2014 Coğrafya Harita Bilgisi Ders Notları, Detaylı Konu Anlatımı

HARİTA BİLGİSİ
Yeryüzünün tamamının ya da bir bölümünün, kuşbakışı görünüşünün, belli bir ölçek dahilinde küçültülerek, bir düzlem üzerine aktarılmasıyla elde edilen çizime harita denir.
Bir çizimin harita özelliği taşıyabilmesi için gerekli olan koşullar şunlardır:
1. Kuşbakışı olarak çizilmiş olması
Haritası çizilen alanın tam tepeden görünüşü kuşbakışı olarak adlandırılır. Haritaların çiziminde tepeden görünüm sağlanamaz ise yeryüzü şekillerinin biçimlerinde, boyutlarında ve birbirlerine göre uzaklıklarında değişmeler olur.
2. Ölçekli olması
Haritalardaki küçültme oranına ölçek denir. Bir başka ifade ile harita üzerindeki uzunlukların gerçek uzunluklara olan oranıdır.
a. Kesir ölçek: Küçültme oranı kesirli sayılarla ifade edilen ve haritalarda en çok kullanılan ölçeklerdir. 1/500, 1/5.000, 1/50.000, 1/500.000 gibi.
Kesir ölçeklerde pay her zaman 1 dir. Paydada yer alan sayı ise, haritası çizilen alanın kaç defa küçültüldüğünü gösterir.
b. Çizik (Grafik) Ölçek: Eşit dilimlere ayrılmış bir çizgi üzerinde harita üzerindeki uzunlukların gerçek uzunluklara oranının gösterildiği ölçeklerdir.
Herhangi bir yerin, kuşbakışı görünüşünün ölçeksiz ve kabataslak olarak bir düzleme aktarılmasına kroki denilmektedir. Harita ile kroki arasındaki fark, krokinin ölçeksiz, haritanın ise ölçekli olmasıdır.
3. Bir düzleme aktarılmış olması
Dünya’nın kutuplardan basık, Ekvator’dan şişkin kendine has küresel bir şekli vardır. Dünya’nın küresel yüzeyi düzleme aktırılırken bazı güçlüklerle karşılaşılır. Bunun nedeni, küresel yüzeyin düzleme aktarılmasının geometrik açıdan imkânsız olmasıdır. Buna bağlı olarak haritalar çizilirken, kara ve denizlerin yerküre üzerindeki biçimleri ve genişlikleri tam olarak yansıtılamamakta ve boyutlarında gerçeğe uymayan bozulmalar olmaktadır. Haritalarda görülen ise, gerçeğin az ya da çok benzeridir.
Harita çizimindeki zorluklar dikkate alınarak bazı metodlar geliştirilmiştir. Buna projeksiyon (izdüşüm) yöntemleri adı verilir.
Projeksiyonlar, izdüşüm (Yükseltinin sıfır m. kabul edilmesi) esasına göre çizildiğinden, yükseltinin fazla olduğu yerlerde ve ülkelerde izdüşüm alan ile gerçek alan arasındaki fark artar.
Türkiye’de, izdüşüm alan ile gerçek alan arasındaki farkın en fazla olduğu bölgeler Doğu Anadolu ve Karadeniz, en az olduğu bölgeler ise Marmara ve Güneydoğu Anadolu’dur.
Başlıca projeksiyon yöntemleri şunlardır:
  • Silindir Projeksiyon: Ekvator ve çevresindeki bölgelerin çiziminde kullanılır.
  • Konik Projeksiyon: Kutuplar ve çevresindeki bölgelerin çiziminde kullanılır.
  • Düzlem (Ufki) Projeksiyon: Bu projeksiyonla elde edilen haritalarda biçim ve alan bozulmaları çok fazladır. Bu haritalar daha çok denizcilik ve havacılıkta kullanılır.
HARİTA ÇEŞİTLERİ
A. KULLANIM AMAÇLARINA GÖRE HARİTALAR
1. İdari ve Siyasi Haritalar
Ülkelerin başka ülkelerle olan sınırlarının gösterildiği haritalara siyasi haritalar adı verilirken, ülkelerin kendi içerisindeki illeri, eyaletleri, bölgeleri gösteren haritalara idari haritalar denilmektedir.
2. Beşeri ve Ekonomik Haritalar
Nüfus, göç, yerleşme, tarım, hayvancılık, sanayi, turizm, vb. dağılışını gösteren haritalardır.
3. Fiziki Haritalar
Yeryüzü şekillerinin fiziki yapısını, dağılış ve yükseltilerini gösteren haritalardır.
4. Özel Haritalar
Belirli bir konu için özel olarak hazırlanan haritalardır. (Jeomorfoloji, meteoroloji, toprak haritaları gibi.)
B. ÖLÇEKLERİNE GÖRE HARİTALAR
1. Büyük Ölçekli Haritalar
a. Plânlar: Ölçeği 1/20.000′e kadar olan haritalardır. Şehir imar plânları, kadastro haritaları bu türdendir.
b. Topoğrafya Haritaları: Ölçeği 1/20.000 ile 1/200.000 arasında olan haritalardır. Ulaşım haritaları ile topoğrafik, jeolojik, morfolojik haritalar bu türdendir.
Büyük ölçekli haritaların genel özellikleri şunlardır:
–   Paydası küçüktür.
–   Dar alanları gösterir.
–   Ayrıntıyı gösterme gücü fazladır.
–   Küçültme oranı azdır.
–   Aynı alanı gösteren küçük ölçekli haritalara göre düzlemde daha fazla yer kaplarlar.
–   İzohipsler arası yükselti farkı azdır.
–   Bozulma oranı azdır.
2. Orta Ölçekli Haritalar
Ölçeği 1/200.000 ile 1/500.000 arasında olan haritalardır.
3. Küçük Ölçekli Haritalar
Ölçeği 1/500.000 den daha küçük olan haritalardır. Bu haritalar Dünya’nın, kıtaların, ülkelerin tamamını veya bir bölümünü gösterir.
Küçük ölçekli haritaların genel özellikleri şunlardır:
–   Paydası büyüktür.
–   Geniş alanları gösterir.
–   Ayrıntıyı gösterme gücü azdır.
–   Küçültme oranı fazladır.
–   Aynı alanı gösteren büyük ölçekli haritalara göre düzlem üzerinde daha az yer kaplarlar.Küçültme
–   İzohipsler arası yükselti farkı fazladır.
–   Bozulma oranı fazladır.
HARİTA PROBLEMLERİ
1. Uzunluk Problemleri
Kısaltmalar;
G.U. = Gerçek Uzunluk
H.U. = Haritadaki Uzunluk
Ölç. P. = Ölçeğin Paydası
a. Gerçek Uzunluk: Harita uzunluğu ile ölçek verilerek gerçek uzunluk sorulduğunda aşağıdaki formül kullanılır.
G.U. = H.U.x Ölç.P.
b. Harita Uzunluğu: Gerçek uzunluk ile ölçek verilerek harita uzunluğu sorulduğunda aşağıdaki formül kullanılır.
c. Ölçek: Gerçek uzunluk ile harita uzunluğu verilerek ölçek sorulduğunda aşağıdaki formül kullanılır.
2. Alan Problemleri
Kısaltmalar;
G.A. = Gerçek Alan
H.A. = Haritadaki Alan
Ölç. P2 = Ölçeğin Paydasının Karesi
a. Gerçek Alan: Haritadaki alan ve ölçek verilerek gerçek alan sorulduğunda aşağıdaki formül kullanılır.
G.A = H.A x Ölç.P2
b. Harita Alanı: Gerçek alan ve ölçek verilerek haritadaki alan sorulduğunda aşağıdaki formül kullanılır.

