7.Sınıf Matematik Çözümlü Sorular ve Cevapları

28-02-2010: Matematik Tarihi,7.sınıf matematik çözümlü soruları ve cevapları
28-02-2010: Olasılık ve alan,7.sınıf matematik çözümlü geometri soruları ve 
28-02-2010: Faktöriyel ve Permütasyon,7.sınıf matematik çözümlü soruları ve 
28-02-2010: Doğrusal İlişkiler Doğrusal Denklem Grafiği, 7.sınıf matematik ç
28-02-2010: Yamuk,Yamukla ilgili sorular,7.sınıf matematik çözümlü soruları 
28-02-2010: Hareket Problemleri ve Cevapları,7.sınıf matematik çözümlü sorul
28-02-2010: Dairenin Alan ve Çevresi,çemberde benzerlik,7.sınıf matematik çö
28-02-2010: Geometrik Yer,Geometrik Yer Tanımları,7.sınıf matematik çözümlü 
28-02-2010: Doğrunun Analitik İncelemesi,7.sınıf matematik çözümlü soruları 
28-02-2010: Noktanın Analitik İncelemesi,7.sınıf matematik çözümlü soruları 
28-02-2010: Uzay Geometri,7.sınıf matematik çözümlü soruları ve cevapları
28-02-2010: Çemberde Açı ve Uzunluk,7.sınıf matematik çözümlü soruları ve ce
28-02-2010: kartezyen Koordinat Sistemi, 7.sınıf matematik soruları ve cevap
28-02-2010: Yüzde Faiz ve Havuz Hareket Problemleri,Denklem kurma problemler
28-02-2010: Geometri ve Ölçü,geometrik kavramlar,7.sınıf matematik soruları 
28-02-2010: Çemberde Açılar ve Uzunluk,7.sınıf matematik soruları ve cevapla
28-02-2010: Yüzde Problemleri,7.sınıf matematik soruları ve cevapları
28-02-2010: Faiz Problemleri Faiz Hesaplama,7.sınıf matematik soruları ve ce
28-02-2010: 7.Sınıf Matematik Testi,7.sınıf matematik soruları ve cevapları
28-02-2010: Kare ve Dikdörtgen soruları ve cevapları,7.sınıf matematik konul



http://www.wayfaring.info/wp-content/uploads/2007/06/turkish.jpg
   Tarih Öncesi Çağlarda Aritmetik
Sayı ve biçime ilişkin kavramlarla tanışmamız Yontma Taş Devri’ne kadar uzanır .Yüzbinlerce yıl boyunca insanlar , hayvanların yaşadığı koşullardan pek farklı olmayan bir biçimde mağaralarda yaşadılar .Enerjilerinin çoğunu nerede yiyecek bulurlarsa onu toplamaya harcıyorlardı .Avlanmak ve balık tutmak için silahları , birbirleriyle anlaşmak için konuşma dilini geliştirdiler.
 Yontma Taş Devri’nin sonlarına doğru da yaratıcı sanatlarla heykelcikler ve resimler yaparak yaşamlarını renklendirdiler .Fransa ve İspanya’daki yaklaşık 15.000 yıl öncesinin mağara duvar resimlerininayinsel bir anlamı olabilir , ama bunun ötesinde de üstün bir biçim anlayışı gösteriyorlardı .
 http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/10/09/00030641.jpg
Maden Devrinde ise bunun aksine ticaret öylesine gelişmişti ki , yüzlerce mil uzaklıktaki köyler arasındaki ilişkilerin izleri fark edilebiliyordu .Önce bakırın daha sonra da tuncun eritilmesiyle bu metallerden araçlar ve silahlar yapıldı .Bu da ticaretin ve yeni dillerin daha da gelişmesine yol açtı .Bu dillerdeki nesnelerin çoğunlukla somut ; yani elle tutulur ve gözle görülür nesneleri belirtmesine ve az sayıda olmasına karşın bazı sayısal terimler ortaya çıktı .Benim düşüncelerime göre matematiğin ilk kez ortaya çıktığı çağ Maden Çağıdır .
Ünlü bir matematikçi olan Adam Smith’in “insan aklının ürünü en soyut düşünceler” olarak tanımladığı sayısal terimlerin kullanılmaya başlanması çok yavaş oldu .Bunlar ilk ortaya çıktıklarında bir cismin sayısını değil niteliğini gösteriyordu .Örneğin ; “bir insan” değil sadece “insan” kavramını gösteriyordu .Sayısal kavramların bu niteliksel kökenlerinin izleri hala Yunanca ve Keltçe gibi bazı dillerdeki ikili terimlerde görülebilir .Sayı kavramı geliştikçe toplama yoluyla daha büyük sayılar oluşturuldu :2 ile 1 toplanarak 3 , 2 ile 2 toplanarak 4 , 2 ile 3 toplanarak 5 bulundu .
İşte bazı Avustralya kabilelerinden örnek :
Murray Nehri : 1 =enea , 2 =petcheval , 3 =petcheval-enea , 4 =petcheval - petcheval 
Kamilaraoi : 1 =ma , 2 =bulan , 3 =guliba , 4 =bulan bulan , 5 =bulan guliba , 6 =guliba guliba
Zanaatlerin ve ticaretin gelişmesi sayı kavramının netleşmesine yardım etti .Sayılar , ticaret yaparken doğal bir yöntem olan bir ya da iki elin parmakları kullanılarak daha büyük birimlerin içinde gösterildi .Buna örnek olarak şimdiki okullarda okuyan küçük sınıflarda ki çocukların sayma yöntemini verebilirim .Bu olayın sonucunda önce 5 sonra 10 tabanlı sayı sistemleri oluşturulup , bunlar toplama ve bazen çıkarma ile tamamlandı .Böylece 12, 10 + 2 olarak ya da 9 ,10-1 olarak algılandı .Bazen de taban olarak el ve ayak parmaklarının toplam sayısı olan 20 kullanıldı .Yapılan araştırmalara göre Amerikan yerlilerinin kullandığı 307 sayı siteminden 146’sı onluk , 106’sı onluk , onikilik ve yirmilik sayı sistemlerinin karışımıydı .Çoğu kişi tarafından yamyam olarak bilinen Amerikan yerlilerinin bu kadar çok sayı sisteminin olması önce bana biraz garip geldi .Fakat sonra , onların da en az bizim kadar zeki olduklarını anladım .Yirmili sayı sisteminin en tipik biçmi Meksika’da Mayalar ve Avrupa’da Keltler tarafından kullanıldı .
Sayılar kümelere ayrılarak , tahtanın üstüne çentik , ipin üstüne düğüm atılarak ya da deniz kabuklarının beşli yığınlar biçiminde düzenlenmesiyle sayısal kayıtlar tutuldu .Bu yöntemler eski zaman hancılarının çetele tutma yöntemlerine benziyordu .Böyle yöntemlerden 5 , 10 , 20 gibi özel simgelere geçilmesi çok kolay oldu .Benzer simgeler uygarlığın doğuşu da denen yazılı tarihin başlangıcından beri kullanılmıştır .
Yontama Taş Devri’ne kadar uzanan en eski çetele çubuğu 1937’de Vestonica’da bulunmuştur .Bu ; genç bir kurdun 7 inç uzunluğundaki ön kol kemiğiydi ve üzerinde ilk 25’i beşli gruplar halinde düzenlenmiş 55 çentik bulunmaktaydı .Dizinin sonunda , önceki çentiklerden iki kat uzun bir çentik vardı .Yeni dizinin başındaki çentik yine 2 kat uzundu ve bunu 30 çentikten oluşan bir dizi izliyordu .
Böylece , sık sık söylenen “eski zamanlarda sayma parmaklara dayalıydı .” görüşü geçerliliğini kaybetmiş oldu .Yazı olmamasına rağmen Yontma Taş Devrin’deki insanların çetele çubuklarını duymak ilginç gelebilir .Fakat gerçek .
Parmaklar kullanılarak sayı saymak yani 5’erli 10’arlı saymak ancak toplumsal gelişimin belirli bir aşamasında ortaya çıkar .Bu aşamadan sonra sayılar bir tabana göre ifade edildi ve bu da büyük sayıların ortaya çıkmasına yardım etti .Böylece ilkel bir aritmetik ortaya çıktı .14 bazen 10+4 , bazen de 15-1 olarak gösteriliyordu .20’nin 10+10 değil de 2´10 olarak gösterilmesiyle çarpma başladı .Bölme , 10’un “vücudun yarısı” olarak gösterilmesiyle başladı , ama kesirlerin bilinçli bir şekilde oluşturulması hala çok enderdi .Kuzey Amerika’da kabilelerin ancak birkaçında böyle kesirler biliniyordu , çoğu durumda bu ½’ydi .Bazen 1/3
ya da ¼’de kullanılıyordu .Bir başka ilginç durum çok büyük sayılara duyulan ilgidir .Bu belki de tümüyle insana ait bir tutku olan sürünün büyüklüğü ya da öldürülen düşmanların çokluğunu abartma isteğinin sonucudur .Bu eğilimin kalıntıları İncil’de ve diğer kutsal metinlerde de ortaya çıkar .


