2013 - 2014 10. Sınıf Edebiyat Sayfa 36 - 41 Soruları ve Cevapları [ Biryay Yayınları ]

SAYFA 36:
A) COŞKU VE HEYECANI DİLE GETİREN METİNLER:
HAZIRLIK:
1)Şiirde ahenk ögeleri şunlardır:  Ölçü,Uyak/Redif/İç uyak,Aliterasyon,Asonans,Ses akışı,Vurgu ve tonlama (Söyleyiş tarzı)
SAYFA 37:
ALP ER TUNGA SAGUSU
a----Alp Er Tunga/ öldi mü      
 “dimü”ler redif
a----Isız ajun/ kaldı mu             
“l” yarım uyak 
a---Özlek öçin/ aldı mu 
b---Emdi yürek/ yırtılur

c---Ögreyüki /mundağ ok         
   “ok” redif 
c----Munda adın/ tigdağ ok 
c----Atsa ajun /uğrap ok 
b----Tağlar başı/ kertilür

d-----Begler atın/ argurup            
“up” redif 
d------Kagdu anı/ turgurup           
“r” yarım uyak
d------Menğzi yüzü/ sargarup 
b------Körküm ağnar/ türtülür

e---Ulşıp eren/ börleyü                
 “leyü” redif
e----Yırtıp yaka/ urlayu             
 “r” yarım uyak 
e----Sıkrıp üni/ yurlayu 
b-----Sıgtap közi /örtülür

f--Könğlüm için/ örtedi               
  “di” redif 

f---Yitmiş yaşığ /kartadı 
f--Keçmiş özüg /irtedi 
b---Tün kün keçüp/ irtelür



1.etkinlik:
a) “dımu”lar redif, “l” yarım uyak şeklinde bir ahenk sağlanmıştır.

b) asonanslar: “a,ı,u,e” sesleriyle asonans yapılmıştır.

Aliterasyon: “l” ve “r”sesleriyle...
c) Ölçü: 4+3 7’li hece ölçüsüyle yazılmıştır.UYARI:Yukarıdaki şiirde (/) durakları gösterir.

Ç) Tüm uyaklar şiirin yanında gösterildi...(yukarıda)

d) Bu dönem şiirlerinde hece ölçüsü ve genelde yarım uyak ve her türlü ses benzerliği(asonans/aliterasyon) ile ahenk sağlanmıştır.

1)Şiir 7 birimden(dörtlükten) meydana gelmiştir.

ALPER TUNGA SAGUSUNDA EDEBİ SANATLAR VE NASIL YAPILDIKLARI:
“Alp Er Tunga öldü mü?” denilerek tecahül-i arif (bilip de bilmemezlikten gelme sanatı)

“Felek öcünü aldı mı?” felek’e insani özellik kazandırılarak teşhis (kişileştirme)


“Şimdi yürek yırtılır.” Mübalağa


“Felek niyet edip ok atarsa” teşhis

“Safran sürülmüş gibi” teşbih(benzetme) yüz rengi safrana benzetilmiş…


“Erkekler kurt gibi uluyorlar” teşbih (benzetme)


“Kalbimin içi yandı” mübalağa (abartma)


b) Metinde kullanılan bu sanatlar anlatımı güçlendiriyor.


2) erdemin zayıflaması,göçüp gitmek,benizleri sararmak,yakalarını yırtmak...

3) TEMA: Ölümün ardından duyulan acı (ağıt)



4.Şiiri yorumlayınız...

SAYFA 39:


1.BU ŞİİRLERİN OLUŞMASINI SAĞLAYAN ZİHNİYETİN ÖZELLİKLERİ:
* Destan döneminde ırka(kavmi) özgü özellikler hayata hakimdir.
* Göçebe bir yaşam sürüyorlardı.
* Avcılık, hayvancılık önemli geçim kaynaklarıdır.
* Pagan inanışı, Şamanizm ve GökTanrı inancı Türklerin ilk dinî inancını oluşturuyordu
* Türkler, ehlîleştirdikleri atlarla akıncılık yapmışlar, çiftçilikle uğraşan kavimler üzerinde üstünlük sağlamışlardır…
* Destan döneminin temel zihniyeti olağanüstü varlık ve figürlerin hayata hakim olmasıdır.
* Destan döneminde şimşek, rüzgar, yankı ve yağmur gibi doğal olaylara doğa üstü nitelikler kazandırılmıştır.

3.etkinlik:
a) asonans:"a,e" ünsüzleriyle
aliterasyon:"k,n" ünsüzleri
b)"KOŞUK"UN UYAK VE REDİFLERİ:
Uyak ve redifler:
a……..esneyu       “yu” redif
a……..osnayu
a……..kasnayu
b……..kükreşür 

c…….ıngraşu           “şu” redif
c……möngreşü
c…..tanglaşu
b……mangraşur

d……yaşnadı       “dı” redif
d…….tuşnadı
d……kişnedi
b……okraşur

e……yagmurın              “ın” redif , “r” yarım uyak
e……torın
e……..karın
b…….engreşür

f…….erüşdi                     “di” redif “ş” yarım uyak
f…….akışdı
f……..örüşdi
b……..ügrişür

g……..kölerdi   
g…….ilerdi                            “di” redif “r” yarım uyak
g…….yılırdı
b……çergeşür


h….saçıldı
h…..suçuldı                              “dı” redif “l” yarım uyak
h….açıldı                     
b….yugruşur 

