İlk insanların, sanat yapıtlarının, genel olarak; mağara duvarlarına çizilen resimler ve araç-gereç yapımıyla sınırlandığını düşünürsek; bu yapıtların yorumu, direkt yaşam ve onun kaygısı ile ilgilidir. Genellikle Prehistorik çağın bu insanları, Örneğin; mağara duvarlarının üzerine betimledikleri, figüratif formları, yaşamlarıyla biçimlendirmiş, tıpkı William Blake’ in de dediği gibi, daha o zamanlardan insanlar “uslama güçleriyle ne görüp kavradılarsa, onu karşılaştırmaya götürmüş ve yargılamaya çalışmışlardır”. Bu, bugünlerin de sanat yapıtlarında, geçerliliğini koruyan önemli bir saptamadır. Tarih öncesinde, sanat adına ortaya konanlar, o zaman toplumunu oluşturanların, nasıl içten içe devinim halinde olduğunun bir göstergesidir de. Bu göstergeyi açığa çıkarmak, yinelikle antropologların ve ruhbilimcilerin işi olduğuna göre; bu dönem üzerinde yorumlama yapmaya kalkışmak, bir anlamda yorumlayıcının, tam anlamıyla antropolog ve ruhbilimci sayılmasıyla eş anlamlı ve doğru orantılı olacaktır. Uzunca zamanlar, çağdaş sanatçıların ve sanat araştırmacılarının da kafasını meşgul etmiş bir olaydır ilkel mağara resimleri. Bu yönde birbirine karşıt iki ilginç görüş şöyledir;
Ernst Fischer şunları söylüyor: “Açıkça ilkel sanatın bir görevi de güç vermekti. Doğaya, bir düşmana karşı, bir cinsel arkadaşa, gerçeğe, insan topluluğunu sağlamlaştırma yönünde güç vermek. İnsanlığın ilk zamanlarında sanatın, “güzellik” ile estetik istekle bir ilgisi yoktu. O, büyü aracı ya da sağ kalma savaşımında, insan topluluğunun bir silahıydı. İlk insanların, boş inançlarına doğayı taklit etmelerine, hatta özdeşleştirmelerine, imge ve dil gücüne, büyücülük gibi özelliklerine değer vermek ve üzerinde durup düşünme gereği vardır”. Böylece Fischer tarafından mağara dönemi sanatçısı, siyasal bir araç niteliğiyle değerlendirilerek, çağdaş bir yoruma götürülmektedir.
Örneğin, Fischer’e karşıt bir yorum geliştiren, Herbert Read ise, “mağara resimlerini yapan insanın, işini yaparken büyük bir tat ve keyif aldığından emin olduğunu” söylemektedir. Ona göre, “ilkel insanın etkili olarak boyama, onun bir resmi, ötekinden daha etkili yapma isteği vardı. Yani, bir resmi ötekinden ayırıyordu”. Ama Read, “bu yaklaşımlarını kesinlikle dine ya da büyüye dayandırmıyordu”. Bu iki araştırmacının yanı sıra, öyle antropologlar vardır ki, mağara duvarlarına yapılan resimleri, o dönem insanlarının boş zaman geçirme eylemi olarak değerlendirmektedirler. Ama kimi antropologların görüşleri ise, resimlerin her çizgisinde sihirsel bir güç olduğundan yanadır. Bu noktada ilkel insan sanatın yorumu konusunda, mantıklı bir sonuç, Read’in de dediği gibi; “sanatçıyı kendi koşulları içinde, toplumunun merkezine yerleştirmek gereklidir”. İşte bu sonuç yorumu, mantıklı olduğu kadar çağdaştır da.
Örneğin, Fischer’e karşıt bir yorum geliştiren, Herbert Read ise, “mağara resimlerini yapan insanın, işini yaparken büyük bir tat ve keyif aldığından emin olduğunu” söylemektedir. Ona göre, “ilkel insanın etkili olarak boyama, onun bir resmi, ötekinden daha etkili yapma isteği vardı. Yani, bir resmi ötekinden ayırıyordu”. Ama Read, “bu yaklaşımlarını kesinlikle dine ya da büyüye dayandırmıyordu”. Bu iki araştırmacının yanı sıra, öyle antropologlar vardır ki, mağara duvarlarına yapılan resimleri, o dönem insanlarının boş zaman geçirme eylemi olarak değerlendirmektedirler. Ama kimi antropologların görüşleri ise, resimlerin her çizgisinde sihirsel bir güç olduğundan yanadır. Bu noktada ilkel insan sanatın yorumu konusunda, mantıklı bir sonuç, Read’in de dediği gibi; “sanatçıyı kendi koşulları içinde, toplumunun merkezine yerleştirmek gereklidir”. İşte bu sonuç yorumu, mantıklı olduğu kadar çağdaştır da.