Tarih Öncesi Çağlarda Geometri 

Cisimlerin uzunluklarını ve içindekileri ölçmek gerekince , genelde insan vücudunun bölümleri kullanılarak ; parmak , ayak , karış gibi basit ölçüler kullanıldı .Arşın , kulaç adları bize bu geleneği hatırlatır .Ev yaparken Hint köylüleri de , Orta Avrupa’da kutup evi yapanlar da yapıları düz çizgiler boyunca ve yere göre dik açıyla yapmak için kurallar geliştirdiler .Örneğin ; “Düz sözcüğü “germek” sözcüğü ile ilgilidir ve iple yapılan işlemleri gösterir .”Doğru” ve “Keten kumaş” sözcükleri , dokumacılık ile geometrinin başlangıcı arasındaki bağlantıyı gösterir .Dokumacılık ölçmeye ilişkin ilginin başlama yollarından biriydi .
Cilalı Taş Devri insanı geometrik desenlere büyük bir ilgi duyuyordu .Çömleklerin pişirilmesi ve boyanması , sazların örülmesi , sepet yapımı ve kumaş dokumacılığı , daha sonra da metallerin işlenmesi , düzlemsel ve alansal ilişkilerin kavranmasını geliştirdi .Dans figürleri de bunda rol oynamış olmalı ki Cilalıtaş Devri’nde yapılan süslemelerde benzerlik ve simetri görülür ; eş şekiller kullanılırdı .Bazı tarih öncesi desenler de üçgensel sayılar , bazılarında ise “kutsal” sayılar yer alıyordu .Pisagor matematiğinde önemli rol oynayan üçgensel sayıların oluşturulma çabaları yansımaktadır .
Bu tür desenler tarih boyunca yaygın olarak kullanılmıştır .Bunların çok güzel örneklerine Girit’teki Minos ve erken dönem Yunan vazolarında , daha sonra Bizans ve Arap moziklerinde , Pers ve Çin duvar halılarında rastlanır .Bu ilk desenlerin dinsel ya da büyüsel bir anlamı olabilir , ama zamanla görsel çekicilikleri ön plana çıkmıştır .
Taş Devri dinlerinde , doğa güçlerine egemen olma çabasının ilkel bir biçimini fark edebiliriz . Dinsel törenler büyü ile iç içeydi .Büyü öğesi de o zamanlar var olan sayı ve biçime ilişkin kavramlarda , heykel , müzik ve resimlerde içeriliyordu .3,4,7 gibi sihirli sayılar , Pentalpha ve Swastika gibi sihirli biçimler vardı .Matematiğin toplumsal kökenleri modern zamanlarda silikleşmişse de insanlık tarihinin ilk dönemlerinde bu kökler açıkça görülebilmektedir ve bazı yazarlar , matematiğin bu yönünün onun gelişiminde belirleyici olduğu görüşündedir .”Modern” sayı bilimi , Cilalı hatta belki de Yontma Taş Devri’nin büyü törenlerinin mirasıdır .
Zaman Kavramı

En ilkel kabilelerde bile bir “zaman” kavramına rastlanır ve bunun sonucu olarak da Güneş Ay ve yıldızların hareketleriyle ilgili bazı bilgileri edinmişlerdi .Bu bilgiler , çiftçilik ve ticaret geliştikçe daha bilimsel bir nitelik kazanmaya başladı .Bitkilerdeki değişimlerin Ay’daki değişimlerle ilişkilendirildiği Ay takviminin kullanılması , insanlık tarihinin çok erken dönemlerine kadar uzanır .İlkel insanlar gündönümünü ya da şafakta yedi yıldızlı Süreyya burcunun yükselişini ilgiyle izliyordu .İlk uygarlıkları kuran insanların astronomi bilgilerinin kökeni tarih öncesi dönemlerden gelen bilgilere dayanıyordu .İlk insanlar , takım yıldızlarından denizcilikte yararlandılar .Astronomiye ilişkin bu gözlemlerinin sonunda kürenin , dairenin ve açısal yönlerin özellikleri hakkında bilgi edinildi .
Matematiğin başlangıcına ilişkin bu birkaç örnek bir bilimin tarihsel gelişiminin , şimdi bu alandaki öğretimde geliştirdiğimiz aşamalarla çakışmayabileceğini göstermektedir .İnsanlarca bilinen en eski geometrik biçimler olan düğümlere ve desenlere ancak son yıllarda bilimsel bir ilgi gösterilmiştir .Öte yandan , grafikle gösterim ya da istatistik gibi matematiğin temel dallarının başlangıcı modern zamanlardadır .Bir matematikçi olan A. Speiser bu konuda şöyle düşünmektedir :
“Matematiğe girişin doğasında var olan sıkıcılığın ön plana çıkma eğiliminin geç başlangıcının sonucu olduğu söylenebilir ; çünkü yaratıcı bir matematikçi ilgi çekici ve güzel problemlerle uğraşmayı yeğler .”
Doğu Matematiği
Doğu matematiği uygulamalı bilim kökenliydi .Takvimin hesaplanması , tarımsal üretim ve bayındırlıkla ilgili işlerin örgütlenmesi , vergilerin toplanması uygulamalı aritmetik ve ölçme sorunlarına öncelikle ağırlık verilmesini gerektirdi .Bununla birlikte , yüzyıllar boyunca özel bir zanaat olarak gelişen bilim yalnızca uygulamaya yönelik değildi ; sırlar öğretilirken , soyutlamayayönelik eğilimler de ortaya çıktı .Aritmetiğin cebire dönüşmesi yalnızca daha pratik hesaplamalar sağladığı için olmadı ; bu , aynı zamanda yazıcı okullarında öğretilen bir bilimin doğal bir gelişimiydi .Aynı nedenlerle ölçme ile ilgili bilgiler kuramsal geometrinin başlangıcını oluşturdu .
 http://img79.imageshack.us/img79/250/religa1brf8.jpg
Mısır Matematiği

Mısır matematiğine ilişkin bilgilerimizin çoğu iki kaynağa dayanır .Bunlar 85 problemi içeren Rhind Papirüsü ve bundan belki de 200 yıl öncesine ait olan ve 25 problemi kapsayan Moscow Papürüsü’dür .Bu elyazmaları düzenlenirken , içerdikleri problemler zaten eskiden beri biliniyordu ; ama yakın dönemden , hatta Roma döneminden kalma az sayıdaki papirüsteki yöntemler de bundan farklı değildi .Kullandıkları matematik onlu sayı sistemine dayanıyordu ve 10’dan büyük her 10’lu birim için özel simgeler kullanılıyordu .Bu tür sistemleri Roma rakamlarından biliyoruz : MDCCCLXXVII = 1878 .Bu sistemi kullanan Mısırlılar , çarpmayı ardışık toplamalara indirgeyen , toplama ağırlıklı bir aritmetik geliştirdi .Örneğin , bir sayıyı 13 ile çarpmak için onu önce 4 ve 8’le çarpıyorlardı daha sonra çıkan sonucu sayının kendisine ekliyorlardı .Bu işlemi yaparak inceleyelim :
 
Normal çarpma işlemi :3´13=39
Mısırlıların kullandığı yöntem :
3´4 =12
3´8 =24
24+12 =36
36+3 =39
Görüldüğü gibi sonuç aynı .Mısır matematiğinin en önemli yönü kesirlerle yapılan hesaplamalardır .Bütün kesirler , payı bir olan birim kesirlerin toplamı olarak yazılırdı .
Bazı problemlerin teorik yanları ağır basıyordu .Örneğin 100 somun ekmeği 5 kişi arasında , her birine düşen pay aritmetik olarak artarak ve en büyük 3 payın toplamının yedide biri en küçük iki payın toplamına eşit olacak biçimde bölüştürülmesi problemi böyleydi .7 evin her birinin 7 kedisi , her kedinin kovaladığı 7 farenin olduğu problem , geometrik olarak artan bir serinin toplamının formülünü bildiklerini gösteriyordu .
Mezopotamya Matematiği

