Boyutları:
B)
1. Yazarın yaşam öyküsü, sanat anlayışı
2. Özet
3. Kişiler
4. Ana fikri (düşünce)
5. Dili ve anlatım özelliği
6. Genel yargı
Bir makalenin, bir şairin, bir şiirin, bir biyografinin veya bir romanın incelenmesinde dikkat edilecek hususlar az çok ayrılık gösterir.
3. Makalenin incelenmesi
1. Makalenin ana fikri
2. Ana fikrin nasıl geliştiği
3. İncelemeyi yapan öğrencinin hangi fikre ve hükümlere katılıp hangilerine katılmadığı
4. Yazarın kişiliği, eğilimi hakkında makalenin bize neler verdiği hususlarında durulması gerekir.
4. Ünlü kişinin incelenmesi
Ünlü kişi bir savaş kahramanı, bir sporcu ya da bir matematikçi, fizikçi veya örneğin bir şair olabilir. Her dersle ilgili ünlü kişiler bulunabilir. Ünlü kişilerin durumuna göre incelemede az çok farklılıklar olursa da temelde değişmez. Örneğin bu kişi bir şair olsun. Şairin incelemesinde;
1. Bütün şiirleri kronolojik olarak tespit edilir.
2. Bütün şiirleri ayrı ayrı incelenir, ortak noktalar bulunup ana çizgiler meydana çıkarılır.
3. Diğer şairlerle (eski, yeni, yerli, yabancı) toplumla ilgisi araştırılır.
4. Yargıya varılır.
5. Biyografının incelenmesi
1. Biyografının adı
2. Yazarının ve yayımlayanın adı
3. Biyografi kahramanının en önemli başarısı
4. Kahramanın en önemli karakter özellikleri, kitapta hangi olayların bu nitelikleri en iyi biçimde belirttiği
5. Yazarın bu konuyu en uygun biçimde ele alıp almadığı
6. Yazarın üslubunun ilgi uyandıracak derecede olup olmadığı
7. İnceleyenin kitaptan ne gibi yararlar sağladığı
Benjamin Franklin, Madam Cruie, Edison gibi bilim adamları yanında, Atatürk, İsmet İnönü gibi komutanların, Ziya Gökalp, İsmail Hakkı Baltacıoğlu gibi düşünürlerin biyografileri mevcuttur. Bunlar incelenebilir.
6. Roman incelemesi
1. Romanın adı ve yayınlayanın adı
2. Hangi tarihte yazılmış, hangi tarihte yayımlanmıştır?
3. Yazarın kaçıncı romanıdır, diğerleri arasında yeri nedir?
4. Yerleştirme (lokalizasyon)
5. Romanın türü
6. Romancının o roman hakkındaki fikri ve genel olarak roman fikri nedir?
7. Romanın ana fikri
8. Özeti ve tip tasvirleri, karakteri belli eden kelimeler aynen alınmalı ve sahifeleri işaret edilmelidir
9. Romanın kahramanları
10. Romancının psikolojisi incelenerek kahramanların ruh halleri belirtilmelidir
11. Yazarın doğayı, dekoru nasıl işlediği
12. Romancının romanda ileri sürdüğü düşüncüler, hayat görüşü
13. Yazarın kitabı yazmaktaki amacı
14. Romanda üslup
15. Yargı (inceleyenin, kitabı sevip sevmediği, nedeni, kanısını destekleyen örnekler verilmelidir)
7. Bir bilimsel eserin incelenmesi
Bilimsel eserin incelenmesi de bir roman incelenmesine benzer
8. Sanat eserin incelenmesi
Sanat eserlerinin değerlendirilebilmesi, incelenebilmesi için sanat, sanatçı ve toplum ilişkilerini ve bunların başlangıçtan bu yana gösterdiği değişimleri bilmek ve yorumlayabilmek gereklidir.
Sanatın yapıldığı memleketin esas karakterleri, sanat eserinde görülür.
Örnek;
Hollanda’nın esas karakteri Avrupa’nın iki büyük nehrinin sularıyla deltalaştığı alüvyonlu topraklardır. Bu topraklar hayvancılığın geliştiği bereketli topraklardır. Bu topraklar memleketin mimarisini bile değiştirir. Böyle memleketlerde genellikle el sanatları gelişmiştir. Böylece insanların yiyeceklerini, mimarilerini, örf ve âdetlerini incelemekle sanatları hakkında yorum yapmak mümkün olacaktır. Bir bölgenin esas karakteri, insanların mizaçlarına kadar her şeyi değiştirmektedir.
9. Alan incelemeleri
İnceleme gezileri bir alan çalışmasıdır. İnceleme gezilerinden amaç; göz ve diğer duyu organlarına hitap ederek sınıfa getirelemeyen veya getirilmesinde sakınca olan eşya ve olaylardan bilgi sahibi olmaktır.