c. Ölçek: Gerçek alan ile harita alanı verilerek ölçek sorulduğunda aşağıdaki formül kullanılır.
HARİTALARDA YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİ GÖSTERME YÖNTEMLERİ
1. Renklendirme Yöntemi
Fiziki haritalarda yeryüzü şekillerini daha belirgin gösterebilmek için yükselti basamakları renklerle ifade edilir. Renklendirme işlemi, aşağıdaki tabloda gösterildiği gibi olur:
Fiziki haritalarda beyaz renkler buzulları ya da kalıcı karları gösterirler. Göl, deniz ve okyanuslar ise mavi renkle gösterilmektedir. Mavinin tonu koyulaştıkça derinliğin arttığı anlaşılır. Renklendirme yöntemi, günümüzde en çok kullanılan yöntemlerdendir.
2. Gölgelendirme Yöntemi
Yerşekillerinin bir yönden ışıkla aydınlatıldığı düşünülür. Buna göre, ışık alan yerler açık, gölgede kalan yerler koyu renkte boyanır. Haritacılıkta daha çok yardımcı bir yöntem olarak kullanılır.
3. Tarama Yöntemi
Eğim ile orantılı olarak kalınlıkları artan çizgilerle yerşekilleri gösterilir.
Tarama yönteminde, eğim fazla ise çizgiler kalın, kısa ve sık olur. Eğim az ise çizgiler ince, uzun ve seyrek olur. Düz alanlar ise taranmayarak boş bırakılır. Fazla kullanılmayan bir yöntemdir.
4. Kabartma Yöntemi
Yeryüzü şekillerinin belirli bir ölçek dahilinde küçültülerek oluşturulan maketleridir. Bu yöntem, yerşekillerinin gerçeğe en uygun olarak gösterilmesini sağlar. Ancak, kabartma haritaların yapılışı ve taşınması zor olduğundan kullanım alanı dardır.
5. İzohips (Eş yükselti) Yöntemi
Deniz seviyesinden itibaren aynı yükseklikteki noktaların birleştirilmesiyle elde edilen eğrilere izohips eğrileri denir.

