Silindir Nedir? Silindirin Özellikleri


Bir dikdörtgensel bölgenin kenarlarından biri etrafında 360o  döndürülmesiyle oluşan cisme dik silindir denir.


- Dik silindir tabanları birbirine eş daireler olan bir dik prizmadır.

- Tabanının yarı çapı r, yüksekliği h olan dik silindirin;








İsim:  geo_1616..gif
Görüntüleme: 31773
Büyüklük:  3,0 KB (Kilobyte)

Silindir
106. Silindir o şekilde bir katıy dır ki onun yan yüzeyi bir eğri yüzeydir. Bu şekilde olan katıy, herhangi bir yatay düzeyde yuvarlanabilir. İşte bunun içindir ki ona silindir denmiştir. Silindirde karşılıklı tabanlar paralel ve eşittir.
107. Bir silindirin yüksekliği, üst tabanından alt tabanına indirilen dikeydir. »
108. Bir silindir, kenarının tabanlarına dikey veya eğik olduğuna göre «dikey silindir» veyahut «eğik silindir,dir.
Dikey silindir, bir dikey dörtgenin bir kenarı et' rafında tam olarak dönmesiyle elde edilir.
109. Dikey silindirin yan yüzünün alanı. Dikey bir silindirin yan alanı, yüksekliğiyle tabanlarından birinin çemberinin çarparığına eşittir.
Misal: Yüksekliği 0,80 m. ve tabanlarından herbirinîn çemberi 1,20 m. olan bir dikey silindir düşünelim. Bu silindirin yan alanı  0,80 X 1,20= 0 96 mk. dir.
110. Bir silindirin yan yüzeyini yayarsak bir dikey dörtgen elde ederiz ki, bunun tabanı silindir tabanı çemberine ve yüksekliği de silindirin yüksekliğine eş olur  
* Katıy, katı olan bir cisimdir.
111. Bir silindirin hacmi, onun tabanı alanının yüksekliği çarparığına eşittir.
Misal : Yüksekliği 0,80 m. ve tabanlarından her birinin alanı 0,30 mk. olan bir silindir düşünelim. Bu silindirin hacmi 0,30 X 0,80 = 0,24 mkp. tür.
Read more

Mümlüklerin Özellikleri Nelerdir?


-1250 tarihinde Aybeg Türkmeni tarafından Mısır'da kuruldu.

-Haçlılar ve Moğollarla büyük mücadeleler yaptılar.

-Abbasi halifeliğinin koruyuculuğunu üstlendiler.

-Ayn-ı Calud Savaşı ile Memlük hükümdarı Baybars, Mısır ve Avrupa'yı Moğol istilasından kurtardı.

Hicaz, Filistin ve Suriye'de egemen olna Memlüklüler bahrat yolu ticaretini ele geçirerek ekonomik yönden güç kazandı.

-Anadolu üzerindeki emelleri nedeniyle Osmanlılarla uzun süre mücadele ettiler.

-Memlüklüler, Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sırasında yapılan Merc-i Dabık ve Ridaniye Savaşları sonunda yıkıldı.

UYARI: Hükümdarlığın veraset yoluyla geçmediği tek Türk devletidir. Memlük Sultanları komutanlar arasından seçimle gelirdi.
Read more

Arya Nedir?

Arya, Geniş tutulmuş ve kendi içinde bir bütünlüğe sahip olan, çalgı eşliğinde solo olarak söylenen şarkıdır. Arya büyük bir müzik eserinin (örneğin opera, oratoryo, kantat) bir bölümü olabileceği gibi, başlı başına bir eser olarak da (aria concertante: Konser aryası) bestelenebilir. 17. yüzyılda İtalyan operasında gelişmiş olan aria da capo’da birinci bölüm ikinci bölümden sonra yinelenir.

Arya aynı zamanda Hind-Avrupa kültüründe “soylu” anlamına gelir.
Read more

Amonyak Nedir ? Amonyak Nasıl Oluşur? Özellikleri Formülü Nedir? Gümüş Bileşiği Nedir?


Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur) bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı kimyasal özelliklere sahip milyonlarca yani madde yani bileşik oluştururlar. Elementler doğada genelde saf halde değil de bileşikler halinde bulunurlar.

Bilinen element atomlarından sadece soy gaz atomları kararlıdır ve kararlı oldukları için kimyasal bağ oluşturmayıp doğada tek atomlu halde bulunurlar. Soy gazların dışındaki metal ve ametal atomları kararsız olup kararlı hale geçmek için elektron alış verişi yaparak veya elektronlarını ortaklaşa kullanarak kimyasal (iyonik ve kovalent) bağ oluştururlar. Kimyasal bağ oluşturan farklı atomlar da bir araya gelerek farklı kimyasal özelliklere sahip yeni maddeler yani bileşikler oluştururlar.

İki ya da daha fazla farklı element atomunun kendi özelliklerini kaybedip belirli oranlarda bir araya gelerek kimyasal bağ oluşturması sonucu meydana gelen yeni ve saf maddelere bileşik denir. Bu nedenle elementlerin bileşikleri oluşturması kimyasal değişmedir.
İki ya da daha fazla elementin kendi özelliklerini kaybederek belirli oranlarda ve kimyasal tepkimeler sonucu oluşturdukları saf maddelere bileşik denir.

Bileşiklere Örnekler

  • Sodyum elementi sadece sodyum atomlarından oluşur, gümüş rengindedir ve (bıçakla kesilebilecek kadar) yumuşaktır.
  • Klor elementi sadece klor moleküllerinden oluşur, sarı – yeşil renkli zehirli bir gazdır.
  • Sodyum elementindeki sodyum atomları birbirinden ayrılır.
  • Klor elementindeki klor moleküllerinin atomları birbirinden ayrılarak sodyum atomlarına yaklaşır kendi kimliklerini kaybederek ve sodyum klorür bileşiğini oluştururlar.
  • Sodyum ve klor atomlarından (elementlerinden) oluşan sodyum klorür (yemek tuzu) bir bileşiktir ve kendini oluşturan sodyum ve klor elementlerinden farklı fiziksel ve kimyasal özelliklere sahiptir. Sodyum klorür şeffaf, katı ve ufalanabilen bir bileşiktir.
  • Hidrojen elementi sadece hidrojen moleküllerinden oluşur, renksiz, kokusuz, yanıcı bir gazdır.
  • Oksijen elementi sadece oksijen moleküllerinden oluşur, renksiz, kokusuz, yakıcı bir gazdır.
  • Oksijen ve hidrojen atomlarından (elementlerinden) oluşan su, bir bileşiktir ve kendini oluşturan oksijen ve hidrojen elementlerinden farklı fiziksel ve kimyasal özelliklere sahiptir. Su, yanıcı ve yakıcı özellikte olmayan sıvı halde bir bileşiktir.