İnceleme gezileri, okul dışındaki bir yerlerde yapılan ya da işleri oluş ve yapılış durumunda iken görmektir.
•Bir taşocağının gezilip incelenmesi, dünyayı oluşturan maddelerden insanların nasıl yararlandığını görmesi yönünden önemlidir. Böyle bir gezide öğrenci, bir taş ocağından alınan güvenlik önlemlerini de yakından görmüş olur.
•Taş koleksiyonları hazırlamada olduğu gibi taş örnekleri toplamak için de geziler yapılabilir.
•Yanmış bir bölgenin incelenmesi ile yangının bitki ve hayvan hayatına etkilerini incelemek mümkündür.
•İnceleme gezisi ile bölge erazyonunu veya bir şeklin yaptığı yıkımı gözlemek mümkündür.
•Yapılmakta olan bir yeni binanın gözlenip incelenmesi ile binanın sıcak, soğuk veya nemden nasıl korunduğunu, yapıda kullanılan çeşitli malzemenin kullanılmasını gözlemek mümkündür.
Gezilecek yerler;
1. Müzeler, hayvanat bahçeleri, meralar ve kırlar
2. Kimsayal madde ve eczaları imal eden fabrikalar
3. Telefon santralları, hava meydanları, radyo istasyonları, hidrolik santrallar
4. Yol ve ev inşaatları
5. Mağaralar, ilginç vadi ve boğazlar, diğer boğaz manzaraların bulunduğu yerler
6. Sulama tesisleri, kazıları, meteoroloji istasyonları
7. Planetoryumlar ve rasathaneler
8. Çağlayan, nehir, göl ve bataklık vb. gibi yerler
9. Fabrikalar
10. Kanalizasyon, içme suyu, hastane ve dispanserler
ÖRNEK
Coğrafya dersi ile ilgili bir inceleme çerçevesi;
1. Şehir, kasaba ya da köyün bulunduğu yer, nüfus başlıca geçim kaynağı, başlıca tarım çeşidi, başlıca ticaret alanı.
2. Fiziki durumu: Çevrenin topografyası, toprak yapısı (eski ve yeni hali, kuruluk ya da nem tutma derecesi) yağış ve bu durumu.
3. Tarih: İlk iskan ve gelişim ile yerleşenler, önemli olaylar, önemli kişiler.
4. Halk: Yaş, cinsiyet, milliyet, nüfus sıklığı, doğum ve ölüm oranları, nüfus hareketleri (gelenler ve gidenler, halkın bölgelere göre dağılımı)
6. Alışveriş: Dükkânların sayıları ve çeşitleri, alışverişimizi yaptığımız öteki şehirler, kooperatifler, seyyar satıcılar, dinlenme yerleri.
7. Yapım evleri fabrikaları: Öteki yapımevleri, sayıları ve tipleri, kuruluşları, işçileri ve yaptıkları şeyler.
8. Ekonomik durum: Bankalar, tasarruf ve kredi kurumları, sigortalar.
9. Ulaştırma: Mevcut taşıtlar, bu taşıtlara isabet eden yolcu ve yük durumu, yollar.
10. Haberleşme: Mevcut telefonlar, radyolar, televizyonlar, gidip gelen mektup hacmi.
11. İş ve meslekler: Doktorlar, avukatlar, tüccarlar, berberler, tenekeciler, çiftçiler ve benzer meslek erbabının, işçilerin sayısı ve içinde bulundukları şartlar.
12. Servet dağılımı: Gelir gider durumları, işsizlik.
13. Hayat seviyesi: İskan durumu (şehirde ve köylerde evlerin durumu ve şartları, otel durumları, evlerin banyo, elektrik radyo, televizyon vb. gibi durumlar bakımından konfor durumu)
14. Sağlık durumu: Bölgede rastlanan bulaşıcı hastalıklar, çevrede doktor, sağlık memuru durumu. Çevrede sağlığı korumak için konulmuş hükümler, içme suyu ve kanalizasyon sistemi, hastaneler ve dispanlerler vb.
15. Eğitim ve öğretim: Şehirde ve köylerde okul, öğrenci, öğretmen durumu, mevcut öğretim araçları, çevrede çeşitli okulları bitirenlerin sayısı ve durumu, kitaplıktan kitap sağlanabilen yerler, yetişkinler eğitimi ile ilgili çalışmalar, konferanslar.
16. Camiler: Sayıları, durumları, din adamları.
17. Dinlenme parkları: Çocuk bahçeleri, eğlenme imkânları, öteki eğlence yerleri (sinemalar vb.)
18. Sosyal fikirler ve standartlar: Politik ve sosyal dernekler, çevrede halk liderleri cürüm, evlenme, boşanma durumları; içki, sigara gibi toplumu ilgilendiren sosyal problemler.
Read more