Herhangi bir arazi resmi

İzohips haritası
İzohipslerin özellikleri şunlardır:
  • İç içe kapalı eğrilerdir.
  • Sıfır (0) m izohipsi deniz seviyesinden başlar. Kara ile denizin birleştiği deniz kıyısını düz bir çizgi halinde takip eder. Buna kıyı çizgisi adı verilir.
  • İzohips eğrileri dağ doruklarında nokta halini alır. Buralar zirve olarak tanımlanır.
  • İzohipsler yeryüzü şekillerinin kuşbakışı görünümünü belirler.
  • En geniş izohips halkası en alçak yeri, en dar izohips halkası ise en yüksek yeri gösterir.
  • İki izohips eğrisi birbirini kesmez.
  • Birbirini çevrelemeyen komşu iki izohipsin yükseltileri aynıdır.
  • İzohipslerin sıklaştığı yerler eğimin arttığını, seyrekleştiği yerler ise eğimin azaldığını gösterir.
  • Çukurluklar, derinlik istikametinde ok işareti konularak gösterilir. (Krater, polye, obruk gibi)
  • Her izohips eğrisi kendisinden daha yüksek bir izohipsi çevreler. Ancak çukur yerlerde bunun tersi geçerlidir.
  • İki izohips eğrisi arasındaki yükselti farkına eküidistans (izohips aralığı) denir.
  • İzohipslerin sık geçtiği deniz kıyılarında kıta sahanlığı (şelfi) dar, seyrek geçtiği kıyılarda kıta sahanlığı geniştir. Başka bir ifade ile, alçak kıyılarda deniz sığ, yüksek kıyılarda deniz derindir.
  • Deniz seviyesine göre aynı derinlikteki noktaların birleşmesi ile elde edilen çizgilereizobat (eş derinlik) eğrileri denir. Kıyı çizgisi, izohips ile izobat eğrilerinin başlangıç çizgisidir.
İZOHİPS HARİTALARINDA BAZI YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GÖSTERİLMESİ
1. Boyun
Tepe ve sırtlar arasında nispeten alçakta kalan düzlüklerdir.
2. Vadi
İzohipslerin zirveye doğru “ Ù ” şeklinde girinti yaptıkları yerlerdir. Vadi yamacının eğimine göre “ Ù ” şeklindeki girintinin biçimi de değişir. “ Ù ” nin açık ağzı suyun akış yönünü, kapalı kısmı kaynak yönünü gösterir.
3. Sırt
İki yamacın birleştiği, su bölümü çizgisinin geçtiği sınırdır.
4. Çanak (Kapalı Çukur)
Çevresine göre yükseltisi az olan sahalardır. Çanakların kolaylıkla tanınabilmesi için, eğim yönünde merkezi gösteren bir ok işareti konur.
5. Kıyı Çizgisi
Deniz seviyesini gösteren sıfır metre eğrisidir.
6. Delta
Akarsuların denize döküldükleri yerlerde denize doğru uzanan, üçgen şeklindeki çıkıntılardır.
HARİTALARDAN YARARLANMA
1. İzohips haritalarından profil çıkarma
Yeryüzü şekillerinin yandan görünüşüne (kesitine) profil denir. Profil şu şekilde çıkarılır:
  • Profili çıkarılacak olan noktaların arasına bir doğru çizilir.
  • Bu doğrunun kestiği izohipslerin yükselti değerleri, alt kısma çizilecek yükselti ölçeği ile kesiştirilir.
  • Kesişen noktalar birleştirildiğinde profil çıkarılmış olur.
Şu üç özellik kontrol edilerek profil bulunabilir.
a)Tepe sayısı       b) Eğim           c) Yükselti
2. İzobat haritalarından profil çıkarma
İzobat haritalarından profil çıkarma işleminde, aynen izohips haritalarından profil çıkarılırken izlenen yollar uygulanır.
3.Yükselti Bulma
İki izohips arasındaki yükselti farkı dikkate alınarak, yükseltisi bilinen yerden başlamak üzere izohipsleri sayarak, istenilen noktanın yükseltisi bulunabilir. İzohips aralığı sayısının, iki izohips arası yükselti farkına çarpımı, toplam yükseltiyi verir.
4. Yön bulma
Haritalar genellikle kuzey – güney istikametinde çizilirler. Bundan yararlanarak yön tayin edilebilir.
Ayrıca paralel ve meridyenlerden de yararlanılabilir. Bunun yanında harita üzerindeki yön okları da bize bu konuda bilgi verir.
5. Eğim bulma
Haritalardan yararlanarak, herhangi bir arazinin eğimi ölçülebilir. Herhangi iki noktanın yükselti farkının, yine aynı iki nokta arasındaki yatay mesafeye oranına eğim denir.
  • Yatay mesafe arttıkça, eğim azalır,
  • Yatay mesafe azaldıkça, eğim artar.
Eğim şu formülle bulunur:
h = Yükselti farkı

L = İki nokta arasındaki yatay uzaklık.
Read more

2013 - 2014 9 Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 10-21 Soruları ve Cevapları

Bu yazı http://edebiyatfatihi.blogspot.com/2013/09/20132014-9sinif-dil-ve-anlatim-10.html sitesinden alınmıştır, bu tür yazıları ve deha fazlası bu sitede bulabilirsiniz


1.İLETİŞİM
1.Çizimler incelendiğinde insanın iletişim ihtiyacı karşımıza çıkar.

2.a)İnsanoğlunun çevresiyle iletişim kurmak için başvurduğu yollar zaman içerisinde teknolojinin de gelişmesiyle hayli mesafe kat etmiştir.
b) Söylenemez;çünkü iletişim sadece insanlar arasında vardır.
3.İnternet,telefon sıklıkla kullandığımız anlaşma araçlarıdır.
4) Olabilir.
5)Atatürk ilke ve inkılaplarıyla basın özgürlüğü arasında ilişki kurulabilir.
SAYFA 11:
4) İletişim ……………………………………….İÇİN ÖNEMLİDİR.
Ø Hayatın gereği olduğu için önemlidir.

Ø Hayatın akışını sağladığı için önemlidir.

Ø İnsanlar arasında gelişmeyi sağladığı için önemlidir.

Ø Kişileri birbirine bağlayarak, onların sosyal bir grup halinde uyum içinde yaşamalarına yardımcı olduğu için önemlidir.
Ø Belli bir toplumda insanın kendinden önce var olan kuralları öğrenmesi, değer ve inançları benimsemesi ve buna uygun olarak kendisine verilen rolleri oynaması yani toplumsallaşyı sağladığı için önemlidir.

Ø Bireylerin kendi amaçları doğrultusunda ortak bir amaçta birleşerek toplumsal örgütlenmelerin kurulmasında da rol oynadığı için ÖNEMLİDİR.
SAYFA 12
B.Metinde Haşmet Gülkokan ve sakatatçı arasında geçen iletişim ögeleri
Gönderici(konuşan): “Haşmet Gülkokan” –Gülüm,bizim ciğer
Alıcı(dinleyen):sakatatçı –Hazır Haşmet Bey
İleti(mesaj) : ciğer
Kanal: hava
Şifre:kullanılan dil
Dönüt: -Hazır Haşmet Bey
Bağlam: hâl-alışveriş ortamı (Genellikle üstü kapalıpazar yeri.)
SAYFA 13:
a)İletişimde alıcı iletiyi almaya niyetli ve anlayacak seviyede ise iletişim gerçekleşir.Aksi durumlarda iletişim gerçekleşmez.
b) Alıcı, göndericinin edebiyat fatihi iletisini almaya niyetli ve anlayacak seviyede olmaldır. Gönderici ile alıcının ortaklıkları ne kadar fazla ise iletişim o kadar etkili oiur (ortak deneyim, ortak bilgi birikimi, ortak dil özellikleri vb.)