ı…..tizildi                      
ı……yazıldı
ı…….özeldi                              “dı” redif “l” yarım uyak 


C) Ölçü: 4+3 7’li hece ölçüsü


  • Şiirde ahenk ögeleri şunlardır:  Ölçü,Uyak/Redif/İç uyak,Aliterasyon,Asonans,Ses akışı,Vurgu ve tonlama (Söyleyiş tarzı)

SAYFA 40:
2.Şiir 13 birimden(dörtlük) oluşmuş ve bütün birimler "bahar" teması etrafında bir araya getirilmiştir.,
3) Edebi sanatlar:(teşhis,teşbih,mübalağa)

1.birimde Rüzgar kar tipisine benzetilerek teşbih

4.birimde bulutlar kayığa benzetilmiş teşbih

5.birimde dünyanın nefesi denilerek teşhis

6.birimde çiçekler inciye benzetilerek teşbih

7.birimde çiçeklerin sıkılması teşhis 

6.birimde onbinlerce çiçek sıra sıra dizildi > mübalağa
b.Bu sanatlar anlatımı güçlendirmektedir, duygu ve düşüncelerin daha edebi ve etkili aktarılmasını sağlamaktadır.

4)"dünyanın nefesi ısınmak, seller akmak,düğüm gibi bağlanmak,coşturmak...."

5) Şiirin teması BAHAR

ANLAMA-YORUMLAMA:
4.etkinlik:
a) Eski Türklerde şiirler, sığır adı verilen av törenlerinde, yuğ adı verilen yas törenlerinde ve şölen adı verilen toplu ziyafetlerde söylenmiştir.Bu dönemde ozan, baksı, kam denen kişilerce, müzik eşliğinde kopuz adı verilen sazla şiir söylenirdi.İşte şiirler bu törenlerde ortaya çıkmıştır.


  • b)“Bulutlar gürleyip insanlar bağrışıyor” “Halk soğuktan titreşerek evlerine girdi.” İfadeler dönemin yaşantısını yansıtmaktadır.Halkın sağanak yağmurlar karşısında hayret etmesi ve bağrışması o dönemki insanların tabiat olaylarına takındığı tavrı da gösteriyor…
  • Ölülerin ardından yuğ adı verilen törenler düzenliyorlardı.
  • Göçebe kültürde atın çok önemli bir işlevi vardı.
  • Doğayla iç içe bir yaşamları vardı.
  • Okuduğumuz şiirler destan döneminin zihniyetini yansıtmaktadır.
5.ETKİNLİK:
ESKİ TÜRKLERDE ŞAİRLERE VERİLEN ADLAR: “ozan, kam, baksı, şaman”

b)     hakimlik
    X  SANATÇILIK
    X  BÜYÜCÜLÜK
    X  HEKİMLİK
    X  BİLGELİK

1) Sagunun halk edebiyatındaki karşılığı ağıt...
2)...................

DEĞERLENDİRME:

1)Y,D,D,D
2) boşluk doldurma
  • OZANLAR
  •  dil, YABANCI ETKİLERDEN UZAK ÖZTÜRKÇEDİR.
  • SÖYLENMEMİŞTİR.
3)E
4) C (Yakut Türklerinde şairlere oyun dendiğini unutmayınız.)
5) B koşuk



Bu yazı ilk kez http://edebiyatfatihi.blogspot.com sitesinde yayınlanmıştır. 
Read more

Bim 4 Ekim 2013 İndirimli Ürünler Listesi

Caillou bebek : 4,00 TL
Felix saç kurutma makinesi : 29,00 TL
Felix saç maşası : 14,90 TL
Közleme tavası 33cm : 3,75 TL
Mini çelik tencere 12 cm : 9,90 TL
French press : 7,50 TL
Plastik saklama kabı 10lt : 4,90 TL
Chef's krep tava 26cm : 9,90 TL
Chef's 20cm yumurta sahanı : 9,90 TL
Floppy 10'lu aşure kabı : 0,95 TL
Heifer derin dondurucu : 399,00 TL
DBK benzinli zincirli testere : 149,00 TL
Qick dicer : 25,00 TL
Logitech MK 220 kablosuz klavye mouse seti : 39,90 TL
Lisanslı oyun çadırı : 21,00 TL
Çocuk eşofman takımı : 16,50 TL
Üçüz minişler : 10,50 TL
Lisanslı oyuncak müzik seti : 12,50 TL
Lisanslı Ben10 figürü : 12,50 TL
Read more

2013-2014 11. Sınıf Türk Edebiyatı Sayfa 21 - 27 Soruları ve Cevapları

1. III. Selim'den itibaren gerçekleştirilen yenilikler ve bu yeniliklerin kapsadığı alanlar:
I. Mevcut asker ocaklarının düzenlenmesi,
II. Avrupa usulünde yeni bir ordu kurulması,
III. Savaş teknik gruplarının düzenlenmesi.

