İranlı Kadınlar Cinsel Baskıları Protesto İçin Soyundu

Sürgündeki İranlı kadınlar ülkelerindeki cinsel baskıları protesto etmek amacıyla hazırlanan bir videoda çıplak poz verdiler.

Dünya Kadınlar Günü'nde yayınlanan videoda eşitlik çağrısı yapılıyor.

Avrupa'da sürgünde yaşayan kadınların kamera karşısında çıplak halde söyledikleri sloganlar arasında "Ben kadın erkek eşitliğine inanıyorum" ve "Benim düşüncelerim, benim vücudum, benim seçeneğim" bulunuyor.

Kadınlar bu videoyu Çıplak Fotoğraf Devrimci Takvimi'nin satışlarına destek vermek amacıyla yaptılar.

Dünya Kadınlar Günü'nde satışa çıkarılan takvim, geçtiğimiz yıl kendi bloguna boy fotoğrafını koyarak cinsel ayrımcılığı protesto eden Mısırlı bi aktivistle adanmış.


20 yaşındaki üniversite öğrencisi Aliye Magda Elmehdi bu fotoğrafıyla Ortadoğu'da öfkeye neden olmuş ve binlerce kişinin hakaretine uğramıştı.

Takvim'i hazırlayan Meryem Namazi çıplaklığın baskıyla mücadelede önemli bir silah olduğunu söyledi.

Namazi, The International Business Times'a verdiği demeçte, "İslamcılık ve dinci sağ kadın vücüduna kafayı takmış. Bizim örtünüp, kısıtlanıp ağzımızı kapatmamızı istiyorlar. Bu saldırıya karşılık, çıplaklık tabuları kırıyor ve direniş için de önemli bir yöntem" diye konuştu.
Read more

Japon Bilim Adamlarına Göre Migrenin Nedeni ve Tedavisi

Migren, dünyada insanlarda en sık görülen ağrılı bir rahatsızlıktır. Bulantı, kusma, ışığa ve sese gürültüye duyarlılık gösteren bir rahatsızlıktır. Migreni olan kişi yanındakilere zor anlar yaşatabilir. Migren atakları yaşam kalitesini düşüren ve/veya durduran şiddetli bir baş ağrısıdır. Her insanın 10/1'inde görünen migren, kadınların 4/1'inde en sık rastlanan rahatsızlıktır.
Migren Tarih Oldu!
Bilim adamlarının yaptıkları araştırma migren’in kendini yenilemesinin ve tedaviye cevap vermemesinin sebebini elektro manyetik dalgalar olduğunu ortaya sürdü. Yapılan incelemeler ve uzun soluklu araştırmalar nihayet sonuca erdirildi. Migren rahatsızlığı artık sona erdi!

Bunun ardından Japon bilim adamları bu dalgaların insan vücuduna olan zararlarını engelleyerek yaptıkları araştırma da migren ataklarının birkaç kez şiddetli olarak geçirdikten sonra tamamıyla yok olduğunu kaydettiler. İşte o mucize!

Jinsei, 2010 yılında İngiltere Kay Pidgeon'da yaptığı bilimsel araştırmanın ilk nicel gözlem hipotezini basına açtı. Raporu incelediğimizde Uluslararası kabul görmüş PIP teknolojisi kullanarak vücuda temas halindeyken yapılan inceleme de Jinsei, vücuda bir auro kalkanı (Vücuttan yayılan ışınsal bir enerji alanı) oluşturarak dışarıdan gelen zararlı manyetik sinyallerden korumasına yardımcı olmaktadir.

Sıkı takipçileri ve/veya kullanıcıları arasında bu ürünü kullanan ünlü simalarda var. Bunlardan bazıları; Ajda Pekkan, Arda Turan, Fatih Terim, Hakan Yılmaz, Emre Belezoğlu, Hakan Şükür, Süleyman Demirel, Nurseli İdiz, Gökçe Özyol, Christof Daum, Emre Belözoğlu, Hakan Şükür, Songül Karlı, Ozan Orhon, Yılmaz Erdoğan şeklinde liste uzayıp gidiyor. Televizyon ekranının her köşesinde Jinsei'yi görmek mümkün; Kurtlar Vadisi, Yahşi Cazibe, Kavak Yelleri, Papatyam bunlardan sadece bazıları.

FOX TV Ana haber bültenine göre Ajda Pekkan: "Bana bu kolyeyi Ender Saraç tavsiye etti. Ona müteşekkirim. Vücudumdaki değişikliği anında hissettim. Çok daha zinde çok daha formdayım" diyor.

Jinsei Kolye, radyo aktivite testinden de olumlu rapor almış bir ürün. Yani bir elektrik akımı ile çalışmıyor. Jinsei, Türk Atom Enerjisi Kurumundan radyo aktivite dağıtmadığını ve güvenilir bir ürün olduğunu raporluyor buda sağlık için hiç bir zararının olmadığının altını çiziyor.

Ürünün birçok tanıdık siması ve büyük başarıları var. Günümüz teknolojisi bize bir çok kolaylık sağlarken, sağlığımızı da bir o kadar derinden tehdit ediyor. Cep telefonu, Bilgisayarlar ve Kablosuz Modemler, Baz istasyonları bunlardan sadece bazıları. 

Her gün konuştuğumuz cep telefonunun sigara gibi öldürür yazısı kısa bir zaman içerisinde açıklanması duyumlar arasında.

Dünya Sağlık Örgütü'nün yürüttüğü yeni araştırmaya göre de cep telefonu kullanmak beyin kanseri riskini artırıyor. Bu tür elektro manyetik cihazların yaydıkları görünmeyen zararlı sinyaller, birçok hastalığı tetiklediği gibi mevcut hastalığın da iyileşmesine engel olabiliyor.

