Domuz Tenyası Nedir?


Domuz Tenyası (Taenia solium)
Uzunlukları yaklaşık olarak 5 metre civarındadır.Ülkemizde yaygın değildir ancak dünyada çok yaygın olarak görülür.
Sığır tenyasından farkı beyin, göz, kalp, cilt altı, karaciğer ve kaslarda kist oluşumuna neden olurlar.Domuz tenyası bulunan kişilerde yeterli derecede hijyene dikkat edilmezse, elleri ile makattaki yumurtaları yutarlar.Bu yumurtalar bağırsaklara ulaştığında içlerinden larvalar çıkarırlar ve dokulara sıçrayarak kisteri meydana getirirler.Eğer larvalar beyine ulaşırlarsa epileptik ataklar ve sinirsel problemlere neden olurlar. Bu duruma da cysticercosis denir.
Tedavide ilaç tedavisi kullanılır.Kist oluşan durumlarda ise tedavi şekli cerrahidir.




Günümüzde Domuz Tenyası Vaakası


Tümör korkusuyla hastaneye yatan Avustralyalı ünlü punk rock şarkıcısı Jay Whalley'nin beyninden bir domuz tenyası çıkarıldı.

(DHA) -- Daily Mail'in haberine göre, Avustralyalı ünlü punk rock grubu Frenzar Rhomb'un solisti olan Jay Walley, geçen ay baş dönmeleri ve göz kararmaları yaşamaya başladı.

Bir süre sonra elinde tuttuğu parayı dahi tanıyamaz hale gelen şarkıcı, beyninde tümör endişesiyle arkadaşları tarafından hastaneye götürüldü.

Yapılan muayenelerde beyninde kiste benzer bir tümör tespit edilen Whalley geçen hafta ameliyata alındı.

Saatler süren ameliyatın sonunda Avustralyalı şarkıcının beyninden, sadece domuz etinden bulaşan domuz tenyası çıkarıldı.

Tam bir vejetaryen olan ve kesinlikle et yemeyen şarkıcının tenya yumurtasını Meksika'da yediği bir çeşit sebzeli dürümden kaptığı sanılıyor.

Doktorların tahminlerine göre, Whalley Meksika'da temizlik konusunda pek titiz olmayan bir lokantaya gitti. Domuz etinden tenya alan ve barsaklarındaki tenya ile yaşayan aşçı veya lokanta sahibi, sebzeleri ellerini temizlemeden yıkadığı için tenya yumurtası sebzelere bulaştı.

Vejetaryen olan Whalley de yediği bu sebze ile tenya yumurtasını almış oldu.

Read more

Melissa King Kimdir?



ABD'de geçen Kasım ayında Miss Teen Delaware yarışmasında birinci seçilen 18 yaşındaki gençlik kraliçesi Melissa King'e Porno film sitesinden teklif geldi...

Oynadığı filmler yüzünden tacı elinden alınan King...
Bu teklifi kabul ederse porno sitesinin tanıtım yüzü olacak...
250 bin dolarlık bu teklif için King'in vereceği cevap şimdiden merak konusu oldu.
Resmi Twitter Adresi ; https://twitter.com/Melissa_M_King

Kaynak; Milliyet.com.tr

Read more

Fatih Terim'e Kaç Maç Ceza Verildi?


Fatih Terim'e Kaç Maç Ceza Verildi
Fatih Terim'e Neden Ceza Verildi
Fatih Terim'e Ceza Doğru Mu

Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim'e 3 resmi müsabakada soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı ile 30 bin TL para cezası verdi. Kurul ayrıca Galatasaray antrenörü Hasan Şaş'ı 1 maç, Sivassporlu futbolcu Uğur Kavuk'u 3 maç,
Kasımpaşalı futbolcu Sancak Kaplan'ı 1 maç ile cezalandırdı.
Read more

2013 THY Kabin Memuru Başvuru Formu Doldur


2013 THY Kabin Memuru Başvuru Şartları:
  • T.C. uyruklu olmak
  • 01.01.1983 ile 31.12.1993 tarihleri arasında doğmuş olmak
  • En az lise mezunu olmak
  • İyi derecede İngilizce bilmek
  • Adli Sicil Kaydı ve Adli Sicil Arşiv Kaydı bulunmamak
  • Erkek adaylar için askerlik görevini yapmış veya en az 1 yıl tecilli olmak
2013 THY Kabin Memuru Sağlık ve Fiziki Koşullar:
  • Bayanlar için 160-180 cm. arası boya sahip olmak (Boy-kilo orantılı olmalıdır)*
  • Erkekler için 170-190 cm. arası boya sahip olmak (Boy-kilo orantılı olmalıdır)*
  • Sağlık durumu uçuşa elverişli olmak ( Seçme süreçlerinde başarılı olan adaylarımızdan işe başlama aşamasında Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nce yetkilendirilmiş sağlık kurumlarından sağlık durumunun uçuşa uygun olduğuna dair rapor istenecektir)
  • THY A.O. kabin memuru üniforması giyildiğinde vücudunun görünecek yerlerinde dövme, piercing vb. yaptırmamış olmak
  • Daha önce Türk Hava Yolları veya diğer havacılık kuruluşlarındaki uçuş görevlerinden disiplinsizlik, sicil yetersizliği ve sağlık nedeniyle ayrılmamış olmak
*Boy-kilo ölçümleri, Türk Hava Yolları veya Türk Hava Yolları’nın belirleyeceği kurum/kuruluş tarafından yapılacaktır.
Süreçlerimizde başarılı olan adaylar, alacakları eğitim sonrası “part time” statüde kabin memuru olarak istihdam edilecek olup gösterilen performansa bağlı olarak bu sürenin sonunda belirsiz süreli (sürekli) kabin memuru olarak istihdam edilebileceklerdir.
Read more

Gülden Mutlu Kimdir?

Gülden Mutlu, ilk ve orta öğretim hayatını İstanbul ve Tekirdağ'da tamamladı. 2001 yılında Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Temel Bilimler bölümünü birincilikle kazandı. Üniversite hayatı boyunca İzmir' de çeşitli mekanlarda sahne aldı, aralarında TRT sanatçılarının da bulunduğu birçok konserde keman çaldı. 2 yıl boyunca Ege Ordu Komutanlığı' nın sanatçılığını üstlendi. 2008 yılında Londra' ya yerleşti. Londra 'da yerel bir koronun şefliğini yaptı, parlamentoda sahne aldı. Londra' nın ilk kadın şefi olarak ismi gazetelerde yer aldı. Yine Londra' da iki mekanda uzun süreler sahne aldı. 2012 yılında Türkiye'ye geldiği bir dönemde yollarının kesiştiği Emre Aydın' la düet yaptığı, söz ve müziği kendisine ait olan Soğuk Odalar isimli şarkı, tüm müzik listelerinde haftalarca 1 numarada kalırken, dijital platformda en çok dinlenen ve indirilen şarkılar arasında uzun süre yerini korudu. 2012' nin Kasım ayında piyasaya çıkan, söz ve müziği yine kendisine ait olan "Unutamam Dedin" single ının düzenlemesini Mustafa Ceceli, prodüktörlüğünü ve şarkıya ait videonun yönetmenliğini de Emre Aydın üstlendi. "Unutamam Dedin" müzik listelerindeki yükselişini sürdürüyor.
Read more

Melih Gökçek Lise Öğrencisi İrem Kimdir? İrem Twitter'da Ne Yazdı?


17 yaşındaki İrem'e tweet gözaltısı
RedHack'den destek
Aksoy, olayın ardından twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Gökçek’e hakaretten gözaltına alındım. Bu süreçte beni yalnız bırakmayan tüm yoldaşlarıma teşekkür ediyorum. Süreç devam ediyor, desteklerinizi bekliyorum" dedi. CHP de twitter’da, "#iremaksoyyanlizdegildir" hashtag’i ile destek kampanyası başlattı. Son olarak Gökçek ile ilgili belgeler açıklayan "Kızıl Hackerlar" RedHack grubu da kampanyaya katıldı.
"Baştan uyardık, vazgeçmeyiz"
Gökçek'in avukatı Ezgi ise "Başkanım hakaret eden kişileri, twitter'da, 'Özür dileyin şikayetçi olmayayım' diye uyarıyor. Özür gelmezse de şikayetçi oluyoruz. Şikayet ederken kesinlikle kimsenin yaşını bilemeyiz. Aksoy'u da baştan uyardığımız için şikayetimizden vazgeçmemiz söz konusu değil. 18'den küçük olduğu için velisi ile birlikte ifade verecek. Dosya şu an savcılıkta. Bu kamu görevlisine yapılan bir suç. Biz vazgeçsek bile devlet kendisi yargılar" diye konuştu. Ezgi, Gökçek'in son 1.5 yıl içinde 450 twitter takipçisi hakkında şikayetçi olduğunu, henüz sonuçlanan 3 davanın Gökçek'in lehine bittiğini kaydetti.

