Shakira Hamile Mi?

Haziran ayında yaptıgımız haber doğrulugunu kanıtladı. Shakira hamile olduğunu açıkladı

-----

Yaklaşık bir yıldır ispanyol fulbolcu Gerard Pique'yle birlite olan Shakira, sevgilisini Avrupa futbol şampiyonasının düzenlediği ülkelerden Polanya'da da yanlız bırakmadı  Çift Pique'nin kampından artan zamanı birlikte geçiriyor.
Şarkıcının hamile olduğuna dair dedikodularsa almış başını gitmiş durumda.
özellikle yurt dışında bu konu çok tartışılıyor, ama shakiranın yakın bir arkadaşı onun hamile olmadığının  shakira'nın evlilik olmadan çocuk yapamaya sıcak bakmadıgını söyledi






Read more

Katy Perry Sarhoş Olunca


Katy Perry geçtiğimiz günlerde Londra'da bir gece klübünde Justin Bieber ile eğlendi. İçkiyi fazla kaçıran Katy ayakta durmakta güçlük çekti ve işte bu fotoğraflar ortaya çıktı








Read more

Cüneyt Çakır Avrupa Basınından Tam Not Aldı

Avrupa basını Türk Hakem Cüneyt Çakır'ın performansından çok memnun... Cüneyt Çakır Ve yardıımcıları Barcelona - Chelsea maçındaki yönetimleriyle tam not aldı.

Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Barcelona - Chelsea maçını yöneten Cüneyt Çakır ve arkadaşlarına İspanyol ve İngiliz basını övgüler yağdırdı.
İspanyol medyası, “Türk hakemler bir senfoni orkestrası yönetir gibi maçı yönettiler. Cüneyt Çakır da bir şef gibiydi. Şampiyonlar Ligi uzun süredir böylesine ekip halinde çalışan bir hakem grubu görmedi. Tüm İspanyolların gönüllerini fethettiler“ yorumlarında bulundu.

Karşılaşmayı yayımlayan İspanyol televizyonu yorumcuları, “Verilen tüm kararlarda yüzde yüz isabet sağladılar” dediler. Özellikle yan hakemlerimizin Çakır’ı maç boyunca uyardıklarını vurgulayan yorumcular, Chelsea kaptanı John Terry’nin Alexis’e yaptığı hareketi gören Bahattin Duran için “Aman Allah’ım ne göz var bu hakemde... O kargaşada ceza sahası içindeki darbeyi görüp orta hakemi uyardı” ifadelerini kullandılar.
İspanyollar’ın dünyaca ünlü spor gazetesi Marca ise Cüneyt Çakır’a 10 üzerinden 10 puan vererek, “Mükemmel hakem” yakıştırması yaptı. Gazete, uzun yıllardır 10 puanı hiçbir yerli ve yabancı hakeme vermediğini de hatırlatarak “Çakır tüm polemikli kararlarda tam isabet sağladı” diye yazdı. El Mundo Gazetesi de hakem heyetimize Marca gibi en yüksek not olan 10 puanı verdi. Gazete, “Çakır, Barcelona’nın attığı golü saymayarak, Drogba’nın Fabregas’a yaptığı penaltıyı çalarak, Terry’e kırmızı kart çıkararak bizden en büyük hakem ödülünü aldı” dedi.
Sport Gazetesi ise, “Çakır, Nou Camp’ı dolduran 100 bin futbolseverin gönlünü fethetti” başlığını atarak “El Turco, bizden pekiyi notunu aldı ve bunu da sonuna kadar hak etti” ifadelerini kullandı.

Ada da beğendi
Cüneyt Çakır’ın performansı İngilizler tarafından da beğeni topladı. Zorlu karşılaşmada Ada ekibinin deneyimli savunmacısı John Terry’ye kırmızı kart gösteren, Barcelona lehine penaltı çalan Türk hakem, Ada ekibinin aleyhine verdiği kararlara rağmen İngilizlerce başarılı bulundu.
Ülkenin emekli hakemlerinden Graham Poll, Daily Mail gazetesindeki köşesinde Cüneyt Çakır’ın yönetimini övgü. Terry’nin gereksiz bir kart görerek sorumsuzca davrandığını ifade eden Poll, “Çakır buradaki kararında haklıydı. Maçın genelinde de iyi bir yönetim sergiledi” dedi. Çakır öte yandan WorldReferee.com isimli internet sitesindeki genel sıralamada şu an Şampiyonlar Ligi’nde görev alan isimler arasında De Bleeckere’nin ardından en başarılı 2. hakem olarak gösterildi.



Collina’dan yasak
Barcelona-Chelsea maçındaki başarılı yönetimi ile Avrupa futbol kamuoyundan tam puan alan Cüneyt Çakır’a, röportaj yasağı geldi. UEFA Hakem Komitesi’nin başında bulunan eski İtalyan hakem Pierluigi Collina’nın Çakır’ın yanısıra, Avrupa Futbol Şampiyonası’nda görev alacak diğer hakemlere de gazete ve televizyonlara röportaj vermemeleri konusunda uyarıda bulunduğu öğrenildi.
Bu arada Çakır’ın eğitmenleri de önceki akşamki performanstan çok mutlu oldular. Maç sonrası hem Çakır’ı, hem de MHK‘yi arayarak kutlayan eğitmenler, milli hakemimizin şu an Avrupa’nın en gözde isimlerinden biri olduğuna dikkat çektiler.
Read more

Ay'ın görünümleri, Ay neden değişik şekillerde görünür?

ay bazen güneşten tam ışık alır bazen yarım bazen çok az bu şekilde şekil değiştirmesinin nedeni güneşten aldığı ışık seviyesidir güneşin ıiığına bağlı olarak sadece ışık seviyesi değişir aslında değişen şey ışık seviyesidir ay şekil değiştirmez ayın kendi bir ışık kaynağı olmadığı karanlıkta yani geceleri görünmez görünmek için güneşten ışık alır ve güneşte kendi etrafında döndüğü için ayın farlı günlerde farklı şekillerde aydınlanmasını sağlar ve böyleliklede ay şekil değiştiriyormuş gibi görünür aslında şekil değiştiren ay değil yansıttığı ışık seviyesidir
 
Ay sadece gece görülebilir diye bir şey yok. Gündüzleri de periyoduna bağlı olarak ay da tepemizde, bütün yıldızlar da. Ama güneşin atmosferimizde yansıyan ışınları onları görmemize mani oluyor. Atmosferimiz olmasaydı gökyüzü gündüzleri de karanlık olacak, güneşle birlikte yıldızları da görebilecektik.

