EDAT (İlgeç)
Cümle
içinde sözcükler arasında çeşitli anlam ilgileri kuran ve
cümleye değişik anlamlar katan,
tek başına bir anlamı
olmayan sözcüklerdir. Başlıca ilgeçler şunlardır:
gibi,
sanki, göre, kadar, için, üzere, -e doğru, -e karşı, -e
karşın, -e rağmen,
-e değin, -e dek, -den dolayı, -den başka,
ile, yalnız, ancak, sade, sadece, tek, bir, denli, değil…
Ali
ile
Veli tren ile
erkenden
ile
gitmişler. Bende
de
kalem var.
Serhat’ta
da
kalem var. Ferhat da
gelmiş. Ali arabayla
gelmiş. Sev ki
seveyim.
1
2 3 4 5 6 7
8 9 10
1.
Bağlaç 4. Hal eki
7. Bağlaç
10. Bağlaç
2.
Edat 5. Bağlaç
8. Bağlaç
3.
İsim (il-e) 6. Hal eki 9.
Ekleşmiş edat
|
|
Annem,
melek gibi
biriydi. (benzerlik)
Zil
çaldığı gibi
dışarı çıktık. (tezlik)
Birazdan
fırtına çıkacak gibi.
(tahmin, olasılık)
Everest,
sanki
bir dev çadırdı. (benzerlik)
Babam,
sanki
seni
dinler de! (inanmama)
Sanki
birazdan yağmur yağacak. (tahmin, olasılık)
Kafama
göre
bir dost bulamadım. (uygunluk)
Sana
göre
hangimiz
suçlu? (kanaat, görüş)
Bu
sınav dünküne göre
daha kolaymış. (karşılaştırma)
Bu
işi akşama kadar
halletmeliyim. (zaman, süre)
Elmalar
yumruğum kadardı.
(benzerlik)
Durakta
bir saat kadar
bekledim. (yaklaşık)
Hiç
kimseyi senin kadar
sevmedim. (karşılaştırma)
Tilki
kadar
kurnaz
bir adam. (derece, ölçü)
Ders
çalışmak için
kütüphaneye gitti. (amaç)
Senin
için
herkes iyi şeyler söylüyor. (hakkında)
Kardelen,
benim için
apayrı bir çiçekti. (görecelik)
Trafik
sıkıştığı için
geç
kaldım. (neden-sonuç)
Bu
hazırlıkları konuklar için
yaptık. (aitlik)
Çocukları
için
her fedakârlığı yapardı. (uğruna, yoluna)
Yarın
getirmek üzere
arabayı
alabilirsin. (şartıyla)
Teşekkür
etmek üzere
sahneye çıktı. (amacıyla)
Anlaştığımız
üzere
yarın buluşuruz. (şekilde, tarzda)
Uçağımız
kalkmak üzereydi.
(zaman)
Çocuklar
sahile doğru
yürüyorlar. (yön)
Akşama
doğru
buralar sakinleşir. (zaman)
Güneşe
karşı
yavaş yavaş yürüyorduk. (yön)
Sabaha
karşı
köye vardık. (zaman)
Benden
başka
herkes maça gitmiş. (dışında, hariç)
Not:
“Doğru, karşı, başka” sözcükleri, cümle içinde ilgeç
dışında değişik görevler kazanabilir.
İnan
bana, doğru
söylüyorum.
(belirteç)
Sence
doğru
tarafa mı gidiyoruz? (sıfat)
Sonunda
doğruyu
buldum. (ad)
Burası
karşıdan,
çok net gözüküyor. (ad)
Evimiz
şehrin karşı
yakasındaydı. (sıfat)
Sana
başka,
bana başka
konuştu. (belirteç)
Bize
başka
bir
adres verdiler. (sıfat)
Bunu
başkasından
duymuş. (adıl)
Annemler
uçakla
gelecekmiş. (araç)
Elini bıçakla kesmiş. (gereç)
Bahçede, arkadaşlarıyla oynuyor. (birliktelik)
Öğretmen, telaşla içeri girdi. (durum)
Ağaçların devrilmesiyle yol kapandı. (neden-sonuç)
Not: “İle”, yerine “ve” getirilemiyorsa ilgeç; getirilebiliyorsa bağlaç olur.
Şiir ile romanı çok severim. (ile=ve > bağlaç)
Gençken şiir ile çok ilgilendim.
Bu cümlelerin birincisinde “şiir ve roman” denilebildiği için “ile” bağlaçtır; ikincisinde “ile” yerine “ve” getirilemediği için “ile” ilgeçtir.
Dünkü toplantıda yalnız sen yoktun. (sadece)
Ben bu konuda sade ona inanırım. (yalnız)
Sadece dinlenmek istiyorum. (yalnız)
Pikniğe bir o gelmemişti. (yalnız)
Tek sen misin sevdiğine kavuşamayan? (yalnız)
Not: “Yalnız” sözcüğü, yerine “ama” getirilebiliyorsa bağlaç olur.
Dün seni çok bekledim; yalnız sen gelmedin. (yalnız=ama > bağlaç)
Bu cümlede “yalnız” yerine “ama” getirilebildiği için “yalnız” sözcüğü bağlaçtır.
Not: “Yalnız, sade, sadece, bir, tek” sözcükleri, cümle içinde ilgeç dışında değişik görevler kazanabilir.
Dedem, yalnız bir insandı. (sıfat) Sahilde, yalnız dolaşıyordu. (belirteç)
Sade bir görünümü vardı. (sıfat) Sanatçı, çok sade yaşıyordu. (belirteç)
Onunla bir boydayız. (sıfat) Bir sen bir ben biliyoruz bunu. (bağlaç)
Olanları bana bir bir anlattı. (belirteç) Çocuk, tek kelime konuşmadı. (sıfat)
Herkes gidince ben tek kaldım. (belirteç) Bizi oraya ancak sen götürebilirsin. (sadece)
Bu arabaya ancak on milyar veririm. (en çok)
Not: “Ancak” sözcüğü, cümle içinde değişik görevlerde kullanılabilir.
Çok çalıştım; ancak ödevimi bitiremedim. (ancak=ama > bağlaç)
Misafirler, akşama ancak gelebildiler. (belirteç)
Birinci cümlede, “ancak” sözcüğünün yerine “ama” getirilebildiği için “ancak” bağlaçtır. İkinci cümlede “ancak” eylemin yapılış zamanını belirttiği için belirteçtir.
Bağırmama rağmen beni duymadı. (tersine olarak)
Fakirliğine karşın hep mutlu biriydi. (tersine olarak)
Seni ölünceye değin unutmayacağım. (zaman)
Yağmur geceye dek devam etti. (zaman)
Beni bu denli sevdiğini bilmiyordum. (derece)
Burası dediğin kadar güzel değil. (olumsuzluk)
Trafikten dolayı sınava geç kaldım. (neden-sonuç)
|
|
2014 10. Sınıf Dil ve Anlatım Edat ders notları
2014 10. Sınıf Dil ve Anlatım Edat Konu Anlatımı
2014 10. Sınıf Dil ve Anlatım Edat Örnekleri