AÖF 2013 İnsan Kaynaklari Yönetimi 4. Ünite Ders Notları


ÜNİTE 4 
 İŞE ALIŞTIRMA VE İNSAN KAYNAĞI EĞİTİMİ 
Bir kurumun en önemli zenginliği insan kaynaklarıdır. Çünkü insanlar, başka bir değişle işletmenin çalışanları, çalıştıkları kurumu 
Pazar lideri yapabildikleri gibi kapanmasına da yol açabilirler. Çalışanların nitelikleri, hayalleri ile işletmenin başarısının yakın bir 
ilişki içinde olduğunu bilen yöneticiler, sürekli başarı elde etmek için, çalışanlarını hep geliştirmenin arayışı içindedir. 
İşletmedeki insan kaynağının geliştirilmesi iyi bir eğitim programı sunmakla mümkündür. 
İŞE ALIŞTIRMA: İşe alıştırma (Oryantasyon) işletmelerin işe yeni başlayan çalışanlarına yönelik uygulandığı ve çalışanların 
işletmeye uyumunu kolaylaştıran süreçtir. İşe alıştırma programlarının süresi işin niteliğine göre değişebilmektedir. 
İşe alıştırma yeni çalışana işletmenin geçmişine , kültürüne, işlerdeki davranış biçimlerine, fiziki ve sosyal alt yapısına ilişkin temel 
bilgilerin verildiği bir işe alıştırma uyumlaştırma sürecidir. Dolayısıyla işletmeye iş için başvuran bir çalışan adayının bu dileğinin 
kabul edilmesinden sonra işletmenin yeni bir çalışanı olarak işe başlaması konusunda yapılan eğitime işe alıştırma eğitimi denir. İşe alıştırma programları ile çalışanın iş arkadaşları, çalışma ortamı, yapacağı işler ve kullanacağı makine ve aletler, örgüt kültürü, 
yönetmelikler tanıtılmakta ve anlatılmaktadır. Uyum ya da işe alıştırma eğitimleri konferans veya seminer şeklinde verilebileceği 
gibi üstünün, yöneticisinin ya da insan kaynaklarının ilgili çalışanı tarafından işletmenin gezdirilmesi ve iş arkadaşları ile 
tanıştırılması şeklinde de gerçekleştirilebilir. 
İşe alıştırma programı sadece işe yeni başlayan çalışanlara değil işletmede terfi eden çalışanlara yönelik de yapılabilmektedir. 
İşe alıştırma programının, işletme açısından en temel amacı işletmenin zamanının, parasının ve emeğinin boşa gitmesini 
önlemektir. İşe alınan çalışanın, işletmeye uyum göstermemesi ve işten ayrılması, işletme kaynaklarının boşa gitmesine neden 
olmaktadır. Başarılı bir işe alıştırma sonucunda verimlilik ve karlılık artmakta, işletme kaynakları etkin şekilde kullanılmış 
olmaktadır 
İşe alıştırma programı sayesinde çalışanlar işletmenin kurallarını işletme hakkındaki genel bilgileri ve çalışma koşullarını ‘’kısa 
zamanda’’ öğrenmektedir. İşe alıştırma programı kapsamında neler aktarılması gerektiği konusunda yapılan bir araştırmada, işe 
yeni başlayanların merak ettiği, öğrenmek istediği konular şunlardır. 
*Çalışanın alışılmış (rutin) günlük iş yaşantısı 
*Çalışana sağlanan çeşitli çıkarlar ve hizmetler 
*Çalışan ( personel) politikaları 
*İş güvenliği 
*İşletme örgütü ve eylemleri 
*İşletmenin mal ve hizmetleri 
*İşletmenin politikası ve geçmişi 
İyi bir işe alıştırma programı yeni personelin ihtiyaç duyduğu merak ettiği tüm bilgileri etkili bir şekilde verebilmelidir. Başarılı bir 
işe alıştırma programı içinde yer alması gereken konular 4 ana başlık altında şöyle sıralanabilir. 
1)İşletmenin Tanıtımı:
*İşletmenin tarihi *İşletmenin örgütsel yapısı *Üst yönetim pozisyonları ve bu görevleri yürüten yöneticilerin isimleri 
*Üretilen mal veya hizmetler *Üretim hattı *Üretim süreci *İşletmenin kural ve politikaları *Disiplin sistemi 
*Güvenlikle ilgili düzenlemeler *Personel el kitabında yer alan bilgilerin açıklanması 
2)Personel Haklarının Açıklanması:
*Ücret ödeme yöntemleri ve günleri *Resmi tatil ve bayram izinleri *Çalışma saatleri ve mola süreleri 
*Personelin eğitim hakları *Sigorta düzenlemeleri *Emeklilik programları *Personele sağlanan hizmetler 
*Danışma ve rehabilitasyon programları 
3)Tanıştırma:
*İlk yöneticiyle *Diğer yöneticilerle *Eğitimcilerle *Çalışma arkadaşlarıyla *Personel danışmanlarıyla
4)İşle İlgili Bilgilerin Açıklanması:
*Çalışma yeri *İşi oluşturan görevler *İş güvenliği *İşin konumu *İşin amacı *İşin diğer işlerle olan ilişkisi 
İşletmeler işe alıştırma programlarını uygularken birtakım yöntemlere başvurmaktadır. Bunlar, İşletmeyi tanıtıcı yayınlar, 
konferanslar, açık oturumlar, grup toplantıları, görsel teknikler, işletme gezileri, üstler veya uzmanlarca yürütülecek birey sel 
görüşmelerdir. 
EĞİTİM VE GELİŞTİRME SÜRECİ: Eğitim , çalışanın bilgi , beceri , deneyim ve yetkinliklerinin toplamı ile yaptığı işin gerekleri 
arasındaki açığı kapatmayı amaçlayan süreçtir. Okullarda verilen eğitimden farkı, amacının personelin yaptığı işe yön elik 
olmasıdır. İnsan kaynakları eğitiminin amaçlarını ‘’işin daha iyi yapabilmesi için personele gerekli bilgi, beceri ve yeteneği 
kazandırmak; çalışma grubuna, bölümüne, işletmeye uyum sağlamasına yardımcı olmak ve başka bir göreve atanabilmesi ya da 
yükseltilebilmesi için hazırlamak’’ olarak sıralanabilir. Personelin sahip olduğu bilgi ve beceriler ile işini yapabilmesi için 
öğrenmesi gereken bilgi ve beceriler arasında ‘’yetenek açığının’’ kapatabilmesi eğitimle mümkündür. 
Eğitim , geliştirme ve yerleştirme kavramları genellikle birbiri ile karıştırılır ve çok kez birbirinin yerine kullanılır. 
*Eğitim (Education): Kapsamı en geniş olan kavramdır. İşletme içinde ya da dışında, formal programlar yolu ile ya da kendi 
kendine ya da tecrübe kazanma yoluyla kişinin bilgi, yetenek ve becerilerinde değişiklik yapma faaliyetidir. 
*Yerleştirme (Training) :Belirli kademelerdeki belirli işleri yapabilmek için gerekli olan bilgi , yetenek ve davranışların
kazandırılması sürecidir. Yani yeni alınan bir makinenin nasıl kullanılacağını öğretmek . 
*Geliştirme (Development): Geliştirme kavramı, yetiştirme gibi spesifik bir amacı gerçekleştirmek ve kısa vadeli olmak yerine 
yöneticiyi organizasyonda değişim yapacak bir eleman olarak ele alarak, onun organizasyonun iç yapı ve işleyişini toplum içindeki 
yerini, kendi rolünü daha iyi görebilme ve yapabilmesi için yetiştirilme ve eğitilmesini ifade etmektedir. 
Görüldüğü gibi eğitim en kapsayıcı ve üst kavramdır. Geliştirme , yetiştirmeden daha geniş bir kavramdır. Ancak her ikisi de genel 
anlamda ele alındığında bir eğitim faaliyetidir. Eğitim, yetiştirme ve geliştirmeyi de içine alan daha geniş kapsamlı ‘’çatı’ ’ bir 
kavramdır. Eğitim, işletme çalışanlarının şu anda sütlendikleri ya da gelecekte üstlenecekleri görevleri daha etkili bir şekilde yapabilmeleri 
için gerekli mesleki bilgilerini artırır. İş hayatında verilen eğitim hizmetinde gözden kaçırılmaması gereken nokta asıl amacı, 
çalışan bireyi çeşitli bilgi ve becerilerle donatarak örgütsel etkinliği arttırmak olan eğitim faaliyetlerinin örgütün gereksinimlerine 
en iyi yanıt verecek şekilde planlanması ve programlanmasıdır. 
Eğitim ve Geliştirme Sürecinin Aşamaları: Bir eğitim ve geliştirme programın süreci, 
1)Eğitim İhtiyacının Analizi: Mevcut durum ile ulaşmak istenilen durum arasındaki farkı belirleyebilmek için inceleme aşamasıdır. 
Performansı ve verimliliği arttırmak için ihtiyaç duyulan işe dair yetkinliklerin tanımlanması aşamasıdır. İhtiyaç analizi 3 boyuttur. 
*Örgüt analizi: İşletmenin tüm çalışanlarının ihtiyaç duyduğu eğitimleri belirleyebilmek amacıyla yapılır. 
*İşin Analizi: Burada işin nasıl yapılacağı, yapılırken gereken standart ve standart üstü performans gösterebilmek için gerek li 
yetkinlikler belirlenir. 
*Kişi (Performans) Analizi: İş analizi sonucu belirlenen iş gereklerinin ve istenilen standart performansın çalışanda var olu p 
olmadığının tespit edilmesidir. İş görenin , standart performans ile kişisel performans arasındaki farkı kapatabilmesi için s ahip 
olması gereken yetkinlikleri kazandıracak eğitimlerin belirlenmesi aşamasıdır. 
2)Eğitim İçeriğinin Tasarlanması: Tasarımın ilk aşaması amaçların belirlenmesidir. Amaçların belirlenmesi eğitim sonuçlarının 
değerlendirilmesinde kullanılacaktır. Eğitim konularının belirlenmesi ihtiyaç analizi sonucunda gerek duyulan eğitimlerin 
içeriklerinin tespiti aşamasıdır. Bu aşamada çalışanların en fazla ihtiyaç duydukları konulara öncelik verilmeli ve eğitim iç eriği 
gerekli olmayan konulardan arındırılmalıdır. Yönetimin seçilmesi en uygun eğitim yönteminin belirlenmesidir. Son olarak da 
eğitimcilerin, eğitimde kullanılacak araç ve gerecin ve eğitimin hangi tarihler arasında ve ne kadar sürede gerçekleşeceğinin 
belirlenmesi gelmektedir. 
3)Eğitimin Yapılması: Eğitimin amaç, plan ve program dahilinde gerçekleştirilmesi önemlidir. Eğitim sırasında çalışanlara 
maaşları, ücretleri ödenir. Eğitim çok geniş kapsamlı olmamalıdır. Çalışanın ihtiyaç duyduğu konularda şu anki ve gelecekteki 
görevleri ile ilgili olmalıdır. Beceri kazanılmasına yönelik gruplar halinde yapılan eğitimlerde birden fazla öğrenme stiline yönelik 
farklı yöntemlerin kullanılmasına dikkat edilmelidir. 
İş hayatında verilen eğitimlerin sayısı, süresi, yöntemleri ve nitelikleri büyük ölçüde bu işe ayrılan bütçe ile yakından ilişkilidir. 
Eğitim bütçesinin belirlenmesinde yol gösterici nitelikte bazı ölçütler kullanılabilir. Örneğin, 
*Bir önceki yıl rakipler ya da sektör standardı gibi bir ölçüt yoksa bunları kullanılmak istenmiyorsa, genel bir yaklaşım ola rak 
eğitim bütçesi organizasyonun insan kaynakları giderlerinin en az %1 i olarak belirlenebilir. 
*Uzun dönemli düşünen ve insan kaynaklarını stratejik rekabet üstünlüğü olarak gören bir organizasyonda bu oran %2ye çıkabilir 
*Hızlı bir büyüme dönemi yaşanıyor ya da rekabetçi bir strateji izleniyorsa geçici bir dönem insan kaynakları giderlerinin %3 ü 
eğitime ayrılabilir 
*Bütçeleme tekniğine göre, eğitime katılan çalışanların ücretleri, yol ve konaklama giderleri ve eğitim biriminin maliyetleri de 
eklendiğinde eğitim bütçesini toplam personel giderinin %10-15 ine çıkabilir. 
Yıllık eğitim bütçesi belirlendikten sonra bunun aylara göre dağılımı da çıkarılmalı ve nakit akış kontrolü açısından aylık e ğitim 
bütçeleri hazırlanmalıdır. 
4)Sonuçların Değerlendirilmesi: Eğitimin planlanan amaçlara ulaşıp ulaşmadığının başka deyişle çalışanda yaratılmak istenilen 
bilgi artışının ve davranış değişikliğinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesidir. Eğitim başarısının başka bir deyişle 
bilgi, beceri ve davranış değişikliği yaratıp yaratmadığının belirlenmesi için bazı yöntemler kullanılabilir. Bu yöntemler; 
*Test-Tekrar Yöntemi: Eğitim öncesi çalışana yapılan bir testin eğitim sonrasında da yapılması şeklinde uygulanır. Böylece eğitim 
sonrası test sonuçlarındaki farkın ne derece olduğu ölçülür. Ancak testin geçerlilik ve güvenilirliğinin saplanması gerekir. 
*Önceki-Sonraki Performans Yöntemi: Test-Tekrar yönetiminin sakıncalarına bağlı olarak eğitimden önce ve sonra çalışana 
performans değerlendirmesi yaparak eğitimin performans üzerinde olumlu bir etkisi olup olmadığı kontrol edilir. Test tekrar 
yöntemi sadece iş davranışıyla ilgilenirken bu yöntemde yetkinliklerdeki değişiklik ölçülmektedir. 
