9. Sınıf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
9. Sınıf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9. Sınıf Türk Edibiyatı Yazılısı Sorular ve Cevaplar

I: metin
YAĞMUR
Uyu! Gözlerinde renksiz bir perde, Varsın bahçelerde rüzgar gezinsin,
Bir parça uzaklaş kederlerinden. Yağmur ince ince toprağa sinsin,
Bir ruh gülümsüyor gibi derinden, Bir başka alemden gelmiş gibisin, Mehtabın ördüğü saatler nerde? Dalmış gözlerinle pencerelerde.

2. METİN: YAĞMUR
0.5 mm’den daha büyük sıvı damlaları şeklindeki yağışa yağmur denir. Eğer hava dağılırsa damlalar daha da küçülebilir. Yağmr, metar ve gözlemlerde R ile rapor edilir. Yağmurun yoğunluğu, düşme oranına bağlıdır.
1)Yağmur adlı parçayla yağmur şiirini yazılış amaçları ve dil özellikleri bakımından karşılaştırınız.



I. Metin







II. Metin

2) I. Dünya Savaşının bireyin davranışları ve toplum üzerindeki etkisini anlatan edebi metin hangi bilimlerden yararlanır? Önemli olan üç tanesini yazınız
A)
B)
C)
3) “ Heykel , sinema ” sanatları hangi sanat dallarına örnektir?
Heykel:
Sinema:
4) Edebi metinlerin temel ifade şekillerini yazınız.
A.
B.
5) Polis teşkilatı, romanda hırsızlık yapan birini tutuklamak için harekete geçer mi?Bu edebi metnin hangi özelliğini gösterir ?


HAYAT
- Özgür ufuklar kuşatılmış hayallerin pençesindeyse;
yamalı düşünceler
kırılgan umutlar
derin iç çekişidir
ve şaşkın bakışlar fırtınasında
yalan sığınılacak en büyük liman
sevgi yalnızlığın çaresi
hayatsa dalından kopmuş kuru bir yapraktır
Yukarıdaki üç sanat ifadesiyle hangi kavram ele alınmıştır.Bu üç sanat ifadelerinin anlatılmak istenen konuyu nasıl ele aldığını kısaca anlatınız.
6) Cümlelerde verilen boşlukları uygun şekilde doldurunuz.
· “Olay, düşünce, duygu ve hayâlleri dil aracılığıyla, sözlü veya yazılı olarak biçimlendirme sanatına ………………. denir. Resim sanatının malzemesi nasıl fırça ise, …………….. ın malzemesi ise ………. dir.”
· İnsanın ruhsal durumunu anlatan bir edebî metin, …………… biliminden yararlanır.
· Doğal dili kişiye özgü duyarlıkla kullandığı için edebî metnin dili ………….. bir dildir.
· Edebî metnin konusu, en geniş anlamıyla doğa ile ilişki hâlindeki duyan, düşünen tasarlayan ve yaşayan ……………. dır.
· Metinler ……………………… ve ………………. diye ikiye ayrılır .(4p)
· Olay, düşünce, duygu ve hayâlleri dil aracılığıyla, sözlü veya yazılı olarak etkili ve güzel bir biçimlendirme sanatına ………………. denir.(2p)
· Edebî metnin konusu, en geniş anlamıyla doğa ile ilişki hâlindeki duyan, düşünen tasarlayan ve yaşayan ……………. dır. (2p)
· ………………….., bir dönemdeki dinî, siyasî, sosyal, ekonomik, sivil, askerî hayatın duygu, anlayış ve zevk bütünüdür.(2p
· Sanatları sınıflandırma şemasına göre Kar şiiri ,…………………..ın bir kolu olan……………………..örnek olabilir.
8- Edebi metnin tanımını yapınız. Özelliklerininden beş tanesini yazınız.
9- Üç arkadaş sinemada Irak savaşını konu edinen bir film izlerler. Filimden sonra birinci arkadaş “bu film gerçek hayatta olanları aynen anlatmış “diyor, ikinci arkadaş;” hayır bu neticede bir filimdir hepsi hayal gücü kurmacadır” diyor.Üçüncü arkadaş nasıl bir yorumlama yapmalı ki bu edebi eserle ilgili en doğru yorum olsun?
10- Dramatik ritmik sanatları yazınız. Birer örnek veriniz.
11- Dil olmasaydı hayatımız nasıl olurdu? Düşüncelerinizi yazınız.
12- Mermerden mutfak tezgâhı yapan usta ile mermeri heykele dönüştüren heykeltıraşın yaptıkları arasında ne fark vardır? Açıklayınız.
13- . “Sonbahar,taşımak, umut,bir, sevda, kuşlar, mektup, gün, dolu” kelimelerine getireceğiniz eklerle güzel ve farklı cümleler kurunuz.
14- Yazarın öykülerinin belkemiğini yakın tarih oluşturuyor. Ancak sanatçı tarihi olduğu gibi aktarmaktan yana görünmüyor. Karmaşık kapıyı kolaylaştırmıyor; sadece okurun eline bir anahtar tutuşturuyor. Tarihi değerlendirmek işi okura kalıyor.
Bu parçada geçen “okurun elime bir anahtar tutuşturmak” sözüyle anlatılmak istenen nedir, birkaç cümleyle açıklayınız.
Aşağıdaki cümlelerin karşısına yargılar doğru ise (D), yanlış ise (Y) yazınız.
a. Sanat eseri, öncelikle doğruluk ve fayda değil, güzellik amacı güder. ( )
b. Birinci Dünya Savaşı’nı anlatan bir edebî metin, Fizik biliminden yararlanır. ( )
c. Aynı dili konuşan insanlar, ortak kültür değerlerini paylaşırlar. ( )
ç. Edebi gerçeklik, kaynağını diğer bilim alanlarının ortaya koyduğu sonuçlardan alamaz. ( )
( )Sanat metinlerinin anlamı yoktur, anlamları vardır.
( ) Sanat eserleri bilimsel eserler gibi bilgilendirici ve nesnel olmalıdır.
( )Sanat eseri biricik ve özgündür.
( )Bir sözcüğün veya bir ifadenin ait olduğu metnin yapısı ve bütünlüğü içerisinde, değer ve anlam kazanmasına “bağlam” denir.
( ) Dizelerde ünlü harflerle yapılan ahenge aliterasyon denir.
TEST SORULARI
1- Edebiyat her şeyden önce tarihî ve kültürel olandan hareketle dille gerçekleştirilen güzel sanat etkinliğidir. Bu etkinlik ile insan olan her yerde ve zamanda karşılaşıldığını, insanı konu alan çalışma alanlarının yetkinlikleri dile getirilmektedir. Öyleyse güzel sanatların kaynağı ve özelliklerinden söz edebilmek için somut olarak insanı tanımak gerekir.
Yukarıda güzel sanatların hangi yönü üzerinde durulmaktadır?
A) Evrensel bir özelliğe sahip olması
B) Kaynağının insan olması ve insanı konu alması
C) Zamanla gelişme göstermesi
D) Tarihi ve kültürel konuları işlemesi
E) Edebiyatla içli dışlı olması
2-Aşağıdakilerden hangisi güzel sanatların özelliklerinden değildir?
A) Her an genişlemekte, değişmekte ve zenginleşmektedir.
B) İnsanda bulunan güç ve yeteneğin sonucu ortaya çıkar.
C) Özgün bir çalışmanın ürünüdür.
D) Yeni bir yapı kurma ve şekil verme girişimidir.
E) Güzel sanatların dış dünya ile ilişkisi yoktur.
3- Sanat eseri insana ne ahlâksızlık öğretir ne de ahlâklı olmayı öğütler. Ahlâk karşısında kayıtsızdır. Kişilere gündelik hayatta kullanılacak bilgi verdiği de söylenemez. Çünkü gerçekliği yorumlar, dönüştürür ve yeniden yapılandırır. Buna sanata özgü gerçeklik denir. Ama sanat eseri sezgisel bilgi vererek insanın katı gerçekliğinin ötesini düşünmesini sağlar.
Yukarıda sanatın ve sanat eserinin hangi özelliğine değinilmemiştir?
A) Sanat, insana öğüt vermez.
B) Sanat, gerçeği yeniden yorumlayarak bize sunar.
C) Sanat eseri, insanın hayal dünyasından dış dünyaya yansımasıdır.
D) Sanat, insanın sezgisel yeteneğini geliştirerek farklı düşünmesini sağlar.
E) Sanat eserinin dile getirdiği gerçeklik kişiye özgü değildir.
4- Aşağıdakilerden hangisi sanatın özelliklerinden değildir?
A)Kavramların, gözlemlerin değil, sezginin öne çıktığı eserler ortaya koyar.
B) Öğretmez, açıklamaz, göstermez.
C) Sezdirir, çağrıştırır, hissettirir, duyurur, hatırlatır.
D)Doğanın gözlemlenmesi sonucu ortaya çıkar.
E) Sanat kendi geleneği içinde varlığını sürdürür.
5- Sesle yapılan sanatlara fonetik sanat denir. Bu tanıma göre aşağıdaki sanat dallarından hangisi bu gruba girmez?
A) Müzik
B) Edebiyat
C) Tiyatro
D) Resim
E) Opera
6- Anlatmayla veya nakletmeyle gerçekleştirilen sanat metinlerine anlatmaya bağlı edebî metinler denir. Bu tanıma göre aşağıdaki türlerden hangisi bu gruba girmez?
A) Destan
B) Masal
C) Halk Hikâyesi
D Roman
E) Müzik
7- Atatürk: “ Söz ve anlamı, yani insan dimağında yer eden, her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları, çok ilgili kılacak şekilde söylemek ye yazmak sanatıdır edebiyat. Bunun içindir ki, edebiyat ister nesir halinde olsun, ister nazım biçiminde osun, tıpkı resim gibi heykeltıraş gibi özellikle musikî gibi güzel sanatlardan sayıla gelmektedir.” diyor. Atatürk’ün yukarıdaki ifadeleri edebiyatın hangi özelliğini belirtiyor?
A) Edebiyatın güzel sanatlar içerisindeki yerini
B) Edebiyatın insanı ve doğayı konu almasını
C) İnsanın duygularının bir göstergesi olduğunu
D) Nesir ve nazım şeklinde yazılmasını
E) Anlatmaya dayalı bir tür olduğunu
8- Varoluşun sırrına eren insan, yarına inanır ve geleceğe hazırlanır. Yarına inanan, geleceği bugünden hazırlayan insan, ortaya koyduğu kalıcı eserlerle yaşadığı yere damgasını vurur. Günü gününe yaşama ilkesini benimseyen, yarına inanmadığından gelecek için bir hazırlık yapmayan insan ise yaşadığı yerde bir iz bırakmadan göçüp gider.
Yukarıdaki paragraf sanatın hangi yönünü açıklamaktadır?
A) Sanat her zaman bir değişim içerisindedir.
B) Sanat insanı ölümsüzleştir.
C) Sanatın malzemesi insan ve dildir.
D) Sanat insanı geleceğe hazırlar.
E) Sanat insana varoluşunu hatırlatır.
9-Aşağıdakilerden hangisi edebiyatın özelliklerinden değildir?
A) İnsanın duygu, düşünce ve hayallerini konu edinir.
B) Sözlü ve yazılı olarak ikiye ayrılır.
C) Güzel sanatlar arsında sayılır.
D) Kendine özgü kuralları vardır.
E) İnsan düşüncesinin ürünü olan her yazılı ve sözlü ifade edebiyatın inceleme alanına girer.
10- I) Edebiyat dille gerçekleştirilen güzel sanat etkinliğidir.
II) Edebiyatın konusu insandır.
III) Sanat değeri taşıyan insanda üstün bir güzellik duygusuyla heyecan uyandıran dil ürününe edebî eser denir.
IV) Edebî eserin estetik bir değer taşıması gerekmez.
V) Edebî eseri yaşatan başlıca öge dilidir.
Yukarıdaki numaralı cümlelerden hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
11- Çağımız sanatı hemen her alanda büyük bir anlatım zenginliğine sahiptir. Farklı çevrelerden, hatta kültürlerden etkilenme olayı çağımızda tüm açıklığıyla ortaya çıkar. Etkilenme, sanatın “evrenselliğini” destekleyen bir durumdur.
Yukarıdaki paragrafta sanatın hangi özelliği üzerinde durulmuştur?
A) Kaynağının insan oluşu
B) Etkilenme alanının fazlalığı
C) Sürekli kendini yenilemesi
D) Sanatın evrenselliği
E) Sanatın insana ve doğaya bakışı
12- İnsan, güzel duygu ve düşüncelere gereksinim duyar. Her insanda güzele ve güzelliğe karşı bir yöneliş vardır. Sanat ise insandaki güzel duygu ve düşünceleri ortaya çıkartır, insanı günlük hayatın sıkıcı ve anlamsız yönlerinden uzaklaştırır, insanın edebî yönünü ortaya koyar.
Yukarıdaki paragraf sanatın hangi yönünü ortaya koymaktadır.
A) Sanat ile edebiyat arasındaki ilişki
B) Sanat ve müzik arasındaki ilişki
C) Sanat ile resim arasındaki ilişki
D) Sanat ile doğa arasındaki ilişki
E) Sanat ile insan arasındaki ilişki
13- Aşağıdaki sanat dallarından hangisi görsel sanatlardan değildir?
A) Mimari
B) Heykel
C) Fotoğraf
D) Resim
E) Müzik
14- Aşağıdakilerden hangisi güzel sanatlardan biri değildir.
A) Resim
B) Edebiyat
C) Müzik
D) Heykel
E) Halıcılık
15- I) Edebiyat kelimelerle yapılan güzel sanattır.
II) Müzik sesleri melodi haline getirme sanatıdır.
III) Tiyatro, bale ve opera ses ve görsel sanatların karışımıdır.
IV) Fotoğraf ve sinema da güzel sanatlardan sayılır.
V) Edebiyat sadece görsel bir sanattır.
Yukarıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) I B) II C) III D)IV E) V
16- Duyguların taşa, tahtaya kazılması ile …………, maddelerin şekillenmesi ile ………….ortaya çıkmış; duyguların seslerle belirtilmesi ………..e temel olmuş, çeşitli oyunlarla …………., yazının bulunmasıyla da ………….. başlamıştır.
Yukarıdaki boşluklara sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Resim-heykel-müzik- tiyatro- edebiyat
B) Heykel- bale-tiyatro-müzik-edebiyat
C) Edebiyat- opera-müzik-tiyatro- resim
D) Resim-heykel-tiyatro-müzik-edebiyat
E) Edebiyat-heykel-bale-tiyatro-müzik
17- Ses ve görüntüyü kullanarak yapılan güzel sanatlara karma sanatlar adı verilir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi karma sanattır.
A) Resim
B) Tiyatro
C) Heykel
D) Müzik
E) Edebiyat
18- Yalnız görüntüyle yapılan sanatlara plastik sanat denir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi plastik sanat değildir?
A)Dokumacılık
B) Marangozluk
C) Aşçılık
D) Heykel
E) Duvarcılık
19- Bir yapı ve ifade biçimi kazanmış sanat eseri kendisine özgü bir iletişim aracıdır. Kullanılan malzeme ile ifade edilmek istenen husus birleşerek bir bütün oluşturur. Artık bu bütün yeni bir varlıktır. Benzeri olsa da eşi yoktur.
Bu paragrafta sanat eserinin hangi özelliği vurgulanmaktadır?
A) Öznelliği
B) Özgünlüğü
C) Nesnelliği
D) Evrenselliği
E) Etkileyiciliği
20- Sanatçı kendine özgü bakış açısı ve duyarlılığıyla varolanı seçer, ayıklar, yorumlar sonra da yine dönemine ve kendisine özgü bir teknikle bu malzemeden yeni bir yapı ortaya çıkarır. Ancak bu kurgu inandırıcı, çağrıştırıcı, düşündürücü olmalıdır. Bunun için sanat eserinin önemli bir özelliği de kurgulu olmasıdır.
Yukarıdaki parçada sanat eserinin hangi özelliğine değinilmemiştir?
A) Sanat eserinde kurgu önemli yer tutar.
B) Ortaya konulan sanat eseri döneminden izler taşır.
C) Sanat eserinde sanatçının kendi özelliklerini bulmamız mümkündür.
D) Sanat eseri varolanı farklı gözle bizlere gösterir.
E) Sanat eseri, insan doğasının bir sonucudur.
21) Aşağıdakilerden hangisi dilin kültür taşıyıcısı olduğunu gösterir?
a) Dilin seslerden örülmüş bir yapının olması
b) İnsanların iletişim kurabilmek için genellikle dili kullanması
c) Bazı dillerin zamanla unutulması
d) Atasözlerinin kulaktan kulağa çağımıza ulaşması
e) Her milletin dilinin farklı olması
22)Aşağıdakilerden hangisi edebi metinlerin özellikleri arasında gösterilmez?
a)Yaratıcısının anlatım özelliklerini yansıtmaları
b) Yazıldıkları dönemin kültürel özelliklerini gösterebilmeleri
c) Okuyucuda güzel duygular uyandırabilmeleri
d) Herkese aynı derecede hitap eden bir dille oluşturulmaları
e) Dilin anlatım olanaklarının zenginleştirilmesinde rol almaları
TEST CEVAP ANAHTARIDIR…
1)B
2E
3E
4D
5D
6E
7A
8B
9E
10D
11D
12A
13E
14E
15E
16A
17B
18D
19B
20E
21)D 22)D
Read more

