kısa özet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kısa özet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Anlatıma Hazırlık Aşaması Nasıldır? (Dil ve Anlatım)


 Anlatıma Hazırlık
Bir duyguyu ve düşünceyi veya konuyu sözlü ya da yazılı olarak aktarmaya anlatım denir. Anlatıma başlamadan önce iyi bir hazırlık yapılması gerekir. Çünkü belli bir sıra takip edilmez ise anlatımda istenilen başarı elde edilemez.

Anlatım Sırası
1-) Konu tespit edilir.
2-) Konunun niçin anlatılacağına karar verir.
3-) Konu anlatılırken hangi yöntemleri kullanacağını belirler.
4-) Konu hakkında gözlemler, araştırmalar yapılmalıdır.
5-) Konuyla ilgili notlar almalıdır.
6-) Ansiklopedi, gazete, kitap, dergi ve internet gibi kaynaklardan yararlanır.

Gözlem : Bir nesnenin , olayın veya bir gerçeğin niteliklerinin bilinmesi amacıyla dikkatli ve planlı olarak ele alınıp incelenmesine gözlem denir. Gözlem ayrıntıları keşfetmektir. Gözlemlerde görsel ögeler ve nitelikli sözler sık kullanılır.

Plan : Bir işin veya eserin gerçekleştirilebilmesi için uyulması tasarlanan düzenlenen plana, plan denir.

Dipnot : Metinde geçen herhangi bir bilgi ile ilgili olarak sayfa altına veya çalışmanın sonuna konulan açıklama ve kaynak bilgisine dipnot denir. Dipnot koymanın amacı ileri sürülen görüşlerin doğruluğunu ve tutarlılığını ortaya koymaktır.

Özet Çıkarmak : Bir yazı, konu, söz veya filmin içeriğini kısaltarak özünü vererek daha az sözle anlatmaya özet çıkarma denir.

Anlatımda Tema : Öğretici veya edebi eserlerde işlenen konu düşünce veya görüşe tema denir. Ölüm, aşk özgürlük, ayrılık gibi kavramlar birer temadır.

Konu : Hakkında konuşulan , söz söylenen, fikir yürütülen, yazı yazılan her hangi bir olay, düşünce veya duruma konu denir. Konu temanın sınırlandırılmış halidir. Örneğin sevgi bir temadır. İnsan sevgisi bir konudur.

Konu ile Tema Arasındaki Farklar : Tema soyut, genel ve geniş bir kavramdır. Konu ise somut, özel ve dar bir kavramdır.
Read more

Sunum, Tartışma ve Panel Nedir? Konu Anlatımı, Ders Notları (Dil ve Anlatım)


Sunum Ve Tartışma
Sunum : Bilgileri yenileyen pekiştiren hatırlatan önemli noktaları öne çıkaran bir çalışma sonucunu açıklayan yapılan araştırmaların anketlerin sonuçlarını değerlendiren önemli olay ve olguları dile getirmek üzere yapılan konuşmalara sunum denir.

Sunum Yapacak Kişinin Özellikleri ;

1-) Güncel bir konu seçmeli
2-) Sunumda farklı kaynaklardan faydalanmalı
3-) Sunumdan önce prova yapmalı
4-) Ciddi ağırbaşlı olmalı ve beden dilini iyi kullanmalı
5-) Konuşurken ses tonunu iyi ayarlamalı
6-) Telaffuzuna dikkat etmeli, sunum sırasında izleyicilerin sorularını kibarca cevaplamalı

Tartışma : Bir grubu veya toplumun çoğunluğunu ilgilendiren, önceden belirlenen bir konu hakkında farklı düşünceleri olan kişilerin konuyla ilgili görüşlerini açıklamak, sorunu çözmek muhatabın zayıf yönlerini bulmak amacıyla yaptıkları karşılıklı konuşmalara tartışma denir. 

Tartışmada Başkanın Görevleri ;
  • Konuyu özellikleri ve sınırlarıyla izleyiciye aktarır.
  • Konuşmacılara eşit süreler verir.
  • Konuşmacıların konu dışına çıkmalarını engeller.
  • Konuşmacılara tarafsız davranır.
  • Tartışma sonucunu kısa cümlelerle rapor haline getirir.  
Tartışma Çeşitleri : Münazara, panel, açık oturum, forum, bilgi şöleni

Tartışma Yönteminin Aşamaları ;

1-) Tartışılıcak konu belirlenir.
2-) Tartışma, sorular ile yönlendirilir.
3-) Kullanılıcak araç-gereçler belirlenir.
4-) Tartışma yapılıcak fiziksel ortam hazırlanır.
5-) Tartışma sonunda bir değerlendirme yapılır ve sonuç bildirisi hazırlanır. 