Read more

Fenerbahçe Avrupa Kupalarından Men Edildi Mi?


UEFA'dan Fenerbahçe'ye Avrupa Kupalarından men cezası

UEFA Disiplin Kurulu dünya tarihinde bir ilki başardı, seyircisiz maçta Fenerbahçe'ye yine bir karşılaşmada seyircisizoynama cezası verdi. Sarı-lacivertlileri Avrupa kupalarından da bir yıl men eden kurul, bunu da iki yıl için erteledi


SENAD OK

BATE Borisov maçında sahaya inen paraşütlü meşaleler, Fenerbahçe'ye ağır fatura olarak döndü. Sarı-lacivertli kulübün dosyasını inceleyen UEFA Kontrol ve Disiplin Kurulu, dünya tarihinde bir ilke imza attı, seyircisiz maçta taraftar olaylarından dolayı ceza kesti. Fenerbahçe'ye 1 yıl Avrupa kupalarından men cezası veren kurul, daha sonra bunu iki yıl için erteledi. Fener taraftarı iki yıl içinde herhangi bir saha olayına karışırsa, sarı-lacivertliler katılım hakkı elde etse bile, UEFA müsabakalarında yer alamayacak. Fenerbahçe'nin ayrıca 30 gün içinde 60 bin euro para cezası ödeyeceği de açıklandı.



Meireles'e 3 maç 
Bate Borisov ile oynanan karşılaşmada doğrudan kırmızı kart gören Raul Meireles’in de toplam 3 maç ile cezalandırıldığı açıklandı. Bir maçta oynamayan Portekizli futbolcu, Victoria Plzer ile oynanacak iki maçta görev alamayacak. Sarı-lacivertliler, üç gün içinde UEFA Tahkim Kurulu'na başvurusunu yapacak ve cezalara itiraz edecek.


Kaynak; Skorer
Read more

11. Sınıf Edebiyat Sayfa 148-160 Cevapları ve Etkinlikleri [ Biryay ]


bu yazı soruvecevap.blogcu.com'dan alınmıştır.

1-Milli akımların oluşmasında dil çok önemli bir yere sahiptir. Dil milli akımlar için ortak değer niteliğindedir. Milletler destanlarını,tarihlerini,fikirlerini kendi diliyle ifade ettiklerinde dünyada gelişmiş milletler arasında yer alırlar.

2-dönemin şiirleri ağır,süslü ve sanatlı sözle yazılmışlardır. orjinal halde okunan serveti fünun şirleri anlaşılmazlar.
3-insanın kendini tanıtmasında ve karşıdakinin düşüncelerinde etkilemesinde konuşma tarzı ve kullandığı dil oldukça önemli bir yere sahiptir. özellikle akıcı ve kurallara göre konuşan insanlar başkaları tarafından daha ilgi görür onlar üzerinde olumlu bırakırlar.


4-Atatürk milliyetçiliği, 1924 Anayasası'nın 88. maddesinde ve Atatürk İlkelerinde de belirtilmiş olan, din ve ırk ayrımı gözetmeksizin, ulus tanımını dil, kültür ve siyasi birliktelik gibi değerlere dayandıran milliyetperverlik anlayışıdır.Atatürk’e göre Avrupa uluslar topluluğunun fiziki sınırlar dışında, bu sistemin üstünlüğüne karşı mücadeleler mutlaka ulusçu nitelikte olmalıydı. Atatürk’ün amacı ulusal ve savunulabilir sınırlar dahilinde, bir Türk ulus-devletini kurmak için Türk milliyetçiliğini öne çıkarmaktı. Atatürk milliyetçiliği din ve ırk ayrımından uzak, ortak yurttaşlık temelindedir. Ortak mazi, lisan, ahlak, kültür ve hukuk Türk Milletini oluşturan temellerdir. Atatürk'e göre, milli hudutlar içindeki "Türk Milleti'ni, etnik kökenlerine göre ayrıştırmak birkaç düşman aleti beyinsiz, mürteciden başka hiçbir millet ferdi üzerinde üzüntüden başka bir tesir bırakmamıştır".
"ATATÜRK'Ü SEVİYORUZ" (Buda benim fikrim )



İNCELEME:
1- Tabloyu sırayla yazıyorum
Anlam Birlikleri-İletisi
eski lisan: dilde sadeleşme umudu vardır
netice: uyanun dilinize sahip çıkın
ey gençler: millileşmenin öncüleri gençlerdir.
nasıl?: Türkçeyi kullanarak
hastalıklar: yabancı kelimeleri kullanmak bazılarında hastalık olmuştur
garba doğru: batı yanlısı yazarların çoğu taklitçidir
şarka doğru: araplar sadee şiir yazmışlardır.
milli edebiyatımı: niçin milli bir edebiyatımız yok.

" bu kadar yazdım sizde bulduklarınız ekleyin"


1-makalenin ana fkri: öz varlığımız olan türkçenin edebiyat dili olacak kadar güçlüdür,güzeldir

dönem içinde bu fikre dayanan başka eser yoktur.

2-metinde daha çok dil ve edbiyat yönüne değinilmiş. eserler toplumun gerçeklerinden uzak,ağır ve süslü olan bu dili millet anlamakta güçlük çekmektedir.


3- arap ve fars kültürü etkisiende kalarak kelime ve kavramları kullanan yazaralr halkın yaşam tarzını dikkate almamışlardır. halk sade bir dil kullanır ve geleneklerine bağlıdırlar.
4-yazar burada dilde millileşme hareketinin serveti fünun ve fecriati sanatçıları tarafından sekteye uğratıldığını millileşmenin sürdürülebilirliği için topluma ve gençlere önemli iş düşmektedir diyor.


5-kesinlik anlamı taşımaktadırlar. yazar eski yazılmış eserleri görmüş incelemiş ondan sonra değerlendirmiş.

3*-dilde sadeleşmeye önem verilmesinin neednleri:
-eski eserlerin anlaşılmasın da güçlük çekilmesi
-anlaşılmayan sanatçıların halktan uzak kalmaları
-türkçenin zengin bir dil olması
-türkçenin köklü bir dil olmas
-halkın zengin sözlü edebiyatı


6-cem edatı,terkip,kroki yabancı kelimeler, uyanınız,bakınız,körü körüne türkçe kelimeler dir. burada yazar türkçe kelimelerede yer vermiş türkçenin güçlü bir dil olduğunu kanıtlamaya çalışmıştır.

4*-metnin konusu: dilde millileşme
yazar kendi ............ halkın sözcülüğünü yapmıştır
yazar düşüncelerini.............. kanıtlıyor
metin nerede yayımlanmış:genç kalemler dergisinde

7-Ömer Seyfetinin Edebi Kişiliği - Sanat Anlayışı:

Türk edebiyatında modern öykücülüğün önemli temsilcilerindendir. Selanik'te yayımlanan "Genç Kalem­ler" dergisindeki yazılarıyla ünlendi. Derginin ikinci di­zisinin ilk sayısında Nisan 1911'de yayımlanan "Yeni Lisan" başlıklı yazısı "Milli Edebiyat" akımının başlan­gıç bildirgesidir. Yazılarında, yalın, halkın konuştuğu ve anladığı bir dil kullanmak gerektiğini savundu. Türkçenin kendi kurallarına uygun yazılmasını, Arapça ve Farsça sözcüklerden arındırılmasını istedi. Millî Edebi­yat akımının öncülüğünü Ziya Gökalp ve Ali Canip Yöntemle birlikte sürdürdü. Birinci Dünya Savaşı yılla­rında "Yeni Mecmua"da yayımlanan öyküleriyle ününü iyice yaygınlaştırdı.

Öykülerini kişisel deneyimlerine, tarihsel olaylara ve halk geleneklerine dayandırdı. "Ferman, Pembe İncili Kaftan" gibi öykülerinde Türk tarihinden aldığı konula­rı işledi. "Kaşağı, Diyet, Beyaz Lale" gibi öyküleri ken­di yaşamına yöneliktir. Yazar, bu öykülerinde çocuk­luk, askerlik, memurluk döneminde yaşadıklarını dile getirmiştir. Bunun yanında kimi öykülerinde gerçek ya­şamdan olayları, batıl inançları aktarmıştır.

Genellikle realist bir anlayışla eser verme düşüncesin­de olan Ömer Seyfettin'in öykülerinde, Maupassant tarzı bir üslup vardır. Bu bakımdan o, bir olay öykücüsüdür. Keskin bir gözlem gücü, ironiye kaçan anlatı­mıyla Türk edebiyatında hikâyenin ilk olgun örnekleri­ni veren yazardır. Konularını öyküye dönüştürürken yergiye, polemiğe, komik durumlara ve toplumsal yo­rumlara da yer verir.

Ömer Seyfettin'in hikâyeleri, yalnız Milli Edebiyat ve Yeni Lisan hareketi adına değil, bütün Türk edebiyatı için bir kilometre taşı niteliğindedir. O, öykülerinde top­lumun bütün kesimlerini âdeta kucaklar, sınıf ayrımı gözetmeksizin toplumun her kesiminden insanı öykü­lerine taşır.