2013 9. Sınıf Dil ve Anlatım Etkinlikleri Tüm Soruları ve Cevapları

2012-2013 yeni eğitim öğretim yılında 9.sınıflar için Sezonun şu ana kadar bölümüne kadar olan Dil ve Anlatım konuların cevaplarını tek bir sayfada topladık...
Sayfamızda 9.sınıf Dil ve Anlatım etkinliklerine ulaşmanız mümkün..
Cevabını bulamadığınız soru olursa bize mesaj bırakabilirsiniz...
2012-2013 Dil ve anlatım (9.sınıf)
1.Çizimler incelendiğinde insanın iletişim ihtiyacı karşımıza çıkar.

2.a)İnsanoğlunun çevresiyle iletişim kurmak için başvurduğu yollar zaman içerisinde teknolojinin de gelişmesiyle hayli mesafe kat etmiştir.
b) Söylenemez;çünkü iletişim sadece insanlar arasında vardır.
3.İnternet,telefon sıklıkla kullandığımız anlaşma araçlarıdır.
4) Olabilir.
5)Atatürk ilke ve inkılaplarıyla basın özgürlüğü arasında ilişki kurulabilir.
SAYFA 11:
4) İletişim ……………………………………….İÇİN ÖNEMLİDİR.
Ø Hayatın gereği olduğu için önemlidir.
Ø Hayatın akışını sağladığı için önemlidir.
Ø İnsanlar arasında gelişmeyi sağladığı için önemlidir.
Ø Kişileri birbirine bağlayarak, onların sosyal bir grup halinde uyum içinde yaşamalarına yardımcı olduğu için önemlidir.
Ø Belli bir toplumda insanın kendinden önce var olan kuralları öğrenmesi, değer ve inançları benimsemesi ve buna uygun olarak kendisine verilen rolleri oynaması yani toplumsallaşyı sağladığı için önemlidir.
Ø Bireylerin kendi amaçları doğrultusunda ortak bir amaçta birleşerek toplumsal örgütlenmelerin kurulmasında da rol oynadığı için ÖNEMLİDİR.
SAYFA 12
B.Metinde Haşmet Gülkokan ve sakatatçı arasında geçen iletişim ögeleri
Gönderici(konuşan): “Haşmet Gülkokan” –Gülüm,bizim ciğer
Alıcı(dinleyen):sakatatçı –Hazır Haşmet Bey
İleti(mesaj) : ciğer
Kanal: hava
Şifre:kullanılan dil
Dönüt: -Hazır Haşmet Bey
Bağlam: hâl-alışveriş ortamı (Genellikle üstü kapalıpazar yeri.)
SAYFA 13:
a)İletişimde alıcı iletiyi almaya niyetli ve anlayacak seviyede ise iletişim gerçekleşir.Aksi durumlarda iletişim gerçekleşmez.
b) Alıcı, göndericinin iletisini almaya niyetli ve anlayacak seviyede olmaldır. Gönderici ile alıcının ortaklıkları ne kadar fazla ise iletişim o kadar etkili oiur (ortak deneyim, ortak bilgi birikimi, ortak dil özellikleri vb.)
· 7) yeşil yapraklar: bahar
· Kardan adam: kış
· Duman: yangın
· Siyah bulut: yağmur
· Bayrak : Türkiye (bağımsızlık da denebilir)
8) doğal gösterge-sosyal gösterge-dil göstergesi
b) Gösterge ve Türleri:
Kendi dışında başka bir şeyi gösteren, düşündüren, onun yerini alabilen, kelime, nesne, görünüş ve olgulara gösterge denir.
Türleri:
a) Dil Göstergesi: Söz veya yazıyla gerçekleştirilen her türlü eylem bu gruba girer.
b) Doğal Gösterge: Ülkelerin de doğal güzellikleri, yaprakların sararması,siyah bulutlar,güneşin doğması-batması…
C) Sosyal Gösterge: Trafik ışıkları, görgü kuralları,sigara içilmez levhaları,okulların açılması…
EK BİLGİ: İletişim Kurarken Kullanılan Göstergeler Nelerdir?
* Dil göstergeleri: Söz veya yazıyla gerçekleştirilen her türlü eylem bu gruba girer. İnsan duygu ve düşüncelerini en iyi şekilde dil ile anlatır. Dille gerçekleştirilen iletişim resim, şekil, işaret ve vücut diliyle yapılan iletişimden daha güçlü ve daha kullanılışlıdır.
* Dil dışı göstergeler: Resim, şekil, işaret, hareket, jest ve mimikler bu gruba girer.
9a) Dil göstergelerin oluşabilmesi için varlığı anlatan sesler bir arada düşünülmelidir.
a) Jest ve mimiklerle gösterebilir.
b) Resimde kullanılan dil dışı ögeler:
Haşmet Gülkokan’ın jest ve mimikleri
Fiyat etiketleri
Trafik lambaları, trafik işaret levhaları
c) En etkili iletişim dille yapılan olduğundan dil dışı göstergelerle yapılan iletişim pek de sağlıklı ve etkili olmayabilirdi.
SAYFA 15:
b) İletişim gerçekleşmez.
c) İletinin alıcıya ulaşması için göndericinin bunu doğru şekilde ifade etmesi önemlidir.Ancakiletişimin hangi ortamda (bağlamda) gerçekleştiği de bir o kadar önemlidir.Örneğin yüksek sesli müzik dinlenilen bir yerde sağlıklı iletişimden söz etmek pek mümkün değildir.
3.Ambulans: hasta itfaiye: yangın
4) cevabı için bknz. Sayfa 11 4.soru
5)Atatürk bu sözle basının bir toplumun ortak ve genel duyguları ve fikirlerinin yansıtıcısı olduğunu belirtmiştir.Günümüz basın dünyası da halkın ortak duygu ve düşüncelerini yansıtmaktadır.
ÖLÇME-DEĞERLENDİRME
1)
Gönderici: Firdevs Hanım
Alıcı: Kırkayak Hanife Hanım
İleti: "Dışarı mı çıkıyordun?"
Dönüt: "Çıkıyordum amma acelesi yok."
Bağlam: ev
Kanal: Hava
Şifre: Dil
2) Jest ve mimikler,gazete,sabun
3) s.a.b.u.n >varlığı anlatan sesler =sabun(varlığı gösteren kelime) >dil göstergesi
g.a.z.e.t.e> varlığı anlatan sesler=gazete (varlığı gösteren kelime) >dil göstergesi
4) B
5)
· gösteren ve gösterilen
· Alıcı
7)
(y)
(d)
(d)
1.ŞİİR İNCELEME YÖNTEMİ
A) ŞİİR VE ZİHNİYET
HAZIRLIK
1.Destan Dönemine ait birinci metinde destan dönemi sanat ve zevk anlayışı metne yansımıştır.Bu metinde tema savaştır.Oymak,yay,savaşta vuruşmak gibi kelime ve kelime grupları dönemin zihniyetinin belirleyici ögeleridir.Şiir koşuk nazım biçiminde dörtlük nazım biriminde ve milli ölçümüz heceyle söylenmiştir.Dil yabancı etkilerden uzak ÖzTürkçedir.

