YORUMLAMA – GÜNCELLEME 70 -71
sayfa
13. 16. metin olarak verilen
mânide şair neden yakınmaktadır? Bu metindeki durumu düz yazıyla anlatsaydı aynı
kelimeleri kullanabilir miydi? Neden?
13. Gönlünden şikayetçi. Aynı kelimeler olmazdı. En azından
kullandığı benzetme aynı olmayabilirdi.
14. “Kar” adlı metinde nasıl
bir doğa manzarası betimleniyor? Şair bu manzara içinde aradığını niçin açıkça
söylememiştir?
14. Her tarafta geçenin, maviliğin ve sesin hakim olduğu
tablo çizmiştir. Açıkça söylerse anlam çabucak belirdiği için etkili
olmaz.
15. “Dağlar” adlı metinde
şair, şehirleri niçin “tuzak” olarak nitelendiriyor? Sizce bu kelime bir imge
midir değil midir? Neden?
15. Bu da bir imgedir. Şehirlerin yoğun hayatı insanı
köyünden dağlarından uzaklaştırdığı için tuzak ve dolayısıyla şair imge
yapmıştır. Bu soyut kavramı da tuzağa benzeterek somutlaştırmıştır.
16. Divan şiirinde kullanılan
edebî sanatlar, günümüz şiirlerine yansımış mıdır? Düşüncelerinizi nedenleriyle
açıklayınız.
16. Birçoğu yansımış olsa da yanı imgeler aynı şekilde
devam etmeyebilir. Gül- bülbül yansımış ama günümüzdeki şairler artık imgeleri
Divan şiirindeki gibi kalıplaşmış ve genel olanı değil de daha yenilikçi ve
özel olanı tercih etmişlerdir.
17. “Ne Fayda!” adlı metinde
şair sevdiğini “ciğerparem” kelimesiyle anlatıyor ve ciğerinin parçasına
benzetiyor. Siz sevdiğinizi hangi benzetme ile
anlatırdınız?
17. Size kalmış sorunun cevabı…
18. Zamanın geçiciliğini
anlatan bir imge bulunuz. Bulduğunuz imge diğer arkadaşlarınızın bulduğuyla
niçin farklı oldu? Tartışınız. Tartışmanız sonucu oluşan ortak görüşünüzü
tahtaya yazınız.
18. Herkesin bulduğu imge elbette ki farklı olacak çünkü
her inşan farklı düşünür ve farklı duygulara sahip olmakla birlikte her insanın
sanatsal bilgisi, görgüsü aynı değildir.
24. 30.metin olarak verilen dörtlüğün teması ve şiir yapısı günümüz şiirlerinde hâlâ kullanılıyor mu? Bu şiirdeki dilin günümüze kadar gelememesinin sebebi neler olabilir?
24. Teması da yapısı da halen kullanılıyor fakat dilinin üzerinden yüzyıllar geçtiği ve dilin sürekli gelişim gösterdiği için günümüze gelememiştir. Dildeki birçok kelime doğar, kullanımı yaygınlaşır ve zamanla unutulur. Buna en güzel örnek bu şiirdir.
25. Karacaoğlan’ın şiirinden, yaşadığı devrin sosyal yaşantısı hakkında bilgi edindiniz mi? Bu durumu nasıl açıklarsınız?
25. Çok fazla bilgi vermez. Çünkü şair daha sevda üzerine şiirler yazdığı için sosyal yaşama değinmemiştir.
26 Âşık’In şiirinden “ab-ı revân, figân, haram”; Seyranî’nin şiirinde “Hak, asâ, pîr, muhabbet” kelimelerinin kullanılmasının nedenlerini tartışınız. Edebî dilin yüzyıllara göre değişimini şiirlerden örneklerle açıklayınız. Bu durumu şiir geleneği için nasıl yorumluyorsunuz? Düşüncelerinizi belirtiniz.
26. Bu kelimeler edebi dili zaman içerisinde girmiş ve çok beğenildiği için kullanılmaya devam edegelmiştir. Mesela ceylan, ahu, maral, gazal kelimelerinin dördü de aynı olmasına rağmen bunların şiirde kullanılması farklılık gösterir. Divan edebiyatında maral, ahu ve gazal kelimeleri kullanılırken Halk Edebiyatında ceylan kelimesi kullanılır. Bunda da en büyük etken geleneğin hakim olmasıdır.