Yazarın dile ne kadar önem verdiği, öykülerinde kendi­ni hemen gösterir. İlk öykülerinde o zamanki edebiyat dilinin izleri görülse de Yeni Lisan hareketinden sonra dili sadeleşir. Günlük konuşma dilini kullanması, öykülerine canlı ve etkileyici bir özellik verir. Bu nedenle Ömer Seyfettin, toplumun her kesimi tarafından oku­nan yazarlarımızdan biri olmuştur.

Ömer Seyfettin, hikâyelerinde mekân olarak daha çok, Osmanlı Devleti'nin Batı yakasını seçer. İzmir, İstanbul, Selanik ve Bulgaristan-Makedonya yörelerinde hem yaşadığı olayları hem de gözlemlediklerini sentez hâlinde öykülerine aktarır. Onun, tarihin küllenmiş say­falarından bulup çıkardığı Ferman, Başını Vermeyen Şehit, Pembe İncili Kaftan, Kütük gibi hikâyeler, mora­lini yitirmiş bir topluma, kendini, öz değerlerini hatırlat­ması bakımından önemlidir. Öykülerinde dini lirizmi kullanır. Milleti kıskacı altına alan hurafelerle savaş­mak, yazarın başlıca amaçlarındandır. Bu konuyu işle­yen birçok öykü kaleme almıştır.

Hayatı boyunca Türk edebiyatının millileşmesi için ça­lışan Ömer Seyfettin, bu amaçla yazdığı hikâyeleriyle tanınmıştır. Konuların genellikle gerçek hayattan alan hikâyelerinde hep millî şuuru güçlendirmek ve toplum­sal aksaklıkları mizahi bir tarzda eleştirmek amacı ön plandadır. Eserlerinde Batı medeniyetini yarım yama­lak öğrenen ve bunu kendine hayat tarzı olarak seçen züppe, dejenere tipleri ağır şekilde eleştirir. Türk tari­hindeki kahramanlık olaylarını konu olarak seçtiği eserlerinde, Türk unsurun millî şuurunu uyandırmak ve onların tekrar kendilerine güven duymalarını sağla­mak amacındadır.

Ömer Seyfettin, öykünün yanı sıra şiir de yazar. Ancak şiirleri öyküleri kadar başarılı değildir. Bunun yanında kendi edebiyat ve sanat anlayışı doğrultusunda maka­le, deneme, inceleme vb. türlerde yazılar kaleme alır. Kimi eserleri, Ömer Seyfettin'in ölümünden sonra ya­zıları derlenerek oluşturulmuştur.

Eserleri:

Öykü: Yüksek Ökçeler, Gizli Mabet, Bahar ve Kelebek­ler, Beyaz Lale, Asilzadeler, Başını Vermeyen Şehit, Bomba, Diyet, İlk Düşen Ak, Falaka, Forsa, Pembe İn­cili Kaftan, Perili Köşk, Zeytin Ekmek
Roman: Ashab-ı Kehfimiz, Erfuz Bey, Yalnız Efe
Şiir: Ömer Seyfettin'in Şiirleri (Fevziye Abdullah Tansel tarafından derlenmiştir.)
inceleme: Milli Tecrübelerden Çıkarılmış Ameli Siya­set, Yarınki Turan Devleti, Türklük Mefkûresi, Türklük Ülküsü


8-Ömer seyfettin türkçülük akımı savunucusu ve millileşme yanlısı bir yazardır. edebiyatat süslü,sanatlı uslubu kabül etmez. halkın kon uşma dili ve edebiyatı dilinin türkçe olmasınından yanadır. düşüncelerini de eserlerinde yansıtmıştır

6*- 1.paragraf: leyleklerin sayısı azalıyor
2.paragraf: bir leylek gördüm ve çok sevdim
3.paragraf: leylekler yaz mevsimlerinin sembolüdür
4.paragraf: mısır köylüleri leylekleri öldürmektedir (Duygusalım)
metnin iletisi : leylek hayatımızın bir parçası haline gelmiştir.

1-leylekleri severiz onlardan ilham alırız.
7*- metnin ana fikri: leylekler sevilen bir kuş ,sosyal yaşamın bir parçası yaar ve şairler içinde ilham kaynağıdır.
2-günlük yaşamımızın ilgi çekici bir arıntısı olarak ele alıyor
3-açık.anlaşılır, ve kesin ifadeler kullanmıştır yazar.


8*terim: arsenik,yıldız,seyyah
kavram: hayal,tapmak,cesaret
gündelik kullanılan: leylek,seneler,dikkat,yaz

9* her ikisine de çarpı (x) koyduk boş yere fıkra yazdık

4-günlük hayattan bir onu seçildiği için fıkra tercih edilmiştir.

10*-
-seblolizm edebiyatının temsilcisi
-şirlerinde musiki ön planda
-ağır ve süslü bir dil kullanır
-şiirlerdinde bireysel konu temalarını ele alır

5-yazar doğayı,manzaraları izler.gözlemler ve kendi ifadeleriyle betimler. bu metinde de leyleklerle ilgili bir betimleme çalışmaı yapmıştır.
[b]Sayfa 156'dan devam ediyorum >>>
1-
1.bölümde: kuyuya geceleri gidemeyen bir insan
2.böümde: kazasker ile ilgili oayın anlatılması
3.bölüm: batıl inançların kaynakları
4.bölüm: yalan yanlış inançların zararları,çocuklar üzerinde olumsuz etkileri

2-gerçeklikle alakası olmayan,onunla bağdaşmayan olaylara hikayelere inanmamalıyız.

3-bilim ve eğitimden uzak annelerin ve ninelerin geceleri gerçeklikle ilgisi olmayan hikayeleri anlatıkları bir dönemdir. batıl inançlar büyükler arasında dönem içinde oldukça yaygındır.
4-
a) dönem içinde manevi değerlere daha sıkı sıkı bir bağ vardır.
b) geniş halk kitlesine öğretici bir tavır sergilemekte, batıl inanışların yanlışlığını savunmaktadır

5-
a) metindeki ifadeler açık,anlaşılır kesin iafadelerdir.
b) sözcükler anlaşılır sadedir. be sadeliğin nededi dönem içinde başlayan sadeleşme hareketidir.
11*terim: selamlık,masal,secde
kavram: icazet,sosyal terbiye,korku
gündelik hayatla : konuşma,kulak verme,oruç merhum, hatırlamak

12*-her ikisine çarpı koyduk. metin okuyan ile konuşuluyormuş gibi yazılmış. bu bir söyleşi yazısıdır.

13*
-hiçbir edebi topluluk içinde yer almamıştır
-halk kültürünü iyi bilir
-batıl inanışları eleştiri
açık sade dil kullanır

6-bu eserinde batıl inanışları konu almış bunuda iğneliğibir üslupla dile getirmiştir. yazar diğer eserlerinde de toplumsdaki yanlışları ,batıl inançları konu olarak almış çoğu zaman bu yanlışları mizhi bir şekilde ele alarak eleştirmiştir.
Sayfa 157'dan devam ediyorum >>>[/b]
1-Mill devlet ve milli egemenlik milletçiliğin bir sonucudur. Millî egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmağa mahkûmdurlar. 1929 (Atatürk)
2-Milliyetçilik, kişilerin mensup olduğu milletin fertlerini sevme, değerlerini benimseme, bağımsızlığını koruma ve her bakımdan milletini yüceltme fikridir. Atatürk’ün milliyetçilik ilkesi, Türk milletini içtenlikle sevmek, çağdaş bir toplum olarak yüceltmek ve onun uğruna her türlü fedakarlığı yapmak anlayışıdır. Bu ilkeye göre vatanın bütünlüğü, milletin egemenliği ve bölünmezliği esastır

YORUMLAMA VE GÜNCELLEME:
14*-
b) karşılaştırma:

ramazan sobetleri: batıl inançlara .hurafelere inanmamalıyız
leylek: leyleklerin sayısı azalıyor
yeni lisan: eserlerde halkın konuşma dili kullanılmalı
bilme içinde bilmece. yersiz korkular inasnı utandıracak duruma dşürür

benzerlik: konular bireyseldir.
farklılık: yenilisan metninde olay değil düşünceelr anlatılır
1-siz cevaplayın
2-eserlerde halkın konuşma dili kullanılmalı tezini savunmuştur.
3-TDK (Türk Dil Kurumu) yapar
4-hayvanları koruma dernekleri ile hayvnlar korunmakta ve yaşatılmakta
5-siz cevaplayın
6 ahmet çocukların beyinlerini daha faydalı bilgilerle doldurmaktan yana biridir



ÖLÇME VE DEĞRLENDİRME:
1- SADE,YAŞAM
2-E-B
3- Y-D-Y
Read more

10.sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 123-129 Soruları ve Cevapları


SAYFA 123 ÖN HAZIRLIK
3-gözlem çeşitleri şunlardır:
Nitel gözlem: özenel yöntemlerle yapılan gözlemdir
nicel gözlem:ölçülebilir gözlem türüdür


HAZIRLIK
1-Sanatçının bakışı her zaman farklıdır. AYNI nesneyi farklı olarak inceler,analiz eder. Nesnenin inceliklerini analtır,özelliklerini belirtir. Bizde sanatçının anlattıkları ile o nesneyi tanırız.