III. Selim döneminde yapılan ıslahatlara Nizam-ı Cedit adı verilmiştir. Bu dönem ıslahatlarının ağırlık merkezini askeri ıslahatlar oluşturmuştur.
Nizam-ı Cedit Ordusu kuruldu. Bu ordu yeniçerilerden seçilen ve Anadolu’dan getirilen askerlerden kurulmuştur. Avrupa tarzında eğitilen bu ordu ilk askeri başarısını Akka’da Fransızlara karşı kazanmıştır. Ordunun giderleri yeni kurulan İrad-ı Cedit hazinesi tarafından karşılanmıştır. III. Selim donanmaya önem vermiş ve tersaneyi ıslah etmiştir. Mühendishane-i Berr-i Hümayun (Kara Mühendishanesi) ve Mühendishane-i Bahr-i Hümayun (Deniz Mühendishanesi) adıyla okullar genişletilmiştir. Avrupa’daki gelişmeleri takip etmek ve Osmanlı Devleti hakkındaki düşüncelerini öğrenmek amacıyla Avrupa’nın önemli merkezlerinde sürekli elçilikler kurulmuş, Paris, Londra, Viyana ve Berlin’e elçiler gönderilmiştir. Ülke parasının değerini korumak için yerli malı özendirilmiştir. Resmi devlet matbaası kurulmuştur. İlmiye sınıfının ıslahı için çalışıldı. Yeni kitaplar tercüme edilmiş ve Fransızca devletin ilk resmi yabancı dili haline getirilmiştir.
III. Selim tarafından yapılmak istenen ıslahatlar; yeniçerilerin tepkisi, devlet adamlarının lüks ve israfa dalmaları, İrad-ı Cedit hazinesi için konulan vergilerin toplumda meydana getirdiği huzursuzluk ve yabancı elçilerin aleyhte propaganda yapmaları gibi nedenlerden dolayı başarılı olamamıştır.
Kabakçı Mustafa İsyanı’yla III. Selim öldürülmüş (1807) ve Nizam-ı Cedit ıslahatları ortada kalmıştır



2.Tanzimat ile getirilmek istene yenilikleri kimlerin , niçin istediklerini araştırıp  bu konudaki düşüncelerinizi yazınız.
Tanzimat ile getirilmek istene yenilikler dış baskılar sonucunda ortaya çıkmıştır(1856 Paris Antlaşması)
-Fransa nın ısrarı ile diğer devletlerin de katılımıyla(ingiltere,avusturya vsvs...) fermanın maddeleri belirlenmiştir.Islahat fermanı çıkış kaynağını yabancı devletlerden alır.Paris antlaşmasında yer aldığı için uluslar arası bir sorun haline gelmiştir.
-Osmanlı devleti paris antlaşmasının şartlarını kendi lehine çevirebilmek için bu fermanı ilan etmek zorunda kalmıştır.

Islahat fermanının asıl hedefi
- Müslümanlar ile gayri müslimler arasında her yönden tam bir eşitlik sağlamaktır.
- Din, vergi, yargılama, eğitim, devlet memurluğu ve temsil alanında o zamana kadar olan farklar kaldırılıyordu.
- Hukuki niteliği olarak ıslahat fermanı ferman niteliğindedir.
Paris anlasması görüsmeleri sürerken Islahat Fermanı ilan edilmisti.(1856) Bu Fermanla ilgili bir madde Paris Anlasmasında da yer aldı.

3.Edebiyatta tanzimat ne zaman ve niçin başlamıştır?
 1860’da ilk özel Türk gazetesi olan “Tercüman-ı Ahval”in çıkışı ile başlayan, Batı Uygarlığı’nın etkisinde  gelişen Türk Edebiyatı’nın ilk aşamasıdır. İsmini başladığı dönemin dönüm noktası olan “Tanzimat Fermanı”ndan  almıştır.
Tanzimat’la ortaya çıkan “orta sınıf”, kullandığı günlük konuşma diline çok yakın bir dili olan kendi
edebiyatını yaratır ve onu toplumun hizmetine sunar. Bu yeni  edebiyat beraberinde yeni görüşleri ve o güne kadar Türk  Edebiyatı’nda görülmemiş olan yeni edebî türleri getirir,  “yenileşme” olgusunu edebiyat yolu ile halka benimsetmeye,  halkı eğitmeye çalışır.
“Eski-Yeni” ikiliğinden kurtulamayarak hedefine tam  olarak ulaşamamakla beraber bu edebiyat dönemi Türk  Edebiyatı’nda yepyeni bir sayfa açmayı başarmıştır.

Peki… Bu edebiyatın getirdiği yenilikler nereden  gelmiştir? Bu edebiyata adını veren fermana neden ihtiyaç  duyulmuştur? Hedefe ulaşmayı engelleyen bu “ikilik” neydi?
Edebiyat’ın en büyük kaynağı beşeriyattır! Bu nedenle  Tanzimat Edebiyatını anlamak için önce Tanzimat  Dönemi’ndeki sosyal olguları ve yapılanları anlamak en  akıllıca iştir.