Mezopotamya matematiği , Mısır matematiğinin hiçbir dönemde ulaşamadığı bir düzeye erişti .Burada yüzyıllar içinde bile ilerlemeyi fark edebiliriz .M.Ö 2100’deki en eski metinlerde bile gelişmiş hesap izleri bulunur .Bu metinlerde 10’lu sistemin üzerine 60’lı sistemin eklendiği çarpım tabloları bulunmaktaydı .1 , 60 , 3600 ; hatta 60 üstü ve 60 üstü 2’yi gösteren çiviyazısı simgeler kullanılmıştı .Ama bu onların matematiğinin tipik özelliği değildi .Mısırlılar daha büyük her sayıyı yeni bir simge ile gösterirken , Sümerliler aynı simgeyi kullanıp değerini bulunduğu yere göre belirliyorlardı . 
Ayrıca 60’lı sayı sistemi insanlığın kalıcı bir kazanımı oldu .Günümüzde kullandığımız saatin 60 dakika ve 3600 saniyeye bölünmesinin de , dairenin 360 dereceye , her derecenin 60 dakikaya , her dakikanın da 60 saniyeye bölünmesinin kökeni de Sümerliler’e kadar uzanır .Birim olarak 10 yerine 60’ın alınmasının sebebi ölçme sistemlerini birleştirmek olabileceği gibi 60’ın birçok böleninin olması da nedenlerden biri olabilir .
MISIR HİYEROGLİFLERİ

Eğer yazılarınızı eski Mısır hiyeroglifleriyle yazarsanız çoğu kişi bunları okumaya çalışmaktan vazgeçecektir .
Eski Mısır Hiyeroglifleri’nden Mısır rakamlarını öğrenmek çok kolaydır ; çünkü hepsinin bir görsel anlamı vardır .Büyük bir olasılıkla yazı yazmaya başlamadan once Mısırlılar , sayı saymak için parmaklarını kullanıyorlardı .Başka birinin okuması için sayı düzenlemeleri gerektiğinde de , yine büyük bir olasılıkla , yan yana sıralanmış yapraklar , ip parçaları ve çiçekler bırakıyorlardı .Neden mi böyle düşünüyoruz ? Çünkü daha sonradan hiyeroglif yazı sistemini geliştirdiklerinde , yaprak ip parçaları , çiçek ve hatta yılan ve iribaşlar kullanmışlar .
SİHİRLİ MATEMATİK

Sayılar şaşmaz .Bu matematiğin temelidir .Hüner , bu sayıları yerinde kullanabilmekte ve aralarındaki bağıntıların özelliğini tanıyabilmektedir .
Biz de istersek , küçük bir çaba ile matematiğin sihirli yönünü tanıyabiliriz .Tam sayılar arasındaki dört işlemi yapabilen her öğrenci bu matematik oyunlarını öğrenebilir ve uygulayabilir .
Oyun 1 :Karşınızdakinin hangi ay ve günde doğduğunu kolayca söyleyebilirsiniz ; yeter ki karşınızdaki şu isteğinizi sırasıyla yerine getirsin .
Doğduğu ay kaçıncı ay ise onu 5 ile çarpsın .7 eklesin .4 ile çarpsın .Sonra 13 eklesin .5 ile çarpsın .Çıkan sayıya doğum gününü eklesin .Çıkan sayıyı sorun ve bu sayıdan 205 sayısını çıkarmasını isteyin .Sonuçta ilk rakam doğduğu ay , diğer iki rakam ise doğum günüdür .
Oyun2 :Arkadaşınızın yaşı ile birlikte ev numarasını da bulabilirsiniz .Bunun için eviniin numarasını iki ile çarpsın .Haftanını günlerini eklesin .Çıkanı 50 ile çarpsın .Yaşını eklesin 365 çıkarsın .15 eklesin .Elde edilen sayının son iki rakamı yaş ondan öncekiler ev numarasıdır .
Oyun3 :Çoğunuz doğum gününüzün yılın kaçıncı ayı ve günü olduğunu bilirsiniz de Bunun haftanın hangi gününe rastladığını kesin olarak bilemezsiniz .Ya da tarih kitaplarında şöyle bir tarih görürsünüz .4 Temmuz 1862 .Acaba bu tarih haftanın hangi gününe rastlıyor diye merak edersiniz .Şimdi yapacağımız işlem bu günü bulamamızı sağlayacaktır .
Doğum yılınızın son iki rakamını yazın .Örneğin , siz 1990’da mayısın 25’inde doğmuş olsanız , ilk yazacağınnız sayı 90’dır .Bunu dörde bölün .Artan varsa atıp tam bölümü alın .Örnekte bu 22’dir .Aşağıda anahtarını verdiğimiz doğuma ayına ait rakamı alın .Bu örnekte anahtar 2’dir .Ayıncı kaçıncı gününde doğmuşsanız o sayıyı da alın .Bu örnekte 25’dir .Şimdi 1,2,3,4 numaralı anlatımlardaki sayıları toplayın .Yani (90+22+2+25=139) 
Bu rakamı 7’ye bölün .Bölümü atın , kalanı alın .Kalan sayıyla 2.sonuç levhasında doğum gününüzü bulabilirsiniz .

Anahtar Sayılar :Ocak 1 , Şubat 4 , Mart 4 , Nisan 0 , Mayıs 2 , Haziran 5 , Temmuz 0 , Ağustos 3 , Eylül 6 , Ekim 1 , Kasım 4 , Aralık 6 .
Sonuç Levhası : 2 Pazartesi , 3 Salı , 4 Çarşamba , 5 Perşembe , 6 Cuma , 0 Cumartesi , 1 Pazar .
Burada dikkat edilecek bir nokta var .Doğum yılınız artık yıl yani 366 günlük yıl ise , anahtar levhasında şu değişikliği yapınız : Ocak 0 , Haziran 3 .
MATEMATİK BİLEN ALDANMAZ

A. Paulosbirincisi kurmaca , ikincisi gerçek olan iki öykü anlatıyor .
Birinci öyküde iki saray seçkini yan yana ata binmiş dolaşıyorlar .Biri diğerine , “Bulabildiğin en büyük sayıyı söyle bakalım diyor .” İkincisi biraz düşündükten sonar sevinçle “ÜÇ” diye haykırıyor .Soru soran bir süre düşündükten sonar , pes ediyor ve oyunu kaybediyor .
İkinci öyküyse , matematikçi G. H. Hardy’yle başka bir ünlü matematikçi hastanede Romanujan’ı ziyarete gitmiş .Laf olsun diye söze şöyle başlamış : “Gelirken bindiğim taksinin numarası çok sıradandı :1729 “Romanujan hemen atılmış :”Sıradan olur mu hiç ?… Son derece ilginç bir sayı bu ! İki farklı biçimde iki sayının küpünün toplamı olarak yazılabilecek en küçük sayı bu !”(Meraklıları için verelim .12 ve 1 , 10 ve 9’un küpleri sonucu sağlıyor.)
Ramanujan , büyük sayılarla bile karmaşık işlemler yapmada ustalaşmış biriydi .Birinci öyküde ki kahraman ise hemen pes ettiğine gore belli ki 3’ten daha büyük bir sayı hayal edemiyor .Bu ilk bakışta inanılmaz gibi görünebilir .Yine de hemen aldanmayın .Avustralya’daki Aranda kabilesinin üyeleri gibi daha pekçok yerlerdeki yerliler 3’e kadar bile tam anlamıyla sayamıyorlar .Bu insanların dillerinde sadece 1 ve 2’yi anlatan sözcükler var .3 için biriki , 4 için ikiiki .4’ten sonraki tüm sayılar ise “çok” .Aslında çok büyük sayıları anlatmanın çok çeşitli yolları var .Sözgelimi birin peşine kaç tane 0 koyduğumuzu söyleyebiliriz .
CANLI HESAP MAKİNELERİ
Bazılarının inanılmaz ölçüde güçlü bir belleği vardır .Hepsi de birkaç önemli numara ve aritmetikte kolaylık sağlayacak kısayollar biliyorlardı .Bazen de sahnede zaman kazanabilmek için ya soruyu duymamazlıktan geliyor ya da sorulan soruyu bir de kendileri tekrarlıyorlardı .Bu kişiler gerçekte biraz farklı insanlardır .Örneğin , bundan iki yüzyıl once yaşamış İngiliz J.Buxton yoksul bir çifçiydi .Hiçbir zaman okuma ve yazma öğrenmedi , hatta kağıda bir rakam yazmayı bile bilmiyordu .Gelgelelim , insanların ona sayılarla ilgili ne kadar olağandışı ve beklemedik olursa olsun , sordukları soruların hepsine yanıt verebiliyordu .Örneğin , bir tarla dolusu saç telinin ne kadar olabileceği sorusunu hemencecik yanıtlayabiliyordu . (Tabii ki bunu gerçekten saymaya kimsenin niyeti yoktu .)
Bir gün arkadaşları çiftçiyi Londra’ya bir tiyatroya götürdüler .Oyunun sonunda Buxton arkadaşlarına baş erkek oyuncunun 144445 sözcük söylediğini ve 5202 adım attığını söyledi .Tabii oyunda ne olduğuyla hiç ilgilenmemiş yalnızca saymıştı .Yıllar once sayılarla arası iyi olan bu insanlar bir “bilgisayar” olarak çalışıyorlardı .Bu insanların yerini şimdi makinelerin aldığını duymak bizi şaşırtmıyor .
Read more

Douglas Baggio Kimdir?