Bileşiklerinin Oluşması

Elementler bileşik oluştururken, elementi oluşturan aynı cins element atomları arasındaki kimyasal bağlar kopar ve element atomları birbirinden ayrılır. Birbirinden ayrılan element atomları, farklı cins element atomları ile yeni kimyasal bağlar oluşturarak bir araya gelir ve bunun sonucunda da bileşikler meydana gelir. Bu nedenle bileşikler oluşurken farklı element atomları kimyasal bağlar sayesinde bir araya gelir ve yeni maddeler oluşur.
Atomlar bileşik oluşturduklarında atomların arasındaki uzaklık değişir. Atomların element halindeyken aralarındaki uzaklık çok azdır. Atomlar bileşik oluşturduklarında ise aralarındaki uzaklık artar. Bunun nedeni, atomların element halinde iken aralarındaki kimyasal bağların, bileşik oluşturduklarında aralarında oluşan kimyasal bağlardan faklı olmasıdır.

Amonyak Bileşiği ve Oluşumu

Amonyak, formulü NH3 olan; azot atomu ve hidrojen atomundan oluşan renksiz ve keskin ve hoş olmayan kokuya sahip bir gaz bileşiğidir. OH- iyonu içermediği halde zayıf baz özelliği gösterir. Bir amonyak molekülü, bir azot ve üç hidrojen atomundan oluşur.

Yapısı

Amonyak, kovalent bağlı (ametal + ametal) bir bileşiktir. Molekülleri polar olduğundan su içinde yüksek oranda çözünür. Amonyak molekülleri kendi aralarında olduğu gibi su molekülleri ile de zayıf hidrojen bağı oluşturur. Bu nedenle suda çok çözünür.
  • Yaptığı bileşikte, sp3 hibritleşmesi yapmıştır.
  • Bağ yapmamış bir çift elektronu olduğundan molekül şekli üçgen piramittir, bu yüzden polar bir moleküldür.
  • Gazlaşma gizli ısısı çok yüksektir, bu nedenle sanayi tesislerinde soğutucu madde olarak da kullanılır.

Çözünürlüğü

  • Oda koşullarında doymuş amonyak çözeltisi %34′lük olup, yoğunluğu 0,88 g/ml’dir.
  • 1 atm basınç ve 0 °C de 1300 litre, 1 atm basınç ve 20 °C de 700 litre amonyak çözünür.
  • 1 atm basınçta kaynama noktası -33.34 °C (239.81 °K) dir. -78 °C donduğundan, oda koşullarında gaz halinde bulunur
Read more

İtalya Tarihi Nedir? İtalya'nın Fiziki ve Coğrafi Özellikleri Nelerdir?










Resmi Adı : İtalya Cumhuriyeti
Başkenti ve Nüfusu : Roma (
Toplam Yüzölçümü : 301.268 km2
Toplam Nüfus : 57.580.000
Resmi Dili : İtalyanca
Dini : %85 Katolik, %13 Protestan, %2 Musevi
Yönetim Biçimi : Cumhuriyet
Para Birimi : Liret
Bağımsızlık : M.Ö. 595’dır.
Devlet Başkanı : Cumhurbaşkanı
Hükümet Başkanı : Başbakan

FİZİKİ COĞRAFYA ÖZELLİKLERİ : Toscano, Umbria
Başlıca Ovaları : Ligurya, Lazio (Lazyo), Roma, Napoli, Po, Compania ovalarıdır.
Başlıca Dağları : Apenin Dağları, Alp Dağları, Greco Rosa
Başlıca Yanardağları : Vezüv, Etna, Stromboli, Ponci
Başlıca Adaları : Sicilya, Sardinya, Lipari Adaları, Elba, Argentario, Piombino, Vulcano, Egodi, Kapri
Başlıca Körfezleri : Toronto, Venedik, Cenova, Napoli
Başlıca Akarsuları : Po, Tiber, Arno, Adige, Piave’dir.
Başlıca Gölleri : Garda, Maggiore, Como, Lugano, Trasimeno, Bolsena gölleridir.
Ülkenin En Yüksek Noktası: Grand Parodiso (4061 m.)
 
NÜFUS ÖZELLİKLERİ
Toplam Nüfusu : 57.580.000
2010 yılı tahmini nüfus : 57.780.000
Aritmetik Nüfus Yoğunluğu : 190 km2
Ortalama Yıllık Doğum Oranı : % 8,6 (1995)
Ortalama Yıllık Ölüm Oranı : % 9,3 (1995)
Ortalama Yıllık Doğal Nüfus Artışı: % 0,4 (1995)
Ortalama Yaşam Süresi : Erkek 77 yıl, kadınlar 82 yıl
Çocuk Ölüm Oranı : %9
Kentsel Nüfus Oranı : %65
Kırsal Nüfus Oranı : %35
Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı:
0-14 Yaş : % 17,8
15-60 Yaş : % 62,8
60 yaş ve üstü : % 19,4
Nüfusun İstihdam Yapısı : Tarım %18, Sanayi %36, Hizmetler %46
Ülkenin Önemli Kentleri : Roma, Milano, Napoli, Bari, Torino, Cenova, Palermo, Floransa, Bologna, Venedik, Catania, Triyeste, Messina
 
EKONOMİK ÖZELLİKLER

GSYİH : 1.151.600 Milyon dolar,
Kişi Başına GSYİH : 242377 Milyon dolar
TOPLAM DEMİR YOLU UZUNLUĞU
Toplam karayolu uzunluğu :1000 000 KM
Başlıca Maden Ve Enerji Ürünleri : Kükürt, Cıva, Çinko, Demir, Magnezyum, Mermer
Yetiştirilen Başlıca Tarım Ürünleri : Üzüm, Zeytin, Turuncgil, Çeltik üretimi, Şarap ve Zeytinyağı
Gelişmiş Başlıca Sanayi Kolları : Dokuma, Kimya, Makine, Motorlu Araçlar, Petrol İşleme ve Gıda alanlarıdır.
Başlıca İhraç Ürünleri : Makine tevsiye edilmiş petro-kimya ürünleri, pamuklu suni dokumalar, otomobiller, ayakkabı, daktilo makinaları, zeytinyağı ve zeytin’ dir.
Başlıca İthal Ürünleri : Pamuk, Ham Petrol, Yün, Demirli maden, Madenler, Buğday’ dır.
Ticaret Yaptığı Başlıca Ülkeler : Fransa, Almanya, Hollanda, Yunanistan, İspanya, Kazakistan, Rusya, Mısır
Ülkenin En Önemli Limanları : Cenova, Triyeste, Toronto, Napoli, Venedik’tir.
Ülkeye Gelen Turist Sayısı ve Geliri : 1996 yılında 36 milyon turist gelerek İtalya, turist sayısı bakımından dünyada 3. olmuştur.