Panel : Bir konunun farklı yönleri konusunda uzman olan kişiler tarafından tartışmak maksadıyla yapılan karşılıklı konuşmalara panel denir.
  • Panelde bir başkan bulunur.
  • Bilimsel, sosyal ve siyasi konularda düzenlenebilir.
  • Tartışma bir sohbet havası içinde gerçekleşir.
  • Panellerde genellikle 3-6 arasında konuşmacı bulunur.
  • Başkan konuşulucak konuyu açıklar ve konuşmacıları tanıtır.
  • Konuşmacıların ne kadar süreyle, hangi sırayla konuşacaklarını belirtir.
  • Her konuşmacıya eşit süre verir.
  • Zorunlu haller dışında konuşmacıların sözünü kesmez. 
Read more

Anlatımda Sınırlandırma Nedir? Konu Anlatımı, Ders Notları (Dil ve Anlatım)


Anlatımda Sınırlandırma
  İletimde iletiyi gönderene gönderici, iletiyi alana alıcı, iletiyi gönderme şekline kanal, iletişimin gerçekleştiği ortama bağlam, alıcının verdiği cevaba dönüt denir.Yazıda sözü edilen kavrama konu denir. Konu sınırlandırılmassa yazı yazmak güçleşir. Yazılı anlatımın yapılabilmesi için düşüncelerin anlatış amacına ve yazarın tavrına göre sınırlanması gerekir. Yazıya başlarken önce hangi konu hakkında yazı yazılacağı sonra yazının amacı yani ana fikri belirlenir. Yazının sınırları bu amaca göre daraltılır. Daha sonra ise konuya ve amaca uygun bir anlatım biçimi belirlenir. Yazının başlığıda buna bağlı olarak konur. Anlatımda sınırlandırma iletişimde yer alan ögelerin imkanlarıyla yapılır. Soyut temalar bağlam, kişi, zaman, ifade ve anlatma biçimi gibi yollarla somut hale getirilir.

Anlatımın ve Anlatıcının Amacı
  Sanatçının kendi ifade tarzına duyuş ve düşünüşteki farklılığına üslup: yazının yazılış amacına ise ana düşünce denir. Yazı ana düşünceye göre şekillenir. Her yazının bir amacı vardır. Makale bir bilgiyi aktarır, Şiir duyguları yansıtır. Yazının amacı bilgi aktarmaktır. Şairin amacı ise duyguları dile getirmektir. Yazar veya şair iletişim ögelerinin görevlerine göre anlatımın amacını belirler. Örneğin " Su 2 Hidrojen 1 Oksijenden oluşur. Maddenin 3 halinden biridir."  Bu cümleler alıcıya bilgi vermek için kullanılmıştır. Bu nedenle üslup bildirmelidir. Sözcükler terim anlamıyla, dil ise göndergesel işleviyle kullanılır, aktarmayı amaçlar bu nedenle üslup sanatsaldır. Burada sözcükler mecaz anlamıyla dil ise şiirsel işleviyle kullanılır. Felsefi metinlerde ise anlatıcının amacına göre dil kavram ağırlıklıdır. Bu bağlamda dil iletişimin en etkili ögesidir.
Read more

Anlatımda Anlatıcının Tavrı Nasıldır? Konu Anlatımı, Ders Notları (Dil ve Anlatım)


Anlatımda Anlatıcının Tavrı
Her anlatıcı ; mizacı, aldığı eğitim, yaşadığı çevre , toplumsal konumu gereği farklı birikime ve bakış açısına sahiptir. Bu nedenle aynı varlık kavram ya da olay farklı anlatıcılar için farklı anlamlar taşıyabiliyor. Çünkü her anlatıcı her şeye aynı açıdan bakma anlatıcının tavrı 2 unsurla açıklanabilir.

1-) Olay durum ve nesnelere bakış açısı anlatıcının anlatım (ifade) tarzı.
Anlatıcı iletisini sunarken öznel yada nesnel tavır takınır. Anlatıcının bu tavrını anlatımın konusu ve anlatımın muhatap olduğu kitle belirler. Anlatıcı soyut yada somut özellikler içerebilir. Anlatıcı kendine göre bir yaklaşım belirler ve anlatımın özelliklerini buna göre belirler. Sözlü yahut yazılı iletişimde anlatıcıyla anlatılan obje veya husus arasındaki ilişki anlatımı etkiler. Çünkü bunlar anlatıcının dışındaki unsurlardır.