4. 19. Yüzyılda İstanbul (Suriçi ) aait yaşamı araştırınız.
Bugünkü Eminönü ve Fatih ilçelerini kapsayan Suriçi klasik Müslüman Osmanlı semtini temsil etmektedir. Bir imparatorluk merkezi olarak 20. yüzyıl başlarına dek bu özelliğini sürdürmüştür. Suriçi'nde camiler ile her türden dini yapılar bu bölgenin toplumsal ve kültürel örüntüsünde belirleyicidir. Yine Süleymaniye Medresesi'nde yer alan Meşihat Suriçi'nin dini bir merkez olma özelliğini tamamlar. Suriçi'nde bulunan bir diğer önemli yapı Eyüp Camii'dir. Kara surları ile Haliç surlarının birleştiği yerin dışında yer alan Eyüp Camii ve Türbesi islam dünyasının kutsal yerlerinden kabul edilir.

Anıt eserleri camileri sarayı Babıali'si Kapalıçarşı'sı ve diğer özellikleriyle Suriçi Müslümanların yoğun olarak yaşadığı bir yerdi. Osmanlı'nın kültürel değerleriyle yüklüydü.

Beyoğlu öteden beri Osmanlı'da Batı'nın simgesi olmuş bir yerleşim yeridir. 16-19. yüzyıllar arasında Beyoğlu çevresinde mezarlıklar kırlar üzüm bağları ve de tek tük yerleşimler vardır. Taksim'den ötesi boştur. Bina toplulukları Cumhuriyet'te istiklal Caddesi ismini alana kadar Cadde-i Kebir ile iki yanındaki beş on sokaktan ibaretti. Beyoğlu'nda yabancılar ve azınlıklar yaşamıştır Türk ve müslümanlar yok gibiydi.

19. yüzyıldan itibaren Beyoğlu büyük bir değişim geçirir. Beyoğlu'nun yaşadığı bu değişimde yangınların etkisi büyüktür. 19. yüzyılda çıkan yangınlar Beyoğlu'ndaki Batı tarzı yapılaşmayı hızlandırmıştır. 1850'li yıllardan sonra yeniden yapılaşmayla bir Avrupa kenti görünümü alan semt Frenklerle azınlıkların kaynaşmış bir yaşam sahnesidir. Bu ülke ile ilgisizkopuk ama parlak bir yaşamdır. Oteller balolar cafeler operalar dönemidir. Çok seçkin bir yaşam hüküm sürmektedir. Avrupa'da bir oyun sergileyen dönemin en ünlü sanatçıları yeni işlemeye başlayan yataklı vagonlara atladıkları gibi aynı temsil ve konserleri Beyoğlu'nda verirlerdi.

Padişahlar saray halkı ve diğer kişiler Suriçi'ni birçok mimari şaheselerle süslemeye gayret etmişler; şehre islami özelliğini veren tipik camili siluetini oluşturmak için birbirleriyle yarışmışlardır. Birçok cami han hamam hayır ve eğitim kurumları inşa edilmiştir. Bunların en ünlüsü ve en eskisi Fatih Külliyesi'nde

Beyoğlu'nda yabancı elçilikler kurulduktan bir süre sonra bunların etrafında Batılı bir koloni grubunun oluştuğu gözlenir. Böylece yabancı uyruklu önemli bir topluluk Beyoğlu'nun hem nüfuslanma hem de şehircilik açısından gelişmesinde etkili olmuştur. Beyoğlu'nda yaşam bu yabancı elçiliklerin çevresinde biçimlenmeye başlar.

Beyoğlu'yu İstanbul'un diğer yerlerinden farklı kılan taraflarından birisi de buranın atmosferi ile kaynaşıklık içinde olan kahvehane ve pastahaneler ve meyhanelerdir. Özellikle meyhaneler eğlence semti Beyoğlu'nun simgelerindendir.

Türkiye'de modern oteller ilk defa Beyoğlu'nda yapılmaya başlandı. Beyoğlu özellikle 1870'li yıllardan itibaren güzel otel binalarına kavuşmaya başlar. Bu dönemde oteller genellikle istiklal Caddesi ile Meşrutiyet Caddesi kenarlarında yer alır. Otellerde daha çok yabancılar ve gayri müslimler kalır.

Beyoğlu Batılı görsel sanatların merkezidir aynı zamanda. Tiyatro sinema fotoğrafçılık gibi görsel sanatlar ilk olarak Beyoğlu'nda ortaya çıkar gelişir. Beyoğlu'nda Batılı tiyatro temsilleri Fransız ve italyan gruplar tarafından verilir. Daha sonra yerli tiyatrolarımız kurulur. Batı'nın sahne tekniği yaşam biçimi kültürü tiyatro aracılığıyla sunulmaya başlanır.

Sinemanın serpildiği yer de Beyoğlu'dur. Tiyatro salonları sinema için de kullanılabilirdi. Onun için sinemanın da mayası Beyoğlu'nda tuttu. Genelde istiklal Caddesi'nin iki yanındaki sinemalar tiyatrolara nazaran daha uzun mesafe içine yayılmıştı.

