Simyacı, İspanyadan kalkıp Mısır piramitlerinin eteklerinde
hazinesini aramaya giden Endülüslü genç bir çoban Santiago’nun masalsı yaşamının
öyküsü.
Kitabın Özeti:
İspanya’da yaşamakta olan Santiago gezmeye yeni yerler
görmeye meraklı olduğu için okuma-yazmayı çok iyi bildiği halde çoban olmayı
tercih eder. Bu sayede yeni yerler görür. Aynı zamanda kitap okur. Sürüsüyle
birlikte gittiği terkedilmiş bir zamanlar ayin eşyalarını konduğu yerde kocaman
bir firavuninciri büyümüş olan kiliseye gelir. Burada uykuya dalar ve
haftalardır gördüğü düşün aynısını burada görür. Bir zamanlar yün satmak üzere
bir tüccara gitmiş orda tüccarın kızıyla muhabbet etmiş çok hoşlanmıştır. Şimdi
yeniden o tüccara gitmek ister. Tarifa’ya geldiğinde düş yorumcusu bir yaşlı
kadının olduğunu anımsar ve yaşlı kadını yanına gider. Falcı kadın Santiago’yu
çok şaşırtır. Santiago’nun Mısır piramitlerine gideceğini orada bir hazine bulup
zengin olacağını söyler. Falcının yanından ayrıldıktan sonra kasabada bir sırada
otururken Salem Kralı olduğunu söyleyen
yaşlı bir adamın yanına oturur. Falcı kadının söylediklerinin aynısını söyler.
Bunun için gençten koyunlarını satmasını kendisine de altı koyununu vermesini
ister. Bir gün sonra tekrar yaşlı adamın yanına giderek altı koyununu verir.
Karşılığında ise Urin ile Tummini adında iki taş alır. Artık Santiago hazine
peşine düşmüş bir serüvendedir. Tarifa’dan Afrika’ya geçtiğinde ilk gördüğü
kahvehaneye girerek Mısır piramitlerine gitmek için yardım ister. Tüm parasını
vererek bir rehber bulmuştur. Piramitlere gitmek üzere çıktıklarında adam
kalabalık pazar yerinde kendini kaybettirmiştir. Artık beş parasız kalmıştır.
Şimdi tek isteği bir iş bulup para kazanmaktır. Bir billuriye dükkânında kristal
satmak üzere işe başlar. İşe başlamasıyla billuriye dükkanı daha çok satmaya
başlar.Tam bir yıl geçtikten sonra mısır piramitlerine gidecek parayı
biriktirir. Mısıra gitmek üzere kervancıyla anlaşır. Aynı şekilde piramitlere
gitmek isteyen birçok ülkeden insan vardır. İlk olarak AL-FAYOUM’a gider. Daha
fazla ilerleyemezler çünkü kabileler arası savaş vardır.AL-FOYOUMda kabile reisi
tarafından karşılanıp misafir edildiler. yolculuk esnasında tanıştığı bir
İngiliz Mısıra simyacıyı bulmak için gelmiştir. Fakat büyük hayal kırıklığına
uğramıştır. Çünkü Simyacı’yı kimse tanımıyordur. Sonra rastladıkları bir
ihtiyara sorarlar. Öyle bir kişinin vahada yaşadığını kabile reislerinin bile
çok zor ulaştığı güçlü biri olduğunu söyleyerek savaşın bitmesini bekleyip
kervanlarla gitmelerinin daha iyi olacağını söyler. Sonra siyah peçeli omuzunda
testi taşıyan kızı görür ve aşık olur Santiago. İsminin Fatima olduğunu öğrenip
her gün bekleyeceğini söyleyerek yanından ayrılır. İkinci gün Fatima’ya aşkını
itiraf ederek kendisiyle evlenmesini ister. Artık Santiago Fatima’dan başkasını
düşünemez. Bu arada İngiliz’den Simyacların kurşunu altına dönüştürdüklerini
öğrenip İngiliz’in neden bu kadar yolu teptiğini anlayabiliyordu.
Bir sabah AL-fayoum’a baskın düzenlenir. Bunu üzerine
Santiago güney yönünde yürümeye başlamıştır. Vahanın ortasında tek bir çadır
vardır. Artık Simyacı’yı bulmuştur. Hazineye ulaşmak için Santiago’ya kılavuzluk
edecektir. Yola çıkmadan Fatima ile vedalaşır. Mutlaka geri döneceğini
söyler.
Sonunda bir manastıra varırlar. Burada Simyacı’nın kurşunu
altına çevirdiğine şahit olur. Simyacı’dan aldığı bir parça altınla yoluna
yalnız devam eder. Artık yarım saatlik yolu kalmıştır. Hazineni yerini ona
yüreğinin söyleyeceğine inanıyordur. Bir kumulun tepesine vardığında ağlamaya
başlar. Gözyaşlarının düştüğü yerde hazinenin olduğunu tahmin ederek kazmaya
başlar. Tüm gece boyunca kazmasına rağmen ulaşamaz. Bu sırada savaş mültecileri
olduğunu söyleyen birkaç adam gelir. Hazine aradığını anladıktan sonra aynı yri
kazmaya başlarlar. Onlarda ulaşamayınca Santiago’ya işkence yapıp üzerinde
altını alırlar. Mültecilerin reisi tam ayrılırken kendisinin de düş gördüğünü
İspanya’da çobanların koyunlarıyla birlikte içinde uyudukları ayin eşyanın
konulduğu yerde büyümüş bir firavuninciri ve altında hazine olduğunu gördüğünü
ancak bir düş için tüm çölü geçecek kadar budala olmadığını söyler ve
gider.
Santiago’nun yüreği neşeyle dolar artık bulmuştur hazinenin
yerini. Tekrar aynı kiliseye gider fakat bu sefer yanında sadece küreği vardır.
Eski İspanyol altın parasıyla dolu hazineyi bulmuştur. Şimi tek isteği tekrar
Fatima’nın yanına gitmektir.
Kitap Ana fikri:
Hayattaki mutluluğumuz bazen bize uzak gibi görünse de çok
yakınımızda olabilir. Bunu geç de olsa anlamak bize hayatın tadına varmamızı
sağlayacaktır.
Karakter Değerlendirmesi:
Santiago: İhtiraslı çalışkan bir kişiliğe sahiptir.
Çevredekilere çabuk uyum sağlayabilen şıpsevdi bir kişidir. Tek arzusu dünyada
mutlu olmak ve kendi dilediği gibi yaşamaktır.
İngiliz: Kitap
okumayı çok seven, akıllı ve macera seven bir kişiliğe sahiptir. Kişisel
menkıbesini aramak üzere yola çıkan bir gezgindir.