· 7) yeşil yapraklar: bahar
· Kardan adam: kış

· Duman: yangın

· Siyah bulut: yağmur

· Bayrak : Türkiye (bağımsızlık da denebilir)

8) doğal gösterge-sosyal gösterge-dil göstergesi
b) Gösterge ve Türleri:
Kendi dışında başka bir şeyi gösteren, düşündüren, onun yerini alabilen, kelime, nesne, görünüş ve olgulara edebiyat fatihi gösterge denir.
Türleri:
a) Dil Göstergesi: Söz veya yazıyla gerçekleştirilen her türlü eylem bu gruba girer.
b) Doğal Gösterge: Ülkelerin dedebiyat fatihi doğal güzellikleri, yaprakların sararması,siyah bulutlar,güneşin doğması-batması…
C) Sosyal Gösterge: Trafik ışıkları, görgü kuralları,sigara içilmez levhaları,okulların açılması…
EK BİLGİ: İletişim Kurarken Kullanılan Göstergeler Nelerdir?
* Dil göstergeleri: Söz veya yazıyla edebiyat fatihi gerçekleştirilen her türlü eylem bu gruba girer. İnsan duygu ve düşüncelerini en iyi şekilde dil ile anlatır. Dille gerçekleştirilen iletişim resim, şekil, işaret ve vücut diliyle yapılan iletişimden daha güçlü ve daha kullanılışlıdır.
* Dil dışı göstergeler: Resim, şekil, işaret, hareket, jest ve mimikler bu gruba girer.
9a) Dil göstergelerin oluşabilmesi için varlığı anlatan sesler bir arada düşünülmelidir.
b) ek tablo:
SAYFA 14) EK BİLGİ: Dil göstergeleriyle ilgili sunumu inceleyebilirsiniz.

a) Jest ve mimiklerle gösterebilir.
b) Resimde kullanılan dil dışı ögeler:
Haşmet Gülkokan’ın jest ve mimikleri
Fiyat etiketleri
Trafik lambaları, trafik işaret levhaları
c) En etkili iletişim dille yapılan olduğundan dil dışı göstergelerle yapılan iletişim pek de sağlıklı ve etkili olmayabilirdi.
SAYFA 15:
b) İletişim gerçekleşmez.
c) İletinin alıcıya ulaşması için göndericinin bunu doğru şekilde ifade etmesiönemlidir.Ancakiletişimin hangi ortamda (bağlamda) gerçekleştiği de bir o kadar önemlidir.Örneğin yüksek sesli müzik dinlenilen bir yerde sağlıklı iletişimden söz etmek pek mümkün değildir.
12-13-14-15'i metne göre cevaplayınız.
SAYFA 16:
2)
3.Ambulans: hasta itfaiye: yangın
4) cevabı için bknz. Sayfa 11 4.soru
5)Atatürk bu sözle basının bir toplumun ortak ve genel duyguları ve fikirlerinin yansıtıcısı olduğunu belirtmiştir.Günümüz basın dünyası da halkın ortak duygu ve düşüncelerini yansıtmaktadır.
ÖLÇME-DEĞERLENDİRME
1)
Gönderici: Firdevs Hanım
Alıcı: Kırkayak Hanife Hanım
İleti: "Dışarı mı çıkıyordun?"
Dönüt: "Çıkıyordum amma acelesi yok."
Bağlam: ev
Kanal: Hava
Şifre: Dil
2) Jest ve mimikler,gazete,sabun
3) s.a.b.u.n >varlığı anlatan sesler =sabun(varlığı gösteren kelime) >dil göstergesi
g.a.z.e.t.e> varlığı anlatan sesler=gazete (varlığı gösteren kelime) >dil göstergesi
4) B
5)
· gösteren ve gösterilen
· Alıcı
7)
(y)
(d)
(d)


