Şapka Devrimi’ndeki gerçekler
Şapka devriminin 83. yılında Atatürk’ü karalamak için her fırsatı değerlendirenlerin “şapka giymediği için idam edildi” dediği İskilipli Atıf Hoca hakkındaki tarihi gerçekler Ceviz Kabuğu’nda masaya yatırıldı. Usta Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun ART’de canlı olarak yayınlanan Ceviz Kabuğu’nun stüdyo konuğu Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Yakıt idi.
Şapka herkese zorunlu değil!..
Programın başında Şapka Kanunu ile yanlış bilinen gerçeği açıklayan usta gazeteci Hulki Cevizoğlu şunları söyledi: “Şapka kanununda ve Atatürk ile Kurtuluş mücadelesine karşı çıkanlar, hatta Atatürkçülerin bir kısmı Şapka Kanunu’nu bilmiyor. Bunların arasında ne yazık ki, bazı partilerin genel başkanları bile var. Şapka Kanunu ’Herkes şapka giyecek’demiyor. ’Sarık, fes ya da başka bir şey giymeyeceksin. İlla bir şey giyeceksen şapka giyeceksin’diyor. Kanun, o tarihte devlet memurları ile milletvekillerine şapkayı zorunlu kılmıştı.”
Şapkadan idam edilmedi
Prof. Dr. İsmail Yakıt, 83 yıldır suistimal edilen ve siyasi propaganda yalanı olarak kullanılan İskilipli Atıf Hoca gerçeğini şöyle açıkladı: “İskilipli Atıf Hoca Şapka Kanunu kabul edilmeden bir buçuk yıl önce ’Frenk Mukallitleri ve Şapka’adında 1924’te bir risale (kitapçık) yayınladı. Onun şapka kanunu ile idam edildiğini, kanunun geriye yürütüldüğü iddia ediyorlar. İskilipli Atıf Hoca’nın idamının bu kitapçıkla ilgisi yoktur. Kimse böyle bir kitapçıktan dolayı idam edilmez. Kitapçıkta Hz. Muhammed’e atfedilen bir hadis üzerinde duruluyor. Hadis ’Bir kavme benzeyen, o kavimdendir’şeklinde bir hadis. Bu konu risalede ’frenk mukallitliği’üzerinde duruluyor. Frenk mukallitliğinin anlamı ’gavur taklitçiliği’dir. Şapkanın bu kitapçıkta İslami bir kisvesi olmadığı vurgulanıyor. ’Müslüman kisvesi değildir. Sarığı, fesi çıkarıp şapkayı takmak onlardan olmaktır’deniyor.
Dini kullanarak isyan çıkardılar..
Şapka kanunundan sonra Anadolu’da Malatya, Sivas, Kayseri, Rize, Maraş, Giresun gibi pek çok yerde isyanlar çıktığını kaydeden Prof. Dr. Yakıt, İskilipli Atıf Hoca’nın davasına Ankara İstiklal Mahkemesinin baktığını, Atıf Hoca’nın risale ile ilgili konudan beraat ettiğini ama başka olaylardan edemediğini belirtti. Anadolu’da çıkan isyanların şapkayla ilgili yapılan karalama propagandaların etkisiyle geliştiğini dile getiren Yakıt, ” ’din elden gidiyor’diye bağırmaları toplumun istedikleri biçimde hareketlenmesi için etkili bir yöntemdi “ dedi.
Kurtuluş Savaşı’nı baltalayan beyannameleri
Yunan uçaklarıyla dağıttı
Kurtuluş Savaşını baltalamak için Yunan uçaklarıyla Prof. Dr. İsmail Yakıt İskilipli Atıf Hoca’nın idamının şapka ile ilgisi olmadığını asıl meselenin Kuvayi Milliye çalışmaları hakkında yaptığı karalama çalışmalarından kaynaklandığını söyledi ve durumu şöyle açıkladı: ” Asıl mesele Teali İslam Cemiyeti başkanıyken Anadolu’ya Yunan uçaklarıyla attırdığı beyanname ile İkdam gazetesinde yayınlamış olduğu beyanname. Bunlarda şapka ile ilgili bir şey yok... Kurtuluş Savaşını baltalamakla ilgili şeyler var bunlarda, ki İkdam gazetesi Atatürk hakkında idam kararı çıkaran gazetedir. Teali İslam cemiyeti adına Yunan uçaklarıyla 60 bin adet bildiri atılmış havadan. Onun idamı Kuvayi Milliye’ye karşı yaptığı çalışmalarla alakalı. “ İskilipli Atıf Hoca’nın yargılandığı mahkemenin üyeleri arasında bulunan Kılıç Ali’nin oğlu,gazetemiz yazarı Altemur Kılıç da Ceviz Kabuğu’na telefon konuğu olarak önemli açıklamalar yaptı: ” İskilipli Atıf Hoca’nın idamındaki gerçek neden 1920’de Kuvayi Milliye ile ilgili yayınladığı beyannamedir. Geçmişi şaibeli ise bu kişinin düşman saflarından beyannamesi bu tarafa atıldıysa başka bir şey vardır bu durumda. İstiklal Mahkemelerinde kılı kırk yarardı babalarımız. Bunlar 1789’daki Fransız ihtilal mahkemeleri gibi değildi. Babam sütkardeşini yargıladı ve hapse mahkum etti. Asker kaçağı olarak karşısına getirilenlere idam cezası verilmiştir.