Ay dünyamıza çok yakın olduğundan gökyüzünde görüntü olarak yıldızlardan çok büyük görünür. Eğer konumuna göre güneşten iyi ışık alabilirse gündüzleri de gökyüzünde rahatlıkla görünebilir. Ayın yüzeyi bir asfalt yol yüzeyi gibi yansıtıcıdır. Koyu renktedir ama tam siyah da değildir. Biz gökyüzünde aya baktığımızda sadece onun güneşten yansıttığı ışığı görüyoruz. Güneş kadar ışık saçmıyor ama yine de gökyüzündeki en parlak yıldızdan 100.000 kat daha fazla ışık yansıtabiliyor.
Gündüz havanın aydınlığı yıldızların parıltısını yok eder. Aslında parlak yıldızların olduğu bölgede gökyüzünün parlaklığı da biraz daha farklıdır ama bu farkı pek algılayanlayız. Ama ayın olduğu bölgede ışık yeterli ise geceki gibi çok parlak olmasa da onu görebiliriz. Hatta hava şartlarının olumlu olduğu durumlarda hava aydınlıkken Venüs gezegenini bile görebiliriz.

Güneşi büyük bir ampul, ayı da büyük bir ayna olarak düşünebiliriz. Bazı durumlarda ampulün ışığını doğrudan görmesek bile, aynanın yansıttığı ışığını görebiliriz. Bu, geceleri olan durumdur. Güneşi göremeyiz, çünkü dünyamız ondan gelen ışığı bloke etmiştir. Ayı, yani aynadan yansıyan ışığını görebiliriz. Ampulü de, aynayı da birlikte gördüğümüz durum ise ayın gündüz görünme durumudur.

Genellikle ‘ayın karanlık yüzü’ diye kullanılan deyiş şekli yanlıştır. Doğrusunun ‘ayın arka yüzü’ olması gerekir. Ayın dünyamız etrafındaki dönüş süresi ile kendi etrafındaki dönüş süresi hemen hemen aynı olduğundan, biz ayın hep bir yüzünü görürüz ama ay dünya ile güneş arasındayken bize bakan yüzü karanlık, güneşe bakan arka yüzü aydınlıktır.
Read more

Metrobüs'de Taciz Yapan Adamı Linç Ettiler


Metrobüs tacizcisine suçüstü

Avcılar-Zincilikuyu hattında çalışan metrobüste İ.Y. isimli bir kişi, genç bir kızı taciz ettiği iddiasıyla Güven Timleri tarafından yakalandı. Metrobüs seyir halindeyken Ö.Ö. isimli genç kızın çığlığı üzerine tacizcinin gözaltına alındığı belirtildi.


İddalara göre metrobüsler ve metrobüs duraklarında görev yapan Güven Timleri, hareketlerinden şüphelendikleri bir kişiyi takip etmeye başladı. Yaklaşık 2 saat boyunca metrobüsleri ve metrobüs duraklarını terk etmeyen şüphelinin takibini sürdüren polisler, şüphelinin arkasından en son avcılar yönüne giden metrobüse bindi. Polisler metrobüs içinde şüphelinin, genç bir kadının arkasında durduğunu ve sürtünme yoluyla taciz ettiğini gördü.
 
DHA

Read more

Windows 8'in Kısayolları ve Özellikleri Nelerdir?


Başta Metro arayüzü olmak üzere getirdiği yeniliklerle dikkatleri üzerine çeken Windows 8'in betasını indirip kurduysanız haberimizden kısayollarını öğrenebilirsiniz.

 Microsoft'un Consumer Preview adıyla betasını yayınladığı yeni işletim sistemi Windows 8, şu sıralar oldukça popüler. Herkes betasını bilgisayarına kurup Windows 8'i kurcalamakla meşgul. Eğer haberlerimizde Windows 8 ile ilgili özellikleri okuyup betası üzerinde çözemediğiniz durumlar varsa diye sizinle güzel bir video paylaşmak istedik. Videoda Windows 8'in fare ile yapılan önemli kısayolların ve yeniliklerinin nasıl yapıldığını bulabilirsiniz.
 



Ayrıca tuş kombinasyonlarından oluşan Windows 8 kısayollarının tamamına bakmak için sizinle Microsoft'un yayınladığı resmi kısayol listesine buradan ulaşabilirsiniz. Listenin İngilizce olduğunu belirtelim.


stargazete
Read more

Burs Alma Yolları Nelerdir? Burs Veren Kurumlar Kimdir?

Üniversite Burs İmkanları Pazartesi, 27 Ağustos 2007 ÖSS sonuçlarının açıklandı, lakin bu seferde öğrencinin kazandığı üniversitenin bulunduğu ilin standartlarına göre " Acaba ne kadar para ile geçinebilirim ?" sorusu yer etmeye başladı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Geçen yıl 44 bin öğrenciye 28 milyon 805 bin YTL eğitim yardımı dağıtan Büyükşehir Belediyesi bu yıl 50 bin üniversiteliye toplam 36 milyon 680 bin YTL'lik burs verecek. Başvurular 20 Eylül-22 Ekim tarihlerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi adresinden yapılacak. Eğitim yardımları kapsamında 7 ay süresince lisans ve ön lisans öğrencilerine aylık 100'er, yüksek lisans öğrencilerine 150'şer, doktora öğrencisine ise 250'şer YTL ödeme yapılacak.

Türk Eğitim Vakfı Başarılı ve maddi desteğe ihtiyacı olan teknik ve endüstri meslek lisesi, üniversite, yüksek lisans (master) ve doktora öğrencilerine burs veriyor. Bursiyerler, kendi öğretim kurumlarının oluşturduğu, TEV'den de bir temsilcinin katıldığı burs komisyonları aracılığı ile seçiliyor. TEV bu yıl 7 bin 600 öğrenciye burs verecek. Bursiyerlerin 2 bin 280'i meslek lisesi, 5 bin 244'ü yüksek öğretim, 76'sı master ve doktora öğrencisi olacak. Meslek lisesi öğrencilerine 100 YTL, üniversite için 240 YTL, master için 400, doktora için 700 YTL veriliyor. Başvurular 1-31 Ekim tarihlerinde TEV Anasayfa adresinde yapılabilir.

Ensar Vakfı Eğitim Fakültelerinin yüksek lisans ve doktora yapan öğrencileri ile bu fakültelerde vakfın projelerine katılan öğrencilere burs veriliyor. Yüksek lisans ve doktora bin liraya kadar, lisans öğrencilerine ise 100 lira burs veriliyor. İrtibat: 212- 527 49 47

Önder Bursları Sözel 1, Sayısal 1, EA 1 ve Yabancı Dil Bölümlerinin her hangi birinden ham 270 puan ve üzeri alanlar ile Sözel 2, Sayısal 2, EA 2 bölümlerinden ham 260 ve üzeri puan alan imam hatip lisesi öğrencileri müracaat edebiliyor. Başvuru Önder İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği adresinden yapılıyor.