İTALYA COĞRAFYASI
Fiziki Coğrafya Özellikleri:

İtalya, Orta Avrupa’ nın güneyinde, Akdeniz’e bir çizme biçiminde uzanan bir yarım adanın üzerinde bir ülkedir. Kuzeyde bir yay çizen Alp Dağları İtalya ile Fransa, İsviçre, Avusturya ve Yugoslavya arasındaki doğal sınırı oluşturur. İtalya doğuda Yugoslavya, Arnavutluk ve Yunanistan’ dan Adriya Denizi ile, güneybatısına düşen Tunus’ tan Akdeniz’ le ayrılır.
Yüzölçümü 301.268 km2 ve nüfusu 57 milyon olan İtalya yönetimsel olarak 11 bölgeye bölünmüştür ve ayrıca Akdeniz’ deki Sardinya, Sicilya, Elbo ve küçük ada da İtalya’ ya bağlıdır.
İtalya dağlık bir ülkedir. Apenin Dağları ülkeyi boydan boya geçerek Sicilya Adası’ nın batısında sona erer. Alpler doğu-batı doğrultusunda uzanan bir dizi sıradağdan oluşur. Ülkenin en yüksek noktası 4061 m ile Grand Parodiso’ dur. Ülkede çok sayıda sönmüş yanardağ vardır. Pompei’ nin yıkımına neden olan Vezüv bunların en ünlüsüdür. Sicilya Adasın’ daki Etna ise hala etkinliğini sürdürmektedir.
Ovalık alanlar ülkenin yaklaşık dörtte birini kaplar. Kuzeyde, Alpler ve Apeninler’ in etekleri arasında uzanan Po Ovası ülkenin en geniş ve en verimli ovasıdır. Öteki ovalık alanlar çoğunlukla kıyılarda görülür. İtalya’ da akarsular genellikle kısadır. En önemli akarsuyu Po’ dur. 673 km uzunluğunda olan Po nehri Alpler’ den doğar. Tiber ve Arno önemli diğer akarsularıdır. Ülkenin güzellikleri ile ünlü birço göl vardır. Bunlardan Maggiore, Cono, Garda, Lugano en önemlileridir. Doğuda Adriye denizi, batıda Tire denizi, güneyde ise Akdeniz ile çevrilidir.
Ülkenin bununla beraber 4 ana körfezi vardır. Venedik, Toronto, Cenova, Napolidir. Apenin yarımadası üzerinde bulunan İtalya, Sardinya ve Sicilya ile birlikte 200 kadar adadan oluşmaktadır.
İtalya, coğrafi özellikleri kadar, sosyo-ekonomik yapısı bakımından Kuzey İtalya, Yarımada İtalya, Adalar olmak üzere üç bölgeye ayrılır.
KUZEY İTALYA: Po ovası ile kuzeyde bir yay uzanan Alp dağları ve önündeki dağ eteği olan Piemon ( Piyemon ) adlı eğimli düzlükten oluşur. Burası ülkenin nüfus ve ekonomik faaliyetler bakımından en yoğun bölgesidir.
YARIMADA İTALYA: Çizmeyi andıran şekli ile Akdeniz’ in ortasında Afrika’ ya doğru uzanan kesim, Yarımada İtalya’ sıdır. Ortada Apeninler, doğuda ve batıda kıyı ovalar ile dikkati çeken bu bölüm, nüfus ve ekonomik etkinlikler bakımından birkaç merkez dışında, pek faal değildir.
ADALAR İTALYASI: Akdeniz’ in en büyük adası olan Sicilya ve Sardinya ile sayısı 200’ ü bulan irili ufaklı adalardan oluşur. Bunlar içinde Sicilya, yarımadadan Messina Boğazı ile ayrılır. Bu ada dağlık ve volkanik yapısı ile diğer adalardan farklı bir özelliktedir. Adada bulunan Etna yanardağı halen faaldir. Ayrıca Napoli körfezi açıklarındaki Kopri adası, turist bakımından büyük önem taşır.
İklim Özellikleri
İtalya’ da Akdeniz iklimi hüküm sürer. Ama yüzey şekilleri, enlem farklılıkları (İtalya 470 ile 360 K enlemleri arasında yayılır), denizden çok ya da az uzak olma, iklimde farklılıklar yaratmaktadır. Kuzey İtalya’da oldukça sert iklimlere rastlanır. Alp dağları, ülkeyi bir taraftan kuzeyden gelen soğuk hava kütlelerine karşı korurken; diğer taraftan deniz etkisinin iç kısımlara doğru ilerlemesi engeller. Bundan dolayı Alp eteklerinde ve Po ovasında karasal ilklim egemendir. Bunun sonucunda; kışlar soğuk ve sisli geçer, yazın ise boğucu nemli sıcaklıklar olur. Bu bölgede yağmurlar süreklidir ve en çok yağış ilk baharda düşer. Akdeniz ikliminin yazları sıcak ve kurak, kışları yumuşak,bol güneşli düzensiz yağışlı iklimi ancak Apenin’lerde ortaya çıkar. Akdeniz iklimi güneye doğru etkisini arttırır. Ve daha Sicilya’ da Afrika’ ya da ulaşacağı özellikleri kazanır. Bölgesine bir iklim karşısında bitki örtüsü, yaşama savaşı vermektedir. Egemen iklim tipine en iyi ayarlanan bitki türleri, zeytin,pırnal meşesi, fıstık camı gibi ağaçlardır. Alp’lerde güzel ormanlar (yayvan yaprak’ lı yada kozalaklı); yamaçlarda basamak basamak uzanır; oysa iyice güney’ de ancak cüce palmiyeler yaşayabilmektedir.
İtalya zengin bir bitki örtüsüne sahip değildir. Akdeniz iklimine sahip olduğu için bitkiler uzun süren kuru ve sıcak yazlara dayanabilen türdendir. Ormanlar ülke topraklarına %21’ini kaplar. Ormanlarda çoğunlukla meşe, akgürgen ve kestane ağaçları bulunur. Ekilemeyen topraklar kuraklığa dayanaklı kaba otlar ve makilerde kaplıdır. Alçak kesimlerde kozalaklılar türüne ait ağaçlarla kaplı ormanlar bulunur. Bunların ait kısmının ise yaprak döken ağaçlar meydana getirir.
İtalya halkının avcılığa çok meraklı olması sebebiyle yabani hayvanların sayısı azalmıştır. Günümüzde Alplerde yaşayan dağ keçisi, kurt ve geyik gibi yabani hayvanlar bulunmaktadır.