02.02.1995 Brezilya doğumlu yeni genç yetenek.. Şuanda brezilyanın Flamengo takımında forma giymektedir. Geleceğin Ronaldosu olarak gösterilir.. Ama oyun tarzı genelde Messi ve Neymar'a benzer.

Man. City, Barcelona ve Real Madrid gibi dünya kulüpleri bu süper yeteneği bünyelerine katmak için büyük bir mücadele içindedir.
Kaynak; Nettebuldum.blogspot.com


----

Sports TV Talentos programında Fenerbahçeli taraftarları heyecanlandıracak ilginç bir iddia ortaya atıldı.

Programa katılan FIFA menajeri Matteo Matterazi, Lionel Messi'nin varisi olarak gösterilen Flamengolu oyuncu Douglas Baggio'yu, Fenerbahçe'nin istediğini öne sürdü.

Matterazi, Flamengo Kulübü'nün Fiorentina ve Barcelona'nın 1.5 milyon euro teklif ettiği Baggio'yu vermeye yanaşmadığını, bu oyuncuya Fenerbahçe'nin de yakından ilgilendiğini iddia etti. Ancak Sarı-Lacivertliler bu konuda sessiz.

MİLLİYET




Read more

Alper Osman Aydemir Kimdir?


Türk öğrencisinin büyük başarısı
Türk öğrencinin başarısı bilim dünyasında yankı uyandırdı

   
İsveç'in başkenti Stockholm'deki Royal Teknoloji Enstitüsü (KTH)'de 'robotik' üzerine doktora eğitimi alan Türk öğrenci Alper Osman Aydemir, istenilen her şeyi 3D modelleyip internet üzerinden göstermeyi kolaylaştıran bir yöntem geliştirdi. 

Araştırmaları boyunca en iyi 3D modelleme metotlarından birisini iyileştirerek, herkesin bu teknolojiye ulaşmasını sağlayan Aydemir'in başarısına BBC, Mashable, Wired ve IEEE gibi uluslararası medya kuruluşlarında geniş yer verildi. 

Alper Osman Aydemir ve beraberindekiler, 3D modelleme metotlarını dünyadaki herkesin kolayca ve ücretsiz olarak kullanmasını sağlamayı ve aynı zamanda toplanan verileri paylaşarak bilimin ilerlemesine yardımcı olmayı amaçlıyor. 

Aydemir'in geliştirdiği yönteme göre, kullanıcılar bu programı yükledikten sonra Microsoft Kinect kamerasıyla 3D modellemek istedikleri her şeyin videosunu çekip www.kinectathome.com adresine yükleyebiliyor. Bu adreste, videonun 3D modeli yapılıyor ve tekrar internet tarayıcısında görüntülenecek hale getiriliyor. Bir görüntünün 3D modellenip tekrar tarayıcıda gösterilmesi adeta bir YouTube videosu yapmak kadar kolaylaşıyor. 
2006 yılında Sabancı Üniversitesi Mekatronik lisans programından mezun olan Aydemir, Stockholm Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimini tamamladı. Aydemir, KTH'deki doktora eğitimine devam ediyor.
Read more

Steven Spielberg Yeni Filmi " Lincoln "


Efsane yönetmen Steven Spielberg'in merakla beklenen filmi "Lincoln"un ilk teaser fragmanı yayınlandı
12 Eylül 2012 Çarşamba, 10:11:31 Kaynak; Habertürk


video

Steven Spielberg'den yeni film: Lincoln
Efsane yönetmen Steven Spielberg'in merakla beklenen filmi "Lincoln"un ilk teaser fragmanı...

Efsane yönetmen Steven Spielberg'in merakla beklenen filmi "Lincoln"un ilk teaser fragmanı yayınlandı.

Oscar'ın sıkı adayları arasında olan ve Kasım'da vizyona girecek filmin uzun fragmanının 13 Eylül'de yayınlanması bekleniyor.

Eski ABD başkanı Abraham Lincoln'un ölmeden önceki son 4 aylık yaşamını konu alan filmin başrollerini Daniel Day-Lewi, Joseph Cordon-Lewitt ve Tommy Lee Jones paylaşıyor.




Read more

“Innocence of Muslims” (Müslümanların Masumiyeti) Filmi - Fragman - Video İzle

Arkadaşlar Videoyu Sildim. Çok Düşündüm Bu Videoyu İzletmeninde Yalnış Olduğunu anladım.... Üzgünüm


Müslümanların masumiyeti filmi gösterime girdikten kısa süre sonra büyük olaylar çıktı. Gelen yoğun tepkiler kısa sürede provakasyona dönüşürken Abd'nin Libya büyükelçiliğine saldırı düzenlendi. Saldırıda Abd'nin Libya Büyükelçisi yaşamını yitirdi...

“Innocence of Muslims” (Müslümanların masumiyeti) isimli filminde İslama hakaret ettiği savunulan İsrailli film yapımcısı Sam Bacile, olayların ardından Kaliforniya'daki evini terk etti.


İslam’ı ‘kanser’ olarak tanımlayarak tepki çeken Bacile'nin nerede olduğu bilinmiyor.p

"BU FİLM YASAKLANSIN"

Mısır’daki Hürriyet ve Adalet Partisi (HAP), Amerika’da yaşayan Kıptiler tarafından çekilen ve Peygambere hakaret içeren filmin yapımcılarının yargılanması talebinde bulundu.

HAP’ın resmi sitesinde yayınlanan açıklamada, ”Bu film ahlaki ve dini değerlere uygun değil. Bu haliyle ifade özgürlüğüne vurulmuş büyük bir darbe ve aynı zamanda mukaddesata ve insan hakları evrensel beyannamelerine karşı işlenmiş açık bir ihlaldir” denildi.

Açıklamada, filmin ırkçılık suçu teşkil ettiği ve Müslümanlarla Hristiyanlar arasında fitne tohumu ekme amacına yönelik olduğu vurgulanarak, oluşturulmaya çalışılan çatışma ortamına karşın Müslümanı ve Kıptisi ile Mısır halkının her zaman tek vücut olarak hareket ettiği ifade edildi.

Açıklamada ayrıca Ezher ve Kıpti Kilisesi din adamları da bu gibi faaliyetlerin tekrarlanmasını önlenmek için adım atmaya çağrıldı.

Yaklaşık 3 bin Mısırlı dün Kahire’deki Amerikan Büyükelçiliği önünde filmin yayınlanmasına tepki olarak gösteri düzenlemişti.


Read more

Erkan Oğur - Pencereden Kar Geliyor

Dün akşam yeni bölümüyle izleyicinin karşısına çıkan Öyle Bir Geçer Zaman Ki söylenen türkü başındakileri duygulandırdı. CEMİLE GÖZYAŞLARINI TUTAMADI Dizinin yeni karakteri Atif'i canlandıran Muhammed Uzuner, Erkan Oğur'un sevilen türküsü "Pencereden Kar Geliyor"u seslendirdi. Türküyü dinleyen Cemile gözyaşlarını tutamadı. FONDA DUYGUSAL ŞARKI Öyle Bir Geçer Zaman Ki'nin geçtiğimiz dönem dizilerde sıklıkla kullanılan görüntü arkası şarkı formatını yeni yayın döneminde kullanmaya başlaması, bu sistemin bu sezon da revaçta olacağını gösterdi.