Öznel Anlatım : Nesnelerin, olayların, durumların, kişilerin onlara yüklediği nitelikler ve anlamlar kişilerin bakış açısına göre değişir. Bireysel görüş ve değerlendirmeleri içeren anlatımlar özneldir. Bir anlatıcı ; olay, durum, kişi, yada nesneyi kendi özelliklerinden yola çıkarak değil, onların anlatıcıda uyandırdığı duygu, düşünce ve hayallerden yola çıkarak anlattığında öznel anlatımı kullanmış olur. Öznel anlatımda yorum vardır.

Nesnel Anlatım : Nesnelerin, olayların, durumların kendine özgü belli nitelikleri vardır. Bunlar anlatandan anlatana göre değişmez. Bunların gerçekliği, evrensel, değişmeyen deneylerle kanıtlanan gerçekliklerdir. Bilgiler anlatımlar nesnel anlatımlardır. Nesnel taşıyan , kişisel duygu ve düşünce içermeyen yargılara yer verilir.

Doğrudan Anlatım : Bir anlatımda anlatıcının  gözlemlerini algıladıklarını  ve deneyimlerini araya baika birini katmadan ifade etmesidir. Doğrudan anlatımlar bir sözün değiştirilmeden söylendiği gibi  aklatarıldığı cümlelerdir. Sözü aktarılan kişinin anlatımında hiç bir değişiklik yapılmaz. Doğrudan anlatımın kullanıldığı metinlerde tek anlam vardır. Muhatapi amaç ve mesaj açıktır. Doğrudan anlatımda örneklendirme, ispatlama, kanıtlama, açıklama tesvir ve tahlil yöntemleri kullanılır.

Dolaylı Anlatım : Başkalarına ait görüş ve sözlerin anlatıcının ağzından ifade edilmesidir. Bu anlatımın anlatıcının başkasından öğrendiklerini, duyduklarını ifade etmek için başvurduğu anlatımdır.
Read more

Orhun (Göktürk) Kitabeleri Nelerdir? Ders Notları, Konu Anlatımı (Edebiyat)

Türk edebiyatının edebi değer taşıyan ilk yazılı belgeleridir. Göktürkler bu kitabeler yardımıyla Türk milletine seslenmiş kendi düştükleri yanılgılardan gelecek kuşakların ders çıkarmasını istemiştir.
Orhun ırmağının eski yatağında bulunduğu için bu kitabelere Orhun Kitabeleri de denir. Göktürkler bu kitabelere Ebedi Taş anlamına gelen Bengü Taş adını vermiştir. Bu kitabeler günümüzde kuzey doğu Moğolistan da bulunmaktadır. Orhun Kitabeleri 3 tanedir.


1-) Tonyukuk Yazıtı (720-725)
Tonyukuk 2. Göktürk kağanlığı döneminde görev yapmış bir vezirdir kendi sağlığında kendisi tarafından diktirilmiştir.

2-) Kültigin Yazıtları (732)
731 yılında Kültiginin ölümü üzerine  ağabeyi Bilge Kağan tarafından diktirilmiştir. Konuşan Bilge Kağan' dır. Türk - Çin ilişkilerini tarihi olayları, savaşları anlatmıştır.

3-) Bilge Kağan Yazıtları (734)
Bilge Kağan' ın ölümü üzerine oğlu Tengri Kağan tarafından diktirilmiştir.


  • Orhun abideleri Göktürk alfabeleriyle yazılmıştır. Türkler tarih boyunca Göktürk, Uygur, Arap, Kril, Latin alfabelerini kullanmıştır.
  • Göktürk alfabesi 38 harfli 26 sı ünsüz 4 ü ünlü 8 i de birleşik harflidir.
  • 9. Yüzyıldan itibaren Uygur alfabesini kullanmışlardır.
  • 14 harfli Uygur alfabesi 11 ünsüz 3 ünlü harften oluşur.
  • Orhun Abideleri ilk defa 1893 yılında Danimarka' lı bilgin Thomson tarafından çözülerek dünyaya tanıtılmıştır.
  • Göktürk Kitabelerinin yazarı Yolluk Tigin' dir. Bu kitabelerin üslupça en güzeli Kül Tigin Yazıtı dır. Bilge Kağan adına dikilen kitabe eşsiz bir nutuk örneğidir.
Doğal Destanlar
İgar : Rus
Nibelungen : Alman
Manas : Kırgızlar (En uzun Destan)
Şehname : İran
Şito : Japon
Kalevela : Finliler
Gılgamış : Sümerler
Mahabonata , Ramayana : Hintliler
Bozkurt, Ergenekon, Oğuz Kağan .. : Türkler