Tüm bunlar da gösteriyor ki Batı kültürünün yaşam tarzının etkin olduğu bir yerdi Beyoğlu. Burada özellikle Hristiyan ve Yahudilerin yoğunlukta olduğu yabancı nüfus hakimdi. Suriçi'nde ise Müslüman ağırlıklı bir nüfus hakimiyeti vardı. Suriçi'nde ahşap ve gösterişsiz binalar göze çarpar. Beyoğlu'nda ise Batı mimarisiyle yapılmış bitişik vaziyette binalar ağırlıktadır. Suriçi'nde islam'ın izleri çok açık bir şekilde görülür. Müslüman halk dinine bağlı bir şekilde mütevazi bir yaşam sürer. Beyoğlu'nda dini kaygılardan uzak hareketli şatafatlı eğlenceye düşkün bir yaşam vardır. Beyoğlu eğlencenin merkezi olmuştur. Kısacası Suriçi'nin Doğu (islam) kültürünü; Beyoğlu'nun Batı kültürünü simgeleyen yerler olduğu söylenebilir.
Kaynak : http://www.gencmekan.com

5. F-Siyasal Alandaki Yenilikler
*Bu dönemde yapılan siyasal yenilikler ve verilen haklar Avrupa ülkeleri tarafından yeterli bulunmamış ve Islahat Fermanı adında yeni bir fermanın çıkarılması gerekmiştir (1856).
*Gelişen milliyetçilik akımlar,bu yöndeki siyasal nitelikli  ayaklanmaları hızlandırmıştır, azınlıklar kendilerine tanınan  yeni ve daha kapsamlı haklara rağmen daha fazlasını, hatta bağımsızlıklarını istemişler ve bu yöndeki kopmalar artmıştır.
*Tutucu kesimin Tanzimat’a olan tepkilerine, 1860’da  basının ortaya çıkmasıyla aydınların Tanzimat’ın yetersizliği  ve eksikleri konusundaki eleştirileri eklenmiştir.  Sonuç olarak Tanzimat Osmanlı İmparatorluğu’nda  hemen her alanda büyük değişimlerin yaşandığı bir dönemdir.
Ancak bu değişimlerin bedelleri oldukça yüksek olmuştur.  Modernleşme ve yenileşme yolunda, ülke yarı sömürge  durumuna düşmüştür, yapılan yeniliklerin çoğu kağıt  üzerinde kalmıştır.
*1840’da İlk Ceza Yasası çıkarılır ve ilk ticaret mahkemesi açılır.
*1847’de toprak mülkiyeti ve kullanımıyla ilgili ilk yasa çıkarılır.
*Yargı örgütünde büyük yenilik ve değişiklikler yapılır.
*1868’de Divan-ı Ahkâm-ı Adliye ve Şurâ-yı Devlet (bugünkü Yargıtay ve Danıştay’ın temelleri) kurulur
Tanzimat edebiyatı ile edebiyatımızda yeni bir döneme girilmiş  batı edebiyatından edebiyatımıza birçok yenilik girmiştir. İlk gazete, ilk makale, ilk dergi, ilk roman, ilk hikaye, ilk tiyatro gibi değişiklikler edebiyatımızı etkisi altına almıştır.

6.. Tanzimat Döneminde Çıkan Dergi ve Gazeteler 

BEDİR: Ahmet Mithat Efendi; gazete; 1870 yılında çıkarılan kısa süreli bir gazetedir…
CERİDE-İ HAVADİS: 1840 yılında çıkarılan ilk yarı resmi gazetedir…
DEVİR: Ahmet Mithat Efendi; gazete; 1872 yılında çıkarılan kısa süreli bir gazetedir…
DİYOJEN: Teodar Kasap; dergi; ilk mizah dergidir…
HÜRRİYET: 1867 yılında Ziya Paşa ile Namık Kemal Londra’da beraber çıkardıkları bir gazetedir…
İBRET: Namık Kemal; gazete; 1872 yılında çıkarılmıştır…
MECMUA-YI FÜNUN: Münif Paşa; dergi; 1862 yılında çıkarılan ilk dergidir…
MUHBİR: Ali Suavi; gazete; 1867 yılında çıkarılan bu gazete, dönemin yönetim biçimini sert bir dille eleştirdiği için kısa bir süre sonra kapanmıştır…
TAKVİM-İ VAKAYİ: 1831 yılında devlet eliyle çıkarılan ilk resmi gazetedir. Türk toplumu ilk bu gazete ile tanışmıştır. Bir resmi gazetedir, devletin yayın organıdır…
TASVİR-İ EFKÂR: 1862 yılında Şinasi tarafından çıkarılmıştır; Şinasi Paris’e gidince bu gazeteyi Namık Kemal’e devretmiştir ve bir süre sonra da gazete kapanmıştır…
TERCÜMAN-I AHVAL: İbrahim Şinasi ile Agâh Efendi’nin 1860 yılında birlikte çıkardıkları ilk özel gazetedir. Ayrıca bu gazete ile Tanzimat Edebiyatı başlar…
TERCÜMAN-I HAKİKAT: 1878 yılında Ahmet Mithat Efendi tarafından çıkarılmıştır; II. Abdülhamit döneminde yayımlanan en önemli gazetedir; yönetime karşı siyasal muhalefet yapmak yerine halkı eğitici ve okuma alışkanlığı kazandırıcı bir yayın politikası izlemiştir…