Kaynak; http://www.ensonhaber.com
Read more

Rita Ora - Shine Ya Light & How We Do [ Live ] @Jimmy Kimmel

Kosava Asıllı İngiliz star Rita Ora geçtiğimiz gece Jimmy Kimmel showa konuk oldu ve 2 performans sergiledi. Birçok sanatçıya göre canlı performansı çok beğenilen Rita Ora'yı siz nasıl buldunuz?
Rita Ora and Jimmy Kimmel

Read more

İnternette Porno İzlemek Suç Mu?


İnternetten her indirdiğimiz suç mu?


Bugün bazı haber sitelerinde yayınlanan Turkiye’de Porno film sitelerinden film indiren 500 bin kişi hakkında açılan yasal soruşturmaya ilişkin haberler gözüme çarptı. Bu konu kısa bir süre önce bir müvekkilimin başına geldiği için konuyla ilgili teknik tüm detayları araştırdım. Esas itibarıyla müvekkil şirketin umuma açık alanında kullanılan bilgisayardan bir porno film indirildiği ve bu sebeple şayet 1285 Tl sı yatırılmadığı takdirde müvekkil hakkında suç duyurusunda bulunulacağına ilişkin bir ihbarname ile olaya vakıf olduk.Talep ve ihbarname yasaldı ancak müvekkil büyük bir şirket olduğu için isme zarar gelmesinden çekindiklerinden ceza davasında kendilerini savunma yoluna gitmek yerine  bu bedeli yatırmayı tercih ettiler. 

Ancak Fikir ve Sanat Eserleri kanunun 71. maddesi şöyledir;

 “bir eseri ,fonogramı veya yapımı hak sahibi kişilerin yazılı izni olmaksızın işleyen ,temsil eden,çoğaltan,değiştiren ,dağıtan ,her türlü işaret ,ses ve görüntü nakline yarayan araçlarla umuma ileten ,yayımlayan yada hukuka aykırı olarak işlenen ve çoğaltılan eserleri satışa arz eden ,satan kiralamak veya ödünç vermek suretiyle ya da sair şekilde yayan ,ticari amaçla satın alan ,ithal ve ihraç eden ,kişisel kullanım amacı dışında elinde bulunduran yada depolayan kişi khakkında bir yıldan beş yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur “

Bu durumda 71.maddede tanımlanan suçlar cezalandırılır.Dikkat edilmesi gereken konu ayrık durumlardır. Eğer herhangi bir eseri ( porno film video benzer dahil) bir kereye mahsus indirip özel kullanım maksatlı olarak indiren kullanıcılar eylemleri bu madde kapsamında suç teşkil etmemektedir.

Bu yolla açılabilecek dava yada soruşturmadan çekinerek tek seferlik bir eylem yada şahsi kullanıma mahsus olarak indirilen film için ceza verilmesi mümkün görünmemektedir.Çok yeni Hukuk literatürüne aldığımız dilimizin yeni yeni döndüğü Bilişim Hukuku ve pek çok noktada atıf yaptığı Fikir ve Sanat Eserleri hukukunda bulunan yoruma açık yada düzenlenmemiş hususların derhal yeniden gözden geçirilmesi ve kullanıcıların bu hususlarda bilinçlendirilmesi ivedilikle sağlanmalıdır. Bu yolla milyonlarca kullanıcı bazı kötü amaçlı tasarrufların mağduru olabilirler.

Önemli olan bu ayrık durumun iyi bilinmesidir. Tabii bu daha önce bilmeden yapılan eylemler için bundan sonra sitelerin yasal olup olmadığı ve indirim koşullarına uyulması gerektiği de mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.

Kaynak; Abukat  Av. Mutlu Aydemir
Read more

Öyle Bir Geçer Zamanki'de Caroline Diziden Ayrılıyor Mu?


Sözleşme gereği medyadan uzak durması gereken Elles, özel hayatıyla gündemde yer aldığı sürece dizinin kadrosundan çıkartılacak.

Milyonları ekran başına toplayan 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisinde Hollandalı gelin Caroline rolünü canlandıran Wilma Elles kanaldan gelen uyarılara aldırmıyor. Özel hayatını medya önünde yaşamayı tercih eden oyuncu dizinin yayınladığı kanaldan aldığı ilk uyarıyı ciddiye almayınca kadro dışı kalma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

TAZMİNAT ÖDEYECEK

Yönetimin dizinin ardından şöhreti yakalayan oyuncuya medyaya konuşma ve görüntü verme yasağı getirmişti. Ancak gelen bu yasaklara uymak yerine oyuncu basına açıklamalarda bulunmaya devam etti. Ancak Elles'in kanal ve yapımcılarla yaptığı sözleşmede 'özel hayatıyla basında yer almaması' konusunda uyarıcı bir madde bulunduğu belirtildi. Bunun üzerine ünlü oyuncuya dizinin imajını ve seyircideki etkisini bozabilecek bu davranışların sergilenmesi durumunda ceza-i tazminat ödemesinin söz konusu olacağını söyledikleri kaydedildi.

Kaynak; Gecce.com
Read more

Lady Gaga Saçlarının Arkasını Kestirdi.


Lady Gaga yeni albümü Artpop'un geri sayınımı yaparken, yeni şarkıları kadar yeni görünümü ve tarzıyla da ön plana çıkacak gibi. İşte Lady Gaga saçlarının arka kısmını kazıttı. Nasıl bir görünüm olacak merakla bekliyoruz
Read more