Jinsei'nin resmi web sayfası yorumlar bölümünde, Jinsei kullananların telefon numaralarını bıraktığını da görebiliyorsunuz. Facebook fun club sayfasında ise 15.000 takipçisi olan ve görüşlerini paylaşan insanlar Jinsei kolyenin faydasından bahsediyor. 
Jinsei'nin başarılı sonuçlar aldığı hastalıklar sırasıyla;

Migren
•Panik Atak
•Anksiyete
•Denge Sorunu
•Alzaymır
•Yorgunluk ve Halsizlik
•Stres
•Uykusuzluk
•Kemik ve Eklem Ağrıları
•Baş-Bel-Boyun-Omuz Ağrıları
•Ürtiker
•Uyku Apnesi
•Konsantre bozukluğu

Bunlar sadece bazıları faydaları saymakla bitmiyor. Buzdolabındaki ürünlerin taze kalarak uzun süre kullanılmasını sağlıyor. Jinsei Kolye kullananlar kış aylarında hasta olmadıklarını veyahut hasta olsalar dahi kısa bir sürede atlattıklarını ekliyorlar. Uzmanlar bu tür zararlı sinyaller hastalıkları kapımıza getiriyor, bir rahatsızlığımız olmadan bu ürünü kullanmamız bize fayda sağlayacaktır diyorlar. 

DR. Ender Saraç: "Ben kullanıyorum tavsiyede ediyorum, en azından ne yapabilirsek kardır demiştir". 

Jinsei Kolye, radyo aktivite testinden de olumlu rapor almış bir ürün. Yani bir elektrik akımı ile çalışmıyor. Jinsei, Türk Atom Enerjisi Kurumundan radyo aktivite dağıtmadığını ve güvenilir bir ürün olduğunu raporluyor buda sağlık için hiç bir zararının olmadığının altını çiziyor.

Jinsei Power yetkilileri, sahte ürün uyarısında bulunarak "Ürünü Türkiye'ye getirdikten sonra birçok sahtemiz hem kolye olarak hem de bileklik olarak piyasaya çıkmıştır. Fakat hiç birinin bilimsel dayanakları olmadığı gibi hiç bir yararları da yoktur." şeklinde konuşuyor ve mutlaka gerçek bayi kanalıyla satın alınması uyarısını yapıyor.

Jinsei ile ilgili daha fazla bilgi için 444 16 82 bu telefondan veya www.jinseipower.com adresinden yetkililere ulaşabilirsiniz. Ayrıca üründen memnun kalınmazsa firma bir ay içerisinde iade garantisi veriyor.
Read more

Flört Grubundan Okan Bayülgen'e Açık Mektup

"okan bayülgen'e açik mektup..

dün akşamki programında cahit berkay ile yapmış olduğunuz ve bana mide krampları geçirten analog- dijital konusundaki o engin görüşlerine küçük bir ek yapmak istedim... ama konuya biraz geçmişten başlayayım..

kim bunlar ismiyle sağolasın bizi radyo d deki programından başlayarak, ailenizin görüşünden, sosisli ketçaplatmaya kadar pek çok programına konuk ettin.. çünkü tv. ve müzik sektörü içinde çok rahat kullanılabilecek küçük aptallar olarak hiçte fena sayılmazdık.. ve biz gerçekten seni çok seviyorduk. neredeyse o sektörde bakış açısına ve dünyasına tek güvendiğimiz insandın.

aradan geçmiş 15 yıl. bu yıllar içinde büyüdük.. kendi aptallıklarımızın ve bizim gibi yeteneklerle ilgilenmesi gereken profesyonellerin henüz doğmamış olması
elbetteki kimsenin hatası değil.. peki biz ne yaptık.. daha o yaşımızda deli gibi şöhret ve parayı elimizde tutma gücünü reddetme basiretini gösterdik..

nasıl mı? taşımaktan hiçte hoşlanmadığımız ismi plak şirketine devredip, istediğimiz sanatı yapma uğruna bu canına yandığımın memleketinde senin aklına bile getirmeye korkacağın şeyleri yaşayıp, bize 30 yıldır dikte edilen ve hiçbir halta benzemeyen türk pop müziğinin üstünde tepinmeye başlayarak.

15 yıl sonra flört ismiyle senin karşında oturduğumda beni tanımadın bile.. yanıma oturttuğun kırmızı elbiseli hanımla, pornografik muhabbetinin arasına, sağolasın bir iki cümle ettirdin..

cinsel gücü arttıran kek sohbetinin arasına bizim demli albümünün analog kaydıyla ilgili seyirciye döndün ve "analog nedir bilen var mı" diye sorup, hayatında plak bile görmemiş bir jenerasyonun, garibim konuklarına istemeden yaptığına inandığım bir edayla tarihte hiçte hatırlanmayacak ve senin bugün bile hatırlamadığın bir meze kıvamına soktun konuyu.. beni.. arkadaşlarımı..

o programına kendi ses tesisatımızla gelip analog bir müzik sunmak için saatlerce uğraşan bize " yav! ben ne salak adamım. sizi rock ansiklobedimde nasılda fotoğraflamamışım" dedin.

bak dostum sana şöyle söyleyeyim. senin o rock ansiklobedinde biz yer almadığımız sürece çizmelerimin ansiklobedisi olmaktan öteye gidemez. ve sanırım öylede olacak.. çünkü sen dünyanın en iyi gruplarından birini farkedebilecek (hele ki bu canına yandığımın memleketinde, karşında otururken) müzik bilgisine ve zevkine sahip biri değilsin..

ama bilmeni isterim.. cahit berkay da bilsin.. türkiye de analog kayıt yapılmıyor demezsiniz o zaman.. biz yapıyoruz.. senin programında da söyledik. sen de
biliyorsun. unuttuysan bu konuyu unutma.. çünkü biz analog derken aslında, gerçek sanat, organik gıda, dijital kaypaklıklardan uzak adam gibi müzik, insan ruhunun
gerçek doğa varken bilgisayar ekranlarında çiftlik kurmasının çarpıklıklarından bahsediyoruz. sen bizim ağabeyimiz olmalısın.. sen bize en büyük desteği vermesi
gereken adam olmalısın.. tv. de çizdiğin portre bizim gibi salaklara bunu ifade ediyor..

cahit berkay' a gelince.. ağabeyimize saygımız sonsuz. ama biz ona da söyleyelim.
bilgisayara kaydedip plağa basmasının hiçbir etkisi yok. pikaptan cd dinlersiniz. bizim stüdyomuzun maddi hiçbir beklentide olmadan ağabeyimize kapıları açık..
yeni albümü ve demli'nin plaklarını size göndereceğim. programına çıkmak için promosyon çalışması olmayacak bu.. dinle diye.. dinle ki türkiye de beğensende beğenmesende hücum kayıt tekniğiyle, bant kaydı yapılıyor.. iyi de yapılıyor....

flört üçlüsünden biri..
ozan kotra..." 