2.metinde ise yine savaş ve yiğitlik teması işlenmiş.Sade ,yalın ve yerel söyleyişlere yer veren halk dili kullanılmıştır.Koşma nazım biçiminde,dörtlük nazım birimi ve heceyle yazılmıştır.(Halk şiiri geleneği) (UYARI:İkinci şiirin ozanı AŞIK ŞENLİK 19.yy. halk ozanıdır.Kitapta 9.yy olarak geçmektedir.Lütfen düzeltiniz.)
Sayfa 42
İnceleme
1. Yunus Emre’ye ait “Çağırayım Mevla’m seni” şiiri tasavvuf geleneğinin izlerini taşımaktadır.(Tasavvuf, Allah, evren ve insan ilişkisini bir bütünlük içinde açıklamaya çalışan, insanın ilahi erdemlere benzemesini,insanı insan-ı kamil amaçlayan dinsel ve felsefi düşüncedir.) Yunus Emre Allah aşkı ile yanan bir mutasavııftır.Yunus’un tasavvufi felsefesinde mutlak sevgili Allah’tır.Tek derdi Hakk’a ermek ve vuslatı yaşamaktır.Bu şiirde geçen “abdal,Mevla’m ,Ya hû” sözcükleri tasavvuf düşüncesini yansıtmaktadır.
2. Tanzimat dönemi, yeni değer ve kavramlarla yeni türlerin bir arada kullanıldığı bir dönemdir. Bu devirde başlatılan sosyal, siyasi, askerî, ekonomik, idarî yenilikler, insanların dünya algısını da belli oranda etkilemiştir. Eskiden insanların hürriyetle ilgili bir sorunları yoktu. Ama devrin sosyal ve siyasi yapısının etkisiyle hürriyet üzerinde konuşmak değerli bir hal aldı. Bunun en önemli sebebi, Avrupa’dan ithal edilen kavramlar, değer yargılarıyla Osmanlı devletinin zor bir devirden geçmesidir. Devlet, savaşlarda yeniliyor, ekonomisi çok kötüye gidiyordu. Bu durumda yaşayan insanlar da ülkelerinin bağımsızlığını kaybedeceğinden korkuyorlardı. Şair de hürriyet'in bu devirde yaşayanlar için neden önemli olduğunu şiirinde anlatmaya çalışmıştır. Sonuç olarak, bu şiirin devrin gerçekliğini doğru bir biçimde yansıttığını söyleyebiliriz.
Birinci dönemdeki sanat anlayışı : 'Sanat , toplum içindir ' anlayışı
İkinci dönemdeki sanat anlayışı : 'Sanat , sanat içindir ' anlayışı.(Bunun sebebi 2.dönemdeki ağır siyasi koşullardır.Dönemin sosyal ve siyasi özelliklerinin edebiyata yansıdığını unutmayınız.)
-Namık Kemal'in Hürriyet Kasidesi’nde toplum için sanat anlayışı vardır.
3. Tanzimat ve Milli edebiyat dönemleri (19-20.yy)Osmanlı Devleti ve halkı için sıkıntılı ve acılı dönemlerdir.Toplumun içinde bulunduğu durum hürriyet,vatanseverlik gibi değerlerin ön plana çıkmasını sağlamıştır.
Sayfa 44
4.Yunus Emre’nin şiirine döneminde etkili olan tasavvuf ve edebiyat anlayışı bütünüyle yansımıştır.
5.Namık Kemal’in kasidesinin konusu Namık Kemal’in hürriyete övgüsüdür.Hürriyet Kasidesinde divan şiirinde yazılan kasidelerle biçim yönünden bir etki söz konusudur.Namık Kemal Hürriyet Kasidesinde klasik kasidenin biçimsel özelliklerini korumuş(klasik kasidenin bölümleri dışında) eski nazım biçimiyle hürriyet gibi daha önce şiirlerde kullanılmamış bir tema işlemiştir.Burada şunu unutmamak gerekir.Tanzimat Dönemi şiirlerinde eski nazım biçimleri birtakım şekil değişiklikleriyle beraber kullanılmaya devam edilmiş; ama ŞİİRİN İÇERİĞİNDE,TEMASINDA YENİLİKLER yapılmıştır.(Hürriyet,eşitlik,adalet,kanun vb.gibi)
Yorumlama-Güncelleme
1. Namık Kemal’in şiirindeki dili rahatlıkla anlayamıyoruz.Bunun sebebi hem şiirin yazıldığı dönemin dil özellikleri(Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalarıylayüklü Osmanlıca) hem de Divan şiirinin etkisinin özgün içerik önce burada devam etmesidir.Tanzimat Döneminde dilde sadeleştirme istense de bunda pek başarılı olunamamıştır.
2.
1. metin : İslamiyet etkisinde gelişen dini-tasavvufi Türk edebiyatı sanat ve zevk analyışı hakimdir.Dil oldukça sadedir ve yalındır.Hece ölçüsü ve dörtlük nazım birimi kullanılmıştır.Dönemde etkili olan tasavvuf zihniyeti şiire bütünüyle yansımaktadır.
2. metin:Divan edebiyatı şiir geleneğinin kaside biçiminin şekil özelliklerini korumakla birlikte hürriyet gibi yeni bir tema işlenmiştir.Dönemin sosyal ve siyasi zihniyetini yansıtmakta hürriyete övgü sunulmaktadır.
3. metin:Sade bir dil vardır.Milli edebiyat şiir geleneğini yansıtmaktadır..Milliyetçi edebiyat anlayışına uygun sade dil,hece ölçüsü ve vatan sevgisi teması işlenmiştir.
Değerlendirme
1.
-dönemle
-sosyal,siyasi ve kültürel
-zihniyetini
-tasavvufun
2. D
3. Genel anlamda şairler döneminin kültür ve sanat hayatıyla ilgilenirler,ama bütün şairler dönemin zihniyetini yansıtırlar demek doğru demek değildir.
4. soru(doğru-yanlış)
D
D
D
ŞİİRDE AHENK (SES VE RİTİM)
Sayfa 45
Hazırlık
1.Metinlerden 2.metni daha ahenkli okuruz.Çünkü şiirde ses benzerlikleriyle sağlanan bir ahenk vardır.
2.Türküyü düz yazıya çevirdiğimizde ahenk(ses ve ritim özellikleri) ortadan kalkmaktadır.
İnceleme
2.Evet iki metinde de ahenk vardır.Bu iki metnin söylenişleriyle aynı değildir. Çünkü konular farklıdır.1.metin coşkulu ,2.metin hüzünlü bir söyleyişe sahiptir.
3. Kavuştak bölümünün ezgisi farklı olduğu için, bendden daha farklı bir söyleyişe sahip olduğu için…
SAYFA 47:
5.Türkü: Hece ölçüsü,durakları düzensiz
Ahmet Paşanın şiiri: Aruz ölçüsü,durakları düzensiz
Salkım Söğüt: Serbest tarzda yazıldığı için ölçüsüz,durakları düzensiz
6. Türkü ve Ahmet Paşanın şiiri ölçü kullanılarak oluşturulmuştur.
7. a……duman oldu
a…..çemen oldu
b…..görmedim
a………yaman oldu (oldu>redif ; “n” sesi yarım uyak
DEĞERLENDİRME
Sayfa 48
1.Şiirde ritim kafiye , ölçü ve ses tekrarıyla sağlanır.
2.C şıkkı
3.C şıkkı
4.D , Y , Y
5.Her edebi ESERİN kendine özgü bir AHENK ve RİTİM anlayışı vardır.
Şiirde ölçü (aruz, hece), kafiye, redif, aliterasyon, asonans ve kelime tekrarları. ahenk unsurudur.
6.Dörtlükte ahenk kafiye ve rediflerle,ses ve kelime tekrarlarıyla,aliterasyon ve asonasla ve 11’li hece ölçüsüyle sağlanmıştır.
Hazırlık
1. Binlerce yıllık geçmişe sahip olan, onlarca devlet kuran, çok büyük göçler ve felaketler yaşayan bir milletin yazı ve konuşma dilinin 2000 yıl önceki durumuyla 2000 yıl sonraki durumunun aynı olduğunu söyleyebilir misiniz? Neden? Sözlü olarak ifade ediniz.
1. Söylenemez çünkü konuşma bölgesel farklılıklara göre daha çabuk gelişme gösterir. Yazı dili ise göç, savaş, kültür etkileşimi, icatlar gibi unsurların dile katkısından dolayı sürekli değişim ya da gelişim halindedir. Örnek olarak t>d değişimdir. Eski Türkler tag derken şimdi ise dag olarak geçmiştir ve bu ses değişimleri kendi göstermiştir. Bir başka özellik ise alfabenin değişmesi de bu dilin aynı kalmadığı gösterir.
2. Günümüzde Moğolistan’dan Balkanlar’a, Sibirya’dan Kerkük’e kadar yayılmış bulunan Türklerin Latin, Kiril ve Arap alfabelerine dayanan 29 farklı alfabe kullanmaları, Türk boylarının birbirleriyle olan ilişkilerini ne yönde etki­lemiş olabilir? Tartışınız. Ulaştığınız sonuçları maddeler hâlinde tahtaya yazınız.
2. Olumsuz etkilemiştir. Çünkü aynı dili, millet ve kültürü taşıyan ama farklı şekilde yazan insanlar zamanla aralarındaki kopar ve birbirlerine yabancı olurlar.
3. “Kaşgarlı Mahmut” ve “Divanü Lügati’t-Türk” size Türk dili ile ilgili neyi hatırlatır?
3. Türk dilinin ilk sözlüğü ve sözlü döneme ait destan, koşuk, sağu ve savları günümüze taşıyan önemli eser.
4. 7-8. yüzyıllarda yaşayan Kül Tigin ile 20. yüzyılda yaşa­yan Mustafa Kemal Atatürk’ün karşılaşıp konuşma imkânı olsaydı ikisi de Türkçe konuşmasına karşın anlaşabilirler miydi? Tartışınız. Ulaştığınız sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
4. Anlaşamazlar çünkü o zamanın Türkçesi ile şimdiki aynı değildir.
5. Dünyada Türkçenin birçok lehçesinin konuşulduğunu düşündüğümüzde Türkiye’de konuşulan Türkçeye, Türkiye Türkçesi mi yoksa sadece Türkçe mi demek daha uygun olur? Tartışınız. Ulaştığınız sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
5. Türkiye Türkçesi demek daha doğru olur. Sadece Türkçe dersek Azeri, Kırgız, Tatar, Türkmen gibi Türklerin konuştuğu Türkçeyi de içine alır.
İnceleme
1. Metin
Orhon Yazıtları (Kül Tigin Abidesi)
Doğu yüzü (Köktürkçe Dönemi, 8. Yüzyıl)
1.Yandaki tabloda, Köktürkçe ile yazılmış Orhon Yazıtları metninde geçen bazı kelimelerin Türkiye Türkçesindeki karşılıkları verilmiştir. Orhon Yazıtları metni ve yanda verilen kelimeler dikkate alındığında Köktürkçe ile Türkiye Türkçesi arasında nasıl bir ilişki kurulabilir?
1. Aralarında çok fazla fark yoktur. Sadece bazı kelimelerde ses değişimleri olmuştur. Mesela ilgerü>ileri değişiminde g sesi düşmüş, ama ifade ettiği düşünce ve kavram yine aynıdır. tik->dik- değişiminde t sesi d ye dönüşmüş ama ifade ettiği anlam yine aynıdır. Onun için devamı niteliğindedir.
2. Kül Tigin Abidesi’nin doğu yüzünden alınan Orhon Yazıtları metninde kullanılan bazı kelimeler, bu kelimelerin Türkiye Türkçesindeki karşılıkları aşağıda gösterilmiştir. Bu bilgilere göre Köktürkçe ve günümüz Türkiye Türkçesinde kullanılan kelimelerin kökleri arasındaki fark nedir? Sözlü olarak ifade ediniz.