Birlik Vakfı İstanbul'da okuyan başarılı öğrencilere burs veriyor. Müracaatlar Eylül ayı içinde yapılıyor. Öğrencinin başka bir kurumdan burs alıp almadığına dikkat ediliyor. Burs kazanan öğrenciler başarılı oldukları sürece üniversite bitene kadar yılda 8 ay her ay 100 milyon olmak üzere burs alıyorlar.

İlim Yayma Cemiyeti Üniversite öğrencileri için aylık 120 YTL, yıllık 960 YTL burs veriliyor. Burs bilgileri Anasayfa - İlim Yayma Cemiyeti adresinden açıklanacak.

Vehbi Koç Vakfı 247 üniversite öğrencisi ile 72 hemşirelik yüksek okulu öğrencisine burs veriyor. Burslara başvuru formu vakfın web sitesinden alınıyor. Öğrenciler üniversitelerine bu formlarla başvuruyor. Okulların tesbit ettiği öğrencilere burs veriliyor.

Alarko Eğitim ve Kültür Vakfı İstanbul / Telefon : 212-227 52 00 Başarılı ve maddi olanakları kısıtlı öğrencilere 8 ay boyunca karşılıksız burs veriyor.

Anadolu Eğitim ve Bilim Vakfı Ankara/ Telefon : 312-229 68 16

Asım Kocabıyık Vakfı İstanbul/ Tel: (0212) 251 34 10 Başarılı ve ihtiyaç sahibi öğrencilere burs veren vakfın önceliği yetim, öksüz veya anne-babası ayrı olan öğrencilere tanıyor.

Aydın Ticaret Odası Aydın

Telefon : 256-213 22 02

Ankara Büyükşehir Belediyesi Ankara'da dar gelirlilere, doğal afet mağdurlarına, öksüz ve yetimlere verilen bursa 1-30 Ekim tarihleri arasında başvuruların yapılması gerekmekiyor. Tel: 312- 310 83 87

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Vakfı İstanbul /Tel: 212- 252 44 33 Maddi yönden desteğe muhtaç öğrencilere burs veriyor.

Eğitimciler Birliği Vakfı (EBV) Ankara Telefon: 312-432 02 79

Eskişehir Sanayi Odası Eskişehir/Telefon : 222-236 03 60 Mühendislik, ekonomi, maliye, işletme ve iş idaresi bölümlerinde okuyan, birinci ve ikinci sınıf üniversite öğrencilerine veriliyor.

Hacı Ömer Sabancı Vakfı (VAKSA) Telefon : 322-363 09 88 Maddi desteğe ihtiyacı olan başarılı öğrencilere geri ödeme yükümlülüğü olan sosyal amaçlı burslar veriyor.

İlim ve Piyasa Araştırmaları Vakfı Ankara/ Telefon : 312- 336 32 42

İstanbul Eğitim Vakfı (İSTEV) İstanbul Telefon : 212-251 06 04

İstanbul Ticaret Borsası Vakfı İstanbul/ 212-511 84 40 Marmara veya İstanbul üniversitesi ekonomi bölümünde okuyan öğrencilere karşılıksız burs veriyor.

İş Dünyası Vakfı (İDV) İstanbul

Telefon : 212-528 41 45

Milli Eğitim Vakfı Ankara/ Telefon : 312-215 43 10 Milli Eğitim Bakanlığı mensubu anne veya babası olan öğrencilere burs veriyor.

Milli Eğitim Bakanlığı Ankara/ Tel: 312 425 53 30 Öğretmen yetiştiren bölümlerde okuyan öğrencilere burs veriyor.

Ormancılık ve Tabiatı Koruma Vakfı Ankara/ Telefon : 312-467 66 16

Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV) İstanbul/ Telefon : 212-512 18 78 Üçüncü sınıftan sonraki, ağırlıklı olarak tıp fakültesi öğrencilerine, not ortalamalarını gözönüne alarak veriyor.

Sema Yazar Gençlik Vakfı Ankara/ Telefon : 312-425 80 03 Başarılı ve sosyo-ekonomik durumu uygun görülen öğrencilere burs veriyor.

TÜBİTAK Ankara/ Tel: 312- 4685300 - 22 01

Matematik ve fen ağırlıklı puana göre yapılan sıralamada ilk 1000 öğrenci arasına girenlerden, temel bilimler bölümlerine (matematik, fizik, kimya, biyoloji, moleküler biyoloji ve genetik) kayıt yaptıran öğrencilere karşılıksız ve sınavsız burs veriyor.

Türk Dil Kurumu Ankara/ Tel: 312- 467 73 50 Sözel puan sıralamasında ilk 2000'e giren ve Türk dili ve edebiyatı ile çağdaş Türk lehçeleri ve edebiyatları bölümlerinden birini seçen öğrencilerden 15'ine veriyor.

Teknik Eğitim Vakfı (TEKEV) Ankara /Telefon : 312-417 99 31 Teknik eğitim fakültelerindeki öğrencilere burs veriyor.

Türk Petrol Vakfı (TPV) İstanbul/ Telefon : 212-227 92 16 Mühendislik, mimarlık, işletme ve iktisat bölümlerinde okuyan öğrencilere burs veriyor.

Türkiye Diyanet Vakfı Ankara/ 312- 417 12 35 Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı'nda çalışanların yüksek öğretim kurumlarında okuyan çocuklarına burs veriyor.


Hemşehri bursları

Uran Vakfı Ankara/ Tel: 216- 343 10 00 Deprem bölgesinde olan ve mühendislik alanlarında okuyan başarılı öğrencilere burs veriyor.

Kırıkkale Ticaret ve Sanayi Odası Kırıkkale/ Telefon : 318-218 1262 Kırıkkaleli öğrencilere veriyor.

Türk Anadolu Vakfı Konya/ Tel: 332- 351 23 70 Selçuk Üniversitesi'ne bağlı fakülte dekanlıklarınca belirlenen öğrencilere verilmektedir.

Avni Akyol Vakfı Düzce/ Tel: 380- 524 50 50 Bolulu öğrencilere 4 yıl boyunca burs veriyor

Ali Osman Sönmez Vakfı Bursa/ Tel: (0224) 261 04 40 Bursalı veya orta öğrenimini Bursa'da tamamlayan öğrencilere veriyor.

Adana Ticaret Odası Adana/ Telefon: 322 - 351 39 11 İktisat veya işletme okuyan öğrencilere veriyor.

Afyon Ticaret ve Sanayi Odası Afyon/ Telefon : 272-213 5657 Afyon doğumlu öğrencilere geri ödemeli, faizsiz kredi veriyor.

Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Zonguldak/ Telefon : 372-6151073 Annesi veya babası Çaycumalı ya da Çaycuma'da oturan; maddi durumu yetersiz öğrencilere burs veriyor.
Read more

Bursa’da Öykü Evren Özen'in Başına Gelenler


BURSA’da bankadan kredi çekip olduğu ameliyatla cinsiyet değiştiren ve Mehmet Özen ile evlenen transseksüel 40 yaşındaki Öykü Evren Özen, boşanma davası açan eşinin ilişki kurduğunu öne sürdüğü 1’i travesti 2 kişi hakkında 50’şer bin liralık tazminat davası açmak için başvurdu.




