Taban Fiyat Uygulaması örnekler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Taban Fiyat Uygulaması örnekler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Taban Fiyat Uygulaması Nedir? Konu Anlatımı

Taban Fiyat Uygulaması
Devlet, bazen bir mal ve hizmet için asgari ya da taban fiyat saptar. Emekçiler için asgari ücret, belli tarım ürünleri için destekleme fiyatları bu konuda iyi bilinen örneklerdir. Taban fiyat denge fiyatında ya da onun altında saptanırsa, hiç bir etkisi olmayacaktır. Çünkü denge hala ulaşılabilir durumdadır ve devletçe konulan taban fiyatla da tutarsız değildir. Ne var ki, taban fiyatın denge fiyatının üstünde olması halinde, bu fiyat bağlayıcı veya etkili bir fiyat olacaktır. Şimdi, bu bağlayıcı durumlarla ilgileneceğiz. 
Devletin özellikle tarım ürünleri piyasalarına müdahalede başvurduğu etkin bir yöntem; piyasa için bir destekleme fiyatı saptayarak, bu fiyattan ürün satın almaktır. Bu uygulamada devlet, piyasa denge fiyatının üzerinde bir taban fiyat belirler ve bu fiyattan kendisine getirilen ürünü satın alır. 
Ülkemizde Toprak Mahsulleri Ofisi, Fiskobirlik, Çaykur, Marmara Birlik, Tekel gibi kuruluşların yaptığı gibi, bu kuruluşlar ilgili malların piyasasına girerek belli bir fiyattan malı satın alırlar. Böylece bu malların fiyatının bu taban fiyatın altına düşmesine izin verilmez.
Taban fiyat uygulaması, piyasa döneminin uzunluğuna bağlı olarak farklı etkiler yaratır. Çok kısa piyasa dönemi, tarımsal üretimin biyolojik özelliği nedeniyle bitkisel ürünlerde çoğu durumda bir yıl kadar sürer. Ürünün hasadıyla başlayıp gelecek ekim mevsimine kadar süren çok kısa piyasa döneminde arz, birçok tarım ürününde, hemen hemen sabittir. Bu nedenle çok kısa piyasa döneminde arzın, şu ya da bu düzeyde belirlenecek taban fiyata herhangi bir tepkisi söz konusu değildir. Böyle bir durum, şekilde görülmektedir. 
         
Şekil: Çok Kısa Dönem 
Yukarıdaki şekilde, belirli bir yılın ürün arzının (S = Qı) olması üzerine, devletçe belirlenen destekleme fiyatı ya da taban fiyat, Pt'dir. Devlet Pt fiyatından kendisine getirilecek ürünü satın almaya hazır olduğundan hiç bir üretici, bundan daha düşük bir fiyattan ürününü satmaya razı olmayacaktır. Bu nedenle, piyasada tüketiciler de, ürünü devletçe belirlenen (Pt) taban fiyatından satın alacaktır. Ne var ki, (Pt) fiyatından tüketicilerin talebi, (Qt) kadardır. Bir başka deyişle, tüketiciler, piyasaya getirilen ürünün tamamını satın almazlar. Bu durumda, devlet, açıkladığı (Pt) taban fiyatı üzerinde, tüketicilerce satın alınmayan (Qı-Qt) kadar ürünü, satın almak zorunda kalacaktır.
Çok kısa piyasa dönemindeki bu uygulama; kuşkusuz üretici gelirlerinde önemli artışlara yol açar. Zaten uygulamanın amacı da, üretici gelirlerini artırmaktır. Ancak, bu uygulama, piyasa fiyatını yükseltmek suretiyle tüketicilerin büyük ölçüde rant kaybına yol açar.
Bir tarımsal ürünle ilgili destekleme fiyatının ekimden sonra, ancak hasattan önce belirlenmesi durumunda, artık kısa piyasa dönemi söz konusudur. Bu durumda, çiftçiler; su, kimyasal gübre, ilaç gibi verimliliği etkileyen aramalların farklı yoğunluklarda kullanarak, kısa dönemde piyasaya arzedecekleri mal miktarını belirli sınırlar içinde değiştirebilirler. Bir başka deyişle, tarımsal ürün arzı, kısa piyasa döneminde, az da olsa, belirli bir esneklik gösterir. Şekil böyle bir durumu yansıtmaktadır. 
Normal piyasa koşullarında ürünün fiyatı arz ve talebe göre oluşacağından (şekil) OPı fiyatında OQı kadar ürün satılacaktır. Devlet üreticileri korumak amacıyla ürünün taban fiyatını OPt düzeyinde tutmak isterse o zaman talep miktarı OQt'ye düşecektir. Fakat OPt yüksek fiyatı karşısında ürün arzı artacaktır (OÇh). Bu durumda, arz ve talep arasında BC aralığı kadar bir arz fazlası meydana gelince bu BC arz fazlasını devlet OPt fiyatından satın alacaktır. Bu durumda diğer özel girişim alıcıları da devletin uyguladığı fiyata uymaya zorunlu kalacaklardır. Dışsatımı olanaklı malların üretimini özendirmek için de destekleme alımlarına başvurulabilir. 
Şekil: Kısa Dönem 

