muhteşem yüzyıl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
muhteşem yüzyıl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Larissa Rodrigues Gacemer Kimdir? Kime Hayran

Krem dizisinde Aslı karakterinin güzelleşmiş halini oynayan Brezilyalı model Larissa Rodrigues Gacemer herkesin dilinde. Güzelliğiyle büyüleyen Gacemer ise Muhteşem Yüzyıl'ın Hürrem Sultan'ı Meryem Uvzerli'ye hayran. "Hürrem Sultan'ı oynayan Uzerli'yi çok beğeniyorum" diyen Gacemer, "Dizideki karakteri çok gizemli. Bir iyi bir kötü oluyor. Diziyi de izliyorum" şeklinde konuştu.
Read more

Kanuni, Şehzade Mustafa'yı Öldürtüyor


Muhteşem Yüzyıl’da yıllar ilerler.. Bir yandan imparatorluğun görkemi ve ihtişamı, diğer yandan da iktidar kavgası büyür. Sultan Süleyman’ın huzurla yaşadığı saray artık büyük kanlı çatışmalara  gebedir. Yeni sezonun 3.  fragmanında Kanuni Sultan Süleyman'ın,  Şehzade Mustafa'yı adamlarına öldürttüğü sahne yine çok konuşulacak. İşte o sahne:


'Muhteşem Yüzyıl' heyecan dolu yeni sezonuyla 12 Eylül’de Star’da!


ImageShack, share photos, pictures, free image hosting, free video hosting, image hosting, video hosting, photo image hosting site, video hosting siteYıl 1553… Kanuni’nin son yılları (6/7 Eylül 1566’da ölüyor)…
Osmanlı, en parlak dönemlerinden birini yaşıyor…
Devletin muktedir kadroları, yenilmez bir ordusu, arada kriz filan çıksa da genel olarak sağlam bir maliyesi, ülke çapında yoksul bırakmayan bir sosyal yapısı var…
Ama aynı tarihte bir büyük olumsuzluk gelişiyor: İran’daki Safevi Devleti tehlike arz etmeye başlıyor…
Osmanlı barış arıyor ama mümkün değil. Safevi Şahı, Çaldıran’ın intikamını alma sevdasında: İlle de babasının(Yavuz) sert yumruğunu oğluna (Kanuni’ye) iade edecek…
Başka çare kalmayınca, Kanuni, İran üzerine sefer açılmasına karar veriyor. Tam da o günlerde oğlu Şehzade Mustafa Bey’in Safevi Şah’ı Tahmasb’a yazdığı mektuplar önüne konuyor…Bazı tarihçiler tarafından temkinle karşılanan bu mektuplar, Mustafa Bey tarafından farklı zamanlarda yazılmıştır, ama içeriği yaklaşık olarak aynıdır…
Mektuplarında Şehzade Mustafa, babasının artık yaşlandığından bahisle, atalarının tahtına oturma sırasının kendisinde olduğunu savunuyor ve bu konuda Safevi Şahı’ndan yardım istiyor. Kanuni önce inanmıyor: “Oğulcuğum böyle şey yapmaz, babasına komplo kurmaz!..” diye isyan ediyor ama tümü oğlunun mührüyle mühürlenmiştir… Ayrıca daha önceki yazımda ifade ettiğim gibi, Şehzade Mustafa kendisine hakkı olmadığı halde “tuğra” çektirmiştir. Bu apaçık bir isyandır. Töreye göre bu, saltanatını ilân etmesinden farksızdır.