Flört grubu kimdir? 


"Cemiyette Pişiyoruz" adlı albümlerinin hemen ardından, grubun solisti Ozan Kotra'nın aniden askere alınışı ile çalışmalarına ara vermek zorunda kalmış,albüm promosyonu ve konserler ertelenmişti. 

Askerlik dönüsü BKM organizasyonu ile çalışmalarına tekrar baslayan grup ilk olarak geçtigimiz ay Ankara'da dinleyicilerinin karşısına çıktı. 

Türkçe Sözlü Pop-Rock tarzında müzik yapan grup üyeleri etkilendikleri tasavvuf felsefesinide bestelerinde tema olarak kullanıyorlar. Tüm parcaları kendilerine ait olan grup, Yunus Emre'nin bir şiirini de bestelemiş. 

Türk Dili'nin en dogru sekilde kullanılması gerektigine inanan Flört, sarkıları aracılığıyla dinleyicileriyle flört ettiklerine inanıyorlar. 

Üç sesli vokal anlayışlarıyla dikkat çeken grup elemanları, albümlerinin stüdyo kayitlarini kendileri yapıyor. 

2005 yili baharında yeni albümleriyle hayranlarının karşısına çıkmaya hazırlanan grup, yogun bir tempo da çalışmalarına devam 
ediyor. 

Ozan Kotra: Vokal, gitar 
Çağatay Kehribar: Vokal, gitar 
Uğur İşgüder: Vokal, Bas 
Orkun Bagatur: Davul
Read more

FEDA'Lı Haluk Levent Konseri, Nerede ve Ne Zaman Düzenlenecek

Haluk Levent Büyük Bir ''FEDA''ya Hazırlanıyor 

Kuşadasına halk konseri için gelen sanatçı Haluk Levent, karşısında Kartalbakışı ekibini görünce hemen telefonunu çıkarıp ekibimizle fotoğraf çekilip Twitter'ına” Kartalbakışı kulisi bastı” mesajı yazarak sevenleriyle paylaştı.

Kulisine bir tek Kartalbakışı medyayı kabul eden Beşiktaşlı sanatçı sorularımızı da cevapsız bırakmadı.

İşte Haluk Levent'le yaptığımız o röportaj;


Kartalbakışı :
'FEDA'lı Haluk Levent Konseri
FEDA projesine önem veren isimlerden birisisiniz. FEDA ürünlerini giyerek Beşiktaş'a destek verdiğinizi biliyoruz. Feridun Düzağaç bir öncü oldu, Haluk Levent'ten “FEDA” ile ilgili bir çalışma olacak mı? Beşiktaşlıyım diyen sanatçıların da bir araya gelmesi gerekmaez mi?

Haluk Levent : 

''Dostlarımız Feridun Düzağaç'ın öncülüğünde güzel şeyler yapmışlar. Ben de büyük bir konser yapmayı düşünüyorum. Ücretsiz ve sadece FEDA tişörtleri alan herkesin gelebileceği bir konser olacak. Buradan ilk size söylüyorum. Bütün gelir Beşiktaşımızın olacak. Hayko ve Feridun Düzağaç'la görüşeceğim, eğer böyle bir organizasyonu yapabilirsek İNÖNÜ stadını uçururuz.Bu arada keşke yanımız da Barış AKARSU'da olsaydı. Onu rahmetle anıyorum. Çok değerli bir kardeşimiz ve iyi bir Beşiktaşlıydı.Sevdiğim bir kardeşimdi, ona şarkılarımı vermiştim. Kendisini bir kez daha anıyorum, o zaten bizim hep kalbimizde olacak.''

Kartalbakışı : 

Yönetimin ve teknik kadronun çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Transferlere ve Portekizlilerin özellikle Quaresma'nın gönderilmesi talebine ne diyorsunuz?

Haluk Levent : 

''Daha önce davul zurnayla bandoyla gelen İzmir marşıyla da gönderilebiliyor. Ben futbolcuların güzeldi, kalmalıydı, gitmeliydi olayına bakan bir adam değilim. Ben Beşiktaş'a bakarım.Başkana da bakmam ,yani başkanı da takmam antrenörü de takmam benim için sadece bakarım. Beşiktaş ruhu var mı yok mu yararlı mı değil mi ona bakarım. Benim özlemim Beşiktaş'a. Altyapıdan kendi yuvamızdan gençlerimizin gelmesi lazım. Artık gençlerimizin yetişmesi ve yeni hocalarında pahalı transfer yapmalarından ziyade kendi gençlerimizi ön plana çıkarması lazım. Alt yapıdan oyuncuları çıkarsınlar, Beşiktaş'ın ruhunu geri versinler, şampiyon olmasalar da olur. Ben bunu istiyorum. Bunun adı Beşiktaş olsun şampiyon olmasın. Beşiktaş'ın ayrıcalığı da budur yani, içindeki Beşiktaşlılık ruhudur.''


Kartalbakışı : 

Bizlere kısa da olsa vakit ayırdığınız için teşekkür ediyoruz. Son olarak buradan Beşiktaş camiası ve taraftarına ne söylemek istersiniz?

Haluk Levent : 

''Beşiktaş'ı büyük yapan Beşiktaş'ın o güçlü ruhuna sahip taraftarıdır. Hepinize selam olsun. Sevgilerle...''
Kaynak: Kartalbakışı Özel Haber
Read more

UEFA Şimdi Ne Yapacak ? Uefa Fenerbahçe'ye Ceza Verecek Mi?