NÜFUS COĞRAFYASI
İtalya nüfus bakımından AET’ nin ikinci büyük ülkesidir. Nüfusu hızla artan aşırı kalabalık bir ülke olarak ün yapmıştır. Bu eskiden doğruydu; ancak 60’ lı yıllardan başlayarak nüfustaki artış azaldı ve göç hareketleri değişim gösterdi. Gerçekten de doğal nüfus artışı çok yavaşladı. Yüzyıldan beri ölüm oranı düzenli olarak gerileyerek yılda %30’ dan, 1995 yılında %9,3 düştü (özellikle çocuk ölümlerinde iyice belirginleşti. %23’ den 1995’ te %9’ a). Ama aynı zamanda doğum oranları da azaldı; uzun süre yıllık oran %30’ un üstünde kaldıktan sonra, sanayileşmiş ülkelerin ortalamasına (1995’ te %8,6) yaklaştı. Ülkenin kuzeyiyle, daha yüksek bir doğurganlık oranını koruyan güneyi arasında bir karşıtlık bulunuyor. Bu değişiklikler giderek nüfusun yaşlanmasına yol açtı. 60 yaşını aşanlar ülke nüfusunun %19,4’ ünü, 15 yaşından küçükler %17,8’ ini oluşturmaktadır. İtalya nüfusu önemli göç akımlarıyla da karşılaştı. Ülke, uzun yıllar gerçek bir iş deposu oldu. Ama artık değil. Uluslar arası göçlerde de genel bir azalma görülmektedir. İtalyan Birliğinin kurulmasıyla I. Dünya savaşı arasında milyonlarca italyan ülkeyi terk etti. Faşizmin frenlediği göç, savaştan sonra yeniden başladı (1946 ile 1978 arasında 3 milyon kişi göç etti). Ama göçler, daha çok Avrupa ülkelerine yönelikti. Ancak 1975’ ten bu yana, yurda dönenlerin sayısı, göç edenlerin sayısını aşmaya başladı ve bu durumda birçok sorun çıkarmaktan geri kalmadı. İtalya’ nın göç ülkesi olarak oynadığı rol yeni bir olgudur. İtalya, öteki Avrupa ülkeleri gibi, geri kalmış ülkelerden gelen ve az niteliklerde çalışan göçmenlerin giderek artan göçmen akımına kucak açmaya başladı.
  
Aslında nüfus coğrafyasının günümüzdeki en büyük özelliği, iç göçlerin bolluğudur. 1945’ ten başlayarak güneyden kuzeye, kırsal kesimden kentlere doğru, kitlesel bir akın oldu. İşsiz köylüler, güneydeki kırsal kesimden başlayarak Roma’ ya, Floransa-Proto-Livorno (Toscano’ da) kümesine, daha çok da, kuzeydeki kentlere, özellikle “sanayi üçgeni” Milano-Torino-Cenova’ ya doğru gittiler. Sonuçta, güçlü bir kentleşme patlaması gerçekleşti. 20 yılda yaklaşık 5 milyon İtalyan toprağı bırakarak kentli oldu. İtalyanların %65’ i kentlerde yaşamaktadır (toplam 528 kentsel yığın yerleşmesi). Kent geleneği ve siyasal birliğin yakın zamanda gerçekleşmesi, kuşkusuz kent hiyerarşisinin, örneğin Fransa’ da kinden daha dengeli olmasını açıklar. Güçlü bölgesel merkezlerin (Torino, Bologna, Floransa vb.) sergilediği İtalya topraklarında ulusal düzeydeki işlevler iki büyük kent arasında bölüşülür. Siyasal başkent Roma ve iktisadı merkez Milano. Kentsel sistem, etkin, canlı, çoğunlukla bir mimarlık ve tarih kalıntılarıyla donanmış, çok sayıda küçük kentle tamamlanır. Kentleşmenin artması nedeniyle, bütün bu kentler donanım ve konut yapımı zorunluluğuyla karşılaşmışlardır.