Kelime-i Şehadet düşmanları ile işbirliği
Ceviz Kabuğu’nun telefon konuklarından HYP Genel Başkanı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk de şapka kanunu konusundaki yanlış anlamaya açılık getirerek sözlerine başladı. Prof. Dr. Öztürk önemli açıklamalarda bulundu: “İskilipli Atıf Hoca’nın mahkeme kayıtlarına da geçen idam nedeni şapka değildir. Ankara İstiklal Mahkemesi zabıtlarında göreceksiniz ki şapka risalesinin adı birkaç kere geçiyor ancak esas muhakeme İstiklal Savaşına ihanet üzerine oturtulmuştur. Bu da Damat Ferit ve İngilizlerle yapılan işbirliğinin vücut verdiği sonuçlarla ilgilidir. İdam kararın neresinde şapka var. Dinci yalancılık bunu böyle yayıyor. Bu çok insafsız, vicdansız , hayasız bir yalandır. Kelime-i şehadet düşmanları ile işbirliği yapmışlardır.
Mehmet Akif Mısır’a şapka yüzünden gitmedi
Yaşar Nuri Öztürk Mehmet Akif Ersoy’un şapka takmamak için Mısır’a gittiği ve Kuran’ı Türkçe’ye çevirmesiyle ilgili ortaya atılan iddialara da yanıt verdi. Mehmet Akif’in Kuran’ı “benim gücümü aşıyor” diye tercüme etmekten vazgeçtiğini belirten Öztürk, şöyle devam etti: “Mehmet Akif Muhittin Nalbantoğlu’na bir mektup yazıyor. Orada her şeyin açıklaması var. Mısır’a gidiş nedeni özeldir. Telaffuz edilmez burada ama damadı ve kızıyla ilgili ailevi bir meseledir... Kuran’ı tercüme etme konusunda ise açıklaması ’benim dini bilgim hatta Arapça’m Kuran’ı baştan sona tercüme etmeye kâfi değildir. ”
Read more
Şapka devriminin 83. yılında Atatürk’ü karalamak için her fırsatı değerlendirenlerin “şapka giymediği için idam edildi” dediği İskilipli Atıf Hoca hakkındaki tarihi gerçekler Ceviz Kabuğu’nda masaya yatırıldı. Usta Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun ART’de canlı olarak yayınlanan Ceviz Kabuğu’nun stüdyo konuğu Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Yakıt idi.
Şapka herkese zorunlu değil!..
Programın başında Şapka Kanunu ile yanlış bilinen gerçeği açıklayan usta gazeteci Hulki Cevizoğlu şunları söyledi: “Şapka kanununda ve Atatürk ile Kurtuluş mücadelesine karşı çıkanlar, hatta Atatürkçülerin bir kısmı Şapka Kanunu’nu bilmiyor. Bunların arasında ne yazık ki, bazı partilerin genel başkanları bile var. Şapka Kanunu ’Herkes şapka giyecek’demiyor. ’Sarık, fes ya da başka bir şey giymeyeceksin. İlla bir şey giyeceksen şapka giyeceksin’diyor. Kanun, o tarihte devlet memurları ile milletvekillerine şapkayı zorunlu kılmıştı.”
Şapkadan idam edilmedi
Prof. Dr. İsmail Yakıt, 83 yıldır suistimal edilen ve siyasi propaganda yalanı olarak kullanılan İskilipli Atıf Hoca gerçeğini şöyle açıkladı: “İskilipli Atıf Hoca Şapka Kanunu kabul edilmeden bir buçuk yıl önce ’Frenk Mukallitleri ve Şapka’adında 1924’te bir risale (kitapçık) yayınladı. Onun şapka kanunu ile idam edildiğini, kanunun geriye yürütüldüğü iddia ediyorlar. İskilipli Atıf Hoca’nın idamının bu kitapçıkla ilgisi yoktur. Kimse böyle bir kitapçıktan dolayı idam edilmez. Kitapçıkta Hz. Muhammed’e atfedilen bir hadis üzerinde duruluyor. Hadis ’Bir kavme benzeyen, o kavimdendir’şeklinde bir hadis. Bu konu risalede ’frenk mukallitliği’üzerinde duruluyor. Frenk mukallitliğinin anlamı ’gavur taklitçiliği’dir. Şapkanın bu kitapçıkta İslami bir kisvesi olmadığı vurgulanıyor. ’Müslüman kisvesi değildir. Sarığı, fesi çıkarıp şapkayı takmak onlardan olmaktır’deniyor.
