SERBEST MÜSTEZAT:
19. Yüzyıl sonlarında özellikle Servet-i Fünun'cuların
geliştirdikleri bir nazım biçimi. Divan şiirindeki müstezat'tan şu
özellikleriyle ayrılır:
* Serbest müstezat, hem aruz, hem de hecenin çeşitli
kalıplarıyla yazılabilir.
* Temel olarak alınan kalıbın çeşitli parçaları çeşitli
düzenlerle bir arada kullanılabileceği gibi aynı nazım içinde yalnız bir kalıp
değil, başka kalıplar ve bunların parçaları da kullanılabilir.
* Uzun ve kısa mısralar kimi zaman belli bir düzen içinde
sıralanır, kimi zaman da herhangi bir düzene bağlı kalınmaz.
* Kafiye örgüsünün düzenlenişi de kurala değil, şairin
isteğine bağlıdır.
* Müstezat'ın daha özgürce kullanılmış
biçimdir.
* Sembolizmin yaygın olduğu bir dönemde Fransa'da ortaya
çıkan bir şiir şeklidir.
* Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati şairlerince
kullanılmıştır.
* Serbest müstezatta nazım nesre
yaklaştırılmıştır.
Bu özellikleriyle serbest müstezat, Divan şiirindeki
müstezat'ın geliştirilmesiyle oluşturulmamış, doğrudan Batı şiirinden
alınmıştır. Klasik nazım biçimlerinden ve tek ölçünün bir örnekliliğinden
kurtuluş yeni biçimler ve ahenkler yaratmak düşüncesiyle oluşturulan bu biçim,
serbest nazıma geçişte bir aşama olmuştur.
Serbest müstezatın başarılı örneklerini Tevfik Fikret, Cenap Sahabettin ve Ahmet Haşim
vermiştir.
Serbest nazım
hakkında bilgi
Kısaca, ifade ile düzensiz şiir demektir. Bu şiirlerde
mısralar ya düzgün bir görünüş arzederler, ya da karışık bir sıra meydana
getirirler. Herhangi bir ölçüye veya kafiyeye bağlı
değildirler.
Ancak düzgün sıralanışta mısralar aşağı yukarı birbirine
benzerler. Mısraların karışık sıralanışı halinde ise dikkati çekecek derecede
bir ölçü ve kafiye değişikliği görülür. İfade etmek gerekir ki, serbest nazım
bizim edebiyatımızda oldukça yenidir. Bu şekilde şiir yazanların en büyük
düşünceleri vezin ve kafiye endişesinden kurtulmaktır. Aruzu kullanmak
istemeyenler hece veznini benimsediler.
Hece veznini kullanmakta zorluk görenler de serbest nazma
sığındılar. Çünkü serbest nazımda aruzda ve hecede olduğu şekilde, vezin ve
kafiye gibi uyulması gereken her hangi bir kurallar dünyası yoktu. Bu bakımdan
yazmak daha rahattı.
Bu şeklin dünya edebiyatında tanınmış temsilcileri, Heine,
Aliot, Whitman, Claudei vb. şairlerdir. Bizde ilk temsilcisi Cenap
Şehabettin'dir. Cumhuriyet'ten sonra işe serbest nazmın edebiyatımızda yaygın
bir şekilde kullanıldığı görülmektedir.
Serbest nazımla yazılan
şiirler şekil bakımından üçe ayrılır:
a) Vezinli kafiyeli serbest
nazım: Aruzun veya hecenin değişik kalıpları ile yazılır. Vezin mısradan
mısraya değişir. Şiir hece vezni ile yazılmışsa hecenin, aruzla yazılmışsa
aruzun değişik kalıpları ahengi kuvvetlendirecek şekilde kullanılır. Muralar
arasında kafiye vardır; ancak dizilişi şairin anlayışına göre
değişir.
b) Vezinsiz kafiyeli serbest
nazım: Bu şiirde vezin yoktur. Kafiyenin dizilişi ise şairin anlayışına
göre değişir.
c) Vezinsiz kafiyesiz serbest
nazım: Kafiye ve vezin endişesi taşımadan, tam anlamıyla serbest bir
şekilde kaleme alınan şiirlerdir.
Serbest
Nazım:
Genellikle ölçü ve kafiyeye bağlı bulunmayan,
dizelerindeki hece sayısı değişik olan şiirlerdir. Servet-i Fünûn’dan sonra
kullanılmaya başlanan bu nazım şekli günümüzde çok yaygınlaşmıştır. Ölçü ve
kafiye şiire ahenk verir. Serbest nazımlarda ise bu ahenk aliterasyon ve
asonanslarla sağlanır.
Serbest nazmın, şairlerin kullanışlarına göre pek çok
çeşitleri vardır. Bunun için de henüz belirginleşmiş bir kuralı
yoktur.