DİĞER
HİKÂYE-İ İBRAHİM PAŞA VE İBRAHİM-İ GÜLŞENİ: Hayrullah Efendi, ilk tiyatro denemesi, 1844
MUHAVERAT-I HİKEMİYE: Münif Paşa; düzyazı; edebiyatımızdaki ilk düzyazı çevirileridir; 1859 yılında Fransız yazar Fenelon’dan çevrilmiştir…
TABSIRA: Akif Paşa; anı; Türk edebiyatının anı türündeki ilk eseridir…
TELEMAK: Yusuf Kamil Paşa; roman; edebiyatımızdaki ilk çeviri romanıdır; 1862 yılında Fransız yazar Fenelon’dan çevrilmiştir; eser yayımlandığı zaman büyük bir ilgi görmüş, yedi yılda dört kez basılmıştır; didaktik bir eserdir. Bu eser modern roman anlayışıyla ilgisi yoktur…
MUHADERAT: İlk kadın romancımız Fatma Aliye Hanım’ın romanı, 1892 …


HAZIRLIK:
1.EDEBİYAT, SOSYAL ve SİYASİ HAYAT İLİŞKİSİ
 Milletlerin edebiyatları, sosyal ve siyasal yapılarının bir yansıması olarak karşımıza çıkar. Sosyal ve siyasal yapıdaki değişme ve gelişmeler en belirgin şekilde edebî ürünlerle dile getirilmektedir. Çünkü şair ve yazarlar eserlerinde, genellikle ait oldukları toplumun yaşayış biçimini konu alır.
Düşünceler evrensel olabilir, fakat duygular daha çok toplumlara özgüdür. Toplumların en içten, en karmaşık duygularının, şuurlu bir şekilde ifadesini bulduğu sanat dalı genellikle edebiyattır. Şair ya da yazar, okuyucularıyla, birçok duygu ve düşünceyi paylaşan kişidir.
Sosyal yapı dinamiktir. Bugünkü dünya görüşümüz, hayata bakış açımız, başka toplumlarla aynı olmadığı gibi birkaç yüzyıl önce yaşamış olan atalanmızınkinden de farklıdır. Çevremizde sürüp giden maddî, manevî değişmenin baskısı altında yaşayış şeklimiz, dilimiz ve edebiyatımız değişmeye devam etmektedir. İçinde bulunduğumuz bu değişim sürecinden dolayı edebiyatımızın sosyal yapıdan uzaklaşması ya da gelişimini sürdürememesi, toplumumuzun sağlıklı bir şekilde kendini yenilemesini engeller. Çünkü sağlıklı bir toplumun unsurları arasında sürekli ve karşılıklı bir etkileşim vardır.
İnsanın bir fert olarak toplumdan, sosyal hayattan tecrit edilmesi nasıl mümkün değilse, insan elinden çıkan edebî eserler de ortaya çıktığı toplumun sosyal yapısından ayrı düşünülemez. En ferdî düşünen, tamamen şahsî duygularını, kendi iç âlemini dile getiren şair ve yazarların eserlerinde bile dikkatle incelendiği zaman içinde yaşadıkları toplumun derin izleri görülebilir.
2. Tanzimat kelimesinin anlamından yola çıkarak tanzimat dönemi edebiyatı ile ilgilki neler söylenebilir?

Tanzimat düzenlemeler demektir.  Edebiyatımızda da bu dönemde birçok yenilik ve düzenleem yapılmıştır. Divan edebiyatı toplumsal faydadan uzak bir edebiyattır. bu yüzden toplumla arasında bier uçurum oluşmuştur. Tanzimat edebiyatı ile bu uçurum ortadan kalkmış. sanat toplumun faydasına sunulmuş. toplum edebi eserlerle tanışmış, büyük bir ilgi göstermiştir. sosyal v, kültürel ve siyasi hatattaki birçok yenilik bu yolla toplumun istifadesine sunulmuştur.

sayfa 23 
1. etkinlik
 1. III. Selim'den itibaren gerçekleştirilen yenilikler ve bu yeniliklerin kapsadığı alanlar:
I. Mevcut asker ocaklarının düzenlenmesi,
II. Avrupa usulünde yeni bir ordu kurulması,
III. Savaş teknik gruplarının düzenlenmesi.