EKONOMİK COĞRAFYA
Tarımsal üretimin değeri, GSM’ nın 6 ya da 7’ sini aşmaz. Bu durum, kısmen arkaik iktisadi bir yapıların bir sonucudur; parçalanmış ve çok küçük tarım işletmeleri (ortalama yüzeyi ancak 7 ha), toprakların eşitlikten uzak dağılımı. 1950’ de yapılan tarım reformu, sınırlı ve eksik kaldı. Ama kırsal bölgeler yine de değişikliğe upradı; makineleşme, gübre kullanımı arttı, besin sanayisiyle olan bağlar sıkılaştı. Buna karşın, tarım eskisi gibi açıkvermeyi sürdürdü ve kırsal bölgelerden nüfus gücü sürdü. Bunun yanı sıra kültür sistemleri değişti. Tahıl ürünleri en önemli kültürler olarak kaldığı gibi bunların verimleri de arttı. Buğday (8 ila 10 Mt) heryede ekilen bir tahıldır; pirinç (1,25 Mt) piemonte ve Lombardia’ da yetişir; gerçek bir yayılma gösteren tek tahıl, hayvan yemi olarak kullanılan melez mısırdır (6,5 Mt). İtalyan bağcılığı dünya birinciliğini Fransa’ nın elinden aldı, belli bir türde uzmanlaşmış bağların sayısı çoğaldı ve üretilen “chianti” gibi orta kalitenin iyisi şaraplar (60 Mhl) Fransa ile sıkı bir rekabete girdi.
Ligurio’da ve güneyde toplanmış zeytincilik açıkça geriledi. Meyve sebze yetiştiren alanlar genişledi. Elma, armut, şeftali, Emilia, Veneto ve Compania’ da bol miktarda yetiştirilmeye başlandı. Sicilya turunçgil bölgesidir (2,7 Mt kadar ). Sebze konusunda güney İtalya üstün durumdadır, çok çeşitli sebzeler üretilir. Bunlar arasında biber ve patlıcan (Compania), soğan (Emilia, Compania) ve daha çok da domates (Emilia, Compania) üretimi ön planda yer tutar. Liguria’ nın çiçekleri, Veneto’ nun sanayi ürünleri tarımı (şeker pancarı ve yağlı bitkiler) dar alanları kaplar.
İtalya hiçbir zaman büyük bir hayvan yetiştirici ülke olamamıştır ve şimdi de dışarıdan geniş çapta et almayı sürdürmektedir. Yem üretimi, büyük bir sürüyü beşlemek için yetersizdir. Büyükbaş hayvancılığın (8,7 milyon baş) 2/3 si kuzey İtalya’ da yapılır. Süt ve ete dönük hayvancılıktır bu ve iyi nitelikli bir peynir üretimine hammadde sağlar. Küçükbaş hayvancılık ise (12,8 milyon baş) güneyde, özellikle Sardinya’ da toplanmıştır (toplam miktarının %72’ si). En önemlisi, kümes hayvancılığıyla domuz (9,3 milyon baş) üreticiliği, şarküteri kesimine bağlı sınai bir hayvancılık olup en başta Emilia-Romagna bölgesinde yapılır. İtalya, aynı zamanda kereste dışalımcısıdır, çünkü ulusal ormanlar çok yoksullaşmışlardır. Balıkçılık, daha çok kırsal yaşama bağlı bir etkinliktir. Kıyı boylarının uzunluğuna karşın, balıkçılık ulusal ekonomide az bir ağırlık taşır, çünkü Akdeniz fazla balıklı bir deniz değildir. Av miktarı hiçbir zaman yılda 400 bin t’ nı aşmaz ve bunun yarısı Adriya denizinden elde edilir. Bazı deniz ürünleri yetiştiriciliğine de rastlanır (Napoli, Toronto). Balıkçılık, ulusal gereksinimikarşılamaktan uzaktır.
Maden yatakları, çeşitli ama küçük ve dağınıktır (demir,kurşun, çinko, civa, linyit, kükürt); kömür yatakları hemen hemen tükenmiştir; buna karşılık ülke, hidrokarbonlar ve hidrolik güç bakımından biraz daha zengindir. Nihayet İtalya, ormanların yok edilmesi sonucu torak kaymalarının felaketlere yol açan depremlerin sürekli tehdidi altındadır; öte yandan çevre kirliliği de son yıllarda yeni bir felaket olarak çıkmaktadır.
1960 ile 1990 arasında İtalya sanayisi varlıklarını ve gücünü bir oranda arttırdı ve böylece ülke, batı dünyasının kayda değer bir sanayi gücü durumuna geldi. GSMH’ nın %38,5’ lik bir bölümü sanayi kesiminden elde edilmektedir. Geniş biir kamu kesimi, büyük özel şirketlerve sayısız küçük ve orta işletmenin yanyana gelmesinden oluşan üretim sistemi, çok özgün bir niteliklidir.
Bu durum, milli sanayi sistemine esneklik ve etkinlik kazandırır. Kamu kesiminin temel özelliği, ulusallaştırılmış olan bir kesimden (elektrik) başta bir de İRİ (İstituto perla Ricostruzione İndustriale), ENİ (Ente Nazionale İdrocarburi) gibi, özel işletmeler biçiminde yönetilen ve birçok şirketi denetimi altında bulunduran güçlü kamu kuruluşlarını içermesidir. Özel kapitalizm, Prelli, Olivetti, Fiat gibi bazı büyük firmalara temsil edilir. Bu büyük birimlerin altında, gayet dinamik orta işletmeler yer alır ki, bunların arasında olağanüstü başarılı olanlar vardır: Prato’ daki yünlü dokuma fabrikaları, Brescia’ daki demir-çelik sanayisi, elektrikli ev eşyası üreticisi. Ayrıca, yaşamını türlü çarelere (kaçak işçi çalıştırma, vergi kaçırma, faturasız mal satma) başvurarak sürdüren bir “yer altı” iktisadi kesimi de vardır. Özellikle tüketim dallarında etkinlik gösteren bu kesim, doğal olarak ucuz bir iş gücü kullanarak “resmi” üretim mallarına karşı dış piyasalarda “vahşice” bir rekabet yürütülmektedir. Bu durum, en çok tekstil ve deri işçiliği dalları için söz konusudur.
Bu geniş bütün, 8 milyonu aşkın ücretliyi kapsar. En başta makine ve kimya sanayileri gelmek üzere, bütün sanayi dalları burada temsil edilir. Ham maddesi az dan İtalya, bunu dışardan satın almak zorundadır. Enerji alanında, ülke son derece bağımlıdır. Küçük kömür yatakları tükenmiş durumdadır. Sudan elde edilen elektrik (elektrik üretiminin %21’i jeotermik enerji (%2,5)ve nükleer enerji (% 6,6), hidrokarbürlerin yerini tutmaktadır. İtalya, Po ovası, Adriya denizi’nde, sicilya’da (gela, Regusa petrolü) topraklarında metan (17 Milyar m3) ve petrol (yaklaşık 4,8 Mt) çıkarır. Buna karşın, petrol faturası çok ağırdır (dışalım 78Mt). İtalyan demir-çelik sanayisi de hammadde dış alımına dayanır. Büyük merkezler Cenova, Piambino, Napoli, Toronto ve Terni’ dir. Demir dışı madenler Porto, Marghere (aliminyum), Mori, Bolzano, Brescia’da işlenir. Makine alanında, egemen dal mekanik inşaattır.
Kimya sanayisinde hidrokarbonların arıtılması en başta gelir. Bu konuda, İtalya Avrupa’ da 1. sırada yer alır. Hafif kimya sanayisi, güçlü bir yapay ve sentetik elyaf kesimine sahiptir. Tekstil sanayileri günümüzde gerilemektedir: pamuk işçiliği Milano dolaylarında, yün işçiliği Biello, Prato’ da varlığını sürdürmektedir. Buna karşılık, giysi ve ayakkabı yapımı tam bir gelişme içindedir. Her alanda kuzey, güneye oranla üstün durumdadır.

TİCARET VE ULAŞIM

Dış ticaret tablosu İtalyan ekonomisinin eğilimlerini yansıtır. Pamuk, hampetrol, yün, demirli madenler gibi hammaddeler ithalatın %50’ ye yakın kısmını meydana getirir. İhracatın %40-42’ sini ise makine tesviye edilmiş petro-kimya ürünleri, pamuklu sun’i dokumalar ve otomobillerden meydana gelir. Yani hammadde olarak alınır işlenir, mamul hale getirilir ve satılır. İtalya’ nın ihraç ettiği diğer mallar ayakkabı, daktilo makinaları, zeytinyağı ve zeytindir. İthal ettiği malları ise başta petrol olmak üzere madenler, buğday ve ettir. İtalyan deniz filosu, dünyanın en büyük filolarından biridir. İtalyan ticareti ile denizyolu taşımacılığı arasında sıkı bir bağ mevcuttur. İtalyan ödemeler dengesindeki açık, turizm sektörü sayesinde kapatılmaktadır. Turizm sektörü çok gelişmiştir. Birçok turistik tesise sahip olan İtalya, tarih ve kültür eserleri bakımından zengindir. Tarih boyunca birçok gelişme ve yeniliklere sahip olan İtalya, turistlar için cazip bir ülkedir. Bir AET üyesi olarak ticaretin büyük kısmını AET üyesi olan ülkelerle, ABD ve Suudi Arabistan ile yapar.
Ülkede kuzey-güney doğrultusunda dört ana hattan oluşan, gelişkin bir demiryolu ağı vardır. Kuzeydeki demiryolu ağının merkezi Milano’ dur. Bunlar Torino, Roma, Milano-Napoli, Brenner-Roma ve Tarvisio-Lecce hatlarıdır.
Palermo ve Sicilya’ ya feribot seferli vardır. Doğu-batı doğrultusunda uzanan demiryolu ağıda, Torino-Triyeste, Ancano-Roma ve Napoli-Foggia arasındadır. Demiryollarının çoğunda elektrikli trenler işler.
İtalya’ da karayolları karmaşık bir sistem oluşturur. Autostrade denen modern otoyolların uzunluğu 300 bin km’ yi geçer. Yarım adayı boydan boya geçen ana otoyol Bologna, Floransa ve Roma yoluyla Milano’ yu Napoli’ ye bağlar.
İtalya’ nın Türkiye olan ticari, kültürel ve siyasi ilişkileri gelişmiş düzeydedir. Türkiye’ den pamuk ipliği, ham demir ve konfeksiyon ürünleri alır. Bu ülkeye satılan malların ihracatımız içindeki payı %5 civarındadır. Türkiye’ ye kimyasal ürünler, çeşitli makineler, optik aletler satar. İthalatımızın %8’ i bu ülkeye yapılır.
Read more

Müzikte Çok Seslilik Nedir?