2. Yine bazı seslerde değişim kendini göstermiştir ve bu sesler biraz değişerek günümüze gelmiştir. Yani Arapçadan alınmamış sadece bir ses değişikliği vardır. Yani yabancı kelime değil Türkçe kelimedir.
3. Araştırma sonuçlarından ve Orhon Yazıtları metninden hareketle, tarihte ilk defa “Türk” sözünün hangi yüzyılda kullanıldığını belirleyerek tahtaya yazınız.
3. 8. Yüzyılda ilk defa Orhun Abidelerinde kullanılmıştır.
2. Metin
(Uygurca Dönemi, 9. Yüzyıl)
4. Yukarıdaki 9. yüzyıla ait Uygurca metin Uygur Türkçesi ve Türkiye Türkçesiyle verilmiştir. Metinlerde koyu renkte gösterilen ifadeler karşılaştırıldığında, Uygur Türkçesi ile Türkiye Türkçesi arasında nasıl bir ilişkiden söz edilebilir? Tartışınız. Sonuçları tahtaya yazınız.
4. Sözcük kök ve eklerinde bir iki seste değişiklik vardır. Kelimeler genel anlamda çıkarımlarda bulunabilmektedir.
5. Yukarıdaki metin ve aşağıdaki şemadan hareketle Uygur Türkçesini Köktürkçe döneminden ayıran özellikler nelerdir?
5. Köktürk dönemi ile Uygur dönemi arasındaki temel fark alfabe değişikliğidir.
3. Metin
ATEBETÜ’L-HAKAYI K
(Karahanlı Dönemi, 12. Yüzyıl)
6. 12. yüzyıla ait Atebetü’l-Hakayık metni İslamiyet etkisi altında gelişen Karahanlı Türkçesi ile yazılmıştır. Bu metinden ve aşağıdaki şemadan hareketle Karahanlı Türkçesini Türkçenin diğer dönemlerinden ayıran özellikler nelerdir? Maddeler hâlinde tahtaya yazınız.
6. İslamiyet etkisinde yazılmış olan ilk metinlerdir ve Köktürk ve Uygur alfabeleri bırakılmış yerine Arap alfabesi kullanılmaya başlanmış ve bunun yanında Arapça kelimelerde dilimizde kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle dini kavram ve kelimeler kullanılmaya başlanmıştır.
4. Metin
İLAHİ
(Eski Anadolu (Oğuz) Türkçesi, 13. Yüzyıl)
7.
a. Yunus Emre’nin 13. yüzyıla ait İlahi’sini anlaşılırlık bakımından değerlendiriniz.
7. Daha anlaşılır bir dille yazılmıştır. Günümüze ve halk söyleyişine yakındır.
b. Bu şiirin Köktürkçe, Uygurca ve Karahanlıca ile yazılmış metinlere göre kolaylıkla anlaşılmasının sebepleri neler olabilir? Tartışınız. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
b. Değişen kelime çok yoktur. Yani kelimeler hemen hemen günümüzde kullandığımız gibidir. Günümüze ve halk söyleyişine yakındır. Özellikle son dörtlük tamamen kullandığımız dile yakındır. Zaten Yunus Emre de Türkçe çok iyi kullanan tasavvuf şairidir.
8. Aşağıdaki şemadan ve Yunuz Emre’nin İlahi’sinden hareketle Eski Anadolu Türkçesinin kendinden önceki dönemlerden farkı nedir? Tartışınız. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
8. Önceki dönemlerde farkı Arap harfleriyle yazılmasının yanında Arapça ve Farsça sözcüklerin daha sıklıkla dilimize girmesidir. Karahanlı döneminde yani bir önceki metinde dini kavramlarda ya da birkaç kavramda girerken artık bu metinde ve sonrasında çoğunlukla Arapça ve Farsça sözcükleri görebilmekteyiz.
5. Metin
GAZEL
(Osmanlı Türkçesi, 15. Yüzyıl)
9. a. 15. yüzyıla ait yukarıdaki şiirden ve aşağıdaki şemadan hareketle Osmanlı Türkçesinin Türkiye Türkçesi ile ilişkisini tespit ediniz.
a. Türkiye Türkçesi Osmanlı Türkçesinin devamı niteliğinde ama farkı ise Osmanlı Türkçesinde dilimize giren Arap ve Fars kelimeleri azalmış ya da bu kelimeler tamamen Türkçeleşmiştir.
b. Osmanlı Türkçesi Köktürkçe ile karşılaştırıldığında 8. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar Türkçenin gelişimi ile ilgili neler söylenebilir?
b. Önce alfabe değişmiş, Arap alfabesi kullanılmış. Başlangıçta bir iki kelime Arapça ve Farsça kelime dilimize girmişken 15.yüzyılda bu tarz kelimeler dilimize daha yoğun girmiştir.
6. Metin
TÜRKÜ
(Türkiye Türkçesi, 20. Yüzyıl)
10. a. Âşık Veysel’e ait Türkü’den ve yan sayfadaki şemadan hareketle Türkiye Türkçesinin Köktürk, Uygur, Karahanlı, Eski Anadolu ve Osmanlı Türkçesinden farklı ve benzer yönlerini tespit ederek maddeler hâlinde def­terinize yazınız.
a. Değişen önemli şeylerden bir tanesi Latin alfabesidir. Benzer tarafı ise Türklerin kavram ve düşünce haritası değişmemiştir. Arap ve Fars kelimeler çok fazla iken şimdi onlar azalmıştır.
b. Yukarıdaki şema ve araştırma sonuçları dikkate alındığında Türkiye Türkçesi 8. yüzyıldan 20. yüzyıla ka­dar nasıl bir gelişme göstermiştir? Maddeler hâlinde tahtaya yazınız.
b. Köktürk alfabesinden Uygur alfabesine geçilmiş ve sonra da Arap alfabesine geçilmiştir.Arpa alfabesi kullanılırken
Arap ve Fars kelimeler ilk başta bir iki kelime iken daha sonraları bu kelime alımları çok sık olmaya başlamış ve en sonunda Latin alfabesine geçilmiştir.
11.
a. Aşağıda Türk dilinin tarihî gelişimi şemalaştırılmıştır. Araştırma sonuçlarından ve aşağıdaki şemadan hareketle günümüzde konuşulan Türk dillerinin oluşumu ve kökeni ile ilgili çıkarımlarda bulununuz.
a.
b. Aşağıdaki şemadan hareketle Türkiye Türkçesinin günümüzde konuşulan diğer Türk dillerine göre konu­munu belirleyiniz. Sonuçları defterinize yazınız.
b.
12. Yunus Emre, Eşrefoğlu Rumi ve Âşık Veysel’e ait şiirler Anadolu Türkçesine ait dil ürünleridir. Bu şiirlerden ve araştırma sonuçlarından hareketle, Türkçenin Anadolu’daki gelişimini ve kazandığı yeni özelliklerini belirleyiniz. Sonuçları tahtaya yazınız.
12. Eski Anadolu Türkçesi: Batı Türkçesinin ilk devresidir. Eski Türkçenin izlerini taşıyan bu Türkçe, 13 ve 15. asırlarda Anadolu’da konuşulan Türkçedir. Batı Türkçesinin geçiş evresidir. Bundan dolayı bu döneme Batıdaki Orta Türkçe diyebiliriz. Bu dönemde Arapça ve Farsça unsurlar henüz fazla değildir fakat yabancı terkipler kullanılmaya başlanmıştır. Eski Anadolu Türkçesi Selçuklular, Anadolu Beylikleri ve ilk Osmanlıların yazı dilidir. Yunus Emre’nin “Divan”ı, “Risatetü’n Nushiye’si, Süleyman Çelebi’nin Mevlit’i, Âşık Paşa’nın “Garipname”si, Hoca Dehhani’nin kaside ve gazelleri bu dönemin en güzel örnekleridir.
Anlama – Yorumlama
Yandaki tabloda “Korkma sönmez…” ifadesi Köktürk, Uygur, Arap, Kiril ve latin alfabeleriyle yazılmıştır.
Bu dil göstergeleri­nin hepsi de “Korkma sönmez” şeklinde okunduğuna göre Türk Dili’nin 8. yüzyıl­dan günümüze kadar geçirdiği süreçle ilgili hangi sonuçlara ulaşılır? Tartışınız. Sonuçları defterinize yazınız.
Yazılan alfabe ne kadar değişirse değişsin yukarıdaki şemaya göre değişmeyen tek şey ifade ettiğim eşya, kavram, duygu ve düşüncelerimizdir.
1. Etkinlik
Aşağıda verilen günümüz Türkiye, Azerbeycan, Başkurt, Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar, Türkmen, Uygur Türkçelerindeki “ılık, kız, kırmak, yalnız” kelimelerinin kullanımları incelenir. Bu kelimelerden hareketle günümüzde konuşulan Türk lehçelerinin birbirleriyle ilişkisi tartışılır. Sonuçlar sözlü olarak ifade edilir.
2. Etkinlik
a. Sınıfa getirilen Türklerin anayurdu ve göç yolları haritası üzerinde Türklerin sosyal, coğrafi ve siyasi yaşam­larında meydana gelen değişiklikler Türk dilinin gelişimi ile ilişkilendirilerek tartışılır. Sonuçlar tahtaya yazılır.
a.
b. Türkçenin günümüzde konuşulduğu yerler harita üzerinde gösterilir.
b.
Ölçme – Değerlendirme
1. Aşağıdakilerden hangisinde Türkiye Türkçesinin günümüze kadar ulaşma süreci doğru şekilde verilmiştir?
A) İlk Türkçe – Ana Türkçe – Köktürkçe – Karahanlı Türkçesi – Eski Anadolu (Oğuz) Türkçesi – Uygurca -Osmanlı Türkçesi – Türkiye Türkçesi
B) İlk Türkçe – Ana Türkçe – Köktürkçe – Osmanlı Türkçesi – Uygurca – Eski Anadolu (Oğuz) Türkçesi-Karahanlı Türkçesi – Türkiye Türkçesi
C) İlk Türkçe – Köktürkçe – Uygurca – Ana Türkçe – Eski Anadolu (Oğuz) Türkçesi – Karahanlı Türkçesi -Osmanlı Türkçesi – Türkiye Türkçesi
D) İlk Türkçe – Ana Türkçe – Köktürkçe – Uygurca – Karahanlı Türkçesi – Eski Anadolu (Oğuz) Türkçesi -Osmanlı Türkçesi – Türkiye Türkçesi
E) İlk Türkçe – Ana Türkçe – Uygurca – Köktürkçe – Eski Anadolu (Oğuz) Türkçesi – Osmanlı Türkçesi -Karahanlı Türkçesi – Türkiye Türkçesi
CEVAP:D
2. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.
Eski Anadolu (Oğuz) Türkçesi 13 yüzyıldan 15 sonlarına kadar sürmüştür.
Türk sözcüğü ilk defa 8. yüzyılda yazılan Orhun Abidelerinde geçer.
3. Aşağıdaki bilgileri doğru şekilde eşleştiriniz.
Hakas Türkçesi Ana Türkçe
Türkmen Türkçesi Batı Türkçesi
Özbek Türkçesi Kuzey-Doğu Türkçesi
4. Aşağıdaki cümlelerin karşısına yargılar doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
Yunus Emre Türkçe yazdığı şiirleriyle Türk dilinin gelişmesine önemli katkıda bulunmuştur. ( D )
Gagavuz Türkçesi Batı Türkçesinin günümüzde konuşulan bir koludur. ( D )
Türkiye Türkçesi ile Köktürkçe arasında bir ilişki yoktur. ( Y )
5. Türk dilinin dönemlerini birbirinden ayıran özellikleri nelerdir?
5. Kullanılan alfabeler, ses değişimleri, bölgesel farklılıklar gibi unsurlar.