Katı – Sıvı – Gaz Maddelerin Özellikleri Nelerdir?


Katı,Sıvı Ve Gazların Özellikleri
SIVILAR ve KATILAR

Gazlarla ilgili çalışmalar, gaz halindeki moleküllerin birbirlerinden uzak olmaları nedeniyle, yakın çarpışmalar hariç, aralarındaki moleküler etkileşimlerinin göz önüne alınmamasından dolayı basitleşmiştir. Bu yaklaşım bize gazların ideal gaz denklemiyle tanımlanması ve gaz davranışlarının kinetik kuram ile açıklanmasını sağlamıştır. Ama biz moleküller arası kuvvetleri inceleyerek, kimi katı ve sıvıların, niçin bu özelliklere sahip olduğunu anlayabiliriz. Sıvı ve katı haller için hiç bir denklem türetmeyeceğiz. Katılarla ilgili çalışmalar bunların atom ve molekülleri yakın olduğundan ve geometrik düzende yerleştiğinden komşu moleküller ile kuvvetli olarak etkileştiklerinden yine basitleştirilmiştir. Ancak sıvılarla ilgili basitleştirme faktörleri azdır; sıvılarda moleküller arası etkileşimler oldukça kuvvetli olup bunlar belirli bir hacim kaplarlar. Bu özelliklerinden dolayı katılara fazla gazlara daha az benzedikleri söylenirken kolaylıkla akmaları ve bulundukları kabın şeklini almaları özelliklerinden dolayı da gazlara benzemektedirler. Bu yüzden sıvı hali, gaz ve katı hal arasında kabul etmek mantıklıdır.
Sıvılar
Sıvılar, yoğunlaşmış gazlar ya da düzensiz katılar olarak düşünülebilirler. Sıvı hal, tanecikler arasındaki çekme ve bu parçacıkların kinetik enerjilerine bağlıdır. Çekim kuvvetleri, sıvıyı belirli bir hacimde tutar ve kinetik enerjide parçaların hareketliliğini sağlar. Dolayısıyla bu hareket sıvıya akışkanlık sağlar. Sıvılar ve gazlar akışkanlık, kohezyon ve bulundukları kabın şeklini alma özelliğini paylaşırlar. Sıvıların çoğunluğu oda sıcaklığında moleküler haldedir.
Bir damla sıvı bir yüzey boyunca film halinde yayılırsa, bu sıvının yüzeyi ıslattığı söylenir. Bir sıvı damlasının bir yüzeyi ıslatması ya da yüzey üzerinde küresel biçimde kalması, iki zıt kuvvetin büyüklüklerine bağlıdır. Bunlar kohezyon ve adezyon kuvvetleri dır. Benzer moleküller arasındaki kuvvetlere kohezyon kuvvetleri farklı moleküller arasındaki kuvvetlere ise adezyon kuvvetleri denir. Kohezyon kuvvetleri baskınsa damla biçimini korur. Adezyon kuvvetleri sayesinde de yüzey ıslanır. Suyun temizlik aracı olarak kullanılmasının nedeni de budur. Deterjan katılarak ise hem yağ temizler hem de yüzey gerilimi düşürülür. Yüzey geriliminin düşmesi, damlanın film halinde yayılması için gereken enerjinin azalması demektir. Suyun yüzey gerilimini düşürerek kolayca yayılmasını sağlayan maddelere ıslatma maddeleri denir.
Viskozite: sıvıların akmaya karşı gösterdiği dirençtir. Ayrıca sıvıların buhar basınçları da vardır.
Sıvıların Buharlaşması: Belli bir sıcaklıkta moleküllerin hızları ve dolayısıyla kinetik enerjileri birbirine eşit değildir ve biz ortalama değerleri kullanırız. Kimi moleküller, moleküller arası çekim kuvvetlerini yüksek kinetik enerjilere sahiptirler ve bunlar sıvıdan kurtulabilirler. Moleküllerin bu şekilde sıvı yüzeyinden gaz yada buhar haline geçmesine buharlaşma denir. Bir sıvının buharlaşma eğilimi, sıcaklık arttıkça artar ve moleküller arttıkça azalır. Belirli bir miktar sıvıyı sabit sıcaklıkta buharlaştırmak için verilmesi gereken ısı miktarına buharlaşma entalpisi denir.
Buharlaşma endotermik bir olay olduğundan, Hbuhar her zaman pozitiftir. Bir gaz yada buharın sıvıya dönüşmesine yoğunlaşma denir. Yoğunlaşma, buharlaşmanın tersidir. Ekzotermik bir olaydır.
Sıvı ile dinamik denge halinde bulunan buharın yaptığı basınca buhar basıncı denir. Buhar basıncı yüksek sıvılara uçucu, buhar basıncı yüksek sıvılara da uçucu olmayan sıvılar denir. Bir sıvının uçucu olup olmamasını moleküller arası kuvvetlerin büyüklüğü belirler. Bu kuvvetler azaldıkça uçuculuk artar. Buhar basıncının sıcaklıkla değişimini gösteren grafiğe buhar basıncı eğrisi denir. Buhar basıncı sıcaklıkla artar. Sıvılar kaynama noktasına sahiptirler.
Bazı sıvılar arsında hidrojen bağları oluşur. Bu bağ gaz fazında oluşmaz. Su buharında, mesafe fazla olduğu için çekim gücü azalır. Sıvı ve katı halindeki hidrojen bağı su moleküllerini bir arada tutar. Bu nedenle su diğer sıvıların aksine donduğunda hacmi artar. Su sıcaklığı 0oC dan +4 oC a çıktığında hidrojen bağı kırılır ve moleküller arası uzaklık azalır. +4 oC nin üstünde kinetik enerji artar moleküller saçılır ve viskozite düşer. Su molekülünde paylaşılmamış elektron çifti zayıf protonlar tarafından çekilir.
Hidrojen bağları; elektronegatif bir atoma bağlı hidrojen atomu, komşu molekülün elektronegatifliği daha küçük bir atom tarafından da eş zamanlı olarak çekildiği zaman oluşan, moleküller arası kuvvetlerden daha kuvvetli bir bağdır. Hidrojen bağı oluşumunda, H atomunun kovalent olarak bağlandığı yüksek elektronegatiflikteki atom, bağ elektronlarını kendine doğru çekerek, hidrojen çekirdeğini (proton) çıplak bırakır. Elektronsuz kalan bu proton komşu moleküldeki elektronegatif atomun ortaklanmamış bir elektron çiftini çeker. Hidrojen bağı yalnızca H atomuyla oluşabilir., çünkü tüm öteki atomların iç kabuk elektronları atom çekirdeklerini perdeler. Bu nedenle hidrojen bağı yalnızca bazı hidrojen bileşiklerine aittir. Hidrojen atomu aynı molekül içindeki iki ametal atomu arasında da köprü oluşturabilir buna, molekül içi hidrojen bağı denir. Hidrojen bağı da ziyade, hidrojen içeren N, O ve F bileşiklerinde oluşursa da hidrojen, komşu moleküllerin Cl ve S atomlarıyla da çok zayıf hidrojen bağları yapabilir.