*Deney-Kontrol Grubu Yöntemi: Fen bilimlerinde çok kullanılan ve homojen bir grup olduğunda sosyal bilimlerde de rahatlıkla 
kullanılabilen bir yöntemdir. Doğa bilimlerinde gerçek hayatta gerçekleşen olguların ve olayların yapay ve sonradan hazırlanmış 
bir ortamda yeniden oluşturmasına olanak tanıyan bir yöntemdir. 
Benzer özelliklere sahip ve benzer işleri yapan olabildiğince homojen eş sayıdaki iki grup oluşturulur. Bunlar deney ve kontr ol 
gruplarıdır. Eğitim öncesi her iki grubun üyeleri bilgi , beceri ve performans açısından ölçülerek karşılaştırılırlar. 
Eğitim sonrasında önce yapılan ölçüm tekrarlanır ve deney kontrol gruplanın performans sonuçları karşılaştırılır. 
Bu yöntem oldukça maliyetli olması ve işletmede benzer özelliklere sahip çalışanlardan oluşan homojen gruplar oluşturulmasının 
zorluğundan dolayı sıklıkla kullanılan bir yöntem değildir. 
GENELEKSEL EĞİTİM YÖNTEMLERİ: E-öğrenme dışında kalan eğitim yöntemlerine ‘’geleneksel eğitim yöntemleri’’ adı 
verilmektedir. Bu yöntemler Türkçede ‘’iş başında eğitim’’ ve ‘’iş dışında eğitim’’ olmak üzere iki ana grupta ele alınabilir. İş 
hayatındaki eğitimin büyük bir kısmı iş başında eğitim yöntemiyle verilir. Çünkü hem bu yöntemin uygulanması kolaydır, hem de ucuzdur. Bazı öğrenme becerileri, o beceriyi iş üzerinde öğrenemeyecek 
kadar kompleks ve karışıktır. Bu durumda iş dışı öğrenme yöntemlerine başvurulur. 
İŞBAŞI EĞİTİM: İş başı eğitim yöntemleri çalışanın işin başından ya da çalışma ortamından uzaklaşmadan eğitimin yapılması 
olanağı tanır. Daha az maliyetli olma, eğitim süresince işlerin aksamaması, çalışanın öğrendiklerini uygulamalı olarak yapabilmesi, 
çalışanın işe ve ortama uyum sağlaması gibi üstünlükleri vardır. İş başı literatürde kimi , zaman ‘’iş üzerinde öğrenme’’ adıyla da 
geçen bir kavramdır. Bir çok iş başı eğitim yöntemi vardır. Bunlar arasında en çok bilineni ‘’ yönetici gözetiminde eğitim’’ olarak 
bilinen , çalışanın ilk yöneticisi tarafından iş üzerinde eğitilmesidir (Amiri, ustabaşı, danışmanı) Öğrenmenin çoğunun iş temelli 
olduğunu unutulmamalıdır. Ayrıca insanlar iş üzerinde öğrenmeyi diğerlerine göre daha iyi kullanırlar.
Yeni işe girenlerin ne kadar işbaşı eğitime ihtiyaç duydukları önceden sahip oldukları bilgi ve yetenekleriyle ilişkilidir. Aynı 
zamanda işin kendilerinden beklediği iş gerekleriyle de ilgilidir. İşbaşı eğitim yöntemleri Aşağıdaki gibidir; 
*Yönetici Gözetiminde Eğitim: Uygulanması kolay, maliyeti düşük ve en eski eğitim yöntemlerinden biridir. ‘’Gözetimci 
Nezaretinde Eğitim’’ adı da verilen eğitim yönteminde genellikle işletmeye yeni giren ya da iş değiştiren bir çalışan bilgi , beceri 
ve tecrübe sahibi başka bir çalışanın yanına verilerek eğitilir. Genellikle basit işlerin öğretilmesinde kullanılan yöntemde 
karşılaşılan sorun şudur, ‘’iyi bir usta, ama kötü bir öğretmen’’ olması durumunda beklenen bilgi aktarımı gerçekleşmez. 
*Yetki Göçerimi Yoluyla Eğitim: Yetki göçerimi ( yetki devri) kavramıyla anlatılmak istenen karar verme yetkisinin 
devredilmesidir. Merkezi bir yönetimde yetkiler merkezde toplanırken, yerinden yönetimde yetki devri söz konusudur. Başka bir 
deyişle yetki devri yerinden yönetim uygulamasının aracıdır. Yetki göçerimi ya da yetki devri yöneticinin kendisine ait olan karar 
verme yetkisini astına ‘’ geçici’’ olarak devretmesidir. 
*Formen Aracılığıyla Eğitim: Monitor ya da kılavuz aracılığıyla eğitim olarak da bilinen bu eğitim yöntemi daha çok alt kademe 
çalışanlar üzerinde uygulanan işbaşı eğitim yöntemlerinden biridir. Kalifiye işçi, ustabaşı ya da teknisyenler arasından seçilen 
kişiler pedagojik ve teknik bilgilerle donatılır ve personel eğitiminde görevlendirilir. Bu seçilen kişiler formen, kılavuz ya da 
monitör olarak adlandırılır. Formenler tek tek ya da gruplar halinde eğitilecek personele yapılacak işin bütün teknik gereklerini 
açıklar ve yol gösterir. 
*İş Rotasyonu: İş rotasyonu çalışanlara birden fazla iş yapma becerisi kazandırmak amacıyla uygulanan bir işbaşı eğitim 
yöntemidir. Çalışanları organizasyonlarda farklı pozisyonlarda çalıştırarak onların yeteneklerini, birikimlerini ve beceriler ini 
arttırmaktır. Yatay ve dikey iş rotasyonları mümkündür. 
Yatay rotasyonda, çalışan hiyerarşik olarak aynı düzeyde bir işi üstlenirken Dikey rotasyonda çalışan olduğundan yüksek düzeyde 
bir işi üstlenir. İş rotasyonu çalışanları birey olarak sadece bir işin uzmanı olmaktan çıkarır. Organizasyonda genel olarak neler 
yapıldığını görmeyi sağlar. ‘’ iş değiştirme’’ adıyla da anılan yöntemi uygulamak için nispeten kolay öğrenilebilen ve uzmanlık 
gerektirmeyen işler seçilir. Günün belirli saatlerinde bu işleri yürütmek üzere asli görevi o iş olmayan çalışanlar görevlend irilir, 
yani işlerini değiştirirler. Söz gelimi bir banka çalışanı bireysel bankacılık, ticari bankacılık, kambiyo gibi şube içinde bütün 
bölümleri dolaşır. Rotasyon uygulamasının yararları şunlardır; 
*Çalışanlardan biri işe gelmediğinde ya da işten ayrıldığında yerine geçecek kişi kolaylıkla bulunur.
*Çalışanların gün boyunca aynı işi yaparak sıkılmaları, tek düzenlikten kurtulmaları sağlanır. 
*Bütün çalışanlara, özellikle yönetici adaylarına işletmenin farklı bölümlerinde bulunarak genel işleyişi öğretilir. 
*İşletme içinde bütün çalışanların birbirini tanıması, kaynaşması sağlanır. 
*Çalışanları bilinçlendirir ve işletmede kendinin hangi bölümde daha çok katkıda bulunacağını , memnun olacağını görmesini 
sağlar. 
*Takım Çalışmaları Yoluyla Eğitim: Takım ya da ekip ‘’ortak olarak benimsenip kabul edilmiş ve belirgin bir amaç etrafında, 
belirlenmiş bir dizi görev ve sorumlulukları yerine getirmek amacıyla bir araya gelmiş çalışanlar topluluğudur’’. Bu topluluk kendi 
içinde bir üyenin liderliğini benimser. Takımlara çalışanların dahil edilmesi onların birlikte çalışma alışkanlığı kazanmasına, iş 
bölümü , planlama, organizasyon yapmasına katkıda bulunur. Son yıllarda iş hayatında yoğun olarak kullanılan proje yönetimi y a 
da proje temelli iş organizasyonları da takım çalışmasına dayanan eğitim yöntemidir. 
*İşe Alıştırma Eğitimi: Çalışanın en kısa zamanda işe uyumunun amaçlandığı işe alıştırma eğitimine ünitenin başında görmüştük.
İŞDIŞI EĞİTİM: İşletmenin içinde veya dışında çalışanı işinden uzaklaştırarak genelde belirli konularda bilgi artışı ya da yetkinlik 
geliştirmeye yönelik eğitimlerdir. Çalışanın işinden uzaklaşarak yalnızca eğitim konularına daha iyi odaklanabilmesi, birden fazla 
çalışanın aynı anda eğitim almasının maliyet, zamana avantajı sağlaması ve çalışanlar arasında iletişimi arttırması eğitmenlerin 
uzman olması ve her türlü eğitim araç, gerecinin kullanımına olanak tanıyan ve öğrenme için çok elverişli ortamlarda yapılması, 
birden fazla eğitim yönetimin bir arada uygulanabilmesi eğitim maliyetlerinin ve eğitim süresinin kolayca hesaplanabilmesi, 
eğitim konularının planlı ve programlı hazırlanabilmesi, çalışana teorik bilginin yanında farklı uygulamalar hakkında da bilgi 
edinme olanağı tanınması yöntemin üstünlükleridir. 
İş dışı eğitimlerin tipik özelliği teorik bazda olmasıdır. Bakış açısı geniş tutulduğu, genel ilke ve kuralların sistematik biçimde 
verildiği eğitim yöntemleridir. İş dışı eğitimler için çalışanların yurt dışına ve işletme dışına gönderilmesi işletmeye bir mali yük getirir. İşletme içinde 
uygulanması halinde grup eğitimi yapıldığında ucuz bir eğitimdir. Takım çalışması , liderlik, sorun çözme, stratejik düşünme gibi 
zor aktarılan yetkinliklerin geliştirilmesi için klasik bilgi aktarım yöntemlerinin yanı sıra örnek olay, rol oynama, işletme oyunu gibi 
eğitim yöntemleri de kullanılmaktadır. 
*Konferans , Seminer ve Kurslar: Bir hitap çeşidi olan konferans, bilgi verme esasına dayanmaktadır. 
Konferans, bir tezi veya görüşü, bir konuyu açıklamak için verilir. Konferans veren kimsenin bir hatibin özelliklerinden çok bir 
bilim adamının özellikleri olması beklenir. 
Seminerin de bir çok açıdan konferans ile ortak yönü vardır. Söz gelimi seminer de aynı konferans gibi ‘’belirli bir konuya’’ ilişkin 
bilgi vermek amacıyla düzenlenir. Seminerlerin farkı konferansa göre daha uzun sürmesidir. Konferans bir ya da 3 saa t sürebilir. 
Genellikle tek oturumdur. Seminer ise iki yada üç güne yayılan ve bazıları eşzamanlı olarak farklı salonlarda yapılan daha çok 
tartışmalı olarak yürütülen bir dizi oturumdan oluşur. Seminerin kapanış oturumu ortak yapılır ve seminerin sonuçlar ı açıklanır. 
Seminerlerin akademik yanı daha ağır basar. 
Bir iş dışı eğitim yöntemi olarak Konferans ve seminerler belirli bir konuda uzman eğitmenin uzmanlığı çerçevesinde katılımcılara 
bilgi vermesidir. 
Kurslar ise konferans ve seminerlere göre daha uzun süreli eğitim faaliyetidir. Bir hafta bir ay ya da bir yıl süreli olabilir. Kurs ile 
verilecek eğitimin konusuna gör bu süre değişmektedir. 
Bazı işletmeler seminer ve kursları kendi içinde kurduğu insan kaynakları eğitim birimleri aracılığıyla kendileri y ürütürler. Bazı 
işletmeler ise ihtiyaç duydukları eğitimleri dışarıdan alırlar. Kimi zaman da bazı kurs ve seminerler işletme içinde, bazıları da 
dışarıdan olarak yürütülür. 
Geçtiğimiz birkaç yıldan beri işletme çalışanları için verilen seminer ve kursların arttığına tanık oluyoruz. Bunların bazıları sertifika 
derecesi de veriliyor. Bazıları da sürekli eğitim merkezi adı altında hayat boyu eğitim veriyor. 
Her üç yönetimde ortak yönü, bu eğitimlerde tek yönlü iletişimin ağır basmasıdır. Ancak eğitmenin katkısı bu yöntemleri 
etkileşimli hale getirebilir. Eğitimde videolar kullanmak, konuyu sunum olarak perdeye yansıtmak, örnek olay, soru ve yanıtla ra 
içeriği zenginleştirmek etkileşimi arttırır. 
T Grup Yönetimi: Duyarlılık eğitimi olarak da bilinen T Grup yönteminin amacı katılımcıların davranış yapılarını geliştirmektir. T 
kavramı İngilizce training den ( eğitim) gelir. Buradaki eğitim yeni kavramlar öğrenmek değil, grup içi davranış ve etkileşim leri 
öğrenmektir. Bu nedenle T gruplarında bir konu ele alınıp kavramlar öğretilmez ancak bireylerin bir arada bulunmaları, sorunları 
kendileri bulup çıkarmaları ve bunların çözümü için çaba harcamaları söz konusudur. Bireylerarası ilişkilerin ve iletişimin 
incelenmesinde kullanıldığı için bu yönteme ‘’duyarlık eğitimi’’ adı verilir. 
Örnek Olay Yöntemi: Vaka incelenmesi olarak da bilinen örnek olay yönetiminde, örgütsel bir sorun yazılı olarak katılımcılara 
sunulmaktadır. Katılımcı durumu analiz eder, sorunun teşhisini koyar ve kendi bulgularını ve çözümlerini diğer katılımcılara 
sunar. Örnek olay yönteminin amaçları arasında, gerçek deneyimleri tanımlama ve karışık sorunları analiz etme vardır. Ayrıca 
katılımcılar genellikle karışık örgütsel sorunların çözümünde birden fazla çözüm yaklaşımı olabileceğini öğrenirler. 