Ünite Sonu Ölçme – Değerlendirme
1. Türkiye Türkçesiyle konuşan bir Türk’le aşağıdakilerden hangisi daha kısa zamanda ve daha kolay anlaşabilir?
A) Azeri Türkçesi konuşan Azerbaycan Türkü ile
B) Yakut Türkçesi konuşan Yakut Türkü ile
C) Kazak Türkçesi konuşan Kazak Türkü ile
D) Kırgız Türkçesi konuşan Kırgız Türkü ile
E) Özbek Türkçesi konuşan Özbek Türkü ile
CEVAP:A
2. Aşağıdakilerden hangisinde köken bakımından aynı dil grubuna ait diller bir arada verilmiştir?
A) Rusça- Bulgarca- Arapça
B) Türkçe- Korece- Farsça
C) Çince- Almanca- Hintçe
D) İbranice- İngilizce- Farsça
E) Türkçe- Japonca- Korece
CEVAP: E
3. Aşağıdakilerden hangisi eklemeli diller grubunda değildir?
A) Türkçe
B) Moğolca
C) Japonca
D) Arapça
E) Korece
CEVAP: D
4. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.
Diller arasında ses sistemi, yapı, söz dizimi bakımlarından benzerlikler DİL AİLESİNİ oluşturur.
Orhon Yazıtları bugün MOĞOLİSTAN devleti sınırları içerisindedir.
5. Aşağıdaki cümlelerin karşısına yargılar doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
Eklemeli gruba giren dillerin sözcük türetiminde isim ve fiillerin çekiminde kökler hiç değişmez. ( D )
Eklemeli gruba giren dillerin çoğunda ekler sözcüğün başına gelir. ( Y )
Çekimli dillerde sözcük türetirken isim ve fiillerin çekiminde kökler değişikliğe uğramaz. ( Y )
6. Aşağıdakilerden hangisi Türkçenin Anadolu’da kazandığı özelliklerden biri değildir?
A) Türkçenin, Arapça ve Farsça baskısı altında yeteri kadar gelişme gösterememesi
B) Türkçenin 13. yüzyıldan itibaren Anadolu’da yazı dili hâline gelmeye başlaması
C) 14. yüzyılda Arapça ve Farsça eserler veren yazarlar yerine Türkçe eserler veren aydınların ortaya çıkması
D) Anadolu Türkçesinin Oğuz Türkçesine dayalı olarak edebî bir dil hâline gelmesi
E) Anadolu Türkçesinin halk diline ve sözlü edebiyat geleneğine bağlı olarak gelişme göstermesi
CEVAP: B
7. Aşağıdakilerden hangisi Anadolu’da Türkçenin gelişmesine hizmet eden şahsiyetlerden biri değildir?
A) Yunus Emre
B) Şeyyat Hamza
C) Ahmet Fakih
D) Hacı Bektaş-ı Veli
E) Ebu’l Kasım Firdevsi
CEVAP:E
8. Aşağıdaki eserlerin, Türkçenin hangi tarihî dönemlerine ait olduğunu karşılarındaki noktalı yerlere yazınız.
Köktürk Yazıtları KÖKTÜRK DÖNEMİ
Muhakemetü’l-Lügateyn KUZEY-DOĞU TÜRKÇESİ
Divan-ı Lügati’t-Türk KARAHANLI TÜRKÇESİ
Nutuk TÜRKİYE TÜKÇESİ
Yunus Emre Divanı ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİ
9. Türkçenin XIII ve XV. yüzyıllar arasında konuşulduğu dönemdir. Yunus Emre Divanı bu dönem Türkçesinin özelliklerini taşır.
Yukarıda açıklaması verilen dönem Türkçenin hangi dönemidir?
A) Karahanlı Türkçesi
B) Çağatay Türkçesi
C) Kıpçak Türkçesi
D) Eski Anadolu Türkçesi
E) Osmanlı Türkçesi
CEVAP: D
10. Anadolu’da Türkçenin gelişmesine hizmet eden önemli eserler hakkında bilgi veriniz.
10. Yunus Emre’nin “Divan”ı, “Risatetü’n Nushiye’si, Süleyman Çelebi’nin Mevlit’i, Âşık Paşa’nın “Garipname”si, Hoca Dehhani’nin kaside ve gazelleri bu dönemin en güzel örnekleridir.
11. Yapı ve köken bakımından dünya dillerini nasıl gruplandırabiliriz?
11. A. Yapı Bakımından Dünya Dilleri
1. Tek heceli diller:
  • Bu dillerdeki sözcüklerde çekim eki yoktur.
  • Sözcükler ek almadan değişime uğramadan kalmaktadır.
  • Cümle içerisinde sözcükler, bulundukları yere ve başka sözcüklerle yan yana gelme durumuna göre anlam kazanır.
  • Yeryüzünde Çince ile Vietnam dili ve bazı Himalaya ve Afrika dilleri ve Avrupa’da Bask dili bu gruba girer.
2. Eklemeli (Bitişken) Diller:
  • Bu dillerde bir veya daha çok heceli köklere yapım ve çekim ekleri eklenir.
  • Köke getirilen yapım ekleri ile yeni sözcükler, yeni kavramlar türetilir.
  • Bu dile en güzel örnek Türkçedir. Ayrıca Altay dilleri, (Moğolca, Mançu-Tunguz) küçük ayrımlarla Japonca; Ural dilleri (Fince, Macarca, Samoyetçe) ile bazı Asya ve Afrika dilleri bu gruba girer.
3. Çekimli (Bükümlü) Diller:
  • Büküm, sözcüğün çekimi sırasında kökün özellikle kökteki ünlünün değişmesidir.
  • Çekim sırasında görülen değişikliklerle yeni sözcükler ve kavramlar ortaya çıkar.
  • Hint- Avrupa dilleri (Almanca, Farsça, Fransızca, Hintçe) ile Arapça çekimli dil grubuna girer.
B. Köken Bakımından Dünya Dilleri
1. Hint – Avrupa Dilleri Ailesi
a. Asya Kolu: Hintçe, Farsça, Ermenice
b. Avrupa kolu: Germen (Cermen) Dilleri: Almanca, İngilizce, Felemekçe (Hollanda’da ve Belçika’nın bir kısmında kullanılan dil).
Romen Dilleri: Latince, Fransızca, İspanyolca, Portekizce, İtalyanca
İslav Dilleri: Rusça, Sırpça, Lehçe (Lehistan bölgesinde kullanılan dil).
2. Hami-Sami Dilleri Ailesi: Akatça, Arapça, İbranice
3. Bantu Dilleri Ailesi: Orta ve Güney Afrika’da yaşayan Bantuların dilleri bu gruba girer.
4. Çin Dilleri Ailesi: Çince ve Tibetçe bu ailedendir.
5. Ural- Altay Dilleri Ailesi:
a. Ural Kolu: Fince, Macarca, Estonca
b. Altay Kolu: Türkçe, Moğolca, Mançuca Türkçe dünya dilleri arasında yapı bakımından sondan eklemeli dil grubuna girer. Köken bakımından ise Ural-Altay dil ailesinin Altay koluna bağlıdır.
Hazırlık
1. Ses ile harf arasında nasıl bir ilişki vardır? Sözlü olarak ifade ediniz.
1. Harf ile ses terimlerini birbirinden ayırmak gerekir. Ses kulağa, harf ise göze hitap eder.Önce ses vardı. Sonra yazının icat edilmesiyle sesler yazıda harflerle temsil edilmeye başladı.Bir dilin sesleri farklı alfabelerle de yazıya aktarılabilir.
2. Türkçede “gelinlik” kelimesinin “gelınlık”, “yazıyor” kelimesinin “yaziyör” şeklinde söylenmemesi Türkçenin hangi özelliği ile ilgili olabilir? Tartışınız. Sonucu tahtaya yazınız.
2. Ünlü uyumları ile izah edilebilir. Türkçede ince sesle başlayan inceyle kalın sesle başlayan kalın devam eder.
3. Ana dili Türkçe olmayan yabancı uyruklu birinin Türkçeyi öğrendikten sonra aşağıdaki kelimeleri gösterildiği şekilde yanlış telaffuz etmesinin sebebi ne olabilir? Sözlü olarak ifade ediniz.
3. Türkçedeki ses özelliklerini ve ses olaylarını bilmemesinden kaynaklanır.
İnceleme
1. Metin
HASAN BOĞULDU
1. Etkinlik
Ünlü ve ünsüzlerin özellikleri ile ilgili yapılan araştırmalardan hareketle aşağıdaki etkinlik gerçekleştirilir. Sınıf iki gruba ayrılır.
1.
a. Bütün kelimeleri büyük ünlü uyumuna uyan aşağıdaki cümlede geçen ünlüleri kalınlık ve incelik bakımın­dan değerlendiriniz. Bu ünlülerin nasıl bir uyumla bir araya geldiğini tartışınız. Ulaştığınız sonuçlardan hareketle büyük ünlü uyumunun (kalınlık-incelik uyumu) kuralını belirleyerek aşağıdaki şemaya yazınız.
Büyük ünlü uymunda
Kalın ünlüden sonra kalın
gelir.
İnce ünlüden sonra
b. Hasan Boğuldu metin parçasında geçen “Önce dili tutulmuş, hiç tınmadan ardından yürümüş, sonra bir yüreklenmiş, eşeğini sürüp Emine’nin yanına varmış.” cümlesindeki kelimelerin büyük ünlü uyumuna uyup uymadığını tespit ediniz.
b. “Önce dili tutulmuş, hiç tınmadan ardından yürümüş, sonra bir yüreklenmiş, eşeğini sürüp Emine’nin yanına varmış.” cümlesinde bütün sözcükler büyük ünlü uyumuna uyar.
2. a. Aşağıda verilen bilgilerden hareketle Hasan Boğuldu metninden ünlüleri atılarak alınan cümlenin ünlü­lerini yazınız.
2. SEN BİLDİĞİN KADARINI SÖYLEYİVER
b. Cümledeki bütün kelimeler küçük ünlü uyumuna (düzlük-yuvarlaklık uyumu) uyduğuna göre ulaştığınız sonuçlardan hareketle küçük ünlü uyumunun kuralını belirleyiniz ve bu kuralı aşağıdaki şemaya yazınız.
Küçük ünlü uyumunda A,E,İ,I ünlülerden sonra A,E,İ,I ünlü gelir
o, ö, u, ü ünlülerden sonra ya a, e ya u, ü
c. Hasan Boğuldu metninde geçen “Önce dili tutulmuş, hiç tınmadan ardından yürümüş, sonra bir yürek­lenmiş, eşeğini sürüp Emine’nin yanına varmış.” cümlesindeki kelimelerin küçük ünlü uyumuna uyup uymadığını tespit ediniz.
c. “Önce dili tutulmuş, hiç tınmadan ardından yürümüş, sonra bir yüreklenmiş, eşeğini sürüp Emine’nin yanına varmış.” cümlesinde bütün sözcükler küçük ünlü uyumuna uyar.
3. Hasan Boğuldu metninden alınan aşağıdaki cümlenin bazı kelimeleri ünlü uyumuna uymayacak şekilde düzenlenmiştir. İki cümleyi okuyarak ünlü uyumuna uymanın önemi ile ilgili çıkarımlarda bulununuz.
3. Türkçedeki ünlü uyumları sadece Türkçeye özgü bir durumdur. Önemi ise Türkçedeki seslerin çok şekilli olması ve bunların eklenirken hangisinin uygun olduğunu bulmak için hazırlanmıştır.
2. Etkinlik
Öğrenciler tarafından aşağıdaki cümlelerde büyük ve küçük ünlü uyumu kuralına aykırı olan kelimeler bulunur. Bu kelimelerin ses uyumlarına uymama nedenleri tartışılır. Sonuçlar sözlü olarak ifade edilir.
“Hasan Emine’yi görmek istiyor.” , “Hasan Emine’ye bakarken yüreği titrerdi.” , “Hasan Emine’nin yolunu sa­bahleyin erkenden gözlerdi.” , “Emine Hasan’a yeşilimtrak gözleriyle uzun uzun bakardı.” , “Emine’nin babasıgil bu sevdayı istemezdi.”
İsti-yor
Bakar-ken
Sabah-leyin
Yeşil-imtrak
Babası-gil
Sözcükleri ünlü uyumlarına uymaz. Nedeni: Türkçede eklerin 4 yada 8 şekli varken bu sözcüklerin tek şekli olmasıdır. Mesela kes-kin sözcüğündeki –kin ekinin -kın,-kun,-kün,-gin,-gun,-gün,-gın şekli var ama –yor, -ken, -leyin, -imtrak gibi eklerin tek şekli vardır.
4. a. Hasan Boğuldu metninden alınan aşağıdaki cümlede geçen “omuz” kelimesinde, ünlü düşmesinin nasıl gerçekleştiği gösterilmiştir. Verilen bu bilgilerden hareketle ünlü düşmesinin nasıl meydana geldiğini belirleyerek def­terinize yazınız.
a. İki heceli sözcüklerde kendisinden sonra ünlü ile başlayan bir ek gelirse ikinci hece sesli harf düşer. Buna orta hece düşmesi denir.
b. Aşağıdaki cümlelerde ünlü düşmesinin meydana geldiği kelimeleri bularak ünlü düşmesinin nasıl gerçek­leştiğini söyleyiniz.
b. gönül-ü > gönlü
gider-ise>giderse
rızık-ı >rızkı
gider-imiş>gidermiş
oğul-unu>oğlunu
oğul-um>oğlum
akıl-ı>aklı
5. a. Hasan Boğuldu metninden alınan aşağıdaki cümlede geçen “azıcık” kelimesinde, ünlü türemesinin nasıl gerçekleştiği gösterilmiştir. Verilen bu bilgilerden hareketle ünlü türemesinin nasıl meydana geldiğini belirleyerek defterinize yazınız.
a. Bazı sözcüklerde “cik” küçültme eki getirildiğinde sözcükle ek arasına bir ünlü getirilir.
b. Aşağıdaki cümlede ünlü türemesinin meydana geldiği kelimeyi bularak bu ses olayının nasıl gerçek­leştiğini söyleyiniz.
b. bir-cik> biricik
6. a. Hasan Boğuldu metninden alınan aşağıdaki cümlede geçen “söylüyor” kelimesinde, ünlü daralmasının nasıl gerçekleştiği gösterilmiştir. Verilen bu bilgilerden hareketle ünlü daralmasının nasıl meydana geldiğini belirleyiniz.
a. “a ve e ”ünlüleriyle biten fiile “-yor” eki getirildiğinde fiilin sonundaki “ a ve e” sesleri darlaşarak “ı, i, u, ü ” ye dönüşür.
b. Aşağıdaki cümlede ünlü daralmasının meydana geldiği kelimeyi bularak bu ses olayının nasıl gerçek­leştiğini söyleyiniz.
b. de-y- iver>diyiver (NOT: y sesinin daraltma özelliği sadece de-, ye-, ne sözcüklerinde meydana olur.)
7. a. Hasan Boğuldu metninden alınan aşağıdaki cümlede geçen “düşte” kelimesinde, ünsüz benzeşmesinin (uyumu) nasıl gerçekleştiği gösterilmiştir. Verilen bu bilgilerden hareketle ünsüz benzeşmesinin nasıl meydana geldiğini belirleyerek tahtaya yazınız.
a. Türkçede sözcüklerde sert ünsüzlerden (p,f,s,t,k,ç,ş,h,p) sonra “d,c,g” ile başlayan bir ek gelirse bu seslerden c=ç’ ye, d=t’ ye, g=k’ye dönüşür. Yani bu sesler sertleşir.
b. Aşağıdaki cümlede ünsüz benzeşmesinin meydana geldiği kelimeleri bularak bu ses olayının nasıl gerçekleştiğini söyleyiniz.
b. çök-dü>çöktü
çat-dı>çattı
8. a. Hasan Boğuldu
Read more