Katılar
Katılar sıkıştırılamayan, sabit hacimli ve belirgin şekillere sahip olan maddelerdir.
Katı Çeşitleri;
Moleküler Katılar : Düzgün şekilli moleküler katılardır. Erime noktaları düşüktür. Elektronegatiflikleri çok farklı olmayan elementlerden oluşur.
Kovalent Katılar : Kovalent bağlardan oluşan büyük moleküllü bileşiklerdir. Erime noktaları yüksektir. Grafit, elmas….
Polimerler : Molekül ağırlıkları yüksek, amorf maddelerdir. Erime noktaları yüksektir.
İyonik Katılar : İyonlardan meydana gelen iyonik katılardır. Erime noktaları yüksektir.
( sodyum klorür, bakır klorür gibi..)
Metallik Katılar : Metaller, kristal yapı ve metal bağ denen bağlarla bağlanmışlardır. Metallik bağda, atomun değerlik elektronlarının boş bulunan orbitallerde gezinmesine izin verilir. Bu da metallik katılara çok iyi ısı ve elektrik iletkenliği sağlar.
Oda sıcaklığında sıvı olan 3 metal vardır. Civa, sezyum, galyum, diğerleri katıdır.
Kristallerin sıcaklık kapasiteleri, C aynen gazlarda olduğu gibi, 1 mol maddenin sıcaklığını bir derece artırmak için gereken enerji miktarıyla tanımlanabilir.
Kristaller katmanlar halinde atomlardan meydana gelmiş düzgün katılardır. Aynı zamanda kristal yapı içindeki bağımsız atomlar en yakın komşuları ile koordine halindedirler. Eğer bu katman lar üzerine ışık gönderilirse, her katmandan bir yansıma olacaktır. Yansıyan ışığın aldığı yol, yansıtılan katmanın sırasına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Uygun ortam koşullarında alınan yol miktarları arasındaki fark yarım dalga boyu kadar olacaktır. Bunun için dalga boyu 1oA olan ışık kullanılmadır ki bu da X ışınıdır.
Katıların Bazı Özellikleri. : Erime ve donma noktasına sahiptirler. Kristal bir katı ısıtıldıkça katının yapısındaki atomlar, iyonlar yada moleküller daha şiddetli titreşirler. Sonunda bu titreşimlerin kristal yapısını bozacağı bir sıcaklığa ulaşılır; atomlar, iyonlar yada moleküller birbirinin üzerinden kayar; katı belli biçimini kaybeder ve sıvıya dönüşür. Bu olaya erime ve erimenin oluştuğu sıcaklığı da erime noktası denir. erimenin tersine, bir sıvının katıya dönüşmesine donma, donmanın olduğu sıcaklığı da donma noktası denir. bir katının erime noktası ile donma noktası aynıdır. Bir katının erimesi için gereken ısı miktarına erime entalpisi denir.
Moleküller arası kuvvetlerin daha büyük olduğu katılar, sıvılar ölçüsünde olmasa da buhar oluşturabilirler. Moleküllerin katı halden doğrudan buhar haline geçmesine süblümleşme denir. süblümleşmenin tersine, molekülün buhar halden katı hale geçmesine kırağılaşma denir.
Katı, sıvı ve gazların (buhar) tek faz yada biribiriyle dengede birden çok fazda bulunduğu basınç ve sıcaklıkların grafikle gösterimine faz diyagramı denir. diyagramda çizgiler arasındaki alanlar tek fazlara; alanları ayıran çizgiler ise bu alanların temsil ettiği fazların denge konumuna karşılık gelir.
GAZLAR
ÖZELLİKLER
Madde ve özellikleri konusunda maddenin katı, sıvı ve gaz olmak üzere üç fiziksel halinin olduğunu söylemiştik.
Bu konuda maddenin gaz halini inceleyeceğiz.
GAZLAR: Belirli hacmi ve şekli olmayan koyuldukları bütün kapları dolduran maddelerdir. Gazlar sıkıştırıldıklarında hacimleri büyük ölçüde sıkıştırılabilen maddelerdir.
Gerçek gazların özelliklerini inceleyebilmek çok zor olduğundan ilim adamları ideal gaz modelini geliştirmişlerdir. İdeal gaz gerçekte var olmayan bir gazdır.
E Gazların sıcaklığını çok artırıp basıncını çok düşürdüğümüzde gerçek gaz ideal gaz gibi davranır.
E Gazlar üzerindeki basıncı artırıp sıcaklığını düşürürsek gaz sıvılaşır.
E Gazların görünür özelliklerinden faydalanarak görünmeyen özelliklerini inceleyen teoriye KİNETİK GAZ TEORİSİ denir.
İDEAL GAZLARIN ÖZELLİKLERİ
1. Gaz taneciklerinin hacimleri, tanecikler arası mesafe yanında sıfır kabul edilir.
2. Tanecikler arasındaki etkileşim (itme ve çekme kuvvetleri) sıfır kabul edilir.
3. Gaz tanecikleri birbirleriyle ve içinde bulundukları kabın iç yüzeyiyle sürekli çarpışırlar. Bu çarpışmalar fiziksel olup esnek çarpışmadır.
4. Gaz taneciklerinin özellikleri incelenirken ölçülebilen özellikleri üzerinde durulur.
Gazların ölçülebilen özellikleri
P V n T dir
¯ ¯ ¯ ¯
Basınç Hacim Mol Mutlak
(atm) (L) (mol) sıcaklık (°K)
Basınç (P)
Kapalı bir kapta gaz basıncı manometre ile ölçülür. basınç birimi atmosferdir.
1 Atmosfer basıncı: 0°C, deniz seviyesinde 76cm yüksekliğindeki civa sıvısının tabana yapmış olduğu basınca eş değer açık hava basıncına 1 atm denir.
Hacim (V)
Bir maddenin uzay boşluğunda doldurduğu yere hacim denir. Gazların hacmi koyuldukları kapların iç hacimlerine eşittir. Hacim birimi olarak gazlarda genellikle Litre (L) kullanılır.
Mol Sayısı (n)
Bir maddenin tanecik sayısının Avogadro sayısıyla kıyaslanmasından elde edilen bir niceliktir. Daha önceki konularımızda mol kavramını detaylı olarak gördük.
Sıcaklık (T)
Sıcaklık bir maddenin taneciklerinin ortalama kinetik enerjilerinin bir ölçüsüdür. Termometre denilen aletle ölçülür. Gazların ortalama kinetik enerjisi ile mutlak sıcaklık doğru orantılıdır.
Çeşitli sıcaklık ölçekleri ve birimleri vardır. Fahrenheit (°F), Celcius (°C) ve Kelvin (°K) gibi
t °C + 273 = T °K
t °C + x 32 = °F
ß Gazlarda mutlak sıcaklık kullanılır. Yani Kelvin sıcaklığ
Read more