SAYFA 123 VE 124 TEKİ ETKİNLİKLERİ CEVAPLIYORUM
1-Siz cevaplayınız
2-bu metinde kavak hışırtıları<işitme
piskokulu dere<koklama
o serinliin<dokunma
kararmış söğüt ağaçları< görme


3-metin içinde işitme,görme,koklama,dokunma,görme duyuları kullanılmış. gözlem anlattığımız nesnelerin ayırt edici özelliklerini tam olarak aktarırır
4-siz cevaplayınız
5-alttan akan pis kokulu dere
rutubetli bir serinlik
kararmış söğüt ağaçları
incecik bir keçi yolu
Bu sözcüklein kullanılmasının nedeni isimlerin ayırt edici özelliklerini belirtmektir.


6-rutubetli bir serinlik-niteleme sıfatı
kararmış söğüt ağaçları -niteleme sıfatı
incecik bir keçi yolu-niteleme sıfatı
o serinlik- işaret sıfatı

iki yan-sayı sıfatı
birkaç tepe belgisiz sıfat
hangi yüz soru sıfatı
şu kara üzüm-niteleme /işaret sıfatı


7-


8-İmage


9-
belirtme sıfatları:
sarı araba
genç kız
güneşli bayır
korkunç uğultular
bomboş yıllar

belirtme sıfatları:
bir kuzey rüzgarı
herhangi biri
büyük bir doğal afet
her iki yaka

sufatlar adlara ayırt edici özellikler katar


10- betimlemeler hemen hemen tüm metin türlerinde kullanılır.

11- iç dünyasında oldukça rahat,olaylara karşım kayıtsız,yumuşak huyludur
12-Oblomow un tavsiri yapılmıştır.
13-bir sabah-bütün bir kasaba halkı kadar kiracısı olan evlerin
ona daha yakından daha anlayışlı bir gazle bakan biriyse-bir sürü-garip bir tereddüt
acem-bu hırka her bakımdan-hiçbir bakımdan


14-İmage


SAYFA 129 DAKİ etkinlikler cevaplıyorum
ANLAMA VE YORUMLAMA:
5-niteleme sıfatları:
fakir evdi-basit
tek başına-basit
aşınan kayalar-türemiş
soylu kişi-türemiş
dolambaclı nehir-türemiş

BELİRTME SIFATLARI ŞUNLAR:
üçüncü evdi-türemiş
bitişik komşu-türemiş
bu kayalar-basit
beş kubbe-basit
biraz üzeri-birleşik
o bölge -basit


6-7 SORU CEVAPLARI
İmage

Read more

11. Sınıf Türk Edebiyatı Sayfa 163 - 172 Soruları ve Cevapları


SAYFA 163
1.Şiir yazarken ritim,ahenk,imge, edebi sanatları göz önünde bulundurmalıyız.
2.Farklı fikir ve sanat akımlarını benimsemelerinden kaynaklanmaktadır ; fakat Milli Edebiyat sanatçılarını birleştiren ortak payda devletin devamlılığını sağlamaktır.


İNCELEME
Milliyetçi Edebiyat
Saf (öz)şiir Manzum Hikaye
Altın Destan
Şafakta
Edebiyat
fatihi
Mahalle Kahvesi


SAYFA 165
2.Ziya Gökalp 'in çevresinde gelişen Milli Edebiyat dönemi şiirlerinde Türkçülük hareketinin etkisiyle sade bir dil ve hece ölçüsüyle şiirler yazılmıştır.
3.Yahya Kemal'in Bir Tepeden şiiri ses ve müzikaliteye değer vermesi, sanatlı bir söyleyiş ve şekil güzelliği bakımından "Şafakta" adlı şiirle benzerlik göstermektedir.
4. Mehmet Akif'in şiirinde işlediği konular ve manzumelerini yazma amacı halkın yaşayışını ve değerleirini anlatmak, hayattan kesit sunarak toplumu her yönüyle yansıtmaktır.
5. "Gözlerim Mest Açılırken" ve "Derviş" adlı şiirler Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati dönemi şiirleriyle şiir anlayışı ve edebi zevk bakımından benzerlik göstermektedir.Bu durum Milli Edebiyat döneminde Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati anlayışına uygun eserlerin DE verildiğini göstermektedir.

SAYFA 166
ANLAMA-YORUMLAMA
1.a)
· "Vatan" şiiri hece ölçüsü ve sade dille yazılması, didaktik olması ve fikrin ön planda olması sebebiyle milliyetçi edebiyat anlayışına uygundur.
· "Bülbül" adlı şiir ses ve musikisiye önem vermesi, sanatlı ve süslü bir dil kullanması sebebiyle saf (öz) şiir anlayışına uygundur.
· "Kocakarı ile Ömer" adlı şiir ise halkın inanç değerlerinden birini işlemesi, aruzla yazılması dolayısıyla manzum hikaye anlayışına uygundur.
b) Vatan şiiri Ziya Gökalp'e
Bülbül > Ahmet Haşim
Kocakarı ile Ömer > M.Akif Ersoy'a aittir.