Örnek olay yönteminde bir işletmenin ya da işletmedeki yöneticinin başında geçen ve gerçek olaylar okunabilir. Kimi zaman 
işletmenin ve kişilerin isimleri verilmez. Aynı durumda yapılanlar, yapılması gerekenler tartışılırlar. Katılımcılar ‘’Eğer b en 
olsaydım, şöyle yapardım. Çünkü…’’ diye cümleye başlayıp görüşlerini aktarırlar. Katılımcının önce sorunu tanımlaması beklenir. 
Ardından sorunları irdeleyip, çözüm üretmesi ve bu çözümleri diğer katılımcılarla tartışması istenir. 
Örnek Olayların kesin ve tek bir çözümü yoktur. Örnek olaylara başvurma özellikle yönetici yetiştirmede sıklıkla kullanılan bir 
yöntemdir. Burada önemli olan tartışma ortamı yaratarak, farklı fikirlerin birbirlerine göre üstünlüklerini ve sakıncalarını 
tartışmaktır. 
Örnek olaylar katılan kişilerin analitik düşünme ve yargılama yeterliliklerini sorgulamalarına yardımcı olur. Kısıtlı bilgiyle karar 
verme becerilerini geliştirmelerini sağlayan önemli bir eğitim yöntemidir. 
Örnek olay yöntemi, çoğunlukla seminer ve kurslarda tek yönlü iletişimin sakıncalarından kurtulmak için uygulanabilmektedir. 
Rol Oynama Yöntemi: Katılımcıların öğretilen bilgiler ve ilkeler ışığında, eğiticinin rehberliğinde genellikle iş hayatındaki bir sorun 
ve çözümünü oynadıkları dramatize edilmiş bir yöntemdir. Örnek olaya benzer. Ancak rol oynamada adından da anlaşılacağı gibi 
küçük ekipler halinde katılımcılar belirli rolleri oynar. Rol oynama yöntemi katılımcılara sorunları eyleme geçirmeyi ve gerek 
insanlarla tartışmayı sunar. Katılımcılara başta senaryo anlatılır ve oynayacakları karakterler hakkında kısa bilgi verilir. Oyun 
bitince, izleyicilerinde katkılarıyla durum tartışılır. Gruplarla ilişkiler, doğru ve etkili iletişim yolları, ikna edebilme, yöneticinin 
karşı karşıya kaldığı sorunlar gibi konularda gerçek iş hayatında nelerin olup bittiğini göstermesi açısından yararlıdır. 
Gerçek bir karar verme süreci için de aynı şey geçerlidir. İnsanların rol oynama yönteminde genellikle gerçek hayatta 
davrandıklarından daha farklı hareket ettikleri gözlenmiştir. 
İşletme Oyunu Yöntemi: İşletme oyunu da örnek olay, rol oynama yöntemleri gibi teorik olarak öğrenilen bilgilerin iş hayatındaki 
gerçeklerle örtüşmesini sağlayan yöntemlerdendir. İşletme oyunu yönteminde 5 yada 5 kişi bir işletmeyi yönetir. Her işletme kurulmuş bir pazarda diğeri ile yarışır. Her işletme reklama ne kadar bütçeye ayrılacağı, ne kadar yatırım yapılacağı ne kadar 
üretileceği gibi kritik, önemli kararlar alır. Genellikle oyunda gerçek hayattaki 2-3 yıllık bir dönem örneğin 1 haftaya sıkıştırılır. 
Gerçek hayattaki gibi her işletme, diğerinin ne kararlar aldığını, bu kararlar kendi satışlarını etkilese bile, göremez. Özelikle 
yönetici adaylarının yetiştirilmesinde bu yöntem kullanılır. İşletme ya da yönetim oyunu olarak adlandırılmasının nedeni gerç ek 
olmasa da gerçeğe yakın bir durumun ‘’oyun’’ gibi katılımcılara verilerle raporlarla aktarılması sonra da katılımcıların 
karşılaştıkları hayali durumlar karşısında ne yapacaklarını bildirmelerine dayanır. Kimi zaman ortada ciddi bir sorun yoktur, 
sadece hayali olarak başında bulundukları işletmenin Pazar payını arttırmak için çalışan ekipler vardır. İşletme oyunu yöntemi son 
yıllarda bilgisayar kullanımının artmasıyla yaygınlaşmıştır. İnternetin de yaygınlaşması oyunu oynayanların farklı mekanlarda 
olmasına olanak tanımıştır. 
Beklenen Sorunlar Eğilimi: Beklenen sorunlar eğitiminde çalışanları, yaptıkları, sorumlu oldukları işlerle ilgili sorunlara çözüm
aramaya yönlendirmek hedeflenir. Şöyle uygulanır, Eğitilen adaylara önce yöntem hakkında kısa bilgi verilir. Son ra varsayımlara 
dayalı bir durumla ilgili veriler katılımcılara sunulur. Bu verileri alan katılımcılar, üzerinde evrak sepeti bulunan, değişi k masalara 
oturtulurlar. İşletmede karşılaşılan ya da karşılaşması muhtemel olan sorunlarla ilgili yazılar ve diğer belgeler her masadaki evrak 
sepetlerine konulur. Karşılaştırmada kolaylık sağlamak için, bu sebeplerde benzer veri ve bilgilerin yer almasına özen göster ilir. 
Her adaylar, grup önünde sonuçları sunarak, kararlara nasıl vardıklarını gerekçeleriyle anlatırlar ve birbirlerinin kararlarını 
tartışırlar. En sonunda eğitici devreye girerek kararlar hakkındaki düşüncelerini belirtir. 
Açık Hava Eğilimleri: Adından da anlaşılabileceği gibi açık havada yürütülen eğitim yöntemleridir. Kır eğitimi , hayatta kalma 
eğitimi isimleri de verilmektedir. Açık hava eğitimlerinin öncelikli odak noktası, eğitimi alanlara takım ruhu kazandırmak ve 
birlikte çalışmanın önemini öğretmektir. Açık hava eğitimleri, doğada bazı duygusal ve fiziksel mücadelelerde bulunmayı 
gerektirir. Dağa tırmanma, rafting, paintball gibi örnekleri vardır. Açık hava eğitimlerinde çalışanların doğanın zorluklarına nasıl 
karşılık verdiklerini görmektir. Eğitim amacı çalışanların etkin takımlar oluşturma süreçlerini hızlandırmak ve bireysel 
motivasyonlarını sağlayarak ekip performansını arttırmaktır. ‘’Etkin takımlar oluşturmak’’ tanımlanmasıyla, ekibin birbiriyle 
uyumlu olması katılımcıların karşılıklı olumlu iletişim kurması, kişilerin empati yeteneklerinin gelişmesi, sonuç odaklı düşü nme 
becerisinin kazandırılması gibi konular akla gelmektedir. Yaşayarak öğrenme yaklaşımı ile katılımcıların değişik ortamları ve bu 
ortamların getirebileceği farklı özellikleri deneyebilmeleri için gerçekleştirilen eğitimlerde genellikle aynı işletmede çalı şan 
katılımcılara şehir dışında hafta sonu kampları düzenlenmektedir. Söz gelimi yol bulma aktivitesinde tanımlı bölgeye yerleştirilen 
kodlar, yol notu, harita, GP vb araçlar ile yol bulmaya çalışılır. Hayatta kalma eğitiminde ise, takımlar doğa koşulları içer isinde 
işbölümü yaparak ateş yakmaya, korunak yapmaya, yön bulmaya, alternatif yemekler yapmaya çalışırlar. Açık alan eğitimlerinde, 
öğrenme sürecinin hızlandıran ve kalıcı kılan ve amaca uygun aktivitelerin birebir uygulanmasıdır. 
Eşbenzetim Eğitimleri: Eş benzetim kimi zaman simülasyon olarak da kullanılan bir yöntemdir. İş üzerinde eğitimin
üstünlüklerinin iş dışında hayata geçirilmesidir. Çünkü bazen iş üzerinde eğitim çok tehlikeli ya da çok pahalı olabilir. Eş benzetim 
eğitimi çalışanların iş üzerinde kullandığı araçların bulunduğu ayrı bir odada yürütülür. Pilot eğitimi uçuş eşbenzetimi ile 
yapmanın üstünlükleri şunlardır; 
*Güvenlik: Bütün uçuş ekibi uçuş manevralarını kontrollü bir çevrede pratik yapabilir 
*Öğrenme Etkinliği: Hava trafik kontrolü diyaloglarının olmaması aday pilotun bütün konsantrasyonunu nasıl uçulacağı üzerinde 
toplamasına neden olur. 
*Maliyet: Uçuş simülatörü kullanmanın maliyeti, gerçek bir uçakla uçmaya göre çok daha ucuzdur. 
E-ÖĞRENME: E-öğrenme geleneksel eğitim yöntemlerinden dışında, öğretmen ve öğrencinin farklı ortamlarda bulunduğu, 
internet aracılığıyla bağlantının kurulduğu modern bir eğitim yöntemidir. E-öğrenme ile öğrenciler sunulan ders içeriklerine 
istedikleri zaman ulaşabilir, E-posta veya forum tartışmaları gibi araçlarla kendi aralarında veya öğretmenleri ile iletişim 
kurabilirler. E-öğrenme kapsamında ders sunumu gerçekleştirebilmek üzere bilgi ve iletişim teknolojisi araçları çok çeşitli 
şekillerde bir araya getirilebilir. Temel olarak senkron sunum ve asenkron sunum olmak üzere iki kategoride toplanan e öğrenme 
modelleri şunlardır; 
*Senkron E-Öğrenme: Senkron E-Öğrenme geleneksel yüz-yüze sınıf eğitiminin benzerinin ağ üzerinden sanal ortamda 
gerçekleştirilmesidir. Senkron ders sunumunda öğretim elemanı ders internet üzerinden canlı olarak gerçekleştirir. Sanal derslik 
olarak da adlandırılan bu uygulamada öğrencileri gibi her bir öğrenci farklı mekandan kişisel bilgisayarı üzerinden ders dahi l 
olabilir. Öğretim elemanı dersi senkron olarak, yansı (slayt) sunumu, video konferans, uygulama paylaşımı veya paylaşımlı beyaz 
tahta araçlarını kullanarak yapabilir. 
*Asenkron E-Öğrenme: Asenkron e-öğrenmede öğrenen ve öğretim elemanı arasında canlı etkileşim yoktur ve öğrenenin 
çalışma zamanı ve ne kadar süreyle çalışacağı kendisi tarafından belirlenir. İnternet, intranet ya da CD-ROM veya DVD ortamları 
kullanılarak sunulabilen asenkron derslerde genel olarak metin, grafik , animasyon, ses, görüntü gibi çoklu ortam unsurları b ir 
arada bulunur. Öğrencinin öğrenme sürecini kolaylaştırmak üzere içeriklerin etkileşimli olarak tasarlanabildiği asenkron sunumda 
derse herhangi bir noktada ara verip kalınan yerden devam etmek mümkündür. Asenkron derslerin oluşturulması için bir ders 
tasarım ekibinin konu uzmanı ile birlikte sunulacak ders içeriğini hazırlaması gerekir. E-ÖĞRENMENİN BAŞARI KOŞULLARI: E-öğrenme gibi yeni bir öğrenme yöntemini, eğitim ihtiyaçlarını halihazırda geleneksel 
yöntemlerle karşılayan işletmelerde benimsetmek güç bir iştir. E-Öğrenmenin işletmelerin eğitim ihtiyaçlarını etkin bir şekilde 
karşılayabilmesi için üst yönetim, diğer yöneticiler ve eğitim verenler tarafından desteklenmesi gereklidir. 
Özellikle geleneksel eğitim yöntemleri ile birlikte e-öğrenmeyi de kullanan işletmeler bazı sorunlar ile karşılaşabilir. E-Öğrenmeye 
ilişkin olarak başarılı ve başarısız uygulamaların incelenmesi neticesinde, işletmelerin aşağıdaki konulara özen göstermesi g ereği 
ortaya çıkmaktadır. 
*İşletmeler, eğitim gereksinimlerinin karşılanmasında e-öğrenme uygulamasını seçerken, bu yöntemden beklentilerini ve 
ulaşmak istedikleri hedefleri çok iyi analiz etmelidir. 
*Analiz aşamasında, işletmede çalışanların teknolojik okur- yazarlıkları ve öğrenme kültürleri detaylı olarak incelenmelidir. 
*Eğitimlerin hazırlanması aşamasında mümkün olduğu kadar kullanımı ve anlaşılması kolay sayfaların kısa ve öz içeriklerle 
hazırlanması gerekmektedir. 
*Eğitimlerde katılımcılara araştırma yapabilecekleri ve kendilerini geliştirebilecekleri kaynaklarla ulaşabilme fırsatı verilmelidir. 
*İşletmelerde, e-öğrenmeden sorumlu bir birimin bulunması, teknik ve içerikle ilgili doğabilecek sorunların çözümünde kolaylık 
sağlayabileceği gibi eğitimlerin geliştirilmesinde de öncülük yapacaktır. 
*Eğitimlerin tamamlanabilmesi için belirli bir zaman sınırı konulmalı ve eğitime katılanlara, bu sınırlamalara dikkatle uymaları 
gerektiği hatırlatılmalıdır. 