SAYFA 18
2.İNSAN-İLETİŞİM VE DİL
HAZIRLIK:
1) Birinci resimde insan ve hayvan arasında bir iletişim kurulmak istense de aynı kaynaktan iletişim sağlanmadığı için varsayımlar üzerinde yürümektedir. Diğer resimde iletişim aynı türden varlıklar arasında diyalog sağlandığı için iletişim gerçekleşmiştir.
2) Hayvanların yaptıkları davranışlar içgüdüseldir ve neyi neden ve niçin yaptıklarını bilmezler ve kendilerini geliştirmezler ama insanlar sürekli sorgulayan, değiştiren, geliştiren bir varlıktır.
3) Dil; her ne kadar bir anlaşma aracı olarak tanımlansa da dil, milletlerin gelişmesine rehberlik eden, geçmişiyle geleceği arasında köprü görevi gören bir kültür mîrasıdır. Diline ve dinine sahip çıkmayan milletler kısa zamanda kendi değerlerinden koparak başka egemen milletlerin sömürgesi hâline gelirler. Onun içindir ki dilimizi ve dinimizi titiz bir şekilde korumamız ve yozlaştırmadan bir sonraki nesle aynen aktarmalıyız. Bir milleti diğer milletlerden ayıran en önemli fark o milletin kendi kültürüdür. Kültürü oluşturan unsurların en başında da dil ve din gelir. Çünkü kültür dile ve dine bağlıdır. Bütün kültür faaliyetlerinin temelinde bunun ikisi yatar. İnsanlar onlarla bilgi edinir, onlarla yaşar.
Sayfa 20:
ESKİCİ METNİ-REFİK HALİT KARAY
METİN SORULARI:
1) Hasan kendi halinde sessiz, peltek konuşan biridir. Filistin’in ücra kasabasında yaşamakta ve buranın dilini bilmemektedir.
2) Filistin’in ücra kasabasında dilini bilmediği insanların arasında yaşamaktadır ve ihtiyaç duyduğu şey ise kendisi gibi konuşabileceği, anlaşabileceği birilerini bulmak.
3) Ana dilini konuşan kimsenin olmaması onu hayattan koparırken bu dili konuşan bir eskici görmesi ve onunla konuşması hayata tekrar bağlamaktadır.
4) Yalnızlığı…
5) Hayatın her anında insan konuşma ve anlaşma ihtiyacı duyar. Kendisiyle aynı dili konuşan birilerini bulamayınca hayatı çok zorlaşıren temel ihtiyaçlarından biri olan iletişimi sağlayamaz,derdini anlatamaz,yaşamı oldukça zor bir hal alır.
6) A) Aynı dili kullanmaları
b) tanışmak
c) Dil yetisi olmayan kişilerde iletişim eksik kalır. Diğer iletişim vasıtalarını kullanmak zorunda kalırlar.
ç) jest ve mimikler,işaretlerdir.
d) Aynı dil göstergelerini yani aynı dili bilmeleri gerekir.
B) DİL-İNSAN İLİŞKİSİ
Pek çok bilimadamı insan iletişimini diğer iletişim sistemlerinden üstün kılan davranışın 'konuşma yoluyla dili kullanabilme' olduğu görüşünde birleşmektedir. Dil, insanların iletişimde bulunmak amacı ile geliştirdikleri bir anlaşma aracıdır. Başka deyişle, dilin birinci işlevi iletişimdir. Bu işlevi yerine getirmede dil, insanların düşünce, duygu, istek, deneyim v.b. yaşantılarını birbirlerine aktarabilmelerini; dış dünyayı yorumlayarak kendi dünyalarına getirebilmelerini sağlayan; "bu zaman ve bu yerden, o zaman ve o yer hakkında düşünerek bu düşünü yansıtabilmelerine" ve insanın "kendi kendini keşfetmesine" olanak veren bir araç olma özelliği taşımaktadır.
Sayfa 21.
a) . İletişimde aynı dil göstergesini kullanan insanlar zaman zaman jest ve mimiklerini kullanarak da anlaşma sağlayabilirler. Hatta bazı zaman bu anlaşma şekli dil göstergesinden daha etkili olabilmektedir.
b) Jest ve mimikler,resimler,semboller…
2.etkinlik:
Dilin doğuşu
Dilin nasıl oluştuğunu kesin olarak bilebilmenin bir yolu yoktur. İzleri yarım milyon yıl öncesine kadar dayanan insan yaşamına bakıldığında insanların bu işi nasıl geliştirdiklerine dair bir kanıt bulunamamıştır. Bu kanıt boşluğunda birçok teori ortaya atılmıştır.
1) Tanrısal Teori: Allah Âdem’i yaratmıştır ve Âdem’in seslendirdiği her canlının ismi o olmuştur. Bir Hindu inanışına göre lisan evrenin yaratıcısı Brahma'nın eşi tanrıça Sarasvasti'den gelmektedir. Birçok dinde insanların lisanları ile yaratıldıkları inancı vardır. Teoriye göre insan denilen varlık tek bir atadan gelmişse, insanla birlikte gelişen dil de tek bir kökenden gelmiş olmalıdır
2) Yansıma Teorisi: İlk insanlar, çevrelerindeki sesleri taklit ederek ilkel dilleri oluşturmuşlardır. Modern bütün dillerde doğal ses yansımalarına karşılık gelen kelimeler bulunmaktadır. Bu da yansıma teorisini desteklemektedir. Türkçede Vızıltı, mırıltı, fısıltı, gürültü, çatırtı, patırtı, havlama, horlamagibi kelimeler yansıma kelimelerdir. Buna rağmen somut olmayan, ses olgusuna sahip olmayan kelimelerin oluşumunu bu teori ile açıklamak zordur.
3) Ünlemler Teorisi: İlk insanlar, korkularını, acılarını, sevinçlerini, ruh hâllerini dışa vuran sesler oluşturmuşlar, böylece dil oluşmuştur.
4) Birlikte İş Teorisi: İlk insanlar, işleri birlikte yapmaya başlamışlar, birlikte tempo oluşturmuşlardır
7.soru:
insanların hayatında her zaman geniş ve sürekli kullandıkları iletişim, dil göstergeleridir. Ama toplum hayatındaki gelişmeler zamanlar bunun dışındaki araçları da bizi kullanmaya itmiştir. Bunlardan bazıları da zaman içerisinde diğerinden daha etkili olmuştur. Örneğin sinirli olduğunu söyleyen biri ile kaşları çatan ve hareketleri gergin olan birinin biz de bıraktığı etki aynı olmaz. Burda bazen dil dışı göstergelerde etkili olur. Kullanım alanı açısından ise en yaygın olanı dil göstergesidir.
8a) Bir göstergenin gerçek dünyadaki karşılığına gönderge denir.Gönderge, kendisinden söz edilen nesne kişi ya da kavramın kendisidir.Sözgelimi vapur kelimesi bir gösterge, vapurun kendisi ise bir göndergedir.
c. Müftüler, nergislik , kadife, inci çiçeği
3. Metin : GÖNDERGESEL İŞLEV
4. Metin :ALICIYI HAREKETLENDİRME İŞLEVİ
5. Metin :KANAL KONTROL İŞLEVİ
6. Metin :HEYECAN BİLDİRME İŞLEVİ
7. Metin İL ÖTESİ İŞLEV
8. Metin :ŞİİRSEL İŞLEV