2. Kendinizi hangi sanat anlayışına neden yakın hissediyorsunuz? Açıklayınız.

ÖLÇME-DEĞERLENDİRME
1. (Y) , (D) , (Y)
2. .........Mehmet Akif ERSOY, ......SAFAHAT
3. E şıkkı
· 4. Sade dil ve hece ölçüsüyle yazılmış şiirler
· saf (öz) şiir
· halkın yaşayış tarzını ve değerlerini anlatan manzumeler
SADE DİL VE HECE ÖLÇÜSÜYLE YAZILMIŞ ŞİİR
Sayfa 168
Hazırlık
1) Dilin yozlaşması birtakım dış etkenlerle dilin özünden uzaklaşması, bozulması anlamına gelmektedir.
2) Dilin sadeleşmesi halka yön vermek halk ile devlet kopukluğunu gidermek bakımlarından sosyal ve siyasi hedeflerle ilişkilidir.
İnceleme
1.GRUP
AHENK ÖZELLİKLERİ
Bırak Beni Haykırayım
(Mehmet Emin Yurdakul)
a--Ben en hakîr bir insanı kardeş sayan bir rûhum;
b--Bende esîr yaratmayan bir Tanrı’ya îman var;
b--Paçavralar altındaki yoksul beni yaralar;
“um” sesleri tam uyak, “-ar” sesleri tam uyak
a--Mazlumların intikamı olmak için doğmuşum.
c--Volkan söner, lâkin benim alevlerim eksilmez;
c--Bora geçer, lâkin benim köpüklerim kesilmez.
“-sil” zengin uyak, “-mez” zengin uyak
d--Bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et;
d--Unutma ki şâirleri haykırmayan bir millet,
e--Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir;
“-et” sesleri tam uyak, “-ir” tam uyak
e--Zaman ona kan damlayan dişlerini gösterir,
f--Bu zavallı sürü için ne merhamet, ne hukuk;
f--Yalnız bir sert bakışlı göz, yalnız ağır bir yumruk!..
“-uk” sesleri tam uyak
AHENK ÖZELLİKLERİ:
§ 15’li hece ölçüsü,
§ Düzenli bir kafiye örgüsü yok, genelde tam uyak kullanılmış, bir yerde redif vardır.
§ Hece ölçüsüyle ve coşkulu söyleyişle şiirde ritim oluşturulmaya çalışılmıştır.
2.GRUP:
YAPI: Şiir üçer dizelik dört bentten oluşmuştur.
1)şiirde önceki dönemlere göre ses ve söyleyiş ile modern şiire özgü söyleyişler bir arada kullanılmıştır.
2)Şiirde ritim hece ölçüsüyle sağlanmıştır. Bu da Milli edebiyat döneminde hece ile şiir yazma ile ilgilidir.
3) “Esir yaratmayan Tanrı imajında” dönemin Osmanlı devletinin esaret altına alınmak istenmesinin ilişkisi vardır.
“Zaman ona kan damlayan dişlerini gösterir.” ifadesinde ise zaman ve kan damlayan dişler arasında benzetme sanatı vardır.
Ayrıca şiirde “mazlumların intikamı “volkan” “ alev”, “ bora”, “köpük” ,”öksüz çocuk” imgeleri kullanılmıştır.
4) Şiirde “paçavralar altındaki yoksul”,” kan damlayan dişler”, “bir sert bakışlı göz”, “ağır yumruk” gibi tarihi ev sosyal değer taşıyan ifadeler vardır.
5) Sade dil ,hece vezni ve işlenen sosyal tema ile halk şiirine ait imgeler bakımından farklılık göstermektedir.
6)Şiirin teması şairin kim olduğudur.Sanatsal anlamda” şairin kimliği “ teması olarak işlenmiştir.
7) Şiirin evrensel olması onun yaratıcısı olan şairin de evrensel olması anlamını taşıdığı için tema her çağda ve ülkede geçerli olabilecek bir temadır.
Sayfa 169
2. ETKİNLİK:
1. grup: Şiirdeki şairin toplum karşısındaki sorumluluğu ile öğretici metinlerdeki temalar ile benzerlik göstermektedir.
2. grup: Şair şiirde estetik zevk amacı gütmemiştir.
8) “Bırak Beni Haykırayım” adlı şiir Türk şiirinde sade dil ve hece ölçüsüyle yazılmış bir şiir olarak yerini alır.
MEHMET EMİN YURDAKUL
Mehmet Emin Yurdakul 13 Mayıs 1869 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi.. 14 Ocak 1944 tarihinde ise İstanbul’da hayata gözlerini yumdu. Milli Edebiyat ve Türkçülük akımının en büyük temsilcisilerinden biridir. Mektebi Mülkiye’nin idadi bölümünden ayrıldı. Daha sonra devlet memurluğu yaptı. İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne girdi. Şiirleriyle İstanbul hükümetini eleştirince 1907 yılında Erzurum rüsumat nazırlığına tayini çıkarıldı ve böylece İstanbul’dan uzaklaştırıldı. İkinci Meşrutiyet’in ilanının akabinde aynı görevle bu defa Trabzon’a gönderildi. 31 Mart Olayı’ndan sonra 13 Nisan 1909'da İstanbul’a çağrıldı. Bahriye Nezareti Müsteşarlığı'na atandı. Hicaz ve Sivas’ta valilik görevinde bulundu. 1910 yılında İstanbul'a geri döndü. Türk Yurdu Cemiyeti ve Türk Ocağı’nın kurucuları arasında yer aldı. Türk Yurdu dergisinin yayın sorumluluğunu üzerine aldı. İttihat ve Terakki ile anlaşmazlığa düşünce 1912 yılında Erzurum Valiliği'nden emekliye ayrıldı. 1914'te Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda Musul milletvekili oldu. Aralık 1919'da Türk Fırkası'nı kurdu. İstanbul'un işgalinin akabinde 1921'de Anadolu'ya geçti. Antalya Adana İzmir illeri çevresinde çalıştı. Cumhuriyetin ilk yıllarında Şarkikarahisar sonra da Urfa ve İstanbul milletvekili oldu. Mehmet Emin Yurdakul yaşamını yitirene dek milletvekilliği yaptı. Yazmaya şiirle başladı. İlk şiiri 1897’de Servet-i Fünun dergisinde yayınlandı. Devrinin şiir anlayaşının dışına çıktı hece ölçüsüne dayalı yalın bir Türkçe kullandı. Türk edebiyatına halkın sesini getiren gerçekçi bir şair olarak değerlendirildi. Osmanlıcılık ve İslamcılık akımlarına karşı Türkçülüğü savunan şiirler yazdı. Coşku ulusal duygular kahramanlık yüreklendirme ve öğreticilik öğelerini ön plana çıkardı. Şiire şekil yenilikleri de getirdi. Dörtlük geleneğinin dışına çıkarak üçer altışar sekizer dizeden kurulu şiirler yazdı. Milli edebiat akımı ve Türkçülüğün önde gelen temsilcileri arasında yer aldı. "Türk Şairi" "Milli Şair" ünvanı ile tanınır..
ESERLERİ

ŞİİR:
Türkçe Şiirler (1899-1918)
Türk Sazı (1914)
Ey Türk Uyan (1914)
Tan Sesleri (1915 1956)
Ordunun Destanı (1915)
Dicle Önünde (1916)
Hastabakıcı Hanımlar (1917)
Turana Doğru (1918)
Zafer Yolunda (1918)
İsyan ve Dua (1918)
Aydın Kızları (1919)
Mustafa Kemal (1928 şiir ve düzyazı)
Ankara (1939)
DÜZYAZI:
Fazilet ve Asalet (1890)
Türkün Hukuku (1919)
Kral Corc’a (1923)
Dante’ye (1928)
ANLAMA-YORUMLA
1.Öğretici manzum metinlerin genellikle yazıldıkları dönemlerde meydana gelen olumsuzluklar karşısında bir araç olarak kullanılması onların bazı dönemlerde daha çok kullanılmasına sebep olmaktadır.
2.