Çok Sesli MüzikTürlü sesleri, kulağa hoş gelecek şekilde dizme sanatına verilen ad. Güzel sanatların bir kolu olan müzik, insanlığın doğuşu ile başlamıştır. İlkel toplumlarda yapılan din törenlerinde bu törenlerin kutsallığı, çoklukla çalınan müzik aletlerinin, söylenen dini şarkıların yardımı ile daha da artmıştır, ilk çağlarda eski Yunanlıların, din törenlerinde müziğe verdikleri önemin büyüklüğü, bunu gösteren örneklerdir. Ortaçağ boyunca, halk müziğinin yanı sıra dini müziğin de önem kazanması, bulunan yeni yeni müzik aletleri ile toplumlara daha geniş ölçüde etki yapan bir sanat durumuna gelmesi sonucunu doğurmuştur.
Fakat, müzik alanında asıl gelişmeler, Yeniçağla birlikte başlar. Ortaçağda meydana çıkan çok sesli müzik, Yeniçağda daha büyük gelişmeler kazanmış, matbaacılığın keşfi müzik notalarının çok yaygın olması sonucunu doğurmuş, yetişen büyük besteciler, müziği insanlığın ölmez bir sanatı haline getirmiştir.
Müzik, ses ve ritm arasındaki bağlantılarla meydana gelir. Zaman içinde akıp giden ses, ölçülebilen ve tckrarlanabilen parçalara bölünebiliyorsa, başka bir deyimle ritmleşmişse, o sese müzik denir.
Müzik sesleri, bir çeşit müzik yazısı olan nota ile tespit edilebilmektedir
Read more

Demir Eksikliği Nedir? Demir Eksikliğinin Neden Olduğu Hastalıklar Nelerdir?


Demir eksikliğinin neden olduğu hastalıklar Demir eksikliği, zeka geriliğinden, tırnak ve deri değişikliklerine kadar çok çeşitli sorunlar yaratabilir...
Allergo İlaç Farmakovijilans Sorumlusu Prof. Dr. Friedrich Krause, demir eksikliğinin gebeler, bebek ve çocuklar ile yetişkinlerde ölü bebek doğumlarından zeka geriliğine, halsizlik ve baş ağrısından tırnak ve deri değişikliğine kadar birçok olumsuzluğa neden olabildiğini söyledi.

Krause, anne sütünü yeterince alamayan bebeklerle ek gıdalara başlama döneminde demirden zengin yumurta, et, pekmez ve kuru baklagilleri az alan veya hiç alamayan çocuklarda demir yetmezliği anemisinin gelişebildiğini bildirdi.

Gebelik dönemindeki demir eksikliğine de vurgu yapan Krause, ''Gebelik dönemindeki demir eksikliği, bebek ölümlerine neden olabildiği gibi düşük doğum ağırlıklı bebek dünyaya getirme ve enfeksiyonlara yakalanma riskini arttırıyor. Bununla birlikte çocuklarda zeka gelişimini de olumsuz etkiliyor'' diye konuştu.

Bağışıklık sistemi ve yeme davranışlarının da demir eksikliğine bağlı olarak bozulduğunu ifade eden Krause, demir eksikliğinin algıyı düşürdüğünü, enfeksiyonlarda duyarlılığı arttırdığını, tırnak, deri ve mukoza değişiklikleri ortaya çıkardığını kaydetti. 
Read more

Bruno Mars'ın 4 Yaşında Annesi İçin Yazdığı Şarkı




I love you Mom, you are my favorite girl.
My name is Bruno I’m only 4 years old.
I’m at that age I have to do what I’m told.
My friends ask me if I wanna play ball.
My mommy told me to give them a call.

You see I play guitar but my fingers too small.
I tried to play piano but my feet can’t reach the floor
My mommy helps me with my voice,
cuz a superstar singer is my first choice.

I love you Mom, you are my favorite girl.
I love you Mom, you’ll always be my favorite girl.
I wanna jump rope, I wanna play Nintendo,
but I just choose to write a new single.
I’ll sing to my Mom, sing it to my Dad,
I just hope I don’t sing bad.

My parents help me out cuz I know they love me,
I just wish they buy me more toys and candy.
I always brush my teeth cuz my mommy said,
I do it in the morning and right before bed.

Read more

Köpek Hareketlerinin Anlamı Nedir ?Köpeğimin Davranışlarından Ne Anlarım ?


Sizinde evinizde bir köpeğiniz var ve köpeginizin hareketlerinden size ne anlatmak istediğini anlamıyorsanız doğru yerdesiniz; 
İşte köpeginizin davranışlarının anlamları

Read more

Anadoluda Kurulan Beylikler Nelerdir? Kuruluş Yerleri Nerededir?

Anadoluda kurulan beylikler ve kuruldukları yerler şunlardır
Danişmentliler:
Danişmentoğlu Ahmet Gazi tarafından Sivas ve çevresinde kuruldu (1080).
Saltuklular:
Ebülkasım Saltuk tarafından Erzurum ve çevresinde kuruldu (1072).
Mengücekler:
Mengücek Gazi tarafından Erzincan ve çevresinde kuruldu (1080).
Artuklular: 
Artuk Bey tarafından Mardin ve çevresinde kuruldu (1102).
Ahlatşahlar:
Sökmen Bey tarafından Ahlat ve çevresinde kuruldu (1100 – 1110).
Dilmaçoğulları:
Dilmaçoğlu Mehmet Bey tarafından Bitlis ve çevresinde kuruldu(1082 – 1805).
İnaloğulları:
Türkmen emirlerinden Sadr tarafından Diyarbakır ve çevresinde kuruldu (1098).
Çaka Beyliği:
Oğuzların Çavuldur koluna bağlı Çaka Bey tarafından İzmir ve çevresinde kuruldu (1081).
Tanrıvermişoğulları:
Tanrıvermiş adlı bir Türkmen beyi tarafından Efes ve çevresinde kuruldu (1093).

Read more

Elementler ve Elektron Dizilimi Nasıldır? Periyodik Tablo Nedir? Değerlik Elektronlar Nelerdir?