11) a ve b. cevabı:
1 ) İletinin düzenlenme amacı : Ayakkabının derisi hakkında bilgi vermek.
Dilin işlevi : GÖNDERGESEL İŞLEV
2 ) İletinin düzenlenme amacı : Duygu ve düşünceyi dile getirmek
Dilin işlevi : HEYECAN BİLDİRME İŞLEVİ
3 ) İletinin düzenlenme amacı : Harekete geçirmek
Dilin işlevi : ALICIYI HAREKETLENDİRME İŞLEVİ
4 ) İletinin düzenlenme amacı : İletişimin devap edip etmeyeceğini öğrenmek
Dilin işlevi : KANAL KONTROL İŞLEVİ
5 ) İletinin düzenlenme amacı : Dille ilgili bilgi vermek
Dilin işlevi : DİL ÖTESİ İŞLEV
6 )İletinin düzenlenme amacı : Şiiri ifade etmek
Dilin işlevi : ŞİİRSEL İŞLEV
ANLAMA YORUMLAMA
1. İnsan dili kullandığı ölçüde iletişime geçer ve ne kadar iletişim kurarsa o kadar sosyal bir varlık olur.
3. Etkinlik
2. KEREM İLE ASLI METNİ
Burada HEYECAN BİLDİRME İŞLEVİ, ŞİİRSEL İŞLEV, KANAL KONTROL İŞLEVİ ve ALICIYI HAREKETE GEÇİRME İŞLEVİ kullanılmıştır.
Ölçme – Değerlendirme
1. Aşağıdakilerden hangisi dilin kaynağı ile ilgili görüşlerden biri değildir?
CEVAP: E
2. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.
Jest ve mimikler dil dışı iletişim araçlarındandır.
Dil, insanoğlu için en geçerli ve yaygın iletişim aracıdır.
“Sıfatlar ismi niteleyen kelimelerdir.” cümlesinde dil, DİL ÖTESİ İŞLEV kullanılmıştır.
3. Aşağıdaki cümlelerle dilin bu cümlelerde kullanılan işlevlerini eşleştiriniz.
Ne zaman kitap okumaya başlayacaksın? DİLİN KANAL KONTROL İŞLEVİ
Aman Allah’ım, bu ne büyük felaket! HEYECAN BİLDİRME İŞLEVİ
Çöller, temel olarak ekvatorun kuzey ve güneyinde 15-40 dereceler arasında bulunan çok kurak alanlardır. GÖNDERGESEL İŞLEVİ
4. Aşağıdaki cümlelerin karşısına yargılar doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
İletişimde temel amaç anlaşmayı sağlamaktır. ( D )
İletişimde temel amaç anlaşmayı sağlamaktır. ( D )
Dil dışı iletişim araçları ile yapılan iletişim, dille yapılan iletişimden daha kullanışlıdır. ( Y )
İleti dille ilgili bilgiler vermek üzere düzenlenmişse dil, dil ötesi işlevde kullanılmıştır. ( D )
5. Dil-insan ilişkisinden hareketle dilin insan hayatındaki yeri ile ilgili çıkarımlarda bulununuz.
3. DİL KÜLTÜR İLİŞKİSİ
Hazırlık
1. Belli bir dili konuşan insanların oluşturduğu topluluğa millet denir. Bu milletler bir kimlik etrafında şekillenir. Bunun neticesinde aynı dili konuşan, aynı kültüre sahip olan aynı duygulara hakim olan topluluklar meydana gelir. Dil olmasaydı oluşan kimlik insanları bir arada tutmaya yetmezdi.
2. Bu topluluklar elbette ki doğal afetler sonucunda ortadan kalkmamıştır. Bu toplulukları oluşturan insanların artık belli kimlik etrafında toplanacak bir değer kalmadığı değişim göstererek başka devlet ya da millet olarak varlıklarına devam etmişlerdir.
3. Ortak bir dil birlikteliği oluşmazdı ve millet olamazdık.
4. Gösteremezdi bilim ve dil o kadar gelişme göstermemişti.
1. Etkinlik
“Ya dil olmasaydı!” veya “Dilin varlığı ne getirdi?” sorularından biri seçilerek kısa bir yazı yazılır. Yazılardan birkaçı sınıfta okunur.
1. Metin
SOSYAL BİR KURUM OLARAK DİL
1. Aynı dili kullanan fertler nesnelere, canlılara aynı isimleri vermesi sonucu aralarında bir yakınlık meydana ve bunun sonucunda din, kültür, gelenek, tarih gibi ortak değerlerle beraber bir millet teşkil eder.
2. Aynı dili kullanan bütün bireyler duygu ve düşünce dünyasında birbirine yakınlaşırken kullanmayan insanlar birbirinden oldukça uzaklaşırlar ve bu millet olmanın önündeki en büyük engeldir.
2. Metin
DİL VE KÜLTÜR
3. İnsan önce düşünür, sonra konuşur ve sonra da bunları harekete geçirir. Konuşan bir insan düşünme aşamasını geçmiştir. Dolayısıyla aynı dili kullanan topluluklar aynı düşünceleri bir kabın içine koymuş demektir.
4. Dil oluşturan insanlar sabahtan akşama evde, sokakta , pazarda vs. gibi sürekli konuşur ve kültürünü yoğurur. Konuşan kişiler farkında olmasa da bir sonraki kuşağa bir şey bırakır ve kültür ile tarih de bu şekilde ortaya çıkar. Yani dil kültürün oluşmasında en temel etkendir.
5. Dil, milli kimliğin oluşmasındaki temel etkenlerden biridir. Dilleri kaybetmiş milletler mutlaka milli kimliklerini kaybetmişlerdir. Sömürgeci ülkeler (İngiltere gibi) girdikleri ülkede sadece yer altı ve yer üstü kaynakları sömürmezler, o milletin dili ile bağını koparıp asimile etmenin yoluna bakarlar.
6. a. Hukuk, Edebiyat, Ekonomi, Felsefe, Tarih, Gündelik Yaşam,
b.
3. Metin
KÜL TİGİN ABİDESİ (Güney yüzü)
4. Metin
ATASÖZLERİ ( SAVLAR)
7. Türkleri tarihi, siyasi geçmişi, gelenek ve görenekleri ve zihniyetleri hakkında bilgi verir.
8. Dilin kültür taşıyıcılığı özelliği göstermemektedir. Dilin kalıcılığı ve tarihin nasıl olduğudur ki bunlarda en önemli dil kültür bir sonraki kuşağa taşır.
9.Aynı dili konuşan insanların aynı kültür ve benliklerinin ne olduğunu kendi kuşağına ve bir sonraki kuşağa göstermek amacıyla yazılması olarak yorumlanabilir.
10. Yine dil vasıtasıyla ki özellikle yazı dili denilen kültürü bir sonraki kuşağa aktaran en önemli araçtır. Sözlü kültürdeki birçok atasözü, hikaye, türkü, ağıt, destan… belki unutulmuştur ya da değişerek günümüze gelmiştir ama yazıya geçenler artık değişmesi mümkün değildir.
2. Etkinlik
Araştırma sonuçlarından hareketle dil-kültür ilişkisini anlatan kısa yazılar YAZINIZ.
5. Metin
VERMEK VE ÖTESİ
11. Buradaki metinde özellikler ağız özellikleri ve konuşma dili esere yansıtılmıştır.
12.
YAZI DİLİ
KONUŞMA DİLİ
medeniyet dili
günlük dil
kalıcılık
geÇİCİ
devlete
ferde
DİL KURALLARINA UYULUR
DİL KURALLARINA UYULMAZ
3. Etkinlik
Yapılan araştırmalar doğrultusunda soru cevap yöntemi ile Türkçenin özellikleri aşağıdaki ölçütlere göre belirlenir.