FECR-İ ATİ ŞİİRİ MİLLİ EDEBİYAT ŞİİRİ
BENZERLİKLER
Milli Edebiyat dönemi şairlerinin zaman zaman Fecr-i Ati gibi şiirden faydalanmaları ,şiiri estetik bir zevk uyandıran edebi ürün olarak görmüşlerdir.
Aruz ölçüsü ve sanatsal söyleyiş
Ses ahenk
Hece ölçüsü ve halk söyleyişi
Bireysel temalar
tema
Toplumsal ve milliyetçi konular
Beyit nazım birimi kullanılmakla serbest şiire yaklaşılmış.Serbest müstezat ve Batı’ya ait nazım biçimleri
Yapı özellikleri
Halk şiiri ve modern şiirden alınan bir yapı.
Bol imgeli, süslü, ağır bir dil
Dil ve anlatım
Süsten ve sanattan uzak günlük konuşma dili
3.Toplumu ilgilendiren bir şiir yazsaydınız nelere dikkat edeceğinizi belirtiniz.
ÖLÇME-DEĞERLENDİRME
1. (D) (Y) (D)
2…….toplumsal……………Batılı
3. C şıkkı
4. Milli Edebiyat dönemi hece şiirindeki imgeler ağırlıklı olarak halk şiirinden gelmekle beraber kolay anlaşılır ve yalın olan modern şiire özgü imgeler kulanılmıştır.
SAYFA 171
HAZIRLIK
1) Saf (öz) kelimesi katıksız, arı, katışıksız, halis anlamlarına gelmektedir.Saf şiir şiirsel ögelerin dışında hiçbir şey barındırmayan şiir olmalıdır.Saf şiir baştan sona her şeyiyle gerçek şiirdir.
2. Müzik ile şiir arasında şiirin ahenk ve ritim özellikleriyle bir müzik eserine benzemesi ilişkisi vardır.
SAYFA 172
AÇIK DENİZ
a--Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum;
a--Her lâhza bir alev gibi hasretti duyduğum.
“-uğ” sesleri tam uyak, “-um” redif
b--Kalbimde vardı 'Byron'u bedbaht eden melâl
b--Gezdim o yaşta dağları, hulyâm içinde lâl...
“-lâl” tunç kafiye
c--Aldım Rakofça kırlarının hür havâsını,
c--Duydum, akıncı cedlerimin ihtirâsını,
“âs” zengin uyak “-ını” redif
Her yaz, şimâle doğru asırlarca bir koşu...
Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu...
“-u” sesi yarım uyak
Mağlûpken ordu, yaslı dururken bütün vatan,
Rü'yâma girdi her gece bir fâtihâne zan.
“-an” tam uyak
Hicretlerin bakıyyesi hicranlı duygular...
Mahzun hudutların ötesinden akan sular,
“-u” yarım uyak, “-lar” redif
Gönlümde hep o zanla berâber çağıldadı,
Bildim nedir ufuktaki sonsuzluğun tadı!
“-adı” zengin uyak
Bir gün dedim ki 'istemem artık ne yer ne yâr!'
Çıktım sürekli gurbete, gezdim diyar diyar;
“yar” tunç uyak
Gittim son diyâra ki serhaddidir yerin,
Hâlâ dilimdedir tuzu engin denizlerin!
“-er” tam uyak, “-in” redif
Garbin ucunda, son kıyıdan en gürültülü
Bir med zamânı, gökyüzü kurşunla örtülü,
“-tü” tam uyak , “-lü” redif
Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi;
Gördüm güzel vücûdunu zümrütliyen deri
“deri” tunç uyak
Keskin bir ürperişle kımıldadı anbean;
Baktım ve anladım ki o ejderdi canlanan.
“-an” tam uyak
Sonsuz ufuktan âh o ne coşkun gelişti o!
Birden nasıl toparlanarak kükremişti o!
“-iş” tam uyak , “-ti o” redif
Yelken, vapur ne varsa kaçışmış limanlara,
Yalnız onundu koskoca meydan ve manzara!
“-ara” zengin uyak
Yalnız o kalmış ortada, âsi ve bağrı hûn,
Bin mağra ağzı açmış, ulurken uzun uzun...
“-un” sesleri tam uyak
Sezdim bir âşina gibi, heybetli hüznünü!
Rûhunla karşı karşıya kaldım o med günü,
“-ün” sesleri tam uyak, “-ü” redif
Şekvânı dinledim, ezelî muztarip deniz!
Duydum ki rûhumuzla bu gurbette sendeniz,
“deniz” tunç kafiye
Dindirmez anladım bunu hiç bir güzel kıyı;
Bir bitmeyen susuzluğa benzer bu ağrıyı.
“-ıyı” zengin uyak
1.a) Şiirde ritim aruz ölçüsüyle yazılmıştır.Her türlü ses benzerliği ahengi sağlamaktadır.
b) Bu unsurlar şiirde ahengi sağlamaktadır.
2. Şiir bentlerden oluşmuştur.Klasik Divan şiiri yapısı vardır ; ama bu sadece ölçü ce kafiye düzeni ile sınırlı kalmıştır.Şiirde anlam genelde beyitlerde tamamlanmıştır,bazı yerlerde bir dize ya da bentte tamamlandığı da olmuştur.Bir plana uygun olarak ortaya konan anlam birlikleri şiirin genel temasına anlamsal bütünlüğüne etrafında bir araya gelmiştir.
3.a. Şiiri oluşturan birimlerin yerlerinin değiştirilmesi anlamın da bozulmasına sebep olur.Bu durum şiirdeki birimlerin anlamca ve söyleyişçe birbirleriyle ilişkili olduğunu göstermektedir.
b. Açık Deniz şiirinde anlam, şiirin bütününde tamamlanmıştır.
§ 4. Bir alev gibi hasret > teşbih (benzetme)
§ Rakofça kırlarının hür havası > teşhis ( kişileştirme)
§ Mahzun hudutların ötesi > teşhis (kişileştirme )
AÇIK DENİZ ŞİİRİNDEKİ DİĞER SÖZ SANATLARI
§ Her lâhza bir alev gibi hasretti duyduğum> TEŞBİH
§ Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu > TEŞBİH
§ Bir bitmeyen susuzluğa benzer bu ağrıyı > TEŞBİH
§ Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi; >TEŞBİH
§ Kalbimde vardı 'Byron'u bedbaht eden melâl> TELMİH
§ Hicretlerin bakıyyesi hicranlı duygular...> TELMİH
§ Bir med zamânı, gökyüzü kurşunla örtülü >İSTİARE
§ kükremişti o > İSTİARE
§ Bin mağra ağzı açmış, ulurken uzun uzun > İSTİARE
§ yaslı dururken bütün vatan > TEŞHİS (KİŞİLEŞTİRME) +AD AKTARMASI
5-) Buradaki ''sonsuzluğun tadı'' ve ''dilimdedir tuzu'' imgelerinde bir tatma duyusu vardır.
ŞİİRDEKİ DİĞER İMGELERE ÖRNEKLER
· Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu > işitme
· Mahzun hudutların ötesinden akan sular > işitme
· Garbın ucunda, son kıyıdan en gürültülü > işitme
· Bir med zamânı, gökyüzü kurşunla örtülü > görme
· Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi > görme
· Gördüm güzel vücûdunu zümrütliyen deri > görme
· Şekvânı dinledim, ezelî muztarip deniz > işitme
· ŞİİRDE BUNLARIN KULLANILMASI SES VE ANLAM BÜTÜNLEŞMESİNİ SAĞLAMAK İÇİNDİR.
6. Ölçü: (Aruz ölçüsü)
Nazım şekli: Mesnevî
Nazım Birimi:Beyit
Şiir dilinin Özellikleri:Şiirde duygudan çok felsefi düşüncelere yer vermiştir. Kendine özgü tarih vatan millet sana anlayışı olan mısra işçiliği ile düşünür kişiliğini kaynaştıran ve bu şekilde sunan şair ölçü ve uyaktaki ahengi dili kusursuz bir şekilde kullanışı ile bu şiirde başarıyı yakalamıştır.Beyatlı şiirdeki sözcükleri dikkatle seçmiş şiirin anlamını oluşturan ve ahenk sağlayan sözcükler kullanmıştır.Şairi başarılı kılan günlük konuşma dilini şiir dili haline getirmesidir.
1.ETKİNLİK.
1.GRUP:Tema: Şiirin genelinde “fetihlerle dolu Osmanlı tarihine özlem” teması vardır.Şiirin başlığıyla bir bütünlük oluşturan teması ise özgürlüktür.
2.GRUP: "Balkan,Rakofça, şimal, mahzun hudutların ötesi, son, diyar, garb , Byron..." mekan ve yön bildiren isimlerdir.
Şiirde kişi, mekan ve yön belirten ifadelerin kullanılması, şiirin temasını daha iyi yansıtmak amacıyladır.
7) Dil ve Anlatım: Türk şiirinin öz ve biçim özelliklerini çağdaş zevke göre incelten ahenkli bir yapı içinde aydınlık bir dil kullanılmıştır. Ünlemleri kullanarak acılarını haykırmaya çalışmıştır. Ayrıca şiirde iç ahenk vardır. Şair Açık Deniz şiirindeki klasik Türk şiiri Servet-i Fünun, Fecr-i Ati ve Milli Edebiyat dönemlerinin zaman içinde olgunlaşan bir Türkçe kullanılmıştır.

8. Şiirdeki bazı kelime ve ifadelerin anlam değişmeden farklılaştırılması şiirin musikisini bozacağından şiirin değer kaybetmesine neden olur.
9. Şiirde tarihsel süreç içinde olgunlaşan Türkçeyi yansıtan ifadeler:
"melal, hicranlı duygular, mahzun hudutlar, anbean, bağrı hûn , hulyam içinde lâL,mustarip deniz , fatihane zan (edebiyat fatihi'nden alıntıdır.)
10. Şair şiirdeki doğal gerçekliğe sahip Balkanları hem kendi toplumu hem de tarihi sürecini yansıtacak şekilde duyuş ve algılayışla birlikte işleyerek değiştirmiştir.Şairin amacı okuyucuyu da bu duyuşa çekmektir.
11. Şiirin teması olan “fetihlerle dolu Osmanlı tarihine özlem” bireyden başlayarak millet, milletten medeniyet, medeniyetten tarih, tarihten de sonsuzluk kavramları etrafından şekillen bir bütün olarak sunulmuştur.
12. Açık DENİZ şiiri Batı etkisindeki Türk şiiri geleneğiyle ilişkilendirilebilir.
13.
YAHYA KEMAL BEYATLI'NIN EDEBİ KİŞİLİĞİ

*Milli edebiyat döneminin bağımsız isimlerindendir.
*Birçok resmi görevde bulunan sanatçı şiire S. Fünun etkisiyle başladı.
*Fransa’ya gitti Fransız şiirinden etkilendi.
*Neoklasizm anlayışıyla eser verdi. Çağdaş Batı şiiriyle Divan şiirini kaynaştırmaya çalıştı.
*Sembolizmin etkisiyle şiirde ahenk ve musıkiye büyük önem verdi.
*Parnasizmin etkisiyle şiirde biçim mükemmelliğini yakalamaya çalıştı, sözcük seçiminde çok titiz davrandı.
*Eserlerinde Divan şiirini temel kaynak olarak seçti. Divan şiiri nazım şekillerini ve “Ok” hariç bütün şiirlerinde aruz ölçüsünü kullandı.
*Nazım-nesir yakınlaşmasına karşı çıktı.
*Osmanlı tarihi, aşk, ölüm, sonsuzluk, musıki ve İstanbul sevgisi en fazla işlediği temalardır.
*Nedim’den sonra İstanbul’u en fazla işleyen şairdir.
*Eski nazım biçimleriyle konuşulan Tükçenin en güzel örneklerini vermiştir.
Şiir: Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgarıyla, Rubailer
Makale, Sohbet: Aziz İstanbul, Eğil Dağlar
Anı: Siyasi ve Edebi Hatıralar
Read more

9. Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 103 - 112 Soruları ve Cevapları


sayfa 103
11.etkinlik:
BAGLAMA GRUBU
-bilinçli ya da bilinçsiz
-olay ve eylem
-acı ve ıstırap
-başlayan ve biten
-ulaşılamayan ya da ulaşılmakta
b. sıfatları baglamış.

12.etkinlik:
a.
EDAT GRUBU
-onun tarafından sevildigim için
-bir kadın gibi
-o kadar
-egemenligine karşı
b. -

sayfa 104
13.etkinlik: zaman su gibi geçiyor. hastalandıgı için okula gelmedi. sana göre herşey kolay. tabanca ile iki el ateş ettim. sokaga dogru yürüdü. üç yıl önce okula başladı. hastalandıgından dolayı okula gelmedi.

14.etkinlik:
ÜNLEM GRUBU
-ey fazilet ve nezaketin payı
-ey korku agırlıgından iki büklüm gezmeye alımış zengin-fakir herkes
-ey hicran üzgünü ana
-ey egilmiş esir baş

15.etkinlik: burada seslenme var.