Bunlar dışında e-öğrenme sisteminin bir işletmede benimsetilmesi ve başarıyla sürdürülmesi için bir takım önlemler alınması 
gereklidir. E-öğrenmeye katılımı ve elde edilen yararı arttırmak nedeniyle işletmeler, 
*E-Öğrenmeyi destekleyen bir öğrenme kültürü oluşturmalı 
*İşletme içinde e-öğrenme lehine iletişim faaliyetinde bulunmalı 
*Personelin mesai saatleri içerisinde e-öğrenmeye zaman ayırmalarına imkan vermeli 
*Personelin e-öğrenme konusunda birbirlerini desteklemelerini, motive etmelerini sağlayacak bir ortam oluşturmalı, e-öğrenme 
sonuçlarını performans ve kariyer sistemiyle bütünleştirerek personeli teşvik etmeli 
*E-öğrenme programını ciddi bir kampanya ile çalışanlara duyurmalı 
*Başlangıçta E-öğrenmeye ilk olarak katılanlar diğer personele duyurulmalı 
*Kullanımın arttırılması ve kullanıcı sayısının arttırılmasına çaba harcanmalı 
*Yöneticilere ve insan kaynakları uzmanlarına e-öğrenme felsefesi açıklanarak başlangıç eğitimleri e-öğrenme ile yapılmalı 
*E-öğrenme uygulamalarının başlangıcında ortaya çıkabilecek sorunları çözmek ve öğrenenlerin sorularına cevap verebilmek için 
yardım masası kurulmalıdır. 
E-Öğrenmenin Sahip olduğu üstün yönleri şu şekilde özetleyebiliriz. 
*Birey öğrenme kapasitesine göre konuyu istediği derinlikte öğrenebilir 
*Eğitim masraflarında önemli yer tutan yol masrafları ve diğer harcamaları önemli ölçüde azaltır. 
*Bireyin kendi kızında, iş süreçlerini ve üretimi aksatmadan kısa zamanda eğitim almasını sağlar 
*Bireyin belli bir zaman diliminde ihtiyaç duyduğu bilgiye anında erişmesine ve istenilen yer ve zamanda eğitimin alınmasına 
olanak verir. 
*Edinilen bilgilerin hızlı bir şekilde hayata geçirilmesine yardımcı olur. 
*Teori, araştırma ve vaka analizleri ile pratik hayat arasında ilişki kurulmasını sağlar ve edinilen bilgilerin hızlı bir şekilde 
uygulanmasına olanak verir. 
*İnteraktif bir ortam sayesinde eğitime katılanlar arasındaki etkileşimi arttırarak bilgilerin paylaşılmasını sağlar 
*Eğitim materyalinin uygunluğu ve doğruluğunun sürekli olarak gözden geçirilmesi ve gerekli değişikliklerin yapılması 
mümkündür. 
*WEB üzerindeki zengin işitsel ve görsel tasarımlar yoluyla eğitimi çekici hale getirir ve öğrenmeyi arttırır. 
*Bilgi ve birikimlerin hızlı bir şekilde elde edilmesi ile çalışanların hızlı değişen iş dünyasına uyumunu artırır. 
E-Öğrenmenin zayıf yönleri aşağıdaki gibi sıralanabilir. 
*Mevcut teknoloji ve bilgi alt yapısının çok iyi bir şekilde oluşturulması gerekir. 
*E-öğrenme araçları , içerik tasarımları ve bunların geliştirilmesi maliyetli ve zaman alıcıdır. 
*E-Öğrenmenin teknik boyutu bazı durumlar için temel belirleyici unsurdur. 
*E-Öğrenme sorumluluk ve disiplin gerektirmektedir.
*Öğrencilerin sosyalleşme süreçleri olumsuz yönde etkilenebilir. 
İşletmeler sunacakları eğitimin türüne ve içeriğinin özelliklerine göre farklı e öğrenme uygulamalarına gidebilirler. Yaygın olarak 
kullanılanlar ise şunlardır, *Sanal Sınıf: Eğitim alan personelin yüz yüze eğitim verilen sınıflara benzer şekilde, sanal ortamda etkileşimde bulunmasını 
sağlayan uygulamalardır. Artan internet hızlarına bağlı olarak sanal sınıf uygulamalarının da arttığı ve geliştiği görülmektedir. 
*Bağımsız Kurslar: Öğrenenlerin belli bir konuyu kendi kendilerine öğrenmelerini saplayacak şekilde tasarlanan bağımsız eğitim 
içerikleridir. 
*Oyunlar ve Benzetimler (Simülasyonlar): Bu uygulamalarda, yeni şeylerin keşfi ve benzetimlere dayalı faaliyetlere öğrenme 
gerçekleşir. Gelecekte giderek daha çok uygulanacak olan online simülasyonlar katılımcılara deneyerek ve yaşayarak öğrenme 
fırsatları sunmak ve öğrenme katsayısını yükseltmektedir. 
*Mobil Öğrenme: Akıllı telefonlar, avuç içi bilgisayarlar gibi mobil cihazlar yoluyla e-öğrenme faaliyetlerinde bulunmayı ifade 
eder.
Read more

AÖF 2013 İnsan Kaynaklari Yönetimi 3. Ünite Ders Notları


ÜNİTE 3 
İŞE ALMA 
İşe alma sürecinde işletmeye başvurmaları sağlanan adaylar içinden işin gereklerine uygun yetenek ve kişilik özelliklerine sahip 
olanlar, eğitim ve deneyim düzeyleri de yeterliyse seçileceklerdir. 
İŞE ALMA KAVRAMSAL ÇERÇEVE: İşe alma temelde 3 kısımdan oluşmaktadır. Bunlar Bulma, Seçme ve İşe alıştırmadır. 
İnsan Kaynağı Bulma, örgüt yapısındaki boş pozisyonlar için nitelikli adaylardan bir havuz oluşturma sürecidir. Seçme ise ada y 
havuzundan iş gereklerine uygun adayın belirlenip işle yerleştirmesi anlamındadır. Seçme faaliyeti sonuçlandıktan sonra , yen i 
personel işe fiilen başlamadan önce, işe ve işletmeye uyumunun sağlanması için oryantasyon programına tabi tutulmalarıdır. 
İÇ ve DIŞ Kaynaklardan İşe Alma: Açık pozisyonları, organizasyon içinden ve organizasyon dışından doldurma, işletme içinde 
alınan üst düzey bir karardır. 
İşe Alımda Esnek Kadro: Kimin işe alınması gerektiğine dair karar, geleneksel tam zamanlı, geçici istihdamı taşeron kullanmayı ya 
da profesyonel işletmelerden işçi kiralamayı içeren daha esnek yöntemlere kadar geniş bir bakış açısına sahiptir. 
Esnek Kadrolama düzenlemelerini kullanmak işletmelere, ücretli izinler, emeklilik planları gibi sadece tam zamanlı çalışanların oluşturacağı maliyetten kaçınmaya olanak sağlamaz bunun yanında farklı piyasalardan işe alıma yönelik fayda da sağlar. İşe Alma Sorumluluğu: Küçük işletmelerde, işe alma süreci daha basittir. Birçok pozisyon için, yerel bir gazetede yer alan bir ilan 
yerel iş gücüne ulaşmada yeterli olabilecektir. Çok küçük işletmelerde işletme sahibi ya da yöneticisi genellikle ilana işle alma 
kriterlerini ekler ve buna göre karar verir. Ancak uzmanlık gerektiren bazı işler için bölgesel ya da ulusal kaynaklı aramalar 
gerekebilir. Aşağıdaki tablo insan kaynakları bölümü ve üst düzey yöneticiler arasındaki işe alma sorumluluğunun dağıtılmasın ı 
göstermektedir. 
Büyük işletmelerde ise işe alma, genellikle bir yöneticinin insan kaynakları birimine bir pozisyon açığının doldurulması gerektiğini 
bildirmesi ile başlar. İnsan kaynakları birimine formal olarak talepte bulunma, satın alma departmanına malzeme talebinde 
bulunmaya benzer. Bu işe alma çabalarını tetikleyen bir başlangıç olarak görülür. 
Bir işl etm ed e iş e a lma t em el o lara k aşağıd ak i gö rev lerin y eri n e getiril 
me siy le il gilid ir. 
*Başvuruların alınması , başvuru kayıtlarının tutulması 
*Testlerin yapılması ve değerlendirilmesi 
*Mülakat (Görüşmelerin) yapılması ve değerlendirilmesi 
*Geçmiş (Referans) araştırmasının yapılması 
*Fiziksel incelemelerin yapılması *İşe alma kararının bildirilmesi 
*Yeni çalışanın oryantasyonu *Yeni çalışanla ilgili yeterli kayıt ve bilgilerin saklanması 
İNSAN KAYNAĞI BULMA: İnsan kaynağı bulma, işletmedeki boş pozisyonların doldurulması için uygun ve nitelikli adaylara 
ulaşması, bu amaçla işletme içinde var olanların belirlenmesi ve ya işletme dışındakilerin başvurulmalarının sağlanması sürecidir. 
Aday Havuzu: Boş pozisyona başvuran , seçim için değerlendirilecek tüm adayların oluşturduğu grubu ifade eder. 
*İç Ka yn aklar d an İn san Kayn ağı B u lm a: İç kaynaklardan personel bulma, mevcut çalışanlara ve önceden işletmeye iş 
başvuruda bulunup işe alınmayanlara odaklanma esasına dayanmaktadır. 
*Mevcut Çalışanlar *Önceki Çalışanlar *Önceki Adaylar 
İşletme İçi İş İlanı ile Çağrıda Bulunma: İşletmede çalışanları işletme içerisindeki boş pozisyonlar açısından haberdar etmede iş 
ilanı sistemi önemli bir araçtır. Bu teknik, belirli boş pozisyonlar için işletmenin kendi çalışanlara bildiriminde bulunduğu ve 
çalışanların da bu pozisyonlara başvuruda bulunduğu bir sistemdir. 
Terfi ve Transfer: Çoğu işletme boş pozisyonları mümkün olduğunca terfiler ya da transferler aracılığıyla doldurmaktadır. 
Terfi, bir çalışanın statü, yetki, ücret ve sorumluluk olarak daha üst bir pozisyona yükseltilmesidir.
Transfer, (Nakil) çalışanın ücret, yetki ve sorumluluk açısından aynı düzeydeki işler arasında yatay yer değiştirmesidir. 
Eski Çalışanlar ve Eski Başvurular: Eski çalışanlar ve eski başvuru sahipleri işe alma için iyi bir iç kaynaktır. Her iki durumda da 
potansiyel çalışanlar hakkında bilgi sahibi olunması zaman kazandırıcı bir avantaj sağlar. 
E ski Çalışan lar : Eski çalışanlar şirkete bağları bulunması bakımından bir iç kaynak olarak düşünülmektedir. Emekli olmuş 
bazı çalışanlar part-time çalışmak üzere işletmeye geri dönmek isteyebilir ya da işletme için çalışabilecek birimlerini önerebilir. 
Bazı yöneticiler, eski çalışanları yeniden işe almak istememektedirler. Bununla birlikte iş gücü piyasaları daha rekabetçi hale ge 
ldikçe bu yöneticilerin yüksek performanslı eski çalışanlarına ilişkin tutumları değişebilir. 
E ski ad ay lar v e ö n c eki d e ğer len d irme ler: Diğer potansiyel aday kaynağına örgütsel dosyalardan ulaşabilmektedir. 
Bu kaynak tamamen bir iç kaynak olmakla birlikte, beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan boş pozisyonu doldurmak için işletmeye 
daha önce başvurmuş olan adaylarla iletişim adresleri aracılığıyla yeniden temas kurulmasına dayanan ve boş pozisyonu 
doldurmada hızlı ve ucuz olarak görülen bir yöntemdir. 
*D ış Kayn ak lar d an İn san Ka y n ağı B u lm a: İç kaynaklar yeterli sayıda uygun adayı sağlayamıyorsa dış kaynaklara 
başvurulmalıdır. 
Bu kaynaklar şunlardır, Okullar, eğitim kurumları, istihdam büroları, işçi birlikleri, medya kaynakları ve ticaret ve rekabet 
kaynaklarıdır. 
-Medya Kaynaklarında İlan: Gazeteler, dergiler, radyo ve televizyonlar yaygın olarak kullanılan medya kaynaklarıdır. 
Med y a ka y n ak ları ku llan ırken d ikk at ed ilmes i
ger eken ler ; 
*Neyi Başarmayı İstiyoruz? *Ulaşmak İstediğimiz insanlar kimler? *İlan mesajı neyi iletmelidir? 
*Mesaj nasıl sunulmalıdır? *Mesaj hangi medya organı ile iletilmelidir. -İnternet: İşletmeler işe alma konusunda bilgisayarları ilk olarak potansiyel adayların şirketle irtibata geçmeleri için panoları 
üzerinde ilan yerleştirerek kullanmaya başlamışlardır. Sonra bazı işletmeler e-posta uygulamalarına yer vermeye başlamışlardır. 
İşletmeler kendi web siteleri üzerine boş pozisyonları listeleyerek ya da işletmede çalışmak isteyenlere başvuru formunu 
doldurtarak internetten personel bulma yöntemini de kullanmaktadırlar. 
İn tern ett en p erso n el b u lma iş letm eler e sağlay aca ğı t em el y ar ar 
lar şu n lard ır; 
*Daha çok adaya ulaşabilme *Daha düşük maliyet ve hızlı bir şekilde cevap verebilme 
*İnternete aşina olan adayları işletmeye çekebilme 
-Çalışan Tavsiyeleri: Boş pozisyonların doldurulması için güvenilir bir diğer kaynak ise mevcut çalışanların arkadaşları ve aile 
bireyleri oluşturmaktadır. İşletmeler potansiyel adayları, işin sağlayacağı avantajlar konusunda haberdar edebilir. Bu adayla r iç 
bilgi kaynakları kullanılarak elde edilen dış kaynaklardır. Bazı araştırmaların sonucunda mevcut iş gücünün tavsiyesi ile işe alınan 
çalışanların diğer işe alma kaynakları kullanılarak alınan çalışanlara nazaran daha uzun süre görev yaptıkları elde edilmiştir. 