III. Selim döneminde yapılan ıslahatlara Nizam-ı Cedit adı verilmiştir. Bu dönem ıslahatlarının ağırlık merkezini askeri ıslahatlar oluşturmuştur.
Nizam-ı Cedit Ordusu kuruldu. Bu ordu yeniçerilerden seçilen ve Anadolu’dan getirilen askerlerden kurulmuştur. Avrupa tarzında eğitilen bu ordu ilk askeri başarısını Akka’da Fransızlara karşı kazanmıştır. Ordunun giderleri yeni kurulan İrad-ı Cedit hazinesi tarafından karşılanmıştır. III. Selim donanmaya önem vermiş ve tersaneyi ıslah etmiştir. Mühendishane-i Berr-i Hümayun (Kara Mühendishanesi) ve Mühendishane-i Bahr-i Hümayun (Deniz Mühendishanesi) adıyla okullar genişletilmiştir. Avrupa’daki gelişmeleri takip etmek ve Osmanlı Devleti hakkındaki düşüncelerini öğrenmek amacıyla Avrupa’nın önemli merkezlerinde sürekli elçilikler kurulmuş, Paris, Londra, Viyana ve Berlin’e elçiler gönderilmiştir. Ülke parasının değerini korumak için yerli malı özendirilmiştir. Resmi devlet matbaası kurulmuştur. İlmiye sınıfının ıslahı için çalışıldı. Yeni kitaplar tercüme edilmiş ve Fransızca devletin ilk resmi yabancı dili haline getirilmiştir.
III. Selim tarafından yapılmak istenen ıslahatlar; yeniçerilerin tepkisi, devlet adamlarının lüks ve israfa dalmaları, İrad-ı Cedit hazinesi için konulan vergilerin toplumda meydana getirdiği huzursuzluk ve yabancı elçilerin aleyhte propaganda yapmaları gibi nedenlerden dolayı başarılı olamamıştır.
Kabakçı Mustafa İsyanı’yla III. Selim öldürülmüş (1807) ve Nizam-ı Cedit ıslahatları ortada kalmıştır
Read more

Ylvis - The Fox [ Türkçe Çeviri ]



Dog goes “woof”
Köpek “hav” gider
Cat goes “meow”
Kedi “miyav” gider
Bird goes “tweet”
Kuş “tweet” gider
And mouse goes “squeek”
Ve fare “squeek” gider
Cow goes “moo”
Inek “moo” gider
Frog goes “croak”
Kurbağa “croak” gider
And the elephant goes “toot”
Ve fil “toot” gider
Ducks say “quack”
Ördekler de “vak vak”
and fish go “blub”
Ve balık “blub” go
And the seal goes “ow ow ow”
Ve fok “ow ow ow” gider


But there’s one sound
Ama bir ses var
That no one knows
Kimse bilmiyor
What does the fox say?
Tilki ne söyler


“Ring-ding-ding-ding-dingeringeding!
“Ring-ding-ding-ding-dingeringeding!
Gering-ding-ding-ding-dingeringeding!
Gering-ding-ding-ding-dingeringeding!
Gering-ding-ding-ding-dingeringeding!”
Gering-ding-ding-ding-dingeringeding! ”
What the fox say?
Tilki ne söyler?

“Wa-pa-pa-pa-pa-pa-pow!
Wa-pa-pa-pa-pa-pa-pow!
Wa-pa-pa-pa-pa-pa-pow!”
What the fox say?
“Wa-pa-pa-pa-pa-pa-pow!
Wa-pa-pa-pa-pa-pa-pow!
Wa-pa-pa-pa-pa-pa-pow! ”
Tilki ne söyler
“Hatee-hatee-hatee-ho!
Hatee-hatee-hatee-ho!
Hatee-hatee-hatee-ho!”
What the fox say?
“Hatee-Hatee-Hatee-ho!
Hatee-Hatee-Hatee-ho!
Hatee-Hatee-Hatee-ho! ”
Tilki ne söyler

“Joff-tchoff-tchoffo-tchoffo-tchoff!
Tchoff-tchoff-tchoffo-tchoffo-tchoff!
Joff-tchoff-tchoffo-tchoffo-tchoff!”
What the fox say?
“Joff-tchoff-tchoffo-tchoffo-tchoff!
Tchoff-tchoff-tchoffo-tchoffo-tchoff!
Joff-tchoff-tchoffo-tchoffo-tchoff! ”
Tilki ne söyler?

Big blue eyes
Mavi büyük gözler
Pointy nose
Koca burun
Chasing mice
zambara fare
And digging holes
ve delik kazma
Tiny paws
dev penceleri
Up the hill
En tepeye
Suddenly you’re standing still
Aniden hala duruyoruz

Your fur is red
Kürkün kırmızı
So beautiful
çok güzel
Like an angel in disguise
maske takmış melek gibi
But if you meet
ama tanışırsan
A friendly horse
bir dostu at
Will you communicate by
senin tarafından iletilşime gecicek
Mo-o-o-o-orse?
Mo-o-o-o-orse?
Mo-o-o-o-orse?
How will you speak to that
Ho-o-o-o-orse?
Ho-o-o-o-orse?
Ho-o-o-o-orse?
Mo-O-O-O-orse?
Mo-O-O-O-orse?
Mo-O-O-O-orse?
Bunu nasıl konuşacak?
Ho,-O-O-O-orse?
Ho,-O-O-O-orse?
Ho,-O-O-O-orse?