Nuri Şahin Arsenal'e Transfer Oldu


Nuri Şahin imzayı attı

Milli futbolcumuz Nuri Şahin yeni sezonda İngiltere Premire Ligi'nde top koşturacak.











Real Madrid'de geçtiğimiz sezon sadece 4 kez forma şansı bulabilen 23 yaşındaki Nuri Şahin, bir yıllığına kiralık olarak İngiltere'nin ünlü takımlarından Arsenal'e transfer oldu.
Arsenal'ın hep gözdesiydi

Geçtiğimiz yıl Haziran ayında Borussia Dortmund kulübünden Real Madrid'e transfer olan ancak istenilen performansı sergileyemeyerek yedek kalan Nuri Şahin, İngiltere'dekendini gösterecek.

Nuri Şahin'i ikinci bir Fabregas olarak gördüğünü vurgulayan Arsenal Teknik Direktörü Arsene Wenger, "Nuri benim takımda dünya klasına yükselir" diyerek milli futbolcumuza övgü yağdırdı. İngiliz kulübü,  Nuri Şahin'i 17 yaşında iken de kadrosuna katmak için girişimlerde bulunmuştu.

Mourinho: Nuri tecrübe kazanmalı
Real Madrid Teknik direktörü Mourinho ise "Futbolda dün yoktur, hep bugün ve yarın vardır" diyerek Nuri Şahin'in devamlı forma şansı bulabileceği bir takımda oynayıp tecrübe kazandıktan sonra Real'da şans bulacağını söyledi. 2017 yılına kadar Real Madrid'le beş yıllık daha sözleşmesi bulunan Nuri Şahin, Arsenal'de Alman milli takım futbolcuları Lukas Podolski ile Mertesacker ile birlikte oynayacak.