9. Sınıf Dil ve Anlatım 2. Ünite Karizma Egitim Yayınları


DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI
Hazırlık
1. Yandaki haritada görüldüğü gibi “X” dilini konuşan ve 1 milyon kişiden oluşan “A” milletinin yarısının, değişik nedenlerden dolayı 200 yıl gibi bir sürede işaret edilen yere göç ettiği varsayılırsa bu milletin dili ve geleceği hakkında neler söylenebilir? Tartışınız. Sonuçları tahtaya yazınız.
1. A milleti 200 yıl sonraki değişimleri ile dilleri aynı şekilde kalmaz. Çünkü diğer bölgelere göç ettiklerinden göç esnasında değişen ulusları görüp onların dillerini etkilerler ya da onlardan bir şeyler alırlar. Yani 200 yıl önceki haliyle kalmaz. Milli benlikleri aynı şekilde kalmaz.
2. Aşağıdaki çocuklar arasında nasıl bir akrabalık ilişkisi kurulabilir? Neden? Sözlü olarak ifade ediniz.
2. Şekillerine bakarak sadece hangi etnik kimliğe sahip oldukları hakkında  yorum yapsak da akrabalık hakkında bir çıkarım sadece dilleri hakkında olabilir.
3. “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk halkı, Türk milletidir. Türk milleti demek Türk dili demektir. Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakının, ananelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin kısacası bugün kendi milliyetinin, her şeyinin dili sayesinde muhafaza olunduğunu görüyor. Türk dili Türk milletinin kalbidir, dilidir.” sözleriyle Mustafa Kemal Atatürk Türk milletinin varlığını neye bağlamaktadır?
3. Türk milletinin geçirdiği bütün felaketlere rağmen ayakta kalmasını Türk diline bağlamaktadır. Türk milleti varsa Türk dili sayesinde olmuştur.
 
İnceleme
1. Metin                                    YERYÜZÜNDEKİ DİLLER
 
1. Yeryüzündeki Diller metnine göre dil ailelerinin oluşumunda belirleyici unsurlar nelerdir? Tartışınız. Sonuçları maddeler hâlinde tahtaya yazınız.
1. Dil akrabalığı, dillerin ses dizgesi, biçim, yapı, sözdizimi bakımından kesinliği ortaya çıkan ilişkileri, yakınlıkları sonucunda beliren bağlılıklardır. Dil akrabalığını ortaya koyan ilişkiler arasında, özellikle biçim ve yapı yakınlıkları önemlidir. Ayrıca, söz hazinesi arasındaki benzerlikler de değerlidir; etimolojileri, tarihsel gelişmeleri aydınlık olan ögeler, akrabalık için sağlam dayanaklar, tanıklar durumundadır.
 
1. Etkinlik
Öğretmen, gruplardan belirleyeceği kişilere dünya dillerinin yapı ve köken bakımından nasıl gruplandığını sorar, öğrenciler sorulara cevap verir. Böylece dünya dillerinin yapı ve köken bakımından nasıl gruplandığı tespit edilerek tahtaya yazılır.
2. a. Aşağıda, dünya dilleri bir ağaç şeklinde gösterilmiştir. Verilen bu köken ağacından ve yukarıdaki etkinlik­te ulaşılan sonuçlardan hareketle dillerin köken bakımından nasıl gruplandığını belirleyerek “köken bakımından dil aileleri”ni bir şema üstünde gösteriniz.
 
b. Aşağıdaki tabloda köken bakımından aynı gruba ait olan dillerden bazıları bir arada verilmiştir. Tablodaki bilgileri inceleyerek bu dillerin aynı dil ailesine ait olmasının hangi ölçütlerin benzer olmasından kaynaklandığını belirleyiniz. Sonuçları aşağıdaki noktalı yerlere yazınız.
Dünya dilleri arasındaki
Ses sistemi,
yapı 
söz dizimi bakımından
benzerlikleri dil
ailelerini oluşturmuştur.
 
2. Etkinlik
a. Dil aileleri ile ilgili ulaşılan sonuçlardan hareketle sınıfa getirilen dünya haritası üzerinde dil ailelerine ait yer­ler gösterilir.
a.
b. Aynı harita üzerinde Türkçenin konuşulduğu yerler gösterilir.
b.
 
3. a. Aşağıda tek heceli, çekimli ve eklemeli dillerin yapı özellikleri örneklendirilmiştir. Bu örnekleri inceleyerek tek heceli, çekimli ve eklemeli dillerin özelliklerini noktalı yerlere yazınız.
b. Yaptığınız araştırmalardan hareketle tek heceli, çekimli ve eklemeli dilleri aşağıdaki ilgili yere yazınız.
Yapı   bakımında diller
Özellikleri  
Hangi   diller
Tek heceli diller
•Sözcükler ek almadan değişime uğramadan kalmaktadır.•Cümle içerisinde sözcükler, bulundukları yere ve başka sözcüklerle   yan yana gelme durumuna göre anlam kazanır.
Çince ile Vietnam dili ve bazı Himalaya ve Afrika dilleri   ve Avrupa’da Bask dili bu gruba girer.
Çekimli diller
•Büküm, sözcüğün çekimi sırasında kökün özellikle kökteki   ünlünün değişmesidir.•Çekim sırasında görülen değişikliklerle yeni sözcükler ve   kavramlar ortaya çıkar.
•Hint- Avrupa dilleri (Almanca, Farsça, Fransızca, Hintçe)   ile Arapça çekimli dil grubuna girer.
Eklemeli diller
•Bu dillerde bir veya daha çok heceli köklere yapım ve   çekim ekleri eklenir.•Köke getirilen yapım ekleri ile yeni sözcükler, yeni   kavramlar türetilir.
•Bu dile en güzel örnek Türkçedir. Ayrıca Altay dilleri,   (Moğolca, Mançu-Tunguz) küçük ayrımlarla Japonca; Ural dilleri (Fince,   Macarca, Samoyetçe) ile bazı Asya ve Afrika dilleri bu gruba girer.
 