Bursa’da, ’Gökkuşağı’ adını verdiği ’Travestileri, Transseksüelleri, Gayleri ve Lezbiyenleri Koruma Yardımlaşma ve Kültürel Etkinlikleri Geliştirme Derneği’nin Başkanlığını yapan Öykü Evren Özen, 2006 yılı kasım ayında, annesinden aldığı para yetmeyince bankadan kredi çekerek 15 bin TL’ye Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde ameliyatla kadın oldu. ’Ömer’ olan adını ’Öykü’ olarak değiştiren Özen, pembe nüfus cüzdanına kavuştu. Öykü Evren Özen ameliyat sonrası 7 Temmuz 2007 tarihinde, 12 yıllık sevgisi Mehmet Özen ile travesti arkadaşlarının katıldığı düğünle evlendi.
 
Eşinin ;kıskançlığı ile tanınan ve bu nedenle bir kez intihar girişiminde bulunan ;Öykü Evren Özen, bir süre önce eşinin kendisini, ’Begüm’ takma adlı travesti A.N.K. ile aldattığını öğrenince çılgına döndü. İddiaya göre evine gittiği Korkmaz’dan, Bursa’yı terk etmesini isteyen Özen, bunda başarılı olamayınca A.N.K’yi bu kez, "Bana haftada 500 TL olmak şartıyla 5 bin TL vereceksin. Sonra da Bursa’yı terk edeceksin" diyerek ölümle tehdit etti. Öykü Evren Özen’den korkan A.N.K., Bursa Cumhuriyet Savcılığı’na giderek suç duyurusunda bulunması üzerine Bursa 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde, ’Nitelikli yağmaya teşebbüs’ suçundan 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan tutuksuz sanık Öykü Özen, beraat etti. 

Öykü Evren Özen, eşinin çocuk sahibi olamayacaklarını gerekçe göstererek boşanma davası açması üzerine karşı atağa geçti. 5 yıllık eşi ;Mehmet Özen’in boşanma davası üzerine eşinden tazminat ve nafaka talep eden Öykü Evren Özen, kendisini aldattığını iddia ettiği eşi ile evli olduğunu bilerek ilişkiye girdiğini öne sürdüğü A.N.K. ve A.Y. adlı kadınlar hakkında 50’şer bin TL’lik tazminat davası açtı. 

Eşinin ilişkiye girdiğini ileri sürdüğü kadın ve travesti ile çekilmiş samimi fotoğraflarını dosyaya delil olarak gösterdiğini belirten Özen, yaptığı araştırmada eşi kendisiyle birlikte yaşarken bir başka kadınla birlikte olmak için kendi adına kira kontratı düzenlediğini ve yine bu sosyal paylaşım siteleri üzerindeki yazışmalarının ortada bir ilişkinin varlığını ispatladığını iddia etti. Özen tüm bunları dosya ile mahkemeye sunduğunu söyledi. 

Eşi hakkında ilk boşanma davasını kendisinin açtığını ancak tehdit nedeniyle duruşmalara katılmadığı için davanın düştüğünü hatırlatan Özen, şöyle konuştu:

"O zaman buna karşı çıkmasa şu an boşanmış olacaktık. Her şeyin bir bedeli vardır. Tazminatımı, nafakamı alırsam, niye boşanmayayım. Ama ben bu hayat için çok bedel ödedim. Yaşadıklarımdan ötürü psikolojim bozuldu. Tedavi görüyorum. Ben bu adam için intihara kalkışmıştım."

Daha önce milletvekili aday adaylığı için CHP’ye başvuran Öykü Evren Özen, önümüzdeki yıllarda milletvekili olmak istediğini ve boşanması halinde televizyonlardaki izdivaç programlarına katılarak yeni bir evlilik yapmayı planladığını ;ekledi.
Read more

İrfan Atan Kimdir? İrfan Atan'ın hayatı

İrfan Atan; Güreşçidir. (Kocaeli/İzmit 1928-İstanbul 1989). Adil Atan‘ın ağabeyidir. Güreşe köyünde yağlı güreşle başladı. 1945′te Kırkpınar Desteboyu ikinciliğini, 1950′de Başaltını kazandı. Aynı yıl mindere çıktı.

 İsveç’in dünyaca ünlü ağır siklet şampiyonu Antonsson’u yenen ilk Türk güreşçisi olarak ün yaptı. 1952 Helsinki Olimpiyat Oyunları’nda ağır siklette güreşti. 1953 ‘te Kırkpınar başpehlivanlığını kazandıktan sonra, 1954′te Tokyo’da yapılan Dünya Serbest Güreş Şampiyonası’nda ağır siklette ikinci oldu. 1955′te Kırkpınar güreşlerinde üçüncü kez başpehlivanlığı kazandıktan sonra güreşi bıraktı.
Read more

Profesör Anne Babasını Öldüren Mimar Mithat Cingi Dehşeti

ESKİŞEHİR'de 38 yaşındaki mimar Mithat Cingi, yalnız kaldığı villa tipi evine gelen babası Prof.Dr.Emre Cingi ile annesi Prof.Dr.Munise İpek Çingi'yi öldürdü. Psikolojik rahatsızlığı olduğu belirtilen Mithat Cingi, anne ve babasını öldürdüğü tüfekle de intihar etti.
Olay gece saat 00.30 sıralarında Gültepe Mahallesi Üniversite Evleri Yamanel Sokak'ta meydana geldi. İddialara göre, Eskişehir'de serbest mimarlık yapan Mithat Cingi'nin pompalı tüfek alıp evine kapandığı öğrenen Eskişehir Medline Hastanesi'nde Kulak Burun Boğaz hastalıkları uzmanı olarak görev yapan 70 yaşındaki Prof.Dr.Emre Cingi ile eşi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Munise İpek Cingi "Kendisine zarar verir" düşüncesiyle oğullarının oturduğu eve gitti.