16.etkinlik:
UNVAN GRUBU
-akif efendi
-murat dayı
-imdadın halil

Sayfa 106
19.etkinlik:
isim unsuru + sıfat-fiil = sıfat fiil grubu
çocugun üzerinden çocugun üzerinden
bir kemik bırakmış bir kemik bırakmış

20.etkinlik:
isim unsuru + zarf-fiil = zarf-fiil grubu
üstünü örtüp üstünü örtüp
purluga doldurunca purluga doldurunca

Sayfa 107
21.etkinlik:
büyük basamaklı sayı + küçük basamaklı sayı = sayı grubu
otuz beş otuz beş
kırk yedi kırk yedi

Sayfa 108
Ölçme ve Degerlendirme
1.C
2.D
3.D
4.A
5.A
6.B
7.B
8.D
9.C
10.B



sayfa 109:
ölçme ve değerlendirme:
1-C
2-D
3-D
4-A
5-A
6-B
7-B
8-D
10-B

sayfa 111 ve 112
ÜNİTE SONU ÖLÇME VE DEĞERLENDİME
1-B
2-A
3-E

Read more

2013 Louis Vuitton Çanta Modelleri

Kaynak; http://www.webokur.com/son-trendler/louis-vuittonun-2013-cantalari-20607/

Louis Vuitton'un damalı çantaları
İlkbaharın vazgeçilmez rengi sarı ile beraber bahar renklerine bir yenisi daha ekleniyor. Değişikliğe ihtiyacınız varsa bu sezon Louis Vuitton çantalarından bir adet edinmelisiniz

İlkbahar için dama desenlerini 2013'ün kış modasına da taşıyan Lois Vuitton markası, bu iddalı dama desenleriyle adından yine söz ettiriyor.

Damier Bags (Damalı Çantalar) adını alan koleksiyon, göz kamaştırıcı görünümü ile asil ve zarif bir hava estiriyor. Ayrıca bu çantalar kalitesiyle de şık ve gözalıcı.. Louis vuitton desenlerin yanı sıra irili ufaklı damalarada doku duyusunu da eklemeyi unutmamış.
Birden fazla boy ve şekil içeren koleksiyonda dilerseniz diktörgen, dilerseniz silindir veya yuvarlak hatlı çantalardan tarzınıza uygun olanı tercih edebilirsiniz.




Read more

Müge Boz Kimdir? Fotoğrafları



Müge Boz Makedonya göçmeni anne ve egeli bir babanın büyük kızıdır.
13 Nisan 1984 doğumlu olan Müge Boz'u ekranlar da birçok ünlü markanın reklamlarıyla tanıdık.
Çocukluk yılları İstanbulda geçmiştir. Müge Boz'un okul eğitiminin yanında müzik ve bale eğitimide almıştır. İzmir Atatürk Lisesi mezunudur.
Liseden mezun olduktan sonra Anadolu Üniversitesinde Sinema Tv ve Halkla İlişkiler bölümünü bitirdi.
Yurtdışında Hogskulen i Volda ismindeki okuldan burs kazanmış ve Norveç'e gidip orada 'Strategic Design' ve 'Digital Photography' eğitimi almıştır.
Dizi sektörüne melekler korusunla başladı, daha sonra sırasıyla Şuphe ve Karakol dizilerinde rol aldı. Şuan ise ekranların fenomen dizisi haline gelmiş 'Leyla ile Mecnun' dizisinde 'Şirin' karakterini oynamaktadır.
Dizi oyunculuğunun yanısıra fotomodellikte yapmaktadır. Zen Pırlantanın 2010 yüzüdür.Loft,T-Box çekimlerinde bulunmuştur.







Müge Boz Kimdir
Müge Boz Fotoğrafları
Müge Boz Nereli
Müge Boz Boyu 
Müge Boz Yaşı


Read more

Benim İçin Üzülme - Gel Sar Beni Sar Beni Şarkısı Dinle


Şarkının Sözleri; 

Yakti Beni Gözlerin
Unutulmaz Sözlerun
Sakladım Yüreğimde
Bende Kaldi İzlerin
Gel Sar Beni, Sar Beni
Seviyorsan Al Beni
Yaktın Yüreğimi
Söndüremez Kar Beni
Dertlerimi Taşırım
Dünyanın Hamaliyim
Her Gelen Kırdı Beni
Sanki İncir Dalıyım
Gel Sar Beni, Sar Beni
Seviyorsan Al Beni
Yaktın Yüreğimi
Söndüremez Kar Beni



Read more

Ketencik Bitkisi Nedir? Nerede Yetişir ? Özellikleri



ÖZET: Ketencik Brassicaceae familyasında yer alan, eski bir kültür bitkisi olup, Türkiye’de marjinal alanlarını
değerlendirebilecek alternatif bir yağ bitkisidir. Ketenciğin yağ elde etmek amacıyla tarih öncesinden beri kültürü yapılmıştır.
Fakat ketencik üretimi zamanla yavaş yavaş azalmış ve günümüzde geniş alanlarda yetiştirilmemektedir. Bununla birlikte,
düşük çevre isteği ve ürünlerinin yaygın olarak kullanılabilirliği sayesinde bitki büyük ilgi görmüştür. Ketencik yağının özel
kompozisyonu çok cazip gözükmektedir. Ketencik yağının doymamış yağ asitleri oranı soya, ayçiçeği ve kolza yağı gibi
yaygın olarak kullanılan bitkisel yağların doymamış yağ asitlerinin oranından fazladır. Ayrıca, ketencik yağı tipki keten yağı
(% 50-55 α-linolenik asit ihtiva eden) gibi yüksek oranda çoklu doymamış yağ asitlerine sahiptir. Özel yağ asitleri
kompozisyonundan dolayı ketencik, yakın zamanda, yaygın olarak bilinen ve önemli bir bitkisel yağ kaynağı haline
gelecektir.





2. KETENCİĞİN BİTKİSEL ÖZELLİKLERİ
Kültürü yapılan ketencik çeşitleri bir yıllık olup
yabanı formlar genel olarak çok yıllıktır. Bitki boyu
O. Kurt, F. Seyis
117
genel olarak 25-100 cm arasında değişir. Bitki
habitusu tek gövde şeklinde büyür (Şekil 1a; 1c).
Gövde yuvarlak olup, üzeri tüylü ve genellikle
aşağıdan dallanır. Yapraklar mızrak biçiminde, 5-8 cm
uzunluğunda ve kenarları düzdür. Çiçek; 4 adet yeşil
renkte çanak yaprak, 4 adet sarı ya da sarımsı beyaz
renkte taç yaprak, 6 adet erkek organ ve bir adet dişi
organdan oluşur. Ketencik bitkisi kendine döllenen bir
bitkidir. Meyve, kapsül biçiminde olup, 0.7-2.5 mm
çapında, portakal renginden kahverengine kadar
değişen renktedir (Robinson, 1987; Zubr, 1997).
Kapsül 8-16 tohum ihtiva eder. Tohumun uzunluğu
genişliğine göre daha fazla olup, şekil olarak buğday
tohumunu andıran bir görünümü vardır. Kültürü
yapılan çeşitlerin tohum rengi koyu sarıdan açık
kahverengine kadar değişir ve parlaktır (Şekil 1b).
Tohumun 1000 tane ağırlığı 0.8-1.8 gram arasında
değişir.


4. KETENCİĞİN TARIMI
Ketencik bitkisi yazlık ve kışlık olarak
yetiştirilmektedir. Ketencik nispeten kurağa dayanıklı
olup, ağır killi ve organik toprak hariç farklı iklim ve
toprak yapısına sahip çok değişik alanlarda
yetişebilmektedir. Yazlık çeşitlerin yetişme süresi
yaklaşık 120 gün civarında olup, çimlenmeden
itibaren yaklaşık 60 günde çiçeklenme periyoduna
ulaşır. Ketencik, Samsun ekolojik koşullarında kışlık
olarak Kasım ayı içinde ekilir ve Haziran ayı sonunda
hasat edilir. Ketencik tohumunun küçük olması
nedeniyle ekim için toprak hazırlığının iyi yapılması
oldukça önemlidir. Ekim öncesinde ikileme ile
çimlenen yabancı otların toprağa katılması, yabancı ot
rekabeti açısından oldukça önemlidir. Toprağın
yabancı otlarla aşırı derecede kaplı olması durumunda,
çıkış öncesi Trifluralin (150 g/da) aktif maddesine
sahip yabancı ot ilaçları ile toprağın ilaçlanması,
yabancı otlarla rekabet etmek için yeterlidir.
Ekim sıraya olmak üzere sıra aralığı 10-15 cm ve
sıra üzere 1-2 cm olacak biçimde ve 1000 tane
ağırlığına bağlı olarak dekara 0.5-0.7 kg tohum atılır.
Bitkinin gübre ihtiyacı topraktaki alınabilir besin
elementlerinin durumuna bağlı olarak orta ve
düşüktür. Optimum saf azot ihtiyacı dekara 10 kg
olup, en uygun uygulama zamanı kışlık ekimlerde
erken sonbaharda, yazlık çeşitlerde ise bitkinin 4-6
yapraklı olduğu dönemdir. Ekim öncesi dekara 3 kg
fosfor ve 5 kg potasyumun uygulanması yeterlidir.
Ketencik makineli hasada uygun bir bitkidir. Yeni
geliştirilen çeşitler, tohum dökmeye mukavimdir.
Hasat zamanı tohumun ihtiva ettiği rutubet oranı % 11
civarında, depolama açısından da %8’den az olması
gerekir. Çeşide, ekolojik koşullara ve yetiştirme
tekniği paketinin uygulanmasına bağlı olarak
değişmekle birlikte dekara verim yazlık ekimlerde 260
kg, kışlık ekimlerde 330 kg civarındadır (Zubr, 1997).