Evde Cilt Bakımı ve Maskeler


Isirgan otu saclari canlandirir , uzatir . Kepeksiz ,yumusacik ve parlak saclar icin neden bu kürü evde hazirlamiyoruz
***Basit bir kür : Hazir isirgan otu poset caylarindan bir paket alin..paketten 5 poset cayi ,1 litre suda kaynatin…sonra posetleri cikartip sogumaya birakin…Banyoda son durulama suyundan sonra sacinizi bununla yikayin…”"Ben genellikle bunu evde haftada bir yapmaya calisiyorum…Ancak elbette isirgani taze toplama sansiniz varsa , tazesini kullanmanizi tavsiye ederim…Gercekten ise yariyo…”"
***Baska bir kür : Bir avuc dolusu isirgan kökü temizlenerek agzi genis bir kavanoza konulur.Üzerine üzüm sirkesi dökülür ve sikica kapatilarak 4 hafta boyunca günesli ve sicak bir yerde dinlenmeye birakilir . Daha sonra isigi gecirmeyen koyu renkte bir kavanoza süzülerek saklanir…—Her yikamadan sonra islak saca ve sac diplerine cok az miktarda yedirilerek sürülür..
***Isırganotu Tentürü: Ilkbaharda veya sonbaharda sökülen kökler bol suda iyice yıkanır, elden geldigince ince kıyılır ve bir sisenin bogazına kadar doldurulur. Köklerin üstüne çıkacak kadar 35-40 derece etil alkol eklenir, hergün çalkalanarak güneste 14 gün boyunca bekletilir ve süre sonunda bir tülbentten geçirilerek süzülür. Koyu renkli siselerde, serin bir yerde yıllarca saklanabilir…—Ayni sekilde her yikamadan sonra islak saca ve sac diplerine cok az miktarda yedirilerek sürülür …
“”"Cogumuz sampuan sonrasi sac kremi kullaniyoruz . sac kremini belirli bir süre bekletmemiz gerekiyo sacimizda..iste bu bekleme esnasinda sizlere önerim sacinizi uzun uzun taramaniz ve bol suyla durulamaniz…”"”
***Kuru ve nemsiz bir cilt için nemlendirici maske
Malzemeler: Yumurta sarısı + süt Hazırlanışı: Bir kapta yumurta sarısı ve bir kaşık sütü karıştırın. Bu karışımı yüzünüze yayın, üzerini ince bir bezle örterek on beş dakika bekleyin. Ardından kağıt mendille silerek temizleyin. Daha sonra, sırasıyla, ılık ve soğuk suyla yüzünüzü yıkayın. Bu maskeyi haftada bir kere uygulayın.
***Yağlı ciltlere özel maske
Malzemeler: Bal + süt + limon suyuHazırlanışı: Bir fincan içinde bir kaşık balı, bir kaşık limon suyunu ve kıvamın koyuluğunu bozmayacak miktarda sütü karıştırın. Karışımı yüzünüze ve boynunuza yayın ve hafifçe kuruyana kadar bekleyin. Maskeyi nemli bir sünger yardımıyla silerek temizleyin. Bu maskeyi 10-15 günde bir yapabilirsiniz.
Kırışıklıklarla vedalaşın
Malzemeler: Kaymak + ElmaHazırlanışı: Bu maskeyi hazırlamak için soyulmuş bir elma ve üç kaşık kaymağı mikserle bir kaç dakika karıştırmanız yeterli. Karışımı cildinize yaydıktan sonra temiz bir bezle yüzünüzü kapatın. Yaklaşık on dakika bekledikten sonra maskeyi silin ve yüzünüzü ılık suyla temizleyin. Bu maskeyi haftada bir kere uygulayın.
Saçlara dolgunluk ve parlaklık verin
Malzemeler: 2 yemek kaşığı bal + bir limonHazırlanışı: 2 yemek kaşığı balı bir limondan elde ettiğiniz suyla karıştırarak saç maskenizi hazırlayabilirsiniz Maskeyi kuru saçınıza sürüp 10 dakika beklettikten sonra saçınızı iyice durulayın. Maskenin ardından saçlarınız dolgun ve parlak bir görünüm kazanacak. Bu maskeyi haftada bir ya da iki kere uygulayabilirsiniz.
Kuru cildinizi nemlendirin
Malzemeler: Süt + tuz + bal Hazırlanışı: Boş bir plastik su şişesinin içinde bir litre süt, bir fincan tuz ve yarim fincan balı çalkalayarak karıştırın. Ve bu köpükle vücudunuzu ovun, sonra durulayın. Bu karışımı haftada bir kere uygulayın.
Gözenekleri derinden temizleyen maske
Malzemeler: 1 tatlı kaşığı balmumu , 1 yemek kaşığı lanolin, 50 ml. gülsuyu , 1 yemek kaşığı kil…..
İsteğe bağlı ek: ayva veya badem ezmesi
Hazirlanisi:1.Kısık ateşte balmumu ve lanolini bir arada eritirken kaşıkla sürekli karıştırın.2.Karışımı ateşin üzerinden alıp gülsuyu katarak soğuyana dek kaşıkla karıştırmayı sürdürün. 3.Kili (ve isteğe bağlı ekleri) de katın. Yumuşak bir macun elde edinceye kadar kaşıkla karıştırmaya sürdürün.
Temizleyici maske:
2 yemek kaşığı kili, ılık yeşil çayla karıştırın. Cildinize ince bir tabaka sürün, 30 dakika etki etmesini bekleyin ve yeşil çay toniği ile temizleyin.
Sivilceli ve ya sivilce olusumuna yatkin ciltler icin :
………….Sivilcenizi acilen yok etmek icin 1 kasik kadar süt icerisine muskat cevizi rendeleyin.Bu karisimi sivilcenize sürün ve mucizevi bir sekilde iz birakmadan yok olduguna sahit olun.
………….Sivilcelerinizin devamli tedavisi icinse ; 3 kasik bala 1 kasik tarcin karistirin ve yatmadan önce sivilcelerinize sürün .Sabah yikayin.Bunu iki hafta boyunca yaptiginizda sivilce denen problemi hatirlamiyacaksiniz.
………….Sivilceler icin diger maskeler:
………….**1 kasik limon suyuna 1 kasik tarcin karistirin ve sivilcelere sürün.Kuruduktan sonra yikayin.
………….**Portakal kabugunu rendeleyin ve havanda ezerek krem haline getirip sivilcelere sürün.15 dakika bekletip yikayin.
………….**Bir dis sarimsagi ikiye kesin ve ic kismini tam sivilcenizin üzerine sürün. 
Eşit miktarlarda limon suyu ve gül suyunu karıştırın ve problemli bölgeye sürün. Yarım saat sonra ılık su ile yıkayın. Bunun sıklıkla yapılmasının sonuçları da mükemmeldir..
Olgun domatesi püre haline getirip sivilceli alana sürün ve l saat sonra yıkayın. Böylece gözenekleriniz küçülecek ve sivilce oluşumunu önlemiş olacaksınız..
l kaşık sirkeye, bulamaç yapabilecek miktarda tuz ekleyin ve sivilcenizin üzerine sürün. Yarım saat sonra ılık su ile yıkayın.
Bir salatalık alın ve rendeleyerek püre haline getirin. Suyunu sıktıktan sonra cildinize uygulayın, bu şekilde gözenekleriniz ufalacak ve cildiniz ışıltılı bir görünüm alacaktır……….
Siyah noktalar icin :
Limon suyu ve yogurt karisimi siyah noktalarin bas düsmanidir…2 yemek kasigi yogurt ve 1 yemek kasigi limon suyunu iyice karistirdiktan sonra , gözlerinize gelmeyecek sekilde tüm cildinize sürün..yaklasik 20 dakika sonra kuruyunca , ilik suyla yikayarak cikarin.
Bu maskeyi haftada bir kez kullanmak yeterli olucaktir…Limon suyu ; ciltteki siyah noktalarin kaybolmasina yardimci oldugu gibi , cildi dezenfekte eder ve sivilceleri kurutur..Yogurt ise ; cildi nemlendirir,besler ve yag miktarini dengeler…
Bütün maskeler yüzde kuruma işlemine dayanır ve “yıkanan” ve soyulan” olmak üzere ikiye ayrılır. Suyla çıkarılanlar yüzü daha iyi temizlerler. Çoğunda kil, kum türü bir madde olan silikon bulunur. Bunlar yağı, kiri emerler. Bazı maskelerde de sakızlar, proteinler vardır. Bunlar bir yapışkan etkisiyle çıkarıldıkları zaman, cilt üstündeki kiri ve bazı ölü hücreleri de beraberlerinde götürürler. Bu tip maskeler yıkananlar kadar iyi temizleyici değillerse de aynı derecede iyi canlandırıcıdırlar.
Ne tipte maskeyi, ne kadar sıklıkla uygulayacağınız ise tamamen cildinizin cinsine bağlıdır. Eğer cildiniz yağlıysa, maskeyi haftada iki kez uygulayabilirsiniz. Cildiniz normal ise haftada bir kez, kuru ise yine haftada bir kez uygulayabilirsiniz; fakat kuru ciltler için mutlaka nemlendirici özelliği olan bir maske uygulamalısınız. Bu arada sakın vücudunuzu da ihmal etmeyin – nemlendirici özelliği olan-maskeleri vücudunuza da çekinmeden uygulayabilirsiniz.
İşte size, mutfağınızda bulunan ya da çarşıda bulabileceğiniz malzemeleri kullanarak yapabileceğiniz birkaç maske önerisi:
Avokado maskesi
Kış mevsiminin sert etkisini yüzünüzden silebilmek için ideal çözüm. Püre haline getirilmiş avokadoya bir iki damla zeytinyağı ve limon suyu ekleyin. Yüzünüze sürüp on dakika bekleyin. Avokado maskesi yüzünüzdeki pürüzlü tabakayı yok etmekle kalmayıp ayrıca sağlıklı bir cildin ihtiyacı olan vitaminleri de sağlayacak ve cildi besleyecektir.
