Sponsorlu Bağlantılar |
C. EŞEYSİZ ÜREME
Canlılar nesillerini devam ettirebilmek için kendilerine benzer canlılar meydana getirmek(üremek) zorundadır. Bu, yaşamın en temel gayesi ve canlıların ortak özelliklerinden biridir.
Canlıların soylarını devam ettirebilmeleri için kendilerine benzer bireyler oluşturmalarınaüreme denir. Üremedeki temel gaye sahip olunan genlerin bir sonraki nesle aktarılmasıdır. Bu aktarımın şekli canlıların sahip oldukları özelliklere göre farklılıklar göstermektedir. Canlılar aleminde eşeyli ve eşeysiz olmak üzere iki çeşit üreme görülür. Mitozla doğrudan bağlantılı bir konu olarak öncelikle eşeysiz üremeyi inceleyeceğiz.
Tek bir bireyden çeşitli yollarla yeni yavrular oluşturulmasına eşeysiz üreme denir. Yani ana canlı döllenme olmaksızın kendisiyle aynı kalıtsal bilgiye sahip yeni bireyler meydana getirir. Dolayısıyla eşeysiz üremede kalıtsal çeşitliliğin sağlanması olağan durumlarda mümkün değildir. Çünkü eşeysiz üremeyi sağlayan temel olay mitoz bölünmedir.
Eşeysiz üreme oldukça basit ve hızlı bir üreme çeşidi olduğu için eşeysiz üreyen canlılar eşeyli üreyenlere göre daha hızlı çoğalır ve yayılırlar(bakteriler, ayrık otu, yeşil algler, Phytophthora). Dolayısıyla hem eşeyli hem de eşeysiz üreme yeteneğine sahip bazı canlılar(çilek, patates, kavak, hurma, Elodea) daha çok eşeysiz üreme şeklini tercih ederler.
Eşeysiz üreme; ikiye bölünme, tomurcuklanma, sporla üreme, rejenerasyon ve vejetatif üreme olmak üzere 5 çeşittir.
1-İkiye Bölünme(Bölünerek Üreme)
Prokaryotik canlıların (bakteriler, siyanobakteriler(mavi-yeşil algler) ve arkeaların) tamamıyla ökaryotik canlılardan tek hücreli olanların çoğunda (bazı maya mantarlarında, amip, öglena ve paramesyum gibi protistlerde) görülür.
En basit ve en hızlı üreme şeklidir. Bu bölünme şeklinde canlı belli bir büyüklüğe ulaşınca mitozla (veya amitozla) enine veya boyuna olarak kısmen eşit iki hücreye ayrılır. Örneğin bakteriler ve paramesyum enine öglena ise boyuna bölünür amip ise her yönden bölünebilir.
2-Tomurcuklanma
Maya mantarlarında(hamur ve bira mayaları gibi), omurgasız hayvanların sölenterler sınıfında (hidraların poliplerinde, mercanlarda), ve bazı çiçeksiz bitkilerde (ciğer otu gibi) görülür.
Tomurcuklanma; ana canlı üzerinde oluşan küçük bir çıkıntının (tomurcuk) büyüyerek küçük bir birey haline gelmesidir. Oluşan bu yeni bireyler anadan ayrılıp bağımsız yaşayabilecekleri gibi birlikte koloni halinde de yaşayabilirler.
Hidranın tomurcuklanmasıyla oluşan yavrular eğer bir zemine tutunup sabit olarak yaşarlarsa polip adını alırlar. Serbest olarak yaşayanlarına ise medüz(deniz anası) denir. Medüzlerde tomurcuklanma görülmez.
3-Rejenerasyon(Yenilenme)
Özellikle yassı solucanlardan planaryada ve derisi dikenlilerden deniz yıldızında görülür. Vücudun herhangi bir kısmından kopan parçanın yeni bireylere dönüştüğü eşeysiz üreme şeklidir. Bazı canlılarda kopan vücut parçasının yine canlı tarafından tamamlaması da rejenerasyon olarak adlandırılır fakat neticede yeni bir canlı meydana gelmediği için bu durum eşeysiz üreme olarak adlandırılamaz. Örneğin kertenkele, sincap, yılan gibi bazı canlılarda kopan kuyruk canlı tarafından tekrar oluşturulabilir. Yine memeli hayvanların ve kuşların bazı dokularında(kemik, epitel doku, karaciğer gibi) meydana gelen yaralanmaların iyileşmesi de rejenerasyon olarak adlandırılır. Fakat burada kopan kuyruktan veya yaralanan dokudan yeni bir birey meydana gelmemekte sadece bahsedilen canlı eksilen parçayı tamamlamaya yada onarmaya çalışmaktadır. Buradan şöyle bir sonuç çıkarılabilir: gelişmişlik düzeyi arttıkça canlının rejenerasyon yeteneği azalmaktadır.