Kaynak; Hurriyet.com.tr
Read more

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Çıkmış Sorular ve Cevapları

1) İstanbul hükümetinin Heyeti Temsiliye’yi kendisine denk gördüğü gelişme hangisidir?
Cevap: Salih paşa’yı Amasya’ya göndermesi
2) Sevres’e göre nerede tamamiyle özerke bir bölge kurulacaktır?
Cevap: Van – Diyarbakır
3) Halkın mevcut siyasal düzeni zorla değiştirmesine ne denir?
Cevap: İhtilal
4) İtilaf dev. 1915 yılında Osmanlı devlerini saf dışı bırakmak için uygulamaya koydukları plan nedir? 
Cevap: Boğazları ele geçirmek
5) Milli mücadele de ilk silahlı direniş nerede görüldü?
Cevap: Güney’de Mersin Tarsus tarafında
6) Mudanya konferansının ana konusu nedir?
Cevap: İstanbul, boğazlar ve doğu Trakya’nın Türklere teslimi
7) Sendikalaşma hakkı Türk halkına hangi olayla verilmiştir?
Cevap: 1961 Anayasası
8) 1926’da ki kabotaj kanunu neye kesinlik kazandırdı?
Cevap: Türk karasularına Türk gemilerine taşıma hakkı tanınmıştır
9) Yunanlıların İnönü’ye kadar ilerlemesini hızlandıran olay ne olmuştur?
Cevap: Çerkez ethem isyanı
10) Türk devriminde değişime uğramayan kültür öğesi nedir?
Cevap: Ahlak ve din öğesi
11) Terakkiperver Cumhuriyet Fıkrasının kapatılma nedeni nedir?
Cevap: Parti üyelerinin bir kısmının şeyh Sait isyanını desteklemesi
12) Milli mücadele de yunanlıların Milne hattını geçmesi, Fransızların Güneydoğu Anadolu’da etkinliklerini arttırmaları neye tepkidir?
Cevap: T.B.M.M.’nin açılmasına
13) Din adamlarının devlet yönetimine karışmasının hristiyanlık dininde yeri olmadığının anlaşılması üzerine çıkan hareket nedir?
Cevap: Reform
14) Devleti tek yönlü olmaktan alıkoyan unsur?
Cevap: Eşitlik ve temel haklar
15) Mustafa Kemal aydınlanma düşünceleri içinde en çok hangisinden etkilenmiştir?
Cevap: Demokrasi
16) Kültürün gelişmesinde en önemli etken?
Cevap: Etkileşim
17) Kıyafet devrimi ne ile bağlantılıdır?
Cevap: Laiklik
18) Devrimin olması için öncelikle değiştirilmesi gereken sistem?
Cevap: Hukuk 
19) I.Dünya savaşına girmeden Osmanlı devletinin almış olduğu hangi karar İtilaf devletlerinin kabul görmüş olmasına rağmen Almanya ve Avusturya tarafından tepki görmüştür?
Cevap: Kapitülasyonların kaldırılması
20) İstanbul hükümeti hangi gelişmelerin sonucu Mustafa Kemal’i İstanbul’a çağırmıştır?
Cevap: Havza telgrafları
21) Kurtuluş savaşı sırasında en güçlü Kuvayi Milliye direnişi hangi bölgemizde yaşanmıştır?
Cevap: Çukurova
22) İstanbul’un 16 mart 1920’deki işgallerinden sonra istifa eden Salih Paşa’nın yerine Damat Ferit’in 2. kez padişah tarafından sadrazamlığa getirilmesinin nedeni?
Cevap: Anlaşma devletlerinin padişah üzerinde büyük baskısının olması
23) T.B.M.M.’de M.Kemal Paşa’nın çizdiği genel politikaya zaman zaman kişisel veya düşünsel nedenlerle karşı çıkanlar bir araya gelerek hangi grubu oluşturmuşlar?
Cevap: 2.Müdafaa-i Hukuk
24) Anayasalar yapılırken anayasayı hazırlayanların dikkat etmesi gereken en önemli özellik nedir?
Cevap: Egemen güç tarafından hazırlanması
25) Atatürk 1925 – 1929 yılları arasında yaptığı devrimleri neye dayanarak gerçekleştirmiştir?
Cevap: Takrir-i Sükun kanunun
26) T.C. daha öncede denediği çok partili siyasal yaşama 1945’den itibaren geçmeyi başarmıştır. Bu geçişi hızlandıran olay nedir?
Cevap: Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Cemiyetine üye olmak istemesi
27) Atatürk ilkelerinin temelinde yatan düşüncelerin dayandırıldığı nedir?
Cevap: Aydınlanma çağı düşünceleri
28) Osmanlı ülkesi ehl-i kitap olup da devletin egemenliğini kabul etmiş Müslüman olmayan yurttaşlara ne denir?