27. Dörtlük, hece ölçüsü, yarım ya da tam uyak, sade bir dil halk şiirimizin temelini oluşturan unsurlardır. Bu unsurlar günümüz şiirinde hâlâ mevcut mudur? Tartışınız. Tartışma sonucunda vardığınız kararı sınıf tahtasına yazınız.
27. Halen etkindir. Günümüzde de uyaklı ve kafiyeli şiirler yazanlar vardır. Abdurrahim Karakoç gibi …
...................
24. 30.metin olarak verilen dörtlüğün teması ve şiir yapısı günümüz şiirlerinde hâlâ kullanılıyor mu? Bu şiirdeki dilin günümüze kadar gelememesinin sebebi neler olabilir?
24. Teması da yapısı da halen kullanılıyor fakat dilinin üzerinden yüzyıllar geçtiği ve dilin sürekli gelişim gösterdiği için günümüze gelememiştir. Dildeki birçok kelime doğar, kullanımı yaygınlaşır ve zamanla unutulur. Buna en güzel örnek bu şiirdir.
25. Karacaoğlan’ın şiirinden, yaşadığı devrin sosyal yaşantısı hakkında bilgi edindiniz mi? Bu durumu nasıl açıklarsınız?
25. Çok fazla bilgi vermez. Çünkü şair daha sevda üzerine şiirler yazdığı için sosyal yaşama değinmemiştir.
26 Âşık’In şiirinden “ab-ı revân, figân, haram”; Seyranî’nin şiirinde “Hak, asâ, pîr, muhabbet” kelimelerinin kullanılmasının nedenlerini tartışınız. Edebî dilin yüzyıllara göre değişimini şiirlerden örneklerle açıklayınız. Bu durumu şiir geleneği için nasıl yorumluyorsunuz? Düşüncelerinizi belirtiniz.
26. Bu kelimeler edebi dili zaman içerisinde girmiş ve çok beğenildiği için kullanılmaya devam edegelmiştir. Mesela ceylan, ahu, maral, gazal kelimelerinin dördü de aynı olmasına rağmen bunların şiirde kullanılması farklılık gösterir. Divan edebiyatında maral, ahu ve gazal kelimeleri kullanılırken Halk Edebiyatında ceylan kelimesi kullanılır. Bunda da en büyük etken geleneğin hakim olmasıdır.
27. Dörtlük, hece ölçüsü, yarım ya da tam uyak, sade bir dil halk şiirimizin temelini oluşturan unsurlardır. Bu unsurlar günümüz şiirinde hâlâ mevcut mudur? Tartışınız. Tartışma sonucunda vardığınız kararı sınıf tahtasına yazınız.
27. Halen etkindir. Günümüzde de uyaklı ve kafiyeli şiirler yazanlar vardır. Abdurrahim Karakoç gibi …
31. Siz çevrenizdeki olayları,
olguları vb. anlatmak için Orhan Veli’nin kullandığı kelimelere mi
başvururdunuz?
31. Yazdığım metne göre değişir. Sanatlı bir metin
yazılıyorsa ister istemez mecazlara ve söz sanatlarına başvurulması
gerekiyor.
32. Şair, “Büyüdüm, işsiz
kaldım, aç kaldım; / Para kazanmak gerekti; / Girdim insanların içine, /
insanları gördüm.” dizelerinde hayatın hangi gerçekliğini şiirine
yansıtıyor?
32. Yaşamda her şeyin zor oluğu ve bazı şeylerin tecrübe
edilmesi gerektiği vurgulanıyor.
33. Sizce Orhan Veli kendi
deyimiyle “zavallı bir şair” midir? Duygularını böylesine sade sözlerle ifade
eden bir şairin sanat yeteneği hakkında neler
söyleyebilirsiniz?
33. Sade bir duyguyu bu kadar sade kelimelerle söyleyip
etkili olmak elbette önemli bir sanatçının yapabileceği özelliklerdir.
34. “Ben Orhan Veli” şiirinde
anlam bütünlüğü hangi şiir birimleriyle sağlanmıştır? Şiirde anlamı oluşturmak
için belli bir şiir birimi gerekli midir? Niçin?
34. Şair anlamı şiirin bütününe yaymıştır. Elbette ki belli
bir bilgi birikimi gerekir. Orhan Veli, kendisinden önceki gibi yazılan şiiri
yazamadığı için değil edebiyata yeni bir anlayış getirmek gerektiğini
düşünür.