a. Lehçe ve ağız terimlerinin anlamları
a. LEHÇE: Bir dilin tarih içerisinde bilinmeyen bir dönemde kendinden ayrılmış olup büyük farklılıklar gösteren kollarına denir. Örn: Çuvaşça, Yakutça
AĞIZ : Bir ülke içinde aynı dilin farklı konuşma şekillerine denir. Yörelere göre söyleyiş farklılıkları vardır ama yazılış
aynıdır. Örn: Karadeniz ağzı, Ege ağzı…
b. Ağızlardan birinin zamanla ortak kültür dili durumuna gelmesi
b. Milli edebiyat döneminde İstanbul ağzı ortak yazı dili haline gelmiştir ki bugün kullandığımız yazı dili budur.
c. Ortak dilin resmî dil ve ilmî dil ile ilişkisi
c. Kullanılan ortak dilimiz Türkiye Türkçesinin oluşmasını ve bunun sonucunda halkın devletin ve okulların aynı dili kullanması hem resmi dili hem de ilmi dilin oluşmasını sağlamıştır.
ç. Ortak kültür dilinin yazı dili olarak kullanılması
ç. Yazı dilimizin İstanbul ağzı belirlenmesi ortak kültürümüz oluşmasına vesile olmuştur.
6. Metin
AKILLI GIZ
13. Vermek ve Ötesi daha anlaşılabilir nedeni bizim konuşma dilimize yakınken diğeri Türkçenin lehçesiyle yazılmıştır.
14.
—► “Ne bilem azım vamıyo sook suya, teze ekmeğe.” cümlesi ağız özelliği taşır.
—► “Garip gız aglap-eñräp yola düşen” cümlesi lehçe özelliği taşır.
14. Lehçe, bir dilden tarihi bilinmeyen devirlerde ayrıldığı için anlaşılması zordur ve tabir yerindeyse yeni bir dil öğrenmek gibidir, ama ağızlar bizim coğrafyamızda konuşulduğu için kolayca anlaşılır. Yazıya aktarımı konusunda lehçenin yazıya aktarımı zorken diğeri değil.
15.
a. Vermek ve Ötesi’nde yöresel ve söyleyiş farklılıkları ama Akıllı Gız metninde ses, yapı ve söz dizimi faklılıkları göze çarpmaktadır.
b. Ağız: İstanbul Ağzı, Konya Ağzı, Trabzon Ağzı, Burdu Ağzı…
Lehçe: Çuvaşça ve Yakutça
16. a.
a. Argo: Bir sosyal sınıfın, bir meslek grubunun ya da bir topluluğun üyelerinin kullandığı, genel dilin sözcüklerine yeni anlamlar yükleyerek ya da yeni sözcükler, deyimler katarak oluşturulan özel dil. Bir toplumda geçerli genel dilden ayrı, ama ondan türemiş olan, yalnızca belli çevrelerce kullanılan, toplumun her kesimince anlaşılmayan, kendine özgü bir sözcük, deyim ve deyişlerden oluşan argonun, ayrı bir grameri yoktur.
Argo, anadil içinde sonradan türetilmiş bir yardımcı dil olarak konuşulur. Temelde sözlü ve doğal bir dildir. Argo sürekli değişen ve gelişen özel bir dil olmakla birlikte oluşumunu bazı genel ilkelere bağlamak mümkündür. Sıfatlardan cins isim türetme, eski ve bölge dili sözlerinden yararlanma, genel dildeki sözcüklerin biçimlerini bozma, yabancı kökenli sözcük kullanma, sözcüklerin anlamlarını kaydırma ve değiştirme bu ilkelerin başlıcalarıdır. Türk argosu eski İstanbul’un külhanbeyi ve tulumbacı çevrelerinde gelişmiştir.
Rakı’ya “anzarot”, polis”e “aynasız”, kâğıt paraya “papel” vs. demek; boş ver, abayı yakmak, açıktan almak, boş koymak gibi deyişler argo içinde zikredilir.
b. b. Bir ilişkisi vardır . (Yukarıdaki cevabın içinde ilişkisi yazmaktadır.)
Anlama – Yorumlama
1.Resimlere göre herkes kendi bulunduğu yörenin konuşma diliyle anlaşsa da yazı dilimiz İstanbul Türkçesi olduğu için çok anlaşıp iletişime geçebilmekteyiz.
2.
2. Dilin kalıcılığını ve kültür taşıyıcılığı özelliği gösterir. Dildeki birçok kelime, kavram, atasözü …. Doğar, gelişir ve halkın duygu ve düşüncelerine göre bazıları ya ölür bazıları günümüzü de geçip yarına kalır. Bu şekilde eskiye dair ne varsa bir sonraki kuşağa kalmıştır.
3. Aşağıdaki şemayı yorumlayınız.
3. İnsanları kendi yörelerinde istedikleri şekilde yöresel özellikleriyle konuşabilirler. Ama ortak bir dil oluşturmak için bizler İstanbul ağzını yazı dili olarak seçtik ve bunun sonucunda bir ortak dilimiz, bir yazı dili ve bir ilim dilimiz oldu. Bugün okullarda ve üniversiteler Türkiye yaşayan ve hangi yöresel söyleyişleri kullanırsa kullansın hangi etnik kimliği bağlı olursa olsun aynı yazı diliyle iletişime geçtiğimiz için kendimize ait bir ilim dilimiz mevcuttur.
4. Etkinlik
Ölçme – Değerlendirme
1. Aşağıdakilerden hangisi dil-kültür ilişkisi için söylenemez?
CEVAP: C
2. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.
Ulusal sınırlar içinde kullanılan bir dilin, farklı coğrafi bölgelerdeki söyleyiş biçimine AĞIZ denir.
Bir dilin tarihî, siyasi, sosyal ve kültürel sebeplerle çeşitli bölgelerde zamanla ses, yapı ve kelime dağarcığı bakımından önemli farklarla birbirinden ayrılan kollarına LEHÇE denir.
3. Aşağıda verilen Türk dillerini Türkiye Türkçesine göre lehçe ve ağız olma durumu doğrultusun­da eşleştiriniz.
3. Tatar’ın konuştuğu Türkçe : LEHÇE
Ispartalının konuştuğu Türkçe : AĞIZ
Elâzığlının konuştuğu Türkçe : AĞIZ
Türkmen’in konuştuğu Türkçe : LEHÇE
Kırgız’ın konuştuğu Türkçe : LEHÇE
4. Aşağıdaki cümlelerin karşısına yargılar doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
Bir ülkede konuşulan ağızlar içinde yaygınlaşarak hâkim duruma geçen ve herkes tarafından benimsenip kul­lanılan dile konuşma dili denir. ( D )
Konuşma dili birçok ağza ayrıldığı hâlde, yazı dili daha birleştirici özellik taşır. ( D )
Konuşma dili, kuşaklara ve bireylere bağlı olarak varlığını devam ettirdiği için bireylerle birlikte o da kay­bolur. ( Y )
5. “Bulunduğu coğrafyanın iklimi, tabiat şartları, bitki örtüsü, hayvan varlığı dilin muhtevasını belirler. Söz gelişi Araplar ‘deve’ için pek çok kelime kullanırken Eskimolar ‘buz’ ve ‘kar’ için yüzlerce kelime oluşturmuşlardır.“
A. Bican ERCİLASUN’un bu sözlerinden dil-kültür ilişkisi ile ilgili hangi sonuçlara ulaşılabilir?
5. İnsanları yaşadığı birçok özellikler onların kelime hazinesine de etki eder.
Read more