Anadolu ve ESOGÜ öğretim üyelerinin oturduğu semtte görgü tanıklarından alınan bilgilere göre, mimar Mithat Cingi, zili çalan anne ve babasına kapıyı açmadı. Anne Prof.Dr.Munise İpek Cingi ile baba Prof. Dr. Emre Cingi bunun üzerine kapıyı açması için eve çilingir çağırdı. Çilingir kapıyı açacağı sırada içerideki Mithat Cingi, kapıyı tekmeleyip pompalı tüfeği camlı bölümden gösterince çilingir kaçtı. Anne ve baba bu kez oğlunun sakinleşmesini sağlamak için 112 sağlık ekibini arayarak yardım istedi. 112 Acil Servis görevlileri de durumu polise bildirdi.
Ekipler yoldayken kapıyı açan Mithat Cingi babası Prof. Dr. Emre Cingi'ye tüfekle ateş etti, göğsünden vurulan baba Cingi, "Öldürdün beni" diye bağırarak evin bahçesinde yere yağıldı. Mithat Cingi, içeriye girip kendisini ikna etmeye çalışan annesi Prof.Dr.Munise İpek Çingi'ye de yakın mesafeden ateş etti. Kafasından vurulan anne Cingi de olay yerinde can verdi. Ardından bir üst kata çıkan Mithat Cingi aynı tüfekle intihar etti.
Haber: Bu da Okumuş CaniOlay yerine gelen polisler, komşularının ilk olarak 2 el, kısa süre sonra da 1 el silah sesi duyduklarını, sadece babanın bahçede hareketsiz bir şekilde yattığını gördüklerini, anne ve oğlun yaşayıp yaşamadığını bilemediklerini söyledi. Polisler çelik yelek giyerek evin etrafında güvenlik önlemi aldı.
Kısa süre sonra olay yerine gelen Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şubesi ekipleri de çelik yelek ve miğfer takıp söz konusu eve operasyon düzenledi. Uzun namlulu silahlarla gerçekleştirilen operasyonda evin kapısı balyozla kırılıp içeriye girildi. Ekipler bahçede babanın, evin girişinde annenin ve üst kattaki odada oğulları Mithat Cingi'nin cesediyle karşılaştı.
Ölen Prof.Dr.Emre Cingi, eşi Prof.Dr.Munise İpek Çingi ve oğlu Mithat Cingi'nin cesetleri otopsi için ESOGÜ Hastanesi'ne kaldırıldı, olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi.
Read more

Mezuniyet (Kep) Töreni Kıyafetleri Örnekleri - 2012 Modası

Mezuniyet töreni heyecanı ve kıyafet bulma telaşı sürüyor.. Hala bu konuda bir fikriniz yoksa buraya göz atabilirsiniz...


 
Bu Fotoğraf Ecem Akar'ın lise mezuniyetinden (http://ecemakar.blogspot.com)
























  







  

Read more

Sahte Çay - Kahveye Markaları Neler?


Gıda hilecileri çay-kahveye de el attı. Kahveye konulan süt tozunun içine tebeşir katan sahtekarlar, küflenmiş çayları da piyasaya sürerek, sağlığımızla oynuyor...

Çay ve kahvenin faydaları

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın art arda açıkladığı gıda hileleri tüketicileri hayrete düşürürken, sahtekarlar, akla hayale gelmedik yöntemlerle tüketicileri kandırmaya devam ediyor. Hatta kandırmakla da kalmayıp, insan sağlığı ile oynuyor. Bal, kıyma, et ürünleri ve peynir derken, hile yapılan ürünler arasına süt tozu da girdi. Hilecilerin birçok kişinin kahvesine koyduğu süt tozuna teşebir tozu karıştırdığı ortaya çıktı. Uzmanlar tüketicileri 'markasız' ürün almamak konusunda uyarırken, özellikle merdivanaltı üretime dikkat çekiyor. "Süt tozuna tebeşir tozu karıştırıp maliyeti düşüren hilekarlar, pudra şekeri de kullanıyor. Tebeşir tozu kansere bile yol açıyor" diyen uzmanlar, ucuz ve markasız ürünlere şüphe ile yaklaşılmasını istiyor. 
 
KARACİĞERİ BOZUYOR 
Çayda da hile yapıldığını söyleyen uzmanlar, iyi çayın '2.5 yaprak' olarak tabir edilen filizden elde edildiğini belirterek, "Ancak körpe filiz yerine kart dalları da çaya karıştırıyorlar" diyor. Depolarda iyi muhafaza edilmediği için küflenen çaylar da piyasaya sürülebiliyor. Küflü çay özellikle karaciğere zarar veriyor.
 
KANSERE YOL AÇABİLİR
Tebeşir tozunun zararını İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. M. Murat Tuncer şöyle açıkladı: "Tebeşir tozu insan sağlığı açısından son derece tehlikelidir. Başta sindirim sistemi olmak üzere böbrekleri olumsuz etkiler. İleride kansere neden olabilecek olumsuzluklar yaratabilir. Alerjik rahatsızlıklara yol açabilir. Tebeşir tozunun süt tozu içindeki oranı ne olursa olsun, insan sağlığı için tehlikelidir. Solunum yoluyla vücuda girdiğinde de akciğerlere zarar verir."
Read more

Bir Delinin Haykırışı , Andrei Tarkovsky ve Nostalghia


İnsanoğlu dinle!
Domenico burada, Bagno Vignoni’nin delisi.
Hayır, onun deli olmadığını biliyorum.
Öyleydi, bunu anlayacaksın.
O burada Roma’da, bir gösteri için.
Üç gündür konuşmalar yapıyor.
Nasıl gidiyor?
Kalbin nasıl?
Bilmiyorum, sınıra dayandım.
İçimde hangi atam konuşuyor?
Hem aklımda hem de bedenimde…
Aynı anda ayrılamam.
Bu yüzden tek kişi olamıyorum.
Kendimi aynı anda sayısız şey olarak hissedebiliyorum.
Fazla büyük usta kalmadı.
Zamanımızın gerçek kötülüğü budur.
Kalbin yolları gölgelerle kaplanmış.
Yararsız görünen seslere kulak vermeliyiz.
Okul duvarları, asfalt ve refah reklâmlarının
Uzun kanalizasyon boruları ile dolu beyinlere…
Böceklerin vızıltıları girmeli.
Her birimizin gözlerini ve kulaklarını…
Büyük bir rüyanın başlangıcı olan şeylerle doldurmalıyız.
Birisi piramitleri yapacağımızı haykırmalı.
Yapmamamızın bir önemi yok!

O isteği beslemeliyiz…
Ve ruhun köşelerini esnetmeliyiz…
Sınırsız bir çarşaf gibi.
Dünyanın ilerlemesini istiyorsanız…
El ele vermeliyiz.
Sözüm ona sağlıklıları…
Sözüm ona hastalarla karıştırmalıyız.
Siz sağlıklı olanlar!
Sağlığınız ne anlama gelir?
İnsanoğlunun bütün gözleri, içine…
Daldığımız çukura bakıyor.
Özgürlük faydasızdır…
Eğer gözlerimizin içine bakmaya…
Yemeye, içmeye ve…
Bizimle yatmaya cesaretiniz yoksa!
Dünyayı yıkıntının eşiğine getirenler…
Sözüm ona sağlıklı olanlardır.
İnsanoğlu dinle!
Senin içinde su, ateş…
Ve sonra kül…
Ve külün içindeki kemikler.