Devletin bir iç savaşa sürüklenmesi ihtimali Kanuni’nin tüylerini diken diken ediyor… Uykularını kaçırıyor… Stresten hastalanıyor.
Kanuni, yol ayrımındadır artık: Ya devleti ya da oğlunu tercih edecektir…
Üstündeki büyük sorumluluk sebebiyle devleti tercih ediyor.
Amasya’da valilik yapan oğlu Şehzade Mustafa’yı Konya’ya çağırıyor… Kendisi de 1553 yılı baharında ordusuyla birlikte Konya Ovası’na gidiyor. 
Oğlu Şehzade Mustafa’yı otağına alıyor. Mustafa, Otağı Hümayun’un kapısında durduruluyor. Kılıcını çıkarması, huzura silahsız girmesi isteniyor… Oysa daha önceki uygulamalarda şehzadeler silahları ile huzura kabul olunurdu. Kuşkulansa bile yapacak bir şeyi yoktur.
Kanuni, elini öptürüyor. Oğlunun gözlerine bakamıyor. Zar zor hatırını soruyor. Sonra da “istirahat” etmesi için çadırına uğurluyor.
Bu son görüşmeleridir… Kuşkusuz baba yüreği kanıyor! Ama onun da yapacağı bir şey yoktur: Çünkü bu yola “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe” denilerek çıkılıyor.
Mustafa Bey huzurdan başı önünde çıkıyor. Babasındaki tuhaflığı fark etmiştir. Kendi çadırına yöneliyor.
Çadırına girer girmez, yedi dilsiz cellât aynı anda üzerine çullanıyor. 
Şehzade Mustafa, cellâtlara direniyor. Onları dağıtıyor da, lakin nereden çıktığı belli ünlü cellât Zal Mahmut Ağa elinde balta ile saldırıyor. 
Nutku tutuluyor adeta Mustafa Bey’in: Çünkü Zal Mahmut, onun sarayda iken sık sık görüştüğü en yakın arkadaşları arasındadır. 
Elindeki baltayı savuruyor. İsabet alan Mustafa Bey yere düşüyor. Dilsiz cellâtlar kement atıyorlar. Yay kirişini boğazına bastırıp soluğunu kesiyorlar. Mustafa nefessiz kalıyor. “Nizam-ı âlem” uğruna oracıkta canını teslim ediyor, şehit oluyor. Hayatını “devletin bekası” için veriyor.
Unvanı “Kanuni” olan ve Alman İmparatoru Şarlken’e esir düşen Fransa Kralı Fransuva’yı Alman esaretinden kurtarmak için, sırf annesinin ricası üzerine “Almanya Seferi”ne çıkan Sultan Süleyman’ın, olayı tahkik etmeden oğlunu öldürtebileceğine ihtimal vermek zor…
O Kanuni ki, değil oğlunun, hiçbir insanın zulme uğramaması için ömür boyu çabalamış durmuştur…
Düşmanlarının bile “âdil” olduğunu söylediği bir Padişah, böyle bir tuzağa düşebilir mi?
Açıkçası, ben buna hiç ihtimal vermiyorum.
Şehzade Mustafa’nın idamına halktan gelen tepkilere başka bir yazımızda bakalım.
Read more