Dini kullanarak isyan çıkardılar..
Şapka kanunundan sonra Anadolu’da Malatya, Sivas, Kayseri, Rize, Maraş, Giresun gibi pek çok yerde isyanlar çıktığını kaydeden Prof. Dr. Yakıt, İskilipli Atıf Hoca’nın davasına Ankara İstiklal Mahkemesinin baktığını, Atıf Hoca’nın risale ile ilgili konudan beraat ettiğini ama başka olaylardan edemediğini belirtti. Anadolu’da çıkan isyanların şapkayla ilgili yapılan karalama propagandaların etkisiyle geliştiğini dile getiren Yakıt, ” ’din elden gidiyor’diye bağırmaları toplumun istedikleri biçimde hareketlenmesi için etkili bir yöntemdi “ dedi.
Kurtuluş Savaşı’nı baltalayan beyannameleri
Yunan uçaklarıyla dağıttı
Kurtuluş Savaşını baltalamak için Yunan uçaklarıyla Prof. Dr. İsmail Yakıt İskilipli Atıf Hoca’nın idamının şapka ile ilgisi olmadığını asıl meselenin Kuvayi Milliye çalışmaları hakkında yaptığı karalama çalışmalarından kaynaklandığını söyledi ve durumu şöyle açıkladı: ” Asıl mesele Teali İslam Cemiyeti başkanıyken Anadolu’ya Yunan uçaklarıyla attırdığı beyanname ile İkdam gazetesinde yayınlamış olduğu beyanname. Bunlarda şapka ile ilgili bir şey yok... Kurtuluş Savaşını baltalamakla ilgili şeyler var bunlarda, ki İkdam gazetesi Atatürk hakkında idam kararı çıkaran gazetedir. Teali İslam cemiyeti adına Yunan uçaklarıyla 60 bin adet bildiri atılmış havadan. Onun idamı Kuvayi Milliye’ye karşı yaptığı çalışmalarla alakalı. “ İskilipli Atıf Hoca’nın yargılandığı mahkemenin üyeleri arasında bulunan Kılıç Ali’nin oğlu,gazetemiz yazarı Altemur Kılıç da Ceviz Kabuğu’na telefon konuğu olarak önemli açıklamalar yaptı: ” İskilipli Atıf Hoca’nın idamındaki gerçek neden 1920’de Kuvayi Milliye ile ilgili yayınladığı beyannamedir. Geçmişi şaibeli ise bu kişinin düşman saflarından beyannamesi bu tarafa atıldıysa başka bir şey vardır bu durumda. İstiklal Mahkemelerinde kılı kırk yarardı babalarımız. Bunlar 1789’daki Fransız ihtilal mahkemeleri gibi değildi. Babam sütkardeşini yargıladı ve hapse mahkum etti. Asker kaçağı olarak karşısına getirilenlere idam cezası verilmiştir.
Kelime-i Şehadet düşmanları ile işbirliği
Ceviz Kabuğu’nun telefon konuklarından HYP Genel Başkanı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk de şapka kanunu konusundaki yanlış anlamaya açılık getirerek sözlerine başladı. Prof. Dr. Öztürk önemli açıklamalarda bulundu: “İskilipli Atıf Hoca’nın mahkeme kayıtlarına da geçen idam nedeni şapka değildir. Ankara İstiklal Mahkemesi zabıtlarında göreceksiniz ki şapka risalesinin adı birkaç kere geçiyor ancak esas muhakeme İstiklal Savaşına ihanet üzerine oturtulmuştur. Bu da Damat Ferit ve İngilizlerle yapılan işbirliğinin vücut verdiği sonuçlarla ilgilidir. İdam kararın neresinde şapka var. Dinci yalancılık bunu böyle yayıyor. Bu çok insafsız, vicdansız , hayasız bir yalandır. Kelime-i şehadet düşmanları ile işbirliği yapmışlardır.
Mehmet Akif Mısır’a şapka yüzünden gitmedi
Yaşar Nuri Öztürk Mehmet Akif Ersoy’un şapka takmamak için Mısır’a gittiği ve Kuran’ı Türkçe’ye çevirmesiyle ilgili ortaya atılan iddialara da yanıt verdi. Mehmet Akif’in Kuran’ı “benim gücümü aşıyor” diye tercüme etmekten vazgeçtiğini belirten Öztürk, şöyle devam etti: “Mehmet Akif Muhittin Nalbantoğlu’na bir mektup yazıyor. Orada her şeyin açıklaması var. Mısır’a gidiş nedeni özeldir. Telaffuz edilmez burada ama damadı ve kızıyla ilgili ailevi bir meseledir... Kuran’ı tercüme etme konusunda ise açıklaması ’benim dini bilgim hatta Arapça’m Kuran’ı baştan sona tercüme etmeye kâfi değildir. ”