Fenerbahçe'yi hakkında disiplin soruşturması devam ederken Şampiyonlar Ligi'ne davet eden UEFA'nın, Aziz Yıldırım ve yargılanan yöneticilere şike nedeniyle hapis cezası verilmesiyle birlikte nasıl bir tavır sergileyeceği merak ediliyor.

Avrupa kupalarına katılma hakkı elde eden Türk takımlarına şike süreci ile ilgili herhangi bir yaptırımda bulunmayan UEFA'nın, bugün Çağlayan'da çıkan kararların ardından yeni bir açıklama yapması bekleniyor. Bilindiği gibi Fenerbahçe ile ilgili UEFA Disiplin Kurulu henüz bir karar vermemişti
Read more

‘Tanrı Parçacığı' Bulundu Mu? Cern'deki Deneyde ‘HİGGS Bozonu’ -

Evrenin oluşmasında büyük rol oynadığı düşünülen ancak varlığı kanıtlamayan ‘Tanrı parçacığı’ bulundu. Bilim dünyasında büyük heyecan yaratan buluş yarın İsviçre’de dünyaya duyurulacak.


Evrenin en büyük sırrı çözüldü mü? ‘HİGGS bozonu’ ya da popüler adıyla ‘Tanrı parçacığı’... Bu iki kelime fizikle arası iyi olmayan birçok kişi için bir anlam ifade etmese de modern fiziğin karşı karşıya olduğu en büyük bilmece bu kelimelerde gizli. Evrendeki her şeye kütle kazandırdığı, dolayısıyla da maddenin ve evrenin oluşmasında büyük rol oynadığı düşünülen Tanrı parçacığının sırrını çözmek için 2008 yılından bu yana 37 ülkeden 2 bin bilim adamı kafa patlatıyor. 10 milyar euro bütçeyle hazırlanan ve bilim tarihinin en önemli ve en pahalı deneyi olarak kabul edilen bu çalışmada İsviçre ile Fransa arasındaki bir bölgede kurulan 27 kilometrelik tünelde ışık hızında birbirine çarpıştırılan atomların ortaya çıkardığı veriler incelendi.

Deneyler tamamlandı
Bu incelemede tam olarak nasıl bir sonuca varıldığı henüz resmi olarak açıklanmadı. Ancak bilim dünyasında Tanrı parçacığının sırrının çözüldüğü iddiası kulaktan kulağa yayılıyor. Deneyi yapan İsviçre’nin Cenevre kentindeki CERN Laboratuvarı’nda yarın yapılacak basın toplantısında da bunun ilan edileceği öne sürülüyor. CERN uzmanları geçen aralık ayında bir basın toplantısı düzenlemiş ve Tanrı parçacığının izlerine rastladıklarını ancak varlığıyla ilgili kesin açıklama için daha fazla deney yapılması gerektiğini duyurmuştu.

Aylardır deney sonuçları üzerinde çalışan bilim adamlarının gazetecileri ve dünyanın önde gelen fizikçilerini yarın yapılacak basın toplantısına çağırmaları büyük heyecan yarattı. İddiaya göre, CERN uzmanları aralık ayında yaptıkları açıklama sırasında ellerindeki verilerin Tanrı parçacığına işaret ettiğine yüzde 90 emindi. Ancak “Bulduk” açıklamasını yapmak için daha fazla çalışmak gerekiyordu. Uzmanların yarınki basın toplantısında “Yüzde 99.99 eminiz” diyecekleri öne sürülüyor. Tanrı parçacığının varlığının kanıtlanmasının son 60 yılda elde edilen en önemli bilimsel başarılardan biri olacağı belirtiliyor.


Tanrı parçacığı nedir?
“Evreni inşa eden tuğla”, “Yaradılış meleği” ve “Tanrı parçacığı” olarak adlandırılan Higgs Bozonu, modern fizikte maddenin nasıl oluştuğu anlamak açısından çok büyük bir öneme sahip. 13.7 milyar yıl önce yaşanan Büyük Patlama’da (Big Bang) oluştuğu düşünülen Higgs Bozonu’nun, galaksilerin, yıldızların ve gezegenleri ortaya çıkaran uzay enkazının kaynağı olduğu düşünülüyor.
Read more

Mick Jagger 4 bin kişiyle birlikte oldu mu?

Jagger 68 yaşında, muhtemelen seks hayatına 15-16 yaşında başlamıştır. Haydi 18 olsun düz hesap... 50 sene 18250 gün yapar. 18250 : 4000 =4.5 gün... Jagger gibi bir efsanenin 4.5 günde bir bi sevgiliyi bulamayacağını düşünenmek, Gates'in Dünya'yı dolaştım demesine inanmamak ile eş değer bence.




Fransa'da yarın piyasaya çıkacak "Mick, Sex and Rock&Roll" adlı kitapta dünyaca ünlü The Rolling Stones grubunun solisti Mick Jagger'ın cinsel yaşamı hakkında çarpıcı ayrıntılara yer veriliyor.