LORDE - Royals [ Türkçe Çeviri ]



I've never seen a diamond in the flesh 
I cut my teeth on wedding rings in the movies 
And I'm not proud of my address 
In the torn-up town, no post code envy 
Bedende hiç elmas görmedim. 
Filmlerdeki alyanslarda dişimi kestim. 
Ve adresimle gurur duymuyorum. 
Parçalanmış kasabada,haset kodu yok. 


But every song's like gold teeth, 
Grey Goose drippin' in the bathroom, 
Blood stains, ball gowns 
Trashin' the hotel room, we don't care 
We're driving Cadillacs in our dreams 
But everybody's like Cristal, 
Maybach, diamonds on your time piece 
Jet planes, islands 
Tigers on a gold leash, we don't care 
We aren't caught up in your love affair 
Bedende hiç elmas görmedim. 
Filmlerdeki alyanslarda dişimi kestim. 
Ve adresimle gurur duymuyorum. 
Parçalanmış kasabada,haset kodu yok. 


And we'll never be royals 
It don't run in our blood 
That kind of luxe just ain't for us 
We crave a different kind of buzz 
Let me be your ruler 
You can call me queen Bee

And baby I'll rule 
Let me live that fantasy 
Ve asla kraliyet ailesinden olmayacağız. 
Bu kanımızda dolaşmayacak. 
O tip bir lüks bizim için değil. 
Biz farklı bir vızıltıyı istiyoruz. 
Senin kuralcın olmama izin ver. 
Bana Kraliçe Bee diyebilirsin. 
Ve bebeğim kural koyacağım 
Bu fanteziyi yaşamam izin ver 

My friends and I, we've cracked the code 
We count our dollars on the train to the party 
And everyone who knows us knows that we're fine with this 
We didn't come from money 
Arkadaşlarım ve ben,kodu kırdık. 
Dolarlarımızı saydık trende partiye giderken. 
Ve herkes kim olduğumuzu biliyor,biz iyyiz bununla. 
Paradan gelmeyeceğiz. 

We're bigger than we ever dreamed 
And I'm in love with being queen 
Life is game without a care 
We aren't caught up in your love affair 
Hayal ettiklerimizden daha büyüğüz. 
Ve kraliçe olmaya aşığım. 
Hayat umursamaz bir oyun. 
Senin aşk ilişkine tutulmadık. 

Read more