-Eğitim Kurumları: Liseler ya da mesleki/teknik okullar, yüksek okul ve fakültelerden yeni mezun veya mezun olmak üzere olanlar 
aday bulma bakımından birçok işletme için iyi bir kaynaktır. Bu teknikle aday bulma, dikkatli iş analizleri sonucu oluşturula n iş 
gereklerinde yer alan eğitim bilgisinin doğru belirlenmesi ve okullar ile sürekli temas halinde olmanın sonucunda oluşmaktadır. 
-Sendikalar: Sendikalar, belli özellikteki çalışanların oluşturduğu kaynaklardır. Bazı sektörlerde geleneksel bir şekilde sendikalar 
işletmelere işçi tedarik etmektedirler. Güçlü bir sendikaya sahip iş yerleri, işe kimin alınacağı ve bu kişinin nereye yerleştirileceği 
hususunda sendikasız işletmelere göre etkili olabilir. 
-Meslek, Ticaret ve Sanayi Odaları , Rakip Firmalar: Meslek, ticaret ve sanayi odaları, ticari işe almada diğer kaynakları 
oluşturmaktadır. Birçok profesyonel demek ve ticari birlik, ve rakipler uzmanlaşmış adaylara ulaşmak için önemli bir araçtır. 
Özellikle rakipler deneyimli aday bulmada da etkin bir teknik olmaktadır. 
-İstihdam Büroları: Devlete ait bir çok şehirde faaliyet gösteren iş kurumu başvuru sahipleri ile işletmeleri bir araya 
getirmektedir. Ayrıca özel istihdam büroları da çoğu şehirde bulunmaktadır. İşletmelerden ve adaylardan alınan bir ücret 
karşılığında çalışan bu kurumlar, işletme adına bazı ön taramaları yaparak işletmenin adaylar ile temasını sağlar. 
İNSAN KAYNAĞI SEÇME: Seçme, aday havuzundan işi yerine getirebilecek niteliklere sahip kişileri belirleme sürecidir. Seçme en 
iyi kişiyi tercih etmekten çok daha fazlasıdır. Önemli olan en iyiyi değil işin gereklerine ‘’uygun’’ adayın seçimini yapmaktır. 
İnsan kaynaklarında seçme, eşleştirme süreci olarak görülebilir. İyi bir seçme süreci ve kararı, başarılı bir insan kaynaklar ı 
yönetiminin önemli bir parçasıdır. Bir işletmede verimlilik, teşvik edici ücret, geliştirilmiş eğitim ve daha iyi bir iş tasarımındaki 
değişikliklerle sağlanabilir. 
İnsan kaynakları yönetimi açısından etkili seçimin önemini açıkça belirleyen iki önerme vardır. Bunlar; 
1-‘’İyi eğitim Kötü Seçimleri Telafi Etmeyecektir’’ burada yapılan vurgu, uygun bilgi, yetenek ve tutuma sahip doğru kişi işe 
alınmadığında doğru yetkinlikten yoksun kişileri bir şekilde sonradan istenilen düzeye getirmek oldukça zor bir iştir. 
2-‘’Doğru Kişiyi İşe Almazsanız Rakibiniz Alacaktır’’ Burada doğru kişi doğru işe almaktaki başarısızlığın getirdiği bir fırsat 
maliyeti vardır ve bu maliyet doğru kişinin başka bir yere gitmesidir. 
Kriter, Belirleyiciler ve İş Performansı İlişkisi: Etkili bir seçim sisteminin merkezinde, uygun iş performansını neyin oluşturduğu 
ve çalışanın karakteristiği ile ne denli özdeşliği bulunmaktadır. Seçim kriterleri kişinin işi başarmasıyla yapmak zorunda ol duğu bir 
niteliğidir. 
Bir seçim kriteri olarak sunulup sunulmayacağını kestirebilmek için işletmeler belirleyicileri seçim kriterinin ölçülebilir göstergesi 
olarak belirlemeye çalışırlar. Aday hakkında toplanan bilgi, adayın işte iyi performans gösterebileceği ihtimalini belirleyeb ilen 
bulgular üzerine yoğunlaşmalıdır. Bunlar pek çok biçimde olabilir ancak önemli olan işle ilgili, geçerli ve güvenilir bilgiler olmasıdır Geçerlilik: Geçerlilik iş performansı ve belirleyici arasındaki ilişkidir. Geçerlilik ancak işin niteliklerine göre yapılmasıyla oluşur. 
Güvenilirlik: Belirleyicinin güvenilirliği zaman aşımına rağmen aynı sonucu vermesiyle ölçülür. 
Seçme Sorumluluğu: İşletmelerde insan kaynakları uzmanı ve yöneticiler arasındaki seçme sorumluluğunun dağılımı değişir. 
Çoğu yönetici kendi adayını seçmekte ısrar eder çünkü hiç kimsenin kendisi için, kendileri kadar iyi bir aday alamayacağından 
emindir. Bu uygulama özellikle küçük işletmelerde yaygındır. Ancak bu uygulamanın geçerliliği ve doğruluğu sorgulanabilir. 
Daha büyük işletmelerde ise yöneticiler son kararı verirken, ilk elemeyi yapmak üzere insan kaynakları birimi devrede olacaktır. 
Bir kural olarak insan kaynakları uzmanlarından ziyade işe alımdaki en son kararı işletmenin en üst seviyesindeki yöneticisi 
verecektir. 
Seçim Süreci: Çoğu işletme seçme sürecinde bazı yaygın adımları kullanır. Ancak işletmelerin tümünde seçim süreci birebir aynı 
değildir. Süreçteki farklılıklar; işletme büyüklüğüne, yapılacak işin gerekliliklerine, seçilecek kişilerin sayısına, eşit istihdam fırsatı 
düşünceleri gibi dış güçlerin baskısına bağlıdır. Süreç bir gün yada daha fazla zaman alabilir. 
Ön Görüşme: Bazı durumlarda başvuranın var olan işe uygun olup olmadığını görmek için başvuru formu doldurtmadan önce ön 
görüşme denilen kısa görüşmeyi yapmak uygundur. İşe nitelikli personel bulmanın yanı sıra, seçim sürecinin önemli bir halkla 
ilişkiler yönü vardır. Seçim uygulamalarındaki ayrımcılık, nezaketten yoksun görüşmeciler, gereksiz uzunlukta bekletmeler, 
uygunsuz test prosedürleri ve adaylara sonuçla ilgili geribildirimin yapılmaması işletmenin toplum üzerinde itibarını olumsuz 
etkileyecektir. 
Bilgisayarlı ön görüşme: Ön görüşme etkili bir şekilde bilgisayarla da yapılabilir. Başvuranların bilgisayarlı ön görüşme süreci 
birkaç seviyeden oluşur. Bilgisayar yardımıyla anahtar kelimelerle açık başvuruları ve öz geçmişleri araştır abilir. İşletmeler 
bilgisayarlı ön elemenin para ve zaman kazandırdığını söylüyorlar. 
Öz Geçmiş ve Başvuru Formlarının Değerlendirilmesi: Başvuruların kullandığı en yaygın metodlardan biri de geçmiş bilgilerini 
sundukları öz geçmişlerdir. Teknik olarak başvuru formu yerine kullanılmış bir öz geçmiş , başvuru formu olarak değerlendir ilir. 
Sonuç olarak aday öz geçmişinde bilerek doğru olmayan bir bilgi paylaşsa da işletme seçim sürecinde bu bilgiyi kullanmamalıdı r. 
Çünkü öz geçmişler sadece adayların sunmayı istediği bilgileri içerir. 
Başvuru formları yaygın olarak kullanılmaktadır ve düzgün bir şekilde hazırlandığında, 
*Başvuranın işe alınmak için gösterdiği istek ve arzunun bir kaydıdır. 
*Başvuran kişiyle ilgili görüşmede kullanabilecek profil bilgisi verir. 
*İşe alınan adaylar için temel bir çalışan kaydıdır. 
*Seçim sürecinin etkililiğini araştırma için kullanılabilir. 
Seçme Sınavı ve Testleri: Adayların işle alakalı bilgi, yetenek ve tutumu anlamaya yönelik yapılan sınav ve testler bulunmaktadır. 
Bazı işletmeler hazırlanmış geçerliliği olan sınav ve testler kullanırken, bazıları bunları kendileri geliştirirler. Sınavlarda yer alan 
sorular işle ilgili mantıklı olmalıdır. Gereği gibi kullanıldığında ve yönetildiğinde sınav ve testler seçim sürecine büyük b ir katkı 
sağlar. Böylece aday havuzu, sınav ve testlerde başarılı olanları kapsayacak biçimde daralır. 
Bilgi ve yetenek Sınavı ve Testleri:
Bilgi Testleri: Kişinin daha önceden öğrenmiş olduklarını anlamaya yönelik testlerdir. Yabancı dil bilgisi, uzmanlık alanlarına 
yönelik bilgi sınav ve testleri örnek olarak verilebilir. 
Yetenek Testleri: Bir işi yapabilmek için sahip olunan beceriyi ölçer. 
Zeka Testleri: Zeka kapasitesini ölçer. Zeka testleri adayın anlayış kavrama, belleme ve muhakeme etme gibi düşünsel 
yeteneklerini ölçer. 
Psikolojik/ Kişilik Testleri: Kişilik insanın çevresiyle olan ilişkisini etkileyen ve bir birey olmasını sağlayan unsurdur. İş 
gerekliliklerine mantıklı bir şekilde bağlanan dikkatlice seçilmiş kişilik testleri iş başarısının yönlerini tahmin etmeye yardım eder. 
Kişilik testleri personelin işin gerektiği kişilik özelliklerine sahip olup olmadığını saptamaya yarayan ölçme araçlarıdır. Bunlardan 
bazıları aşağıdaki gibidir. 
*CPI –Kaliforniya Psikolojik Envanteri: İşle ilgili boyutları da içeren bir testtir. 
*MMPI –Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri: Kişiliği tüm yönleriyle inceleyen, özellikle polis memurluğu , pilotluk gibi diğer 
insanların hayatlarını etkileyebilecek pozisyonlara aday olan kişilerde davranış bozuklukları veya yatkınlık olup olmadığını ortaya 
koyar. 
*16 PF -16 Kişilik Faktörü: CPI gibi belirli görevlerdeki başarı için gerekli olan 16 kişilik boyutunu ortaya koyar. 
*Hogan Personel Seçimi Serisi: Adayların kişilik özelliklerini büro işlerinde ve yöneticilik pozisyonlarında başarıyla çalışanların 
özellikleriyle karşılaştıran bir test seridir. 
Seçme Mülakatı (Görüşme): Seçme mülakatı aday hakkında bilgiyi ayrıntılı olarak tanımlamak ve diğer kaynaklardaki bilgiyi 
açıklığa kavuşturmak için oluşturulmuştur. Adayla ilgili gerekli tüm bilginin elde edilmesi sağlanması ve yüz yüze iletişim 
isteğinden dolayı mülakat birçok durumda, seçim sürecinin en önemli safhasıdır. Sonuç olarak seçim kararı süreçteki adımlardan 
elde edilen bütün bilgilerden oluşturulmaktadır. Mülakatın Planlanması: Etkili bir mülakat planlanmalıdır. İyi yönetilen derinlemesine bir seçme mülakatında, mülakat öncesi 
plan önemlidir. Bu plan mülakat yapılacak saatin ve yerin seçilmesiyle başlar. Ne mülakatı yapanın , ne de adayın kendini 
görüşmeyi hemen bitirme havası içinde hissetmemesi amacıyla yeterli bir zaman ayrılmalıdır. Mülakatı yapan kişi, mülakata 
başlamada önce başvuru formlarının tamamlanmış ve hatasız olduğunu gözden geçirmiş olmalıdır. 
Mülakatın Yürütülmesi: Mülakatın önemli bir noktası, kontrolün mülakat uzmanında olmasıdır. Eğer mülakatı yapan kişi 
mülakatı kontrol etmiyorsa bunu genellikle aday yapacaktır. Kontrol , sistematik olarak bilgiyi toplamak ve bilgi toplandığında 
durdurarak daha önceden hangi bilginin toplanması gerektiğinin bilinmesini içerir. Mülakatı yapan kişi zamanın %25 i kadar 
konuşmalıdır. 
Mülakatın Değerlendirilmesi: Mülakatın uzmanı aday mülakat yerinden ayrılmadıktan hemen sonra aday hakkında edindiği 
izlenimleri kağıda dökmelidir. Ayrıntıları gözden kaçırmamak için değerlendirmenin bir sonraki aday görüşmeye alınmadan 
yapılması gerekir. Burada temel amaç adayların birbiriyle kıyaslanması yerine işin gerekleriyle karşılaştırılmasının sağlanmasıdır. 
M ü lakat Tü r le r i : Mülakatlar ,*Yapılandırılmış *Yapılandırılmamış *Karma *Stres mülakatları olmak üzere 
sınırlandırılabilir. 
1)Yapılandırılmış Mülakat: Bütün adaylara sorulan önceden sorulan hazırlanmış, bir dizi standartlaşmış soru formunun 
kullanılmasıdır. Her başvurana aynı temel sorular sorulmasıyla adaylar arasındaki kıyaslama daha kolayca yapılabilir. Bu tarz bir 
görüşme, mülakat yöneticisinin daha önceden işe ilişkin sorular hazırlamasına ve böylece standartlaştırışmış bir görüşme 
değerlendirme formu yazmasına izin verir. Böyle bir formu tanımlamanın faydası, bir adayın diğerine göre tercih edilmesi 
konusunda dokümantasyon sağlanmasıdır. Yapılandırılmış mülakat sözlü bir anket gibidir ve diğer mülakat türlerine göre bu 
mülakat türü daha tutarlı ve açıktır. Bir dizi önceden hazırlanmış soru sorulmuş olsa bile yapılandırılmış mülakat sabit olma k 
zorunda değildir. Cevapların net olarak açıklanması için adaya yeterli fırsat verilmelidir. Mülakatı yapan kişi, adayın cevaplarını 
tam anlamıyla anlayana kadar incelemelidir. 