Kitapta The Rolling Stones grubunun solisti Mick Jagger, biseksüel ve seks bağımlısı olarak tanıtılıp, beraber olduğu erkek ve kadın sayısının 4 bini aştığı iddia ediliyor. Jagger'ın beraber olduğu isimler arasında Eric Clapton, David Bowie, Rudolph Nureyev, Carla Bruni, Jackie Onassis, Uma Thurman ve Angelina Jolie gibi isimler var.
ntvmsnbc'den Kayhan Karaca'nın haberine göre Kitap, daha önce Lady Diana, Madonna,Michael Jackson ile Clinton ve Obama aileleri hakkında hazırladığı araştırma kitaplarıyla tanınan Amerikalı gazeteci Christopher Andersen imzalı. The Rolling Stones grubunu 1962 yılında kuran ve bugün 68 yaşında olan Jagger kitapta gerçek bir "Don Juan" olarak tasvir ediliyor./_np/8628/17148628.jpg
İLK CİNSEL DENEYİM BİR ERKEKLE Jagger'ın ilk cinsel deneyimini İngiltere'de lisedeki erkek arkadaşlarıyla yaşadığı, bu durumu daha sonradan arkadaşlarına "İngiliz okullarında yaygın bir olay" olarak aktardığı not ediliyor.Kitaba göre Jagger bir kadınla ilk ilişkisini ise lise çağında İngiltere'nin Dartford kentinde cep harçlığı için hasta bakıcı olarak çalışırken bir İtalyan hemşireyle yaşadı. Özellikle 1960'lı yıllarda biseksüel yönelimiyle ün yaptı. Dostları bu çerçevede Jagger'ın kendisi gibi müzik dünyasından olan Eric Clapton ve David Bowie ile kısa dönem beraberlik yaşadığını anlatıyor. Jagger'in beraber olduğu erkekler arasında ünlü şair Allen Ginsberg ve 1993'te Paris'te AIDS'ten ölen ünlü dansçı Rudolf Nureyev de var.
CARLA BRUNİ'YLE AŞK YAŞADI Biyografide, Jagger'ın dünyaca meşhur kadınlarla dillere destan ilişkiler yaşadığı da anlatılıyor. Bunların başında bugün eski Fransacumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile evli olan Carla Bruni geliyor. Kitapta Jagger'ın 48 yaşındayken o dönem 23 yaşında olan Bruni ile beraber olmaya başladığı ve ilişkinin 8 yıl sürdüğü aktarılıyor. Çiftin ilişkisinin Jagger'ın dört çocuğunun annesi Jerry Hall tarafından keşfedildiği ve Hall ile Bruni'nin bu nedenle Paris'te lüks bir otelin lobisinde birbirlerine girdikleri belirtiliyor.
UMA THURMAN'LA BİRLİKTEYDİ Jagger, daha önce eski ABD Başkanı John F. Kennedy ve milyarder armatör Aristot Onassis'in eşi Jackie Onassis'le de beraber olmuş. 1996 yılında ise kendisinden 27 yaş küçük aktris Uma Thurman ile beraberliğini Los Angeles'ta paparazzilerden gizleyememiş. Kitabın bu bölümünde Jagger'ın kendisini Thurman ile Los Angelas'ta bir restoranda öpüşürken fotoğraflayan paparazziyi korumalarına dövdürdüğü, ancak kendisinden davacı olan paparazziye şikayetini geri çekmesi için 350 bin dolar ödemeyi kabullendiği kaydediliyor.
Kitapta, Jagger'ın, bir diğer Hollywood yıldızı Angelina Jolie'yi de uzun süre peşinden koştuktan sonra 1997 yılında The Rolling Stones'un "Anybody Seen My Baby" adlı klibinin çekimi sırasında "tavladığı" anlatılıyor.
Kitapta, Jagger'ın İngiltere kraliçesinin kız kardeşi prenses Margaret ve kısa üsre önce ölen şarkıcı Amy Winehouse ile ilişki kurduğuna da değinilmekte.
Read more

Scientology Tarikatı Nedir ?





Tom Cruise, Juliette Lewis, John Travolta, Jenna Elfman gibi Hollywood yıldızlarının milenyum dini Scientology,

159 ülkede 10 milyon üyesi, binlerce kilisesi ve akıl almaz mal varlığıyla büyük tartışmalara yol açıyor. Peki nedir Scientology? Din mi, şirket mi? Gerçek mi, bilimkurgu mu?

Ayn Rand'ın 'Atlas Silkindi' adlı kitabının Türkçe çevirisinde reklamcı Serdar Erener'in bir önsözü var. 'Ütopik bakış açısı, neredeyse son yüzyıllarda insan tabiatının sınırlarıyla spekülasyonu, araştırmayı, denemeyi fena halde sindirmiş. Şu insanın doğarken 'boş bir kağıt' olduğu fikri ütopyacıların çok işine gelmiş. Boş bir kağıdız ya, isteyen istediği toplum mühendisliği, Zihni Sinir projesini gerçekleştirebilir' diyor Erener bu önsözde. Peki bu cümlelerin konumuzla alakası ne? Aylardır içimiz dışımız Tom Cruise, TomKat (Tom hazretlerinin eşi Katie Holmes'la kutsal ittifakına verilen kısa isim) ve tabii ki geleceğin Scientology peygamberiçesi olmaya aday Suri bebek oldu. Tom amcamız tarikatın ünlü sözcülerinden ya, kızı Suri'nin doğumuyla ilgili yapılan spekülasyonlar bile düpedüz Scientology tarikatının pazarlanması için kullanılan bir medya aracına dönüştü. Aman da Katie çocuğunu acısını bastırıp 'sessizce' mi doğurdu, yoksa Scientology kurallarını bozarak büyük günah mı işledi? Tom çocuğunun göbek bağını yedi mi, yoksa Scientology geleneklerine karşı mı geldi diye tartışıp dururken bizler, Scientology liderleri her geçen gün artan müritleriyle paraya para demedi.

İyi hoş anladık, herkesin bir şeylere inanmaya ve modern hayatın keşmekeşi içinde ruhunu arındıracak bir şeyler bulmaya ihtiyacı var da, nedir gerçekten şu Scientology'nin iç yüzü? Milyon dolarlarla yürütülen hiyerarşik yapısı, kale gibi binaları, hatta müritlerinin her daim kamera kontrolü altında yaşadığı devasa yaşam kompleksleriyle modern insanın boşluklarından yararlanıp cebini dolduran bir şirket mi? Gerçekten bir din mi? Yoksa Serdar Erener'in sözlerindeki gibi bir bilimkurgu ürünü, kapitalist bir ütopya mı? Biz bildiklerimizi anlatalım, kararı siz verinÉ