Uygur Metinleri : Göktürk Devleti' nin yıkılmasından sonra kurulan Uygur Hanlığı döneminden kalan taş ve kağıt üze
rine yazılmış çeşitli metinlerdir.
Read more

İngilizce'de This, These, That, Those, Here, There Nedir? Ders Notları, Konu Anlatımı (İngilizce)

İngilizcede bir şeyi gösterirken kullanılan sıfatlar ve zamirlerdir.

This: Tekil ve yakınımızda olan nesneleri göstermek için kullanılır.

This book is really good. = Bu kitap gerçekten eski.
This game will be hard. = Bu oyun zor olacak.


That: Tekil ve uzakta olan nesneleri gösterme için kullanılır.

That house is beautiful. = Şu ev güzel.
I don't understand that word. = Şu kelimeyi anlamadım


These: Konuşmacının yakınında olan, çoğul nesneleri gösterirken ya da onlardan bahsederken kullanılır.

These chips are cold. = Bu kızartmalar soğuk
I am enjoying there lessons. = Bu derslerden zevk alıyorum


Those: Uzağımızda olan çoğul nesnelerden bahsederken kullanılır.

What are those birds? = Şu kuşlar nedir?
Those potatoes weren't very nice. = Şu patatesler hoş değil.




Here: Yakınımızda olan şeylerden söz ederken here kullanırız.

Here is the pencil in my hand. = Kalem elimde

There : Bizden uzak olan nesneler için there kullanırız.

Could you bring me the seat over there? = Bana oradaki sandalyeyi getirirmisin?
I am living the house over there. = Oradaki evde yaşıyorum.

"That, this, these ve those" işaret sıfatlarını isimsiz olarak kullandığımızda da "pronoun" yani zamir yerine geçerler:


Bir kaç örnek:
This is my friend Doris.= Bu benim arkadaşım Doris.
Those are very nice.= Şunlar çok hoş. That is my car. = Bu benim arabam.

Kaynak : http://www.ingilizcem.org 
Read more

11. ve 12. Yüzyıllarda İslamiyet ve Türk Kültürü , Ders Notları, Konu Anlatımı (Edebiyat)

Türkler orta asyada yaşadığı dönemde çadır kültürü veya çadır medeniyeti denilen bir hayat sürmekteydiler. Atlı göçebe denilen bu yaşayış tarzı Türkler'in İslamiyeti kabulüne kadar sürmüştür.

Türkler 751 yılında yapılan Talas savaşıyla İslamiyetle tanıştılar. Bu savaş Müslüman Araplarla Çinliler arasında oldu Türkler Araplara yardım ederek savaşın kazanılmasını sağladı. Bu savaştan sonra Araplarla Türkler arasında gerek ticari gerekse kültürel etkileşim başlamış oldu.

Müslümanlığı kabul eden ilk Türk devleti Karahanlılardır. 10. yüzyılın ilk yarısında hükümdar Satuk Buğra Han Müslümanlığı kabul etti. Türkler' de kitleler halinde Müslüman olmaya başladı.

Türkler İslamiyet' i kabul ettikten sonra şehirlerde toplanmış, kültür ve medeniyet merkezi kurmuşlardır. Camiyi şehrin merkezi kabul eden anlayış hakim olmuştur. İbadet edilen bu mekanların yanına hastane ve kütüphane, medrese gibi yapılar yapılmış, sosyal ve kültürel mekanlar oluşturulmuştur. Bu yapıların bütününe külliye ismi verilir. Ticaret alanları, külliyelerin yakınlarında kurulmuştur.


Yeni Kültürün Edebiyata Yansıması
Türkler İslamiyeti kabul ettikten sonra Kur'an ' ı Kerim ve temel kitapları Arapça olmasından dolayı Arapça öğrenmişlerdir. Medreselerde bilim dili Arapçadır. Edebiyat dili Farsça olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Bu durum Anadolu Selçuklu' larından sonra kurulan Anadolu Beyliklerine kadar sürmüştür. 15 Mayıs 1207 tarihinde Karaman oğlu Türkçe' yi devlet dili olarak ilan etmiştir. 