Elektron dizilimi: yarılmamış bir atomdaki elektronların konumlarını gösterir Kimyabilimciler, temel fizik bilgilerine dayanarak, atomların elektron dizilimlerine göre nasıl davranabilecekleri konusunda fikir yürütebilirler Elektron dizilimi, bir atomun kararlılık, kaynama noktası ve iletkenlik gibi özellikleri hakkında bilgi verir Atomların son enerji düzeylerine (en dış yörüngelerine) “valans düzeyi”, burada yer alan elektronlara da “valans elektronları” adı verilirKimyasal tepkimelerde birinci derecede önem taşıyan elektronlar, valans elektronlarıdır

Bir elementin periyodik tablodaki yerine bakarak, o elementin elektron dizilimi de anlaşılabilir Aynı grupta (dikey sırada) yer alan elementlerin elektron dizilimleri büyük benzerlik gösterir ve bu nedenle de kimyasal tepkimelerde benzer şekilde davranırlar
Elektron Dizilişleri
Elektronların orbitalleri doldurmasında belirli kurallar vardır. Bunlar şöyle özetlenebilir:
Elektronlar öncelikle enerjisi en az olan orbitali doldurur. Bir orbitalin enerjisi çekirdeğe yaklaştıkça azalır. Aynı temel enerji düzeyindeki orbitallerin enerjileri arasındaki ilişki s < p < d < f şeklindedir. Buna göre enerjisi en az olan orbital 1s dir.
Bir orbital en fazla iki elektron taşıyabilir. Bir orbitaldeki iki elektronun dönme yönleri zıttır. bu ilkeye Pauli dışlama ilkesi denir. Elektronların bu şekilde dönmeleri, oluşturdukları manyetik alan yönlerinin zıt olmasını sağlar. Bu şekilde elektronlar sanki zıt kutupları yan yana getirilmiş iki mıknatıs gibi birbirini çeker.
Şu anda uygulanan en düşük enerjiden en yükseğe doğru elektronların sıralanışı,
1s2 2s2 2p6 3s2 3p6 4s2 3d10 4p6 5s2 4d10 5p6 6s2 4f14 5d10 6p6 şeklinde devam eder.
Bir orbital ve içindeki elektronlar, bir çember ve içine çizilen çapraz çizgi veya oklarla gösterilir.
1H: 1s1
2He: 1s2
5B: 1s2 2s2 2p1
Aynı temel enerji düzeyindeki eş enerjili orbitallere elektronlar önce teker teker girer. Tüm orbitaller yarı dolu hale geldikten sonra orbitaller tam dolu hale geçmeye başlar. Bu kurala Hund (Hunt) kuralı denir.
6C: 1s2 2s2 2p2
8O: 1s2 2s2 2p4
10Ne: 1s2 2s2 2p6
Bir atomdaki orbitallerin tümünün tam dolu veya bazılarının tam dolu diğerlerinin yarı dolu olması hâline küresel simetrik elektron dizilişi denir. Elektron dizilişi s1, s2, p3, p6, d5, d10, f7, f14 ile biten atomlar küresel simetrik elektron dağılımına sahiptir. Bu tür atomlar, diğerlerine göre daha düşük enerjili olup daha kararlı yapıdadır.
Küresel simetri nedeniyle elektron dizilişlerinde aşağıdaki değişmeler olur.
ns2 (n-1) d4 yerine ns1 (n-1) d5
ns2 (n-1) d9 yerine ns1 (n-1) d10
Örneğin 24Cr’un elektron dizilişi: 1s2 2s2 2p6 3s2 3p6 4s2 3d4 şeklinde değil, 1s2 2s2 2p6 3s2 3p6 4s1 3d5 şeklindedir.
Aynı durum 29Cu’da da vardır. 29Cu’nun gerçek elektron dizilişi ise,
29Cu: 1s2 2s2 2p6 3s2 3p6 4s1 3d10 şeklinde yazılır.
Bu değişmeler yalnız ns ve (n-1)d orbitalleri arasında olur. Diğerlerinde bu tür değişme yoktur.
Elektron Dizilişlerinin Kısa Yazılışı
Atomların elektron dizilişleri soy gaz olarak bilinen ve elektron dizilişleri s2 p6 ile biten elementlerden yararlanılarak kısaltılabilir. Örneğin;
10Ne : 1s2 2s2 2p6,
11Na : 1s2 2s2 2p6 3s1‘dir.
Na’un ilk 10 elektronunun dizilişi Ne’daki gibidir. Bu nedenle Na’un elektron dizilişi;
11Na : [Ne] 3s1
şeklinde kısaltılabilir.
Uyarılmış Atomların Elektron Dizilişi
Uyarılmış atomların elektronlarından bazıları temel hal enerji düzeyinden daha yüksek enerji düzeylerine atlamış durumdadır.
11Na : 1s2 2s2 2p6 3s1 (temel hâl)
11Na : 1s2 2s2 2p6 3p1 (uyarılmış hâl)

Değerlik Elektronları
Bir atomda iç enerji düzeylerindeki elektronlar atom çekirdeğine daha yakın olduklarından atoma daha sıkı bağlıdır. Ancak en dış enerji düzeyindeki elektronlar atoma daha gevşek bağlıdır. Elementlerin tepkimeye girerken aldıkları, verdikleri veya ortaklaşa kullandıkları elektronlar, atomun en dış katmanındaki bu gevşek bağlı elektronlardır. Elementlerin kimyasal özelliklerini belirleyen bu elektronlara değerlik elektronları denir. Değerlik elektron sayıları aynı olan elementlerin kimyasal özellikleri benzerdir.
İyonların Elektron Dizilişi
Negatif yüklü bir iyonun elektron dizilişlerinde iyonun sahip olduğu toplam elektronlar en düşük enerjili orbitalden başlanarak orbitallere yazılır.
Nötr azotun elektron dizilişi: 7N: 1s2 2s2 3p3‘tür.
N-3 iyonunun elektron dizilişi: 7N-3: 1s2 2s2 2p6‘dır.
Pozitif yüklü bir iyonun elektron dizilişlerinde, önce atomun nötr haldeki elektron dizilişi yazılır. Sonra yüksek enerjili orbitallerden başlanarak yük sayısı kadar elektron orbitallerden çıkarılır.
17Cl : 1s2 2s2 2p6 3s2 3p5
17Cl+5 : 1s2 2s2 2p6 3s2
Geçiş elementlerinde, önce en yüksek enerji düzeyindeki s orbitallerinden, sonra da bir alt enerji düzeyindeki d orbitallerinden elektronlar koparılır.
26Fe : 1s2 2s2 2p6 3s2 3p6 4s2 3d6
26Fe+2 : [18Ar] 3d6
Read more

Yağmur Nedir? Yağmur Nasıl Oluşur ? Yağmur Oluşumu Fiziksel Midir?