Yulaf ezmesi maskesi
Cildin derinlemesine temizlenmesini ve siyah noktalardan kurtulmanızı sağlamak için birebirdir. Bu maske ayrıca ciltteki gözeneklerin içerisine dolan pislikleri temizleyip, fazla yağlanmayı da önler. Bu etkileri sağlamak için pişmiş yulaf ezmesini yüzünüze sürün, 15 dakika kadar kurumasını bekleyin. Daha sonra yüzünüzü ılık suyla temizleyin. Bu maskeyi vücudunuza da uygulayabilirsiniz. Cildinizdeki değişikliği hemen fark edeceksiniz.
Gül maskesi
İtici bir görünüme sahip, pul pul dökülen kuru bir cilde sahipseniz bu görünümden kurtulmanızı sağlar. Kurutulmuş gül yapraklarını ufalayarak süt, mısır nişastası ve bir parça bal ile karıştırın. 15 dakika beklettikten sonra, bu karışımla yüzünüze yavaş yavaş masaj yapın. Bu masaj sayesinde cildiniz yeteri kadar neme sahip olacaktır.
Nane maskesi
Yorgun yüzünüzü canlandırmak için idealdir. Püre haline getirilmiş yarım muz ile, 1/4 (büyük boy) fincan elma suyunu karıştırın ve üç damla nane yağı ilave edin. Sonra bu karışımı yüze sürülebilecek hale getirmek için, içerisine mısır nişastası ekleyin. Hazırladığınız karışımı yüzünüzde en az on dakika bekletin ki, ölü cildiniz tekrar canlansın. Böylece uykusuz gecelerin hakkından kolaylıkla gelebilirsiniz.
Yoğurt Maskesi
Ciltteki çok ince çizgileri onarıcı güce sahip asitler içerir. Yoğurda iki kaşık bira mayası ekleyip, yüzünüzde on dakika bekletin. Sonuç: Pürüzsüz bir cilt.
Ceviz Maskesi
Ölü hücrelerle kaplı bir cilde yeniden hayat verir, çünkü ceviz ölü hücreleri yok eder. Cevizleri iyice öğütün, içine bir kaşık bal, bir kaşık portakal suyu ve dört kaşık da süt ekleyin. Bu karışımı on dakika yüzünüzde bekletin ve masaj yapın. Bu masaj pul pul görünümden kurtulmanızı sağlayacak. Bu işlemin ardından yüzünüzü ılık suyla durulamayı da unutmayın…
YUMURTA MASKESİ : İki avuç buğday,iki bardak suda ezilir.İki yumurta sarısı ve bir çorba kaşığı badem yağı konulur.Yüze sürülür ve kurumaya başlayınca yıkanır ve gülsuyu sürülür.ETKİSİ : Kızıl lekelerin ve sivilcilerin giderilmesini sağlar.Sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa uygulanır.Bu maske şampuan olarak kullanılabilir,saçların parlamasını sağlar
BEZELYE MASKESİ : İki su bardağı taze bezelye,ezildikten sonra üzüm pekmezi ile karıştırılır.Yumurta akı ve yarım fincan ayçiçek yağı ilave edilir.Bir miktar un konularak maske kıvamına gelinceye kadar karıştırılır.ETKİSİ : Ten dokusu üzerinde parlaklık sağlar,gece yatmadan uygulanmalıdır.Sabah cilt temizlenir.
ÇİLEK MASKESİ : Bir avuç taze çilek ezilip,yulaf unu ile karıştırılır.Bir adet yumurta sarısı ile iki çorba kaşığı yoğurt çırpılır,krem kıvamına getirilir.ETKİSİ : Kuru ciltler için besleyici olan bu maske 20 dakika ciltte kaldıktan sonra ılık su ile yıkanır.Çilek maskesi özellikle gözaltlarındaki kırışıklıkların azalmasında önemli rol oynar.
PATLICAN MASKESİ : Dilimlenmiş yarım patlıcan iki bardak suda kaynatılır.Hazırlanan karışıma bir diş sarımsak eklenerek lapa haline getirilir.Buna kaymak katılarak krem haline getirilir.Bu karışım iki ay boyunca hergün tekrarlanmalıdır.ETKİSİ : Tendeki mikropları arındırmada ve yüze canlı bir görünüm kazandırmada etkindir.
KAYISI MASKESİ : Üç tutam defne yaprağı,bir tutam tarçın kayısı suyunda pişirilir.Bir adet yumurta ve yarım fincan süt karıştırılarak krem haline getirilir.ETKİSİ : Yüzdeki sivilceleri giderir ve tene tazelik kazandırır.Saça uygulandığında dökülmeyi durdurur ve saçın geç ağarmasını sağlar.
***Salatalık maskesi : “”"yağlı cilt için”"” : Soyulmuş salatalıktan kesilen 5 kalın dilim mikserde püre haline getirilir , 2 tatlı kaşığı elma sirkesi ve 2 tatlı kaşığı susam yağı , 1 yumurta sarısı iyice çırpılır ve hepsi mikserde iyice karıştırılır. Yüze , boyuna ve dekolteye uygulanarak , 45 dakika etkilemeye bırakılır.
**Salatalik maskesi : İki tutam çuha çiçeği kurutularak , dövülüp toz haline getirilir . Kabukları soyulmuş yarım salatalık , bir fincan pirinç unu , çuha çiçeği tozu ile birlikte on dakika ateşte pişirilir . Elde edilen karışım bulamaç haline getirilir . Hazırlanan bulamaça yarım fincan elma suyu , bir çorba kaşığı saf zeytinyağı ilave edilerek krem haline getirilir . ETKİSİ : Yüz ve boyuna uygulanan bu maske cildin canlı ve sağlıklı gözükmesini sağlar . Yüzde yarım saat beklettikten sonra ılık su ile yıkanır ve gül suyu sürülür.
***Yorgun gözlere salatalık : Göz altındaki halkalar için salatalığı yuvarlak kesip gözlerinizin üzerine koyun ve birkaç dakika bekletin . Bu konuda patates de işinize yarayabilir . Patatesleri ince dilim kesip 10 dakika kadar gözlerinizin üzerine koyup bekletin .
Limon, güzelliğine düşkün olan kadınların özellikle tüketmesi gereken sebzeler arasında yer almalı. Cildiniz için canlandırıcı bir etki yapan limonu ayrıca peeling, temizleme losyonu ve yüz maskesi yapımında da kullanabilirsiniz.
Limon , * Sivilceleri giderir, cildi parlatır. Çilleri giderir. Nasırların sökülmesini sağlar.
* Limon suyu, katır boncuğu ve nişadır karıştırılır. Merhem yapılarak vücuttaki lekelere ve sedef hastalıklarına sürülür.
***Yağlı ciltler için ideal bir temizleyicidir. Çünkü limonun cildi sıkılaştırıcı bir etkisi vardır. Tarifini verdiğimiz yüz losyonu, YÜZDEKi SiYAH NOKTA VE SiViLCELERE karşı en ideal losyondur. ::
Bunun için yarım çay bardağı limon suyunu, bir yemek kaşığı bal ve bir bardak suyla karıştırın. Bu karışımı bir cam şişeye koyun. Hazırladığınız bu losyonu sabahları ve akşamları, bir pamuğa damlatarak yüzünüze sürün.
Böylece hem temiz hem de canlı bir cilde sahip olacaksınız. Ancak yüzünüze bu karışı sürdükten sonra en az 2 saat güneşe çıkmamaya dikkat edin. Aksi halde yüzünüzde lekeler oluşur.
CİLT İÇİN LİMON PEELİNGİ :
Limonun içerdiği asitler cilde aynı zamanda peeling görevi yapabilir. Dirsek, diz ve tabanlarda oluşan sert derileri size şimdi verecek olduğumuz limon reçetesi ile yumuşatarak, pürüzsüz görünmesini sağlayabilirsiniz. Bir çorba kaşığı limon suyu ile iki çorba kaşığı balı kısık ateşte hafifçe ısıtın. Ocaktan alındıktan sonra bir süre soğumasını bekleyin. Hazırlanan karışım soğuduktan sonra kuruyan ve çatlayan cildin üstüne sürün. 20 dakika beklettikten sonra peeling yaptığınız bölgeyi su ile temizleyin. Son olarak temizlediğiniz bu bölgeyi limon kabuklarıyla ovalıyın. Bu işlem sonunda derinizin taze görünüşü sizi bile şaşırtacaktır.
LİMONLA DEĞİŞİK YÜZ MASKELERİ :
**Az yağlı yoğurda 5 damla limon suyu katın. Yüzünüzü temizledikten sonra bu maskeyi sürün ve 15 dakika bekleyip yıkayın. **Avokado”nun yarısını püre haline getirin, içine bir çay kaşığı limon suyu katın ve bir yumurta akını iyice çırptıktan sonra ekleyin. Cildiniz kuru ise birkaç damla badem yağı da koyun. Karışımı yüzünüze ve boynunuza uygulayın. 20 dakika beklettikten sonra su ile temizleyin. **100 gr. yulaf ezmesi, 1 limon suyu ve bir yumurta akını karıştırdıktan sonra ortaya çıkan karışımı, maske halinde yüzünüze yayın. 10 dakika bekleyin. Bu maske cildinizi gerginleştirecektir.
YUMUSAK BiR TEN iCiN LiMON KÜRÜ:Limonlu banyo, teni ince ve yumuşak yaptığı gibi, kan dolaşımın canlandırıp sinirleri sakinleştirir. Su dolu bir banyoya aşağı yukarı 6 limon yeter. Limonların suyunu sıkarak ya da dilim dilim kesip birkaç saat soğuk su içinde bekletin. Sonra bu limonlu suyu banyo suyunuza dökün ve içine girin. Yirmi dakika dinlenip yıkanın.
Read more