Muhteşem Yüzyıl Pelin Karahan Fotoğrafları, Mihrimah Sultan


Hürrem Sultan’ın aksine bir sultan olarak doğup büyümüş ve bir hanedan üyesi olmanın verdiği özgüvenle yetişmiş Mihrimah Sultan karakterini canlandıran Pelin Karahan şunları söyledi; “Muhteşem Yüzyıl kısa sürede Türkiye sınırlarını aşarak dünyada ses getiren bir proje haline geldi. Yönetmeninden, oyuncu kadrosuna, yapımcısından ekibine kadar içinde yer alıyor olmaktan dolayı çok mutlu olduğum bir iş. Mihrimah Sultan da Osmanlı döneminin en önemli kadın karakterlerinden biri… Etkisi haremin dışına kadar taşmış, devlet ilişkilerinde bile rol gösterme şansına kavuşmuş. En az Hürrem Sultan kadar güçlü ve annesinin izinden giderek belli bir mertebe ulaşmasıyla politikaya, siyasete yön verebilmiş. Böyle bir projede Mihrimah Sultan gibi bir karakteri canlandırıyor olmak benim için heyecan verici.”
          

MUHTEŞEM YÜZYIL PELİN KARAHAN
MUHTEŞEM YÜZYIL PELİN KARAHAN
MUHTEŞEM YÜZYIL PELİN KARAHAN
MUHTEŞEM YÜZYIL PELİN KARAHAN
MUHTEŞEM YÜZYIL PELİN KARAHAN
Read more

Muhteşem Yüzyıl'daki Firuze Karakteri


Muhteşem Yüzyıl dizisine katılan Cansu Dere Firuze karakteri ile fırtınalar estirecek ve Hürrem Sultan’a sıkı bir rakip olacak..Dizinin konuk oyuncusu Cansu Dere, şiire yatkınlığı, Farsça’ya olan hakimiyetiyle Sultan Süleyman’ın dikkatini çekecek olan Firuze karakterini canlandıracak..
Dere, “Muhteşem Yüzyıl emek harcandığı belli olan seyretmenin keyfi dışında kamera arkasını da merak ettiğim başarılı bir projeydi” dedi



Read more

Pargalı İbrahim Paşa Kimdir ?



Osmanlı'ya muhteşem yıllarını yaşatan Kanuni Sultan Süleyman'ın, zaferlerinde omuz omuza mücadele ettiği bir dostu vardı. Bu kişi Damat İbrahim Paşa ya da diğer adıyla Pargalı İbrahim'di.

İşte Pargalı'nın yaşam öyküsü...

Pargalı Damat İbrahim Paşa, Maktul ya da Makbul İbrahim Paşa olarak da bilinir, (1493, Parga [bugün Yunanistan'da]- 15 Mart 1536, İstanbul) Kanuni Sultan Süleyman saltanatı döneminde 1523?-1536 yılları arasında sadrazamlık yapmış, önemli siyasal ve askeri olaylarda rol oynamıştır.

Hayatı :
Kökeni Bugün Yunanistan'da kalan Parga yakınlarındaki bir köyde doğdu. Değişik kaynaklarda doğumunda Rum ya da İtalyan kökenli olduğu belirtilmektedir.

Babası bir balıkçıydı (İbrahim Paşa'nın anne ve babasını sadrazamlığı sırasında İstanbul'a getirttiği kayıtlara geçmiştir). 6 yaşında korsanlar tarafından kaçırılarak Manisa'da köle olarak satıldı!
Kanuni şehzadeliği sırasında Manisa'da karşılaştığı ve arkadaşlık kurduğu İbrahim'i maiyetine aldı. İbrahim onun can yoldaşı olmuştu!





Balıkçının fakir oğlu sadrazamlığa yükseldi
Kanuni'nin maiyetinde idamına kadar geçirdiği yıllar boyunca onun yakın arkadaşı ve danışmanı oldu. Kanuni padişah olduktan sonra onunla birlikte İstanbul'a geldi ve Osmanlı Devleti'nde Sadrazamlık, Anadolu ve Rumeli Beylerbeylikleri ve Seraskerlik (1528-1536) dahil olmak üzere en üst düzeylerdeki görevlerde bulundu.

Kanuni'nin Padişah olması ile birlikte ilk önce Hasodabaşılık görevine atanarak bu noktadan sonra kendi yetenekleri ve Kanuni ile aralarındaki sıradışı güven ilişkisi sayesinde hızla yükseldi.

1521'de Belgrad'ın Fethinde görev aldı. 1522'de Rodos seferine katıldı. Bu durum,1523'te sadrazamlığa getirildi.


Kanuni onu öyle sevdi ki ailesine de aldı. 1524'te Pargalı, Kanuni'nin kızkardeşi Hatice Sultan ile evlendi. Ancak Pargalı devlet adamı olarak sergilediği başarılara rağmen hem kendisini hem de eşini bekleyen kötü kadere doğru yol alıyordu...

Mısır'da asayişi sağlamakla görevlendirildi ve kendisine Mısır Beylerbeyi unvanı verildi. Macaristan seferine katıldı ve Mohaç Savaşının kazanılmasında önemli rol oynadı.