İlk Olarak Bulutlar
Yağmurun ilk habercisi bulutlardır. Atmosferdeki su buharı yoğunlaşarak bulutları oluşturur. 2 tip yoğunlaşma vardır.
1-Ani Soğuma İle Yoğunlaşma:
Yoğunlaşmayı kısa bir cümle ile şöyle tanımlayabiliriz; Su buharının su tanelerine dönüşmesidir. Yani yeniden sıvı hale geçme olayıdır. Peki yoğunlaşma ne zaman meydana gelir? Ya nemli sıcak hava soğuyunca, ya da nem'e doymuş soğuk hava soğuyunca. Bunu özellikle çok soğuk havalarda çok sık rastladığımız bir olayla açıklarsak sanırım sizlerde daha iyi anlarsınız. Bahsettiğimiz gibi çok soğuk havalarda ağzımız açtığımız zaman, ağzımızdan bir duman çıkar. İşte bu dumanın sebebi ani soğuma ile yoğunlaşmadır. Burada ağzımızdan çikan nemli sıcak hava, soğuk havayla karşılaşır ve duman şeklinde buhar çıkar.
Şimdi bu olayı bulutlara tatbik edelim: Nem yüklü bir sıcak hava kütlesi, soğuk hava kütlesi ile karşılaşıyor. Karşılaşır karşılaşmaz yoğunlaşıyor ve bulutları oluşturuyor. Bu bulutlar Kümülüs Bulutları ( Küme bulutları ) 'dır. Kümülüs bulutları genelde karnıbahara benzer. Beyaz renkli, birbirlerinden ayrı büyük parçalı küme biçimindeki bulutlardır. Gündüzleri oluşur, geceleri dağılırlar. Bu bulutlar güzel havanın habercisidirler.
Image
2-Isı Vermeden Soğuma İle Yoğunlaşma:
Üst katmanlarda basınç düşüktür. Dolayısıyla hava yükseldikçe genleşir ve genleşme sonucu soğur. Hava soğurken içindeki su buharı da yoğunlaşır ve bulutları meydana getirir.
Yoğunlaşmayı anlattıktan sonra yeniden bulut oluşumuna geri dönelim. Havada yoğunlaşan su buharı, havadaki toz parçacıklarının üzerinde su damlacıklarını oluşturur. Oluşan bu su damlacıkları da birleşerek bulutları meydana getiriyor. Su damlacıklarının yağmuru oluşturması için çok büyümesi gerekir. Çünkü bir yağmur damlası, bir bulut damlacığının birkaç bin defa büyüğüdür.
Bulutun oluşmasına yardımcı olan su damlacıkları başlangıçta çok küçüktür. Bu nedenle üzerlerine gelen ışığı doğrudan yansıtırlar ve bulutlar pamuk gibi bembeyaz görünürler. Su damlacıklarının birleşerek büyüdüklerinden bahsetmiştik. Büyüyüp kalınlaştıkları için gelen ışığı daha az yansıtmaya başlarlar. Bu sebepten dolayı da özellikle yağmur bulutları gri veya siyaha yakın bir renk alırlar.
Bazı bulutlar yağmur getirir, bazı bulutlar ise güzel hava. Değişik bulut türleri vardır. Bunlardan bazılarını kısa kısa inceleyelim. Belki bundan sonra sizlerde bulutlara bakarak havanın nasıl olacağı hakkında bir tahminde bulunabilirsiniz.
SIRRÜS (SAÇAK BULUTLAR ):
Saçak veya kahkül'e benzeyen bir görüntüsü vardır. Bu bulutlar buz kristallerinden meydana gelmiştir.
Image
SIRROKÜMÜLÜS BULUTLARI ( YUMAK BULUTLAR ):
Çizgi çizgi görünüşü vardır. Kıyıya vuran dalgaları andırırlar. Güzel hava habercisidir
Image
SIRROSTATÜS BULUTLARI ( TÜL BULUTLARI ):
Güneşin etrafını bir çember gibi çevirmiş sanılır ve bu çember yağmurun habercisidir.
Image
STRATÜS BULUTLARI ( KATMAN BULUTLAR ):
Gri renkli ve gökyüzüne bir sis katmanı gibi yayılan bulutlardır. Sadece Çise meydana getirirler, yağmur yapmazlar.
NIMBÜS ( KARA BULUTLAR):
Bütün bulutlardan daha karanlık bir görüntü oluştururlar. Devamlı yağmur getirirler.
Image
İŞTE YAĞMURUN OLUŞMASI!
Yağmurun oluşmasında 2 işlem gerçekleşiyor. Yoğunlaşma ve buharlaşma. Güneş ışığının etkisi ile her gün yüz binlerce metreküp su buharlaşarak atmosfere doğru yükseliyor. Ve yükseldikçe soğumaya başlıyor. Öyle biran geliyor ki su buharı işinin çok düşük olduğu bir bölgeye geliyor.
Soğuk hava katmanına rastlayan buhar tanecikleri havadaki toz parçacıklarına tutunarak su damlaları haline dönüşüyor. Bunlar birleşerek bulutları olusturuyor. Bu su damlacıklarının yeryüzüne düşmesi yani yağmur oluşturması için belirli bir büyüklüğe gelmesi gerekiyor. Bu da yüz binlerce su damlacığının birleşmesi anlamına geliyor. Yeterli büyüklüğe ulaşınca yerçekiminin etkisiyle yere düşmeye başlıyor. Bütün bu anlattığımız işlemler ise ortalama 8 gün sürüyor.
Sizlere bir soru; yağan yagmurun süresi neye baglı? Bir bulutun yarısı yağmur olarak yağar bu da tahminen 30 dakika sürer. Ama bulutlar devamlı oluşursa yağmur günlerce yağar.
Peki hava kapalı olduğu halde bazen yağmur yağmaz bunun sebebi ise; su damlalarının sıcak ve kuru bir hava katmanından geçiyor olmasıdır. Burada su damlaları yeniden buharlaşır ve yağmur oluşmaz.
Hiç dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, sağanak yağmur yağarken ilk taneler her zaman daha iridir. Bunun sebebi de yağmur damlalarının yeryüzüne inerken soğuk ve nemli hava ile karşılaşmasıdır. Soğuk ve nemli katmandan geçen damlalar buharlaşmadan yeryüzüne inerler. Bu sırada hacim yönünden büyüdükleri gibi havanın nemini de aldıkları için daha da büyürler. Ve sağanak yağmurda ilk taneler daha büyük olur. Arkadan gelen damlalar ise nemi azalmış bir katmandan geçtikleri için ilk tanelerden daha küçüktür.
Yağmurun yağması için su damlalarının belirli bir büyüklüğe gelmesi gerektiğin söylemiştik. Bu da damlaların birbiri ile birleşmesi ile olmaktadır. Bu birleşme 2 türlü olur. Çarpışma ile birleşme ve kristalleşme ile birleşme.
1-Çarpışma İle Birleşme:
Buluttaki su tanecikleri rüzgarın etkisi ile bir oraya bir buraya itilirler. Birbirlerine çarptıkça birleşerek su damlacıklarını oluştururlar. Oluşan su damlacıkları da kümeleşerek su damlalarını meydana getirirler. Bu damlalar belirli bir ağırlığa ulaşınca havadan daha ağır hale gelerek yere yağmur olarak düşerler.
Image
2-Kristallesme Yolu İle Birleşme:
Hava sıcaklığı birdenbire düşerse su tanecikleri donarak buz kristallerini oluştururlar. Bu kristaller yere düşerken daha sıcak bir hava katmanının içinden geçer. Burada eriyip yeryüzüne yağmur olarak iner.

resim kaynak:soylenasil.com
Read more