Sevgiliye Yazılan Mektuplara Örnekler


Meraklısına  Bir kaç tane  ekliyorum..  Yazarı kim diye sorarsanız belli değildir…
Sevgili Simurgum mavi yüreklim;Aşk;tüm eylemleriyle beraber gerçeklikle hayelin harmanında insanın bütün varlığını istiyor.Ve insan bütün varlığını vermeli.Gecenin son adımlarında benim ruhumun ilk adımı.O anda sen, dünün dogumunun çıglıklarında ben daha yatagımda yatarken.Yeni doğmuş henüz ağlamayan bir bebeği havaya kaldırarark ona yaşam tokatı atarcasına ışığınla karşılıyorsun beni.Seninle nefes alıyor seninle tanıyorum.
Dün denen yaşamın koşuşturmalayırla oluşan kaosun,üstüme yapışan siyahlığından. Senin beni sabahın alacasında vaktiz edip , ben senin gönlünün pınarlarından arınıp yaşama tutunuyorum.Ta derinlerden gelen yumuşak ve şevkatli sesin kulağımın zarına düşen ilk ses oluyor.. Tanımlıyorsun beni , tanımlanarak adımı koyuyorsun AŞK. Gelen yeni günle adımı buluyorum. Aşk adamı oluyorum ben.Senin yansınmandan tanıyor beni rüzgar çiçekler kuşlar böcekler tanıyor beni bu kent bu yeryüzü.İşte sesleniyorlar Heyy Aşkk adamı..,
Vaktiz edip aşkla tanımlıyorsun ya beni yüreğinle yaşama amacımı ve yaşamanın önemini gösteriyorsun bana.Kutsanmış adımlşarla adımlıyorum kendime tüm güvenimle ruhunun varlığında varlığımın mecburiyeti. Azgın sularında okyanusun yüreğin ki sankin ve dingilliğim.Bu kent bu yeryüzü beni çağırıyor;Heyy Aşk Adamııı!!..,
Kentin yogunlugundan ve koşuşturlamarından oluşan kaosa aldırmadan.Bir yerlere yetişme derdinde olan kalabalığın üzerime gelen şuursuzca akınlarına sinemi geriyor belteraf ediyorum.Yüreğinle kutsanmış adımlarıyla bu kentin davetini kabul ediyorum:yaşamak diyorum yaşamak!yaşama görevim sevgiyi güzellikleri paylaşmak.senle yaşamayı seviyorum.dedim ya bu kent bu yeryüzü beni çagıyor.Kahbatımı yapıyor en güzel elbiselerimi giyip hazırlanıyorum.Kitaplarımı kalemlerimi ve karalama defterimi alıp gell diyen sese kapılıyoruz senle.Tıpkı Atilla İlhan’ın “Adınla Nasıl Beraberseméadlı şiiirin son dizesinde dediği gibi
“SEN BANA KALBİM KADAR ELİM KADAR YAKINSIN”
Elle selamlamaya koyuluyoruz.
Kapıyı açıyorum bahçemizdeki çiçekler kuşlar böcekler karşılayıcımız oluyor.Bu kent bu yeryüzübizi görünce üstündeki bitaplıgı karamsarlıgı ve asık yüzünü öteliyor..Beraber gülümsemelerimizi düşüyoruz şehrin meydanına yer kürenin her yerine ulaşıyor rüzgarlarla..Gülümsemelerimiz düşüyor kalabalığın göz bebeklerine düşüyor umuda bulanmış gülümsemlerimiz.Ve selamlıyoruz yerden göğe kadar.Yüreğimizin derinliklerinden gelen sevgi ateşiyle sesimiz karışıyor mavereya.GÜNAYDINNN
Günaydın Simurgum günaydın Şehri istanbul Günaydın Ülkem Günaydın Eyy Yeryüzü…Günaydınn Aşkk Adamı…İşte yansıyor her şey ve yaşama dair ne varsa Gülümsüyor senle.Senle yaşamayı seviyorum Simurgum.Mavide kal..
Hiçbir duygumu ertelemedim ben. Yaşayacağım hiçbir şeyi sonraya bırakmadım. Sonra diye bir şeyin olmadığını biliyorum çünkü. Hep yarına dair hayaller kurmak, gelmesi mümkün olmayacak zamanları beklemek benim işim değil.
Aşk zamana meydan okur ama sen karşı koyamazsın ona. Orada durup öylece bekleyemezsin geleceği. Bir adım atmalısın, bir el uzatmalısın aşka doğru..!
Aşkın anahtarı cesaret değil mi yar? Cesur olmak gerekmez mi bir sevdayı yaşamak, büyütmek için?
Kaç gece yalnız geçti hesaplasana… Kaç gece bir sonraki günü düşünerek geçti. Neler yapabilirdik, neler yaşayabilirdik düşünsene..! Her sabahı birlikte karşılamak vardı seninle. Gözünü açar açmaz ilk gördüğün şey ben olurdum ve sen benim yüzümde mutluluğu görürdün.
Bu kentin sokaklarında el ele dolaşabilirdik. Girmediğimiz sokak kalmazdı. Bakışlara aldırmadan sokağın ortasında sarılıp öpebilirdim seni.
Bir şarkıyı sözlerini bilmesek bile bağıra çağıra söyleyebilirdik. Sonra bir filme gider, bir kitap okur, bir martının bir lokma simit kapabilmek için vapurların peşinden bıkmadan uçuşunu izleyebilirdik.Paylaştığımız her an beynimize bir daha çıkmamak üzere kazınırdı. Özlerdik birbirimizi delicesine. Bir saati yalnız geçirsek, bir sonraki saati iki saatlik yaşardık.
Peki biz ne yaptık. Aşkı bir bekleyişin sırtına yükleyip ona sadece uzaktan bakmakla yetindik. Her an aşkı yaşamak varken, her gün birbirimizi yeniden keşfetmek varken, bu yolda birer kaşif olmak varken sürgünleri yaşamaya mahkum ettik birbirimizi. Bu sürgünlüğe son vermenin zamanı geldi artık. Sana huzur vaat etmiyorum. Aşkta huzur arayan yanılır. Ben tutkunun, en koyu sevdanın sözcüğüyüm. Onlar adına konuşuyorum.
Gözlerinin içine bakıp “Seni Seviyorum” demek istiyorum. Aşkın akışına kapılıp hiçbir kaygı duymadan gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum. Kokunu içime çekmek, teninin sıcaklığıyla irkilmek istiyorum. Yaşama senin adınla anlam katmak, mutluluğu bulmak ve bir daha kaybetmemek istiyorum.
Seni istiyorum eey yar!
Canıma bir can daha katmak için, ruhumun yalnızlığına, yüreğimin acısına son vermek için, daha mavi bir deniz, daha mavi bir gökyüzü, daha mavi bir sevda için…
Seni İstiyorum, Yarın, Öbür Gün, Öbür Hafta, Öbür Ay, Öbür Yıl değil….. Şimdi!
Raşit Özdemir
Evet çok özledim.
 Bir bakışını bile özledim.
 Tadım yok, ne kadar uğraşsam da tadım yok işte.
 Klavyenin hangi tuşuna bassam özlemim çığlık çığlığa, tutamıyorum ki kendimi,harfler ‘toparla bizi’ diye tehditlerde ..
 Susarsam, biliyorum ki hiç konuşmayacağım.Kaç mevsim geçti oysa..Kaç mevsim başlarken ‘bu seferkini kaldıramayacağım artık! ‘ dedim, hepsini kaldırdım yine de.Bu mudur güç , sensizken yaşamak mıdır, hayata kaldığım yerden devam etmek midir(?) Yüreğimin bir tarafı yanık .Neredesin, kimlerlesin , yaşıyor musun?.Haklıydın, ‘Aşk değil bu, çöldeki salgın’.
 Eğer eğer, konuşmaktan , senden vazgeçersem biliyorum bir daha hiç konuşmayacağım.Böylesi bir suskunluğa ihtiyacım var belki de…Ben sustuktan sonra sen gelsen neye yarar ki!
 Rüyalarımda, martı nefesiyle yelkeni dolmuş , iskeleme yanaşan kırmızı bir yelkenli var,ben suskunum sadece bakıyorum.’Gel gidelim’ diyor. Gitmiyorum.Susmuşum çünkü..Bir kere susarsam konuşmam bilirsin.
 Başka başka insanlar vardır hayatında, sen yalnız kalmayı başaramazsın tıpkı bir yüreğin yanında uzun kalmayı başaramadığın gibi.Tenler tenine kazınır, ruhun dayanılmaz gelir ruhlara ve sen gidersin.Senin limanın yok sevgili..Açık denizlerde gidebildiğin yere kadar gidersin.Yol bitmez, sen bitmezsin.Seni düşündükçe hala ağlayabiliyorsam, özlemim içimi yakıyorsa, sevdamın uçsuzluğundandır..Ben bu sevdayı yarı yolda kaldığımda elimden tutacak bir elin varlığına inanarak yaşamıştım.Sen okyanusun bir ucundan el sallarken göremiyorum.Duymuyorum seni.Sustum.
Read more