Avusturya İmparatorunu Osmanlı Sadrazamına eşit sayan 1533 tarihli İstanbul Antlaşması'nın müzakerelerini yürüttü. Safevilere karşı düzenlenen Irakeyn seferine katıldı. Tebriz'i aldıktan sonra Kanuni'nin kuvvetleri ile birleşti ve Bağdat'ın fethinde görev aldı.

iktidarı

İbrahim Paşa'nın dönemindeki gücünü ortaya koyacak en önemli veri; Kanuni tarafından Seraskerlik makamına getirildiğinde İmparatorluğun o güne dek dört tuğa simgelenen gücünün yedi tuğa çıkarılması ve İbrahim Paşa'nın da altı tuğ taşımaya yetkili kılınmış olmasıdır. Kanuni'den eksiği sadece Hilafet tuğudur. Osmanlı imparatorluğunun o dönemde bilinen dünyayı şekillendiren dominant dış politikasının kontrolü tamamen İbrahim Paşa'nın elindedir.


Ölümü
Pek çok tarihçi, yabancı elçilerin İbrahim Paşa’yla görüşmelerine ilişkin hazırladıkları raporlarından yola çıkarak onun iktidar hırsıyla pek çok kararı kendi başına buyruk verdiği savında bulunmaktadır. Bu nedenle, 1536 yılında gücünden kaygılanan Kanuni Sultan Süleyman'ın emri ile öldürüldüğü iddia edilmektedir.

İbrahim Paşa'nın krallara yaraşır büyüklükteki serveti Hatice Sultan'dan olan oğlu Mehmet Bey (1525-1528) çok genç yaşta öldüğü için hazineye kaldı. İbrahim Paşa'nın öldürülmesinin ardından dul kalan Hatice Sultan (1498-1582) öldüğünde babası Yavuz Sultan Selim'in yanındaki türbeye gömüldü.

Geride Bıraktıkları
İbrahim Paşa Sarayı, Sultanahmet, İstanbul.13 sene sadrazamlık yapan ve Farsça, Rumca, Sırpça ve İtalyanca bilen İbrahim Paşa, bugün Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılan İbrahim Paşa Sarayından başka, İstanbul, Mekke, Selanik, Hezergrad (Razgrad) İbrahim Paşa Camii ve Kavala'da Cami, Mescid, Mektep, Medrese Zaviye, Hamam ve Çeşme gibi eserler inşa ettirmiş ve bunlara vakıflar tahsis ettirmiştir. Önemli bir sanat ve özellikle edebiyat hamisidir.

KANUNİ PARGALI'YI NEDEN ÖLDÜRTTÜ
İbrahim Paşa'nın idamında birkaç faktör etkili oldu. En önemlisi İbrahim Paşa'nın iktidarda ulaştığı güç ve bu gücün yarattığı kişisel hırs ve iktidar sarhoşluğudur. İbrahim Paşa'nın Kral Ferdinant'ın elçilerine söylediği aktarılan şu sözler onun bu hırsını ortaya koyar: "Bu büyük devleti idare eden benim; her ne yaparsam yapılmış olarak kalır; zira bütün kudret benim elimdedir. Memuriyetleri ben veririm eyaletleri ben tevzi ederim verdiğim verilmiş ve reddettiğim reddedilmiştir. Büyük padişah bir şey ihsan etmek istediği veya ettiği zaman bile eğer ben onun kararını tasdik etmeyecek olursam gayr-ı vaki gibi kılınır. Çünkü her şey; harb servet ve kuvvet benim elimdedir." Ve İbrahim Paşa'nın Serasker Sultan ünvanını kullanmakta ısrar edişi de bir tür meydan okuma olarak alınmış olabilir.


Pargalı İbrahim İdamında Hürrem Sultanın Etkisi
Bir başka faktör Kanuni'nin eşi Hürrem Sultan ile aralarındaki çekişmedir. Özellikle İbrahim Paşa'nın taht için Kanuni'nin ilk eşinden olan en büyük oğlu Mustafa'yı (Kanuni tarafından 1553'te boğdurularak idam ettirilmiştir.) açıkça destekliyor oluşu ve Kanuni üzerindeki Hürrem Sultan ile yarışan etkisi bu çekişmeyi yaratmıştır. İbrahim Paşa'nın Bağdat'ın Fethinin ardından Defterdar İbrahim Paşa'yı idam ettirmesi ve buna onay veren Kanuni'nin daha sonra duyduğu pişmanlık da İbrahim Paşa'nın gözden düşmesinde etkendir.

Mynet
Read more