Fiyat Sübvansiyonu 
Piyasa talebinin düşük bir esnekliğe sahip olması durumunda, piyasaya arz edilen mal miktarının herhangi bir nedenle artması; King Kanunu nedeniyle, üretici gelirlerini önemli ölçüde düşürür. Genellikle tarımsal ürün pazarlarında kendini gösteren bu tür durumlarda, hükümetler, üreticileri korumak amacıyla, zaman zaman, çeşitli mal ve hizmetlerde, fiyat sübvansiyonu uygulaması yaparlar. Şöyle ki; fiyatlar serbest piyasa koşullarında oluşur. Yani devlet müdahale etmez. Başka bir deyişle, piyasadaki alış-verişler cari fiyat üzerinden işlem görür. Ancak, devlet üretilen veya satılan her birim başına garanti bir fiyat verir. Garanti fiyat ile cari fiyat arasındaki farkı, üreticiye nakit olarak öder. Mali yardım, hem üreticiyi hem de tüketiciyi korumaktadır. Gerçekte tüketici bir birim malı, düşük piyasa fiyatından satın alarak belli bir avantaj sağlamaktadır. Oysa bu avantaj taban fiyat uygulamalarında yoktur. Özellikle stok yapılması güç olan tarımsal ürünlerde    destekleme    alımları    yerine    sübvansiyon    politikasına başvurulur.   Bununla   beraber   sübvansiyon   politikasının   destekleme alımlarından daha zor bir uygulama olduğu da açıktır. 
Hükümetçe belirlenen garanti fiyatının piyasa üzerindeki etkileri; ele alınan piyasa döneminin niteliğine bağlıdır. 
Çok kısa piyasa döneminde, garanti fiyatının, piyasa mekanizmasının işleyişi ve piyasa denge fiyat ve miktarı üzerinde, herhangi bir etkisi yoktur.
Bu nedenle, tüketici rantı değişmez.
Garanti fiyatı, çok kısa piyasa döneminde, yalnızca üreticilere hükümetçe yapılacak doğrudan sübvansiyon ödemelerinin hesaplanmasında kullanılan bir ölçütten ibarettir. Ne var ki, kısa ve uzun piyasa dönemleri için, aynı şeyleri söylemek olurlu değildir. Çünkü, piyasa dönemi uzadıkça, arzın fiyat esnekliği artar. 
Aşağıdaki şekil-44, fiyat sübvansiyonu uygulamasının kısa piyasa dönemindeki sonuçlarını göstermektedir.
 
Şekil-: Kısa Dönem
Buna göre, başlangıçta piyasa denge fiyatı (Pı) ve denge değiş-tokuş (mübadele) miktarı (Qı) iken hükümetin (Pg) gibi bir garanti fiyatı belirlemesi üzerine, piyasaya arzedilen mal miktarı (Qı) düzeyinden (Q2) düzeyine çıkmıştır. Piyasaya arzedilen mal miktarındaki bu artış, piyasa denge fiyatının (Pı)'den (P2)'ye düşmesine neden olmuştur. Piyasa denge fiyatının düşmesi, tüketicilerin elde ettikleri gönenci arttırmıştır. Ancak, tüketici gönencindeki bu artma hükümetin sübvansiyon yükünün artması pahasına gerçekleşmiştir.
Fiyat sübvansiyonu, ancak, yerleşik belge düzenine ve iyi örgütlenmiş mal borsasına sahip ülkelerde uygulanabilir. Çünkü, üreticilerin kendileri için saptanmış sübvansiyonu alabilmeleri; hem de fiyat yönünden, sattıkları malı belgelendirmelerine bağlıdır.
Taban fiyatın uygulandığı en önemli alanlar bazı tarım ürünleri piyasaları ve işgücü (emek) piyasasıdır. Türkiye'de Devlet tütün, fındık, buğday ve çay gibi bazı ürünler için taban fiyat uygular; ürünleri taban fiyattan satın almayı garanti eder. Üretici ürününü devlete veya devlet dışındaki alıcılara taban fiyatı üzerinden satar. Genellikle arz fazlası devletin elinde kalır ve devlet bu arz fazlasını daha düşük fiyata ihraç ederek, imha ederek, yakarak ( tütün ve çay) veya askeri birliklere ve okullara dağıtarak (fındık) elden çıkarmaya çalışır.
Devlet, öte yandan bazı ürünlerin ekim alanlarını sınırlandırarak arzı azaltmayı hedefler.
Read more