Kemikler ve küller!
Gerçekliğin içinde veya…
Hayalimde değilken, ben neredeyim?
İşte yeni anlaşmam:
Geceleri güneşli olmalı…
Ve Ağustos da karlı.
Büyük şeyler sona erer…

Küçük şeyler baki kalır.
Toplum böylesine parçalanmaktansa…
Yeniden bir araya gelmeli.
Sadece doğaya bak 
Hayatın ne kadar basit olduğunu göreceksin.
Bir zamanlar olduğumuz yere dönmeliyiz…
Yanlış tarafa döndüğümüz noktaya.
Hayatın ana temellerine geri dönmeliyiz…
Suları kirletmeden…

Deli bir adam size…
Kendinizden utanmanızı söylüyorsa…
Ne biçim bir dünyadır burası!
Şimdi müzik
Müzik!
Ah… Anne!
Başının etrafında dolaşan…
Ve sen güldükçe berraklaşan…

O hafif şey havaymış.
Read more

Ölüm ve Yaşam İçgüdüsü Üzerine, Sigmund Freud


Freud,1920 yılında yazdığı “haz ilkesinin ötesinde” isimli makalesinde;daha önce libido ile ego içgüdüleri arasında kurduğu dualistik karşıtlığı canlının temelinde  birbirine zıt yönlerde hareket eden  iki temel içgüdünün zeminine oturttu.Haz ilkesinden daha eski bir tarihe sahip olan yaşam ve ölüm içgüdülerini inceledi.
a.Ölüm İçgüdüsü
Freud’un bu konuda düşünmesine neden olan temel sorun travmatik nevrozlarda görülen  travmatik olayın hayallerde ve düşlerde tekrar tekrar  yaşanması durumunun yani “yinelenme zorlantısının” “haz ilkesi” nezdinde ki uyumsuzluğuydu.Biraz daha düşününce yinelenme zorlantısının  çocukların oyunlarında korkulan fantezilerin üzerine gidilmesi ve nevrotik bireyin yaşantısında belirtilerin yinelenmesi şeklinde kendisini gösterdiği görülüyordu.Psikanalizin etkinliği de bütünüyle hastanın terapiste  yaptığı aktarıma ve zamanla gelişen aktarım nevrozuna bağlıydı ki bu da aslında nevrozun yinelenmesinden başka bir şey değildi. Bu yinelenmelerin “hazza yönelik olmadığı” açıktı zira  üretebileceği tek şey “hazsızlık” deneyimi olabilirdi.
Freud, bu yinelenmelerin tutucu karakterini altını çizer.Yinelenme gibi tutucu bir eylemin  canlı için amacı ne olabilirdi?Freud ,ulaştığı bu görüşün ilginç ve değişik bir görüş olduğunu ifade eder.Zira canlıları zamanla değişim ve gelişime sevkeden doğal bir güce inanılırken şimdi bunun tam tersi bir durumdan söz edilmektedir.Söz konusu olan canlının tutucu doğasıdır.Canlı esasında bir kez var olduktan sonra bu varlığı değişmek ve geliştirmek değil varlığını bulunduğu halde muhafaza etmek, yaptıklarını sadece yinelemek ister.Ancak değişen koşullar yüzünden varlığı tehlikeye uğrarsa ,yeni şartlara adapte olmak durumunda kalabilir.

“Canlının yaşam akışına bu şekilde dayatılan her değişiklik tutucu organik içgüdüler tarafından kabul edilir ve daha sonraki yinelemeler için saklanır.”

Bu noktada Freud canlının tutucu eğilimlerinin izlerinin canlının cansız maddeden oluştuğu ilk evreye kadar sürülebileceğinden bahseder.Canlı madde ilk oluştuğu sırada kararsızdı ve cansız maddeye doğru dönme gerilimini içinde taşıyordu.

Freud tartışmasının sonunda,yineleme zorlanımını  haz ilkesinden tarihsel olarak önce gelen bir güdülenime bağlar. Daha önceden Nirvana ilkesi diye bahsettiği zihnin tüm uyaranlardan kurtulmak ve tüm gerilimleri dindirmek ihtiyacının haz ilkesinin üstünde bir ihtiyaç olduğunu ancak her iki ilkenin de nihai anlamda (gerilimi boşaltmaya yönelik olarak) birlikte hareket ettiklerini vurguladı. Canlı yaşamın başlangıcına inorganik madde sebep olmuştu.Bu noktadan sonra canlı organizmada “yaşama devam etmek  ve zorlayıcı dış şartlar altında inorganik maddeye geri dönmek” eğilimleri arasında bir gerilim oluştu. Yaşamdan önceki duruma dönüş eğiliminden kaynaklanan gerilimi temsil eden bu içgüdüye Freud  ölüm içgüdüsü adını vermişti.

“O halde öyle görünüyor ki bir içgüdü canlının rahatsız edici dış güçlerin baskısı altında terk etmeye zorlandığı canlı yaşamdakalıtım yoluyla var olan,işlerin daha önceki bir durumunu yeniden kurmaya yönelik bir itkidir;yani bir tür organik esnekliktir ya da başka bir biçimde ifade etmek istersek canlı yaşamda kalıtım yoluyla var olan süredurumun ifadesidir”
Yinelenme zorlantısı —> Canlının tutucu karakteri —> Tutucu karakterin canlının içinden çıktığı inorganik hayata kadar takip edilmesi (kalıtımsal ölüm güdüsü)
b.Yaşam İçgüdüsü 
Freud,cinsel içgüdüleri nereye koyabileceğini araştırmaya devam eder.Tek hücreli çoğalarak büyüyen canlıların bir tür ölümsüzlüğe sahip olduğu söylenebilir belki.Çok hücreli canlılar ise bunu yaydıkları tohum hücreleri ile sağlamaktalar.Tohum hücrelerini karşı cinsin tohum hücreleri ile bir araya getirmeye çalışan içgüdü cinsel içgüdülerdir.Bu içgüdülerde tutucu karakterdedir bir bakıma..Zira bu hücreler canlının ilk halini yeniden yaratmaya yönelimlidir.Yine de bu içgüdülerle ölüm içgüdüsü arasında bir zıtlık olduğu ortadadır.Cinsel içgüdüyü, ölüm içgüdüsüne karşı savaşan “yaşam içgüdüsü” olarak görmek bu bağlamda tutarlıdır Freud’a göre..