4-Sporlar üreme
Bazı tek hücrelilerde (plazmodium, yeşil alg), mantarlar ve tohumsuz bitkilerin tamamında görülür. Spor; ana hücrenin ürettiği kötü şartlara dayanıklı etrafı sert bir çeperle çevrili üreme hücrelerdir. Canlı tarafından ortama bırakılan sporlar rüzgâr, su gibi etmenlerle yayılarak uygun koşullarda yeni canlıyı oluştururlar. Sporların uygun ortamı bulup yaşama şansı az olduğu için fazla sayıda üretilirler. Bazı mantarların saatte 40milyon kadar spor üretmesi ve çoğu zaman 1m3 havada 20bin ile 2milyon arasında spor bulunması bu durumun bir sonucudur. Ayrıca bu, “besinler neden durup dururken bozulur-küflenir?” sorusunun da cevabını vermektedir.
Eşeysiz olarak sporla üreyen canlıların hemen hemen tamamının hayat döngüsünde eşeyli üremeye de rastlanır. Yani sporla üreme gerçekte yukarıda saymış olduğumuz canlıların üreme döngülerinin tamamında değil sadece belli bir sürecinde gerçekleşir. Bu şekilde eşeysiz ve eşeyli üremenin bir birini takip ettiği üreme şekline döl almaşı(metagenez)denir. Örneğin; Sıtma hastalığının etkeni olan Plazmodyum, Anofel cinsi sivrisineğinin dişilerinde eşeyli üremeyle zigotu oluşturur(tek dipolit evre). Zigot mayoz bölünmelerle sporozoitleri oluşturur. Sporozoitler sivrisineğin ısırdığı insanların karaciğerinde gelişerek merozoitlere dönüşür. Merozoitler de alyuvar hücrelerinde eşeysiz olarak çoğalıp sporları oluşturur. Oluşan bu sporların bazıları dişi bazıları da erkek gametosit olarak görev yapar. Dişi ve erkek gametositler insanı ısıran başka bir sivrisineğin sindirim kanalında birleşerek döngü tekrarlanmış olur. Yine yeşil alglerde, karayosunlarında(damarsız tohumsuzlarda), eğreltilerde(damarlı tohumsuzlarda) ve mantarlarda metagenez görülür.
Metagenezde genellikle sporlar mayoz bölünmeyle gametler ise mitoz bölünmeyle oluşur.
5-Vejetatif Üreme
Eşeyli olarak üreyen yüksek yapılı bitkilerin çoğunda görülen bir üreme şeklidir. Kalıtsal olarak ata canlıyla aynı potansiyele sahip yeni bir birey oluşur. Yeni bireyin oluşumu tohumla eşeyli üremeye göre daha kısa sürede gerçekleştiği için üreticiler tarafından çoğunlukla bu yöntem kullanılır. Tohum oluşturma yeteneğini kaybetmiş bazı bitkiler ise (muz, kavak, çilek, çekirdeksiz üzüm, söğüt) sadece vejetatif yollarla üretilirler.
Vejetatif üreme; sürünücü gövdeyle (çilek), yumruyla (patates, yer elması, zencefil, ayrık otu), rizomla (soğan, lale, zambak, sarımsak, sakarca) ve çelik oluşturma(elma, armut) gibi bitkinin değişik kısımlarından elde edilen parçalarla gerçekleştirilir.
Not: Yumru ve rizom değişik bitkilerin toprak altı gövdeleridir.
Yeni bir fidan oluşturmak üzere kesilip toprağa dikilen dal veya değişik bitki kısımlarınaçelik denir. Afrika menekşesi, begonya, cam güzeli ve gözyaşı bitkisi gibi bazı bitkilerin yapraklarından kopan parçalar toprakla temas edince yeni bir bitki meydana getirir. Söğüt, erik, kavak, üzüm gibi bitkilerin dalları doğrudan yeni bir bitki meydana getirebilir. Aşılama ise başka bir çelikle üretim şeklidir. Çelikle üretilen meyve fidanlarının ham meyve ağacına dönüşmemesi için yapılan bir uygulamadır. Yakın akraba olan türler bu şekilde bir araya getirilebilir. Böğürtlen gibi bazı bitkiler gövdelerinin toprağa daldırılması yöntemiyle çoğaltılabilir.