4. “Dillerin Sınıflandırılması ve Türkçenin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri” ünitesindeki şemalardan, tablolardan ve araştırma sonuçlarından hareketle Türkçenin köken ve yapı bakımından dünya dilleri arasındaki yerini belirleyerek tahtaya yazınız.
4.            Yapı Bakımından : Sondan eklemeli
                Köken Bakımından: Ural – Altay Dil Ailesinin Altay kolundandır
 
2. Metin
DİL REFORMU VE ATATÜRK
 
5. Yukarıdaki metinden ve yaptığınız araştırmalardan hareketle Atatürk’ün Türk dili ve diller hakkındaki görüş­lerini sözlü olarak ifade ediniz.
5.
6. Araştırma sonuçlarına bağlı kalarak Atatürk’ün Türk dilinin gelişmesi ile ilgili yaptığı çalışmaları belirleyip maddeler hâlinde tahtaya yazınız.
6. Türk Dil Kurumunu kurulumu, yeni harflerin kabulü ve Güneş Dil Teorisi gibi çalışmaları yapmıştır.
 
Anlama – Yorumlama
1. Dil bilimi alanında yapılan çeşitli tespit ve sayımlara göre dünyada ölü veya yaşayan 3000’in üzerinde dilin varlığı söz konusudur. Bu durumu dil-millet ilişkisi çerçevesinde nasıl değerlendirebilirsiniz?
1. Yeryüzünde o kadar çok millet  olduğunu ve bunların bazılarının kendi ait dillerinin olduğunu düşünürsek bu  kadar dil olması son derece normaldir. Her ulus kendi milli bilinci oluşturmak gayreti içindedir ve bu gayret onları bir dil etrafında şekillendirdiği için sayı ister istemez 3000’e dayanmaktadır.
2. Ana dili Türkçe olan biri, Japonca ve Çinceden hangisini daha kolay öğrenebilir? Neden? Tartışınız. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
2. Aynı dil ailesi içinde oluğundan dolayı Türkçe ile Japonca arasında ses sistemi, yapı ve söz dizimi bakımından benzerlik vardır.
3. Dil ailesi ağacında yanda görüldüğü gibi küçük dallar ve yapraklar olsaydı bu yapraklar ve küçük dallar dilin hangi terimlerini karşılardı?
3. Dillerin kollarını ve dillerin zaman içerisinde değişip farklılaştığını gösterir.
4.  Atatürk’ün Türk diliyle ilgili görüşleri dikkate alındığında Türkçenin bugünkü durumu ile ilgili neler söylenebilir?
4. Türkçe yüzyıllardan beri varlığı sürdüren bir dildir. Zaman zaman çeşitli dillerin etkisinde çok fazla kalsa da bu durumdan hemen kendin kurtarabilen bir dildir. Sondan eklemeli bir dil olup yeni eşya ve kavramlara yeni kelimeler türetmek gibi bir sıkıntısı yoktur. Eskiden göçebe bir millet olduğumuz için bugün hemen hemen bir çok kıtada Türkçe konuşulmaktadır.
5. Dil Reformu ve Atatürk metninden ve yaptığınız araştırmalardan hareketle Atatürk’ün Türk dili ile ilgili yap­tığı çalışmalardan en önemlisi sizce hangisidir? Neden? Tartışınız. Sonucu tahtaya yazınız.
5. Türk Dil Kurumu’nun kurulması…
6. İngilizcedeki “star, lip” kelimeleriyle, Farsçadaki “sitare, leb” kelimelerinin benzerliğinden hareketle bu dil­lerin birbiriyle ilişkisi hakkında neler söylenebilir?
6. Aynı dil ailesi içinde oldukları söylenebilir.
 
Ölçme – Değerlendirme
1.  Aşağıdakilerden hangisi “Ural-Altay Dil Ailesi” grubuna girmez?
A) Yakutça
B) Fince
C) Hintçe
D) Macarca
E) Türkçe
CEVAP:C
 
2. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.
Dünya dilleri YAPI ve KÖKEN bakımından olmak üzere iki şekilde gruplandırılır.
Türkçe köken bakımından URAL ALTAY dil ailesi grubuna girer.
Sözcük türetirken  isim ve fiillerin çekiminde  köklerin  hiç değişmediği  dil  grubuna yapı  bakımındanÇEKİMLİ (BÜKÜMLÜ) diller denir.
 
3.  Aşağıdaki dilleri, yapı ve köken özelliklerine göre doğru şekilde eşleştiriniz.
a.
Hint-Avrupa Dil Ailesi
Farsça
 
Hami-Sami Dil Ailesi
İbranice
 
Ural-Altay Dil Ailesi
Japonca
b.
Çekimli Dil
Almanca
 
Eklemeli Dil
Moğolca
 
Tek Heceli Dil
Tibetçe
 
 4. Aşağıdaki cümlelerin karşısına yargılar doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
Türkçe yapı bakımından çekimli bir dildir. ( Y  )
Eklemeli dillerde kelimeler köklere getirilen eklerle türetilir. ( D  )
İngilizce ve Arapça yapı bakımından çekimli diller grubuna girer. (  Y  )
5.  Dil ailesi ifadesi aşağıdakilerden hangisini anlatmaz?
A) Dillerin yapı benzerliğini
B) Söz dizimi benzerliğini
C) Söz varlığı benzerliğini
D) Milletlerin aynı kökten geldiklerini
E) Dillerin ses sistemi benzerliğini
CEVAP:D
 
6.  Köken bakımından dil aileleri kaça ayrılmaktadır?
1. Hint – Avrupa Dilleri Ailesi
a. Asya Kolu: Hintçe, Farsça, Ermenice
b. Avrupa kolu: Germen (Cermen) Dilleri: Almanca, İngilizce, Felemekçe (Hollanda’da ve Belçika’nın bir kısmında kullanılan dil).
Romen Dilleri: Latince, Fransızca, İspanyolca, Portekizce, İtalyanca
İslav Dilleri: Rusça, Sırpça, Lehçe (Lehistan bölgesinde kullanılan dil).
 
2. Hami-Sami Dilleri Ailesi: Akatça, Arapça, İbranice
 
3. Bantu Dilleri Ailesi: Orta ve Güney Afrika’da yaşayan Bantuların dilleri bu gruba girer.
 
4. Çin Dilleri Ailesi: Çince ve Tibetçe bu ailedendir.
 
5. Ural- Altay Dilleri Ailesi:
a. Ural Kolu: Fince, Macarca, Estonca
b. Altay Kolu: Türkçe, Moğolca, Mançuca Türkçe dünya dilleri arasında yapı bakımından sondan eklemeli dil grubuna girer. Köken bakımından ise Ural-Altay dil ailesinin Altay koluna bağlıdır.
 
7. Atatürk’ün Türk dilinin gelişmesi için yaptığı çalışmalar nelerdir?
7. Türk Dil Kurumunu kurulumu, yeni harflerin kabulü ve Güneş Dil Teorisi gibi çalışmaları yapmıştır.
2. TÜRK DİLİNİN TARİHÎ GELİŞİMİ VE TÜRKİYE TÜRKÇESİ
Hazırlık
1. Binlerce yıllık geçmişe sahip olan, onlarca devlet kuran, çok büyük göçler ve felaketler yaşayan bir milletin yazı ve konuşma dilinin 2000 yıl önceki durumuyla 2000 yıl sonraki durumunun aynı olduğunu söyleyebilir misiniz? Neden? Sözlü olarak ifade ediniz.
1. Söylenemez çünkü konuşma bölgesel farklılıklara göre daha çabuk gelişme gösterir. Yazı  dili ise göç, savaş, kültür etkileşimi, icatlar gibi unsurların dile katkısından dolayı sürekli değişim ya da gelişim halindedir. Örnek olarak t>d değişimdir. Eski Türkler tag derken şimdi ise dag olarak geçmiştir ve bu ses değişimleri kendi göstermiştir. Bir başka özellik ise alfabenin değişmesi de bu dilin aynı kalmadığı gösterir.
2. Günümüzde Moğolistan’dan Balkanlar’a, Sibirya’dan Kerkük’e kadar yayılmış bulunan Türklerin Latin, Kiril ve Arap alfabelerine dayanan 29 farklı alfabe kullanmaları, Türk boylarının birbirleriyle olan ilişkilerini ne yönde etki­lemiş olabilir? Tartışınız. Ulaştığınız sonuçları maddeler hâlinde tahtaya yazınız.
2. Olumsuz etkilemiştir. Çünkü aynı dili, millet ve kültürü taşıyan  ama farklı şekilde  yazan insanlar zamanla aralarındaki kopar  ve birbirlerine yabancı olurlar.
3. “Kaşgarlı Mahmut” ve “Divanü Lügati’t-Türk” size Türk dili ile ilgili neyi hatırlatır?
3. Türk dilinin ilk sözlüğü ve sözlü döneme ait destan, koşuk, sağu ve savları günümüze taşıyan önemli eser.
4. 7-8. yüzyıllarda yaşayan Kül Tigin ile 20. yüzyılda yaşa­yan Mustafa Kemal Atatürk’ün karşılaşıp konuşma imkânı olsaydı ikisi de Türkçe konuşmasına karşın anlaşabilirler miydi? Tartışınız. Ulaştığınız sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
4. Anlaşamazlar çünkü o zamanın Türkçesi ile şimdiki aynı değildir.
5.  Dünyada Türkçenin birçok lehçesinin konuşulduğunu düşündüğümüzde Türkiye’de konuşulan Türkçeye, Türkiye Türkçesi mi yoksa sadece Türkçe mi demek daha uygun olur? Tartışınız. Ulaştığınız sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
5. Türkiye Türkçesi demek daha doğru olur. Sadece Türkçe dersek Azeri, Kırgız, Tatar, Türkmen gibi Türklerin konuştuğu Türkçeyi de içine alır.
 
İnceleme
1. Metin                             
Orhon Yazıtları (Kül Tigin Abidesi)
Doğu yüzü (Köktürkçe Dönemi, 8. Yüzyıl)
 
1.Yandaki tabloda, Köktürkçe ile yazılmış Orhon Yazıtları metninde geçen bazı kelimelerin Türkiye Türkçesindeki karşılıkları verilmiştir. Orhon Yazıtları metni ve yanda verilen kelimeler dikkate alındığında Köktürkçe ile Türkiye Türkçesi arasında nasıl bir ilişki kurulabilir?
1. Aralarında çok fazla fark yoktur. Sadece bazı kelimelerde ses değişimleri olmuştur. Mesela ilgerü>ileri değişiminde g sesi düşmüş, ama ifade ettiği düşünce ve kavram yine aynıdır. tik->dik- değişiminde t sesi d ye dönüşmüş ama ifade ettiği anlam yine aynıdır. Onun için devamı niteliğindedir.
2.  Kül Tigin Abidesi’nin doğu yüzünden alınan Orhon Yazıtları metninde kullanılan   bazı   kelimeler,   bu   kelimelerin  Türkiye   Türkçesindeki   karşılıkları   aşağıda   gösterilmiştir.   Bu   bilgilere   göre   Köktürkçe   ve   günümüz   Türkiye Türkçesinde kullanılan kelimelerin kökleri arasındaki fark nedir? Sözlü olarak ifade ediniz.
2. Yine bazı seslerde değişim kendini göstermiştir ve bu sesler biraz değişerek günümüze gelmiştir. Yani Arapçadan alınmamış sadece bir ses değişikliği vardır. Yani yabancı kelime değil Türkçe kelimedir.
3. Araştırma sonuçlarından ve Orhon Yazıtları metninden hareketle, tarihte ilk defa “Türk” sözünün hangi yüzyılda kullanıldığını belirleyerek tahtaya yazınız.
3. 8. Yüzyılda ilk defa Orhun Abidelerinde kullanılmıştır.
 