Freud’un “Eros” adını verdiği yaşama içgüdüsünün bir fonksiyonu olan cinsel içgüdü,insan vücudunda akışkan ,serbest bir enerji halindedir.Freud bir sonraki makalesi “ego ve id”de fikrini değiştirene kadar bu enerjinin kaynağını ego olarak tasarımlamıştır.Libido adı da verdiği her hücrede bulunan bu enerji diğer hücreleri nesne olarak almakta ve ölüm içgüdüsüne karşı değişik işlev gören hücrelerini bir arada tutmaya yaramaktadır.Libido tıpkı kendi hücrelerine ve organlarına yöneldiği gibi psikoseksüel gelişim süreci esnasında giderek çevredeki nesnelere yayılmakta ve nesne yatırımlarına dönüşmektedir
Read more

Trt'nin Euro 2012 BISS Key Şifresi Nedir? Trt 1 ve Spor Maçlarını Şifresiz İzlemek

Avrupa Futbol Şampiyonası 2012 karşılaşmaları TRT ekranlarından BISS Key şifreleme sistemiyle yayınlanacak. Ancak kullanıcıların maçları şifresiz izlemek için key numarası girmeleri gerekecek...
Bu sene Polonya - Ukrayna ortaklığı ile düzenlenen 8 Haziran 2012 günü başlayacak olan Euro 2012 TRT ekranlarından şifresiz olarak yayınlanacak. TRT'nin şuanda Turksat üzerinde 2 tane şifresiz yayın yapan HD kanalı da bulunuyor. Uydu alıcınızdan TRT ve TRT HD'yi şifresiz izleyebilmek için mutlaka okuyunuz.
Avrupa Futbol Şampiyonası 2012 (Euro 2012) TRT ve TRT HD'de nasıl izlenir?

Uydu alıcısı ile TRT ve TRT HD ekranlarından Avrupa Futbol Şampiyonası 2012'yi izlemek isteyenlerin aşağıdaki yöntemleri uygulaması gerekmektedir.

1. Uydu alıcınızın Biss şifre çözebilme özelliğine sahip olması gerekmektedir. Çoğu uydu alıcılarında bu özellik bulunmakta fakat aktif durumda değildir. Eğer uydu alıcınızın şifre çözme özelliği açık durumda değilse, uydu alıcınızı aldığınız yetkili servisten destek isteyiniz.

2. Uydu alıcınızın menüsünde ‘CAS’, ‘Key Girişi’, ‘CAS System’, ‘CAS Keys’ veya benzer bir isimle yer alan KEY girişi menüsüne gelin.

3. Açılacak menüde yer alan şifreleme tiplerinden (Şifre Tipi, Cas Type veya benzer bir isimdeki seçenek) Biss olanını seçin.

4. Açılacak menüde yer alan talimatları uygulayarak aşağıdaki değerleri girin.

TRT HD, TRT1 HD, TRT Spor, TRT3 biss key

Key: HEX: 1000001000000000 ( 12 haneli değer girilmesi gerekmesi halinde sonda bulunan sıfırlar eksik yazılabilir) Şifreyi kabul etmemesi durumunda şu şifreyi deneyiniz: 1000000000000000

TRANSPONDER

11041, V, 8400 3/4 8PSK @42.0°E (Turksat 2A/3A)

5. Şifreyi kaydedip (Kaydet, Tamam, Save veya OK) menüden çıkın.

6. Şifreyi kaydettiğiniz halde yine izleyemiyor ve hâlâ ‘kanal şifreli’ gibi bir uyarı ile karşılaşıyorsanız uydu alıcınızı kapatıp açın.

7. Eğer alıcınız hala şifreyi çözemiyorsa lütfen cihazınızı satın aldığınız yetkili servisten destek isteyin.


1. Uydu alıcınızın Biss şifre çözebilme özelliğine sahip olması gerekmektedir. Çoğu uydu alıcılarında bu özellik bulunmakta fakat aktif durumda değildir. Eğer uydu alıcınızın şifre çözme özelliği açık durumda değilse, uydu alıcınızı aldığınız yetkili servisten destek isteyiniz.

2. Uydu alıcınızın menüsünde ‘CAS’, ‘Key Girişi’, ‘CAS System’, ‘CAS Keys’ veya benzer bir isimle yer alan KEY girişi menüsüne gelin.

3. Açılacak menüde yer alan şifreleme tiplerinden (Şifre Tipi, Cas Type veya benzer bir isimdeki seçenek) Biss olanını seçin.

4. Açılacak menüde yer alan talimatları uygulayarak aşağıdaki değerleri girin.
TRT için; Biss ID: 0x1FFF ya da 0x1FFE (eğer 6 haneli ise Biss ID 0x001FFF ya da 0x001FFE olarak girilmelidir)
Biss TP: 11919/24444 (V) (Bazı modellerde bu sorulmamaktadır.)
Key Değeri: 10000000000000 (eğer 12 hane varsa key değeri 100000000000 olmalıdır.)

5. Şifreyi kaydedip (Kaydet, Tamam, Save veya OK) menüden çıkın.

6. Şifreyi kaydettiğiniz halde yine izleyemiyor ve hâlâ ‘kanal şifreli’ gibi bir uyarı ile karşılaşıyorsanız uydu alıcınızı kapatıp açın.