Mülakatlar üzerine yapılan araştırmalarda, yapılandırılmış mülakatın diğer mülakatlara göre daha güvenilir ve geçerli olduğu 
görülmüştür . Bu d u ru md a 2 a lt tü r mü lak at ta n söz 
ed eb iliriz. 
-Durumsal Mülakat: Durumsal mülakatta bir yapılandırılmış mülakattır ve bu mülakat belirli iş durumların ele alan sorular içerir. 
Adayların sorunları çözme yeteneklerini belirlemek amacı ile yapılır. Bu görüşme türünde adaya bir sorun veya örnek durum 
verilerek çözüm yolları geliştirilmesi istenir. Bu mü lak at t ü rü n d e ö rn ek d u ru mla ilgili 3 tü r so ru k u llan ılab ilir. Bu n 
lar. 
*Yoruma dayalı sorular: Adaya, örnek bir iş durumunda ne yapılabileceği sorulur. 
*Bilgiye bağlı sorular: Bir methodun açıklanması ya da prosedürün gösterilmesi istenebilir. 
*İş tanımı ve gereklerine bağlı sorular: Adayın çalışma saatleri ve seyahat durumundaki gönüllülüğü gibi kısımlar araştırılır. 
-Davranış Tanımlama Mülakatı: Davranış tanımlama mülakatında cevap verileceğinde adaylara geçmişte yaşadıkları bir problemi 
nasıl ele aldıkları türünde örnekler yöneltilir. Örneğin aşağıdaki sorular. 
*Kurallar ya da iş yeri disiplinine yönelik çizelge olmadığında, bir durumu nasıl ele alırsın? 
*Niçin bu yaklaşımı seçersin? 
*İlk amirin tepkisi ne olur? 
*Nasıl Sonuçlanır? 
*Diğer yapılandırılmış mülakatlar gibi, davranış tanımlama mülakatları da diğer yapılandırılmamış mülakatlara göre genellikle 
daha iyi bir geçerlilik sağlar. 
2)Yapılandırılmamış Mülakatlar: Yapılandırılmamış mülakatta genel sorular kullanılır. Mülakatı yapan kişi adayın hızla cevap 
verebileceği sorular sorar. Diğer soruya geçmek için adayın cevaplarından yola çıkarak yeni sorular oluşturur. 
3)Karma Mülakat: Yapılandırılmamış ve yapılandırılmış mülakatın birlikte uygulanmasıdır. Mülakat sırasında adaya yöneltilen 
planlı sorular adaylar arasında karşılaştırma yapma olanağı veren temel bilgileri sağlar. 
4)Stres Mülakat: Stres mülakatında, adayın nasıl tepki vereceğini görmek için endişe ve baskı oluşturulur. Stres mülakatında 
mülakatı yapan kişi aşırı agresif ve küçümseyici bir tavır takınır. Bu yaklaşım , yüksek stres seviyesini anlamak için kullan ılır. İşin 
gerekleri stresle başa çıkmayı gerektiriyorsa kullanılmalıdır. Sigortacılık, bankacılık gibi finans sektöründe , havacılık sektörü nde 
daha çok tercih edilmektedir. Stres mülakatı mutlaka bir uzman tarafından yapılmalıdır. İşletme için de yüksek riskli bir 
yaklaşımdır. Sonuç olarak , örgütün işe almak istediği bir aday sadece hatalı yapılmış stres mülakatı sebebiyle işi reddedebilir. 
Soru Teknikleri: Soru teknikleri, mülakatı yapan kişinin kullandığı ve kaliteli bilgi toplamada etkili bir yöntemdir. 
* İyi Sorular: Mülakatı yapan kişiler tarafından sorulan çoğu soru, geleceğin en iyi tahmin unsurunun geçmiş olduğuna dayalıdır. 
Mülakatı yapan kişinin , gelecek hakkında belirsiz sorular sorması, adayın geçmiş performansını sorgulamasına göre daha çok 
zorluk çıkartır. Bazı soru tipleri diğerlerine göre daha anlamlı cevaplar sağlar. İstenen sonuçları verecek mülakat açık uçlu 
soruların kullanılmasına bağlıdır. Açık uçlu sorular evet ya da hayır olarak cevaplanmaz. Kim, Ne, Ne zaman, Söyle, Nasıl ve Hangi 
gibi kelimler sorularak başlamak için iyidir ve bunlar uzun ve daha bilgi verici cevaplar üretir. 
* Kötü Sorular: Soruların kesin türünden sakınılmalıdır. 
*Yığın olarak tek bir doğru cevap üreten sorular *İma eden sorular *Ayrımcılık yaratan sorular *Yanıtı belli sorular *İşle alakalı olmayan sorular Mülakat Hataları: Seçim mülakatında yapılan bazı hatalar görüşmenin başarısını olumsuz yönde etkiler. Bu hatalar görüşmeyi 
yapan mülakat uzmanından kaynaklanır. Mülakat uzmanın bu hataların bilincinde olması ve ona göre davranması gerekir. Aksi 
halde yapılan görüşmeler geçerli olmayacaktır. Mülakatta karşılaşılan bazı yaygın problemler şunlardır. 
*Dinleme Tepkileri: İyi bir mülakatı yapan kişi, dinleme tepkilerinden sakınır. Örneğin, başını sallamak, duraklatmak ve ilgisizlik. 
*Halo Etkisi: Mülakatı yapan kişiler halo etkisinden kaçınmalıdır. Halo etkisi mülakatı yapan kişinin, adayın çekim alanına 
girmesidir. 
*Önyargılar: Mülakatı yapan kişiler, kendi ön yargılarını bilmelidirler. Mülakatı yapanlar adayı koruma ya da ayrı tutma 
eğilimindedirler ve onlar bunu kendisiyle benzer olmak olarak algılarlar. Bu benzerlik yaş ırk, cinsiyet, önceki iş deneyimle ri gibi 
diğer faktörler olabilmektedir. 
*Kültürel etki (Ses): Mülakatı yapan kişi kültürel sorumluluğu ile ilgilenmeyi ve farkına varmayı mutlaka öğrenmelidir. Adaylar 
toplum tarafından kabul edilen cevapların, gerçekçi cevaplardan daha kabul gördüğüne inanırlar. Adaylar işe girmek ister, 
mülakat yapan kişiyi etkilemek zorunda olduklarını bilirler. Kendileri hakkında eğer olumsuz bir şeyler açığa vururlarsa, işi 
alamayacaklarını hissedebilirler. Sonuç olarak mülakatı yapanın sorularına toplumca kabul edilebilir, bir şekilde ceva p vermeye 
çalışırlar. 
Referans Kontrolü (Geçmiş Araştırması) : Geçmiş araştırması, işletme için zaman ve paraya mal olmaktadır. Ne yazık ki, adaylar 
çoğu zaman niteliklerini yanlış anlatmaktadırlar. İşletmeyi hatalı öz geçmiş ve yanlış bilgilerden korumanın yolu, referans 
kontrolüdür. 
Referans Türleri: Geçmiş araştırmaları, birkaç kaynaktan sağlanır. Bunlar; 
*Akademik referanslar *Önceki iş yerinden referanslar *Finansal referanslar (Banka kayıtları) 
*Savcılık kayıtları *Kişisel referanslar 
Bir işletme için pek çok referans bilgisi alma yöntemi vardır. Referans telefonu en çok kullanılan metottur ancak çoğu işletme 
yazılı cevaplar almayı tercih eder ve referans mektubu ister. Yazılı referans alınsa bile mutlaka telefon ile kontrol edilmelidir. Sağlık
Muayenesi: Sağlık kontrolünün işe alma kararı verilmeden önce yapılması gerekir. Sağlık kontrolünde adayın beyanı esastır. 
Aday çoğunlukla işletme doktoru tarafından veya bir hastanede muayene edilir. Sağlık durumu işi yapmaya uygun olan adaylar 
belirlendikten sonra seçim sürecinin karar aşamasına geçilir. 
İşe Alma Kararı: İşe alma kararının verilmesiyle personel seçim süreci sona erer. İşe alınacak aday veya adaylara karar 
bildirildikten sonra seçilemeyen adaylara da sonucunun bildirilmesi gerekir. Açık olan bir iş için herhangi bir adayın uygun 
görülmemesi , onun yeteneksiz olduğunu göstermez. Aday sadece o işe uygun değildir. İnsan kaynakları bölümü seçim sürecinin 
bazı aşamalarını başarıyla geçmiş adayları ilerde boşalacak işler için düşünüyorsa, bu kişilerin başvurularını ve diğer seçim 
değerlemelerini bir dosyada saklamalıdır. İlerideki iş açıkları için düşünülsün veya düşünülmesin, seçim sürecine katılan tüm 
adayların başvuru ve seçim evraklarının belirli bir süre saklanması gerekir. 
Elde Tutma: İşletmeler faaliyetleri için büyük bir çaba zaman ve para harcamaktadır. Bu maliyetlerden kaçınmak temelinde iş 
gücü devrini düşürmek ve çalışan bağlılığını arttırmak için çaba sarfetmektedirler. 
Eğer İşletmeler, 
*Terfi ve transfer için daha iyi fırsatlar yaratabilirse, 
*Eğitim ve kişisel gelişim olanakları sağlanabilirse, 
*Ücret ve yan ödemeler ile tazminat hakları açısından adil ve piyasada üst düzeylerde yer alabilirse 
*Çalışana değer verirse 
*Yöneticilerle olumlu ilişkiler kurabileceği bir ortam yaratabilirse 
*Çalışanın işletmesiyle birlikte işini sevmesini sağlayabilirse 
Büyük bir maliyete katlanarak bulduğu ‘’uygun’’ çalışanları elde tutabilir. Böylece pozisyona uygun çalışanı tekrar aramak, t ekrar 
seçmek zorunda da kalmayacaklardır. 
Read more

AÖF 2013 İnsan Kaynaklari Yönetimi 2. Ünite Ders Notları



ÜNİTE 2 
İNSAN KAYNAKLARI PLANLAMASI VE İŞ ANALİZİ 
İnsan kaynakları yönetimi, organizasyona en önemli desteği sağlayan fonksiyonların başında gelmektedir. İşletmenin amaçları 
doğrultusunda doğru insanın doğru yerde doğru zamanda bulunmasını sağla mak insan kaynakları yönetiminin önde gelen 
amacıdır. Bu amacın gerçekleştirilmesinde en önemli rol insan kaynakları planlamasına düşmektedir. Kısacası insan kaynakları 
planlaması insan kaynakları yönetiminin merkezini oluşturmaktadır. 
İşletmeler mal yada hizmet üretip amaçlarına ulaşmak için sermaye, ham madde, makine, bilgi ve insan faktörünü doğru 
zamanda doğru yerde doğru miktarda bulundurmalıdırlar. İşte bu noktadan yola çıkarak bir organizasyonun gelecekteki personel 
ihtiyacını tahmin etme ve ihtiyaç duyulacak personelin sayısını ve tipini belirleme süreci insan kaynakları planlaması olarak ele 
alınmaktadır. İhtiyaç duyulan personelin nitelik ve niceliklerinin tam olarak önceden belirlenmesi oldukça zor bir süreçtir. İşte bu 
zor süreç işletmenin verimliliği ve karlılığı üzerinde doğrudan etkili olduğu için başarıyla gerçekleştirilmelidir. 
İNSAN KAYNAKLARI PLANLANMASI KAVRAMSAL ÇERÇEVE:
Planlama Kavramı: İşletmenin geleceği ile ilgili olan planlama işletmenin nereye, nasıl gideceğinin belirlenmesidir. Planlama 
herhangi bir konuyla ilgili olarak, ne , ne zaman, nasıl , nerede, kim tarafından , neden , hangi maliyetle ve hangi sürede 
sorularına cevap vermeyi ifade eder. Bu sorulara cevap verilebilmesi bir planın var olduğunu göstermektedir. 
Yöneticiler işletmenin elinde bulunan beşeri ve finansal kaynakları en iyi biçimde kullanarak verilen amaçları gerçekleştirme k 
zorundadırlar. Plan bu kaynakların ne için ve nasıl kullanılacağını ayrıca iyi kullanılıp kullanılmadığını belirleyecektir. Planlamacılar 
Olayların gelişme eğilimlerini ve özelliklerini inceleyerek belirli varsayımlarda bulunarak, bunların gelecekte de tekrarlana cağını 
varsayarak buna göre çeşitli istatistiki teknikler kullanarak tahminlerde bulunurlar. Tahmin yapabilmek için yöneticilerin ellerinde 
bazı bilgilerin bulunması ve saklanması gerekmektedir. Günümüzde planlama bilgi sistemleri desteğiyle gerçekleşmektedir. 
Planlama sürecinin sonucuna ‘’Plan’’ Adını verilmektedir. Planlar amaçlara ulaşmak için gerekli olduğunu düşünülen eylemleri 
resmi olarak şekillendirmektedir. 
İşletme Planlarıyla İnsan Kaynakları Planları Arasındaki İlişki: İnsan kaynakları planlaması, organizasyonun insan kaynakları 
ihtiyaçlarına temel planlama süreçlerinin uygulanmasını içerir. İnsan kaynakları planlarının etkili olabilmesi ,insan kaynaklar ı 
planlarının organizasyonunun uzun dönemli planlardan ve faaliyet planlarından çıkarışmış olması gerekir. İnsan kaynakları 
planlanmasının başarısı büyük ölçüde insan kaynakları bölümünün organizasyonunun planlama süreciyle yakından ilgilenmesine Bağlıdır. Stratejik planlar organizasyonun başarısı için çeşitli faktörleri bir araya getirmeye çalışır, genellikle organizasyonun kendi 
sektöründe rakipleri arasında daha iyi pozisyona gelmesi üzerine odaklanmıştır. 