BİLİMKURGUDAN YENİ BİR DİNE
Batı dünyasının en büyük kültlerinden biri olan ve 'gerçeği aramak' anlamına gelen Scientology 1954 Şubat'ında; 1911'de Nebraska'da doğan L. Ron Hubbard ve 18 havarisi tarafından kuruldu. Hubbard, iki yüzden fazla bilimkurgu, gerilim, polisiye, macera romanı olan bir yazardı. Ancak edebiyat çevrelerinde asla önemli bir yer edinememiş ikinci sınıf bir bilimkurgu yazarı olarak anıldı hep.Hubbard, 2. Dünya Savaşı'nda Amerikan Deniz Kuvvetleri'nde görev yaptı ve hemen ardından intihar eğilimi ve zarar görmüş hafızasından yakınarak askerlikten ayrıldı ve köşe dönmenin bir yolu olarak kendi dinini kurmaya karar verdi. Yıllar sonra Scientology Kilisesi'nin broşürleri onu mitolojik bir karakter olarak yansıtacak, savaş sırasında sakatlanıp kör olduğunu, hatta iki kez öldüğünü, ancak Scientology sayesinde şifa bularak başarılı bir 2. Dünya Savaşı kahramanı haline geldiğini yazacaktı. Kendi yazdığı bir bilimkurgu hikayesinden yola çıkarak Scientology tarikatını yaratan Hubbard peygamber seviyesine yükselirken, 1950'de yazdığı 'Dianetics: Modern Akıl Sağlığı Bilimi' adlı kitabı da Scientology'nin İncil'i olarak kabul görmeye başlayacaktı.

Kitap, 'dinleme' olarak nitelenen bir psikoterapi tekniğini anlatıyordu. Temelinde zihin kontrolü olan bu teknikle, insanların geçmiş travmalarından arınacağı, aydınlanmaya ulaşacağı ve bu şekilde körlüklerinin tedavi edileceği, hatta zeka ve görüntülerinin de gelişeceği iddia ediliyordu. Hubbard bu tekniğin başarılı olması için her biri ücretli olan çeşitli seviyelerden geçmek gerektiğini yazmıştı. Tarikat hayat bulduğunda da takipçileri için her biri daha da pahalı olan yeni basamaklar üretmeyi sürdürdü. Öyle ki, birçok Scientologist basamak atlayabilmek için tüm servetini tarikatın kiliselerine hibe ediyordu. Hubbard 1960'larda, insanların 75 milyon yıl kadar önce 'Xenu' adlı zalim bir galaktik hükümdar tarafından dünyaya sürülen 'uzaylı' ruh kümelerinden (thetanlar) yapılmış olduğunu yayınladı. Atmosfere yayılan bu ruhlar, insan bedenlerine girmişti. Ve Scientology'nin amacı insanları fiziksel ve zihinsel yüklerinden arındırarak bu uzaylı ruhları serbest bırakmak ve gerçek ruhsal özgürlüğü yakalamalarını sağlamak olacaktı. Kısacası, Scientology modern dünyada bulunamayan bir 'özgürlük ütopyası' olacaktı.

Scientologistler, bu amaca yönelik zihin kontrolünü 'Auditor' dedikleri 'denetçi'ler aracılığıyla uyguluyorlar. Denetçiler, bu külte katılmak isteyenlere kişiye özel değerlendirme programları hazırlıyorlar. Denetçinin uyguladığı program ayrıntılı ve ödünsüz. Seanslarda 'elektro-psikometre' denilen ve vücuttaki elektrik değişimlerini ölçen özel bir aygıt kullanılıyor. 1966 yılında Volny Mathieson isimli bir Scientology üyesi tarafından patenti alınan ve yalan makinesini andıran aygıt; denetçiler tarafından üyelerin ruhsal sıkıntı merkezlerini saptamak için kullanılıyor. Böylece, tarikata katılmak isteyenler kendileriyle yüzleşme yeteneğini kazanıyor ve geçmişlerinde hayatlarına damga vurmuş olayların etkisinden kurtularak 'Clear' yani berrak oluyorlar. Berraklık seviyesinden sonraki aşama müritlik. Buradan 'OT' denilen mertebeye geçiliyor. 'OT', bedenini ve zihnini terk edebilen 'Thetan' yani ruh anlamına geliyor. Thetan, bakmadan görebiliyor ve işitmeden duyabiliyor.

KABUSA DÖNÜŞEN ÜTOPYA
Scientology'de kitaplı dinlerin tüm peygamberleri ve Buda gibi diğer büyük dini liderler, berraklık mertebesinin biraz üstüne çıkmış insanlar olarak kabul görüyor. Scientologistler, Allah'ın varlığına inanıyor ancak sıfatlarını ifade etmiyorlar. Cennet, cehennem gibi kavramlar yok; reenkarnasyon var. Berraklık seviyesine ulaşan kişinin doğum-ölüm silsilesinden kurtulacağını düşünüyorlar. Yani, bir çeşit ölümsüzlük ütopyası da denebilir Scientology için. Bir bilimkurgu yazarı tarafından yaratılmış totaliter ve baskıcı bir ütopya üstelik. Bilimsellikle alakası olmadığı gün geçtikçe ortaya çıkan ancak 'ünlü elçileri'nin propagandasıyla çirkin yüzü örtbas edilen bir distopya (kabusa dönüşen ütopya) daha doğrusu.Sorun şu ki, Scientology tarikatının değerlerini sorgulamaya başlayan üyeler, tam bir şirket mantığıyla çalışan bu 'para tuzağının' bir bilim kurgu romanından öteye geçmeyen yalanlarla örülü olduğunu açıklamaya çalıştıklarında büyük baskılarla karşılaşıyorlar. Ağı dünyanın her yerine uzanan tarikat, işin gerçeğini ortaya koymaya çalışan herkesi davalarla susturuyor. İşin aslını anlamak için tarikatı 9 ay boyunca inceleyen Rolling Stone dergisinin yazarı Janet Reitman'ın konuyla ilgili makalesini okursanız, fikirleriniz daha da netleşebilir.