7. Eğer alıcınız hala şifreyi çözemiyorsa lütfen cihazınızı satın aldığınız yetkili servisten destek isteyin.
Read more

İbrahim Çallı Kimdir? İbrahim Çallı’nın hayatı Ve Eserleri

Hazırlayan: Dr.Özand Gönülal
 
 Çağdaş Türk Resmi için önemli köşe taşlarından biri olan İbrahim Çallı, 13 Temmuz 1882 de Denizli’nin Çal ilçesinde doğmuştur. Cumhuriyet dönemi resim uygulamalarının öncülüğünü 1908 yılında kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin ressamları yapmıştır. Ruhi Arel, Hikmet Onat ve Hoca Ali Rıza gibi ressamların bulunduğu bu Cemiyet’e İbrahim Çallı da üye olmuştur.Daha sonra Çallı Kuşağı olarak da anılacak bu ressamların çoğunluğu Sanayi-i Nefise mektebinden mezun olmuşlardır ve Avrupa’da sanat eğitimi görmüşlerdir. 
 İbrahim Çallı ilk ve orta öğretimini Çal ilçesinde tamamladıktan sonra İstanbul’a gelmiştir.Resme tutkun olmasına rağmen Sanayi Nefise mektebine girememiştir.Adliye’de katiplik yaparak yaşamını sürdüren Çallı, bir yandan da resim yapmaya devam etmiştir. Şeker Ahmet Paşa, Çallı’nın yeteneğini farkederek Sanayi Nefise mektebine girmesini sağlamıştır. Dört yıl okuduktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı sınavı kazanarak Fransa’ya gitmiştir. Ferdinand Coman’ın atölyesinde çalışan İbrahim Çallı, 1914 yılında I.Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla birlikte İstanbul’a dönerek, 1915 yılında Sanayi-i Nefise mektebinde öğretmenlik yapmaya başlamıştır.1947 yılında emekli olan Çallı, 1960 yılında mide kanaması sonucu vefat etmiştir. 
 İbrahim Çallı ve arkadaşları (“1914 Kuşağı”, “Çallı Kuşağı”, “Türk İzlenimcileri”) Fransız izlenimcilerinin etkilerini İsatanbul’a taşımışlardır.Başlangıçta fotoğraftan yapılan manzara resimleri ve naturmort’lar, Çallı ve arkadaşları ile birlikte gerçek doğanın karşısına geçilerek yapılmaya başlar. 
 İbrahim Çallı’nın resimlerine bakıldığında manzara resimlerinden natürmorta, günlük yaşam olaylarından Nü ve portrelere kadar zengin bir konu çeşitliliği ile karşılaşılmaktadır. 
 İbrahim Çallı’nın resimlerinde ışık ve buna bağlı olarak gelişen lekesel değerler ön plandadır. Özelllikle natürmort ve manzara resimlerinde bu belirgin olarak ortaya çıkar.Avrupa resmindeki izlenimciliğin etkilerini açıkça görmek mümkündür.Ancak portre uygulamalarında biçim ön plana çıkmasına karşın, kişisel kimliğin kazandırılmasında lekesel değerler etkili olmuştur.Çallı’nın resimlerinde görülen bu çeşitlilik onun belli kurallara sıkı sıkıya bağlanmak adına, saplantıya kapılmayı rededen bir anlayışa sahip olduğunu göstermektedir.Böylece onun resimlerinde özgür düşünce ve içtenliğin yansımaları açıkça görülmektedir. 
 İbrahim Çallı’nın resimlerini, genel olarak manzara, natürmort, nü, ve portreler olmak üzere gruplandırmak mümkündür. 
 Manzara resimlerine baktığımızda panoromik doğa görüntülerinin yanısıra şehir kesitlerini ve “balıkçılar” resminde olduğu gibi, doğa içinde günlük yaşam öykülerini bulmak mümkündür. “Adalardan” adlı resminde olduğu gibi panoromik anlayışa sahip olmasına karşın komposizyonu oluşturan biçimlerin daha belirgin vurgulanmasını sağlamıştır.Şehir kesitlerini yansıttığı resimlerinde, belgesel niteliğinde bir yaklaşım sergilenmiştir. “Bursa Türbeleri” adlı resim bu yaklaşımın önemli bir örneğini oluşturmaktadır.”Balıkçılar” adlı çalışmasında, resim yüzeyine tamamen hakim olan kayık ve içinde bulunduğu denizin ilişkisi, bir görüntü oluşturmaktan çıkmış, yaşamdan alınmış bir zaman diliminin dinamik karakterini belirgin bir şekilde yansıtmaktadır. Buna karşın kayıktaki figürlerin sahip olduğu biçim statik bir yapıyı yansıtmasına karşın, lekesel değerler sayesinde hareketin varlığını sergilemektedir.Fırça vuruş biçimi ve farklı renk lekeleriyle kayığın içinde bulunduğu denize çırpıntılı bir karakter katarak izleyicinin derinliklerinde bir heyecan oluşmasını sağlamıştır.Resim yüzeyinde kullandığı renk skalası içerisinde yer alan çarpıcı renkleri, kayığın üzerinde topluyor olması, dikkatimizi insan varlığının gün içerisinde yaşadığı zorlu bir yaşam kesitine çekmeye çalıştığı  izlenimi yaratmaktadır. 
 Natürmort, İbrahim Çallı’nın yaratı süreci içerisinde farklı bir yere sahiptir. Bu resimlerinde kullandığı ışık ve bununla belirginleşen lekesel değerler ile renk skalası yaşam derinliğine kökleri uzanan bir tutkunun varlığına işaret etmektedir.Bu eserlerinde ölü bir doğa resmetmesine karşılık, komposizyon düzeni ve fırça vuruşlarıyla yaşama ilişkin bir dinamiği yakalamak mümkündür.”Ay çiçekleri” adlı resmi ile, Vangogh’un “Ay çiçekleri” arasında bir ilişki kurulmaya çalışılsa da İbrahim Çallı ruhsal bir çöküntünün değil, yaşam serüveninin dışa vurumunu gerçekleştirmiştir.Özellikle komposizyonun solunda yer alan ayçiçeğinin üzerine düşen gün ışığı ve gerilmiş taç yaprakları, ölümün suskunluğunu değil yaşamın heyecanını betimlemektedir.
 İbrahim Çallı’nın portreleri diğer resimlerine oranla biçim kaygısını daha fazla taşıdığı çalışmalarıdır.Ancak bu çalışmalar arasında da portresini yaptığı kişiye göre değişerek kullanılan resimsel dile ait ifadeyi görmek mümkündür. Örneğin Celal Bayar’ın portresinde kişisel kimliğin yansıtılmasının dışında, giyinişi ve genel duruşuyla devlet adamı ciddiyetinin yansıtacak biçimsel kuralcılık uygulanmışken, Neyzen portresinde izlenimciliğe ilişkin lekesel değerler ve fırça vuruşları daha serbest gerçekleştirilmiştir. 
 İbrahim Çallı’nın çıplak kadın resimlerinde, figür mekan ilişkisi ön plana çıkmaktadır.Her nekadar figür önplanda olsa da mekan içerisindeki diğer unsurlarda aynı etki ile izleyicinin karşısına çıkmaktadır.Bu resimlerde yer alan kadın figürlerinde zaman zaman duygusal boyutun yansımasını vücut biçimlerinde görmek mümkündür. 
 Sonuç olarak 1914 kuşağı ressamları arasında bu gruba adını verecek kadar ön plana çıkan İbrahim Çallı, Türkiye Cumhuriyeti’nin resim alanında batı anlayışına yönelik bir sürece girmesinde önemli itici güçlerden birisi olmuştur. Çalışmalarının tümünde gözlemlenen izlenimci anlayış, Avrupa’nın resim uygulamalarında görülen izlenimcilik akımının kurallarını sıkı sıkıya uygulamaktan çok, kendine özgü bir karakter sergileşmiştir.Bu karakter Çallı’nın komposizyonu oluşturan unsurların seçiminde ve resimsel dili oluşturmasındaki tavrı ile ortaya çıkmaktadır. 
 
 * Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Öğretim Görevlisi 
 
 KAYNAKÇA 
 
 Berk Nurullah -Kaya Özsezgin ,Cumhuriyet Dönemi Türk Resmi, Ankara 1983” 
 Başkan Seyfi, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye’de Resim, Ankara 1997 
 Cezar Mustafa, Sanatta Batıya Açılış ve Osman Hamdi Bey, İstanbul 1971 
 Eyüpoğlu Bedri Rahmi, “Çallı üzerine” Türkiyemiz, sayı 18 Şubat 1976 s.9 
 Germaner Semra, “Türk resmindeki İzlenimci akım.1914 kuşağı sanatçıları” Antik dekor, s.2- s.98 
 Özsezgin Kaya, Türk Resmi, Ankara 1998 
 Turani Adnan, Batı Anlayışına Dönük Türk Resim Sanatı, Ankara 1984
Read more