Toplumcu
Şiir:
Halkı ve halkın sorunlarını anlatan şiir türüdür. Nazım
Hikmet ve Rıfat Ilgaz’ın şiirleri buna örnektir. Yirminci yüzyılın başlarında,
neredeyse tüm dünyada eşzamanlı olarak gelişen siyasal ve toplumsal hareketlere
bağlı olarak yeni bir edebiyat akımı doğar.
Toplumsal gerçekçilik ya da sosyalist gerçekçilik adı
verilen bu akım; şiirden, edebiyatın ve sanatın her alanına kadar geniş bir
yelpazede etkisini gösterir. Emekçilerin sorunlarını, emek-sermaye çelişkisini
ve yaşamsal kaygılarını konu alan bu akım, “toplum için sanat” görüşünü temsil
eder.
Serbest Nazım ve
Toplumcu Şiirin Özellikleri:
Pragmatik, yani çıkarcı şiirdir.
Şiir tezlidir, savunulan bir görüş vardır ve bu görüş
kendini şiirde belli eder.
Şair, toplumun bir parçası olduğu için şiirlerini toplumsal
bir kaygı ile yazmalıdır.
Şair ancak toplum şiirleri yazarak kendini geliştirebilir.
Bireysellikten önce kolektiflik vardır.
Dilin harekete geçiren gücünden, etkisinden
yararlanılmıştır.
Söylev üslubundan yararlanılmıştır.
Geniş kitlelere hitap etmek, onları harekete geçirmek için
yazılmıştır.
Şiirde biçimden çok içeriğe önem vermişler bu sebeple de
ölçüsüz, kafiyesiz şiirler yazmışlardır.
Gelecekçilik (Fütürizm) akımından
etkilenmişlerdir.
Gelecekçilik (Fütürizm): 20. yüzyılın başlarında İtalya’da
ortaya çıkan bu akımın sanatçıları, şiirde temel öğelerin cesaret, isyan ve
cüret olduğunu savunmuşlardır. Edebiyatın durgun değil hareketli, barışçıl değil
kavgacıl olmasını istemişlerdir. Savaşı övmüşler ve geçmişi kötülemişlerdir.
Türk Edebiyatında Nazım Hikmet, ünlü Rus şairi gelecekçi Mayokovski’den
etkilenmiştir.
Serbest Nazım ve
Toplumcu Şiirin Önemli Temsilcileri
1. NAZIM HİKMET (1902 –
1963)
Toplumcu gerçekçi edebiyatın öncüsü olup, ilk şiirlerini
ölçülü ve uyaklı yazmıştır.
Rusya’daki öğrenim yıllarında Fütürist şair Mayakovski’nin
sanat görüşünü benimsemiş, ölçülü ve uyaklı şiiri bırakmıştır.
Rusya’dan döndükten sonra öz, biçim ve tema bakımından yeni
şiirleriyle serbest nazmın ve toplumcu şiirin ilk örneklerini vermiş; bu yönüyle
pek çok şairi etkilemiştir.
Şiir dışında roman, tiyatro, masal, mektup gibi türlerde
eserler vermiştir.
“Memleketimden İnsan Manzaraları” ve Kuruluş Savaşı’nı
anlattığı “Kuvayı Milliye Destanı” önemli eserlerindendir.
Eserleri:
Şiir: 835 Satır, Jokond
ile Si-Ya-u, Memleketimden İnsan Manzaraları, Kuvayı Milliye
Destanı
Tiyatro: Kafatası,
Yusuf ile Menofis
Roman: Kan
Konuşmaz
Masal: Sevdalı
Bulut
Mektup: Kemal Tahir’e
Mahpushaneden Mektuplar
2. RIFAT ILGAZ (1911 –
1993)
Toplumcu gerçekçi bir şair ve yazardır.
Özellikle 1940’lı yıllarda yoksulların yaşamlarını
anlattığı şiirleriyle, toplumcu gerçekçi şairlerin önemli
temsilcilerindedir.
“Markopaşa” dergisinde mizahi yazılar
yazmıştır.
En önemli eserlerinden olan Hababam Sınıfı, başlangıçta
tiyatro olarak yayımlanmıştır.
Eserleri:
Şiir: Sınıf, Yaşadıkça,
Devam, Bütün Şiirleri
Roman: Karartma
Geceleri, Sarı Yazma
Mizahi Hikâyeler: Don
Kişot İstanbul’da, Radarın Anahtarı
Mizahi Romanlar:
Hababam Sınıfı, Pijamalılar
3. CEYHUN ATUF KANSU (1919 –
1978)
Önceleri halk şiirinden etkilenen şair, 1940’lı yıllarda
toplumcu gerçekçi şiire katılarak serbest şiirler yazmaya
başlamıştır.
Şiirleri dışında makale, hikâye, deneme türlerinde de yazan
sanatçı, “Dünyanın Bütün Çiçekleri”, “Kızamuk Ağıdı” adlı şiirleriyle
sevilmiştir.
Eserleri:
Şiir:
Bağbozumu
Sofrası,
Bağımsızlık Gülü,
Sakarya Meydan Savaşı,
Yanık
Hava