İnsan Kaynakları Planlaması Kavramı: İnsan kaynakları planlaması, ilk akla geldiği biçimde bir işletme için sadece gerekli iş 
gücünün sayısının belirlenmesi olarak ele alınmamalıdır. İnsan kaynakları planlaması kavramı çok daha kapsamlı bir yapıya 
sahiptir. Kurumsal kaynak planlamasının iş gücü boyutunu, personel hareketinin planlanmasını, yükseltimin planlanmasını, işe 
alma ve emekliliklerinin planlanmasını hatta eğitimin planlanmasını kapsamaktadır. İnsan kaynakları planlanması bir 
organizasyonun gelecekteki personel ihtiyacını tahmin etme ve ihtiyaç duyulan personelin tam sayısını ve tipini gösterecek 
programların planlanması sürecidir. 
Etkili bir insan kaynakları planlaması, organizasyonun başarısının temel taşıdır. İdeal olarak planlamanın diğer insan kaynak ları 
etkinliklerinden önce yapılması gerekmektedir. İnsan kaynakları planlanmasının etkili olması insan kaynakları yöneticisinin 
planlama yöntemlerini organizasyon ihtiyaç ve kaynaklarına uygun olarak kullanmasına bağlıdır. 
Bir organizasyonun başarısı, stratejik bir yaklaşımla hazırlanan insan kaynakları planlanmasının diğer planlara eklenmesine 
bağlıdır. 
İnsan Kaynakları Planlamasının Dönemleri: İnsan kaynakları planlaması organizasyonun planlama süreciyle yakından ilişkili 
olduğu için zaman çerçevesi örgütsel planlarla bağlantılı olarak ele alınmalıdır. Örgütsel planlar genellikle Kısa(0-2 yıl), Orta (2-5 
yıl) ya da uzun (5 yıldan fazla) dönemli olarak sınıflandırılır. İnsan kaynakları planları da örgütsel planlara paralel hazırlanmalıdır. 
İnsan Kaynakları Planlamada İnsan Kaynakları Personelinin Rolü: Geleneksel insan kaynakları planları insan kaynakları bölümleri 
tarafından başlatılır ve yönetilir. Oysaki insan kaynakları planlama için tüm bölümlerden bilgiye ihtiyaç vardır. Açıktır ki insan 
kaynakları planlanmanın her adımı insan kaynakları personelinin ve organizasyondaki diğer bölüm yöneticilerinin ortak çabasıyla 
gerçekleşme ve sentezlemedir. İnsan kaynakları personeli bölüm yöneticileri tarafından takip edilen tabloların oluşturulmasın ı 
sağlar. Bölüm yöneticileri kendi insan kaynakları ihtiyaçlarını belirleyerek bu bilginin insan kaynakları personeline ulaşmasını 
sağlarlar. İnsan kaynakları bölümüne gelen bilgi yığının maksimum etkinliğe ulaşması insan kaynakları personelinin yoğun 
çabasıyla gerçekleşir. 
İnsan Kaynakları Planlamasının Kapsamı: İlk yaklaşım ‘’bütüncül düzey’’ olarak adlandırılan insan kaynakları planlarıdır. 
Organizasyondaki işler ve iş grupların tümü yada büyük bir kısmı için yapılır. Bir başka ifadeyle genellikle üst düzey yöneti m 
dışındaki tüm işlerde ihtiyaç duyulan personel sayısı üzerine kuruludur. 
İkinci Yaklaşım ‘’Temel roller’’ düzeyindedir. Mantıksal ya da deneyimler sonucu problem yaratan işler ya da organizasyon içi n 
kilit pozisyonlar varsa öncelik bu gruplara ait olmalıdır. 
İNSAN KAYNAKLARI PLANLANMASI SÜRECİ: İnsan kaynakları planlaması, talebinin tahmin edilmesi, personel arzının 
belirlenmesi ve arz ve talebin karşılaştırılarak planların hazırlanmasını içeren üç unsuru temel almaktadır. Bu unsurlar amaç ların 
belirlenmesi, çevre analizi, iş analizi, performans değerleme gibi unsurlarla desteklenmektedir. İnsan kaynakları planlaması 
sürecine başlarken örgütsel hedefler ve stratejilere dikkat edilmelidir. İnsan kaynakları ihtiyaçları ve tedarik kaynakları h em dış 
hem de iç değerlendirmeler yapılarak tahminler geliştirilmelidir. İç kaynakları değerlendirmek için bir insan kaynakları bilgi 
sistemi üzerinden erişebilen sağlam bilgiler olmalıdır. Değerlendirmeler tamamlandıktan sonra, insan kaynakları talebi ve ins an 
kaynakları arzı arasındaki uyumsuzluğu belirlemek için tahminler geliştirmelidir. İnsan kaynakları stratejilerini ve dengesizliğini 
gösteren planlar hem kısa hem de uzun vadeli olarak geliştirilmelidir. 
İnsan Kaynakları Talebi: İnsan kaynakları talebi, bir işletmenin gelecekte gereksinim duyacağı iş gücüdür. İnsan kaynakları talep 
tahmini ise bir işletmenin kısa ve uzun vadede ihtiyacı olan iş gücünün sayı, tür ve nitelik olarak belirlenmesidir. 
İşletmelerin personel ihtiyacını farklı biçimlerde tanımlamak mümkündür. Bunlar , 
*Gerçek Personel İhtiyacı *Yedek Personel İhtiyacı *Ek personel İhtiyacı *Yeni Personel İhtiyacıdır.
İnsan kaynağı talebi organizasyon genelinde ve/ veya birimlerin ihtiyaçlarına göre hesaplanabilir. 
İlk yaklaşımda planlamada belirli ihtiyaçlar temel alınır. Terfiler , transferler ve işten ayrılmalar sonucunda oluşan ihtiyaçlar 
oluşturulur. Analizler her zaman organizasyondaki yüksek pozisyonlardan başlar çünkü oradan terfi edebilecek daha yüksek bir 
pozisyon yoktur. 
İnsan Kaynakları Talebinin Belirlenmesine Yardımcı Araçlar: İnsan kaynakları talebinin tahminine yardımcı olan bilgilerin 
başında iş analizi bilgileri ve personel dönüşüm oranı bilgileri gelmektedir. Personel devamsızlık oranı ve dış çevreyle ilgi li bilgiler 
de insan kaynakları talebinin belirlenmesinde etkilidir. 
*İş Analizi: Bir işin niteliği ve niceliği , gerekleri ve çalışma koşullarını çeşitli yöntemlerle araştırarak ortaya koyan bir çalışmadır. 
İş analistleri, iş analizi yaparken temelde aşağıda yer alan 6 soruya yanıt ararlar. En basit haliyle bu sorulara verilec ek yanıtlar bir 
iş analizi sonuçlarını oluşturur. 
*Personel Ne Yapıyor (Personelin İşlevi) *Personel Ne İş Yapıyor (Yöntem ve Teknikler) 
*İşte Ne Tür Yardımcı Araçlar Kullanılıyor ( Makineler, Aletler, Donanım) *Hangi Çıktılar Sağlanıyor (Üretilen Mal veya Hizmet) 
*İş Hangi Koşullarda Yapılıyor (Çevresel Faktörler) *İşte Ne Tür Yetenek, Bilgi ve Tecrübe Gerekiyor ( İş gerekleri) İşletmelerde iş analizi süreci insan kaynakları bölümünün sorumluluğu altında yürütülür ve başlıca şu aşamalardan oluşur. 
*Analiz edilecek işlerin belirlenmesi 
*Bilgi toplama yönteminin belirlenmesi 
*İhtiyaç duyulan bilgilerin toplanması 
*Toplanan bilginin analizi, iş tanımları ve gereklerinin oluşturulması 
*İş Tanımları: İş analizlerinin bir ustasıdır. İş analizinden sağlanan iş hakkındaki bilgiler iş tanımında belirli bir sistem altında 
kısaltılarak kullanıma hazır hale getirilir. İş tanımlarının amacı, işletme içinde yapılan her işin nasıl yapıldığını tam ve doğru olarak 
yansıtmaktır. İş birçok sayıda görevin birleşmesinden oluşur. 
*İş Gerekleri: İşin değil , işi normal düzeyde yerine getirebilecek personelin profilini içerir. Kısacası işin , normal düzeyde yerine 
getirilebilmesi için, o işi yapacak personelde bulunması gereken nitelikleri içerir. 
*Personel Devri Hızı: Belirli bir faaliyet döneminde işletmeye giren ve işletmeden çıkan personel sayısını ifade etmektedir.
Personel devir oranı 3 aylık, 6 aylık ve yıllık dönemler olarak yapılabilmektedir. 
*Devamsızlık Oranı: Belirli bir faaliyet döneminde personelin izin ve yıllık tatilleri dışında programlanmamış bir biçimde işe geç 
gelmesi ya da hiç gelmemesi gibi devamsızlık nedeniyle kaybedilen çalışma saatlerinin işletmenin planlanan çalışma saatlerine 
bölünmesiyle elde edilir. 
*Dış Çevre Bilgileri: Enflasyon , faiz oranı, işsizlik oranı, iş gücü büyümesi, uluslararası Pazar fırsatları, nüfus bilgileri gibi bilgiler 
düzenleyici kurumlar, Pazar araştırma raporları ve dış veri tabanlarından elde edilebilir. İnsan kaynağı talebini belirleyen işletme 
dışı faktörler şöyle özetlenebilir. 
-Ekonomik değişiklikler -Sosyal, politik ve yasal değişiklikler -Teknolojik gelişmeler -Rekabet koşullarındaki değişiklikler
İnsan Kaynakları Talep Tahmin Yöntemleri: İnsan kaynakları planlamacıları, hem iç hem de dış kaynaklarla ilgili bilgileri 
toplayarak personel talebini tahmin ederler. Gelecekte ne kadar hangi özelliklere sahip personele ihtiyaç olacaktır? Sorusunu 
yanıtlamaya çalışır. Bu tahminler geçmiş ve şu an hakkındaki bilgilerden ve geleceğin tahmin edilmesinden çıkartılır. 
Talep tahmini farklı yöntemler kullanılarak yapılabilir ve farklı tahmin sonuçları belirlenebilir. En çok kullanılan tahmin y öntemleri 
geçmiş eğilimleriyle geleceği gösteren değişkenler arasındaki ilişkilerdir. İnsan kaynakları talep tahmin yöntemleri temelde 2 
gruba ayrılır bunlar; 
1)Sezgisel Yöntemler: Geleceğin tahmininde insan bilgisinden yararlanır. Sayısal verileri göz önünde tutar fakat sezgisel 
yöntemler, küçük işletmelerde ve insan kaynakları planlamasına yeni başlayan henüz bir veri tabanı olmayan ya da karmaşık 
matematiksel modelleri kullanma deneyimi olmayan işletmelerde kullanılmalıdır. En basit sezgisel yöntemler; 
*Aşağıdan Yukarıya (Birim) tahmin yöntemi: Her birim ya da bölümün kendi personel ihtiyaçlarını tahmin eder. 
*Yukarıdan Aşağıya tahmin yöntemi: Deneyimli üst yöneticiler tarafından yukarıdan aşağıya doğru yapılan tahmindir. 
*Delphi Yöntemi: Tahmin için grubun ortak karar vermesi yöntemi kullanan oldukça yapılanmış sezgisel bir yöntemdir. 
Sezgisel yöntemi kullanan uzman ya da yönetici konu hakkında bilgili olmalıdır. Onların bilgisi, geçmiş ve şu anki personel s ayısı 
,iş performansı, iş planı ve benzeri konularda sağlanan bilgiye eklenecektir. 
2)Matematiksel Yöntemler: Basit ve Karmaşık olarak 2 kısımda ele alınabilir. 
A)B asit M ate m atikse l Yön te m le r : Talep tahmininde sadece bir faktörü göze alarak tahmin yapılan yöntemdir. 
Basit matematiksel yöntemler temelde, 
*Verimlilik Oranı: Bir yılda üretilen ortalama ürün sayısının direkt personel sayısına oranı olarak belirlenir. 
*Kadrolama Oranı: Direkt ve Endirekt işçiliğin kullanıldığı kadrolama oranı diğer işlerdeki personel gereksinmelerinin sayısını 
hesaplayarak bulunur. 
*Öğrenme ve Eğrileri: Verimlilik oranı temel alınarak yapılan tahminlerde öğrenme eğrileri de kullanılabilir. Verimlilik oranı 
kazanılan deneyimle değişmeye başlayacaktır. Başlangıç periyodundan sonra verimlilik oranı giderek artmaya başlayacaktır. 
B )Kar m aşık M ate m atikse l Yön te m le r : Bazı tahmin yöntemleri karmaşık istatistiksel teknikleri kullanırlar. Uzun 
zamandır insan kaynakları planlaması yapan büyük organizasyonlar bu istatistiki yöntemleri kullanmayı tercih ederler. En çok 
kullanılanlar; *Çoklu Regresyon: Bu yöntem insan kaynakları talebiyle ilişkili pek çok faktörü gelecekteki talebin tahmininde kullanılır. 
*Doğrusal Planlama: Bu yöntem optimal personel düzeylerinin belirlenmesi üzerinde kuruludur. 
İnsan kaynakları Arzı: İnsan kaynakları arzı, herhangi bir plan döneminde işletmenin sahip olacağı personeli ifade etmektedir. 
Organizasyonun insan kaynakları arzını belirlemesi örgütte çalışanların durumunu nicelik ve nitelik açısından belirmeme 
sürecidir. İnsan kaynakları arzının belirlenmesinde en çok başvurulan araçlar, Personel genel envanteri, Personel b eceri 
envanteri, Yükseltim planlanma şemaları, Personel devir oranı ve Devamsızlık oranıdır. İnsan kaynakları arzının tahmin 
edilmesinde izlenecek adımlar şu şekildedir; 
*Personel envanterinin hazırlanması 
*Planlama döneminde işletmeden çeşitli nedenlerle ayrılacak personelin sayısının tahmin edilmesi 
*Personel envanterine, transferler ya da dışarıdan personel sağlamaya gelecek elemanların eklenmesi 
*Yükselmeler sonucu sağlanacak personelin eklenmesi
*Tüm adımlar göz önüne alınarak insan kaynakları arzının belirlenmesidir. 