Cevap: Zımmi
29) Tarihte kurulan ilk devletlerde, devlet dediğimiz o büyük toplumsal gücü ellerinde bulunduranların, geçerliliklerini sağlamak için en büyük dayanağı nedir?
Cevap: Din
30) Osmanlı insanına her bakımdan geniş özgürlükler tanınması ve çeşitli etnik grupların federasyona benzer bir siyasi birlik içinde yaşamalarını öneren kişi veya grup? 
Cevap: Prens Sabahattin
31) Damat Ferit’in Sivas kongresini engelleyememesi üzerine büyük bir siyasal yenilgiye uğradığı bellidir. Onun hiç olmazsa bir süre iş başında kalması mümkün değildi. Çekilen Damat Ferit’in yerine gelen?
Cevap: Ali Rıza Paşa
32) Anayasa hukuku tarihinde eşi görülmemiş bir durum yaşanmış ve ülkemizde iki anayasalı bir düzen gerçekleşmiştir?
Cevap: 20 Ocak 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunun yürürlüğe girmesiyle 
33) T.B.M.M.’nin anlaşma devletlerinin gözünde bir hukuksal değeri olmadığı sonucunu ne çıkarır?
Cevap: San Remo Kararları
34) İtalyanlar işgal ettikleri Türk topraklarının hangisi sonucu tümüyle çekilmiştir?
Cevap: Sakarya zaferinin kazanılması
35) Mudanya Ateşkes görüşmelerine hangi ülke temsilcisi doğrudan katılmayarak, bulunduğu gemiden görüşmelerini yazılı göndermiştir?
Cevap: Yunanistan
36) Türkiye’de parlementonun kesin üstünlüğüne son veren ve güçler ayrılığına dayanan ilk anayasa?
Cevap: 1961 Anayasası
37) ‘’Milli Eğitin Bakanlığı Klasikler Dizisi’’ kapsamında batı ve doğu kültürünün en önemli eserlerinden yüzlercesinin en yetkili kişilerce Türkçe’ye kazandırılması ve dev. Eliyle bastırılması hangi dönemde?
Cevap: İnönü dönemi
38) 2.Dünya savaşı öncesinde Akdeniz ve Kuzey Afrika imp. Kurabilmek için 1935 yılında Habeşistan’ı işgal ederek Akdeniz’de yeniden hak iddia etmeye başlayan saldırgan devlet?
Cevap: İtalya
39) Günümüzde çağdaş uygarlığı ifade eden?
Cevap: Demokratik Hukuk Devleti
40) İnsan haklarının savaş sonrası düzende dikkate alınacağını dünyaya duyuran ‘’Atlantik Bildirisi 14.08.1941’’ hangi iki ülke tarafından yayınlandı?
Cevap: Amerika – İngiltere
41) Bir devrim yapılırken sistemin kurulması için daha uzun bir zamana ihtiyaç duyulmaktadır?
Cevap: Eğitim
42) Milli mektepleri hangi amaçla açılmıştır?
Cevap: Latin harflerini öğretmek için
43) Tanzimat ve Islahat Fermanlarını ilan ederek Osmanlı yurttaşları arasında yasal eşitliği sağlayan padişah kimdir?
Cevap: Abdülmecit
44) Atatürk ‘’T.C. kuran Türkiye halkına Türk milleti denir’’ sözü ile neyi kastetmiştir?
Cevap: Türk ulusunun çeşitli köklerden gelenlerin aynı potada erimesiyle oluştugunu
45) Atatürk ilkelerinden hangisinin Osmanlı dev. Yükselme döneminde geniş anlamda uygulandığını söylemek mümkün?
Cevap: Devletçilik
46) Atatürk ile Atatürkçülüğe karşı eleştiriler ve bunların sonucu olan tepkiler hangisi sonucu su yüzüne çıkmıştır?
Cevap: Çok partili demokratik yaşama geçilmesinden sonra
47) Atatürkçü sistemi bir bütün olarak reddedenlerin ortak özelliği nedir?
Cevap: Kemalizm ile demokrasinin bağdaşmayacağını düşünmeleri
48) İçeriğinde yapılan değişiklikle Türk vatandaşlarına geniş bir din ve vicdan özgürlüğü tanıyan ilk anayasa hangisidir?
Cevap: 1924 Anayasası
49) Atatürk devrimleri hangisi hakkında yasal bir zorunluluk getirmemiştir?
Cevap: Kadınların uygar bir kılıkta dolaşması
50) 1926’da çıkarılan Maarif-i Teşkilatı hakkında kanun ile hangisi gerçekleştirilmemiştir?
Cevap: Teknik eğitim kurumlarının arttırılması
51) 1950 – 1960 dönemi iktidarlarının en önemli özelliği hangisidir?
Cevap: Türk devrimini bir bütün olarak benimsememek