“Wa-pa-pa-pa-pa-pa-pow!
Wa-pa-pa-pa-pa-pa-pow!
Wa-pa-pa-pa-pa-pa-pow!”
What the fox say?
“Wa-pa-pa-pa-pa-pa-pow!
Wa-pa-pa-pa-pa-pa-pow!
Wa-pa-pa-pa-pa-pa-pow! ”
Tilki ne söyler
“Hatee-hatee-hatee-ho!
Hatee-hatee-hatee-ho!
Hatee-hatee-hatee-ho!”
What the fox say?
“Hatee-Hatee-Hatee-ho!
Hatee-Hatee-Hatee-ho!
Hatee-Hatee-Hatee-ho! ”
Tilki ne söyler

The secret of the fox
Bu tilkinin sırrı
Ancient mystery
Antik gizem
Somewhere deep in the woods
ormanda bir yerde derinde
I know you’re hiding
biliyorum saklanıyor
What is your sound?
bu ses nedir
Will we ever know?
biz hiç bilecek miyiz?
Will always be a mystery
her zaman bir gizem var
What do you say?
Ne diyorsun

You’re my guardian angel
Ben koruyucu meleğimsin
Hiding in the woods
Ormanda saklanıyor
What is your sound?
Sesin nedir
(Wa-wa-way-do Wub-wid-bid-dum-way-do Wa-wa-way-do)
(Wub-wid-teklif-dum-yönlü-do Wa-wa-yönlü-do Wa-wa-yönlü-do)
Will we ever know?
biz hiç bilecek miyiz?
(Bay-budabud-dum-bam)
(Bay-budabud-dum-bam)
I want to
İstiyoum
(Mama-dum-day-do)
(Mama-dum-day-do)
I want to
İstiyorum
I want to know!
Bilmek istiyorum
(Abay-ba-da bum-bum bay-do)
(Abay-ba-da bum-bum bay-do)


Read more

Mor Gabriel Manastırı Nedir? Nerede, Özelliği


Mor Gabriel (Deyrulumur) Manastırı, dünyanın ayakta duran en eski Süryani Ortodoks manastırıdır. Mardin ilinin Midyat ilçesine bağlı Güngören köyü sınırları içerisinde, Süryanilerin anayurdu olarak bilinen Turabdin platosunda bulunmaktadır.
Manastır idaresinin, komşu köylerin sınırları içerisindeki 100 hektarlık ormanlık alanı işgal ettiği iddiasıyla açılan dava Ağustos 2008'den beri devam etmektedir.

"Mor Gabriel, diğer adıyla Deyrulumur Manastırı arazisi manastır vakfına iade ediliyor."


Read more

Demokratikleşme Paketi Nedir? İçeriği


İŞTE MERAKLA BEKLENEN DEMOKRASİ PAKETİ
SEÇİM SİSTEMİ
"Seçim sistemini değiştirmek için  önemli bir adım atıyoruz"  Yüzde 10 barajı AK partinin getirdiği bir baraj değildir."
 "Yüzde 10 barajıyla devam edebiliriz. Barajı yüzde 5'e çekip, 5'li gruplandırmayla Daraltılmış Bölge Seçim Sistemini uygulayabiliriz. Üçüncü seçenek olarak da ülke barajını tamamen kaldırarak, Dar Bölge Seçim Sistemini getirebiliriz."
"Seçim sisteminde 3 seçeneği tartışıp karar vereceğiz"
"Siyasi Partiler Kanunu'nu değiştiriyor, devlet yardımı için yüzde 7 olan mevcut oranı yüzde 3'e çekiyoruz"
"İlçede teşkilatlanma için beldelerde teşkilat kurma zorunluluğunu kaldırıyoruz."
"Tüzüklerde yer almak ve 2 kişiden fazla olmamak kaydıyla partilere eş genel başkanı sistemini uygulama imkanı getiriyoruz"
NEFRET SUÇLARI
"Demokratikleşme paketiyle farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda imkanı getirecek" 
"Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu kuruyoruz."
Nefret suçlarında cezayı artırıyoruz.
 "Belirli suçlar, kişinin, dili, ırkı, milliyeti, rengi, cinsiyeti, engelliliği, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini veya mezhebi nedeniyle işlenirse, cezası daha da ağırlaşacak."
YAŞAM TARZI
"Yaşam tarzına saygıyı TCK ile güvence altına alıyoruz."
"Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin sürelerini uzatıyoruz."
"Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde hükümet komiseri uygulamasına son veriyoruz... Yükümlülükler düzenleme kurulları tarafından yerine getirilecek."
EĞİTİM
" Belirli harflerin kullanılmasını engelleyen ceza maddelerini kaldırıyoruz. Klavyelere özgürlük getiriyoruz".
"Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim verilmesini mümkün hale getiriyoruz."
"Köy isimlerinin değiştirilmesinin önündeki yasal engeli kaldırıyoruz."
"Nevşehir Üniversitesinin ismini, Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak değiştiriyoruz."
"Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kuruyoruz."
KILIK KIYAFET
"Kılık kıyafet yönetmeliğini değiştirerek, kamu kurumlarında başörtü yasağını kaldırıyoruz."
"Mor Gabriel, diğer adıyla Deyrulumur Manastırı arazisi manastır vakfına iade ediliyor."
ANDIMIZ
"İlkokullardaki öğrenci andı uygulamasını kaldırıyoruz." 1933'te uygulanmaya başlamıştı.
ÖZEL BİLGİLER
"Kişisel verilerin korunmasına yasal güvence getiriyoruz. Kişilerin özel bilgileri ilgisiz kişiler tarafından kullanılamayacak, ilgisiz kişilerle paylaşılamayacak."
"Yardım toplama konusunda kısıtlamaları kaldırıyoruz"
Read more