İnsan kaynakları planlaması yapılırken uzmanlar genellikle ilk olarak insan kaynakları talebini tahmin ederler daha sonra da insan 
kaynakları arzını belirlemeye gelir. İnsan kaynakları arzı iç insan kaynakları arzı ve dış insan kaynakları arzı olmak üzere 2 grupta 
ele alınabilir. 
1)İçsel İnsan Kaynakları Arzı: İçsel insan kaynakları arzı, işletmede bulunan mevcut personeli ifade eder. Bu personel ya d kendi 
pozisyonunda ya yükselerek ya da organizasyonun herhangi bir yerindeki boşluğa transfer edilerek talebi karşılamaya yardım 
edebilir. İçsel insan kaynakları arzı sürekli olarak değişim içindedir. İçsel arzı belirlemek ve gelecekteki arzı tahmin etmek için 
planlamacılar bir arz bilgi sistemine ihtiyaç duyarlar. En basit biçimiyle bu sistem, organizasyondaki her iş için personel sayılarını 
gösteren tabloları içermelidir. Küçük işletmeler için manuel bir sistem yeterli olabilir ancak büyük işletmeler personel bilgilerini 
artan bir biçimde bilgisayarlarda saklamak gerekmektedir. 
*Personel Envanteri: Çalışanların hakkındaki bilgileri düzenleyip gerektiğinde incelemek üzere hazır bulundurulduğu bir arşivdir. 
Her işletme böyle bir envanter oluşturmak için kendisine gerekli olan bilgilere belirli ölçüde sahiptir. Bu envanter, yöneticilere 
personelle ilgili konularda yardımcı olmaktadır. Per so n el g e n el envan teri ve b e ceri en van teri o lmak ü zere 
ik i ç e şitt ir. 
-Personel genel envanteri: Belirli bir dönemde işletmede çalışanların tümünün yaş, cinsiyet, eğitim, alınan ücret, kıdem ya 
da statü gibi çok geniş bir bakış açısına göre sayılması ve sınıflandırılması faaliyetidir. 
-Personel beceri envanteri: Mevcut personelin yetenek, beceri, eğitim deneyim gibi kişisel özelliklerini yansıtan bir 
çalışmadır. 
*Çalışma Koşulları ve İş zamanları: Demografik değişimler iş gücü çeşitlenmesine neden olmuştur. Bir çok işletme gerekli 
yeteneklere sahip yeterli çalışana sahip olma kaygısıyla farklı çalışma programları kullanmaya başlamıştır. Dış kaynak kullanımı ve 
koşullu çalışan kullanımı insan kaynakları planlanmasının bir parçası olarak kabul edilmelidir. 
Çalışanların iş kanunu çerçevesinde belirlenen tam gün , 8 saat boyunca taftada 5 gün, çalıştıkları geleneksel çalışma planı 
dönüşüm içerisindedir. 
-Esnek Çalışma saatleri: Esnek çalışma takviminin yeniden dizayn edilmiş bir başka türü de çalışanların günlük saatleri 
belirlenmiş şekilde çalışması ancak başlangıç ve bitiş saatlerinde esneklik sağlama türüdür. 
-Alternatif Çalışma Düzenleri: İşletmelerin günümüzde çok farklı çalışma düzenlemelerini kullanarak insan kaynakları planı 
yapması söz konusudur. Bazı çalışanlar yarım gün evde ve yarım gün ofiste çalışmakta ve diğer ofis çalışanları ile ofis alanı nı 
paylaşmaktadırlar. Tele çalışma ise uzaktan elektronik bilgisayar ve telekomünikasyon ekipmanları ile çalışmaktadır. 
2)Dışsal İnsan Kaynakları Arzı: İnsan kaynakları pazarıyla ilgili bilgiler, Makro insan kaynakları bilgilerinden oluşmaktadır ve 
gelecekteki personel gereksinmesinin karşılaşılabilme olasılıklarını içermektedir. İşletmenin çalıştığı bölge ya da faaliyet alanında 
yer alan işletmelerdeki insan kaynakları arz ve talebi , işsizlik durumu ve personelin beceri karışımını gösteren veriler bu grupta 
yer almaktadır. Gelecekte işletmenin ihtiyacı olabilecek nitelikli personelin tahmininde dış iş gücü piyasası verileri önemli bir role 
sahip olacaktır. 
Tahmin Yönteminin Belirlenmesinde Göz Önüne Tutulması Gereken Unsurlar: İnsan kaynakları , talep ve içsel arzı belirlemek 
için pek çok yöntem kullanabilir doğaldır ki tüm organizasyonlar ve durumlar için hepsi uygun olmayacaktır. Bu yüzden insan 
kaynakları uzmanları organizasyonun durumuna en uygun yöntemi belirlemek zorundadırlar. Aşağıda yer alan faktörler tahmin 
yöntemini belirlerken göz önünde bulundurulmalıdır.
*Durağanlık ve Keskinlik *Verilerin Uygunluğu *Personel Sayısı *Kaynakların Uygunluğu *Zaman *Yöntemin güveni 
İnsan kaynakları Arz ve Talebin Karşılaştırılıp Planlarının Hazırlanması: İnsan kaynakları planlamasının amaçların, arz ve talebin 
belirlenmesinden sonra gelen aşaması olan arz ve talebin karşılaştırılması insan kaynakları planlanmasıyla ilgili son kararın 
verilmesine yardımcı olan aşamadır. Yönetim en çok önem verildiği aşamada arz ve talebin karşılaştırılmasıdır. Genellikle ins an 
kaynakları planları dendiğinde , arz ve talebin karşılaşması anlaşılmaktadır. İnsan kaynakları arz ve talebin belirlenmesi 
karşılaştırma yapılmasını ve bunların nasıl dengeleneceği konusunda karar verilmesini gerektirir. İnsan kaynakları arzının talebinden az olduğu durumda, işletmenin amaçlarını gerçekleştirmek için mevcut personelin eğitilmesi, 
vardiya sayısının artırılması ya da fazla mesai gibi seçenekler uygulamaya sokulabileceği gibi yeni personel alımı da tercih 
edilebilir. 
İnsan kaynakları arzının talebinden fazla olması durumunda ise fazla personelin maliyeti ile elden çıkarmanın maliyeti incelenir, 
işletmenin amaçlarında değişikliğe gidilip gidilmeyeceği ve öngörülen dönem içinde iş hacminde oluşabilecek artışlar, göz önü ne 
alınarak karar verilmesi gerekir. 
İnsan kaynakları arz ve talebinin karşılaştırılması ve değerlendirilmesi sonucunda eğer varsa yedekleme planları ve kariyer 
planlarında gerekli değişiklikler yapılır. 
Yedek Planlaması: Yedekleme planlama, insan kaynakları planlama uzmanları ve faaliyetlerinin mevcut personelin gelecekteki 
organizasyon içi iş yerleştirmeleriyle ilgili kararlarda kullanıldıkları organizasyondaki bireylerin üst düzeylere hareketler iyle ilgili 
planların oluşturulduğu bir süreçtir. 
Kariyer Planlaması: Kariyer planlarının hazırlanmasında insan kaynakları planlama sonucunda elde edilen bilgiler ve özellikle 
performans bilgileri kullanılır. İnsan kaynakları planı uzun vadeli ile yönlendirilmelidir. Özetle, insan kaynakları planı gelecekte 
hangi pozisyonlara çalışan alınması olasıdır, çalışanlara ne gerekecektir, çalışanların eğitim ve gelişimi ne olmalıdır konul arını 
tanımlayan bir yol haritasıdır. Yedekleme planlaması yoluyla, çalışanların kariyer yolları örgütsel gereksinimler ile tutarlı bireysel 
ihtiyaçlara uyarlanabilir. 
İNSAN KAYNAKLARI BİLGİ SİSTEMİ KAVRAMI: İnsan kaynakları bilgi sistemi kavramıyla, yönetimin insan kaynakları yönetimi 
alanında karar vermelerine yardımcı olması için bilgi geliştirmesi ve kullanımına ilişkin çalışmalar kastedilmektedir. İnsan 
kaynakları bilgi sistemleri hat ve kurmay yöneticilere işletmede çalışanlarla ilgili sağlıklı bilgiler sağlayarak insan kayna kları 
yönetimi politikası ve uygulamalarının etkinliğine katkıda bulunur. 
Personel kayıtlarının tutulması, yasal zorunluluklar gibi rutin işler yöneticilerin zamanını almaktadır. 
İnsan kaynakları bilgi sistemi kavramı, iş dünyasında sık kullanılmaktadır. Bu kavram İKBS şeklinde kısaltılmış olarak da lit eratüre 
girmiştir. 
İnsan kaynakları bilgi sistemi kavramı ‘’bir organizasyonun insan kaynakları, personel faaliyetleri ve örgütsel birim özellikleriyle 
ilgili ihtiyacı olan verilerin toplanması, saklanması, korunması ve güncelleştirilmesi için sistematik bir süreç’’ biçiminde 
tanımlanmaktadır. 
İnsan Kaynakları Bilgi Sisteminin İnsan Kaynakları Planlaması Açısından Önemi: Bilgisayarlı insan kaynakları bilgi sistemi insan 
kaynakları bölümüne sayısız faydalar sağlar. Her insan kaynakları fonksiyonu faaliyetlerinin tümünde ya da bir kısmınd a 
bilgisayarlardan yararlanırlar. İnsan kaynakları fonksiyonlarının otomasyonu aşağıda yer alan yararları sağlayacaktır. 
*Veri doğruluğunda artış *İşlem hızında artış *Daha kullanışlı ve kaliteli sonuçlar *Verimlilikte artış 
Veri Doğruluğunda Artış Sağlanması: Bilgisayar sistemleri genellikle kritik düzenleme ve geçerlilik kurallarını içerir. Bu kurallar 
sadece sistemin kabul ettiği veri girişine izin verir. Belirli veri alanları için seçilmiş kriterler vardır. 
İşlem Hızında Artış Sağlaması: Bilgisayarlar; veri girişi, güncelleme, hesaplama, sınıflandırma ve raporlama konularında manuel 
işlemlerinden hızlı olabilirler. İnsan kaynakları bilgi sistemi çalışanlarla ilgili bir raporu anında hazırlayabilirler. Bu h ız büyük bir 
avantaj sağlar. 
Kalite ve Gelişmiş Sonuçlar Yaratması: İnsan kaynakları bilgi sistemleri, verileri kolaylıkla tasnif edebilir, hesaplayabilir ve 
değişkenler arasında bağlantı kurabilir. Bu nedenle kullanıcılar insan kaynakları sorunlarıyla ilgili daha detaylı bilgiler e lde 
edebilirler. 
Verimlilikte Artış Sağlaması: İnsan kaynakları bilgi sisteminin verimliliği arttırmasında 3 temel alan söz konusudur. Bunlardan ilki, 
iş gücünün kalitesinin arttırılması, İkincisi düzenleyici işlemlerin kolaylaştırılması, üçüncüsü ise giderlerin kontrolüdür. Bunların 
verimlilik üzerindeki etkisi ise aşağıda yer alan unsurlar yardımıyla gerçekleşir. 
*İş Gücünün Kalitesinin Arttırılması,
-Daha uygun kişilerin işe alınmasıyla 
-Daha iyi eğitim ve geliştirmeyle 
-İstekli personelin elde tutulmasıyla sağlanabilir 
*Düzenleyici Yasal İşlemlerin Kolaylaştırılması
-Eşit iş fırsatları raporlarının hazırlanmasıyla 
-Sendikalar ile ilgili uzlaşmaların ve diğer ilave yardımların raporlanmasıyla 
-İşçi sağlığı ve iş güvenliği raporlarının hazırlanmasıyla gerçekleştirilebilir. 
*Giderlerin Kontrolü
-Tam anlamıyla ücret/yardım yönetimi metotları ve analizlerinin uygulanmasıyla 
-İsteğe bağlı olarak (Ad Hoc) hazırlanan raporlar yardımıyla tüm soruları cevaplayabilmesi 
-Daha uygun eğitim ve geliştirme yöntemlerinin uygulanmasıyla 
-Daha bağımsız kullanıcılara sahip olmayla gerçekleştirilebilir. Bilgi say ar d esteğ i ile g erçekl e ş en iş gü cü p lan laması i şl etm el ere a şağ ıd ak i
fay d ala rı sağla r, 
-İnsan kaynağının etkinliğini arttırmak 
-Personel faaliyetleri ile organizasyonel amaçlar arasındaki uyumu etkinleştirmek 
-Yeni personel sağlanmasında ekonomiği sağlamak 
-İnsan kaynakları bilgi sisteminin, personel faaliyetleri ve diğer organizasyonel birimleri beslemesini sağlamak. 
-Personel bulma, seçme, kariyer planlama gibi diğer insan kaynakları faaliyetleri arasında koordinasyonu sağlamaktır. 
Dünya çapında işletmeler işletme faaliyetlerinin önemli bir kısmını web ortamına taşımışlardır. Faaliyetlerin web ortamında 
gerçekleşmesinin temelinde iki neden vardır. Bunlar, 
*Bürokrasinin azalması *Maliyetlerin düşürülmesi ile değer yaratmadır. 
E-İnsan Kaynakları,
*Personele kendi kariyerlerini planlama konusunda yeni fırsatlar sunmaktadır. 
*Yeteneklerini geliştirmekte ihtiyaç duydukları araçları sağlayarak, kişisel gelişim, bilgi, ve becerileri doğrultusunda ilerlemelerine 
yol göstermektedir. 
*Personel ve yöneticilerin işletme hedef ve amaçları doğrultusunda ortak hareket etmelerinde büyük katkı sağlamaktadır. 

Read more