52) İstanbul hükümetinin Lozan’da yapılacak barış görüşmelerine katılmasını önlemek amacıyla T.B.M.M. hükümeti ne önlem almıştır?
Cevap: Saltanatın kaldırılması
53) Genç Osmanlıların, Osmanlı imp. Kurtarma ümitleri hangi düşünce çevresinde toplanmıştır?
Cevap: Halkın yönetime katılmasıyla Osmanlılık ruhunun oluşturulması54) T.B.M.M.‘nin Rusya’da kurulan yeni rejim tarafından tanınmasının ve desteklenmesinin temel nedeni nedir?
Cevap: İngiltere, Fransa ve İtalya’nın Osmanlı imp. Parçalayarak Anadolu’ya yerleşmesini kendi rejimi için tehlikeli görmesi
55) İstanbul hükümetinin Salih Paşa başkanlığında bir heyeti M.Kemal Paşa ile görüşmesi için Amasya’ya göndermesi, neyi göstergesidir?
Cevap: İstanbul hükümetinin Heyet-i Temsiliye’yi resmen tanıdığının
56) Uluslardan hangisi bağımsızlık mücadelesinde Türk inkılabından etkilenmiş?
Cevap: Cezayirliler
57) II.Dünya savaşının çıkmasında rol oynayan temel neden?
Cevap: Versoy ant.’da saptanan Avrupa siyasal yapısının gerçekci olmaması
58) İngiltere’nin 1920 sonlarında T.B.M.M. ile uzlaşabileceğini düşünerek attığı ilk adım?
Cevap: Sadrazam Damat Ferit’in görevden alınmasını sağladılar
59) Gizli paylaşım antlaşmasında İtalya’nın payına düşen yerler nereler?
Cevap: Silifke’den başlayan Akdeniz bölgesi
60) Türk hukuk inkılabı hangisiyle başlar?
Cevap: Yeni devletin kurulmasıyla
61) Lozan konferansında çözümlenemeyen sorun hangisidir?
Cevap: Boğazlar sorunu
62) Ulusçuluk akımının dünyaya yayılmasına neden olan ilk olay?
Cevap: Fransız ihtilali
63) Katılanlar açısından bölgesel, kararları yönünden ulusal nitelik taşıyan kongre?
Cevap: Erzurum kongresi
64) İstanbul hükümetine bağlı olarak yarı özerk bir siyasal kuruluş düşüncesinin pekiştirildiği kongre?
Cevap: Alaşehir kongresi
65) İttihat ve Terakki Cemiyetinin devlet yönetimini tamamiyle ele geçiren olay?
Cevap: Babıali isyanı
66) Aydınlanma çağının en belirgin özelliği nedir?
Cevap: Bütün insanlar eşittir
67) T.C.’nin sınırları itibariyle hangi antlaşma ile çizilmiştir?
Cevap: Lozan barış antlaşması
68) Ulusal egemenlik ilkesinin pekiştirilmesi neler ile mümkün olmuştur?
Cevap: Saltanatın kaldırılması, Cumhuriyetin ilanı, Laiklik69) Türklerin ilk Milli Eğitim Bakanlığı ne zaman kuruldu?
Cevap: 1846 yılında
70) Osmanlı maliyesini tam bir denetim altına alan kuruluşun adı nedir?
Cevap: Düyun-i Umumiye (Genel borçlar yönetimi)
71) Kurtuluş savaşının ilk cephesi?
Cevap: Mersin – Tarsus – Osmaniye
72) Mudanya ateşkes ant. Amaçlanan ne?
Cevap: Yunanlıların doğu Trakya’yı boşaltmaları
73) Mecelle nedir?
Cevap: Osmanlılardaki ilk medeni kanun
74) 1926’da kabul edilen Türk medeni kanunu hangi ülkeden alınmıştır?
Cevap: İsviçre
75) 1934’de kadınlar ile ilgili olarak hangi gelişme olmuştur?
Cevap: Genel seçimlere katılma hakkı
76) Millet mektepleri hangi olay sonrasında açılmıştır?
Cevap: Harf inkılabı
77) Aşar vergisinin kaldırılmasının nedeni?
Cevap: Köylünün durumunu düzeltmek ve üretimi arttırmak için
78) Boğazların günümüze kadar devam eden statüsü hangisi ile belirlenmiştir?
Cevap: Montreux sözleşmesi
Read more

Perez Hilton Ne Yaptı? Neden Twitter'da TT Oldu?


Perez Hilton

Perez Hilton 












Perez Hilton One Direction grup üyesi Zayn Malik'i tehdit etmiş ve Zayn'da pis işlere bulaşmamak için twitter hesabını kapatmış.

Lady Gaga, Demi Lovato, Miley Cyrus, Britney Spears gibi ünlü isimler Zayn'e yazdıkları için Perez Hilton'u unfollowladı

Sizde bildiklerinizi yorum olarak yazın habere ekleyelim..







.
Read more