5. KETENCİĞİN KULLANIM ALANLARI
Ketencik yağı, linoleik (omega-6) ve alfa-linolenik
(omega-3) yağ asitleri bakımından zengin bir
kaynaktır. Bu yağ asitleri kandaki LDL-kolesterol
seviyesini azalttığı, kalp ve kalp damarlarının sağlığı
için faydalı olduğu bilinmektedir.
Ketencik yağı, yağı stabil yapan ve yemeklik yağ
olarak kullanılır konuma getiren tokoferoller gibi
birçok doğal antioksidantları ihtiva eder. Yağdaki
tokoferollerin miktarı 700 mg/kg’dır (Zubr, 1997).
Ayrıca ketencik yağının 100 gramında 10 mg E
vitamini bulunmaktadır.
Ketencik yağı geleneksel olarak insan
beslenmesinde kullanılmaktadır. Ayrıca kolza yağı ile
karışık olarak yemeklik olarak kullanılır. Ketencik
yağı bundan başka salatalara, yemeklere, pasta ve cips
hariç kızartmalarda kullanılabilir. Ayrıca mayonez,
sos ve dondurma yapımında kullanılabilir.
Ketencik yağının; 1) cilt bakımı amacıyla vücut
losyonu, banyo köpüğü ve banyo kremi gibi ürünlerin
yapımında, 2) çoklu doymamış yağ asitlerinin özel
dermatolojik etkilerinden dolayı kozmetik sanayinde,
3) sabun ve yumuşak deterjan elde edilmesinde, 4)
lipopeptidlerin ve lipoaminoasitlerin üretiminde 5)
benzer yağ asitlerine sahip olmasından dolayı balık
yağı yerine ikame edilmesinde, 6) sıvı biyodizel
hammaddesi elde edilmesinde, 7) doğal
antioksidantların bir kaynağı olan tekoferollerin elde
edilmesinde, 8) geleneksel aydınlatmada kandil yağı
olarak ve mum yapımında, 8) saf yemeklik yağ ve
salata yağı olarak kullanılmakta olduğunu birçok
araştırıcı tarafından rapor edilmiştir (Peredi, 1969;
Korsrud ve ark., 1978; Sang ve Salisbury, 1987;
Robinson, 1987; Zubr, 1997).
Ketencik yağı, tarım ilaçlarının etkinliğini artırmak
amacıyla katkı maddesi olarak kullanımı yanında
pestisitlere katılan petrol yağının yerine de
kullanılmaktadır (Robinson ve Nelson 1975).
Ketencik tohumunun yağı alındıktan sonra geriye
kalan posa kısmı %10 yağ, %45 protein, %13 lif, %5
mineral madde, az miktarda da vitamin ve diğer
maddeler ihtiva eder. Ketencik posasının proteini
arginin, cistin, lysine, methionine ve threonin gibi
temel amino asitlerin varlığı ile karakterize edilir.
Ketencik proteinindeki amino asitlerin kompozisyonu
özellikle kümes hayvanlarını besleme için uygundur
(Fogelfors, 1984).
Ketencik, yüksek kükürt içeriği hariç ketenin
element kompozisyonuna ve protein içeriğine
benzerlik göstermektedir (Robinson 1987). Ketencik
unu biyolojik değer olarak soya unu ile benzerlik
gösterir ve %45-47 ham protein ve %10-11 lif içerir
(Korsrud ve ark., 1978). Önemli miktarda yüksek
glukosinolat ihtiva eden endüstriyel kolza unu ile
kıyaslandığında ketencik ununda sıfır ile eser miktarda
uçucu izotisiyanat bulunmuştur (Korsrud ve ark.,
1978; Sang ve Salisbury, 1987). Dolayısıyla ketencik
yeşil bitki olarak, ketencik unu olarak ve danesinin
protein bakımından zengin posası büyükbaş hayvan
beslemede kullanılabilir. Ayrıca tohum, özellikle
kümes hayvanlarının ve kafes kuşlarının
beslenmesinde kullanılabilir (Fogelfors, 1984).
Her ne kadar temel amino asitler ketencik
diyetinde sınırlı miktarda bulunsa da,
glukosinolatlardan başka gelişmeyi sınırlandıran bazı
faktörlerin mevcut olduğu ifade edilmiştir. Nitekim
Ketencik unu ihtiva eden diyet ile beslenen farelerin
kontrole göre daha az kilo aldığı belirlenmiştir
(Korsrud ve ark., 1978). Dolayısıyla ketencik ununun
diyete yönelik besinlerin hazırlanmasında da kullanım
potansiyeli vardır.
Ketencik tohumu çerezlik olarak da kullanılır.
Ketencik bitkisinin sapı fırça, paketleme ve malç
gibi yalıtım malzemesi yapımında kullanılır.
Ketencik, iyi bir yeşil gübre bitkisidir. Ayrıca ucuz
örtü bitkisi olarak toprak korumada düşük maliyetli
bir bitki olarak yetiştirilebilir.
Ketencik, süs bitkisi olarak çevre düzenlemesi
yapılan (rekreasyon) alanlarda da kullanılmaktadır
(Jones ve Valamoti, 2005).

6. SONUÇ
Ketencik, ekstrem koşullara adaptasyon
bakımından üstün performanslı ve bitki besin elementi
isteği bakımından kanaatkar bir bitkidir. Ayrıca,
yabancı ot rekabetinin iyi olması nedeniyle kimyasal
ilaç kullanımına gereksinim duymaması ketenciğin
çevre dostu yetiştirme sistemlerine uygun karakterde
bitkiler arasında yer almasını sağlamaktadır.
Ketencik yağı, Omega-3 olarak adlandırılan yağ
asitleri bakımından zengin bir kaynağına sahiptir.
Dolayısıyla, ketencik yağının bitkisel yağ olarak
tüketilmesi ile özellikle gelişmiş sanayi ülkelerinde
dengesiz beslenmeden kaynaklanan sağlık
sorunlarının azaltılmasına katkıda bulunulabilir. İlave
olarak, ketenciğin Omega-3 yağ asitlerinin katılması
sonucu Omega-3 yağ asitleri bakımından
zenginleştirilmiş besinlerin tüketilmesiyle beslenme
kalitesini artırılabilir.
Sonuç olarak; besin ve besin endüstrisi dışında
olmak üzere çok geniş kullanım potansiyeline sahip
olması sayesinde ketencik geleceğin önemli alternatif
yağ bitkileri arasında, yakın bir gelecekte, mutlaka hak
ettiği yerini alacaktır.

Read more

Harry Styles'ı Penisinden Vurdular

One Direction'nın yeni başlayan dünya turnesinin 2. ayagı iskoçya konserinde enteresan bir olay yaşandı. Bir hayranı ( hayran demeye bin şahit ) gruba ayakkabılarını fırlattı. Bir tanesi sahneye denk geldi 2. ayakkabı ise Harry Styles'ın özür dilerim ( taşaklarına ) denk geldi :D Harry acı çekermiş gibi kendi yere bıraktı. ama gerçekte Harry'nin canı yanmamıştı sadece biraz aksiyn yaptı :) hiç birşey olmamıs gib i ayaga kalktı ve yüzünden gülümsemeyi eksik etmedi.
Read more

Taksim Çalışması Neden Durdu?


Taksim'deki kazıdan tarih çıktı

Taksim Yayalaştırma Projesi'nde yapılan çalışmalar sırasında, geç Osmanlı dönemine ait iki su gideri bulundu. Taksim Kışlası'na ait olduğu tahmin edilen tarihi kalıntı nedeniyle çalışmalar o bölgede durduruldu.

AA
Güncelleme: 16:20 TSİ 26 Şubat. 2013 Salı
İSTANBUL - İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili, Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi çalışmaları sırasında, asfalttan 60-70 santimetre aşağıda, 80 santimetre çapında tarihi kalıntılar bulunduğunu söyledi.

Yetkililerin haber vermesi üzerine İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Zeynep Kızıltan ile kazı alanına gittiklerini ve incelemelerde bulunduklarını anlatan Bilgili

Kaynak; http://www.ntvmsnbc.com/id/25425138/

Read more