Scientology 'gerçekleri'
- 1954'de temelleri atılan Scientology köklerini Budizm, Hinduizm, Hıristiyanlık gibi birçok dine dayandırıyor. Dünyayı ve galaksiyi kurtaracak bir doktrinin ve bunu uygulayacak yöntemlerin tekeli olduğunu iddia ediyor.- Kilise yetkilileri, Scientologistlerin son 5 yılda önceki 50 yıldan daha fazla arttığını öne sürüyor. Yani dünyanın en hızlı yayılan dini Scientology.
Scientology 1993'ten beri vergiden muaf tutuluyor. Dünyanın en zengin tarikatı olarak nitelenen Scientology'nin eski üyeleri kilisenin bir para tuzağı olduğunu ve yolsuzluklara karıştığını ilan ettiğinde anında karşı dava açılıyor. Scientology'yi eleştiren bir bölüm yayınlayan South Park gibi diziler bile bu durumdan muzdarip.- Scientology, modern tıbbın piyasaya sürdüğü ilaçların kullanımına şiddetle karşı çıkıyor.
Eşcinsellik ve mastürbasyon cinsel sapma olarak görülüyor. - Sessiz doğuma inanılıyor. - Tom Cruise, Kirstie Alley gibi ünlü üyeler dini yaymak için elçi olarak kullanılıyor. Bu örgütlenmenin adı Project Celebrity (ünlü projesi). - Sadece parası olan aydınlanmaya ulaşabiliyor çünkü Scientology seanslarının her biri için yüklü miktarda para alınıyor.- Tarikatın Sea Org isimli üniformalı askerlerden oluşan bir deniz filosu var. Tarikatın liderleri bu organizasyona bağlı.- Hubbard'ın felç geçirerek ölmesi, ruhunun ölümsüzlüğe ulaştığı şeklinde örtbas edildiğinden beri tarikatın yeni lideri David Miscaviage.
Read more

Danielle and Eleanor




One Direction kızları arasında yaşananlar nedeniyle Danielle and Eleanor başlığı TT listesine girdi. İşte olayın özeti: Danielle Peazer, 1D üyesi Liam Payne'nin kız arkadaşı. Eleanor Calder da grubun üyesi Louis Tomlinson'la birlikte. Bu ikili, One Direction’ı havaalanında birlikte karşıladı. Ancak yanlarından Zayn Malik'in kız arkadaşı Perrie Edwards yoktu. Şimdi One Direction hayranları bu olayı Danielle and Eleanor başlığında tartışıyor.


Read more

Adele Nişanlandı



Geçtiğimiz günlerde hamile olduğunu açıklayan Adele'in şimdide nişanlandığı söyleniyor
resmi bir açıklama yok ama yakın cevresindeki insanlar bunu söylüyormuş

Adele


Read more

Carly Rae Jepsen Çıplak Fotoğrafları Varmı?

Carly Rae Jepsin'ın bir süredir internette çıplak fotoğrafları dolaştıgı söyleniyordu ama resmi açıklmayı bizzat kensini yaptı.
fotoğraflardaki kişinin kendisi olmadıgı söyleyen Carly yinede kimseyi ınandıramadı  (:
ama çıplak fotoğrafların sahibi ortaya cıktı Carly Rae Jepsen a benzerligiyle hayretler bırakan 21 yaşında  Destiny Benedict olduğu ortaya çıktı. belkide Carly'dir iyicene paranoyak olduk :D
Sizce Carly mi?



Carly Rae Jepsen nude look-a-like, Destiny Benedict.






Carly Rae Jepson Nude
Read more

Demir Eksikliği Nedir? Tanı, Belirtileri ve Nedenleri


DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİNDE TEDAVİ
* Demir eksikliği anemisinde kolay ve yanlış yolu seçerek demir vermekle yetinmemeli, demir eksikliğinin muhakkak etiyolojisi aydınlatılmalıdır.
* Unutulmaması gereken, demir eksikliği anemisinin altında henüz operabilite şansını yitirmemiş bir gastrointestinal sistem kanserinin yatabileceğidir. DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİNDE TEDAVİ
◆ Nedenin bulunması
◆ Demir eksikliğinin giderilmesi
1- Oral demir tedavisi
2-Parenteral demir tedavisi

DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİNDE TANI
“- Anamnez
- Hipokrom mikrositer anemi ve periferik kan özellikleri, retikülosit değeri
- Serum ferritin değerinin düşük olması
veya
- Serum demirinin düşük olması
ve
Serum total demir bağlama kapasitesinin yüksek olması”
özellikleri ile demir eksikliği tanısı kolaylıkla konur.
BAŞLICA SEMPTOMLAR
- Halsizlik
- Çabuk yorulma
- Çarpıntı
- Efor dispnesi
- Baş ağrısı
- Çok uyuma
- Kil, toprak, buz gibi maddeleri yeme arzusu
- Disfaji
- İştahsızlık, bulantı, geğirme, kabızlık gibi GİS semptomları
- Amenore, metroraji
- Gelişme geriliği
- Saç dökülmesi
- Cildin kuru olması
- Dilde ağrı
- Tırnak kırılması
BULGULAR
- Solukluk
- Tırnaklarda incelme, kırılma, kaşık tırnak
- Kuru ve kırışık cild
- Dil papillalarında atrofi, hassiyet
- Dudak kenarlarında çatlaklar
- Alopesi
- Taşikardi
- Kalp odaklarında ejeksiyon suflu
- Splenomegali (%10)
- İnfantilizm
- Testis atrofisi
- Belirgin hepatosplenomegali (çocukluk çağında başlayan ve devam eden Fe eksikliği durumunda)
-Tayanç sendromu
demir-eksikligi-anemisi-resimleri
LABORATUVAR BULGULARI
- Hipokrom mikrositer anemi(OEH, OEHb, OEHbK)
- Eritrosit, Hgb, Hct değerleri azalmış
- Lökosit değeri
- Trombosit “”
- Retikülosit azalmış
- Eritrosit morfolojisi :
Hipokromi, mikrositoz,
Poikilositoz ?
- Serum demirinde azalma
- Total demir bağlama kapasitesi artma
- Serum ferritin düzeyinde azalma

DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİNİN NEDENLERİ
I-DEMİR GEREKSİNİMİNİN ARTMASI
1-Büyüme çağı
2-Gebelik ve laktasyon
II-YETERSİZ DEMİR ALINMASI
1- Demirden yoksun gıda ile beslenme
2-Demir absorbsiyonunun bozulması
-Aklorhidri
-Mide-duodenum cerrahisinden sonra
-Çöliak spru
-Pika
III- DEMİR KAYBININ ARTMASI
A- Gastrointestinal Sistem Kanamaları
1.Duodenum ve mide ülserleri
2.Maligniteler
3.Hiatus hernisi
4.Salisilat ve diğer ilaçlara bağlı gastrit
5.Divertikül
6.Ülseratif kolit ve rejional enterit
7.Meckel divertikülü
8.Hemoroid
9.Damar malformasyonları
B- Menometroraji
C- Devamlı kan verme
D- Kronik intravasküler hemolize bağlı hemoglobinüri
E- Herediter hemorajik telanjiektazi
F- İdiyopatik akciğer hemosiderozisi
G- Hemostaz bozuklukları