Özkan Eroğlu.
Üst paleotik dönemde mağaralarda genellikle hayvan figürleridir.(at ,bizon ,geyik,boğa..)
İlk mağara resimleirinin rastlandığı yerler..
Orta Avrupa’da
Fransa-Lascouk mağarası
İspanya-Althamira,Las Palamas,Alpera
İtalya-Tivoli
Antalya-Karain,Beldibi
Adıyaman-Polanlı..
Orta Avrupa’da
Fransa-Lascouk mağarası
İspanya-Althamira,Las Palamas,Alpera
İtalya-Tivoli
Antalya-Karain,Beldibi
Adıyaman-Polanlı..
Genelde kabul edilen görüş ilk resimlerin büyüyle inançlarla alakalı olduğudur..
Çizilen resimler mağaranın en dip en kuytu kesimlerine duvarların üst kısımlarında tavana yakın yerlere yapılmıştır.İç yerler karanlık olduğu için birinin ışık tutması gerekmektedir.Tavana yakın yerlere yapıldığı içinde tırmanmak gerekmiştir..Yani emek verilmiş bilinçli bir şekilde..Resim yapılmadan önce yüzlerce eskiz-resim oluşturulmadan önce ön tasarım- çizilmiştir.Çizilen resimler bir amaçiçin çok özenilerek yapılmıştır.Doğa çok iyi gözlemlenere doğa gerçeğine sadık kalarak resim yapılmıştır.Koşan hayvanın anatomizi gerçekçi bir şekilde çizilmiş.
Çizilen resimler genelde av hayvanları..Resimlerde genellikle av anı hayvanın acı çektiği anlar çizilmiş.Yada hayvanlar sürü şeklinde çizilmiş.
Peki bu çağda neden böyle güçlü bir anlatım vardı.Resimler neden kuytu ve mağara tavanlarına yakın yerlere yapılmıştır.Bu dönemde insan hayatında doğa çok güçlüydü..İnsan doğanın karşısında eziliyordu,acizdi.İnançlar büyü olarak gerçekleştiğinden resimler doğanın tanrılaştırılması sonucu belki de ayinlerle mağaranın kuytu tavana yakın yerlere yapılmıştır..Büyüsel anlamda yapılmıştır..Örneğin Althamira mağarasındaki koşan hayvan bereketi ifade ediyor
Çizilen resimler mağaranın en dip en kuytu kesimlerine duvarların üst kısımlarında tavana yakın yerlere yapılmıştır.İç yerler karanlık olduğu için birinin ışık tutması gerekmektedir.Tavana yakın yerlere yapıldığı içinde tırmanmak gerekmiştir..Yani emek verilmiş bilinçli bir şekilde..Resim yapılmadan önce yüzlerce eskiz-resim oluşturulmadan önce ön tasarım- çizilmiştir.Çizilen resimler bir amaçiçin çok özenilerek yapılmıştır.Doğa çok iyi gözlemlenere doğa gerçeğine sadık kalarak resim yapılmıştır.Koşan hayvanın anatomizi gerçekçi bir şekilde çizilmiş.
Çizilen resimler genelde av hayvanları..Resimlerde genellikle av anı hayvanın acı çektiği anlar çizilmiş.Yada hayvanlar sürü şeklinde çizilmiş.
Peki bu çağda neden böyle güçlü bir anlatım vardı.Resimler neden kuytu ve mağara tavanlarına yakın yerlere yapılmıştır.Bu dönemde insan hayatında doğa çok güçlüydü..İnsan doğanın karşısında eziliyordu,acizdi.İnançlar büyü olarak gerçekleştiğinden resimler doğanın tanrılaştırılması sonucu belki de ayinlerle mağaranın kuytu tavana yakın yerlere yapılmıştır..Büyüsel anlamda yapılmıştır..Örneğin Althamira mağarasındaki koşan hayvan bereketi ifade ediyor