2. Metin
(Uygurca Dönemi, 9. Yüzyıl)
 
4. Yukarıdaki 9. yüzyıla ait Uygurca metin Uygur Türkçesi ve Türkiye Türkçesiyle verilmiştir. Metinlerde koyu renkte gösterilen ifadeler karşılaştırıldığında, Uygur Türkçesi ile Türkiye Türkçesi arasında nasıl bir ilişkiden söz edilebilir? Tartışınız. Sonuçları tahtaya yazınız.
4. Sözcük kök ve eklerinde bir iki seste değişiklik vardır. Kelimeler genel anlamda çıkarımlarda bulunabilmektedir.
5. Yukarıdaki metin ve aşağıdaki şemadan hareketle Uygur Türkçesini Köktürkçe döneminden ayıran özellikler nelerdir?
5. Köktürk dönemi ile Uygur dönemi arasındaki temel fark alfabe değişikliğidir.
 
3. Metin                                     
ATEBETÜ’L-HAKAYIK
(Karahanlı Dönemi, 12. Yüzyıl)
6. 12. yüzyıla ait Atebetü’l-Hakayık  metni İslamiyet etkisi altında gelişen Karahanlı Türkçesi ile yazılmıştır. Bu metinden ve aşağıdaki şemadan hareketle Karahanlı Türkçesini Türkçenin diğer dönemlerinden ayıran özellikler nelerdir? Maddeler hâlinde tahtaya yazınız.
6. İslamiyet etkisinde yazılmış olan ilk metinlerdir ve  Köktürk ve Uygur alfabeleri bırakılmış yerine Arap alfabesi kullanılmaya başlanmış ve bunun yanında Arapça kelimelerde dilimizde kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle dini kavram ve kelimeler kullanılmaya başlanmıştır.
 
4. Metin                                            
İLAHİ
(Eski Anadolu (Oğuz) Türkçesi, 13. Yüzyıl)
7.
a. Yunus Emre’nin 13. yüzyıla ait İlahi’sini anlaşılırlık bakımından değerlendiriniz.
7. Daha anlaşılır bir dille yazılmıştır. Günümüze ve halk söyleyişine  yakındır.
b. Bu şiirin Köktürkçe, Uygurca ve Karahanlıca ile yazılmış metinlere göre kolaylıkla anlaşılmasının sebepleri neler olabilir? Tartışınız. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
b. Değişen kelime çok yoktur. Yani kelimeler hemen hemen günümüzde kullandığımız gibidir. Günümüze ve halk söyleyişine  yakındır. Özellikle son dörtlük tamamen kullandığımız dile yakındır. Zaten Yunus Emre  de Türkçe çok iyi kullanan tasavvuf şairidir.
8. Aşağıdaki şemadan ve Yunuz Emre’nin İlahi’sinden hareketle Eski Anadolu Türkçesinin kendinden önceki dönemlerden farkı nedir? Tartışınız. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
8. Önceki dönemlerde farkı Arap harfleriyle yazılmasının yanında Arapça ve Farsça sözcüklerin daha sıklıkla dilimize girmesidir. Karahanlı döneminde yani bir önceki metinde dini kavramlarda ya da birkaç kavramda girerken artık bu metinde ve sonrasında çoğunlukla Arapça ve Farsça sözcükleri görebilmekteyiz.
 
5. Metin
GAZEL
(Osmanlı Türkçesi, 15. Yüzyıl)
 
9. a. 15. yüzyıla ait yukarıdaki şiirden ve aşağıdaki şemadan hareketle Osmanlı Türkçesinin Türkiye Türkçesi ile ilişkisini tespit ediniz.
a. Türkiye Türkçesi Osmanlı Türkçesinin devamı niteliğinde ama farkı ise Osmanlı Türkçesinde dilimize giren  Arap ve Fars kelimeleri azalmış ya da bu kelimeler tamamen Türkçeleşmiştir.
b. Osmanlı Türkçesi Köktürkçe ile karşılaştırıldığında 8. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar Türkçenin gelişimi ile ilgili neler söylenebilir?
b. Önce alfabe değişmiş, Arap alfabesi kullanılmış. Başlangıçta bir iki kelime Arapça  ve Farsça kelime dilimize girmişken 15.yüzyılda bu tarz kelimeler dilimize daha yoğun girmiştir.
 
6. Metin
TÜRKÜ
(Türkiye Türkçesi, 20. Yüzyıl)
10. a. Âşık Veysel’e ait Türkü’den ve yan sayfadaki şemadan hareketle Türkiye Türkçesinin Köktürk, Uygur, Karahanlı, Eski Anadolu ve Osmanlı Türkçesinden farklı ve benzer yönlerini tespit ederek maddeler hâlinde def­terinize yazınız.
a. Değişen önemli şeylerden bir tanesi Latin alfabesidir. Benzer tarafı ise Türklerin kavram ve düşünce haritası değişmemiştir. Arap ve Fars kelimeler çok fazla iken şimdi onlar azalmıştır.
b. Yukarıdaki şema ve araştırma sonuçları dikkate alındığında Türkiye Türkçesi 8. yüzyıldan 20. yüzyıla ka­dar nasıl bir gelişme göstermiştir? Maddeler hâlinde tahtaya yazınız.
b. Köktürk alfabesinden Uygur alfabesine geçilmiş ve sonra da Arap alfabesine geçilmiştir.Arpa alfabesi kullanılırken
Arap ve Fars kelimeler ilk başta bir iki kelime iken daha sonraları bu kelime alımları çok sık olmaya başlamış ve en sonunda Latin alfabesine geçilmiştir.
 
11.
a. Aşağıda Türk dilinin tarihî gelişimi şemalaştırılmıştır. Araştırma sonuçlarından ve aşağıdaki şemadan hareketle günümüzde konuşulan Türk dillerinin oluşumu ve kökeni ile ilgili çıkarımlarda bulununuz.
a.
b. Aşağıdaki şemadan hareketle Türkiye Türkçesinin günümüzde konuşulan diğer Türk dillerine göre konu­munu belirleyiniz. Sonuçları defterinize yazınız.
b.
 
12. Yunus Emre, Eşrefoğlu Rumi ve Âşık Veysel’e ait şiirler Anadolu Türkçesine ait dil ürünleridir. Bu şiirlerden ve araştırma sonuçlarından hareketle, Türkçenin Anadolu’daki gelişimini ve kazandığı yeni özelliklerini belirleyiniz. Sonuçları tahtaya yazınız.
12. Eski Anadolu Türkçesi: Batı Türkçesinin ilk devresidir. Eski Türkçenin izlerini taşıyan bu Türkçe, 13 ve 15. asırlarda Anadolu’da konuşulan Türkçedir. Batı Türkçesinin geçiş evresidir. Bundan dolayı bu döneme Batıdaki Orta Türkçe diyebiliriz. Bu dönemde Arapça ve Farsça unsurlar henüz fazla değildir fakat yabancı terkipler kullanılmaya başlanmıştır. Eski Anadolu Türkçesi Selçuklular, Anadolu Beylikleri ve ilk Osmanlıların yazı dilidir. Yunus Emre’nin “Divan”ı, “Risatetü’n Nushiye’si, Süleyman Çelebi’nin Mevlit’i, Âşık Paşa’nın “Garipname”si, Hoca Dehhani’nin kaside ve gazelleri bu dönemin en güzel örnekleridir.
 
Anlama – Yorumlama
Yandaki tabloda “Korkma sönmez…” ifadesi Köktürk, Uygur, Arap, Kiril ve latin alfabeleriyle yazılmıştır.
Bu dil göstergeleri­nin hepsi de “Korkma sönmez” şeklinde okunduğuna göre Türk Dili’nin 8. yüzyıl­dan günümüze kadar geçirdiği süreçle ilgili hangi sonuçlara ulaşılır? Tartışınız. Sonuçları defterinize yazınız.
Yazılan alfabe ne kadar değişirse değişsin yukarıdaki şemaya göre değişmeyen tek şey ifade ettiğim eşya, kavram, duygu ve düşüncelerimizdir.
 
1. Etkinlik
Aşağıda verilen günümüz Türkiye, Azerbeycan, Başkurt, Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar, Türkmen, Uygur Türkçelerindeki “ılık, kız, kırmak, yalnız” kelimelerinin kullanımları incelenir. Bu kelimelerden hareketle günümüzde konuşulan Türk lehçelerinin birbirleriyle ilişkisi tartışılır. Sonuçlar sözlü olarak ifade edilir.
 
2. Etkinlik
a.  Sınıfa getirilen Türklerin anayurdu ve göç yolları haritası üzerinde Türklerin sosyal, coğrafi ve siyasi yaşam­larında meydana gelen değişiklikler Türk dilinin gelişimi ile ilişkilendirilerek tartışılır. Sonuçlar tahtaya yazılır.
a.
b. Türkçenin günümüzde konuşulduğu yerler harita üzerinde gösterilir.
b.
 
Ölçme – Değerlendirme
1. Aşağıdakilerden hangisinde Türkiye Türkçesinin günümüze kadar ulaşma süreci doğru şekilde verilmiştir?
A)  İlk Türkçe – Ana Türkçe – Köktürkçe – Karahanlı Türkçesi – Eski Anadolu (Oğuz) Türkçesi – Uygurca -Osmanlı Türkçesi – Türkiye Türkçesi
B)  İlk Türkçe – Ana Türkçe – Köktürkçe – Osmanlı Türkçesi – Uygurca – Eski Anadolu (Oğuz) Türkçesi-Karahanlı Türkçesi – Türkiye Türkçesi
C)  İlk Türkçe – Köktürkçe – Uygurca – Ana Türkçe – Eski Anadolu (Oğuz) Türkçesi – Karahanlı Türkçesi -Osmanlı Türkçesi – Türkiye Türkçesi
D)  İlk Türkçe – Ana Türkçe – Köktürkçe – Uygurca – Karahanlı Türkçesi – Eski Anadolu (Oğuz) Türkçesi -Osmanlı Türkçesi – Türkiye Türkçesi
E)  İlk Türkçe – Ana Türkçe – Uygurca – Köktürkçe – Eski Anadolu (Oğuz) Türkçesi – Osmanlı Türkçesi -Karahanlı Türkçesi – Türkiye Türkçesi
CEVAP:D
 
2.  Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.
Eski Anadolu (Oğuz) Türkçesi 13 yüzyıldan 15 sonlarına kadar sürmüştür.
Türk sözcüğü ilk defa 8. yüzyılda yazılan Orhun Abidelerinde geçer.
 
3.  Aşağıdaki bilgileri doğru şekilde eşleştiriniz.
Hakas Türkçesi
Ana Türkçe
Türkmen Türkçesi
Batı Türkçesi
Özbek Türkçesi
Kuzey-Doğu Türkçesi
 
4.  Aşağıdaki cümlelerin karşısına yargılar doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
Yunus Emre Türkçe yazdığı şiirleriyle Türk dilinin gelişmesine önemli katkıda bulunmuştur. ( D )
Gagavuz Türkçesi Batı Türkçesinin günümüzde konuşulan bir koludur. ( D )
Türkiye Türkçesi ile Köktürkçe arasında bir ilişki yoktur. ( Y )
5.  Türk dilinin dönemlerini birbirinden ayıran özellikleri nelerdir?
5. Kullanılan alfabeler, ses değişimleri, bölgesel farklılıklar gibi unsurlar.
Read more