Read more

Kilo Kaybı Nedir? Aşırı Kilo Kaybı Nedenleri ? Korunma Ve Tedavi


İstemsiz kilo kaybının değerlendirilmesi
Anamnez
Fizik muayene
Laboratuvar testleri
Laboratuvar testleri:
İlk yapılacak laboratuvar testleri:
Tam kan sayımı, sedimentasyon
İdrar tahlili
Kan biyokimyası
TSH
Riskli bireylerde HIV testi
Göğüs radyografisi
Dışkıda gizli kan
İkinci etap tarama:
Abdominal BT
Hiperkalsemi varlığında: Mammografi, serum protein elektroforezi, PTH-related peptid, ACE, 1,25 dihidroksivitamin D.
Demir eksikliği anemisi veya melena varsa ya da inflamatuvar barsak hastalığından şüpheleniliyorsa kolonoskopi
Üst GİS kanama veya disfaji varlığında üst GİS endoskopi
Güçsüzlük, pigmentasyon, hiponatremi /hiperkalemi varlığında: kısa ACTH test
Nedeni bilinmeyen ateşle beraber kilo kaybı varlığında kan kültürü
Kan kültürleri (-) ise kemik iliği biyopsisi
Kronik diyarede 72 saatlik dışkıda yağ
Başağrısı, nörolojik semptomlar, endokrin yetm.de kraniyal BT veya MRI
B12 vitamini
İlk etapda yapılan laboratuvar testleri kilo kaybı ile gelen her hastaya
Kan biyokimyası ile diabetes mellitus, hiperkalsemi, böbrek yetmezliği, karaciğer hastalığı, adrenal yetmezliği veya GİS hast düşündüren elektrolit anormallikleri tespit edilir
TSH hipertiroidinin dışlanmasında
Göğüs radyografisi her zaman yapılmalı
Dışkı gizli kan açısından incelenmeli
Riskli kişilerde HIV
Kilo kaybının nedeni bu tetkiklerden sonra bulunamazsa, ikinci etap testlere geçilir
Genelde ilk yapılacak abdominal BT
Diğer yapılacak işlemler hiperkalsemi, elektrolit bozukluğu varlığı, ateş varlığı, demir eksikliği varlığına göre değişir.
Diyarenin varlığında 72 saatlik dışkıda yağ incelemesi veya gastrin, somatostatin veya glukagon gibi hormonların ölçümü
Açıklanamayan kilo kaybında anemi veya makrositoz mevcut olmasa bile B12 vitamin düzeyi tayin edilmelidir
Yeni başlayan veya ciddi başağrısı varlığında nörolojik semptomlar olsun veya olmasın kraniyal BT endikasyonu vardır
Ateş veya nörolojik defisitin eşlik ettiği sırt ağrısı paraspinal veya epidural abseyi işaret edebilir (tbc’ye bağlı, öz. IV ilaç kullananlarda stafilokok’a bağlı)
Kilo kaybı genelde altta yatan ciddi bir hastalığa işaret eder
Nedenin bulunamadığı durumlarda hasta ısrarla takip edilmeli ve testlere devam etmelidir
Hala neden açığa çıkmazsa, aylık kontrollerle hasta fizik muayene ve laboratuvar tetkikleri ile takip edilmelidir
6 aylık bir sürede halen neden bulunamazsa, takip süresinin arası açılabilir

Asemptomatik hastalarda yalnızca kilo kaybı gizli bir hastalık habercisi olabilir
Kanser (Öz. gastrointestinal, pankreatik, hepatik maligniteler erken dönemde kilo kaybı yapar)
İnfeksiyon hastalıkları (bazen sırf kilo kaybı ile): Tüberküloz, HIV infeksiyonu, fungal hast, bakteriyel endokardit, hepatit
Erken dönemde Alzheimer hast, depresyon, yeme bozuklukları
Pernisiyöz anemi: Hematolojik değişiklikler ortaya çıkmadan önce anoreksiye neden olabilir
Adrenal yetmezlik: Erken dönemde; elektrolit bozuklukları, bulantı, kusma ve hipotansiyon ortaya çıkmadan önce kilo kaybı ile prezante olabilir
Parazit inf.ları: Yabancı ülkeden gelenlerde

Read more

Eaton Labmebrt Sendromu Nedir?

Eaton labmebrt sendromu:
Presinaptik membranda voltaj bağımlı kalsiyum kanallarına karşı oluşan antikorlara bağlı asetilkolin salınımında bozukluk vardır. Myastenia gravisten farklı olarak derin tendon refleksleri azalmış veya kaybolmuştur. En sık akciğerin küçük hücreli ca’sına bağlı olarak gelişir. Tanısında EMG’de repetitif sinir stimülasyon testi ile konur.
Read more

Demans (Bunama) Nedir?

Demans
Demans, bilinç düzeyinde değişim olmaksızın önceden kazanılmış entellektüel yeteneklerin kaybedilmesi olarak tanımlanabilir. En sık olarak Alzheimer hastalığı ve vasküler tutuluma ikincil ortaya çıkan demans nedenidir.
Read more

Trigeminal Nevralji Nedir? Tedavisi

TRİGEMİNAL NEVRALJİ
Trigeminal sinirin inerve ettiği alanlarda ataklar halinde gelen ağrıdır
Bayanlarda sıktır
Genç bir hastada trigeminal nevralji saptanmış ise multipl skleroz düşünülmeli (ilk belirtisi olabilir)
Tedavisi: karbamazepindir. Etkisiz olduğu durumlarda fenitoin ve baklofen kullanılabilir.
Cerrahi tedavisinde rhizotomi yapılabilir.
Read more