Osmanlı Devleti' nin kurulmasından sonra Türkçe İmparatorluk dili olmuştur. 15. yüzyıldan sonra Arapça - Farsça Türk Diline kurallarıyla Türk Diline girmiştir.

Geçiş Dönemi Eserleri
1-) Kutat-gu Bilig = Yusuf Has Hacip
2-) Atebetül-Hakayık = Edip Ahmet Bin Yük Neki
3-) Divan-ı Lügat-it Türk = Kaşgarlı Mahmut
4-) Divan-ı Hikmet = Ahmet Yesevi



1-) Kutat -gu Bilig = Yusuf Has Hacip
Kutlu bilgi anlamına gelir. Adaletli, erdemli, ahlaklı olmayı amaçlayan bir toplumun konuşmasını söylemek isteyen edebiyatımızın ilk siyaset örneğidir. Mesnevi nazım biçimiyle yazılmıştır. 6645 beyittir. Edebiyatımızın ilk mesnevisidir. Hakaniye lehçesi kullanılmıştır. Aruz ölçüsü kullanılmıştır. Didaktik (öğretici) bir eserdir.
Karahanlı hükümdarı, Tubgaç Buğra Han' a sunulmuştur. Hakaniye (Karahanlı) Türkçesiyle yazılmıştır.

Ödülmiş = Akıl, Zeka = Vezirin oğlu
Ay-Toldu = Saadet = Veziri sembolize eder.
Kün-Togdı = Adalet = Hükümdar
Odgurmuş = Akıbet ( Hayatın Sonu) =Vezirin oğlunun arkadaşı

2-) Atebetül-Hakayık
Karahanlı (Hakaniye) diliyle yazılmıştır. Yazarı Edip Ahmet Bin Yükneki dir. Bu yazar bir din adamıdır fakat başarılı bir şair değildir. Eserini aruz ölçüsüyle ve mesnevi tarzıyla yazmıştır. Eserin ismi hakikatlerin eşiği anlamına gelir. Eserde 44 beyit 1001 dörtlük vardır. Edip Ahmet eserinde bilim öğrenmenin faydalarını cömertliğin övülmesini, cimriliğin yerilmesini, alçak gönüllülüğü ve bunun gibi konuları anlatmıştır. Bu açıdan eser didaktik bir nasihatnamedir. Eserde bolca arapça ve farsçaya rastlamak mümkündür. Edip Ahmet son olarak bu eseri adının yaşaması, eserden faydalanılması, gelecek kuşaklara hatıra kalması amacıyla yazmıştır.

3-) Divan-ı Hikmet
Ahmet Yesevi yazmış olduğu şiirlerini topladığı kitaba Divan-ı Hikmet adını vermiştir. Ahmet Yesevi Türklere Müslüman' lığı ve tasavvufu öğretmek için Hikmet denilen şiirler yazdı. Bu şiirler 10.000 lerce seveni tarafından bütün Türk coğrafyasında halka öğretildi. Ahmet Yesevi' nin Hikmetleri İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatı nazım şekillerinden İlahi'nin ilk örnekleri olarak kabul edilir.
  • Ahmet Yesevi Dini-Tasavvufi Türk halk şiirinin kurucusu kabul edilir.
Şiirleri dörtlüklerle, hece ölçüsüyle yazılmıştır. Dili sadedir.

4-) Divan-i Lugat-i Türk
1071 yılında Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır. Bağdat halifesine sunulmuştur. Eserin anlamı Türk dillerinin sözlüğüdür. Türkçe' nin ilk sözlüğüdür. Yazar Doğu Türkistan' dan Hazar çevresinde yaşayan bütün Türk boylarını gezerek eserini oluşmuştur. Farklı Türk Boylarındaki kelimeleri karşılaştırmalı sunmuştur.
Lehçelerin gramer yapılarıyla ilgilide bilgiler vermiştir. Ayrıca Türk kültürü coğrafyası ve tarihine ilişkin bilgilerde eserinde mevcuttur. Bu eserde eski Türk edebiyatına ait sagu, koşuk, sav, gibi eserler günümüze kadar ulaşmıştır. Türk Boyları haritası yer almaktadır. Türkçe' nin ilk ansiklopedik kaynağıdır. Kaşgarlı Mahmut bu eserini arapçanın yoğun olarak kullanıldığı dönemde Türkçe' ye sahip çıkmak ve Araplara Türkçe' yi öğretmek amacıyla yazmıştır.

Read more